Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
“İnsân-ı Kâmil, hâliyle öğreticidir”<br />
Cemâlnur Sargut’la Söyleşi<br />
Müge Doğan: Hocam, Ken’ân Rifâî Hazretleri “Herkesin<br />
sahip olduğu isim onun mürebbîsidir, âmiridir”<br />
diyor. Buna göre Rab ismini açar mısınız bize?<br />
Cemâlnur Sargut: Herkes ancak kendindeki Allah’ın<br />
ismi sayesinde Allah’ı idrak edebilir ve herkesin<br />
varacağı nokta kendindeki isimdir. Ama herkes,<br />
Allah’ın kendindeki ismini tecellî ettirip ortaya çıkarınca,<br />
ölü olan kısmı, yani vücut ve vücudun arzu<br />
ve istekleri kendiliğinden önemini kaybeder. Vücut<br />
ezelî ve ebedî diriliğe kavuşur. Ondan sonra ölüm<br />
o insanlar için asla olmaz. Ölmeden önce ölme seviyesine<br />
ulaşmak bu demektir. Bu seviyeye ulaşan<br />
kimse, herkesteki Allah’ın adını idrak etmeye başlar.<br />
Bu şekilde Allah’ın bütün isimlerini tanır ve öğrenir.<br />
Onlara hürmet etme seviyesine ulaşır. Bu da “Her<br />
nereye baksan Allah’ın vechi oradadır” âyetinin açıklamasıdır.<br />
Böylece ölmeden önce ölme derecesine<br />
varan kişi hürriyete kavuştuğu gibi, Allah’la irtibatı<br />
artmış ve devamlı Allah’la beraber olan kişidir. Bu<br />
bakımdan kişinin ismini ortaya çıkarması onu hürriyete<br />
kavuşturup gerçek anlamda önce kendine,<br />
sonra herkese de öğretmenlik etmesini sağlamıştır.<br />
Müge Doğan: Herkes kendi rabbine kulluk ediyorsa,<br />
mümin ile münâfık arasındaki fark nedir?<br />
Cemâlnur Sargut: Mümin de kendindeki isme kulluk<br />
eder, münâfık da kendindeki isme kulluk eder;<br />
bu şekilde mümin de münâfık da Allah’a kulluk<br />
eder. Yalnız münâfıktaki isim, münâfığın ismi celâlî<br />
isimdir; müminin ismi cemâlî isimdir. Münâfık, Allah’a<br />
kendi ismiyle ulaşır… Mümin ise son noktada<br />
Allah’ın bütün isimlerini idrak eder. O yüzden de idrâki<br />
kuvvetlidir. Münâfığın ise idrâki en az, en âciz<br />
seviyededir. Halka başka Hakk’a başka gözükür.<br />
Müge Doğan: Yani ismini açığa çıkaramama gibi<br />
bir durum olabiliyor mu?<br />
Cemâlnur Sargut: Tabii ki olabiliyor bu âlemde. İllâ<br />
ki çıkacak diye bir şey yok. Bazısı bu âlemde âşikâr<br />
eder, bazısı öbür âlemde âşikâr eder, bazısı tâ kıyamet<br />
gününde her şeyi anlar.<br />
Müge Doğan: Ama eninde sonunda âşikâr oluyor.<br />
Cemâlnur Sargut: Kıyamet gününde her şey açığa<br />
çıkacaktır, evet.<br />
Müge Doğan: Herkes kendi ismi yolunda gidiyorsa<br />
ve eninde sonunda aşikar olacaksa bu isim<br />
mürşide neden ihtiyaç var?<br />
Cemâlnur Sargut: Çünkü insan yalnız başına ancak<br />
kendi ismini, onu da ezelî nasibi varsa, bu âlemde<br />
idrak edebilir. Tekâmülde ise ‘nefs-i emmâre’den<br />
bile yukarı çıkması çok zordur insanın eğer önünde<br />
bir öğretmen yoksa… Ben cüce olan yeğenimle<br />
birlikte Louvre Müzesi’ni dolaşırken hiçbir şey görmeden<br />
bakıyordum resimlere… Kendisi ressamdı<br />
ve David’in resmi önünde durdu ve “David burada<br />
ağlayanı ne güzel resmetmiş” dedi. İlk defa resme<br />
baktım ve hakikaten inanılmaz bir gözyaşı çizimi<br />
gördüm orada… Belki de benim de bütün hislerimi<br />
âşikâr ediyordu ama beni ilgilendiren oradaki adamın<br />
ağlayışı değildi. Ressamın onu nasıl yaptığıydı