15.01.2013 Views

Çorum Olayları'nın Alevî ve ülkücü tanıkları, 12 Eylül'e müdahil oluyor

Çorum Olayları'nın Alevî ve ülkücü tanıkları, 12 Eylül'e müdahil oluyor

Çorum Olayları'nın Alevî ve ülkücü tanıkları, 12 Eylül'e müdahil oluyor

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

03<br />

Gündem<br />

Cevşen âşığı Marovitch<br />

<strong>ve</strong>fat etti<br />

Vatikan’ın eski Türkiye Temsilcisi Monsenyör Georges<br />

Marovitch, 81 yaşında hayata <strong>ve</strong>da etti. Son röportajını<br />

geçtiğimiz hafta Zaman’a <strong>ve</strong>ren Marovitch,<br />

“Sevgi <strong>ve</strong> hoşgörü esasına dayalı İslamiyet’i<br />

biz Gülen’den öğrendik.” demişti.<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA NR. 16331 FÝYATI: 1 EURO WWW.EUROZAMAN.COM<br />

Şikede kulüp-şahıs<br />

ayrılmalı, ama...<br />

-UEFA Başkanı Michel<br />

Platini, Başbakan<br />

Tayyip Erdoğan’ın ‘şikede<br />

kulüplerin değil, şahısların<br />

cezalandırılması gerektiği’<br />

konusunda haklı olduğunu<br />

ancak, sistemin böyle<br />

işlemediğini söyledi. Bedeli<br />

yıllardır kulüplerin ödediğini<br />

ifade etti. UEFA Kongresi<br />

sonrası İstanbul Kongre<br />

Merkezi’nde basın toplantısı<br />

düzenleyen Platini, “Disiplin<br />

komitesi bağımsız. Bir kulüp<br />

başkanı usulsüzlük yaparsa,<br />

takımı cezalandırılmamalı.”<br />

dedi. Erdoğan’ın 2020 Avrupa<br />

Futbol Şampiyonası için<br />

destek istemesine ise Platini<br />

şu karşılığı <strong>ve</strong>rdi: “stanbul,<br />

2020 Olimpiyat Oyunları’na<br />

da talip. Hem Avrupa Şampiyonası,<br />

hem olimpiyat bir<br />

arada herhalde olmaz. Ben<br />

Türkiye için oy <strong>ve</strong>receğim.<br />

Çünkü Avrupa Şampiyonası<br />

Türkiye’de, İstanbul’da<br />

oynanmalı. Ama Olimpiyat<br />

Oyunları yapılırsa, sonra<br />

Avrupa Şampiyonası yapılacaksa<br />

oy <strong>ve</strong>rmem o zaman.”<br />

-SPOR SPOR 20<br />

Hamburg Uyum<br />

Bakanı’ndan çifte<br />

vatandaşlık çağrısı<br />

RAMİS KILIÇARSLAN HAMBURG<br />

-Hamburg Eyaleti Çalışma,<br />

Sosyal İşler, Aile <strong>ve</strong><br />

Uyum Bakanı Detlef Scheele,<br />

Almanya’da artık çifte vatandaşlığı<br />

müsaade edilmesi<br />

çağrısında bulundu. Saarlandeyaletindeki<br />

Überherrn kentindedüzenlenen<br />

<strong>ve</strong> iki gün süren<br />

Uyum Bakanları<br />

Zir<strong>ve</strong>si’ne katılan<br />

Scheele, göçmen<br />

kökenli gençlerin<br />

23 yaşına ka- DETLEF SCHEELE<br />

dar her iki vatandaşlıktan<br />

birini tercih etme<br />

mecburiyetinin uyum açısından<br />

“saçmalık” olduğunu savundu.<br />

Mevcut düzenlemenin<br />

göçmen gençlerden aidi-<br />

BAYRAM KAYA ANKARA<br />

-Şırnak’ın Silopi ilçesi<br />

Cudi Dağı eteklerinde<br />

6 özel harekât polisini şehit<br />

eden teröristler, saklandığı<br />

mağarada kıstırıldı. Yaklaşık<br />

30 kişi oldukları tahmin<br />

edilen teröristleri etkisiz<br />

hale getirmek için helikopter<br />

destekli geniş çaplı harekat<br />

yürütülürken, ilk operasyanla<br />

ilgili çarpıcı bir iddia<br />

ortaya atıldı. Zaman’ın<br />

edindiği bilgiye göre, Şırnak<br />

Emniyeti, Cudi kırsalında<br />

20-25 kişilik bir grubun<br />

saldırı hazırlığında olduğunu<br />

tespit etti. Araların-<br />

yet hissettikleri kimliklerden<br />

birini tercih etmeye zorladığına<br />

dikkat çeken Scheele,<br />

“Kim doğumda Alman vatandaşlığı<br />

almış <strong>ve</strong> bu ülkede<br />

bir Alman gibi yetişmiş ise<br />

kayıtsız şartsız Alman vatandaşlığınıkoruyabilmeli.”<br />

dedi. Zir<strong>ve</strong>ye<br />

ilk kez katılan<br />

Almanya Başbakanı<br />

Angela Merkel<br />

ise, uyumun başarılı<br />

olmasının ülke-<br />

deki refahın korunması<br />

açısından çok<br />

önemli olduğunu<br />

belirterek, bu alanda federal<br />

hükümet ile eyalet hükümetlerinin<br />

<strong>ve</strong> yerel yönetimlerin<br />

sıkı işbirliği yapması gerektiğini<br />

kaydetti. -GÜNDEM GÜNDEM 05<br />

Canları pahasına<br />

Cudi’ye girdiler<br />

da suikast silahı Kanas kullanan<br />

4 kişinin bulunduğunu<br />

da belirledi. Bölgedeki<br />

askeri yetkililerle temasa<br />

geçen ekipler, teröristlerin<br />

olduğu noktanın kara harekatı<br />

için el<strong>ve</strong>rişli olmadığını<br />

hava saldırısı yapılması<br />

gerektiğini bildirdi. Ancak<br />

üst komutanlıklar, ‘belirlenen<br />

koordinatların hava<br />

saldırısı için uygun olmadığı’<br />

gerekçesiyle talebi reddetti.<br />

Bunun üzerine Polis<br />

Özel Harekât ile Jandarma<br />

Özel Harekâtbirlikleri operasyon<br />

için bölgeye intikal<br />

kararı aldı. -GÜNDEM GÜNDEM 08<br />

Zaman Abone <strong>ve</strong> Daðýtým Merkezi: 069-300 34 130 pbx<br />

20<br />

Konuk olduğu Boluspor’a 1-0 yenilen Beşiktaş,<br />

Ziraat Türkiye Kupası’nda çeyrek<br />

fi nali göremeyen üçüncü büyük<br />

takım oldu. Ev sahibi ekibe turu<br />

geçiren golü Ferhat kaydetti.<br />

Spor<br />

G.Saray <strong>ve</strong> Trabzon’dan<br />

sonra Kartal da modaya uydu<br />

<strong>Çorum</strong> Olayları’nın <strong>Alevî</strong> <strong>ve</strong> <strong>ülkücü</strong><br />

<strong>tanıkları</strong>, <strong>12</strong> Eylül’e <strong>müdahil</strong> <strong>oluyor</strong><br />

AYŞE TOSUN İSTANBUL<br />

- <strong>12</strong> Eylül davasının başlayacağı<br />

4 Nisan’daki<br />

mahkemede <strong>Çorum</strong> olayları<br />

<strong>tanıkları</strong> da yer alacak. İddianamede,<br />

1980’deki olaylar<br />

için, “Kahramanmaraş <strong>ve</strong><br />

Malatya’daki gibi <strong>Çorum</strong>’da<br />

da ‘cami bombalandı’, ‘sular<br />

zehirlendi’ gibi söylentilerle<br />

Alevi <strong>ve</strong> Sünni halk kitleleri<br />

karşı karşıya getirilmeye<br />

çalışıldı. ” deniliyordu. Olayın<br />

ülkede kaos oluşturmak <strong>ve</strong> bu<br />

yolla darbeye zemin hazırlamak<br />

isteyenler tarafından çıkarıldığı<br />

belirtiliyordu. Şim-<br />

BERLİN EYALET BAŞBAKANI WOWEREİT TÜDESB OKULLARINI ZİYARET ETTİ<br />

Berlin Eyaleti Başbakanı Klaus Wowereit, Türk girişimciler tarafından<br />

kurulan TÜDESB Eğitim Kurumlarına bağlı okul <strong>ve</strong> anaokulunu<br />

ziyaret etti. Okul <strong>ve</strong> dernek yöneticilerinden ayrıntılı bilgi<br />

alan Wowereit, Berlinli Türklerin desteği ile kurulan eğitim<br />

kurumlarının başarısına dikkat çekerek, “Öğretmen, öğrenci <strong>ve</strong><br />

<strong>ve</strong>li işbirliği başarıyı getiriyor” dedi. Uyumda başarı sağlanması<br />

için eğitimin önemine dikkat çeken Wowereit şunları söyledi:<br />

“TÜDESB okullarında öğrenciler iyi moti<strong>ve</strong> <strong>oluyor</strong>. Bunun başarının<br />

diğer bir sebebini oluşturduğunu gördüm. Buradaki muh-<br />

Görmez’den ilginç teklif :<br />

Camiye gelen herkes<br />

beraberinde iki genci de<br />

getirmeli<br />

03<br />

di olayların tanığı Aleviler <strong>ve</strong><br />

<strong>ülkücü</strong>ler ortak bir adım atıyor.<br />

Davaya <strong>müdahil</strong> olmayı<br />

bekliyor. O dönem 14 yıl hapis<br />

yatan <strong>ve</strong> <strong>12</strong> Eylül iddianamesinde<br />

adı geçen <strong>ülkücü</strong> Adnan<br />

Baran ile olaylar sırasında<br />

yaralanan Alevi vatandaşlardan<br />

Sadık Eral, ifade <strong>ve</strong>rmek<br />

için mahkemeye çağrıldı.<br />

Her iki isim davaya <strong>müdahil</strong>lik<br />

başvurusunda bulundu.<br />

4 Nisan’daki duruşmaya<br />

Alevilerle birlikte katılacaklarını<br />

söyleyen Adnan Baran, o<br />

dönem askeri birliklerin olaylara<br />

müdahale etmediğini <strong>ve</strong><br />

teşem atmosfer beni etkiledi. Öğretmenlerle öğrenciler arasında<br />

saygıda kusur etmeden dostça bir ilişki var” Bu okullardan<br />

yeni aydın kesimin yetişeceğini söyleyen Wowereit, “Bu gençler<br />

başkaları için bu ülkede eğitimle yükselmenin mümkün olduğunu<br />

gösteren örnekler olacaktır” dedi. Bu tür okulların <strong>ve</strong><br />

yuvaların kurulmasını ‘iyi bir fikir’ olarak değerlendiren<br />

Wowereit sınıfları gezdikten sonra, “Burada iyi eğitim koşulları<br />

olduğunu <strong>ve</strong> koyulan hedeflere başarılı bir şekilde ulaşıldığını<br />

görüyoruz” dedi. 1SÜLEYMAN BAĞ, TAYFUN GİRGİN, GÜNDEM 02<br />

Gurbetteki öğrenciye,<br />

bulunduğu ülkenin<br />

şartlarına göre burs<br />

<strong>ve</strong>rilecek.<br />

darbeye zemin hazırlandığını<br />

ifade ediyor. Baran, “Alevi<br />

vatandaşlardan <strong>müdahil</strong> olanlar<br />

da var. Hep birlikte şu mesajı<br />

<strong>ve</strong>receğiz: Bizi birbirimize<br />

düşürmeye çalıştınız. Bugün<br />

buna izin <strong>ve</strong>rmeyeceğiz, artık<br />

birlikte <strong>ve</strong> beraberiz.” diyor.<br />

O dönem işkence gören Sadık<br />

Eral da, 4 Nisan’da mahkemede<br />

olacaklarının altını çiziyor:<br />

“Bu milleti birbirine düşüren<br />

zihniyete karşı olduğumuzu<br />

göstereceğiz. Bu davada Aleviler<br />

<strong>ve</strong> Sünniler demokrasi, birlik<br />

<strong>ve</strong> beraberlik adına birlikte<br />

saf tutmalıdır.” -GÜNDEM GÜNDEM 08<br />

TÜDESB yuvasını da ziyaret eden Wowereit, kendisinden yuvaları için Berlin’i simgeleyen renkli ‘Buddy Baer‘ isteyen çocuklara olumlu cevap <strong>ve</strong>rdi.<br />

TÜDESB öğrencileri, bu ülkede eğitimle<br />

yükselmenin mümkün olduğunu gösterecek<br />

15<br />

Birinci kattan atlayan<br />

seri katil öldü,<br />

Fransa rahatladı<br />

- Fransa’yı<br />

şoka sokan<br />

seri katil Muhammet<br />

Merah 32 saatlik kuşatmanın<br />

ardından öldürüldü.<br />

Olay yerinde soruları<br />

cevaplayan İçişleri Bakanı<br />

Claude Gueant, şüphelinin<br />

silahıyla birlikte<br />

kendisini pencereden aşağı<br />

attığını söyledi. İki po-<br />

lisin yaralandığı operasyonda<br />

300’e yakın mermi<br />

kullanıldı. Toulouse kentinde,<br />

9 kişiyi katleden 23<br />

yaşındaki Merah’ın, işsizlik<br />

parasıyla yaşamasına<br />

rağmen iki daire <strong>ve</strong> iki<br />

lüks arabaya sahip olması<br />

ise Fransa’da merak konusu<br />

oldu. 1DIŞ HABERLER 10<br />

‘Yaşananlar Sarkozy’e yarayacak’ -10<br />

‘Yurt dışından geldim,<br />

telefon kayıt<br />

hakkım satılık’<br />

ZELİŞ YILDIRAL İSTANBUL<br />

-Kaçak cep telefonlarının<br />

yurtiçine girmesini<br />

önlemek amacıyla getirilen<br />

2 yıl şartını delmek isteyenler,<br />

internette pasaport<br />

ticaretine başladı. ‘Cep telefonunu<br />

işletebileceğiniz<br />

uygun pasaport var’ ilanıyla<br />

müşteri toplanıyor. Fiyatlar<br />

75-130 lira arasında<br />

değişiyor. Kayıt yaptırmak<br />

isteyen kişi, sitede belirtilen<br />

07<br />

ADNAN BARAN<br />

(14 yıl hapis yattı-Ülkücü)<br />

Niyetimiz öç almak değil,<br />

milletin darbeye hoşgörüyle<br />

bakmadığını anlatmaktır.<br />

Mahkemede Alevilerle şu<br />

mesajı <strong>ve</strong>receğiz: Bizi birbirimize<br />

düşürmeye çalıştınız.<br />

Ama artık beraberiz.<br />

SADIK ERAL<br />

(Olaylarda yaralandı-Alevi): 4<br />

Nisan’da bu milleti birbirine<br />

düşüren zihniyete karşı<br />

olduğumuzu göstereceğiz.<br />

Bu davada Aleviler <strong>ve</strong> Sünniler<br />

birlikte saf tutmalı.<br />

Her iki tarafa bedel ödeten<br />

<strong>12</strong> Eylül’le hesaplaşmalı.<br />

link üzerinden kredi kartı<br />

ya da EFT yoluyla ödemesini<br />

yapıyor. Aynı şehirdeki<br />

kişiler ise bir GSM bayiinde<br />

buluşup işlemi gerçekleştiriyor.<br />

Ancak yetkililer<br />

kullanıcıları uyarıyor:<br />

“İşlem yasal değil. Tanımadığınız<br />

kişilerin telefonunu<br />

pasaportunuza kaydettirmeyin.<br />

Herhangi bir<br />

suçtan aranıyorsa başınız<br />

derde girer.” 1 EKONOMİ 07<br />

Avrupa Merkez Bankası<br />

Başkanı Draghi: Krizde<br />

‘en kötü’ geride kalsa da<br />

riskler sürüyor. Almanya’daki cinayetle-<br />

ri <strong>ve</strong> diğer ülkelerdeki<br />

ırkçı gelişmeleri endişeyle<br />

izliyoruz.<br />

11<br />

ZAMAN, Sprendlinger Land Str.107, 63069 Offenbach<br />

ZKZ -E 9214, PvSt


02<br />

BİRİNCİ SAYFADAN DEVAM<br />

-TÜDESB Eğitim Derneği<br />

Yönetim Kurulu Başkanı<br />

İrfan Kumru da Wowereit’a<br />

okulu <strong>ve</strong> çalışma ortamını tanıttı.<br />

Başkanın okuldan çok memnun<br />

bir şekilde ayrıldığını söyleyen<br />

Kumru, kendisine TÜDESB’in<br />

yıl içersinde yaptığı Pangea matematik yarışması<br />

<strong>ve</strong> ilki geçen sene gerçekleşen Berlin’e has öğretmenler<br />

günü projesinden bahsettiğini ifade etti.<br />

Okulda açıldığı ilk günden beri eğitimci<br />

olarak görev yapan TÜDESB Gymnasium<br />

Müdürü Sabrina Leberecht, Eyalet Başbakanı<br />

Wowereit’ın gerçekleştirdiği ziyareti ‘başarılı<br />

eğitim çalışmalarının takdiri’ olarak değerlendirdi.<br />

Wowereit’ın okul hakkında bu zamana kadar<br />

bir çok şey duyduğunu vurgulayan okul müdürü,<br />

“Bizimle burada görüştükten <strong>ve</strong> okulu gezdikten<br />

sonra yeni bir bakış açısı kazandığını düşünüyorum”<br />

dedi.<br />

ÇOCUKLARIMI BU OKULA YAZDIRDIĞIM<br />

İÇİN BİR AN BİLE PİŞMAN OLMADIM<br />

Eyalet Başbakanı ile görüşmeye<br />

TÜDESB okullarının dört yıl boyunca<br />

<strong>ve</strong>li temsilciler sözcülüğünü<br />

yapan Katrin Willemsen de<br />

katıldı. İki çocuğu da TÜDESB<br />

okullarında eğitim alan Willemsen, “Çocukları-<br />

GÜNDEM<br />

mı bu okula yazdırmış olmaktan bir an bile pişmanlık<br />

duymadım” dedi. Büyük oğlunun dünyaya<br />

<strong>ve</strong> farklı kültürlere açık bir şekilde yetiştiğini<br />

anlatan Willemsen, “Onlara bu farklı kültürü<br />

ben öğretemezdim. Türk kökenliler dışında ilk<br />

başlarda beş öğrenci vardı. Oğlum artık altı aydır<br />

bu okulda olmamasına rağmen TÜDESB’deki<br />

arkadaşlarıyla hala görüşüyor <strong>ve</strong> en iyi arkadaşı<br />

da bu okulda olan Türk bir öğrenci” şeklinde<br />

konuştu.<br />

Dört yıl boyunca çocukların farklı sorunlarla<br />

karşılaştığını belirten Willemsen, “Tüm bu sorunları<br />

öğretmen <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>liler arasındaki iyi iletişimle<br />

sorunsuz bir şekilde çözüme kavuşturuldu”<br />

dedi.<br />

TÜRK OLMAYAN VELİLER TÜRKÇE KURSU KURDU<br />

TÜDESB okullarında Türk olmayan öğrenci sayısı<br />

ile beraber <strong>ve</strong>li sayısı da artıyor. Çocuğu 7.<br />

sınıfa giden Carsten Beate bu <strong>ve</strong>lilerden biri.<br />

TÜDESB okulunu tercih nedenlerinden birinin<br />

Türkçenin ikinci dil olarak sunulmasından kaynaklandığını<br />

belirten Beate, kendi öcülüğünde<br />

okulun Türk olmayan <strong>ve</strong>lileri olarak Türkçe kursu<br />

açtıklarını söyledi. İspanyolcanın dünya dili<br />

olduğunu ancak önümüzdeki yıllarda Türkçenin<br />

önemininin artacağını belirten Beate, “Dünya<br />

dili olacak. İş piyasasında Almanca <strong>ve</strong> Türkçe<br />

bilenlerin İspanyolca bilenlerden daha çok aranacağına<br />

inanıyorum” dedi.<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

BERLİN EYALET BAŞBAKANI WOWEREİT TÜDESB OKULLARINI ZİYARET ETTİ<br />

TÜDESB öğrencileri, iyi bir eğitimle başarılı<br />

olmanın mümkün olduğunu ispatlayacak<br />

Berlin Eyaleti Başbakanı Klaus Wowereit, Türk girişimciler tarafından açılan TÜ-<br />

DESB okulları <strong>ve</strong> yuvasını ziyaret etti. Dernek <strong>ve</strong> okul yetkililerinden bilgi<br />

alan Wowereit, TÜDESB’in başarısının altında, ‘öğretmen, öğrenci <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>li<br />

işbirliği’nin yattığını söyledi. Çalışmaların uyumun başarılı bir örneği olduğunu<br />

belirten Wowereit “Bu okullardan yetişecek öğrenciler eğitimle<br />

başarılı olunacağının iyi birer örnekleri olacak” şeklinde konuştu.<br />

1,5 saat süren ziyarette Klaus Wowereit, TÜDESB Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Kumru’dan okul hakkında bilgi aldı.<br />

Anaokulunu da ziyaret eden Wowereit’a çocuklar, Almanca şarkı söyledi.<br />

SAYFA TASARIM: MUHARREM ÇELEBİ


03<br />

GÜNDEM<br />

Diyalog temsilcisi Georges<br />

Marovitch hayatını kaybetti<br />

Özel Sema Hastanesi’nde tedavi gören Vatikan’ın eski Türkiye Temsilcisi Monsenyör Georges Marovitch, 81<br />

yaşında hayata <strong>ve</strong>da etti. Cevşen âşığı olarak hafızalarda yer alan Marovitch’in naaşı, yarın Saint Esprit<br />

Katedrali’nde düzenlenecek törenin ardından Feriköy Latin Katolik Mezarlığı’nda defnedilecek.<br />

-Vatikan’ın eski Türkiye Temsilcisi<br />

Monsenyör Georges Marovitch,<br />

81 yaşında hayata <strong>ve</strong>da etti. İslam’a <strong>ve</strong><br />

Bediüzzaman Said Nursî’ye olan ilgisi<br />

ile tanınan Marovitch, çoklu organ<br />

yetmezliği, kalpte ritim bozukluğu<br />

şikâyetiyle tedavi altına alındığı Özel<br />

Sema Hastanesi’nde dün sabaha karşı<br />

yaşama gözlerini yumdu. Cevşen âşığı<br />

olarak hafızalarda yer edinen Vatikan<br />

temsilcisi, dinler arası diyalog faaliyetlerinin<br />

de önemli yapı taşlarından sayılıyordu.<br />

Marovitch’in naaşı, yarın Saint<br />

Esprit Katedrali’nde düzenlenecek<br />

törenin ardından Feriköy Latin Katolik<br />

Mezarlığı’nda defnedilecek.<br />

Özel Sema Hastanesi’nden yapılan<br />

yazılı açıklamada, Marovitch’in 18 Mart<br />

Pazar günü sepsis tablosu ile hastaneye<br />

kaldırıldığı hatırlatıldı. Genel yoğun bakım<br />

ünitesinde tedavi altında takip edilen<br />

Marovitch’in dün sabah saat 05.00’te<br />

kalp durması sonucu <strong>ve</strong>fat ettiği bildirildi.<br />

George Marovitch’in yakın dostu Elisabetta<br />

Di Stefano, eski temsilcinin hastalığının<br />

İtalya’da başladığını, orada bir<br />

süre tedavi gördüğünü ancak kendi isteğiyle<br />

İstanbul’a geldiğini söyledi. Stefano,<br />

hastalığı sırasında birçok insanın<br />

Marovitch’i ziyaret ederek onunla birlikte<br />

dua ettiklerini ifade etti. Bu durumdan<br />

duyduğu memnuniyeti dile getiren Stefano,<br />

“Hayatım boyunca o anları unutmam.”<br />

dedi. Marovitch’in ideallerinden<br />

de söz eden Stefano şu ifadeleri kullandı:<br />

“Bütün İslam için bir dostluk istiyordu.<br />

Diyalog olsun istiyordu. Onun için<br />

Fethullah Hoca ile beraber Papa’ya gittiler.<br />

Çünkü Fethullah Bey de diyalog <strong>ve</strong><br />

iyilik düşünüyor, biz de onu düşünüyoruz.<br />

Bir Allah var. Biz O’nu seviyoruz.<br />

Barış olması lazım. Savaş olmasın, nefret<br />

olmasın. Nasıl olsa hepimiz ölüyoruz.<br />

Bu gerçek <strong>ve</strong> kimse kaçmaz bundan. O<br />

zaman temiz kalple gidelim o tarafa. Kötülük<br />

aptalca bir şeydir.”<br />

SON GÖRÜŞEN ZAMAN OLDU<br />

George Marovitch, son günlerini geçirdiği<br />

Artigiana Huzurevi’nde Zaman<br />

muhabiri Bünyamin Köseli ile görüşmüştü.<br />

Geçen pazar, haberin yayımlandığı<br />

gün Marovitch hastaneye kaldırılmıştı.<br />

Köseli, görüşmeyi şu sözlerle<br />

anlatmıştı: “Marovitch, 2007 yılında<br />

İtalya’da geçirdiği tren kazasından<br />

sonra bir daha yürüyemedi. Odasına<br />

adım attığımızda doktoru ile bakıcısı<br />

onu yürütmeye çalışıyordu. Ama nafi -<br />

le. Marovitch sürekli, “Beni yatağıma<br />

götürün.” diye bağırıyordu. Bir hayli de<br />

zayıfl amıştı.” İSTANBUL ZAMAN<br />

www.gd-studio.de<br />

18 Mart Pazar günü<br />

sepsis tablosu ile hastaneye<br />

kaldırıllan<br />

George Marovitch,<br />

son günlerini geçirdiği<br />

Artigiana<br />

Huzurevi’nde Zaman<br />

muhabiri Bünyamin<br />

Köseli ile görüşmüştü.<br />

FOTOĞRAF: ZAMAN,<br />

İSA ŞİMŞEK<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

23 MART 1433 C.EVVEL 1<br />

ÞE HÝR LER ÝM SAK GÜ NEÞ ÖÐ LE ÝKÝN DÝ AK ÞAM YAT SI<br />

BER LÝN 4 17 5 57 <strong>12</strong> 20 15 38 18 31 19 51<br />

DORT MUND 4 43 6 21 <strong>12</strong> 44 16 02 18 54 20 14<br />

DU IS BURG 4 46 6 24 <strong>12</strong> 47 16 05 18 57 20 17<br />

DÜS SEL DORF 4 47 6 24 <strong>12</strong> 46 16 05 18 57 20 17<br />

ES SEN 4 45 6 23 <strong>12</strong> 46 16 04 18 56 20 16<br />

FRANK FURT 4 41 6 17 <strong>12</strong> 39 15 59 18 49 20 09<br />

HAM BURG 4 27 6 10 <strong>12</strong> 34 15 50 18 45 20 05<br />

HAN NO VER 4 32 6 <strong>12</strong> <strong>12</strong> 35 15 52 18 46 20 06<br />

KARL SRU HE 4 45 6 18 <strong>12</strong> 40 16 01 18 50 20 10<br />

KAS SEL 4 36 6 13 <strong>12</strong> 36 15 54 18 46 20 06<br />

KI EL<br />

4 26 6 09 <strong>12</strong> 33 15 49 18 45 20 05<br />

KÖLN 4 46 6 23 <strong>12</strong> 46 16 05 18 56 20 16<br />

MA ÝNZ<br />

MANN HE IM<br />

4 43<br />

4 44<br />

6 18<br />

6 18<br />

<strong>12</strong> 41<br />

<strong>12</strong> 40<br />

16 00<br />

16 00<br />

18 51<br />

18 50<br />

20 11<br />

20 10<br />

MÜ NÝH 4 34 6 05 <strong>12</strong> 27 15 48 18 37 19 57<br />

NÜRN BERG<br />

SIE GEN<br />

4 33<br />

4 42<br />

6 07<br />

6 19<br />

<strong>12</strong> 29<br />

<strong>12</strong> 42<br />

15 50<br />

16 01<br />

18 39<br />

18 52<br />

19 59<br />

20 <strong>12</strong><br />

S.G MUND 4 40 6 <strong>12</strong> <strong>12</strong> 34 15 55 18 44 20 04<br />

STUTT GART 4 42 6 15 <strong>12</strong> 37 15 58 18 47 20 07<br />

ULM 4 40 6 <strong>12</strong> <strong>12</strong> 34 15 55 18 44 20 04<br />

AACHEN 4 50 6 27 <strong>12</strong> 49 16 08 19 00 20 20<br />

AUGSBURG 4 37 6 08 <strong>12</strong> 30 15 51 18 40 20 00<br />

BIELEFELD 4 37 6 16 <strong>12</strong> 39 15 57 18 50 20 10<br />

BOCHUM 4 44 6 22 <strong>12</strong> 45 16 03 18 55 20 15<br />

BOBLINGEN 4 43 6 15 <strong>12</strong> 38 15 58 18 47 20 07<br />

BREMEN 4 33 6 15 <strong>12</strong> 38 15 55 18 50 20 10<br />

FREIBURG 4 46 6 20 <strong>12</strong> 42 16 03 18 52 20 <strong>12</strong><br />

GELSENKIRSCHEN 4 45 6 22 <strong>12</strong> 45 16 04 18 56 20 16<br />

HAMM 4 41 6 19 <strong>12</strong> 42 16 01 18 53 20 13<br />

LUDWIGSBURG 4 42 6 15 <strong>12</strong> 37 15 57 18 47 20 07<br />

SAYFA TASARIM: ŞERAFETTİN YILMAZ<br />

Üstün kalite, Essiz lezzet, Gü<strong>ve</strong>nilir hizmet<br />

¸<br />

‘Herkes beraberinde iki<br />

genci de camiye getirmeli’<br />

-Camiye devam edenlerin profi linin gençleşmesi<br />

gerektiğini belirten Diyanet İşleri Başkanı Prof.<br />

Dr. Mehmet Görmez, camiye gidenlerin, en az 2 genci<br />

de yanına alarak getirmesini istedi. Prof. Görmez, Sakarya<br />

gezisi kapsamında Karaman 17 Ağustos Camii’ni<br />

ziyaret etti. Buradaki cami cemaatinden, camiye gelirken<br />

en az iki genci camiye getirmelerini talep etti. Mehmet<br />

Görmez, ardından Sakarya Valisi Mustafa Büyük<br />

ile Sakarya L Tipi Cezaevi’nde yatan mahkûmları ziyaret<br />

etti. Mahkûmlarla bir süre sohbet eden Görmez’in<br />

ziyaretinden duydukları memnuniyeti dile getiren tutuklu<br />

<strong>ve</strong> hükümlüler, Diyanet İşleri Başkanı’na kendi<br />

yaptıkları maket bir gemi hediye etti. Daha sonra<br />

cezaevinin kütüphane bölümündeki eserleri inceleyen<br />

Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Diyanet<br />

Vakfı <strong>ve</strong> İslam Araştırmaları Merkezi tarafından hazırlanan<br />

eserlerin en kısa sürede cezaevi kütüphanesine<br />

kazandırılacağını müjdeledi. DURAN SAVAŞ SAKARYA<br />

ERCAN Dönerproduktion GmbH olarak, EG normlarına uygun, sag˘lıklı<br />

<strong>ve</strong> hijyenik üretimimiz ile Avrupa’nın her tarafına servis <strong>ve</strong>rmekteyiz.<br />

Heisenbergstr. 14 a • 50169 Kerpen-Türnich • Tel.: +49 (0) 22 37 / 9 28 13 37 • Fax.: +49 (0) 22 37 / 9 28 13 38<br />

www.ercandoener.de


04<br />

Köln’de ýrkçýlýða<br />

karþý yürüyüþ<br />

1<br />

Köln Anadolu Federasyonu Derneði, Neonazi<br />

cinayetleri <strong>ve</strong> ýrkçýlýða karþý 24 Mart saat<br />

15.00’de bir yürüyüþ gerçekleþtirecek. “Irkçýlýða<br />

karþý büyük yürüyüþ” parolasýyla gerçekleþtirilecek<br />

yürüyüþ Mülheim tren istasyonunda baþlayacak.<br />

Yürüyüþe katýlým çaðrýsý yapan Anadolu Federasyonu<br />

Derneði, “Irkçýlýða karþý büyük yürüyüþ. Sýra<br />

bize, sýra sana gelmeden. Irkçýlýða karþý tek ses, tek<br />

yürek olalým” dedi. Anadolu Federasyonu açýklamasýnda<br />

iç istihbarat kurumu Anayasayý Koruma<br />

Dairesi’ni de eleþtirdi. ZÝVER ERMÝÞ KÖLN<br />

Würzburglu<br />

mülteciler açlýk<br />

grevinde<br />

Würzburg þehrinde kaldýklarý mülteci kam-<br />

1pýnda durumlarýnýn iyileþtirilmesini isteyen<br />

sekiz Ýranlý mültecinin açlýk grevine baþladýðý bildirildi.<br />

Ülkelerindeki rejimle anlaþamadýklarý için Almanya’nýn<br />

yolunu tutan mülteciler, Bavyera’nýn<br />

mültecilere yiyecek olarak yemek paketleri <strong>ve</strong>rmesinden,<br />

kaldýklarý kamptaki kötü durumdan <strong>ve</strong> ortak<br />

kullandýklarý kampta rahat yaþayamamalarýndan<br />

þikayetçiler. Ancak seslerini bir türlü duyuramayan<br />

mültecilerin, çadýr kurup açlýk grevine baþladýklarý<br />

haber <strong>ve</strong>rildi. WÜRZBURG ZAMAN<br />

Dünya üzerinde yaklaþýk 72 ülkeye ihracat yapan Divit Kumkaya Firmasý, 1986 yýlýnda<br />

Türkiye de ilk makinelerini üreterek sektöre giriþ yapmýþtý. Kumkaya Makinelerini<br />

bundan sonra yeni açtýðý Düsseldorf satýþ yerinden müþterilerine sunacak.<br />

Dünyayý doyuran<br />

Türkler Düsseldorf’da<br />

Ýstanbul da 30 bin metrekare alana kurulu<br />

1modern üretim tesisleri ile sektöründe lider<br />

olan Kumkaya Ekmek Fýrýn Makineleri firmasý Almanya’nýn<br />

Neuss <strong>ve</strong> Düsseldorf þehirlerinin kesiþtiði<br />

bölgede açtýðý 600 metrekarelik modern satýþ<br />

yeri ile Avrupa da bu alan da ki önemli bir ihtiyacý<br />

karþýlamayý hedefliyor. Kumkaya Makine Avrupa<br />

Direktörü Meral Divit Türk fýrýncýlarýna Avrupa<br />

standartlarýn da ki ekmek fýrýnlarý <strong>ve</strong> ekipmanlarýný<br />

Türkiye fiyatlarýyla aracýsýz <strong>ve</strong> komisyonsuz sunduklarýný<br />

belirtti. Meral Divit müþterilerinin ihtiyaçlarý<br />

olan makineleri gümrüksüz, görerek <strong>ve</strong> çalýþtýrarak<br />

alabileceklerini söyledi. Kumkaya Makine Avrupa<br />

Direktörü müþterilerinin ayrýca Teknik Servis<br />

Hizmeti <strong>ve</strong> her türlü yedek malzemeyi de depolarýndan<br />

temin edilebileceðini ifade etti. Divit Kumkaya<br />

Firmasý 1986 yýlýnda Türkiye de her türlü ekmek<br />

<strong>ve</strong> pideye uygun kesim yapabilen hamur kesme<br />

tartma makinesi imal ederek fýrýncýlýk sektörüne<br />

girmiþti. Kumkaya dünya üzerinde yaklaþýk 72 ülkeye<br />

yaptýðý ihracat ile de adýný <strong>ve</strong> Türk ekmeðini<br />

dünyaya tanýtmýþtýr. HÝRANUR KARADOÐAN FRANKFURT<br />

GÜNDEM 23<br />

Federal Ýçiþleri<br />

Bakaný Hans<br />

Peter Friedrich <strong>ve</strong><br />

Adalet Bakaný<br />

Sabine Leutheusser-Schnarrenberger<br />

NPD'nýn<br />

kapatýlýp kapatýlmayacaðýna<br />

þüpheyle<br />

bakýyorlar.<br />

Yeþiller Partisi<br />

Federal Millet<strong>ve</strong>kili<br />

<strong>ve</strong> partinin uyum<br />

sözcüsü Memet<br />

Kýlýç, “Göçmenler<br />

olarak bazý<br />

geliþmelere<br />

engel olamýyoruz.<br />

Ancak bunlara<br />

sessiz<br />

sedasýz teslim<br />

de olmayýz.”<br />

dedi.<br />

Almanya'nýn baþkenti Berlin'de<br />

1dün baþlayan <strong>ve</strong> Federal Ýçiþleri<br />

Bakaný Hans-Peter Friedrich'in de<br />

katýlacaðý Eyalet Ýçiþleri Bakanlarý<br />

Konferansý'nda aþýrý saðcý Almanya'nýn<br />

Milliyetçi Demokratik Partisi'nin<br />

(NPD) kapatýlmasý ele alýnacak.<br />

Sosyal Demokrat Parti (SPD) hýzlý bir<br />

þekilde Almanya'nýn Milliyetçi Demokratik<br />

Partisinin (NPD) kapatýlmasý<br />

konusunda sonuç alýnmasýný isterken,<br />

Federal Ýçiþleri Bakaný Hans<br />

Peter Friedrich <strong>ve</strong> Federal Adalet Bakaný<br />

Sabine Leutheusser-Schnarrenberger<br />

NPD'nýn kapatýlýp kapatýlmayacaðýna<br />

þüpheyle bakýyorlar.<br />

Almanya'da Nasyonal Sosyalist<br />

Yeraltý (NSU) adlý terör örgütü tarafýndan<br />

öldürülen 8 Türk, 1 Yunan <strong>ve</strong> 1<br />

Alman polisin cinayetlerini araþtýrmak<br />

için kurulan Federal Meclis Araþtýrma<br />

Komisyonu Baþkaný olan SPD'li Sebastian<br />

Edathy, eyalet içiþleri bakanlarýnýn<br />

NPD'nin kapatýlmasýyla ilgili zamanlama<br />

konusunda anlaþmalarýný<br />

ümit ettiðini belirtti.<br />

Anayasa Mahkemesi'nin eski hakimi<br />

Winfried Hassemer, NPD'nin ka-<br />

patýlmasý sürecinin olumlu olacaðýný<br />

belirterek, ''Neonazileri cinayetleri yeni<br />

bir durum oluþturdu. Devlet buna<br />

karþý kapsamlý cevap <strong>ve</strong>rmesi lazým''<br />

dedi. Rheinland-Pfalz eyaletinin<br />

SPD'li Ýçiþleri Bakaný Roger Lewentz,<br />

tüm muhbirlerin NPD yönetiminden<br />

çekilmesi gerektiðini belirtti.<br />

Federal Ýçiþleri Bakaný Friedrich<br />

ise, tüm muhbirlerin geri çekilmesine<br />

karþý çýkarak, NPD çevresinden<br />

bilgi alýnamayacaðýndan dolayý tümüyle<br />

muhbirlerden vazgeçilemeyeceðini<br />

düþündüðünü kaydetti. Leut-<br />

MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

Bakanlar NPD’nin kapatýlmasý<br />

düþüncesine þüpheyle bakýyor<br />

Almanya’da NSU terör örgütü tarafýndan öldürülen 8 Türk, 1 Yunan <strong>ve</strong> 1 Alman polisin cinayetleri kapsamýnda ortaya atýlan NPD’nin kapatýlmasý düþüncesine<br />

siyasi partiler farklý tepkiler <strong>ve</strong>riyor. SPD ýrkçý partinin derhal kapatýlmasýný isterken, Federal Ýçiþleri Bakaný Hans Peter Friedrich<br />

<strong>ve</strong> Federal Adalet Bakaný Sabine Leutheusser-Schnarrenberger NPD'nýn kapatýlýp kapatýlmayacaðýna þüpheyle bakýyorlar.<br />

Memet Kýlýç: Küçük Adolf’un Kassel<br />

Valiliði’nde çalýþmasý kabul edilemez<br />

HÜSEYÝN TOPEL DÜSSELDORF<br />

Yeþiller Partisi Federal Millet<strong>ve</strong>kili<br />

1<strong>ve</strong> partinin uyum sözcüsü Memet<br />

Kýlýç,Neonazi cinayetleriyle iliþkisi olduðu<br />

ileri sürülen <strong>ve</strong> Hessen Anayasa<br />

Koruma Teþkilatý’na çalýþan ‘Küçük<br />

Adolf’ olarak adlandýrýlan kiþinin Kassel<br />

Valiliði’nde çalýþýyor olmasýnýn kabul<br />

edilemez olduðunu söyledi. Federal<br />

Hükümet, Neonazi cinayetleriyle ilgili<br />

soru önergesi <strong>ve</strong>ren Kýlýç, hükümetin<br />

cevaplarýný “Hükümet bilmemekle<br />

öðünüyor. Küçük Adolf' hakkýnda ortaya<br />

çýkan tüm bilgilere raðmen bu kiþinin<br />

Kassel'deki Valiliðe kaydýrýlmasý<br />

büyük bir skandaldýr. Hükümetin bu<br />

kiþinin çalýþtýðý dönemi açýklamamasýný<br />

gerekçelendirmek için sürmekte olan<br />

soruþturmaya zarar <strong>ve</strong>rmemeyi bahane<br />

etmesi, en diplomatik ifadeyle, hükümetin<br />

acýnasý halinin resmidir. Bu tavrýyla<br />

hükümet yürütülen soruþturmayý<br />

korumaktan ziyade makamlarýn yol açtýðý<br />

skandalý örtbas etmeye çalýþmaktadýr.<br />

NSU kurbanlarýný böyle<br />

koruyan yoktu.” dedi. Kýlýç,<br />

önergede “MDR kanalýnýn<br />

1998 haberine göre, Zwickau<br />

Terör Üçlüsü’ne karþý önceden<br />

hazýrlanmýþ bir müdahale olmasýna<br />

raðmen, Thüringen<br />

Eyalet Kriminal Dairesi tarafýndan son<br />

dakikada bu müdahale durdurulmuþtur.<br />

Bunun nedeni nedir?“ sorusuna<br />

hükümetin “Bu konuda Federal Hükümetin<br />

elinde herhangi bir bilgi bulunmamaktadýr”<br />

cevabý <strong>ve</strong>rmesinin inandýrýcý<br />

olmadýðýný belirtti. Memet Kýlýç,<br />

soru önergesinde hayatýný kaybeden<br />

NSU teröristi için sahte pasaport düzenleyen<br />

kamu görevlileri hakkýnda bir<br />

soruþturma yapýlmýþ mýdýr? Þayet kamu<br />

görevlileri hakkýnda soruþturma yapýldýysa,<br />

bunun dosya numarasý nedir <strong>ve</strong><br />

ulaþýlan sonuçlar nelerdir? sorularýný<br />

yöneltti. Federal Hükümet ise bu sorulara<br />

“Federal Hükümet yerel kamu görevlileri<br />

hakkýnda bir hazýrlýk soruþturmasý<br />

yapýldýðý yönünde bilgiye sahip<br />

deðildir. Bunun dýþýnda Federal Kriminal<br />

Dairesi’nin þimdiye kadar olan bilgisine<br />

göre, açýk bir þekilde çok benzer<br />

<strong>ve</strong>sikalýk fotoðraflar <strong>ve</strong> sahte imzalar<br />

aracýlýðý ile evrakta sahtekârlýk yapýlmýþtýr.<br />

Bu kontekste þimdiye kadar herhangi<br />

bir nüfus memurunun kusuru ile<br />

suç arasýnda bir bað tespit edilememiþtir.”<br />

cevabýný <strong>ve</strong>rdi. Hükümetin <strong>ve</strong>rdiði<br />

bilgileri deðerlendiren Kýlýç, “Tüm açýk<br />

<strong>ve</strong> kapalý oturumlarda bu soruyu sormama<br />

raðmen bir yanýt alamadýðým<br />

için dosya numarasýný sormak zorunda<br />

kaldým. Görülüyor ki bu önemli konuda<br />

soruþturma açýlmamýþ bile. Eðer yetkili<br />

makamlar yapmýþ olsalardý, hükümet<br />

þimdi 'sürdürülen soruþturmaya<br />

zarar <strong>ve</strong>rmeme' bahanesinin arkasýna<br />

saklanabilirdi. Herhangi bir soruþturma<br />

yapmadan resmi makamlarýn yanýltýldýðýndan<br />

nasýl bu kadar emin olabiliyorlar?<br />

Göçmenler olarak bazý geliþmelere<br />

engel olamýyoruz. Ancak bunlara sessiz<br />

sedasýz teslim de olmayýz.” dedi.<br />

Beckum <strong>ve</strong> çevre iller Nazlý için elele <strong>ve</strong>rdi<br />

1<br />

Ender rastlanan bir genetik<br />

metabolizma hastalýðýna yakalanan<br />

7 yaþýndaki Nazlý Akboða için<br />

Beckum <strong>ve</strong> komþu kentler seferber<br />

oldu. Neubeckum DÝTÝB Camiinde<br />

Nazlý <strong>ve</strong> diðer hastalara yetiþelim<br />

adýnda kampanyayý bir basýn açýklamasý<br />

ile duyuran Mirsel Öztürk,<br />

çevre illerden gelen dernek yetkililerinden<br />

kendilerine maddi manevi<br />

destekte bulumalarýný istedi. Beckum<br />

Belediye Baþkaný Dr. Karl-Uwe<br />

Strotmann himayesinde Alman Kemik<br />

Ýliði Baðýþ Bankasý DKMS tarafýndan<br />

31 Mart günü Nazlý için doku<br />

tipleme kampanyasý düzenleyeceklerini<br />

dile getiren Öztürk, uygun iliðin<br />

bulunmasý için Beckum <strong>ve</strong> çevresinde<br />

ikamet etmekte olan tüm Türk<br />

vatandaþlarýn duyarlý olmalarýný beklediklerini<br />

söyledi. Þimdiye kadar aile<br />

çevresinde yapýlan taramalara raðmen<br />

gerekli olan kök hücre baðýþçýsý<br />

bulamadýklarýný söyleyen Nurten-<br />

Kadir Akboða çifti, “ Nazlý için ruh<br />

SABINE LEUTHEUSSER-SCHNARRENBERGER HANS PETER FRIEDRICH<br />

ikizi dokusu gerekiyor. Ümidimizi<br />

hiç yitirmedik, en büyük arzumuz<br />

Nazlý’nýn diðer çocuklar gibi saðlýklý<br />

bir þekilde büyümesini görmek. Bu<br />

hayallerimizin gerçekleþmesi için<br />

duyarlý tüm Türk vatandaþlarýný doku<br />

tipleme kampanyasýna da<strong>ve</strong>t ediyoruz”<br />

dedi. 31 Mart günü gerçekle-<br />

þecek olan kök hücre taramasý Käthe-Kollwitz-Schule<br />

Turmstr.1 59269<br />

Beckum adresinde saat 11-17 arasýnda<br />

gerçekleþecek. Para baðýþýnda<br />

bulunmak isteyenlerin ise DKMS<br />

baðýþ hesap numarasý 2828282000 <strong>ve</strong><br />

BLZ 4<strong>12</strong>60006’e yapabilirler.<br />

MUHAMMET KANSU NEUBECKUM<br />

heusser-Schnarrenberger de söz konusu<br />

partinin kapatýlmasý konusunda<br />

titiz olmanýn hýzlý davranmaktan<br />

önce gelmesi gerektiðini ifade etti.<br />

Bu arada Almanya Federal Meclis<br />

Baþkaný Norbert Lammert, NPD<br />

hakkýnda kapatma davasý açýlmasýna<br />

karþý uyararak, davanýn uzun sürebileceðini<br />

<strong>ve</strong> NPD'nin seçimlerde<br />

maðdur parti olarak kampanya yapabileceðini<br />

belirtti. Lammert, Hamburger<br />

Abendblatt gazetesine yaptýðý<br />

açýklamada, NPD içindeki muhbirleri<br />

çekme kararýnýn yeni bir kapatma<br />

davasý açma konusunda acele edilmiþ<br />

bir kararýn sonucu olduðunu belirterek,<br />

bunun aþýrý saðý etkili izleme<br />

<strong>ve</strong> mücadele etme hedefi konusunda<br />

çözümden çok sorun yaratabileceðini<br />

kaydetti. NPD'nin kapatýlmasýndan<br />

sonra risklerin olacaðýný belirten<br />

Lammert, mahkemelerin organizasyonlarý<br />

kapatabileceðini, ancak insanlarý<br />

<strong>ve</strong> düþünceleri kapatamayacaðýný,<br />

aþýrý saðcýlarýn parti kapatýldýktan<br />

sonra kendilerine yeni bir yapýlanma<br />

arayabileceklerine dikkati<br />

çekti. BERLÝN AA<br />

Hamburg Ýçiþleri Bakaný Michael Neumann, anayasa<br />

karþýtý faaliyetler yapan NPD’nin faaliyetlerine son<br />

<strong>ve</strong>rmenin zamaný geldiðini belirtti.<br />

‘NPD’nin<br />

kapatýlmasý için<br />

biz ev ödevimizi<br />

yaptýk’<br />

RAMÝS KILIÇARSLAN HAMBURG<br />

Almanya Milliyetçi Demokrat<br />

1Parti’nin (NPD) kapatýlmasýyla<br />

ilgili tartýþmalar <strong>ve</strong> çalýþmalar devam<br />

ederken, 2003 yýlýnda NPD yönetiminde<br />

bulunduklarýndan kapatýlmasýna<br />

engel olan Anayasayý Koruma Dairesi<br />

elemanlarý bazý eyaletlerde parti<br />

yönetiminden alýnmaya baþladý.<br />

NSU terör örgütünün ortaya çýkmasýndan<br />

sonra yaptýðý açýklamada<br />

Hamburg’da aþýrý sað ile her türlü<br />

mücadelenin <strong>ve</strong>rileceðine söz <strong>ve</strong>reh<br />

eyalet Ýçiþleri Bakaný Michael Neumann<br />

(SPD) eyalette son 16 yýl içinde<br />

gerçekleþen 31 cinayet, 74 banka soygunu<br />

<strong>ve</strong> 6ý bombalama eyleminin yeniden<br />

araþtýrýlmasýnýn ardýndan NPD<br />

içindeki Anayasayý Koruma Dairesi<br />

ajanlarýný partiden çekmeye baþladý.<br />

Konuyla ilgili Zaman’a açýklama yapan<br />

Neumann, anayasa karþýtý faaliyetler<br />

yapan NPD’nin faaliyetlerine<br />

son <strong>ve</strong>rmenin zamaný geldiðini belirterek,<br />

“Hamburg, NPD’nin kapatýlmasýna<br />

zemin oluþturma konusunda<br />

üzerine düþen ev ödevini yaptý.’’dedi.<br />

Þimdi gözler federal <strong>ve</strong> eyaletler tarafýndan<br />

oluþturulan komisyonun gerekli<br />

malzemeleri topladýktan sonra<br />

Federal Anayasa Mahkemesine <strong>ve</strong>rmesine<br />

çevrildi.<br />

Bilindiði gibi NPD’nin kapatýlmasý<br />

için 2003 yýlýnda Federal Anayasa<br />

Mahkemesine yapýlan müracaat<br />

parti yönetiminde Anayasayý Koruma<br />

Dairesi üyeleri bulunduðu için<br />

engellenmiþti.


