You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
1929 yılında bütün dünya’yı etkisi<br />
altına alan “Büyük Buhran”<br />
olarak nitelendirilen küresel kriz<br />
baş göstermiştir. Savaş vb. gibi<br />
olağanüstü durumlarda ki bu<br />
olgu günümüzde de geçerlidir<br />
altına olan talep yükselir. Altına<br />
olan talebin yükselmesi altın<br />
fiyatlarının aşırı değerlenmesine<br />
yol açarak altın standardı sisteminin<br />
1930’da çökmesine sebep<br />
oldu. Çünkü neredeyse herkes<br />
gidip merkez bankalarından<br />
parasının altın karşılığını talep<br />
etmeye başlamıştı. Bu dönemde<br />
esnek kur rejimleri başladı.<br />
1933 yılında ABD yeniden altın<br />
standardı getirerek 1 ons altın<br />
= 35 Dolar olarak kur standardı<br />
getirdi yani doları altın karşılığı<br />
basmaya devam etti. İlgili<br />
dönemde ABD dünya üzerinde<br />
kendi parasının yani doların altına<br />
konvertiblitesi olan tek ülke<br />
durumunda kalmıştı.<br />
Dünya devletleri 1929 Büyük<br />
Ekonomik Kriz ve 2. Dünya Savaşı’nın<br />
akabinde yeniden imar<br />
dönemini görüşmek adına 1944<br />
yılında Bretton Woods’da 44<br />
ülkeden temsilcinin olduğu bir<br />
GÖKHAN ORUÇ ÖNALAN<br />
toplantı yaptılar. Bu toplantının<br />
sonucunda 1 Temmuz 1944’de<br />
Uluslararası Para Fonu (IMF) ve<br />
Dünya Bankası kuruluşu kabul<br />
edildi. Bu sistemde önce her ülke<br />
parasının önce resmi değeri saptanarak<br />
ABD doları karşılığı ilan<br />
edildi. Dolar ise yukarıda bahsettiğimiz<br />
üzere sabit kur üzerinden<br />
altına bağlıydı. (1 ons altın = 35<br />
Dolar)<br />
Bretton Woods sistemi 1973<br />
yılında ABD’nin doları altına<br />
çevrilebilir olmaktan çıkarması<br />
ile çöktü. Bunun arkasında yatan<br />
en önemli sebep günümüzde<br />
hala ABD’nin en büyük ekonomik<br />
problemlerinden olan cari açık<br />
problemini çözmek adına karşılıksız<br />
dolar basmasıdır. Cari açık<br />
probleminin arkasında ise ABD<br />
sermayesinin hem doğrudan<br />
yatırım hem de faiz geliri alma<br />
amacıyla özellikle Batı Avrupa<br />
ülkelerine kayması, Japonya ve<br />
Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun<br />
ABD ile rekabet edebilecek duruma<br />
gelmesi ve Vietnam Savaşı<br />
nedeniyle askeri harcamaların<br />
önemli ölçüde artmasıdır.<br />
1973 yılında sistem yıkıldıktan<br />
sonra günümüze kadar gelen<br />
sürede bu şekilde bir geniş çaplı<br />
parasal düzenleme yapılmamıştır.<br />
Genel görünüme baktığımızda<br />
her ülke kendi dinamiklerine uygun<br />
bir şekilde kur sistemi izleme<br />
yoluna gitme politikası izlemiştir.<br />
Bu dönemde kur sistemini iki<br />
başlıkta inceleyebiliriz. Birincisi<br />
“esneklik kazandırılmış sabit<br />
kur sistemi” ikincisi “müdahaleli<br />
esnek kur sistemi”dir. Esneklik<br />
kazandırılmış sabit kur sisteminde<br />
ülkeler parası bir ya da birkaç<br />
yabancı para birimine bağlayarak<br />
sabitlemişlerdir. Ancak bu<br />
sabitleme içinde gerekli durumlarda<br />
müdahale kapısını açık<br />
bırakmaktadırlar. Müdahaleli<br />
esnek kur sisteminde ise ülkenin<br />
parasının kurunun belirlenmesi<br />
tamamen piyasa koşullarına bırakılmıştır.<br />
Yani kur döviz talebi<br />
ve döviz arzı tarafından belirlenmeye<br />
başlamıştır. Ancak bu<br />
yapıda da yetkili otoriteler yani<br />
Merkez Bankaları kura müdahale<br />
edebilmektedir. Ülkemizde de 19<br />
Şubat 2001 tarihinden itibaren<br />
esnek kur sistemi uygulanmaktadır.<br />
kusva.org<br />
17