16.09.2015 Aufrufe

EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA SEPTEMBER 2015

Erfolgreiche ePaper selbst erstellen

Machen Sie aus Ihren PDF Publikationen ein blätterbares Flipbook mit unserer einzigartigen Google optimierten e-Paper Software.

Wir sagenJA<br />

zur<br />

GLEICHBERECHTIGUNG<br />

Foto: Andy Wenzel / BKA<br />

Angela Merkel ve Werner Faymann:<br />

‘Mülteci<br />

krizi<br />

hepimizin<br />

ortak<br />

sorunudur’<br />

Foto: VLK/A. Serra<br />

LR Mennel: "Weiterer<br />

Schritt zu mehr<br />

Jugendbeteiligung"<br />

Gençlere<br />

‘katılım’<br />

imkânı<br />

tanınmalı<br />

Avusturya’da göçmenler kolay hapishaneye gönderiliyor<br />

Yabancı<br />

şüphelilerin<br />

hepsi suçlu mu?<br />

SAYFA 17 Ideenreiche und produktive Jugend bei Dialogkonferenz in Bregenz<br />

SAYFA 18<br />

SAYFA 16<br />

UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>HABER</strong><br />

VRUP<br />

A A<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

SAYI:49 EYLÜL <strong>2015</strong> - AUSGABE:49 <strong>SEPTEMBER</strong> <strong>2015</strong> P.b.b. Verlagsort:6020 Innbruck 11Z038817M<br />

Retour- und Postsendungen: Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

E<br />

C H<br />

www.europa-journal.net<br />

Österreich zeigt sein großes Herz<br />

I<br />

Außen- und Integrationsminister<br />

Sebastian Kurz<br />

Wir sind dabei.at<br />

Neues Freiwilligenportal zur<br />

Unterstützung und Integration<br />

von Flüchtlingen und<br />

ZuwanderInnen in Österreich<br />

SEITE 11<br />

© Felicitas Matern / feelimage.at<br />

DANKE,<br />

Österreich!<br />

Teşekkürler<br />

Avusturya!<br />

Avrupa, tarihinin en büyük mülteci<br />

akını ile karşı karşıya. Avrupa Birliği<br />

(AB) ülkeleri politikacıları, mülteci<br />

sorununun çözümü konusunda<br />

uzlaşamayıp çoğu zaman çaresiz<br />

kalsa da, Avusturya’da yaşayan<br />

insanlar, savaşlardan ve yoksulluktan<br />

kaçan, daha güvenli bir vatan<br />

arayan, bunun içinde hayatlarını<br />

tehlikeye atan çok sayıda Afrika<br />

ve Ortadoğu’dan gelen mülteciye<br />

yüreklerini açtı.<br />

Avusturya; Almanya ve İsveç’e gitmek<br />

isteyen mülteciler için genelde<br />

sadece kısa bir durak olsa da,<br />

binlerce gönüllünün, çok farklı sivil<br />

toplum ve yardım kuruluşlarının<br />

olağanüstü çabaları, yaşadığımız<br />

coğrafyada insani değerlere önem<br />

veren çok büyük bir kitlenin var<br />

olduğunu tekrar doğruladı. AB ülkelerini<br />

yöneten politikacıların da, mültecilere<br />

insani yönden yaklaşması<br />

tarihi bir sorumluluktur.<br />

Foto: Johannes Hloch<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (Die Grünen)<br />

ALEV KORUN:<br />

71 tote Flüchtlinge<br />

und Wir<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />

NURTEN YILMAZ:<br />

Flucht ist kein<br />

Verbrechen<br />

SEITE 6 SEITE 8<br />

PROF. DR. MUSTAFA ÇAKIR:<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

Geçmiş yoksa<br />

gelecek de yoktur<br />

SAYFA 2


EYLÜL <strong>2015</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 2<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Geride bıraktığımız yaz aylarında<br />

yurdundan uzaklarda, yeni yurt<br />

bellediği diyarlarda kendilerine<br />

istikbal hazırlamaya çalışan pek<br />

çok gurbetçiyi Türkiye’de izin yaparken<br />

gördük. Genç, yaşlı, kadın,<br />

erkek, çocuk… Kim olduklarının<br />

farkı yoktu. Her biri gönüllerince<br />

eğleniyor; Türkiye’de sevdikleri<br />

ile birlikte olmanın dayanılmaz<br />

hazzını yaşıyordu.<br />

Türkiye’de bazen imrenilerek,<br />

bazen de kıskanılarak takip<br />

edilen bu göçmen kuşları, kimine<br />

göre “Almancı” kimine göre de<br />

“gurbetçi” idi. Onlara sorsanız,<br />

onlar “Avrupalı Türk” olarak görülmeyi<br />

tercih ediyordu. Gurbet,<br />

tanımlanması zor bir kavram<br />

onlara göre. Bazen Türkiye,<br />

bazen de yurt edinilmeye çalışılan<br />

topraklar gurbet olarak görülüyor.<br />

Türkiye’de yaşayanlar alışageldikleri<br />

toprakları, yeni vatanlarını;<br />

yeni vatanda yaşayanlar da Türkiye’yi<br />

özlüyor; anılarıyla birlikte<br />

büyüdükleri topraklara dayanılmaz<br />

bir özlem duyuyorlar. Benim<br />

kanaatime göre her iki duygunun,<br />

Alpbach’ta geçtiğimiz günlerde<br />

‘‘EŞİTSİZLİK - UNGLEICHHEIT’’<br />

gündem sloganıyla yükseköğretim<br />

forumu yapıldı. Forumda bir<br />

konuşma yapan Bilim Bakanı<br />

Reinhold Mitterlehner ülkedeki<br />

yükseköğrenim ve fırsatlar hakkında<br />

şu açıklamaları yaptı:<br />

‘‘Hiçbir insan eşit değildir.<br />

Doğumdan itibaren bu böyledir<br />

ve her insan farklı karakter, beceri<br />

ve yeteneklere sahiptir. Bu<br />

farklılık, istek ve performans için<br />

bir motor görevi görür. Bununla<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />

Katrin VORHAUSER<br />

İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />

Mehmet İNAK<br />

Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />

Hasan KESKİN<br />

Anzeigenverkauf & Vertrieb<br />

Mustafa DELİCE<br />

Tel. 0676 701 42 23<br />

E-Mail: delice.m@europa-journal.net<br />

Türkiye Temsilcisi<br />

Mag. Ahmet ZUBİ<br />

17.09.<strong>2015</strong> - 12.10.<strong>2015</strong><br />

SAYI: 49 EYLÜL <strong>2015</strong> - <strong>SEPTEMBER</strong> <strong>2015</strong> AUSGABE: 49<br />

ANSCHRIFT - ADRES<br />

<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />

Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />

Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />

gazetemiz sorumlu değildir.<br />

www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

arada kalmış olmanın, nasıl bir ruh<br />

hali yarattığına ayrı ayrı bakmak<br />

uygun olacaktır.<br />

Yurt sevgisi her bir kişinin kökünü<br />

arama çabasıyla da ilişkili bir<br />

dışa vurumdur. Gerek yurdundan<br />

uzakta yaşayanlar gerekse yeni<br />

vatanlarında doğup büyüyen yeni<br />

kuşak gençler, zaman zaman zihinlerini<br />

“Buraya nereden geldim?”<br />

veya “Aslım ne?” gibi sorularla<br />

meşgul ederler. Bu sorular,<br />

yaşadıkları çevrede ötekileştirildikleri<br />

veya yabancı olarak dışlanmaya<br />

maruz bırakıldıkları anlarda<br />

daha da kuvvetlenir ve kar topu<br />

gibi büyüyen, kimi zaman içinden<br />

çıkılmaz bir hal alan soru ve sorunlara<br />

cevap aramaya başlarlar.<br />

Adeta “Bir geçmişimiz var. Olmaması<br />

da mümkün değil. Oraya<br />

dönmek, nefes almak istiyorum.”<br />

diyerek yeni vatanlarındaki duygusal<br />

örselenmişliğin verdiği yürek<br />

ezikliğine teselli aramaya çalışırlar.<br />

Yani asıl olanın peşine düşerler.<br />

Haksız da sayılmazlar.<br />

Geçmişini merak etmeyenler,<br />

modern çağda yaşandıklarını ve<br />

birlikte eğitim ve araştırma serbesttir.<br />

Buna erişim herkes için<br />

mümkün olmalıdır. Bunun için<br />

de demokrasinin tartışma alanında<br />

idare mekanizmalarının<br />

geliştirilmesi gerekir. Avusturya’da<br />

çoğu kimse öğrenci harçlarını<br />

istemiyor, ama erişim<br />

kuralları korunacak ki, yükseköğrenime<br />

yeni başlayanlar daha<br />

iyi bilgilenip kendilerini yönlendirebilsin<br />

ve ödenen vergiler<br />

sorumlu bir şekilde kullanılsın.<br />

Yeni yükseköğrenim yasasıyla<br />

gençbilim insanlarının kariyer<br />

yollarını iyileştirmek istiyoruz.<br />

Sonbahar eğitim döneminden<br />

itibaren yeni bir strateji başlatacağız.<br />

Yükseköğrenimin sosyal<br />

boyutu olan bu stratejiyle,<br />

mezunların toplum yapısına<br />

uyumunu amaçlıyoruz. Göçmen<br />

çocuklarının, akademisyen olmayanların<br />

çocuklarının ve her<br />

eyaletten daha çok insanın yükseköğrenim<br />

görmesini sağlamalıyız.<br />

Eğitimde cinsiyet farkının<br />

Avusturya’da sorun olmadığını<br />

söyleyebiliriz. Çünkü erkekten<br />

daha fazla kadın yükseköğrenim<br />

görüyor. Diğer bir tedbir de birden<br />

fazla sınava girmemiş kişilere<br />

rehberlik etme konusu.<br />

Genelde ihtiyaçduyulan olabildiğince<br />

açık bir erişim, bu yalnız<br />

akademik alanda değil, kalifiye<br />

işçi konusunda da olmalı. Herkes<br />

kendi ne istiyorsa onu yapmalı.’’<br />

Bakan Mitterlehner son olarak:<br />

‘‘Herkes için eşitlik hakkı yoktur,<br />

çeşitlilik hakkı vardır.’’ dedi.<br />

Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />

Anadolu Üniversitesi Yurtdışı Türkler Araştırma Merkezi Müdürü – Eskişehir<br />

mcakir@anadolu.edu.tr<br />

Geçmiş yoksa gelecek de yoktur<br />

Wissenschaftsminister Mitterlehner: "Mehr Kindern von<br />

Migranten und Nicht-Akademikern Studium ermöglichen"<br />

Bilim Bakanı Reinhold Mitterlehner:<br />

‘‘Yüksek öğrenim imkânı daha<br />

geniş kitlelere ulaşmalı’’<br />

Gelecek-İş-Hayat (Bildungsmesse Zukunft | Arbeit | Leben)<br />

konulu AKNÖ-Gençlik ve Eğitim Fuarı açıldı. Bu yılki<br />

fuarın farkı, konsepti korunmasına rağmen hedef grup<br />

en ön planda tutuldu, bilgi ihtiyaçları en iyi şekilde<br />

giderilmeye çalışıldı.<br />

Aşağı Avusturya İşçi Odası (AKNÖ) Başkanı ve ÖGB<br />

NÖ Şefi Markus Wieser fuarın tanıtımında şunları<br />

söyledi: ‘‘Fuarımız ortaya çıkışından bu yana yeni<br />

tasarım ve logosuyla yeni gençlik markası AK Gençliğe<br />

mükemmel bir şekilde uydu. Fuarın bilgilendirme<br />

ve servis hizmetleri her konuda gençlerin<br />

ihtiyaçlarına göre düzenlendi. Bizler bununla<br />

öncelikle 13-15 yaş arası gençleri, zamanında<br />

daha ileri okul ve çıraklık eğitimi konusunda<br />

bilgilendirmek istiyoruz. Sonuçta doğru<br />

zamanlı mesleki yönlendirme, akıllı bir meslek<br />

seçimi ve iyi bir eğitim gelecekte işsiz kalmanın<br />

önlenmesine yardım eder.’’ Çok sayıda<br />

okul, meslek sendikaları ve firmalar her iki<br />

fuarda da gençlere meslek hayatlarına güzel<br />

bir bakış fırsatı sunuyor.<br />

Okullar için fuar günleri,<br />

Öğrenciler ve ebeveynleri için<br />

halk bilgilendirme günleri<br />

Gelecek-İş-Yaşam Fuarı program olarak<br />

St.Pölten ve Bad Vöslau’da bir kere olmak<br />

üzere ebeveyn ve öğrenciler için halk bilgilendirme<br />

günü, Yalnız Aşağı Avusturya’dan<br />

başvuru yapan sınıflar için de birden fazla<br />

fuar günleri düzenlemeyi planlıyor. Giriş<br />

ücretsiz, sadece geçen yıl 8100’ün üzerinde<br />

genç her iki fuarı da ziyaret etti.<br />

Fuarın açık olduğu tarih ve saatler:<br />

Fuar- VAZ St. Pölten, Kelsengasse 9, 3100<br />

St. Pölten<br />

- Ebeveyn ve öğrenciler için; 19 Eylül <strong>2015</strong><br />

Cumartesi saat 9’dan 15’e kadar.<br />

- Yalnız başvuru yapan sınıflar için; 21-24<br />

Eylül <strong>2015</strong> saat 8’den 16:45’e kadar.<br />

Fuar- Bad Vöslau, Geymüllerstrasse 6, 2540<br />

Bad Vöslau<br />

modernitenin, yaşanılan çevreye<br />

uyum sağlayarak geçmişten bağı<br />

koparmayı gerektirdiği gibi bahaneler<br />

üretip, geçmişle ilişkisini kesmeye<br />

çalışsalar da buna güçleri<br />

yetmez. Er geç, asıllarına dönmeye<br />

ve kaybettikleri zamanı bir şekilde<br />

telafi etmeye çalışırlar.<br />

İster gurbet elde, ister sılada<br />

yaşayan gençler bir dizi olumluolumsuz<br />

deneyimden sonra hem<br />

tarihsel asıllarına dönerek, hem de<br />

manevi bağlarına daha bir sıkı<br />

sarılarak rahatlamaya çalışırlar.<br />

Edindikleri hayat tecrübeleri<br />

kendilerini bir yerlere getirdiğinde,<br />

geleceklerini geçmiş yaşantılarının<br />

üzerine kurmaya çalışırlar. Bazen<br />

iş işten geçse de “zararın neresinden<br />

dönülse kârdır” diyerek yeni<br />

başlangıçlar yapmaya gayret<br />

ederler.<br />

Geçmişi olmayan ve geçmişten söz<br />

edemeyenler, yenilik iddiasında<br />

bulunamazlar. Yeni ile eski<br />

arasındaki ayırımı nasıl yapsınlar?<br />

Öyle ya, geçmiş yoksa gelecek de<br />

olamaz.<br />

Yenilik ve buna bağlı bir dizi söylemlerin<br />

oluşturulabilmesi<br />

için geçmiş ve tarihle<br />

ilişkilerin koparılmaması<br />

gerekir. Geçmişle bağlar<br />

koparıldığında kimliksiz bir nesil<br />

yetişmeye başlar. Böyle olunca da<br />

yenilik iddiası ortadan kalkar.<br />

Geçmişle kurulabilecek en güçlü<br />

bağ, köken dilinin kaybedilmemesi<br />

ile mümkündür. Bireyler hangi<br />

ortamda, hangi şartlarda yaşarsa<br />

yaşasın, dilini ve kültürünü ötekileştirmemelidir.<br />

Dil ve kültürü ile<br />

bağını koparan bireyler, içinde<br />

bulunduğu modern düşünce<br />

tarzının kendilerine sunduğu yeni<br />

hayat biçimi içinde boşluğa düşer;<br />

tutunacak dal ararlar. Kuşkusuz,<br />

gelenekçi düşünenlerin modernistlere<br />

göre farklı bir davranışı,<br />

dünya görüşü ve dış görünüşü<br />

vardır. Modern çağ, yeni hayat<br />

şekillerini de beraberinde getirir<br />

ve geçmiş ile yaşanan zamanın<br />

değerlerinin birleşmesiyle yeni bir<br />

sentez ortaya çıkarır.<br />

Bireyler kendi kimliklerini başarı ile<br />

taşıdığı sürece toplum içinde belli<br />

bir konuma ulaşıp, o konumunu<br />

muhafaza edebilir; anlamlandırabilir;<br />

hayata anlam katabilir.<br />

Böylece geçmiş ile gelecek<br />

arasında da bir köprü kurulabilir.<br />

Çünkü geleceğin gövdesi geçmişin<br />

üzerinde yeşerir, bedeni geleceğe<br />

doğru yol alırken, kökleri<br />

geçmişten beslenir; kuvvet alır.<br />

Geçmişi olmayan, yok edilen bir<br />

kuşak; çimlenmek üzere suya<br />

koyulan bir çiçek dalı gibidir.<br />

Çimlenen dal toprağına kavuşmadığında<br />

çürümeye mahkûmsa,<br />

geçmişle bağını koparanların da<br />

geleceğini sağlam temellere oturtabilmesi<br />

düşünülemez.<br />

İnsanlar yaşanılan her anın keyfini<br />

çıkarırken, geçmişin zengin kültürel<br />

mirasının verdiği güven duygusunu<br />

da hisseder, geleceğe dair<br />

bir dizi umutlar besler. Yeni<br />

sözler söyler, söylediği sözler ve<br />

davranışlar da buna göre anlam<br />

kazanır. O halde, geçmiş yoksa,<br />

gelecek de yoktur.<br />

St. Pölten ve Bad Vöslau Meslek ve Eğitim Fuarları gençlerin geleceğine ışık tutuyor<br />

GENÇLİK ve EĞİTİM FUARI<br />

- Yalnız başvuru yapan sınıflar için; 4-6 Kasım <strong>2015</strong><br />

tarihlerinde saat 8’den 16:45’e kadar.<br />

- Ebeveyn ve öğrenciler için halk bilgilendirme günü;<br />

Cumartesi, 7 Kasım <strong>2015</strong> saat 9’dan 15’e kadar.<br />

AK Gençlik (AK Young)<br />

<strong>2015</strong>’den itibaren AKNÖ’nün gençler için tüm hizmet ve<br />

faaliyetleri AK Gençlik çatı markası altında toplandı.<br />

Eğitim ve ileri eğitim, tüketici koruma, başvuru uygulamaları,<br />

atölye çalışmaları, etkinlikler ve fuarlar hizmet<br />

yelpazesinin ana noktalarını oluşturmaktadır.<br />

Gelecek- İş- Hayat Fuarı hakkında<br />

bilgi için: akyoung.at<br />

akyoung.at<br />

LEHRE?<br />

SCHULE?<br />

WAS NUN?<br />

JUGEND- UND<br />

BILDUNGSMESSE<br />

facebook.com/akyoung.noe<br />

Infos zur Messe Zukunft | Arbeit | Leben<br />

finden Sie auch unter akyoung.at<br />

EINTRITT<br />

FREI<br />

BERUFS- UND BILDUNGSINFOS FÜR SCHÜLER/INNEN UND ELTERN<br />

19. SEPT. <strong>2015</strong> 7. NOV. <strong>2015</strong><br />

VAZ, ST. PÖLTEN VON 9 BIS 15 UHR THERMENHALLE BAD VÖSLAU VON 9 BIS 15 UHR


3 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

EYLÜL <strong>2015</strong><br />

Wir lassen<br />

niemanden<br />

alleine!<br />

Wien wählt am 11. Oktober <strong>2015</strong><br />

Ein dichtes soziales Netz für<br />

alle in Wien lebenden<br />

Menschen – das ist eine der<br />

wichtigsten Forderungen der<br />

SPÖ Wien im derzeitigen<br />

Wahlkampf. „In Wien lassen<br />

wir niemanden im Stich.<br />

Menschen in schwierigen<br />

Lebenssituationen bekommen<br />

die Unterstützung, die<br />

sie brauchen. Wir arbeiten<br />

laufend an unserem Sozialsystem,<br />

damit auch in<br />

Zukunft jedem Menschen<br />

geholfen wird und niemand<br />

mit seinen Sorgen allein<br />

bleibt. Wir sind für alle<br />

da!“, unterstreicht SPÖ<br />

Wien-Spitzenkandidat, Bürgermeister<br />

Dr. Michael<br />

Häupl.<br />

Nur eine Stadt mit sozialer<br />

Sicherheit ist lebenswert!<br />

Bei der Bekämpfung von<br />

Armut und Arbeitslosigkeit<br />

sind die Herausforderungen<br />

groß: Viele Wienerinnen und<br />

Wiener beziehen Mindestsicherung,<br />

weil ihnen trotz<br />

Arbeit zu wenig zum Leben<br />

bleibt. „Hier verhelfen wir<br />

mit Weiterbildungsmaßnahmen<br />

zu besseren Chancen.<br />

Insgesamt gibt die Stadt<br />

rund drei Milliarden Euro pro<br />

Jahr für Gesundheit und<br />

Soziales aus. Das entspricht<br />

einem Viertel des Gesamtbudgets.<br />

Das Geld ist gut<br />

investiert. Denn nur eine<br />

Stadt mit sozialer Sicherheit<br />

und guter Gesundheitsversorgung<br />

ist auch lebenswert!“,<br />

betont dazu Häupl.<br />

Zukunft für die Jugend<br />

Vor allem Menschen mit<br />

schlechter Bildung sind von<br />

Arbeitslosigkeit betroffen.<br />

„Deshalb tun wir alles, damit<br />

niemand ohne eine gute<br />

Ausbildung heranwächst.<br />

In Wien erhalten alle Jugendlichen<br />

einen Schul- oder Ausbildungsplatz.<br />

Alleine heuer<br />

nehmen wir 62 Millionen<br />

Euro in die Hand, um 3.500<br />

Jugendlichen, die keinen<br />

Lehrplatz finden, eine<br />

Ausbildung zu ermöglichen.<br />

Denn Lehrlinge sind die gut<br />

ausgebildeten Facharbeiter<br />

von morgen. Nur wenn<br />

die Jungen Jobs und<br />

Chancen vorfinden, hat<br />

diese Stadt Zukunft!“,<br />

unterstreicht Häupl.<br />

Leistbares Wohnen<br />

Vor allem junge Menschen<br />

haben die Sorge, keine leistbare<br />

Wohnung zu finden.<br />

„Da kümmern wir uns drum<br />

und sorgen für mehr kostengünstiges<br />

Angebot. Und<br />

zwar mit neuen Gemeindewohnungen<br />

mit günstigen<br />

Mieten, keinen Eigenmitteln<br />

und höchstem Mieterschutz.<br />

Außerdem werden mit der<br />

Wohnbauoffensive in den<br />

kommenden fünf Jahren<br />

50.000 Wohnungen errichtet.<br />

Das senkt die Preise und<br />

sichert die Lebensqualität“,<br />

stellt der Bürgermeister klar.<br />

Klar ist: Bei den Wiener<br />

Landtags- und Gemeinderatswahlen<br />

am 11. Oktober<br />

<strong>2015</strong> wird die soziale Frage<br />

eine entscheidende Rolle<br />

spielen.<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

© Alexander Müller<br />

Viyana’da yaşayan bütün<br />

insanlar için yoğun bir sosyal<br />

ağ - bu Viyana Sosyal Demokrat<br />

Partisi’nin şu anki seçim<br />

kampanyasındaki en önemli<br />

taleplerinden biri. Viyana<br />

Sosyal Demokrat Partisi ilk<br />

sıra adayı Belediye Başkanı<br />

Dr. Michael Häupl şunların<br />

altını çiziyor: “Viyana’da kimseyi<br />

ortada bırakmayacağız.<br />

Zor hayat şartlarında yaşayan<br />

insanlar ihtiyaç duydukları<br />

desteği alacak. Gelecekte<br />

de herkese yardım edilmesi<br />

ve hiçbirinin sorunlarıyla yalnız<br />

kalmaması için devamlı<br />

sosyal sistemimiz üzerinde<br />

çalışacağız. Biz herkes için<br />

buradayız.”<br />

Viyana Belediye Başkanı (SPÖ) Dr. Michael Häupl:<br />

Hiç kimseyi yalnız<br />

bırakmayacağız<br />

Viyana 11 Ekim’de seçimini yapacak<br />

Bir şehir sadece sosyal<br />

güvenliği olursa<br />

yaşamaya değer!<br />

Fakirlik ve işsizlikle mücadelede<br />

yapılması gereken birçok<br />

şey var. Çalışmalarına<br />

rağmen yaşamaya çok az paraları<br />

kaldıkları için, birçok<br />

Viyanalı Asgari Sosyal Yardımı<br />

(Mindestsicherung) alıyor.<br />

Häupl şunlara vurgu<br />

yaptı: “Burada daha iyi<br />

fırsatlar için daha ileri eğitim<br />

tedbirleriyle yardımcı oluyoruz.<br />

Viyana Belediyesi, senede<br />

yaklaşık 3 milyar euro<br />

sağlık ve sosyal işler için<br />

harcıyor, bu tüm bütçenin<br />

dörtte birine denk geliyor.<br />

Parayı iyi ve doğru değerlendiriyoruz.<br />

Çünkü bir şehir<br />

sosyal güvencesiyle ve sağlık<br />

bakım hizmetiyle yaşanmaya<br />

değer.”<br />

Gençler için gelecek<br />

Öncelikle iyi bir eğitime sahip<br />

olmayan kişiler işsizliğe<br />

maruz kalıyor. Häupl bu konuda<br />

şunların altını çiziyor:<br />

“Bu sebeple hiç kimsenin iyi<br />

bir eğitim almadan yetişmemesi<br />

için her şeyi yapıyoruz.<br />

Viyana’da bütün gençler için<br />

okul ya da eğitim yeri<br />

mevcuttur. Yalnızca bu yıl<br />

öğrenim yeri olmayan 3500<br />

gence eğitim olanakları sağlayabilmek<br />

için 62 milyon<br />

euro bütçe ayırdık. Çünkü<br />

çıraklar yarının iyi eğitilmiş<br />

kalifiye işçileridir. Sadece,<br />

eğer genç nesiller için gerekli<br />

iş ve fırsatlar hazır bulunursa,<br />

şehrin geleceği olur.”<br />

Uygun fiyatlı konutlar<br />

Öncelikle genç insanların<br />

uygun fiyatlı konutlar bulma<br />

noktasında endişeleri var.<br />

Häupl bu konuya şöyle bir<br />

açıklama getiriyor: “Bununla<br />

yakından ilgileniyoruz ve<br />

daha düşük maliyetli konut<br />

sunuşları yapmaya bakıyoruz,<br />

bunları uygun kiralı yeni<br />

belediye evleriyle ve en<br />

yüksek oranda kiracının haklarının<br />

korunması şeklinde<br />

yapıyoruz. Bunun dışında<br />

yeni bir ‘Konut Yapma Atağı’<br />

ile gelecek beş yıl içinde 50<br />

bin ev daha yapacağız.<br />

Atacağımız bu adım ise,<br />

konut fiyatlarını düşürecek<br />

ve yaşam kalitesini garanti<br />

altına alacak.”<br />

Şu açıkça ortada; 11 Ekim’de<br />

yapılacak Viyana Eyalet ve<br />

Belediye Seçimleri’nde sosyal<br />

konular belirleyici bir rol<br />

oynayacak.<br />

Bezahlte Anzeige<br />

Anzeige<br />

In Wien gibt´s keine Minderheiten, nur Menschen.<br />

Viyana´da azınlıklar yok, yalnız insanlar var.<br />

Bürgermeister Dr. Michael Häupl<br />

www.spoe.wien<br />

spoewien


EYLÜL <strong>2015</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 4<br />