05 GÜNDEM<br />

Scheele: Baþbakan artýk çok ülke<br />

vatandaþlýlýðýna müsaade etmeli<br />

Uyum Bakanlarý Konferansý’nda Hamburg Uyum Bakaný Detlef Scheele (SPD), “Baþbakan artýk çok<br />

ülke vatandaþlýlýðýna müsaade etmeli” dedi. Baþbakan Merkel ise ilk kez katýldýðý konferansta<br />

Ýslam Din Dersi <strong>ve</strong> Almanya’da imam yetiþtirilmesi konularýna deðindi. Merkel, Almanya<br />

dýþýnda alýnan diplomalarýn bu ülkede kabul edilmesi yönünde hazýrlanacak yasalarýn<br />

eyaletten eyalete büyük farklýlýklar göstermemesi gerektiðini söyledi.<br />

RAMÝS KILIÇARSLAN HAMBURG<br />

Hamburg Uyum Bakaný Detlef<br />

1Scheele (SPD), “Baþbakan artýk<br />

çok ülke vatandaþlýlýðýna müsaade etmeli”<br />

dedi. Saarland’ýn Überherrn kentinde<br />

düzenlenen <strong>ve</strong> iki gün süren<br />

Uyum Bakanlarý toplantýsýna katýlan<br />

Hamburg Uyum Bakaný Scheele, göçmen<br />

kökenli gençlerin 23 yaþýna kadar<br />

her iki vatandaþlýktan birini tercih etme<br />

mecburiyetinin uyum açýsýndan saçmalýk<br />

olduðunu belirtti <strong>ve</strong> “Çünkü bu<br />

göçmen gençlerden kendilerine ait<br />

kimliklerinin yarýsý için karar <strong>ve</strong>rmelerini<br />

istemektir. Kim doðumda Alman<br />

vatandaþlýðý almýþ <strong>ve</strong> bu ülkede bir Alman<br />

olarak yetiþmiþ ise kayýtsýz þartsýz<br />

Alman kalabilmeli bu vatandaþlýðýný<br />

koruyabilmeli. Bunun için Almanya<br />

Baþbakanýna çifte vatandaþlýk konusundaki<br />

düþüncesini gözden geçirmesini<br />

<strong>ve</strong> çok ülke vatandaþlýðýný artýk<br />

serbest býrakmasýný istiyorum” dedi.<br />

Opsiyon mecburiyetinin ayný zamanda<br />

idari yük olduðunu kaydeden Scheele,<br />

“Burada amaç Almanya’da doðan göçmen<br />

kökenli çocuklarýn ailelerine de<br />

Alman vatandaþlarýyla eþit seviyede olduklarýný<br />

<strong>ve</strong> uzun vadede vatandaþlýða<br />

hoþ geldin demek için iyi bir mesaj olmalý.”<br />

dedi. Reþit olmayan <strong>ve</strong> Almanya’da<br />

tek baþýna bulunan mülteciler<br />

konusunda da deðiþiklikler isteyen<br />

Scheele, “Bu çocuk <strong>ve</strong> gençlerde yaþýt-<br />

Mona Lea’dan bu yýl beþ Türk mezun oldu<br />

1<br />

Münih Halk Okulunda<br />

(MVHS) göçmenlere yönelik<br />

mesleki <strong>ve</strong> dil geliþimine<br />

yönelik <strong>ve</strong>rilen <strong>ve</strong> bir yýl süren<br />

hazýrlýk kursu Mona Lea bu yýlki<br />

mezunlarýný <strong>ve</strong>rdi. Ücretsiz<br />

olan kursta bu yýl beþi Türk olmak<br />

üzere 42 farklý ülkeden<br />

toplam 80 kiþi katýldý. Münih<br />

Belediyesi <strong>ve</strong> Bavyera Sosyal Ýþler<br />

Bakanlýðý tarafýndan finanse<br />

edilen projede pedagoglar, göçmen<br />

kökenli vatandaþlarý mesleki<br />

hayata hazýrlýyor. Kurslarýn<br />

sonunda katýlýmcýlar Almanca<br />

B1 <strong>ve</strong>ya B2 dil sertifikasý <strong>ve</strong> seçtikleri<br />

bir meslek için hazýrlýk<br />

sertifikasý alabiliyorlar. Bu belgelerle<br />

kurs katýlýmcýsý, baþka<br />

bir eðitim merkezinde bir yýl<br />

daha meslek eðitimi alýp, o<br />

alanda çalýþabiliyor. Vatandaþlar<br />

farklý mesleklere hazýrlýk kursalarýna<br />

katýlabilirken, 20<strong>12</strong>/13 yýlýndaki<br />

yeni dönemde Münih<br />

Hastanesi Akademisi ile ortaklaþa<br />

hasta bakýcýlýðýna hazýrlýk<br />

kursu da düzenleneceði haber<br />

<strong>ve</strong>rildi. Bu yýl mezun olan öðrencilerden<br />

Hatice Özek, daha<br />

önce Zaman gazetesinde gördüðü<br />

Mona Lea haberi üzerine<br />

kursa katýlmaya karar <strong>ve</strong>rdiðini<br />

söyledi. Çocuk bakýcýlýðý mesleði<br />

için hazýrlýk kursunu bitirdiðini<br />

ifade eden Özek, 14 yýldýr<br />

Almanya’da <strong>ve</strong> üç çocuk sahibi.<br />

Yine ayný kursa katýlan Hasret<br />

Kahles, Nurcan Þahiner <strong>ve</strong> Aynur<br />

Gürgen de hem Almanca<br />

öðrenip hem de mesleðe hazýrlýk<br />

yaptýklarý için memnun olduklarýný<br />

<strong>ve</strong> kursu Münihli vatandaþlara<br />

tavsiye ettiklerini<br />

söylediler. BAYRAM AYDIN MÜNÝH<br />

Baþbakanlýðýn önüne 23 Nisan aðacý dikilecek<br />

1<br />

Berlin'de 20-23 Nisan<br />

20<strong>12</strong> tarihleri arasýnda<br />

düzenlenecek etkinlikler kapsamýnda<br />

Baþbakanlýðýn önüne<br />

2 aðaç dikileceði bildirildi. Çevre<br />

derneði GAÝA'nýn Baþkaný<br />

Ýlyas Bublis, ''Hayat aðacý'' adý<br />

altýnda düzenlenen etkinlikler<br />

çerçe<strong>ve</strong>sinde, 23 Nisan 20<strong>12</strong> tarihinde<br />

Uluslararasý 23 Nisan<br />

Derneði'nin sponsorluðunda<br />

iki aðaç dikileceðini belirtti.<br />

Bublis, aðaçlara üzerinde ''23<br />

Nisan' <strong>ve</strong> ''demokrasi'' yazan<br />

plaketler çakýlacaðýný kaydetti.<br />

larý gibi eðitim <strong>ve</strong> katýlým paketinden<br />

istifade edebilmeliler” dedi.<br />

Almanya Baþbakaný Angela Merkel,<br />

önceki gün akþam Uyum Bakanlarý<br />

Konferansý’nda yaptýðý konuþmada,<br />

göçmenlerin uyumunun önemine vurgu<br />

yaparak, “Göçmenlerin uyumu günümüzün<br />

<strong>ve</strong> geleceðin en önemli konularýndan<br />

biri” diye konuþtu. Uyumun<br />

baþarýlý olmasýnýn, Almanya'nýn refahýnýn<br />

korunmasý açýsýndan da çok önemli<br />

olduðunu ifade eden Merkel, bu alanda<br />

federal hükümet ile eyalet hükümetleri-<br />

23 Nisan Uluslararasý Çocuk<br />

Bayramý Derneði Baþkaný Rýza<br />

Þahin, bu yýl düzenlenecek<br />

olan 23 Nisan kutlamalarýnda<br />

iki yenilik olarak, aðaç dikmenin<br />

yaný sýra toplam 92 çocuðun<br />

Avrupa Parlamentosu'nda<br />

çocuk parlamentosunu oluþturmak<br />

için 25 Nisan'da Brüksel'e<br />

götürüleceðini belirtti. Þahin,<br />

Federal Meclis'te 23 Nisan'da<br />

düzenlenecek etkinlikte de<br />

çocuk parlamentosunun oluþturulacaðýný,<br />

TBMM'nin kuruluþunun<br />

92. yýlý olmasý sebebiy-<br />

nin <strong>ve</strong> yerel yönetimlerin sýký iþbirliði<br />

yapmasý gerektiðini kaydetti.<br />

ALMANYA’DA ÝMAM YETÝÞTÝRÝLMELÝ<br />

Merkel, okullarda Ýslam dersi <strong>ve</strong>rilmesi<br />

konusunda ise henüz iþin baþýnda olduklarýný,<br />

ancak Almanya'da imam yetiþtirilmesi<br />

gerektiði konusunda ortak bir<br />

görüþün hâkim olduðunu söyledi. Uyum<br />

Bakanlarý Konferansý'na ilk kez katýlan<br />

Merkel ayrýca, Almanya dýþýnda alýnan<br />

diplomalarýn bu ülkede kabul edilmesi<br />

yönünde hazýrlanacak yasalarýn eyalet-<br />

le bu etkinliðe de 92 çocuðun<br />

katýlacaðýný kaydetti.Tarihi<br />

Brandenburg Kapýsý (Brandenburger<br />

Tor) önünde <strong>ve</strong> ''17 Haziran''<br />

caddesinin bir bölümünde<br />

21-22 Nisan tarihlerinde<br />

þenlik yapýlacaðýný belirten Þahin,<br />

burada kurulacak sahnede<br />

müzik <strong>ve</strong> spor gösterilerinin yapýlacaðýný<br />

belirtti. Þahin, kutlama<br />

kapsamýnda resim yarýþmasý,<br />

çocuk olimpiyatlarý, kýz <strong>ve</strong><br />

erkek futbol turnuvasý <strong>ve</strong> çocuk<br />

maratonunun da düzenleneceðini<br />

sözlerine ekledi. BERLÝN AA<br />

Münih’te göçmenlere<br />

yönelik mesleki<br />

<strong>ve</strong> dil geliþimine<br />

yönelik <strong>ve</strong>rilen<br />

<strong>ve</strong> bir yýl süren<br />

hazýrlýk kursu<br />

Mona Lea’dan<br />

bu yýl beþ Türk<br />

mezun olarak<br />

sertifikalarýný<br />

aldýlar.<br />

Hamburg Uyum Bakaný<br />

Detlef Scheele<br />

ten eyalete büyük farklýlýklar göstermemesi<br />

gerektiðini belirterek, söz konusu<br />

diplomalara sahip insanlarýn danýþmanlýk<br />

için gidebileceði merkezlerin de olmasý<br />

gerektiðini, bunun Federal Ýþ Ajansý<br />

(BA) olabileceðini sözlerine ekledi.<br />

Öte yandan, Alman Sosyal Demokrat<br />

Parti (SPD) Genel Baþkan Yardýmcýsý<br />

Aydan Özoðuz, göçmenlerin<br />

kamu kuruluþlarýnda daha fazla yer almasý<br />

konusunda Merkel'den eyalet<br />

hükümetlerine açýk bir sinyal <strong>ve</strong>rmesini<br />

beklediðini belirtti.<br />

Eyaletlerin Uyum<br />

Bakanlarý 7. kez<br />

toplantýlar. Baþbakan<br />

Merkel ilk kez<br />

konferansa katýldý.<br />

Konferans sonrasý<br />

açýklama<br />

yapan Hamburg<br />

Uyum Bakaný<br />

Detlef Scheele<br />

(SPD), baþbakanýn<br />

artýk çok<br />

ülke vatandaþlýlýðýna<br />

müsaade<br />

etmesini istedi.<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

FDP, muayene<br />

katký payýnýn<br />

kaldýrýlmasýnda<br />

ýsrarýný sürdürüyor<br />

Almanya'da koalisyon hükümetinin küçük<br />

1ortaðý FDP, muayene katký payýnýn kaldýrýlmasýnda<br />

ýsrar etmeyi sürdürüyor. FDP Federal<br />

Meclis Grubu Baþkaný Rainer Brüderle yaptýðý<br />

son açýklamada alýnan katký payýnýn iþlevini yerine<br />

getirmediðini savunarak, "Bu uygulamayý kaldýrmanýn<br />

saðlayacaðý en önemli fayda, fazlasýyla<br />

bürokratik olan bir düzenlemeye son <strong>ve</strong>rilmesi<br />

olacak." diye konuþtu. Rheinische Post gazetesine<br />

konuþan Brüderle, muayene katký payýnýn<br />

doktora gitme sýklýðýný azaltma hedefini saðlamadýðýna<br />

dikkat çekti. Gazetenin haberinde ayrýca<br />

FDP Genel Sekreteri Patrick Döring'in de partisinin<br />

internet sayfasýnda muayene katký payýnýn<br />

kaldýrýlmasý için oylama yapýlmasý çaðrýsýnda<br />

bulunduðu belirtildi. Bu arada FDP'nin konuyu<br />

seçim malzemesi yapmayý planladýðý da öðrenildi.<br />

BERLÝN ZAMAN<br />

Almanya’nýn yeni<br />

otoyol inþasý için<br />

bütçesi yetersiz kaldý<br />

Almanya'da federal hükümetin otobanlarýn<br />

1geniþletilmesi <strong>ve</strong> otoyol inþaatlarý için ihtiyaç<br />

duyduðu 8,4 milyar Euro'nun eksik olduðu<br />

ortaya çýktý. Bild gazetesinin hükümetin 'Yatým<br />

Çerçe<strong>ve</strong> Planý'na dayandýrarak <strong>ve</strong>rdiði habere<br />

göre Federal Ulaþtýrma Bakanlýðý bu meblaða<br />

2015 yýlýna kadar ihtiyaç duyuyor. Raporda þu<br />

ana kadar bu çalýþmalar için yaklaþýk 16 milyar<br />

Euro ayrýldýðý, ancak bu meblaðýn yapýlmasý<br />

gereken yeni yatýrýmlarý <strong>ve</strong> tamiratlarý karþýlamaya<br />

yetmeyeceði belirtildi. Federal Ulaþtýrma<br />

Bakaný Peter Ramsauer'in (CSU) gelecek dört yýl<br />

içinde gerçekleþtirilmesi planlanan otoyol, demir<br />

yolu <strong>ve</strong> su yolu geniþletme projeleri için 20,4 ila<br />

24,1 milyar Euro arsýnda deðiþen bir bütçeye ihtiyacýnýn<br />

olduðu belirlendi. Ancak ilk etapta Ramsauer'in<br />

bakanlýðýna ayrýlan bütçe 15,7 milyar<br />

Euro ile sýnýrlý bulunuyor. BERLÝN ZAMAN


06GÜNDEM<br />

23<br />

Benzine her ay fazladan<br />

100 milyon Euro ödüyoruz<br />

Almanya'da litresi 1,70 Euro'ya varan süper benzinin olmasý gerekenden daha pahalýya satýldýðý ortaya çýktý. Ham<br />

madde fiyatlarýnýn arkasýna sýðýnan petrol üreticilerinin fazladan 5 Cent kâr eklediði belirlendi. Þirketlerin elde<br />

ettiði fazladan karýn otomobil sahiplerine maliyeti ise ayda yaklaþýk 100 milyon Euro'ya ulaþýyor.<br />

BERLÝN ZAMAN<br />

Almanya'da akaryakýta ya-<br />

1pýlan rekor zamlarla birlikte<br />

benzin litresi neredeyse 1,70 Euro'ya<br />

yaklaþtý. Ancak yapýlan son<br />

araþtýrmalar otomobil sahiplerinin<br />

benzine aslýnda olmasý gerekenden<br />

yaklaþýk 5 Cent fazla ödediðini<br />

ortaya çýkardý. Yeþiller Partisi'nin<br />

Hamburglu enerji uzmaný<br />

Steffen Bukold'a yaptýrdýðý araþtýrmada<br />

litre baþýna fazladan alýnan<br />

bu meblaðýn sadece artan ham<br />

madde fiyatlarý <strong>ve</strong> zayýf Euro paritesiyle<br />

ilgili olmadýðý <strong>ve</strong> bunun büyük<br />

oranda petrol þirketlerinin kar<br />

hýrsýndan kaynaklandýðý belirlendi.<br />

Buna göre süper benzinin fiyatýnýn<br />

son üç ayda 11,3 Cent artýþ<br />

gösterdiði, ancak bunun sadece<br />

6,6 Cent'lik kýsmýnýn artan ham<br />

madde fiyatlarýyla <strong>ve</strong> Euro/Dolar<br />

paritesiyle ilgili olduðu <strong>ve</strong> geriye<br />

kalan 4,7 Cent'in ise þirketlerin<br />

karlarýna eklediði fazladan kar olduðu<br />

belirlendi. Süper benzinden<br />

elde edilen toplam gelir hesaplandýðýnda<br />

ise 5 Cent'lik bu meblaðýn<br />

otomobil sahiplerine her ay toplamda<br />

98 milyon Euro tutarýnda<br />

fazladan masraf yüklediði hesaplandý.<br />

Ayný araþtýrmada bu ek karýn<br />

akaryakýt istasyonlarýna da kalmadýðý,<br />

tersine petrolün rafineri<br />

çýkýþýnýn bu ek karla yapýldýðý tespit<br />

edildi. Bunun sonucunda ise<br />

petrol þirketlerinin brüt kar marjý<br />

bir litre süper benzinde litre baþýna<br />

en az 4 Cent artmýþ <strong>oluyor</strong>. Petrol<br />

Üreticileri Birliði Genel Müdürü<br />

Klaus Picard iddialarý reddederek,<br />

“Otomobil sahiplerinin kýzgýnlýðýný<br />

anlýyorum. Ancak üreticiler fiyatlara<br />

sadece maliyetleri yansýtýyor.”<br />

dedi. Fakat Yeþiller Partisi <strong>ve</strong><br />

Alman Otomobil Kulübü (ADAC)<br />

Hanno<strong>ve</strong>r Ýþ Mahkemesi örnek bir kara-<br />

1ra imza atarak Müslüman bir çalýþanýn<br />

iþyerinde vakit namazýný kalabileceðine hükmetti.<br />

Hanno<strong>ve</strong>r yakýnýndaki Garbsen kasabasýnda<br />

yaþayan Mustafa Yavuz ibadetlerini yerine<br />

getirirken karþýlaþtýðý güçlükler nedeniyle<br />

açtýðý davada haklý bulundu. Mahkeme “3 Ca<br />

48/<strong>12</strong>” dosya numarasýyla gördüðü davada<br />

inanç sahiplerinin mensup olduklarý dinin gerektirmesi<br />

halinde ibadetlerini vaktinde yerine<br />

getirme hakký olduðuna hükmetti. Davada,<br />

Ronneberg merkezli O+F Tiefbau GmbH adlý<br />

þirkette çalýþan 37 yaþýndaki Mustafa Yavuz'un<br />

ibadetlerinin engellenmesi ele alýndý. Yavuz<br />

1995 yýlýndan bu yana çalýþtýðý inþaat <strong>ve</strong> kanalizasyon<br />

firmasýnda daha önce ibadetlerini yerine<br />

getirebilirken, þirkette yapýlan idari deðiþikliðin<br />

ardýndan çeþitli güçlüklerle karþýlaþmaya<br />

baþladýðýný ifade etti.<br />

Þirkette çalýþtýðý ilk 16 yýl boyunca vakit namazlarýný<br />

rahatlýkla kýlabildiðini belirten Mustafa<br />

Yavuz, daha sonra yaþadýðý sorunlarý þöyle<br />

anlattý: “Ýbadetlerim daha önce sorun olmazken,<br />

yeni patron Carsten Heger namaz vakitlerinde<br />

zorluk çýkarmaya baþladý. Ben namazlarýmý<br />

kahvaltý <strong>ve</strong> yemek saatlerime denk getirerek<br />

kul hakkýna riayet eden biriyim. Zaten<br />

sabah, akþam <strong>ve</strong> yatsý namazlarý mesaiye denk<br />

gelmediði için dýþarýda kýlýyorum. Fakat öðle<br />

<strong>ve</strong> ikindi vaktinde çalýþmam gerektiði için bu<br />

vakitleri kazaya býrakmak zorunda kalýyordum.<br />

Bir kaç defa yönetime bir vakit namaz<br />

için en fazla altý dakika müsaade etmelerini istedim.<br />

Ancak buna karþýlýk o iþ yerinde hiç namaz<br />

kýlmamý istemedikleri <strong>ve</strong> çok istiyorsam<br />

baþka bir iþ bulmam gerektiði yönünde yanýtlar<br />

aldým. Baþka çarem kalmayýnca ben de<br />

hakkýmý hukuki yollardan aramaya karar <strong>ve</strong>rdim.”<br />

Mustafa Yavuz'un davasýný üstlenen avukat<br />

Jens Klinkert mahkemeye yaptýðý açýkla-<br />

ÖNDER NACÝOÐLU ERCÜMENT ALTIN AKIN SAÐIRKAYA<br />

Artýþa vatandaþýn dayanacak gücü kalmadý<br />

Mart ayýna <strong>12</strong>4 dolardan baþlayan bir varil pet-<br />

1rol, yýlýn rekor seviyesini gördü. Petrol fiyatýnýn<br />

sene baþýna göre yüzde 15 oranýnda artýþ göstermesi<br />

sürücüleri etkiledi. Otomobillerinin kontaðýný açmaktan<br />

korktuklarýný söyleyen vatandaþlar, bazý önlemler<br />

alýnmazsa, artýk iþe bile gidemeyeceklerini söylüyor.<br />

Her gün iþe gitmek için 20 kilometre yol yaptýðýný<br />

söyleyen<br />

Önder Nacioðlu, “Artýk, dayanacak gücümüz kalmadý.<br />

Korkarým bu zamlar sadece petrol fiyatlarýyla<br />

kalmayacak. Taþýmacýlýk sektörünün büyük rol oynadýðý<br />

Almanya, yeni zamlara gebe gibi gözüküyor.<br />

Devletin, kendisine <strong>ve</strong>rgi ödeyen halký biraz düþünmesi<br />

lazým. Dünyadaki her ekonomik dalgalanma<br />

bize zam olarak yansýyor.” dedi.<br />

“Kira, mutfak masraflarý, çocuklarýn ihtiyaçlarý <strong>ve</strong><br />

bu araþtýrmadan çýkarýlmasý gereken<br />

sonuçlar olduðunu dikkat<br />

çekti. Yeþiller Partisi Federal Meclis<br />

Grubu Baþkan Vekili Baerbel<br />

Höhn, “Petrol þirketlerinin Ýran<br />

krizinin gölgesinde karlarýný arttýrmasý<br />

can sýkýcý.” diye konuþtu. Yeþillerin<br />

ulaþým politikalarý uzmaný<br />

Stephan Kühn ise, “Federal Kartel<br />

Dairesi'nin vakit kaybetmeden<br />

duruma <strong>müdahil</strong> olmasý <strong>ve</strong> kontrolü<br />

ele almasý gerekiyor.” ifadelerini<br />

kullandý. ADAC Baþkaný Peter<br />

Meyer de benzin istasyonlarýna<br />

yansýyan rakamlarýn kabul edilemez<br />

olduðunu belirterek, “Petrol<br />

mada daha önce müsamaha gösterilen ibadetlerin<br />

yeni iþ<strong>ve</strong>ren ile birlikte aksamasýnýn ayrýmcýlýk<br />

þüphesi uyandýrdýðýný belirterek, “Mü<strong>ve</strong>kkillim<br />

inancýný ciddiye alýyor. Ýbadetine yýllarca<br />

tolerans gösterilmiþken, þimdi bunun deðiþmesini<br />

zorunlu kýlan gerekçe nedir?” ifadelerini<br />

kullandý. Yavuz'un çalýþtýðý þirketin yeni<br />

sahibi Carsten Heger ise, “Bizim iþimiz bir zincir<br />

gibi yürüyor <strong>ve</strong> her çalýþan bir halkayý oluþturuyor.<br />

Ben namaz kýlmaya karþý deðilim. Diðer<br />

Müslüman çalýþanlarla bu konuda herhangi<br />

bir sorun yaþamýyoruz. Ancak diðer Türk<br />

çalýþanlar bana namazýn baþka zamanlarda da<br />

kýlýnabilineceði söyledi. Yavuz’un niçin namazýnýn<br />

vaktini geçirmek istemediðine anlam <strong>ve</strong>remiyorum.”<br />

þeklindeki ifadeleriyle kendisini<br />

savundu.<br />

Fakat davaya bakan hakim Gesine Leh-<br />

yan giderler derken, birde benzin zammý ile ay sonunu<br />

zor getiremez olduk.” diyen Ercüment Altýn ise<br />

yakýnda iþ yerine bisikletle gitmeye baþlayacaðýný<br />

söyledi. Altýn otomobilini satmayý düþündüðünü<br />

belirterek, “ Ýlk iþ benzinli bir otomobil alarak, onu<br />

gaza çevirmek en makul yol olarak gözüküyor. Bundan<br />

sonra Türkiye`ye arabayla izine gitmek daha da<br />

zor olacak!” diye konuþtu. Akýn Saðýrkaya ise tek çalýþanlar<br />

için ev geçindirmenin zorlaþtýðýna dikkat çekerek,<br />

“Evimin kalorifer yakýtý bitti ama hala alamadým.<br />

Þuan ailecek soðukta bekliyoruz. Bizim gibi iþçi sýnýfýnýn,<br />

daha tasarruflu <strong>oluyor</strong> diye kullandýðý dizel<br />

araçlarla, benzinli araç arasýnda hiç fark kalmadý.<br />

Üstelik bizler mazotlu araçlarda <strong>ve</strong>rgiyi de fazladan<br />

ödüyoruz. Tabir yerindeyse, mazot bizi sýrtýmýzdan<br />

vurdu!” diyor. ALÝ KUÞOÐLU OFFENBACH<br />

þirketlerinin artýk adil, ciddi <strong>ve</strong> þeffaf<br />

bir fiyat politikasý uygulamasýný<br />

talep ediyoruz.” þeklinde konuþtu.<br />

E10 tipi süper benzinin litresi son<br />

olarak bütün zamanlarýn en yüksek<br />

seviyesine çýkmýþ <strong>ve</strong> sadece bir<br />

hafta içinde 1,7 Cent zam görerek<br />

1,66 Euro'ya yükselmiþti.<br />

Ýþyerinde namazýný kazaya býrakmak<br />

istemeyen Türk çalýþan haklý bulundu<br />

mann þirket sahibinin bu argümanlarýna itibar<br />

etmeyerek, “Eðer inanç sahibinin mensup olduðu<br />

din ibadetini vaktinde yerine getirmesini<br />

gerektiriyorsa, inanç sahibinin o ibadeti zamanýnda<br />

yerine getirme hakký bulunmaktadýr.”<br />

dedi. Hakim kýþ <strong>ve</strong> yaz aylarýný dikkate alarak<br />

Mustafa Yavuz'a mesai saatlerine denk gelen<br />

namaz vakitlerinde de ibadet imkaný saðlanmasýna<br />

<strong>ve</strong> dört aydýr <strong>ve</strong>rilmeyen maaþlarýnýn<br />

ödenmesine karar <strong>ve</strong>rdi. Yavuz'un avukatý<br />

Jens Klinkert karar hakkýnda yaptýðý açýklamada,<br />

“Bu karar inanç hürriyeti olduðuna dair bir<br />

iþarettir.’’ ifadelerini kullandý. Yavuz ise, “Allah'a<br />

binlerce kez þükürler olsun ki adalet yerini<br />

buldu. Bu karar bütün inanç sahipleri açýsýndan<br />

örnek teþkil edecektir. Bunun için de<br />

hakime müteþekkirim.” diyerek duyduðu<br />

memnuniyeti dile getirdi. HANNOVER ZAMAN<br />

Namaz kýlmasýna<br />

daha önce<br />

müsamaha gösterilen<br />

Mustafa<br />

Yavuz (saðda),<br />

iþ<strong>ve</strong>renin<br />

deðiþmesiyle<br />

birlikte maðdur<br />

olunca<br />

hakkýný<br />

mahkemede<br />

aradý. Davaya<br />

yeminli tercümaný<br />

Orhan<br />

Akdað (solda)<br />

ile katýlan<br />

Yavuz hakim<br />

tarafýndan<br />

haklý bulundu<br />

<strong>ve</strong> vakit namazlarýný<br />

yeniden<br />

iþyerinde<br />

kýlma hakký<br />

elde etti.<br />

1<br />

Almanya’nýn kalkýnmasýnda<br />

en büyük rolü üstlenen <strong>ve</strong><br />

ülkenin lokomotifi haline gelen<br />

Ruhr bölgesi, dayanýþma antlaþmasý<br />

(Solidarpakt) gereði etmekte<br />

olduðu yardým ödemelerin üstesinden<br />

gelebilmek için yeni krediler<br />

alarak borçlanmaktan kurtulamýyor.<br />

Türklerin <strong>ve</strong> diðer yabancýlarýn<br />

yoðun yaþadýðý Kuzey Ren<br />

Vestfalya (KRV) Eyaleti 18 milyon<br />

nüfusuyla kentleþme bakýmýndan<br />

Almanya’nýn en büyük eyaleti.<br />

400 belediyeyi kapsayan eyalet de<br />

sadece sekizinin bütçesi dengeli<br />

bir halde. KRV’in toplam borcu<br />

ise yaklaþýk 185 milyar Euro. Ruhr<br />

bölgesi çoðu kamu binalarý <strong>ve</strong> tesisler<br />

bütçe darlýðýndan dolayý bakýmsýzlýða<br />

itilerek kapatýlmaya<br />

mecbur býrakýlýyor. Öte yandan<br />

dayanýþma fonuna sadýk kalabilme<br />

gayreti yeni krediler çekmeye<br />

zorluyor. Süddeutsche Zeitung’e<br />

konuþan Dortmund belediye baþkaný<br />

Ullrich Sierau (SPD) sert<br />

açýklamalarda bulundu. Dayanýþma<br />

antlaþmasýný 'Sapýk bir sistem'<br />

diye adlandýran Sierau, “Yardýmlarýn<br />

<strong>ve</strong> doðuyu yeniden inþa etmenin<br />

bugünkü durumla baðdaþmadýðýný<br />

<strong>ve</strong> hiç bir gerekçeye dayanmadýðýnýn'<br />

altýný çizdi. Essen<br />

belediye baþkaný Reinhard Paß (-<br />

SPD) KRV´te gelecek eyalet seçimi<br />

sürecinde bu taleplerini dile<br />

getireceklerini söyledi. Federal<br />

hükümetin yeni eyaletlerden sorumlu<br />

ismi Christoph Bergner ise<br />

doðu eyaletlerinin kalkýnmasý için<br />

uygulanan II. Dayanýþma Paktý <strong>ve</strong><br />

buna baðlý olarak toplanan dayanýþma<br />

<strong>ve</strong>rgisinde (Soli) 2019 yýlýndan<br />

önce deðiþiklik yapýlmayacaðýný<br />

açýkladý. Bilindiði üzere batý<br />

eyaletlerindeki ana kent belediye-<br />

MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

‘Dayanýþma <strong>ve</strong>rgisinde 2019<br />

yýlýndan önce deðiþiklik yok’<br />

1<br />

Federal Meclis organ baðýþýný<br />

teþvik ederek toplumda<br />

daha yaygýn hale gelmesini hedefliyor.<br />

Siyasi partiler dün oybirliðiyle<br />

yeni organ baðýþý yasasýnda<br />

mutabakat saðladý. Yeni<br />

organ baðýþý düzenlemesinde 16<br />

yaþýný doldurmuþ her fert, baðlý<br />

olduðu saðlýk sigortasýna organ<br />

baðýþý yapma isteðiyle ilgili, düzenli<br />

olarak bilgi <strong>ve</strong>recek. Yasadaki<br />

yeni düzenlemeyle amaçlanan,<br />

ülke genelindeki organ baðýþý<br />

sayýsýný artýrmak. Saðlýk sigortalarý<br />

tarafýndan üyelere yönelik<br />

“Beyin ölümünüz gerçekleþtiðinde,<br />

organlarýnýzý baðýþlayarak<br />

insanlarýn hayatlarýný kurtarmak<br />

ister misiniz“ sorusuna,<br />

yurttaþ baðýþý onaylýyorsa organ<br />

leri içinde bulunduklarý zor durum<br />

nedeniyle "Soli"i tartýþmasýný<br />

yeniden gündeme getirmiþti. Tartýþmalara<br />

dâhil olan Bavyera Eyaleti<br />

Baþbakaný Horst Seehofer (-<br />

CSU) de eyaletlerin bütçe düzenlemesinin<br />

yeniden yapýlmasýný talep<br />

etti. Ancak Yeni Eyaletler Sorumlusu<br />

Bergner, Frankfurter<br />

Rundschau gazetesine yaptýðý<br />

açýklamada Kuzey Ren Vestfalya<br />

eyaletindeki belediyelerin haksýzlýða<br />

uðradýklarý yönündeki itirazýný<br />

objektif olmamakla suçlayacak,<br />

“Dayanýþma bütçesi, kalkýnma<br />

desteðine hangi bölgenin gereksinimi<br />

varsa oraya aktarýlýyor. Bu<br />

ihtiyaçlar bilimsel araþtýrmalarla<br />

belirleniyor” dedi. HAKAN YILDIRIM<br />

DORTMUND<br />

‘Organ Baðýþý’nda zorunlu<br />

beyan dönemi<br />

1<br />

Almanya'nýn Frankfurt Havalimaný'ný<br />

uyarý grevleri<br />

yoluyla haftalarca felç eden uçuþ<br />

gü<strong>ve</strong>nliði çalýþanlarýnýn sendikasý<br />

GdF, havalimanýný iþleten Fraport<br />

ile anlaþmaya vardýðýný<br />

açýkladý. GdF böylelikle Fraport'un<br />

Münih'teki tarife seviyesine<br />

denk gelen teklifini kabul<br />

etti. Fraport adýna görüþmeleri<br />

yürüten Herbert Mai, “Varýlan<br />

nihai anlaþma yolcularýmýz <strong>ve</strong><br />

çalýþanlarýmýz adýna memnuni-<br />

baðýþý kimliði alabilecek. Beyin<br />

ölümü gerçekleþtiðinde de organlarý<br />

muhtaçlara <strong>ve</strong>rilebilecek.<br />

“Bu durum son derece kiþisel bir<br />

karardýr” diyen Hýristiyan Birlik<br />

Partileri Grubu Baþkaný Volker<br />

Kauder (CDU), konuyla ilgili<br />

halkýn daha da bilinçlendirilmesi<br />

gerektiðini belirterek, “Ancak organ<br />

baðýþý yapmaya <strong>ve</strong>ya karþý<br />

gelmesine hiçbir vatandaþýn da<br />

zorlanmamasýna dikkat etmek<br />

gerekiyor.“ dedi. Her yýl Almanya’da<br />

<strong>12</strong> bin insanýn organ nakline<br />

ihtiyacý <strong>oluyor</strong>. 8 bin kiþiyle<br />

en çok aranan organ ise böbrek.<br />

Ülke genelinde ise vatandaþlarýn<br />

sadece yüzde 15’nin organ baðýþý<br />

kimliði bulunuyor. MUSTAFA KEMAL<br />

ÇIBIK BERLÝN<br />

Uçuþ gü<strong>ve</strong>nliði çalýþanlarý<br />

Fraport ile uzlaþmaya vardý<br />

Bisiklet satýþlarýnda<br />

yeni trend ‘E-Bisiklet’<br />

1<br />

Almanya'da bisikletin ulaþým<br />

aracý olarak popülaritesinin<br />

artan oranda sürdüðü bildirildi. Ýki<br />

Teker Endüstrisi Birliði'nden<br />

(Zweirad-Industrie-Verband, ZIV)<br />

yapýlan açýklamada geçen yýl ülke<br />

genelinde 4 milyon 50 bin bisiklet<br />

satýldýðý belirtildi. ZIV Genel Müdürü<br />

Siegfried Neuberger yaptýðý<br />

açýklamada, "Bisiklet satýþlarýnýn<br />

artmasýnda geleneksel bisikletlerin<br />

yaný sýra artan e-bisiklet (E-Bike)<br />

talebinin önemli bir payý var." diye<br />

yet <strong>ve</strong>rici.” diye konuþtu. Frankfurt<br />

Havalimaný'nda ulaþým merkezi<br />

<strong>ve</strong> apron gü<strong>ve</strong>nliðinde görevli<br />

yaklaþýk 200 uçuþ gü<strong>ve</strong>nliði<br />

çalýþanýnýn iki haftayý geçen uyarý<br />

grevleri nedeniyle 1700'e yakýn<br />

uçuþ iptal edilmiþ <strong>ve</strong> 170 bin yolcu<br />

taþýnamamýþtý. Grevler daha<br />

sonra mahkeme kararýyla yasaklanmýþ,<br />

ancak sendikanýn farklý<br />

bir gerekçeyle grevi tekrarlama<br />

ihtimali ortadan kalkmamýþtý.<br />

FRANKFURT ZAMAN<br />

konuþtu. Neuberger, kullanýcýsýna<br />

elektrikli pedal desteði saðlayan ebisikletlerin<br />

iki tekerlekli sektöründeki<br />

payýnýn yüzde 8'e ulaþtýðýný<br />

kaydetti. ZIV'in rakamlarýna<br />

göre geçen yýl görülen yüzde 55<br />

oranýndaki artýþa baðlý olarak 310<br />

bin adet e-bisiklet satýldý. ZIV Baþkaný<br />

Neuberger, bu yýl e-bisiklet<br />

pazarýnda hedefin 400 bin rakamýna<br />

varmak olduðunu ifade etti.<br />

BERLÝN ZAMAN


07<br />

SAYFA TASARIM: ŞERAFETTİN YILMAZ<br />

EKONOMİ<br />

Krizde ‘en kötü’ geride<br />

kalsa da riskler sürüyor<br />

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, Euro Bölgesi borç krizine ilişkin ‘en kötü’nün geride kaldığına ancak hâlâ<br />

risklerin var olduğuna dikkati çekerek, durumun istikrar kazandığına vurgu yaptı. Bild gazetesine konuşan Draghi,<br />

yatırımcı gü<strong>ve</strong>ninin geri dönmekte olduğuna <strong>ve</strong> ECB’nin haftalardır devlet tahvili almadığına işaret etti.<br />

-Avrupa Merkez Bankası (ECB)<br />

Başkanı Mario Draghi, Euro<br />

Bölgesi’nde süregelen borç krizinde<br />

en kötünün geride kaldığını ancak<br />

hâlâ risklerin var olduğunu söyledi.<br />

Draghi, Almanya’da yayımlanan Bild<br />

Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, enfl asyonist<br />

risklerin artması halinde Avrupa<br />

Merkez Bankası’nın derhal harekete geçeceğini<br />

belirterek, ECB’nin iki kez düzenlediği<br />

uzun vadeli refi nansman operasyonundan<br />

kaynaklanan enfl asyonist<br />

bir tehdit olmadığını vurguladı. Draghi,<br />

Euro Bölgesi borç krizine ilişkin en kötünün<br />

geride kaldığına ancak hâlâ risklerin<br />

var olduğuna dikkati çekerek, durumun<br />

istikrar kazandığına vurgu yaptı.<br />

Enfl asyon, cari denge ya da hepsinden<br />

önemlisi bütçe açığı gibi Euro<br />

Bölgesi’ndeki bazı önemli <strong>ve</strong>rilerin örneğin<br />

ABD’den daha iyi olduğunu belirten<br />

Draghi, yatırımcı gü<strong>ve</strong>ninin geri<br />

dönmekte olduğuna <strong>ve</strong> ECB’nin haftalardır<br />

devlet tahvili almadığına işaret<br />

etti. ‘’Top şimdi hükümetlerin tarafın-<br />

Lizbon-Madrid hızlı<br />

tren hattı krize takıldı<br />

-Portekiz hükümeti, ekonomik krizden<br />

dolayı, maliyeti yüksek olan Lizbon-<br />

Madrid hızlı tren hattı projesini tamamen iptal<br />

etti. Lizbon ile Madrid arasını 3 saatten aza<br />

indirecek hızlı tren projesinin bir ayağı olan<br />

Portekiz’deki Poceiraio <strong>ve</strong> Caia yerleşim yerlerinin<br />

birbirine bağlanması altyapısının Sayıştay<br />

kararıyla durdurulmasından sonra yazılı açıklama<br />

yapan Ekonomi Bakanlığı, projenin ‘’tamamen<br />

iptal edildiğini’’ duyurdu. Portekiz’de<br />

2011 Haziran ayında Başbakan Pedro Passos<br />

Coelho liderliğindeki sağcı hükümetin iktidara<br />

gelmesiyle ekonomik kriz gerekçe gösterilerek,<br />

1 milyar 400 milyon Euro’luk bütçesi olan<br />

Lizbon-Madrid hızlı tren hattı projesi zaten<br />

durdurulmuştu. Portekiz hükümeti, ‘’Bundan<br />

sonrasında mevcut hukuki <strong>ve</strong> ekonomik durumu<br />

analiz edeceğini, ayrıca kamu çıkarlarını<br />

gözeterek, Portekiz ihracatında rekabeti daha<br />

ileriye götürecek koşulları güçlendirme hedefi<br />

nde olduğunu’’ açıkladı.<br />

Öte yandan Portekiz’de sağcı hükümetin aldığı<br />

ekonomik önlem paketlerine karşı ülkenin<br />

en büyük işçi sendikası olan Portekiz İşçileri<br />

Genel Konfederasyonu’nun (CGTP) çağrısıyla<br />

dün yapılan genel grev, ulaşım sektörünü felç<br />

etti. 600 binden fazla üyesi olan CGTP, gre<strong>ve</strong><br />

katılımının yüzde 70’in üzerinde olduğunu<br />

açıkladı. Sabah erken saatlerde özellikle metro,<br />

gemi, otobüs <strong>ve</strong> tren gibi kamu toplu ulaşımını<br />

olumsuz etkileyen grevden dolayı Lizbon <strong>ve</strong><br />

Porto gibi büyük kentlerde halkın işlerine özel<br />

araçlarıyla gitmek zorunda kaldığı <strong>ve</strong> yollarda<br />

uzun kuyruklar oluştuğu bildirildi. Lizbon’da<br />

metronun geceden itibaren tamamen kapalı<br />

tutulduğu, Porto’da ise asgari hizmet <strong>ve</strong>rildiği<br />

belirtildi. CGTP’nin Genel Sekreteri Armenio<br />

Carlos, Portekiz basınına yaptığı ilk değerlendirmede<br />

genel gre<strong>ve</strong> katılımı ‘’çok olumlu’’<br />

şeklinde yorumladı. Carlos, sadece ulaşımda<br />

değil, sağlık <strong>ve</strong> çöp hizmetleri gibi başka sektörlerde<br />

de gre<strong>ve</strong> ciddi destek <strong>ve</strong>rildiğini vurguladı.<br />

