03.11.2023 Views

Time Out Istanbul - Kasım 2023

Zirvenin Sahibi - Mabel Matiz ile son albümü "Fatih"'i ve çok daha fazlasını konuştuk.

Zirvenin Sahibi - Mabel Matiz ile son albümü "Fatih"'i ve çok daha fazlasını konuştuk.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

TIMEOUT.COM/ISTANBUL/TR Kasım 2023 No. 273 Promosyondur, satılamaz.

ZiRVENiN

SAHiBi

Mabel Matiz ile son albümü ‘Fatih’i ve çok

daha fazlasını konuştuk.


İçindekiler

Alkışlar

Fatih için

Mabel Matiz, son albümünü

anlatıyor.

SAYFA 14

Tiyatro aşkına!

27. İstanbul Tiyatro Festivali’nde

kaçırmamanız

gereken yapımlar.

SAYFA 6

Mabel Matiz

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Vizyonda

ne var?

MABEL MATİZ: GÖKHAN GÖKTAŞ, BANKTA: RAPHAEL FRISENVÆNGE SOLHOLM

‘Atatürk 1881 - 1919’

Ayın filmlerine göz atın.

SAYFA 37

‘Bankta’

Time Out İstanbul Kasım 2023

2



Time Out İstanbul, Time Out Group Ltd

London UK. lisansı ile Ajans Medya tarafından

yayımlanmaktadır.

Sevgili

İstanbullular,

Bu ay Tiyatro Festivali’nde yerli ve

yabancı birçok oyun izleyecek olmanın

heyecanını yaşıyoruz. Yirmi yedincisi

düzenlenen İstanbul Tiyatro Festivali’nin

programında yalnızca tiyatro oyunları

değil; performanslar ve dans gösterileri

de var. Almanya, İngiltere, Danimarka,

Fransa ve Yunanistan gibi ülkelerden

ekipleri ağırlayacak olan festivalde Ercan

Kesal’dan Meral Çetinkaya’ya kadar birçok

deneyimli oyuncuyu da sahnede izleme

fırsatı bulacağız. Festival biletlerinizi

ayırtmadan önce sizin için hazırladığımız

dosya konusuna göz atmayı unutmayın.

Bu ayın bizim için bir diğer heyecan verici

içeriğiyse Türkiye’deki müzik sahnesinin

en yetenekli isimlerinden biri olan Mabel

Matiz ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi

oldu. ‘Fatih’ albümünü detaylı bir şekilde

masaya yatırdığımız bu söyleşi, müzisyeni

yakından tanımak için muazzam bir fırsat.

Önümüzdeki sayıda görüşmek üzere!

© Yazı ve fotoğrafların tüm hakları

Time Out İstanbul’a aittir. İzinsiz alıntı yapılamaz.

Yayımlanan ilanların sorumluluğu ilan

sahiplerine aittir.

Yayın Türü Süreli, yerel

Yönetim ve Yazı İşleri Ajans Medya

Adına Sahibi Turgay Huysal/turgay@

ajansmedya.com Genel Yayın Yönetmeni

Deniz Huysal/deniz@ajansmedya.com

Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Seda

Pekçelen/seda@timeoutistanbul.com

Tasarım Belma Saraççı

Katkıda bulunanlar

Hikmet Demirkol

Sosyal Medya ve Web Editörü

Elif Eren

elif@ajansmedya.com

Yazılım Uzmanı Caner Yoğurtçular

caner@ajansmedya.com

Reklam Direktör İbrahim Onar

ibrahim@ajansmedya.com

Koordinatör Berna Tunca

berna@ajansmedya.com

Online Satış Duygu Kopan

duygu@ajansmedya.com

Yönetim yeri

Merkez Mahallesi Seçkin Sokak

Z Ofis No: 2 - 4A 325

Kağıthane - İstanbul

Tel. (0212) 287 19 90

Faks. (0212) 287 35 16

info@timeoutistanbul.com

www.ajansmedya.com

KAPAK FOTOĞRAFI: ERDİ DOĞAN

@timeoutistanbul

facebook.com/timeoutistanbul

@timeoutistanbul

Time Out İstanbul Kasım 2023

4


timeoutistanbul


Tatil 27. İstanbul zamanı Tiyatro Festivali

TİYATRO

AŞKINA!

Time Out İstanbul Kasım 2023

6


27. İstanbul Tiyatro Festivali

Tiyatro tutkunları için yılın en güzel

dönemi başladı. Geçtiğimiz ayın sonunda

start alan 27. İstanbul Tiyatro Festivali,

25 Kasım’a kadar devam edecek. Festival

programının dikkat çeken yapımlarına

beraber göz atalım.

İSTANBUL KÜLTÜR SANAT

Vakfı’nın (İKSV) düzenlediği

klasikleşen etkinliklerin başında

gelen İstanbul Tiyatro Festivali, 25

Ekim’de Pina Bausch’un başyapıtı

‘Café Müller’ ile açılışını yaptı.

Takipçilerinin çok iyi bildiği gibi

festival, geçtiğimiz yıl küratörlü

bir yapıya geçmiş ve Türkiye

tiyatrosunun son 40 yıldaki en

önemli isimlerinden olan Işıl

Kasapoğlu’nun küratörlüğünde

izleyiciyle buluşmuştu. Yazıp

yönettiği 100’den fazla oyunla

ve kurduğu topluluklarla tanınan

Kasapoğlu’nun küratörlüğünün

ikinci ve son senesinde festival,

yine izleyicilerine yeni ufuklar

açacak dopdolu bir program

sunuyor.

20 tiyatro, performans ve dans

gösterisinin yer aldığı festivalin

programında Türkiye’den 11;

Almanya, İngiltere, Danimarka,

Fransa, Gürcistan, İrlanda,

İsrail ve Yunanistan’dan toplam

9 yapım izleyiciyle buluşuyor.

Festival seyircileri, günümüz

tiyatrosuna damgasını vuran

yönetmen ve koreografların

eserlerini izleme fırsatı bulmanın

yanı sıra ülkemizde uzun süredir

heyecanla beklenen isimlere

kavuşmanın ve dünyada sahne

sanatlarının geleceğine yön veren

isimleri tanıyacak olmanın da

heyecanını yaşıyorlar.

Festival programı sahneleme

biçimlerinin çeşitliliğiyle de dikkat

çekiyor. Belgesel tiyatrodan

klasik sahnelemelere, çağdaş

danstan mask tiyatrosuna, kukla

sinemasından mekana özgü

eserlere, dans tiyatrosundan

performatif enstalasyonlara

uzanan çok çeşitli eserler festival

programında yer alıyor. Festivalin

yerli yapımlarına baktığımızda ise

Türkiye tiyatrosundan genç kuşak

yazar, yönetmen ve oyuncular

ile özgün ve yeni metinlerin öne

çıktığını görüyoruz. Ayrıca Ercan

Kesal, Nesrin Kazankaya, Bülent

Emin Yarar, Çiçek Dilligil, Okan

Bayülgen, Deniz Türkali, Meral

Çetinkaya’nın da aralarında

bulunduğu pek çok deneyimli

oyuncu bu yıl festival sahnesinde

izleyicilerle buluşuyor. Festivalin

Onur Ödülü’nun bu yıl tiyatro

oyuncusu ve yönetmen Mehmet

Birkiye’ye verildiğini de not

düşelim.

Performanslar Kadıköy

Belediyesi Alan Kadıköy, Atlas

1948 Sineması, Büyük Zarifi

Apartmanı, Caddebostan Kültür

Merkezi, DasDas, Fişekhane,

Galatasaray Lisesi, Harbiye

Muhsin Ertuğrul Sahnesi, Hope

Alkazar, İş Kuleleri Salonu, Metro

Han, Notre Dame de Sion Fransız

Lisesi, Saint Benoit Fransız Lisesi,

Süreyya Operası ve Zorlu PSM’de

gerçekleşiyor. Festival biletlerini

passo.com.tr adresinden

edinebilirsiniz.

tiyatro.iksv.org

7

Kasım 2023 Time Out Istanbul


27. İstanbul Tiyatro Festivali

Ayazmanın Yılanı

‘Bir Zamanlar Anadolu’da’, ‘Üç Maymun’ gibi

filmleriyle hafızalara kazınan senarist ve

oyuncu Ercan Kesal’ı bu kez beyaz perdede

değil tiyatro sahnesinde izleyeceğiz. Ercan

Kesal’ın hem yazdığı hem de oynadığı

‘Ayazmanın Yılanı’nın yönetmen koltuğunda

ise ‘Sevmekten Öldü Desinler’ ve ‘Disko 5

No’lu’ gibi oyunlardan hatırlayabileceğiniz

Berfin Zenderlioğlu oturuyor. Bugüne dek

Kumbaracı50, Bakırköy Belediye Tiyatroları,

İkincikat, Kadıköy Emek Sahnesi, Kadıköy

Boa Sahne gibi pek çok toplulukla iş birliği

yapan Zenderlioğlu yazar, yönetmen,

dramaturg, oyuncu ve akademisyen olarak

tiyatronun farklı alanlarında çalışmalarını

sürdürüyor. Kesal, ‘Ayazmanın Yılanı’nda

bozkırın ortasına doğmuş bir esnaf

çocuğunun, aklı karışık bir ergenin, mecburi

hizmette yaşlanmış bir hekimin gözünden bir

Anadolu masalı anlatıyor.

4 Kasım, Atlas 1948 Sineması, 20.00 / 5 Kasım,

Atlas 1948 Sineması, 18.00, 550 TL

AYAZMANIN YILANI: VEDAT ARIK

Sen Hamlet Değilsin

Festival programındaki Bu İşte Bir Kadın Var başlıklı

bölüm, kadın hikayelerine odaklanan ya da yazarı,

yönetmeni, oyuncusu kadın olan oyunlardan

oluşuyor. Bu bölüm kapsamında sahnelenecek üç

oyun, kadın üretiminin ve kadın bakış açısının daha

görünür kılınmasını hedefliyor. ‘Sen Hamlet Değilsin’

de işte bu oyunlardan biri. Usta tiyatrocu Nesrin

Kazankaya’nın yazdığı ve yönettiği ‘Sen Hamlet

Değilsin’ müzik ve absürt güldürü ögeleriyle bezeli

bir eser. Oyun, Shakespeare’in ünlü trajedisindeki

karakterlerle paralellikler kurarak karavanda

yaşayan bir anne, oğlu ve kızının öyküsünü anlatıyor.

Günümüzün sosyoekonomik koşullarının yarattığı

bunalımlara eğilen oyunda yer yer izleyicilerin de

katılacağı bir diyalog ortamı yaratılıyor.

7, 8 Kasım, Alan Kadıköy, 20.00, 350 TL

Time Out İstanbul Kasım 2023

8


27. İstanbul Tiyatro Festivali

Düğün

Mask tiyatrosunun dünya çapında

yeniden keşfinin öncüsü kabul edilen

Berlin merkezli Familie Flöz, trajedi ve

kara komediyi şiirsel bir tarzla bir araya

getiriyor. Ekip duygu ve mizah ögelerinin

harmanlandığı ‘Düğün’ ile bu yıl

festivalin konuğu. Deniz kenarındaki bir

malikanede düğün var; evin arkasındaki

loş sokak arasında ise büyük bir telaş

hüküm sürmektedir. Arka avluda aniden

sırtında çantasıyla karnı burnunda bir

kadının boy göstermesiyle düzen yavaş

yavaş bozulmaya başlar. Temel ihtiyaçları

karşılığında düğün ekibine yardım etmeyi

öneren kadın, etrafında hassas bir ilişkiler

ağı örerken hem malikanedekilerin hem

de çalışanların hayatları giderek değişir.

Bu sözsüz oyun, bireysel mutluluk arayışı

hakkında trajikomik bir öykü anlatırken

ardında sınıf çatışmasından ekolojik

meselelere uzanan bir toplumsal eleştiri de

barındırıyor.

7, 8 Kasım, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi,

20.00, 450-750 TL

KIZ KARDEŞLER: PASCAL GELY

Kız Kardeşler

Festivalin kaçırılmaması gereken oyunlarından biri La Colline Ulusal

Tiyatrosu’nun imzasını taşıyan ‘Kız Kardeşler’. 20 dile çevrilen oyunları

ülkemizde de sıklıkla sahnelenen, 2017’de ‘Domestik’ serisinin ilk oyunuyla

festival izleyicilerinin gönlünde taht kuran Wajdi Mouawad, bu kez serinin

ikinci oyunu ‘Kız Kardeşler’ ile festivalin konuğu oluyor. Siyasi içerikli

oyunlarıyla tanınan 1968 doğumlu Mouwad; çocukluğunu Lübnan’da,

delikanlılığını Fransa’da ve gençlik yıllarını Kanada’da geçirdikten sonra tekrar

Fransa’ya yerleşmiş bir yazar, yönetmen ve oyuncu. Mouawad 2016’dan bu

yana La Colline Ulusal Tiyatrosu’nun direktörlüğünü yürütüyor. Festivalin Bu

İşte Bir Kadın Var bölümü kapsamında izleyiciyle buluşan ‘Kız Kardeşler’de

Mouawad, biri Kanada’dan diğeri ise iç savaşla parçalanmış Lübnan’dan gelen

iki kadının kız kardeşlik öyküsünü anlatıyor. Oyunda usta oyuncu Annick

Bergeron hem iki kadına hem de birkaç yan karaktere tek başına hayat veriyor.

21, 22 Kasım, Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi, 20.00, 550-850 TL

9

Kasım 2023 Time Out Istanbul


27. İstanbul Tiyatro Festivali

ÇİFTE CİNAYET: TODD MACDONALD

Çifte Cinayet

Günümüzün yıldız koreograflarından

Hofesh Shechter’in imzasını taşıyan bir

eseri festivalde izleyeceğimiz için çok

heyecanlıyız. Halk danslarından rock

müziğe, enstalasyondan filme kadar pek

çok farklı alandan ilham alan Shechter

iki bölümden oluşan ‘Çifte Cinayet’ adlı

eserinde çağdaş dans aracılığıyla günümüze

ışık tutuyor. İlk eser olan ‘Palyaço’, şiddete

karşı giderek artan duyarsızlığımıza

iğneleyici biçimde yaklaşarak eğlence

adı altında ne kadar ileri gidebileceğimizi

sorguluyor. ‘Çözüm’ adlı ikinci bölüm ise

sığınabileceğimiz bir şefkat alanı yaratıyor.

2008’de kurduğu topluluğuyla dünyanın

önde gelen festivallerine ve salonlarına

konuk olan, ayrıca Londra Kraliyet

Balesi’nden Metropolitan Operası’na,

NDT’den Broadway’e farklı topluluklar

için koreografiler üreten Shechter, ‘Çifte

Cinayet’te topluluğunun yetenekli

dansçıları ve bizzat bestelediği müziklerle

duygularımıza sesleniyor.

14, 15 Kasım, Zorlu PSM Turkcell Sahnesi,

20.00, 450-950 TL

Terörizm

Presnyakov Kardeşlerin imzasını taşıyan ‘Terörizm’

Tülin Özen, Tansu Biçer ve Saim Güveloğlu tarafından

2020 yılında kurulan Bahçe Galata’nın ‘Nora 2’ ve

‘Bizi Öldürmek İsteyen Muhteşem Hayat’tan sonra

sahneye koyduğu üçüncü oyun. Festivalde prömiyer

yapan ‘Terörizm’ Saim Güveloğlu’nun rejisiyle

sahneleniyor. Eserin kalabalık oyuncu kadrosunda

ise Tülin Özen ve Tansu Biçer’in yanı sıra Defne

Koldaş, Fatih Sevdi gibi isimler yer alıyor. ‘Terörizm’i

toplumsal olaylara duyarsızlaştığı ölçüde kendi başına

gelenlere karşı hassaslaşan günümüz insanı üzerine

bir karanlık komedi olarak tanımlamak mümkün.

Oyunda, korku ve şüphenin sıradanlaştığı dağılmış

bir toplumdaki bireylerin nasıl birbirine düştüğüne ve

birbirini ötekileştirdiğine şehir yaşamından beş farklı

sahneyle tanık oluyoruz.

15, 16 Kasım, Caddebostan Kültür Merkezi,

20.00, 450-250 TL

Time Out İstanbul Kasım 2023

10


27. İstanbul Tiyatro Festivali

Bankta

Konsept ve koreografisi Stephanie

Thomasen’e ait olan ‘Bankta’nın

başrollerinde beş dansçı ile üç siyah

bank var. Çağdaş dansı hip-hop

kültürü ve tiyatroyla bir araya getiren

performanslarıyla Danimarka’nın dans

sahnesine farklı bir boyut kazandıran

Uppercut Dans Tiyatrosu ‘Bankta’ ile

ilk kez Türkiyeli izleyicilerin karşısına

çıkıyor. İnsan ilişkileri ve insanın

hayattaki yerini bulabilmesine dair

dürüst ve çok katmanlı bir öykü

anlatan ‘Bankta’, çağdaş dansı sokak

danslarıyla harmanlarken bankları da

sürekli dönüştürüyor ve ortaya uzamı,

dengeyi ve teatralliği tüm derinliğiyle

kullanan yaratıcı bir performans

çıkıyor. Thomasen “Ben duyguların,

beden dilinin ve insanlar arasındaki

etkileşimin hayranıyım. İşlerim de her

zaman bu hayranlığımı yansıtır,” diyor.