SunExpress Ticaretten Sorumlu<br />

Genel Müdür Yardımcısı Server Aydın<br />

İzmir ve Antalya’yı hem iç<br />

hem de dış hatlarda tarifeli<br />

seferlerle en fazla noktaya<br />

aktarmasız bağlayan ve<br />

Türkiye’nin 15 kentinden<br />

Avrupa’da 42 noktaya<br />

direkt tarifeli seferlerle<br />

uçan SunExpress, aktarmalı<br />

uçuşlara karşı tanıtım kampanyası<br />

başlattı.<br />

Türk Hava Yolları ile Lufthansa’nın<br />

ortak kuruluşu<br />

SunExpress, düzenlediği<br />

kampanya ile aktarmasız<br />

seferlere dikkat çekmek ve<br />

yolcuların zaman kaybı olmadan<br />

daha rahat seyahat<br />

edebilmesi için aktarmalı<br />

uçuşlara karşı kampanya<br />

başlattı. “İstanbul Çık Aradan”<br />

temalı kampanyada, yolcuların<br />

direkt uçuşlarla hem<br />

zaman kazandığı hem de<br />

daha rahat seyahat edebildiği<br />

olgusu vurgulanıyor.<br />

Tanıtım kampanya çerçevesinde,<br />

aktarmalı seferlerin<br />

merkezi konumunda<br />

olan İstanbul’un zorunlu<br />

uçuş güzergâhı olarak eleştirel<br />

karaktere büründürüldüğü<br />

beş ayrı film çekildi.<br />

istanbulcikaradan.com sitesinde<br />

ve SunExpress’in<br />

bütün sosyal medya<br />

kanallarında yürütülen<br />

kampanyada Adana, Kars,<br />

Diyarbakır, Trabzon ve<br />

Almanya olmak üzere<br />

çekilen reklam filmleri<br />

SunExpress ile Avrupa’da 42<br />

noktaya aktarmasız uçuş<br />

İstanbul Çık Aradan<br />

Sosyal Medya’da büyük<br />

beğeni topluyor. Kampanya<br />

çerçevesinde sunulan<br />

klipler kısa sürede 500<br />

binin üzerinde kişi tarafından<br />

izlendi. Kampanya için<br />

oluşturulan mikro site,<br />

istanbulcikaradan.com da<br />

filmlerin yanı sıra uçak<br />

bileti ödüllü kelime oyunu<br />

da ziyaretçilere sunuluyor.<br />

Aktarmalı uçuşlara karşı<br />

başlatılan kampanya hakkında<br />

bilgi veren Sun-<br />

Express’in Ticaretten Sorumlu<br />

Genel Müdür Yardımcısı<br />

Server Aydın, “İzmir<br />

ve Antalya’yı hem iç hem<br />

de dış hatlarda tarifeli<br />

seferlerle en fazla noktaya<br />

aktarmasız bağlayan<br />

SunExpress, Türkiye’nin 15<br />

kentinden Avrupa’da 42<br />

noktaya direkt tarifeli seferlerle<br />

uçan tek hava yolu<br />

şirketi. Diğer hava yolu şirketlerinin<br />

aksine merkezimiz<br />

Antalya’da, HUB’ımız<br />

ise İzmir’de. İstanbul’un<br />

hava trafiği ise herkesin<br />

malumu. Bu noktadan yola<br />

çıkarak, aktarmasız uçuşlara<br />

dikkat çeken, yolcuların<br />

zaman kaybı olmadan,<br />

direkt seferlerle daha rahat<br />

yolculuk yapabileceklerine<br />

dair bir farkındalık yaratmak<br />

istedik” dedi.<br />

Tanıtım kampanyası hakkında<br />

bilgi veren Server<br />

Aydın, “Kampanyamız<br />

SunExpress’in bütün sosyal<br />

medya kanallarında ve<br />

istanbulcikaradan.com sitesinde<br />

yürütülmekte. Aktarmasız<br />

uçuşlara dikkat<br />

çekmek için eğlenceli 5<br />

ayrı kısa klip hazırlandı.<br />

Aktarma merkezi olan<br />

İstanbul ise eleştirel bir<br />

karaktere büründürüldü ve<br />

her klipte farklı tiplerde<br />

karşımıza çıkıyor. Klipler<br />

oldukça ilgi çekti; ilk üç<br />

günde 500 binden fazla<br />

kişi tarafından izlenildi.<br />

Ayrıca mikro sitemiz<br />

istanbulcikaradan.com’da<br />

kelime oyunu da mevcut,<br />

oynayanlar ücretsiz uçak<br />

bileti kazanma şansını elde<br />

edebiliyor” dedi.<br />

YASEMİN KARAGÖZ<br />

yasemin-ka@hotmail.com<br />

YENİ BİR EĞİTİM VE ÖĞRETİM<br />

YILINA HAZIR MIYIZ?<br />

Bir yaz tatili daha sona erdi. 2 ayı<br />

aşkın bir süredir tatilin keyfini çıkaranlarımız<br />

oldu, memleketine gidenlerimiz<br />

geri döndü veya burada kalıp<br />

ailesiyle vakit geçirenlerimiz de oldu.<br />

Velhasılı yine sonbahar ve aylardan<br />

yine Eylül...<br />

Okulların açıldığı şu günlerde, evlerimizin<br />

çoğunda yine tatlı bir telaş ve<br />

koşuşturmaca başladı. Sanıyorum birçoğunuz<br />

okul sonunda verilen listelerle,<br />

çocuklarınızın okul ihtiyaçlarını<br />

karşıladı. En az çocuklarımız kadar biz<br />

de heyecanlıyız. Peki yeni eğitim ve<br />

öğretim yılı için yeterince hazır mıyız?<br />

Pedagoglar ve eğitimciler, bir çocuğun<br />

okul başarısında ailenin rolünün % 80<br />

olduğunu ifade ederler. Bence hiç de<br />

haksız sayılmazlar. Konunun ehemmiyetini<br />

vurgulamak için güzel bir tesbit.<br />

Hal böyleyken çocuğunuzun başarısı<br />

sizin başarınız, başarısızlığı da yine<br />

sizin başarısızlığınız anlamına gelir.<br />

Hazır okullar da yeni açılmışken, çocuğunuzun<br />

eğitimini sene başından takip<br />

etmeniz onun yararına olacaktır.<br />

Çocuğun eğitim hayatında yanında<br />

olabilmek için bilinçli ebeveyn olalım.<br />

Gelin hep birlikte görev ve sorumluluklarımızı<br />

tekrar gözden geçirelim:<br />

Okul-Aile işbirliği için Veliler Toplantısı<br />

- Okulun ilk günlerinde yapılan sınıf<br />

toplantıları (Schulforum, Elternabend):<br />

Bu toplantılarda, çocuğunuzun<br />

öğretmeni ve diğer velileri yakından<br />

tanıma fırsatınız olacaktır. Konuşulan<br />

konular arasında, sınıfın kuralları, ev<br />

ödevleri, öğretmenin sizden ve çocuğunuzdan<br />

beklentileri, sene içinde<br />

yapılacak aktivite ve geziler (Wandertag)<br />

v.s sayılabilir... Size tavsiyem, bu<br />

toplantılara katılmanız ve bu sayede<br />

çocuğun okul ortamını tanımanız.<br />

Hatta gezi ve aktivitelere katılarak<br />

çocuğunuzun yanında olduğunuzu hissettirmeniz,<br />

diğer velilerle tanışmanız<br />

ve yaşadığınız ülkenin güzelliklerini<br />

keşfetmeniz. Sizi okul aktivitelerinde<br />

yanında gören çocuğunuzun nasıl<br />

sevindiğini ve gururlandığını tahmin<br />

bile edemezsiniz...<br />

Haftalık görüşme saatleri...<br />

- Çok önemli hususlardan biri de, olur<br />

olmaz vakitlerde kapıyı çalıp öğretmenle,<br />

önemli meseleri birkaç dakikada<br />

halletme teşebbüsü yerine,<br />

öğretmenin haftalık görüşme saatine<br />

bakıp (Sprechstunde) önceden randevu<br />

alarak iletişime geçmenizdir.<br />

Ayrıca her dönemde bir defa yapılan<br />

Veli Toplantılarını da (Elternsprechtag)<br />

unutmamak lazım.<br />

Ev ödevlerine dikkat...<br />

- Çocuğunuzun okul defterini (Mitteilungsheft)<br />

günlük kontrol edin. Bilip<br />

bilmeden veya anlamadan hiçbirşeyi<br />

imzalamayın. Bu sayede yanlış anlaşılmalara<br />

da müsade etmemiş olursunuz.<br />

Ödevlerin çoğu bu defterde yazılı<br />

olacağından, çocuğununuz ödevlerini<br />

günü gününe yapmasına da yardımcı<br />

olursunuz. Ev ödevlerinin düzenli yaptırılması<br />

çocuğun okul başarısını mutlaka<br />

etkileyecektir. Böylece çocuk<br />

okula severek gidecek, aydınlık yarınlar<br />

için güzel düşler kuracaktır.<br />

Eğitimde aktif rol almak...<br />

- Ayrıca Tagesheim kurumunu açıklamak<br />

istiyorum; Bu kurum çalışan ebeveynlerin,<br />

çocuklarını öğle sonları<br />

(bakım, yeme-içme gibi) gereksinimlerinin<br />

karşılanması için gönderdikleri<br />

bir yerdir. Yani çoğumuzun bu konuyu<br />

yanlış anladığını vurgulamak isterim,<br />

sadece ev ödevlerine yardım edilen bir<br />

yer değildir. Bu yüzden eğer çalışmıyorsanız,<br />

bu kurumlar yerine çocuğun<br />

eğitiminde aktif yer almanızı tavsiye<br />

ederim. Almanca bilmemek bahane<br />

değildir. Onun ödevlerini yapacağı<br />

bir ortam ve zemin hazırlamak sizin<br />

sorumluluğunuz altındadır. İstenilince<br />

öğrenilmeyecek bir lisan yoktur dünyada...<br />

Yeter ki başka konulara gösterdiğimiz,<br />

gereken azim ve gayreti bu<br />

konuda da gösterelim.<br />

Düzen ve planlama...<br />

- Herşey planlamadan geçer. Bu sebepten<br />

herşeyi, çocuklarımızın eğitim<br />

ve öğrenime göre ayarlayalım: gezmelerimiz,<br />

arkadaş ziyaretlerimiz, misafir<br />

kabul etmelerimiz, uyku saatlarimiz,<br />

hafta sonu düğün-nişan merasimlerimiz<br />

hatta yaz tatillerimiz.<br />

- Birçoğumuzun sene sonuna doğru<br />

okuldan birkaç gün veya hafta önce tatile<br />

gidebilmek için izin alma çabaları...<br />

Özellikle bu konunun altını çizmek<br />

isterim: her öğrenci için 4 yılda bir kez<br />

izin alma hakkı var... (istisnai durumlar<br />

hariç) Eğer erken izne gitmeyi planlamışsanız<br />

ve daha önce böyle bir izin<br />

de almamışsanız, sene başında söylemeniz<br />

çok daha doğru olacaktır.<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

ÖVP Viyana Adayı Şirvan Ekici:<br />

"Durmak Yok<br />

Hizmete<br />

Devam"<br />

Çocuğunuzun sağlığı için...<br />

- Sağlıklı beslenme konusu da oldukça<br />

gündemde bir konu olsa gerek, bilhassa<br />

çocuklarınızın beslenme (Jause)<br />

kutusu açılınca. Her öğretmen bu<br />

konuda tavsiyelerde bulunur ama ben<br />

yine de acizane değinmek isterim.<br />

Hazır alınan tatlı, ekmekler ve gazlı<br />

içecekler yerine, çocuğunuzun çantasına<br />

hem besleyici tam buğday ekmeği<br />

hem de meyve ve sebze ağırlıklı bir<br />

beslenme kutusu koyabilirsiniz. Ayrıca<br />

obeziteden koruyabilmek için, okul<br />

harici spor aktivitelerini de unutmamak<br />

gerekir.<br />

Çocuğunuzla düzenli iletişim kurun...<br />

- Değinmek istediğim konulardan biri<br />

de Bayramlar: Bilindiği gibi, Müslüman<br />

öğrenciler isterlerse kendi bayramlarını,<br />

(Kurban ve Ramazan Bayramı)<br />

okula bildirmek şartıyla evlerinde aileleriyle<br />

kutlayabilirler. Peki bulunduğumuz<br />

ülkenin milli ve dini bayramları<br />

(Weihnachten, Ostern, Fasching vs.)<br />

konusunda nasıl davranmalıyız? Bu<br />

oldukça hassas bir konudur. Ayrıca<br />

çocuklarımızın ve hatta bazı ebeveynlerin<br />

de yeterince bilgiye sahip olmadıkları<br />

aşikâr. Bu konuda tek tavsiyem,<br />

her mevzuda olduğu gibi çocuklarınızı<br />

karşınıza alıp, onlara gereken bilgiyi<br />

vermeniz; her toplumun ve dinin kendine<br />

has bayramlarının olduğunu açıklamanızdır.<br />

Böylece kafalarının da<br />

karışmasını önlemiş, hem de özendirmemiş<br />

olursunuz.<br />

Doğum günleri...<br />

- Yine gündemden hiç eksilmeyen<br />

bir konu: Doğum günleri: Bildiğiniz<br />

gibi doğum günleri ve kutlamaları<br />

Avrupada; özellikle okul ve işyerlerinde,<br />

insanları onore etmek için<br />

kutlanan ve yavaş yavaş günlük<br />

hayatımıza da yansıyan bir aktivite<br />

oldu. Bu bakımdan aşırıya kaçmadan,<br />

fazla külfete girmeden çocuklarınızın<br />

okulda böyle bir kutlama yapmasına<br />

ve onore olup, sevincini paylaşmasına<br />

vesile olabilirsiniz.<br />

Şirvan Ekici, Viyana Eyalet Meclisi Seçimlerinde<br />

Avusturya Halk Partisi’nden (ÖVP) Aday olarak gösterildi<br />

11 Ekim <strong>2015</strong> tarihinde yapılacak Viyana Eyalet<br />

Seçimleri için ÖVP Partisi’nin tecrübeli ve tanınmış<br />

siyasetçisi Şirvan Ekici aday gösterildi. ÖVP Partisi’nin<br />

parti tüzügü gereği, yasal gereken tercihli oy<br />

sayısının 1,25’ni alırsa, yani 1200 oy alması durumunda<br />

Şirvan Ekici tekrar meclise seçilecek.<br />

1973 Kırşehir doğumlu Şirvan Ekici, iki buçuk yıl gibi<br />

rekor bir zamanda Viyana Üniversitesi Siyasal<br />

Bilimler ve Basın Yayın Bölümü’nden mezun oldu.<br />

Uzun yıllar ÖVP’nin Uyum Politikası Sözcüsü olan<br />

Şirvan Ekici, 2005-2010 yıllar arasında ÖVP Partisi<br />

için, Viyana Parlamentosu’nda milletvekilliği yaptı.<br />

Ağırlıklı olarak eğitim, gençlik ve entegrasyon konularında<br />

faal olan Şirvan Ekici, 2004 yılında topladığı<br />

5000 imza ile kreşlerin ücretsiz olmasında ciddi<br />

gayreti olduğu gibi, 2002 yılından bu yana Kurban<br />

ve Ramazan Bayramları’nda Müslümanlara tatil<br />

hakkı tanınması çalışmasını başlatan kişidir.<br />

<strong>2015</strong>’de yürürlüğe giren İslam Yasası kapsamında<br />

bu çalışması da gerçekleştirilmiş oldu. Bunun yanı<br />

sıra gençleri uyuşturucudan koruma ve kurtarma<br />

konusunda yıllardır çalışmalar yapmaktadır. Uzun<br />

yıllar "Eğitim Gelecektir - Bildung ist Zukunft" Derneği’nin<br />

Başkanlığını yapan Şirvan Ekici: "Gençler<br />

bizim göz bebeğimiz, onlar bizim geleceğimiz, bizim<br />

onlara ve onların eğitimine yatırım yapmamız<br />

gerekiyor! Buradaki gençlerimizin eğitim düzeyini<br />

yükseltmemiz gerekiyor." Seçildiğinde toplumun<br />

kanayan bütün yaralarına çözüm için çalışacağının<br />

sözünü veren Ekici: "Ben toplumumuzun sorunlarını<br />

biliyorum, bunların başında kiraların çok yüksek<br />

olması, işsizlik, gençlerimizin durumu ve toplum<br />

içerisinde yaşadıkları ayrımcılık geliyor."<br />

Bir başka konunun da altını çizen Şirvan Ekici, "Son<br />

yıllarda birçok ‘Aday’ geldi gitti, çoğu oyları topladılar<br />

ve sonra bir daha görünmediler. Biz 16 senedir<br />

meclis içi ve meclis dışı hizmetlerimize ve<br />

halkımız ile diyaloğumuza hiç ara vermedik. Durmak<br />

Yok, Hizmete Devam".<br />

2002 yılında o zamanın Başbakanı Wolfgang Schüssel<br />

tarafından keşfedilen Şirvan Ekici, şimdi Avrupa<br />

Birliği Komiseri Johannes Hahn’ın başkan olduğu<br />

dönemde milletvekilli oldu.<br />

1 Temmuz’dan bu yana Viyana Eyalet Partisi<br />

Entegrasyon Sorumlusu olarak da görev yapmakta.<br />

"Bütün partilerin kabuklarını kırarak daha çok göçmen<br />

temsilcisini meclise göndermeleri gerekiyor,<br />

toplumun gerçeklerini daha fazla görmezlikten<br />

gelemeyiz. Strache’ye vereceğimiz en güzel cevap<br />

sandıkta olur, bunu da unutmayalım."<br />

Viyana Üniversitesi’nde İslam ve Demokrasi dersi<br />

de veren Şirvan Ekici Kırşehir doğumlu ve bir çocuk<br />

annesidir.<br />

Çocuğunuza değer veriyorsanız...<br />

- Çocukların hassas noktalarından biri<br />

de el becerileri ve okulda yapmış olduğu,<br />

resim, biblo tarzı çalışmalarıdır.<br />

Bunların bir kısmı sınıfta sergilenirken,<br />

bir kısmını da öğretmen eve gönderir.<br />

Ancak bizim çocuklarımız eve götürmek<br />

yerine ya okulda bırakmayı ya da<br />

atmayı seçiyor. En çok da annelerinin,<br />

onları odalarına asmalarına izin vermediklerinden<br />

yakınıyor. Bazıları için<br />

basit bir sorunmuş gibi algılansa da,<br />

aslında önemli bir konu. Resimlere<br />

dikkatlice bakarsanız, çizimlerden<br />

ailesini nasıl algıladığını, hayata nasıl<br />

baktığını, nelere özlem çektiğini ve<br />

hayallerini görebilirsiniz.<br />

Bu satırları okuyanların: „Aaa, basit bir<br />

resim deyip geçmemek gerekliymiş“<br />

dediğini duyar gibi oluyorum. Çocukların<br />

gelişimindeki en önemli etkenlerden<br />

biri de ‘Takdir’ görmektir.<br />

Kısacası okuldan gelen her el emeğine<br />

saygı duyup, görebileceği biryere asın<br />

ve onun yaptıklarını önemsediğinizi<br />

hissettirin.<br />

Anne-Babalar Göreve...<br />

Sevgili hanımlar, sözlerim sadece size<br />

değil, ebeveynlere (anne ve baba) olacaktır.<br />

Çünkü çocuk eğitimi tek taraflı<br />

olmaz. Nasıl ki, bir kuş tek kanatla uçamazsa,<br />

bir çocukta tek taraflı eğitilip<br />

yetiştirilemez. Bu bakımdan burada<br />

babalara da seslenmek istiyorum:<br />

„Ben çalışıyorum, vaktim yok“ demek<br />

bir kurtuluş değildir. Siz de vaktiniz<br />

elverdiğince çocukların eğitiminde söz<br />

sahibi olmalısınız. Bu sayede ilerde<br />

„Biz nerde yanlış yaptık“ sorusunu sormaya<br />

da gerek kalmadığını göreceksiniz.<br />

Çocuklarınızın hal dilinden en iyi<br />

siz anlarsınız Aynı odada mesafeler<br />

oluşmasına izin vermeyin! Onları ve<br />

kendinizi modern dünyanın oyuncaklarıyla<br />

avutmak yerine, eğitim ve gelişimleriyle<br />

vaktinde ilgilenin...<br />

Hayırlı ve başarılı bir eğitim-öğretim<br />

yılı olması dileğiyle...<br />

Foto: Eren Aydın


www.oevp-wien.at<br />

MANFRED JURACZKA:<br />

ES ZÄHLT, WAS JEMAND LEISTET –<br />

UND NICHT, WOHER JEMAND KOMMT.


