19.03.2018 Aufrufe

EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA MÄRZ 2018

www.europa-journal.net

www.europa-journal.net

MEHR ANZEIGEN
WENIGER ANZEIGEN

Erfolgreiche ePaper selbst erstellen

Machen Sie aus Ihren PDF Publikationen ein blätterbares Flipbook mit unserer einzigartigen Google optimierten e-Paper Software.

Foto: Youtube Screenshot<br />

Wir sagen JA<br />

Viyana'da<br />

İslam ve<br />

Göçmen<br />

Düşmanlığı...<br />

SAYFA 6<br />

Macar Devlet Bakanı Janos Lazar'dan göçmen karşıtı video...<br />

WhatsApp yazışmaları da<br />

takip edilebilecek...<br />

zu<br />

ÖSTERREICH<br />

ÖVP-FPÖ Hükümeti Yeni<br />

Güvenlik Paketini Onayladı...<br />

Avusturya<br />

Devleti Artık<br />

Herkesi Takip<br />

Edebilecek<br />

© Thomas Unterberger / superberg.at<br />

ÖIF, Camiler Ve Uyum Konulu<br />

Bir Açık Oturum Düzenledi<br />

‘AVUSTURYA’DA<br />

POLİTİK<br />

İSLAMIN<br />

YAYILMASI<br />

ENGELLENECEK’<br />

SAYFA 5 SAYFA 7<br />

UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>HABER</strong><br />

VRUP<br />

A A<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

SAYI: 74 MART <strong>2018</strong> - AUSGABE: 74 <strong>MÄRZ</strong> <strong>2018</strong> Österreichische Post AG - MZ 11Z038817M - Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

E<br />

C H<br />

www.europa-journal.net<br />

I<br />

PROF. DR. MUSTAFA ÇAKIR:<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

Kimliğimiz<br />

Türkçemiz<br />

SAYFA 2<br />

İçişleri Bakanı Herbert Kickl: "Cesur hamlelere ihtiyacımız var"<br />

Innenminister Herbert<br />

Kickl (FPÖ) will Fremdengesetze<br />

verschärfen<br />

Avusturya<br />

İltica Yasasını<br />

Sertleştiriyor<br />

© BMI / Gerd Pachauer<br />

Kolumne von<br />

TARIK METE<br />

Abgeordnete zum<br />

Nationalrat (SPÖ)<br />

NURTEN YILMAZ:<br />

Lehre statt Leere<br />

Boş Olmak Yerine<br />

Çıraklık EğitimiSAYFA 16<br />

Aşağı Avusturya Ticaret Odası Başkanı<br />

Sonja Zwazl:<br />

‘Çıraklığa ilgi<br />

yeniden artıyor’<br />

Avusturya'da geçtiğimiz günlerde<br />

Afgan ve Mısır kökenli mülteciler<br />

tarafından düzenlenen ve polis,<br />

asker ve sivilleri hedef alan saldırıların<br />

ardından ÖVP-FPÖ hükümetine<br />

fırsat doğdu ve bu partiler<br />

iltica yasasını sertleştirme noktasında<br />

adımlar atmaya hazırlanıyor.<br />

Die Mehrheit besteht<br />

aus Minderheiten<br />

Ein neues Programm<br />

für eine bessere Zeit<br />

SAYFA 16<br />

SEITE 16<br />

SEITE 8<br />

© Ärztekammer für Wien/Stefan Seelig<br />

Aşırı sağcı Avusturya Özgürlükler<br />

Partili (FPÖ) İçişleri Bakanı Herbert<br />

Kickl, mülteci yasasına ilişkin<br />

"Cesur hamlelere ihtiyacımız var.<br />

Außenministerin Karin Kneissl: ‘‘Wir möchten eine Atmosphäre<br />

erzeugen, in der wir auch schwierige Probleme angehen können.’’<br />

Avusturya<br />

İle Türkiye<br />

Arasında Yeni<br />

Bir Dönem...<br />

SAYFA 3<br />

Avusturya Dışişleri Bakanı Karin Kneissl: ‘‘Zor problemlerle dahi<br />

başa çıkabileceğimiz yeni bir atmosfer oluşturmak istiyoruz.’’<br />

Avusturya Temmuz ayında Avrupa<br />

Birliği dönem başkanlığını devralacak.<br />

Göç ve mülteciler konusunda<br />

hükümetimizin bu pozisyonu ile,<br />

Univ.-Prof. Dr. Thomas Szekeres<br />

Präsident der Österreichischen Ärztekammer<br />

Avrupa’da müttefikler kazanmak<br />

istiyoruz. Şu anki iltica yasasının<br />

günümüz dünyasının gerekliliklerine<br />

cevap veremediği çok açıktır."<br />

Exklusiv<br />

Interview<br />

Wir wollen weder Raucher diskriminieren noch Gastronomen schädigen<br />

Es geht ausschließlich um die<br />

Gesundheit der Menschen<br />

SEITE 9<br />

Foto: photonews.at / Georges Schneider


MART <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 2<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

