02.05.2018 Views

MICE DERGI - SAYI 26

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

YORUM / RÖPORTAJ<br />

kongreleri devlet garantisi altına almaktadır.<br />

Kongre düzenleyecek kuruluşlar bağlamında<br />

bu durum destinasyona ciddi bir güven<br />

yaratmaktadır. Biz de bu konularda devlet<br />

nezdinde girişimlerde bulunacağız. Kongre<br />

ve <strong>MICE</strong> çok önemli! Yurt dışı tanıtımlarda<br />

seyahat acentelerinin her zaman yanında<br />

olacağız. Yurt dışında ilgili tüm kurum ve<br />

kuruluşlarla temasa geçerek büyük kongrelerin<br />

ülkemize dönmesi için her türlü çalışmayı<br />

yapacağız. Kongreler Komitesi’ni daha<br />

aktif hale getirip, sektörün yaşadığı tüm<br />

sorunları en kısa zamanda çözerek önünü<br />

açacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın,<br />

biz hizmet etmeye geldik. TÜRSAB’ın<br />

yeni yönetimi olarak; kongre turizminin<br />

ülkemiz ekonomisine, Türk turizmine ve tanıtımına<br />

sağladığı eşsiz katkının farkındayız.<br />

Amacımız, kongre turizminin hak ettiği payı<br />

alabilmesi ve geleceğe güvenle bakabilmesi<br />

için tüm çalışmaları yapmak. Bu konuda<br />

tüm arkadaşlarımızla birlikte çalışarak, sektörün<br />

önündeki taşları temizleyeceğiz. Üyelerimizin<br />

pazar payını arttırmak önceliğimiz<br />

olacak. Seyahat acenteleri, “İyi ki TÜRSAB’a<br />

üyeyim.” diyecek; tekrar aile olacağız.<br />

Söz tanıtımdan açılmışken; TÜR-<br />

SAB’ın hiçbir işe yaramayan bir dergisi<br />

var. Kimse okumaz etmez. Nerelere<br />

dağıtıldığı, kime hitap ettiği belli değil.<br />

İçeriği felaket… TÜRSAB’ın yeni ve çağdaş<br />

bir sosyal medya planlaması olacak<br />

mı? Dijital teknolojinin sağladığı olanakları<br />

nasıl kullanmayı düşünüyorsunuz?<br />

Malum, pazarlama dediğiniz ülkeden<br />

ülkeye gezerek yapılıyor. Her defasında<br />

vize alma sorunu, acentecilerin en büyük<br />

dertlerinden biri. Bununla ilgili bir<br />

çalışmanız olacak mı?<br />

Şu anda dergi üretilmiyor bildiğim kadarıyla…<br />

Bu dergi işi tabii ki gündemimizde ve<br />

üstünde çalışıyoruz. Aslında dergi olmasının<br />

şöyle bir avantajı da var; üyelerden çok<br />

üyemiz olmayan kişi ve kurumlarla iletişime<br />

geçmemize olanak sağlıyor. Bunu iki<br />

farklı bağlamda değerlendirmek gerekiyor.<br />

Birincisi; oteller, havayolları, havaalanları,<br />

bakanlıklar, belediyeler ve benzeri yerlerde<br />

TÜRSAB’ın dergisinin olması hoş bir şey.<br />

Ama şu anki gibi içi reklam dolu, vasat içeriğe<br />

sahip bir dergiden bahsetmiyorum. Tam<br />

tersine modern, tematik, ülkemizi doğru<br />

tanıtan, sağlam içeriğe sahip bir dergi hayal<br />

ediyorum. Üyelerle ilgili kısma gelince;<br />

bunun dijital olması daha yararlı. Böylelikle<br />

sürekli güncellenebilecek konular ve bilgilerle<br />

üyelerimize daha hızlı erişebileceğiz.<br />

Video ve fotoğraflarla bilgi dağarcıklarına<br />

ve ürün içeriklerine katkıda bulunabileceğiz.<br />

Vize konusuna gelirsek; seçim sürecindeki<br />

vaatlerimiz arasında, üyelerimiz ve müşterileri<br />

için birlik bünyesinde Schengen Ofisi<br />

kuracağımız da vardı. Bunu gerçekleştirmek<br />

için en kısa zamanda girişimlerde bulunacağız.<br />

Üyelerimizin işlerini kolaylaştırmak<br />

TÜRSAB’ın asli görevidir.<br />

Bu sene turist sayısında önemli bir<br />

artış olduğunu ifade ettiniz. Acenteler<br />

arasında, Antalya’da, 10 milyon civarı<br />

turisti ağırlamak gibi öngörüler var. Kimileri<br />

ise “10 milyon turisti, bedava diyebileceğimiz<br />

rakamlarla ağırlayacağız,<br />

bu sene de bir şey kazanamayacağız.”<br />

şeklinde bir görüşü savunuyorlar. TÜR-<br />

SAB adına, kişi bazındaki artışa karşın<br />

rakamsal gerilemeyi nasıl telafi etmeyi<br />

düşünüyorsunuz? TÜRSAB Başkanı ve<br />

aynı zamanda bir tur operatörü olarak<br />

2018 için yorumlarınızı alabilir miyim?<br />

