Pusat Dergisi Yıl: 1 - Sayı: 3 - Mayıs Haziran 2022
Pusat Dergisi, nerede bir Türk varsa ona bakar, onun gözünden bakar. Millî Tarih, Kültür ve Düşünce Dergisi
Pusat Dergisi, nerede bir Türk varsa ona bakar, onun gözünden bakar.
Millî Tarih, Kültür ve Düşünce Dergisi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İşte ben de sizin samimî sözlerinize bütün millî ve şahsî samimiyetimle cevap vererek işbirliği yapıyor, devlet
işlerine yukarıdan baktığınız için ancak aşağıdan görülmesi kabil olan ve sizin nazarınıza ulaşamayan bazı olayları size
haber veriyorum.
Sayın Türkçü Başvekil !
Yukarıda anlattıklarımı münferit vak'alar olarak sayamayız. Solculuk, gördüğü müsamaha ve kayıksızlıktan
faydalanarak sinsi sinsi ilerliyor. Liselerde bu fikre saplanmış hastalar görülüyor. Bunlar arkadaşlarına 'Yakında hepiniz
komünist zindanlarında çürüyeceksiniz!' demek cür'etini gösterebiliyor. Yüksek öğretimde bu hastalık daha çok artıyor.
Arasına gayrimemnunları, gayritürkleri de alarak büyüyor. Yalnız mahrem ve samimî düşünce hâlinde kalmayarak hareket
hâline geçiyor. Boy boy dergiler çıkıyor. Bu dergilerde aynı teranelerle ahlâka, vatan ve şeref duygusuna, millet hakikatına
saldırılıyor. Taassupla mücadele ediliyormuş gibi gözükerek mukaddesatla eğleniliyor. Bu dergilerden biri kapatılınca aynı
imzalarla bir başkası çıkıyor. Bu işsiz güçsüz serseriler parayı nereden buluyor? Satılmayan bedava dağıtılan dergileri
nasıl yaşıyor. en zorlusu siz bunlara nasıl göz yumuyorsunuz? Dergilerle ve hatta günlük gazetelerle işlenen bu vatan
düşmam fikrin bazen devletçi, bazen vatancı, bazen insancı, bazen ilimci kılıklarla Türk milletini zehirlemesine niçin
müsaade ediyorsunuz?
Niçin bu memlekete istiklâli çok görmüş, onu başkalarına köle etmek istemiş olanlara yüksek makamlarda yer
veriyorsunuz? Bunlar demokrasinin icapları ise o zaman memlekette, bilhassa ilmî alanda da geniş bir fikir hürriyeti
olması gerekir. Bu sözlerim, demokrasiye has tesamuh ile karşılanırsa daha söyleyecek çok sözlerim vardır. O zaman ben
size ilmî sahada bile fikir hürriyetinin nasıl olmadığını, bu hürriyeti boğmaya çalışanların kimler olduğunu, bizi başkalarına
köle etmek istedikleri hâlde mühim mevkiler işgal edenlerin listesini, Türkçülükle eğlenen, Türk geldiğine pişman olan
öğretmenlerin kimler olduğunu söyleyebilirim ve inanın ki sözlerimi şahitler ve maddî deliller ile ispat edebilirim. Fakat
bunun için bu ön sözümün karşılanacağını bilmem lâzımdır. Bu sözlerimin göreceği Türkiye'de ciddî bir yazı hürriyetinin
olup olmadığını gösterecek, millet fertlerinin hiçbir karşılık beklemeden hükûmete yardım etmesi kabil midir bunu ortaya
koyacak, sizin de hakikî bir demokrat olup olmadığınızı belirtmek bakımından pek önemli bir sonuç vererek daha birçok
karanlık noktaları aydınlanmasına yardım edecektir. Aksi taktirde, eski bir tarihî efsaneyi tanzir ederek diyebilirim ki 700
yıl önce Anadolu'ya gelen 400 arslana karşılık, bugün 400 koyun hâlinde çadırlarımızı yeniden dererek arslanların geldiği
yolun tam dikine doğru yola koyulmamız gerekecektir.”
İşte açık mektupta tekrardan millî kini yüreklere işleyen Atsız komünistlerin her yerde anarşist ve bölücü
sloganlarıyla yeri geldiğinde isyanlara dönen tavırlarından rahatsızlığını ifade etmişti ki bunu sonradan direkt olarak İsmet
İnönü’yü eleştirirken belirtiyor: Atsız, İsmet İnönü’yü şu yönüyle eleştirir: “Sosyalizm milliyetçi değildir. Biz ise
milliyetçiyiz.’ diyen İsmet Paşa, partisinin genel sekreterliğine getirdiği adamın milliyetçilik aleyhtarı olduğunun farkında
değil miydi? Cumhurbaşkanlığı sırasında Hasan Âli'yi Millî Eğitim Bakanlığı'nda tutarak (8 yıl) bugünkü komünizmin
tohumlarının atılmasına sebep olduğu gibi, Bülent Ecevit'i de Çalışma Bakanlığı'nda tutmasının sebebi mi vardı? Yoksa
bunlar tesadüf mü idi? Biri öğretmenlerle öğrencileri, biri de işçileri milliyetçilikten koparmaya çalışan bu iki kişiyi bu
kadar koruyan İnönü'nün anladığı milliyetçilik, herhalde nev'icad, belki de Çankaya'daki kimya lâboratuvarında
keşfedilmiş, kimsenin bilmediği bir milliyetçiliktir.