17, 18 Kasım, Süreyya Operası, 20.00,

400-600 TL

BANKTA: RAPHAEL FRISENVÆNGE SOLHOLM, BAKLAVA CUMHURİYETİ: PINELOPI GERASIMOU

Baklava Cumhuriyeti

Festivalin Yunanistan’dan bu yılki konuğu, Atina Epidaurus Festivali’nin

2021’de en beğenilen yapımlarından biri olan ‘Baklava Cumhuriyeti’. Anestis

Azas’ın tasarlayıp yönettiği oyunu eleştirmenler yeni nesil Yunan tiyatrosunun

yol göstericisi olarak görüyor. Bu komik ve teatral sözde-belgeselde Cem Yiğit

Üzümoğlu canlandırdığı Fatih karakteriyle övgü topluyor. Öğrencilikleri sırasında

tanışan Fatih ve Sophia, evlenip yerleştikleri Yunanistan’ın tarihi Mesalongi

kasabasında füzyon lezzetler yarattıkları bir baklavacı açarlar. Geleneksel

milliyetçi husumetlerden kurtulamadıklarında çareyi dükkanlarını kullanarak

kendi bağımsız devletlerini kurmakta bulurlar. Sahnede bir grup araştırmacı,

kuruluşundan bir yıl sonra Yunan polisi tarafından işgal edilen bu minik ülkenin

geçmişini incelerken izleyici de hayali ve komik olaylarla örülü tarihe tanıklık

ediyor. Azas, 2019’da politik ve belgesel tiyatronun dikkat çekici örneklerinden

‘Temiz Şehir’ ile festivale konuk olmuş ve beğeni kazanmıştı.

17, 18 Kasım, DasDas, 20.00, 450-750 TL

11

Kasım 2023 Time Out Istanbul


27. İstanbul Tiyatro Festivali

Ustalık Sınıfı

Tanıdık ögelerle dolu bir parodi gibi

başlayan ‘Ustalık Sınıfı’, giderek

USTALIK SINIFI: STE MURRAY, KABUK: GÖRKEM KARAKAŞ

tüm klişeleri yıkıyor ve günümüz

dünyasındaki ataerkillik, imtiyaz

ve yaratıcılığa dair çarpıcı ve

çok eğlenceli bir tahlil sunuyor.

Korkusuz ve mizahi feminist

söylemleriyle İrlanda’nın en gözü

pek ve özgün topluluklarından biri

olan Brokentalkers ve makaleleri The

Guardian dahil çeşitli mecralarda

yayımlanan, çalışmaları New York

ve Princeton gibi üniversitelerde

okutulan, Yale Üniversitesi’nin

de aralarında bulunduğu çeşitli

kurumlarda ders veren New York’lu

sanatçı Adrienne Truscott’un birlikte

yarattığı ‘Ustalık Sınıfı’, metin, müzik

ve hareket tiyatrosunu kullanarak

cinsiyet ve güç yapılarını sorguluyor.

23, 24 Kasım, İş Kuleleri Salonu,

20.00, 450-700 TL

Kabuk

Festivale deprem bölgesinden katılan

‘Kabuk’ Gülriz Sururi-Engin Cezzar

Tiyatro Teşvik Ödülü’nün desteğiyle

üretildi. Hem yetişkin hem de çocuk ve

gençlik tiyatrosu üzerine çalışmalarını

sürdüren Semih Ali Aksoy’un yazıp

yönettiği eser bir Atta Festival yapımı.

Oyunda bir türlü uyuyamayan üç

kardeşin bir deniz kabuğunun peşinde

birbirlerine, denize ve uykuya karşı

verdiği mücadeleye tanık oluyoruz.

Kardeşler eğlenceli maceraları

sırasında müziği, uyumu ve birlikte

yaratmanın güzelliğini keşfediyor.

Dört yaş ve üzeri miniklere hitap

eden müzikal, doğanın sürprizleri

karşısında el ele vermenin gücüne dair

şiirsel bir performans.

18, 19 Kasım, Alan Kadıköy,

15.00, 200 TL

Hamiyet

2022’de 25. yıl dönümünü kutlayan

bağımsız müzik grubu Peyk, ilk

müzikaliyle izleyici karşısına

çıkıyor. İstanbul’un dışındaki bir

işçi mahallesinde kocası ve iki

kızıyla yaşayan Hamiyet’in 1980

darbesiyle altüst olan yaşamını

anlatan müzikalin öyküsünü grubun

solisti İrfan Alış’ın kurguladı, oyun

metnini ise ‘Masumlar Apartmanı’nın

da senaristlerinden olan Deniz

Madanoğlu kaleme aldı. Müzikalin

yönetmeni ise yurt içi ve dışındaki

çeşitli festivallerde sahneye çıkan

başarılı oyuncu ve yönetmen Erol

Babaoğlu.

10, 11 Kasım, Fişekhane,

20.00, 400 TL

Time Out İstanbul Kasım 2023

12


Xiaomi 13T

Serisi

iLE TANIŞIN

Leica iş birliğiyle dikkat çeken Xiaomi 13T Serisi şehirde fotoğraf çekmek için ideal.

Fark yaratan Xiaomi

InSight felsefesi

Görüntüleme teknolojisinde yeni

atılımların peşinde koşarken

insana odaklanmayı ihmal

etmeyen Xiaomi, görüntüleme

felsefesi Xiaomi InSight ile

hayranlık uyandıran cihazlar

ortaya koymayı sürdürüyor.

Xiaomi benimsediği InSight

felsefesi sayesinde her çekimin

ardındaki motivasyonu analiz

ederek ve ihtiyaçları tespit ederek,

kullanıcılarına daha iyi ve sezgisel

bir mobil fotoğraf çekme deneyimi

sunuyor.

Başarılı iş birliği

Xiaomi, mobil görüntüleme

teknolojisinde ve fotoğrafçılık

deneyiminde çığır açmaya

kendini adamış bir marka.

Xiaomi ve Leica tarafından

geliştirilen ilk ortak ürün

olan Xiaomi 12S Ultra ise

2022’de tanıtıldığında mobil

fotoğrafçılıkta yeni bir

dönemin başlangıcı olmuştu.

Bu heyecan verici ortaklık,

Xiaomi ve Leica Camera’nın tüm

görüntüleme yeteneklerinin

kapsamlı bir entegrasyonunu

içeriyor. Xiaomi’nin Leica ile

sürdürdüğü ortaklığın mobil

fotoğrafçılıkta yeni bir çağ

başlattığını söyleyebiliriz. Şimdi

gelin Xiaomi’nin bugünlerde

gündemde olan 13T Pro ve 13T

modellerinin dikkat çeken

özelliklerine yakından bakalım.

Xiaomi 13T Pro

Yaratıcı şaheserler için profesyonel

fotoğraf özellikleri sunan bu

göz kamaştırıcı telefonda, Leica

ortaklığının sonucu olan pek çok

harika özellik yer alıyor. Xiaomi 13

serisindeki Leica Authentic Look

ve Leica Vibrant Look özelliklerine

sahip Xiaomi 13T Pro, iki orijinal

Leica fotoğraf stili sunuyor.

Telefonun kamerası aydınlatma

koşullarını dikkate alarak fotoğrafı

Leica kalitesine ve karakterine göre

otomatik olarak ayarlıyor. Ayrıca

13T Pro’da, Leica Sepia ve Leica

Blue dahil altı yeni Leica filtresi

bulunuyor. Xiaomi ProFocus

teknolojisiyle desteklenen Xiaomi

13T Pro ile inanılmaz ayrıntılı

görüntülere imza atacağınıza emin

olabilirsiniz. Kuşları, köpekleri,

insanları ve manzaraların son

derece ayrıntılı bir şekilde

fotoğraflamanız mümkün.

Xiaomi 13T Pro, sinema

düzeyinde ultra yüksek

çözünürlüklü videoyla daha canlı

ve çarpıcı görüntüler için 8K video

çekimini destekliyor. 50MP ana

kamera, kullanıcıların yürürken

sabit videolar çekmesine olanak

tanıyarak vlog çekmek için ideal bir

seçeneğe dönüşüyor.

Xiaomi 13T Pro’nun Sekiz

Çekirdekli CPU’ya sahip MediaTek

Dimensity 9200+ yonga seti ise

3,35 GHz’e varan hızlar sunuyor.

CrystalRes Ekran ile geliştirilmiş

görüntüleme deneyimi sunan

Xiaomi 13T Pro’nun pil ömrü de

müthiş. Telefonda oyun oynamayı

seviyorsanız pil ömrü konusunda

endişe etmenize gerek yok.

Paslanmaz çelikten tasarlanan

ıslatma plakası ise akıllı telefonun

her zaman serin kalmasını sağlıyor.

Ek olarak Xiaomi 13T Pro, yalnızca

19 dakikada %100 şarj sağlayan

Xiaomi 120W HyperCharge’ı

destekliyor. Hızlı şarj moduyla

5 dakikada %36 şarja ulaşılabiliyor.

Xiaomi 13 serisinin klasik

tasarım diline sahip 13T Pro,

minimalist ve zarif tasarımıyla göz

dolduruyor. Alp Mavisi modelin

arka panelinde yumuşak bir

dokuya sahip Xiaomi BioComfort

vegan deri var. Çayır Yeşili ve

Siyah modellerinde ise parlak

cam arka panele bulunuyor. Hoş

tasarımlarının yanı sıra Xiaomi 13T

Pro’nun IP68 derecesi de suya ve

toza karşı dayanıklılık sağlıyor.

Xiaomi 13T

Xiaomi 13T Pro ile aynı kamera

donanımına ve Leica deneyimine

sahip olan Xiaomi 13T, iki

orijinal Leica fotoğraf stilini,

Leica Authentic Look ve Leica

Vibrant Look’u fotoğrafçıların

beğenisine sunuyor. Xiaomi

13T ile içerik oluşturucular

sevdikleri olağanüstü Leica

kalitesine ve karakterine rahatlıkla

erişebiliyorlar. Xiaomi 13T’nin

tüm güçlü fotoğraf ve video

özellikleri, Leica ile ortaklaşa

geliştirilen bir dizi optik lens

tarafından destekleniyor.

Cihazın sahip olduğu teknolojiler,

arkadan aydınlatmalı sahneler

çekerken veya gece şehir ışıklarıyla

çekim yaparken daha net ve saf

görüntüler elde etmenize yardımcı

oluyor. Zamansız anılar ve klasik

tarzda fotoğraflar çekmenin yeni

yollarını sunan Xiaomi 13T’nin

arka kameraları da tüm odak

uzaklıklarında 4K video kaydını

destekliyor.

Xiaomi 13T, CPU ve GPU’da

iyileştirmeler sağlayan en yeni TSMC

4nm sürecini kullanarak üstün güç

verimliliği için tasarlanmış MediaTek

Dimensity 8200-Ultra ile donatıldı.

Xiaomi 13T’nin pil ömrü de etkileyici.

Tamamen şarj edildiğinde, Xiaomi

13T, 14 saate kadar kullanılabiliyor.

Böylece seyahat ederken, fotoğraf ve

video çekerken ya da içerik izlerken

pil gücü konusunda endişelenmenize

gerek kalmıyor. Ayrıca Xiaomi 13T,

yalnızca 5 dakikada %21’lik şarj

sağlayan hızlı şarj seçeneğiyle

Xiaomi 67W turbo şarjı destekliyor.

Ayrıca paslanmaz çelik VC ıslatma

plakası, daha hızlı ısı dağılımı

sağlayarak büyük şarj cihazının

sürekli, uzun saatler boyunca

kullanılmasını sağlıyor.

Xiaomi 13T Pro gibi IP68’e sahip

olan Xiaomi 13T’nin günlük kullanım

sırasında ara sıra meydana gelen

su sıçramalarına karşı dayanaklı

olduğuna da emin olabilirsiniz.

Klasik ve zarif tasarımıyla

dikkat çeken Xiaomi 13T; Alp

Mavisi, Çayır Yeşili ve Siyah

renkleriyle satışta.

13

Kasım 2023 Time Out Istanbul


Mabel Matiz

“Artık

düştüğüm

kuyulardan

daha çabuk

çıkabiliyorum.”

ALKIŞLAR

FATiH iÇiN

FOTOĞRAF: ERDİ DOĞAN

Mabel Matiz, 25 şarkılık

‘Fatih’ albümünü geçtiğimiz

Temmuz ayında piyasaya sürdü. Albüm

derinliğiyle ve şarkıların ardındaki

hikayeleriyle ilk günden beri hayatımıza

işledi. Mabel Matiz ile bu özel albüme

yakışacak detayda bir

röportaj gerçekleştirdik.

Hikmet Demirkol

Albümün Sezen Aksu’ya ithaf

edilen bir şarkıyla açılması

her dinleyicin gibi beni de çok

etkiledi. Dört sene önce tekli

olarak çıkardığın ‘Gözlerine’nin

bestesini Sezen Aksu ile

yapmıştınız. Aksu ile çalışma

hayalini gerçekleştirmek

açısından bu parçanın

senin için önemli olduğunu

belirtmiştin. ‘Fatih’ albümünün

açılışında böylesine dokunaklı

bir şarkıya yer vermenin

sendeki yansımasıyla

başlamak istiyorum röportaja.

Bu şarkının ortaya çıkış

sürecini senden dinlemeyi çok

isterim.

Sezen hayat çizgimde önemli

bir yere sahip. Dünya görüşümü

de, müzik yolculuğumu da en

çok etkileyen sanatçılardan.

Müziğindeki zenginlikten, dilinin

birleştiriciliğinden hep çok

etkilendim. İnsan olan Sezen’i de

hep yakından takip ettim, anlamaya

çalıştım. Görkemli, duygu dolu ve

volümü yüksek bir hayat. Onun

hayatına bakarken kendime de

baktığım, onun içinden geçtiği

şeyleri içselleştirmeye, hissetmeye

çalıştığım bir duygu aralığındayken

Time Out İstanbul Kasım 2023

14


Mabel Matiz

FOTOĞRAF: GÖKHAN GÖKTAŞ

çıktı ‘Aşkım Gülüm’ şarkısı. Hem

onunla hem kendimle konuştuğum,

aramızda ayna yaratan bir şarkı

oldu.

“En çıplak, en şaşaalı,

en tam hissettiğim, en iyi

gerçekleştirdiğim işim,”

dediğin ‘Fatih’ albümündeki

cesaretin ve gücün bir

dinleyici olarak beni inanılmaz

gururlandırıyor. Repertuvarı

nasıl hazırladın? ‘Fatih’e dair

kafanda ilk beliren fikir neydi?

Bu albüme ‘Fatih’ demeye

hangi noktada karar verdin?

Albümün adı ve konsepti defalarca

değişti. Önce Orta Doğulu, oldukça

underground ve elektronik, oyun

havalarından oluşan bir konsept

vardı aklımda. Yeni şarkılar yazdıkça

içerik de değişti. En nihayetinde

bunun sıkı bir Türkçe pop albümü

olmasına karar verdim. Tamamen

beni yansıtmasını istedim.

Tanıştığım yeni prodüktörleri oyuna

dahil ettikçe sound da zenginleşti,

değişti. Albümün en can alıcı

şarkılarını son bir, bir buçuk yılda

yazdım. Beyoğlu’na geri taşınmam,

her zaman olduğu gibi yine garip bir

ilham kanalı açmıştı. Çok büyük bir

aşk duygusuna düştüm o sırada. Bu

da albümün ana temasını belirledi

aslında. ‘Fatih’, unutulmaz bir aşk

albümü oldu gözümde. Yaralarını

seven kollayan, melankolisinden

gocunmayan ama ayakları tamamen

yere basan, kendini hiç olmadığı

kadar güçlü ve şeffaf hisseden bir

Fatih’in albümü. Bu yüzden albüm,

adını olduğum kişiden, kimlik

adımdan aldı. Ancak albümün

adını bulduğum anı da ayrıca

not düşmeliyim. İsim üzerine

düşündüğüm günlerde, bir gece

meditasyon sırasında kulağıma

annemin sesinden ‘Fatih’ ismi

söylendi. Evet, sesli olarak duydum

bunu. O an ismi bulduğumu

hissettim.

Bir albüme sanatçı ya da grup

kendi adını verdiğinde bence

o albüm bir nevi manifesto

da oluyor. Kayıttan şarkılara

kadar her şey albümün adını

anlatıyor. Böyle bakınca

‘Fatih’ bana daha da güçlü

geliyor. Gücünün azaldığını

anladığın zamanlarda, hayat

sana ters davrandığında, bu

duruma nasıl yaklaşıyorsun?

Özellikle üç dört senelik albüm

döneminde motivasyonunu

korumayı, hatta yükseltmeyi

nasıl başardın?

Sürekli motive hissetmek mümkün

olmuyor. Hayat kimse için dümdüz

bir çizgi değil. Ben de düşüyorum ve

sıklıkla arayışa giriyorum. Duyguları

kabul etmek, bir süre içinde kalıp

sonra geçip gitmelerine izin vermek

gerek. Kendi üzerine, kendiyle

devamlı çalışan biriyim. Bu yüzden

artık düştüğüm kuyulardan daha

çabuk çıkabiliyorum sanırım.

İnsan kendini, zaaflarını ve zayıf

noktalarını anlayıp idrak ettikçe,

zamanla daha farklı bakmaya,

davranmaya başlıyor. Bir anlık

bir değişimden söz etmiyorum.

Bu bireysel, ruhani bir yolculuk.

Üzerine mesai harcamak gerek. İfade

etmek benim yükümü hafifletiyor.

Üretmek, yazmak, sevdiklerimle

olmak, meditasyon yapmak, doğa

tatillerine çıkmak, aşık olmak, dans

etmek beni besliyor, iyileştiriyor.

Sevgiye tutunuyorum çoğunlukla.

Galiba bir sevgi arsızıyım.

Albümdeki hangi şarkılar

Mabel’e, hangi şarkılar Fatih’e

gidiyor sence? Seçecek olsan

hangi şarkılar, hangi ismin

altında toplanırdı?

Bu albümde Fatih ile Mabel’in

aynı kişi olduğunun altını çizdim.

Aynı ham maddeden yapıldılar ve

aslında tek kişiler. Sadece biri uzun

yıllar ambalajın üzerinde yazan

isimdi. Tüm şarkılar her ikisine de

gidiyor bence. Yine de ‘Müphem’,

‘Bahçemin En Zor Gülü’, ‘Derin

Olur’ gibi ‘fazla içeriden’ bulduğum

şarkıları bir kenara ayırabilir ve

onları ‘Fatih Özel’ başlığı altında

toplayabilirim (gülüyor).

Bence tam bir yaz güneşi olan

‘Numaracı’ için bir parantez

açmak isterim. Şarkının

hikayesini ve sendeki uyanışını

anlatabilir misin?