Ülke tarihindeki en ciddi ekonomik<br />

krizle karşı karşıya kalan <strong>ve</strong> 78 milyar Euro’luk<br />

fi nans yardım paketi alan Portekiz’de hükümet,<br />

iş reformu yapmak <strong>ve</strong> kemer sıkma politikaları<br />

uygulamak zorunda kaldı. Portekiz’de<br />

işsizlik, ülke tarihinde rekora ulaşarak, yüzde<br />

14,8 oranına çıktı. MADRİD AA<br />

-Avrupa Parlamentosu, gıda ürünlerinin<br />

üzerinde yer alan tüketicileri<br />

yanıltıcı “Bu ürün bünyenizi güçlendirir”<br />

ya da “Bünyenizi bu ürünle<br />

koruyun” benzeri ifadelere son <strong>ve</strong>recek<br />

yeni yasa tasarını kabul etti. Avrupa<br />

Parlamentosu’na bağlı Tüketicileri<br />

Koruma Komisyonu’nun yaklaşık 1600<br />

reklam sloganının yasaklanmasını öngören<br />

tasarısını kabul eden AP, bundan<br />

böyle ürünlerin reklam sloganlarında<br />

da.’’ diyen Draghi, Euro Bölgesi’ne üye<br />

ülkelerde hükümetlerin bölgeyi uzun<br />

vadede krizlere karşı daha dirençli hale<br />

getirmesi gerektiğini kaydetti.<br />

ECB Başkanı ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı<br />

Nicolas Sarkozy’nin, bütçe<br />

disiplini konusunda Almanya’yı örnek<br />

gösterirken haklı olduğunu belirterek,<br />

Almanya’nın örnek bir ülke olduğunu,<br />

Sarkozy’den çok önce kendisinin dile<br />

getirdiğini söyledi. Draghi, ‘’Eski Avrupa<br />

sosyal modeli tarih oldu.’’ dedi. Avrupa<br />

Merkez Bankası, ilki 21 Aralık’ta ikincisi<br />

29 Şubat’ta olmak üzere düzenlediği<br />

Uzun Vadeli Refi nansman Operasyonu<br />

(LTRO) kapsamında Euro Bölgesi<br />

bankalarına 3 yıl vadeyle yaklaşık 1 trilyon<br />

Euro tutarında kredi imkânı sağlamıştı.<br />

Enerji fi yatları, şubat ayında Euro<br />

Bölgesi’nde enfl asyon oranının yüzde<br />

2,7’ye ulaşmasına yol açtı. Almanya’da<br />

pek çok kişi ECB’nin bankalara sağladığı<br />

uzun vadeli kredi operasyonlarının da<br />

enfl asyonist baskı oluşturduğundan endişe<br />

duyuyor. FRANKFURT ZAMAN<br />

Yurtdışından geldim, pasaporta<br />

telefon kayıt hakkım satılıktır<br />

ZELİŞ YILDIRAL İSTANBUL<br />

Kaçak cep telefonlarının yurtiçine<br />

girmesini önlemek amacıyla getirilen<br />

2 yıl şartını delmek isteyenler, internette<br />

pasaport ticaretine başladı.<br />

75-130 lira arasında değişen fi yatlarla<br />

‘cep telefonu işletebileceğiniz uygun<br />

pasaportlar var’ ilanıyla müşteri<br />

toplanıyor. Kayıt yaptırmak isteyen<br />

kişi, sitede belirtilen link üzerinde<br />

kredi kartı ya da EFT sistemiyle ödeme<br />

yapıyor. Aynı şehirdeki kişiler ise<br />

belirli bir adreste buluşarak herhangi<br />

bir GSM bayiinde işlemi gerçekleştiriyor.<br />

Yetkililer, bu işlemin yasal<br />

olmadığını belirterek, kullanıcıları<br />

uyarıyor: “Hiç tanımadığınız kişilerin<br />

telefonunu pasaportunuza kaydettirmeyin.<br />

Bunlar herhangi bir suç-<br />

sadece bilimsel olarak kanıtlanmış <strong>ve</strong>rilerin<br />

kullanılmasına izin <strong>ve</strong>recek. Avrupa<br />

Gıda Ürünlerini Denetleme Ajansı<br />

(EFSA) da yaklaşık 44 bin gıda ürünü<br />

için yapılan reklam sloganı başvurusunu<br />

denetleyerek sadece bilimsel karşılığı<br />

olanlara izin <strong>ve</strong>rdi. Buna göre probiyotik<br />

özelliği olan bir yoğurt ürününde<br />

kullanılmak için izin istenen “Bağışıklık<br />

sisteminiz için yararlı” sloganına<br />

geçit <strong>ve</strong>rilmedi.<br />

tan aranan kişiler olabilir <strong>ve</strong> başınız<br />

derde girer.”<br />

Kaçak <strong>ve</strong> hırsızlık malı cep telefonlarının<br />

kullanım dışı bırakılmasını öngören,<br />

cep telefonu kullanımı <strong>ve</strong> ticaretine<br />

ilişkin düzenlemeler getiren<br />

‘Telsiz Kanununda Değişiklik Yapılması<br />

Hakkında Kanun’a göre; herkes<br />

yurtdışından aldığı cihazları pasaportuna<br />

kaydettirmek zorunda. Aksi takdirde<br />

telefonlar aktif hale gelmiyor.<br />

Üstelik pasaporta kayıtlı bir telefon<br />

varsa, bu kaydın üzerinden 2 yıl geçmeden<br />

yeni bir telefon kaydı yaptırılamıyor.<br />

Bu durumu fırsat bilen bazı<br />

kişiler, internette oluşturdukları siteler<br />

üzerinde ‘Bir adet pasaport telefon<br />

kayıt hakkı satılıktır’ ya da ‘Kayıt için<br />

pasaport arıyorum’ şeklinde ilan <strong>ve</strong>ri-<br />

Yasaklanan 1600 sloganın haricinde<br />

sadece 220 reklam sloganın kullanılmasına<br />

izin <strong>ve</strong>rilecek. İzin <strong>ve</strong>rilen sloganlar<br />

Avrupa Resmi Gazetesi’nde yayınlanacak.<br />

Bunun ardından üreticilerin<br />

ambalajlanmış olarak piyasaya <strong>ve</strong>rdikleri<br />

ürünlerini satabilmek için 6 ay<br />

daha süresi olacak. Bu süre dolduktan<br />

sonra yasaklanan sloganların kullanılmasına<br />

izin <strong>ve</strong>rilmeyecek. Fakat üreticilerin<br />

bilimsel gelişmelere bağlı olarak<br />

yor. Bunun için basit birkaç soruyu cevaplandırıp<br />

üye olmak yeterli. Ne kadar<br />

gü<strong>ve</strong>nli oldukları tartışılan bu tür<br />

sitelerde şahıslar, telefon numaralarını,<br />

hatta gizli kalması gereken banka<br />

hesap numaralarını açıkça <strong>ve</strong>rebiliyor.<br />

Bazıları daha da ileri giderek TC kimlik<br />

numarasını dahi yazabiliyor. Aynı<br />

sitelerde, kaydı düşmüş telefonların<br />

da kayıt yaptırılacağı iddia ediliyor.<br />

Bunun fi yatı ise ortalama 100 liradan<br />

başlıyor. İnternete gü<strong>ve</strong>nmeyenler ise<br />

garantisiz ürünlerin ana merkezi İstanbul<br />

Sirkeci’deki Doğubank’a müracaat<br />

ediyor. Doğubank’ta toplanan<br />

pasaportlara, belli ücret karşılığında<br />

işlem yapılıyor. Fiyatlar, hac, umre <strong>ve</strong><br />

yaz tatili gibi giriş çıkışın çok olduğu<br />

dönemlerde düşüyor.<br />

Telefonun kaçak<br />

olup olmadığını<br />

nasıl anlarsınız?<br />

Kaçak cep telefonları genellikle<br />

IMEI numarası değiştirilerek satılıyor.<br />

Bunun için kullanıcıların öncelikle<br />

*#06# işlemi yaparak telefonların<br />

IMEI numarasını öğrenmeleri<br />

gerekiyor. Söz konusu numara, telefonun<br />

paketi üzerinde yazılan numara<br />

ile karşılaştırılmalı. Ardından<br />

BTK’nın sitesinde yer alan ‘IMEI No<br />

Sorgulama’ bölümünden cihazın<br />

modeli ile uyuşup uyuşmadığı kontrol<br />

edilmeli. Numara cihazın modeliyle<br />

uyuşuyorsa problem yok. Örneğin,<br />

telefon BlackBerry ya da iPhone<br />

ise <strong>ve</strong> sitede yer alan cihaz bilgisi<br />

Nokia’nın ya da Samsung’un<br />

eski bir telefonunu gösteriyorsa telefon<br />

kaçak demektir. Benzer olaylara<br />

özellikle faturasız ürünlerde sıklıkla<br />

karşılaşıldığı için tüketicilerin garantili<br />

ürün alması tavsiye ediliyor.<br />

Gıda ürünlerindeki ‘sağlığınızı korur’ kandırmacası sona erecek<br />

ürünlerinin sağladığı yararı kanıtlamaları<br />

halinde yeni slogan başvurusu yapma<br />

hakkı olacak. Merkezi Brüksel bulunan<br />

Avrupa Tüketicileri Koruma Merkezi<br />

(BEUC) AP’nin aldığı kararı memnuniyetle<br />

karşıladığını duyurdu. BEUC<br />

Başkanı Monique Goyens tüketicilerin<br />

artık dayanaktan yoksun, abartılı ya<br />

da gerçek dışı ürün tanıtımlarına karşı<br />

daha iyi korunabileceğine dikkat çekti.<br />

BRÜKSEL ZAMAN<br />

Avrupa Merkez Bankası<br />

Başkanı Mario<br />

Draghi, “Riskler artarsa<br />

derhal harekete<br />

geçeriz.”<br />

dedi. ECB Başkanı<br />

ayrıca FransaCumhurbaşkanı<br />

Nicolas<br />

Sarkozy’nin, bütçe<br />

disiplini konusunda<br />

Almanya’yı<br />

örnek gösterirken<br />

haklı olduğunu<br />

belirtti.<br />

FOTOĞRAF: AP,<br />

MARİO VEDDER<br />

Kaçak <strong>ve</strong> hırsızlık<br />

malı cep telefonlarının<br />

kullanım dışı bırakılmasınıöngören,<br />

cep telefonu<br />

kullanımı <strong>ve</strong> ticaretine<br />

ilişkin düzenlemelergetiren<br />

‘Telsiz Kanununda<br />

Değişiklik<br />

Yapılması Hakkında<br />

Kanun’a göre;<br />

herkes yurtdışından<br />

aldığı cihazları<br />

pasaportuna<br />

kaydettirmek zorunda.<br />

FOTOĞRAF: ZAMAN<br />

- Bank<br />

- Alman<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

Işık Sigorta’ya<br />

Alman Gothaer talip<br />

Asya, bağlı ortaklığı Işık Sigorta’nın satışı<br />

sürecinde Alman sigorta şirketi Gothaer Insurance<br />

Group ile görüşüyor. Konuya yakın üç kaynağın <strong>ve</strong>rdiği<br />

bilgiye göre, Bank Asya, Işık Sigorta’nın tamamını<br />

satmak üzere Alman şirketle görüşürken, bir kaynak satış<br />

sürecinin yakında tamamlanacağını söyledi. Bir kaynak,<br />

“Işık Sigorta’nın tamamı satılabilir. Diğer ortakların<br />

paylarının satışı da olabilir.” dedi. Ödenmiş sermayesi<br />

60 milyon lira olan Işık Sigorta’da Bank Asya’nın<br />

yüzde 65,42 payı, Sekoya Enerji Elektrik Üretim’in yüzde<br />

2,01 payı bulunurken, geri kalan paylar şahıs ortakları<br />

arasında dağılıyor.<br />

Bank Asya Genel Müdürü Abdullah Çelik, şubat<br />

ayında, bankanın bağlı ortaklığı Işık Sigorta’nın satış sürecinin<br />

devam ettiğini belirterek, alıcılarla görüşmeleri<br />

banka olarak yürüttüklerini <strong>ve</strong> gelen teklifl ere bağlı olarak<br />

tamamını da satabileceklerini söylemişti. Işık Sigorta<br />

Genel Müdürü Recep Koçak, konuyla ilgili bir açıklama<br />

yapamayacaklarını söyledi. Gothaer yetkililerine ise<br />

ulaşılamadı. Işık Sigorta’nın satış sürecinde daha önce,<br />

stratejik ortaklık, işbirliği, alım-satım <strong>ve</strong> her türlü geliştirici<br />

imkânların değerlendirilmesi amacıyla çalışmalar<br />

yapmak üzere HSBC Yatırım Menkul Değerler’in yetkilendirildiği,<br />

Kasım 2010’da açıklanmıştı. Şu anda satış<br />

sürecini ise şirketin ana hissedarı Bank Asya yürütüyor.<br />

Gothaer Insurance Group, Doğu Avrupa’da genişleme<br />

stratejileri kapsamında, son olarak 2011 yılında Polonyalı<br />

Polskie Towarzystwo Ubezpieczen (PTU) şirketinin<br />

satın alma işlemlerini tamamlamıştı. EKONOMİ SERVİSİ<br />

Volkswagen 5 bin Euro’luk<br />

otomobil üretecek<br />

otomobil devi Volkswagen’in kalkınmakta<br />

olan ülkelerde 5 ila 7 bin Euro arasında değişen<br />

fi yatlarla satılmak üzere ucuz otomobil üretme<br />

hazırlığına başladığı bildirildi. “auto motor und sport”<br />

dergisine konuşan VW Ar-Ge Başkanı Ulrich Hackenberg,<br />

“Bu ucuz otomobiller Volkswagen adı altında<br />

değil, kendi markası ile satılacak. Bu bizim için gerçekten<br />

yeni bir deneme alanı olacak. Çünkü nereden<br />

tasarrufa edeceğimizi hassasiyetle belirlememiz gerekiyor”<br />

diye konuştu. Hackenberg, VW’nin gelişmekte<br />

olan ülke pazarlarında satmak üzere ucuz otomobil<br />

geliştirilmesine son yıllarda özellikle ağırlık <strong>ve</strong>rdiğini<br />

belirterek, “Artık şirket olarak deneyimlerimiz olgunlaştı.<br />

Hedef pazarların şartlarına uygun otomobil<br />

arz edebilecek duruma geldik” dedi. FRANKFURT ZAMAN<br />

Üç telefondan biri akıllı<br />

- Cep<br />

telefonlarında 3. neslin piyasaya sürülmesiyle<br />

birlikte akıllı telefon kullanımı son yıllarda<br />

hızla artmaya başladı. Son yapılan araştırmaya<br />

göre akıllı telefon sahipliği 2010 yılındaki yüzde<br />

19 oranından 2011’de yüzde 35’e yükselerek bir yılda<br />

neredeyse iki katına çıktı. Gelecek bir senede artışın<br />

daha fazla olması bekleniyor.Barem Research <strong>ve</strong><br />

WIN/ Gallup International tarafından ikincisi gerçekleştirilen<br />

‘Sosyal Medya Trendleri’ araştırmasının sonuçları<br />

mobil iletişiminin hızlı yükselişini vurgularken,<br />

yeni eğilimleri de ortaya koyuyor. 44 ülkede 1,2 milyar<br />

kişiyi temsil eden 40 bin 500 internet kullanıcısıyla yapılan<br />

araştırmaya göre, akıllı telefon sahiplerinin özellikleri<br />

dikkate alındığında erkeklerin oranı kadınlardan<br />

daha fazla. Dünya genelinde akıllı telefon kullanan erkeklerin<br />

oranı yüzde 37 iken, kadınların oranı ise yüzde<br />

32 civarında. Satın alma eğilimlerine göre bu durum<br />

20<strong>12</strong>’de de sürecek gibi görünüyor. Akıllı telefon<br />

sahipliğinde 25-34 yaş grubu (yüzde 41) <strong>ve</strong> 25 yaşın altındaki<br />

gençler (yüzde 39) başı çekiyor. EKONOMİ SERVİSİ<br />

DÖVİZ KURLARI MERKEZ BANKASI 23 MART 20<strong>12</strong><br />

DÖVİZİN CİNSİ DÖVİZ ALIŞ DÖVİZ SATIŞ EFEKTİF ALIŞ EFEKTİF SATIŞ<br />

1 ABD DOLARI 1.8018 1.8105 1.8005 1.8132<br />

1 AVUSTRALYA DOLARI 1.8657 1.8779 1.8571 1.8892<br />

1 DANİMARKA KRONU 0.31880 0.32037 0.31858 0.32111<br />

1 EURO 2.3710 2.3824 2.3693 2.3860<br />

1 İNGİLİZ STERLİNİ 2.8470 2.8619 2.8450 2.8662<br />

1 İSVİÇRE FRANGI 1.9635 1.9761 1.9606 1.9791<br />

1 İSVEÇ KRONU 0.26455 0.26730 0.26436 0.26791<br />

1 KANADA DOLARI 1.8081 1.8163 1.8014 1.8232<br />

1 KUVEYT DİNARI 6.4141 6.4986 6.3179 6.5961<br />

1 NORVEÇ KRONU 0.31040 0.3<strong>12</strong>49 0.31018 0.31321<br />

1 SUUDİ ARABİSTAN RİYALİ 0.48188 0.48275 0.47827 0.48637<br />

100 JAPON YENİ 2.1682 2.1826 2.1602 2.1909<br />

1 BULGAR LEVASI 1.2022 1.2180 - -<br />

1 RUMEN LEYİ 0.53781 0.54489 - -<br />

1 RUS RUBLESİ 0.06075 0.06155 - -<br />

100 İRAN RİYALİ 0.01458 0.01477 - -<br />

1 ÇİN YUANI 0.28367 0.28741 - -<br />

1 PAKİSTAN RUPİSİ 0.01968 0.01994 - -<br />

ALIM SATIMA KONU OLMAYAN DÖVİZLER TL KARŞILIĞI<br />

1 SURİYE LİRASI - - - 0.03158<br />

1 ÜRDÜN DİNARI - - - 2.5605<br />

1 YENİ İSRAİL ŞEKELİ - - - 0.48505<br />

SERBEST PİYASA<br />

PERŞEMBE 17.00 22 MART 20<strong>12</strong><br />

DÖVİZ ALIŞ SATIŞ<br />

ABD DOLARI 1,890 1,8140<br />

EURO 2,3820 2,3870<br />

İSVİÇRE FRANGI 1,9600 2,0000<br />

İNGİLİZ STERLİNİ 2,8550 2,8850<br />

100 JAPON YENİ 2,1300 2,1750<br />

DANİMARKA KRONU 0,3<strong>12</strong>0 0,3340<br />

İSVEÇ KRONU 0,2590 0,2800<br />

AZERİ MANATI 1,8400 1,8650<br />

AVUSTRALYA DOLARI 1,8800 1,9200<br />

KANADA DOLARI 1,8100 1,8500<br />

ALTIN ALIŞ SATIŞ<br />

CUMHURİYET 633,00 641,00<br />

REŞAT 649,00 674,00<br />

24 AYAR KÜLÇE 95,20 95,55<br />

22 AYAR 87,59 88,49<br />

22 AYAR BİLEZİK 86,65 93,60<br />

18 AYAR 72,19 72,45<br />

14 AYAR 56,31 56,51<br />

900 AYAR GÜMÜŞ 1,6740 1,7100<br />

1 ONS ALTIN 1.652,00 $<br />

HAM PETROL (BRENT)<br />

<strong>12</strong>4,19 $/Varil (Nisan 20<strong>12</strong> teslimi)<br />

BANKALARARASI PİYASA<br />

ABD DOLARI ALIŞ: 1,8155 SATIŞ: 1,8205<br />

ÇAPRAZ KURLAR<br />

1 ABD DOLARI<br />

0.9641 AVUSTRALYA DOLARI<br />

5.6513 DANİMARKA KRONU<br />

0.9162 İSVİÇRE FRANGI<br />

6.7733 İSVEÇ KRONU<br />

83.95 JAPON YENİ<br />

0.9968 KANADA DOLARI<br />

5.7938 NORVEÇ KRONU<br />

3.7504 SUUDİ ARABİSTAN RİYALİ<br />

1.4865 BULGAR LEVASI<br />

3.3227 RUMEN LEYİ<br />

29.42 RUS RUBLESİ<br />

<strong>12</strong>260 İRAN RİYALİ<br />

6.2993 ÇİN YUANI<br />

90.81 PAKİSTAN RUPİSİ<br />

1 EURO= 1.3159 ABD DOLARI<br />

1 KUVEYT DİNARI= 3.5894 ABD DOLARI<br />

1 İNGİLİZ STERLİNİ= 1.5807 ABD DOLARI<br />

EURO DÖNÜŞÜM KURLARI<br />

1.95583 ALMAN MARKI<br />

40.3399 BELÇİKA FRANGI<br />

40.3399 LÜKSEMBURG FRANGI<br />

166.386 İSPANYOL PEZETASI<br />

6.55957 FRANSIZ FRANGI<br />

0.787564 İRLANDA LİRASI<br />

1936.27 İTALYAN LİRETİ<br />

2.20371 HOLLANDA FLORİNİ<br />

13.7603 AVUSTURYA ŞİLİNİ<br />

200.482 PORTEKİZ ESKÜDOSU<br />

5.94573 FİN MARKKASI<br />

340.750 YUNAN DRAHMİSİ<br />

1 ÖZEL ÇEKME HAKKI (SDR)<br />

1.53797 ABD DOLARI<br />

2.7845 TÜRK LİRASI


08GÜNDEM<br />

Şehit aileleri:<br />

Terör artık bitsin,<br />

analar ağlamasın<br />

BAYRAM KAYA ANKARA<br />

- Şırnak’ın Silopi ilçesi sınırlarında yer alan Cudi<br />

Dağı’nda önceki gün çıkan çatışmada yaralanan<br />

Özel Harekât polislerinden biri daha hayatını kaybetti<br />

<strong>ve</strong> şehit sayısı 6’ya çıktı. Şehit düşen polislerin isimlerinin<br />

dün açıklanmasıyla birlikte 6 ocağa birden ateş düştü.<br />

Oğullarının ya da eşlerinin şehadet haberini alan aileler,<br />

gözyaşlarına boğulurken taziye evlerinden ‘terörün bir an<br />

önce bitirilmesi <strong>ve</strong> anaların artık ağlamaması’ temennileri<br />

yükseldi. Emniyet Genel Müdürlüğü, teröristlerin suikast<br />

silahı ‘Kanas’larla kurduğu pusuda şehit düşen başpolis<br />

Kadir Can’ın (46) Antalya’da, Cihat Akkaya’nın (42) İzmir<br />

Bornova’da, Recep Topaloğlu’nun (30) Kocaeli’nde, Arif<br />

Mamış’ın (27) Adana Aladağ ilçesinde, Selim Arslan’ın<br />

(25) Kahramanmaraş Göksun Bozöyük köyünde, Mustafa<br />

Erdoğan’ın (23) da Yozgat Boğazlıyan Derecepni köyünde<br />

toprağa <strong>ve</strong>rileceğini açıkladı. Şehitlerin cenazeleri<br />

için Şırnak’ta İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in de<br />

katıldığı bir uğurlama töreni yapıldı. Daha sonra cenazeler,<br />

otopsi <strong>ve</strong> resmi tören için Diyarbakır’a gönderildi.<br />

Şehit Özel Harekât polisi Kadir Can’ın acı haberi,<br />

Hatay’ın Dörtyol ilçesinde yaşayan 65 yaşındaki annesi<br />

Merdane ile kardeşleri Hilmi <strong>ve</strong> Aydın Can’a sabah saatlerinde<br />

ulaştı. Acılı anne Merdane Can da gözyaşları içinde,<br />

“Artık analar ağlamasın. Bizim de yavrumuz gitti. Vatan<br />

sağ olsun.” dedi. Gözü yaşlı anneyi, yakınları teskin<br />

etmeye çalıştı. Şehidin Antalya’da yaşayan eşi Ayşe Can<br />

ise gözyaşlarıyla ağıt yaktı. Şehit polisin 10 yaşında bir<br />

oğlu ile 16 yaşında bir kızı olduğu öğrenildi.<br />

Şehit Mustafa Erdoğan’ın da baba mesleğini seçtiği<br />

<strong>ve</strong> gönüllü olarak doğuya gittiği ifade edildi. Şehidin<br />

İstanbul’da yaşayan annesi Tuğba <strong>ve</strong> babası Ramazan<br />

Erdoğan, acı haberi alır almaz Diyarbakır’a hareket<br />

etti. Erdoğan’ın doğu görevini tamamladıktan sonra evlenmeyi<br />

düşündüğü öğrenildi. Şehidin Yozgat’ın Boğazlıyan<br />

ilçesindeki yakınları ise, “Nice Mustafa’lar var, vatan<br />

sağ olsun.” dedi. Şehit polis Yavuz Selim Arslan’ın da<br />

Kahramanmaraş Göksun ilçesi Bozhöyük köyünde oturan<br />

baba ocağına ateş düştü. 25 yaşındaki Arslan’ın, ailenin<br />

en küçük çocuğu olduğu <strong>ve</strong> polislik mesleğini çok<br />

sevdiği belirtildi. Cudi’de şehit olan polislerden biri de<br />

Kocaeli’nin İzmit ilçesinden. Şehit Recep Topaloğlu’nun<br />

Bayındırlık Konutları’nda oturan babası Reşat <strong>ve</strong> annesi<br />

Meryem Topaloğlu, oğullarının cenazesini almak için<br />

Diyarbakır’a hareket etti. 3 yıl önce polis olan Topaloğlu,<br />

geçen yıl evlenmiş. Baba Reşat Topaloğlu, “Devletimiz<br />

güçlüdür, vatan sağ olsun. Allah, birlik <strong>ve</strong> beraberlikten<br />

ayırmasın. Devletimizi, vatanımızı <strong>ve</strong> milletimizi bölmeye<br />

çalışanlar, boşuna uğraşmaktadırlar.” ifadelerini kullandı.<br />

Arif Mamış’ın şehadet haberi ise Adana Seyhan ilçesine<br />

yaşayan baba İbrahim <strong>ve</strong> anne Elif Mamış’a güçlükle<br />

<strong>ve</strong>rilebildi. Haberi alınca fenalaşan kalp hastası babanın<br />

dilinden, “Vatan sağ olsun. Allah devletimize, milletimize<br />

zeval <strong>ve</strong>rmesin, ne diyeyim. Cenab–ı Hak kimsenin<br />

yüreğini yakmasın.” sözcükleri döküldü. Mamış’ın,<br />

evli <strong>ve</strong> 3 yaşında bir kızı bulunduğu belirtildi.<br />

GÖZYAŞI DÖKMEYECEĞİM, KIZIM DA POLİS OLACAK<br />

Polis Cihat Akkaya’nın İzmir’in Gaziemir ilçesindeki evinde<br />

yas hakim. Şehidin eşi Deniz Akkaya’nın dört yıldır kan<br />

kanseri ile mücadele ettiği <strong>ve</strong> tedavisi sebebiyle Şırnak’a<br />

gitmediği belirtildi. Deniz Akkaya, “Eşim şehit oldu. Tek<br />

damla gözyaşı dökmeyeceğim. Kızımı da polis yapacağım.<br />

Cihat birdi, bin oldu.” dedi. Cihat Akkaya’nın, şehit<br />

düştüğü çatışma sırasında eşini arayıp, “Ben iyiyim, sizi<br />

arayacağım.” dediği ortaya çıktı. Şehit polisin, eşinin kanser<br />

tedavisinde yanında olmak için tayin istediği belirtildi.<br />

Diyarbakır’daki<br />

bombacı yakalandı<br />

- Diyarbakır'da<br />

AK Parti İl Başkanlığı önünde gü<strong>ve</strong>nlik<br />

tedbiri alan polis memurlarına el bombalı saldırı<br />

düzenleyen terörist yakalandı. Evinde gözaltına alınan<br />

zanlı, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.<br />

Diyarbakır'a Nevruz kutlamaları öncesi tedbir amaçlı<br />

Sakarya'dan gelen polis memurlarının üzerine kimliği<br />

belirsiz kişi ya da kişilerce savunma tipi el bombası atılmıştı.<br />

Saldırıda bir komiser yaralanmıştı. Olaydan hemen<br />

sonra geniş çaplı operasyon başlatan gü<strong>ve</strong>nlik güçleri, AK<br />

Parti Diyarbakır İl Başkanlığı <strong>ve</strong> çevresindeki gü<strong>ve</strong>nlik kameralarını<br />

inceledi. Teröristin görüntüsünün AK Parti binasının<br />

arka tarafındaki gü<strong>ve</strong>nlik kamerasınca kayıt altına<br />

alındığı ortaya çıktı. 27 yaşında olduğu belirlenen saldırgan,<br />

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele<br />

Şube Müdürlüğü ile İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerince<br />

düzenlenen operasyonda yakalandı. Zanlının emniyetteki<br />

sorgusu devam ediyor. İSMAİL AVCI DİYARBAKIR<br />

Sivillere ‘şehitlik<br />

müjdesi’ Belgin<br />

ailesini sevindirdi<br />

- Başbakan<br />

Tayyip Erdoğan'ın<br />

grup toplantısında, terör<br />

mağduru sivillerin de şehit sayılacağına<br />

ilişkin <strong>ve</strong>rdiği müjde, çocuklarını<br />

korumak için kendisini<br />

canlı bombaya siper yapan Bingöllü<br />

Hatice Belgin'in ailesini sevindirdi.<br />

Saldırıda hayatını kaybeden<br />

Hatice Belgin'in eşi Kadri Belgin,<br />

kararın kendilerini mutlu etti- HATİCE BELGİN<br />

ğini söyledi. Belgin, "Bu düzenlemenin<br />

çıkmasına yardımcı olanlardan Allah razı olsun. 30<br />

yıldan beri insanlar mağdur <strong>oluyor</strong>du. Aileler fertlerini kaybetti,<br />

ekonomik olarak mağdur edilmişlerdi. Devletin, vatandaşlarına<br />

sahip çıkması çok güzel.” dedi. BİNGÖL CİHAN<br />

4 Nisan’da dönemin<br />

Genelkurmay başkanı<br />

<strong>ve</strong> MGK Başkanı<br />

Kenan Evren ile dönemin<br />

Hava Kuv<strong>ve</strong>tleri<br />

Komutanı<br />

<strong>ve</strong> MGK üyesi Tahsin<br />

Şahinkaya’nın<br />

yargılanacağı duruşmaya<br />

Alevilerle<br />

birlikte katılacaklarını<br />

söyleyen Adnan<br />

Baran, o dönem<br />

askeri birliklerin<br />

olaylara müdahale<br />

etmediğini<br />

<strong>ve</strong> darbeye zemin<br />

hazırlandığını ifade<br />

ediyor.<br />

FOTOĞRAF: ARŞİV<br />

Cudi Dağı’nda teröristlerin<br />

suikast silahı<br />

‘Kanas’larla kurduğu<br />

pusuda şehit düşen<br />

6 Özel Harekât polisinin<br />

evlerinden,<br />

“Terör bir an önce<br />

bitirilsin, anaların<br />

artık ağlamasın”<br />

çağrıları yükseldi.<br />

Çatışmada, 8 gü<strong>ve</strong>nlik<br />

görevlisi de<br />

yaralandı. Bölgede<br />

başlatılan geniş<br />

çaplı operasyonda<br />

ise şu ana kadar<br />

7’si ölü, 1’i de sağ<br />

olmak üzere 8 terörist<br />

etkisiz hale<br />

getirildi.<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

‘Bu davada Alevi <strong>ve</strong> Sünniler,<br />

demokrasi adına birlikte saf tutmalı’<br />

BİRİNCİ SAYFADAN DEVAM<br />

- Türkiye’nin<br />

aydınlık geleceğini kurabilmesi<br />

için <strong>12</strong> Eylül ile hesaplaşması<br />

gerektiğini vurgulayan Sadık Eral,<br />

“<strong>12</strong> Eylül rejimi bu ülkede Alevi <strong>ve</strong> Sünni<br />

düşmanlığını körüklemeye çalışmıştır,<br />

iki tarafa da bedel ödetmiştir. Şimdi bizi<br />

birbirine düşman etmeye çalışanlara karşı<br />

birlikte olduğumuzu gösterme <strong>ve</strong> onlardan<br />

hesap sorma zamanıdır. Türkiye’de<br />

birlik, huzur isteyenler güçlenerek çıkmalı.”<br />

ifadelerini kullanıyor.<br />

<strong>12</strong> Eylül davasının, darbecilerle demokrasi<br />

<strong>ve</strong> kardeşlik adına bir yüzleşme<br />

olmasını isteyen Eral, “Bir intikam anlayışıyla<br />

değil geleceğimizi kurmak anlayışına<br />

dönüşen bir dava olmasını istiyorum.<br />

<strong>Çorum</strong> olaylarında vurulmuş, işkence<br />

görmüş, bu konuda avukatlık yapmış,<br />

araştırmalar yapmış bir Alevi olarak<br />

benim bu davadan beklentim bu. Bizim<br />

gelecek kuşaklara daha yaşanabilir, daha<br />

demokratik bir ülke bırakmak için hem<br />

Aleviler hem Sünniler olarak borcumuz<br />

var. Sünni kardeşimin sorunu benim sorunumdur.<br />

Artık kardeşlik sorumluluklarımızı<br />

yerine getirmeliyiz. Ben bunun<br />

için kendi çevremde yapılması gerekenleri<br />

yapacağım.” şeklinde konuşuyor.<br />

<strong>12</strong> Eylül iddianamesindeki en somut<br />

olaylardan birinin <strong>Çorum</strong> olayları<br />

olduğunu belirten Adnan Baran ise<br />

o dönemde <strong>Çorum</strong>’a gelen askeri birliklerin<br />

olaylara müdahale etmediğini,<br />

şimdi hem <strong>ülkücü</strong>ler hem Aleviler<br />

olarak şahit oldukları olayları anlatmaya<br />

hazır olduklarını dile getiriyor. Niyetlerinin<br />

yaşlı insanları hapse göndermek<br />

olmadığını kaydeden Baran, “Bizim<br />

niyetimiz öç almak değil. Amacımız<br />

darbe zihniyetinin yargılanması <strong>ve</strong><br />

bu milletin darbelere, darbecilere hiçbir<br />

zaman hoşgörüyle bakmadığını anlatmak.<br />

<strong>12</strong> Eylül’ün bu millete neler kaybettirdiğini<br />

biliyoruz. Artık ne <strong>12</strong> Mart,<br />

ne 28 Şubat, ne postmodern darbe ne<br />

de 27 Nisan e-muhtırası yaşanmasın,<br />

bunlar da yargılansın.” ifadelerini kullanıyor.<br />

Ergenekon <strong>ve</strong> derin yapıların<br />

hâlâ birlik beraberliği bozacak provo-<br />

katif söylemler yaptığına dikkat çeken<br />

Baran şöyle konuşuyor: “Bizi dün oyuna<br />

getirdiler, kulağımıza bir şeyler üflediler.<br />

Bizler çocuk yaştaydık. Böyle<br />

bir ortamda sağcılar <strong>ve</strong> solcular birbirine<br />

düşürüldü. Alevi <strong>ve</strong> Sünnilerin arasına<br />

nifak sokuldu. Hâlâ iki kesimi ayrıştırma<br />

planları var. Dışarıdan gelen<br />

‘Cudi’ye hava harekâtı istendi<br />

ancak kabul edilmedi’ iddiası<br />

BAYRAM KAYA ANKARA<br />

-Cudi Dağı'nda terör örgütü<br />

PKK'ya düzenlenen <strong>ve</strong> 6 Özel<br />

Harekât polisinin şehit düştüğü<br />

operasyonla igili çarpıcı bir iddia ortaya<br />

atıldı. Zaman'ın edindiği bilgiye<br />

göre Şırnak Emniyeti, Cudi kırsalında<br />

20-25 kişilik bir grubun saldırı<br />

hazırlığında olduğunu tespit etti. Bu<br />

kişilerin arasında da suikast silahı<br />

Kanas kullanan 4 kişinin bulunduğu<br />

belirlendi. Bunun üzerine ekipler,<br />

askeri yetkililerle temasa geçerek<br />

teröristlerin bulunduğu noktanın<br />

kara operasyonuna el <strong>ve</strong>rmediği,<br />

bu sebeple hava saldırısı gerektiği<br />

yönünde bilgi <strong>ve</strong>rdi. Bölgedeki<br />

askeri yetkililer de bağlı bulundukları<br />

komutanlıklarla iletişime geçerek<br />

Emniyet'in isteğini iletti. Ancak<br />

<strong>12</strong> Eylül öncesinde Kahramanmaraş, Malatya <strong>ve</strong> <strong>Çorum</strong>’da meydana gelen olayların tanığı Aleviler <strong>ve</strong><br />

<strong>ülkücü</strong>ler ortak bir adım atıyor. 14 yıl hapis yatan <strong>ve</strong> <strong>12</strong> Eylül iddianamesinde adı geçen <strong>ülkücü</strong> Adnan<br />

Baran ile olaylar sırasında yaralanan Alevi Sadık Eral, ifade <strong>ve</strong>rmek için mahkemeye çağrıldı.<br />

üst birimler, belirlenen koordinatların<br />

hava saldırısı için uygun olmadığını<br />

gerekçe göstererek talebi geri<br />

çevirdi. Bunun üzerine Polis Özel<br />

Harekât ile Jandarma Özel Harekât<br />

birlikleri bölgeye intikal etti.<br />

Jandarma <strong>ve</strong> polis ekipleri ikiye<br />

ayrılarak teröristlerin etrafını çevirmeyi<br />

planladı. Bu kapsamda polis<br />

ekipleri teröristlerin saklandığı<br />

mağaranın yanına kadar geldi. Jandarma<br />

ise çevrede gü<strong>ve</strong>nliği sağladı.<br />

Ancak mağarayı karşıdan gören<br />

noktalara saklanan 4 Kanas'lı terörist<br />

ateş açmaya başladı. İlk ateşte 5<br />

polis ağır şekilde yaralandı. Diğerleri<br />

ise kayalıklara saklandı. Zayiatın artmaması<br />

için uzun süre birlik bu alana<br />

kaydırılamadı. Teröristler daha<br />

sonra Kobra helikopterlerin bölgeye<br />

girmemesi için de hem Kanas hem<br />

de uçaksavar silahı Bixi'lerle taciz<br />

ateşinde bulundu. Özel Harekâtçı<br />

Başpolis Kadir Can, Cihat Akkaya <strong>ve</strong><br />

Recep Topaloğlu'nun kan kaybından<br />

öldüğü, Arif Mamış, Selim Arslan<br />

<strong>ve</strong> Mustafa Erdoğan'ın ise olay<br />

yerinde hayatını kaybettiği öğrenildi.<br />

İçişleri kaynaklarından alınan<br />

bilgiye göre, saldırı öncesi hava<br />

harekâtı istenip istenmediği yönündeki<br />

iddialar araştırılıyor. Dağlık<br />

bir noktaya ekiplerin hava desteği<br />

olmadan intikal ettirilmesinin<br />

yanlış olduğunu belirten kaynaklar,<br />

gerekli incelemelerin de yapılacağını<br />

aktarıyor. Bir Emniyet yetkilisi<br />

ise Polis Özel Harekât ekiplerinin<br />

ellerindeki silahların yetersiz<br />

oluşuna dikkat çekiyor.<br />

<strong>Çorum</strong> olaylarını yaşamayanlar hâlâ<br />

gelip <strong>Çorum</strong>lulara bu olayları anlatıp,<br />

doğruları eğip büküyorlar. Bizzat yaşayanlar<br />

söylemeli. Biz bildiğimizi söylüyoruz.<br />

Her şey ortaya çıksın, karanlıkta<br />

kalmasın. Artık kimse bir daha bu<br />

oyunlara gelmesin, ülkemiz o karanlık<br />

dönemleri yaşamasın.”<br />

Şehit babası: Ben de<br />

Kürt'üm, teröristler<br />

amacına ulaşamayacak<br />

Şırnak'ın Cizre ilçesindeki<br />

olaylarda teröristlerin<br />

açtığı ateş sonucu şehit<br />

olan polis memuru<br />

Ahmet Toprakoğlu (28)<br />

memleketi Adana'nın İncirlik<br />

kasabasında toprağa<br />

<strong>ve</strong>rildi. Sabancı Merkez<br />

Camii'nde düzenlenen<br />

cenaze töreninde şe- CEBRAİL TOPRAKOĞLU<br />

hidin babası Cebrail, annesi Duriye Toprakoğlu<br />

ile nişanlısı Ebru Akalın tabuta sarılarak gözyaşı<br />

döktü. Şehidin eniştesi Seyfi Toprak, 4 yaşındaki<br />

yeğeniyle tabutun başına geldi <strong>ve</strong> "Bir Ahmet<br />

şehit oldu ama binlerce Ahmet yetişiyor."<br />

diyerek teröre tepki gösterdi. Şehit polisin babası<br />

Cebrail Toprakoğlu da teröristlerin hiçbir zaman<br />

amaçlarına ulaşamayacaklarını belirterek,<br />

"Türk, Kürt ayrımı mı var? Hepimiz bu ülkenin<br />

vatandaşıyız. Ben de Kürt'üm, ben de doğuluyum.<br />

Teröristler hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacak.<br />

Tüm siyasiler birleşsin <strong>ve</strong> bu terörü bitirsin.<br />

Ne olursa olsun bu bitecek." diye konuştu.<br />

ABDULLAH ÖZYURT, ZİYA İPEK ADANA<br />

Cudi’de geniş çaplı<br />

operasyon başlatıldı,<br />

8 terörist yakalandı<br />

Şırnak'ta 6 polisin şehit düştüğü Cudi<br />

Dağı'nda geniş çaplı operasyon başlatıldı.<br />

Cudi Dağı'nda terör örgütü PKK mensuplarıyla<br />

gü<strong>ve</strong>nlik güçleri arasında çıkan çatışmada<br />

6 polis şehit olkurken 8'i polis, 2'si jandarma<br />

uzman çavuş olmak 10 gü<strong>ve</strong>nlik görevlisi<br />

de yaralandı. Teröristlerin etkisiz hale getirilmesi<br />

için başlatılan operasyonda da ise Cudi<br />

dağı Derebaşı bölgesinde kıstırılan teröristlerden<br />

7'si öldürüldü, 1'i de sağ yakalandı. Çatışma<br />

bölgesine Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen<br />

Komutanlığı <strong>ve</strong> Çakırsöğüt Jandarma<br />

Tugay Komutanlığı'ndan gönderilen Kobra <strong>ve</strong><br />

Skorsky helikopterleri teröristlerin kıstırıldığı<br />

mağara <strong>ve</strong> bölgeyi ateş altına aldı. Bölgedeki<br />

bazı hâkim tepelere de zırhlı araçlar ile özel<br />

harekât polisleri yerleştirildi. Bölgeye sivillerin<br />

yaklaşmasına izin <strong>ve</strong>rilmiyor. ALİ GÜVEN ŞIRNAK<br />

SAYFA TASARIM: MUHARREM ÇELEBİ


09POLİTİKA<br />

CHP’li <strong>ve</strong>kil tebdil-i kıyafetle sokağa<br />

inip uyuşturucu trafi ğini kameraya aldı<br />

CHP’li Yıldıray Sapan, seçim bölgesi Antalya’da yaptığı uyuşturucu araştırmasının sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı.<br />

Merkezdeki Zeytinköy semtinde yaptığı çalışmayı kameraya kaydettiğini anlatan Sapan, “Peynirin ‘eroin’, taşın ‘kokain’<br />

olduğunu kısa sürede öğrendim. Satıcılar, yakalanma korkusu olmadan, pervasızca işlerini yapıyorlardı.” dedi.<br />

-CHP Antalya Millet<strong>ve</strong>kili Yıldıray<br />

Sapan, uyuşturucu maddeye<br />

ulaşmanın ne kadar kolay olduğuna<br />

dikkat çekmek için ilginç bir yola<br />

başvurdu. Antalya'nın Zeytinköy<br />

bölgesine 'tebdil-i kıyafetle' giden Sapan,<br />

sokaklarda fi nk atan zehir tacirlerinden<br />

kokain <strong>ve</strong> eroin aldı. CHP'li<br />

<strong>ve</strong>kil,beyaz zehire ulaşma sürecini de<br />

baştan sona kameraya kaydetti.<br />

Yıldıray Sapan, Meclis'te düzenlediği<br />

basın toplantısında, Antalya merkezdeki<br />

Zeytinköy semtinin, uyuşturucu<br />

baronlarının hüküm sürdüğü teneke<br />

mahalleleri andırdığını söyledi. Söz<br />

konusu bölgeye polisin dahi giremedi-<br />

MHP, 4+4+4’ün Meclis’e<br />

getirilmesine karşı<br />

- MHP<br />

Grup Başkan Vekili Mehmet Şandır, zorunlu<br />

eğitimi <strong>12</strong> yıla çıkaran kanun teklifi nin komisyon<br />

görüşmelerinin İçtüzük’e aykırı olduğunu savundu. Teklifi<br />

n bu haliyle Genel Kurul’a indirilmesi halinde Anayasa<br />

ihlali yaşanacağını iddia etti. Teklifi n, ‘’4 4 4’’ değil,<br />

‘’dert üstüne dert’’ haline geldiğini ileri süren Şandır, bu<br />

aşamada teklifi n Genel Kurul’a getirilmesinin yanlış olacağını<br />

söyledi. Komisyonda AK Parti ile CHP arasındaki<br />

kavga kesintisiz bir şekilde devam ederken MHP kanadından<br />

değişiklik önergelerinin gerekçelerinin okunmadığı,<br />

söz taleplerinin dikkate alınmadığı <strong>ve</strong> madde ihdası<br />

önergelerinde komisyonda salt çoğunluk aranmadığı<br />

eleştirisi geldi. Şandır, söz konusu durumun İçtüzük ihlali<br />

olduğunu kaydederek, Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e<br />

bu konuda gereğini yapması için ikinci defa talepte bulunduklarını<br />

belirtti. Teklifi n Genel Kurul’a getirilmesi<br />

halinde ciddi bir gerginlik de yaşanabileceğine işaret<br />

eden Şandır, ‘’Eğer gereğini yapmazsa bu durumdan Sayın<br />

Meclis Başkanı sorumlu olacaktır.’’ dedi. ANKARA AA<br />

4. pakette, askerî yargıya<br />

yönelik düzenlemeler var<br />

-Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 4. yargı paketinde<br />

askeri yargıya yönelik düzenlemelerin de olacağını<br />

açıkladı. Askeri yargının <strong>ve</strong>rmiş olduğu kararlara karşı<br />

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) ihlal<br />

kararı çıkmışsa, yeniden yargılama olmadığını söyleyen<br />

Ergin, "Bu da eleştiriliyor, dolayısıyla askeri mahkemelerin<br />

<strong>ve</strong>rmiş olduğu kararlar, AİHM'den ihlal şeklinde<br />

neticelenirse, yeniden askeri mahkemelerde yargılamaların<br />

yapılabilmesini öngören düzenlemeler getirilebilir.<br />

Askeri <strong>ve</strong> idari yargıda ıslah kurumunun kurulmasına<br />

dönük tedbirler olabilir." diye konuştu.<br />

Sadullah Ergin, NTV'de gündeme ilişkin soruları cevapladı.<br />

Oda TV davası kapsamında tutuklu bulunduğu<br />

Silivri Cezaevi'nde hayatını kaybeden eski MİT'çi Kaşif<br />

Kozinoğlu'nun ani ölümüyle ilgili Adli Tıp'ın raporunun<br />

tamamlanarak, Silivri Başsavcılığı'na gönderildiğini belirtti.<br />

Ergin, uzun tutukluluk sürelerine ilişkin olarak da<br />

şunları kaydetti: "Meclis alt komisyonunda 3. paketimiz<br />

görüşülüyor, bu 3. paketle beraber süreç biraz daha hızlanacak<br />

<strong>ve</strong> daha iyileşecek. En nihayetinde, Türkiye'deki<br />

yargılamaların temyiz süresi de dahil 1 yıl içerisinde bitirilmesini<br />

öngören <strong>ve</strong> Türkiye açısından devrim niteliğinde<br />

bir sonuca ulaşmamıza fazla kalmadı. 1,5-2 yıl içinde<br />

bu noktaya ulaşacağız. Bununla beraber uzun tutukluluk<br />

iddiaları da kaybolmaya başlayacak." ANKARA ANKA<br />

ğini ileri süren Sapan, uyuşturucu üzerinden<br />

dönen paranın 5 milyon liraya<br />

ulaştığını ifade etti. Sapan, Antalya'da<br />

uyuşturucu madde kullanım yaşının<br />

8'e kadar düştüğünü, bu yaştaki bir çocuğun<br />

uyuşturucu tedavisi aldığını iddia<br />

etti. Bölgedeki uyuşturucu ticaretini<br />

yerinde görmek için tebdil-i kıyafetle,<br />

Zeytinköy'de araştırma yaptığını <strong>ve</strong><br />

bu araştırmayı kamerayla gizli bir şekilde<br />

görüntülediğini anlatan Sapan, söz konusu<br />

semte girdiğinde önce uyuşturucu<br />

satıcıları tarafından potansiyel müşteri<br />

olarak fark edildiğini söyledi. Kısa süre<br />

içinde uyuşturucu satma teklifl eri ile karşılaştığını<br />

belirten Sapan, ''Bana, 'Peynir<br />

mi taş mı?' diye soran çok sayıda satıcı<br />

oldu. Peynirin 'eroin', taşın 'kokain' olduğunu<br />

kısa sürede öğrendim. Satıcılar,<br />

yakalanma korkusu olmadan, pervasızca<br />

işlerini yapıyorlardı. Hangi evlerde<br />

eroin, kokain bulunduğunu söyleyecek<br />

kadar pervasızlardı.'' diye konuştu.<br />

Sapan, Zeytinköy'de, bir kullanımlık<br />

olarak 50 lira karşılığında kokain,<br />

20 lira karşılığında eroin aldığını, 50<br />

lira da satıcılara, ''komisyon'' <strong>ve</strong>rdiğini<br />

anlattı. Aldığı kokain <strong>ve</strong> eroini gösteren<br />

Sapan, uyuşturucu alış<strong>ve</strong>rişi sırasında<br />

gizlice kaydettiği görüntüleri de<br />

bilgisayar üzerinden basın mensuplarına<br />

izletti. Bu uyuşturucuya çocuk-<br />

-Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Nevruz kutlamaları<br />

sebebiyle alınan gü<strong>ve</strong>nlik tebdirlerine<br />

yönelik eleştirilere cevap <strong>ve</strong>rdi. Bozdağ, kutlamalarda<br />

terör örgütünün eylemlerinin olacağına dair istihbaratlar<br />

üzerine buna yönelik tedbirler alınmasının normal<br />

olduğunu söyledi. Bütün herşeyin demokrasi <strong>ve</strong> hukuk<br />

içinde cereyan ettiğini belirten Bozdağ, şöyle konuştu:<br />

"Tedbir alınmazsa, birtakım olaylar olsa, pek çok arzu<br />

edilmedik hadiseler cereyan etmiş olsa bugün bu<br />

tedbiri almayı eleştirenler, bu sefer 'hükümet uyuyor<br />

muydu, bu kadar istihbarat geldi bunun gereğini niye<br />

yapmadı' diye eleştiri yapacaklardı ama buna rağmen<br />

olaylar var. Bir polisimiz şehit edildi. Yaralılarımız var.<br />

Onun için bu noktada hükümetin hassasiyetini herkesin<br />

iyi anlaması, iyi görmesi lazım."<br />

Bozdağ, TV8'de ''Erkan Tan ile Baş-kent''ten programında,<br />

gündeme ilişkin soruları cevaplandırdı. Muhalefet<br />

partilerinin ''açılım politikaları yüzünden terörün<br />

bitmediği <strong>ve</strong> arttığı'' eleştirilerini doğru olmadığını<br />

kaydeden Bozdağ, terörün istismar ettiği zeminleri ortadan<br />

kaldırmak için Türkiye'de ilk defa konuyu çözüm<br />

ların da çok kolay bir şekilde ulaştığını<br />

<strong>ve</strong> bağımlı hale geldiğini ifade eden<br />

Sapan, amacının, uyuşturucu maddeye<br />

ulaşımın ne kadar kolay olduğuna<br />

dikkati çekmek olduğunu vurguladı.<br />

Gazetecilerin sorularını cevaplayan<br />

Sapan, söz konusu uyuşturucu<br />

maddeyi satın almanın <strong>ve</strong> Meclis'e<br />

getirmenin bir suç teşkil edebileceği,<br />

bu konuda hakkında fezleke düzenlenebileceği<br />

yönündeki soru üzerine,<br />

"E<strong>ve</strong>t olabilir. Ama bu toplumsal bir<br />

yaradır. Bu duruma dikkati çekmek istiyorum.<br />

Ben yanmasam, sen yanmasan<br />

nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.''<br />

karşılığını <strong>ve</strong>rdi. ANKARA ZAMAN<br />

Bozdağ: Tedbir alınmasaydı bu kez<br />

‘hükümet uyuyor mu?’ diyeceklerdi<br />

endeksli gündeme getirip tartışan iktidar olduklarını<br />

vurguladı. Bozdağ, ''Türk askerinin Afganistan'da ne<br />

işi var?'' eleştirilerine de şu cevabı <strong>ve</strong>rdi: "Sayın Kılıçdaroğlu<br />

bir yandan diyor ki 'ne işimiz var Afganistan'da'<br />

O zaman İş Bankası'yla münasebetini CHP'nin bir görüşmesi<br />

lazım. Çünkü Afganistanlılar Türkiye Kurtuluş<br />

Savaşı'nı <strong>ve</strong>rirken Atatürk <strong>ve</strong> arkadaşlarına, eşlerinin,<br />

ailelerinin ellerindeki bilezikleri, altınları, ceplerindeki<br />

son kuruşları koyup Türkiye'ye gönderdiler. O zaman<br />

Afganistanlı, Pakistanlı 'Türkiye'den bize ne' demedi.<br />

Eğer Sayın Kılıçdaroğlu gibi, Sayın Bahçeli gibi dar<br />

ufuklu insanlar olsaydı ellerini ceplerine uzatmazlardı,<br />

belki dua da etmezlerdi. Halbuki onlar paralarını toplamışlar<br />

o zor şartlar altında, bugünkü ulaşım imkanları<br />

yok, onları o kadar uzak bir mesafeden Türkiye'ye,<br />

Atatürk'e göndermişler <strong>ve</strong> o paralar Türkiye'nin Kurtuluş<br />

Savaşında kullanıldığı gibi o paralardan İş Bankası<br />

da kurulmuş <strong>ve</strong> Atatürk'ün vasiyeti çerçe<strong>ve</strong>sinde İş<br />

Bankası'nın bir kısım hisseleri CHP tarafından yönetilmektedir.<br />

CHP onun için davalar açıyor, takipler yapıyor.<br />

O paralar Afganistanlılar'ın parasıdır.'' ANKARA AA<br />

CHP Antalya Millet<strong>ve</strong>kiliYıldıray<br />

Sapan, basın<br />

toplantısının ardından<br />

satın aldığı<br />

eroin <strong>ve</strong> kokaini<br />

tutanakla<br />

Meclis polisine<br />

teslim etti.<br />

FOTOĞRAFLAR: AA,<br />

BÜLENT UZUN<br />

Başbakan Yardımcısı<br />

Bekir Bozdağ,<br />

muhalefetin Nevruz<br />

tavrını eleştirdi.<br />

Bozdağ,<br />

“Nevruz’da tedbir<br />

alınmazsa, birtakım<br />

olaylar olsa,<br />

pek çok arzu edilmedikhadiseler<br />

cereyan etmiş<br />

olsa bugün<br />

bu tedbiri almayı<br />

eleştirenler,<br />

bu sefer ‘hükümet<br />

uyuyor muydu?’diyeceklerdi.”<br />

dedi.<br />

FOTOĞRAF: AA,<br />

HAMDİ ÇELİKBAŞ<br />

SAYFA TASARIM: DURMUŞ ÖZELÇİ<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

Erdoğan, kongre<br />

maratonuna<br />

Konya ile başlıyor<br />

-AK Parti teşkilatlarında, kongreler nedeniyle farklı<br />

bir heyecan yaşanıyor. Çünkü sonbahardaki<br />

olağan genel kongre, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın<br />

son kongresi olacak. Bu aynı zamanda AK Parti liderinin<br />

parti kurmaylarını son kez belirlemesi anlamına geliyor.<br />

Haliyle kongrelere büyük bir önem <strong>ve</strong>riliyor. Geçtiğimiz<br />

hafta başlayan kongre süreci 5 ilde tamamlandı.<br />

Başbakan Erdoğan, 34 il kongresine katılmayı planlıyor.<br />

Bunların ilki 7 Nisan’daki Konya kongresi olacak.<br />

Erdoğan, Mevlânâ diyarına, geçtiğimiz ağustos ayında<br />

ilk seferini yaparak hizmete soktuğu hızlı trenle gidecek.<br />

Büyük kongrenin ise eylül ayında yapılması bekleniyor.<br />

AK Parti tüzüğünün 132. maddesine göre, belediye<br />

başkanları <strong>ve</strong> millet<strong>ve</strong>killeri en fazla üç dönem<br />

aday gösterilebiliyor. Bu durum genel başkan, il, ilçe <strong>ve</strong><br />

belde başkanlarını da kapsıyor. Nitekim son kongre sürecinde<br />

113 ilçe <strong>ve</strong> belde başkanı, bu madde gereği yeniden<br />

aday olamayarak görevlerinden ayrıldı. Programa<br />

göre Erdoğan, 15 Nisan’da Tekirdağ il kongresinde,<br />

bir hafta sonra da Bursa il kongresine katılarak konuşma<br />

yapacak. Nisanın son haftası ya da mayıs başı<br />

olarak düşünülen Diyarbakır kongresi de Başbakan’ın<br />

katılacağı önemli kongrelerden. İstanbul için öngörülen<br />

tarih 8 Haziran. Buraya özel olarak hazırlanan Erdoğan,<br />

bir anlamda ‘<strong>ve</strong>da’ konuşması yapacak. Başbakan,<br />

program yoğunluğu nedeniyle kendisinin gidemediği<br />

illere bakanlarını görevlendirdi. Örneğin yarınki<br />

Batman kongresine Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ,<br />

25 Mart’taki Edirne kongresine Adalet Bakanı Sadullah<br />

Ergin, 30 Mart’taki Kırşehir il kongresine de Başbakan<br />

Yardımcısı Bülent Arınç iştirak edecek. Kongreler<br />

30 Haziran’da tamamlanacak. AHMET DÖNMEZ ANKARA<br />

Çiçek: Gerginlikleri<br />

anayasa çalışmalarına<br />

yansıtmamak için çalışıyoruz<br />

-TBMM Başkanı Cemil Çiçek, sert ortamın yeni<br />

anayasa çalışmalarını olumsuz etkilememesi için<br />

ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini söyledi. Ankara<br />

Hilton Otel'de yapılan ‘Daha Eşit Bir Toplum İçin Ulusal<br />

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Mekanizmasının Rolü Uluslararası<br />