Günümüzde gelişmiş toplumlar siyasi<br />

liderlerini demokrasinin yol ve yöntemleri<br />

ile belirliyor; uluslararası<br />

alanda sahip oldukları değerler ile övünüyorlar.<br />

İletişimin sınırları ortadan<br />

kaldırdığı, giderek küreselleşmeden,<br />

zamanın ruhundan söz edilen yeni<br />

dünya düzeninde, gelişmiş toplumlar<br />

kendi dillerine sahip çıkma konusunda<br />

ayrı bir özen gösteriyorlar. Gelişmiş<br />

toplumlar içinde yaşayan ve kökünden<br />

koparılma konusunda açık tehditlere<br />

maruz kalan göçmen kökenli topluluklar<br />

ise baskın kültüre uyum sağlama<br />

kaygıları ile kendi köken dillerine karşı<br />

çok da duyarlı, özenli davranamıyorlar.<br />

Hâlbuki bilimsel araştırmalar ana<br />

diline, ata diline sahip çıkmanın,<br />

onu öğrenmenin baskın kültüre uyum<br />

sağlamaya engel olmadığını; ona sahip<br />

çıkmanın, gelecek kuşaklara aktarılmasını<br />

sağlamanın, farklı kültürel<br />

ortamlarda yaşayanlar için özgüveni<br />

pekiştirmeye yarayan ayrıcalıklı bir kazanım,<br />

iş hayatında da tek kültürlülere<br />

karşı farkındalık yaratabilecek kapasitede<br />

olduğunu gösteriyor. Bilinç düzeyi<br />

gelişmemiş toplumlarda köken diline<br />

hoyrat davranılıyor; evinde, yakın aile<br />

ve arkadaş çevresinde konuşulan Türkçenin<br />

yeterli olduğu düşünülüyor;<br />

köken dilinin, Türkçenin gerekliliğini<br />

savunanlar da farklı bir gezegenden<br />

gelmiş yaratık muamelesi görüyorlar.<br />

Bu yazıda ömrünü rızk peşinde gurbet<br />

illerinde geçiren soydaşlarımıza milli<br />

kimliğin, ortak bilincin ve millet olarak<br />

var oluşun birinci derecede temsilcisi<br />

veya taşıyıcısı olan; bu özelliği ile<br />

insan topluluklarını millet hüviyetine<br />

dönüştüren anadilimiz Türkçenin<br />

neden önemli olduğunu anlatmaya<br />

çalışacağım.<br />

Türkçenin önemi<br />

Türkçe, hangi coğrafyada yaşarsak<br />

yaşayalım, bize ata yadigârı, dedelerimizin<br />

mirası, kutsal söz varlığımızdır.<br />

Toplumsal ve kültürel dağarcığımızın,<br />

insanlığımızın, hayallerimizin birikimi,<br />

akıp giden ömür misali, susuzluğumuzu<br />

gidermek için eğildiğimiz dereye<br />

düşürdüğümüz akisten yüzümüze<br />

vuran yansımadır. Türkçe, kimi zaman<br />

aşkın ve sevdanın türkülerle, şarkılarla<br />

anlam kazandığı melodinin, karşı konulmaz<br />

acıların dayanılmaz olduğu<br />

anlarda semalara yükselen feryatların<br />

yürekleri dağladığı duygu seli, kimi<br />

zaman da hercâî bir hayatın anlamı ve<br />

yalın gerçeğidir.<br />

Türkçe cenazelerimizde ağıt, düğünlerimizde<br />

zılgıt, ibadethanelerimizde<br />

dilimizden dökülen kutsal dua; ölmüşlerimiz<br />

için mezar taşlarına kazınan<br />

hakikat-i ilahidir. Ecdat yadigârı,<br />

geleceğe bırakılan iz, yeni neslin devamı<br />

için sunulmuş bir lütuftur. Yunus<br />

Emre’nin deyişiyle Türkçe, “hiç şek<br />

değil, o bendendir ben ondan”<br />

Türkçe, milletimizin adının yok olmaması<br />

için fertlerimizi bir arada tutan<br />

harç, ekmeğimize tat veren mayadır.<br />

O bizim kim olduğumuzu gösteren ışık,<br />

yaşam biçimimiz, kültürümüz, onurumuz,<br />

milli kimliğimiz, üzerimizdeki<br />

giysimizdir. Hâsılı kelam, Türkçe bizim<br />

için, bizi biz yapan değerlerin bütünüdür.<br />

Onda kendimizi buluruz. O yoksa<br />

kültür yok olur; o yoksa millet yok olur.<br />

Bu kadar önemli olan, bizim için derin<br />

anlamlar taşıyan Türkçemize sahip<br />

çıkmak istememiz, onu yaşatmak ve<br />

gelecek kuşaklara aktarmak istememiz<br />

bundandır.<br />

Avrupalı Türkler için Türkçenin anlamı<br />

Avrupa ülkelerinde yaşayan Türklerin,<br />

Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />

Anadolu Üniversitesi Yurtdışı Türkler Araştırma Merkezi Müdürü – Eskişehir<br />

Kimliğimiz Türkçemiz<br />

mcakir@anadolu.edu.tr<br />

köken dillerine sahip çıkması gerekir.<br />

Bunun aksi durumlarda kendi geleceklerini<br />

tehlikeye atarlar da bunun<br />

farkında bile olmazlar. O nedenle her<br />

bir birey bu bilinçle hareket etmelidir.<br />

Türkçenin okullarda ister Köken Dili<br />

Türkçe, ister seçmeli yabancı dil isterse<br />

isteğe bağlı Türkçe ve Türk Kültürü<br />

Dersi olarak öğretimi için gerekli<br />

çabayı göstermeli, her bir bireyin<br />

bu konuda kendini gelecek kuşaklara<br />

karşı sorumlu hissetmesi gerekir. Okul<br />

yönetimlerinin, sivil toplum kuruluşlarının<br />

öğretmenler ile işbirliği yapması;<br />

çocukların da bu dersi seçip,<br />

benimseyip devam etmesi için çeşitli<br />

ödüllerle teşvik edilip, yüreklendirilmesinde<br />

fayda var. Öte yandan, ebeveynlerin<br />

de çocukları ile konuşurken<br />

dil kullanımına özen göstermesi, toplumun<br />

bütün paydaşlarının Türkçenin<br />

gelecek kuşaklara aktarılması bilinci<br />

içinde, görev ve sorumluluklarını tekrar<br />

tekrar gözden geçirmesi gerekir.<br />

Türkçenin günlük hayattaki özensiz<br />

kullanımına müdahale edilmeli; yeni<br />

yetişen neslin Almancanın yanı sıra<br />

Türkçeyi de en iyi şekilde öğrenmesi<br />

için sürekli çaba gösterilmesi, gerekiyorsa<br />

takviye dersleri aldırarak, onların<br />

Türkçe dil gelişimindeki eksikliklerinin<br />

giderilmesi için çalışılması gerekir.<br />

Bugün geçmişi telafi etmenin derdinde<br />

olanlar, yarın geçmişin muhasebesini<br />

yapmaktan kurtulamayacağı için ertesi<br />

günün planlarını da yapamayacaktır.<br />

Geleceğe yapılacak en iyi yatırım; eve,<br />

arsaya, son model otomobile değil;<br />

toplumsal, sosyal sınıf atlamanın en<br />

güçlü aracı olan eğitime yapılan<br />

yatırımdır; nitelikli eğitimin anahtarı<br />

da sağlıklı iletişim becerisi ve dolayısı<br />

ile dil bilgisini gerektirir. Türkçeyi iyi bilenler,<br />

ikinci ve takip eden dilleri daha<br />

kolay öğrenir; hayatta başarılı olma<br />

şansları da o oranda artar.<br />

Çocukları okula giden anneler, babalar;<br />

“Bizim çocuk evde zaten Türkçe konuşuyor”<br />

diyerek sorumluluktan kurtulmaya<br />

çalışmayın. Evde konuşulan<br />

dil ile okuldaki Türkçe dersleri birbirinden<br />

ayrıdır. Biri sınırlı sayıdaki kelimelerle<br />

yapılan bir iletişim etkinliği ise<br />

diğeri eğitim ve kültürlenme sürecidir.<br />

Bir insanın zekâsı, bildiği kelime hazinesi<br />

ile ölçülmektedir. Ne kadar kelime<br />

biliyorsanız, kendinizi o kadar iyi<br />

anlatırsınız. Karşınızdaki de sizi ancak<br />

sahip olduğu kelime sayısının sınırları<br />

ile anlayabilir. Bu nedenle, ailelerin<br />

yanı sıra eğitimcilerin ve toplumu<br />

oluşturan bütün paydaşların dile sahip<br />

çıkması, çocuk ve gençlerin dil gelişimine<br />

azami özeni göstermesi gerekir.<br />

Nitelikli bir iletişim için iyi bir dil bilgisi,<br />

iyi bir dil bilgisi için de köken dilinin,<br />

Türkçenin iyi öğrenilmesi gerekir.<br />

Her iki dilin iyi öğrenilmesi, çocuk<br />

ve gençlerin okul başarılarının geliştirilmesi<br />

için de önemli bir anahtardır.<br />

Türkçe geçmişten miras değil, gelecek<br />

kuşaklardan alınan emanettir<br />

Türkçe bir anlamda, geçmiş kuşakların<br />

bugüne bıraktığı bir kültürel miras<br />

değil; gelecek kuşaklardan alınmış bir<br />

emanet olarak görülmeli, gelecek<br />

kuşaklara özenle aktarılmalıdır. Bu<br />

süreçte konuşma dili ile yazı dili ayrı<br />

düşünülmemeli, konuşma dilinin yazı<br />

dilinden koparılması halinde, yazı dilinin<br />

de zayıflayacağı ve zamanla etkisini<br />

kaybedeceği unutulmamalıdır.<br />

Türkçenin gönüllere yerleştirilmesi,<br />

herkesin ve her kesimin Türkçe konuşmaya<br />

teşvik edilmesi, bireysel ve<br />

toplumsal duyarlılık, duygusu ve ana<br />

dili bilinci oluşturulması, aydın kesimin<br />

yabancı hayranlığı ile yabancı sözcük<br />

kullanımı özensizliğinden kurtarılması,<br />

yabancı dil öğretimi ile yabancı dilde<br />

öğretiminin çok farklı kavramlar olduğunun<br />

gelecek kuşaklara iyi anlatılması<br />

gerekir.<br />

Bitirirken<br />

Her bir bireyin Türk milletinin varlığı ve<br />

devamlılığını sağlamak için çocuklarına<br />

Türkçe dersini aldırması gerekir.<br />

Bunun için Türkçe öğretmenleri, okul<br />

yönetimleri ile iletişim kurmalı, taleplerin<br />

karşılanamadığı durumlarda örgütlü<br />

toplumun güçlü bir toplum<br />

olduğu gerçeğini göz önüne alarak okul<br />

aile birliği, öğretmenler derneği gibi<br />

sivil toplum kuruluşları ile işbirliği<br />

yapmalı ve yasal haklarının takipçisi<br />

olmalıdır.<br />

Çocuklarımıza iyi bir eğitim verebilmek<br />

için, onlara iyi bir dil eğitimi verilmesi<br />

ve bu hedefin gerçekleştirilmesi için de<br />

öğretmenlerin çabalarının desteklenmesi<br />

ve eğitim yöneticileri ile işbirilği<br />

yapılması gerekir. Aksi halde ne iyi<br />

bir eğitimden, ne de iyi bir gelecekten<br />

söz etmek mümkün olur. Unutulmamalıdır<br />

ki milleti için çalışan, onun<br />

efendisi değil; hizmetkârıdır ve milletin<br />

her bir ferdinin görevi onu yüceltmeye<br />

çalışmaktır. Turgut Cansever’in<br />

dediği gibi, “Şehri imar ederken, nesli<br />

ihya etmeyi ihmal ederseniz; ihmal<br />

ettiğiniz nesil, imar ettiğiniz şehri<br />

tahrip eder.”<br />

6€<br />

Hızlı Havale*<br />

Havalenizi DenizBank ile yapın, Türkiye’nin 81 şehrinde 4.200 noktaya anında ulaşın!<br />

• DenizBank A.Ş.’nin 700’ü aşkın şubesine göndereceğiniz havaleleri<br />

bir saat içinde Türkiye’de hiçbir ek masraf kesilmeden<br />

memlekete gönderiyoruz.<br />

• Havalelerinizi ister Avusturya genelindeki 27 şubemizden,<br />

ister internet şubemiz üzerinden online yapın, paranızı hesaplı,<br />

güvenli ve hızlı bir şekilde memlekete ulaştıralım!<br />

Haftaiçi uzun çalışma<br />

saatlerimizle hizmetinizdeyiz.<br />

Ayrıca Viyana şubelerimiz<br />

Cumartesi günleri de açık!<br />

* Bireysel müşterilerin DenizBank A.Ş., İş Bankası ve Halk Bankası’na yaptıkları 200 Euro’ya kadar olan havaleleri için bir sonraki değişikliğe kadar geçerli ücret.<br />

Müşteri Hizmetleri 0800 88 66 00, www.denizbank.at<br />

DenizBank bir Sberbank grubu kuruluşudur.<br />

Entgeltliche Einschaltung


3 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

MART <strong>2018</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

"Die Entkrampfung des politischen Verhältnisses zwischen Österreich und der Türkei geht auf mehreren Ebenen weiter"<br />