‘Numaracı’nın giriş bölümleri

‘Fan’ın 2015’teki ilk versiyonundan

kalan bölümler. İki şarkı da zaman

içinde çok değişti ve bazı bölümler

boşa çıktı. Murad (Güner) o

bölümlerden yeni bir şarkı yapmamı

tavsiye edince ortaya ‘Numaracı’

çıktı. Aslında ‘Numaracı’yı başka

bir erkek sanatçının seslendirmesi

için sipariş üzerine yazmıştım.

Bir sebepten olmadı, ben de kendi

albümüme koymaya karar verdim.

Aslında puzzle’ın eksik parçası da

böylece tamamlanmış oldu. 90’ların

neşeli, flörtöz şarkılarını anımsatıyor

bana. Şarkı yazarlığı olarak daha

önce pek denemediğim açıklıkta

bir şarkı. Hikayesi de ilk tanışma

günlerinde, aşkın iki tarafı da ne

kadar numaracı yaptığıyla ilgili. İkili

ilişkilerde zaman zaman çeşitli rollere

girebiliyor ve kendimizi olmadığımız

gibi göstermeyi tercih edebiliyoruz.

Korunaklı alanlar yaratma

ihtiyacından olsa gerek. Şarkıda “Gel

bu rollerden çıkalım, aşkı daha kolay

yollardan, olduğu gibi yaşayalım,”

diyorum karşımdakine.

Bu röportaja hazırlanırken eski

röportajlarımıza döndüm. ‘Gök

Nerede’ albümü için yaptığımız

söyleşide kayıtlar sırasında

stüdyoya Barış Manço, David

Bowie, Aysel Gürel fotoğrafları

astığını, bu enerjinin sana iyi

geldiğini söylemişsin. ‘Fatih’

albümünün üç dört sene süren

kayıtlarında nasıl ritüellerin

vardı? Stüdyo anlarını duymak

için sabırsızlanıyorum.

Bu albümde pek çok kayıt stüdyosu

ve home stüdyo dolaştım. Daha

dağınık bir süreç oldu. Piyano başında

çok zaman geçirdim. Çok fazla içsel

çalışma yaptım. Bütünde oldukça

pozitif bir dönemimin eseri oldu

aslında albüm. Bunlar da üretimin

enerjisine yansıdı sanıyorum. Spesifik

bir ritüel çalışmasından ziyade,

moralimi ve inancımı hep yüksek

tutmaya çalıştım. Kendimi iyi hislerle

besledim. Vokal kayıtlarını evde

pijamalarla aldım mesela. Çok rahat

bir vokal süreciydi. Şarkıları söylerken

kafamda bazı imajinasyonlarım oldu.

Detay vermeyeyim (gülüyor).

Albümde 25 şarkı olunca insan

şarkı sıralamasına nasıl karar

verdiğini çok merak ediyor.

Detaylara ne denli önem

verdiğini biliyorum, nasıl çözdün

sıralama konusunu?

Albümün açılış şarkısına, Aralık

2022’de Zeid Hamdan’la birlikte

Erekli Tunç Stüdyosu’nda şarkının

prodüksiyonunu yaptığımız gün

15

Kasım 2023 Time Out Istanbul


Mabel Matiz

karar verdim. Orkestral sound beni

çok etkilemişti. Tam bir film müziği

hissi yaratıyordu. Kapanış şarkısı

ise daha yazıldığı gün kendini belli

etmişti. ‘Veda Ettim Geçmişe’,

tam bir ‘Fatih’ kapanışıydı. Şarkı

sıralamasında genel olarak bir

yolculuk hissi yaratmaya çalıştım.

Albüm orkestral, modern bir

ağıtla açılıyor, sonra hafif politik

dokunuşlarla devam ediyor, biraz

flörtten sonra bir anda koyu bir aşk

hikayesinin içine düşüyoruz ve

uzun süre o duygularda kalıyoruz.

Albümün genelinde aşkın bütün

mevsimlerini, iniş çıkışlarını,

mutluluğunu ve karanlık yanlarını

yer yer gösteriyorum. Albümün

son çeyreğinde ise daha olgun, yer

yer tasavvuf temalarına dokunan

şarkılar mevcut. Yani daha ilahi bir

aşkı işaret ediyorum. Bir yandan

inandığım değerlerin de altını kalın

çizgilerle çiziyorum. Nihayetinde,

bir teslimiyet ve kabul şarkısıyla

albüm sona eriyor. Albüm bittiğinde

uzun ve doyurucu bir film izlemiş

hissi vermeye çok gayret ettim.

Dinleyicisi, onu dinledikten sonra

başka birine dönüşsün istedim.

Sıralamada da buna uymak istedim,

yer yer beklenmedik parçalar

soktum araya. ‘Derin Olur’ gibi,

‘Enderun’da Aşk’ gibi.

Gelelim albümdeki düetlere.

Bu isimlerle çalışmaya nasıl

karar verdin? Hepsine dair

senden ufak anekdotlar almak

isteriz.

Albümdeki hemen hemen tüm

düetlere son bir iki ayda karar

verildi. Şarkılar biter bitmez

yorumculara teklif götürdüm ve çok

hızlı bir şekilde kayıt aldık.

Melike Şahin ile ‘Düldül’

şarkısında düet yaptınız.

Birlikte yakaladığınız enerjiye

bayılıyorum, son senelerin

en nefis buluşması bence.

‘Düldül’ün özellikle ruhun

dünyaya inerken bağlandığı

beden anlamında kullanılması

tüylerimi diken diken etti. Çok

etkiledi bu şarkı beni. Melike

Şahin ile nasıl bir araya

geldiniz?

Melike ile Paris’te denk geldiğimiz

bir Mayıs akşamı, bir içki masasında

ona şarkıdan söz ettim. Şarkıyı

çok sevdi ve kabul etti. Melike’yle

iş birliklerimizi ben de çok tatmin

edici buluyorum. Birlikte şarkı

söylemek hep çok zevkli. Şarkı 2019-

2022 yıları arasında yazıldı. ‘Öyle

Kolaysa’nın devamı niteliğinde

olarak görürüm ‘Düldül’ü. Bir

bağları var kesinlikle. Hem dünyevi

hem ruhani mercekten incelemek

mümkün sözleri. Tel Avivli çok

yetenekli müzisyenler çaldı

şarkıda.

Kalben ile söylediğiniz ‘Aşk

Çeşmesi’ni dinlerken nedense

bir düğün ortamı geliyor

gözümün önüne. Gecenin zirve

noktasında birlikte sahneye

çıkıyorsunuz. Bu şarkıya dair

neler söylemek istersin?

Kalben’in beni düşünerek yazdığı

bir şarkı. Bu yüzden benim için

yeri çok ayrı. Kaydı çok daha

önce yapılmıştı, yayınlanması

iyi ki bu albüme kısmet olmuş.

Kalben’in şarkılarında ruhunu

tüm çıplaklığıyla açışını hep

çok etkileyici bulurum. Çok özel

bir sanatçı, hikaye anlatıcısı ve

arkadaş.

Aşkın Nur Yengi ile

seslendirdiğiniz ‘İki Satır

Yara’yı ne kadar çok

dinlediğimi anlatmam

imkansız. Nasıl bir araya

geldiğinizi on bin kere

anlatsan keşke, dinlemekten

hiç sıkılmam sanırım.

Senelerin sürprizi bu şarkıda

ikinizin bir araya gelmesi.

Aşkın, Harun’la birlikte ilk

çocukluk starlarımdandı. Müzik

yapmaya başladığım ilk günlerden

beri hayalim, bir şarkımı onun

sesinden duymaktı. Ona özel

yazdığım solo şarkılarım var. Bir

süredir takipleşiyorduk. Sonra bir

röportajında benden söz ettiğini

duydum. Bir heyecanla ona bu

şarkıyı götürdüm. Çok sevindi,

çok beğendi. Alçak gönüllü, harika

biri. Stüdyoya demo okumak için

geldi ancak o kadar iyi kayıtlar verdi

ki, “Tamam, bunları kullanalım,”

dedik. Gerçekten de ‘Fatih’

albümünün en büyük uğurlarından

biri oldu Aşkın. Birlikte daha çok şey

yapmak istiyoruz.

‘Çerez’ ve Can Güngör

dokunuşu müthiş olmuş.

Bengü Beker ile bu şarkıyı

seslendirme fikri nasıl ortaya

çıktı?

Bengü ile bir yıldır tanışıyoruz.

Sesinden çok etkileniyorum. Solo

kariyeri için bir şeyler hazırlıyorduk.

Bu sırada albümde onun da tuzu

olsun çok istedim. ‘Çerez’, yapımı

itibarıyla albümde en son biten

şarkı. Bengü şarkıyı Haziran ayında

bir nevi son dakikada okudu ve bu

feat. ortaya çıktı.

Kardelen ile düet yaptığın

‘Severim’ albümdeki gizli

motivasyon şarkım oldu. “İlk

tanışma anının yüksekliği var

bu şarkıda,” demişsin. Daha

harika bir tanımlama olamaz!

Fikir olarak ‘Maya’ albümü

sürecinde ortaya çıkmış, ancak

öylece kalmış bir şarkıydı. İlk adı

‘Kedi’ idi. ‘Fatih’ albümü sürecinde

genel hatları şekillendi ve güncel

hali ortaya çıktı. Kardelen,

arkadaşım olmasının yanında,

yeni nesilden çok beğendiğim ve

takip ettiğim bir müzisyen. Birlikte

üretmek keyifli oldu. Şarkı aynı

zamanda özel bir kampanyanın

da sesi oldu ve albüme başka bir

pencere de açtı.

Düet konusunu kapatmadan

Bengü Beker’e bir parantez

daha açmak istiyorum.

Prodüktör koltuğunda olduğun

yepyeni bir proje yolda sanırım.

6 Ekim’de Bengü Beker’in

ilk teklisi ‘Yağmur Olsam’

çıktı. Bu projeye dair neler

söyleyebilirsin?

Bengü, benim uzun yıllardır

aradığım ses. Çok güçlü ve

etkileyici bir yoruma sahip.

Sesinde pek çok farklı şey hissedip

duyabiliyorsunuz. Herkesin

birbirine benzemeyi maharet

saydığı bir çağda bulunmaz nimet.

‘Yağmur Olsam’ birlikteliğimizin

ilk şarkısı. Beraber üretmeye

devam edeceğiz ve olacaklar için

çok heyecanlıyız. Dilerim yolu çok

açık olsun. Türkçe popun yeni ve

güçlü seslere çok ihtiyacı var. Proje,

bir albüm yolculuğuna evrilecek.

Benim için de yeni bir dönemi

simgeliyor, zira ilk defa kendi

albümlerim dışında bir projeye bu

kadar dikkat ve mesai harcıyorum.

Bengü’ye çok inanıyorum.

Bengü Beker ile adım attığın

bu yeni başlangıcı çok önemli

buluyorum. Sektöre ilk adım

attığın günlere dönersek, yeni

bir isme sahne açmak, onun

kariyerine dokunmak nasıl

bir his? Prodüktör Mabel,

bir başka sanatçı için deyim

yerindeyse elbise dikerken

nasıl heyecanlar yaşıyor?

Çok heyecan verici. Yeni bir dünya

kurmak gibi. İşin mutfak tarafı beni

hep daha çok heyecanlandırmıştır

zaten. Bu tür ortak çalışmaları

sektör için de çok faydalı

buluyorum. Doğru üretim ve

birliktelikler her zaman müziğin

ve müzik sektörünün gelişmesine,

dönüşmesine, ilerlemesine aracı

olmuştur. Yeni elbiseler dikerken

hep dikkatli ve özenli olmam

gerekiyor. Klasik eserler yaratmak,

kalıcı imzalar atmak niyetindeyiz.

Kardelen ile seslendirdiğin

‘Severim’ şarkısının

Durex markası tarafından

kullanılmasını da biraz

konuşmak isterim. Tabu

olmaması ve her bireyin

önem vermesi gereken bir

konu cinsel sağlık. Bu alanda

bir adım atmaya nasıl karar

verdin, proje nasıl ortaya çıktı?

Gelebilecek yorumlara dair bir

endişen oldu mu?

Teklif Durex’ten geldi. Önce

şaşırdım, sonra böyle bir

kampanyayı yapabilecek zaten

pek fazla isim olmadığını fark edip

heyecanlandım. Cinselliğin dile

getirilmesi, kişilerin kendilerini

keşfedip ifade edebilmeleri, cinsel

sağlığın bir tabu olmaktan çıkıp

konuşulması, doğru bilginin

paylaşılması çok önemli. Öncelikle

sağlıklı bireyler olmak için...

Ben zaten yıllardır müziğimde

ve şarkılarımda insanların

kodlarından özgürleşmeleri ve

kendilerini bulup keşfetmeleriyle

ilgili çok fazla şey söylüyorum.

Bu yüzden markayla iş birliğimiz

anlamlı ve yerinde oldu. Sadece

bu işte değil, hiçbir işimde gelecek

yorumlar önceliğim olmuyor.

Time Out İstanbul Kasım 2023

16


Mabel Matiz

İşimi iyi yapmak, mesajımı

doğru şekilde vermek ve kendimi

gerçekleştirmekle ilgiliyim. Gerisi

bunları kendi algısı çerçevesinde

okuyacak bilinçlere kalıyor.

Kısa süre önce ‘Bahçemin

En Zor Gülü’ şarkısının

videosu yayınlandı. İzleyip de

seninle ağlamayan var mıdır

bilmiyorum. Klip kısa sürede

YouTube trendlerde birinci

sıraya yerleşti. Son beş senedir

kliplerin hep trendlerde

yer alıyor. Sevenlerinin,

dinleyicilerinin seni böylesine

sarmalaması, ürettiklerine bu

denli sahip çıkması sana ne

hissettiriyor?

Çok şanslıyım tabii ki. Sevilmek,

Bence enstrüman, yazım sırasında

şarkı yazarlığını ve şarkının

formunu direkt olarak etkiliyor.

Aranjmanda da bu yüzden retro ve

rocky tatlara verdik. Taner bir kez

daha müzisyenliğini konuşturdu.

‘Mor Perdeler’i de çeşitli kadın

şarkıcılara önermiştim, ama yedi

sene boyunca arşivde benim onu

seslendirmemi bekledi sanırım.

Albümde 25 şarkı olunca

favoriler sürekli değişiyor.

Albümün zenginliği bir

dinleyici olarak beni inanılmaz

mutlu ediyor. Yine de

âdettendir, senin favorilerini,

mümkünse sebepleriyle

birlikte öğrenmeyi çok isteriz.

‘Müphem’, ‘Derin Olur’, ‘Bahçemin

FOTOĞRAF: GÖKHAN GÖKTAŞ

sarıp sarmalanmak, anlaşılmak

güzel hissettiriyor. Kendimi

olduğum gibi ortaya koydukça,

özgürleştikçe, başkalarına da ilham

ve güç verdiğimi hissediyorum.

Umarım öyledir. Belki kendinde

bu gücü bulamayan, varoluşuna

bir emsal arayan tonla insan

var. Ben de öyleydim. Birileri bu

hikayeleri anlattıkça, kendini

ortaya koydukça, insan ‘görülmüş’

hissediyor ve bu bence çok şifalı

bir şey. ‘Bahçemin En Zor Gülü’

videosu oldukça şeffaf bir dertleşme

oldu dinleyiciyle. Uzun vadede kült

olacak bence. Yaptığı şeyi ve etkisini

esasen o zaman konuşmak, hatta

uzmanlardan dinlemek isterim.

Slip mayomla spontane ağladığım

bir klibim olmadı da demem artık

(gülüyor).

‘Mor Perdeler’in inceliği,

dokunuşu ve etkisi beni sana

yine, yeniden hayran ediyor.

Bu şarkıdan söz ederken

“Keşke Barış Manço ile düet

yapabilseydim,” demişsin. Bu

nefis şarkıya dair başka ne

söyleyebilirsin?

2015’in ilk günlerinde yazdığım

bir şarkı. ‘Gök Nerede’ albümünün

geneline sinmiş bir aşk ve ayrılık

hikayesi vardı, bilirsin. Onun

son demlerinde ortaya çıkmış

bir şarkı. Beyoğlu’nda yeni bir

eve taşınmış ve eve dev mor

kadife perdeler yaptırmıştım. O

melankolik günlerde, elektrik

gitarda bestelediğim bir şarkı.

En Zor Gülü’ halen favorilerim.

Derin bir aşkın şarkıları bunlar.

Beni değiştiren, olgunlaştıran,

bana yapamam dediğim şeyler

yaptıran... ‘Kara Dantelli

Gençliğimize’ de aynı şekilde

favorim, zamansız bir şarkı oldu

kanımca. Albümde sevdiğim çok

fazla şarkı var aslında.

Her şarkının detayları üzerine

konuşalım çok isterim ama

‘Elbette Annem’, ‘Müphem’ ve

‘Öküz’ için biraz daha büyük

bir parantez açmak istiyorum.

İki uçta ama özü bir olan bir

his yakalıyorum bu şarkılarda.

Sen neler söylemek istersin?

‘Elbette Annem’ ve ‘Öküz’ birbirine

yakın zamanlarda çıkmış iki şarkı.

Belirli aralıklarla türlü linçlere konu

oluyorum, biliyorsun. Ne kadar

güçlü dursanız ve sadece işinizle

ilgilenseniz de bu kuru gürültü,

zaman zaman sinirleri yıpratan bir

şey haline gelebiliyor. Şanslıyım

ki kendimi ifade edebileceğim,

zehrimi akıtacağım bir kanalım

var; şarkı yazmak. Ben kızınca,

küsünce, sinirlenince, özleyince

oturup şarkısını yazıyorum epeydir.

Küfretmek yerine şarkı yazıyorum

yani belki de (gülüyor). O hisler

dönüşmüş oluyor ya da en azından

yükü hafifliyor. Bu şarkıların çoğu

öyle anlarda çıkmıştır.

‘Fatih’in ortaya çıkış sürecini

düşündüğünde ya da albümü

dinlediğinde aklına gelen,

unutamadığın bir anı ya da

olay var mı?

Hayatımı değiştiren bir tanışma

anı… O günden beri başka bir

insanım.

