You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
2) GENÇ ADAM İbadetlerine Düşkündür<br />
Namaz, Oruç, Zekât ve Hac gibi farz ibadetleri,<br />
mükellef olduğunda ifâ edeceği zaten şüphesizdir.<br />
Bunlara ilaveten “Genç adam”dan beklenenler:<br />
a)Namazı, İtinâlı bir abdestle, vaktinde, cemaatle ve<br />
tadil-i erkânla kılar. Ayrıca; teheccüd, işrak, evvabîn<br />
ve abdest namazlarına itinâ gösterir.<br />
b)Pazartesi, Perşembe veya her Hicrî ayın 13, 14 ve<br />
15’inde oruçlu olmaya gayret eder.<br />
c)Namaz sonrası tesbihlerini ihmal etmediği gibi,<br />
istiğfar, Kelime-i tevhid, salavât ve Resûlullah Efendimizin<br />
tavsiye buyurduğu diğer zikir ve tesbihâttan<br />
meydana gelen, günlük virdi vardır. Bunların adedini<br />
iştah ve imkânına göre ayarlar.<br />
d)Zekât mükellefi ise de değilse de; kendi çapında<br />
tasaddukda bulunur. Bu, fakire sadaka şeklinde<br />
olabileceği gibi, “emr bil ma’ruf” için harcama da<br />
olabilir. Bu işin ciddiyeti ancak günlük veya haftalık<br />
şekilde yapılacak tasaddukları bir fonda toplamakla<br />
mümkün olur.<br />
3) GENÇ ADAM Haram ve Günahtan<br />
Korunur<br />
Kesin haramlardan korunduğu gibi, şüphelilerden<br />
ve mekruhlardan da korunur:<br />
a)Yolda, okulda, televizyonda ve her yerde göz zinasından<br />
sakınır.<br />
b)Hukûki/meşrû bağ olmaksızın erkek-kadın münasebetlerinden<br />
(arkadaşlık manasına gelen) uzak<br />
durur.<br />
c)Sigaranın; Kendisine sıhhî ve malî zararını düşünerek,<br />
başkalarını da zaman zaman sıkıntıya soktuğunun<br />
idrakinde olarak; bir irâde za’fı olan bu illetten<br />
korunur. Dumanda teselli arayacak bir kimse<br />
olmaktansa, adam gibi adam olmayı tercih eder.<br />
d)Gevezelik, gıybet, dedikodu ve kaynağı belirsiz<br />
haberlerle asla alış-verişi yoktur.<br />
4) GENÇ ADAM Sorumluluğunun İdrakindedir<br />
Nefsinden başlayarak, en yakınlarından devam<br />
edip, Türkiye’den ve dünyadan sorumlu bir ağır yük<br />
hamalı olduğunu müdriktir.<br />
Allah’ın kendisine “halifetullah yani, “Allah vekili”<br />
olarak baktığının” farkın-dadır. (Bakara (2)/30).<br />
Dünyanın yaratıcısı ve gerçek sahibi olan Allah; arzın<br />
yönetiminin İlahi irade doğrultusunda olması<br />
vazifesini, insana havale etmiştir. (Enbiya (21)/105).<br />
“İnsanoğlu çok zalim”; (İbrahim (14)/34), “çok cahil”;<br />
(Ahzâb (33)/72) “ve çok aceleci”; (İsrâ (17)/11)<br />
olmasına rağmen, “göklerin ve yerin üstlenmekten<br />
korktuğu” (Ahzâb (33)/72) bu görevi kabullenmiştir.<br />
Öyleyse verilen söz yerine getirilecek ve arzın<br />
ıslahı için mes’uliyyet sınırı tanımaksızın koşturulacaktır.<br />
Yük ağır, zaman sınırlı ve ömürler kısadır. Boş geçirilecek<br />
vakte, işin tahammülü yoktur. İnce düşünülürse,<br />
vazifelerin lâyıkıyla ifası için; uyku ve yeme içme<br />
için ayrılan zamandan bile tasarruf gerekecektir.<br />
Öğrenmede, öğretmede ve hatta dinlenmede bile<br />