EYLÜL <strong>2015</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 6<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Die 71 toten Schutzsuchenden in einem LKW<br />

in Parndorf haben uns alle entsetzt zurückgelassen.<br />

Gleichzeitig sind sie leider nicht<br />

die ersten toten Flüchtlinge. Tote Schutzsuchende<br />

im Mittelmeer, tote Vertriebene in<br />

Kastenwagen und Transportern, Tote, die an<br />

einer verminten Grenze am Landweg umgekommen<br />

sind... Diese Todesfälle wiederholen<br />

sich Monat für Monat, Jahr für Jahr. Immer<br />

nur von „tragischen Einzelfällen“ zu sprechen<br />

ist eine Lüge, mit der die EU schon zu lange<br />

lebt - schon längst ist das Massensterben<br />

jener, die versuchen, sich in die EU zu retten,<br />

scheinbar miteinkalkuliert. Das ist unerträglich<br />

und muss geändert werden.<br />

Mit Assads Bomben und den Schlächtern von<br />

IS im Rücken, wird keine Mauer zu hoch und<br />

kein Meer zu gefährlich sein für Menschen,<br />

die um ihr Leben rennen. Weder härtere<br />

Grenzkontrollen noch die Verschärfung von<br />

Alev Korun<br />

Abgeordnete zum<br />

Naonalrat (Die Grünen)<br />

alev.korun@gruene.at<br />

71 tote Flüchtlinge<br />

und Wir<br />

Schlepperstrafen wird sie von ihrem Überlebensversuch<br />

abhalten können. Die Abschottungspolitik<br />

hindert niemanden am Kommen,<br />

sie erhöht nur die Schlepperpreise, da Flüchtlinge<br />

gar nicht legal einreisen dürfen, und<br />

sie erhöht die Todeszahlen, da die Flucht<br />

immer riskanter und damit lebensgefährlicher<br />

wird.<br />

Deshalb braucht es legale Einreisemöglichkeiten<br />

und sichere Schutzkorridore für Flüchtlinge,<br />

um bezahlten Schleppern die<br />

Geschäftsgrundlage zu entziehen. Gleichzeitig<br />

braucht es eine gerechte, solidarische<br />

Verteilung der Flüchtlinge auf ALLE 28<br />

EU-Staaten, also gelebte Solidarität unter<br />

den EU-Ländern. Für die gelebte Solidarität<br />

möchte ich allen Menschen ganz herzlich<br />

danken, die Menschen in Not mit Sach- oder<br />

Zeitspenden unterstützen. Danke für Ihre<br />

Mitmenschlichkeit!<br />

Glawischnig: "Hilfe für Flüchtlinge im Mittelpunkt"<br />

Eva Glawischnig, Bundessprecherin und Klubobfrau<br />

der Grünen: „Österreich steht angesichts von tausenden<br />

Kriegsflüchtlingen, die an unsere Grenze<br />

kommen, vor einer großen Herausforderung. Im<br />

Mittelpunkt aller jetzt gesetzten Maßnahmen muss<br />

die humanitäre Hilfe stehen.“<br />

Avrupalı Türkler<br />

seçime hazır...<br />

Türk vatandaşı<br />

gurbetçiler 3. kez<br />

sandığa gidiyor...<br />

50 yılı aşkındır Avrupa'da olan vatandaşlarımız, 1 Kasım<br />

<strong>2015</strong> tarihinde yapılacak olan 25. Dönem Milletvekili<br />

Genel Seçimi ile 14 aylık süreç içinde üçüncü kez sandık<br />

başına gidiyor. Avrupalı Türkler için açıklanan seçim<br />

takvime göre yurtdışında oy kullanma işlemi 8 Ekim'de<br />

başlayıp 25 Ekim'de sona erecek.<br />

Türk vatandaşı olan ve yurt dışı seçmen kütüğüne kayıt<br />

yaparak oy kullanma hakkı kazanan vatandaşların,<br />

gümrük kapılarında oy verme işlemi 1 Kasım'a kadar 24<br />

saat boyunca devam edecek. Açıklanan seçim takvimi kapsamında,<br />

seçmenler randevu almaksızın bulundukları ülke<br />

için belirlenen günlerde ve bağlı oldukları konsolosluk ya<br />

da konsoloslukların belirlediği adreslere giderek oylarını<br />

kullanabilecek.<br />

Avrupada yaşayan vatandaşlarımızın oy verme işlemleri<br />

tamamlandıktan sonra, özel torbalara aktarılacak olan<br />

oylar mühürledikten sonra saklama kuruluna teslim<br />

edilecek. Güvenli odalarda saklanan oylar uçaklarla<br />

Ankara’ya gönderilecek ve 1 Kasım tarihinde Türkiye'de<br />

oy verme işleminin tamamlanmasının ardından açılıp<br />

sayılacak.<br />

"Yurtdışı Seçmen Çağrı Merkezi"<br />

26. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde yurtdışında<br />

yaşayan Türk vatandaşlarının oy kullanma çalışmaları<br />

çerçevesinde, vatandaşları aydınlatmak ve sorularını<br />

yanıtlamak amacıyla Yüksek Seçim Kurulu tarafından<br />

"+90 444 99 75" telefon numarası ile<br />

"Yurtdışı Seçmen Çağrı Merkezi" oluşturulmuştur.<br />

Kısa bir süre önce faaliyete başlayan Çağrı Merkezi,<br />

2 Kasım <strong>2015</strong> tarihine kadar Türkçe olarak hizmet verecektir.<br />

"Das Wichtigste ist der Ausbau der Hilfsstrukturen,<br />

damit die Flüchtlinge gut und menschenwürdig<br />

versorgt werden können. Österreich muss daher<br />

alle zur Verfügung stehenden Kräfte bündeln, um<br />

dies sicherzustellen und diese Herausforderung zu<br />

meistern."<br />

Viyana (OTS)- Yapılan güncel<br />

bir araştırma ve anket sonuçlarına<br />

göre, Avusturya<br />

halkının büyük bölümü, toplum<br />

genelinde eşitsizliğin<br />

korkutucu boyutlara ulaştığı<br />

görüşünde.<br />

Hükümet birşey yapmıyor...<br />

Ankete katılanların %85’i<br />

eşitsizliğe karşı hükümetin<br />

çok az şey yaptığına, zengin<br />

olmak için de iyi bir iletişim<br />

ağının en önemli faktör<br />

olduğuna inanıyor.<br />

Gelirde, varlıkta, eğitim ve<br />

sağlık sistemine erişimde<br />

eşitsizlik…<br />

Genel olarak toplumda eşitsizlik<br />

konusu, kısa bir süre<br />

önce yapılan Alpbach Avrupa<br />

Forumu’nda ve geniş<br />

bir halk kitlesinde çokça tartışıldı.<br />

Linz Pazar Araştırmaları<br />

Enstitüsünün ‘‘trend’’<br />

ekonomi dergisi için yaptığı<br />

ankete göre Avusturyalıların<br />

%72’si toplumdaki eşitsizliğin<br />

korkutucu boyuta ulaştığını<br />

düşünüyor, buna karşılık<br />

%13’lük bir kesim kendi gücüyle<br />

zengin olma fırsatının<br />

Quelle: gruene.at<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Avusturya Aile ve Gençlik Bakanı Sophie Karmasin:<br />

“İnsanların Radikalleşmesi<br />

Baştan Önlenmeli’’<br />

Gençlik ve Aile Bakanlığı’nın bünyesinde<br />

8 aydan fazladır faal durumda olan<br />

"Beratungsstelle Extremismus - Radikalizm<br />

Danışma Merkezi" adlı bir bölüm mevcut.<br />

Yaşanan tecrübeler merkezin kurulmasının<br />

ne kadar iyi ve önemli bir karar olduğunu<br />

gösterdi.<br />

Merkezin ilk ve başlıca amacı, okulda ve<br />

ailede, arkadaş ve aile çevresindeki endişe<br />

uyandıran kişilere karşı ülkede yaşayan herkesin<br />

yanında olmak. İkinci ve yine temel<br />

amacı radikalliğe karşı önleyici tedbirler<br />

almak, diğer uzmanlarla birlikte stratejiler<br />

geliştirmek, bunları takip etmek ve yerel<br />

ağlar kurmak. Daha ilk aylardan itibaren<br />

bu kuruluşlar uluslararası düzeyde de kabul<br />

ve beğeni kazandı. Somut örnek bir OECD<br />

toplantısında en iyi pratik örnek olarak<br />

tanıtıldı.<br />

Gençlik ve Aile Bakanı Sophie Karmasin’e<br />

göre en belirleyici faktör çok sıkı bir engelleme,<br />

yani insanları radikalleşmeden bulmak<br />

ve önüne geçmek. Şu ana kadar 136<br />

din bazlı, 4 adet te ırkçılık motifli vakıa kaydedildi.<br />

Radikalliğin cinsiyeti, yok kız ve<br />

erkek aynı derecede muhatap oluyor. Karmasin<br />

devamla, "Şu anda 47 aile ile birebir<br />

ilgileniyoruz. Mobil danışmanlık ekibimiz<br />

ülke genelinde faal ve acil durumlarda çok<br />

önemli destek sağlamaktalar.<br />

Müdür, öğretmen ve sosyal alanda çalışanlar<br />

da danışma merkezinin verdiği hizmetlere,<br />

özellikle geliştirme eğitimi ve bilgilendirme<br />

materyallerine büyük ilgi gösteriyor.<br />

Şimdiye kadar 1000’den fazla katılımcıyla<br />

birlikte 50 ileri ve geliştirme çalışması<br />

gerçekleştirildi. Muhatap aile bireylerini<br />

ve arkadaşlarını da, bireyde radikallik eğilimlerini<br />

fark ettiklerinde 0800/20 20 44<br />

numaralı hattı kullanma konusunda cesaretlendirmek<br />

istiyorum çünkü, aramaları<br />

herkesin yararınadır."<br />

Karmasin: „Menschen „abfangen“ bevor sie sich radikalisieren“<br />

Avusturyalıların yüzde 72’si eşitsizliğin<br />

korkutucu şekilde arttığına inanıyor...<br />

Eşitsizlik alarm veriyor<br />

Avusturya’da şimdiye dek<br />

bu kadar iyi olmadığı ifadesini<br />

onaylıyor. Ankete katılanların<br />

2/3’si ekonomide<br />

verimlilik için bir miktar eşitsizliğin<br />

olması gerekir tezine<br />

de inanmıyor.<br />

Artan güvensizliğin sorumlusu<br />

kötü siyasettir...<br />

Siyaset toplumdaki eşitsizliğin<br />

en büyük sorumlusu olarak<br />

gösteriliyor. Ankete<br />

katılanların %85’i, mevcut<br />

olan eşitsizliği azaltmak için<br />

hükümetin çok az bir çaba<br />

harcadığını söylüyor.<br />

Avusturyalıların %49’u kendi<br />

ekonomik durumunu 5 yıl<br />

önceki durumundan daha<br />

belirsiz buluyor.<br />

Avusturya’da zengin olmak<br />

için şu en önemli 5 faktör ön<br />

plana çıkıyor:<br />

1. İyi bir iletişim ağı, örneğin<br />

ekonomide (%80).<br />

2. Kendi performans ve yetisi<br />

(%70).<br />

3. İyi bir eğitim ve yetişme<br />

(%67).<br />

4. Azim (%66).<br />

5. Zengin doğmak (%57).<br />

İstikrar sorunu toplumun<br />

ruh halini etkiliyor...<br />

Yapılan ikinci bir anket ise,<br />

halkın karamsarlığının arttığını<br />

ve özellikle işgücü piyasasındaki<br />

istikrarsızlığın<br />

insanların ruh halini olumsuz<br />

etkilediğini ortaya çıkardı.<br />

Avusturyalılar, rekor işsizlik,<br />

sosyal statüsünü kaybetme<br />

korkusu, işgücü pazarındaki<br />

ucuz rekabet gibi nedenlerle<br />

Avusturya’da ekonomik durumunun<br />

artık kararlı olmadığı<br />

görüşünde. Ankete göre<br />

%49’luk kesim son 5 yılda<br />

kendileri için belirsizliğin<br />

arttığını ifade ediyor, %4<br />

durumlarındaki belirsizliğin<br />

© Bernd Kasper / pixelio.de<br />

değişmediğini, %23 ise durumlarının<br />

daha güvenli<br />

olma eğiliminde olduğunu<br />

-bu ekonomik sektör ve<br />

branşların birbirinden farklı<br />

olarak gelişmesinin bir göstergesi-<br />

söylüyor.<br />

‘Artan belirsizliğin en<br />

önemli sebepleri nelerdir?’<br />

sorusuna %58 Avusturya’da<br />

kötü siyaset, %48 Avrupa<br />

Birliği’nde kötü siyaset, %30<br />

holdingler, %10 kendi bireysel<br />

hatası (işletmesinde ya<br />

da çalışma tarzındaki hatası)<br />

ve %19 yabancı işgücünün<br />

oranının yüksekliğinin istikrarsızlığa<br />

sebep olduğu, cevabı<br />

verildi.<br />

Umfrage: Fast drei Viertel der<br />

Österreicher glauben, dass die<br />

Ungleichheit in der Gesellschaft<br />

beängstigend gestiegen sei<br />

Foto: BMFJ/Aigner


7 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

EYLÜL <strong>2015</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Top-Versand mit<br />

der Post<br />

Für Ihre Kunden sind Top-Paketversand<br />

und bester Service sehr wichtig. Funktioniert<br />

der Versand gut und schnell, wird gerne wieder<br />

bestellt. Ein verlässlicher Businesspartner<br />

im Paketversand stärkt Online-Händler und<br />

ist für den Erfolg entscheidend. Die Österreichische<br />

Post AG punktet hier mit hoher Kompetenz<br />

bei Logistik und Innovation, Service<br />

sowie Qualität. Für Privatkunden gibt es<br />

immer mehr praktische Services, wie die Paketumleitung,<br />

Post App, Samstagszustellung,<br />

Bestellung direkt in eine Wunsch-Postfiliale,<br />

den Wunschtag (Zustelltag um bis zu<br />

fünf Tage verschieben) und viele mehr.<br />

Die Österreichische Post AG bietet für kleinere<br />

sowie große Unternehmen passende<br />

Businesslösungen. Für ein Paketangebot einfach<br />

eine E-Mail mit Ihrer Paketmenge und<br />

Postleitzahl an paket@post.at schreiben, ein<br />

Vertriebsmitarbeiter in Ihrer Nähe wird mit<br />

Ihnen Kontakt aufnehmen.<br />

www.post.at<br />

Posta ile En İyi<br />

Paket Yollama<br />

Müşterileriniz için en iyi şekilde paketi<br />

yollama ve en iyi servis çok önemlidir.<br />

Gönderi iyi ve hızlı olursa tekrar ısmarlanır.<br />

Paket yollamada güvenilir bir iş ortağı<br />

Online-Bayiyi güçlendirir ve başarı için de<br />

belirleyicidir. Avusturya Posta Kuruluşu,<br />

lojistik ve yenilenme, servis ve kalitedeki<br />

yüksek becerisiyle puan kazanmaktadır.<br />

Bireysel müşteriler için paket yönlendirme,<br />

posta uygulamaları (Post App), cumartesi<br />

teslimatı, doğrudan istenilen postane<br />

şubesine sipariş, istenilen gün (teslimat<br />

istek üzerine 5 güne kadar ertelenebilir) ve<br />

daha bir çok pratik hizmetler mevcut.<br />

Avusturya Posta Kuruluşu, büyük olduğu<br />

gibi küçük firmalar için de uygun işletme<br />

çözümleri sunmaktadır. Bir paket teklifi<br />

için sadece paket büyüklüğü ve posta<br />

kodunuzu paket@post.at adresine yazın,<br />

yakınızdaki bir işletme çalışanı sizinle iletişime<br />

geçecektir.<br />

© Österreichische Post AG / Werner Streitfelder<br />

Yeni iPhone’lar Eylül sonunda Avusturya’da satışa çıkıyor...<br />

İşte merakla beklenen<br />

iPhone 6S ve iPhone 6S Plus<br />

Apple, merakla ve sabırsızlıkla beklenen<br />

iPhone 6s ve iPhone 6s Plus telefonlarını<br />

tanıttı.<br />

Tasarımsal açıdan iPhone 6 ile aynı olan<br />

iPhone 6s güçlendirilmiş donanımı ve 3D<br />

Touch özelliği ile farkını ortaya koyuyor.<br />

Apple, her iki yılda bir duyurulan tüm “s”<br />

serilerinde olduğu gibi, iPhone 6s için de,<br />

performans anlamında büyük bir hamle<br />

yaptı. iPhone 6s, 2 çekirdekli bir işlemci ve<br />

2 GB RAM ile geliyor.<br />

iPhone 6 ve iPhone 6 Plus'ta Apple tarafından<br />

tasarlanan A8 çipi bulunuyor. Bu<br />

çip, ilk iPhone'dakiyle kıyaslandığında 50<br />

kat daha hızlı. A8 çip, işlem yapmada %25<br />

daha hızlı, grafik performansı da %50<br />

daha iyi. Enerjiyi de %50'ye kadar daha<br />

verimli kullanıyor.<br />

3D TOUCH TEKNOLOJİSİ<br />

iPhone 6s ve iPhone 6s Plus'ın en<br />

dikkat çeken özelliği ekranında kullanılan<br />

3D Touch teknolojisi. Bu teknoloji sayesinde<br />

iPhone 6s ve iPhone 6s Plus, cihaza<br />

dokunurken uygulanan basıncı ölçebiliyor.<br />

Basınç ölçümü özelliğiyle yeni iPhone'lar<br />

ekrana hafifçe dokunma ile güçlü bir<br />

şekilde bastırma arasındaki farklı algılayabiliyor.<br />

KAMERA YETENEKLERİ<br />

Apple, yeni iPhone modellerinde 12 megapiksel<br />

iSight kamera kullanmaya başladı.<br />

Full HD video kaydına ek olarak 4K<br />

çözünürlüğünde video kaydı yapmak da<br />

iPhone 6s ve iPhone 6s Plus'ın kameralarıyla<br />

artık mümkün.<br />

FOTOĞRAFTA YENİ BOYUT<br />

Ekranın normalden üç kat daha güçlü bir<br />

şekilde parlamasını sağlayan özel bir ekran<br />

çipi olan Retina Flash, özçekim (selfie) esnasında,<br />

bir ön flaş etrafınızdaki ışığı tespit<br />

ediyor. Ardından, ekrandaki True Tone<br />

Flash ortam ışığıyla uyumlu bir şekilde,<br />

aslına daha uygun renklere ve daha doğal<br />

görünen cilt tonlarına sahip fotoğraflar<br />

çekmeye olanak sağlıyor.<br />

Live Photos isimli özellik ise anları hareketli<br />

ve sesli bir şekilde yakalayarak, fotoğrafa<br />

yeni bir bakış açısı sunuyor. Bu özellik<br />

sayesinde fotoğrafla birlikte çekildiği anın<br />

öncesi ve sonrası da hareketli ve sesli olarak<br />

kaydediliyor.<br />

Foto: Apple<br />

█dieser mann bewegt█<br />

█74 millionen pakete in über█<br />

█200 länder pro jahr.█<br />

█ helmut zaufall, logistik team█<br />

Wer so viel leistet und immer sein Bestes gibt, darf stolz darauf<br />

sein, als Nr. 1 zu gelten. Rund um die Uhr sorgen wir dafür, dass<br />

Pakete aus aller Welt schnell, pünktlich und sicher ihr Ziel erreichen.<br />

Nutzen auch Sie die vielen Vorteile des stärksten Logistikpartners!<br />

Nähere Infos unter post.at/logistik-team<br />

Wenn’s wirklich wichtig ist, dann lieber mit der Post.<br />

Entgeltliche Einschaltung


EYLÜL <strong>2015</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 8<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Nurten YILMAZ<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />

nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />

Flucht ist kein<br />

Verbrechen<br />

60 Millionen Menschen sind weltweit<br />

auf der Flucht. 71 von Ihnen sind vorletzte<br />

Woche verstorben in einem abgeriegelten<br />

LKW auf ihrem Weg in den<br />

Westen. Sie wurden ermordet von<br />

Schleppern, im Stich gelassen und einfach<br />

abgestellt in ihrem fahrenden<br />

Grab. Trauer und Entsetzen im ganzen<br />

Land. Anscheinend wurden die Hintermänner<br />

für diese Tat in Ungarn mittlerweile<br />

gefasst. Gut so. Wer aber<br />

glaubt, mit Strafrecht und polizeilicher<br />

Verfolgung der Schlepperei oder der aktuellen<br />

Fluchtbewegung beizukommen,<br />

irrt. So absurd es auf den ersten Blick<br />

klingen mag: Nur legale Fluchtwege<br />

könnten den Schleppermarkt trocken<br />

legen und den Schutzsuchenden ihr<br />

Leben retten. Der Staat und die europäische<br />

Staatengemeinschaft müssen<br />

im Grunde zu "Fluchthelfern" werden,<br />

damit die Schutzsuchenden aus Syrien<br />

nicht mehr auf Ausbeuter - ich kann das<br />

Wort Schlepper nicht mehr hören - angewiesen<br />

sind. Es braucht legale Fluchtrouten<br />

nach Europa, d.h. Korridore für<br />

Schutzsuchende, damit sich diese nicht<br />

auf kaputten Schiffen in Lebensgefahr<br />

bringen oder von überforderten Grenzpolizisten<br />

mit Pfefferspray und Stacheldraht<br />

"empfangen" werden. Es braucht<br />

auch wieder die Möglichkeit, direkt bei<br />

Botschaften oder über den UNHCR<br />

einen Antrag stellen zu können. Eben<br />

weil es keine legalen Wege gibt, Asyl zu<br />

beantragen, sind die Flüchtlinge auf<br />

Schlepperei angewiesen. Den Schutzsuchenden<br />

muss Schutz gegeben werden,<br />

der Schlepperei und dem Töten<br />

muss die Grundlage entzogen werden.<br />

Noch mehr Grenzzäune werden niemanden<br />

davon abhalten, der gerade<br />

vor dem Terror der IS mit seiner Familie<br />

entflohen ist. Natürlich, es braucht<br />

endlich eine gemeinsame, europäischen<br />

Asyl- und Migrationspolitik auf<br />

Basis unserer Menschenrechte und<br />

der Genfer Flüchtlingskonvention.<br />

Innerhalb der EU sind gleiche Mindeststandards<br />

in den Verfahren und in<br />

der Betreuung der AsylwerberInnen<br />

ebenso nötig wie ähnliche Anerkennungsquoten<br />

in den Mitgliedsstaaten.<br />

Nötig ist ebenfalls eine solidarische<br />

"Aufteilung" der Schutzsuchenden. In<br />

erster Linie muss aber das Sterben<br />

aufhören: In Syrien, im Mittelmeer und<br />

auf den Straßen. Sofort.<br />

Geçtiğimiz günlerde Viyana il genel<br />

meclisi kadından sorumlu üyesi<br />

Sandra Frauenberger, Viyana şehri<br />

24 saat kadın acil arama hattı (24-<br />

Stunden Frauennotruf) bilinçlendirme<br />

kampanyasını tanıttı ve bu<br />

çalışmanın kadına şiddet konusunda<br />

bilinçlenmeye ve aktif olarak<br />

karşısında durmaya önemli bir<br />

katkı sağlayacağını ifade etti.<br />

Kampanyanın ağırlık konusu kamusal<br />

alanda güvenlik. Bilgilendirmenin<br />

yanında, kararsız kalınan<br />

durumlarda kadınları güçlendirici<br />

çalışmalar da olacak. Bilgiler, gündüz<br />

ve gece her an ulaşılabilen 01<br />

71719 numarasının el altında olması<br />

için cüzdana sığan küçük kartlar<br />

şeklinde olacak. 24 saat kadın<br />

acil arama hattı yöneticisi Martina<br />

K. Sommer: ‘‘Bu hattımız yalnız şiddet<br />

kurbanları için değil, aynı zamanda<br />

bir arkadaş ya da tanıdığın<br />

da şiddete maruz kalma olasılığı<br />

durumunda ya da şiddet tanığı<br />

olarak nasıl davranılması gerektiği<br />

konusunda bilgilenmek için başvurulacak<br />

bir danışma merkezidir.<br />

Kamusal alanda bir saldırıya rastlanıldığında<br />

olaya kayıtsız kalmamak,<br />

olası katkımızı sunmak önemlidir.<br />

Aktif müdahalemizi yaparken de<br />

kendimizi tehlikeye atmamaya dikkat<br />

etmeliyiz. Gençler, emekliler ve<br />

diğer ilgilenenlerle yaptığımız<br />

çalışmalarda onlara restoran,<br />

cadde ve toplu ulaşımda medeni<br />

cesaretlerini nasıl doğru şekilde<br />

kullanacaklarını aktarıyoruz.’’<br />

Frauenberger bir kez daha psikolojik<br />

baskının suçlar kapsamına alınmasını<br />

talep etti. Kadının yakın<br />

sosyal çevresinden eşinden ya da<br />

partnerinden şiddet gördüğünü ve<br />

psikolojik baskının yaygın bir kontrol<br />

ve baskı mekanizması olarak<br />

kullanıldığını ve danışmanlık tecrübelerinin<br />

de bunu teyit ettiğini<br />

ifade etti. Bunun kendi başına bir<br />

suç unsuru teşkil etmesini istedi.<br />

Frauenberger’in talep ettiği diğer<br />

tedbirler de sınır dışı edilen şiddet<br />

suçluları için davranış eğitimi,<br />

hakim ve savcılar için de kadına<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Çıraklık eğitiminde başarısız<br />