Buluşması' düzenlendi. Program çıkışında basın<br />

mensuplarının sorularını cevaplayan TBMM Başkanı Çiçek,<br />

Meclis dışında dört partinin bir arada bulunduğu tek<br />

platformun 'Türkiye Konuşuyor Anayasa Platformu' olduğuna<br />

dikkat çekti. Bu birlikteliğin Türkiye'nin özlediği<br />

tablo olduğuna işaret eden Çiçek, dört siyasi partinin de<br />

birlikte 20'ye yakın büyük çatı örgütünün organize ettiği<br />

toplantılara iştirak ettiğini, mesaj <strong>ve</strong>rme gayretinde olduklarını<br />

kaydetti. 4+4+4 taslağına ilişkin soruya Çiçek,<br />

işin bu noktaya gelmemesi bakımından elinden gelen<br />

çabayı gösterdiğini, ancak buna rağmen bir kısım üzücü<br />

olaylar yaşandığını söyledi. Meclis Başkanı olarak bir konuda<br />

gruplar arasında bir ihtilaf varsa kendisinden önceki<br />

başkanların yaptığı gibi öncelikle İçtüzük'te konuyla<br />

ilgili hükümler olup olmadığına baktığını belirtti. Çiçek<br />

şöyle devam etti: "Eğer bu noktada önceki başkanların<br />

yaptığı işlemler yine de gruplar arasında mevcut<br />

anlayış farkını ortadan kaldıramıyorsa o takdirde Genel<br />

Kurul'da bununla ilgili müzakere açılabilir." ANKARA CİHAN<br />

0031(0)618884955 info@kileci.net<br />

www. kileci.net www.roumi.nl<br />

FOTOĞRAF: AA, BÜLENT UZUN


10<br />

DIŞ HABERLER<br />

Tampon bölge karşı ülkede<br />

askerî operasyon demek<br />

Suriye’deki katliam sürerken bu ülkeden Türkiye’ye sığınanların sayısı giderek artıyor. Katliamı durdurmak için başta Ankara<br />

olmak üzere uluslararası camia da girişimlerine devam ediyor. “Türkiye’nin Suriye sınırında tampon bölge oluşturup oluşturmayacağı”<br />

ise gerek Türk, gerekse yabancı basında hararetle tartışılıyor. Yetkililerin <strong>ve</strong>rdiği bilgilere göre; tampon bölge<br />

düşman birlikleri, grupları ya da milletleri birbirinden ayırmak için oluşturulmuş ‘ara bölge’ olarak tanımlanıyor.<br />

SERVET YANATMA ANKARA<br />

HABER<br />

iNCELEME<br />

Suriye'deki katliam<br />

sürerken bu ülkeden<br />

Türkiye'ye sı-<br />

ğınanların sayısı giderek artıyor. Katliamı<br />

durdurmak için başta Ankara olmak üzere<br />

uluslararası camia da girişimlerine devam<br />

ediyor. "Türkiye'nin Suriye sınırında<br />

tampon bölge oluşturup oluşturmayacağı"<br />

ise gerek Türk, gerekse yabancı basında<br />

hararetle tartışılıyor. Peki, tampon<br />

bölge nedir? Uluslararası meşruiyeti var<br />

mı? Hangi şartlarda; nasıl uygulanabilir?<br />

Uluslararası hukuk uzmanı Prof. Dr.<br />

Hüseyin Pazarcı “tampon bölge” tabirinin<br />

özellikle Vietnam Savaşı'ndan sonra<br />

gündeme geldiğini anlatıyor. Savaş<br />

sebebiyle pek çok Vietnamlı, büyük<br />

gruplar halinde komşu ülkelere kaçıyor.<br />

Komşu ülkeler de kitleler halinde gelen<br />

göçü kontrol etmekte <strong>ve</strong> sığınmacılarla<br />

ilgilenmekte zorluklar çektiği için tampon<br />

bölgelerde göçü engellemeye çalışıyor.<br />

Prof. Pazarcı <strong>ve</strong> Dışişleri Bakanlığı<br />

yetkililerinin <strong>ve</strong>rdiği bilgilere göre;<br />

tampon bölge düşman birlikleri, grupları<br />

ya da milletleri birbirinden ayırmak için<br />

oluşturulmuş ‘ara bölge’ olarak tanımlanıyor.<br />

Buna 'gü<strong>ve</strong>nli bölge' denildiği de<br />

<strong>oluyor</strong>. ‘Tampon bölge’ çoğunlukla karşıt<br />

gruplar arasında şiddeti önlemek <strong>ve</strong><br />

göç akınını engellemek suretiyle gü<strong>ve</strong>nlik<br />

<strong>ve</strong> asayişi sağlamak için oluşturuluyor.<br />

Terör saldırıları <strong>ve</strong> terörist sızmalarının<br />

önüne geçmek için de bu duruma<br />

başvurulabiliyor. Ancak bu yöntemi kullanmanın<br />

hukuki şartları <strong>ve</strong> yolları üzerinde<br />

yerleşik bir teamül yok. Bu konuda<br />

bir yol Birleşmiş Milletler Gü<strong>ve</strong>nlik Konseyi<br />

(BMGK) kararına dayanarak tampon<br />

bölge ilan etmesi. Ardından bir ülkenin,<br />

koalisyon birliği ya da NATO gibi<br />

uluslararası bir örgütün bu BM kararına<br />

dayanarak harekete geçmesi. Ardından<br />

bu doğrultuda belirlenen bölgeyi kara <strong>ve</strong><br />

havayoluyla askerî araçlarla kontrol etmesi.<br />

Bu, fi ilen ilgili ülkeye askerî müdahale<br />

anlamına geliyor.<br />

İkinci yöntem ise BMGK kararı bulunmaması<br />

durumunda yine bir ülke,<br />

koalisyon gücü ya da uluslararası askerî<br />

bir örgütün bir alanı tampon bölge ilan<br />

etmesi şeklinde gerçekleşebiliyor. Bu<br />

durum BM'ye yazılı olarak bildirebilir ya<br />

da tek tarafl ı anons edilebilir, <strong>ve</strong>ya doğrudan<br />

fi ilî olarak buna teşebbüs edilir.<br />

BMGK kararı olsun ya da olmasın; asıl<br />

mesele ise tampon bölge ilan etmek değil;<br />

buna fi ilî olarak başlayıp, sürdürebilmek.<br />

Bu da ilgili başka bir ülke topraklarının<br />

bir kısmının askerî müdahale<br />

ile işgal <strong>ve</strong>ya istila edilmesi anlamına<br />

geliyor. Aynı zamanda karşı ülkenin<br />

egemenlik haklarına <strong>ve</strong> toprak bütünlüğüne<br />

müdahale olarak da kabul ediliyor.<br />

İlgili ülkenin diplomatik olarak<br />

BM'ye şikâyette bulunma <strong>ve</strong> uluslararası<br />

camiadan destek arama hakkı bulunuyor.<br />

Eğer askerî gücüne gü<strong>ve</strong>niyorsa<br />

operasyonla da karşı koyabilir. Bu du-<br />

rumda fi ilî sıcak çatışmalar yaşanıyor.<br />

Tampon bölgenin uluslararası hukuktaki<br />

yeri <strong>ve</strong> meşruiyeti göreceli <strong>ve</strong> tartışmalı.<br />

Zir<strong>ve</strong> Üni<strong>ve</strong>rsitesi'nden Doç. Dr.<br />

Gökhan Bacık tampon bölgenin pratikte<br />

sık görülen bir durum olmadığını<br />

hatırlatıyor. Alınacak bir BMGK kararı<br />

meseleye hukukî boyut kazandırıyor.<br />

“Hukuk yoksa güç dengesi vardır.” diyen<br />

Bacık, NATO'nun Arnavutları korumak<br />

için Sırp kuv<strong>ve</strong>tlerine karşı yaptığı<br />

müdahaleye dikkat çekiyor. Gökhan<br />

Bacık, “BMGK kararı yoksa en azından<br />

NATO'nun meşruiyeti aranmalı.” der-<br />

ken bu sözlerinin Suriye'ye müdahaleyi<br />

desteklediği şekilde yorumlanmamasını<br />

istiyor. Prof. Dr. Pazarcı'nın da, “BMGK<br />

kararı yoksa tartışmalı bir durum <strong>oluyor</strong>.<br />

İnsan haklarını koruma gerekçesiyle de<br />

olsa müdahale edilmesi normalde kabul<br />

edilmiyor. Egemenlik alanında boşluk<br />

varsa, komşu ülke gü<strong>ve</strong>nliğini kontrol<br />

edemiyorsa; bu ülkeden saldırılar geliyorsa<br />

‘hak doğabilir' deniliyor.” değerlendirmesinde<br />

bulunuyor.<br />

AMACI İYİ BELİRLEMELİ<br />

Gökhan Bacık, Suriye'deki durumun<br />

önceki tampon bölge uygulamalarından<br />

oldukça farklı olduğunu vurguluyor:<br />

“Burada iki ayrı ülke değil; bir ülkede iki<br />

kesim çarpışıyor.” Tampon bölgenin hayata<br />

geçirilmesi halinde fayda sağlanması<br />

<strong>ve</strong> amacının iyi belirlenmesi gerektiğini<br />

vurgulayan Bacık, “Suriye örneğinden<br />

konuşursak katliamı durdurmalı. Katliamın<br />

tampon bölge ile durdurulup durdurulamayacağına<br />

bakılmalı.” ikazında<br />

bulunuyor. Bacık'a göre Suriye'de tampon<br />

bölge gündeme gelecekse mutlaka<br />

BMGK kararı aranmalı. Bu sağlanamıyorsa<br />

böyle bir adımın NATO çerçe<strong>ve</strong>sinde<br />

gerçekleştirilmesi. Bacık, muhtemel<br />

bir tampon bölgenin, "Türkiye'ye<br />

orta <strong>ve</strong> uzun vadede zarar <strong>ve</strong>rmemesi,<br />

Kürt sorunu <strong>ve</strong> bölgede istikrarsızlığa<br />

yol açmaması <strong>ve</strong> mezhepsel ayrışmayı<br />

körüklememesi" uyarılarında bulunuyor.<br />

Ankara ise ihtimalleri dışlamasa<br />

da tampon bölgeye temkinli yaklaşıyor.<br />

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bu<br />

yöndeki sorulara “Her ihtimalin değerlendiriliyor.”<br />

cevabı <strong>ve</strong>riyor. Yüz binlere<br />

varan kitlesel göç akını dışında tampon<br />

bölge ihtimali düşük görülüyor.<br />

PARALEL AYRIMA HAYIR<br />

Bacık, tampon bölgenin ne şekilde uygulanacağının<br />

da hayati önemde olduğuna<br />

dikkat çekiyor. Türkiye'nin Suriye ile 911<br />

km'lik uzun bir kara sınırı olduğunu hatırlatan<br />

Bacık şu uyarılarda bulunuyor:<br />

“Kara sınırı boyunca uzanacak paralel<br />

bir tampon bölgeye kesinlikle ‘hayır' demeli.<br />

Güneyi izole etmemeli. Türkiye bu<br />

ihtimali değerlendirecekse tampon bölge<br />

dikey ya da noktasal olmalı. Mezhepsel<br />

ayrışmaya yol açmamak için şimdiden<br />

sınırda yer alan tüm etnik <strong>ve</strong> mezhepsel<br />

unsurları iyi çalışmalı.”<br />

32 saatlik kuşatma, kanlı sona erdi<br />

-Fransa'yı şoka sokan seri katil Muhammed<br />

Merah, 32 saatlik kuşatmanın ardından polis<br />

operasyonu sonucu öldürüldü. Olay yerinde basının<br />

sorularını cevaplayan İçişleri Bakanı Claude<br />

Gueant, sabah saatlerinde e<strong>ve</strong> kapıdan <strong>ve</strong> pencerelerden<br />

girilerek baskın yapılmasının kararlaştırıldığını<br />

söyledi. Saldırganın banyoya saklandığını <strong>ve</strong><br />

apartmana giren polisin üzerine acımasız bir şekilde<br />

ateş açtığını belirten Gueant, şüphelinin elinde<br />

silahla kendisini pencereden dışarı attığını bildirdi.<br />

Fransız bakan, saldırganın ölü ele geçirildiğini söyledi.<br />

Operasyonda iki polis de yaralandı. Yaklaşık<br />

5 dakika süren çatışmada 300'e yakın mermi kullanıldığı<br />

bildirilirken, operasyon öncesinde apartmanın<br />

olduğu bölgeden üç güçlü patlama sesi<br />

duyulmuştu. Fransız televizyon kanalları, operasyon<br />

sırasındaki çatışmanın seslerini canlı yayında<br />

izleyicilerine aktardı. Toulouse'da 11 Mart'ta Afrika<br />

kökenli bir askeri, 4 gün sonra da Montauban'da<br />

ATM'den para çeken 3'ü Arap kökenli dört askeri,<br />

19 Mart'ta da Yahudi okulu önünde 3'ü çocuk dört<br />

Yahudi'yi öldürdüğü iddia edilen Cezayir kökenli<br />

Muhammed Merah'ın izine motosikleti <strong>ve</strong> internetteki<br />

IP adresi aracılığıyla ulaşılmıştı.<br />

MERAH'IN GELİR KAYNAĞI MERAK KONUSU<br />

23 yaşındaki Muhammed Merah'ın işsizlik parasıyla<br />

yaşamasına rağmen iki daire <strong>ve</strong> iki lüks arabaya<br />

sahip olması dikkat çekti. Daha önce inşaatlarda<br />

döşeme işçisi olarak çalışan, son aylarda<br />

işsizlik maaşı alan Merah'ın gelir kaynağı Fransız<br />

medyasında sorgulandı. Saldırıdan bir ay önce<br />

yeni bir daire aldığı tespit edilen Merah'ın evinde,<br />

Kalaşnikof <strong>ve</strong> Uzi gibi zor bulunan çok sayıda ağır<br />

askerî silah ele geçirilmişti. PARİS ZAMAN<br />

PROF. DR. HÜSEYİN PAZARCI ULUSLARARASI HUKUK UZMANI DOÇ. DR. GÖKHAN BACIK ZİRVE ÜNİVERSİTESİ ÖĞ. GÖR.<br />

Kıbrıs’ta ara bölge, Kuzey Irak<br />

adı konulmamış tampon bölge<br />

Kıbrıs'ı ikiye bölen Leşkoşa'nın tam ortasında BM kontrolünde bir ara bölge yer alıyor.<br />

Burada BM askerleri görev yapıyor. Kıbrıslı liderler kapsamlı çözüm görüşmelerini<br />

Türklerle Rumları ayıran bu ara bölgede gerçekleştiriyor. Fiilî olarak tampon bölgenin<br />

oluşturulduğu durumlar da mevcut. Türkiye'nin K. Irak'ta gerçekleştirdiği bazı faaliyetler<br />

bu duruma örnek gösteriliyor. Türk ordusu teröristlerin yurda girmesini engellemek<br />

amacıyla Irak toprakları içinde geçici süreyle bazı bölgeleri kontrol altında tutmuştu. Bu<br />

örnek tampon bölge olarak lanse edilmese de fi ilen bu anlama geliyor. Tampon bölge<br />

olarak ilan edilmemesinin sebebi ise bu alanların yerleşim birisi olmamasıydı.<br />

‘Yaşananlar Sarkozy'ye yarayacak’<br />

Toulouse katliamı, ilk turu 22 Nisan'da<br />

yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin<br />

kaderine damgasını vuracak gibi<br />

görünüyor. Muhammed Merah'ın ölü<br />

olarak ele geçirilmesinin ardından tüm<br />

adaylar seçim kampanyasına yeniden<br />

başlarken, milli gü<strong>ve</strong>nlik <strong>ve</strong> terörle mücadele<br />

tartışmaları önce çıktı. Uzmanlar,<br />

Toulouse'daki saldırıların en çok Cumhurbaşkanı<br />

Nicolas Sarkozy'ye <strong>ve</strong> aşırı<br />

sağcı Milli Cephe (FN) partisi lideri Ma-<br />

rine Le Pen'e yarayacağı kanaatinde.<br />

CAP düşünce kuruluşunun başkanı<br />

Stephane Rozes, Toulouse katliamının<br />

cumhurbaşkanlığı seçimleri için bir dönüm<br />

noktası olduğunu belirtirken, “Artık<br />

tartışmalar milli kimlik, entegrasyon<br />

<strong>ve</strong> göç temaları üzerinde yoğunlaşacak.<br />

Bu tartışmaların suistimal edilmesi ihtimali<br />

de yüksek.” dedi. Cevipof isimli<br />

araştırma enstitüsünün başkanı Pascal<br />

Perrineau da, bu olayın Sarkozy'nin ye-<br />

niden cumhurbaşkanı seçilmesi için “büyük<br />

bir fırsat” oluşturduğunu savundu.<br />

Perrienau'ya göre seçim kampanyasında<br />

yoğun eleştirilere maruz kalan Sarkozy,<br />

Toulouse'daki seri cinayetlerin ardından<br />

“birleştirici lider” rolüne büründü. Aşırı<br />

sağ uzmanı Slyvain Crepon da, Toulouse<br />

saldırılarının kısa vadede Cumhurbaşkanı<br />

Nicolas Sarkozy'ye, uzun vadede aşırı<br />

sağcı Marine Le Pen'e oy getireceğini<br />

savunuyor. EMRE DEMİR PARİS<br />

Uluslararası hukuk<br />

uzmanı Prof. Dr. Hüseyin<br />

Pazarcı “tampon<br />

bölge” tabirinin<br />

özellikle Vietnam<br />

Savaşı’ndan<br />

sonra gündemegeldiğini<br />

söyledi. Zir<strong>ve</strong><br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesi’nden<br />

Doç. Dr. Gökhan<br />

Bacık ise tampon<br />

bölgenin pratikte<br />

sık görülen bir<br />

durum olmadığını<br />

belirtti.<br />

Fransa’yı şoka sokan<br />

seri katil Muhammed<br />

Merah, 32 saatlik kuşatmanınardından<br />

polis operasyonu<br />

sonucu öldürüldü.Operasyonda<br />

iki polis de yaralandı.<br />

Yaklaşık 5<br />

dakika süren çatışmada<br />

300’e yakın<br />

mermi kullanıldığı<br />

bildirilirdi.<br />

FOTOĞRAF:<br />

AP, BOB EDME<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

Danimarka Eğitim Bakanı Christine Antorini, Müslümanların çoğunlukta olduğu<br />

bölgelerde İslam dersinin okullarda okutulmasına destek <strong>ve</strong>rdi.<br />

Danimarka’dan<br />

hoşgörü örneği:<br />

İslam, 1. sınıftan<br />

itibaren müfredatta<br />

HASAN CÜCÜK KOPENHAG<br />

-Eğitimde yasakçı bir zihniyetten uzak şekilde hareket<br />

eden Danimarka, Müslümanların çoğunlukta<br />

olduğu okullarda İslam'ın 1. sınıftan itibaren okutulması<br />

uygulamasını başlattı. Okulların kendi kendilerine<br />

aldığı bu inisiyatife Eğitim Bakanı Christine Antorini<br />

destek <strong>ve</strong>rdi. Bakan Antorini, müfredatı aksatmayacak<br />

şekilde öğrencinin durumu dikkate alınarak İslam'ın<br />

ders olarak okutulmasında bir sakınca görmediğini söyledi.<br />

Ülkede din dersleri 'Hıristiyanlık Bilgisi' adı altında<br />

6. sınıftan itibaren başlıyor.<br />

Başörtüsünün eğitimin her döneminde serbest olduğu<br />

Danimarka'da, bazı okullar yeni bir hoşgörü örneğini<br />

hayata geçirdi. Eğitim müfredatında din dersleri<br />

6. sınıftan itibaren Hıristiyanlık Bilgisi olarak okutulmaya<br />

başlamasına rağmen öğrencilerin çoğunluğunu<br />

Müslümanların oluşturduğu ülkenin büyük şehirleri<br />

Kopenhag, Arhus <strong>ve</strong> Odense'deki bazı okullar İslam'ın<br />

1. sınıftan itibaren okutulmasına karar <strong>ve</strong>rdi. Bu okullardan<br />

biri de ülkenin ikinci büyük şehri Arhus'un Söndervang<br />

Okulu. Müdür Rani Hörlyck, "Bizim için çıkış noktası<br />

öğrencilerimizin yüzde 80'inin Müslüman olmasıdır.<br />

Bu derslerde kendi bilgi birikimlerinden yararlanabildiklerinden<br />

dolayı da oldukça mutlular." dedi. Müslümanların<br />

yoğun olarak yaşadığı başkent Kopenhag'ın<br />

Nörrebro semtinde bulunan ilköğretim okullarının tamamına<br />

yakını 1. sınıftan itibaren İslam'ı ders olarak<br />

okutuyor. Din Dersi Öğretmenleri Birliği Başkanı John<br />

Rydahl, Müslüman öğrencilerin daha okula başlamadan<br />

İslam dini hakkında bilgi sahibi olduğuna işaret ederek,<br />

"İslam'ın resmen okutulması <strong>ve</strong>liler tarafından olumlu<br />

karşılanıyor. Danimarkalı öğrencilerle bu sayede aynı sınıfı<br />

paylaştıkları arkadaşlarının inancını tanıma imkânı<br />

buluyor. Birlik olarak, okulların aldığı bu kararı olumlu<br />

karşılıyoruz." açıklamasını yaptı.<br />

Müslümanların çoğunlukta olduğu okullarda alınan<br />

İslam'ın ders olarak okutulmasına Eğitim Bakanı Christine<br />

Antorini de destek <strong>ve</strong>rdi. Eğitim Bakanı Christine Antorini,<br />

1. sınıftan itibaren Hıristiyanlık'tan başka din derslerinin<br />

alınabileceği konusunda bir sakınca duymadığını<br />

söyledi. Bu konuda karar merciinin okul yönetimi olduğuna<br />

işaret eden Bakan Antorini, "Okul yönetimi bunu faydalı<br />

görüyorsa, ben de faydalı görürüm. Ancak 6. sınıftan<br />

itibaren öğretmenlerin mevcut müfredata göre hareket<br />

etmeye devam etmelerini <strong>ve</strong> dolayısıyla İncil'den hikâye<br />

<strong>ve</strong> ilahilerin de ezberletilmesi gerekiyor." diye konuştu.<br />

ABD, İran’dan petrol<br />

almayı sürdüren ülkelere<br />

ambargoyu tartışıyor<br />

-Yaklaşık altı ay önce İran'ın petrol gelirlerine yönelik<br />

yeni yaptırımlar açıklayan <strong>ve</strong> bu yaptırımlara<br />

uygun hareket etmeyen ülkeleri kendi fi nans sisteminden<br />

dışlayacağını açıklayan ABD, İran'dan petrol alımını<br />

henüz gözden geçirmeyen ülkelere ambargoyu tartışıyor.<br />

Japonya <strong>ve</strong> 10 Avrupa Birliği ülkesine, İran'dan<br />

petrol alımlarını önemli ölçüde azalttıkları için fi nansal<br />

yaptırımlardan muafi yet <strong>ve</strong>ren Washington yönetiminin,<br />

aralarında Türkiye'nin de adının geçtiği <strong>12</strong> ülkeye<br />

yaptırım uygulanıp uygulanmayacağını netleştirmeye<br />

çalıştığı belirtiliyor. Pazar günü Seul'de gerçekleşmesi<br />

planlanan Başbakan Tayyip Erdoğan-ABD Başkanı<br />

Barack Obama görüşmesinin de ana gündem maddesinin<br />

'Suriye <strong>ve</strong> İran' olması bekleniyor. Japonya <strong>ve</strong> AB<br />

ülkelerine yaptırımlardan muafi yet <strong>ve</strong>ren ABD, petrol<br />

<strong>ve</strong> doğalgaz ihtiyacının yaklaşık yüzde 30'unu İran'dan<br />

ithal eden Türkiye'ye henüz aynı muafi yeti tanımadı.<br />

ABD, muafi yet kazanmak isteyen ülkelerin, İran'dan<br />

ithal ettikleri petrolde önemli ölçüde kısıntı yapmalarını<br />

<strong>ve</strong> bunu sürekli olarak uygulamalarını bekliyor. Ancak<br />

Obama'nın millî çıkar gördüğü hallerde istediği ülkeye<br />

müeyyideleri kaldırma yetkisi bulunuyor.<br />

Obama-Erdoğan görüşmesiyle ilgili sorularına muhatap<br />

olan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Michael<br />

Hammer, Obama hükümetinin amacının nükleer silaha<br />

sahip olmayı isteyen İran rejimine yanlış yolda olduğu<br />

mesajını <strong>ve</strong>rmek olduğunu ifade etti. Hammer, İran yönetiminin<br />

diplomatik yolla sorunla ilgilenmesi (müzakerelere<br />

katılarak) gerektiğini vurguladı. DIŞ HABERLER SERVİSİ<br />

SAYFA TASARIM: HAKAN SOBACI<br />

FOTOĞRAF: EPA, OLIVIER HOSLET


11<br />

DIŞ HABERLER<br />

‘İsrail, Batı Şeria’daki<br />

yerleşimcilerin<br />

şiddetine göz yumuyor’<br />

KADİR UYSALOĞLU LONDRA, CİHAN<br />

-İngiliz Guardian gazetesi, İsrail yönetiminin, Batı<br />

Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik<br />

saldırılarına göz yumduğunu yazdı. Avrupa Birliği'nin<br />

(AB) Ramallah <strong>ve</strong> Kudüs'te bulunan temsilciliklerinin<br />

hazırladığı iki farklı rapora dayandırılan haberde, son üç<br />

yıl içinde Yahudi yerleşimcilerinin bölgede bulunan Filistinlilere<br />

yönelik saldırılarının üç kat arttığına dikkat çekiliyor.<br />

Geçen yıl 411 saldırının düzenlendiği, 2009 yılında<br />

ise bu rakamın 132 olduğu vurgulanan AB raporunda,<br />

yerleşimcilerin uyguladığı şiddetin İsrail devleti için ciddi<br />

bir mesele haline geldiği <strong>ve</strong> İsrail yönetiminin bölgedeki<br />

Filistinlileri korumada yetersiz kaldığı belirtildi. Haberde,<br />

şubat ayındaki raporlarda, Filistinlilerin, yerleşimcilerin<br />

kendilerine uyguladığı şiddete yönelik yaptıkları<br />

şikâyetlerin yüzde 90'ından fazlasının herhangi bir işlem<br />

yapılmadan örtbas edildiğine işaret ediliyor. En çok<br />

çiftçilerin hedef alındığı <strong>ve</strong> Filistinlilerin zeytin tarlalarının<br />

tahrip edildiğine de değinilen AB raporlarında, Yahudi<br />

yerleşimcilerin yerel halk üzerinde yaptığı baskı <strong>ve</strong><br />

şiddetin sistemli bir şekilde artırıldığına dikkat çekiliyor.<br />

ABD <strong>ve</strong> İsrail, İran<br />

takviminde anlaşamıyor<br />

-İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, İsrail <strong>ve</strong><br />

ABD'nin, İran'ı nükleer silah sahibi olmadan durdurmak<br />

için 'bir takvim konusunda anlaşamadığını' söyledi.<br />

Barak, İsrail radyosuna <strong>ve</strong>rdiği demeçte, İran'ın, nükleer<br />

bombalar yapma kararı alana kadar nükleer programını<br />

saldırılardan korumaya çalıştığı yönündeki endişelerini<br />

yineleyerek, İsrail'in böyle bir durumda beklemeyi<br />

"göze alamayacağını" ifade etti. İsrailli Bakan, ancak<br />

İran'ın nükleer meselesine müzakereler ya da yaptırımlar<br />

yoluyla çözüm için birkaç ay süre <strong>ve</strong>rilebileceğini, bu süre<br />

zarfında İranlıların niyetinin anlaşılabileceğini kaydetti.<br />

Barak, ABD <strong>ve</strong> ülkesinin nihai amacının İran'ın nükleer<br />

silah geliştirmesini önlemek olduğunu, ancak iki ülke arasında<br />

takvim konusunda farklılıklar bulunduğunu söyledi.<br />

İsrail, İran'ın nükleer kapasitesinin tehlikeli bir noktada<br />

olduğu gerekçesi ile gerekirse şiddet kullanılarak imha<br />

edilmesi gerektiğini savunuyor. ABD ise seçim yılında<br />

yeni bir savaşa <strong>müdahil</strong> olmamak için müzakerelerin devam<br />

etmesi gerektiğini düşünüyor. DIŞ HABERLER SERVİSİ<br />

Oldukça samimi bir<br />

ortamda gerçekleşen<br />

basın toplantısındabakanların<br />

birbirlerine<br />

‘Michael’ <strong>ve</strong><br />

‘Ahmet' olarak hitap<br />

etmeleri<br />

dikkat çekti.<br />

FOTOĞRAF: AA,<br />

HAKAN GÖKTEPE<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

Davutoğlu: Avrupa’da ırkçılık<br />

ürkütücü boyutlara vardı<br />

-Batı Afrika ülkesi Mali'de askerler<br />

Devlet Başkanı Amadu Tumani<br />

Ture'yi devirerek yönetime el koydu.<br />

Önceki gece yaşanan çatışmalardan sonra<br />

dün sabah televizyonda boy gösteren<br />

20 asker, ‘iktidarsız yönetime son <strong>ve</strong>rdiklerini'<br />

duyurdu. Ülkeyi geçici olarak yönetecek<br />

bir komite kurduklarını belirten as-<br />

kerler, en kısa sürede seçime gideceklerini<br />

açıkladı. İsyancı askerlerin tüm ülke genelinde<br />

duruma hakim olup olmadıkları<br />

bilinmiyor. Nerede olduğu açıklanmayan<br />

Ture'nin, başkent Bamako'daki ABD<br />

Büyükelçiliği'ne sığındığı öne sürülüyor.<br />

Askerî darbe ile iktidara gelen, daha<br />

sonra düzenlenen iki seçimi kazanan<br />

SEYİT ARSLAN VİYANA<br />

-Avusturya Dışişleri Bakanı Michael<br />

Spindelegger'in da<strong>ve</strong>tlisi olarak<br />

Viyana'da bulunan Dışişleri Bakanı<br />

Ahmet Davutoğlu, Avrupa'da ırkçılığın<br />

son derece ürkütücü boyutlara vardığının<br />

altını çizdi. Almanya'daki cinayetleri,<br />

Fransa <strong>ve</strong> <strong>ve</strong> diğer ülkelerdeki ırkçı<br />

gelişmeleri endişe ile izlediklerini vurgulayan<br />

Davutoğlu, “Spindelegger ile bunun<br />

önüne nasıl geçebileceğimizi görüştük.”<br />

dedi. Birlikte basın toplantısı yapan<br />

iki bakan, Suriye'de devam eden şiddet<br />

olayları, Avusturya-Türkiye ekonomik<br />

ilişkileri, işadamlarına vize kolaylığı,<br />

Avusturya'da yaşayan Türklerin uyumu<br />

konularını ele aldıklarını belirttiler.<br />

Avusturya'da yaşayan Türk vatandaşların<br />

uyumu için hükümet olarak<br />

ellerinden geleni yaptıklarını belirten<br />

Spindelegger, “Uyum için başta dil<br />

kursları olmak üzere birçok çalışmalarımızın<br />

olduğunu Sayın Bakan'a ilettim.”<br />

dedi. Avusturyalı bakan, 1 Nisan'da<br />

İstanbul'da gerçekleştirilecek olan<br />

Ture, ülkeyi gelecek ay seçime götürmeye<br />

hazırlanıyordu. Ture, seçimlere girmeyeceğini<br />

açıklamıştı. Askerleri darbe<br />

yapmaya yönelten sebep olarak ülkenin<br />

kuzeyindeki bazı kentleri ele geçiren<br />

Tuaregler gösteriliyor. Yıllardır<br />

Mali <strong>ve</strong> Nijer'de yönetime karşı savaşarak<br />

Azavad bölgesinin bağımsızlığı için<br />

'Suriye'nin Dostları' toplantısında muhalifl<br />

erden tek bir sözcü görmek istediklerinin<br />

altını çizdi.<br />

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu<br />

ise 2010 yılında Türkiye'yi ziyarete gelen<br />

meslektaşına iade-i ziyarette bulunmak<br />

istediği için Viyana'ya geldiğini<br />

belirterek, “Avusturya'da bulunan<br />

260 bin civarındaki vatandaşımızın kendi<br />

kimliklerini koruyarak aynı zamanda<br />

Avusturya'ya uyum sağlayarak yaşamlarını<br />

sürdürmelerini istiyoruz. Avrupa'da<br />

son derece ürkütücü boyutlara varan ırkçı<br />

olaylara şahit <strong>oluyor</strong>uz. Almanya'daki<br />

cinayetler, Fransa'daki <strong>ve</strong> diğer ülkelerdeki<br />

ırkçı gelişmeleri endişe ile izliyoruz.<br />

Bunun önüne nasıl geçebileceğimizi<br />

görüştük.” dedi. Türkiye'den gelen<br />

işadamlarına vizenin kalkması için<br />

Avusturya'dan talepte bulunduğunu belirten<br />

Davutoğlu, “Sayın bakan bu konuda<br />

bizi destekleyeceğini söyledi. İşadamlarına<br />

uygulanan vizeler kalktığında<br />

iki ülke arasındaki ticaret ilişkileri katlanarak<br />

artacaktır.” ifadelerini kullandı.<br />

Batı Afrika ülkesi Mali’de askerler yönetime el koydu<br />

mücadele eden Tuaregler, Büyük Sahra<br />

Çölü'nde yaşayan savaşçı bir millet<br />

olarak biliniyor. Tuaregler, Libya devrik<br />

lideri Muammer Kaddafi tarafından<br />

da destekleniyordu. Afrika'nın en büyük<br />

üçüncü altın üreticisi olarak bilinen<br />

Mali'nin petrol rezervlerine de sahip olduğu<br />

biliniyor. KAHİRE ZAMAN


İLLÜSTRASYON: ZAMAN, CEM KIZILTUĞ<br />

BU SAYFA, M. FETHULLAH GÜLEN HOCAEFENDİ’NİN SOHBET VE YAZILARI ESAS ALINARAK HAZIRLANMAKTADIR 23 MART 20<strong>12</strong> CUMA SAYFA <strong>12</strong> SAYI: 1084 kursu@zaman.com.tr<br />

haftanın Duası<br />

Kerem <strong>ve</strong> cömertliğine hudut olmayan Yüce Allah’ımız! Sen’den, kullarının kalblerini bizim<br />

Sana iman <strong>ve</strong> teslimiyetten nebeân eden duygu <strong>ve</strong> düşüncemize yönlendirmeni.. biz<br />

zayıf <strong>ve</strong> muhtaç kullarını muhafaza <strong>ve</strong> himayen altına almanı.. Hayy <strong>ve</strong> Muhyî ism-i<br />

celîllerinden gelen nurlarla ölmeye yüz tutmuş gönüllerimize hayat üflemeni.. nezd-i<br />

ulûhiyetinden ekstra bir armağan olarak göndereceğin ilm-i ledün ile bilip duyma, duyup<br />

tanıma <strong>ve</strong> marifet ufkumuzu genişletmeni diliyoruz. {<br />

Sözün Özü<br />

Allah (celle celâluhu), bütün cazibedar güzellikleriyle dünyayı bize <strong>ve</strong>rmiş <strong>ve</strong> onunla bizi<br />

imtihan etmektedir. Bize düşen, onun iyi yanlarını almak <strong>ve</strong> atılması gereken yanlarını<br />

atmaktır. Cenâb-ı Hakk’ın isimlerinin bir meşhergâhı olması yönüyle dünya güzeldir.<br />

Diğer bir yönüyle ahiretin mezrasıdır. İnsan, ötelerde bir şeyler biçmek istiyorsa, bu tarlaya<br />

bol bol tohum ekmeli <strong>ve</strong> bakımını çok iyi yapmalıdır. Bir diğer yönüyle de dünya,<br />

şeytanî <strong>ve</strong> nefsî hislerin tatmin yeridir <strong>ve</strong> terki gerekir.<br />

Mü’min<br />

ciddiyet insanıdır<br />

1<br />

Hiç olmayacak şeylere bile gülme <strong>ve</strong> laubalilik,<br />

Batı kültürünün temelindeki gaflet duygusundan<br />

kaynaklanmakta <strong>ve</strong> bulaşıcı bir hastalık<br />

gibi bizim insanımıza da bulaşmaktadır.<br />

İnsan, kendi özünü, özündeki derinlikleri, varlığın<br />

hedef <strong>ve</strong> gayelerini ancak imanı sayesinde<br />

sezip kavrayabilir. Nereye <strong>ve</strong> neye yönlendirildiğini,<br />

vazife <strong>ve</strong> sorumluluklarını bilen bir<br />

mü’min, büyük bir ciddiyet içinde <strong>ve</strong> mesuliyet<br />

şuuruyla tevcih edildiği hedefe doğru yürür.<br />

İmanda kemal ufkuna uyanamamış <strong>ve</strong> mahiyetindeki<br />

acz u fakr duygusu uyarılamamış bir<br />

insan ise, önce bencilliğine yenik düşer, kibre<br />

girer; daha sonra çalım, caka <strong>ve</strong> başkalarını hafi<br />

fe alma türünden komplekslere kapılır; en sonunda<br />

da, şahsî hazlarından gayrı bir şey düşünemeyen<br />

bir gurur abidesi <strong>ve</strong> çeşit çeşit illetlerle<br />

malul bir özürlü halini alır.<br />

Bu açıdan, bir kimseyi bazı kusurlu ya da<br />

eksik yanlarından dolayı küçümseyerek onunla<br />

alay etme, onun herhangi bir zayıf noktasını<br />

dile dolayarak eğlenme <strong>ve</strong> her şeyi hoşça<br />

vakit geçirmek için bir sebep gibi değerlendirerek<br />

hürmetsiz, dikkatsiz <strong>ve</strong> laubali davranma<br />

gibi kötü huylar da iman zaafından kaynaklanmaktadır.<br />

Her şeye gülmek, sürekli alay<br />

etmek <strong>ve</strong> laubali davranmak bizim ahlak anlayışımızda<br />

yoktur; bu tür illetler bize Batı’dan<br />

geçmiştir. Ciddiyetsiz davranma, hep kahkaha<br />

atma <strong>ve</strong> her fırsatta eğlenme Batı ahlakına<br />

ait argümanlardır. Maalesef, o toplumlarla<br />

münasebete geçtikten sonra onlardaki illetler<br />

birer birer bizim insanımıza da sirayet etmeye<br />

başlamıştır. Mesela, birkaç leblebiyi yuvarlasanız,<br />

onlardan biri diğerine değse, bir de bakarsınız<br />

ki bir kahkaha kopu<strong>ve</strong>rmiş. Aslında, gülmenin<br />

de bir mantığı olması lazım. Peki, leblebinin<br />

leblebiye değmesi güldürecek bir hadise<br />

midir? Tabii ki değil. Fakat, bu toplum içerisinde,<br />

öyle basit bir şey karşısında gülüp eğlenenleri<br />

görmek her zaman mümkündür. Biri<br />

çay doldururken, bir damla çay bardağın dışına<br />

dökülmüş olabilir. Bir damla çayın dökülmesinden<br />

dolayı hemen kahkahayı basmanın<br />

âlemi yoktur. Heyhat ki, işte bu kadar basit<br />

hadiselerle eğlenen garip insanlar çoktur<br />

bugünün dünyasında. E<strong>ve</strong>t, bu laubaliliğin arkasında,<br />

ona esas teşkil edebilecek bir mantık<br />

söz konusu değildir; insanî bir düşünce tarzı<br />

yoktur o türlü davranışlarda. Fakat, neylersiniz<br />

ki, hiç olmayacak şeylere bile gülme <strong>ve</strong> laubalilik,<br />

Batı kültürünün temelindeki gafl et duygusundan<br />

kaynaklanmakta <strong>ve</strong> sârî bir hastalık<br />

gibi bizim insanımıza da bulaşmaktadır.<br />

O kültürün insanları, içlerindeki ızdırabı<br />

duymamak <strong>ve</strong> kalblerindeki derin boşluğu<br />

muvakkaten de olsa doldurmak ya da unutmak<br />

için kendilerini uyutmak zorundadırlar.<br />

Dolayısıyla da, bazen alkol <strong>ve</strong> uyuşturucunun<br />

ağında, kimi zaman kumar <strong>ve</strong> eğlencenin peşinde,<br />

bir başka zaman da spor adına yapsalar<br />

bile spor sayılması mümkün olmayan gereksiz<br />

meşguliyetlerin arkasında ömür tüketir;<br />

böylece hayatı duymamaya <strong>ve</strong> içlerindeki ızdırabı<br />

bastırmaya çalışırlar. Ne zaman vicdan-<br />

İkindi Sohbetleri<br />

2<br />

İnsan, iman esaslarına iyi inanır <strong>ve</strong> inancının<br />

gereğine göre amel edebilirse, bir yandan<br />

güzel ahlaka ulaşmış, diğer taraftan da<br />

çirkin huylardan uzak kalmış olacaktır.<br />

larının sesini yeniden işitmeye başlasalar, bir<br />

kere daha kendilerini oyuna <strong>ve</strong> eğlenceye <strong>ve</strong>rir,<br />

her meseleyi bir laubalilik sebebi gibi algılar<br />

<strong>ve</strong> bir müddet daha oyalanırlar.<br />

GENÇLİK VE GÜZEL AHLAK<br />

Aslında, mehâsin-i ahlakın (ahlak <strong>ve</strong> huy<br />

güzelliğinin) arkasında güçlü bir iman bulunduğu<br />

gibi, mesâvî-i ahlakın (kötü huyların<br />

<strong>ve</strong> ahlaksızlığın) temelinde de imandaki<br />

eksiklik vardır. Dolayısıyla, insan iman<br />

esaslarına iyi inanır <strong>ve</strong> inancının gereğine<br />

göre amel ederse, bir yandan güzel ahlaka<br />

ulaşmış, diğer taraftan da çirkin huylardan<br />

uzak kalmış olacaktır.<br />

Güzel ahlaklı nesiller yetiştirmek <strong>ve</strong><br />

gençleri mesâvi-i ahlaktan uzak tutmak için<br />

önce dinimizin başkalarını hafi fe alma, çirkin<br />

lakaplar takma, insanlarla alay etme,<br />

her fırsatta gülüp durma <strong>ve</strong> sürekli laubali<br />

davranma gibi kötü huylara bakışı iyi bilinmeli,<br />

hayata hayat kılınmalı <strong>ve</strong> sonra da<br />

bunlar diğer insanlara usulünce anlatılmalıdır.<br />

El, dil <strong>ve</strong> gönülle müdahale şeklindeki<br />

emr-i bi’l-ma’ruf nehy-i ani’l-münker şartlara<br />

göre <strong>ve</strong> üslubuna uygun olarak yerine<br />

getirilmelidir. Özellikle gençlerimizi,<br />

lâkaydîlikten <strong>ve</strong> yılışıklıktan kurtarıp nefi<br />

sperestlik <strong>ve</strong> şahsî haz düşüncesinden<br />

uzaklaştırarak birer gaye insanı haline getirmek<br />

<strong>ve</strong> onlardaki gülme <strong>ve</strong> eğlenme isteğini<br />

biraz olsun çile <strong>ve</strong> ızdırap duygusuyla<br />

dengelemek için onlara her şeyden önce öz<br />

değerlerimiz <strong>ve</strong> kendi kültürümüzün esasları<br />

öğretilmelidir.<br />

VAY HALİNE!...<br />

E<strong>ve</strong>t, İslam, bazılarını güldürmek <strong>ve</strong>ya eğlendirmek<br />