zamanı çok iktisadî kullanmak mecburiyeti vardır.<br />
Televizyon karşısında, ayak üstü sohbetlerinde ve<br />
çeşidli zaman öldürme celselerinde harcanacak<br />
saatleri; bu ağır sorumluluğun yerine getirilmesine<br />
aktarmak icab edecektir.<br />
5) GENÇ ADAM Muntazamdır<br />
Disiplinli bir hayatı vardır. Sabah kalkıştan itibaren<br />
akşam yatışa kadarki bütün saatleri planlıdır.<br />
Ders çalışması, iş hayatı, sorumluluklarının ifâsı, dinlenmesi<br />
ve eğlenmesi hepsi bir program dahilindedir.<br />
Ne TV ve internet karşısında saatlerini harcar, ne<br />
de arkadaş gevezeliği ile vaktini boşa geçirir. Başta<br />
zaman isrâfı olmak üzere, her türlü isrâfa karşıdır.<br />
Yemesi-içmesi de prensiplidir.<br />
Düzeni bozacak müdahalelere karşı uygun şekilde<br />
direnir. Fevkalâdelikler hariç program disiplininden<br />
taviz vermez. Arkadaş ve dostlarının yadırgamaları<br />
karşısında pes etmediği gibi, onları da böyle bir<br />
planlı programlı hayata alıştırmaya çalışır.<br />
Bu tarz bir yaşayışın ilk dönemleri zor gelirse de<br />
zaman içerisinde çok tabii hale geldiği ve hiç de<br />
kaideler içerisinde kıskaca alınmış bir kimse hissine<br />
kapılmadığı görülecektir.<br />
Biz hocalarımızdan; 60 sene aynı saatte traş olanını,<br />
bir ömür boyu yemekten iki saat sonrasına kadar<br />
ağzına su bile koymayanları tanımış olduk. Bu ör-<br />
nek insanlarla yaptığımız müşterek çalışmalarda da<br />
onların geliş-gidişleri dahil, hiçbir vazifeyi aksatmadıklarına<br />
da şâhit olduk.<br />
6) GENÇ ADAMın Hizmet Programı<br />
Vardır<br />
Hizmet programı; elbette yazılı olacaktır. Hatta<br />
ajandayı bu programla zenginleştirmek gerekecektir.<br />
Allah için Allah’ın kullarına sunulacak hizmetlerin<br />
bir kısmı daimî/sürekli iken diğer bir kısmı da zaman<br />
zaman olabilecektir. Bayramları, Ramazanları,<br />
Kandil gecelerini, Hicrî Yılbaşı ve benzeri vesileleri<br />
çok önceden hizmet programına almak lazımdır.<br />
Bu vesileleri çeşitlendirmek ve verimli hale getirmek<br />
için, elbette kafa yorulacak, fikrî üretim yapılacak<br />
ve bilenlere danışılacaktır. Hülâsa; hizmet ajandasız<br />
“genç adam” düşünülemez.<br />
Talebe iken, meslek ve iş sahibi olduktan sonra,<br />
işi başından aşkınken, neşesiz ve yorgun iken de<br />
“genç adam”ın olmazsa olmaz kabul ettiği hizmetler<br />
var olacaktır.<br />
Efendimiz aleyhisselâm: “İnsanların hayırlısı onlara<br />
faydası en fazla doku-nanıdır”. (el-Câmiussağîr, II,<br />
8, Kahire-1321 H.) buyurmuştur. “Genç adam”; garazsız<br />
ve ivazsız, geleceğe yönelik hesap yapmaksızın<br />
ve karşılığını dünyada beklemeksizin, hizmet<br />
nerede ise orada olacaktır. Kendisini hizmet asansörü<br />
kabul edecek, ancak kime hizmet ettiğinin hesabını<br />
iyi yapacaktır.<br />
Allah için yapacaklarımız, zaman ve zeminle sınırlı<br />
olmayan vazgeçilmezlerimizdir. Bunların hatıra geldikçe<br />