olanların sayısı artıyor...<br />

Gençler ders çalışıp sınavı geçmek yerine pes ediyor<br />

Her geçen yıl çıraklık eğitimi yapanların<br />

başarısızlık oranı artıyor. Avusturya Ticaret<br />

Odasının yaptığı araştırmaların sonuçları<br />

bunun kanıtı. Avusturya’da geçtiğimiz yıl<br />

toplam 57.589 kişi çıraklığa geçiş bitirme<br />

sınavına girdi ve bunlardan 10.543’ü başarısız<br />

oldu. Sayılar eğitimin ve eğitim sonunda<br />

yapılan bitirme sınavının ciddiye alınması<br />

gerektiğini gösteriyor.<br />

Her 100 kişiden 18’i sınavda kaldı...<br />

2013’de %17.7 olan başarısızlık oranı<br />

2014’de %18.3’e çıktı. Bu her beş çıraklık<br />

eğitimi gören gençten birinin bitirme sınavında<br />

başarısız olması demek, neyse ki<br />

bitirme sınavını tekrarlama imkânı olduğu<br />

için daha kötüsü olmuyor. Yine de yıl be<br />

yıl sınavlarda, ilkinde başarısız olup sınavı<br />

tekrarlayanların sayıları azalıyor.<br />

Çoğu pes ediyor<br />

2014’de bitirme sınavında 10<br />

binin üzerinde başarısız varken<br />

sadece bunlardan 4.730’u sınavı<br />

tekrarladı. Bu yaklaşık 6<br />

bin kişinin havlu attığını gösteriyor.<br />

Bunlar mesleki eğitimlerini<br />

tamamlamadan ortada<br />

kalanlar ve bunlara henüz ilk<br />

sınav öncesi vazgeçenler de<br />

ekleniyor.<br />

İşsizlik tehlikesi büyüyor<br />

Artan işsizlik nedeniyle meslek<br />

eğitimi daha çok önem arzediyor.<br />

İş Piyasası Kurumu’nun<br />

(AMS) verilerine göre sonlandırılmış<br />

bir çıraklık eğitimi olan<br />

kişinin, eğitimini bitirmeyene göre işsiz<br />

kalma olasılığı daha düşük. Bunu AMS’nin<br />

son Temmuz verilerinde görmek mümkün:<br />

Sadece zorunlu eğitimi almış kişilerde işsizlik<br />

oranı %23.1 iken bu oran çıraklık eğitimini<br />

bitirmiş kişilerde yalnızca %6.6 oranında.<br />

En başarısız boyacılar<br />

Yıllardır boyacılık mesleki eğitiminde başarısızlık<br />

en yüksek oranda. 2014’de bu alanda<br />

çıraklık eğitimine başlayan 970 kişiden 364’ü<br />

başarısız oldu. Motor teknik ve metal teknik<br />

gibi iddialı teknik meslek eğitimlerde de başarısızlık<br />

oranı ortalamanın üstünde. Buna<br />

karşılık bankacılık ve sigortacılık eğitiminde<br />

başarı oranı pozitif olarak öne çıktı. Çıraklık<br />

mesleki eğitimi bitirme sınavı istatistiklerine<br />

göre 2014’de bankacılık eğitimi alanların bitirme<br />

sınavında sadece %2’si başarısız oldu.<br />

Jeder fünfte Lehrling scheitert bei der Abschlussprüfung<br />

© Stephanie Hofschlaeger / pixelio.de<br />

Frauenberger: ‘‘Kadına şiddet<br />

konusunda duyarlı olmalıyız’’<br />

„Dabei sein heißt beteiligt<br />

sein – aber sicher!“<br />

şiddet konusunda zorunlu eğitim<br />

verilmesidir.<br />

24 saat kadın acil arama hattı,<br />

2014 yıllık raporuna göre uygulanan<br />

şiddetin türü %40’ı fiziksel,<br />

%32 cinsel, %28 psikolojik ve mağdurların<br />

%60’ı 20-39, %20’si 40-59<br />

yaş aralığında %3’ü ise 60 yaşın üstünde.<br />

4’te 1’i göçmen kökenli.<br />

%80’nin eğitim düzeyi mecburi eğitimden<br />

daha yüksek ve %15’i yüksek<br />

okul mezunu. Failler öncelikle<br />

(eski) eşler.<br />

24 saat kadın acil 2014’de 6699 telefon,<br />

1086 yüzyüze, 783 internet<br />

aracılığıyla toplam 8568 danışmanlık<br />

hizmeti verdi. Çoğu davalarda<br />

olmak üzere, toplamda 151<br />

mağdura eşlik etme hizmeti gerçekleştirdi.<br />

24 saat kadın acil arama hattı<br />

hizmeti alanlar organizasyon<br />

hakkındaki bilgilere %25 sosyal<br />

çevreleri, %24 internet/telefon<br />

rehberi, %20 diğer kuruluşlar, %12<br />

polis ve %9’u da sağlık sistemi<br />

yoluyla ulaştılar. Cinsel şiddete<br />

Fotos: Alexandra Kromus / PID<br />

maruz kalan grubun %22’si olayın<br />

üzerinden bir yıldan fazla süre geçtikten<br />

sonra, 24 saat kadın acil<br />

arama hattına başvurmuş, buna<br />

karşılık fiziksel ve psikolojik şiddet<br />

gören kurbanların büyük kısmı ise<br />

olaydan sonra 12 saat içinde durumu<br />

bildirmiş. Telefonla yapılan<br />

danışmanlığın yarısı 12-18 saatleri<br />

arasında, dörtte biri 18-06 saatleri<br />

arası yapılmış.<br />

YAPILACAK ÇALIŞMALAR:<br />

- Frauennotruf’un çalışmaları.<br />

- İsteğe bağlı başvuruyla çalışmalar.<br />

Bunun için güncel tarihler: 13<br />

Ekim ve 5 Kasım 17.30-19.30 saatleri<br />

arasında.<br />

- Viyana Gençlik Merkeziyle birlikte<br />

kızlar için ‘‘Sınırları Tanımak, Sınır<br />

Koymak’’ isimli çalışması.<br />

- Emekli kulüpleriyle birlikte emekliler<br />

için toplantılar.<br />

Frauenberger startet Sensibilisierungskampagne zu Gewalt an Frauen:<br />

„Dabei sein heißt beteiligt sein – aber sicher!“


VİYANA SEÇİMİ <strong>2015</strong> / WIEN-WAHL <strong>2015</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

EYLÜL <strong>2015</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Viyanalılar 11 Ekim’de toplam 1.499 sandıkta<br />

belediye meclisi ve ilçe temsilcilerini seçecek<br />

Viyana 11 Ekim’de<br />

© Dieter Schütz / pixelio.de<br />

(rk) 11 Ekim seçim günü Viyana’da,<br />

1.499 seçim sandığı 7.00-17.00<br />

saatleri arasında seçmenin hizmetinde<br />

olacak. Bu sandıkların 30’u<br />

Viyana hastanelerinde, yaşlı ve<br />

bakım evlerinde kurulacak. Yaklaşık<br />

650 kadarı ise engelli girişi ve<br />

tekerlekli sandalyelere uygun<br />

kabinlerle düzenlendi. Seçimden<br />

sorumlu meclis üyesi Sandra<br />

Wien-Wahl<br />

<strong>2015</strong><br />

1.499 Wahllokale<br />

(rk) Am Wahltag, dem 11. Oktober<br />

<strong>2015</strong>, stehen den Wienerinnen und<br />

Wienern insgesamt 1.499 Wahllokale<br />

in der Zeit zwischen 7.00 und<br />

17.00 Uhr zur Verfügung. Davon<br />

werden in den Wiener Spitälern,<br />

Geriatriezentren und Pflegewohnhäusern<br />

30 Wahlgelegenheiten<br />

eingerichtet. Rund 650 Wiener<br />

Wahllokale werden barrierefrei<br />

zugänglich und mit einer Rollstuhl-<br />

Wahlzelle ausgestattet sein. "Wien<br />

ist auf die bevorstehenden Gemeinderats-<br />

und Bezirksvertretungswahlen<br />

bestens vorbereitet", erklärt die<br />

für Wahlen in Wien zuständige<br />

Stadträtin Sandra Frauenberger.<br />

Über die Adresse des zuständigen<br />

Wahllokals informiert die "Amtliche<br />

Wahlinformation". Sie wird den<br />

wahlberechtigten Wienerinnen und<br />

Wienern rund zwei Wochen vor der<br />

Wahl per Post zugestellt. Bereits<br />

jetzt ist die Suche nach dem zuständigen<br />

Wahllokal im Internet unter<br />

www.wahlen.wien.at möglich.<br />

Im digitalen Stadtplan der Stadt<br />

Wien (www.wien.gv.at/stadtplan)<br />

sind alle Wahlstandorte eingezeichnet.<br />

An jedem dieser Standorte<br />

befindet sich ein Wahlkarten-Wahllokal.<br />

Wählen mit Wahlkarte<br />

Wer am Wahltag nicht in seinem<br />

zuständigen Wahllokal wählen kann,<br />

hat mit einer Wahlkarte die Möglichkeit,<br />

in einem beliebigen Wiener<br />

Wahlkarten-Wahllokal oder per<br />

Briefwahl seine Stimme abzugeben.<br />

Wahlkarten können bereits jetzt beantragt<br />

werden. Eine Beantragung<br />

erfolgt am einfachsten online unter<br />

www.wahlen.wien.at. Wahlkarten<br />

werden aber voraussichtlich erst<br />

ab dem 23. September <strong>2015</strong> ausgestellt,<br />

da erst zu diesem Zeitpunkt<br />

die Wahlvorschläge und die Stimmzettel<br />

für die Wiener Gemeinderatsund<br />

Bezirksvertretungswahlen vorliegen.<br />

Fakten zur Briefwahl, zur Beantragung<br />

von Wahlkarten sowie alle<br />

weiteren Informationen zu den<br />

Wiener Gemeinderats- und Bezirksvertretungswahlen<br />

<strong>2015</strong> sind online<br />

unter www.wahlen.wien.at abrufbar.<br />

Darüber hinaus steht das<br />

Stadtinformationszentrum unter<br />

der Telefonnummer 01/525 50 zur<br />

Verfügung.<br />

Frauenberger Viyana’nın belediye<br />

ve ilçe seçimlerine her bakımdan en<br />

iyi şekilde hazırlandığını ifade etti.<br />

İlgili seçim bürolarının adresleri,<br />

Viyana seçmenine, resmi seçim bilgilendirme<br />

kurumu tarafından seçimden<br />

yaklaşık iki hafta önce<br />

postayla gönderilecek. İlgili seçim<br />

büro adresi şu an için de internette<br />

www.wahlen.wien.at adresinde<br />

bulunabilir.<br />

Viyana’nın dijital şehir planında<br />

(www.wien.gv.at/stadtplan) tüm<br />

seçim bürolarının yerleri gösterilmiş.<br />

Belirtilen bu her bir noktada<br />

seçmen kartıyla oy kullanılabilecek<br />

bir seçim bürosu var.<br />

Seçmen kartıyla oy kullanma<br />

Seçim gününde kendi seçim sandığında<br />

oy kullanamayan kişi, istediği<br />

<br />

<br />

| | <br />

Sandığa Gidiyor<br />

bir seçim kartlı sandıkta oyunu kullanabilir<br />

ya da posta ile oy seçeneğini<br />

tercihedebilir.<br />

Seçmen kartı başvuruları ise şu<br />

andan itibaren en basit şekilde<br />

www.wahlen.wien.at adresinde<br />

internet üzerinden yapılabilir.<br />

Seçmen kartları ise, seçim önerileri<br />

ve seçim oy pusulalarının hazır olacağı<br />

23 Eylül <strong>2015</strong> tarihinden itibaren<br />

basılıyor.<br />

Online seçim, seçmen kartlarına<br />

başvuru ve Viyana ilçe ve belediye<br />

seçimleriyle ilgili daha detaylı bilgiler<br />

www.wahlen.wien.at internet<br />

adresinden elde edilebilir.<br />

Ayrıca detaylı enformasyon için de<br />

Viyana il bilgilendirme merkezi,<br />

01/525 50 numaralı telefonla hizmet<br />

sunmaktadır.


Doğru eğitim seçimi, her çocuğun<br />

hayatında en önemli<br />

kararlardan biridir. Önemli<br />

olan kendi beceri, güçlü yönleri<br />

ve ilgisine uyan eğitimi<br />

bulmaktır. Söylemek yapmaktan<br />

kolaydır. Sadece Aşağı<br />

Avusturya’da firmaların eğitim<br />

verdiği 200 farklı mesleki<br />

eğitim mevcuttur. Aşağı Avusturya<br />

Ticaret Odası Başkanı<br />

Sonja Zwazl: “Çoğu genç<br />

hangi yeteneklere sahip olduğunu<br />

kendisi dahi bilmiyor.”<br />

Die Wahl der richtigen<br />

Ausbildung ist eine der<br />

wichtigsten Entscheidungen<br />

im Leben eines jeden<br />

Kindes. Entscheidend ist<br />

es, eine Ausbildung zu finden,<br />

die zu den eigenen<br />

Stärken und Interessen<br />

passt. Das ist leichter gesagt<br />

als getan. Gibt es doch<br />

allein in Niederösterreich<br />

rund 200 verschiedene<br />

Lehrberufe, in denen die<br />

Unternehmen ausbilden.<br />

„Dazu kommt, dass es<br />

Foto: WKNÖ<br />

Anneler ve Babalar dikkat!<br />

Çocuğunuzun mesleki geleceği söz konusu<br />

Karar verme konusunda gençlere<br />

yardımcı olabilmek için<br />

Başkan Zwazl, Aşağı Avusturya<br />

Eyaleti ile birlikte<br />

"Begabungskompass - Yetenek<br />

Pusulası" çalışmasını hayata<br />

geçirdi. Burada önemli<br />

olan, ideal bir destek olma<br />

teklifi ve bu teklifle gençlere<br />

becerilerinin nerede olduğu<br />

ve hangi eğitimin uygun olduğunun<br />

gösterileceği.<br />

Çok önemli: Bu hizmet Aşağı<br />

Avusturya’da tüm okul tiplerinde,<br />

7. ve 8. Sınıflarında<br />

olan bütün gençler için ücretsizdir.<br />

Sadece geçen yıl 11<br />

binin üzerinde Aşağı Avusturyalı<br />

öğrenci "Begabungskompass<br />

- Yetenek Pusulası"ndan<br />

mezun olmuştur. Geri dönüşler<br />

de olumludur.<br />

Şansınızı kullanın!<br />

Ebeveynler çocuklarını nasıl<br />

destekleyebilirler? Başkan<br />

Zwazl: "Çok basit. Biliyoruz ki,<br />

her zaman olduğu gibi çocukların<br />

meslek seçimlerinde<br />

ebeveyn büyük bir etkiye<br />

sahiptir. Lakin anneler ve<br />

babalar çocuklarının ‘Yetenek<br />

Pusulası’nda gösterilen tüm<br />

güçlü yönleri ve yeteneklerini<br />

acaba gerçekten biliyorlar<br />

mı? Maalesef pratik, genellikle<br />

durumun böyle olmadığını<br />

gösteriyor." Bu nedenle<br />

ebeveynler de 3 bölümden<br />

oluşan, Aşağı Avusturya Yetenek<br />

Pusulası programına dahil<br />

ediliyor.<br />

• Doğrudan kendi okullarında<br />

yapılan „Talentecheck<br />

- Yetenek Kontrolü“<br />

• WIFI‘nin Meslek Bilgilendirme<br />

Merkezi’nde (WIFI-<br />

BIZ) yapılan WIFI potansiyel<br />

analizi. Burada teknik anlama<br />

ve zanaatkâr yetenekleri test<br />

edilmektedir<br />

vielen Jugendlichen oft<br />

selbst gar nicht bewusst<br />

ist, welche Talente sie<br />

haben“, sagt Sonja Zwazl,<br />

Präsidentin der Wirtschaftskammer<br />

österreich.<br />

Nieder-<br />

Um hier eine Entscheidungshilfe<br />

zu geben,<br />

hat Präsidentin Zwazl<br />

gemeinsam mit dem Land<br />

Niederösterreich den Begabungskompass<br />

ins Leben<br />

gerufen. Es handelt sich<br />

• Kendi okullarında<br />

kendileri ile özel bir görüşme<br />

Zwazl: "Bu danışmanlık çok<br />

kıymetli, kalpten gelen ve<br />

tüm ebeveynlerin katılması<br />

gereken bir hizmettir. Çünkü<br />

özellikle burada tecrübeli<br />

meslek uzmanları, gençlere<br />

ve ebeveynlere test sonuçlarına<br />

göre, hangi eğitim yollarının<br />

çocukları için uygun<br />

olduğunu gösteriyor." WIFI-<br />

BIZ’de yapılan potansiyel analizinden<br />

hemen sonra<br />

ebeveynler çocuklarıyla görüşme<br />

randevusu için başvurabilirler.<br />

Başvuru, WIFI<br />

meslek bilgilendirme merkezi<br />

üzerinden yapılır, görüşme<br />

çocuğun gittiği okulda olur.<br />

Zwazl: "Anneler, Babalar! Bu<br />

şansınızı kullanın. Söz konusu<br />

olan çocuklarınızın mesleki<br />

geleceği. Danışmanlık görüşmesi<br />

için başvurun."<br />

Mamas und Papas aufgepasst – es geht um<br />

die berufliche Zukunft Ihrer Kinder<br />

hier um ein einzigartiges<br />

Unterstützungsangebot,<br />

mit dessen Hilfe den<br />

Jugendlichen aufgezeigt<br />

wird, wo ihre jeweiligen<br />

Stärken liegen und welche<br />

Ausbildungswege für sie<br />

geeignet sind.<br />

Ganz wichtig: dieses<br />

Service ist kostenlos<br />

für alle Jugendlichen<br />

in Niederösterreich der<br />

7. bzw. 8.Schulstufen – an<br />

allen Schultypen. Allein<br />

letztes Jahr absolvierten<br />

Wirtschaftskammerpräsidentin Sonja Zwazl mit Schülerin beim Test<br />

Özel Danışmanlık<br />

Görüşmesi İçin Başvurular:<br />

02742 890-2702<br />

02742 890-2703<br />

02742 890-2704<br />

über 11.000 niederösterreichische<br />

Schülerinnen<br />

und Schüler den<br />

Begabungskompass. Die<br />

Rückmeldungen waren<br />

durchwegs positiv.<br />

Die Chance nutzen!<br />

Wie können aber die<br />

Eltern ihr Kind unterstützen?<br />

„Ganz einfach“, so<br />

Präsidentin Zwazl. „Wir<br />

alle wissen, dass es nach<br />

wie vor die Eltern sind, die<br />

einen großen Einfluss auf<br />

die Berufswahl ihrer Kinder<br />

haben.“ Aber kennen<br />

die Mamas und Papas<br />

wirklich alle Talente und<br />

Stärken Ihres Kindes, die<br />

beim Begabungskompass<br />

aufgezeigt werden? „Leider<br />

zeigt die Praxis, dass<br />

dies sehr oft nicht der<br />

Fall ist“, sagt die Wirtschaftskammer-Präsidentin<br />

Zwazl. Deshalb werden<br />

auch die Eltern beim NÖ<br />

Begabungskompass mit<br />

einbezogen, der aus drei<br />

Teilen besteht:<br />

• dem direkt an der<br />

jeweiligen Schule durchgeführten<br />

„TalenteCheck”,<br />

• der sogenannten<br />

WIFI-Potenzialanalyse am<br />

WIFI-BIZ (Berufsinformationszentrum),<br />

bei der<br />

technisches Verständnis<br />

oder handwerkliche Fähigkeiten<br />

getestet werden<br />

• und einem eigenen<br />

Beratungsgespräch an<br />

der jeweiligen Schule<br />

„Diese Beratung ist das<br />

eigentliche Herzstück, wo<br />

auch alle Eltern mitmachen<br />

sollen“, betont Zwazl.<br />

„Denn hier zeigen erfahrene<br />

Berufsexperten den<br />

Jugendlichen und ihren<br />

Eltern im gemeinsamen<br />

Gespräch auf, welche Ausbildungswege<br />

aufgrund<br />

der Testergebnisse für ihr<br />

Kind besonders geeignet<br />

sind.“ Bereits unmittelbar<br />

Logo: WKNÖ<br />

Fotocredit: fotolia, Grafik: WKNÖ<br />

nach der im WIFI-BIZ<br />

durchgeführten Potenzialanalyse<br />

können sich die<br />

Eltern mit ihren Kindern zu<br />

einem Gesprächs-Termin<br />

anmelden. Das Gespräch<br />

findet an der Schule statt,<br />

die Anmeldung erfolgt<br />

über das WIFI-Berufsinformationszentrum<br />

(siehe<br />

unten). „Nutzen Sie diese<br />

Chance, es geht um die<br />

berufliche Zukunft Ihrer<br />

Kinder“, appelliert Präsidentin<br />

Zwazl eindringlich<br />

an alle „Mamas und<br />

Papas“ sich für das<br />

Beratungsgespräch anzumelden.<br />

Anmeldung für ein persönliches<br />

Beratungs-Gespräch:<br />

02742 890-2702<br />

02742 890-2703<br />

02742 890-2704<br />

Entgeltliche Einschaltung


<strong>SEPTEMBER</strong> <strong>2015</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

