29.10.2021 Views

Veraset, 4. Yıla Özel sayı.

Bu dergimizde Kemalizmin dini olarak ne açıdan incelenmesi gerektiğini, Mustafa Kemal'in Çanakkale'deki rolünü, milliyetçiliği ve daha bir çok konuyu okuyacak yeni ufuklara gideceksiniz!

Bu dergimizde Kemalizmin dini olarak ne açıdan incelenmesi gerektiğini, Mustafa Kemal'in Çanakkale'deki rolünü, milliyetçiliği ve daha bir çok konuyu okuyacak yeni ufuklara gideceksiniz!

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Ondan sonra 16-7. Ayetlerde İsrail

oğullarına da nimetler verildiğini ancak

İsrail oğullarının sapkınlığa girdiğini

söylüyor. Bu sapkınlıkta günümüz CIA

gazlaması sözüm ona şeriatçıların

aklındaki gibi ceza metodu değiştirmeleri

değil! Birbirlerine olan saygı

yoksunluğundan dolayı çıkan anlaşmazlıklar

olduğu söyleniyor. 18'de ise

peygamberinde bunlardan üst bir yol,

şeriat ile gönderildiği söyleniyor.

19'da da bu saygı yoksunluğu ve kulak

asmayanlara zalimler (Kuran'a göre

affedilmeyen tek günah budur.) diyip

bunlardan uzak durulması gerektiği

vurgulanıyor [18]. Türk toplumunun esas

tesfirlerinden Kur'an yolu tesfiri de bu

konuda şunları yazmakta; "Din ve şeriat

ilk defa Hz. Muhammed’e gelmiş

değildir, daha önce gelip geçmiş binlerce

peygamber vasıtasıyla Allah özü

aynı, detayları farklı dinler göndermiş,

bir yoruma göre aynı olan öze din

(hatta İslâm), farklı olan detaylara,

amelî hükümlere, kulluk şekillerine

sosyal ve hukukî düzenlemelere de

şeriat denilmiştir. Son peygambere ve

ondan sonra gelecek olan bütün

insanlara gönderilen İslâm dini ve

şeriatı, bütün diğer dinleri vahyeden

Allah’tan gelmiştir."[19]

Dönem şeriatı, yani değişen ve değiştirilebilir

olan şeriat için inen ayetlerden

Maide 48'deki kast ise; özünde yine bu

hukuk kurallarıdır, adalettir. Zira

ayetin öncesinde devamla adaleti bir

tut vurgusu yapılır [17]. İsra suresinin

84. Ayetinden de biz, her toplum farklı

kök ve kültürden anlayıştan geldiğini

ve bir sorgulanamaz olduğunu anlıyoruz.

Bu kıstası ancak Allah kendi

katında yapabilir. Bu durumda biz,

farklı kökten gelmiş bir topluma

hukuk kuralı dayatamayız. Ancak; o

toplum tartışır, toplantılar (şura) yapar,

demokrasi yapar ve bir hukuk düzeni

yapabilir. Bunu ise Kur'an'da bir sureye

ad vermiş olan Şura sisteminden

biliyoruz. Şura kelimesi; konsey, meclis,

danışma gibi anlamlara gelir [20].

Yani Kur'an'da şeriatı açıklayan

ayetlerin çoğunun yer aldığı sure,

Meclis Suresidir. Oldukça garip değil

mi? Peki ya surede şura nasıl kullanılıyor?

"Rablerinin çağrısına cevap

verirler, duayı yerine getirirler.

Yönetimleri, aralarında bir «şûradır».

Kendilerine verdiğimiz rızıklardan

infak ederler." Şura suresi 38. Ayet

böyledir. Tanrı şurayı bir yükümlülük

olarak vermiştir. Dua/Namazın

yanında bir zorunluluk olarak koymuş

Memleket Sevdasıyla...

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!