ve elimiz erdikçe değil, plan-program dahilinde<br />
sürekli ve ihmale uğramaksızın yapılması; rahmet<br />
ve bereketi ziyadeleştirecek ve bizi çok yüksek<br />
bir manevi tatmine ulaştıracaktır.<br />
İşe nereden başlayacağını bilmek, “ehem” (daha<br />
önemli), “mühim” (önemli) sıralamasını doğru yapmak,<br />
tâli işlerden değil, esasa müteallik meselelerden<br />
işe girişmek; ancak programlı ve “hizmet ajandalı”<br />
çalışma ile mümkündür.<br />
7) GENÇ ADAM Hayra Motor, Şerre<br />
Kalkandır<br />
“Hayr” namına bildiklerini yayar, “emr bilmaruf” ve<br />
“nehy anilmünker” yapar. Yani iyilik ve güzelliklerin<br />
yerleşmesi, kötülüklerin ortadan kaldırılması için<br />
daimî bir çaba sarfeder.<br />
Öğrendiklerini başkalarına da ulaştırır, güzel şeyler<br />
yapanlara takdirlerini bildirir (mektupla, telefonla,<br />
faksla, e-mail vasıtasıyla). Yanlış ve hatalı davranışları<br />
da aynı vasıtalarla ikaz eder, gerekirse tel’in<br />
eder.<br />
Orada-burada gördüğü gönül karartan çirkinlikleri,<br />
gücünün yettiği metodlarla temizler, yani çevre temizliği<br />
yapar.<br />
Dostlarına; konferans ve sohbetleri haber verir, beğendiği<br />
kitap ve makaleleri tavsiye eder. Çoğaltılması<br />
gerekenleri çoğaltır ve dağıtır. Bütün bunları<br />
yaparken, yanlış bir düşünce ile; “benim bu küçük<br />
çabamdan ne olacak ki?” demez. Tebliğ görevinin<br />
kendisine, muhasebenin ise Allah’a âid olduğunu<br />
hatırlar (Yusuf (13)/40).<br />
8) GENÇ ADAM Dinî Heyecana Sahiptir<br />
Şüphe yok ki yaptığı işden hislenmek ve heyecan<br />
duymak; külfetin hazza ve zevke dönüşmesine vesile<br />
olur. “Din” bir bütün olarak ancak bu haz ve<br />
heyecanla yaşanır. En zor şey; candan ve maldan<br />
vazgeçmektir. Eğer insan heyecan-ı dîniyyeye kendini<br />
kaptırırsa; onun için malı da canı da vermek<br />
tabii hâle gelir. Tarih bunun misalleriyle dolu olduğu<br />
gibi, yaşadığımız dünyada çok az da olsa bu tür<br />
insanlara rastlarız.<br />
İhtiyaç sahibi birisinin ihtiyacını giderirken, tutulmaya<br />
layık elden tutup bir yere yerleştirirken, birisine;<br />
Kur’an, din-iman ve ahlak öğretirken; kendisinden<br />
birşeylerin eksildiğini ve vaktinin uçup gittiğini düşünmez.<br />
Soğuk su ile abdest aldığında, stadyumda devre<br />
arası namaz kıldığında, şehirlerarası yolculukta namaz<br />
kılmak için otobüsü durdurduğunda, hostesi<br />
çağırıp uçakta namaz kılacak yer istediğinde; yüksek<br />
bir dinî heyecan duyar. Ayak üstü açtığı oruç ve<br />
vasıtada yaptığı iftar sonrasında duyduğu manevi<br />
haz sebebiyle âdetâ kanatlanır.<br />
Yerine göre bir kitap ve CD ile yahut da bir küçük<br />
sakızla tebliğ yaptığında, bir hayrı yayıp, bir şerri<br />
engellediğinde fevkalâde heyecanlanır ve hislenir,<br />
hatta bazan vazifesini yapanların sevinci ile şükür<br />
mâhiyetinde ağlar.<br />
Devamı sonraki sayıda...<br />
32 33