kastıyla söylense de diğer insanları<br />

rencide eden bütün söz <strong>ve</strong> hareketleri<br />

kul hakkını çiğnemek olarak<br />

kabul etmiştir. Söz, tavır, davranış,<br />

işaret ya da yazı ile insanların kusur<br />

<strong>ve</strong> noksanlarını dile dolayıp onları<br />

küçük düşürmeyi haram kılmıştır. Başkalarının<br />

onur <strong>ve</strong> haysiyetine dokunan her türlü<br />

alay, gıybet, yalan <strong>ve</strong> iftira gibi sözleri men<br />

ettiği gibi, muhatabı tahkir etmek maksadıyla<br />

yapılan fi ilî <strong>ve</strong> sözlü şakaları<br />

da yasaklamıştır. Kur’an-ı Kerim,<br />

peygamberlerle, iman esaslarıyla <strong>ve</strong><br />

mü’minlerle alay eden kimselerden<br />

de bahsetmiş; onların münafık olduklarını<br />

bildirmiş, kötü akıbetlerini<br />

nazara <strong>ve</strong>rmiş <strong>ve</strong> inançla alay<br />

edilemeyeceğini vurgulamıştır.<br />

Ayrıca, mal-mülk sahibi olmayı<br />

her şey sayarak, imkânlarının<br />

bolluğundan dolayı gurura <strong>ve</strong><br />

kibre kapılan, sonra da kendi-<br />

3<br />

İslam, bazılarını güldürmek <strong>ve</strong>ya eğlendirmek<br />

kastıyla söylense de diğer insanları<br />

rencide eden bütün söz <strong>ve</strong> hareketleri kul<br />

hakkını çiğnemek olarak kabul etmiştir.<br />

ni iyice büyük görmeye başlayarak diğer insanlara<br />

tepeden bakıp onları alaya alan kimseleri<br />

<strong>ve</strong> onları bekleyen ateşin dehşetini tasvir<br />

etmiştir: “Vay haline her hümeze <strong>ve</strong> lümeze’<br />

nin “ (Hümeze, 104/1) buyurmuştur; yani,<br />

insanları arkadan çekiştiren, başkalarını tahkir<br />

etmeyi âdet haline getiren, kiminin gıybetini<br />

ederek kimini de yüzüne karşı aşağılayarak<br />

insanları küçük düşüren <strong>ve</strong> kaş göz hareketleri<br />

yaparak onlarla eğlenenleri kınamış;<br />

“Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı<br />

eğlenmeyi âdet edinen kimselerin<br />

vay haline!” dedikten sonra<br />

onların dûçar olacağı cehennem<br />

azabını anlatmıştır.<br />

{<br />

Meclislerinizi hep sohbet-i Canan<br />

meclisi haline getirmelisiniz.<br />

Sizi Allah’a yaklaştırmayan, Peygamber<br />

Efendimiz’le (sallallahu<br />

aleyhi <strong>ve</strong> sellem) münasebetinizi<br />

tetiklemeyen <strong>ve</strong> O’nu yeniden<br />

bütün canlılığıyla içinizdeymiş<br />

gibi duymanıza <strong>ve</strong>sile olmayan<br />

konulardan yılandan, çıyandan<br />

kaçıyor gibi uzak durmalısınız.<br />

İman <strong>ve</strong> Kur’an hizmetine<br />

bir yararı var mı konuştuklarınızın?<br />

Sözlerinize mevzu yaptığınız<br />

husus, dini anlatmanız adına<br />

bir fayda vaad ediyor mu? Bir yerde<br />

yeni bir hayır müessesesi oluşturmamız<br />

için fi kir <strong>ve</strong>riyor mu?<br />

Bir ocak daha tüttürme heyecanınızı<br />

artırıyor mu? Şayet, bu sorular<br />

karşısında cevabınız “e<strong>ve</strong>t”<br />

ise, her cümlenizde bin bereket<br />

var <strong>ve</strong> Allah’ın rahmeti sizinle beraber<br />

demektir. Fakat, öyle değilse,<br />

size asıl gayenizi hatırlatmayan<br />

duygu, düşünce <strong>ve</strong> sözlerden<br />

fersah fersah uzaklaşmalısınız..<br />

<strong>ve</strong> bunu bir disiplin haline getirmelisiniz.<br />

Özellikle de arkadaşlarınız<br />

arasında sözü–sazı dinlenen<br />

biriyseniz, malayani şeylerin yapılmasına<br />

<strong>ve</strong> konuşulmasına karşı<br />

ciddi tavır koymalısınız. Mesela,<br />

bulunduğunuz mecliste birisi<br />

“Falan arkadaşın aklı bu meselelere<br />

fazla ermiyor.” dese, eğer<br />

aklınız başınızdaysa, ya orayı terk<br />

etmeli ya da üslubunca o gıybeti<br />

sona erdirmelisiniz. Çünkü, bir<br />

mü’minin ayıplandığı bir meclis-<br />

his dünyası<br />

Hüzünlü Gurbet<br />

Beynim tıpkı bir sorular harmanı,<br />

Kafamda istifham, cevabı sisli;<br />

Gezer dururum yorgun <strong>ve</strong> avare..<br />

Sarmış buğulu hüzün dört bir yanı,<br />

Kalbim annemin kalbi gibi hisli;<br />

Her hâlim garipliğime emare...<br />

Kulaklarımda bir gurbet şiiri,<br />

Nağmelerimde poyraz serinliği..<br />

Düşüncem ‘<strong>ve</strong>da’ diyor bu yerlere.<br />

Yuvadan ayrıldığım günden beri,<br />

Gömdüm sîneme sevinci, neş’eyi;<br />

Hasretim şimdi o mavi günlere...<br />

.......<br />

Doğ ey ışık, doğ gönlümün içinden!<br />

Tasayla dolaştığım bu yerlerde,<br />

Bana ruhumun sırlarını duyur.!<br />

Bir ses sun o eski bestelerinden,<br />

Şu hüzünlü şafakta perde perde..<br />

Açlıkla kıvranan ruhumu doyur..!<br />

M. Fethullah Gülen<br />

Fasıldan Fasıla<br />

Meclislerimizde<br />

O beklenmeli!..<br />

te artık Allah’ın te<strong>ve</strong>ccühü yoktur.<br />

Bu açıdan, bizim atmosferimizde<br />

insanları ayıplamanın, en<br />

basit şeyleri alay mevzuu yapmanın,<br />

ehl-i gafl et gibi laubaliliğe<br />

girmenin <strong>ve</strong> ehl-i dünyayı<br />

hatırlatırcasına gülüp eğlenmenin<br />

yeri yoktur. Bir araya gelişimizi<br />

hep ciddi ruznamelere bağlamamız<br />

bizim şiarımız olmalıdır.<br />

E<strong>ve</strong>t, mütemadi birer disiplin insanı<br />

olarak yaşamalıyız; gelip gitmelerimiz,<br />

oturup kalkmalarımız,<br />

sohbet mevzularımız, meselelere<br />

yaklaşımımız, üslûbumuz <strong>ve</strong> ses<br />

tonumuz itibarıyla bir endâzeden<br />

çıkmış gibi imrendirici davranmalıyız.<br />

Müzakerelerimizi mutlaka<br />

sohbet-i Canan’a bağlamalı,<br />

konuşacağımız meseleleri önceden<br />

belirlemeli, okuyacağımız<br />

metinleri seçmeli, beraber çözeceğimiz<br />

problemleri tayin etmeli<br />

<strong>ve</strong> bir araya geldiğimizde mutlaka<br />

hayırlı bir iş için gelmeliyiz..<br />

<strong>ve</strong> oradan ayrılırken de bir müşkili<br />

çözmüş olarak ya da yeni bir<br />

projeyi tamamlayarak ayrılmalıyız.<br />

Cenab-ı Hakk’ın o güne kadar<br />

yaptırdıklarını şükür hisleriyle<br />

dopdolu olarak yâd etmeli; onları<br />

ancak tahdis-i nimet çerçe<strong>ve</strong>sinde<br />

anmalı; anarken de asla meseleyi<br />

kendi başarılarımıza bağlamamalı<br />

<strong>ve</strong> böylece Allah’ın o<br />

ana kadar yaptırdığı şeylerle daha<br />

sonraki lütufl arına da<strong>ve</strong>tiye çıkararak<br />

daha başka neler yapabileceğimizi<br />

planlamalıyız.<br />

SAYFA TASARIM: SEVDE TEKİNKAYA


13<br />

ailem<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

Soru : Oðlumla saðlýklý iletiþim kurduðum<br />

söylenemez. Ergenliðin getirdiði<br />

problemleri de eklersek kavgalarýmýz<br />

dayanýlmaz bir hal alýyor.<br />

Hata yapmasýna dayanamadýðým<br />

için herþeyine müdahale ediyorum.<br />

Kendisi de bu durumdan þikâyetçi.<br />

Aslýna bakýlýrsa ben onun iyiliði<br />

adýna bunlarý yapýyorum. Babasý<br />

ise sürekli öðütler <strong>ve</strong>rir. Onun bu<br />

tavrýndan da þikâyetçi. Bana “ Anne,<br />

babam bana öðüt <strong>ve</strong>rmekten<br />

vazgeçsin artýk“ diyor. Açýkçasý ne<br />

söylesek , nasýl yaklaþsak bizim çocuða<br />

batýyor. Galiba farkýna varmadan<br />

hatalar mý yapýyoruz?<br />

Cevap : Dinlemeyi öðretmenin birinci<br />

þartý kendimizin iyi bir dinleyici<br />

olmasýdýr. Çocuk konuþurken<br />

çocuðumuzun gözünün içine bakarak<br />

aktif bir dinleme çocuða “ben<br />

önemliyim“ mesajýnýn yanýsýra<br />

dinlemenin de nasýl olmasý gerektiðini<br />

öðretmiþ oluruz. Çocuklarýn<br />

sohbet ortamlarýnda bulunmasý<br />

dinlemeyi öðretme adýna önemli<br />

bir adýmdýr. Fakat çocuklarda dinlemeyi<br />

bitiren temel sebep yanlýþ<br />

ebe<strong>ve</strong>yn tutumlarýdýr. Anne babalar<br />

niyeti belki iyi fakat metodu<br />

saðlýklý olmadýðý için genelde maksadýnýn<br />

aksiyle karþýlýk görürler. Bu<br />

yanlýþ tutumlar þunlardýr :<br />

Komutan Tutumu: Anne- Baba bütün<br />

kontrolün kendisinde olmasý gerektiðini<br />

düþünür. Denetiminde olmayan<br />

hiçbirþey yoktur. Anne baba<br />

þöyle düþünür “Ben ne istiyor-<br />

san benim istediðimi istediðim zaman<br />

mutlaka yapmalý“ þeklinde<br />

düþünür. Ýstekleri yapýlmayýnca<br />

tehditler eder. Mesela: “Okumazsan<br />

seni tamirci çýraðý yapacam“.<br />

Yine bu tür ebe<strong>ve</strong>ynler çocuklarýnýn<br />

hiç bir isteklerini sýnýrlama yoluna<br />

gitmezler. En mükemmelini<br />

isterler. Bu tavýr çocuklarý gerer baþarýlý<br />

bir çocuk olsa da en küçük<br />

bir baþarýsýzlýkta kendini affetmez ,<br />

bu durumu bir kriz haline getirir..<br />

Sürekli notlar 1 <strong>ve</strong> 2 olan bir çocuðun<br />

3 gibi bir not aldýðýnda aðlamasý<br />

<strong>ve</strong> ruhsal dengesinin sarsýlmasý<br />

bu tutumun bir sonucudur.<br />

Öðüt Verme Tutumu: Çocuklarý için her<br />

türlü fedakârlýðý yaptýðýný <strong>ve</strong> mut-<br />

w Kalbin dili<br />

“Dilleriyle söylemedikleri <strong>ve</strong> eyleme dönüþtürmedikleri<br />

sürece, Allah, ümmetimin kalbinden geçirdiði<br />

negatif düþünceleri baðýþlamýþtýr.“<br />

"Özür diliyorum senden ey hayat!"<br />

1<br />

DR. SENAÝ DEMÝRCÝ<br />

Kendimce bir "Engelli Günlüðü" tutmaya<br />

karar <strong>ve</strong>rdim. Bu günlüðün kahramanlarýný,<br />

aileleri izin <strong>ve</strong>rdiði ölçüde, fotoðraflýyorum<br />

da. Tanýyýn istiyorum o kalbi<br />

büyük kalýbý küçük kahramanlarý. Bir de<br />

onlarýn annelerini, babalarýný, utangaç kardeþlerini,<br />

mahzun aðabeylerini, eli koynunda<br />

ablalarýný iyi bilin.<br />

Bilin de, çocuklarýnýz üst baþlarýný<br />

çamurlayarak koþuyorlar diye, koltuklarýn<br />

üzerinde zýplýyorlar diye, olmadýk<br />

ukalalýklar yapýyorlar diye üzülmemeyi<br />

öðrenin. Burada, çocuðunun "ilk<br />

adým"ý için bir ömür tüketen anne babalar<br />

var. Burada, âmâ kýzýnýn gözünün<br />

içine hasret dolu bakýþýný yýllardýr bekleyenler<br />

var. Burada, otistik kardeþinin<br />

yarým da olsa bir tebessümünü umutla<br />

bekleyen küçücük ablalar var.<br />

Down Sendromlu aðabeyinin bin<br />

bir zahmetle aðzýndan çýkardýðý sözcüklerle<br />

mutlu olmayý öðrenmiþ bir ilkokul<br />

öðrencisi gördünüz mü? Kardeþinin<br />

tekerlekli sandalyeden ayaða kalkamamasýna<br />

alýþmýþ, erken yaþta olgunlaþmýþ<br />

minik aðabeyler tanýdýnýz<br />

mý siz? Küçük kýz kardeþinin de kendi<br />

yaþýna geldiðinde yürüyemez olacaðýnýn<br />

kendisinden sýr gibi saklandýðý kas erimeli<br />

ablanýn gözlerinin içine baktýnýz mý hiç?<br />

On yaþýnda her çocuk gibi koþup dururken<br />

sadece beþ yýl içinde yürüyemez hale gelip<br />

hýzla ihtiyarlamýþ büyük ruhlu gençleri<br />

gördünüz mü siz?<br />

Bir görseniz onlarý. Bir bilseniz göðüslerine<br />

saplanmýþ paslý hançerleri. Belki de,<br />

benim gibi, anne baba olduðunuza utanýrsýnýz.<br />

Hayattan býktýðýnýza, sevdiklerinize<br />

küstüðünüze yanarsýnýz. Gereksiz mutsuzluklar<br />

ürettiðiniz için bin piþman olursunuz.<br />

Bir babanýn 18 yaþýndaki oðlunun ayakkabýlarýný<br />

özenle çýkarýþýný, tekerlekli sandalyesinin<br />

aparatlarýný sabýrla söküp yerine<br />

takmasýný seyrettim geçen gün. Hayranlýkla<br />

ama mahcubiyetle. Kýzýma ayakkabýsýný<br />

giymekte nazlandýðý için kýzdýðým anlar<br />

geldi aklýma. O babanýn <strong>ve</strong> annenin "Niye<br />

bu bizim baþýmýza geldi!" demek yerine,<br />

suskunca, minnet duygusuyla ekibimize<br />

teþekkür ediþini kýsa bir film olarak çekmek<br />

isterdim. O filmin müziðini bestelemek<br />

için en az 15 gün oðlumu tekerlekli sandal-<br />

21 mart hep nevruzla anýlýr, baharýn geliþinin<br />

müjdeli tarihidir o. Peki bir de bu günün<br />

dünya-down sendromlulular* günü olduðunu<br />

biliyor muydunuz? Her ne kadar 21 martý<br />

geçmiþ olsak da bu <strong>ve</strong>sileyle özel çocuklarý<br />

<strong>ve</strong> ailelerini hatýrlayalým istedik. Onlar <strong>ve</strong><br />

aileleri bile hallerine sükrederken biz “<br />

normallerin“ ne kadar da eften püften<br />

þeylere üzülüp þükrü unuttuðumuzu<br />

hatýrlayalým istedik. 21 mart dünya þükür<br />

günü olsa, hergün þükür ama bu gün<br />

zir<strong>ve</strong>de olsun sükrümüz inþallah.<br />

yede gezdirmem gerek. Onaltýncý günde<br />

yürümeye devam edeceðini bile bile de olsa,<br />

o 15 günün ýstýrabý ne kemanlar sýzlatýrdý<br />

acep.<br />

Sonra, hiç kötülük düþünemeyen o meleksi<br />

varlýklarýn annelerinin gözlerinin içine<br />

bakýþlarý düþüyor aklýma. Down Sendromlu<br />

bir delikanlýnýn nasýl da babasýnýn<br />

dükkanýna sadakatle koþturduðunu, getir<br />

götür iþlerine se<strong>ve</strong> se<strong>ve</strong> baktýðýný, dükkaný<br />

ince ince süpürünce mutluluktan nasýl da<br />

gözlerinin içinin parladýðýný anlattý annesi<br />

önceki gün. Annenin de gözlerinin içi gülüyordu<br />

anlatýrken. Ne garip deðil mi, bir<br />

düðün hayal edemiyor oðlu için ama lekesiz<br />

bir sevinç gözlerinin ta içinde büyüdükçe<br />

büyüyor. Utandýrýyor beni.<br />

Ömrümün ahirine hayatýn bu mahzun<br />

köþesinde nöbet tutmam yazýlmýþ meðer.<br />

Dinlenmenin ilk þartý dinlemektir<br />

laka baþarmasý gerektiðini ifade<br />

ederler.. Biz senin için saçýmýzý süpürge<br />

ediyoruz , baban gece gündüz<br />

senin için calýsýyor… Bak amcanýn<br />

kýzý okudu , nerelere kadar<br />

geldi … gibi sürekli akýl <strong>ve</strong>rme tutumu<br />

da çocuklarda ters teper.<br />

Çocuk ders çalýþma alýþkanlýðýný icselleþtirmediyse<br />

yani motivasyonu<br />

yok hedeflerini doðru belirlememisse<br />

öðüt <strong>ve</strong>rmenin bir anlamý<br />

yoktur.<br />

Savcý Tutumu : Savcý suçluyu tesbit<br />

etmiþ kiþidir. Bu tutumdaki anne<br />

babalar suçluyu önceden belirlemiþlerdir.<br />

Ýki kardeþ arasýnda kavga<br />

çýksa her zaman için suçlu büyük<br />

kardeþtir.. Böyle bir durumdaki<br />

Ýlk fýrsatta, bir günümü iþitme engelli gibi<br />

kulaklarým kapalý geçirmeyi düþünüyorum.<br />

Bir baþka günde de tekerlekli sandalye ile<br />

semtimde gezmeyi deneyebilirim. Bir baþka<br />

gün elimde bir "beyaz baston"la kaldýrýmlarýn<br />

köþelerini <strong>ve</strong> iniþlerini yoklarken<br />

görünebilirim. En zoru da, kucaðýndan hiç<br />

inmeyen, belki hiç tebessüm etmeyen,<br />

þefkatinin karþýlýðýný yüzünde hiç okuyamadýðýn<br />

bir zihinsel engelli çocukla<br />

hiç olmazsa bir gün geçirmek...<br />

Bir avuç öðrencimiz var þimdilik.<br />

Bizden önce o suskun acýlarýn nöbetini<br />

devralanlara hayranlýkla bakýyorum.<br />

Bu þehrin kaldýrýmlarýný tekerlekli sandalyeye<br />

göre yýkýp yeniden yapýyorum<br />

hayalimde. Bu þehrin seslerini bir de<br />

görme engellilerin kulaðýndan dinliyorum<br />

þimdi. Ýþitme engellilerin annelerinden<br />

bile duyamadýðý o müþfik sesin<br />

açlýðýyla, anne yüzünün her noktasýndan<br />

þefkat emmelerini seyrediyorum<br />

þimdi.<br />

"Öðrenci" mi demiþtim? Düzeltiyorum.<br />

Bize öðrettikleri o kadar fazla<br />

ki. Ýzninizle "öðretmen" demek istiyorum<br />

onlara. Unuttuðumuz mutluluklarý<br />

bize yeniden hatýrlattýklarý için. Acemisi<br />

olduðumuz sevinçleri bize yeniden<br />

öðrettikleri için. Ne güzel öðretmen onlar..<br />

Susarak öðretiyorlar!<br />

*Down sendromu nedir?<br />

Kromozomlar vücut hücrelerinin çekirdeklerinde<br />

bulunur. Bu yapýlarla birlikte bizim<br />

karakterimizi, yapýmýzý oluþturan genler de<br />

bu kromozomlarýn üzerinde bulunur. Ýnsan<br />

vücut hücrelerinin çekirdeklerinde 23 çift,<br />

toplam 46 kromozom bulunur. Down sendromunda<br />

21.kromozomda fazladan bir<br />

genetik materyal vardýr. Yani bu kromozomun<br />

iki tane olmasý gerekirken, down sendromlu<br />

kiþilerde üç tanedir. Toplam kromozom<br />

sayýsý 47 olur. Down sendromlu<br />

çocuklarda farklýlýk olmasýnýn sebebi budur.<br />

Fakat bu farklýlýða neden olan faktörün<br />

henüz ne olduðu bilinmemektedir.<br />

Çözüm noktasý<br />

büyük kardeþ kendisine haksýzlýk<br />

yapýldýðýný düþünür <strong>ve</strong> anne babasýný<br />

dinlemeyi lüzumsuz görmeye<br />

baþlar. Çocuk ne yapsa baþtan suçlu<br />

olduðu düþünüldüðü için çocuk<br />

anne babanýn mesajlarýna kapalý<br />

hale gelir.<br />

Uzman Tutumu: Bazý anne babalar biraz<br />

kitap okuyunca çevresinde gördükleri<br />

olaylara , davranýþlara teþhis<br />

koymaya bayýlýrlar. Mesela yaramaz<br />

bir çocuk görseler hemen<br />

bu “Hiperaktif“ deyi<strong>ve</strong>rir. Ya da biraz<br />

içe kapanýk üzgün gördüklerine<br />

“ Depresif “ teþhisi koyarlar. Bu<br />

tutum çocuklarýna karþý da böyledir.<br />

Her þeyi kendisi okuduðu için<br />

iyi bildiðini sanan bu týp anne babalar<br />

da çocuklarýna pek bir þey<br />

anlatamazlar. Çocuklarýn davranýþlarýný<br />

analiz etmeye baþladýðýmýzda<br />

çocuklar bundan sýkýlmaya baþlýyorlar.<br />

Ergenlik içindeki çocuklar<br />

ebe<strong>ve</strong>ynlerindeki bu tutumu “Babam<br />

herþeyi bildiðini zannediyor“<br />

þeklinde okur.<br />

Teselli Etme Tutumu: Çocuklarýn<br />

üzüntülü olduðu durumlarda hiç<br />

biþey yokmuþ gibi davranýp, sýrtýný<br />

sývazlayýp teselli etmeye çalýþma<br />

çocuklarý öfkelendirir. Çocuk bu<br />

tür tesellilere deðil kendisinin anlaþýlmasýný<br />

ister. Ebe<strong>ve</strong>yn saðlýklý<br />

bir empati yapmadýðý için çocuðu<br />

anlayamaz , çocuk ta anlaþýlmadýðýný<br />

bildiði için anne babasýnýn tesellilerine<br />

kapalý hale gelir.<br />

Hüseyin Bozan / Aile <strong>ve</strong> Eðitim Sosyologu ,<br />

Garbsen<br />

w Hikmet damlalarý<br />

“Ýbâdetin en fazîletlisi Allah'ý (celle celâluhu) bilip, Allah'ý<br />

(celle celâluhu) sevmek <strong>ve</strong> insanlara faydalý olmaktýr.<br />

Bu zir<strong>ve</strong>nin zir<strong>ve</strong>si de, doðruyu gösteren vicdân ibresiyle<br />

her iþte Hakk'ýn hoþnutluðunun gözetilmesi…“<br />

Ümit Burcu<br />

1<br />

Resûlüllüh´a (s.a.v.) bir<br />

adam gelerek:<br />

-Yâ Resûlüllah! Falanca komþum,<br />

hurma saplarýný benim<br />

bahçeme koyuyor. Bana eziyet<br />

<strong>ve</strong>riyor, dedi.<br />

Allah Resûlü o zâtý çaðýrarak,<br />

ona:<br />

- Filancanýn bahçesine koyduðun<br />

hurma saplarýný bana<br />

sat, teklifini yaptý.<br />

Adam:<br />

- Olmaz dedi.<br />

Allah Resûlü:<br />

- Öyle ise bana hediye et onlarý,<br />

dedi.<br />

Cimrilik, bir<br />

ruh hastalýðýdýr<br />

Merhaba Ümit Burcu, ben Türkiye’den köyden<br />

geldim. Küçüklüðümden beri tasarruf<br />

yapma merakým var. Lazým olmadýkça harcama<br />

yapmaz, birikim yapardým. Ailem bunun<br />

hep iyi bir þey olduðunu söylerdi. Hangi aile<br />

söylemez ki? Lakin evlendim, benim bu para<br />

biriktirme hýrsým büyüdü. Maddi sýkýþýklýðýmýz<br />

da oldu evliliðimde. Hangi ailede olmaz ki? Bu<br />

sýkýntý beni kör hale getirdi. Her þeyden kýsmaya<br />

baþladým. 1 kuruþun bile hesabýný yapar<br />

oldum. Eþimin kazandýðý paranýn nereye gideceðini<br />

bile ayarlamaya çalýþtým. Ve iþ çýðýrýndan<br />

çýkmaya baþladý. Eþim kýzmaya, azarlamaya<br />

baþladý. Karýþmamamý <strong>ve</strong> birikim yapmamamý<br />

söyledi. Halimize bin þükür düzeldik<br />

fakat bu tutumum daha gitmedi. Eþimin harcadýðý<br />

paralara seslenmesem de içim gidiyor.<br />

Kendimi çok bencil, cimri hissetmeye baþladým.<br />

Ne kadar bunun iyi bir þey olmadýðýný bilsem<br />

de vazgeçemiyorum. Evliliðim de bu hýrstan<br />

nasibini aldý. Ne zaman para kelimesini<br />

dile getirsem; eþim direk “para delisi” diyor <strong>ve</strong><br />

bu da canýmý çok acýtýyor... Biliyorum insan<br />

paylaþtýkça çoðalýr ama olmuyor iþte... Sevgilerle<br />

Üzgün<br />

Sevgili Üzgün kýzým,<br />

Geç te olsa hastalýðýný fark edip arayýþa<br />

girmen güzel bir davranýþ, tebrik ederim.<br />

Cimrilik; tedavi edilmesi gereken <strong>ve</strong> tedavi<br />

edilebilecek tehlikeli bir kalp hastalýðýdýr.<br />

Bu hastalýk evliliðini sarsmaya, eþini<br />

senden soðutmaya <strong>ve</strong> hakaretler iþitmene<br />

sebep olacak kadar ilerlemiþ. Artýk bundan<br />

kurtulmak istiyorsun.<br />

Ýki þekilde kurtulabilirsin:<br />

1-Ýlim yolu: Cimriliðin ahlâkî, dinî <strong>ve</strong><br />

sosyal bakýmdan zararlarýný düþün. Bunlarý<br />

anlatan kitaplarý oku. Cimriliðin zararýný<br />

bilirsen ondan sakýnýrsýn. Meselâ, yýlaný<br />

bilirsen, onu koynunda saklamazsýn.<br />

Kurtulmaya çalýþýrsýn.<br />

Gazalî’nin cimrilikten kurtulmak için<br />

sunduðu reçete: “Cimrilerin durumlarýný<br />

<strong>ve</strong> herkesin onlardan nefret ettiðini düþün.<br />

Cimrinin kendisi dahi cimrilerden<br />

hoþlanmaz. Cimrileri se<strong>ve</strong>n hiçbir cimri<br />

yoktur. Cimri insan bunu düþünürse kendisinin<br />

de diðer cimriler gibi insanlar tarafýndan<br />

aðýr, berbat görüldüðünü, hoþlanýlmadýðýný<br />

anlar.”<br />

2-Amel yolu: Ýslâm’ýn emirlerini yaþayarak<br />

ikinci bir fýtrat kazanmak. Cömertlik<br />

yapa yapa cimrilikten kurtulursun. Rýzkýn<br />

Allah’tan olduðuna inan, dua et <strong>ve</strong> az da<br />

olsa bir þeyler <strong>ve</strong>rmeye alýþ.<br />

“Her sabah iki melekten biri, ‘Ya Rabbi,<br />

infak edene karþýlýðýný <strong>ve</strong>r!" diye, diðeri de,<br />

"Cimrilik edenin malýný helak et!’ diye dua<br />

eder.” (Hadis)<br />

Sevgili kýzým,<br />

Cimrilik, diðer kalp hastalýklarý gibi ihlas<br />

noksanlýðý <strong>ve</strong> iman zayýflýðý ile ilgilidir.<br />

Özellikle ahirete iman konusunda kitap<br />

okumaný tavsiye ederim.<br />

Dünya için cimri olmaya deðmez. Zengin<br />

olmak için de cimrilik yapmaya gerek<br />

yoktur. Efendimiz (as): “Allah, tok gözlü<br />

olaný zengin eder” buyurarak takip etmemiz<br />

gereken yolu gösteriyor.<br />

Bize yazýn: mail: umitburcu@eurozaman.de<br />

Sprendlinger Land str. 107 63069 Offenbach<br />

kýssadan hisse<br />

Cimriliðin bu kadarýna pes!<br />

Adam bu teklife de:<br />

- Olmaz dedi.<br />

Allah Resûlü son bir teklifte<br />

bulundu:<br />

- Peki, cennette karþýlýðý <strong>ve</strong>rilmek<br />

þartý ile onlarý bana<br />

<strong>ve</strong>r!<br />

Adam, bu son derece<br />

câzip teklife de:<br />

- Olmaz, karþýlýðýný <strong>ve</strong>rince,<br />

Allah Resûlü, þöyle söylemekten<br />

kendini alamadý:<br />

- Selâm <strong>ve</strong>rmekten kaçýnan<br />

kimse dýþýnda, (bu güne kadar)<br />

senden daha cimrî bir<br />

kimseyi görmedim.


1<br />

2<br />

3<br />

4<br />

5<br />

6<br />

7<br />

8<br />

9<br />

10<br />

11<br />

<strong>12</strong><br />

13<br />

1<br />

2<br />

3<br />

4<br />

5<br />

6<br />

7<br />

8<br />

9<br />

10<br />

11<br />

<strong>12</strong><br />

13<br />

14<br />

15<br />

16<br />

17<br />

18<br />

19<br />

20<br />

21<br />

22<br />

23<br />

24<br />

25<br />

26<br />

27<br />

28<br />

1<br />

2<br />

3<br />

4<br />

5<br />

6<br />

7<br />

8<br />

9<br />

10<br />

11<br />

<strong>12</strong><br />

13<br />

14<br />

15<br />

16<br />

17<br />

18<br />

19<br />

20<br />

21<br />

22<br />

23<br />

24<br />

25<br />

26<br />

27<br />

1<br />

2<br />

3<br />

4<br />

5<br />

6<br />

7<br />

8<br />

9<br />

10<br />

11<br />

<strong>12</strong><br />

13<br />

14<br />

15<br />

16<br />

17<br />

18<br />

19<br />

20<br />

21<br />

22<br />

23<br />

24<br />

25<br />

26<br />

27<br />

28<br />

SUPERLIGA 20<strong>12</strong><br />

Temsilcilik TH<br />

Duisburg<br />

Hanno<strong>ve</strong>r<br />

Düsseldorf<br />

Nürnberg<br />

München<br />

Mannheim<br />

Frankfurt<br />

Köln<br />

Hamburg<br />

Dortmund<br />

Berlin<br />

Stuttgart<br />

Tübingen<br />

BUNDESLIGA 20<strong>12</strong><br />

Ýller TH<br />

Duisburg G<br />

Ulm<br />

Offenbach<br />

Gelsenkirchen<br />

Augsburg<br />

Düsseldorf<br />

Siegen<br />

Dortmund<br />

Recklinghausen<br />

Duisburg K<br />

Mannheim<br />

Neuss<br />

Kreuzberg<br />

München<br />

Hamburg D<br />

Köln B<br />

Nürnberg<br />

Hamburg B<br />

Karlsruhe<br />

Köln D<br />

Frankfurt<br />

Sch.Gmünd<br />

Wedding<br />

Ludwigsburg<br />

Esslingen<br />

Böblingen<br />

Stuttgart<br />

Bochum<br />

Hagen<br />

Solingen-Remsch<br />

Bonn<br />

Schöneberg<br />

Osnabrück<br />

Giessen<br />

Mainz<br />

Essen<br />

Ingolstadt<br />

Wuppertal<br />

Hanno<strong>ve</strong>r.G<br />

Rüsselsheim<br />

Oberhausen-Bott<br />

Aalen<br />

Hamm<br />

Aachen<br />

Kiel<br />

Neuköln<br />

Düren<br />

Bremen<br />

Plettenberg<br />

Konstanz<br />

Heilbronn<br />

Freiburg<br />

Tübingen<br />

Kassel<br />

Bielefeld<br />

420<br />

500<br />

475<br />

610<br />

447<br />

450<br />

420<br />

845<br />

592<br />

520<br />

535<br />

445<br />

455<br />

979<br />

417<br />

1060<br />

610<br />

610<br />

550<br />

1060<br />

495<br />

567<br />

472<br />

650<br />

519<br />

630<br />

1032<br />

450<br />

OBERLIGA 20<strong>12</strong><br />

Ýller TH<br />

Hildesheim<br />

Aschaffenburg<br />

Hanau<br />

Heidelberg<br />

Koblenz<br />

Mülheim<br />

Bremerha<strong>ve</strong>n<br />

Worms<br />

Hanno<strong>ve</strong>r.K<br />

Le<strong>ve</strong>rkusen<br />

Speyer<br />

Wiesbaden<br />

Saarbrücken<br />

Paderborn<br />

Würzburg<br />

Krefeld<br />

Mettmann<br />

Ra<strong>ve</strong>nsburg<br />

M.Gladbach<br />

Ludwigshafen<br />

Braunschweig<br />

Günzburg<br />

Kaiserslautern<br />

Allgäu<br />

Leipzig<br />

Darmstadt<br />

Albstadt<br />

Spandau<br />

14 GÜNDEM 23<br />

2335<br />

1100<br />

2150<br />

1<strong>12</strong>0<br />

2600<br />

2100<br />

2900<br />

4000<br />

1900<br />

3510<br />

1800<br />

2632<br />

3000<br />

400<br />

275<br />

290<br />

288<br />

300<br />

300<br />

285<br />

295<br />

270<br />

325<br />

275<br />

340<br />

330<br />

324<br />

265<br />

410<br />

335<br />

405<br />

375<br />

375<br />

365<br />

358<br />

255<br />

400<br />

350<br />

285<br />

385<br />

KREISLIGA 20<strong>12</strong><br />

Ýller TH<br />

75<br />

200<br />

250<br />

210<br />

230<br />

160<br />

163<br />

180<br />

200<br />

155<br />

145<br />

230<br />

145<br />

208<br />

240<br />

250<br />

200<br />

230<br />

205<br />

220<br />

250<br />

200<br />

210<br />

244<br />

95<br />

240<br />

252<br />

180<br />

AT<br />

2334<br />

1063<br />

2068<br />

1057<br />

2435<br />

1947<br />

2660<br />

3660<br />

1681<br />

3096<br />

1581<br />

2100<br />

2361<br />

AT<br />

455<br />

521<br />

477<br />

611<br />

444<br />

441<br />

411<br />

822<br />

573<br />

500<br />

508<br />

415<br />

423<br />

905<br />

384<br />

974<br />

559<br />

549<br />

492<br />

917<br />

421<br />

480<br />

399<br />

535<br />

404<br />

490<br />

800<br />

334<br />

AT<br />

420<br />

287<br />

299<br />

292<br />

304<br />

302<br />

286<br />

295<br />

269<br />

320<br />

268<br />

329<br />

311<br />

299<br />

239<br />

364<br />

284<br />

339<br />

307<br />

299<br />

290<br />

268<br />

189<br />

273<br />

237<br />

180<br />

213<br />

AT<br />

84<br />

208<br />

260<br />

217<br />

233<br />

162<br />

165<br />

181<br />

201<br />

155<br />

145<br />

230<br />

143<br />

205<br />

229<br />

237<br />

183<br />

209<br />

185<br />

187<br />

206<br />

161<br />

169<br />

195<br />

71<br />

175<br />

183<br />

<strong>12</strong>8<br />

%<br />

100%<br />

97%<br />

96%<br />

94%<br />

94%<br />

93%<br />

92%<br />

92%<br />

88%<br />

88%<br />

88%<br />

80%<br />

79%<br />

%<br />

108%<br />

104%<br />

100%<br />

100%<br />

99%<br />

98%<br />

98%<br />

97%<br />

97%<br />

96%<br />

95%<br />

93%<br />

93%<br />

92%<br />

92%<br />

92%<br />

92%<br />

90%<br />

89%<br />

87%<br />

85%<br />

85%<br />

85%<br />

82%<br />

78%<br />

78%<br />

78%<br />

74%<br />

%<br />

105%<br />

104%<br />

103%<br />

101%<br />

101%<br />

101%<br />

100%<br />

100%<br />

100%<br />

98%<br />

97%<br />

97%<br />

94%<br />

92%<br />

90%<br />

89%<br />

85%<br />

84%<br />

82%<br />

80%<br />

79%<br />

75%<br />

74%<br />

68%<br />

68%<br />

63%<br />

55%<br />

%<br />

1<strong>12</strong>%<br />

104%<br />

104%<br />

103%<br />

101%<br />

101%<br />

101%<br />

101%<br />

101%<br />

100%<br />

100%<br />

100%<br />

99%<br />

99%<br />

95%<br />

95%<br />

92%<br />

91%<br />

90%<br />

85%<br />

82%<br />

81%<br />

80%<br />

80%<br />

75%<br />

73%<br />

73%<br />

71%<br />

Katýlým sertifikalarýný<br />

alan kursiyerlerinmutluluðuyüzlerinden<br />

okunuyor.<br />

Recklinghausen<br />

DÝTÝB Merkez<br />

Camii Cemâati<br />

düzenlenen<br />

proðramda<br />

Çanakkale<br />

Sehitlerini<br />

dualarla<br />

yâd ettiler.<br />

Benzin<br />

fiyatlarý,<br />

gazlý<br />

arabalara<br />

tercihi<br />

artýrýyor<br />

Almanya’da yapýlan zamlarla benzin fiyatlarý-<br />

1nýn çok arttýðýný belirten Auto Service Rheinhausen<br />

sahibi Muhittin Topsir, vatandaþlarýmýzýn<br />

daha ekonomik araba kullanabilmeleri için arabalara<br />

gaz sistemi taktýrdýklarýný söyledi. Topsir, “Benzin fiyatlarý<br />

son dönemde çok arttý. Bu artýþlar ailelerin<br />

bütçelerini zorluyor. Yakýttan tasarruf etmek isteyenler<br />

ise, gazlý araçlara yöneliyor. Bu artýþý taleplerde<br />

rahatça görebiliyoruz.“ dedi Zaman’a da abone olan<br />

Topsir, gençler <strong>ve</strong> iþ sahipleri için gazetenin bilgilendirici<br />

dosyalar hazýrlamasýnýn kendilerini memnun<br />

ettiðini dile getirdi. Auto Service Rheinhausen Bismarck<br />

Str.186 Duisburg adresinde müþterilerine<br />

hizmetler <strong>ve</strong>riyor. FATÝH GÜMÜÞ, SAMÝ ALTUN DUÝSBURG<br />

‘Evlilik Okulu’ ilk mezunlarýný <strong>ve</strong>rdi<br />

Evlilik hazýrlýðý yapan gençlerin bilgilendirilmesi amacýyla açýlan Gladbeck EKJ ‘Evlilik Okulu’nun ilk mezunlarýný <strong>ve</strong>rdi. Hem evliler hem de<br />

evlilik hazýrlýðýnda olan gençler, uzmanlardan aile içi iletiþimden, ikili iliþkilerde uyum saðlamaya, kriz yönetiminden, aile<br />

müdahaleleri ile baþa çýkmaya kadar farklý konularda ders alýyor.<br />

MUHAMMET TÜRKGELDÝ GLADBECK<br />

Boþanma oranlarýnýn her<br />

1geçen gün daha da artma<br />

trendi göstermesi üzerine Gladbeck<br />

EKJ (Eltern, Kind u. Jugendiniati<strong>ve</strong><br />

e.V.) Aile Okulu, evlilik<br />

okulunu faaliyete açarak ilk mezunlarýný<br />

<strong>ve</strong>rdi. Okula evlilik hazýrlýðýnda<br />

olan gençlerle, evliler<br />

katýlabiliyor. Toplam 6-8 seanslýk<br />

planlanan eðitimde, uzmanlar tarafýndan<br />

kursiyerlere saðlýklý bir<br />

evliliðin nasýl olabileceði anlatýlýyor<br />

<strong>ve</strong> seminer sonunda katýlým<br />

sertifikasý <strong>ve</strong>riliyor. Gladbeck EKJ<br />

Aile Okulu yöneticisi Hüseyin<br />

Akyan, çiftlerin çok basit sebeplerden<br />

evliliklerini sonlandýrdýklarýna<br />

dikkat çekerek, “ Oysa birçok<br />

evlilik bu kurslarýmýz <strong>ve</strong>silesiyle<br />

devam edebilirdi. Günümüzde bir<br />

meslek/sanat öðrenmek (Ausbildung)<br />

için 3-4 yýl gerekiyor. Bir<br />

þirket kurmak için birçok bilgiye<br />

ihtiyaç duyuluyor. Yine otomobil<br />

sürücü kursuna gidilir, ehliyet sahibi<br />

olunur. Yol kazalarýný minimize<br />

etmek içindir bu. Olmasý da<br />

gerekiyor. Aynen bunun gibi evlilikte<br />

de iletiþim kazalarý yaþanmamasý<br />

için evlilik ehliyetinin öncelikle<br />

tahsil edilmesi çok zaruri bir<br />

hal almýþtýr. Özellikle evliliðin ilk<br />

beþ yýlý en riskli yýllar olduðu istatiklerce<br />

haber <strong>ve</strong>rilmektedir. Bu<br />

konu bizim sosyal bir yaramýzdýr<br />

<strong>ve</strong> bu soruna kayýtsýz kalamazdýk.<br />

Kursiyerlerimizin, evlilik okulu<br />

eðitim seminerleri kursundan<br />

edinecekleri bilgilerden ömür boyu<br />

istifade etmelerinin yanýsýra,<br />

çevresindeki insanlara da anlatacak<br />

çok þeyleri olacak <strong>ve</strong> onlarý<br />

aydýnlatacaklardýr” dedi.<br />

Evlilik Okulu Projesi ile hem<br />

aile içi sorunlarýn çözümüne kat-<br />

ký saðlanmasý hem de evliliðe<br />

adým atmaya hazýrlanan gençlere<br />

iyi bir baþlangýç yapmalarýna yardýmcý<br />

olunmasý hedefleniyor.<br />

Kursa katýlan kursiyerler, evlilikte<br />

karþýlaþýlabilecek sorunlarýn çözümünde<br />

iletiþim becerileri ile<br />

evlilikte çatýþmayý önleme <strong>ve</strong> sorun<br />

çözme becerileri de kazanmýþ<br />

olacak. Kursun bir diðer amacý da<br />

özellikle yeni evlenecek gençlere<br />

Çanakkale Þehitleri dualarla anýldý<br />

Recklinghausen DÝTÝB Merkez<br />

1Camii'nde Çanakkale Þehitlerini<br />

anma programý düzenlendi. DÝTÝB<br />

Merkez Camii Din Görevlisi Yusuf<br />

Dikmen’in Ýstiklal savaþý sýralarýnda<br />

yazýlan ana-oðul mektuplarýný <strong>ve</strong> komutanlarýn<br />

hatýralarýný da aktardý.<br />

Program 15 dakikalýk belgesel film<br />

gösterimi, Yasin-i Þerif, Sureler <strong>ve</strong> Þiirlerin<br />

okunmasý <strong>ve</strong> katýlýmcýlarýnýn<br />

çektirdiði toplu hatýra fotoðrafýyla sona<br />

erdi. SAFFET SAMUR RECKLÝNGHAUSEN<br />

‘Taþa deðil, insana yatýrým yapacaðýz’<br />

Köln yakýnlarýndaki Le<strong>ve</strong>rkusen<br />

1kentinde, Diyanet Ýþleri Türk Ýslam<br />

Birliði (DÝTÝB) Le<strong>ve</strong>rkusen Camii<br />

Çanakkale zaferinin 97.yýl dönümünü<br />

ihtiþamlý bir etkinlikle kutladý. Etkinliðe<br />

çok sayýda aile katýldý. Caminin<br />

din görevlisi tarafýndan yönetilen<br />

programda küçük çocuklarýn söylediði<br />

Ýstiklal Marþý, sergiledikleri piyes <strong>ve</strong><br />

Çanakkale türküleri da<strong>ve</strong>tlilerden bü-<br />

yük alkýþ aldý. Etkinlikte DÝTÝB Le<strong>ve</strong>rkusen<br />

Dernek Baþkaný Mustafa Yýlmaz,<br />

camide yaptýklarý sosyal <strong>ve</strong> kültürel<br />

faaliyetler hakkýnda bilgiler <strong>ve</strong>rdi.<br />

Yeni yetiþen çocuk <strong>ve</strong> gençlere<br />

milli <strong>ve</strong> manevi deðerleri aktarmanýn<br />

önemine vurgu yapan Yýlmaz, “Manevi<br />

deðerlerimizi her zaman ayakta<br />

tutmamýz lazým. Çanakkale zaferinin<br />

97 yýlýný kutluyoruz. Bu büyük zaferi<br />

Çanakkale Tiyatrosuna yoðun ilgi<br />

1<br />

Lünen-Brambauer DÝTÝB Ulu<br />

Camii'nin organize ettiði Çanakale<br />

Zaferi <strong>ve</strong> Þehitleri anma gününde<br />

bir tiyatro gösterisi düzenlendi.<br />

Program Ýstiklal Marþý <strong>ve</strong> saygý<br />

duruþu ile baþladý. Kur-an'ý Kerim tila<strong>ve</strong>tini<br />

din görevlisi Nebil Özer yaptý.<br />

Brambauer DÝTÝB Ulu Camii din<br />

görevlisi Eyüp Aydeniz, Çanakkale<br />

her zaman çocuklarýmýza anlatmalýyýz.<br />

Türkiye’nin farklý yerlerine<br />

dernek olarak kültür gezilerini düzenliyoruz.<br />

Dernek olarak çocuklara<br />

her türlü imkanýmýzý açtýk. Camide<br />

artýk taþa deðil insana yatýrým<br />

yapacaðýz. Dernek olarak gelecek<br />

ay 21 Nisan’da kutlu doðum haftasý<br />

kutlamalarý gerçekleþtireceðiz“<br />

diye konuþtu. ZÝVER ERMÝÞ KÖLN<br />

zaferi hakkýnda kýsa bir sunum yaptý.<br />

Daha sonra tiyatro sahne aldý. Tiyatroyu<br />

izleyen vatandaþlar duygulu<br />

anlar yaþadýlar. Dernek Baþkaný Yýlmaz<br />

Tabakoðlu ise, “Çanakkale ruhunu<br />

burada doðan gençlerimize bir<br />

tiyatro gösterisiyle tanýtma fýrsatý<br />

bulduk.” dedi. EYÜP GEÇÝT, FAHRETTÝN<br />

GÖÇKAN LÜNEN- BRAMBAUER<br />

moral olarak yardýmcý olmak,<br />

korkularýný yenmelerine, evlilikten<br />

<strong>ve</strong> eþlerinden beklentilerinin<br />

farkýna varmalarýna katký saðlamak.<br />

Kursiyerlere kurs boyunca,<br />

iletiþim öðeleri, iletiþim çeþitleri,<br />

iletiþim teknikleri, iletiþim engelleri,<br />

davranýþ çeþitleri, evlilikte<br />

problemin arka planlarý, ikili iliþkilerde<br />

uyum, eþler arasý yakýnlýk,<br />

aile müdahaleleri ile baþa çýkma<br />

Bahar Þöleni’nde<br />

eðitim rüzgarý<br />

Türk giriþimciler tarafýn-<br />

1dan Almanya´da açýlan<br />

ilk <strong>ve</strong> tek yatýlý kýz koleji Vision<br />

Kýz Koleji <strong>ve</strong> Ýbfi derneðinin<br />

katkýlarýyla düzenlenen `Bahar<br />

Þenliði` programý, Samanyolu<br />

Televizyonunda yayýnlanan<br />

`Maceracý` programýný sunan<br />

Murat Yeni <strong>ve</strong> Sanatçý Taha`nýn<br />

katýlýmýyla renklendi. Eðitimci<br />

Mustafa Þahin açýlýþta eðitimin<br />

önemine vurgu yaparak, çocuk<br />

eðitiminde baþarýlý olabilmek<br />

MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

gibi dersler <strong>ve</strong> kriz yönetimi <strong>ve</strong>rilecek.<br />

Kurs süresince, insanlar niçin<br />

evlenir? Evliliðe hazýrlýk, tanýþma<br />

<strong>ve</strong> eþ seçimi, evlilikte iletiþim,<br />

eleþtiri, çatýþmalar <strong>ve</strong> sorun<br />

çözme yöntemleri, genel anlamda<br />

insanýn tanýnmasý, kadýn <strong>ve</strong><br />

erkek farký <strong>ve</strong> psikolojisi, evlilikte<br />

mutluluðun püf noktalarý <strong>ve</strong> anne/baba<br />

olmaya hazýrlýk... gibi<br />

konulardan bilgiler <strong>ve</strong>rilmekte.<br />

Bin yýllýk kilisede Hz. Ýbrahim anlatýldý<br />

Bamberg’de bu yýl 60. kez<br />

1kutlanan “Kardeþlik Hafta-<br />

sý” etkinliklerinde bir ilk yaþandý.<br />

Bin yýllýk geçmiþe sahip Bamberg<br />

Dom Kilisesi’nde üç dinin temsilcilerinin<br />

düzenlediði programda<br />

ilk defa Kur’an okundu. Geçen<br />

Pazar günkü programýn ana<br />

konusu, üç dinide temsil eden<br />

Hz. Ýbrahim peygamberdi. Ýlk<br />

olarak Yahudi <strong>ve</strong> Hýristiyan cemaati,<br />

Hz. Ýbrahim hakkýndaki<br />

bilgi <strong>ve</strong> düþüncelerini aktardý.<br />

Son olarak Ýslam’ýn Hz. Ýbrahim<br />

konusuna bakýþýný anlatan Saffat<br />

suresi 101-111 ayetlerinin arapça<br />

metni DÝTÝB Bamberg Selimiye<br />

Camii Din Görevlisi Ýhsan<br />

Uçar tarafýndan okundu. Ayetlerin<br />

Almanca izahýný Bamberg<br />

Üni<strong>ve</strong>rsitesi Öðretim Üyesi Dr.<br />

Halim Recep yaptý. Program<br />

Türkçe, Arapça, Almanca <strong>ve</strong> Ýngilizce<br />

dillerinde söylenen barýþ<br />

<strong>ve</strong> kardeþlik temennileriyle son<br />

buldu. ÝBRAHÝM HOMAN BAMBERG<br />

için, anne <strong>ve</strong> babanýn üzerine<br />

düþen 9 maddeden oluþan eðitimin<br />

önemli noktalarýna deðindi.<br />

Ek bina <strong>ve</strong> yeni yapýlacak<br />

binanýn plan <strong>ve</strong> projesinin tanýtýmýný<br />

da anlatan Þahin, inþa<br />

edilecek okulun 4 katlý bir binadan<br />

oluþtuðunu söyledi. Geniþ<br />

katýlýmýn olduðu programda,<br />

kolejde okuyan öðrenciler,<br />

þarký <strong>ve</strong> þiirlerle, katýlýmcýlarýn<br />

beðenilerini topladý. NAGÝHAN<br />

AYGÜN, SEDA NUR ÞAHÝN ULM


15<br />

GÜNDEM<br />

Yurtdışındaki öğrenciye, artık<br />

okuduğu ülkeye göre burs <strong>ve</strong>rilecek<br />

Devlet bursuyla yurtdışında yükseköğrenim gören öğrencilere yaşadığı ülkenin şartlarına göre burs <strong>ve</strong>rilecek.<br />

YURTKUR Genel Müdürü Hasan Albayrak, “İngiltere’de okuyan bir öğrenci ile Orta Asya’nın herhangi bir ülkesindeki<br />

öğrenciye aynı bursu <strong>ve</strong>riyorduk. Artık bu öğrencilere bulunduğu şartlara göre burs <strong>ve</strong>rilecek.” dedi.<br />

DERVİŞ GENÇ İSTANBUL<br />

-Devlet desteğiyle yurtdışında eğitim<br />

alan 11 bin master <strong>ve</strong> doktora öğrencisine<br />

burs düzenlemesi. Yükseköğrenim<br />

Kredi Yurtlar Kurumu (YURTKUR)<br />

Genel Müdürü Hasan Albayrak, yurtdışına<br />

giden Türk öğrencilere bulundukları<br />

ülkenin ekonomik şartlarına göre burs<br />

<strong>ve</strong> öğrenim kredisi <strong>ve</strong>receklerini açıkladı.<br />

