29.10.2021 Views

Veraset, 4. Yıla Özel sayı.

Bu dergimizde Kemalizmin dini olarak ne açıdan incelenmesi gerektiğini, Mustafa Kemal'in Çanakkale'deki rolünü, milliyetçiliği ve daha bir çok konuyu okuyacak yeni ufuklara gideceksiniz!

Bu dergimizde Kemalizmin dini olarak ne açıdan incelenmesi gerektiğini, Mustafa Kemal'in Çanakkale'deki rolünü, milliyetçiliği ve daha bir çok konuyu okuyacak yeni ufuklara gideceksiniz!

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

görevlisi olmaz. Dinin gönüllüsü olur.

Görevli, sorumlu olduğu görev tanımına,

yapılması ve yerine getirilmesi gereken

bir iş olarak bakar. Gönüllü ise adanmış

bir ruh, ihlas ve samimiyet ile hareket

eder. İçinde din ve inanç olan her işte

gönüllülük, ihlas, samimiyet, adanmışlık

olmasının ve karşılığın sadece Allah’tan

beklenmesinin gerekliliğinde şüphe

yoktur.”[5] Bunların hepsini iyice

kavrayan Atatürk, kendisine göre

“lüzumlu bir müessese”[6] olan dini bir

an önce siyaset gibi kirli işlerden ayırmış

ve Türk Laikliğini getirmiştir. Atatürkçü

düşünce sistemi için çok önemli olan

bu “Laiklik”e mazisi binlerce yılı geçen

Türk milleti zaten kendisinden çıkma bu

prensibe alışmış ve bununla İslam gibi

temiz bir din yalanların hatsafada olduğu

siyasetin kirli emellerinden kurtarılmıştır.

“Laiklik nasıl Türklere ait?” dediğinizi

duyar gibiyim.

“Laik devlet, Türklere yabancı bir devlet

sistemi değildir. Devletlerarası hak

yazarlarından Nys(Droit İnternational)

meşhur eserinin başlangıcında bu

sistemin turanlı bir kurum olduğunu

kaydetmektedir ki, reddi imkânı olmayan

birçok deliller ve uygulama bu görüşü

teyit etmektedir. Nys'e göre laiklik

Türklerden Hıristiyanlara geçti.

Cengizliler devletinde bu cihet apaçık

görülmektedir. Örneğin, Cengiz

hanedanına mensup kadın ve

erkeklerden bazıları Şaman, bazıları

Hiristiyan bulunuyorlardı. Papazlara,

lamalara, imamlara vesaireye eşit bir

saygı göstereliyordu. (Tarihi

Muhtarasüddüvel.) Hatta Cengiz'in,

Holâgû'nun boş zamanlarında

Hıristiyan, Budist, İslam alimlerini bir

araya toplayarak, huzurlarında din

söyleşileri yaptırdıkları pek meşhurdur.

Bu bilginlerin Moğol sarayı usul ve

âdetlerine göre uymak zorunda oldukları

bir nokta vardı. O da Kaan'ın huzurunda

fazla bağırmamaktı. Aksi hareket eden

kim olursa olsun dışarı alınır ve temiz bir

sopa atılırdı. Cengiz'e ön gelen büyük

Asya'daki Türk devletlerinde geçer

sistemin laiklik olduğunda şüphe

yoktur. İslamdan sonra; doğuda ve

batıda kurulan Türk devletleridir ki,

dünya işlerinden halifenin elini kestiler.

Ve hilafet otoritesini sırf moral bir kurum

haline koydular. Holâgû Bağdat'ı

fethettikten ve halife Mustasaim'ı

öldürdükten sonra, Abbasi hilafeti 35 yıl

açık kalmıştı... İslam milletleri kendi

başlarının kaygusuna düştüklerinden

hilafet meselesiyle uğraşmadılar ya da

uğraşamadılar. Holâgû'nun bütün Abbasi

Memleket Sevdasıyla...

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!