INTEGRATION - 11<br />

Sebastian Kurz,<br />

Außen- und Integrationsminister,<br />

zum Thema:<br />

Wir sind dabei.at<br />

www.wirsinddabei.at<br />

Der Österreichische Integrationsfonds (ÖIF)<br />

hat gemeinsam mit engagierten Vereinen,<br />

Unternehmen und Organisationen sowie<br />

Integrationsbotschafter/innen von ZUSAM-<br />

MEN:ÖSTERREICH das neue Freiwilligenportal<br />

www.wirsinddabei.at gestartet.<br />

Auf www.wirsinddabei.at können Menschen,<br />

Institutionen und Unternehmen, die<br />

sich freiwillig für Flüchtlinge und Zuwander/innen<br />

engagieren wollen, ihr Angebot<br />

online präsentieren. Zuwander/innen und<br />

Flüchtlinge können so passende Initiativen<br />

in ihrer Nähe finden und sich auch gleich online<br />

dafür anmelden. Das Freiwilligenportal<br />

verbindet einfach und unbürokratisch und<br />

vermittelt konkrete Integrationsangebote.<br />

Bereits zum Start sind zahlreiche Unterstützer/innen<br />

mit dabei, zum Beispiel der Österreichische<br />

Gemeindebund, dm Österreich<br />

sowie Vereine wie etwa die Sportunion.<br />

Franz Wolf, Geschäftsführer des ÖIF:<br />

„Viele Menschen möchten sich für unser<br />

Zusammenleben engagieren und gerade<br />

für neu in Österreich angekommene<br />

Menschen ist es wichtig, Kontakte aufzubauen<br />

und Land und Leute kennen zu lernen.<br />

Wir wollen mit www.wirsinddabei.at<br />

einen Beitrag dazu leisten, dass sich neu in<br />

Österreich Angekommene bei uns heimisch<br />

fühlen und in unserer Gesellschaft Fuß<br />

fassen können.“<br />

Heinz Fassmann, Vorsitzender des unabhängigen<br />

Expertenrats für Integration:<br />

„Das Freiwilligenportal ermöglicht es<br />

der Zivilgesellschaft, ihre Hilfsbereitschaft<br />

einfach und zielgerichtet anzukündigen und<br />

anzubieten. Das ist ein richtiger Schritt für<br />

das gedeihliche Zusammenleben und die<br />

soziale Integration von Zuwander/innen und<br />

Flüchtlingen in Österreich.“<br />

© Österreichischer Integrationsfonds<br />

Neues Freiwilligenportal zur Unterstützung und Integration<br />

von Flüchtlingen und ZuwanderInnen in Österreich<br />

Seit Anfang Juli können sich Freiwillige, Unternehmen<br />

und Institutionen über das Portal<br />

wirsinddabei.at für Flüchtlinge und Zuwanderinnen<br />

und Zuwanderer engagieren. „Österreich ist<br />

schon immer ein Land des freiwilligen Engagements<br />

gewesen – fast die Hälfte aller Erwachsenen<br />

engagiert sich freiwillig. Österreicherinnen<br />

und Österreicher haben immer wieder bewiesen,<br />

dass sie sich mit Tatkraft für ihre Mitmenschen<br />

einsetzen. Das neue Freiwilligenportal<br />

wirsinddabei.at bietet eine österreichweit einzigartige<br />

Übersicht über die zahlreichen Integrationsangebote<br />

in unserem Land und verdeutlicht,<br />

dass das Engagement jedes und jeder Einzelnen<br />

für unser Zusammenleben zählt“, betont Integrationsminister<br />

Sebastian Kurz.<br />

© Österreichischer Integrationsfonds<br />

Wie groß das Engagement in Österreich<br />

ist, zeigt auch die Zahl der Unterstützerinnen<br />

und Unterstützer. Von Integrationsbotschafterinnen<br />

und Integrationsbotschaftern von<br />

Zusammen:Österreich wie Serge Falck und<br />

Eser Ari-Akbaba über Unternehmen wie dm<br />

Österreich und Microsoft Österreich, viele sind<br />

bereits an Bord und engagieren sich mit ihrem<br />

Know-How und Einsatz für Flüchtlinge und<br />

Zuwanderinnen und Zuwanderer. Die Mitarbeiterinnen<br />

und Mitarbeiter dieser Unternehmen<br />

erhalten für ihr Engagement Sonderurlaub –<br />

Zeit um sie der guten Sache zu widmen. Auch<br />

Vertreterinnen und Vertreter der Kirche<br />

möchten die Zuwanderinnen und Zuwanderer in<br />

Österreich willkommen heißen und engagieren<br />

sich am Freiwilligenportal. Das Angebot wird<br />

täglich größer. Die Registrierung ist kostenlos<br />

und mit wenigen Klicks erledigt. „Das<br />

Portal bringt alle, die sich freiwillig engagieren<br />

und helfen möchten, zusammen und<br />

leistet so einen Beitrag für eine gelungene<br />

Integration und ein besseres Zusammenleben<br />

von Flüchtlingen und Zuwanderinnen<br />

und Zuwanderern in Österreich. Jetzt registrieren<br />

und freiwillig engagieren“, so Kurz<br />

abschließend.<br />

© Felicitas Matern / feelimage.at<br />

© UNHCR KOMO Wien<br />

www.langertagderflucht.at<br />

Langer Tag der Flucht<br />

Am Freitag, 25. September <strong>2015</strong> veranstaltet das<br />

UN-Flüchtlingshochkommissariat UNHCR gemeinsam mit<br />

Organisationen in ganz Österreich den vierten „Langen Tag<br />

der Flucht“. Ein ganzer Tag steht dabei im Zeichen von<br />

Flucht und Asyl.<br />

Tausende BesucherInnen haben in den vergangenen<br />

Jahren am „Langen Tag der Flucht“ bereits die Gelegenheit<br />

genutzt, sich dem Thema Flucht über unterschiedliche<br />

Zugänge zu nähern und neue Perspektiven zu entdecken.<br />

Das Thema ist angesichts der letzten Ereignisse aktueller denn<br />

je, das die Menschen bewegt und angeregt diskuert wird.<br />

Bei mehr als 60 Veranstaltungen – heuer erstmals in allen<br />

neun Bundesländern – können sich BesucherInnen informieren,<br />

diskutieren und gemeinsam mit Flüchtlingen ihr<br />

Wissen bei verschiedenen Workshops erweitern.<br />

Ein spezielles Programm haben UNHCR und die beteiligten<br />

Organisationen für Schülerinnen und Schüler verschiedener<br />

Altersgruppen zusammengestellt, das von Diskussionen<br />

mit Flüchtlingen bis zu Fernseh- und Radioworkshops<br />

reicht.<br />

Das gesamte Programm gibt es unter:<br />

www.langertagderflucht.at<br />

Entgeltliche Einschaltung


<strong>SEPTEMBER</strong> <strong>2015</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

JUGEND UND BILDUNG -12<br />

VISIO Tekrar İnnsbruck’da - Şansını Kullan<br />

Eğitim ve Bilgilendirme Fuarı, 21 Ekim Çarşamba’dan 23 Ekim Cuma’ya kadar...<br />

Eğitim Fuarı ; sade, ciddi, uzman<br />

ve tam motive olmuş bir şekilde,<br />

bilgilendirme imkânı sunuyor.<br />

Bu fuarda; eğitim, öğretim, ileri<br />

eğitim ve kariyer konularında<br />

kapsamlı bir sunum yapılıyor.<br />

14 ile 18 yaş arasında gençler<br />

hayatlarında belirleyici olacak bir<br />

döneme girmişlerdir. Eğitim ve iş<br />

hayatımda nasıl bir yol izleyeceğim?<br />

Çıraklık eğitimi mi?, Daha<br />

ileri eğitim alabileceğim bir okula<br />

mı?, Doğrudan iş hayatına mı?<br />

Çıraklık eğitimi sonrası sadece<br />

diploma mı yoksa üniversite mi?<br />

Bunlardan biri için evet mi, ama<br />

hangisi ve nerede? Birçok seçenek<br />

var - SADECE: Benim için en iyisi<br />

hangisi? Gerçekten ne yapmak<br />

istiyorum ve ilgimi ne çekiyor? Bu<br />

soruların cevapları çok kolay değil.<br />

Birçok bilgiye internetten ulaşabilirsin<br />

veya en iyisi - VISIO - eğitim<br />

fuarında uzmanlara sorabilirsin.<br />

Eğitim, bilgilendirme organizasyonları<br />

ve ileri eğitim enstitüleri<br />

ayrıca işletme uzmanları bu fuarda<br />

olacak ve bütün sorularını yüzyüze<br />

sorma imkânına sahip olacaksın.<br />

Sosyal İşler Bakanlığı <strong>2015</strong> yılı için<br />

yine, Gençlik Koçluğu hizmetine<br />

ağırlık vererek, bütün öğrenciler ve<br />

ebeveynlerine ayrıca ilgi duyanlara<br />

gerekli ve açık bir şekilde bütün<br />

bilgileri ulaştırmayı hedefliyor.<br />

Gençler okul hayatından meslek<br />

hayatına geçişte genelde sorular ve<br />

belirsizliklerle karşı karşıya kalıyorlar.<br />

Bu çok zor karar verme döneminde<br />

gençler ve aileleri eğitim ve<br />

meslek hayatı için, uzman danışma<br />

ve yardım ihtiyacı duyuyorlar.<br />

Avusturya iş piyasasını ve eğitim<br />

imkânlarını çok iyi tanımayan<br />

göçmen kökenli gençlerin,<br />

ayrıca öğrenme güçlüğü<br />

çekenlerin, Gençlik Koçluğu<br />

Hizmeti ile potansiyellerinin<br />

ortaya çıkarılması da<br />

hedeflenmektedir. Bireysel gelecek<br />

planlaması ile; yeni bir eğitime<br />

veya okula başlama, bunun için<br />

gerekli yeterliliğe ulaşmada yol<br />

haritası, (mesleki) eğitim veya iş<br />

ilişkisi değerlendirilerek oraya<br />

çıkarılabilir.<br />

Gençlik Koçluğu hizmeti özellikle,<br />

9. sınıftan 19 yaşına kadar olan<br />

bütün gençlere yöneliktir. Ayrıca<br />

bu programa özel pedagojik<br />

eğitime ihtiyacı olan veya özürlü<br />

olan 25 yaşına kadar gençler de<br />

katılabilirler.<br />

Fotos: SoWi-Holding<br />

Fuarı düzenleyenler, sahne programları ve<br />

etkinlikler hakkında en son haberleri<br />

www.visio-tirol.at web adresinden bulabilirsin.<br />

VISIO <strong>2015</strong>, 21 Ekim’den 23 Ekim’e kadar saat<br />

9’dan 17’ye kadar İnnsbruck Fuar Merkezi’nde<br />

(Messe Innsbruck). Giriş ücretsiz!<br />

NÖ Bildungsatlas -<br />

NLK - Mit 2.382 Bildungseinrichtungen ist der<br />

„bildung4you - der NÖ Bildungsatlas" von der NÖ<br />

Landesakademie ein optimaler Wegweiser durch<br />

das NÖ Schulsystem. Auf einen Klick sieht man<br />

die Bildungseinrichtungen, angefangen von den<br />

Kindergärten, über die Volksschulen, die Pflichtschulen,<br />

bis hin zu den berufsbildenden und<br />

allgemeinbildenden höheren Schulen.<br />

oder<br />

2.382 Bildungseinrichtungen auf einen Klick<br />

LR Schwarz: „Bildung ist wesentliche Voraussetzung<br />

für späteren Lebensweg"<br />

„Bildung ist eine wesentliche Voraussetzung für<br />

den späteren Lebensweg eines jungen Menschen.<br />

Wir wollen unseren Kindern und Jugendlichen<br />

die Chance geben, in ihrer Heimat die<br />

optimale Bildung und Ausbildung zu erlangen.<br />

Und Niederösterreich bietet hier eine Fülle von<br />

Geld zurück! 1<br />

Immer für Sie & Ihr Kind da - für alle Schulklassen und<br />

alle Fächer von der Volksschule bis zur Matura!<br />

Herzaman sizin ve çocuğunuz için burada - bütün<br />

sınıflar ve dersler için, İlkokul‘dan Matura‘ya kadar.<br />

Frühzeitig aktiv werden:<br />

Gezieltes & intensives Training<br />

für die Zentralmatura!<br />

Şimdi aktif bir şekilde, hedefe<br />

odaklı ve yoğun bir eğitim<br />

ile Yeni Sınav Sistemi‘ne<br />

(Zentralmatura) hazırlanın.<br />

Nur für Neukunden: Testen Sie 2 kostenlose Schnupperstunden!<br />

Sadece yeni öğrenciler için: 2 ücretsiz deneme saatine katılabilirsiniz.<br />

1 Sondertarif: Aktionsbedingungen unter www.schuelerhilfe.at/fuenfwegodergeldzurueck.<br />

INNSBRUCK, Salurner Str. 18, 0512 / 570557<br />

HALL, Stadtgraben 1, 05223 / 52737<br />

SCHWAZ, Münchner Str. 48, 05242 / 61077<br />

WÖRGL, Speckbacherstr. 8, 05332 / 77951<br />

TELFS, Obermarktstr. 2, 05262 / 63376<br />

WWW.SCHUELERHILFE.AT<br />

Möglichkeiten an", erklärt die für Bildung<br />

zuständige Landesrätin Mag. Barbara Schwarz.<br />

Der Geschäftsführer der NÖ Landesakademie,<br />

Dr. Christian Milota: „Es ist dies eine Serviceeinrichtung<br />

für Schülerinnen und Schüler sowie<br />

Lehrerinnen und Lehrer, denen wir die Suche<br />

nach ihrer Wunscheinrichtung erleichtern<br />

wollen."<br />

Bildung fängt mit Lesen an<br />

Nachhaltige Initiative von Hofer und Österreichischem Buchklub<br />

Sattledt (OTS) -Obwohl Lesen zu den wichtigsten<br />

Fertigkeiten der heutigen Zeit zählt, kann<br />

jeder fünfte Jugendliche in Österreich nicht<br />

sinnerfassend lesen. Um das zu ändern, startet<br />

Hofer im Rahmen seiner Nachhaltigkeitsinitiative<br />

"Projekt 2020" gemeinsam mit dem<br />

Österreichischen Buchklub der Jugend die<br />

Aktion "Bildung fängt mit Lesen an".<br />

Über 500 Kinder- und Jugendbücher stehen<br />

bei Hofer Jahr für Jahr zur Auswahl. Um<br />

hochwertigen Lesestoff sicherzustellen, hat<br />

Hofer jetzt den Österreichischen Buchklub<br />

der Jugend als Partner an Bord geholt.<br />

Experten dieser renommierten Non-Profit-<br />

Organisation bewerten alle Kinder- und<br />

Jugendbuchtitel von Hofer hinsichtlich ihrer<br />

Qualität, zum Beispiel im Hinblick auf die<br />

(Vor)Lesbarkeit, die Interessen oder optischen<br />

Bedürfnisse junger Leser. Bücher, die<br />

nicht den Kriterien entsprechen, kommen<br />

erst gar nicht in die Regale. Und Bücher, die<br />

besonders geeignet für die Leseförderung<br />

sind, tragen ab sofort das Siegel "Empfohlen<br />

vom Österreichischen Buchklub der Jugend".<br />

So erhalten schon die jüngsten unter den<br />

Hofer-Kunden besten (Vor-)Lesestoff, der sie<br />

von Beginn an fördert.<br />

"Mit unserer ‚Projekt 2020‘-Leseinitiative und<br />

unserem qualitätsgeprüften Bücherangebot<br />

möchten wir mehr junge Menschen, auch<br />

Jugendliche anderer Muttersprache oder Kinder<br />

aus Familien mit geringem Einkommen,<br />

fürs Lesen begeistern. Wir bieten allen<br />

Kunden leichten Zugang zu guten Büchern<br />

in ihrem normalen Einkaufsumfeld und<br />

machen so das Wunder Buch auch für leseferne<br />

Familien interessant", so Günther Helm,<br />

Sprecher der Geschäftsleitung und Generaldirektor<br />

der Hofer KG.<br />

Bildung fängt mit Lesen an<br />

Lesen und Vorlesen schaffen Geborgenheit,<br />

bringen die Fantasie zum Blühen und stärken<br />

neben der Sprach- auch die Sozialkompetenz.<br />

Besonders wichtig ist dabei, dass Kinder in<br />

ihrem nahen Umfeld, z. B. in der Familie, im<br />

Freundeskreis oder im Rahmen von Freizeitaktivitäten,<br />

ohne Zwang mit Lesen in Berührung<br />

kommen und entsprechend gefördert<br />

werden, was im Fachjargon als Family Literacy<br />

bezeichnet wird.<br />

© NÖ Landespressedienst/Reinberger<br />

Entgeltliche Einschaltung<br />

© Hofer


13 - GESUNDHEIT<br />

Diabetes<br />

Diabetes ist eine ernstzunehmende Krankheit,<br />

die unbehandelt zu massiven Folgeerkrankungen<br />

bis zu frühzeitigem Tod führen<br />

kann. Unterschätzt wird die Krankheit oft,<br />

da sie im Frühstadium keine oder kaum<br />

merkliche Beschwerden verursacht. Eine<br />

individuelle Betreuung mit spezifischen<br />

Maßnahmen kann aber helfen, den Diabetes<br />

im Griff zu haben. Dafür wurde das<br />

strukturierte Betreuungsprogramm „Therapie<br />

Aktiv - Diabetes im Griff“ ins Leben<br />

gerufen. Mit „Therapie Aktiv“ wird chronisch<br />

Kranken eine intensivere Betreuung<br />

durch den Arzt und auch mehr Wissen über<br />

die Krankheit ermöglicht.<br />

Fakten zu Diabetes:<br />

Derzeitgibt es in Österreich:<br />

• rund 570.000 Typ 2 Diabetiker<br />

• rund 30.000 Typ I Diabetiker<br />

– davon rund 3.000 Kinder und Jugendliche<br />

unter 15 Jahren<br />

Die Zahl der Typ II Diabetiker hat sich<br />

seit 1998 in Mitteleuropa um ca. 40 %<br />

erhöht<br />

Schätzungen zufolg wird bis 2030 die<br />

Zahl der Erkrankten um weitere 35 %<br />

ansteigen<br />

Quelle: http://www.oedg.org/1403_pr_face_diabetes2.html<br />

Diabetes ist eine chronische Stoffwechselerkrankung,<br />

die durch einen erhöhten Blutzuckerspiegel<br />

gekennzeichnet ist.<br />

Der moderne Lebensstil, geprägt von sitzenden<br />

Betätigungen, Bewegungsmangel<br />

und falscher Ernährung, stellt einen wesentlichen<br />

Risiko-Faktor für die Entstehung<br />

von Herz-Kreislauf-Erkrankungen und Typ-<br />

2-Diabetes dar. Auch sind immer mehr Kinder<br />

und Jugendliche von dieser Erkrankung<br />

betroffen.<br />

Dass fehlende Bewegung, falsche<br />

Ernährung, Übergewicht und Rauchen eine<br />

bedeutende Rolle bei Stoffwechselerkrankungen<br />

spielen, ist erwiesen.<br />

Spätschäden und Folgeerkrankungen<br />

Diabetiker haben ein erhöhtes Risiko für<br />

viele Folgeerkrankungen:<br />

• 2-mal häufiger Bluthochdruck<br />

• 2-mal häufiger Herz-Kreislauferkrankungen<br />

• 2- bis 6-mal häufiger pAVK (periphere<br />

arterielle Verschlusskrankheiten)<br />

• 4- bis 10-mal häufiger Schlaganfälle<br />

• 30-mal häufiger Amputationen<br />

Therapie Aktiv<br />

Therapie Aktiv ist ein Langzeitbetreuungsprogramm<br />

durch das man den Diabetes in<br />

den Griff bekommen kann. Durch die rechtzeitig<br />

beginnende kontinuierliche ärztliche<br />

Betreuung können die gefürchteten<br />

Begleiterkrankungen wie Gefäßschäden,<br />

Augenschäden, Nervenschäden und der<br />

diabetische Fuß vermieden und die<br />

Lebensqualität verbessert werden. Patientinnen<br />

und Patienten können sich bei<br />

speziell dafür ausgebildeten Ärztinnen<br />

und Ärzten für Allgemeinmedizin und<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Gefährliche Volkskrankheit<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Fachärztinnen/Fachärzten für Innere<br />

Medizin in das Disease Management<br />

Programm „Therapie Aktiv - Diabetes im<br />

Griff“ einschreiben lassen.<br />

DMP (DISEASE MANAGEMENT PROGRAMM)<br />

betreute PatientInnen verbringen 2,3<br />

Tage weniger im Spital, was sich in einer<br />

Kostenreduktion von etwa 15% im stationären<br />

Bereich niederschlägt. Auch die Zahl<br />

der Schlaganfälle als Spätfolge von Typ-2-<br />

Diabetes ist um 10% niedriger als in der<br />

Kontrollgruppe. Fakt ist, dass bei den beiden<br />

wichtigsten Parametern eine Assoziation<br />

zwischen der Teilnahme an Therapie<br />

Aktiv und einer Verringerung der Zahlen<br />

hergestellt werden kann. So ist die Mortalitätsrate<br />

bei DMP betreuten DiabetikerInnen<br />

um signifikante 35% niedriger als bei<br />

nicht an Therapie Aktiv teilnehmenden<br />

DiabetikerInnen. *<br />

Ziele von „Therapie Aktiv“<br />

• Erhöhung von Lebensqualität und<br />

Lebenserwartung<br />

• Reduktion bzw. Vermeidung von<br />

mikrovaskulären und makrovaskulären<br />

Folgeerkrankungen:<br />

– Herzinfarkt – Schlaganfall<br />

– Nierenversagen – Erblindungen<br />

– Diabetisches Fußsyndrom/Amputationen<br />

• Vermeidung von Nebenwirkungen<br />

der Therapie sowie schwerer Stoffwechselentgleisungen<br />

Quellen: Therapie Aktiv, Diabetes im Griff, BM für Gesundheit<br />

<strong>SEPTEMBER</strong> <strong>2015</strong><br />

© Lupo / pixelio.de<br />

© Michaela Knieli / “die umweltberatung”<br />

* Quelle: DISEASE MANAGEMENT PROGRAMM „THERAPIE AKTIV – DIABETES IM GRIFF“ – BERICHT ZUR EVALUIERUNG: Methodik und Ergebnisse nach 4 Jahren Programmteilnahme, Dezember 2014 / Competence Center Integrierte Versorgung, c/o WGKK<br />

Superfood ist das neue Trendwort<br />

und die gesundheitsbewussten Menschen<br />

sind regelrecht auf der Jagd<br />

nach DEM Superlebensmittel... Egal<br />

ob aus China, Afrika Mittelamerika -<br />

hauptsache gesund und mit SUPERwirkung.<br />

Jedoch bräuchte man gar<br />

Junge Allergie-Forscherin<br />

ausgezeichnet<br />

Sandra Wieser erhielt den ACTERIA<br />

Dissertationspreis <strong>2015</strong> der EFIS...<br />

Wien (TP/OTS) - Dr. Sandra Wieser wurde im Rahmen<br />

des Immunologenkongresses (European Congress of<br />

Immunology), von einer internationalen Jury<br />

mit dem ACTERIA Doctorial Prize ausgezeichnet.<br />

Die 29-jährige Niederösterreicherin studierte<br />

Genetik/Mikrobiologie an der Universität Wien.<br />

Verliehen wurde der Preis für ihre Leistungen auf<br />

dem Gebiet der Diagnostik von Weizenallergien.<br />

Um eine präzise Diagnose zu ermöglichen, entwikkelte<br />

Sandra Wieser einen Allergenchip, der einzelne<br />

rekombinante<br />

Weizenproteine enthält<br />

und für die spezifische<br />

Diagnose von<br />

Patientinnen und<br />

Patienten mit Weizenallergien<br />

verwendet<br />

werden kann.<br />

Im Zuge ihrer Forschungen<br />

gelang es<br />

Dr. Wieser bislang unbekannte<br />

Weizenallergene<br />

zu identifizieren.<br />

nicht so angestrengt suchen und erst<br />

recht kein Geld ausgeben. Denn jetzt<br />

reift das Superfood in wilden Ecken,<br />

im Wald oder am Wegesrand vor<br />

unserer Haustür: es sind Holunderbeeren,<br />

Dirndln und sogar Gojibeeren.<br />

Sie strotzen vor Vitaminen,<br />

© Dr. Sandra Wieser<br />

Superfoods um die Ecke ernten<br />

Wildobst selbst sammeln<br />

Achtung: Kinder!<br />

n den ersten Septemberwochen machen<br />

sich wieder zehntausende Kinder<br />

Idas erste Mal auf den Schulweg. Sie<br />

müssen Verkehrs- und Verhaltensregeln im<br />

Straßenverkehr beherrschen.<br />

Für Kinder ist die Welt ein großer<br />

Spielplatz, den sie mit Begeisterung<br />

erkunden. Gerade deshalb sind sie im<br />

Straßenverkehr besonders gefährdet.<br />

Erwachsene haben daher eine besondere<br />

Verpflichtung, auf sie zu achten. Kinder<br />

sind vom Vertrauensgrundsatz, der<br />

besagt, dass sich Verkehrsteilnehmer bzw.<br />

Verkehrsteilnehmerinnen auf das richtige<br />

Verhalten der anderen verlassen können,<br />

ausgenommen. Trotzdem wurden 2013<br />

nahezu 3.000 Kinder im Straßenverkehr<br />

verletzt. Um Verkehrswege sicher zu<br />

bewältigen, brauchen sie Rücksichtnahme<br />

und die Unterstützung ihrer Eltern oder<br />

anderer engagierter Bezugspersonen.<br />

Vorsicht: Zu Schulbeginn sind wieder viele Kinder unterwegs. Nehmen Sie bitte Rücksicht!<br />

i<br />

schmecken herrlich in Marmeladen<br />

und Chutneys und peppen so im Winter<br />

unseren Speiseplan auf. Eine gesunde<br />

Ernährung gelingt auch ohne<br />

die weitgereisten Wunderbeeren.<br />

„Derzeit deckt die Natur den Tisch<br />

mit heimischen Superfoods. Wer die<br />

Wunderbeeren beim Spazierengehen<br />

am Wegesrand erntet, ist unabhängig<br />

von extrem weit transportierten<br />

Shisandra, Cranbeeries und Acaibeeren“,<br />

erklärt Mag.a Michaela Knieli,<br />

Ernährungswissenschafterin von "die<br />

umweltberatung".<br />

Wunderbeeren selbst ernten<br />

Holunder wirkt wahre Wunder. Die<br />

gekochten Beeren helfen bei Erkältung,<br />

Grippe und Rheuma. Roh sind<br />

die Beeren ungenießbar, aber man<br />

kann sie im Kaiserschmarren mitbakken<br />

oder für den Winter als Hollerkoch<br />

oder gemischt mit Zwetschken<br />

zu Marmelade einkochen. Holunder<br />

braucht nicht einmal gepflanzt werden,<br />

er taucht von selbst in vielen<br />

Gärten auf.<br />

Wilde Früchte pur genießen<br />

„Der gemeine Bocksdorn, oder auch<br />

Gojibeere genannt, kann gleich vom<br />

Strauch genascht werden. Dirndln<br />

sind besonders beliebt zum Einkochen,<br />

sie passen auch sehr gut in<br />

Smoothies oder ergänzen Müslis. Das<br />

Besondere: Wildfrüchte stärken<br />

Tipps für einen sicheren Schulweg:<br />

auf www.bmvit.gv.at oder über diesen QR-Code<br />

unser Immunsystem. Sie werden<br />

nicht chemisch behandelt und<br />

schlagen Wunderbeeren, die um den<br />

halben Globus gereist sind, in der<br />

Frische um Längen“, erklärt Michaela<br />

Knieli.<br />

In der Broschüre „Wilde Sachen zum<br />

Selbermachen“ hilft "die umweltberatung"<br />

mit einem Wildpflanzenposter<br />

und vielen Rezepten beim<br />

Sammeln, Kochen und Haltbarmachen<br />

von Wildobst.<br />

Viele interessante Informationen<br />

rund um Gesundheit, Haushalt usw.<br />

finden Sie unter:<br />

www.diegesundheitsberatung.at<br />

Bundesministerium für Verkehr, Innovation und Technologie<br />

photophonie - Fotolia.com<br />

entgeltliche Einschaltung<br />

©


<strong>SEPTEMBER</strong> <strong>2015</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