Daha önce gurbetteki öğrencilere Türkiye<br />

şartlarında burs <strong>ve</strong>rdiklerine dikkat çeken<br />

Albayrak, “İngiltere’de okuyan bir öğrenci<br />

ile Orta Asya’nın herhangi bir ülkesindeki<br />

öğrenciye aynı bursu <strong>ve</strong>riyorduk.<br />

Artık bu öğrencilere bulunduğu şartlara<br />

göre burs <strong>ve</strong>rilecek.” diyor.<br />

Şule Gürbüz ‘Zamanın Farkında’<br />

Üç yıl kadar önce Yapı <strong>ve</strong> Kredi Bankası<br />

Vedat Nedim Tör Müzesi’nde “Zamanın<br />

Görünen Yüzü: Saatler” adıyla bir sergi<br />

açılmıştı. Türkiye’nin önemli müze <strong>ve</strong> özel<br />

koleksiyonlarındaki mekanik saatler arasından<br />

seçilerek hazırlanan bu muhteşem<br />

sergi <strong>ve</strong> aynı adı taşıyan harika kitap hakkında,<br />

bu köşede “Saatler, Saatçiler <strong>ve</strong> Saat<br />

Meraklıları” başlıklı bir yazı yazmış, aynı<br />

zamanda serginin danışmanı olan Dolmabahçe<br />

Sarayı saat uzmanı Şule Gürbüz’ün<br />

“Alaturka Saat Alaturka Za-<br />

man” <strong>ve</strong> “Osmanlı Saatçileri”<br />

başlıklı yazılarına dikkatinizi<br />

çekmiştim.<br />

Sözünü ettiğim yazılar,<br />

Osmanlı kültürüne <strong>ve</strong> zihniyet<br />

dünyasına derinliğine nüfuz<br />

edilmeden yazılamazdı.<br />

Üstelik bunlar çok iyi yazılmış<br />

metinlerdi; Şule Gürbüz,<br />

yazıyla bir hayli meşgul<br />

olmuş, Türkçeye hâkim yaşlı<br />

başlı bir hanımefendi olmalıydı.<br />

O günlerde Dolmabahçe<br />

Sarayı’na gidip kendisiyle<br />

tanışmayı düşünmemiş değildim;<br />

fakat meşgaleler, şunlar bunlar yüzünden<br />

ihmal ettim; geçen yılın sonlarında<br />

İletişim Yayınları tarafından gönderilen<br />

bir hikâye kitabının kapağında ismini görünceye<br />

kadar...<br />

Beş hikâyeden oluşan kitap, ismini beşinci<br />

hikâyeden alıyordu: Zamanın Farkında…<br />

Diğer hikâyelerin isimleri de şöyle:<br />

Mekanik saatlerin büyülü<br />

dünyasında çarklarla,<br />

millerle, zembereklerle<br />

vb. uğraşa uğraşa<br />

Saatleri Ayarlama<br />

Enstitüsü’nün Muvakkit<br />

Nuri Efendi’si<br />

gibi bir çeşit bilgeliğe<br />

ulaşarak “zamanın<br />

farkına” varan Şule<br />

Gürbüz’ün yazılarını<br />

<strong>ve</strong> hikâyelerini çok<br />

önemli buluyorum.<br />

Önümüzdeki günlerde uygulamaya<br />

konulması beklenen yeni sisteme göre<br />

Avrupa’da okuyan öğrenci Asya’da okuyan<br />

öğrenciden daha fazla burs <strong>ve</strong> kredi<br />

alacak. Konunun ayrıntılarının mart sonunda<br />

netleşeceğini aktaran Hasan Albayrak,<br />

“Bu şekilde öğrencilerimizin sıkıntılarını<br />

hafi fl etmek istiyoruz. 2010 yılından<br />

bu yana yurtdışında öğrenim gören<br />

11 bin 500 öğrenciye burs <strong>ve</strong> öğrenim kredisi<br />

<strong>ve</strong>rdik. Bu sayı <strong>ve</strong> rakam daha da artacak.”<br />

diye konuşuyor. Öte yandan YURT-<br />

KUR, Türkiye genelinde 70 yurdun inşasını<br />

sürdürüyor. Hasan Albayrak, bu kapsamda<br />

20<strong>12</strong>-2013 eğitim öğretim döneminde<br />

55 yeni yurdun daha hizmete açıla-<br />

“Müzik Hocası”, “Cansın”, “Mezarlıktan<br />

Geçiş” <strong>ve</strong> “Mutfak”... Hemen okumaya<br />

başladım <strong>ve</strong> sıradan bir okuyucunun sabrını<br />

daha ilk sayfalarda taşıracak bir ayrıntı<br />

bolluğu, ince bir zekâya işaret eden ustaca<br />

gizlenmiş bir humour <strong>ve</strong> yazıya ancak çok<br />

erken başlayanların kazanabilecekleri bir<br />

dil hâkimiyetiyle karşılaştım. Ayrıntılardan<br />

yola çıkarak insan ruhunun derinliklerinde<br />

çok tecrübeli bir dalgıç gibi dolaşan Şule<br />

Gürbüz’ün kitabındaki ilk hikâye, müziğin<br />

hemen her türünde derin<br />

bir bilgiye <strong>ve</strong> Türk musikisinde<br />

yüksek bir zevke dair ipuçları<br />

da <strong>ve</strong>riyor. Bütün hikâyeleri<br />

okuduğunuzda yazarının sizi<br />

hayata, insanlara, eşyaya farklı<br />

bir şekilde bakmaya zorladığını<br />

hissediyorsunuz.<br />

Daha sonra on sekiz yaşında<br />

yazdığı Kambur adlı etkileyici<br />

uzun hikâyesini de okuduğum<br />

Şule Gürbüz’ün ilk yazılarından<br />

edindiğim intiba meğerse<br />

doğru değilmiş; biraz<br />

araştırınca onun genç bir hanımefendi<br />

olduğu, İ.Ü. Edebiyat<br />

Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü’nü bitirdikten<br />

sonra Cambridge Üni<strong>ve</strong>rsitesi’nde felsefe<br />

öğrenimi gördüğü, viyolonsel çaldığı,<br />

sanat tarihçisi olarak göre<strong>ve</strong> başladığı Milli<br />

Saraylar’ın Saat Seksiyonu’nda 1997 yılında<br />

araştırmacı olarak görevlendirildiği, saatlerin<br />

hemen hepsinin bozuk olduğunu<br />

görünce Saray’a zaman zaman tamir için<br />

cağını söylüyor. Böylece, ülke genelindeki<br />

307 yurtta 270 bin olan yatak kapasitesi<br />

310 bine yükselecek. Yeni yapılacak yurtlarda<br />

odalar 1 <strong>ve</strong> 3’er kişilik olacak. Tek kişilik<br />

odalarda yüksek lisans <strong>ve</strong> doktora öğrencileri,<br />

3’er kişilik odalarda ise ön lisans<br />

<strong>ve</strong> lisans öğrencileri kalabilecek.<br />

Halen Türkiye genelinde 307 devlet<br />

yurdu bulunuyor. Hasan Albayrak,<br />

bu yurtlarda engelli öğrencilere yönelik<br />

birtakım düzenlemelerin yapıldığını<br />

kaydetti. Sadece 26 yurtta düzenleme<br />

yapılmadığını ifade eden Albayrak,<br />

“Önümüzdeki temmuz ayına kadar<br />

tüm yurtlarımız engelli öğrencilere<br />

uygun hale getirilecek. Ayrıca, yeni ya-<br />

gelen saat ustası Recep Gürgen’den mekanik<br />

saatlerin dilini <strong>ve</strong> nasıl tamir edileceğini<br />

öğrendiği bilgisine ulaştım. Şimdi o, sadece<br />

Türkiye’de değil, belki de dünyada mekanik<br />

saat ustası olan tek kadın… Dolmabahçe<br />

Sarayı böylece kadrolu bir mekanik<br />

saat ustasına <strong>ve</strong> onun teşebbüsüyle hepsi<br />

tıkır tıkır işleyen saatlerin teşhir edildiği bir<br />

Saat Müzesi’ne sahip olmuş.<br />

Torna, tesviye kullanmayı, elini kezzaplara<br />

sokmayı vb. gerektiren zor bir işe<br />

genç bir hanımın talip olması <strong>ve</strong> yıllarca<br />

sabırla çalışıp işin inceliklerini öğrenmesi<br />

kolay anlaşılabilir bir şey değildir. Bu konuda<br />

kendisine sorulan bir soruya, mesleğinin<br />

elbette zor tarafl arının da bulunduğunu,<br />

hatta bir keresinde bir saat kulesinden<br />

düşerek omzunu kırdığını belirterek<br />

şöyle bir cevap <strong>ve</strong>rmiş: “Sarayda araştırmacı<br />

olarak çalışmaya başlayınca ben de<br />

atölyede tek başıma kalsam, istediğim hayatı<br />

inşa edebilir miyim, kabuğumu bulmuş<br />

gibi olur muyum, diye bir düşünce<br />

geçti içimden. Başka biri bana bakıp tek<br />

başına bütün gün atölyede ne yapıyor diye<br />

vahlanabilir. Ama ben birinin böyle bir hayatı<br />

olduğunu görsem çok imrenirim. Bu<br />

biraz şahsî bir şey. Sarayın içerisinde bir<br />

saat ustası olmayı, elinin ürettiğiyle yaşamayı<br />

kendi adıma şık <strong>ve</strong> güzel buldum.”<br />

Şule Gürbüz’ün aynı röportajda hayat<br />

felsefesini de özetleyen şöyle bir sözü daha<br />

var: “Okumak, anlamak <strong>ve</strong> farkına varmak<br />

bana yetiyordu.”<br />

Saat tamirciliği, Şule Gürbüz’e göre bir<br />

pacağımız tüm yurtlarda engelli odaları<br />

bulunacak.” şeklinde konuştu. Bu arada<br />

devlet yurtlarında hamam sisteminden<br />

katlarda banyo sistemine geçildi.<br />

Yurtlarda kalan öğrenciler internet, terzi,<br />

ayakkabı tamiri gibi hemen her türlü<br />

ihtiyacını yurtlardan sağlayabiliyor. Diğer<br />

yandan 40 yılı aşkın süredir öğrencilerin<br />

barınma ihtiyacını karşılayan İstanbul<br />

Cevizlibağ’daki Atatürk Öğrenci<br />

Yurdu, beton ömrünü tamamladığı için<br />

yıkılıyor. Eski yurdun yerine inşa edilecek<br />

yurtla ilgili bilgi <strong>ve</strong>ren YURTKUR İstanbul<br />

Bölge Müdürü Dr. Cemil Bağlama,<br />

yeni yurdun 5 yıldızlı otel konforunda<br />

olacağını söyledi.<br />

Beşir Ayvazoğlu<br />

sanat değil; egonuzu paranteze almayı gerektiren,<br />

dolayısıyla mistik bir tarafı olan<br />

bir meslek. Sabırlı değilseniz, saatler boyunca<br />

mekanik saatlerle baş başa kalmayı<br />

göze alamıyor, çok yüksek düşünceleriniz<br />

olsa bile, size sadece bir saatçi, bir tamirci<br />

gözüyle bakılmasına tahammül edemiyorsanız,<br />

bu işi yapamaz, yapsanız bile mutlu<br />

olamazsınız.<br />

Mekanik saatlerin büyülü dünyasında<br />

çarklarla, millerle, zembereklerle vb. uğraşa<br />

uğraşa Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün<br />

Muvakkit Nuri Efendi’si gibi bir çeşit bilgeliğe<br />

ulaşarak “zamanın farkına” varan Şule<br />

Gürbüz’ün yazılarını <strong>ve</strong> hikâyelerini çok<br />

önemli buluyorum. Yeri gelmişken, yukarıda<br />

sözünü ettiğim sergi kitabındaki üç yazısıyla<br />

saat <strong>ve</strong> zaman konusundaki diğer yazılarının<br />

TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı<br />

tarafından kitaplaştırıldığını hatırlatmak<br />

isterim. Fotoğrafl arını da yazarının<br />

çektiği bu zarif Saat Kitabı’ndaki yazıların<br />

başlıkları şöyle: “Alaturka Saat Alaturka Zaman”,<br />

“Mekanik Saat Tamiri <strong>ve</strong> Tamirciliği<br />

Üzerine”, “Osmanlı Saatçileri”, “Ahmed<br />

Efl âki Dede”, “Olmayanlar”, “20. Yüzyılda<br />

Evi Terk Edip Sokak Saati Olanlar”, “E<strong>ve</strong><br />

Saat Almak”. “Saate Bakmak”, “Saat Kulelerinin<br />

Varlığı <strong>ve</strong> Yokluğu Üzerine”.<br />

Şule Gürbüz’ün Saat Kitabı okunursa,<br />

şu günlerde <strong>ve</strong>fatının 50. yıldönümü <strong>ve</strong>silesiyle<br />

sık sık andığımız Ahmet Hamdi<br />

Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü<br />

adlı romanı daha iyi anlaşılacaktır, bundan<br />

eminim. b.ayvazoglu@zaman.com.tr<br />

YURTKUR Genel<br />

Müdürü Hasan Albayrak,<br />

307 devlet<br />

yurduna ila<strong>ve</strong><br />

olarak bir yıl<br />

içinde 55 yeni<br />

yurdun açılacağını<br />

söyledi.<br />

Yeni yurtlarda<br />

engellilere özel<br />

odalar da bulunacak.<br />

FOTOĞRAF: CİHAN,<br />

ŞABAN GÜNDÜZ<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

Gülen, hareketin başı<br />

değil ilham kaynağı<br />

ZİVER ERMİŞ KÖLN<br />

-Gülen Hareketi’ne ilişkin kaleme aldığı<br />

kitabının tanıtımı için Almanya’da bulunan<br />

Houston Üni<strong>ve</strong>rsitesi Öğretim Görevlisi<br />

Prof. Dr. Helen Rose Ebaugh, tanıtım programına<br />

Köln’de devam etti. Diyalog, eğitim <strong>ve</strong><br />

barışa hizmet eden Gülen Hareketi’nin her kesimden<br />

büyük ilgi gördüğünü bildiren Ebaugh,<br />

“Gülen Hareketi’nin geleceği bugünden daha<br />

parlak görünüyor” dedi. Moderatörlüğünü Kültürlerarası<br />

Diyalog Derneği (IKULT) Müdürü<br />

Ejder Sabancı’nın yaptığı programa konuşmacı<br />

olarak katılan Ebaugh, oldukça ilginç tespitlerde<br />

bulundu. Hareketin merkezinde Türk <strong>ve</strong> İslami<br />

motivasyonun olduğunu, Türk kültürünün özelliklerinden<br />

dolayı Hareketin değişik insanlara<br />

açılabildiğini bildirdi. Hareketin eğitim, diyalog<br />

<strong>ve</strong> barışa hizmet etmesinin etkileyici olduğunu<br />

söyleyen ABD’li profesör, “Hareket Türk <strong>ve</strong> İslami<br />

orjinli olduğu için değişik insanlara açılabiliyor.<br />

Merkezinde dindar Müslümanlar var, ama<br />

hareketin içinde değişik din <strong>ve</strong> çevrelerden insanlar<br />

var” dedi. Gülen Hareketi’nin geleceği<br />

konusunda öngörüsü sorulan Prof. Dr. Ebaugh,<br />

şunları söyledi: “Bence Gülen Hareketi<br />

büyüyerek devam edecek. Sayın Gülen hasta<br />

bir insan. Ondan sonra insanlar onu çok özleyecek,<br />

eserlerini okuyacak, onun arkasından<br />

yoluna devam edecek. O, hareketin ilham kaynağıdır.<br />

İnsanları diyalog, barış için moti<strong>ve</strong> ediyor.<br />

Gülen Hareketi’nin geleceği oldukça pozitif<br />

görünüyor. Hareket şimdiden dünyanın<br />

en büyük hareketlerinden biri. Politik bir hareket<br />

olmaması, herkese kucak açılıyor olması,<br />

diyalog <strong>ve</strong> barışa hizmet etmesi büyük sempati<br />

topluyor. Ne kadar okul oluduğunu kimse<br />

tam bilmiyor. Hareket çok hızlı büyüyor, Gülen<br />

Hareketi gün geçtikçe daha da tanınacak”<br />

GİZLİ BİR AJANDA OLSA GLOBAL HAREKETİN<br />

BİR NOKTASINDA ORTAYA ÇIKARDI<br />

Türkiye’de Hareketi sert şekilde eleştiren 25<br />

kişi ile görüştüğünü söyleyen din sosyoloğu,<br />

“ABD’de de çok sayıda kişiyle görüştüm. Bunların<br />

sorduğu hep aynı şeyler; ‘bunların niyeti<br />

ne’, ‘neyi saklıyorlar’, ‘gerçekten ne yapmaya<br />

çalışyorlar?’ Önemli noktalarda yeterli adamları<br />

olursa İran’da Humeyni’nin yaptığı gibi bir İslam<br />

devrimi yapmayı istiyor olabileceklerini savunanlar<br />

var. Ama hiç bir delilleri yok. Diğer yandan<br />

cemaat mensuplarından hiç biri İran’daki gibi bir<br />

devlet istemiyor. Eleştirmenlerin ellerinde delil<br />

olmadığı halde bu eleştirileri yapmaları tamamen<br />

ideolojik. 110 ülkede okulları olan bu kadar global<br />

bir hareketin gizli bir ajandası, farklı bir niyeti<br />

olsa mutlaka bir yerden çıkmaz mıydı?” dedi.<br />

Özlem Tezcan’ın fotoğrafl arı Bremen eyalet meclisinde sergileniyor.<br />

Meclis Başkanı Christian Weber fotoğrafl arı tek tek inceledi.<br />

İzmirli fotoğrafçının<br />

gözüyle Bremen<br />

-İzmir’de yaşayan fotoğraf sanatçısı Özlem<br />

Tezcan’ın üç ay kaldığı Bremen’de<br />

çektiği fotoğrafl ar eyalet meclisinde sergileniyor.<br />

Bremen-İzmir kardeş şehir kültür faaliyetleri<br />

kapsamında şehri fotoğrafl ayan 26 yaşındaki<br />

Tezcan’ın sergisinin açılışını Bremen Eyalet<br />

Parlamentosu Başkanı Chirstian Weber yaptı.<br />

Bremen’i en güzel karelerle anlatan resimlerden<br />

oluşan sergi büyük ilgi <strong>ve</strong> beğeni gördü.<br />

Tezcan’ın çok yetenekli bir fotoğrafçı olduğunu<br />

söyleyen Weber, “Bremen’i çok güzel anlatan<br />

fotoğrafl ar çekmiş. Hayran kaldım. Fotoğrafl arın<br />

burada sergilenmesi de çok güzel. Kendisini<br />

tebrik ediyorum” dedi. Bremen’de üç aydır bulunduğunu,<br />

bu süreyi tamamen fotoğraf çekerek<br />

değerlendirdiğini dile getiren Tezcan, “Burada<br />

beğendiğim 5 Bremen fotoğrafını sergiliyorum.<br />

Bana destek olan meclis başkanına çok teşekkür<br />

ediyorum. Fotoğrafl arda Bremen’i simgeleyen<br />

eserlere dikkat ettim <strong>ve</strong> ona göre çalıştım.<br />

Sergim 27 Mart tarihine kadar açık kalacak”<br />

şeklinde konuştu. MEHMET KÜÇÜKKAYA BREMEN<br />

SAYFA TASARIM: SEVDE TEKİNKAYA


f16 YORUM<br />

-Son günlerde zorunlu temel eğitim ile ilgili yeni düzenlemeyi<br />

tartışıyoruz. Çoğu tartışma konularında görüldüğü<br />

gibi, yine bir toz duman. Tam olarak neyi tartıştığımızı anlamak<br />

da zor. Anlayabildiğim kadarıyla, zorunlu temel eğitimin<br />

sekiz yıldan on iki yıla çıkarılmasına itiraz eden yok. Dolayısıyla<br />

tartışma süre ile ilgili değil. Çekişme temel eğitim döneminin<br />

kesintili mi, kesintisiz mi olacağı üzerinde yoğunlaşıyor.<br />

Burada da devreye hemen “imam hatiplerin orta kısmının<br />

yeniden açılması” üzerinden din, daha doğrusu din eğitimi<br />

<strong>ve</strong> dolayısıyla din-devlet ilişkileri <strong>ve</strong> tabiî lâiklik giriyor. Tartışma<br />

hassaslaşıyor, rasyonel tezlerle sürecin bir ortak anlaşma<br />

zeminine doğru ilerlemesinin önü de neredeyse tıkanıyor.<br />

Önce, zorunlu temel eğitim ile ilgili düzenleme ihtiyacının<br />

nereden kaynaklandığı ile başlayalım. Buradaki en temel gerekçe,<br />

Türkiye'nin 2023'te dünyanın ilk on büyük ekonomisi<br />

arasına girme hedefi ne bağlı olarak dile getirilen “ortalama<br />

eğitim” düzeyinin yükseltilmesi. Şu an için Türkiye'de ortalama<br />

eğitim düzeyinin 6. sınıfa tekabül ettiğini, kadınlarda bunun<br />

3. sınıf düzeyinde kaldığını, altını kalın kalın çizerek vurgulamalıyız.<br />

Zorunlu temel eğitimin <strong>12</strong> yıla çıkarılmasıyla bu<br />

düzeyin de yükseleceği düşünülmektedir ki, ilk bakışta doğru<br />

bir yaklaşım olarak görülmektedir.<br />

Peki, tartışma nereden çıkıyor? <strong>12</strong> yıla çıkarılması düşünülen<br />

zorunlu temel eğitimin “kesintisiz” değil de “kesintili” olarak<br />

düzenlenmesine yönelik itirazlardan. İtirazlar, kamuoyuna<br />

yansıyan yer yer nâhoş <strong>ve</strong> sert biçimiyle, <strong>12</strong> yıllık sürenin dörder<br />

yıllık üç döneme bölünmesi <strong>ve</strong> bunun düzenlenme tarzıyla<br />

ilgili. Burada, iki temel yaklaşımı ayrıştırmak mümkün. Bunlardan<br />

ilki, zorunlu temel eğitimin tümüyle kesintisiz olması<br />

ile kesintili olması arasındaki fark. Siyasî muhalefetin içinde de<br />

yer alan bazı görüş sâhipleri zorunlu temel eğitimin mutlaka<br />

kesintisiz olmasını isterken, kesintili olmasında sakınca görmeyenlerin<br />

büyük bir çoğunluk oluşturduğu söylenebilir.<br />

Dolayısıyla, zorunlu temel eğitimin <strong>12</strong> yıla çıkarılması üzerinde<br />

neredeyse tam bir mutabakat var <strong>ve</strong> kesintisiz <strong>12</strong> yıl görüşü<br />

azınlıkta. İş, <strong>12</strong> yıl içinde yer alacak dönemlerin nasıl organize<br />

edileceğinde düğümleniyor. <strong>12</strong> yılın gündemdeki kanun<br />

teklifi nde öngörülen dörder yıllık üç döneme bölünmesinin<br />

sakıncalı olduğu görüşü, bence ciddî yönleri olan bir görüş<br />

<strong>ve</strong> enine boyuna ama mutlaka rasyonel bir biçimde ele alınıp<br />

tartışılmalı. Eğitimle ilgili akademik uzmanlığı bulunan kamuoyu<br />

kesimlerinde dile getirilen itirazlara burada kulak <strong>ve</strong>rmek<br />

gerekiyor. Buna göre: (1) Okula başlama yaşının 60 değil,<br />

72 ay, yani altı yaşın tamamlanmasından sonra olması gerekiyor.<br />

(2) Zorunlu temel eğitimin ikinci dönemi, yâni bir anlamda<br />

hayattaki yolunu belirlemesinde çok büyük ölçüde belirleyici<br />

olacak olan meslekî yöneliminin başlangıcı ilk dört yıl<br />

değil, en erken ilk sekiz yıldan sonra gerçekleşmesi gerekiyor.<br />

Görüşün desteği şu: Dünya genelinde, zorunlu temel eğitim<br />

Avrupa Genel Müdürü<br />

ABDULLAH AYMAZ<br />

Almanya Koordinatörü<br />

MEHMET ATALAY<br />

Yayýnlar Koordinatörü<br />

MEHMET ALÝ ÞENGÜL<br />

Bürolar Koordinatörü<br />

ÝSMAÝL KÜÇÜK<br />

ABONE<br />

Tel: 0049 69 300 34 130<br />

Fax: 0049 69 300 34 105<br />

e-mail: abone@eurozaman.de<br />

DAÐITIM<br />

Tel: 0049 69 300 34 130-103<br />

e-mail: dagitim@eurozaman.de<br />

REKLAM (Anzeige)<br />

TUWA MEDIA MARKETING<br />

Tel: 0049 69 300 34 200-201<br />

Fax: 0049 69 300 34 205<br />

e-mail: reklam@tuwamedia.eu<br />

BASKI (Druck)<br />

Sun Print & Vertriebs GmbH<br />

Tel: 0049 69 30034 161<br />

Fax: 0049 69 30034 165<br />

e-mail: info@sunprint<strong>ve</strong>rtrieb.eu<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA SA YI: 16331<br />

SAHÝBÝ-HERAUSGEBER: WORLD MEDÝA GROUP A.G.<br />

Commerzbank Offenbach<br />

Konto Nr: 427 0666<br />

BLZ: 50540028<br />

Avrupa Genel Yayýn Müdürü<br />

(Geschaftsführer – Chefredakteur)<br />

MAHMUT ÇEBÝ<br />

Haber Müdürü (Redaktionsleiter)<br />

YAHYA YILDIRIM<br />

HABER (Nachrichten)<br />

Tel: 0049 69 300 34 246-256<br />

Fax: 0049 69 300 34 250<br />

e-mail: haber@eurozaman.de<br />

ALMANYA TEMSÝLCÝLÝKLERÝ<br />

Parlamento<br />

Berlin<br />

Dortmund<br />

Duisburg<br />

Düsseldorf<br />

Hamburg<br />

Hanno<strong>ve</strong>r<br />

Frankfurt<br />

Köln<br />

Mannheim<br />

München<br />

Stuttgart<br />

Tübingen<br />

Nürnberg<br />

AVRUPA TEMSÝLCÝLÝKLERÝ<br />

Avusturya<br />

Belçika<br />

Danimarka<br />

Hollanda<br />

Ýsviçre<br />

Nor<strong>ve</strong>ç<br />

Fransa<br />

Finlandiya<br />

Süleyman Bað<br />

Nihat Kızılkula<br />

Ekrem Yýldýrým<br />

Adem Yaka<br />

Bülent Çelik<br />

Metin Cavlak<br />

Erkan Tekin<br />

Latif Taş<br />

Ümit Selim Macar<br />

Ýlyas Arýcan<br />

Tamer Aktaþ<br />

Yýlmaz Akýn<br />

Osman Öztürk<br />

Mehmet Kurt<br />

Seyit Arslan<br />

Tercan Ali Baştürk<br />

Kamil Subaşı<br />

Ebubekir Şar<br />

Özgür Taþçýoðlu<br />

Menaf Alıcı<br />

Emre Demir<br />

Fahrettin Çalışkan<br />

030-224 88060<br />

030-992 571<strong>12</strong><br />

0231-2064683<br />

0163-2940<strong>12</strong>5<br />

0211-36779890<br />

040-303 822 19<br />

0511-543 08 778<br />

0176 616 03964<br />

0221-5892242<br />

0621-15699077<br />

089-54885910<br />

0711-<strong>12</strong>1 562 08<br />

07031-261 56 44<br />

0911 274 68 93<br />

0043/6506334499<br />

0032/47-6626211<br />

0045 70206970<br />

0031/10-2013747<br />

0041/313118490<br />

0047/22630708<br />

0033/141 507496<br />

00358 942477400<br />

ZUKUNFT Medien GmbH, Sprendlinger Land Str. 107-109, 63069 Offenbach<br />

Ýnternet Adresi: http://www.eurozaman.com e-mail: info@eurozaman.de<br />

Zorunlu temel eğitimin<br />

sekiz yıldan on iki yıla<br />

çıkarılmasına itiraz<br />

Le<strong>ve</strong>nt Köker<br />

eden yok. Çekişme temel<br />

eğitim döneminin<br />

kesintili mi, kesintisiz mi olacağı üzerinde<br />

yoğunlaşıyor. Kesintisiz <strong>12</strong> yıl<br />

görüşü ise azınlıkta. İş, <strong>12</strong> yıl içinde<br />

yer alacak dönemlerin nasıl organize<br />

edileceğinde düğümleniyor.<br />

içindeki dönemleştirmede meslekî tercih yönelişinin mümkün<br />

olduğu kadar geç yaşlarda gerçekleşmesi benimsenmekte.<br />

Bunun da hem bilişsel-psikolojik <strong>ve</strong> hem de çağdaş dünyada<br />

eğitim-meslek ilişkisinin değişken bir tarzda oluşmakta<br />

oluşuna dayalı makûl sebepleri var.<br />

Ayrıca 2010 değişiklikleriyle Anayasa'ya da dâhil ettiğimiz<br />

“Çocuk Hakları Sözleşmesi” bağlamında da mes'eleye bakabiliriz.<br />

Buna göre, <strong>12</strong> yıllık zorunlu temel eğitimin kademelendirilmesinde<br />

iki normatif zorunluluğun birlikte gözetilmesi gerektiğini<br />

söylememiz gerekiyor. Bunlardan ilki, çocuğun eğitim<br />

hakkının fırsat eşitliği temelinde gerçekleşmesini sağlama<br />

yükümlülüğüdür. Buna göre devlet, zorunlu temel eğitimi<br />

herkese eşit <strong>ve</strong> parasız olarak sunmak zorundadır. Bununla<br />

birlikte devlet, “ortaöğretim sistemlerinin genel olduğu<br />

kadar meslekî nitelikte de olmak üzere çeşitli biçimlerde<br />

örgütlenmesini teşvik ederler <strong>ve</strong> bunların tüm çocuklara<br />

açık olmasını sağlarlar <strong>ve</strong> gerekli durumlarda malî yardım<br />

yapılması <strong>ve</strong> öğretimi parasız kılmak gibi uygun önlemleri”<br />

almakla da yükümlüdür. Böyle bakıldığında, <strong>12</strong> yıllık zorunlu<br />

eğitimin kademelendirilmesinde 4+4+4 yerine 8+4 gibi<br />

bir kademelendirmenin yapılması daha uygun görünmektedir.<br />

Böylece hem meslekî yönelimin erken başlatılmasından<br />

dolayı özellikle ülkemiz açısından önemli bir sorun olan<br />

cinsiyet <strong>ve</strong> sınıf temeline dayalı ayrımcılığın <strong>ve</strong> fırsat eşitsizliğinin<br />

giderilmesi sağlanacak <strong>ve</strong> hem de Çocuk Hakları<br />

Sözleşmesi'ne de damgasını vurmuş olan hedefl erin birlikte<br />

gözetilebildiği bir sistem kurulabilecektir.<br />

Mes'elenin kamuoyu nezdinde öne çıkarılan <strong>ve</strong> tartışmayı<br />

bulanıklaştıran boyutlarından bir diğeri ise, yine<br />

<strong>ve</strong> maalesef Türkiye'de hiç bitmeyen “lâiklik” tartışmala-<br />

Kral <strong>ve</strong> Soytarı<br />

rıdır. 4+4+4 düzenlemesini “imam hatiplerin orta kısımlarının<br />

yeniden açılması” amacına bağlayan <strong>ve</strong> bunun 28<br />

Şubat sürecine yönelik “rövanşist” bir hamle olduğunu<br />

ileri süren eleştiriler bu bağlamda dikkat çekicidir. Sayın<br />

Başbakan'ın “Tankla getirileni demokratik yolla değiştiriyoruz.”<br />

yollu ifâdesi de, özünde yatan 28 Şubat sürecine<br />

yönelik eleştiri bakımından haklı olsa da, bu eleştirilere<br />

meşrûiyet kazandırıcı bir “cevap” olmuştur. Oysa din<br />

eğitiminin ayrıca <strong>ve</strong> zorunlu temel eğitim ile ilgili düzenlemenin<br />

asıl bağlamından farklı bir temelde tartışılması<br />

gerekmektedir. Din eğitimi, bilindiği gibi iki yönlüdür.<br />

Bunlardan ilki Anayasa'nın 245. maddesinde de öngörüldüğü<br />

gibi, “din kültürü <strong>ve</strong> ahlâk bilgisi” tedrisatı biçiminde<br />

yapılmalıdır. Burada dikkat edilecek olan husus, eğitimden<br />

kastedilenin belirli bir dinin (<strong>ve</strong>ya mezhebin yahut<br />

inancın) çocuklara belletilmesi değildir. Kastedilen,<br />

din <strong>ve</strong> ahlâk alanında beşeriyetin târihsel olarak ortaya<br />

koyduğu birikimi çoğulculuk içinde <strong>ve</strong> çocuğun eleştirel<br />

akıl yürütme <strong>ve</strong> hüküm <strong>ve</strong>rme kapasitesini olgunlaştırmaya<br />

dönük bir tarzda aktarmaktır. Devletin din eğitimi<br />

ile ilgili görevi budur <strong>ve</strong> bu görevi yaparken ebe<strong>ve</strong>ynin<br />

dinî <strong>ve</strong> felsefî inançlarına saygı gösterme yükümlülüğünü<br />

de unutmaması gerekmektedir. Böyle olduğu takdirde,<br />

Avrupa Konseyi üyesi pek çok devlette oduğu gibi,<br />

Türkiye'de de zorunlu dersler arasında olabilir.<br />

Ancak, Türkiye devleti böyle bir din kültürü eğitimini<br />

gerçekleştirememektedir. Bunun için, devletin din alanını<br />

bir bütün olarak Cumhuriyet'in kuruluş felsefesinde<br />

var olan türdeş bir toplum yaratma amacı doğrultusunda<br />

merkezî bir teşkilât (Diyânet) aracılığıyla kontrol altına<br />

almak istemesinin <strong>12</strong> Eylül 1980 darbesiyle zir<strong>ve</strong> yapmasından<br />

kaynaklanan bu anlayış <strong>ve</strong> uygulamanın sona erdirilmesi<br />

gerekmektedir. Bu konunun zorunlu temel eğitim<br />

bağlamında gündeme gelen “8 mi, <strong>12</strong> mi”, “kesintisiz<br />

mi, kesintili mi”, kesintili ise “3 kademeli mi, iki kademeli<br />

mi” gibi konuların özüyle bir ilgisi esasen yoktur. Temel<br />

eğitimin bir bütün olarak Türkiye'de, fırsat eşitliği ilkesine<br />

bağlı olarak, en dezavantajlı olan toplum kesimlerinin<br />

(örneğin kız çocuklarının <strong>ve</strong> yoksulların) öncelikle<br />

gözetildiği bir düzen içinde, ortalama okullaşma düzeyini<br />

yükseltecek <strong>ve</strong> çocukların eleştirel bir akılcı olgunluğa<br />

erişmelerini mümkün kılacak tarzda yeniden örgütlenmesi<br />

gerekiyor. Bunun içinde din eğitiminin nasıl şekilleneceği<br />

daha uzun <strong>ve</strong> ayrı bir konu. Ama özerkleştirilmemiş<br />

bir Diyânet bağlamında bu sorunun üstesinden gelinemeyeceği<br />

de açıkça ortada. l.koker@zaman.com.tr<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

İran silahlarının<br />

Suriye’ye kaçırılması<br />

İYAD ED DÜLEYMİ<br />

Suriye devrim günlerinin ilk aylarından itibaren<br />

Suriye rejimi ile İran arasında üst düzeyde istihbarat<br />

<strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nlik işbirliğinin varlığı güçlü şekilde<br />

dile getirildi. İşbirliği silah taşıyan İran gemilerinin<br />

Tartus Limanı’na varmasıyla zir<strong>ve</strong>ye çıkmıştı.<br />

Olay, kolaylıkla ispatlanamaz <strong>ve</strong>ya yalanlanamaz<br />

ancak kulisler arkasında olan bitene ilişkin<br />

çok şeye işaret ediyordu.<br />

Irak’ın İran silahlarının Suriye’ye kaçırılması<br />

operasyonlarına karışması etrafında son koparılan<br />

gürültü boşuna kendiliğinden gelişmedi. Zira<br />

Maliki hükümetinin tutumu Suriye devrimi başladığından<br />

beri Esed hükümetine <strong>ve</strong>rdiği sınırsız<br />

destek ile Arap Birliği’nin Suriye rejimine karşı<br />

attığı adımları destekleme yönündeki dramatik<br />

değişim arasında ölçüsüz bir konumdaydı. Bu<br />

durum Maliki’nin Arapların bu ay sonunda yapılması<br />

kararlaştırılan Bağdat zir<strong>ve</strong>sine katılımını<br />

sağlama girişimi olarak görüldü.<br />

Yalnız olayların akışını takip eden biri, Irak hükümetinin<br />

Şam rejimini özellikle başkent Bağdat’ı<br />

hedef alan patlama operasyonlarının arkasında<br />

olmakla suçladığı yılları unutarak Beşşar<br />

Esed rejimine bütün destek şekillerini sunduğunu<br />

çok iyi anlar. Irak’ın İran silahlarının<br />

Suriye’ye geçiş koridoruna dönüştüğü iddiasını<br />

destekleyen birçok kanıt var. Bu iddia öncelikle<br />

Şam rejiminin Suriye devrimini mezhepçi, etnik<br />

<strong>ve</strong> ırkçı bir çekişmeye<br />

dönüştürme noktasındaki<br />

ipoteklerinin etkisiyle<br />

mezhepçi çekiş-<br />

menin dozunun artması<br />

ortasında gerçekleşiyor.<br />

Ayrıca Maliki hükümeti<br />

Esed’den sonra gelecek<br />

yeni Suriye yönetiminin<br />

Araplara daha yakın<br />

<strong>ve</strong> Tahran rejimiyle<br />

koalisyona daha uzak<br />

olmasından endişeli. Bu<br />

durum Maliki hükümetini<br />

üzerinde güçlü şekilde<br />

görülen İran baskıları<br />

bir yana belirsiz gelecek<br />

noktasında endişelendiriyor.<br />

Son Amerikan istihbarat<br />

raporları Irak’ın<br />

Suriye’ye geçen İran si-<br />

lahlarının gü<strong>ve</strong>nlik koridoruna dönüştüğünü teyit<br />

etti. Hatta Irak hükümeti Suriye’ye geçmekte<br />

olan İran uçaklarının denetlenmesi yönündeki birçok<br />

Amerikan talebini geri çevirdi. Bağdat hükümeti<br />

bu uçakların İran’dan Suriye’ye gıda kargoları<br />

taşıdığını belirtti.<br />

Irak’ın İran silahlarının gü<strong>ve</strong>nlik koridoruna<br />

dönüştüğünü anlamak zor değil. Irak hükümetinin<br />

bütün yaptıkları Suriye rejimi hanesine yazılıyordu.<br />

Zira Irak tek bir Suriyeli mülteciyi dahi kabul etmeyen<br />

tek ülke. Hatta Irak, Suriye ile sınırlarında denetimi<br />

sıklaştırdı, yüzyıldır Irak’ta ikamet eden Suriye<br />

asıllı Iraklıları vatandaşlıktan çıkardı. Ayrıca<br />

Suriye ile olan sınır bölgelerini sınırın öbür tarafında<br />

kendilerine paralel Suriye bölgeleri halklarına<br />

hiçbir destek sunmamaları hususunda uyardı.<br />

Suriye yönüne giden İran silahlarından bahsederken<br />

Irak’ı zikretmemek hiçbir şekilde mümkün<br />

değil. İran silahlarının Suriye’ye geçişi yolu<br />

büyük zorluklarla karşılaşıyor. Hatta Suriye rejimi<br />

dostlarının kendisini bırakması sebebiyle bazı<br />

zamanlar imkânsız hale geldi. Dolayısıyla Irak<br />

kanalıyla bu tür koridorlara alternatifl er bulmak<br />

mantıklı bir durum gibi görünüyor.<br />

Suriye rejimi son nefeslerini s<strong>oluyor</strong>. Rus <strong>ve</strong>ya<br />

Çin <strong>ve</strong>tosu kanalıyla <strong>ve</strong>ya Irak <strong>ve</strong> Hizbullah’ın desteğiyle<br />

aldığı oksijen, bekâsı için yeterli olacak gibi<br />

görünmüyor. Dolayısıyla Irak hükümetine düşen<br />

öncelikle Suriye rejim değişikliğinin öngöreceği<br />

yeni gerçekle uyum sağlamak için rotasını değiştirmeye<br />

başlamaktır. Irak hükümeti, Suriye halkını<br />

karşısına almanın kesinlikle kendi çıkarına olmayacağını<br />

anlamalıdır. Bu durum kendisinden daha<br />

diplomatik çıkış yolları bulmasını <strong>ve</strong> Suriye kriziyle<br />

ilişkide bilinçli olmasını istemektedir.<br />

KATAR GAZETESİ EL ARAB 18 MART 20<strong>12</strong> www.alarab.qa<br />

d.cetinkaya@zaman.com.tr<br />

Son Amerikan istihbarat<br />

raporları Irak’ın,<br />

Suriye’ye geçen İran silahlarının<br />

gü<strong>ve</strong>nlik koridoruna<br />

dönüştüğünü<br />

teyit etti. Irak hükümetinin<br />

bütün yaptıkları Suriye<br />

rejimi hanesine yazılıyordu.<br />

Zira Irak tek bir<br />

Suriyeli mülteciyi dahi kabul<br />

etmeyen tek ülke. Suriye<br />

yönüne giden İran silahlarından<br />

bahsederken<br />

Irak’ı zikretmemek hiçbir<br />

şekilde mümkün değil.


17<br />

YORUM<br />

Mümtaz’er Türköne<br />

Demokratikleşmenin limiti<br />

Bu soru ile başlamak, bugüne ait çözünürlüğü<br />

yüksek bir demokrasi fotoğrafı çekmek için somut<br />

bir çerçe<strong>ve</strong> oluşturma fırsatı sunuyor. Çerçe<strong>ve</strong>yi<br />

daha nesnel bir analizin etrafına yerleştirelim:<br />

İktidarın temerküzü, yani gücün tek elde<br />

toplanması ise mesele, uzunca bir tarih boyunca<br />

böylesine rakipsiz bir iktidara sahip olmamıştık.<br />

Seçilmiş liderlerin, arkasına halk desteği<br />

almış politikacıların gücü mutlak monarklarla<br />

bile mukayese edilemez. AK Parti iktidarının<br />

<strong>ve</strong> bu iktidarı tek başına temsil eden Başbakan<br />

Erdoğan’ın bugün sahip olduğu gücün, tarihte<br />

bir benzeri yok. Atatürk bile bu kadar güçlü<br />

değildi. İktidarı, bürokratik seçkinlerle payla-<br />

Objektif şartlar, anayasa<br />

yapamamış bir AK<br />

Parti liderinin güç kaybedeceğini<br />

gösteriyor.<br />

O zaman anayasa karamsarlığına<br />

bakarak<br />

sadece Erdoğan’ın süreçleri<br />

belirleme gücünün<br />

pratiği hakkında<br />

yorum yapabiliriz.<br />

şıyordu; yeni bir toplum<br />

inşa etmeye giriştiği<br />

için herhalde %<br />

50’nin oyunu serbest<br />

seçimlerde alamazdı.<br />

Nitekim 1931 yılında<br />

Serbest Fırka deneyini<br />

bu iddianın bir delili<br />

olarak kullanabiliriz.<br />

1950-60 yılları arasında<br />

Demokrat Parti’nin<br />

yükselişi sadece ikin-<br />

ci seçime sarkabildi. 1957 seçimleri geldiğinde<br />

DP oyları gerilemeye başlamıştı. Adalet Partisi,<br />

Anavatan Partisi ise kazandıkları ikinci seçimde<br />

bile oylarını muhafaza edemediler.<br />

AK Parti iktidarı bu konuda tam anlamıyla<br />

bir istisna oluşturuyor. 10 yıllık iktidarı boyunca<br />

AK Parti, -yani Erdoğan- arkasındaki halk desteğini<br />

artırarak ilerledi. Bugün araştırmalar AK<br />

Parti’nin oyunun % 54 civarında olduğunu gösteriyor.<br />

Bu kadar geniş bir halk desteğinin karşısında<br />

hiçbir güç duramaz. Arkasındaki halk<br />

desteğinin hakkını <strong>ve</strong>ren bir hükümetin bugün<br />

sahip olduğu güce ulaşması da son derece doğal.<br />

Rakipler teker teker elimine edildi. Askerî<br />

<strong>ve</strong>sayet sona erdi. Devletin sahip olduğu bütün<br />

güçler tek elde toplandı. Devlet hiyerarşisi ilk<br />

defa hükümetin kontrolünde işlemeye başladı.<br />

Demokrasi için olduğu gibi aklınıza gelebilecek<br />

her yönetim biçiminin bir paradoksu vardır.<br />

Teokratik bir yönetimde, Tanrı’nın kimi <strong>ve</strong>kil<br />

tayin ettiğine bakılır. Hiçbir diktatör, halkın<br />

isteklerine karşı uzun süre ayakta kalamaz. Demokraside<br />

halk, yönetme hakkını bir diktatöre<br />

<strong>ve</strong>ya bir seçkin gruba kontrolsüz bir şekilde<br />

devredebilir. Tek istisna, demokrasinin <strong>ve</strong>rdiği<br />

yetkiyi geri alabilme imkânına sahip olmasıdır.<br />

İhsan Dağı<br />

Her halükârda gü<strong>ve</strong>ncemiz kişiler değil kurallardır.<br />

O zaman demokrasinin yazılı olan <strong>ve</strong> olmayan<br />

kurallarına bakmak gerekir.<br />

Sadece demokrasilerde değil bütün siyasî<br />

düzenlerde rekabetin konusu gücün ele geçirilmesidir.<br />

Demokrasi, güç rekabetini herkesin<br />

üzerinde uzlaştığı kurallara bağladığı <strong>ve</strong> bu rekabette<br />

geride kalanlara da gü<strong>ve</strong>nceler sağladığı<br />

için tartışmasız bir üstünlüğe sahiptir. Gücün<br />

doğası her yerde aynıdır. Güç boşluk kabul<br />

etmez. Boş bulduğu alanı hemen doldurur.<br />

Siyasî rekabet bu gücün ele geçirilmesi <strong>ve</strong> elde<br />

tutulması için yapıldığına göre, daha fazla güç<br />

elde etme fırsatı çıktığında kimse geri çevirmez.<br />

Hiçbir iktidar sahibi, “bu kadar güç bana yeter,<br />

daha fazlasını istemiyorum” demez.<br />

“Erdoğan diktatör mü?” sorusunun cevabını,<br />

Başbakan’ın elinde bulundurduğu güce bakarak<br />

<strong>ve</strong>rmek doğru mu? Sorunun cevabından<br />

önce, bu gücün işaretleri üzerinde duralım:<br />

Anayasa konusunda karamsarlık artıyor.<br />

Sivil toplum hareketli. Toplumda bir merak <strong>ve</strong><br />

ilgi var. Çok sayıda öneri Meclis’e ulaşıyor. Anayasa<br />

Uzlaşma Komisyonu saat gibi çalışıyor.<br />

Kimseden “anayasa yapılmasın” gibi bir itiraz<br />

gelmiyor. Peki karamsarlığın sebebi ne? Bir tek<br />

sebebi var: Başbakan takriben altı aydır, anayasa<br />

konusunda tek kelime etmiyor. Başbakan gündemine<br />

almadığı için hepimiz yeni anayasanın<br />

yapılamayacağı endişesine kapılıyoruz. Peki<br />

Başbakan neden gündemine almıyor? Bu sorunun<br />

cevabını ancak Erdoğan’ın siyaset yapma<br />

tarzıyla, strateji hesabıyla <strong>ve</strong> zamanlama anlayışıyla<br />

<strong>ve</strong>rebiliriz. Objektif şartlar, anayasa yapamamış<br />

bir AK Parti liderinin güç kaybedeceğini<br />

gösteriyor. O zaman anayasa karamsarlığına<br />

bakarak sadece Erdoğan’ın süreçleri belirleme<br />

gücünün pratiği hakkında yorum yapabiliriz.<br />

Önceki hafta Erdoğan, yeni “açılım” mesajları<br />

<strong>ve</strong>rdi <strong>ve</strong> “bedel ödemeye hazır olduğunu”<br />

söyledi. PKK-BDP cephesinin Nevruz’u<br />

öne çekerek iki koldan tırmandırdığı şiddet<br />

-hem kitlesel hem de bireysel- bu mesaja <strong>ve</strong>rilen<br />

bir cevaptan ibaret. PKK’nın artan şiddeti,<br />

yolun daraldığını gösteriyor. Yolu daraltan<br />

ne? Başbakan’ın bedel ödemeye hazır olduğunu<br />

söylemesi değil mi? Demek ki PKK, kendince<br />

bir bedel ödetmeye çalışıyor.<br />

İşaretlerin ötesine geçelim. Sorunun diğer<br />

şeklini, Osman Can’ın “Demokratikleşmede limit<br />

aşıldı mı?” sorusunu tartışarak devam edelim.<br />

m.turkone@zaman.com.tr<br />

Daha ‘milliyetçi Türkiye’ye doğru<br />

Milliyetçilik dalgasının yeniden yükseldiği bir<br />

dönemdeyiz. Mesele, milliyetçiliğin barındırdığı<br />

devletçi, reaksiyoner <strong>ve</strong> içe kapanmacı eğilimler.<br />

Sorunlarımızı çözen değil katmerleştiren bir<br />

yöne işaret ediyor yükselen milliyetçilik.<br />

Dört ana sorun var önümüzde. Bunlara çözüm<br />

bulamayan siyaset <strong>ve</strong> toplum çareyi milliyetçilik<br />

dozunu yükseltmekte bulur.<br />

Birincisi, Kürt sorunu. Her geçen gün biraz<br />

daha içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Hükümet<br />

sertleşiyor, PKK acullaşıyor. PKK, sempatizanlarını<br />

sokağa saldıkça Türkçü reaksiyonlar artıyor.<br />

Nevruz bir kez daha gösterdi ki PKK’nın sokakta<br />

koyacağı eylemler hükümetiyle <strong>ve</strong> toplumuyla<br />

Türkiye’yi hızla milliyetçi bir savrulmaya itebilir.<br />

Özerklik, statü <strong>ve</strong> tabii ki bağımsızlık sözleri<br />

Türk milliyetçilerinin<br />

Türkiye kritik bir noktada.<br />

Bırakın yeni anayasa<br />

yapmayı, mevcut<br />

demokratikleşme seviyesinin<br />

muhafazası<br />

bile yükselen milliyetçilik<br />

nedeniyle zora girebilir.<br />

Belirleyici olan<br />

AK Parti’nin alacağı pozisyondur.<br />

kimyasını bozuyor.<br />

İkincisi, Ermeni<br />

sorunu. 2015’e doğru<br />

yaklaştıkça Türkiye’ye<br />

yönelik baskılar yoğunlaşıyor.<br />

Fransa ile yaşadıklarımız<br />

küçük bir<br />

provaydı. Mesele daha<br />

da büyüyecek, görünürlük<br />

kazanacak. ‘Ermeni<br />

soykırımı’ sözünü her<br />

işittiğimizde biraz daha içe kapanacağız. Dışarıda<br />

baskı yiyen Türkiye, içeride bu baskıyı yüzleşelim,<br />

konuşalım diyenlere yansıtacak. ‘Hepiniz<br />

Ermenisiniz, Hepiniz Piçsiniz’ pankartı bunun<br />

basit bir habercisi.<br />

Üçüncüsü, Kıbrıs meselesi <strong>ve</strong> bunun tetikleyeceği<br />

Avrupa krizi. Kıbrıs görüşmelerinden<br />

yine bir şey çıkmayacak <strong>ve</strong> Rum Yönetimi temmuz<br />

ayında AB dönem başkanı olacak. Hükümetin<br />

tavrı net; biz de masadan çekileceğiz. Zaten<br />

iyice tıkanan AB süreci resmen dondurulacak.<br />

Yani AB ile nişanı atacağız. Bunu yaparken<br />

de Avrupa’nın ikiyüzlülüğü, Yunan düşkünlüğü,<br />

Türk düşmanlığı gibi bildik temalar işlenecek.<br />

AB ile kopuşun ‘Kıbrıs meselesi’ üzerinden<br />

olması milliyetçiliğin iki kaynağını birden coşturacak;<br />

Batı karşıtlığı <strong>ve</strong> milli dava Kıbrıs... Geçenlerde<br />

hükümetin bir bakanının dillendirdiği<br />

‘Kıbrıs’ın Türkiye’ye bağlanması’ seçeneğinin<br />

‘masada olması’ durumu bu hatta varılabilecek<br />

noktayı işaret ediyor; içe kapanma, yalnızlaşma<br />

<strong>ve</strong> bunların yaratacağı travmaları yönetmek için<br />

de ‘milliyetçileşme’... Denktaş <strong>ve</strong> onun mirasıyla<br />

yapılan ‘barış’ önümüzdeki dönemde, karşılaşılacak<br />

krizlere karşılık olarak ne tür yeni ‘ittifak’<br />

modelleri olabileceğinin sinyallerini <strong>ve</strong>riyor.<br />

Bu ülke Kürt meselesi, Ermeni soykırım iddiaları<br />

<strong>ve</strong> Kıbrıs davasını aynı anda kucağında bulduğunda<br />

milliyetçilik tavan yapar. Bu üç konu<br />

milliyetçiliğin ‘afrodizyakları’dır; onu uyarır, şahlandırır.<br />

Dikkat edin, bu noktalarda ‘milliyetçi’<br />

kesimlerle ‘ulusalcı’ gruplar <strong>ve</strong> fi kirler arasında<br />

evlilikler de görebiliriz. Sonuçta, bu üç konuda<br />

‘resmî’ <strong>ve</strong> baskın toplumsal görüş dışındaki kanaatleri<br />

seslendirmenin zorlaştığı otoriter bir siyasal<br />

<strong>ve</strong> sosyal iklimde bulabiliriz kendimizi.<br />

Bunlara ek olarak dördüncüsü, etrafımızı saran<br />

dış politika konuları; İran, Irak <strong>ve</strong> Suriye ile<br />

yaşanan gerginlikler... Irak merkezî yönetimi ile<br />

ipler kopmuş vaziyette. Irak Kürdistan Yönetimi<br />

ise ülkedeki karışıklığa bağlı olarak bağımsızlık<br />

ilan etmeye hazırlanıyor. Türkiye hazır mı böyle<br />

bir gelişmeye? Türk milliyetçiliğinin <strong>ve</strong> devletin<br />

kırmızı çizgisi, hatta kâbusudur bu. Kürt sorununun<br />

çözülemediği bir noktada Irak’ın bölünmesi<br />

Türkiye Kürtlerini heyecanlandıracağı gibi, geri<br />

kalan kesimlerdeki bölünme korkusunu da zir<strong>ve</strong>ye<br />

çıkarır. Böyle bir durumu MHP’nin avantaja<br />

çevirmesini önlemek isteyen rakipleri ‘milliyetçilik<br />

yarışı’na kalkışacaklardır. Dahası Suriye ile<br />

neler yaşayacağımız henüz meçhul. Türkiye’nin<br />

de taraf olacağı sıcak bir çatışma kimse için sürpriz<br />

olmaz. Herkes bilir ki, savaşa bulaşan bir ülkede<br />

ilk kabaran şey, milliyetçiliktir.<br />

Sonuç olarak Türkiye kritik bir noktada. Bırakın<br />

yeni anayasa yapmayı, mevcut demokratikleşme<br />

seviyesinin muhafazası bile yükselen<br />

milliyetçilik <strong>ve</strong> buna hasas siyaset nedeniyle<br />

zora girebilir.<br />

Belirleyici olan AK Parti’nin alacağı pozisyondur;<br />

AK Parti yükselen milliyetçi dalganın<br />

üzerinde siyaset yapmaya yönelirse devlet<br />

de otoriterleşir. Yok, milliyetçiliğe teslim olmak<br />

yerine onu dizginlemeyi <strong>ve</strong> yönetmeyi tercih<br />

ederse dalga kırılabilir, Türkiye sakin sulara<br />

ulaşabilir. Bunun için AK Parti’nin Kürt sorununda<br />

‘gü<strong>ve</strong>nlikçi’ politikadan ‘açılım’ <strong>ve</strong> diyalog<br />

