You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
um. Haklıydın, çünkü bir seçimde Başaran<br />
Ulusoy’u ipten almıştım. Seçimi kaybediyordu<br />
ama konuşmamın ardından 200 oyla<br />
kazandı. O gün, ona inandığım için çıktım.<br />
Çünkü yaptıklarımızın doğru olduğunu zannediyordum.<br />
Sonra ne kadar büyük yanlış<br />
yapmış olduğumu gördüm, bu vebali ben<br />
de hissettim ve bu yola çıkma kararı aldım.<br />
Arkadaşlarımızla birlikte çok zaman<br />
ve emek harcadık. Önce ekip olduk, sonra<br />
da muhalefeti oluşturduk. Amacımız belli;<br />
sektöre hizmet etmek, doğru ve başarılı icraatlar<br />
yapıp, olumlu iz bırakmak istiyoruz.<br />
Burada sıkıntı yok. Yapacağız inşallah. Zoru<br />
başardık, bozuk düzeni durdurduk. Sonrası<br />
kolay…<br />
Üyeler bir şeyi iyi bilmeli; biz bir yol açtık,<br />
kimilerine göre hiçbir şekilde bu yönetimin<br />
yıkılma imkân ve ihtimali yoktu. Biz bu<br />
ortamda aday olduk. Sen söyle, kaç senedir,<br />
kaç tane iyi niyetli arkadaşımız burada aday<br />
oldu, hepsine bir kulp taktılar. Kimse bunların<br />
örgütlü saldırısıyla bizim gibi mücadele<br />
edemedi. Bize de bir sürü şey yapmaya çalıştılar<br />
ama sabrettik. Kendimizi, hedeflerimizi<br />
bıkmadan anlattık. Üyeler de teveccüh<br />
etti, sağ olsunlar, bize bu görevi verdiler. Bu<br />
yönetimi gönderdik, bundan sonra önümüz<br />
açık. Buraya her dönem bir başkası da başkan<br />
olabilir, sıkıntı yok. Yeter ki sistemi doğru<br />
kuralım, suistimale açık boşluklara fırsat<br />
vermeyelim. TÜRSAB’ı birilerine iş dağıtan,<br />
çıkar sağlayan bir kurum olmaktan çıkartalım.<br />
Biz bunu yaptıktan sonra zaten amaçlarımızın<br />
çoğu gerçekleşmiş demektir. Elbette<br />
bazı yasal düzenlemelerle ilgili sıkıntılarımız<br />
olacak. Kendi dönemimiz içinde hepsini yetiştirmeye<br />
çalışacağız, biz yetiştiremezsek<br />
de aynı misyonu başkaları devam ettirecek.<br />
Bizim mücadelemizin başlangıcı önemli, nereye<br />
gittiğimiz önemli.<br />
Bu sorum abes kaçabilir ama yine de<br />
soracağım; yeni dönem TÜRSAB sosyal<br />
sorumluk projesi ne olacak? Görünürde<br />
doğal güzelliklerimiz ile kadim tarihimizi<br />
satıyoruz ama bunlara en çok biz zarar<br />
veriyoruz! Örneğin; kongrelerde tüketilen<br />
afiş ve diğer baskı malzemeleri, otellerde<br />
kullanılan pet şişeler, mürekkep,<br />
kağıt vb atıkları dönüştürülebilecek özel<br />
bir proje ele alınabilir mi? Karbon ayak<br />
izi olayı, elektrikli araçlara vergi kolaylığı,<br />
çevre ile ilgili farkındalık yaratma,<br />
kadınların turizm iş gücüne daha yoğun<br />
entegrasyonu gibi projeleriniz var mı?<br />
Bunları ne zaman başlatmayı öngörüyorsunuz?<br />
İcraatlarımızla<br />
ilgili sonuçların<br />
sağlıklı bir şekilde<br />
değerlendirilmesi<br />
için 6 aylık süreye<br />
ihtiyacımız var.<br />
TÜRSAB olarak sosyal sorumluluk projelerimiz<br />
tabi ki olacak. Bu konuda, yönetim kurulumuzla<br />
birlikte karar alacağız. Bahsettiğiniz<br />
konuların hepsi çok güzel ve yapılabilir.<br />
Sürdürülebilir turizm ve çevre, sorumlu turizm<br />
projelerimiz öncelikli konularımız olacak.<br />
Bu konularda, ilgili tüm paydaşlarla bir<br />
araya gelip kapsamlı ve etkili projeler gerçekleştirmek<br />
istiyoruz. Eminim, devletimiz<br />
de birliğimize her türlü desteği verecektir.<br />
Sonlara geliyoruz ama daha sorum<br />
çok. İBB tarafından düzenlenen ve her<br />
yıl yenilenen “Şehir İçi Güzergâh İzin<br />
Belgesi” İstanbul dışındaki 80 ilde uygulanmamakta.<br />
Tüm Türkiye karayollarında<br />
Ulaştırma Bakanlığı nezdindeki<br />
kanuni kurallar ve D2 Genelgesi uygulamaları<br />
amir hükmünde iken sadece<br />
İstanbul içerisinde turizm yapabilmek<br />
