Pusat Dergisi Yıl: 1 - Sayı: 3 - Mayıs Haziran 2022
Pusat Dergisi, nerede bir Türk varsa ona bakar, onun gözünden bakar. Millî Tarih, Kültür ve Düşünce Dergisi
Pusat Dergisi, nerede bir Türk varsa ona bakar, onun gözünden bakar.
Millî Tarih, Kültür ve Düşünce Dergisi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İşkenceler
Bundan sonra, oralara getirilip tutuklananlar için bir cehennem hayatı başladı. Onların hepsi “ihtilâttan men”
edilmişlerdi; en yakınları, hattâ ailelerinden biri ile dahi konuşmaları, görüşmeleri yasaktı. Tıkıldıkları tek kişilik,
penceresiz ve ışıksız hücrelerde, birbiri ile konuşmaları ve görüşmeleri de mümkün değildi. Bu yüzden oraya kimlerin
getirildiğini bilmiyorlardı. Ancak bazılarını, hücrelerini bekleyen polis veya askerlerle bir isteklerini iletmek için
koridorda konuşurlarken, duyabildikleri seslerden tanıyabiliyorlardı. Sanık adaylarının gazete, kitap, dergi okumaları
yasaktı. Bu aydın insanların okumadan mahrum kalmaları şüphesiz en ağır işkencelerdendi. Bu işkenceler sadece
sanık adaylarına değil, ailelerine de uygulanmıştı. Atsız ve Nejdet Sançar’ın evdeşleri, dolayısıyla aileleri de bu zulme
maruz kalmışlardı. Atsız’ın evdeşi Bedriye Atsız hiçbir sorgulama geçirmeden 13 Mayıs 1944’de vekillik emrine alındı. 16
Mayıs 1944’de ise tutuklandı. Bu süre zarfı içerisinde oğulları Yağmur evdeki hizmetçiyle iki ay kalmak zorunda kaldı ve
durmadan annem ve babam nerde diye soruyordu [Necmeddin, 2009; s. 13-14].
Daha sonra ilk soruşturma başladı. Bu dönemde tutuklular, önceden hazırlanmış bir “ifade” metnini imzalamaya
zorlandılar; imzalamayanlar, çeşitli işkencelere uğratıldılar. O dayanılmaz günleri, Atsız bir koçaklamasında şöyle dile
getirir:
Burada güneş açmıyor, Döndüm vuslat yolundan,
Ümit kuşu uçmuyor, Yandım firkat çölünden.
Yok yok, kervan göçmüyor, Tanrı rahmet selinden,
Dakikalar geçmiyor
Bir damlacık saçmıyor.
Bir kadının melâli,
Karardı gündüzlerim,
Bir yavrunun hayâli,
Kış oluyor yazlarım,
Bir evin öksüz hâli,
Dumanlanan gözlerim,
Gözlerimden kaçmıyor. Uzak yakın seçmiyor.
Bir gönülüm: Muratsız.
Bir kartalım: Kanatsız.
Kendinden geçse Atsız,
Dakikalar geçmiyor.
İsmet İnönü
Nejdet Sançar’a göre Türkçülerin İsmet İnönü ile hesaplaşması gereklidir. Bu hesaplaşma küçük bir çatışma
veya kavga değildir. Dava Türk milletinin ülküsü Türkçülükle alakalıdır bu nedenle görülecek hesapta Türkçülüğe ait bir
hesaplaşmadır. Nejdet Sançar, Türkçülüğe karşı olan bu davayı ‘‘Türkçülüğe Karşı Haçlı Seferi’’ olarak adlandırmıştır.
Başrol İsmet İnönü’dür ve önemli rol oynayan kimselerden birisi Falih Rıfkı Atay’dır. Örnek olarak İsmet
İnönü’nün; “Turancılar, Türk milletinin bütün komşuları ile onulmaz bir surette derhal düşman yapmak için birebir
tılsımı bulmuşlardır.” cümlesi ve Falih Rıfkı’nın; “Türkiye’yi içten dağıtıp tahrip etmek için gökten bir bela ısmarlansa
ırkçılıktan beteri inmez. İkinci bir bela ısmarlansa İslam İttihatçılığı ham hayali yerine Turancılık ütopyasını geçirmekten
âlâsı bulunmaz.” demesi gösterilebilir. [Sançar, 1973; s. 46-47]