yaklaşımına geri dönmesi; Ermeni katliamı<br />

konusunda Dersim katliamı kadar cesur olması<br />

<strong>ve</strong> ezber bozması; dış politikayı içeride milliyetçiliği<br />

kabartacak bir tonda kullanmaktan kaçınması<br />

gerekir. i.dagi@zaman.com.tr<br />

Hüseyin Gülerce<br />

Evren, hâlâ neden öyle zannediyor?<br />

4 Nisan’da hâkim karşısına çıkacak olan <strong>12</strong> Eylül<br />

darbecileri Kenan Evren <strong>ve</strong> Tahsin Şahinkaya,<br />

umulmadık, duyulmadık bir çıkış yaptı.<br />

“Ben kurucu iktidarım” diyen Evren <strong>ve</strong> Şahinkaya,<br />

mahkemeye yolladıkları savunmada,<br />

“Darbe yapmak anayasa suçu değildir. Kurucu<br />

iktidarı yargılamak, ihtilalcinin bir başka ihtilalci<br />

tarafından yargılanmasıdır. TCK’da kurucu<br />

iktidar olma <strong>ve</strong> ihtilal yapma suçu yok. Kanun,<br />

ihtilal teşebbüsünü suç sayıyor.” görüşüne<br />

yer <strong>ve</strong>rdiler.<br />

Acaba 367 mucidi Sabih Kanadoğlu’ndan<br />

yardım mı aldılar? Aklı kim <strong>ve</strong>rdiyse şapka çıkartmak<br />

lazım. Bu yorum, bütün hukuk dala<strong>ve</strong>relerini<br />

arkada bıraktırır. Neymiş; “ihtilal<br />

yapmak suç değil, ihtilale teşebbüs suç”muş…<br />

Yani, “adam öldürmek suç değil, öldürmeye<br />

teşebbüs suçtur” diyorlar…<br />

Bir şey daha aklıma geldi. Ergenekon <strong>ve</strong><br />

Balyoz davaları başladığında <strong>ve</strong>sayetin hukukçusu,<br />

gazetecisi <strong>ve</strong> yazarı olarak temayüz etmiş<br />

bazıları, “efendim, olmamış darbenin davası<br />

mı olurmuş…” diyerek, Evren’in savunduğunun<br />

tersini savunmuşlardı. Diyorlardı ki;<br />

“bazı durumlarda darbe yapılmasını istemek<br />

<strong>ve</strong> bunu düşünce olarak kamuoyuna açıklamak,<br />

ifade özgürlüğü kapsamında”dır… Darbe<br />

teşebbüsü davalarını itibarsızlaştırmak, sulandırmak,<br />

bulandırmak için görmediğimiz<br />

numara kalmadı. Utanma duygusu da kalmadı.<br />

İfade özgürlüğü kapsamına sokmaya çalıştıkları<br />

darbe talebi <strong>ve</strong> hazırlıkları; silahla, provokasyonlarla,<br />

faili meçhul cinayet tertipleriy-<br />

Dağıstan Çetinkaya<br />

Mustafa Ünal<br />

20<strong>12</strong> senaryosu…<br />

CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne sonuç almak<br />

için değil siyaseten başvurduğunu düşünüyordum.<br />

Partinin etkin ismi Gürsel Tekin<br />

şaşırttı beni. Kararın talepleri doğrultusunda<br />

çıkacağından o kadar emin konuştu<br />

ki… Kuru bir umut değil onunki. Bir bildiği<br />

var sanki.<br />

Lafı dolandırmadan ‘Anayasa Mahkemesi<br />

Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu’nun<br />

bazı maddelerini iptal edecek’ dedi. Ardından<br />

bazı hukukî gerekçeler sıraladı. ‘Düzenleme<br />

açıkça anayasaya aykırı’ dedi sözgelimi.<br />

Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresi konusunda<br />

anayasa hukukçuları ikiye bölündü.<br />

Bir kısmı ‘5 yıl’, bir bölümü ise ‘7 yıl’ dedi.<br />

AK Parti belirsizliği yasayla giderdi. CHP biraz<br />

ağırdan aldı. İki ay bekledi. Önceki gün<br />

Anayasa Mahkemesi’ne götürdü.<br />

İki ayın sırrı ne? Başta olağanüstü kurultaylar<br />

olmak üzere parti için sorunların etkisi<br />

olabilir. Gürsel Tekin ‘hukukçuların titiz çalışmasına’<br />

bağladı, ‘Bir gecikme de yok normal<br />

bir süreç’ dedi.<br />

CHP’nin iptalini <strong>ve</strong> yürürlüğünün durdurulmasını<br />

istediği düzenlemenin en<br />

önemli maddesi Cumhurbaşkanı Abdullah<br />

Gül’ün görev süresiyle ilgili olanı… Anamuhalefet<br />

partisi, Gül’ün süresinin ‘7 değil, 5 yıl<br />

olduğu’ konusunda başından beri ısrarcı.<br />

Şimdi top siyasetin sahasından çıktı,<br />

Anayasa Mahkemesi’nin önüne gitti. Kararı<br />

mahkeme <strong>ve</strong>recek.<br />

Ankara’da hesaplar hep ‘7 yıl üzeri-<br />

le, toplumu sindirmek, insanları işkencelerden<br />

geçirmek, hükümeti devirmek, Meclis’i kapatmak<br />

için yapılıyordu…<br />

Dr. Ümit Kardaş, bu zihniyete ne güzel cevap<br />

<strong>ve</strong>rmişti: “Darbe teşebbüsü suçları, anayasal<br />

düzene <strong>ve</strong> bu düzenin işleyişine karşı işlenen<br />

<strong>ve</strong> cezaları, ağırlaştırılmış müebbet hapis<br />

olan soyut tehlike suçlarıdır. Yani suçun ce-<br />

Sayın Evren kendini hâlâ<br />

kurucu iktidar zannediyor.<br />

Çünkü öyle zannetmesi<br />

için cesaret <strong>ve</strong>ren<br />

generaller, gazeteciler,<br />

yazarlar, yargıçlar, barolar,<br />

akademisyenler <strong>ve</strong><br />

işadamları var… Onun<br />

için bize lazım olan, zihniyet<br />

değişimidir.<br />

ne’ yapıldı. Kulislerde sıkça 2014 senaryoları<br />

dillendirildi. Bugünün konusu olmamasına<br />

rağmen Tayyip Erdoğan’ın Çankaya’ya<br />

çıkması durumunda AK Parti’nin başına<br />

kimin geçeceği bile tartışıldı. Siyasetin<br />

mekânlarında ‘5 yıl’ hiç öngörülmedi.<br />

Gözler Anayasa Mahkemesi’nde. Konu<br />

sadece hukukî değil aynı zamanda siyasî…<br />

Mahkeme bir sürpriz yapar mı? CHP’nin<br />

Gözler Anayasa<br />

Mahkemesi’nde. Konu<br />

sadece hukukî değil<br />

aynı zamanda siyasi…<br />

Mahkeme bir sürpriz<br />

yapar mı? CHP’nin talepleri<br />

doğrultusunda<br />

‘Gül’ün görev süresi 5<br />

yıldır’ der mi? Anayasa<br />

Mahkemesi ‘5 yıl’ derse<br />

seçim takvimi hemen<br />

işlemeye başlayacak.<br />

zalandırılması için<br />

tehlikenin meydana<br />

gelmesi gerekmez.<br />

İfade özgürlüğü; cebir<br />

<strong>ve</strong> şiddetle işlenen<br />

suçların savunulabileceğidüşüncesinikapsamamaktadır.<br />

Evrensel hukuk,<br />

bu tür insanlık,<br />

demokrasi <strong>ve</strong> insan<br />

hak <strong>ve</strong> özgürlükleri<br />

için tehlikeli <strong>ve</strong> za-<br />

rarlı olan düşünceleri himaye etmemektedir.”<br />

Evren <strong>ve</strong> Şahinkaya’nın, hâlâ “biz kurucu<br />

iktidarız” demeleri, bir zihniyetin ifadesi. Darbe<br />

teşebbüslerini yargılama aşamasına gelmiş<br />

olmamız elbette demokratikleşme adına<br />

önemli bir adım. Fakat asıl önemli olan, darbe<br />

zihniyetinin ortadan kalkmasıdır. Acı ama<br />

gerçek, bu ülkede yarın darbe olsa gazetelerinde,<br />

televizyonlarında bayram havası estirecek,<br />

sokaklara dökülüp “kurtarıcılar”a alkış tutacak<br />

epey insan var.<br />

Sayalım şimdi; kurucu iktidar olduğuna<br />

talepleri doğrultusunda<br />

‘Gül’ün görev<br />

süresi 5 yıldır’<br />

der mi? Böyle bir ihtimal<br />

var mı?<br />

Mahkeme ‘5 yıl’<br />

derse bütün hesaplar<br />

silbaştan. Bunun çok<br />

önemli siyasi sonuçlar<br />

doğuracağı kesin.<br />

Ben başından<br />

beri bu ihtimali düşük<br />

görüyorum. Ancak<br />

Gürsel Tekin’in<br />

sözleri, iki ayın sırrı <strong>ve</strong> CHP’nin heyecanı<br />

‘acaba’ kuşkusu düşürmedi de değil. Kamuoyu<br />

daha çok AK Parti’nin cumhurbaşkanlığı<br />

seçim stratejisiyle ilgili ama CHP’nin<br />

de kayıtsız kalınmaması gereken Çankaya<br />

hesapları var.<br />

Anayasa Mahkemesi’ne başvuru bunun<br />

bir parçası. Kılıçdaroğlu bir süre önce bayram<br />

değil seyran değilken ‘CHP’nin desteklediği<br />

kişi Cumhurbaşkanı seçilecek’ dedi.<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

inanan Evren... “Hukuk dışına çıktık, bunu yol<br />

yaptık, hep böyle gidecek sandık” diyen geçen<br />

dönemin Genelkurmay Başkanı Koşaner…<br />

Daha birkaç gün önce, “28 Şubat bitmedi, nadasa<br />

çekildik” gibisinden laf eden eski Milli<br />

Gü<strong>ve</strong>nlik Kurulu Genel Sekreteri, görevde<br />

iken dolar basarak ekonomiyi kurtarma mucidi<br />

emekli general, hepsi aynı zihniyeti seslendiriyorlar:<br />

Biz asıl iradeyiz…<br />

Hatırlayınız, İlker Başbuğ gözaltına alınma<br />

kararının ardından kameralara konuşurken,<br />

terör örgütü kurmak <strong>ve</strong> yönetmekle suçlanmaya<br />

infi al gösterirken, darbeye teşebbüs suçlamasından<br />

hiç rahatsız olmadı. Bu suçlamaya<br />

bir tepki göstermedi. Neden? Çünkü darbeyi<br />

suç görmeyen bir zihniyetten geliyor. On yılda<br />

bir darbe yaparsan, bir de Silahlı Kuv<strong>ve</strong>tler<br />

İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinde hâlâ<br />

Cumhuriyet’i koruma kollama görevini, muhtemel<br />

darbeler için gerekçe olarak tutarsan, demokrasiye<br />

müdahaleyi “görev” bilirsen, darbecilik<br />

ithamından utanır mısın?<br />

Sayın Evren kendini hâlâ kurucu iktidar<br />

zannediyor. Çünkü öyle zannetmesi için cesaret<br />

<strong>ve</strong>ren generaller, gazeteciler, yazarlar,<br />

yargıçlar, barolar, akademisyenler <strong>ve</strong> işadamları<br />

var… Onun için bize lazım olan,<br />

zihniyet değişimidir. Farklılıklara tahammülsüz,<br />

ötekileştirici, kendinden saymadıklarına<br />

bir asırdır zulmeden, nefret <strong>ve</strong> düşmanlık<br />

aşılayan, hukuku, özgürlüğü <strong>ve</strong> barışı<br />

defterinden silen bir zihniyetten kurtulmamız<br />

gerekiyor… h.gulerce@zaman.com.tr<br />

d.cetinkaya@zaman.com.tr<br />

Bu sadece temenni mi? Ya da tabana <strong>ve</strong>rilmiş<br />

iyimserlik mesajı mı? Yoksa sonuca dönük<br />

bir planın parçası mı?<br />

CHP’nin gözü öncelikle AK Parti’de…<br />

Bir ihtilaf yaşanmasını bekliyor. Kendi adaylarının<br />

seçilme şansının çok düşük olduğunun<br />

farkında. O yüzden AK Parti’nin karşısına<br />

bir muhalefet bloku olarak çıkacak.<br />

Gürsel Tekin ‘Herkesten oy alabilecek merkezde<br />

bir isim’ dedi. Belli ki cumhurbaşkanlığı<br />

konusu CHP’de çoktan konuşulmaya<br />

başlanmış.<br />

Düne kadar hiç konuşulmazken bugün<br />

kulislerde ‘5 yıl ihtimali var mı?’ sorusunu<br />

soran sorana… CHP’yi heyecanlandıran<br />

Anayasa Mahkemesi’nin ‘Kanun Hükmünde<br />

Kararnamelerle’ ilgili kararı olabilir mi?<br />

Kasım ayındaki oylamada ‘7 – 7’ sonucu<br />

çıkmış, Başkan Haşim Kılıç’ın reyinin ağırlığı,<br />

iptali önlemişti. Bu oy dağılımı acaba<br />

Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu için de bir<br />

işaret sayılır mı? Niye olmasın.<br />

CHP’deki heyecanlı havaya rağmen 20<strong>12</strong><br />

ciddiye aldığı bir senaryo değil ama düşük<br />

de olsa ihtimal… Gerçekleşmesi durumunda<br />

bütün hesapların altüst olacağı muhakkak.<br />

Buna ne iktidar hazır ne de muhalefet.<br />

Anayasa Mahkemesi ‘5 yıl’ derse seçim takvimi<br />

hemen işlemeye başlayacak.<br />

20<strong>12</strong>’nin üç ayı öylesine hızlı, gergin <strong>ve</strong><br />

dolu dolu geçti ki… İnsan sormadan edemiyor;<br />

acaba içinde beklenmedik, sürpriz senaryolar<br />

da mı barındırıyor? m.unal@zaman.com.tr<br />

SAYFA TASARIM: ŞERAFETTİN YILMAZ


18<br />

TELEVİZYON<br />

Melek’ten radikal karar<br />

-Rüyasında gördüğü olayların gerçekleşmesiyle<br />

kendini farklı bir hayatın<br />

ortasında bulan Melek’in sıra dışı<br />

öyküsünü anlatan Farklı Boyut, 23. bölümüyle<br />

izleyici karşısına çıkıyor. Farklı kurgusuyla<br />

kısa sürede izleyicinin dikkatini<br />

çeken dizinin bu hafta yayınlanacak bölümünde<br />

“Melek, Doktor Aslı’nın suçsuz-<br />

Rıza taktik<br />

değiştiriyor!<br />

-Yalan Dünya’da bu hafta Şehmuz <strong>ve</strong> Bora gribe<br />

yakalanırlar. Deniz, bir türlü Bora’yı doktora<br />

gitmeye ikna edemez. Ateşi yükselen Bora’yı<br />

bir an önce tedavi ettirmek için Emir’den yardım<br />

ister. Çok istemesine rağmen Nurhayat’tan bir türlü<br />

kurtulamayan Rıza, taktik değiştirir. Onu kendisinden<br />

uzaklaştırabilmek için çapkınlık yapmaya<br />

karar <strong>ve</strong>rir. Rıza, Cihangir’deki çapkınlık turları için<br />

Emir’den ders almaya başlar. Sağlıklı oyuncularla<br />

çalışmak isteyen Tufan, sete doktor getirip herkesi<br />

tek tek muayene ettirir. Sağlık sınavını tüm oyuncular<br />

başarı ile geçerken Çağatay, kendisine konulan<br />

teşhis ile yıkılır. KANAL D 19.10<br />

Hayat Devam Ediyor’da yeni plan<br />

Hayat Devam Ediyor’un bu haftaki bölümünde<br />

İsmail, Zeliha <strong>ve</strong> Berat’ı hastanede el ele<br />

görür. Zeliha, babasının nasıl tepki <strong>ve</strong>receğini<br />

kestiremezken İsmail’in tavrı herkesi şaşırtır. Deniz<br />

kendine gelir. Bu duruma herkes çok sevinir. Ancak<br />

Deniz’i <strong>ve</strong> onları çok acı bir sürpriz beklemektedir.<br />

Diğer yandan Yusuf, planlarını yürürlüğe sokmak<br />

için harekete geçer. ATV 19.00<br />

SAYFA TASARIM: YÜCEL ERGÜNEŞ<br />

luğunu ispatlayabilecek mi?” sorusu cevap<br />

buluyor. Dizinin konusu şöyle: Çok<br />

önemli bir davada gizli tanık olarak konuşacak<br />

Mehmet adındaki genç, Mefi sto tarafından<br />

zehirlenerek hastaneye kaldırılır.<br />

Mehmet’in durumu ağırdır fakat Mefi<br />

sto işini yarım bırakmaya niyetli değildir.<br />

Hançer ise her zamanki gibi iş başında-<br />

Urfa’dan ilginç yol hikâyeleri…<br />

Anadolu’nun dört bir yanındaki yol hikâyelerinin<br />

ekrana geldiği ‘Yol Arkadaşım’da bu hafta<br />

Şanlıurfa’nın zengin kültürü <strong>ve</strong> tarihi dokusu<br />

ekrana taşınıyor. Çeşit çeşit gü<strong>ve</strong>rcinler <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>rcin<br />

sevdalılarının neşeli sohbetleri yansıyor ekrana ilk<br />

olarak. Suruç ilçesinde yaygın olan at yetiştiriciliği <strong>ve</strong><br />

Sipahi pazarında her sabah yapılan “halı mezatı” <strong>ve</strong><br />

esnafl a söyleşiler de yayınlanıyor. TRT HABER 22.10<br />

dır. Mehmet’in doktoru olan Aslı Hanım’ı<br />

ortadan kaldırmak ister. Fakat Melek’ten<br />

gelecek yardımı hesaba katmamaktadır.<br />

Mehmet hayatını kaybeder <strong>ve</strong> Doktor<br />

Aslı, cinayet zanlısı olarak tutuklanır. Diğer<br />

tarafta Melike’nin annesiyle ablasına<br />

danışmadan aldığı karar, tüm ailede şok<br />

etkisi yapar. SAMANYOLU TV 20.00<br />

Vergİ Danışmanlığı<br />

İşyerİ Danışmanlığı<br />

Dipl.-Kfm. (FH)<br />

Abdullatif CANIMANA<br />

Innere Kanalstr. 95<br />

(Ecke Venloer Str.)<br />

50823 Köln<br />

Farklı Boyut’un bu<br />

akşam ekrana gelecek<br />

bölümünde<br />

Melek’in, annesi<br />

<strong>ve</strong> ablasına sormadan<br />

aldığı radikal<br />

karar tüm<br />

ailede şok etkisi<br />

yapıyor.<br />

Yalan Dünya’nın<br />

bu haftaki<br />

bölümünde<br />

Nurhayat’tan<br />

kurtulmak isteyen<br />

Rıza yeni<br />

bir yola başvuruyor.<br />

Steuerberatung<br />

Unternehmensberatung<br />

Tel: + 49 221 47681810<br />

Fax: + 49 221 476818<strong>12</strong><br />

Mobil: + 49 177 4634283<br />

info@latif-steuerberatung.de<br />

www.latif-steuerberatung.de<br />

Yeni adresimiz; Yeni DİTİB Merkez Camii´sinin tam karşısı!<br />

Türkülerle geçmişe<br />

götürecek<br />

-Toplumumuzun geçmişten bugüne taşıdığı<br />

kültüre tanıklık eden türkülerimiz<br />

<strong>ve</strong> birbirinden değerli saz ustaları “Bedri<br />

Ayseli ile Türkülerimiz” programında ekrana<br />

gelmeye devam ediyor. Bedri Ayseli’nin<br />

sunduğu <strong>ve</strong> sevilen türküleri yorumladığı<br />

programın bugün yyayınlanacak y bölümü-<br />

ne, Türk halk<br />

müziğinin sevilenseslerinden<br />

Aysun Gültekin<br />

katılacak.<br />

Anadolu’nun<br />

en sevilen türküleri<br />

Aysun<br />

Gültekin’in sesindenyankılanırken<br />

ikili, ,<br />

programda düet t<br />

de yapacak. TRT T<br />

MÜZİK 18.30<br />

TV TEL. SAMANYOLU +49 (0) 69 300 34 310 - 405 - 400<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

SAMANYOLU MEHTAP TV SAMANYOLU HABER TV<br />

05.00 Merhaba Yenigün<br />

07.30 Kırık Testi<br />

09.30 Gün Işığı<br />

<strong>12</strong>.00 Yeşeren Düşler<br />

13.20 Yeşil Elma<br />

15.35 Sektör Günlüğü<br />

18.25 Avrupa Haber Türkçe<br />

19.00 Ana Haber Bülteni<br />

20.00 Farklı Boyut<br />

21.30 Madalyon<br />

EBRU TV<br />

<strong>12</strong>.00 News<br />

16.00 The Wisdom Tree<br />

16.30 Footnote<br />

17.30 Wonderful World<br />

18.30 Helping Hands<br />

19.00 Junk’d<br />

19.30 Nachrichten<br />

20.15 The Teacher<br />

21.05 Ayna<br />

22.00 Days the World Changes<br />

TRT - TÜRK TRT - HABER NTV<br />

10.00 Dünyanın Haberi<br />

11.10 Bugün<br />

13.00 Dünyamız Detay<br />

14.40 Gümüş Hilal<br />

15.30 Spor Atlası<br />

17.05 Dünyamız Detay<br />

18.00 Gazeteci Gözüyle<br />

20.00 Türkiye’nin Haberi<br />

21.00 Siyaset Akademisi<br />

22.30 Sessiz Olmaz<br />

KANAL D SHOW TV HABERTÜRK<br />

07.50 Doktorum<br />

09.50 Eylem Akşin Zamanı<br />

11.40 Bana Her Şey Yakışır<br />

13.30 Akasya Durağı<br />

15.30 Arka Sokaklar<br />

18.00 Ana Haber<br />

19.00 Euro D Haber<br />

19.10 Yalan Dünya<br />

21.45 Beyaz Show<br />

KANAL A ATV RTL<br />

08.00 Basın <strong>ve</strong> Gündem<br />

09.30 Spor Gündemi<br />

11.30 Haber Merkezi<br />

<strong>12</strong>.45 Hadi Konuşalım<br />

14.00 Yemekte Sohbet Var<br />

15.10 İşte Haber<br />

19.30 Ana Haber<br />

20.30 Sivil Düşünce<br />

22.30 Son 24 Saat<br />

KANAL 24 EUROSTAR SAT 1<br />

07.15 Sağlık Merkezi<br />

08.50 1. Moderatör<br />

11.30 2. Moderatör<br />

15.00 3. Moderatör<br />

18.20 24 Dakika<br />

19.00 Sanat Takibi<br />

19.45 Olay Yeri<br />

21.40 Vizyondakiler<br />

22.00 Gece Moderatörü<br />

KANAL AVRUPA<br />

09.00 Sivil İnsiytif<br />

<strong>12</strong>.00 Klip Saati<br />

13.00 Fatihlerin Divanı<br />

14.00 Önül’den Gönüllere<br />

17.00 Klip Saati<br />

18.00 Gündönümü<br />

19.00 Sevgi Pinarı<br />

21.00 Zir<strong>ve</strong> Avcıları<br />

22.00 Sağlık Programı<br />

DÜNYA TV<br />

HİLAL TV<br />

YUMURCAK<br />

TV 5<br />

KANAL 7 - INT TRT 1 CNN TÜRK<br />

07.00 Kaliteli Hayat<br />

09.10 Hayat Pusulası<br />

11.00 Cuma Sohbetleri<br />

13.50 Güzel Günler<br />

16.30 Kanal 7 Ana Haber<br />

18.00 T. Filmi ‘Gırgıriye’<br />

20.00 Kanal 7 Haber Saati<br />

21.00 TV Filmi ‘Diyet’<br />

22.30 İskele Sancak<br />

09.00 Kur’an Öğreniyorum<br />

11.00 Kırık Testi<br />

<strong>12</strong>.30 Ufuk Ötesi<br />

15.30 Cevşen<br />

18.00 M.Fethullah Gülen Vaazları<br />

19.30 Minberden Yükselen Ses<br />

21.30 Kırık Testi<br />

22.00 M.Fethullah Gülen Vaazları<br />

08.30 Marsupilami<br />

09.45 Cihana Sırran<br />

11.30 Denge Gel<br />

13.00 Rengen Jiyane<br />

15.15 Kaniya Stranan<br />

17.35 Axın<br />

19.30 Kurdı Hın dıbım<br />

21.20 Çand U Welat<br />

22.30 Ke Çi Got<br />

09.00 Haber<br />

<strong>12</strong>.00 Haber<br />

13.20 Reklam<br />

16.00 Haber<br />

17.00 Haber+Spor<br />

19.00 Ana Haber<br />

19.55 Hava Durumu<br />

22.00 Yol Arkadaşım<br />

23.00 Gün Sonu<br />

08.45 Show Kulüp<br />

11.00 Saba Tümer ile Bugün<br />

14.20 Bugün Ne Giysem?<br />

17.45 Ana Haber<br />

18.50 Spor Sayfası<br />

19.00 Dizi ‘Adını Feriha Koydum’<br />

21.30 Dizi ‘E<strong>ve</strong> Düşen Yıldırım’<br />

08.30 Nihat Hatipoğlu<br />

10.00 Tatlı Sert<br />

13.00 Yeniden Başlayalım<br />

15.45 Evlen Benimle<br />

19.00 Ana Haber<br />

20.00 Dizi ‘Hayat Devam Ediyor’<br />

23.15 Dizi ‘Uçurum’<br />

01.15 Dizi ‘Gönülçelen’<br />

06.00 Celal Pir’le Bugün<br />

09.00 Melek<br />

<strong>12</strong>.00 Soframız<br />

13.10 Küçük Şeyler<br />

14.20 Doktor Tavsiyesi<br />

17.00 Akasya Durağı<br />

18.00 Star Ana Haber<br />

19.00 Bir Çocuk Sevdim<br />

22.20 1 Erkek 1 Kadın<br />

02.20 Star Ana Haber<br />

08.00 Çocuk Saati<br />

11.30 Gün Ortası<br />

<strong>12</strong>.25 Hanımefendi<br />

14.00 Çocuk Saati<br />

17.20 İz Düşümü<br />

18.00 Ana Haber<br />

19.30 Vahyin Penceresi<br />

09.30 Gülben<br />

<strong>12</strong>.30 Sarayın İncisi<br />

13.45 Hayata Dair<br />

15.40 Dizi ‘Küçük Hanımefendi’<br />

18.00 Ana Haber Bülteni<br />

18.50 Dizi ‘Mor Menekşeler’<br />

20.55 Sinema<br />

23.40 Dizi ‘Güzel <strong>ve</strong> Çirkin’<br />

Eskitepe’de<br />

köşe kapmaca<br />

başlıyor<br />

Yeni bölümüyle<br />

ekrana gelen ‘Mor<br />

Menekşeler’de; Hasan<br />

Yüce’nin ölümü intihar<br />

olarak gazetelere<br />

haber olmuştur.<br />

Eskitepeliler şimdi<br />

de polisin elindeki<br />

Akbulut’un peşindedir.<br />

Kabadayı Akif <strong>ve</strong><br />

Payidar, Akbulut’un<br />

saklı tutulduğu evi<br />

tespit ederler. Fakir<br />

Şükrü’den habersiz<br />

e<strong>ve</strong> baskın yapmaya<br />

karar <strong>ve</strong>rirler.<br />

Cevriye, Ankara’ya<br />

dönmüştür. Hayali,<br />

Ömer ile Feride’nin<br />

evleneceğini duyar.<br />

Hem Feride hem<br />

de Ömer Hayali ile<br />

yüzleşir. TRT 1 21.00<br />

09.05 Medyada Bugün<br />

11.00 Haber Bülteni<br />

13.00 Haber Bülteni<br />

16.00 Günün Haberi<br />

17.00 Akşam Haberleri<br />

18.00 Da<strong>ve</strong>tsiz Misafi r<br />

19.00 Haber Bülteni<br />

19.45 Günlük<br />

21.00 Bugün Ne Oldu?<br />

07.45 Uzun Kuyruk<br />

10.00 Tom<br />

11.35 Üçüzler<br />

14.10 Caillou<br />

15.45 Corneil <strong>ve</strong> Bernie<br />

16.55 Loopdido<br />

18.05 Arka Bahçede Bilim<br />

20.20 Arthur<br />

21.45 Anne Shirley<br />

10.00 Günün İçinden<br />

11.00 Haber Merkezi<br />

13.30 Günün İçinden<br />

16.00 Akşam Haberleri<br />

17.30 Gece Gündüz<br />

18.40 Spor<br />

20.15 Tadı Damağımda<br />

22.00 Belgesel Kuşağı<br />

23.00 Haber Bülteni<br />

08.15 Ekonomide Görünüm<br />

09.15 Sportif<br />

<strong>12</strong>.00 Gün Ortası<br />

14.00 Habertürk Gündem<br />

15.15 Skala<br />

18.00 Akşam Raporu<br />

19.20 Basın Kulübü<br />

22.00 1 Gün<br />

09.30 Mitten im Leben!<br />

<strong>12</strong>.00 Punkt <strong>12</strong><br />

14.00 Mitten im Leben!<br />

15.00 Verdachtsfälle<br />

16.00 Familien im Brennpunkt<br />

17.30 Unter uns<br />

18.00 Explosiv<br />

18.45 Nachrichten<br />

19.40 GZSZ<br />

20.15 Wer wird Millionär?<br />

10.00 Lenßen & Partner<br />

13.00 Britt<br />

14.00 Zwei bei Kallwass<br />

15.00 Richterin Barbara Salesch<br />

16.00 Richter Alexander Hold<br />

17.00 Niedrig und Kuhnt<br />

18.30 K 11 - Kommissare im Einsatz<br />

20.15 Selbst ist die Braut<br />

22.55 Kesslers Knigge<br />

08.50 Tefsir Günlüğü<br />

10.30 TV Çarşı<br />

<strong>12</strong>.30 Süleymaniye Dersleri<br />

13.00 Belgesel<br />

16.30 TV Çarşı<br />

17.30 Ana Haber Bülteni<br />

19.00 Tarihin Işığında<br />

20.30 Sınır Ötesi<br />

08.00 Parametre<br />

10.00 Medya Mahallesi<br />

13.00 Bugün<br />

14.10 Sanayi Rotası<br />

15.45 Afi ş<br />

17.00 Ana Haber<br />

18.30 Eğrisi Doğrusu<br />

20.30 Tarafsız Bölge<br />

22.45 Burada Laf Çok


19<br />

Ha zýr la yan: YAL ÇIN SAB RÝ OÐ LU<br />

Bir deyim<br />

Akira<br />

Kurosuwa’nın<br />

bir filmi<br />

Montaigne’nin<br />

bir eseri<br />

Boya inceltici<br />

madde<br />

Sır<br />

Bir tür takoz<br />

Notalamak işi<br />

Ters, aksi<br />

Bakırın remzi<br />

Boy, endam<br />

Kısaca karbon<br />

Kısaca halinyum<br />

Ses<br />

Gözdeki canlılık<br />

Peru’nun<br />

başkenti<br />

Bir tür kilim<br />

Pasak<br />

Sivas ilçesi<br />

Sebep<br />

Bir deniz<br />

hayvanı<br />

Üye<br />

Yüksek okul<br />

BULMACA<br />

2<br />

Çoğul eki<br />

İçi doldurulmuş<br />

kilim<br />

Asya’da kuru göl<br />

FKÖ eski lideri<br />

Göz farı<br />

Otomobilde<br />

bir parça<br />

3<br />

Bir şeye aşırı<br />

tutkun olan<br />

Altın<br />

Riya<strong>ve</strong>t eden<br />

İtalya başkenti<br />

Roma’yı yakan<br />

Güneşten<br />

önceki aydınlık<br />

Baryumun<br />

remzi<br />

Kur’an’la ilgili<br />

K E L İ M E A V I<br />

Ay<br />

Köpek yiyeceği<br />

Kare desenli<br />

kumaş<br />

Soğuk bir tür<br />

yemek<br />

Büyük köşk<br />

Oğul, çocuk<br />

Sakatlık<br />

Akdeniz’de<br />

yarımada<br />

Manevi kuv<strong>ve</strong>t<br />

F G Y A R G I T A Y U S Z R<br />

Ç E U Ý E C E G C Ý A H L A<br />

Ü Ý V R Z Ü U R A V T E F L<br />

V G G R U A Ý Ý Ý Ð D J D E<br />

Ý E M Ý E G M S R U Ç U F O<br />

F C E T R Þ F Y E Ý G İ E R<br />

K Ý A E A T E Z T G F A N T<br />

I E V Y Ý Ü C R T A S Ý D A<br />

N S U Z K E R J C U E M Z Y<br />

A K O A T P A R I M R I M Ý<br />

Y A Ý V E Y V Ý Ð U Þ T E T<br />

U R E N T C Ý P N Ý K S İ R<br />

I L Ü D A U L Ü O F J A R L<br />

A K Ý E Þ P U S E K N E Ý R<br />

T A K A M A H R U T E Y V H<br />

M C F K A L D L B O Ý N L N<br />

U A G Ş K Ý O S İ A C U Ý Ý<br />

K Ý D M E R K U F V B Ý G Ç<br />

Þ H E Ü E D S B T E K A U Ý<br />

Ö Z N E L K R Ü E K Y L T N<br />

U E G N C Y U A K A Þ N K M<br />

N T E Y İ F E T K E R O Ü C<br />

Aþaðýdaki kelimeleri tablonun içine serpiþtirdik. Bunlarý bulabilir misiniz?<br />

AFİFE, ASTIM, BİFTEK, CETVEL, ÇÝNEKOP, DENGE, EVREÞE, FETVA, GERGER, HAMAKAT, ÝKSİR,<br />

KARDEŞ, LÝVAR, MIRMIR, NÝÇÝN, OLUK, ÖZNEL, PANÝK, REKTEFİYE, SÝVAS, ÞAFAK, TÝYATRO, UYANIK,<br />

ÜNYE, VERGÝ, YARGITAY, ZÝFÝRÝ.<br />

Güçlü istek<br />

Japon milli<br />

giysisi<br />

Başlancı<br />

olmayan<br />

Askerler<br />

Avuç içi<br />

Erkek adı<br />

Bir tür otobüs<br />

Yeryüzü kırığı<br />

Bir nota<br />

Kansız<br />

Tırnak keraatini<br />

Bin kilo<br />

Bir spor adamı<br />

(... Erzik)<br />

Gemi yolu<br />

Ge<strong>ve</strong>ze<br />

Kırmız<br />

Bir tür damar<br />

Kuzu sesi<br />

Amerika’da<br />

bir ülke<br />

Ateşli<br />

Aşikar, açık<br />

ÞÝF RE KE LÝ ME:<br />

1<br />

2<br />

3<br />

4<br />

5<br />

6<br />

7<br />

8<br />

5<br />

Vaka<br />

4<br />

Bir tahıl ölçeği<br />

Arnavutluk<br />

parası<br />

Özerklik<br />

Resimdeki<br />

Gemide halka<br />

Orta kulak<br />

iltihabı<br />

Asaleten değil<br />

Bir soru<br />

Bir tür kumaş<br />

Mağara<br />

7<br />

3<br />

1<br />

2<br />

SUDOKU BULMACA<br />

8<br />

Ayla, ağıl<br />

2 6<br />

7<br />

9<br />

4<br />

6<br />

Mey<strong>ve</strong> göbeği<br />

Anlam<br />

Bulmaca Refik Aydýn r.ay din@za man.com.tr<br />

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 <strong>12</strong><br />

1<br />

8<br />

Mimarlıkta<br />

eserlerin küçük<br />

taslağı<br />

Fiyat yaftası<br />

Yemek<br />

Araçların<br />

iskeleti<br />

1 2 3 4 5 6<br />

5<br />

1<br />

2<br />

1<br />

6 2<br />

5<br />

9<br />

Kısaca sodyum<br />

Dullar<br />

Kör<br />

8<br />

4<br />

5<br />

7<br />

3<br />

5<br />

7<br />

2<br />

Tereke<br />

Bayan adı<br />

5<br />

1<br />

2<br />

2 3<br />

3<br />

1<br />

7<br />

4<br />

İstanbul’un<br />

eski bir adı<br />

Bir kıta<br />

SOLDAN SAĞA 1) Eğitilmiş hayvanların <strong>ve</strong><br />

cambazların gösteri yaptıkları genellikle<br />

kapalı yer.– Kesilmiş hayvanın yürek,<br />

karaciğer, böbrek, işkembe, beyin, vb. iç<br />

organlarıyla baş <strong>ve</strong> ayakları. 2) Doğuştan<br />

akıl noksanlığı bulunan <strong>ve</strong> zekâsı 7 yaş<br />

seviyesinde kalan özürlü.– Yalın, gösterişsiz.<br />

3) İterbiyumun sembolü.– Kaba<br />

dokunmuş, dayanıklı bir çeşit yün kumaş.–<br />

Yumuşak <strong>ve</strong> yağlı bir tür toprak. 4) Ağacın<br />

kollarından her biri.– Bahreyn’in başkenti.<br />

5) Allah (cc)’a kalbi bağlılık, kesin inanma;<br />

iman.– Birinin payına düşen şey. 6) Anlamlı,<br />

manası olan.– Baryumun sembolü. 7)<br />

Birbiriyle aynı olan, fark göstermeyen,<br />

müsavi.– Allah (cc) <strong>ve</strong>lilerinden zuhur eden<br />

olağanüstü hal, harikulade hal. 8)<br />

Yapılması alışkanlık hâline gelmiş iş.–<br />

Besinlerin, dokular içinde yanarak<br />

vücudun sıcaklık <strong>ve</strong> enerjisini sağlama<br />

değerlerini gösteren ölçü. YUKARIDAN<br />

AŞAĞIYA 1) Kastamonu’nun bir ilçesi. 2)<br />

Yazın, gündüz denizden karaya doğru esen<br />

mevsim rüzgârı, deniz yeli.– Bir işaret sıfat<br />

<strong>ve</strong> zamiri. 3) Rubidyumun sembolü.– Bir<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA ZA MAN<br />

Tab lo da ki tram lý ka lýn<br />

çiz gi ler le be lir len miþ 3’e<br />

3’lük ka re le re, 1’den 9’a<br />

ka dar ra kam la rý bi rer<br />

kez kul la na rak yer leþ tirin.<br />

Öy le yer leþ tir me yapma<br />

lý sý nýz ki, bü tün 3 lükle<br />

ri dol dur du ðu nuz da<br />

tab lo nun bü tün ku tu la rý<br />

yu ka rý dan aþa ðý ya <strong>ve</strong> soldan<br />

sa ða 1’den 9’a ka dar<br />

ra kam lar dan bi rer kez<br />

kul la nýl mýþ ol sun.<br />

5 8 3<br />

9 1 7<br />

2 4 6<br />

6 2 9<br />

1 5 8<br />

7 3 4<br />

8 7 2<br />

3 6 5<br />

4 9 1<br />

Baston<br />

Mektep<br />

1 7 4<br />

2 3 6<br />

5 8 9<br />

4 1 3<br />

9 2 7<br />

8 6 5<br />

6 9 1<br />

7 4 2<br />

3 5 8<br />

2 9 6<br />

8 5 4<br />

3 7 1<br />

5 8 7<br />

6 4 3<br />

1 2 9<br />

4 3 5<br />

9 1 8<br />

7 6 2<br />

Tümer<br />

Yalancı cennet<br />

Bir nota<br />

Caddelere<br />

kurulur<br />

y.sab rioglu@za man.com.tr<br />

İnatçı<br />

Başlıca içecek<br />

� � � � � � � � � �<br />

Memleket, diyar<br />

Kır koşusu<br />

Bölgesel<br />

değişkenin erişebileceği sabit büyüklük,<br />

sınır, hudut. 4) Yağı alınmış sütten <strong>ve</strong>ya<br />

yoğurttan yapılan peynir.– Kesin. 5)<br />

Ekinlerin harmanda dövülüp taneleri ayrıldıktan<br />

sonra kalan, hayvanlara yedirilen<br />

ufalanmış sapları. 6) Kalça sinirlerinde<br />

oluşan ağrılı hastalık. 7) Meydan, saha.–<br />

Hile, düzen. 8) Hayvan kesmeye mahsus<br />

bina, kesimevi, mezbaha, salhane. 9) Bir<br />

kürk hayvanı.– Dişi geyik. 10) Malın malla<br />

değişimi; ödeşme, sayışma, trampa.–<br />

Molibdenin sembolü. 11) Bayağı.–<br />

Avrupa’da bir yarımada. <strong>12</strong>) Birinin düşündüklerini<br />

<strong>ve</strong>ya uzakta geçen bir olayı hiçbir<br />

bağlantı olmadan algılama.<br />

1<br />

2<br />

3<br />

4<br />

5<br />

6<br />

7<br />

8<br />

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 <strong>12</strong><br />

V E L İ A H T P A R K<br />

E S A N S İ T İ B A R<br />

R İ M T A L A S E M İ<br />

O R H A R A R S A Z<br />

N P A R A V A N N A<br />

İ D İ L S E F İ L L<br />

K A L A F A T S A H İ<br />

A R İ Y E T B A L A T<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� �� ��<br />

�� �� �� �� �� ��� �� �� �� �� �� �� �� �<br />

����������������������������������������������������������������������������<br />

����������������������������������������������������������������������������������������<br />

������������������������������������������������������������������������������������<br />

�������������������������������������<br />

6


f20<br />

spor 23<br />

MEHMET OKUR SERBEST KALDI. NBA’de takas döneminin<br />

son gününde New Jersey Nets’ten Portland Trail Blazers’a<br />

takas edilen Mehmet Okur, yeni takımı tarafından serbest<br />

bırakıldı. Okur’un, Kings’li J.J Hickson’ı kadroya katmak için<br />

serbest bırakıldığı belirtildi. Sezon başında New Jersey<br />

Nets’de forma giyen Mehmet Okur, 15 Mart’ta oyuncu takası<br />

karşılığında Portland Trail Blazers’a transfer olmuştu.<br />

KARTAL DA MODAYA UYDU<br />

Ziraat Türkiye Kupası’na <strong>ve</strong>da eden devlere bir yenisi daha eklendi. Boluspor’a konuk olan Beşiktaş; rakibine 1-0 yenilerek Galatasaray<br />

<strong>ve</strong> Trabzonspor’dan sonra kupada çeyrek fi nali göremeyen üçüncü büyük takım oldu. Ev sahibi ekibe turu getiren golü Ferhat<br />

kaydetti. Siyah-Beyazlılarda, Quaresma’nın ortasında kafa vuran Mustafa’nın topu üst direkten döndü.<br />

TEMEL YİRMİBEŞOĞLU BOLU<br />

MAÇIN<br />

öZETi<br />

Ziraat Türkiye Kupası’nın<br />

statüsünün değişip eleme<br />

usulüne dönülmesi telafi si<br />

olmayan maçlar anlamına geliyordu. Çeyrek<br />

fi nal öncesi Galatasaray <strong>ve</strong> Trabzonspor’un erken<br />

<strong>ve</strong>dası da bunun en güzel örneğiydi. Beşiktaş<br />

da Bolu karşısında aynı akıbete uğradı.<br />

Ferhat Kiraz’ın 77’de attığı gol, geçen sezonun<br />

şampiyonunu kulvar dışına itti.<br />

Maç öncesi kupada yaşanan sürprizlere bir<br />

yenisinin daha eklenip eklenmeyeceği basın tribününde<br />

en çok konuşulan mevzulardan biriydi.<br />

Siyah-Beyazlı takımın hafta sonu Manisa karşısında<br />

aldığı 4-1’lik galibiyet <strong>ve</strong> Portekizlilerin et-<br />

kili oyunu Bank Asya ekibi Boluspor deplasmanında<br />

Beşiktaş’ı favori olarak öne çıkarıyordu. Beşiktaş<br />

Teknik Direktörü Carlos Carvalhal iki gün<br />

içinde Süper Lig’in iki büyük takımının kupaya<br />

<strong>ve</strong>dasını dikkate alarak imkânlar dahilinde en iyi<br />

11’ini sahaya sürmüştü.<br />

Hakem Halis Özkahya’nın başlama düdüğü<br />

sonrası Boluspor hiç de yabana atılacak bir futbol<br />

ortaya koymuyordu. Sahadaki gidişat da Kartal<br />

adına çok parlak değildi. Maç sonunda bir takımın<br />

tur atlayacak olması sürpriz ihtimalini kuv<strong>ve</strong>tlendiriyordu.<br />

Orta alanda Necip <strong>ve</strong> Aurelio’nun etkisizliği<br />

de ev sahibi takımın kolay pozisyona girmesine<br />

yetti. Öyle ki Ferhat üç defa çok net şekilde<br />

Cenk ile karşı karşıya kalmasına rağmen Kırmızı-<br />

Beyazlıları öne geçirecek golü atamadı.<br />

Bahri Kaya’nın talebeleri taktik anlamda<br />

doğru işler yaptı. Fakat skor üstünlüğünü ele<br />

geçirecek son vuruş bir türlü gelmedi. İkinci yarı<br />

Siyah-Beyazlı takım tecrübesiyle oyuna ağırlığını<br />

koydu. Ev sahibi takımı baskı altına aldı. Mustafa<br />

Pektemek’in gol vuruşu yapmadaki başarısızlığı<br />

dikkat çekti. Boluspor adına girdiği pozisyonlarda<br />

taraftarına saç baş yolduran Ferhat,<br />

77’de kendini affettirdi. Golcü oyuncu, sol çaprazdan<br />

kaleyi görerek Cenk’i geçmeyi başardı:<br />

1-0. Beşiktaş’taki şuursuz futbol beraberlik için<br />

yeterli olmadı. Filip Holosko uzatmalarda çok<br />

net bir pozisyonu değerlendiremeyince maç öncesi<br />

düşünülen sürpriz senaryosu gerçek oldu.<br />

Ziraat Türkiye Kupası<br />

4. tur mücadelesinde<br />

F.Bahçe, Kadıköy’de<br />

konuk ettiği<br />

Samsunspor’u ilk<br />

34 dakikada attığı<br />

üç golle mağlup<br />

ederek çeyrek fi -<br />

nale yükseldi. Sarı-<br />

Laci<strong>ve</strong>rtli takımda<br />

kaptan Alex, başarılı<br />

futboluyla galibiyette<br />

rol oynadı.<br />

BOLUSPOR - BEŞİKTAŞ: 1-0<br />

BOLUSPOR: Eser 4 (Dk. 36 Atacan<br />

6), Hakan 6, Orhan 7, Onur 7, Ferhat<br />

8, Vedat 8, Cemil 7, Veli 7, Veysel 6<br />

(Dk. 60 Aydın 5), Alp 6, Kenan 7 (Dk.<br />

83 Gobis ?)<br />

BEŞİKTAŞ: Cenk 4, Necip 4, Egemen<br />

5, Sivok 4, Ekrem 3 (Dk. 81 Burak<br />

?), Hilbert 4, Aurelio 3 (Dk. 46<br />

Holosko 3), Simao 4, Fernandes 6,<br />

Mustafa Pektemek 4, Quaresma 4.<br />

GOL: Dk. 77 Ferhat<br />

SARI KARTLAR: Cemil / Aurelio,<br />

Simao, Necip<br />

HAKEMLER: Halis Özkahya 6, Mustafa<br />

Sönmez 6, Bahtiyar Birinci 6<br />

STAT: Atatürk<br />

ERHAN GÜVEN İSTANBUL<br />

MAÇIN<br />

öZETi<br />

Süper Lig’de şampiyonluğa etki<br />

edecek derbide Galatasaray’la berabere<br />

kaldığı için keyfi kaçan Fe-<br />

nerbahçe, Ziraat Türkiye Kupası’nda moral buldu.<br />

29 yıldan beri kazanamadığı bu organizasyonda artık<br />

hasrete son <strong>ve</strong>rmeyi isteyen Sarı-Laci<strong>ve</strong>rtliler,<br />