Avusturya-Türkiye ilişkileri<br />

birçok alanda normale dönüyor<br />

Türkiye ve Avusturya arasındaki<br />

ilişkilerin yeniden normale<br />

dönmesi adına önemli<br />

gelişmeler yaşanıyor. Türkiye<br />

Dışişleri Bakanı Mevlüt<br />

Çavuşoğlu'nun geçtiğimiz<br />

günlerde Viyana'ya yaptığı<br />

resmi ziyaret ile güzel adımlar<br />

atılmaya başladı.<br />

YOLUN BAŞINDAYIZ...<br />

Avusturya Dışişleri, Avrupa<br />

ve Entegrasyon Bakanı Karin<br />

Kneissl, Çavuşoğlu'nu Viyana'da<br />

ağırlamaktan duyduğu<br />

büyük memnuniyeti<br />

dile getirdi. Kneissl: ''İki ülke<br />

arasındaki ilişkilerin yeniden<br />

canlanması için çaba gösteriyoruz.<br />

Bu görüşmeler, yalnız<br />

iki dışişleri bakanıyla<br />

sınırlı kalmayacak. İlerleyen<br />

günlerde Türkiye Ekonomi<br />

Bakanı da Viyana'ya gelecek.<br />

Ayrıca İstanbul'a yaptığım<br />

ziyarette kararlaştırılan<br />

başlıklar birçok seviyede<br />

hayata geçirilmeye başladı.<br />

Diplomatların görüşmeleri<br />

başta olmak üzere, ekonomik<br />

ve kültürel ilişkilerin<br />

güçlendirilmesi için çalışıyoruz.<br />

Henüz yolun başındayız<br />

ve ilişkilerin güçlendirilmesini<br />

adım adım sağlayacağız."<br />

dedi.<br />

Bakan Çavuşoğlu ise kısa<br />

süre içinde ikinci kez Karin<br />

Kneissl ile bir araya gelmekten<br />

memnuniyet duyduğunu,<br />

sorunları aşmak için<br />

öncelikle pozitif mesajlar<br />

verilmesi, güvenin tesis edilmesi<br />

ve adımlar atılması gerektiğine<br />

işaret ederek çok<br />

önemli konulara değindi.<br />

ÇİFTE VATANDAŞ<br />

TÜRKLERİN DURUMU...<br />

Bakan Mevlüt Çavuşoğlu:<br />

"Çifte vatandaşlık konusunda<br />

Türklere başka, diğer<br />

ülke vatandaşlarına başka<br />

muamele kabul edilemez ve<br />

bu insani de olmaz. Bununla<br />

ilgili de bazı çalışmalar var,<br />

anlayış da var, bunun için de<br />

çok teşekkür ediyorum.''<br />

İMAMLAR ÇOK İYİ<br />

ALMANCA BİLMELİ...<br />

Çavuşoğlu: ''İmamların eğitimi<br />

konusu çok hassas.<br />

Avusturya'da çıkan yeni yasayı<br />

biliyoruz. İslam'ın doğru<br />

ve güvenilir kaynaklardan<br />

düzgün şekilde olduğu gibi<br />

anlatılması öğretilmesi için<br />

Türkiye ile işbirliği yapan<br />

tüm Avrupa ülkeleri kendilerini<br />

gerçekten güvende<br />

hissediyor. Bizim eğitim sistemimiz<br />

ve Diyanet İşleri<br />

Bakanlığımız adeta radikalleşmeye<br />

karşı bir sigortadır.<br />

Çünkü düzgün, doğru ve<br />

gerçek İslam öğretiliyor.<br />

Yanlış kaynaklardan ya da<br />

akımlardan öğretilenlerden<br />

emin olmayabiliriz. O yüzden<br />

bu imamlarında iyileştirilmesi<br />

gerekiyor. Bu noktada<br />

Strasburg'da yaptığımız<br />

gibi burada fakülte açabilir,<br />

eğitim verebiliriz. Bu<br />

oluncaya kadar da Avusturya<br />

vatandaşlarının Türkiye<br />

eğitimi konusunda işbirliği<br />

yapabiliriz. Onlar sizin<br />

vatandaşlarınız ve Avusturya'ya<br />

bağlılar. Ayrıca imamların<br />

da Almancayı çok iyi<br />

bilmesi gerekiyor. Çünkü sadece<br />

Türklere değil buradaki<br />

tüm Müslümanlara<br />

İslam'ın iyi öğretilmesi ve<br />

Gewalt gegen Frauen: Migrantinnen stärker betroffen<br />

Göçmen Kadınlar Daha<br />

Çok Şiddet Görüyor<br />

(OTS)- Avusturya Entegrasyon<br />

Fonunun (ÖIF) yayınladığı<br />

yeni istatistik broşürünün<br />

içeriği göç bağlamında<br />

kadınlara uygulanan<br />

şiddetti ve bu şiddetin türü<br />

kadınlara uygulanan sünnet<br />

ve zorla evlendirme<br />

olarak yansıtılmıştı. İstatistik<br />

broşürünün yeni sayısının<br />

ağırlık konusu kadının<br />

dışında, eğitim, iş ve<br />

Avusturya’daki göçmenlerin<br />

toplumsal uyumu gibi<br />

konulara dair kesin verileri<br />

içeriyor.<br />

Sünnet edilen kadın ve<br />

kızların sayıları arttı<br />

2015’den bu yana özellikle<br />

Suriye, Afganistan ve<br />

Irak’tan gelen Müslüman<br />

göçmenlerin sayısı Avusturya’da<br />

çok arttı. Son yılların<br />

göç hareketliliğinden<br />

Foto: ÖIF / R.Talasz<br />

dolayı uzmanlar sünnet<br />

edilen kadınların, çocuk ve<br />

çok eşlilik sayılarının yükseldiğini<br />

varsayıyor. Tahminlere<br />

göre Avusturya’da<br />

5000 kadın zorla evlendirilmiş<br />

ya da bu tür evliliğin<br />

eşiğinde. Orient Express<br />

Derneği bunu yaşamış ya<br />

da tehdit edilen yılda 200<br />

kadının olduğundan bahsediyor.<br />

Kadınlara şiddet,<br />

kadın sünneti ya da zorla<br />

evlendirme kuşaktan kuşağa<br />

aktarılan erkek egemen<br />

toplumların kültür<br />

kavramları ve davranış kuralları<br />

sayesinde meşrulaştırıldı.<br />

Bu şiddetin %90’ı<br />

aile ya da tanıdık çevrede<br />

gerçekleşiyor. Bu güncel<br />

bilgilerin tamamına internette<br />

www.integrationsfonds.at/publikationen<br />

adresinden ulaşılabilir.<br />

Yeni İstatistik Broşürünün<br />

ağırlık konusu ''KADIN''<br />

2017 yılı başı itibarıyla<br />

Avusturya’da 842.200 yurt<br />

dışında doğan kadın yaşıyor,<br />

bu Avusturya toplam<br />

kadın nüfusunun %19’unu<br />

oluşturuyor. Yurt dışında<br />

doğan kadınların yarıdan<br />

biraz fazlası 3. dünya ülkelerinden<br />

(%51.7). 2016 yılı<br />

net yabancı kadın göçü<br />

33.900, en çok 4400 kadın<br />

Suriye’den, sonra Romen<br />

(3400), Macar (3200) ve<br />

Afganlı (2900) kadınlar geliyor.<br />

2016’da yabancı kadınlardaki<br />

işsizlik kotası<br />

%13.7, Avusturyalı kadınlarda<br />

(%7.3). Türkiyeli kadınlarda<br />

%23, Suriyeli<br />

kadınlarda oldukça çarpıcı<br />

(%84), Afganlılarda (%57).<br />

Avusturya’da kadınlar ortalama<br />

1.4 çocuk sahibi olurken,<br />

Türkler 2.4, Afganlılar<br />

3.8 ve Suriyeliler 5.3 çocuk<br />

doğuruyor. Avusturyalı kadınlar<br />

ortalama 31.1 yaşında<br />

evlenirken, yabancı<br />

kadınlarda evlenme yaşı<br />

28.3, Türkiyelilerde ise<br />

23.3. Bu ve daha fazla güncel<br />

sayılar yeni çıkan ağırlıklı<br />

konusu kadın olan<br />

istatistik broşürü 2017’de<br />

sunuluyor. İnternet sayfası<br />

www.integrationfonds.at/<br />

publikationen<br />

çocukların doğru şekilde<br />

eğitilmesi önemli."<br />

Bakan Kneissl ise: "Türkiye,<br />

Avusturya'da bulunan Türk<br />

kökenli imamların eğitimi<br />

için önemli adımlar atıyor,<br />

ilahiyatçıların Türkiye'ye davet<br />

edilmesi ve dini eğitim<br />

alanlarında diyaloğun geliştirilmesi<br />

konularını da değerlendiriyoruz."<br />

TERÖR UYARISI...<br />

Çavuşoğlu: "Avrupa'da terör<br />

örgütleri kendilerini adeta<br />

cennette hissetmemeli. Teröristler,<br />

terör örgütleri her<br />

yerde aynı muameleyi görmeli."<br />

uyarısını da yaptı.<br />

Avusturya<br />

Sosyal<br />

Harcamalarda<br />

AB’de 4. Ülke<br />

Avusturya, sosyal konulara<br />

harcamalar açısından Avrupa<br />

Birliği'nde (AB) en ön sıralarda<br />

yer alıyor. 2016'da AB içinde<br />

dördüncü sırada yer alan<br />

Avusturya’nın gayri safi yurtiçi<br />

hasıla oranı %21,6 oldu.<br />

AB istatistik ajansı Eurostat'ın<br />

güncel verilerine göre, ilk üç<br />

sırada %25,6 ile Fransa, %24.4<br />

ile Danimarka, %23.4 ile Finlandiya<br />

yer aldı. Sosyal sektöre<br />

en az harcama yapan ülke ise<br />

%9,9 ile İrlanda oldu. AB ortalaması<br />

ise %19,1’dir.<br />

Sağlık Sektöründe de İleride<br />

Sağlık sektöründe, Avusturya'nın<br />

gayri safi yurtiçi hasıla<br />

oranı %8 oldu ve AB’de<br />

üçüncü en yüksek harcamaya<br />

sahip ülke olarak tespit edildi.<br />

Burada en yüksek orana sahip<br />

2 ülke Danimarka (%8,6) ve<br />

Fransa'dır (%8,1). Sağlık konusundaki<br />

en düşük harcama<br />

oranı %2,6 ile Kıbrıs’ta. AB ortalaması<br />

ise yüzde 7,1'dir.<br />

Österreich hat prozentuell<br />

die vierthöchsten Sozialausgaben<br />

in der EU<br />

Foto: photonews.at / Georges Schneider


MART <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 4<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Topluca değişmiştik, değişebildiğimiz<br />