Önceki albümlerin için

yaptığımız röportajları

incelediğimde ortak

noktanın hep kendinle

yaptığın hesaplaşmalar

olduğunu gördüm. Bu

albümün kapanış şarkısı

‘Veda Ettim Geçmişe’nin de

başka bir anlamı olduğunu

hissediyorum. ‘Kendinle

dans’ şarkısı olarak

tanımladığım bu şarkının

hikayesini senden dinlemek

isterim.

Albümdeki ve diskografimdeki

en sevdiğim şarkılardan biri.

Brek de enfes bir düzenleme

yaptı sağ olsun. Akustik ve

minimal başlayıp sonlara doğru

orkestral yaylılar ve kirli synth’ler

eşliğinde giderek çıldırıyor.

Şaşırtıcı buluyorum. Geçmişi

de geleceği de salmış, şimdiki

zamanı yaşamaya niyet etmiş

birinin şarkısı bu. Kendi kendini

dansa kaldırmanın, kendine

merkezlenmenin şarkısı. Ufak

bir Turgut Uyar göndermesi de

içeriyor. Vokal kaydı sırasında

gerçekten de nakarattaki hikayeyi

hayal ettiğimi ve şarkıyı belli

belirsiz gülümseyerek söylediğimi

hatırlıyorum.

‘Fatih’ albümüyle bir başka

hayalini daha gerçekleştirdiğini

düşünüyorum. Bundan sonraki

hayaline dair bize nasıl bir

ipucu verebilirsin?

Artık yurt dışı iş birliklerine ağırlık

vermek, dünyadan çeşitli prodüktör

ve müzisyenlerle ortak çalışmalar

yapmak ve müziğimi dünyaya

götürmek niyetindeyim. Başka

isimlere verdiğim beste çalışmalarına

da ağırlık vereceğim.

İstanbul’daki favori mekanlarını

öğrenebilir miyiz?

Ne olursa olsun hâlâ en çok Beyoğlu.

Sonra biraz tarihi yarımada, biraz

Boğaz kıyıları… Beyoğlu’nun

underground gece hayatı ve buna

ev sahipliği yapan kulüpler ilgimi

çekiyor. Sokak kültüründen ne

olursam olayım kopamadım,

kopamam.

Peki sana bu şehirde şarkı

yazdıran yerler var mı?

‘Fatih’ albümünden herhangi

bir şarkının böyle bir

hikayesi var mı?

Bu sorunun cevabı da Beyoğlu

kesinlikle. Bana en çok yazdıran,

beni en çok söyleten yer burası

İstanbul’da. Şiddetli bir ilham kanalı

açıyor. ‘Karakol’u, Cihangir’de

sokakta görüp kaybettiğim birine

yazmıştım.

3 Kasım, Volkswagen Arena, 21.00,

1.000-1.250 TL, loca: 33.000 TL, instagram.

com/mabelmatiz

17

Kasım 2023 Time Out Istanbul


PRICELESS PLATFORMU İLE

ALIŞILMIŞIN DIŞINA ÇIKIN

Mastercard®’lılara özel ayrıcalıklı deneyim ve tekliflerden faydalanın.

ÇOCUĞUNUZU

UEFA CHAMPIONS LEAGUE

MAÇINDA SAHAYA ÇIKARIN

Futbol toteminiz Galatasaray-Manchester

United maçında çocuğunuzu sahaya

çıkarabilir.

UEFA Champions League grup maçları kapsamında

29 Kasım günü İstanbul’da gerçekleşecek.

Galatasaray-Manchester United maçında futbolcularla

beraber sahaya çıkıp futbol aşkını tüm dünyayla

paylaşan şanslı 17 çocuktan biri sizin çocuğunuz olabilir.

Mastercard’lılara özel bu deneyimden faydalanmak için

priceless.com’daki teste katılın.

Teste

katılım ek

kriterlere

tabiidir.


iş birliği ile

Teste

12 Aralık 2023

gününe

kadar

katılabilirsiniz.

31 Aralık 2023

tarihine kadar

geçerlidir.

EVİNİZİ FUTBOL MÜZESİNE

DÖNÜŞTÜRÜN

UEFA Champions League grup

maçlarında kullanılan hakem kartlarının

sahibi olabilirsiniz.

Galatasaray’ın 24 Ekim 2023 günü Bayern Münih

ile oynadığı ve 29 Kasım 2023 günü Manchester

United ile oynayacağı maçlarda hakemlerin maçta

kullandığı kartların sahibi olacak şanslı Mastercard’lı

siz olabilirsiniz. İmzalı kartları eve götürüp

futbol koleksiyonunuzu zenginleştirme şansını

kaçırmamak için priceless.com’u ziyaret edin.

ALAF BİSTRONOMİ’DE SİZE ÖZEL

MENÜNÜN TADINI ÇIKARIN

Yedi çeşit Türk lezzeti menüsünün tadını

Alaf Bistronomi’de çıkarın.

Türk mutfağının derinliğini keşfetmek için, Boğaz

manzaralı Alaf Bistronomi’de – Bib Gourmand,

MICHELIN Rehberi İstanbul 2023, Şef Murat Deniz

Temel’in Türkiye’nin yedi bölgesinden ilham alarak

Mastercard’a özel olarak hazırladığı yedi çeşit Türk

lezzeti menüsüyle kendinizi şımartın. Bu benzersiz

gastronomi deneyiminde yerinizi ayırtmak için

priceless.com’u ziyaret edin.

SESLİ EDEBİYAT

FESTİVALİ İLE KÜLTÜR

SANAT TURUNA ÇIKIN

Videolar

31 Aralık 2023

tarihine kadar

yayındadır.

Birbirinden özel konu ve konuklarıyla

İstanbul’un edebi yüzünü yeniden keşfedin.

Mastercard ve Storytel’in sponsorluğuyla Project

Kültür tarafından düzenlenen Sesli Edebiyat

Festivali’nde Tuna Kiremitçi, Nilay Örnek, Dr. Burkay

Adalığ ve Gülhan Kadim gibi isimler İstanbul’un

edebi yüzünü sanatseverlerle buluşturuyor.

İstanbul apartmanlarından İstanbul’da çocuk

olmaya, şehrin spesifik kokularından gastronomiye,

İstanbul temalı roman ve şiirlere kadar her

şeyi bulabileceğiniz Sesli Edebiyat Festivali

Mastercard’lılara özel olarak priceless.com’da.

KAPADOKYA’YI

HİÇ BÖYLE

GÖRMEDİNİZ

Mastercard’lılara özel tasarlanan

deneyimlerle Kapadokya seyahatinizi

farklılaştırın.

Binlerce yıllık tarihi ve güzellikleriyle göz

kamaştıran Kapadokya’ya yapacağınız ziyareti

Taşkonaklar Otel ve Mastercard iş birliğiyle

bir üst seviyeye taşıyın. Arkeolog Murat E.

Gülyaz ile özel Kapadokya turuna katılabilir,

ayrıcalıklarla dolu bir fotoğraf safarisine

çıkabilir, akşam yemeğinde sevdiklerinizle özel

anılar biriktirebilir ve gün doğumunda kahvaltı

edebilirsiniz.

Her deneyimin

geçerlilik

süresi

farklıdır.

Tüm deneyimler için: www.priceless.com


Lalalar

YENi ALBÜM

ŞEREFiNE

FOTOĞRAF: AMBRE KELLACHE

Time Out İstanbul Kasım 2023

20


Lalalar

Lalalar’ın yeni albümü ‘En Kötü İyi Olur’

geçtiğimiz Eylül ayının başında dinleyiciyle

buluştu. Grupla yurt dışı turneleri

dönüşünde bir araya geldik.

Hikmet Demirkol

Eminim önceden defalarca

anlattınız ama benim için

bir kere daha tekrarlamanızı

isteyeceğim. Lalalar’ın ortaya

çıkışının ve isminizin hikayesi

nedir?

Ali Güçlü Şimşek: Aslında

ismin anlamı Osmanlı dönemine

kadar uzanıyor. Malumunuz

şehzadeleri eğiten kişilere ve

dönemin bilgelerine ‘lala’ deniyor.

Günümüzde daha çok argo

anlamıyla kullanılan lala, alık ya

da şapşal manasına geliyor. Aynı

kelimenin iki zıt anlamı içinde

barındırmasını kendimize bayağı

benzetiyorum aslına bakarsan.

Bir araya gelme hikayesine

gelirsek, Barlas’la 20 seneye varan

bir dostluğumuz var. Bununla

beraber müziğin hem üretim hem

performans tarafında çok uzun

seneler paslaşıp, türlü gollere imza

attık. Kendi eksenimden anlatmam

gerekirse Bubituzak sonrasında

içimde birikmiş çok net fikirler

vardı. Yapmak istediğim müziğin

detaylarından nasıl bir grupla var

olmak isteğime kadar yüzlerce

parametre söz konusuydu. Uzun

bir Ar-Ge sürecinden sonra bir gün

beraberken baklayı çıkardım. Barlas

da çoğu zaman olduğu gibi gözü

kapalı bir şekilde ve maksimumunu

vererek kucakladı bu fikri. Zaten

hep birbirini iyi tamamlayan

arkadaşlardık ama hayatlarımızın

olgunluk dönemindeki bu buluşma

önceki bütün deneyimlerden

başka bir biçimde sarıp sarmaladı

dünyamızı.

Barlas Tan Özemek: Çok güzel

anlattın, aynen böyle gelişti olaylar.

Bir süre sonra bir gün Bozcaada’da

bir festivalde Kaan Düzarat ile

karşılaştık. Çok keyifli bir geceydi.

Laf lafı açtı, ben de Ali ile böyle

elektronik bazlı bir işe giriştik diye

anlatmaya başladım. Sohbetin

devamında Kaan aramıza katılmak

istediğini söyledi ve Ali’yle yaptığım

bir telefon konuşması sonrasında

bu ateşi beraber yakarken bulduk

kendimizi. Güzel de zamanlar

geçirdik.

Bir röportajınızda söylediğiniz

bir şey çok hoşuma gitti:

Hepinizin üç puan olduğunu,

bir araya geldiğinizde

ise 10 puan ettiğinizi

belirtmişsiniz. Grup sinerjisini

daha iyi anlatan bir ifade

olamaz! Buradan yola

çıkarak Lalalar’daki grup

hissini, bu işin zorluklarını

ve dinamiklerini nasıl

anlatırsınız?

AGŞ: Kesinlikle öyle! Aslen

bu yaklaşım takip ettiğim spor

dallarında gözlemlediğim bir şeydi.

Her oyuncun güncel bir yetenek

seviyesi ve olası bir potansiyeli

vardır. Bazense belirli doğrular bir

araya gelip o ahengi yakaladığında,

takımın toplam puanı, oyuncuların

bireysel puanlarının toplamından

daha fazla eder. Bazen bazı taşların

yerine oturması zaman alsa da

bizim arkadaşlığımızda da müzikal

serüvenimizde de bu üst kimliğin

çok hızlı yeşerdiğini söyleyebilirim.

BTÖ: Power Rangers gibi de

düşünebilirsin bizi. Bir araya

gelince kocaman bir makinaya

dönüşüyorlardı ya… Aynı oradaki

gibi her birimizin ayrı meziyetleri

var, birleşince çok daha güçlüyüz.

2019’da ilk konserinizi

verdiniz, 2022’de ilk

albümünüzü piyasaya

sürdünüz. Türkiye’de ve yurt

dışında sayısız konser verdiniz.

Lalalar’ın bu başarılı ivmesinin

sizde bıraktığı izleri merak

ediyorum.

AGŞ: Dürüst olmam gerekirse

ben yaptığımız hemen her şeyden

bayağı gurur duyuyorum ve

henüz bu yolculuğun başlarında

olduğumuzu hissediyorum. Bazen

koşturmaktan dönüp fark etmesi

zor oluyor ama İstanbul’dan çıkıp

“Çocukluktan

beri müzikle

var olmak

isteyen ve

bu yoldaki

bedelleri

ödemekten

keyif alan

tipleriz.”

- Ali Güçlü

Şimşek

Türkçe sözlerle bazı deliklere

girmek ve kabul görmek tarihteki

birkaç örnek dışında pek rastlanan

bir şey değil. Bu birkaç örneğin iki

tanesinde (diğeri Gaye Su Akyol) yer

almaksa bana kendimi ayrıca şanslı

hissettiriyor. Yılda ortalama 100

konser (ki bunların %90’ı yurt dışı)

bayağı iyi bir sayı ve bence hayatta

hiçbir şey rastgele olmuyor. Bizler

çocukluktan beri müzikle var olmak

isteyen ve bu yoldaki bedelleri

ödemekten keyif alan tipleriz.

Sadece performans değil, bir de işin

mutfağında, hatta tarlasındayız. Ek,

sula, topla, ayıkla, pişir, servis et…

Valla her masada varız. Ha bu bizi

ayrıcalıklı mı yapıyor, sanmıyorum.

Bizim gibi pek çok insan bu yolun

yolcusu ama gel gör ki hayat herkese

başka bir adisyon bırakıyor.

BTÖ: Hayatı bir deniz gibi

düşünürsek, dalganın ne zaman

nereden geleceğini bilemezsin.

Müziği de bir sörf tahtası gibi düşün

ve biz üzerindeyiz. Nereden fırtına

gelir, dalga nasıl olur derken, bu

sörf tahtası üstünde nasıl dengede

kalacağımızı çok iyi biliyoruz. Şimdi

Alican da (Mehmet Alican İpek)

bizimle o sörf tahtasının üzerinde.

İkinci albümünüz ‘En Kötü İyi

olur’un hazırlık süreci nasıldı?

BTÖ: Hepimiz boş

vakitlerimizde nasıl kitap

okuyup, müzik dinliyorsak bir

şekilde cephaneliklerimizi de

dolduruyoruz. Yani fikirleri

cephaneliklere atmak bizim

rutinlerimizden birisidir. Ali’de her

zaman bir sürü fikir vardır, bende

de bir şeyler vardır genellikle. “Hadi

bakalım!” dediğimizde Ar-Ge süreci

başlar. Stüdyoya girdikten sonra da

altı-yedi ay içinde yeni şarkılarımızı

finalize ettik diyebilirim.

AGŞ: Biz ilk albümü (Bi Cinnete

Bakar) yaklaşık üç-dört senenin

ürünlerini aynı paketin içine

yerleştirerek derledik. Hatta

eskiden gelen besteleri de hesaba

katarsak altı-yedi senenin birikimi

diyebiliriz. Teklilerle başlayan

süreçte bir şekilde şansımız yaver

gitti ve üçüncü ya da dördüncü

şarkımızın yayınlanmasının

ardından Avrupa’da turlamaya

başladık. Neredeyse albüm çıkana

kadar teker teker hazırlayıp

biriktirmeye devam ettik parçaları.

Yeni albümse (En Kötü İyi Olur)

ilkine nazaran çok daha kompakt bir

zamanın ruhunu, bulunduğumuz

anda yakalayıp yansıttığımız bir

şey. Bence aralarındaki en temel

fark bu. Şu an geriye dönüp bakınca

bunu ne zaman ve nasıl yaptık pek

anlamlandıramıyorum. Sürekli

yolda olunca bunun getirileri

olduğu gibi götürüleri de oluyor

sanırım.

İlk albümden sonra bu

albümde size farklı gelen

nedir?

AGŞ: Bu albüme girmeden önce

aklımızdaki en önemli notlar

şunlardı: İki ayrı şey yapmak,

müziğimizi ve sound’umuzu iki

ayrı uca doğru esnetmek istiyorduk.

Birincisi her ne yapıyorsak daha da

deneysel olması, ikincisi ise her ne

kadar deneysel yolda ilerliyorsak

ilerleyelim daha dinlenebilir yapıda

olmasıydı. Yüz küsur konserin

cebimizde bıraktıkları, dönemin

politik atmosferi, sosyokültürel

değişimler, sokaklardaki gerçeğin

bıraktığı tortular, yeni bir grubun

olgunlaşma süreci ve bu sürecin

içindeki bireysel olgunlaşma

adımlarımız diyebilirim. Zaten

olağan bir şekilde her gün daha iyi

bir versiyonumuza evrilmeye gayret

eden tipleriz.

BTÖ: Kendimizi yenilemeye ve

21

Kasım 2023 Time Out Istanbul


Lalalar

FOTOĞRAF: MATEJ KRC

eleştirmeye gerçekten çok açığız.

Böyle olunca yeni şeyler keşfetmek

kolaylaşıyor doğal olarak.

İkinci albümünüz ‘En Kötü İyi

Olur’un lansmanını Cenevre’de

yaptınız. Sonra da yurt dışı

turnenize devam ettiniz.

Albümü yurt dışında bir konser

serisiyle tanıtmanın nasıl bir

yansıması oldu size?

AGŞ: Çok farklı bir karşılığı yok

aslında. Neden dersen iki temel

sebebi var. Birincisi Avrupa’daki

ortak plak şirketimizin merkezi

Cenevre’de ve ikincisi biz

mütemadiyen yollardayız. Albüm

çıktığında İngiltere turundaydık;

inan oturup kutlayamadık bile.

Lansmanı da öyle denk gelmiş

oldu. Gönül Türkiye’de de bir

kutlama konseri yapmak isterdi

ama son turneden önce 25 yıllık

diz sakatlığımın nüksetmesi

sonucu turneyi durdurmayı ve

yılın son üç ayını ameliyat ve

rehabilitasyon sürecine ayırmayı

uygun bulduk. Biraz gecikmeli de

olsa yeni yılda albümün çıkışına

özel bir konser organize edeceğimizi

düşünüyorum.

Bu albümün kapağında

Gaye Su Akyol’un imzasını

görüyoruz, detaylarını sizden

dinlemek isterim.

AGŞ: Önceki sorularda belirttiğim

gibi bizim asıl olayımız stüdyo

kısmında. Sound, fikir, üretim

konuları kendimizi rahat

hissettiğimiz ve uçuşabildiğimiz

alanlar. Görsel faslı gelince bizde

bir kal gelme hali oluyor (gülüyor).