Şimdi önce bir tespit yapalım; geçtiğimiz<br />

yıllarda ülke olarak çok ciddi türbülanslardan<br />

geçtik. Yani herhangi bir ülke bizim<br />

yaşadıklarımızı yaşasaydı, çok uzun süre<br />

toparlayamazdı kendini. Bu olumsuzlukların<br />

akabinde, hem çok iyi doluluğu hem de iyi<br />

fiyatı aynı anda yakalamak diye bir şey söz<br />

konusu değil. Ekonominin kuralına aykırı,<br />

hayalcilikten öteye gitmez. Bir kere, önce<br />

turistin geri gelmesini sağlamamız gerekiyor.<br />

Dolayısıyla bu sene de fiyatların düşük<br />

olması kaçınılmaz! Ama moral bozulacak<br />

bir durum da yok. Bakın, ben kendi operasyonlarımdan<br />

örnek vereyim; biz Türkiye’nin<br />

dışında başka ülkelere de operasyon yapıyoruz.<br />

Rakamsal bazda, ülkeler arasında, öyle<br />

çok büyük farklar yok. ‘Mass’ turizminde,<br />

dünyada kabul görmüş bazı fiyat aralıkları<br />

var. Hem ‘mass’ turizm yapıp, on binlerce<br />

yolcu alıp, hem de ortalama 1200 dolara<br />

satamazsınız. Maalesef yok böyle bir dünya.<br />

Biz halen, ülkemizi dünya ortalamasının<br />

Bizim yıllarca otelcilerin<br />

birlik kurmasını<br />

engellemeye çalışmak<br />

değil, onlara yardımcı<br />

olmamız lazımdı. Şimdi<br />

karşımızda neredeyse<br />

otel sayısı kadar dernek<br />

ve birlik var!<br />

100-150 dolar civarında altında satıyoruz,<br />

toparlayacağız.<br />

Neye göre? Umarım oda-kahvaltı<br />

veya yarım pansiyon paketlerle ülkemizin<br />

“all inclusive” otellerini karşılaştırmıyoruz<br />

ki bu da haksızlık olur. Çünkü<br />

aradaki hizmet farklılıklarını da ayrıştırdığımız<br />

zaman bu rakam daha çok artacaktır.<br />

Hayır, yarım pansiyon değil. Her paket derken,<br />

her yıldızdaki üründen bahsediyorum.<br />

Bakın, bizim arzımız yüksek, talep zaman<br />

zaman düşüyor ve bazen de yükseliyor.<br />

Dolayısıyla Türkiye’de istediğiniz zaman,<br />

istediğiniz kalitede oteli, istediğiniz fiyata<br />

bulacağınız bir durum var. Türkiye’nin pazarda<br />

böyle de bir imajı var. Ayrıca, ‘mass’<br />

turizmde ‘all inclusive’ dediğiniz şey basite<br />

alınacak bir şey değil. Buna şiddetle karşıyım,<br />

herkesle de tartışırım. Girit paketleri<br />

satıyorum, ‘all inclusive’ otel hemen gidiyor,<br />

yarım pansiyon satışlarda zorlanıyoruz.<br />

Belli gelir aralığındaki insanlar ailesiyle<br />

tatile gidiyorsa ‘all inclusive’ tesisi tercih<br />

ediyor çünkü ne ödeyeceğini bilmek istiyor.<br />

Dışarıda yemek isterse yine gidip yiyor ama<br />

‘all inclusive’ sistemini tercih ediyor. Bakın,<br />

Yunan Adaları’ndaki tesislerin çoğu ‘all<br />

inclusive’ sistemine dönmeye başladı. Bu<br />

yeni trend, sadece bizimle ilgili değil. Ülkemizde<br />

bu sistem ağırlıkta ama sebebi bu işi<br />

çok iyi yapıyoruz da ondan. Ayrıca ben bu<br />

aleyhimizdeki fiyat farkının kısa sürede kapanacağına<br />

inanıyorum. Otellerde doluluk<br />

yakalandığı zaman, zaten ekonominin kuralı<br />

olarak hemen zamlar peşinden gelir.<br />

Ülkemizin her köşesini turizme<br />

kazandırmak için çalışacağız<br />

Kültür turları bir zamanlar çok satılan<br />

ayrıcalıklı bir ürün olmasına rağmen,<br />

şimdilerde ciddi anlamda düşen, ancak<br />

yerli turizmde yükselen bir değer. Kültür<br />

turizmini dünyada nasıl pazarlamayı<br />

düşünüyorsunuz? Yoksa daha uzun<br />

süre “güneş-deniz-kum” üçlemesi Türkiye<br />

turizminin lokomotifi olmaya ve bu<br />

sayede otelciler sektörü domine etmeye<br />

devam mı edecek? Ne de olsa gelir<br />

bazında aslan payı onların ve yeri geldi<br />

mi bunu orantısız güç olarak kullanıyorlar.<br />

Sizce otelciler acente hizmetlerini<br />

değersizleştirmeye, “Turizm sektörü<br />

sayemizde var” diyerek, hükümet des-<br />

tekli kredilerde aslan payını almayı sür-<br />

dürecek mi?<br />

Maalesef son senelerde yaşanan olaylar<br />

40

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!