Samsunspor’u Kadıköy’de 3-0 yenerek çeyrek fi nal<br />

sevinci yaşadı. Galatasaray <strong>ve</strong> Trabzonspor gibi favori<br />

ekiplerin kupadan elenmesiyle tüm gözlerin<br />

çevrildiği Fenerbahçe-Samsunspor maçı, ev sahibi<br />

takım açısından adeta antrenman havasında geçti.<br />

Teknik Direktör Aykut Kocaman, hafta sonu Bursaspor<br />

ile oynayacakları lig maçını düşünerek asyedek<br />

karışımı kadroyu sahaya sürdü. Henüz 3. dakikada<br />

kaptan Alex kaleye vurmak yerine Dia’ya<br />

pas çıkarınca Fenerbahçe net bir gol fırsatını harcadı.<br />

18’de Dia’nın şutunda dönen topu iyi takip eden<br />

Bien<strong>ve</strong>nu, uzun bir aradan sonra golle tanıştı: 1-0.<br />

21.dakikada ise Fenerbahçe çok güzel bir hücum<br />

organizasyonuyla farkı 2’ye çıkardı. Sol kanatta Caner<br />

Erkin’le başlayan atakta Alex, yine usta işi gol<br />

kaydetti. Ligde tutunmaya çalışan <strong>ve</strong> kupaya yeterince<br />

odaklanamadığı belli olan Samsunspor, üst<br />

üste gelen gollerle çok çabuk çözüldü. 34.dakikada<br />

Brezilyalı yıldız Alex’in kullandığı serbest vuruşta<br />

FATİH SONKAYA’YA REKOR CEZA. Bir dönem<br />

Beşiktaş forması da giyen Fatih Sonkaya, Hollanda<br />

Kra Kraliyet Futbol Federasyonu tarafından ömür boyu men<br />

ccezası<br />

aldı. 3 Mart’ta oynanan salon futbol karşılaşmasında<br />

çıkan olaylarda iki futbolcu arkadaşıyla birlikte<br />

suçlu bulunan Keelkampers’in oyuncusu Sonkaya’nın<br />

aaldığı<br />

ceza, Hollanda’daki futbol hayatını bitirmiş oldu.<br />

Maçın ilk bölümlerinde<br />

rakibine iyi<br />

baskı kuran Boluspor,<br />

ilk devre sadece<br />

Ferhat ile 3 net<br />

gol pozisyonundan<br />

yararlanamadı.<br />

İkinci yarıya hızlı<br />

başlayan Beşiktaş<br />

ise son vuruşlarda<br />

becerikli davranamadı.<br />

Ev sahibi<br />

ekip bulduğu<br />

tek golle kupada<br />

çeyrek fi nale yükseldi.<br />

FOTOĞRAFLAR: ZA-<br />

MAN, MAHMUT BU-<br />

RAK BÜRKÜK<br />

MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

Galatasaray’ın Uruguaylı fi le bekçisi Fernando Muslera, 1-0 kaybedilen<br />

Sivasspor maçında kendisinin yerine forma giyen Ufuk Ceylan’ı övdü.<br />

Sivas’a elenmek üzücü;<br />

ama unutmalıyız<br />

-Galatasaray’ın başarılı kalecisi Fernando<br />

Muslera, Ziraat Türkiye Kupası’nda<br />

Sivasspor’a 1-0 mağlup olarak <strong>ve</strong>da etmelerinin<br />

kendileri için üzücü olduğunu söyledi. Galatasaray<br />

TV’ye açıklamalarda bulunan Uruguaylı fi le<br />

bekçisi, kendisinin forma giymediği Sivasspor karşılaşmasıyla<br />

ilgili olarak, “Üzücü bir sonuç. Ziraat<br />

Türkiye Kupası da bizim için önemliydi. Ama<br />

ne yazık ki gösterdiğimiz performans yetmedi.<br />

Önümüzde çok önemli bir maç var, Trabzonspor<br />

maçına konsantre olmamız gerekiyor.” dedi.<br />

Sivasspor müsabakasında kaleyi koruyan Ufuk<br />

Ceylan’ın da performansını ö<strong>ve</strong>n Fernando Muslera,<br />

“Oynamayan bir oyuncu için önemli olan, antrenmanda<br />

yüzde 100’ünü <strong>ve</strong>rmesi. Ufuk da bunu<br />

en iyi şekilde yaptı. Bir önceki kupa müsabakası<br />

olan Adana Demirspor’a karşı da iyi bir performans<br />

sergilemişti. Bu performanslar beni çok mutlu<br />

ediyor.” ifadelerini kullandı. Ligde son oynadıkları<br />

Fenerbahçe derbisinde ilk 15 dakikalık bölüm<br />

dışında oyunun hakimi olduklarını da dile getiren<br />

Uruguaylı eldi<strong>ve</strong>n şöyle devam etti: “Önemli olan,<br />

2-0’dan sonra gösterdiğimiz reaksiyondu. Geride<br />

kalan dakikalarda Galatasaray’ın neler yapabileceğini,<br />

oyun üstünlüğünü rakibimize kabul ettirerek<br />

gösterdik. Bizim için bu önemliydi. Beraber bir bütün<br />

halinde mücadele ettik. Rakibimizin attığı goller<br />

güzeldi ancak belki 20 kez yine aynı pozisyona<br />

girseler olmayacak goller. Biz soyunma odasına<br />

bunun bilinciyle girdik. Hocamızın tabii ekstra<br />

motivasyonu oldu. Yaptığımız hatalara nasıl çözüm<br />

bulabileceğimizi, bu maçtan en iyi şekilde galibiyetle<br />

nasıl ayrılabileceğimizi bize detaylı bir şekilde<br />

anlattı. İkinci yarı zaten çıkıp bunları yaptık.<br />

Son saniyede kaçan bir gol var. O gol de olsa hedefi<br />

mize tam anlamıyla ulaşacaktık.” SPOR SERVİSİ<br />

Galatasaray’da<br />

Elmander şoku<br />

G.Saray’da dünkü antrenmanda yeniden sakatlanan<br />

İs<strong>ve</strong>çli golcü Elmander’in pazar günü oynanacak<br />

Trabzon maçında görev yapamayacağı öğrenildi.<br />

Antrenman sırasında ağrıları artan başarılı futbolcunun,<br />

yapılan tetkikleri sonucunda, sağ arka adalesinde<br />

ikinci dereceden zorlanma bulunduğu tespit edildi.<br />

Golcü oyuncudan gelen bu haber, teknik heyeti<br />

Trabzonspor maçı öncesi üzdü.<br />

Fener’den tek perdelik resital<br />

Selçuk Şahin’in kafayla topu ağlara göndermesiyle<br />

de karşılaşma tamamen koptu: 3-0. İlk devrede<br />

turu garantiye alan Fenerbahçe’nin ikinci yarıya en<br />

azından Alex değişikliğiyle başlaması bekleniyordu.<br />

Ancak Aykut Kocaman’ın 69. dakikaya kadar<br />

böyle bir hamle yapmaması herkesi şaşırttı. Kendini<br />

fazla sıkmayan Sarı-Laci<strong>ve</strong>rtliler, sadece kadın<br />

<strong>ve</strong> çocukların izlediği maçı galibiyetle bitirerek kupada<br />

da yoluna devam etmeyi başardı.<br />

FOTOĞRAF: ZAMAN, MAHMUT BURAK BÜRKÜK


21<br />

SPOR<br />

KİŞİ VE KULÜPLER AYRI TUTULMALI<br />

UEFA’nın İstanbul’da gerçekleştirilen 36. Olağan Kongresi’ne katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önemli mesajlar <strong>ve</strong>rdi. Şiddet <strong>ve</strong> şikeye karşı kararlı bir<br />

tutum içerisinde olduklarını, çıkardıkları yasayla en sert cezaların uygulandığını vurgulayan Başbakan, suçların şahsiliği ilkesine dikkat çekti. Gerçek<br />

<strong>ve</strong> tüzel kişi noktasında değerlendirmeyi iyi yapmak gerektiğinin altını çizen Erdoğan, “Suçu kim işlemişse, caydırıcılıktan hareketle en büyük cezayı<br />

alması en önemli adımdır <strong>ve</strong> bunun yapılması lazım.” ifadelerini kullandı. Başbakan, sporda fair play’in hakim olması gerektiğini kaydetti.<br />

UEFA’nın İstanbul Kongre Merkezi’ndeki 36. olağan kongresi yaklaşık 4 saat sürdü. 84 basın mensubunun takip ettiği kongrede 9 dilde simultane çeviri yapıldı. UEFA’nın 20<strong>12</strong>-2013 mali bütçesinin 1,5 milyar Euro olduğu, bunun yüzde 74’ünün katılımcı kulüplere dağıtılacağı, yüzde 8’inin yatırımlara ayrıldığı bildirildi.<br />

MEHMET TUFAN İSTANBUL<br />

-Türkiye’nin 34 yıl aradan sonra bir<br />

kez daha ev sahipliğini üstlendiği <strong>ve</strong><br />

bu yıl 36’ncısı düzenlenen UEFA Kongresi,<br />

İstanbul’da gerçekleştirildi. Üyelere seslenen<br />

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şike<br />

<strong>ve</strong> teşvik süreciyle ilgili çarpıcı açıklamalarda<br />

bulundu. Başkakan Erdoğan, “Futbolda<br />

suçların şahsiliği ilkesi var.” diye konuştu.<br />

İstanbul Kongre Merkezi’ndeki toplantıda<br />

Başbakan Erdoğan, FIFA Başkanı Joseph<br />

Sepp Blatter, UEFA Başkanı Michel<br />

Platini <strong>ve</strong> yönetim kurulu üyeleriyle 53 ülke<br />

federasyonunun temsilcileri yer aldı. Platini<br />

ile birlikte salona giren Erdoğan, alkışlarla<br />

karşılandı. Başbakan, misafi rleri, “Medeniyetlerin,<br />

barışın, hoşgörünün, tarih <strong>ve</strong><br />

kültürün odaklaştığı, bütün bunlarla birlikte<br />

spor <strong>ve</strong> futbol şehri olan İstanbul’a hoş<br />

geldiniz.” sözleriyle selamladı. Erdoğan’ın<br />

gündeminde şike <strong>ve</strong> teşvik vardı. Şikeyi <strong>ve</strong><br />

suçu kim işlemişse, cezaların caydırıcılığın-<br />

TFF karar almazsa<br />

konuya UEFA bakar<br />

Türkiye Futbol Federasyonu’nun Fenerbahçe’yi Şampiyonlar<br />

Ligi’ne göndermeme kararı üzerine Sarı-Laci<strong>ve</strong>rtli<br />

kulübün CAS’ta hem UEFA’ya hem de TFF’ye dava açtığını<br />

hatırlatan UEFA Genel Sekreteri Gianni Infantino,<br />

bununla ilgili endişelerinin olmadığını söyledi.<br />

Infantino, “Kuşkusuz herkes kendi çıkarlarını koruyacaktır.<br />

Biz UEFA kurallarını, statülerini korumakla<br />

mükellefi z.” ifadelerini kullandı. “Şike, bu<br />

oyunun dürüstlüğünü etkileyen her şeydir.” diyen<br />

Infantino, şöyle devam etti: “Girişim de, teşebbüs<br />

de olabilir. Bizim ilkemiz çok açık. Böyle<br />

davranışlar müsamaha görmez. Kuşkusuz, sonuca<br />

ulaşan şikeyle ulaşmayan arasında bir<br />

fark olabilir, ancak sonucu değiştirmez. Dün,<br />

‘UEFA Disiplin Kurulu sadece suç örgütleri<br />

tarafından kendilerine şike teklif edildiğini<br />

UEFA’ya bildirmedikleri için iki hakemi<br />

ömür boyu men etti’ demiştim. Bu olay CAS’a<br />

intikal etti <strong>ve</strong> CAS bunu onayladı.” TFF ne kadar<br />

erken karar alırsa o denli iyi olacağının altını<br />

çizen Infantino, “Bu iş sürüncemede kaldıkça Türk futbolunun<br />

imajı açısından kötü olur. Onlar bir karar almazsa<br />

UEFA bu konuya bakacaktır.” açıklamasını yaptı. UEFA<br />

Genel Sekreteri, UEFA’nın ne zaman devreye girebileceği<br />

konusunda bir soru üzerine şunları kaydetti: “En son kulüpler<br />

UEFA şampiyonası için kayıtlarını yaptırdı. Her kulüp<br />

bir deklarasyon imzalamalı şikeye bulaşmadığını teyit<br />

eden. Son tarih bu olabilir. Sporda kimseyi hapse atmazsınız,<br />

bir disiplin yaptırımı uygularsınız. Cezai kovuşturma<br />

yıllar sürebilir. Disiplin soruşturması süratle tamamlanır.”<br />

dan hareketle en büyük cezayı almasının<br />

en önemli adım olacağına dikkati çeken<br />

Başbakan, “Gerçek kişilerin işlediği suçlar<br />

sebebiyle eğer tüzel kişilik suç <strong>ve</strong> ceza almaya<br />

kalkarsa, burada sadece bir tüzel kişi,<br />

kurum ceza almıyor. Yeri geliyor milyonlarca<br />

o tüzel kişiliğin sempatizanı olan kişiler,<br />

belki bir şehir, birkaç şehir, burada cezalandırılmış<br />

<strong>oluyor</strong>.” diye konuştu. Futbolda<br />

fair-play’in egemen kılınması gerektiğine;<br />

sporun, şiddetle, hileyle, şikeyle<br />

anılmasını önlemek, bu noktada en güçlü<br />

tedbirleri almak <strong>ve</strong> kararlılıkla uygulama<br />

mecburiyetine y işaret ş eden Erdoğan, ğ , sporda p<br />

şiddet yasasını çıkaran bir hükümetin başbakanı<br />

olduğunu kaydetti. Şiddet <strong>ve</strong> şikeye<br />

karşı kararlı bir tutum içinde olduklarının<br />

altını çizen Erdoğan, çıkarılan yasayla,<br />

futbolda şiddeti, futbolun tadını kaçıran<br />

şikeyi en sert şekilde cezalandırdıklarını,<br />

böyle tatsızlıkların önüne geçmek<br />

için son derece hassas bir tutum iz-<br />

lediklerini dile getirdi. Başta ‘değerli dostum’<br />

diye hitap ettiği UEFA Başkanı Michel<br />

Platini <strong>ve</strong> 1. Başkan Yardımcısı Şenes<br />

Erzik olmak üzere tüm UEFA yönetimine<br />

İstanbul’u tercih etmeleri dolayısıyla teşekkürlerini<br />

sunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,<br />

son dönemde Avrupa’da tırmanma<br />

eğilimi gösteren ırkçılığın insanlık suçu olduğunun<br />

altını çizdi. Irkçılığın, insanlığa,<br />

vicdana olduğu kadar, sporun <strong>ve</strong> futbolun<br />

ruhuna tamamen aykırı olduğuna değinen<br />

Başbakan Erdoğan, “Irkçı, ayrımcı eğilimlere<br />

karşı son derece hassas <strong>ve</strong> dikkatli olmamızggerektiği<br />

ğ açık- ç<br />

tır. Irkçılığın, spora<br />

<strong>ve</strong> futbola nüfuzetmemesi,<br />

bu noktada<br />

üzerinde<br />

hassasiyetledurmamız<br />

gereken<br />

bir durumdur. Futbolun safl ığını esir almaması<br />

için, başta FIFA <strong>ve</strong> UEFA olmak üzere<br />

tüm tarafl arın hassasiyet sergileyeceğine<br />

yürekten inanıyorum.” şeklinde konuştu.<br />

BAŞBAKAN ERDOĞAN’DAN 2020 VURGUSU<br />

Sporun <strong>ve</strong> futbolun dilinin ‘barışın dili’ olduğunu<br />

anlatan Başbakan, 1969 yılında<br />

Orta Amerika ülkeleri arasında, 1970 Dünya<br />

Kupası elemelerinde çıkan kavgalarda,<br />

ardından iki ülke arasında çıkan savaşta 4<br />

bin kişinin hayatını kaybettiğini hatırlattı.<br />

Türkiye’nin de çok acı olaylar yaşadığını,<br />

, elim hadiselere, hatırlamak istenmeyen<br />

ölümler ölümlere şahit olduğunu vurgulayan Erdo-<br />

ğan, ya yaşanan acıların hiçbirinin futbolun<br />

ruhund ruhundan, manasından ortaya çıkmadığı-<br />

nı söyle söyledi. Erdoğan, çocukların <strong>ve</strong> kadınla-<br />

rın statl statlara daha fazla ilgi göstermesi, stat-<br />

larda kkendilerini<br />

rahat <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nli hisset-<br />

meleri<br />

için gerekli adımları kararlılıkla at-<br />

tıklarını yineledi. Türkiye’nin, futbola has-<br />

reti olan, futbol sevdalılarıyla dolu bir ülke<br />

olduğunu, futbol ekonomisinde olduğu<br />

kadar büyüklük noktasında da Avrupa’da<br />

ciddi bir yer oluşturduğunu ifade eden<br />

Başbakan Erdoğan, “Büyük futbol endüstrimizle,<br />

modern tesislerimizle, en önemlisi<br />

de aşkla, sevdayla, tutkuyla bağlandığımız<br />

futbolumuzla dünya üzerinde varlığımızı<br />

hissettiriyoruz.” açıklamasını yaptı.<br />

Türkiye’nin ev sahipliğini üstlendiği üst<br />

düzey spor organizasyonlarıyla ilgili bilgi<br />

<strong>ve</strong>ren Erdoğan şöyle devam etti: “Başlattığımız<br />

seferberlikle, Türkiye’yi zir<strong>ve</strong>ye<br />

taşımak, sporun barış, dayanışma, dostluk<br />

dilini Türkiye’den dünyaya ulaştırmak<br />

için büyük gayret sarf ediyoruz. Bu toplantıyı,<br />

2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı<br />

İstanbul’umuzda yapmak üzere adımını<br />

atmanın da zihinsel olarak dünyanızda<br />

yer alması temennisiyle UEFA yönetimine<br />

teşekkür ediyor, FIFA Başkanı Blatter’e<br />

katıldıkları için şükranlarımı sunuyorum.”<br />

Başbakan haklı; ama<br />

sistem bu şekilde işliyor<br />

UEFA Başkanı Michel Platini, Başbakan<br />

Recep Tayyip Erdoğan’ın, şike konusunda<br />

kulüplerin değil, şahısların cezalandırılması<br />

konusunda haklı olduğunu,<br />

ancak sistemin yıllardır böyle işlediğini<br />

söyledi. UEFA Genel Sekreteri<br />

Gianni Infantino <strong>ve</strong> İletişim Direktörü<br />

Alexandre Fourtoy ile birlikte basın<br />

toplantısı düzenleyen Platini,<br />

Başbakan Erdoğan’la Ankara’da<br />

2 gün önce görüştüğünü kaydetti.<br />

Platini, “Bana da aynı şeyi ifade<br />

ettiler. Sayın Başbakan haklı,<br />

ama uzun süredir sistem bu şekilde<br />

yürüyor, bedeli kulüp ödüyor.<br />

Disiplin komitesi bağımsız.<br />

Bir kulüp başkanı usulsüzlük<br />

yaparsa, takımı cezalandırılmamalı.”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

Ayrıca Platini’nin, Erdoğan’ın<br />

konuşmasının ardından, “Teşekkür ederiz,<br />

mesajınız alınmıştır.” dediği görüldü.<br />

Fenerbahçe’ye ilişkin soru gelmesi halinde<br />

Genel Sekreter Gianni Infantino’nun,<br />

konuştuklarını tekrar edeceğine dikkati çeken<br />

Platini, “Fenerbahçe sevilen bir takım.<br />

Köklü bir tarihi, büyük bir stadı var. Bizim<br />

kimseyi incitmeye niyetimiz yok. Sadece<br />

kuralları uyguluyoruz. Disiplin Kurulu, diğer<br />

kurullarımız var.” şeklinde konuştu. Fe-<br />

nerbahçe dışında başka Türk takımlarının<br />

isimlerinin de şike davasında geçtiğinin hatırlatılması<br />

üzerine Platini şunları kaydetti:<br />

“Eğer yanlış bir şey yapmadılarsa, endişe<br />

duymalarına gerek yok. Biz Türk futboluyla<br />

ilgili bir şey yapmadık. Bir Türk takımını<br />

Şampiyonlar Ligi’ne almadık, ikinci gelen<br />

takımı kabul ettik.” “D.Zagreb ile Lyon<br />

arasında oynanan <strong>ve</strong> 7-1 sonuçlanan maçla<br />

ilgili raporları aldınız. Fenerbahçe ile ilgili<br />

rapor almadığınıza göre, şike olduğuna<br />

dair nasıl bir bilginiz var?” sorusuna Platini<br />

şu cevabı <strong>ve</strong>rdi: “Hakem <strong>ve</strong> temsilcilerden<br />

gelen raporda bir şey görmedik. Olsaydı<br />

hemen soruşturma başlatırdık. Delil çıkarsa<br />

elbette hareket ederiz. Türkiye için<br />

yapıldıysa, Fransız kulüpleri için neden yapılmasın?”<br />

Platini, Yunanistan’da şike olayının<br />

ortaya çıkmasıyla bu ülkeye gittiğinin<br />

hatırlatılması üzerine de şunları ifade<br />

etti: “Papandreu’ya dedim ki ‘Federasyon<br />

ile görüşün. Çünkü futbola müdahale<br />

edemezsiniz.’ Siyasetin futbola müdahalesi<br />

vardı. Hangi ülke olursa olsun, şiddet, teşvik<br />

<strong>ve</strong> şikeye toleransımız sıfır.” Platini son<br />

olarak, Başbakan Erdoğan’ın, 2020 Avrupa<br />

Futbol Şampiyonası için söylediklerine değindi:<br />

“2020’de Olimpiyat Oyunları’na talip<br />

İstanbul. Olimpiyat’ı alırsa, sonra Avrupa<br />

Şampiyonası yapılacaksa oy <strong>ve</strong>rmem.”<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

FOTOĞRAF: AA, AZİZ UZUN<br />

Rahmetli babam<br />

haklı çıktı,<br />

futbolcu değil<br />

siyasetçi oldum<br />

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,<br />

UEFA’nın 36. Olağan<br />

Kongresi’nde yaptığı<br />

konuşmada, futbolculuk<br />

dönemiyle ilgili anılarına<br />

da yer <strong>ve</strong>rdi. Bir yandan yeşil<br />

sahalarda, diğer taraftan<br />

rahmetli babasıyla (Ahmet<br />

Erdoğan) ‘tam bir maç halinde’<br />

olduğunu ifade eden<br />

Erdoğan şöyle devam etti:<br />

“Rahmetli babam, okumamı,<br />

iş bulmamı isterken,<br />

ben, yırtık kramponlarla,<br />

lastik ayakkabılarla, gizli<br />

gizli katıldığım antrenmanlarla<br />

futbol kariyerimi ilerletmek<br />

arzusundaydım. O<br />

kadar ki, sakatlandığım zamanlarda<br />

evde acımı bastırıyor<br />

<strong>ve</strong> kramponlu ayakkabılarımı<br />

e<strong>ve</strong> götürmüyor,<br />

kömürlükte saklıyordum.<br />

Resimlerimizin basıldığı<br />

gazeteleri, babam görmesin<br />

diye köşe bucak saklıyordum.<br />

Sonuçta rahmetli babam<br />

haklı çıktı <strong>ve</strong> ben futbolcu<br />

değil, bir siyasetçi oldum.<br />

Ancak 15 yıl boyunca<br />

futboldan edindiğim tecrübeyi,<br />

birikimi, disiplini, spor<br />

ahlakı <strong>ve</strong> erdemini hayatımın<br />

her anında yaşamanın<br />

<strong>ve</strong> yaşatmanın gayreti<br />

içinde oldum. Büyük bir iftiharla<br />

ifade etmek istiyorum.<br />

1967 yılında başladığım,<br />

1982’ye kadar 15 sene<br />

aralıksız oynadığım futbol,<br />

benim için amatör de olsa<br />

her zaman, koordinasyon,<br />

kolektif çalışma, dayanışma<br />

noktasında yol gösterici,<br />

belirleyici oldu.”<br />

FIFA Başkanı Blatter, şike olaylarına<br />

karşı tüm dünyada emniyet güçleriyle<br />

hareket ettiklerini söyledi.<br />

Interpol’le ortak<br />

çalışıyoruz<br />

UEFA’nın İstanbul’da gerçekleştirdiği<br />

36. olağan<br />

kongresine katılan FIFA<br />

Başkanı Joseph Sepp Blatter,<br />

sahada oynanan futbolu<br />

kontrol etmenin nispeten<br />

kolay, saha dışını denetlemenin<br />

zor olduğunu, ancak<br />

bununla ilgili de çalışmalar<br />

yaptıklarını söyledi. Yasa<br />

dışı bahislere dikkat çeken<br />

Blatter, “Bu tabii ki maalesef<br />

şike ile neticeleniyor.<br />

UEFA <strong>ve</strong> diğer konfederasyonlarla<br />

erken uyarı sistemi<br />

tesis ettik. Bir de 1 yıldan bu<br />

yana şike belasına karşı, Interpol<br />

ile müşterek çalışmalar<br />

yapıyoruz <strong>ve</strong> tüm dünyada<br />

emniyet güçleri işbirliği<br />

içinde çalışmalarını sürdürmekte.<br />

Başka tehlikeler<br />

de mevcut ama bu tehlike,<br />

şike tehlikesi sporu tehdit<br />

eden bir tehlike. Çünkü yarışma<br />

ruhuna çok aykırı sonuçlarla<br />

karşı karşıya kalabiliyoruz.”<br />

diye konuştu.<br />

SAYFA TASARIM: HAKAN SOBACI<br />

FOTOĞRAFLAR: ZAMAN, TURGUT ENGİN


f22 SPOR<br />

Antalyaspor, normal süresi 1-1 sona eren karşılaşmanın 91. dakikasında golü buldu. Kırmızı-Beyazlıların tecrübeli futbolcusu Musa Aydın, Onur Kıvrak’ı üzerken çeyrek fi nali müjdeleyen isim oldu. FOTOĞRAF: AA, SEFA KARACAN<br />

GEMİLER, AKDENİZ’DE BATTI<br />

Ziraat Türkiye Kupası’nda, Galatasaray’dan sonra Trabzonspor da şok yaşadı. Antalyaspor, uzatmalara<br />

giden maçta Fırtına’yı durdurdu, adını çeyrek fi nale yazdırdı: 2-1. Ev sahibinin gollerini Emrah <strong>ve</strong><br />

Musa attı. Karadeniz ekibinin sayısını ise penaltıdan Burak Yılmaz kaydetti.<br />

ÖZKAN MAYDA, CİHAT ÜNAL ANTALYA<br />

MAÇIN<br />

öZETi<br />

Ziraat Türkiye Kupası 4.<br />

tur maçında Antalyaspor,<br />

Trabzonspor’u konuk etti.<br />

Normal süre 1-1’lik eşitlikle sona ererken;<br />

ev sahibi uzatmalarda bulduğu golle 2-1 kazandı<br />

<strong>ve</strong> adını çeyrek fi nale yazdırdı. Mardan<br />

Stadı’ndaki mücadele hızlı başladı. Top<br />

daha çok Antalyaspor yarı alanındaydı.<br />

Mehmet Özdilek’in öğrencileri, savunmada<br />

açık <strong>ve</strong>rmemeyi prensip edindi. Kırmızı-<br />

Beyazlılar, rakip kalede hızlı hücumlar <strong>ve</strong><br />

kontrataklarla etkili olmayı denedi. Trabzonspor<br />

ise Volkan Şen, Olcan, Alanzinho<br />

<strong>ve</strong> Halil Altıntop’la hücuma çıktı; ancak son<br />

vuruşlar <strong>ve</strong> paslar yetersizdi.<br />

İlk yarının golsüz tamamlanacağı sanılırken<br />

Antalyaspor 44. dakikada tehlikeli<br />

bir noktadan serbest vuruş kazandı. Emrah<br />

Başsan’ın altı pasa yaptığı ortada top herkesi<br />

aştı <strong>ve</strong> kaleci Onur Kıvrak’ı aldatarak ağlarla<br />

buluştu. Geriye düşen Bordo-Mavililer,<br />

ikinci 45 dakikaya değişiklikle girdi. Alanzinho,<br />

yerini Burak Yılmaz’a bıraktı. Gollük pozisyonlar<br />

bulmakta zorluk çeken Trabzonspor,<br />

70’te Olcan Adın’a Ali Turan’ın hamlesiyle<br />

penaltı kazandı. Ligdeki son iki maçında<br />

beyaz noktada başarısız olan Burak Yılmaz,<br />

bu kez kalecinin soluna çok sert vurdu:<br />

1-1. Normal süre 1-1 biterken ilk uzatma<br />

dakikasında Antalyaspor golü buldu. Mehmet<br />

Eren, arka direğe şık ortaladı. Musa Aydın,<br />

gelişine yaptığı vuruşla turu getirdi: 2-1.<br />

M.PARK ANTALYA - TRABZONSPOR: 2-1<br />

MEDİCAL PARK ANTALYASPOR: Ömer 7, Erkan 7, Musa<br />

Nizam 6, Ali Turan 6, Minev 5 (Dk. 91 Radeljic 5), İbrahim<br />

Dağaşan 6, Musa Aydın 8, Doğa 7, Ali Zitouni 7, Emrah 8 (Dk.<br />

62 Sedat 6), Jaba 5 (Dk. 80 Mehmet Eren 6)<br />

TRABZONSPOR: Onur 5, Serkan 5 (Dk. 106 Henrique 3),<br />

Celustka 4, Giray 5, Cech 4, Zokora 5, Adrian 4 (Dk. 46 Burak<br />

Yılmaz 6), Alanzinho 5, Volkan 4, Olcan 5, Halil Altıntop<br />

5 (Dk. 74 Aykut 4)<br />

GOLLER: Dk. 44 Emrah, Dk. 91 Musa Aydın / Dk. 70 Burak<br />

SARI KARTLAR: Doğa, Ali Turan, İbrahim Dağaşan, Minev,<br />

Musa Nizam / Giray, Serkan, Volkan, Burak, Alanzinho, Zokora,<br />

Olcan, Onur<br />

HAKEMLER: Süleyman Abay 5, Alpaslan Dedeş 6, Cemal<br />

Bingül 6<br />

STAT: Mardan Antalyaspor<br />

Es Es kupayı ikinci<br />

yarıda hatırladı<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

Karabük, Rize’yi gol atmadan eledi!<br />

HIZIR İLYAS YILDIRIM RİZE<br />

-Ziraat Türkiye Kupası 4. tur<br />

karşılaşmasında Kardemir<br />

Karabükspor, Çaykur Rizespor<br />

engelini 1-0’la geçti <strong>ve</strong> çeyrek fi -<br />

nale yükseldi. İlk yarısı 0-0 sona<br />

eren maçın 67. dakikasında sahneye<br />

Murat Hacıoğlu çıktı. Rizespor<br />

forması giyen eski Fenerbahçeli<br />

Murat’ın kendi kalesine attığı<br />

golle deplasmanda 1-0’lık üstünlüğü<br />

yakalayan Batı Karadeniz<br />

ekibi Karabük, kalan dakikalarda<br />

skoru korumayı başardı. Kupada<br />

son 8 takım arasına kalan<br />

Karabükspor’da Teknik Direktör<br />

Bülent Korkmaz, mutlu olduklarını<br />

söyledi. Genç çalıştırıcı, deplasmanda<br />

oynamalarına rağmen<br />

turu geçtiklerini belirterek, “Rakibimiz<br />

de iyi mücadele ederek bizi<br />

zorladı. Turu geçtiğimiz için mutluyuz.<br />

Oyuncularım iyi oynadılar,<br />

ellerinden geleni yaptılar.” dedi.<br />

Çaykur Rizespor Teknik Direktörü<br />

Giray Bulak ise önlerindeki<br />

BURAK ÇAN ESKİŞEHİR<br />

-Ziraat Türkiye Kupası 4.<br />

tur mücadelesinde Eskişehirspor,<br />

Kasımpaşaspor’u<br />

2. yarıda bulduğu gollerle 3-0<br />

mağlup etti <strong>ve</strong> çeyrek fi nale<br />

yükselen taraf oldu. Müsabakaya<br />

etkili başlayan ev sahibi<br />

Eskişehirspor, for<strong>ve</strong>t oyuncularıyla<br />

net fırsatlar yakaladı.<br />

Kasımpaşaspor ise cılız<br />

ataklar geliştirdi <strong>ve</strong> etkili olmaktan<br />

çok uzak bir görüntü<br />

sergiledi. İki takım da ilk<br />

yarıda gol bulamadı <strong>ve</strong> karşılaşmanın<br />

ilk devresi golsüz<br />

eşitlikle sona erdi. Maçın<br />

ikinci 45 dakikasında da etkili<br />

bir oyun ortaya koyan Eskişehirspor,<br />

oyunu rakip yarı<br />

alana yıkmayı başardı. 48.<br />

dakikada Batuhan’ın indirdiği<br />

topta altı pas içinde vu-<br />

Hayri Beþer<br />

lig maçların hesabını yaptıklarını<br />

kaydederek, “Bu maç, bazı oyuncuları<br />

görmek açısından iyi oldu.<br />

ruşunu yapan Kamara, topu<br />

ağlara gönderdi: 1-0. Golün<br />

ardından rahat bir oyun ortaya<br />

koyan Ersun Yanal’ın<br />

ekibi, 71. dakikada Batuhan<br />

Karadeniz’in golüyle farkı<br />

ikiye çıkardı: 2-0. Maçın<br />

79. dakikasında Dede, skoru<br />

3-0’a getirdi <strong>ve</strong> bu gol, karşılaşmanın<br />

da skoru oldu.<br />

For<strong>ve</strong>t çok, ama<br />

ortada Trabzon yok<br />

Belki de sezonun teknik<br />

kapasitesi en yüksek<br />

Trabzonspor’u sahada.<br />

Alanzinho, Adrian, Olcan<br />

<strong>ve</strong> Volkan el ele görev başında.<br />

Burak, ilk yarıda dinlencede.<br />

Bu sebeple Halil<br />

for<strong>ve</strong>tin merkezinde.<br />

Bu isimleri tek tek düşününce,<br />

topun estetik valslarla<br />

pozisyondan pozisyona<br />

sürüldüğü bir futbol gösterisi<br />

canlanıyor insanın tahayyülünde.<br />

Ancak futbol,<br />

tek boyutlu bir oyun değil.<br />

Hünerli ayakların kendilerini<br />

gösterebilmesi için<br />

önce takım ahengiyle kuşatabilmeniz<br />

gerekir sahayı.<br />

Hücum, gücünü savunmadan<br />

alır. Savunma da hücumdan.<br />

Trabzonspor’un<br />

en temel eksikliği işte buydu.<br />

Yani ‘oyunun iki tarafı’<br />

açısından idealden uzaktı<br />

Bordo-Mavili takım. Topa<br />

kolay sahip olamıyordu.<br />

Çünkü pres özelliği yetersiz<br />

oyuncu sayısı fazlaydı.<br />

Bu sebeple direkt gole<br />

gitmeye dönük uzun <strong>ve</strong><br />

riskli pas denemelerine çok<br />

fazla başvurdu orta sahanın<br />

aktörleri. Bu da Antalya savunmasının<br />

hataya zorlanmadan<br />

kolay pozisyon almasına<br />

yaradı. İlk 15 dakika<br />

içerisinde Trabzonspor’un<br />

girdiği gol pozisyonları ise<br />

ciddi bir baskının ürünü değildi.<br />

Bireysel açıdan baktığımız<br />

zaman Alanzinho’nun<br />

adam eksiltmeleri <strong>ve</strong> driplinglerle<br />

rakip ceza sahası-<br />

na süzülüşleri etkileyiciydi.<br />

Ne var ki, takımdaki genel<br />

kopukluk yüzünden<br />

Brezilyalı’nın yapmak istedikleri<br />

anlam kazanamadı.<br />

Adrian bir türlü oyuna ağırlığını<br />

koyamadı. Zaman zaman<br />

kanat değiştirerek oynayan<br />

Olcan <strong>ve</strong> Volkan da<br />

takımın sürükleyicileri olamadı.<br />

Trabzonspor’un ritimsizliğine<br />

rağmen Antalyaspor<br />

inanılmaz derecede içe<br />

kapanık bir takım görüntüsündeydi<br />

ilk yarıda. Tek pozisyona<br />

girmeden devreyi<br />

önde kapattılar. Evsahibi<br />

ekibin duran toptan kazandığı<br />

golde en büyük pay sahibi<br />

kaleci Onur’du. Topu<br />

süzemedi. Onur’un bu hatasını<br />

uzun süre oynamayışına<br />

yormak lazım.<br />

İkinci yarıya Burak’la<br />

başlayan Trabzonspor’un<br />

rakibe bol for<strong>ve</strong>tle baskı<br />

kurma stratejisi tutmadı.<br />

Yine de Olcan’ın kazandırdığı<br />

penaltı sayesinde skorda<br />

denge sağlandı. Ancak<br />

son dakikalara doğru Trabzonspor<br />

oyundan düştü.<br />

Evsahibi ekip uzatma bölümünün<br />

hemen başında<br />

Mehmet Eren’in hazırladığı<br />

gole sımsıkı sarılmasını bildi.<br />

Kalan sürede ise Trabzon<br />

mecalsiz, Antalya kararlıydı.<br />

Son söz... Trabzon, Antalya<br />

sendromlarına bir yenisini<br />

daha ekledi. Turu,<br />

hak eden geçti. h.beser@<br />

za man.om.tr<br />

Oyuncularımın mücadelesinden<br />

memnunum. Rakibimizi tebrik<br />

ederim.” ifadelerini kullandı.<br />

Kupa’da Kuralar<br />

bugün çekiliyor<br />

Futbolda bu yıl 50.'si düzenlenen<br />

Ziraat Türkiye<br />

Kupası'nda çeyrek <strong>ve</strong> yarı fi -<br />

nal eşleşmelerinin kura çekimi<br />

bugün İstanbul'da yapılacak.<br />

Olimpiyatevi'nde saat 10.00'da<br />

gerçekleştirecek kura çekimine,<br />

Türkiye Futbol Federasyonu yöneticileri<br />

ile kulüp temsilcileri<br />

katılacak. Tek maçlık eleminasyon<br />

sisteminde <strong>ve</strong> tarafsız sahada<br />

oynanacak çeyrek fi nal maçlarında,<br />

normal sürenin berabere<br />

bitmesi durumunda 15'er dakikalık<br />

iki devre halinde uzatma<br />

bölümü oynanacak. Eşitlik yine<br />

bozulmazsa seri penaltı atışlarına<br />

geçilecek. Kupada yarı fi -<br />

nal müsabakaları da, çeyrek fi -<br />

nalde tur atlayan 4 takım arasında,<br />

TFF'nin belirleyeceği tarafsız sahada,<br />

tek maçlı eleme usulüne göre<br />

yapılacak. Eşleşmeler, çeyrek fi nal<br />

müsabakaları kura çekimi sırasında<br />

belirlenecek. SPOR SERVİSİ<br />

SAYFA TASARIM: MUHARREM ÇELEBİ<br />

FOTOĞRAF: AA, FATİH DOĞAN


f23 SPOR<br />

DORTMUND’UN RAKİBİ BAYERN OLDU<br />

Almanya Federasyon Kupası’nda (DFB-Pokal) ikinci fi nalist yıldızlar topluluğu Bayern Münih oldu. Bavyera ekibi lig maçlarında<br />

iki kez yenildiği Borussia Mönchengladbach’ı yarı fi nal karşılaşmasında deplasmanda penaltı atışları sonunda<br />

4-2 yenerek fi nalde Dortmund’un rakibi oldu. Kupanın fi nal maçı <strong>12</strong> Mayıs’ta Berlin Olimpiyat Stadı’nda oynanacak.<br />

KEMAL KURT BERLİN<br />

-Almanya Federasyon Kupası'nda<br />

Berlin biletini alan ikinci takım da<br />

belli oldu. Yarı fi nal mücadelesinde ligde<br />

bu sezon iki kez yenildiği Borussia<br />

Mönchengladbach'a konuk olan Bayern<br />

Münih, rakibini normal <strong>ve</strong> uzatma sürelerinin<br />

0-0'lık eşitlikle bittiği maçta penaltı<br />

atışları sonunda 4-2 yenerek fi nalde<br />

Dortmund'un rakibi oldu.<br />

Borussia Park Stadı'nda 54 bin futbol<br />

se<strong>ve</strong>rin izlediği maça iki ekip de temkin-<br />

li başladı. Son üç resmi maçında rakip<br />

fi leleri 20 kez havalandıran Bayern, yediği<br />

16 golle ligin en iyi defansına sahip<br />

Gladbach karşısında bir hayli zorlandı.<br />

İlk yarıda ev sahibi ekipten Reus <strong>ve</strong><br />

Daems, konuk takımdan Robben yakaladıkları<br />

önemli pozisyonları değerlendiremeyince<br />

devre golsüz geçildi. İkinci<br />

yarıya her iki ekip de hızlı başladı. 46.<br />

dakikada kaleciyle karşı karşıya kaldığı<br />

pozisyonda Hollandalı yıldız Robben'in<br />

vuruşu çok az farkla auta çıktı. 50'de<br />

Arango ev sahibi adına yakın mesafeden<br />

topu ağlarla buluşturamadı. 84. dakikada<br />

Reus kaleci Neuer'e takıldı <strong>ve</strong><br />

maçın normal süresi 0-0'lık skorla sona<br />

erdi. İlk uzatma devresi orta saha mücadelesi<br />

şeklinde geçti. İkinci 15 dakikada<br />

ise Bayrn rakibi karşısında büyük baskı<br />

kurmasına rağmen sonuca gidemedi. Finale<br />

kalan takımı penaltı atışları belirledi.<br />

Bayern adına penaltı vuruşlarını Alaba,<br />

Ribery, Lahm, Kroos gole çevirdi.<br />

M'gladbach'da ise Deams <strong>ve</strong> Hermann<br />

topu ağlarla buluştururken, Dante topu<br />

dışarı, Nordt<strong>ve</strong>it da kaleci Neuer'e nişanlayınca<br />

4-2 kazanan Bayern fi nal vizesi<br />

alan taraf oldu.<br />

Bu sonucun ardından Bayern Münih<br />

18. kez fi nale kalırken, Almanya<br />

Kupası'nı 15 kez müzesine götürdü. 2<br />

kez kupada mutlu sona ulaşan Borussia<br />

Dortmund ise 5. fi nal maçını oynayacak.<br />

Bayern Münih ile Borussia Dortmund<br />

arasındaki fi nal karşılaşması <strong>12</strong> Mayıs'ta<br />

Berlin Olimpiyat Stadı'nda oynanacak.<br />

Bu sezon iki kez yenildiği<br />

Borussia<br />

Mönchengladbach’ı<br />

deplasmanda penaltı<br />

atışları sonunda<br />

4-2 yenen Bayern<br />

Münih, Almanya<br />

Kupası’nın fi nalinde<br />

Dortmund’un<br />

rakibi oldu. <strong>12</strong>0 dakika<br />

boyunca kalesini<br />

iyi savunan Bayern<br />

kalecisi Manuel<br />

Neuer bir de penaltı<br />

kurtararak takımını<br />

fi nale taşıyan<br />

isim oldu. FOTOĞRAF:<br />

AP, MARTİN MEİSSNER<br />

23 MART 20<strong>12</strong> CUMA ZAMAN<br />

A Milli Takım çalıştırıcısı Abdullah Avcı <strong>ve</strong> antrenör Okan Buruk,<br />

Bremen’de maç sonu minik taraftarla birlikte poz <strong>ve</strong>rdi.<br />

Avcı, Eylül’e kadar<br />

milli takım kadrosunu<br />

şekillendirecek<br />

MEHMET KÜÇÜKKAYA BREMEN<br />

-Türk Milli Takım Teknik Direktörü Abdullah<br />

Avcı, Eylül ayında yapacakları ilk<br />

resmi karşılaşmaya kadar gerçek milli takımı<br />

oluşturacaklarını söyledi. U 17 Milli Takımı<br />

izlemek <strong>ve</strong> Avrupa’da görev yapan gözlemci<br />

antrenörlerle tanışmak için Bremen’de bulunan<br />

Avcı düzenlediği basın toplantısında soruları<br />

cevapladı. Milli takımdaki çalışmalarla ilgili<br />

bilgi <strong>ve</strong>ren genç teknik adam, “Avusturya’da<br />

Mayıs ayında kamp yapacağız. Bu kamp 15<br />

gün sürecek. Kampa önümüzdeki 10 yıl boyunca<br />

forma giyecek tecrübeli <strong>ve</strong> genç isimleri<br />

da<strong>ve</strong>t edeceğiz. Yapacağımız 5 özel karşılaşma<br />

da herkese şans <strong>ve</strong>receğim. Kamp sonunda<br />

milli takımın resmi ortaya çıkacaktır. Hedefi -<br />

miz turnuvalara katılan <strong>ve</strong> başarılı olan bir milli<br />

takım ortaya çıkarmaktır” dedi.<br />

Avrupa’daki genç yeteneklere milli takım<br />

kapılarının hep açık olduğunu vurgulayan Avcı,<br />

“Milli takımın kapısı herkese açıktır. Milli takımı<br />

tercih eden <strong>ve</strong> bu formayı hak edecek herkes<br />

bu kapıdan girer. Milli takımı tercih etmeyenlere<br />

de saygı duyarız.” şeklinde konuştu.<br />

SAYFA TASARIM: DURMUŞ ÖZELÇİ<br />

FOTOĞRAF: ZAMAN, MEHMET KÜÇÜKKAYA


23 MART 20<strong>12</strong> CUMA<br />

YAŞLI EMEKLİNİN GÜVERCİN SEVDASI HAPSE DÜŞÜRDÜ.<br />

Almanya'nın Heidelberg kentinde yaşayan 70 yaşındaki<br />

emekli bir kadının gü<strong>ve</strong>rcin sevgisi nedeniyle hapse düştüğü<br />

ortaya çıktı. Daha önce kamusal alanda gü<strong>ve</strong>rcinleri beslememesi<br />

yönünde uyarı alan yaşlı kadın uyarıları dikkate<br />

almayıp kentin tarihi Bismarckplatz meydanındaki kuşları<br />

beslerken yeniden yakalanınca 100 Euro para cezası aldı. Ancak<br />

emekli maaşıyla geçinen kadın maddi durumu el<strong>ve</strong>rmediği<br />

için 2010 yılında kesilen bu cezayı sonraki iki yıl boyunca<br />

da ödeyemedi. Bunun üzerine belediye idaresi Heidelberg<br />

Sulh Mahkemesi'ne başvurarak gü<strong>ve</strong>rcin tutkunu kadın<br />

hakkında tutuklama kararı çıkarttı. Mahkemeden yapılan<br />

açıklamada yaşlı kadının bu ayın başında tutuklandığı <strong>ve</strong> yine<br />

para cezasını ödeyecek durumda olmadığı için kesilen cezaya<br />

karşılık üç gün hapis yattığı belirtildi. HEİDELBERG ZAMAN<br />

ÖĞRENCİLERİN SAYISI AZALMAYA DEVAM EDİYOR.<br />

Almanya'da ilk <strong>ve</strong> orta öğretimdeki öğrencilerin sayısında<br />

yaşanan gerilemenin sürdüğü bildirildi. Federal İstatistik<br />

Dairesi'nden yapılan açıklamaya göre bu yıl okul sıralarında<br />

11,4 milyon çocuk <strong>ve</strong> genç eğitim görüyor. Rakamın<br />

geçen yıla kıyasla ülke genelinde yüzde 1,7 oranında<br />

azaldığını belirten yetkililer, batı eyaletlerindeki öğrenci<br />

sayısının yüzde 1,9 azaldığını, buna karşılık doğu eyaletlerinde<br />

ise yüzde 1,8 arttığını kaydetti. Bu arada 8,7 milyon<br />

öğrencinin genel eğitim <strong>ve</strong>ren okullara gittiği, 2,6 milyon<br />

öğrencinin ise meslek okullarına devam ettiği belirlendi.<br />

Buna göre genel eğitim <strong>ve</strong>ren okullardaki öğrencilerin<br />

oranı yüzde 1,3 <strong>ve</strong> meslek eğitimi görenlerin oranı ise<br />

yüzde 2,8 oranında azaldı. WİESBADEN ZAMAN<br />

SAYFA TASARIM: DURMUŞ ÖZELÇİ<br />

Avrupa’da banknot<br />

kullanımına başlayan<br />

ilk ülke olan İs<strong>ve</strong>ç,<br />

şimdi de ondan<br />

kurtulmanın<br />

yollarını arıyor.<br />

Kredi kartı kullanımı<br />

rekor seviyelere<br />

ulaştı. FO-<br />

TOĞRAF: AP, HENRIK<br />

MONTGOMERY<br />

İs<strong>ve</strong>ç paraya ‘güle güle’ diyor<br />

1661 yılında parayı tedavüle sokarak Avrupa’da banknot kullanan ilk ülke olma özelliğini taşıyan İs<strong>ve</strong>ç’te, nakit para<br />

kullanımı sona eriyor. Ekonominin sadece yüzde 3’ünün nakit parayla döndüğü ülkede, Stockholm Camii <strong>ve</strong> Carl<br />

Gustaf Kilisesi gibi birçok ibadethane yardımları kredi kartıyla alıyor. Banka soygunları bile büyük oranda azaldı.<br />

MENAF ALICI STOCKHOLM, CİHAN<br />

-Avrupa’da banknot kullanımına başlayan<br />

ilk ülke olan İs<strong>ve</strong>ç, şimdi de ondan kurtulmanın<br />

yollarını arıyor. 1661 yılında parayı tedavüle<br />

sokan İs<strong>ve</strong>ç’te ‘nakit para’ kullanma dönemi<br />

sona yaklaşıyor. Artık birçok alanda nakit<br />

para kabul edilmiyor. İs<strong>ve</strong>ç’te 2006 yılından<br />

bu yana halk otobüslerinde nakit para kullanılmıyor.<br />

Yolcular, belirli satış noktalarından ya da<br />

cep telefonu üzerinden bilet alıyor. Ekonominin<br />

sadece yüzde 3’ünün nakit parayla döndüğü ülkede,<br />

birçok petrol istasyonu, banka <strong>ve</strong> mağaza<br />

sadece kredi kartı ile alış<strong>ve</strong>riş imkânı sunuyor.<br />

Stockholm Camii <strong>ve</strong> Carl Gustaf Kilisesi’nde olduğu<br />

gibi birçok ibadethanede yardımlar, bu<br />

mekânlara yerleştirilen makineler üzerinden<br />

kredi kartlarıyla yapılıyor. Nakit paranın artık<br />

ömrünü doldurduğunu ifade eden İs<strong>ve</strong>ç’in en<br />

ünlü müzik grubu ABBA’nın kurucu üyelerinden<br />

Björn Ulvaeus, “Neden hâlâ banknot basmamız<br />

gerekiyor, anlamıyorum.” diyor. Oğlunun<br />

üç defa soyulduğunu anlatan Ulvaeus, nakitsiz<br />

bir sistemde soygunculuğun da biteceğini<br />

ifade ediyor. 1970’li yıllarda pop müziğine<br />

damgasını vuran ABBA, Money Money Money<br />

(Para Para Para) isimli şarkısıyla büyük bir üne<br />

kavuşmuştu. İs<strong>ve</strong>ç Bankacılar Birliği’nin raporuna<br />

göre de dijital sitemin yaygınlaşmasının bir<br />

sonucu olarak 2008 yılında 110 banka soygunu<br />

yaşanırken, 2011 yılında bu rakam 16’ya düştü.<br />

OXFORD, KANSERİN DEVASINI BULDU: ASPİRİN. İngiltere’de bulunan<br />

Oxford Üni<strong>ve</strong>rsitesi’nde görev yapan araştırmacılar, düşük<br />

dozda alınan aspirinin kanserin oluşmasını <strong>ve</strong> gelişmesini önlediğini<br />

tespit etti. 77 bin hastanın <strong>ve</strong>rilerinin incelendiği araştırmayla<br />

üç yıl boyunca günde 75 ila 300 miligram aspirin alınmasının, kanser<br />

vakalarını dörtte bir azalttığı sonucuna varıldı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!