GESUNDHEIT -14<br />

Sport und Bewegung am Arbeitsplatz<br />

SOS Kinderseele<br />

© Tim Reckmann / pixelio.de<br />

Initiative "Company.Fit - Jede Stunde zählt"<br />

Wien (OTS) – In der Europäischen<br />

Woche des Sports (EWOS) stand und<br />

steht (bis Ende September noch) die<br />

Bewegung am Arbeitsplatz unter dem<br />

Motto "#BeActive - Workplace" im<br />

Mittelpunkt. Die durchschnittliche<br />

Wochenarbeitszeit in Österreich beträgt<br />

43 Stunden (Eurostat 2014). An einem<br />

typischen Arbeitstag verbringen die<br />

Österreicherinnen und Österreicher<br />

zwischen fünf und sechs Stunden<br />

sitzend an ihren Schreibtischen.<br />

Empfohlen werden allerdings mindestens<br />

30 Minuten intensive körperliche<br />

Aktivität an fünf Tagen in der Woche. Im<br />

Rahmen eines Betriebsbesuches bei der<br />

Siemens AG Austria präsentierten<br />

Sportminister Klug, der Präsident des<br />

Betriebssportverbandes Karlheinz Kopf<br />

Heile deinen Darm!<br />

und Martin Gleitsmann von der Wirtschaftskammer<br />

die Aktion "Company.Fit<br />

- Jede Stunde zählt", mit der auf die<br />

Bedeutung von Bewegung und Sport<br />

auch am Arbeitsplatz hingewiesen wird.<br />

Sportminister Gerald Klug: "Wenn wir<br />

den Trend zum Bewegungsmangel<br />

langfristig umkehren wollen, braucht es<br />

eine Anstrengung in allen gesellschaftlichen<br />

Bereichen. Beim Sport im Betrieb<br />

treffen sich die Interessen der Arbeitgeber<br />

und Arbeitnehmer. Wir wollen<br />

mehr Bewegung in die Arbeitswelt<br />

bringen. Der Betriebssportverband<br />

ist für uns dabei ein wichtiger Partner<br />

und schlägt die Brücke zwischen den<br />

Unternehmen und dem organisierten<br />

Sport."<br />

Das Sportministerium fördert Aktivitäten<br />

und Projekte im Breitensport mit<br />

insgesamt 36 Millionen Euro jährlich.<br />

Zahlreiche Förderungsprojekte zielen<br />

darauf ab, berufstätige Menschen im<br />

Alltag zu erreichen und zu mehr<br />

Bewegung zu motivieren. Ein wichtiger<br />

Partner ist der Österreichische<br />

Betriebssport Verband (ÖBSV).<br />

74 % der österreichischen Unternehmen<br />

bieten bereits freiwillig Maßnahmen<br />

zur Förderung der Gesundheit<br />

der Mitarbeiter an. Handlungsbedarf<br />

bestehe insbesondere bei den kleinen<br />

Betrieben, berichtet Dr. Martin Gleitsmann,<br />

Leiter der Abteilung für<br />

Sozialpolitik und Gesundheit in der<br />

Wirtschaftskammer Österreich:<br />

"Betriebliche Gesundheitsförderung<br />

(BGF) ist ein Zukunftsthema für die<br />

Wirtschaft. Die österreichischen<br />

Betriebe könnten ihre Wettbewerbsfähigkeit<br />

wesentlich verbessern, wenn<br />

noch mehr Mitarbeiter erreicht und<br />

den Empfehlungen folgen würden.<br />

Gesunde Bewegung und Sport im<br />

Betrieb ist eine Gewinnsituation für<br />

alle: die Mitarbeiter, den Betrieb aber<br />

auch für unser Gesundheitssystem.<br />

Die WKÖ-Initiative "proFitness -<br />

gesunde Mitarbeiter - gesundes<br />

Unternehmen" motiviert seit 2011<br />

Unternehmen zu betrieblicher Gesundheitsförderung."<br />

Alle Informationen und Veranstaltungen<br />

zur Europäischen Woche des Sports<br />

finden sich unter:<br />

www.beactive-austria.at.<br />

Milchsauer eingelegt<br />

Was läuft schief bei unseren<br />

Kindern?<br />

Die Grundlagen unseres<br />

sozialen Miteinanders<br />

sind bedroht, denn bei<br />

immer mehr Kindern ist<br />

ein fundamentaler Mangel<br />

an emotionaler und<br />

sozialer Intelligenz zu<br />

diagnostizieren. Gesellschaftliche<br />

Vereinbarungen,<br />

Mitgefühl und<br />

Verantwortung basieren<br />

aber auf einer emotional<br />

intakten Psyche. Der<br />

Kinderpsychiater, Therapeut<br />

und Bestsellerautor<br />

Michael Winterhoff<br />

© C.Bertelsmann<br />

legt nach. Kinder drohen nicht nur zu späteren Tyrannen<br />

zu werden, ihnen wird auch von Eltern wie professionellen<br />

Erziehern eine ausgewogene emotionale<br />

Entwicklung verwehrt. Dabei greifen falsche Strukturen<br />

und Bildungskonzepte in Familie, pädagogischem<br />

System und Politik gefährlich ineinander. Um dieser<br />

fatalen Entwicklung vorzubeugen, müssen alle,<br />

die Kinder auf ihrem Weg begleiten, eine Erziehungsaufgabe<br />

annehmen, die dem jeweiligen entwicklungspsychologischen<br />

Stand der Kinder gerecht wird.<br />

Winterhoff will der Erziehungs- und Bildungsdebatte<br />

eine neue Richtung weisen, um uns alle vor dramatischen<br />

Fehlentwicklungen zu schützen.<br />

Zum Autor:<br />

Dr. Michael Winterhoff, geboren 1955, ist Kinder- und<br />

Jugendpsychiater, Psychotherapeut und Autor. Seine<br />

Bücher "Warum unsere Kinder Tyrannen werden.<br />

Oder: Die Abschaffung der Kindheit", "Tyrannen<br />

müssen nicht sein", "Persönlichkeiten statt Tyrannen"<br />

sowie "Lasst Kinder wieder Kinder sein" waren<br />

allesamt Bestseller und sorgten für großes<br />

Aufsehen. Der Autor ist häufig Gast in Talkshows<br />

und Diskussionsforen.<br />

Zum Nachdenken und zur Selbstkritik<br />

Michael Winterhoff<br />

SOS Kinderseele<br />

Was die emotionale und soziale Entwicklung unserer Kinder gefährdet -<br />

und was wir dagegen tun können<br />

Gebundenes Buch mit Schutzumschlag, 224 Seiten,<br />

ISBN: 978-3-570-10172-8<br />

€ 18,50<br />

Verlag: C. Bertelsmann<br />

Buchtipps rund um das Thema gesunde Ernährung:<br />

Ein gesunder Darm ist der Schlüssel zu einem<br />

gesunden Körper und einem gesunden Geist.<br />

Eine gestörte Darmflora kann wesentliche Ursache<br />

für viele psychische Störungen wie körperliche<br />

Erkrankungen sein, so z. B. Hyperaktivität,<br />

Konzentrationsstörungen, Depressionen, Asperger-Syndrom<br />

und viele mehr, aber auch für<br />

Asthma, Epilepsie, Reizdarm-Syndrom, Neurodermitis<br />

und Herzprobleme. Blutdruck und Cholesterinspiegel<br />

werden mithilfe der richtigen<br />

Ernährung in Ordnung gebracht, Allergien<br />

Hilary Boynton/Mary G. Brackett<br />

HEILE DEINEN DARM!<br />

Die GAPS-Diät<br />

Nährstoffreiche Ernährung für die innere Gesundheit<br />

328 Seiten, 160 Farbabbildungen, 180 Rezepte, brosch.<br />

€ 19,90, Leopold Stocker Verlag<br />

Natürlich süß & himmlisch lecker<br />

Wir lieben Süßes in jeder Form! Aber immer plagt<br />

uns dabei das schlechte Gewissen, denn wir alle<br />

wissen, dass Industriezucker gar nicht gut für uns<br />

ist. Dabei gibt es viele mindestens ebenso leckere<br />

natürliche Alternativen wie frische oder getrocknete<br />

Früchte, Honig, Sirup, Palmzucker etc. Sie<br />

sind gesünder und genau<br />

das Richtige für alle, die<br />

einer Diät folgen, z.B.<br />

Paleo oder LCHF, oder<br />

einfach weißen Zucker<br />

vermeiden wollen.<br />

Ditte Ingemann genießt<br />

Süßes aus vollem Herzen,<br />

weiß aber, wie wichtig es<br />

für sie und ihre Familie ist,<br />

nicht zu viel raffinierten<br />

Fotos: Ditte Ingemann © <strong>2015</strong> Jan Thorbecke Verlag, Ostfildern<br />

verschwinden. Die<br />

englische Neurologin<br />

Dr. Natasha Campbell-<br />

McBride hat diese<br />

Zusammenhänge mit<br />

dem Begriff GAPS<br />

beschrieben, was auf<br />

Englisch Gut And<br />

Psychology/Physiology<br />

Syndrom, auf Deutsch: Bauch-Kopf-Körper-<br />

Syndrom bedeutet. Von ihr stammen auch die<br />

Regeln der GAPS-Diät.<br />

Durch die GAPS-Diät wird die gesunde Darmflora<br />

wiederhergestellt, was zur Heilung bzw. zur<br />

Linderung vieler psychischer wie körperlicher<br />

Krankheiten führt.<br />

Sanfte Heilung von innen!<br />

Zucker zu verwenden. In<br />

ihrem Buch – übrigens<br />

von ihr selbst einfach<br />

zauberhaft fotografiert –<br />

stellt sie daher himmlisch<br />

leckere Rezepte für<br />

Kuchen, Torten, Eis, Desserts<br />

und Leckereien<br />

für Kinder zusammen,<br />

die mit alternativen<br />

Süßungsmitteln (und<br />

als Plus auch ohne<br />

Weizenmehl) funktionieren.<br />

Hier ist garantiert<br />

für Groß und Klein<br />

etwas dabei!<br />

Echt SÜß!<br />

Ditte Ingemann<br />

Natürlich süß &<br />

himmlisch lecker!<br />

Desserts und Gebäck ohne Zucker<br />

und Weizenmehl<br />

184 Seiten mit vielen Abbildungen<br />

€ 20,60, Jan Thorbecke Verlag<br />

ISBN 978-3-7995-0598-7<br />

© Leopold Stocker Verlag<br />

Gemüse milchsauer einzulegen ist eines der<br />

natürlichsten und ältesten Verfahren zur Vorratshaltung.<br />

Sauerkraut ist das bekannteste durch<br />

Milchsäure konservierte Gemüse, aber kaum<br />

jemand weiss, dass fast alle Gemüsearten milchsauer<br />

eingelegt werden können!<br />

Nachdem sie Jahrzehnte in Vergessenheit geraten<br />

war, kommt diese alte Konservierungsmethode<br />

inzwischen wieder neu zu Ehren. Denn zur Herstellung<br />

und Lagerung der auf diese Weise haltbar<br />

gemachten Gemüse ist keine Energie erforderlich.<br />

Lorenz-Ladener, Claudia<br />

Milchsauer eingelegt<br />

Gemüse gesund und schnell haltbarmachen<br />

117 Seiten 16,95 €<br />

ISBN 978-3-936896-77-0<br />

ökobuch<br />

Wenn es um das Thema Ernährung geht, stehen<br />

Eltern immer wieder vor unbeantworteten<br />

Fragen: Wie bringe ich mein Kind dazu, Gemüse<br />

zu essen? Ist mein Kind zu dick oder zu dünn? Und<br />

was tun mit schwierigen Essern? Die Ernährungsexpertin<br />

Sasha Walleczek erklärt, wie Eltern die<br />

Ernährung für ihre Kinder optimal zusammenstellen<br />

und worauf sie achten müssen. Neben zahlreichen<br />

praxisnahen und erprobten Tipps für den<br />

Alltag stellt sie 40 Rezepte vor, die Kindern sicher<br />

schmecken.<br />

Sasha Walleczek<br />

Die Walleczek-Methode für Ihr Kind<br />

Originalverlag: Verlag Carl Ueberreuter, Wien 2009<br />

Taschenbuch, Broschur, 272 Seiten, 70 farbige Abbildungen<br />

ISBN: 978-3-442-17222-1 € 9,99<br />

Verlag: Goldmann<br />

Das milchsauer Einlegen<br />

ist zudem denkbar<br />

unaufwendig und das<br />

ganze Jahr hindurch<br />

möglich, mit wenigen<br />

Utensilien, die in jedem<br />

Die Walleczek-Methode für Ihr Kind<br />

Haushalt vorhanden<br />

sind. Ein weiteres Plus:<br />

Im Vergleich zu anderen<br />

Konservierungsverfahren bleiben Vitamine,<br />

Enzyme und andere wertvolle Inhaltstoffe weitgehend<br />

erhalten, obendrein bilden sich neue,<br />

wohlschmeckende Aromastoffe. Der gesundheitliche<br />

Nutzen milchsauer vergorener Lebensmittel<br />

ist zudem erheblich, da sie gewöhnlich besser<br />

verdaut werden können als rohe.<br />

Altes Wissen neu entdecken!<br />

Sasha Walleczek (Autorin)<br />

Sasha Walleczek beschäftigt<br />

sich seit<br />

über 15 Jahren mit<br />

Ernährung. Ihre Ausbildung<br />

zum »Nutritional<br />

Therapist« hat<br />

sie am renommierten<br />

Institute for<br />

Optimum Nutrition<br />

in London absolviert, an dem sie auch unterrichtete.<br />

Sie moderiert die erfolgreichen Sendungen<br />

»Du bist, was du isst« und »Österreich isst besser«<br />

im österreichischen Fernsehen (ATV), hat ein<br />

Institut für Ernährungsberatung in Wien und hält<br />

Vorträge, Seminare und Workshops.<br />

Absolut empfehlenswert!<br />

© Verlagsgruppe Random House GmbH, Muenchen<br />

© Ökobuch


15 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

EYLÜL <strong>2015</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Ömer Erkan<br />

omererkan92@hotmail.com<br />

Federal hükümet, bir yandan<br />

güncel sorunlara karşı<br />

durmak, diğer yandan olası<br />

boşlukları kapatmak ve yeni<br />

inisiyatiflerle Avusturya’da<br />

sosyal birlikteliği güçlendirmek<br />

için yenilikçi yaklaşımları<br />

sosyal politikalarında<br />

denemek amacıyla planladıkları<br />

“Şiddet mağduru kadınların<br />

ekonomik ve sosyal<br />

yönden güçlendirilmesi” adlı<br />

pilot projeyi Yukarı Avusturya’da<br />

uygulamaya koydu.<br />

Sosyal İşler Bakanı Rudolf<br />

Hundstorfer, Yukarı Avusturya<br />

sosyal işler eyalet<br />

meclis üyesi Gertraud Jahn<br />

ile birlikte yaptığı basın toplantısında:<br />

“Şiddete maruz<br />

kalan kadınlar, çalışma<br />

ve toplumsal yaşamlarında<br />

haksızlığın acısını çekiyorlar,<br />

ekonomik ve sosyal olarak<br />

da genellikle eşlerine bağımlılar.<br />

Bu projeyle durumu<br />

tersine çevirmek ve mağdur<br />

kadınları, yaşamlarını sürdürebilir<br />

ücret aldıkları bir işe<br />

kavuşmaları için desteklemek<br />

istiyoruz. Yukarı Avusturya<br />

şiddeti engelleme<br />

merkezini ve Linz kadın evini<br />

çok tecrübeli bir proje ortağı<br />

olarak yanımızda görmek<br />

ayrıca sevindirici.”<br />

3 senelik projenin uygulanması<br />

vakıflar ve kamu yararı<br />

güden kuruluşlarla işbirliği<br />

içinde bir nevi sosyal amaç<br />

çerçevesinde olacak. Projede<br />

hedef, uygulama süreci<br />

içinde 50 kadına yaşamını<br />

sürdürebileceği bir iş bulmasında<br />

aracı olmak ve asgari<br />

25 kadının işlerini muhafaza<br />

etmesini sağlamak.<br />

Şiddet istatistiklerine göre<br />

Avusturya’da her 5 kadından<br />

biri yakın sosyal çevresinden<br />

gelen şiddete maruz kalıyor,<br />

yılda 1700 şiddet mağduru<br />

ve 1600 mağdur ortağı<br />

çocuk kadın evlerinde, yaklaşık<br />

15000 kadın ve kıza<br />

şiddete karşı müdahale<br />

merkezi tarafından danışmanlık<br />

hizmeti veriliyor ve<br />

16000’den fazla çocuk ailede<br />

şiddetin şahidi oluyor.<br />

Hundstorfer: “Proje aynı zamanda<br />

mağdur kadınların<br />

çocuklarına geleceğe iyi bir<br />

yol açmaya da katkı sağlamalıdır.<br />

Şiddet çemberi kırılmalı,<br />

belirli tedbirlerle<br />

şiddet mağduru kadınların<br />

sosyal bağımlılıkları ve dışlanmasının<br />

üzerine gidilmeli<br />

ve böylelikle iş hayatına tekrar<br />

dönmelerini sağlayacak<br />

yollar hazırlanmalıdır.”<br />

Quelle: Land OÖ/Dedl<br />

Pilot proje çerçevesinde,<br />

proje ortakları şiddet mağduru<br />

kadınlarla ilgilenilmesi,<br />

onlara destek olunması, eğitim<br />

desteği, mesleki yönlendirme,<br />

AMS ve uygun ortak<br />

kuruluşlarla işbirliği içinde<br />

yerinde aracılık alanlarından<br />

hedef gruba özel tedbir<br />

Yoksul<br />

Bir yaprak düştü müydü yere cız ediverirdi<br />

Yoksul'un kalbinde bir yerlerde bir şeyler.<br />

Annesi onu dünyaya gerirken oracıkta<br />

öldüğündendir adına Yoksul denmesi.<br />

Kaderini isminin şekillendireceğini bilirler<br />

miydi ki köyün ahalisi, orası meçhul.<br />

Susayıp da varmıştı yine köyün gürül gürül<br />

akan çeşmesine. İnce bir zincirle bağlanmış<br />

tası eline aldı, suyun alna gerdi. Su<br />

öylesine hızla akıyordu ki, dolması için üç<br />

beş bardak taşması gerekiyordu. Sakin<br />

tavrıyla bardağı izlerken arkasında bir<br />

karartı hissetti. İşte yine onlar. Görmemiş<br />

gibi yapmayı denese de ilk anda fark ettiğini<br />

öylesine belli etmişti ki, artık bazı şeyler için<br />

geç kaldığını kabullenerek döndü arkaya.<br />

Köyün serserileri aradan yıllar geçmesine<br />

rağmen yüzlerindeki o alaylı gülümsemeden<br />

vazgeçmemiş gibiydiler. Ne istiyorlardı<br />

ondan? Köyü terk edip de başka köylere<br />

göçmesine sebep oldukları yetmiyor<br />

muydu? Yirmi yıla yakındır gelmiyordu<br />

köyüne, ana toprağına. Gidişi böyle mi<br />

olmalıydı? Onlara bakarken hatırına düştü<br />

yine eskiler, acımasızca...<br />

Bundan yirmi yıl veya daha az bi zaman<br />

kadar öncesiydi. Yine çeşmenin başında suyunu<br />

içmekteydi Yoksul. Anasızlık, babasızlık<br />

gönlünde tüten kor bir alev. Sanki<br />

içindeki yangını söndürmek istercesine çeşmenin<br />

başında buluvermiyor muydu kendini,<br />

şaşıp kalıyordu doğrusu. Dolmak<br />

bilmeyen bakır bardağın bir yirmi sene daha<br />

orada öylece asılı kalacağını o gün tahayyül<br />

edebilir miydi acaba? Heyhat. Yarı boş yarı<br />

modüllerini uygulamaktalar.<br />

Bunda belirleyici olan yalnız<br />

şiddet mağduru kadınların<br />

bütüncü, çok perspektifli<br />

ve kişisel bakım ve eşlik<br />

edilmesi değil, aynı zamanda<br />

koruma, barınma ve hareketliliği,<br />

istikrarlı ve destekleyici<br />

çocuk bakımının<br />

dolu ağzına götürürken bardağı arkasında<br />

bir karartı oluşuvermişti sanki. Aniden dönmesiyle<br />

bağırması bir olunca köyün meydanında<br />

çıkan veryansın ortalığı ayağa<br />

kaldırmış. Kimse ne olduğunu anlamıyor,<br />

her kafadan ayrı bir ses çıkıyordu. Yoksul<br />

daha on beşinde körpe.<br />

Neden sonra kahveden köyün muhtarı yetişiyor<br />

imdadına. Sarıp sarmalıyor. Etraftakilere<br />

ağzına geleni sayıyor. Defolsunlardı,<br />

uğraşmasınlardı gariple. Allahtan da mı korkuları<br />

yoktu? Ne isyorlardı yetimden.<br />

Muhtar dönüp yoksula ne olduğunu sorduğunda<br />

elindeki yazmayı gösterdi. Anasından<br />

kalan tek bez parçası. Onun kokusu sanki<br />

hala orada öylece duruyormuşcasına...<br />

O günden sonra kaçmıştı işte bu köyden.<br />

Şimdi döndüğünde aynı sahnenin yirmi yıl<br />

sonra ona sunulması içini titretmekteydi.<br />

Yüzlerine bak. Bir şey söylemek istiyor gibiydi.<br />

Dili sanki bi davransa çözülüverecekti.<br />

Serseriler etranı sardı. Biri ellerini, diğeri<br />

ayaklarını tutuyordu şimdi. En sonunda yazmayı<br />

aldılar elinden. Yoksul'un gözyaşları<br />

akan çeşmeye karıştı. Hiçbir şey diyemedi.<br />

Dili çözülecek sananlara inat daha da gömüldü<br />

garip sessizliğine. Yola revan oldu<br />

yine.<br />

Sonra yıllar da geçse, yollar da bitse kimse<br />

haber alamayacaktı ondan. Anasının gül<br />

kokulu yazması da köyün tozuna toprağına<br />

karışıp yok olacaktı...<br />

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Rudolf Hundstorfer:<br />

"Şiddet mağduru kadınlara, yaşamlarını<br />

sürdürülebilir kılan işler sağlanmalı"<br />

Landesrätin Mag.a Gertraud Jahn und Bundesminister Rudolf Hundstorfer<br />

"Ökonomisches und soziales Empowerment von<br />

gewaltbetroffenen Frauen"<br />

garanti edilmesi ve işyerinde<br />

güvenli ve hassas yapıların<br />

olmasıdır. Katılımcı kadınlara<br />

korunan bir alanda<br />

yaşamı sürdürebilir ücret<br />

ödenen bir işe doğru yol alırken,<br />

onları bekleyen engellere<br />

karşı önlem alma fırsatı<br />

veriyor, onları bilinçlendiriyor<br />

ve yavaş yavaş istikrarlı<br />

davranış opsiyonları geliştirmelerini<br />

sağlıyorlar. Yoğun<br />

olarak bir ilgilenmeden<br />

sonra, yaşam sürdürülebilirliğini<br />

sağlayan bir ücret ödenen<br />

bir işe aracılık geliyor.<br />

Bu aracılığa sonradan işte de<br />

ilgilenme hizmeti dahil.