kadar. Bilgilerimiz çoğaldıkca, kaygılarımız<br />

ve korkularımızda aynı oranda<br />

çoğalmıştı. Çoğalan sadece kaygılarımız<br />

değil, hastalıklarımız, beklentilerimiz,<br />

isteklerimiz ve hatta pişmanlıklarımızdı…<br />

Hızla akan zamana inat, hızlı bir yaşam<br />

tarzı bile geliştirdik. Hız ve haz çağında<br />

yaşıyor gibiyiz. Hayatımıza giren teknoloji<br />

harikaları bize hayatı kolaylaştırdı<br />

gibi görünse de, getirileri kadar<br />

götürdükleri de oldu. Mutlu ve pratik<br />

bir hayat beklerken, genellikle hareketsiz,<br />

mutsuz ve doyumsuz olduk…<br />

Hayatta aktif kalabilmek için, sanal bir<br />

hareketliliğin ve iletişim ağının içine<br />

düştük…<br />

Evlerimize televizyonun ilk girdiği<br />

dönemlerde, insanlar önlerine ne<br />

geldiyse onu seyrettiler. Seksenli, doksanlı<br />

yıllarda ekrana misafir olan<br />

Amerikan ve Brezilya dizileri yerini<br />

zamanla yerli ve Hint dizilerine bıraktı…<br />

Baktık gördük ki çok vaktimizi<br />

alıyor, hayatımızı olumsuz etkiliyor.<br />

Bazılarımız seçici oldu ve faydalı programlar<br />

izlemeye başladı… Son yıllardaysa,<br />

internet ve akıllı telefonlar,<br />

sanal ilişkileri hızlandırırken, aile ve<br />

toplum müessesesini tehdit eder<br />

duruma geldi.<br />

Buna rağmen sağlıklı iletişimi olan<br />

aileler, dozunda internet ve sosyal<br />

medya kullanan insanlar da var. İnsan<br />

zamanla, sosyal medya konusunda da,<br />

kontrollü, bilinçli ve sınırlı kullandığında<br />

faydasını görecektir.<br />

Hayatımızı olumsuz etkileyen, insani<br />

ilişkileri zayıflatan etkenlere bir göz<br />

atalım:<br />

Dedikoku: Bilinen en eski haber<br />

kaynağı. Fazla merak duygusundan<br />

kaynaklanan, haber alma, haber servis<br />

etme mekanizması. Çogu kez<br />

insani ilişkileri zedeleyen, güven ortamını<br />

sarsan bir yöntem.. Hatta haberi<br />

yayma kısmında biraz ekleme çıkarma<br />

yapıldığında iftiraya kadar giden<br />

manevi bir hastalıktır. Aynı zaman hak<br />

ihlali…<br />

Mükemmel olma çabası: Hayatta herşeye<br />

güç yetirme isteği insanı fazla<br />

yüklenmeye zorlar. Güç yetiremeyeceği<br />

kadar yüklenen insan haliyle daha<br />

çabuk yıpranır, yorulur.<br />

Öyle bir hale geldik ki, hayatta kendimizden<br />

bile çok şey bekler olduk.<br />

Yapamadığımızda, kendi kendimize<br />

öfkelenip hedeflerden vazgeçmeye<br />

başladık. Kendimizi bile tanımakta,<br />

neyi isteyip istemediğimizi kestirmekte<br />

zorlanıyorken, boşluga düşmek.<br />

Bir de iman zayıflığı varsa,<br />

ruhsal bunalıma düşmemek işten bile<br />

değil.<br />

Bir de adanmış hayatlar vardır. Kendini<br />

ve isteklerini değil, sevdiklerinin<br />

gönlünü hoş etme çabasıyla kendini<br />

unutanlar: Çocukların veya eşlerin<br />

görevini üstlenmek (bilinçli veya bilinçsiz).<br />

Gereksiz sorumluluk yüklenmek,<br />

bir insanın kendine vereceği en<br />

büyük ceza olsa gerek. Hayatta yükünü<br />

aldığınız insanları kendimize<br />

borçlandırarak, ilerde fazla beklentiye<br />

girmek doğru olmadığı gibi, onları<br />

tembelliğe ve sorumsuzluğa iter. Okul<br />

Temizlik maddelerinin tehlikeleri<br />

konusunda yapılan araştırmaların<br />

sonuçları alarm veriyor. Norveç<br />

Bergen Üniversitesi’nden araştırmacılar<br />

6000 kişinin katıldığı bir<br />

araştırmanın sonucunda (bu araştırmanın<br />

sonuçları "Journal of Respiratory"<br />

ve "Critical Care Medicine"<br />

dergilerinde yayınlandı) uzun<br />

zaman dilimindeher gün evini kimyasal<br />

temizlik spreyleri ile temizleyen<br />

kişilerin bir paket sigara içmiş<br />

gibi olacağı sonucuna ulaştı.<br />

Araştırma direktörü Cecile Svanes,<br />

kimyasal maddelerin astım üzerindeki<br />

kısa süreli etkilerinin her<br />

zaman için daha iyi araştırılabildiğine,<br />

bu çalışmada kimyasalların<br />

uzun süreli etkilerinin yer almadığına<br />

dikkat çekti. Araştırmacılar çalışmaları<br />

için, test edilen şahısların<br />

20 yıldan fazla akciğer fonksiyonlarını<br />

ölçtüler. Ankette bu kişilerin<br />

nekadar sıklıkla kimyasal temizlik<br />

malzemesi kullandıkları soruldu.<br />

Sonuç: Düzenli kimyasal temizlik<br />

maddesi kullananların akciğerlerinin<br />

günde bir paket sigara içenlerinki<br />

kadar zayıf olduğu görüldü.<br />

Bu kişilerde astıma daha sık rastlandı.<br />

Bu durumdan kadınların<br />

erkeklere göre daha şiddetli etkilendikleri<br />

görüldü.<br />

Geçtiğimiz Eylül ayında Fransız<br />

araştırmacıların yayınladığı araştırma<br />

sonuçlarına göre, yüzeyleri<br />

düzenli olarak dezenfeksiyon maddeleriyle<br />

temizleyen hastabakıcıların<br />

%30’a kadar daha fazla<br />

akciğerlerinin hasta olma riski olduğu<br />

açıklandı. Norveçli bilim insanları<br />

iseevlerdekimyasal temizlik<br />

spreyleri yerine mikrofiber bez<br />

vesu kullanılmasını öneriyorlar.<br />

YASEMİN KARAGÖZ<br />

yasemin-ka@hotmail.com<br />

MODERN HAYATIN<br />

MANEVİ HASTALIKLARI<br />

Bazı Temizlik Maddeleri Çok Tehlikeli<br />

A<br />

VRUP<br />

<strong>HABER</strong><br />

A<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />

Katrin VORHAUSER<br />

İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />

Mehmet İNAK<br />

Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />

Hasan KESKİN<br />

Türkiye Temsilcisi<br />

Mag. Ahmet ZUBİ<br />

15.03.<strong>2018</strong> - 16.04.<strong>2018</strong><br />

SAYI: 74 MART <strong>2018</strong> - <strong>MÄRZ</strong> <strong>2018</strong> AUSGABE: 4<br />