Neyse bu sene bunu kırmaya ant

içtik bakalım. Sağ olsun, her zaman

yanımızda olduğu gibi bu konuda

da kapısını çaldığımızda GSA bizi

geri çevirmedi ve hızlı çözümlerle

olaya el attı. Bu bahaneyle kendisine

tekrar teşekkürü borç biliriz.

BTÖ: Bora da (Bora Genel) ne

zaman icap etse yardımımıza

koşar. Gaye’den gelen fikirleri

kapağa uyarlamada ve diğer pek

çok detayda bize çok yardım

etti. Genelde de hep son anda

kapısını çalarız ve bizi hiç kırmaz

(gülüyorlar).

Lalalar olarak hangi

şarkılarınız sizin için

diğerlerinden daha farklı?

BTÖ: Stüdyo sürecinde şarkılar bir

başka oluyor, yayınlandıktan sonra

bir başka... Bu ara açıp albümü kendi

kendime dinliyorum, çok hoşuma

gidiyor. Şu sıralar favorim ikinci

albümden ‘Grejuva’. Beş sekizlik

bir şarkıyı Lalalar’ın ele almasını

çok seviyorum, bu fikri çok parlak

buluyorum (gülüyor). Dediğim gibi,

favorim şu ara bu, sonra değişebilir.

AGŞ: Forvetlerin birini Barlas’a

kaptırdık, ben de ilk ‘Grejuva’

diyecektim. Çok doğru söyledi

Barlas. Süreç çok ani değişiyor,

stüdyoda bir şarkıyı yüzlerce

kez dinliyorsun, yayınlandıktan

sonra hissi bir başka oluyor. ‘Aynı

Bokun Mavisi’ni çok seviyorum,

böyle şeker gibi bir şey. Marketten

çıkarken “Dur şundan da bir tane

alayım,” deyip alır, yolda eve

giderken ağzına atarsın ya, öyle bir

his. ‘Yarın Yokmuş Gibi’ de bende

özel bir yerde duruyor, ‘Yaşamaya

Bahane Ver’ de keza öyle. ‘Serüven’

de bu listeye girer. Zorlandım

seçmekte (gülüyor).

Peki Lalalar’ın unutamadığı

bir anı var mı?

BTÖ: Anıları birbirinden ayırmak

çok zor. Bir turneye gidiyorsun,

arka arkaya konserler veriyorsun.

Hangisi neredeydi, orda o mu oldu,

yoksa öbür şehirde mi olmuştu, pek

o arada anlamıyorsun. Sonrasında

flashback’ler geliveriyor.

AGŞ: Benim bir anım var!

Tekrar böyle bir soru gelirse ne

diyeceğimi biliyorum artık diye not

almıştım. İlk Paris konserimizde

zehirlenmiştim. Soundcheck’i

yaptık, yemek yedik, keyifler

yerinde. Sonra otele yürüdüm

biraz dinlenmek için. O sırada

ne oldu anlamadım, midem çok

fena bozulmuş. Alttan üstten,

müthiş bir tazyikle 10 dakikada

bir vücudumdan sarılı yeşilli

sıvılar… Sonra hangi akla hizmet

bilmiyorum ama canhıraş mekana

gidildi. Yani hep bir şekilde yırtarız

gibi bir bilinç var yıllar içinde

oluşmuş. Ne biliyim, o sahneye

çıkınca bir güç gelir ve o günü

kotarırsın (gülüyor).

BTÖ: Kotarmadı (gülüyor).

AGŞ: Konser vakti geldi, hâlâ bir

inançla “Tamam, siz introya girin,

ben geliyorum,” dedim ama nerede.

Sonrasında çocuklar sahnede iki kişi

şarkıları çalmış, söylemiş. Nasıl bir

kültürel psikolojiyle o konser verildi,

düşündükçe yurdum sızlıyor. İşin

kötüsü, henüz izlememiş olsak da o

günün kayıtları var.

Lalalar’ın İstanbul’daki

‘en’leri neler?

AGŞ: Benim favori restoranım

Aida. Restorana girdiğin anda

Kadıköy’den hoş bir Avrupa

şehrinde akşam yemeğine gitmişsin

hissi verir ve beni zaman ve

mekandan uzaklaştırır. İki ayda

bir uğrarız. Her gittiğimde ekipteki

herkesin işini severek yapıyor

olduğunu gözlemlemek de beni

insanlık namına mutlu eder.

BTÖ: Uskumruköy meskenimizdir.

Stüdyomuz orada, üretimlerimizi

orada yapıyoruz. Burada Mehmet

Kasap bizim için özel bir dükkandır.

Alışverişimizi yapıp evde

yemeğimizi yaparız, bu hazırlık

hali ve oradaki keyif bizim için

bambaşkadır.

Son olarak yakın gelecek için

Lalalar’ın mutfağında neler

var diyerek son sözü size

bırakıyorum.

AGŞ: Çok büyük bir ihtimalle

benim ameliyat ve rehabilitasyon

işleri yüzünden yeni yılın ilk

ayına kadar canlı performansımız

olmayacak. Bu bizim hayatımız

için çok büyük değişiklik

aslında, çok uzun zamandır

böyle bir ara vermedik. Bence

yeniden ayaklanıp depoları iyice

doldurduktan sonra üretime döner

ve üçüncü albümün temellerini

atarız. Bunun dışında yurt içi ve

yurt dışından birkaç tane iş birliği

niyetimiz var; bakalım onlar için

de heyecanlıyız.

BTÖ: Bugüne kadar kafa

yoramadığımız Lalalar’ın görsel

dünyasını zenginleştirme,

bazı şarkılara videolar çekme

niyetindeyiz. Bu konularda bazı

adımları attık bile, bu dönemi

üretimle geçireceğiz diyebilirim.

lalalar.net

Time Out İstanbul Kasım 2023

22


BARİLLA,

‘BİRLİKTELİK BİLETLERİ’

İLE LEZZETLİ BULUŞMALARIN KAPISINI ARALADI

Barilla, Dünya Makarna Günü’nde, yaptığı küresel araştırmadan yola çıkarak bir insiyatif hayata

geçirdi. İstanbul ve New York’ta gerçekleştirilen ‘Birliktelik Biletleri’ projesiyle marka, insanları

yalnızlık rutinlerini terk edip sevdikleriyle bir araya gelmeye ve yemek yemeye teşvik etti.

Katılımcıların yüzde 93’ü, düzenli

olarak sevdikleriyle bir araya

gelmenin ilişkilere olumlu bir

etkisi olduğuna inanıyor. Bu

inanç, iş hayatında da geçerliliğini

koruyor; katılımcıların yüzde 86’sı,

iş arkadaşlarıyla birlikte yemek

yemenin profesyonel ilişkileri

geliştirdiğini düşünüyor. Ankete

katılan her iki kişiden biri, yemekli

buluşmalara sıkça makarna pişirip

götürmeyi tercih ettiğini ifade

ederken, metropolde yaşayanların

Hızlı yaşam temposunun insanları

sıklıkla yalnız yemek yemeye

ittiği günümüzde Barilla, hayata

dokunan yeni bir projeye imza

attı. Şirket, her yıl 25 Ekim’de

kutlanan Dünya Makarna Günü’nde

birliktelik ve sevdiklerine değer

verme kavramlarını vurguladı.

Barilla, bu özel günde faaliyet

gösterdiği tüm ülkelerde ‘birliktelik’

kavramına dikkat çekerek, İstanbul

ve New York’u içerecek şekilde üç

kıtada ‘Birliktelik Biletleri’ projesini

hayata geçirdi.

Hızlı tempoda birlikteliği

kucaklamak

Modern dünyada yalnız yemek

yeme eğiliminin artışına dikkat

çeken Barilla, İstanbul ve New York

metro istasyonlarında kurduğu

stantlarla, insanlara yalnız yemek

yeme alışkanlıklarını değiştirme

ve sevdikleriyle keyifli bir yemek

yeme fırsatını kaçırmamaları için

çağrıda bulundu. Dünya Makarna

Günü’nde İstanbul’da Kadıköy

ve Levent metro istasyonlarını

kullanan yolcular, ikonik Barilla

Spaghetti n°5 kutularıyla karşılandı.

17.00-19.00 arasında seyahat eden

ilk 2 bin 500 İstanbullunun Barilla

makarna kutuları ‘Birliktelik

Bileti’ne dönüştü ve İstanbullulara

ücretsiz seyahat etme imkanı

sundu. Barilla’nın ‘Birliktelik

Biletleri’, aynı zamanda insanlara

sevdikleriyle lezzetli bir yemek

yemenin ve sohbet etmenin bir

Barilla makarna kutusu kadar

uzakta olduğunu hatırlattı.

Kampanya kapsamında,

dünyanın dört bir yanındaki

yerel sosyal medya ünlüleri de

makarna eşliğinde birlikte yenen

yemeklerin hikayelerini paylaşarak,

takipçilerini Dünya Makarna

Günü’nü sevdikleriyle birlikte

kutlamaya teşvik etti.

Son 2 yılda hızla yalnızlaştık

Kampanyanın ana konsepti için

dünyanın önemli şehirlerinde bir

araştırma gerçekleştiren Barilla,

katılımcıların yüzde 60’ının son

iki yılda daha sık yalnız yemek

yediğini ortaya koydu. Araştırma,

dijitalleşen dünyada yemeğin,

özellikle makarna tüketiminin

insanlar arasında nasıl bir

dayanışma duygusu yarattığını

inceledi. Katılımcıların yüzde

48’i, yoğun çalışma saatlerinin

sevdikleriyle bir arada yemek

yemeyi engellediğini ifade

ederken, hızlı yaşam tarzlarının

aile ve arkadaşlarla geçirilen kaliteli

zamanı olumsuz etkilediğini

vurguladı.

100 kişiden 69’u

sevdikleriyle yemek

yemeyi özlüyor

Mesafelerin aile ve arkadaşlarla

yemek yeme alışkanlığını

azalttığına dikkat çeken

katılımcıların yüzde 37’si, büyük

şehirlerde yaşamanın insanların

birlikte vakit geçirme konusunda

zorluk çekmelerine neden

olduğunu belirtti. Araştırmaya

göre büyük şehirde yaşayan her

100 katılımcıdan 69’u, hafta içi

bile olsa sevdikleriyle birlikte

yemek yemeyi özlüyor ve bir araya

gelmek için fırsat yaratmaya

çabalıyor. Ankete katılanların

neredeyse yarısı, hafta sonları

arkadaşları ve aileleriyle yemek

yemeyi tercih ettiğini belirtiyor.

iletişim kurma isteği ve aynı

masada sevdikleriyle yemek yeme

arzusu hızla artıyor.

Dünya Makarna Günü’nde

birlikteliği kutladı

Barilla Türkiye Pazarlama Direktörü

Selcen Tokgöz, projeyle ilgili

şöyle dedi: “Bu projeyle sadece

özel anlarda değil, her gün bir

masanın etrafında sevdiklerimizle

beraber olmanın ne kadar önemli

olduğuna dikkat çekmek istedik. Bu

noktada herkesi birleştiren, basit ve

lezzetli olan makarnanın rolü çok

büyük. Dünya Makarna Günü’nü,

makarnanın insanları bir araya

getirme gücünü vurgulamak için iyi

bir fırsat olarak görüyoruz. Bu yılki

Dünya Makarna Günü’nde, insanları

sevdikleriyle bir araya gelerek

lezzetli sofraların tadını çıkarmaya

davet ettik. Biliyoruz ki, birlikte

yenen yemekler sadece bir yemek

değil, giderek yalnızlaştığımız,

yoğun bir tempo ile geçen

hayatlarımızda sevdiklerimizle

iletişim kurmanın ve daha fazla

zaman geçirmenin en keyifli

yollarından biri.”

23

Kasım 2023 Time Out Istanbul


TANITIM

İSOKYO’NUN

YENİ MENÜSÜNÜ VE

MUHTEŞEM

ATMOSFERİNİ

KEŞFEDİN

Time Out İstanbul Kasım 2023

24


Raffles İstanbul’un imza restoranı İsokyo, birçok Uzak

Doğu mutfağından farklı olarak, Doğu’nun gizemli

lezzet sırlarının Batı’nın modern pişirme teknikleriyle

yorumlandığı bir gastronomi deneyimi sunuyor.

İstanbul’un zamansız

panoramasına eşsiz bir

bakış vadeden Raffles

İstanbul, Tokyo’yla

İstanbul arasında bir lezzet

yolu yaratan İsokyo ile

gastronomi dünyasında

fark yaratıyor. Çin,

Japonya, Kore, Tayland

gibi Asya kıtasının farklı

bölgelerinden çeşitli

yemek kültürlerini, Türk

mutfağından dokunuşlarla

zenginleştiren İsokyo,

yenilenen interaktif

mutfağı ve iç tasarımıyla

misafirlerini ağırlıyor.

Zorlu Center’dan

direkt erişim olan Raffles

Teras’a açılan konumuyla

konuklarını yepyeni bir

atmosferde karşılayan

İsokyo, yetenekli Mutfak

Şefi Şafak Erten’in

hazırladığı beş aşamadan

oluşan tadım menüsü ve a

la carte menüyle pazartesi

hariç, haftanın altı

gününde 17.00-23.30 arası

olmak üzere sadece akşam

yemeği hizmeti veriyor.

Mutfak Şefi olarak

İsokyo’da çalışmanın,

yaratıcılığını ve

yeteneklerini her gün

sergileyebilme imkanı

sağladığını ifade eden

Şafak Erten, “İsokyo’da

çalışmak gerçekten özel

bir deneyim. Ekibimle

birlikte misafirlerimizin

ilgisinden ilham alarak,

onların damak zevklerini

anlamak, beklentilerini

karşılamak ve hatta aşmak

için sürekli olarak yeni

lezzet kombinasyonları ve

sunumlar geliştiriyoruz.

Onların yüzündeki

memnuniyet ve

menümüzle ilgili

olumlu geribildirimler,

tüm emeğimizin ne

kadar değerli olduğunu

gösteriyor,” diyor.

Menüdeki tüm tatların

kendisi için ayrı bir hikayesi

olduğunu söyleyen

Erten’in favori lezzeti

ise İsokyo’nun tadım

menüsünde ve a la carte

menüsünde yer alan imza

yemeği; Oestra Havyarı ile

sunulan Istakoz Dumpling.

Kişiye özel sunumlar,

eşleşmeli tadım

menüsü ve

imza kokteyllerle

gastronomi yolculuğu

Beş aşamadan ve en özel

10 İsokyo lezzetinden

oluşan yepyeni tadım

menüsüyle misafirlerine

benzersiz bir lezzet

deneyimi vadeden

İsokyo, paylaşıma uygun

tabakların yer aldığı bu

egzotik deneyime eşlik

eden bir şarap menüsü de

sunuyor. Restoranın iki

imza lezzeti olan Osetra

Havyarı ile sunulan

ıstakoz dumpling ve

wok’ta sotelenmiş dana

bonfile etinin de yer aldığı

tadım menüsünün yanı

sıra a la carte menüyle de

İsokyo misafirlerini farklı

tatlar ve dokular arasında

bir yolculuğa çıkarıyor.

İstanbul ve Tokyo arasında

öne çıkan gastronomi

şehirlerinden esinlenerek,

o bölgeye özgü ürünlerle

hazırlanan imza kokteyller

sunan İsokyo’da, sake ve

Japon içkilerinin yanı

sıra Şampanya Barı’nın

mücevher ışıltısında

sunulan kapsamlı bir

şarap kavı ve seçkin

premium içecek menüsü de

bulunuyor.

İsokyo’da gastronomi

yolculuğu zenginleşiyor

Çağdaş bir Pan-Asya

mutfağı deneyimi yaşatan

İsokyo, haftanın belli

günlerinde gerçekleşecek

Uzak Doğu mutfağı

atölyelerine ev sahipliği

yapmaya hazırlanıyor.

Detayları önümüzdeki

günlerde belirlenecek

atölye çalışmalarının yanı

sıra İsokyo, farklı damak

zevklerine hitap edebilmek

için yeni deneyimler de

yaratıyor. Aşçıların el yapımı

özel sushi-sashimi arabasıyla

misafirlerin masalarını

ziyaret edeceği yepyeni

bir servis deneyimi için de

çalışmalar devam ediyor.

İsokyo’nun eşsiz

lezzet yolculuğunda

misafirlere sofistike bir

müzik deneyimi de eşlik

ediyor. Farklı duyulara

hitap eden bir deneyim

sunan İsokyo’daki DJ

performansları misafirlere

müzik ziyafeti yaşatıyor.

Raffles Istanbul, Zorlu

Center, Beşiktaş.

raffles.com/istanbul

25

Kasım 2023 Time Out Istanbul


Yeme-

İçme

Lacivert

YAKLAŞIK 25 YILLIK

tecrübesiyle Boğaz’ın en

iddialı mekanlarından olan

Lacivert verdiği kısa aranın

ardından yeniden şehrin

ritmini yakaladı. Deneyimli

mutfağına yeniliklerle taze

dokunuşlar yapan mekan,

klasiklere eklenen özel

lezzetlerle Lacivert geleneğini

yaşatmaya devam ediyor.

‘Yerele Saygı’ politikasıyla

hareket eden Lacivert,

ekosisteme katkı sağlayan

tedarikçilerle iş birliği yapmayı

da ihmal etmiyor.

Danışmanlığını Melih

Demirel’in yaptığı menüde

mevsimsellik ve yerel

malzemeler ön planda.

Ekosisteme saygılı bir

gastronomi deneyimine

önem veren Lacivert’te

mutfak yönetimini Barış

Torcu, restoran şefliğini ise

Rüştü Öztürk üstleniyor.

Lacivert, misafirlerine sadece bir

gastronomi deneyimi değil, aynı

zamanda iyi vakit geçirebilecekleri

bir atmosfer de sunuyor. Özel

kutlamalar, iş yemekleri ve

romantik buluşmalar için ideal

bir alternatif olan mekan Boğaz

manzarası ve zevkli tasarım

detaylarıyla da öne çıkıyor. Retro

ve modern tasarım unsurlarının

harmanlandığı iç mekan

dekorasyonunda fonksiyonellik ön

planda tutulmuş.