EYLÜL <strong>2015</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 16<br />

Foto: BM.I<br />

Das Bundesministerium<br />

für Inneres unterstützt<br />

die Initiative<br />

"Radicalisation<br />

Awareness Network"<br />

(RAN) Austria<br />

Avusturya İçişleri<br />

Bakanlığı, Anti-<br />

Radikalleşme İnisiyatifi<br />

RAN Austria’yı<br />

desteklediğini açıkladı<br />

Deradikalisierungs-Initiative<br />

RAN Austria in Wien gegründet<br />

Anti-Radikalleşme<br />

İnisiyatifi ‘RAN<br />

Avusturya’ kuruldu<br />

Viyana’da yapılan bir toplantıyla Avusturya Anti-Radikalleşme<br />

İnisiyatifi (RAN Austria) hizmete başladı. İnisiyatif<br />

öncelikle İçişleri Bakanlığı tarafından destekleniyor.<br />

Açılış toplantısında bir konuşma yapan İçişleri Bakanı<br />

Mag. Johanna Mikl-Leitner şu açıklamalarda bulundu:<br />

"RAN Avusturya ile, enstitü ve resmi kurumlar radikalleşme<br />

karşıtlığı konusunda bilgi ağıyla birbirine bağlanacak ve<br />

bunlar en iyi çalışma örneklerini paylaşacak. Önleyicilik<br />

alanında birçok tedbirler aldık, okul ve gençlik kuruluşlarıyla<br />

sıkı bir bilgi paylaşımındayız ve İçişleri Bakanlığındaki<br />

uzmanlara daha ileri eğitim imkânı sunduk."<br />

Bakan ayrıca Avusturya’dan ‘Yurt dışında savaşa giden’ 240<br />

kişinin olduğunu, bunlardan 72’sinin geri döndüğünü ve<br />

anayasayı koruma kapsamında izlendiklerini ifade etti.<br />

Açılış toplantısına Hollanda, Belçika ve İsveç’ten uzmanlar<br />

katıldı. Ayrıca Endonezya’da, Viyana Üniversitesi ve İçişleri<br />

Bakanlığıyla ‘Cihat’ üzerine bir araştırma projesi yürüten,<br />

merkezi Londra’da olan Uluslararası Radikalleşme Araştırma<br />

Merkezi’nden (ICSR) Dr. Nico Prucha’da toplantıda<br />

hazır bulundu.<br />

Terör ve göç artık Avrupanın<br />

en büyük ve en yeni korkusu<br />

olmuş durumda. Mülteci<br />

dalgası Avrupalıların da hayata<br />

bakışını tamamen değiştirdi.<br />

Yapılan araştırmaya<br />

göre neredeyse her iki kişiden<br />

biri, Avrupa ülkelerine<br />

yönelen göçmen akını nedeniyle<br />

siyasi aşırılık ve kaostan<br />

korkuyor.<br />

TERÖR ve GÖÇ KORKUSU<br />

Özellikle Almanya ve Avusturya<br />

gibi ekonomik ve<br />

Viyana ve Yukarı Avusturya’daki<br />

seçim kampanyalarında<br />

tanıdık bir konu<br />

yeniden gündeme geldi.<br />

Aşırı sağcı parti ve yandaşlarının<br />

iddialarına göre; ‘‘Son<br />

dönemlerde ‘yabancıların’<br />

suç oranı patlama yaptı,<br />

doğu bloğundaki açık sınırlar<br />

soygun yolları olarak kullanılıyor.<br />

Avusturya hapishanelerindeki<br />

hükümlülerin 2/3’ü<br />

yabancı.’’<br />

Avusturya’da yabancıların<br />

suç işleme durumu gerçekte<br />

nasıl? Bu soru İçişleri Bakanlığı’nın,<br />

FPÖ’nün mecliste<br />

‘Yabancıların suç oranı’ üzerine<br />

verdiği soru önergesine<br />

verdiği cevapta ortaya çıktı.<br />

% 60 gibi yüksek oranda<br />

Avusturyalılar, Ocak-Haziran<br />

zaman aralığında değişik<br />

suçlardan itham edildi. Akla<br />

gelen soru ise neden daha<br />

çok yabancı hapishanelerde.<br />

Çünkü, yabancılar daha çabuk<br />

ve sıklıkla hüküm giyiyor.<br />

Önemli veriler<br />

Ocak-Haziran <strong>2015</strong> zaman<br />

Siyaset Bilimci Schmidt: ‘‘Modern toplumu tehdit eden unsurlar Avrupa halkını korkutuyor ’’<br />

Avrupanın yeni korkusu: Terör ve Göç<br />

refah seviyesi yüksek ülkelerin<br />

vatandaşları, <strong>2015</strong> yılına<br />

kadar maddi konular üzerine<br />

yani, artan yaşam maliyetinden<br />

endişe duyardı ve<br />

bu durum anketlerde daima<br />

ilk sıralarda yer alırdı.<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Avusturya’da göçmenler daha kolay hapishaneye gönderiliyor...<br />

Yabancı şüphelilerin<br />

hepsi suçlu mu?<br />

diliminde 120 bin şüpheli<br />

polis tarafından yakalandı.<br />

Bunlardan 75 bini Avusturyalı,<br />

45 bini yabancı idi ve yabancılar<br />

listesinde Almanlar<br />

4.819 şüpheliyle liste başı.<br />

‘Yabancı şüpheli’ ülkenin<br />

her bölgesinde aynı oranda<br />

değil. Viyana 18.587 yabancı<br />

şüpheli ile lider konumda.<br />

Uyrukları<br />

Bu şüpheliler hangi ülkelere<br />

mensup? <strong>2015</strong>’in ilk yarısında<br />

istatistiklere göre ilk<br />

sırada Almanlar geliyor<br />

(4.819). Romenler (4.638),<br />

Sırplar (4.187), Boşnaklar<br />

(3.134), Türkler (3.080), Slovaklar<br />

(1.657) ve Polonyalılar<br />

(1.512)...<br />

Mülteciler...<br />

45 bin yabancı şüphelinin<br />

6546’sı sığınma talebinde<br />

bulunanlar. İstatistikler 982<br />

olayla Afganlıları zirvede<br />

gösteriyor. Daha sonra 673<br />

olayla Çeçenler, 532 olayla<br />

Faslılar ve 507 olayla Nijeryalılar<br />

geliyor. İşlenen suçlar<br />

ise sırasıyla şöyle: Kazayla<br />

<strong>2015</strong>’ten itibaren ise ‘Avrupalıların<br />

Korkuları’ değişti.<br />

Şimdi yapılan anketlerde ise<br />

ilk sıralarda, terörden, mülteci<br />

akını sonucu doğacak<br />

gerilim ve makamlarda oluşacak<br />

aşırı iş yükünden<br />

yaralama, hırsızlık, yağmalama,<br />

soygun, baskı, uyuşturucu<br />

ve silahla tehdit,<br />

yasaların kapsamına giren<br />

suçlar. Ayrıca bu süreçte<br />

3 yabancı da, anayasa hükmüne<br />

göre kurulmuş devlet<br />

organlarının görevlilerini<br />

aşağılama suçu kapsamında<br />

gözaltına alınmış.<br />

Yabancılar daha<br />

çabuk tutuklanıyor<br />

Linz Johannes-Kepler Üniversitesi’nden<br />

Ceza Hukuğu<br />

Profesörü Alois Birklbauer,<br />

yaptığı açıklamada: ‘‘Evet<br />

© Peter Reinäcker / pixelio.de<br />

© Tim Reckmann / pixelio.de<br />

yabancılar, Avusturyalılara<br />

göre daha kolay tutuklanıyor.<br />

Ortaya konan sebep ise,<br />

‘yabancıların’ yerli halka<br />

göre kaçma riskinin daha<br />

yüksek olması.’’<br />

Avrupa Konseyi Raporu<br />

İstatistiklere göre Avrupa<br />

genelinde hapishanede olan<br />

her 4 hükümlüden 1’i yabancı<br />

kökenli iken, 2013’de<br />

yayımlanan son Avrupa Konseyi<br />

raporu ise, bu oranın<br />

Avusturya’da her 2 kişiden<br />

1’inin yurtdışından gelenlerden<br />

olduğunu gösteriyor.<br />

korku yer alıyor. Almanya’da<br />

yapılan güncel bir ankete<br />

göre, her iki Almandan<br />

biri artan sığınma başvurularının<br />

ülkeye sürekli bir yük<br />

getireceğinden ve bu yüzden<br />

toplum düzeninin kalıcı<br />

olarak dengesini kaybedebileceği<br />

korkusunu taşıyor.<br />

Uzmanlara göre bu endişe,<br />

göçmen kökenlilere yapılan<br />

saldırılar ve sosyal ağlarda<br />

artan kızgınlık mesajlarında<br />

da kendini ciddi anlamda<br />

belli etmeye başladı. Ayrıca<br />

mültecilerin ikâmet ettiği sığınma<br />

evlerine ve sokakta<br />

doğrudan mültecilere yapılan<br />

yüzlerce saldırı da endişenin<br />

açıkça dile getirilişi<br />

olarak ifade ediliyor.<br />

TOPLUMU TEHDİT EDEN<br />

UNSURLAR...<br />

Berlin Heidelberg Üniversitesi’nden<br />

siyaset bilimci<br />

Manfred Schmidt bu konuda<br />

şu açıklamalarda bulundu:<br />

‘‘Özellikle Alman<br />

halkındaki birçok korku, küreselleşme<br />

ve avrupalılaşma<br />

çağında modern toplumu<br />

tehdit eden unsurları yansıtıyor.<br />

Bununla kastedilen;<br />

özellikle terör, siyasi aşırılıktan<br />

-‘Yabancı düşmanı ve<br />

ırkçı görüşleriyle tanınan<br />

Nasyonal Demokrat Parti'liler<br />

(NPD) ve ülke dışına<br />

savaşmaya giden insanlar’-<br />

duyulan kaygılardır. Almanların<br />

%49’u bu konularda<br />

büyük bir tehlike görüyor.<br />

Terör ve savaş korkusunun<br />

bu kadar artması ve insanları<br />

etkileyen bir faktör<br />

olması, saldırıların olduğu<br />

ülkelere yakınlıkla da ilgilidir.<br />

Paris Charlie-Hebdo-<br />

Redaksiyon suikasti ve<br />

Tunus’ta Sousse bölgesinde<br />

Alman turistlerin vurulması<br />

bütün hafızalara kazınmıştır.<br />

Buna benzer bir saldırının<br />

Alman toprağında da meydana<br />

gelme olasılığı korkusu<br />

taşıyanların oranı bir yılda<br />

%13’e çıkmıştır.’’<br />

YAŞANILAN YER...<br />

Oturulan yer de hissedilen<br />

tehditte bir fark oluşturuyor.<br />

Doğu eyaletlerine daha<br />

az sayıda sığınmacı yerleştirilmesine<br />

rağmen bu eyaletler<br />

mülteci sorunuyla batı<br />

eyaletlerine nazaran daha<br />

derinden ilgilenmektedir.<br />

Schmidt’e göre bunun nedeni<br />

Doğu Almanya’da siyasetin<br />

batıya nazaran farklı<br />

işleyişidir. Ekonomik durum<br />

daha kötüdür ve kaybedenler<br />

olma korkusu bu eyaletlerde<br />

kendini daha güçlü bir<br />

şekilde göstermektedir.


17 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

EYLÜL <strong>2015</strong><br />

Foto: Andy Wenzel / BKA<br />

Bundeskanzler Faymann: "Wir lassen Menschen auf ihrer Suche nach Schutz nicht im Stich"<br />

Avusturya hükümeti sığınmacılarla<br />

ilgili alınan somut<br />

tedbirleri, bütün bakanlar<br />

müsteşarlar, SPÖ ve ÖVP<br />

partilerinin kulüp şefleri<br />

ile mülteciler koordinatörü<br />

Christian Konrad’ın da hazır<br />

bulunduğu bir toplantıyla<br />

açıkladı.<br />

Ulaşımı asker kontrol edecek...<br />

Ekim ortasından itibaren artık<br />

çadırlar olmayacak...<br />

Hükümet mültecilerle ilgili<br />

toplantısında, göç dalgası<br />

sebebiyle oluşan kriz dönemi<br />

için ek tedbirler belirledi.<br />

Her gün Avusturya’ya<br />

gelen binlerce sığınmacının<br />

güç olan ulaşım durumunu<br />

daha iyi bir şekilde çözmek<br />

için, koordinasyonun idaresini<br />

Genelkurmay Başkanı<br />

Othmar Commenda üstlendi.<br />

Mültecilerin kullanacağı<br />

yolların koordinasyonu<br />

ve güvenliği Avusturya<br />

Ordusu tarafından sağlanacak.<br />

Bunun yanında 75<br />

milyon avroyu öncelikle dil<br />

Berlin’de bir araya gelen<br />

Almanya Başbakanı Angela<br />

Merkel ve Avusturya Başbakanı<br />

Werner Faymann mülteci<br />

krizinde iki ülkenin<br />

beraber hareket edeceğini<br />

açıkladılar.<br />

AB’nin ortak sorunu<br />

Başbakan Merkel konuşmasında:<br />

“Sığınmacı krizi sadece<br />

biz Almanya'nın veya<br />

Avusturya'nın değil, bütün<br />

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin<br />

ortak sorunudur ve<br />

çözüm istiyorsak bunu birlikte<br />

yapmak durumundayız.<br />

En kısa zamanda sığınmacı<br />

krizini görüşmek üzere<br />

AB Konseyi Başkanı Donald<br />

Tusk’a 28 AB ülkesinin devlet<br />

ve hükümet başkanlarını<br />

biraraya getirecek zirve düzenleme<br />

çağrısında bulundum<br />

ve bu toplantı ile adil<br />

ve insani olan ortak bir yol<br />

haritası çizebileceğimizi düşünüyorum.”<br />

dedi.<br />

Kafamızı kuma gömemeyiz<br />

Avusturya Başbakanı Faymann<br />

ise: “Bu krizle sadece<br />

kurslarının arttırılması, yeni<br />

entegrasyon hizmetleri ve<br />

sığınma talep edenler için<br />

eğitimin sunulmasına ayırıldı.<br />

Başbakan Faymann<br />

ayrıca temel ihtiyaçları sağlanan<br />

tüm mültecilerin<br />

çadırlar yerine sabit barınaklara<br />

alınacaklarını, çadırların<br />

da ekim ayı ortasından<br />

itibaren tamamen kaldırılacağını<br />

ifade etti.<br />

Hareketli operasyon takımları<br />

Program öncelikle eğitim<br />

alanında faaliyet gösterecek;<br />

pedagog, psikolog ve<br />

sosyal çalışanlarından oluşan<br />

bir ekip kurulmasını<br />

öngörüyor. İlaveten mültecilere<br />

bir çıraklık eğitimi<br />

yapma imkânının tanınmasının<br />

önemli olduğu açıklandı.<br />

Şu an sadece 100 mülteci<br />

çıraklı eğitimi görürken, bu<br />

sayının 5000’e çıkarılması<br />

planlanıyor.<br />

Yeni olarak sivil hizmetliler<br />

daha sık mülteci bakımı<br />

için çağrılabilecek, Dışişleri<br />

Almanya, Avusturya ve<br />

İsveç başbaşa bırakılamaz,<br />

çünkü bu AB ülkelerinin<br />

hepsinin ortak meselesidir.<br />

Avrupanın acil bir şekilde<br />

mültecilere yönelik ortak<br />

politika izleyerek çözüm<br />

bulması gerekiyor. Hemen<br />

bunu yapmazsak, tarihe geçecek<br />

bir insani kriz yaşanabilir.<br />

Bizim asli vazifemiz,<br />

güvenlik ve koruma arayan<br />

insanlara sırtımızı dönmemek<br />

ve onları yüzüstü bırakmamaktır.<br />

Şu an krizden<br />

Avusturya Başbakanı Werner Faymann:<br />

''Avusturya<br />

yeterince<br />

güçlüdür''<br />

Foto: Andy Wenzel / BKA<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Almanya Başbakanı Angela Merkel ve<br />

Avusturya Başbakanı Werner Faymann:<br />

‘Mülteci Krizi<br />

Hepimizin Ortak<br />

Sorunudur’<br />

Regierung beschließt Flüchtlings-Hilfspaket<br />

Vizekanzler Reinhold Mitterlehner (ÖVP) und Bundeskanzler Werner Faymann (SPÖ) stellten die jüngsten Pläne vor<br />

Bakanlığı da proje bazlı entegrasyon<br />

teşviği sunacak.<br />

Avusturya yeterince güçlüdür<br />

Başbakan Yardımcı Reinhold<br />

Mitterlehner’e göre: ‘‘Avusturya’nın<br />

konunun üstüne<br />

gitme dışında başka bir<br />

alternatifi yok. Şu an çok<br />

acil bir durum var ve herkesin<br />

elinden geleni yapması<br />

lazım.’’ Başbakan Werner<br />

Faymann da kontrol altında<br />

bulunan bir acil durumdan<br />

söz ediyor ve ekliyor: ‘‘Avusturya’nın<br />

bu durumun üstesinden<br />

gelecek kadar güçlü<br />

bir ülke olduğunu biliyorum.<br />

Ayrıca komşumuz Almanya<br />

ile yürüttüğümüz koordinasyon<br />

da takdiri hakediyor.’’<br />

Eyalet ve belediyelerin<br />

destekleri<br />

Eyalet ve belediyeler de, bu<br />

mülteci krizinde desteğini<br />

345 milyon avroluk bir meblağla<br />

gösteriyor. Başbakan<br />

Faymann (SPÖ) ve Yardımcısı<br />

Reinhold Mitterlehner<br />

(ÖVP) mülteci krizinin toplam<br />

masrafı konusunda<br />

birşey söylemek için erken<br />

olduğunu belirtiyorlar.<br />

Temel ihtiyaçlar için 420<br />

milyon avro gibi bir tutardan<br />

söz ediliyor ve buna<br />

ilaveten üzerinde anlaşılmış<br />

entegrasyon sepetinden<br />

gelmesi beklenilen 75 milyon<br />

avro da var.<br />

Konut inşaatı<br />

İnşaat pazarında doğacak<br />

acil ihtiyacı karşılamak için<br />

bütün tarafların çaba göstermesi<br />

kararlaştırıldı.<br />

Barınma<br />

Ekim ortasına kadar kışa<br />

dayanıklı barınakların yapılması<br />

planlanıyor ve bu<br />

andan sonra temel ihtiyaçları<br />

sağlanan mültecilerin<br />

çok fazla etkilenmeyen<br />

diğer AB ülkeleri, deve<br />

kuşu misali kafalarını kuma<br />

gömmemelidirler.”<br />

Türkiye’nin rolü<br />

Angela Merkel ayrıca,<br />

“Avrupa'da son zamanlarda<br />

artan sığınmacı krizinden<br />

dolayı, 2 milyondan fazla<br />

sığınmacıyı ülkesine kabul<br />

eden Türkiye ile daha yoğun<br />

bir şekilde nasıl görüşebileceğimizi<br />

de, 28 AB ülkesi<br />

başbakanının katılacağı<br />

‘Kriz Toplantısı’nda tartışmalıyız.<br />

AB Konseyi Başkanı<br />

Donald Tusk, kısa bir<br />

süre önce Türkiye’deydi ve<br />

ülke Cumhurbaşkanı Recep<br />

Tayyip Erdoğan ve Başbakan<br />

Ahmet Davutoğlu ile<br />

sığınmacılar konusunu detaylı<br />

bir şekilde görüştüler.<br />

Başkan Tusk‘un bu konuda<br />

konseyi ve diğer AB ülkelerini<br />

bilgilendirilmesi de çok<br />

önemlidir.”<br />

AB değerlerine bütün<br />

ülkeler sahip çıkmalı...<br />

Werner Faymann 2012 yılında<br />

Nobel Barış Ödülü’ne<br />

layık görülen Avrupa Birliği’ne<br />

atıfta bulunarak,<br />

“Nobel’i alan AB, gereğini<br />

yapmalıdır. Bunun yolu da<br />

sahip olduğumuz değerlere<br />

sadık olmaktır. Şu an çok<br />

zor bir dönemden geçiyoruz.<br />

Ama AB gerçek gücünü<br />

ortaya koyar ve birlikte<br />

hareket edersek, savaşlardan<br />

ve yoksulluktan kaçan<br />

ve korunma hakkı olan<br />

insanlara gereken desteği<br />

verebiliriz.”<br />

artık çadırlara ihtiyacı kalmayacak.<br />

Sene sonuna kadar<br />

500 bin mülteci bekleniyor<br />

Başbakan Faymann ayrıca,<br />

Alman yetkililerle yaptıkları<br />

istişareler neticesinde, <strong>2015</strong><br />

sonuna kadar 300 bin ile<br />

500 bin arasında bir mülteci<br />

akını daha beklediklerini<br />

açıklayarak, ‘‘Yıl sonuna<br />

kadar günde ortalama, 3 bin<br />

ile 5 bin arası mültecinin<br />

Avusturya’ya geleceğini ve<br />

bunların en fazla onda<br />

birinin yani günde en fazla<br />

300 ile 500 arasında kişinin<br />

ülkemize iltica başvuru<br />

yapacağını tahmin ediyoruz.<br />

Avusturya olarak bu duruma<br />

hazırlıklı olmalıyız. Tahminimiz<br />

toplam 50 bin civarında<br />

mülteci Avusturya’da kalmak<br />

için başvuru yapacaktır.<br />

Geri kalan yüzbinlerce mülteci<br />

de, Avusturya üzerinden<br />

özellikle Almanya’ya<br />

gidecektir.’’<br />

Herkese Teşekkürler...<br />

Başbakan Werner Faymann<br />

son olarak, bu zorlu günlerde<br />

mültecilerin yardımına<br />

koşan her gönüllüye, bütün<br />

sivil toplum kuruluşlarına,<br />

polis teşkilatına ve orduya<br />

teşekkür etti. Avusturya<br />

olarak, bu kriz döneminin<br />

insani yollarla çözüleceğine<br />

inandığını ve savaşlardan<br />

kaçarak Avusturya’ya sığınan<br />

insanlara gereken desteğin<br />

verileceğini açıkladı.