için istenen bu belgenin gerekçesi nedir?<br />
Bir de Mercedes Vito benzeri statüsündeki<br />
araçlar hâli hazırda 8+1 koltuk<br />
yapısı ile orijinal fabrika çıkışlı olarak<br />
trafiğe katılırken ve her türlü hususi ve<br />
ticari kullanım açısından sorun yaşanmamakta<br />
iken, hangi gerekçe ile sadece<br />
turizmcilerin kullanması için büyük<br />
paralar harcanarak 9+1’e dönüştürülme<br />
zorunluluğu istenmektedir? Yine dünyada<br />
eşi, benzeri görülmemiş bir uygulama<br />
İstanbul’da yapılmakta ve bu uygulamaya<br />
göre seyahat acentesinin öz malı<br />
olan Mercedes E ya da S Class benzeri<br />
‘Premium’ binek araçların turizm sektöründe<br />
yasaklanmasının mantığı nedir?<br />
Bu belgenin haklı bir gerekçesi olduğunu<br />
düşünmüyorum. D2 Belgesi tek başına<br />
yeterli olmasına rağmen böyle bir uygulama<br />
getirilmiş. Bu kararın düzeltilmesi<br />
için girişimlerde bulunacağız. D2 Belgesi<br />
aslında yurt sathında geçerli iken belediyenin<br />
bir başka belgeyi daha zorunlu kılması<br />
gereksiz bir yük getirmekte. Karayolları<br />
Taşıma Kanunu’na da aykırı olan bu<br />
uygulamanın kaldırılması için uğraşacağız.<br />
Kendi içinde çelişkiler içeren ve meslek<br />
örgütlerine maalesef danışılmadan<br />
alınan bu kararın düzeltilmesi gerekiyor.<br />
Örnek verecek olursak, orijinal olarak 8+1<br />
olarak ithal edilen araç binek oto olarak<br />
tescillenebildiği için D2 Belgesi alamıyor<br />
ama aracın ÖTV’si binek otolar için tanımlanmış<br />
%160 değil. Yani araç “binek<br />
oto”, uygulanan ÖTV “hafif ticari”. Mecburen<br />
aracı alan herkes, araç için yeniden<br />
proje çizdirip 20.000 TL civarında ek maliyet<br />
ile aracın içine koltuk ekletip ruhsatta<br />
tadilat yaptırdıktan sonra araca belge<br />
alabiliyor. Neticede aracın her şeyi aynı<br />
ama ek külfet geliyor. Bu çelişkili ve yanlış<br />
durumu düzelteceğiz. TÜRSAB sadece seyahat<br />
acentelerinin hak ve menfaatlerini<br />
korumak, önündeki engelleri kaldırmak<br />
için çalışacak. Üyelerimizin önünü açacağız.<br />
Asıl işimiz bu. Lüks araç konusuna<br />
gelirsek; bunun sebebinin taksici esnafının<br />
kendilerine rakip yaratmama adına çok<br />
yoğun lobi faaliyeti göstererek bu hakkı<br />
elimizden almaları… Burada vahim olan<br />
durum, eski TÜRSAB yönetiminin birçok<br />
konuda olduğu gibi bu konuda da hak ve<br />
menfaatlerimizi savunmamaları ve aleyhimize<br />
alınan kararlara sessiz kalmaları.<br />
Madem “Bize Değişim Gerek” diyerek<br />
yönetime geldik; bu köhne bakış açısını<br />
değiştirecek, seyahat acentelerinin hak ve<br />
menfaatlerini geri almak ve korumak için<br />
her türlü girişimde bulunacağız.<br />
Son soru… Vize işleri birkaç seyahat<br />
acentesinin tekelinde. Bu durum hakkında<br />
fikirleriniz neler? Bu düzen böyle<br />
devam mı edecek, ciddi bir denetleme<br />
mekanizması mı oluşturulacak? Irak ve<br />
Libya örneğindeki gibi bu işleri TÜRSAB<br />
neden devralmaz? Bu konuda çalışmalarınız<br />
var mı?<br />
Sizinle aynı fikirdeyim. Bu konuda hemen<br />
çalışmaya başladık. Tamamen şeffaf, eşitlik<br />
ilkesini gözeten ve tüm acentelerimize açık<br />
bir sistemin ilkelerini yakında açıklayacağız.<br />
Yeni oluşturacağımız sistem sadece birliğin<br />
değil, tüm üyelerimizin her zaman denetleyebileceği<br />
açık bir sistem olacak.<br />
Sorularım bu kadar, zamanınızı aldım<br />
ama buna değdi. Samimi yanıtlarınız için<br />
teşekkürler. Arkadaşlarınıza toplantınızı böldüğüm<br />
için benim adıma özürlerimi iletin.<br />
Ancak herkesin, bu röportajın turizm sektörü<br />
adına önemi ve zamanlaması konusunda<br />
hemfikir olduğuna inanıyorum.<br />
43