Menüden birkaç lezzet

önermek gerekirse ızgara kuzu

pirzola, acılı karides saganaki ve

karides, ahtapot, balık filetosu,

domates ve midyeyi ev yapımı

spagettiyle buluşturan denizci

makarnasını söyleyebiliriz.

Boğaz’ın en ayrıcalıklı

noktasında, leziz yemekler

eşliğinde şehrin tadını çıkarmak

için Lacivert’in yeni ortamını en

yakın zamanda görün.

Körfez Caddesi 57/A, Beykoz.

Time Out İstanbul Kasım 2023

26


Yeme-İçme

Inkase

ÖĞLE VE AKŞAM

YEMEKLERİNİZ için sağlıklı

pişirme teknikleriyle

hazırlanmış glütensiz, vegan

ve raw alternatifler arıyorsanız,

Inkase tam size göre. Dünya

mutfağından zengin bir

seçki sunan mekan sağlıklı

beslenmenin hem lezzetli

hem de eğlenceli olabileceğini

gösteriyor. Menünün

konseptine uyum sağlayan

sade dekorasyon mermer ve

ahşap ağırlıklı. Doyurucu ve

hafif kaselerde lezzetinden,

formundan, renginden ve

besin değerinden hiçbir şey

kaybetmeyen enfes yemekler

sunuluyor. Peki, imza lezzetler

hangileri? Karidesli, tavuklu,

somonlu ve vegan Vietnam

rolls, şu sıralar Inkase’nin en

sevilen lezzetlerinden. Tavuk

tikka masala Inkase ve falafel

Inkase de en çok sipariş

edilenler arasında.

Tadı uzun süre damağınızda

kalacak bir lezzet arıyorsanız

mekanın alametifarikalarından

Jamaika Inkase’yi deneyin.

Jamaika baharatlı sous vide

yöntemiyle pişmiş tavuk

göğüs, taze soğan, süt mısır,

kırmızı ve siyah Meksika

fasulyesiyle pişirilmiş

Hindistan cevizi sütlü

basmati pilavı, guacamole,

pico de gallo, köz biber

sos ve jalapeno turşusuyla

servis ediliyor. Sıra tatlıya

geldiğinde ise peanut butter

pie menüden size göz kırpıyor.

Bu tatlının içinde ev yapımı

fıstık ezmeli mousse, fındık

unu ve ham kakao tabanlı

avokado ganaj, Hindistan

cevizi şekeri ve ceviz mevcut.

Yıllarca gastronomi sektörünün

çeşitli alanlarında deneyim

kazandıktan sonra hep hayalini

kurduğu mekanı hayata

geçiren Zafer Bilge, Inkase

ile birikimini başarıyla ortaya

koyuyor; mutlaka keşfedin.

Dr. Faruk Ayanoğlu Caddesi 31,

Fenerbahçe.

Roka’nın yeni

lezzetleri

Galataport’un en güzel

lokasyonunda Boğaz manzarasına

karşı konumlanan çağdaş

Japon robatayaki mutfağı Roka,

menüsüne yepyeni lezzetler

ekledi. Yalnızca üç aylığına Roka

menüsünde yer alması planlanan

lezzetlerin her biri iştah kabartan

cinsten. Ponzulanmış havuç ve

susam soslu yeşil fasulye salatası,

acılı nori tereyağı ve daikon

salatası ile ızgara karides, yuzu

kosho tereyağı ve çıtır panko

ile ızgara brokoli, acı tatlı miso

glaze ve yer fıstığı ile ızgara dana

kaburga, Roka’nın sonbahar

menüsünün yıldızları.

Meclis-i Mebusan Caddesi, dış kapı no

8, iç kapı no 102, Beyoğlu.

www.rokarestaurant.com

27

Kasım 2023 Time Out Istanbul


Yeme-İçme

Mesai Karaköy

TARİHİ YARIMADA’NIN EŞSİZ

manzarasıyla günü batırmaya

ne dersiniz? Yenilenen

dekorasyonu ve tabaklarıyla

Mesai Karaköy keşfedilmeyi

bekliyor. Bankalar Caddesi’nde

yer alan mekan zengin yemek

çeşitleri ve imza kokteylleriyle

yeme-içme sahnesinin en

özel mekanları arasına tekrar

girmeyi garantilemiş bile.

Son dönemde adından

sıkça söz ettiren Olden

1772 ile İtalyan tatlılarının

ve kahvelerinin yeni adresi

Genova 1050 ile yeme-içme

sektöründe emin adımlarla

ilerleyen Gen Group imzalı

Mesai Karaköy, geleneksel

tatları modern gastronomi

dokunuşlarıyla birleştiriyor.

Mekan, minimal mobilyaları,

fonksiyonel oturma grupları,

ferah ve yumuşak renklerin

hakimiyetindeki atmosferiyle

misafirlerini karşılıyor. Şık

dekorasyonu ve etkileyici

ambiyansıyla da gecenin

sonuna dek size özel bir

mekanda olduğunuzu

hissettiriyor.

Mekanın mutfağı, şef

Ali Karababa’ya emanet.

Mutfaktan, farklı sunum ve

malzemelerle özgün mezeler,

zengin et ve balık çeşitleri

ve imza yemekler çıkıyor.

Narenciye asidiyle pişirilmiş

bonfile dilimleriyle müdür;

dört farklı peynir, Antep fıstığı,

ceviz ve taze otlarla hazırlanan

adalı; muhammara, nar ekşili

sos ve çıtır baklava hamuruyla

mutabık; avokado kremalı

levrek turşusu ve şefin özel

tarifiyle hazırlanan reçelli

çiğ köfte mutlaka tadılması

gereken mezeler arasında.

Külde kokoreç, ciğer tava ve

pöçlü pide ise ağız sulandıran

ara sıcak seçenekleri. Ana

yemek olarak patlıcan kebap,

fıstıklı kebap, Ali Nazik, kıyma

kebap ve şefin imza yemeği

dana lokum yepyeni bir yorum

ve sunumla masada yerini

alıyor. Somon ızgara, deniz

levrek, jumbo karides, kalamar

çubukları ve ızgara ahtapot

ise Mesai Karaköy’ün zengin

menüsünde öne çıkan diğer

lezzetler. Özel kutlamalar,

davetler ve partiler için de

tercih edilen mekan haftanın

beş günü DJ performansıyla

doyasıya eğlendiriyor.

Azapkapı Bankalar Caddesi 21,

Karaköy.

Time Out İstanbul Kasım 2023

28


Yeme-İçme

Moise Karaköy

GALATA’DA LEZZET,

MANZARA ve eğlenceyi

bir arada sunan bir mekan

arıyorsanız Moise Karaköy’ü

listenize ekleyebilirsiniz.

Mekan öncelikle Boğaz, Tarihi

Yarımada ve Galata Kulesi

manzarasıyla gözlerinize

hitap ediyor. Menü ise

geleneksel Türk mezelerinden,

ocakbaşından ve kebaptan

vazgeçemeyenlere harika

seçenekler sunuyor.

DeCamondo Galata, a

Tribute Portfolio Hotel’in

teras katında yer alan

mekan, Galata’nın meşhur

merdivenlerine adını veren

Kamondo ailesinin fertlerinden

Moïse de Camondo’nun adını

almış. Mekanın en önemli

özelliği otantik ocakbaşı

konseptini yaşatması. Yaz

aylarında terasta, kışları ise

kapalı mekanda ocakbaşı

keyfi yapabilirsiniz.

“Moise Karaköy’de ne

yiyelim?” diye soracak

olursanız geleneksel meze

tabağını kesinlikle kaçırmayın

deriz. Mezelerden de Antep

ezmesi ve humus mutlaka

denenmeli. Masanıza gelen

tüm mezelerin taptaze olduğu

hem görüntülerinden hem de

aldığınız ilk lokmadan belli

oluyor. Burası kebap sevenler

için bir cennet; fıstıklı kebap,

beyti kebap, soğanlama

tava kebabı gibi seçenekler

arasından seçim yapmakta

zorlanabilirsiniz. Sıra tatlıya

geldiğinde dondurmalı irmik

helvası ve baklava çeşitleri

sizi bekliyor.

Moise Karaköy’de

perşembe günleri akustik,

80’ler ve Greek ağırlıklı

DJ müziği, cumartesi akşamları

ise canlı müzik performansları

oluyor. Bar alanında ise özel

reçeteli kokteyllerin tadına

bakabilirsiniz.

Bereketzade Mahallesi Felek Sokak

2, Beyoğlu.

YOUZU Sushi

Bar&More

PEK ÇOK LEZZET durağına

ev sahipliği yapan

Cihangir’deki YOUZU Sushi

Bar&More, geleneksel Japon

mutfağının reçetelerini birebir

uygulayarak misafirlerine

unutulmaz deneyimler

sunuyor. Mekan, Uzak Doğu

mutfağına ilgi duyanların

vazgeçilmez adreslerinden

biri oldu bile. Menüde klasik

California roll’dan damağınızı

şenlendirecek surf&turf

sushi’ye kadar pek çok lezzetle

karşılaşabilirsiniz. Özellikle

çıtır kaplamasıyla iştah

kabartan karides tempura’yı

ve neredeyse şifalı bir çorba

hissiyatı veren tavuk suyuna

ramen’i mutlaka denemelisiniz.

YOUZU Sushi Bar&More,

lezzetlerinin yanı sıra

dekorasyonu ve atmosferiyle

de öne çıkıyor. Kışın modern

ve rahat iç mekanı, yazınsa

şehrin hareketliliğini

izleyebileceğiniz dış mekanı

tercih edebilirsiniz. Sushi bar

kısmında ise sushi’lerinizin

nasıl hazırlandığını izlemeniz

mümkün. Sunumların

estetiğinin ve birbiriyle

uyumunun, lezzetler kadar

dikkat çekici olduğunu da not

düşelim.

Soğancı Sokak 10/C, Cihangir.

29

Kasım 2023 Time Out Istanbul


Bu Ay

GÜNDEMDE

NE VAR?

Önerilerimizle programınızı yapın.

IDLES İLE

KURTLARINIZI

DÖKÜN

Bristol’da kurulan post-punk

grubu Idles Türkiye’deki ilk

konserlerini vermek üzere

İstanbul’a geliyor. Müzik

dünyasının şüphesiz son

dönemdeki en başarılı rock

gruplarından biri olan Idles’ın

çarpıcı ve enerjik sahne

performansları gerçekten dillere

destan. 2018 tarihli ‘Joy as an

Act of Resistance’ albümleriyle

müthiş bir çıkış yapan grup,

dördüncü albümleri ‘Crawler’ı

2021’de piyasaya sürdü.

27 Kasım, Zorlu PSM Turkcell

Sahnesi, 21.30,

güncel bilet fiyatları için: passo.com.tr

Idles

JOEP BEVING: MICHAL SEBENA

Joep İstanbul Beving uydu görüntüsü, Google Maps

MİNİMALİST

MÜZİĞİN

GÜCÜ ADINA

Hollandalı minimalist besteci ve piyanist Joep

Beving bu ay üst üste üç akşam Salon İKSV

sahnesinde olacak. 2015’te ilk albümü ‘Solipsism’i

kendi imkanlarıyla piyasaya süren Beving,

bu çalışmasıyla hayli beğeni toplamış, hatta

viral olmuştu. Prestijli plak şirketi Deutsche

Grammophon’dan çıkan ‘Prehension’ ve ‘Henosis’

çalışmalarıyla dikkatleri bir kez daha üzerine

çeken Beving, 2022’de dinleyiciyle buluşturduğu

‘Hermetism’ hakkında “Bu albümün dinleyiciler

üzerinde rahatlatıcı bir etki yaratmasını

umuyorum,” diyor. Beving’in dingin, tazeleyici,

düşündürücü ve yüzleştirici melodilerinin sizde

de iz bırakacağına eminiz.

28, 29, 30 Kasım, Salon İKSV, 21.30, 350-400 TL

Time Out İstanbul Kasım 2023

30


Bu ay

İSTANBUL

KOMEDİ

FESTİVALİ

ALTI YAŞINDA

İstanbul Komedi Festivali bir kez daha

şehri kahkahaya boğmaya hazırlanıyor.

Türkiye’de mizah alanında trendleri

belirleyen ve alternatif projelere zemin

hazırlayan İstanbul Komedi Festivali’ne

altıncı yılında da yerli ve yabancı mizahın

usta ve yıldız isimleri katılacak. New York,

Toronto, Londra, Edinburgh, Boston,

Brooklyn, Leicester, Auckland, Melbourne

gibi şehirlerde gerçekleştirilen komedi

festivallerinden ilham alan İstanbul Komedi

Festivali geçtiğimiz sene yaklaşık 100 bin

izleyiciyi ağırlamıştı. Laura Symth, Sean

McLoughlin, Matt Richardson, Brennan

Reece, Demet Akbağ, Şener Şen, Uğur

Yücel, Ali Poyrazoğlu & Güneş Berberoğlu,

Doğu Demirkol, Berfu & Eser Yenenler gibi

isimler festival kapsamında performans

sergileyecek. Programın detaylarını

festivalin web sitesinden öğrenebilirsiniz.

5 Kasım-3 Aralık, çeşitli mekanlar, detaylar için:

www.istanbulkomedifestivali.com

DASDAS’IN

FESTİVALİ

DasDas’ın imzasını taşıyan İO Uluslararası Tiyatro

Festivali devam ediyor. Festivalin dikkat çeken

yapımlarından biri Henrik İbsen’in ‘Bir Bebek Evi’

adlı eserinden uyarlanan ‘Nora.’ Oyun, Ibsen’in

üç ana karakteri Nora, Torvald ve Krogstad’ı ve

onlar arasındaki ilişkiyi temel alıyor. Oyunun

sahnelenme biçimi bu üç karakterin çelişkisini

sadece kelimelerle değil aynı zamanda son derece

dikkat çekici fiziksel ifade ile de ön plana çıkarıyor.

Oyunun yönetmeni birçok kez İstanbullu seyirciyle

buluşan Yunan Theodoros Terzopoulos.

5 Kasım, Maximum Uniq Hall, 17.00, 370-892,50 TL

‘Nora’

31

Kasım 2023 Time Out Istanbul


Sanat

Akbank Sanat

İstiklal Caddesi 8, Beyoğlu.

www.akbanksanat.com

Akbank 41. Günümüz

Sanatçıları Ödülü Sergisi

Çağdaş sanat alanındaki

gelişmeleri desteklemek

amacıyla düzenlenen sergi

devam ediyor. Derya Bigalı,

Hakan Çarmıklı, Cevdet

Erek, Gönül Nuhoğlu ve

Ferhat Özgür’ün yer aldığı

jürinin seçtiği 19 eseri Akbank

Sanat’ta görebilirsiniz.

Sergide Nazif Can Akçalı,

Melike Şevval Akın, Cemil

Arslan, Şener Yılmaz Aslan,

Nur Bardakçı gibi isimlerin

eserleri yer alıyor.

4 Kasım’a kadar

Anna Laudel

Kazancı Yokuşu 45,

Gümüşsuyu.

annalaudel.gallery

Venüs’ün Yeniden

Doğuşu

Anna Laudel, Ekin Su Koç’un

Berlin’de hazırlıklarına

başlayıp, Ayvalık’ta

tamamladığı eserlerinin yer

aldığı bir sergiye ev sahipliği

yapıyor. Sergideki eserler

beden algısı, cinsiyet ön

yargıları ve kadın olma hali

temalarına odaklanıyor.

11 Kasım-31 Aralık

Ara Güler Müzesi

Yapı Kredi bomontiada,

Silahşör Caddesi, Tarihi

Bomonti Bira Fabrikası 1,

Şişli. aragulermuzesi.com

Renkli Anadolu

Sergide Ara Güler’in

Anadolu’ya yaptığı gezilerden

derlenen renkli fotoğraflara

yer veriliyor. Sokaklar, yapılar

ve insanlar Güler’in 1957 ve

2003 yılları arasında çektiği

karelerde yeniden hayat

buluyor.

7 Nisan’a kadar

Time Out İstanbul Kasım 2023

AJANDA

Arter

Irmak Caddesi 13, Dolapdere.

arter.org.tr

Kendi Gölgesinde

Arter Koleksiyonu’ndan

oluşturulan grup sergisi,

ziyaretçileri yapıtların

birbirleriyle ve mekanla

kurdukları etkileşim ve

yakınlıklardan doğan ara

bölgeleri keşfetmeye davet

ediyor. Küratörlüğünü

Emre Baykal ve Gizem Uslu

Tümer’in üstlendiği sergide

Hera Büyüktaşçıyan, Cevdet

Erek, Mona Hatoum gibi

isimlerin eserleri yer alıyor.

7 Nisan’a kadar

32

Pasaj

‘Pasaj’, Nuri Kuzucan’ın

mekana özgü bir mimari

düzenlemeyle sunulan yeni

eserlerini ve daha erken

tarihli üretimlerinden bir

seçkiyi, geçişlilik ve akıcılık

kavramları çerçevesinde bir

araya getiriyor.

31 Aralık’a kadar

Sonsuz

Sarkis’in sergisi, sanatçının

Arter Koleksiyonu’ndan

seçilen yapıtlarını yeni

bir mekansal kurguda

sanatseverlere sunuyor.

Küratörlüğünü Emre

Ara Güler, ‘Erzurum 1968’, Ara Güler Müzesi’ndeki ‘Renkli Anadolu’ sergisinden

Baykal’ın üstlendiği sergiyi

Arter’in ikinci katındaki

galeride ziyaret edebilirsiniz.

4 Şubat’a kadar

Borusan Contemporary

Baltalimanı Hisar Caddesi,

Perili Köşk 5, Rumelihisarı.

www.borusancontemporary.com

Dijital Mitolojiler

Dr. Necmi Sönmez

küratörlüğünde gerçekleşen

sergi yeni medya sanatının

farklı üretim olanaklarıyla

şekillenen deneysel

yaklaşımlarını ön plana

çıkarıyor. Borusan Çağdaş

Sanat Koleksiyonu’ndan

seçilmiş çalışmaları bir araya

getiren sergide Ayşe Erkmen,

Brigitte Kowanz, John Gerrard

gibi isimlerin çalışmaları

görülebilir.