EYLÜL <strong>2015</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 18<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Foto: Hromek / AMS<br />

AMS-Viyana Başkanı<br />

Petra Draxl<br />

Viyana İş Piyasası Servisi (AMS Wien):<br />

‘Yaşlı İşsizlerin Sayısı<br />

Artmaya Devam Ediyor’<br />

Viyana (OTS)- Viyana İş Piyasası Servisi Başkanı Petra<br />

Draxl kurumun güncel verileri ve projeleri hakkında konuştu:<br />

‘‘Ağustos <strong>2015</strong> itibariyle geçen yılın aynı ayına<br />

göre işsiz sayısı 121.769, kurumun eğittiği işsiz sayısı<br />

22.593 olmuştur. Eğitim görenlerdeki bu düşüş tasarruf<br />

zorunluluğundan ileri gelmiştir. Yaş gruplarına göre<br />

işsizlik 25 yaş altı %7.4, 50 yaş üstü %24.2, sektörlere<br />

göre ise; otel ve gastronomide %18.3, perakende ve<br />

üretimde %19.4 ve inşaatta %21 olmuş, bununla birlikte<br />

Viyana firmalarının kuruma bildirdikleri boş pozisyonlarda<br />

%5.6’lık bir artış olmuştur.’’<br />

AMS Viyana’nın yeni pilot projesi ‘‘Yetkinlik kontrolü’’<br />

uygulanmaya başlandı. İlk adımda sığınma hakkı tanınan<br />

1000 kişinin entegrasyonu hedefleniyor. AMS Viyana<br />

Başkanı Draxl: ‘‘Bu insanların ülkelerinden hangi<br />

becerileri getirdiklerine ve bunlara Viyana’da nerelerde<br />

ihtiyaç duyulduğuna bakacağız. Aynı anda bu kişiler<br />

kendi dillerinde Avusturya’da işgücü pazarı, iş arama ve<br />

çalışma konularında bilgilendirilecekler. Henüz bütün<br />

kurslar başlamadı. Böyle bir hizmete ihtiyaç olduğunu<br />

ve verilmesi durumunda büyük kabul göreceğini şimdiden<br />

görüyoruz.’’<br />

OTS - Christoph Leitl konuşmasında:<br />

"Eşitsizliğe, fırsat<br />

eşitliğiyle karşı durmalıyız.<br />

Farklı iklim bölgeleri, nüfus<br />

yapısı, siyasi sistem ya da insanların<br />

sahip oldukları farklı<br />

yetenekler sebebiyle dünyada<br />

eşitsizlik mevcut. Bundan<br />

da yaşam fırsatlarında<br />

bir eşitsizlik ortaya çıkıyor.<br />

Ekonomi, küresel sorumluluğunun<br />

bilincinde ve yaşam<br />

fırsatlarının krizde olan ülkelerde<br />

de olmasına çalışıyor.<br />

Burada ahlaki bir sorumluluğumuz<br />

var. 2. Dünya savaşından<br />

sonra Avrupa’nın<br />

tekrar ayakları üzerinde durması<br />

için Marshall planıyla<br />

Avrupa desteklendi. Her<br />

Avusturya Alpbach Avrupa Forumu:<br />

Eşitsizliğin Sebebi<br />

Ekonomik Paradoks<br />

Alpbach Avrupa Forumu ekonomi konuşmaları<br />

çerçevesinde Alpbach Forumu Başkan Yardımcısı Claus<br />

Raidl, Viyana İşçi Odası (Viyana AK) Başkanı Rudi Kaske<br />

ve Ticaret Odası Başkanı Christoph Leitl’in birlikte<br />

açılışını yaptıkları bir sempozyum düzenlendi.<br />

insana yaşamından bir şeyler<br />

üretmesi için gerekli ön şartlar<br />

sağlanmalıdır."<br />

Viyana İşçi Odası Başkanı<br />

Rudi Kaske: "Düzensiz pazarlar<br />

eşitsizliğe neden oluyor,<br />

milyonluk miraslar da bunu<br />

daha da keskinleştiriyor.<br />

Performansla meşrulaştırılmamış<br />

eşitsizlik doğru değildir<br />

ve etkileri toplum ve<br />

ekonomi üzerinde olumsuzdur.<br />

İyi bir sosyal sistem,<br />

fırsat eşitliğini garanti eder,<br />

fakirlikten korur ve toplumda<br />

birlikteliği ve birarada<br />

yaşama kültürünü kuvvetlendirir.<br />

Bu sebeple çok<br />

zenginlerin ‘zengin vergisi’<br />

ödemesi meşrudur."<br />

Foto: Philipp Naderer<br />

Symposium unter dem Motto<br />

„UnGleichheit – vom Paradox der Wirtschaft“<br />

Vizepräsident des Forums Alpbach Claus Raidl, AK-Präsident Rudi Kaske und<br />

Wirtschaftskammer-Präsident Christoph Leitl<br />

Herkesin zengin ebeveyni yok<br />

Kaske ayrıca: "Önemli sosyal<br />

ödevlerin finansmanı gelecek<br />

kuşaklar için de siyaseti<br />

büyük bir mücadelenin karşısına<br />

çıkarıyor. Eğitim ve<br />

bakım alanlarında özellikle<br />

büyük sermayenin dayanışması<br />

mutlaka gerekli. Herkesin<br />

zengin ebeveyni olmasını<br />

isterdik, ne yazık ki durum<br />

böyle değil ve bundan dolayı<br />

mantıklı yapılandırılmış bir<br />

miras vergisi o kadar önemli.<br />

Endişe verici servet eşitsizliği<br />

de gelecek kuşaklar için kötü<br />

başlangıç şartlarına zemin<br />

hazırlayacaktır."<br />

Alpbach Forumu Başkan Yardımcısı<br />

Claus Raidl, Alman<br />

Bankası şefi örneğinde olduğu<br />

gibi (12 milyon avro<br />

maaş) astronomik maaşların<br />

verilmesini kabul edemiyor.<br />

LR Mennel: "Die Jugend mitgestalten lassen"<br />

LR Mennel: "Gençlerin katılımını sağlayacak daha çok adım atılmalı"<br />

Gençlere şans verin...<br />

Bregenz (VLK)- Yukarı Avusturya,<br />

Salzburg, Tirol, Südtirol ve Vorarlberg’den<br />

70 genç, Vorarlberg<br />

eyaleti gençlik temsilciliğinin daveti<br />

üzerine "Jugendbeteiligung<br />

voran bringen - Gençliğin<br />

katılımını arttırmak" konulu 3<br />

günlük bir konferans için Bregenz’de<br />

buluştu.<br />

Konferansın başında gençler<br />

gruplar halinde her bir eyaletteki<br />

mevcut durumu konuştular ve<br />

fikir alışverişinde bulundular.<br />

Daha sonra gençler yeni fikir ve<br />

uygulanabilir projeler geliştirdiler.<br />

Kapanışta da gerçekleşebilme<br />

olanaklarını ve sonraki adımları<br />

istişare ettiler. Odaktaki konular<br />

şunlar idi: "Farklılık ve Dayanışma",<br />

"Siyasi eğitim ve okullarda<br />

katılım" ve "Yerel düzeyde<br />

katılım hakkı".<br />

Vorarlberg eyalet meclis üyesi<br />

Bernadette Mennel konferansta<br />

şunlara vurgu yaptı: "Gelecek ile<br />

ilgili karşılaştığımız önemli sorularda,<br />

gençlere de birlikte şekillendirme,<br />

katılım ve kararlara<br />

iştirak olanakları verilmelidir,<br />

nihayetinde çocuk ve gençlerimiz<br />

ülkemizin geleceğidir. Gençler<br />

ciddi şekilde sorumluluklara ortak<br />

edilmelidir. Böylece onlar da<br />

çevresinde siyasi, ekonomik ve<br />

sosyal oluşumlara ortak şekil<br />

vermeye katkı sağlayacak durumda<br />

olurlar."<br />

Konuşmasının sonunda Mennel,<br />

konferansın çok yararlı geçtiğini<br />

ve bu bağlamda gençliğin katılımı<br />

ile ilgili yeni ve ilginç fikirlerin<br />

ortaya çıktığını ifade etti. Konferansın<br />

sonuçları Vorarlberg Eyalet<br />

Meclisine de gidecek ve bunlar<br />

Gençlik Yasası değerlendirilmesinde<br />

dikkate alınacak.<br />

Genç katılımcılar konferansın<br />

olumlu geçtiğini söylediler.<br />

Katılımcılardan 20 yaşındaki Alexander<br />

Hoor şunu ifade etti: "Bu<br />

diyalog konferansı ve benzer<br />

toplantılarla gençler kendi düşüncelerini<br />

doğrudan kendileri<br />

temsil eder, siyaset ve yönetim<br />

tarafından dinlenir ve ciddiye<br />

alınırlar."<br />

Foto: VLK/A. Serra<br />

Uzm. Psikolog Sebiha Devrim: Otizmli kişinin müziğe ilgi ve yeteneği<br />

olduğu anda en etkili terapi yöntemlerinden birisi müzik terapisidir.<br />

Otizm ve müzik terapi<br />

Uzm. Psikolog Sebiha Devrim:<br />

Otizmli kişiler için bir çok terapi şekli vardır, terapi<br />

şeklinin efektif olması kişiden kişiye değişir. Bu<br />

durumda önemli olan otizmli kişinin yeteneği ve ilgi<br />

alanıdır. Otizmli kişinin müziğe ilgi ve yeteneği<br />

olduğu anda en etkili terapi yöntemlerinden birisi<br />

müzik terapisidir. Bilimsel araştırmalar sonucunda<br />

ve kendi edindiğim tecrübe ile müzik terapisinin<br />

otizmli kişide ne kadar güzel sonuçlar getirdiğini<br />

gördüm ve bu yüzden bu konuda çalışmalarımı ilerlettim.<br />

Bu terapi şeklinde kişiye özel olarak uygulanacak<br />

müzikal eğitim ile dikkat artırımı, zaman<br />

planlaması, sosyal becerilerinin gelişimi, tekrar ve<br />

hatırlama özelliğinin artması, çevresiyle uyum gibi<br />

konulara da ileri düzeyde başarı sağlandığı görülmektedir.<br />

Kelime telaffuzunda ve cümle kurmakta<br />

zorluk çeken otizmli kişiler ilgi alanı ve yetenekleriyle<br />

olan bu çalışmada ilerleme kat edebiliyorlar.<br />

Profesyonel ekip çalışmasıyla, otizmli kişi için yapılacak<br />

olan (beste) müzikal temalar, zekâ ve duygu<br />

bütünlüğünü arttıracak, otizmli kişi kendisini daha<br />

huzurlu ve güvende hissedecektir. Terapiyi otizmli<br />

kişilerde gerekli olan time-out zamanı olarak da<br />

belirleyebiliriz. Enstrüman seçimi, müzik tarzı ve<br />

yatkın olduğu en uygun müzik eğitim programıyla<br />

kişi pozitif sonuçlara ulaşır.<br />

KISA BİR SÜRE İÇİNDE BU KONUYLA İLGİLİ SEBİHA<br />

DEVRİM'İN KİTABI YAYINA SUNULACAKTIR<br />

Uzm. Psikolog Sebiha Devrim, Otizm ve İlişki uzmanıdır. Daha önce kendi<br />

hikâyesi hakkında ''Anne, ben uzaylı mıyım?'' adlı kitabı, sonrasında ''Otizm'e<br />

pozitif bakış açısı'' ve ''Otizm'i anlamak'' adlı kitapları yazdı. Şu an Uzm. Psikolog<br />

olarak Türkiye ve Avrupa’da yaptığı çalışmaları, verdiği eğitim ve sunumları<br />

pozitif psikoloji yönünden sürdürüyor. Kendi yaptığı çalışmalar ve edindiği<br />

tecrübeler sonucunda pozitif psikolojinin otizmli kişilerde ne kadar güzel<br />

sonuçlar getirdiğini gördü ve bu yüzden uzmanlık alanını pozitif psikoloji ile<br />

geliştirdi. Yetenekleri vurgulamak ve bunlara yönelmenin otizmin zayıf<br />

yönlerinden daha da önemli olduğunu düşünüyor.<br />

Daha fazla bilgi ve iletişim için:<br />

www.sebihadevrim.com<br />

info@sebihadevrim.com


19 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

EYLÜL <strong>2015</strong><br />

‘‘Takdir Yasası entegrasyon<br />

için çok önemli bir adım...’’<br />

Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz:<br />

Alpbach Avrupa Forumu<br />

oturumları çerçevesinde<br />

katılımcılar, çalışma grupları<br />

halinde uzmanlarla birlikte,<br />

‘Potansiyel ve tanınması’ konusunda<br />

yeni perspektifler<br />

oluşturdu, toplumda ve meslekte<br />

yeteneklerin değerini<br />

ve potansiyellerin daha iyi<br />

tanınmasına yönelik varolan<br />

önerileri tartıştı.<br />

Uyum Bakanı Sebastian Kurz<br />

oturum konuşmasında:<br />

“İnsanlar çok farklı yeteneklerle<br />

Avusturya’ya geliyor.<br />

Diplomalarını ve mesleki eğitimlerini<br />

basit ve hızlı şekilde<br />

tanımak, onların entegrasyonu<br />

ve başarılı bir birlikte<br />

yaşayış için önemli bir adımdır,<br />

onun için bizler şu anda<br />

yoğun bir şekilde takdir<br />

yasası üzerinde çalışıyoruz.”<br />

Göç uzmanı Rainer Münz:<br />

“Entegrasyona baştan ihtiyacımız<br />

var. Bu noktada<br />

göçmen ve mültecilerin<br />

potansiyellerini tanımak<br />

Ömer bey, Rahma Austria<br />

kimler tarafından ve ne<br />

zaman kurulmuştur?<br />

Rahma Austria’nın Avusturya’daki<br />

geçmişi 1993’lere<br />

kadar gider. 1993 yılında bir<br />

grup Filistinli Müslüman tarafından<br />

kurulan derneğimiz<br />

önceleri sadece Filistine yapılan<br />

yardımlarla tanınmış,<br />

Bosna savaşında Boşnak kardeşlerimize<br />

yapılan yardımlar<br />

ile daha çok mazluma ulaşmıştır.<br />

Daha sonrasında ise<br />

savaşların olduğu bölgelere<br />

insani yardımlarını sürdürmüştür.<br />

2006 yılında ise derneğimiz<br />

isim değişikliğine<br />

gitmiş ve ismimiz Rahma Austria<br />

insani yardım derneği olmuştur.<br />

Rahma Austria <strong>2015</strong><br />

yılında kardeş kuruluşlar ile<br />

koordinasyon içerisinde 40<br />

ülkede faaliyet gösteren yardım<br />

derneği olarak yoluna<br />

devam etmektedir.<br />

Her hangi bir teşkilata bağlı<br />

mısınız?<br />

Eğer kast edilen politik bir<br />

teşkilat ise hayır. Rahma<br />

Austria, Avusturya kökenli ve<br />

kurucuları arasında Arap<br />

ülkelerinden, Türkiye’den,<br />

Balkan ülkeleri ve Avusturyalı<br />

Müslümanların olduğu bir<br />

kuruluştur. Rahma Austria,<br />

Avusturya’daki herhangi bir<br />

kuruluşa bağlı olmayan<br />

bağımsız bir insani yardım<br />

kuruluşudur.<br />

Kurbanların ülkelerdeki kesimini<br />

nasıl yapıyorsunuz?<br />

Öncelikle aylar öncesinden<br />

hazırlıklar başlıyor. Aciliyet<br />

durumuna göre kurban kesimi<br />

yapılacak ülkeler ve ülkelerdeki<br />

kardeş kuruluşlarımızla<br />

organizeler ile kurban<br />

fiyatları belirleniyor. Sonrasında<br />

Avusturya’daki gönüllü<br />

ve gözlemcilerimiz kurban<br />

kesilecek olan ülkelere gidip<br />

kurbanların İslami usüllere<br />

göre kesim, dağıtım ve kontrollerini<br />

yapıyorlar. Kurbanları<br />

kesilen bağışçılarımız<br />

kurbanlarının kesildiğine dair<br />

bir sms alırlar.<br />

Kesilen kurbanlar kimlere<br />

dağıtılıyor?<br />

İhtiyaç sahibi insanlar, özellikle<br />

yetimler, kadınlar, mülteciler,<br />

yolda kalmışlar ve<br />

yoksullar.<br />

<strong>2015</strong> yılı kurban organizesini<br />

hangi ülkelerde gerçekleştireceksiniz?<br />

Öncelikle savaşın vurduğu<br />

Gazze, hala savaşın olduğu<br />

Yemen, fakirlikle boğuşan Somali,<br />

Tanzanya ve Cibuti, Suriyeli<br />

ve Filistinli mültecilerin<br />

yoğun olarak yaşadıkları Lübnan,<br />

Ürdün ve Türkiye, baskılara<br />

maruz kalan Arakan,<br />

Doğu Türkistan ve son olarak<br />

Avusturya’ya mülteci olarak<br />

sığınan mültecilere kurban<br />

dağıtımı yapılacaktır.<br />

Kurban bedelleri ülkeden<br />

ülkeye neden farklılık arzediyor?<br />

Çünkü her ülke ve bölgenin<br />

kurban fiyatları farklıdır. Bu<br />

yüzden Rahma Austria olarak<br />

kurban kestiğimiz ülkede kurban<br />

fiyatı ne ise onu yansıtıyoruz.<br />

Tabi bu bir yöntem<br />

meselesi bazı dernekler ise<br />

tek fiyatı belirleyip havuz<br />

usulü yapmaktadırlar. Biz bu<br />

yöntemi uygulamıyoruz. Ama<br />

bizce Avrupa’da yaşayan<br />

müslümanlar olarak yaşadığımız<br />

ülkede kurban fiyatları<br />

neyse o miktarda bir kurban<br />

kesmemiz gerek. Örneğin<br />

Avusturya’da ortalama bir<br />

küçükbaş kurbanın fiyatı<br />

180€ dur. Normal şartlarda<br />

Avusturya’da yaşayan Müslümanların<br />

kurbanlarını bu<br />

meblağdan ödemeleri gerekir.<br />

Ama bazı insanların şartları<br />

iyi değil bu yüzden<br />

bayramda uzaklarda yaşayan<br />

kardeşlerime bir kurban göndereyim<br />

düşüncesi ile kurban<br />

göndermek istemekteler. Bu<br />

tür bir düşünceye sahip olanlar<br />

da, örneğin 75€ gibi bir<br />

meblağ ile afrikaya kurban<br />

gönderebilmekteler.<br />

Peki kurban bedellerinin içerisinde<br />

kurban için yapılan<br />

masraflarda dahil mi?<br />

Evet, Rahma Austria olarak<br />

bunu bröşürlerimize bilgi<br />

notu olarak yazdık. Örneğin<br />

Lübnan için ödediğiniz<br />

120€‘luk kurban bedelinin<br />

içerisinde kasap ücreti, gözlemcinin<br />

yol masrafları ve<br />

hayvana yapılan masraflar<br />

kurban bedelinin içerisine dahildir.<br />

Rahma Austria Kurban bağışını<br />

nasıl almaktadır?<br />

Eğer kurban ile ilgili broşürümüz<br />

veya kurban bilgilerimiz<br />

size ulaştıysa oradan öncelikle<br />

bütçenize göre ülke<br />

seçip bağışınızı bürolarımıza<br />

elden veya banka hesaplarımıza<br />

havale yolu ile ulaştırabilirsiniz.<br />

Kurbanınız kesildiğine<br />

dair mesaj almak isterseniz<br />

telefon numaranızı<br />

ulaştırmanız gerekmekte.<br />

Kurbanlarınızı banka yolu ile<br />

23 Eylül (çarşamba) elden ise<br />

bayramın 2. Günü 25 Eylül<br />

Cuma gününe kadar derneğimize<br />

ulaştırabilirsiniz.<br />

Son olarak, geçen sene<br />

Rahma Austria adına Lübnan’da<br />

kurban organizesine<br />

gözlemci olarak katılmışsınız.<br />

Okuyucularımıza neler<br />

söylemek istersiniz?<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

önemli. Bunlar önce görülmeli<br />

sonra da tanınmalıdır.<br />

Bu başarıldığı ve insanlara<br />

Avusturya işgücü pazarına<br />

erişim kolaylaştırıldığı takdirde<br />

yeni gelen herkes ekonomik<br />

bir katkı sağlar ve bu<br />

da onların sosyal uyumunu<br />

teşvik eder.”<br />

Western Union şirketinin<br />

CEO’su Hikmet Ersek ise:<br />

“Avusturya’da hala ‘Ne yapabilirsin?’<br />

yerine ‘Nereden<br />

geldin?’ sorusu sıkça soruluyor.<br />

Göçmenlerin sahip<br />

olduğu yeteneklerin çeşitliğinden<br />

korkmak yerine,<br />

bu yetenekleri daha<br />

kuvvetlice incelemeliyiz.”<br />

ÖIF’in göçmen kökenli<br />

gençler için burs programı<br />

ÖIF <strong>2015</strong>’te 3. kez Suriye, Afganistan,<br />

Bulgaristan, Gana<br />

ve İtalya gibi ülkelerden<br />

gelen 14 göçmen kökenli<br />

üniversite öğrencisi ve mezununu<br />

950 avroluk Alpbach<br />

Avrupa Forumu’na katılım<br />

Toplam nüfusu üç yüz binin<br />

üzerinde olan ağırlıklı olarak<br />

Filistin ve Suriye'den gelen<br />

mültecilerin yaşadığı dört<br />

mülteci kampına kurban bağışlarını<br />

ve yetimler için hediyelerimizi<br />

ulaştırdık. Vatanlarından<br />

uzak ve zor şartlar<br />

altında hayatlarını devam<br />

ettirmeye çalışan kardeşlerimize<br />

bayram sevincini yaşatmak<br />

çocukların o mahsum<br />

dünyalarında küçücük de olsa<br />

hoş bir anı olarak kalmaktı<br />

niyetimiz. Kardeşlerimizin<br />

emanet olarak verdikleri kurbanları<br />

ulaştırarak görevimizi<br />

yapmaya gayret ettik. Bu<br />

bursuyla destekledi. ÖIF’in<br />

işletme müdür vekili Roland<br />

Goiser burs programı hakkında<br />

şunları söyledi:<br />

“Geçtiğimiz son 3 yılda 40’ın<br />

üstünde göçmen kökenli üniversite<br />

öğrencisinin Alpbach<br />

Avrupa forumuna katılmalarını<br />

ve foruma perspektiflerini<br />

ve değerli görüşlerini<br />

getirmelerini desteklemek<br />

bizleri sevindirdi. Göçmen<br />

yeteneklerin Avusturya’ya<br />

getirilmesi; forumun bu yılki<br />

anabaşlığı, ‘eşit(siz)lik’ açısından<br />

özel bir önemi var.”<br />

‘‘KARDEŞLERİMİZE BAYRAM SEVİNCİ YAŞATALIM’’<br />

Rahma Austria insani yardım derneği kurban komisyonu başkanı Ömer Batur ile Rahma Austria’nın<br />

<strong>2015</strong> yılında gerçekleştireceği kurban organizasyonu ve Rahma Austria üzerine röportaj...<br />

KURBAN<br />

<strong>2015</strong> ·· 1436<br />

Kurbanlarınız Muhtaçlara Fakir ve<br />

a<br />

Umut Olsun.<br />

Ülkelere e göre Kurban ve Hediye Bedelleri.*<br />

leri.*<br />

vesile ile geçtiğimiz kurban<br />

bayramında yardım ve dualarıyla<br />

bizleri ordaki kardeşlerimizi<br />

yalnız bırakmayan<br />

herkese sevgi ve şükranlarımı<br />

sunuyorum. Bu sene Rahma<br />

Austria olarak kurbanlarınızı<br />

yine ulaştırmaya talibiz. Allah<br />

razı olsun.<br />

Somali,<br />

Tanzanya, Cibuti<br />

i Arakan<br />

Ürdün/<br />

Lübnan**<br />

Yemen<br />

Filistin/<br />

i<br />

Gazze<br />

Doğu<br />

Türkistan<br />

Avusturya‘da<br />

Mülteciler<br />

Küçükbaşük € 75,- €<br />

80,-<br />

€<br />

120,-<br />

€ 130,- € 150,- € 180,- € 180,-<br />

Büyükbaş<br />

€ 450,- €<br />

560,-<br />

-<br />

-<br />

€ 1.500,- -<br />

-<br />

Bayram<br />

am<br />

Hediyesi<br />

esi<br />

€ 20,- €<br />

20,-<br />

€ 20,- €<br />

20,-<br />

€<br />

20,-<br />

€<br />

20,- -<br />

* Kurban bedeline kurban için in yapılacak olan masraflar dahildir. dir.<br />

**<br />

* Filistinli i ve Suriyeli Mülteciler<br />

ler<br />

Son Havale Tarihi Banka a ile 23.09.<strong>2015</strong>. .2<br />

Nakit son ödeme tarihi<br />

25.09.<strong>2015</strong>.<br />

İLETİŞİM<br />

0699 11 499 499<br />

0650 611 16 65<br />

www.rahma-austria.at<br />

a-aust<br />

ria.at<br />

BM Kurz: Anerkennungsgesetz wichtiger Schritt für Integration<br />

HESAP BİLGİLERİ<br />

LER<br />

İ<br />

Rahma Austria<br />

Volksbank Wien-Baden<br />

IBAN:<br />

AT48 4300 0460<br />

9655 3006<br />

BIC:<br />

VBWIATW1<br />

W1<br />

Bayramda bir<br />

yetim çocuğu<br />

sevindirmek<br />

ister misiniz?<br />

Röportaj: Tarkan Tek<br />

/ RAHMA AUSTRIA<br />

Merkez: Hannovergasse no<br />

25, A- 1200 Wien Şube: Herndlgasse se 13/2, A- 1100<br />

Wien Tel & Fax: 01/968 49 90<br />

Mail:<br />

office@rahma-austria.at<br />

at<br />

Foto: Philipp Naderer


Die Tiroler Bildungsmesse<br />

<br />

<br />

BÜTÜN BILGILER:<br />

ÇIRAKLIK<br />

MESLEK<br />

YÜKSEK ÖGRENIM<br />

VE ÇOK DAHA FAZLASI...<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

2 <br />

<br />

© SoWi-Holding Universität Innsbruck/Lukas Harringer, 5bHGK 2014/15, HTL Bau und Design

Hurra! Ihre Datei wurde hochgeladen und ist bereit für die Veröffentlichung.

Erfolgreich gespeichert!

Leider ist etwas schief gelaufen!