ANSCHRIFT - ADRES<br />

<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />

Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />

Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />

gazetemiz sorumlu değildir.<br />

www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

çıkışları çocuğun çantasını taşımayı<br />

alışkanlık haline getirmiş anne örneği<br />

gibi. Oysa yükü ile başbaşa bırakmak<br />

çocuğu daha bilinçli ve sağlam yapacaktır<br />

hayatta.<br />

Kelebeklerin kozalarını önceden<br />

açmak, onların uçma yeteneklerini<br />

elden almaktır. Koza içinde çabalayan<br />

kelebeğini kanadı, güçlenir ve kozadan<br />

çıkar çıkmaz uçacak hale gelir.<br />

Takıntılar: Hem güzel, hem genç<br />

görünmek… Hep en iyisine sahip<br />

olmak… Artık beğenilmiyorum hissi,<br />

yetersizlik duygularına ve sonunda,<br />

çaresizliğe sürüklenmeler… Bir başkasının<br />

bedeniyle, kendini kıyaslamak,<br />

bir başkasının hayatıyla kendi hayatını<br />

kıyaslamak, gibi.<br />

Duyarsızlaşmak: Eskiden ölüm, ayrılık,<br />

aile içi şiddet, ahlaksızlık, duyulduğu<br />

an insan şöyle bir irkilir, günlerce hayretler<br />

içinde kalırdı. Zamanla herşey<br />

sıradanlaştı ve insanlar duyarsızlaşmaya<br />

başladı…<br />

İnsanı, iyi hissettiren iş ve uğraşlar,<br />

sağlıklı hayatın kapısını aralar. Hayatta<br />

aktif kalabilmek; yaşımıza, seviyemize,<br />

vaktimize uygun faaliyetler<br />

yapmak demektir. Faydalı her meşguliyet<br />

insana, zindelik ve hayata tutunma<br />

gücü verir.<br />

Bazı şeyleri fıtrat gereği kabul etmek,<br />

hayatı olduğu gibi algılamak, hayatı<br />

imkânlar dahilinde yaşamak elbette<br />

bizi mutlu edecektir. Öyleyse doğru<br />

bakış açısına şiddetle ihtiyaç vardır.<br />

Çünkü değerimizi nasıl göründüğümüz<br />

değil, olaylar karşısında nasıl<br />

davrandığımız belirler…<br />

Avusturya’da<br />

Doğumlar Artıda<br />

Avusturya İstatistik Kurumu,<br />

2017’nin doğum verilerini<br />

açıkladı. Buna göre doğum<br />

sayısında 2016’ya göre %0.5<br />

azalma, ölümlerde %1.7 artış<br />

gerçekleşti. Genel toplamda<br />

ise +5.178 doğum bilançosu<br />

ortaya çıktı.<br />

Eyaletlerin çoğunda doğumlarda<br />

artış kaydedildi<br />

Doğum artışının en fazla<br />

yaşandığı eyaletler sırasıyla<br />

şöyle oldu: Viyana (+4.614),<br />

Yukarı Avusturya (+1.880),<br />

Tirol (+1.856), Salzburg<br />

(+1.222) ve Vorarlberg<br />

(+1.208). Bu eyaletlerde<br />

doğum sayısı ölüm sayısından<br />

daha fazla oldu.<br />

Geçtiğimiz yıllarda olduğu<br />

Avusturya’da yapılan bir<br />

araştırmaya göre günde normal<br />

tempoda 10 bin adım<br />

atan bireyler çok sağlıklı oluyor<br />

ve fazla kilolardan düzenli<br />

bir şekilde kurtuluyor.<br />

Öster re ich mit<br />

positiver Gebur te nbilanz<br />

gibi Aşağı Avusturya (-1.862),<br />

Steiermark (-1.431), Kärnten<br />

(-1.170) ve Burgenland<br />

(-1.139) gibi eyaletlerde<br />

ölümler doğumların üzerinde<br />

gerçekleşti.<br />

Avusturya İstatistik Kurumunun<br />

yayınladığı verilerde<br />

‘yurt dışı Avusturyalılar’ hakkında<br />

sayılar da yer aldı.<br />

Yaşını tamamlamadan ilk yıl<br />

içerisinde ölen bebek sayısı<br />

160 oldu. Bebek ölüm oranlarında<br />

şimdiye kadarki en<br />

düşük oran kaydedildi. Ana<br />

ikâmeti Avusturya olup yurt<br />

dışında ölen Avusturyalı sayısı<br />

609, yurt dışında dünyaya<br />

gelen bebek sayısı ise<br />

358 oldu.<br />

Günde 10 bin adım<br />

atmak çok sağlıklı...<br />

Tahminlere göre Avusturya’da<br />

her 10 kişiden biri hayatında bir<br />

kere depresyona giriyor. Yapılan<br />

araştırmalar sağlıklı beslenmenin<br />

depresyon riskini azaltacağını gösteriyor.<br />

Amerikalı doktorlar, bir<br />

çalışmasında sebze-meyve, tam<br />

tahıllı ürünler, baklagiller, balık ve<br />

avokado yağı ile beslenmenin etkilerini<br />

araştırdı. Bu çalışmada 6<br />

yaş üzeri yaklaşık 1000 kişinin<br />

beslenme ve ruhsal sağlığı arasındaki<br />

ilişki belgelendirildi.<br />

Araştırmanın sonucuna göre sağlıklı<br />

beslenen bir kişinin depresyona<br />

yakalanma riski diğerlerine<br />

göre %11 daha az, çünkü yaşlanmayla<br />

birlikte artan iltihaplanmalar<br />

sağlıklı beslenenlerde azalıyor.<br />

Peter Holzer, Graz Tıp Fakültesinde<br />

bağırsak ve ruh arasındaki<br />

ilişkiyi araştırıyor. Holzer’e göre<br />

beslenme, iltihaplar ve depresyon<br />

arasındaki ilişki henüz bir hipotez.<br />

Diğer olası bir açıklama ise bağırsağın<br />

sahip olduğu bakteriler. Beslenme<br />

tipinin değiştirilmesi yani<br />

iyiye geçiş bağırsak mikrobiyomu<br />

üzerinde olumlu etki yapıyor.<br />

Beyin ve bağırsak çok farklı kanallarla<br />

birbirine bağlı. Bunlar mikrobiyomun<br />

metabolitleri, bağırsak<br />

hormonları ve bağışıklık sisteminin<br />

haberci maddeleridir.<br />

Sağlıklı bir insanda bağırsaktaki<br />

mikrobiyom ve bağışıklık sistemi<br />

Uzmanlar, ilk etapta 5 bin<br />

adımla başlanılmasını, bu sayının<br />

zamanla arttırılmasını<br />

ve telefonlardaki ‘Adım Sayıcı’<br />

uygulamaları ile performansın<br />

takibini öneriyorlar.<br />

‘Depresyonu azaltmak için bağışıklık sisteminize dikkat edin...’<br />

Depresyona Karşı Sağlıklı<br />

Beslenmek Şart...<br />

arasında önemli bir denge vardır.<br />

Bu denge bozulduğunda bağışıklık<br />

haberci maddeleri artarak dağılırlar<br />

bu da beyni olumsuz yönde<br />

etkileyebilir. Avusturya Graz eyaletinden<br />

doktor Peter Holzer’in<br />

vardığı sonuç: Beslenme depresyonu<br />

önlemede tek açıklama tabi<br />

ki değildir, fakat terapilerde güçlü<br />

bir şekilde dikkat edilmesi gereken<br />

bir etkendir.


5 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

MART <strong>2018</strong><br />

Hükümet Ortakları ÖVP ve FPÖ Güvenlik Paketini Onayladılar<br />

Devlet Herkesi Takip Edebilecek<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Hükümetin planlayıp onayladığı<br />