18 Ağustos’a kadar

Mat Collishaw: Aritmi

İngiliz sanatçı Mat Collishaw

bu sergide sanat ve bilim

arasında bir köprü kurarak

bu iki dünyanın birbirine

dokunmasını sağlıyor.

Collishaw, bunun için

sanat ve bilimin en seçkin

şahsiyetlerinden olan

Albrecht Dürer ve Ernst

Haeckel’dan yola çıkıyor. Sergi

Alice Sharp küratörlüğünde

gerçekleşiyor.

18 Ağustos’a kadar

Bozlu Art Project

Mongeri Binası

Dr. Şevket Bey Sokak 5, Şişli.

www.bozluartproject.com

Zaman ve Mekanın

Büyüsünde Bir Ressam:

Şevket Dağ

Osmanlı ve Erken Cumhuriyet

dönemi sanat tarihimizin

önde gelen isimlerinden

olan Şevket Dağ’ın eserleri,

bu sergide ilk kez toplu

olarak sergileniyor. Humanis

ve Bozlu Art Project iş

birliğiyle gerçekleşen sergi,

resimlerindeki detaylı ve

eşsiz iç mekan tasvirleriyle

sanat tarihimizde önemli

bir yere sahip olan Şevket

Dağ’ı yakından tanımak için

harika bir fırsat.

25 Kasım’a kadar


Brieflyart Galeri

İnönü Caddesi Ongan

Apartmanı 43A, Beyoğlu.

www.brieflyart.com

Yayın Akışı

Brieflyart’ta figüratif resmin

önde gelen isimlerinden

Altan Çelem’in sergisi

sanatseverleri bekliyor. ‘Yayın

Akışı’ başlığı akan zamana

işaret ediyor gibi görünse de

aslında akmayan zamanın

metaforu olarak kullanılıyor.

12 Kasım’a kadar

C.A.M. Galeri

Çukurcuma Caddesi 38/B,

Beyoğlu. www.camgaleri.com

Uzun Pozlama

Sanatçı Jochen Proehl’in

resimlerinin çıkış noktasını

insanın yeryüzüne

müdahalesi oluşturuyor.

Sanatçı doğada, arkeolojik

kazılarda ve İstanbul’un

inşaat alanlarında bulduğu

formlardan gerçek dışı,

anıtsal ve kısmen peyzajı

anımsatan toprak biçimleri

yaratmış.

2 Kasım-9 Aralık

Depo

Lüleci Hendek

Caddesi 12, Tophane.

www.depoistanbul.net

Teyel, Uzuv, İlizarov

Depo’da Çınar Eslek’in kişisel

sergisi devam ediyor. Sergi,

yoğun dikişlerle işlenmiş

kumaşlardan, bu kumaşlara

kemik, beton, porselen

gibi buluntu malzemelerin

eklenmesiyle ortaya çıkan

heykellerden, sergiye

ışık tutan videolardan ve

kağıt üzerine desenlerden

oluşuyor.

4 Kasım’a kadar

Elgiz Müzesi

Beybi Giz Plaza, Maslak.

www.elgizmuseum.org

15. Teras Sergisi: Karşıtlık

Bugüne kadar 262 sanatçının

395 yapıtının sergilendiği

Teras Sergileri, Türkiye

Cumhuriyeti’nin 100. yılında

müzenin 1.500 metrekarelik

açık sergileme alanında

etkileyici yapıtlara ev

sahipliği yapıyor. Kavramsal

Jochen Proehl, ‘Blue Transition’, C.A.M. Galeri’deki ‘Uzun Pozlama’ sergisinden

çerçevesi ‘Karşıtlık’ olarak

belirlenen sergide Seyhun

Topuz, Rahmi Aksungur,

Nilüfer Ergin, Meliha Sözeri,

Ömer Emre Yavuz ve Can

Elgiz’den oluşan danışma

kurulu tarafından seçilen

işler sergileniyor.

4 Kasım’a kadar

Haşim Nur Gürel Anısına:

Sığ Sularda Derin Hayaller

Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi,

Türkiye’de çağdaş sanata

galerici, sanatçı, sanat

yazarı, sanat danışmanı

ve küratör olarak büyük

katkılarda bulunan Haşim

Nur Gürel’in eserlerini

sanatçının vefatının birinci

yılında sanatseverlerle

buluşturuyor. Küratörlüğünü

Billur Tansel’in üstlendiği

retrospektif sergi sanatçının

resim, seramik, heykel ve

enstalasyon çalışmalarından

oluşan bir seçki sunuyor.

1 Kasım-12 Ocak

Galeri Selvin

Arnavutköy Deresi Sokak 3,

Arnavutköy.

www.galeriselvin.com

Hayalbaz

Sanatçı Çağdaş Erçelik bu

sergisindeki heykelleri günlük

tutar gibi kurguladığını

belirtiyor. Yaşadığı şehrin,

yürüdüğü sokakların, çalıştığı

atölyenin ve hayallerin

heykellerini yaptığını söyleyen

sanatçı Mimar Sinan Güzel

Sanatlar Üniversitesi Heykel

Bölümü’nden mezun.

9 Kasım’a kadar

İBB Sevgi Soysal

Kütüphanesi

Aydede Caddesi 2, Beyoğlu.

Yürümek

Sevgi Soysal’ın ‘Yürümek’

romanının fotoğraf pratiğiyle

yorumlandığı ‘Yürümek’

adlı fotoğraf sergisi, 2022

yılında açılan İBB Sevgi

Soysal Kütüphanesi’nde

sanatseverlerle buluşuyor.

Sanat

Atölye 4’33 yürütücülüğünde

ve Arzu Eke küratörlüğünde

hazırlanan sergi, romanda

anlatılanların heyecanını

bugün de hissetmemizi

sağlıyor. Sergide Ayşe Nur

Türk, Habibe Koçan, Nebihe

Mısır, Soner Abacı gibi

isimlerin kareleri yer alıyor.

31 Aralık’a kadar

Institut français ve

Sinematek/Sinema Evi

Institut français: İstiklal

Caddesi 4, Beyoğlu. ifturquie.

org / Sinematek/Sinema Evi:

Hasırcı Sokak 16, Kadıköy.

Georges Pierre’in

Gözünden Godard

Jean-Luc Godard’ın

filmlerinden kareler

sanatseverlerle buluşuyor.

Institut français İstanbul ve

Sinematek/Sinema Evi sergi

salonlarında ziyarete açılan

sergi sinema dünyasının,

özellikle de Yeni Dalga

yönetmenlerinin önemli

fotoğrafçılarından olan

Georges Pierre’in imzasını

taşıyan karelerle Godard’ın

dehasına ışık tutuyor.

9 Aralık’a kadar

İstanbul Araştırmaları

Enstitüsü

Meşrutiyet Caddesi 47,

Tepebaşı. www.iae.org.tr

Meşgul Şehir: İşgal

İstanbul’unda

Siyaset ve Gündelik

Hayat, 1918-1923

İşgal yılları boyunca

yalnızca siyasal anlamda

değil, toplumsal ve kültürel

anlamda da hareketlilik

halinde olan İstanbul’un bu

çalkantılı dönemine ayna

tutan sergi, Daniel-Joseph

MacArthur-Seal ve Gizem

Tongo’nun küratörlüğünde

hazırlandı. Cumhuriyet’in

100. yılında açılan sergi,

Birinci Dünya Savaşı’nın

ardından İngiliz, Fransız ve

İtalyan ordularının işgaline

uğrayan İstanbul’u resmi

yazışmalar, resimler, film ve

fotoğrafların yer aldığı zengin

bir arşiv seçkisi eşliğinde

mercek altına alıyor.

26 Aralık’a kadar

33

Kasım 2023 Time Out Istanbul


Sanat

İstanbul Modern

Tophane İskele Caddesi 1/1,

Beyoğlu. istanbulmodern.org

Yüzen Adalar

İstanbul Modern

koleksiyonundan kapsamlı

bir seçki sunan ‘Yüzen Adalar’

sergisi, çoğu ilk kez görücüye

çıkan yapıtları barındırıyor.

Türkiye’den ve dünyadan

110 sanatçı ve 2 sanatçı

ikilisine ait 280’den fazla

yapıt, koleksiyon ve süreli

sergi salonlarının yanı sıra

yeni müze binasının farklı

mekanlarında sanatseverlerle

buluşuyor. ‘Yüzen Adalar’

başlığı sanatçıların hem

ait oldukları yerle olan

ilişkilerinin altını çiziyor

hem de üretimlerin sınır

ve coğrafyalar ötesi etkisini

vurguluyor.

Bitiş tarihini öğrenmek için müzeyle

iletişime geçiniz.

Nuri Bilge Ceylan:

Başka Bir Yerde

İstanbul Modern Fotoğraf

Galerisi açılışını Türkiye

sinemasının en özgün

yönetmenlerinden biri olan

Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Başka

Bir Yerde’ adlı fotoğraf

sergisiyle yaptı. Sergi

sanatçının Türkiye’nin yanı

sıra Hindistan, Gürcistan,

Çin, Fas ve Rusya gibi farklı

coğrafyalarda çektiği 22

büyük portreden oluşuyor.

Bitiş tarihini öğrenmek için müzeyle

iletişime geçiniz.

Renzo Piano:

Yerin Ruhu

‘Renzo Piano: Yerin Ruhu’

sergisi, müzenin ücretsiz

erişilebilen kütüphanesinin

girişinde yer alıyor. Sergide,

Renzo Piano Building

Workshop (RPBW) tarafından

tasarlanan İstanbul

Modern’in yeni binasının

öyküsü, RPBW’nin öne

çıkan diğer kültür-sanat

yapılarının mimarisiyle

birlikte sunuluyor.

Bitiş tarihini öğrenmek için müzeyle

iletişime geçiniz.

Mimarinin İnşası

Müzenin yapım sürecini

fotoğraflayan Cemal

Emden’in ‘Mimarinin

İnşası’ başlıklı seçkisi tarihi

bir dönüşümü belgeliyor.

Sergide Emden’in, İstanbul

Modern’in yeni binasının

inşa sürecini anlatan

fotoğrafları yer alıyor.

Bitiş tarihini öğrenmek için müzeyle

iletişime geçiniz.

Kairos Gallery

Meşrutiyet Caddesi 61,

Beyoğlu.

www.gallerykairos.com

Hangi Gezegenden

Geliyorsun?

Kairos Gallery’de Uğur

Ulusoy’un Türkiye’deki ilk

solo sergisi sanatseverleri

bekliyor. Ulusoy

çalışmalarında resim ile

yerleştirme, duvar heykeli ile

grafiti tekniklerini bir arada

kullanıyor.

3 Kasım-16 Aralık

Labirent Sanat

Tepebaşı Caddesi 56,

Beyoğlu. labirentsanat.com

Yuvarlağın Köşeleri

Nermin Ülker’in sergisi

sanatçının doğduğu,

yaşadığı, ürettiği, bağ

kurduğu, özdeşleştiği

mekanlarla ilişkilerini

sorguladığı son dönem işlerine

odaklanıyor.

2 Aralık’a kadar

Lale Müzesi

Emirgan Korusu,

Koru Yolu Caddesi 1, Sarıyer.

www.ilav.org

Andy Warhol-İstanbul

Pop art akımının dahi ismi

Andy Warhol’un 125 eseri

İstanbul’da sergileniyor.

Sergide Warhol’un ‘Campbell’s

Soup Cans’, ‘Flowers’ gibi

eserleri yer alıyor.

30 Mart’a kadar

Macar Kültür Merkezi

İmrahor Caddesi

23 B Blok, Kağıthane.

Petőfi İlk Kez İstanbul’da

Macar Kültür Merkezi,

Macaristan’ın ulusal şairi

Sándor Petőfi’ye adanmış

bir sergiye ev sahipliği

yapıyor. Sergi, ressam

Haydar Özay’ın, şairin

hayatından ve şiirlerinden

esinlenerek yaptığı

resimlerden oluşuyor.

15 Kasım’a kadar

Maçka Sanat Galerisi

Mim Kemal Öke Caddesi

31/A, Maçka.

www.mackasanatgalerisi.

com

Görülmemiş

Eserleriyle Füreya Koral

Galeri, Türkiye

Cumhuriyeti’nin ilk kadın

seramik sanatçısı olan

Füreya Koral’ın eserlerini

ağırlıyor. Çağdaş seramik

sanatının öncüsü Koral sıra

dışı yaşamı, ilham veren

mücadelesi ve seramik

sanatına duyduğu tutkuyla

Türk sanat tarihinin

unutulmaz isimlerinden biri.

11 Kasım’a kadar

Martch Art Project

Sofyalı Sokak 22/1, Beyoğlu.

martch.art

Fleeting Shadows

‘Fleeting Shadow’, Yuichiro

Kikuma’nın Martch Art

Project’teki ikinci kişisel

sergisi. Sanatçı sergide

yer alan monokromatik

resimlerini yaşadığı güney

Londra banliyölerinde

üretmiş.

11 Kasım’a kadar

İSTANBUL MODERN: CEMAL EMDEN

Hep Buradayız

Kadın sanatçıların

üretimlerini desteklemek

ve daha görünür kılmak

amacıyla kurulan İstanbul

Modern Kadın Sanatçılar

Fonu aracılığıyla müze

koleksiyonuna dahil edilen

yapıtlar, ‘Hep Buradayız’ adlı

sergide ilk kez bir araya geldi.

Sergi, Türkiye sanat tarihinde

önemli bir yere sahip olan

kadın sanatçıların araştırdığı

beden politikaları, bellek

ve tarih yazımı gibi temalar

çerçevesinde kurgulanıyor.

Bitiş tarihini öğrenmek için müzeyle

iletişime geçiniz.

İstanbul Modern’deki ‘Hep Buradayız’ sergisinden

Meşher

İstiklal Caddesi 211,

Beyoğlu. mesher.org

Göz Alabildiğine İstanbul

Meşher, bu sergisiyle

panoramik ve geniş açılı

İstanbul temsillerinden

oluşan çok özel bir

seçkiyi sanatseverlerle

buluşturuyor. 15. yüzyıldan

20. yüzyılın ilk çeyreğine

uzanan sergide tablolar,

gravürler ve panoramik

fotoğrafların da aralarında

bulunduğu 100’ün üzerinde

eser yer alıyor. Ömer

Koç Koleksiyonu’ndaki

çeşitli nadide eserleri

Time Out İstanbul Kasım 2023

34


Sanat

görebileceğiniz serginin

küratörleri Şeyda Çetin ve

Ebru Esra Satıcı.

26 Mayıs’a kadar

Müze Gazhane

Kurbağalıdere Caddesi 125,

Hasanpaşa.

muzegazhane.istanbul

Ars Longa Vita Brevis /

Sanat Uzun Hayat Kısadır

İstanbul Büyükşehir Belediyesi

ve İstanbul Anadolu Yakası

Fotoğraf Sanatı Derneği

iş birliğiyle hazırlanan

sergi Müze Gazhane’nin L

binasında sanatseverlerle

buluşuyor. ANAFOD

tarafından cumhuriyetin

100. yılı vesilesiyle ve 100.

yıl teması çerçevesi içinde,

2021 yılında Orhan Cem Çetin

küratörlüğüyle başlatılan

bu sergi projesi, ANAFOD

üyelerinin kişisel fotoğraf

projeleriyle şekillendi.

28 Ocak’a kadar

Ve Sonra Hayat Başladı

Fotoğrafçı Ayşe Yavaş’ın

İsviçre’ye göç eden ailesinin

öyküsünden yola çıkarak

kurgulanan sergi, Müze

Gazhane C Binası’nda

sanatseverlerle buluşuyor.

Kayıp yüzlerin ve hikayelerin

izini süren sergi Zürih’ten

İstanbul Boğazı’na,

Karadeniz’e ve Doğancılı’ya

uzanıyor.

2 Kasım-14 Ocak

One Arc Gallery

Mumhane Caddesi 50,

Karaköy.

www.onearcgallery.com

Bir Ev

Galeride sanatseverleri

Meltem Sırtıkara’nın sergisi

karşılıyor. Sırtıkara, doğa ve

kültür nesnelerini bir ağ içinde

yüzdürdüğü deney alanlarında

ortak yaşam olanaklarını

araştırırken, mekanı da bu

örüntünün bir parçası haline

getiriyor. Galeri alanının

bir ev olarak kurgulandığı

sergi, sanatçının gelecek

yönelimlerine dair izler de

barındırıyor.

4 Kasım’a kadar

Ayşe Yavaş, Müze Gazhane’deki ‘Ve Sonra Hayat Başladı’ sergisinden

Pera Müzesi

Meşrutiyet Caddesi 65,

Tepebaşı.

www.peramuzesi.org.tr

Gelecek Hatıraları

Nesnelerin yardımıyla

hatırlananlara odaklanan

sergi, hafıza ve gelecek

tahayyülleri arasındaki

bağları araştırıyor. Sergide

Metehan Törer, Livia Marin,

Adriana Varejão gibi isimlerin

eserleri yer alıyor.

25 Şubat’a kadar

Tam Yerinden: İstanbul’a

Panoramik Bakışın Tarihi

Panoramik resim ve

fotoğraflar üzerinden,

İstanbul’un temsil tarihini

yeni perspektiflerle

değerlendirmeyi amaçlayan

sergi, ‘panorama’ formunun

geçmişini eleştirel bir

çerçevede ele alıyor. Joseph

Warnia-Zarzecki, Philippe

von Gudenus gibi isimlerin

eserlerin yer veren serginin

küratörlüğünü Çiğdem

Kafescioğlu, K. Mehmet

Kentel ve M. Baha Tanman

üstleniyor.

