You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
sebebiyle, yurt dışından kültür turları yavaşladı.<br />
Yurt içinde dediğiniz gibi bu aralar<br />
bir talep var ama bu turizmimizi kurtarmaz.<br />
Ayrıca kültür turlarımız yurt dışında, “shopping<br />
tour” adı altında satılmaya başlandı.<br />
Yani kültür turu dediğiniz zaman Kapadokya<br />
turu satılıp, alışveriş ağırlıklı, sırf o tura<br />
ilgi artsın diye çok ucuza, aslında değerinin<br />
altına ve alışverişten gelecek kazanımlara<br />
dayalı operasyonlar yapılmakta. Genel olarak<br />
bakıldığında bu negatif bir etki yaratıyor.<br />
Kapadokya’ya, Pamukkale’ye, gerçekten<br />
tarihi ve doğal güzellikleri görmeye gelenler,<br />
kendilerini bir alışveriş koşuşturmasının<br />
içinde buluyor. Dolayısıyla, kültür turu adı<br />
altında pazarlanan bu faaliyetler yüzünden<br />
bu geziler neredeyse bitme noktasına geldi.<br />
Diğer yandan, kültür turları golf ya da spor<br />
turizminden daha önemli çünkü orada rekabet<br />
kolay ama bizimle, kültür turlarında<br />
kolay kolay rekabet edebilecek ülke olamaz.<br />
Kısaca alternatif turizm önemli, bunu göz<br />
ardı etmeden yerel ve ülke çapındaki paydaşlarla<br />
birlikte, destinasyon tanıtımları<br />
başta olmak üzere, o bölgedeki yerel yönetimlerle<br />
de iş birliği yaparak ülkemizin her<br />
köşesini turizme kazandırmak için çalışacağız.<br />
Alternatif geziler tabii ki çok önemli ve<br />
değerli, ama gerçekçi olalım; potansiyel ve<br />
gelir bazında deniz, kum ve güneşin önüne<br />
geçemez. Kıyı turizminde çok ciddi bir yatak<br />
kapasitesi ile dev yatırımlar var.<br />
Otel demişken, bu konudan devam<br />
etmek istiyorum. Yıllardır otel ve acente<br />
ilişkileri karşılıklı yapılan ticari hamleler<br />
ve rekabet nedeniyle git gide bozuldu.<br />
Geçmiş TÜRSAB yönetimi bu konuda<br />
doğru adımlar atamadı ve gelinen noktada<br />
oteller kendi satış kanallarını kurdular<br />
ve acentelerle rekabet etmeye<br />
başladılar. Hatta acentelerin müşterisi<br />
olan şirketlere onlardan daha düşük<br />
fiyatlar vererek acenteleri diğer işleri<br />
yapan tedarikçi konumuna düşürdüler.<br />
Kim, nerede hata yaptı?<br />
Bugüne kadar Seyahat Acenteleri Birliği’nin<br />
pozisyonu şuydu; benden başka bir birlik,<br />
benden başka bir dernek, benden başka bir<br />
oluşum yasal olarak kurulmasın, en güçlü<br />
ben olayım, herkes bana tabi olsun! Bu hatalı<br />
bir yaklaşım. O takdirde karşınızda resmî<br />
bir muhatabınız olmuyor. Bakın, sürekli “Bir<br />
üst kurul oluşması lazım, paydaşların bir<br />
masanın etrafında oturabilmesi lazım.” dediğimiz<br />
konular bunlar aslında. Bu sorunları<br />
yasal olarak çözme gücümüz yok çünkü<br />
hiçbir yasada, “Otelciler seyahat acentesine<br />
en ucuz fiyatı verir.” diye bir madde yok.<br />
“Serbest rekabet” diyerek otelciler kendi<br />
pazarlamalarını yapıyor. Bir başka gerçek<br />
daha var; oturup otelcilerle konuştuğunuzda,<br />
acentelerle ilgili onların da şikayeti var.<br />
“Rezervasyonları bekletiyor, fiyatı 2 Euro<br />
daha düşmemiz için son güne kadar bekletiyorlar<br />
ya da diğer otelde 5 lira fazla kazandığı<br />
için bizim otelde kalacak müşteriyi<br />
alıp oraya götürüyorlar.” gibi şikayetleri var.<br />
Biz de diyoruz ki, “Bu böyle yürümez, karşılıklı<br />
anlaşmazlıkların tamamını bitirecek bir<br />
konsensus sağlamamız lazım. Bir masanın<br />
etrafında oturup konuşmalı, anlaşmadan<br />
da kalkmamalıyız.” Şimdi otelcilerle ilgili<br />
bizim muhatabımız kim? Var mı böyle bir<br />
çatı kuruluşu? Yok! Belek Otelciler Birliği<br />
var, Antalya Otelciler Birliği var, TÜROB<br />
var, TUREB var, ortada bir muhatap bolluğu<br />
var. Kiminle oturup, ne konuşacaksın belli<br />
değil. Dertler, konular bölgeye göre değişiyor.<br />
Şimdi bakın, seyahat acenteleri ile ilgili<br />
muhatap belli, TÜRSAB. Ama otelcilerle ilgili<br />
muhatap muhtelif…<br />
Muhatap olmayınca şikâyet oluyor,<br />
şikâyet olunca husumet doğuyor, husumet<br />
olunca sonuç çıkmıyor. Tamam,<br />
bunu anladım da sizce üst kurulun en<br />
üstünde kim olmalı?<br />
En üstünde kim olmalı derken, en üstünü<br />
ben orada bir hiyerarşi olsun, birinin üstü<br />
olsun, birinin astı olsun demiyorum. Üst kurulda<br />
herkes eşit temsil edilmeli. Yani burada<br />
illa birinin başkan olması, birinin başkan<br />
yardımcısı olması gerekmiyor. Orada kastettiğimiz<br />
şu; karşımızda muhatap olması<br />
lazım ki biriyle konuşalım. Ben şimdi otelcilerle<br />
ilgili şikâyeti kime ileteceğim, muhatabım<br />
kim? Samimiyetle soruyorum, kime<br />
söyleyeceğim? Şimdi demek ki bizim yıllarca<br />
bu otelcilerin derneklerinin, birliklerinin<br />
kurulmasını engellemeye çalışmak değil,<br />
onlara yardımcı olmamız lazımmış ki karşımızda<br />
muhatabımız olsun. Şimdi karşımızda<br />
neredeyse otel sayısı kadar muhatab var.<br />
Mevcut durumda herkes diğerine küsmüş,<br />
kendi köşesine çekilmiş, bildiğini okumakta.<br />
Turizmimiz bunca dağılmışlık içinde hayal<br />
ettiğimiz ve yakalayacağımıza inandığımız<br />
performansına ulaşamaz.<br />
Kütahya Çizelgesi’ni bilirsiniz, belirlenmiş<br />
kriterlerimiz vardı. Üstüne gidilmeyince,<br />
değişen koşullara göre revize<br />
edilmeyince unutuldu. Siz yönetmelik<br />
ve iç tüzükte güncelleme yapmayı ve<br />
sektöre bir düzen getirmeyi planladığınızı<br />
az evvel ifade ettiniz. Eminim diğer<br />
meslek kuruluşları da benzer standart<br />
ve ilkeler peşindedir. Bu konuda Kütahya<br />
Çizelgesi’nin baz alınması, güncellenerek<br />
üst kurul dediğimiz platformda<br />
bütün paydaşların onayı ile ortak bir<br />
manifesto haline getirilmesi hayal mi?<br />
Böylesi adımları atıp, kendi kurallarımızı<br />
41