‘Güvenlik Paketinin’ en önemli<br />

noktası WhatsApp ve Skype gibi<br />

mesajlaşma hizmeti veren sunucuların<br />

kontrolünü sağlayacak bir<br />

programın bilgisayar sistemine<br />

yerleştirilmesi oldu. Paket, ceza<br />

üst sınırı 10 yıldan fazla olan suçlarda,<br />

terör nitelikli suçların şüphesinde,<br />

ceza üst sınırı 5 yıldan<br />

fazla suçlarda beden ve hayat<br />

ve(ya) cinsel bütünlüğün tehlikede<br />

görüldüğü anda kullanılacak.<br />

Avrupa Adalet Divanı, stok verileri<br />

tutmayı temel haklara aykırı görüp<br />

iptal ettiği için hükümet şüpheli<br />

durumlarda olaya ait bilgileri kayıt<br />

etme yoluna gidecek. İlk şüphenin<br />

ortaya çıkmasıyla yetkililerin talimatlarına<br />

göre Telekom operatörleri<br />

iletişim bilgilerini 12 aya kadar<br />

kayıt etmek zorunda olacaklar.<br />

Şüphe kuvvetlendirilemezse, ‘şüpheli’<br />

gidişat hakkında bilgilendirilmek<br />

zorunda olunacak.<br />

Avusturya'da bir mahkeme, aşırı<br />

sağcı parti lideri Heinz-Christian<br />

Strache’nin şikâyeti üzerine açılan<br />

davada, vatandaşların siyasetçilere<br />

küfretme ve müstehcen hareketler<br />

yapma hakkı olduğuna hükmederek<br />

çok ilginç bir karara imza attı.<br />

MAHKEMEDEN RED<br />

Aşırı sağcı Özgürlük Partisi (FPÖ)<br />

başkanı Heinz-Christian Strache,<br />

Kamusal alanda tüm video<br />

kameralara erişim sağlanıyor...<br />

Erişimler kamusal alandaki video<br />

ve ses kayıtlarına kadar genişletilecek.<br />

Yetkililere kamu ve özeldeki<br />

taşıma işletmeleri, havaalanı, istasyon<br />

gibi kamu ve özel işletmelerdeki<br />

video ve ses kontrolü<br />

cihazlarına erişimi sağlanacak. Kayıtlar<br />

için 4 haftalık bir stoklama<br />

mecburiyeti geliyor. Sürücüler de<br />

özellikle plaka tanıma sistemi üzerinden<br />

sıkı bir şekilde denetlenecek.<br />

Böylece yollardaki her arabanın<br />

sürücüsü, plakası, markası,<br />

modeli ve rengi kayıt altına alınmış<br />

olacak. Otoyol bölüm kontrolleri<br />

de (Section-Control) buraya dahil<br />

edilecek. Şahısların resim ve videoları<br />

bütün emniyet amaçlı konularda<br />

kullanılabilecek.<br />

Tüm hazır kartlı cep telefonlarına<br />

1 Ocak 2019’dan itibaren kayıt<br />

ettirme şartı getiriliyor...<br />

Anlaşmaları hala sürecek olanlar<br />

solcu eylemcilerin hazırladıkları<br />

bir videoda kendisini eleştirerek<br />

"kamuoyu önünde" hakaret ettiklerini<br />

söylemişti. Strache, Aralık<br />

ayında videoya karşı açtığı davayı<br />

kaybetmiş ancak konuyu bir yüksek<br />

mahkemeye taşımıştı. Viyana'daki<br />

Yüksek Mahkeme de ifade özgürlüğüne<br />

dikkat çekerek Strache'nin<br />

başvurusunu reddetti.<br />

için 6 aylık geçiş dönemi öngörülüyor.<br />

Konuşma içerikleri sorgulanamayacak.<br />

Mektup gizliliği ise<br />

gevşetiliyor. Cezası bir yıldan fazla<br />

hapis cezasını gerektirecek bir<br />

suçun aydınlatılmasında faydalı<br />

olabilecek mektuba el koymak<br />

mümkün olacak. Bu internette satılan<br />

uyuşturucuların ticaretinin<br />

mektup vasıtasıyla yapılması nedeniyle<br />

mektup gizliliğinin gevşetilmesine<br />

argüman oluyor. "Birlikte<br />

Güvenli" projesi de polisin, özel kuruluşların<br />

ve muhatabın sıkı bir şekilde<br />

birlikte çalışacağı güvenlik<br />

forumları şeklinde yaygınlaştırılacak.<br />

Polis kasti ve nedensiz olarak<br />

çağırılırsa ücretledirme uygulaması<br />

geliyor. Paketin uygulanması 5 yılla<br />

sınırlandırıldı ve 3 yıldan sonra<br />

değerlendirilmesi yapılacak.<br />

İçişleri Bakanı Herbert Kickl (FPÖ):<br />

"Subjektif güvenlik hissinin kuvvetlendirilmesi<br />

ve suçluların metotlarına<br />

cevap için bu tedbirler gerekli.<br />

Avusturya Mahkemesi:<br />

‘Siyasilere Küfür İfade<br />

Özgürlüğü Kapsamında’<br />

DEVLET TELEVİZYONU’NDAN DAVA<br />

Öte yandan Avusturya'nın devlet<br />

televizyonu ORF de, kanalı ve sunucusu<br />

Armin Wolf’u yalan söylemekle<br />

suçlayan Strache'ye karşı<br />

dava açtı. Bu davadan sonra FPÖ lideri<br />

ve Başbakan Yardımcısı Strache<br />

Avusturya’nın en saygın gazeteci ve<br />

televizyon moderatörlerinden olan<br />

Armin Wolf’dan özür diledi.<br />

Güvenlik paketiyle terörizme ve<br />

ağır suçlara karşı mücadele ilan<br />

edilmiştir. Suçluların farklı yöntemler<br />

geliştirmesine karşı Adalet<br />

ve yönetim de bunlara fırsat vermeme<br />

adına tedbirler almalıdır."<br />

Adalet Bakanı Josef Moser ise, güvenli<br />

bir ülke ve yaşam için derinlemesine<br />

tedbirler alınacağını söyledi.<br />

Suç işleme şüphesi olan kişilerin<br />

çevresinde bağlantı kurduğu<br />

bireylerin de (örneğin WhatsApp<br />

mesajları) kontrol edileceğini sözlerine<br />

ekleyerek bu güvenlik paketi<br />

ile temel hakların korunduğuna<br />

işaret etti.<br />

Avrupa'da sağ popülizm<br />

giderek yayılıyor...<br />

Avrupa'nın birçok önemli ülkesinde<br />

son yıllarda yapılan seçimlerde,<br />

merkez sol partiler kan<br />

kaybı yaşarken, sağ popülist partiler<br />

güçlenmeye devam ediyor.<br />

Avusturya, Fransa, Almanya, İspanya<br />

ve Hollanda’nın ardından<br />

kısa süre önce İtalya seçimlerinde<br />

de yine sağ popülist 5 Yıldız<br />

Hareketi sandıktan en çok oyu<br />

alan parti oldu.<br />

KORKU YAYIYORLAR...<br />

Avrupanın bu önemli ülkelerinde<br />

göçmen ve İslam karşıtlığını, AB<br />

projesine kuşkuyla bakan korumacı<br />

ekonomi politikaları benimseyen<br />

sağ popülist partiler,<br />

halkı korkutarak güçlerini arttırmayı<br />

ve merkez sol partilere<br />

üstünlük sağlamayı başardı.<br />

SOSYAL AĞLARDA ETKİLİLER...<br />

Sağ popülistler özellikle internet<br />

ve sosyal medya aracılığıyla en<br />

hızlı ve masrafsız şekilde geniş<br />

kitlelere mesajlarını ulaştırmayı<br />

başardılar.<br />

ÇÖZÜM ÜRETİLEMİYOR...<br />

Sol ve merkez partiler, sağ popülistlerin<br />

halkı etkileyen taktiklerine<br />

karşı çözüm üretemezken,<br />

çareyi söylemlerini aşırı sağcılara<br />

yakın bir çizgiye getirmekte bulsalar<br />

da yine de başarılı olamıyorlar.<br />

Bu olumsuz gidişatın<br />

devam etmesi AB’nin çöküşünü<br />

hızlandırabilir.<br />

größer<br />

als<br />

Jede<br />

Spende<br />

hilft!<br />

Hilfe>Armut<br />

Weihnachtsgeschenke fallen heuer aus. Für jeden<br />

7. Menschen in Österreich, der von Armut betroffen ist.<br />

Gemeinsam können wir Menschen in Not helfen. Wir Ich<br />

www.caritas.at/spenden


MART <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 6<br />

Cep Telefonu İle Ödemenin<br />

Popülerliği Giderek Artıyor...<br />

Geçtiğimiz yıl Visa, Düşünce ve Araştırma<br />

Kuruluşu Populus’a cep telefonu, tablet<br />

ve benzeri alet kullanıcılarının, kullanma<br />

alışkanlıklarıyla ilgili bir anket yaptırdı.<br />

Ankete 22 Avrupa ülkesinden 42.308<br />

kişi (Avusturya’dan 2000 kişi) katıldı.<br />

Anket sonuçlarına göre:<br />

Bankacılık uygulamaları Avrupalıların<br />

%62’si tarafından kullanıldı. Avusturya’da<br />

oran %62 oldu. 1980-99 aralığında doğanlar<br />

da bu oran %72’ye kadar çıktı.<br />

Avusturya’da en popüler dijital ödeme aktivitesi<br />

bankacılık uygulamaları oldu. Katılımcıların,<br />

Avrupa’da %48’i, Avusturya’da<br />

%42’si cep telefonlarını internetten alış<br />

veriş için kullandı. 1980-1999 doğumlular<br />

burada da bir adım öndeydi (%56). Günlük<br />

hayattaki alış verişlerini %43 cepten ve<br />

%66 temassız ödeme fonksiyonu ile yaptı.<br />

Toplam olarak Avusturya’da telefon ve<br />

benzeri alet kullanıcılarının %77’si bunları<br />

alış verişte ve banka işlemlerinde de kullandı.<br />

Katılımcıların %33’ü dijital ödemenin<br />

giderek daha güvenli olduğunu ifade<br />

etti. Avrupa’da biyometrik kimlik doğrulamaya<br />

güvenenlerin oranı bir önceki yıl<br />

%59 iken geçen yıl %84’e yükseldi.<br />

Visa’ya göre Avusturya’da en güvenilir<br />

kimlik doğrulama, parmak izi taraması<br />

(%75) ve İris tarama sistemi (%73). Şahsi<br />

imza (% 29) ve pin (%54). Anket katılanların<br />

en az güvendiği ise sosyal ağlar oldu.<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Viyana'da İslam ve<br />