25 Şubat’a kadar

Performistanbul

Dibek Sokak 32, Beyoğlu.

www.performistanbul.org

We are not alone:

Panicattack Duo

Retrospektifi, 2054

Naz Balkaya ve Emily

Demetriou’dan oluşan

Panicattack Duo,

Performistanbul

küratörlüğünde (Simge

Burhanoğlu ve Azra İşmen)

bir sergi ve performans

serisine imza atıyor. İkilinin

pandemiden sonra sunduğu

ilk çalışma serisi olan ‘We

are not alone: Panicattack

Duo Retrospektifi, 2054’,

Performistanbul’un üç katına

yayılıyor. Performatif sergi

kapsamında sunulacak

canlı performansların

yanı sıra resim, heykel,

çeşitli karışık medya işleri

ile video ve sesten oluşan

bir yerleştirme de sanat

tutkunlarını bekliyor. Sergi

boyunca 22 performans

gerçekleşecek; tarihlerini

Performistanbul’un

Instagram hesabından

(instagram.com/

performistanbul) takip

edebilirsiniz.

30 Aralık’a kadar

Pi Artworks

Piyalepaşa Bulvarı,

Piyalepaşa İstanbul 32B,

Beyoğlu. www.piartworks.com

Life is so Beautiful!

Mehmet Ali Uysal’ın

heykelleri hayatın

kırılganlığını ve

kusurluluğunu ele alıyor.

Uysal eserlerinin üretim

aşamasında polyester, cam,

araba fayansı ve kaya gibi

malzemeler kullanmış.

17 Kasım’a kadar

Pilot

Sıraselviler Caddesi 83/2,

Beyoğlu. pilotgaleri.com

Yüz Yüze

Pilot Galeri, çizgi dünyasının

önemli aktörlerinden M.K.

Perker’in galerideki ikinci

sergisine ev sahipliği yapıyor.

İlhamını yüzlerden alan

sergide Perker, tarihi en az

5.000 yıl öncesine uzanan bir

sanat formu olan portreyi,

kendine özgü yaklaşımıyla

yorumluyor.

4 Kasım’a kadar

Sabancı Üniversitesi

Sakıp Sabancı Müzesi

Sakıp Sabancı Caddesi 42,

Emirgan.

www.sakipsabancimuzesi.org

Yaşayan Piramit

Müzenin bahçesi, ekolojik

sanatın öncülerinden

Agnes Denes’in ‘Yaşayan

Piramit’ isimli mekana özgü

eserini ağırlıyor. Dünyadaki

varlığımızın bir metaforu

olarak doğayla ilişkimizi

canlandıran eser, doğal

yaşam döngüsüne sahip bir

heykel olarak da görülebilir.

‘Yaşayan Piramit’in yanı

sıra sanatçının 1969 yılında

35

Kasım 2023 Time Out Istanbul


Sanat

ZEYREK ÇİNİLİ HAMAM: HADİYE CANGÖKÇE

kaleme aldığı ‘Manifesto’ da

müzede sergileniyor.

5 Kasım’a kadar

Modernizmin İzinde

Türk Resmi

Osmanlı İmparatorluğu’nun

Batılılaşma tarihini yansıtan

resimlerden, sanata düşünsel

bir temel oluşturma

iddiasındaki Cumhuriyet

kuşağı çalışmalarına

uzanan bir sergi bu. Sakıp

Sabancı Müzesi Resim

Koleksiyonu’ndan eserleri

kronolojik düzende sunan

sergi, Türkiye sanat tarihinin

kuşaklar arası etkileşim ve

değişim anlarını gözler önüne

seriyor.

31 Aralık’a kadar

SALT Beyoğlu

Bankalar Caddesi 11, Karaköy.

saltonline.org

Üç İç Denizin Ülkesi

‘Üç İç Denizin Ülkesi’

arkeoloji, tarih ve doğa

odağında üretimler yapan

Handan Börüteçene’nin

bugüne kadarki en kapsamlı

sergisi. İsmi, sanatçının kültür

mirasından ve mitlerinden

ilham aldığı bir coğrafyaya

işaret ediyor: Anadolu ve

Trakya. Sergi, sanatçının

mezuniyet projesi için yaptığı

erken dönem işlerinden

ödüllü enstalasyonu ‘Kır/

Gör’e (1985), 1987’de Urart

Sanat Galerisi’nde gösterdiği

terracotta serilerinden

İstanbul’un kamuya açık

mekanlarına yerleştirilen

büyük ölçekli heykellerine

birçok eseri gündeme getiriyor.

7 Kasım-14 Nisan

Summart

Harman Sokak 5, Şişli.

summart.org

Sanayiden Manzaralar

Summart, küratörlüğünü

Nazlı Pektaş’ın üstlendiği

bir sergiyle karşımızda.

Seyrantepe Sanayi Mahallesi,

yıllardır İstanbul’da birçok

sanatçının atölyesine alan

sağlıyor. Sanatla endüstriyel

üretimin giderek sentezlendiği

hibrit bir bölgeye dönüşen

Zeyrek Çinili Hamam’daki ‘Kalıntıların Şifası’ sergisinden

mahallede yer alan

Summart, bu sergiyle

atölyeleri bölgede yer alan

sanatçılardan Mahmut

Aydın, Can Aytekin, Mahmut

Celayir, Antonio Cosentino,

Ahmet Elhan, Leyla Emadi,

İnci Furni, Aynur Önürmen,

İrfan Önürmen, Kemal

Seyhan Rüçhan Şahinoğlu

ve Demet Yalçınkaya’nın

serginin kavramsal

çerçevesine uygun olarak

üretilmiş yeni eserlerini bir

araya getiriyor.

30 Kasım’a kadar

Versus Art Project

Gazeteci Erol Dernek Sok

11/3, Beyoğlu.

www.versusartproject.com

Prova

Metehan Özcan’ın

kişisel sergisi Merve

Elveren küratörlüğünde

gerçekleşiyor. ‘Prova’ bir

kişisel sergiden ziyade,

Özcan’ın düşünme

yöntemlerini açığa

çıkartan, sürekli dağılıp

yeniden kurulan bir hafıza

alanı olarak kurgulandı.

Sanatçının yeni üretimleri,

geçmiş çalışmaları, arşivi,

İstanbul-Ankara-İzmir

dönemlerine ait kişisel izleri,

mekanın farklı odalarına

yayılıyor.

25 Kasım’a kadar

Yapı Kredi Kültür Sanat

İstiklal Caddesi 161, Beyoğlu.

sanat.ykykultur.com.tr

Bir İdealin Peşinde:

Atatürk ve Alaca Höyük

Yapı Kredi Müzesi, Alaca

Höyük kazılarında çıkarılan

arkeolojik eserlerin önemli

bir bölümünü geçici

süreyle müzesine taşıyor.

Mustafa Kemal Atatürk’ün

direktifiyle, 1935 yılında

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk

arkeoloğu Remzi Oğuz Arık

ve etnolog Hâmit Zübeyr

Koşay tarafından Çorum’da

başlatılan kazının sonucunda

ortaya çıkan eserler, bu

sergide ilk defa bir arada

sergileniyor.

10 Mart’a kadar

Yapı Kredi bomontiada

Silahşör Caddesi, Tarihi

Bomonti Bira

Fabrikası 1, Şişli.

yapikredibomontiada.com

Nachtblende

Bomontiada Alman fotoğrafçı

Sven Marquardt’ın sergisine

ev sahipliği yapıyor.

1980’lerin ortalarında Doğu

Berlin’de sanat çevrelerinin

takip ettiği önemli isimlerden

biri olan fotoğrafçı

Marquardt, şehrin kültürel

atmosferinden ilham alan

eserlerini Türkiye’de ilk kez

sanatseverlerle buluşuyor.

Goethe-Institut iş birliğiyle

düzenlenen sergi Berlin’in

kulüp kültürüne ışık tutmasıyla

da ilgi çekici.

9-26 Kasım

Zeyrek Çinili Hamam

Zeyrek, İtfaiye Caddesi 44,

Fatih.

zeyrekcinilihamam.com

Kalıntıların Şifası

Mimar Sinan imzalı Zeyrek

Çinili Hamam 13 yıllık kapsamlı

bir restorasyonun ardından

tekrar hayat buldu. Türkiye’den

ve yurt dışından sanatçıların

üretimlerinin yer aldığı

‘Kalıntıların Şifası (Healing

Ruins)’ isimli sergiyle kapılarını

açan Zeyrek Çinili Hamam’da

bir müze ve etkinlik alanı da

yer alıyor. Küratörlüğünü

Anlam Arslanoğlu de Coster’in

üstlendiği ‘Kalıntıların Şifası’

sergisi, hamamın arkeolojik

bir kazıya dönüşen 13 yıllık

restorasyon sürecinden ilham

alıyor. Sergide Francesco

Albano, Adrian Geller, Lara

Ögel, Hera Büyüktaşçıyan,

Dorothy Cross, Candeğer

Furtun gibi isimlerin eserleri

var.

30 Kasım’a kadar

Zilberman Gallery

Beyoğlu: İstiklal Caddesi 163/10

Beyoğlu. Piyalepaşa: Piyalepaşa

Bulvarı 32C, Beyoğlu. www.

zilbermangallery.com

2019

Yekhan Pınarlıgil’in

küratörlüğünde gerçekleşen

sergi 1980’lerin sonundan

2000’lerin başına uzanan kısa

dönemde, İstanbul’un gece

hayatında beliren vahaların

hafızasını tutmayı hedefliyor.

1993’te Maslak Oto Sanayi

Sitesi’nin hemen yanındaki

araba mezarlığında açılan

ve kısa sürede kült statüsü

kazanan gece kulübü 2019’un

duyusal anısını canlandıran

grup sergisinde Ateş Alpar,

Alpin Arda Bağcık, Aïda

Bruyère, Guido Casaretto, Isaac

Chong Wai, Bawer Doğanay,

Memed Erdener gibi isimlerin

eserleri yer alıyor.

25 Kasım’a kadar

Time Out İstanbul Kasım 2023

36


Film

Atatürk 1881 - 1919

(1. Film)

Yönetmen: Mehmet Ada Öztekin

Oyuncular: Aras Bulut İynemli,

Songül Öden, Mehmet Günsür

Vizyon tarihi: 3 Kasım

Geçtiğimiz aylarda kamuoyunun

gündemini epeyce meşgul eden

‘Atatürk 1881 - 1919’ adlı yapım iki

parça halinde sinema salonlarında

izleyicilerle buluşuyor. Mustafa Kemal’in

çocukluğundan Milli Mücadele yıllarına

uzanan filmde Atatürk’ü Aras Bulut

İynemli ete kemiğe büründürüyor.

Senaryosu Necati Şahin imzalı olan

‘Atatürk 1881 - 1919’un vizyona girdikten

sonra da bir hayli konuşulacağını tahmin

etmek güç değil. Filmin ikinci kısmı ise

Ocak ayında vizyona girecek.

‘Atatürk 1881 - 1919’

Five Nights at

Freddy’s/ Freddy’nin

Pizza Dükkanında

Beş Gece

Yönetmen: Emma Tammi

Oyuncular: Josh Hutcherson, Matthew Lillard,

Elizabeth Lail

Vizyon tarihi: 3 Kasım

‘Five Nights at Freddy’s’

Korku temalı meşhur video oyunu ‘Five

Nights at Freddy’s’, daha önce ‘The Wind’

adlı korku filminin yönetmen koltuğunda

oturmuş olan Emma Tammi’nin

yönetmenliğinde beyaz perdeye uyarlandı.

‘Five Nights at Freddy’s’ sorunlu bir

güvenlik görevlisine odaklanıyor. Freddy

Fazbear’s Pizza’da çalışmaya başlayan

kahramanımız işteki ilk gecesinde

vardiyasının düşündüğü kadar kolay

geçmeyeceğini fark ediyor. Gerilim dozu

yüksek yapımı, video oyunu ‘Five Nights

at Freddy’s’i ve korku filmlerini sevenler

kaçırmasın.

37

Kasım 2023 Time Out Istanbul


Film

Anatomie d’une

chute (Anatomy

of a Fall)

Yönetmen: Justine Triet

Oyuncular: Sandra Hüller, Jehnny Beth,

Samuel Theis

Vizyon tarihi: 3 Kasım

Bu yıl Cannes Film Festivali’nde

Altın Palmiye ödülüne layık

görülen ‘Anatomie d’une chute’,

geçtiğimiz ay Filmekimi’nde de

gösterilmiş ve yoğun ilgi görmüştü.

Bu ay sinema salonlarında

izleme fırsatı bulduğumuz filmde

kocasını öldürmekle suçlanan

Sandra’nın mahkeme sürecine

tanıklık ediyoruz. Fransa’da karlı

bir ortamda gizemli bir şekilde

gerçekleşen ölümün tek tanığı

Sandra’nın kör oğlu. İki buçuk

saat boyunca izleyicinin ilgisini

canlı tutmayı başaran film

bu yıl Cannes’da en iyi köpek

performansına verilen Palm Dog

ödülünün de sahibi oldu.

‘Anatomie d’une chute’

Trolls Band

Together /

Troller 3: Hep

Beraber

Yönetmenler: Walt Dohrn, Tim Heitz

Vizyon tarihi: 10 Kasım

‘Trolls Band Together’

Troller macerası tüm hızıyla

devam ediyor. DreamWorks

Animation imzalı animasyonun

üçüncü halkasında Poppy ve

Branch sevgili olarak karşımıza

çıkıyor. Ardından Poppy,

Branch’in gizli bir geçmişi

olduğunu fark ediyor; meğerse

Branch eskiden erkek kardeşleri

Floyd, John Dory, Spruce ve Clay

ile müzik grubu BroZone’un

bir üyesiymiş. Flloyd, kötü

pop yıldızları Velvet ve Veneer

tarafından kaçırılınca Branch ve

Poopy diğer kardeşlerle bir araya

gelip Flloyd’u kurtarmak üzere

korkunç ve duygusal bir

yolculuğa çıkıyor.

Time Out İstanbul Kasım 2023

38


TAM YERi,

TAM ZAMANI.

Şahane bir restoran, kaçırılmaması gereken

bir konser ve şehirde keşfetmeniz gereken

her şey; hepsi Time Out İstanbul’la elinizin

altında.

39

Nisan 2016 Time Out İstanbul 52

Kasım 2023 Time Out Istanbul


Zoom

Hatay’a destek

Bilimde ve yaşamda sürdürülebilirliği destekleyen Skinceuticals,

ilhamını Anadolu’dan ve kadının gücünden alan tasarımcı Aslı

Filinta’yla harika bir projeye imza attı. Hazek Kadın Kooperatifi iş

birliğinde gerçekleşen Değer Katmak Elimizden Gelir adlı proje

6 Şubat depreminden etkilenen kadınlara istihdam sağlamayı

ve Anadolu kültürünün vazgeçilmezi olan el sanatlarını

dönüştürerek değerlendirmeyi amaçlıyor. Buğday sapı örücülüğü

geleneğine değer katan proje kapsamında Hatay’daki buğday

tarlalarından toplanan sap buğdaylar el emeğiyle örüldü ve

4.000 adet özel çanta üretildi. Proje, Hazek Kadın Kooperatifi’nin

zanaatkarlığını gözler önüne sermenin yanı sıra Anadolu’nun

geleneksel el işçiliğini tasarımın gücüyle buluşturuyoe.

Aslı Filinta’nın “Kadını ve el emeğini desteklerken, doğal

malzemelerle sahici sürdürülebilirliğe dokunan bir birliktelik,”

sözleriyle tanımladığı proje, genç kadınların buğday sapı

örücülüğünü öğrenmesini sağlamasıyla da alkışı hak ediyor.

www.skinceuticals.com.tr

Okuma önerisi

Hisaşi Kaşivai’nin yazdığı,

Derya Akkuş Sakaue’nin

dilimize kazandırdığı ‘Yemek

Dedektifleri’ kısa bir süre önce

raflarda yerini aldı. Japonya’da

adından sıkça söz ettiren ve

pek çok dile çevrilen ‘Yemek

Dedektifleri’nde sizi geçmişten

bugüne uzanan bir macera

bekliyor. Kyoto’daki sessiz

bir sokakta, kimsenin fark

etmediği bir restoranda Koişi

ve babası Nagare müşterilerine

olağanüstü yemekler

hazırlamaktadır. Ancak

mekanın, bir kez gidenlerin

vazgeçilmezi olmasının tek

nedeni bu değildir. Kendilerine

“yemek dedektifleri” diyen

baba-kız müşterilerine iştah

kabartan yemekler sunduktan

sonra onların geçmişlerindeki

unutulmaz bir yemeği de bulup

hazırlarlar. Kimi zaman artık

bu dünyada olmayan birinin

yaptığı bir yemeğin peşine

düşerler, kimi zaman çok önce

kapılarını kapamış bir restoranın

tariflerinin peşine… Bu sıcacık

hikayeyi siz de çok seveceksiniz.

www.hepkitap.com.tr

Time Out İstanbul Kasım 2023

40


Zoom

Wet n Wild’dan yeni ürünler

Amerika menşeli kozmetik

markası wet n wild, inovatif

ürünleri uygun fiyatlarla

tüketiciye sunmaya devam

ediyor. Türkiye’de yalnızca

Gratis’lerde satılan wet n wild’ın

yeni ürünleri arasında sezon

trendlerine uygun dört yeni

allık rengi ve altı farklı renkte

lip mousse ruj yer alıyor. Yeni

koleksiyonda ayrıca beş farklı

tonda kapatıcı ve 24 saat etkisini

sürdüren bir maskara da var.

www.gratis.com

Sonbahar/kış

koleksiyonu

Şehir yaşantısına zarafet katan tasarımlar sunan ONLY ve

erkeklerin moda ihtiyaçlarına modern bir yaklaşımla karşılık

veren ONLY & SONS, sonbahar/kış koleksiyonlarını Gamze Erçel

ve Caner Yıldırım ile tanıttı. İkilinin koleksiyona ait zamansız

parçaları giydiği kampanya filmi, #onlyyou mottosuyla çekildi.

ONLY koleksiyonları modanın eğlenceli bir yaklaşıma sahip

olması gerektiği fikrinden yola çıkarak çeşitliliğe ve yaratıcılığa

odaklanıyor. ONLY & SONS ise şehir hayatından ilham alan özgün

tasarımları, ulaşılabilir fiyatlarla erkeklere sunuyor. ONLY ve

ONLY&SONS sonbahar/kış koleksiyonlarının satış noktalarını

markanın web sitesinden öğrenebilirsiniz.

only-tr.com

41

Kasım 2023 Time Out Istanbul


Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!