Göçmen Düşmanlığı<br />

Başkent Viyana sokaklarında geçtiğimiz günlerde<br />

Macar Bakan Janos Lazar skandal bir<br />

video hazırladı.<br />

Viyana'nın göçmenler nedeniyle kötü ve yaşanılmaz<br />

bir şehir haline geldiğini öne süren<br />

Janos Lazar videosunda, "Viyana'da göçmenlerin<br />

yaşadığı bölgedeyiz. 20 yıl önce bu bölgede<br />

bir tek göçmen bile yoktu. Bugün bu bölgede<br />

toplumun hayatını göçmenler belirliyor. Viyana'da<br />

beyaz Viyanalı çocuğun olmadığı sadece<br />

Müslüman ve Ortadoğulu göçmenlerin çocuklarının<br />

gittiği birçok okul var. Beyaz Hıristiyan<br />

Avusturyalıların terk ettiği bu bölgenin yönetimini<br />

göçmenler almışlar. Bu göçmenler şehrin<br />

eski yüzünü tamamen değiştiriyorlar. Burada<br />

da görüldüğü gibi sokaklar daha kirli, çevre<br />

daha fakir ve suç oranı çok daha fazla" diyerek<br />

açık bir ırkçılığa imza arttı.<br />

Rolle des Migrationshintergrunds bei Mathematik-Standards<br />

Göçmenliğin Matematik<br />

Başarısına Etkisi Nasıl?<br />

Yeni ortaokul (NMS), normal ortaokullar<br />

ve Genel Lise (AHS)<br />

4. Sınıf öğrencileri geçen yıl yapılan<br />

Matematik eğitim standardı<br />

testinde 2012 yılınkinden az da<br />

olsa daha iyi sonuçlar aldılar.<br />

Açıklanan sonuç raporuna göre<br />

halen %15'lik kesim en basit matematik<br />

sorularını zorlukla çözebiliyor.<br />

Sonuçları etkileyen faktör<br />

ise göçmen kökenlilik ve ebeveynin<br />

eğitim durumu.<br />

Göçmen kökenlilik faktörü<br />

Göçmen kökenli olup olmama,<br />

öğrencinin ilk dilinin Almanca<br />

olup olmaması öğrenciler arasındaki<br />

farkları etkiliyor. Göçmen<br />

kökenli olmayan gençler, göçmen<br />

kökenli olanlara göre ortalama 64<br />

puan, ilk dili Almanca olanlar, olmayanlara<br />

göre ortalama 69<br />

puan daha iyi. Sosyal statülerin<br />

aynı olması kaydıyla göçmen<br />

kökenli olup olmama, ilk dilin<br />

Almanca olup olmaması sebebiyle<br />

oluşan puan farkı 40’a kadar<br />

düşüyor.<br />

Bezahlen per Handy<br />

wird immer beliebter<br />

İşsiz Sayısı Düşmeye Devam Ediyor<br />

Avusturya Sosyal İşler Bakanlığı’nın açıkladığı<br />

işsizlik kotası Şubat’ta geçen yılın<br />

aynı dönemine göre %6.6’luk bir gerileme<br />

gösterdi. AMS Eğitim Kurslarına katılanlar<br />

dahil iş arayanların sayısı 444.426 idi.<br />

Avusturyalılarda işsizlik oranı %9.3 gerilerken,<br />

yabancılarda işsizlikte düşüş<br />

%0.4’de kaldı. 50 ve üzeri yaş grubunda<br />

işsizlik oranı %4.3 azalsa da bu grup işgücü<br />

piyasasında dezavantajlı kalmaya<br />

devam etti. Gençlerde (25 yaş altı) işsizlik<br />

oranı %7.6 geriledi.<br />

Ebeveynlerin eğitimi belirleyici<br />

Ebeveynleri zorunlu eğitimi tamamlamış<br />

öğrencilerle, ebeveynleri<br />

yüksekokul mezunu olan<br />

öğrenciler arasındaki puan farkı<br />

101. Puan farkı tüm mezuniyet<br />

türlerinde devam ediyor. Çıraklık<br />

okulu mezunu ebeveynlerin çocuklarının<br />

puanları, ebeveynleri<br />

lise mezunu olan çocuklarınkinden<br />

daha düşük, ebeveynleri yüksekokul<br />

mezunu olan çocukların<br />

puanları diğer iki grup çocukların<br />

puanlarından daha yüksek.<br />

Eyaletler arası performans farkı<br />

orta dereceli<br />

2012’de olduğu gibi Yukarı Avusturya<br />

yine en yüksek puanı (554)<br />

aldı. Salzburg (550), Steiermark<br />

(549), Tirol (548), Aşağı Avusturya<br />

(545) ve Vorarlberg (543)<br />

Avusturya ortalama değerine<br />

ulaştı. Burgenland (535), Kärnten<br />

(532) ve Viyana (520) bu değerin<br />

altında kaldılar. Tüm eyaletlerin<br />

2012’ye göre puanları yükseldi.<br />

Puanları en çok artan eyaletler<br />

Macar Devlet Bakanı Janos Lazar'dan göçmen karşıtı video...<br />

Anne-Babaların Eğitimli<br />

Olması Çocukların Başarısına<br />

Büyük Katkı Sağlıyor...<br />

Vorarlberg (+16) ve Steiermark<br />

(+15); en az artanlar Viyana (+3)<br />

ve Aşağı Avusturya (+4) oldu. Uzmanlar<br />

genel olarak eyaletler<br />

arası performans farkının makul<br />

seviyede olduğunu açıkladılar.<br />

AHS’lerde durum mecburi eğitime<br />

nazaran daha iyi<br />

AHS'ler ortalama değerde zorunlu<br />

okullara göre daha başarılı.<br />

Rapora göre farklar ilkokuldan<br />

sonra okul seçme nedeniyle ortaya<br />

çıkıyor. Okul bölümlerinin 8.<br />

Sınıf sonundaki farkları giriş koşullarından<br />

ileri geliyor. 2012 ve<br />

geçen yılki 8. sınıf standart imtihanında<br />

AHS öğrencilerinin performansı<br />

aynı kalırken, (NMS, HS)<br />

zorunlu eğitim öğrencilerinin performansları<br />

az da olsa arttı. Matematikte<br />

erkek öğrenciler kız<br />

öğrencilerden daha fazla puan aldılar.<br />

Erkeklerin ortalaması 545,<br />

kızların ise 538 puan oldu.<br />

Başbakan Kurz’dan Tepki...<br />

Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz iki ülke<br />

arasındaki ilişkilerde karşılıklı saygının temel<br />

olması gerektiğini vurgulayarak bu videonun<br />

doğru olmadığını vurguladı. Avusturyalı siyasetçiler<br />

ve basın ise Macar bakana "Viyana<br />

Avrupa'nın en yaşanılabilir şehirleri sıralamasında<br />

ilk üçe giriyor, siz kendi şehirlerinize<br />

bakın" diyerek tepki gösterdiler.<br />

Macaristan’dan Övgü...<br />

Macar Başbakanı Viktor Orban ise, Bakan Janos<br />

Lazar'ın hazırladığı video ile önemli bir noktaya<br />

işaret ettiğini söyledi.<br />

Seçim Yatırımı<br />

Viyana, Macar göçmen işçilerin en çok yaşadığı<br />

şehirlerden ve siyaset uzmanları bu videonun<br />

8 Nisan'da Macaristan'daki genel seçimler için<br />

propaganda amacıyla yapıldığı görüşündeler.<br />

Sosyal Medya<br />

Çocuklarda<br />

Depresyona<br />

Yol Açıyor<br />

Uzmanlar, küçük ve ergenlik çağına yakın<br />

çocukların sosyal platformları kullanmaya<br />

teşvik edilmemesi gerektiğini açıkladı.<br />

Sosyal platformlarda, özellikle Facebook<br />

ve Instagram'da uğradıkları sataşmalar ve<br />

yazılı tacizlerden dolayı ruh hallerinde<br />

ciddi değişim görülen çocukları bunun en<br />

büyük kanıtı olduğunu gösteren uzmanlar,<br />

yaptıkları araştırmaya göre en çok<br />

yetersizlik ve kaygıyı beraberinde getiren<br />

platformların Snapchat ve Instagram<br />

olduğunu vurguladılar.<br />

Uzmanlar, "Yapılan bazı paylaşımlar dolayısıyla<br />

gençler, yaşamları diğerleri gibi<br />

olmadığı için üzülüyor ve diğerlerinin yaşamının<br />

daha iyi olduğunu düşünüyorlar.<br />

Bu da küçük yaştaki bu bireylerde depresyonu<br />

beraberinde getirebiliyor."<br />

Araştırma sonucunda uzmanlar, mutlaka<br />

üç belirli noktada yasal değişiklik yapılması<br />

gerektiğini açıkladılar;<br />

◾Bir gencin internette belirli bir süreyi geçirmesinden<br />

sonra mutlaka uyarı bildirimi<br />

yapılması,<br />

◾Dijital olarak oynanmış fotoğraflara işaret<br />

konulması ve<br />

◾Okullarda sosyal medyanın sağlıklı kullanımı<br />

dersi verilmesi.<br />

Foto: Youtube


7 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

MART <strong>2018</strong><br />

Avusturya Entegrasyon Fonu (ÖIF), Camiler ve Entegrasyon Konulu Bir Açık Oturum Düzenledi<br />

‘AVUSTURYA’DA POLİTİK İSLAMIN<br />

Viyana (OTS) - Geçtiğimiz günlerde<br />

Avusturya Entegrasyon Fonu (ÖIF)<br />

''Camilerin Müslüman göçmenlerin<br />

entegrasyonundaki rolü<br />

nedir?'' konulu bir açık oturum<br />

düzenledi. Açık oturuma tarihçi<br />

Heiko Heinisch, Avusturya İslam<br />

Cemiyeti (IGGÖ) Başkan Yardımcısı<br />

Esad Memic, Frankfurt Küresel<br />

İslam Araştırma Merkezi (FFGI)<br />

kurucusu ve direktörü Susanne<br />

Schröter, ''İslamın İçinde - Almanya’da<br />

camilerde ne vaaz ediliyor?''<br />

adlı kitabın yazarı ve gazeteci<br />

Constantin Schreiber davet edildi.<br />

HEINISCH: ''POLİTİK İSLAM<br />

AVUSTURYA CAMİLERİNDE<br />

ÇOK YAYGIN''<br />

Imet Mehmedi ile ''Entegrasyonda<br />

Caminin Rolü'' adlı araştırmayı<br />

kaleme alan Heiko Heinisch Viyana’daki<br />

camileri araştırdı ve Viyana’nın<br />

en çok ibadet edilen<br />

camilerindeki vaazların içeriklerini<br />

analiz etti. Avusturya camilerinde<br />

'Siyasal İslamın' artarak yayıldığı<br />

uyarısını yaptı. Araştırmayı yaptıkları<br />

camilerin 1/3’ünden fazlasında<br />

Müslümanların topluma entegrasyonuna<br />

aktif olarak karşı çalışma<br />

yapıldığına dikkat çekti. Köktenci<br />

eğilimlerin, milliyetçiliğin ve Avusturya<br />

çoğulcu toplumun ve onun<br />

YAYILMASI ENGELLENECEK’<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

değerlerinin reddinin bu camilerde<br />

yaygın olarak egemen olduğunu<br />

ifade etti. Bunların ruhaniyet ve<br />

dinle ilgisi olmadığını, politik olduğunu<br />

ve Müslümanların entegrasyonunu<br />

engellediğini savundu.<br />

Siyasal İslamın daha da yayılmasını<br />

engellemek için daha sert şartlar<br />

ve kontrol uygulanması gerektiğini<br />

söyledi.<br />

SCHRÖTER: ''UYUM İÇİN<br />

CAMİLERİN AÇIK OLMASI ŞART''<br />

Frankfurt Goethe Üniversitesi Etnoloji<br />

Enstitüsü profesörü ve<br />

Frankfurt Küresel İslam Araştırma<br />

Merkezi Direktörü Susanne Schröter<br />

2016’da yayınlanan ''Allah size<br />

şah damarınızdan daha yakındır:<br />

Almanya’daki dindar Müslümanlar''<br />

adlı kitabında Almanya Wiesbaden’daki<br />

cami cemaatlerini ve<br />

Almanya’daki inançlı Müslümanların<br />

inanışlarını ve günlük yaşantılarını<br />

araştırdı. Vardığı sonuç:<br />

''Müslümanların entegrasyonu<br />

ancak ılımlı bir İslam anlayışı<br />

temelinde gerçekleşebilir. Camilerde<br />

genellikle üyelerinin ev sahibi<br />

topluma entegre olmaları için<br />

aktif olarak çok az şey yapılıyor.<br />

Burada birlikte yaşama için belirleyici<br />

olan şey, Müslümanların ilk<br />

etapta kendilerini Avrupa Toplumunun<br />

bir vatandaşı olarak algılamalarıdır.<br />

Cami dernekleri üyelerine<br />

genellikle kapsamlı boş vakit<br />

programları sunuyor ve yaşamlarının<br />

birçok alanlarını etkiliyor,<br />

ancak Müslümanların genelde biri<br />

biriyle kalmaları entegrasyona<br />

ters. Bu sebeple, başarılı bir<br />

entegrasyon için camiler dışarıya<br />

açılmalıdır.''<br />

SCHREIBER: ''YANLIŞ GELİŞME-<br />

LERE DEĞİNMEK ZORUNDAYIZ''<br />

ARD Tagesschau spikeri ve<br />

Grimme ödülü sahibi Costantin<br />

Schreiber geçen yıl çıkan<br />

en çok satanlar arasında<br />

yer alan ''İslam’ın içinde -<br />

Inside Islam'' adlı kitabında<br />

Alman camilerini<br />

araştırdı. Cuma vaazlarında<br />

bazı camilerde sadece<br />

dini içerikten bahsedilirken,<br />

büyük kısmında<br />

ise vaazlarda Müslüman<br />

gençlerin kendi<br />

arasında kalmaları, batı<br />

hayat tarzını ve batının<br />

değerlerini reddetmeleri<br />

isteniyor. Schreiber camilerdeki<br />

yanlışlıkların açıkça<br />

konuşulmasını talep<br />

ediyor. Camilerdeki vaazlarda<br />

batı yaşam tarzına<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

karşı uyarıların ve siyasi parolaların<br />

verilmesinin tolere edilemeyeceğini<br />

söylüyor. Cami derneklerinin<br />

de aktif olarak mültecilerin<br />

entegrasyonunda yer almalarına<br />

karşı uyarıyor, çünkü onlar en baştan<br />

yeni gelenlere de gerçek bir<br />

entegrasyonun gerçekleşemeyeceği<br />

resmini çiziyor.<br />

MEMIC: ''IGGÖ DEĞİŞİM İSTİYOR''<br />

IGGÖ Başkan Yardımcısı ve Kärnten<br />

İslam Cemaati idarecisi Esad<br />

Memic, camilerin Müslümanların<br />

hayatında ana rol oynadığını ve<br />

çok güzel çalışmalar yaptığını vurguladı.<br />

Problemlerin de varlığından<br />

haberdar olduklarını ve bunun<br />

için, vaizlere yönelik açık kurallar<br />

ve imam eğitim programı oluşturacaklarını<br />

söyledi. İmamlar ve<br />

camiler için IGGÖ’nün kriterler<br />

kataloğu olduğunu, Müslümanların<br />

Avusturya’yı ve onun seküler<br />

değerlerini kabul etmelerini gerektiğini<br />

vurguladı.<br />

Konuyla İlgili Daha<br />

Fazla Bilgi İçin:<br />

www.integrationsfonds.at/publikationen<br />

© Thomas Unterberger / superberg.at<br />

MAMA, PAPA,<br />

ICH WERDE<br />

EUCH NIE<br />

VERGESSEN.<br />

KINDER<br />

SCHÜTZEN!<br />

www.kinderschuetzen.at<br />

2017 yılında Avusturya Vatandaşlığını Alanlar Bir Önceki Yıla Göre<br />

%7.5 Arttı. En Çok Bosna Hersek’liler Vatandaşlık Değiştirdi...<br />

Avusturya Vatandaşlığına<br />

Geçişler 2017’de Arttı...<br />

Avusturya İstatistik Kurumu’nun yayınladığı<br />

verilere göre Avusturya vatandaşlığını alanların<br />

oranı 2016’ya göre %7.5 arttı ve 2017’de<br />

9.271 kişi vatandaşlık aldı. Yeni Avusturyalıların<br />

en büyük grubunu Bosna Hersekliler (yaklaşık<br />

1300 kişi) oluşturdu, onları 779 kişi ile<br />

Türkler, 664 kişi ile Kosovalılar, 557 kişi ile<br />

Sırplar ve 424 kişi ile Afganlılar izledi. Vatandaşlık<br />

alanların tamamının %35’ini Avusturya’da<br />

doğanlar oluşturdu, %37 ise 18 yaşın<br />

altında idi.<br />

Vatandaşlığın verilmesinde rekor yıl 2003<br />

2003’te 45.112 yabancıya vatandaşlık verildi.<br />

Bu yıldan sonra vatandaşlık alanların sayıları<br />

sürekli azalmaya başladı. 2010’da (6.190) en<br />

düşük seviyeye ulaştı, 2011’den itibaren tekrar<br />

yükselmeye başladı. Avusturya'da ikâmet<br />

eden Avusturya vatandaşlığı bulunmayan kişilere<br />

vatandaşlık verilme oranı 2017’de bir<br />

önceki yılda olduğu gibi %0.7’de kaldı.<br />

2017’de 6 eyalette 2016’ya göre daha fazla<br />

vatandaşlık verildi. En fazla artış Viyana’da<br />

gerçekleşti. Burada vatandaşlık alanların sayısı<br />

2016’ya göre %27.6 artarak 3.899 kişiye<br />

ulaştı. Viyana’yı %14.3 artışla Aşağı Avusturya<br />

(1.319 kişi), +%13.7’le Kärnten (358 kişi) ve<br />

+%10’la Burgenland (187 kişi) izledi.<br />

Düşük seviyedeki artışlar ise Salzburg’da<br />

(+%3.8; 495 kişi), Steiermark’ta (+%1; 823<br />

kişi) gözlendi. Buna karşılık Yukarı Avusturya<br />

(-%26.7; 1.113kişi), Vorarlberg (-%9.3; 410<br />

kişi) ve Tirol’de (-%9.2; 521 kişi) 2017’de<br />

2016’ya nazaran daha düşük vatandaşlık<br />

verildi.<br />

2017 yılında vatandaşlığa alınmanın yarısından<br />

fazlası, vatandaşlığa geçmenin tüm<br />

şartlarının yerine getirilmesinden sonra<br />

hak etmeye dayalı olarak gerçekleşti. 9.271<br />

vatandaşlık vermenin 5.313’ü (%57.3) bu türtendi.<br />

Bunlardan 3.495’i en az 6 yıl Avusturya’da<br />

ikâmet ve Avusturya’da doğmak, EWR<br />

vatandaşı olmak ya da mülteciliği tanınmak<br />

gibi dikkate alınmaya değer sebepler dolayısıyla<br />

vatandaşlığa kabul edilme şeklinde oldu.<br />

347’si en az 15 yıllık Avusturya’da ikâmet<br />

ve sürdürülebilir entegrasyon nedeniyle,<br />

800’ü Avusturya vatandaşıyla evlilik yapmaları<br />

sebebiyle vatandaşlığa kabul edildi. Diğer<br />

1.255 kişi (%13.2) takdire bağlı olarak, bunlardan<br />

1.179 kişi en az 10 yıl Avusturya<br />

ikâmetinden sonra vatandaşlığı kazandı.<br />

Vatandaşlığın verilmesinin genişletilmesi başlığı<br />

altında 341 eş ve 2.392 çocuk vatandaşlığa<br />

alındı.


MART <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 8<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Oftmals wird es übersehen oder geht<br />

im generellen „Politik-Bashing“ unter,<br />

aber: Parteien sind zentral für eine parlamentarische<br />

Demokratie. Nur wenn<br />

es unterschiedliche, inhaltliche Ausrichtungen<br />

von Parteien gibt, ist politischer<br />

Pluralismus gewährleistet und können<br />

Parteien in einen Wettbewerb zueinander<br />

treten. Oft hört man: „Die streiten<br />

ja nur.“ Aber diese Konflikte zwischen<br />

den Parteien sind zentral, weil hier inhaltliche<br />

Unterschiede deutlich werden<br />

und auch den WählerInnen klar wird,<br />

wofür sich eine jeweilige Partei einsetzt.<br />

Politischer „Streit“ ist daher wichtig<br />

für eine parlamentarische Demokratie.<br />

Er ist Teil des legitimen Ringens um<br />

Regierungsmacht.<br />

Letztere hat meine Partei bekanntlich<br />

verloren, die SPÖ ist in Opposition.<br />

Der aktuellen Koalition aus Konservativen<br />

(ÖVP) und Nationalisten (FPÖ)<br />

wollen wir aber nicht nur kritisch begegnen.<br />

Natürlich: Die Auswirkungen<br />

der Regierungspolitik (mehr Armut,<br />

mehr Unsicherheit, längere Arbeitszeiten,<br />

höhere Mieten, Sozialabbau)<br />

werden wir verhindern und brandmarken,<br />

wo es geht. Unser Ziel ist so schnell<br />

Nurten YILMAZ<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />

nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />

Ein neues<br />

Programm für<br />

eine bessere Zeit<br />

wie möglich wieder in Regierungsverantwortung<br />

zu kommen, um Politik<br />

für alle Menschen zu machen – nicht<br />

nur für die oberen 5%. Aber Kritik<br />

alleine reicht nicht, wir werden auch<br />

deutlicher machen, welche Form des<br />

Zusammenlebens, Arbeitens und Lebens<br />

wir EIGENTLICH wollen. Was sind<br />

unsere Werte, Ziele und Grundlagen<br />

als SPÖ? Wohin wollen wir als ArbeiterInnenbewegung?<br />

Das schreibt man in ein Parteiprogramm.<br />

Ein neues werden wir uns im<br />

Oktober <strong>2018</strong> auf einem Parteitag<br />

geben. Damit legen wir für die nächsten<br />

Jahre unsere grundlegenden Positionen<br />

und Inhalte als SPÖ fest. Seit 3 Wochen<br />

gibt es nun ein erstes, 68-seitiges Diskussionspapier<br />

(Infos: zukunftsprogramm.at),<br />

das bis zum 1. Mai in ganz Österreich<br />

von 180.000 Mitgliedern besprochen<br />

und weiterbearbeitet wird. Lest<br />

euch den Text durch, bringt euch in den<br />

Diskussionsprozess ein (auch Nicht-<br />

Mitglieder). Dann bekommen wir<br />

ein gutes Programm, das wir - und<br />

das ist das Wichtigste - auf allen Ebenen<br />

glaubwürdig leben und vertreten<br />

werden.<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

SİGARA AVUSTURYA GENÇLİĞİNİN<br />

SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR<br />

rk- Viyana (Jürgen Czernohorszky), Steiermark<br />

(Ursula Lackner) ve Burgenland (Astrid Eisenkopf)<br />

eyalet meclisleri gençlik sorumluları bir<br />

araya gelerek gençlerin korunması için sigara<br />

ile ilgili radikal kararların alınması ve uygulanması<br />

gerektiğini ifade ettiler. Eyalet meclisi<br />

üyeleri şöyle konuştu: "Avusturya ile<br />

birlikte sadece Belçika ve Lüksemburg’da sigaraya<br />

‘kanuni’ başlama yaşı 16. Diğer tüm<br />

AB üye ülkelerinde yaş sınırı ise 18. Bundan<br />

dolayı Avusturya genelinde önlem tedbirlerinin<br />

bütüncül olarak gençlik koruma politikalarıyla<br />

birlikte acilen hükümet tarafından<br />

uygulanması gerekir."<br />

Mart 2017’de eyalet gençlik temsilcileri konferansında<br />

devlet ve eyaletlerin birlikte yer<br />

aldığı bir çalışma grubu ve federal gençlik<br />

örgütü ve uzmanların da dahil olmasıyla bir<br />

paket üzerinde çalışılması kararı alındı. Bu çalışma<br />

grubu Mayıs 2017’de bir kez daha toplandı,<br />

bundan sonra ise bir çalışma planı<br />

ortaya konmadı. Ocak <strong>2018</strong>’de eyalet gençlik<br />

temsilcileri toplantısında yeni gençlik koruma<br />

politikalarının aciliyetine bir kez daha dikkat<br />

çekildi, oylanmış daha iyi gençlik koruma ilkeleri<br />

ortaya kondu ancak federal yöneticiler<br />

tarafından bir reaksiyon gelmedi. Viyana eyalet<br />

gençlik temsilcisi Jürgen Czernohorszky,<br />

gençlerin sağlığının kalıcı bir korunmada<br />

olmasının federal hükümeti pek ilgilendirmediği,<br />

hükümetin sigara yasağının gastronomi<br />

işletmelerinde uygulanmaya devam etmesine<br />

izin verilmesi önerisinin 2017 Martında eyalet<br />

gençlik sorumlularının aldığı kararla çeliştiği<br />

eleştirisini yaptı. Sertleştirilmiş önleyici<br />

tedbirlerle ilgili eylemlerin hala görünürde<br />

olmadıklarını ifade etti.<br />

Genç sigara içenler yüksek sayıda<br />

Avusturya, sigara içen sayısının çok fazla olduğu<br />

ülkelerden biri. Uluslararası kıyaslamada<br />

15 yaş grubun en fazla sigara içtiği ülke<br />

Avusturya. OECD’nin istatistiklerine göre 15<br />

yaşındaki tüm kızların %29’u, yine 15 yaşındaki<br />

tüm erkek çocukların %25'i sigara kullanıyor.<br />

İzlanda, Kanada ve ABD’de ise %8<br />

oranında. Steiermark eyalet meclisi üyesi<br />

Ursula Lackner ''Kişi ne kadar sigaraya erken<br />

başlarsa, bırakmak ta o kadar zor oluyor. En<br />

önemli hedef, başlama yaşını mümkün olduğu<br />

kadar ileri çekmek. Koruma yaşının 18'e<br />

çıkarılmasının kalıcı etkisinin oluşması için,<br />

diğer tedbirlerde ortaya konmalıdır.'' Burgenland<br />

eyalet meclisi üyesi Astrid Eisen:<br />

''Yaşın 18'e çıkarılması burada küçük bir başlangıç.<br />

Önemli nokta gençlerimizin korunması<br />

için tam ve kapsamlı bir koruma paketinin<br />

hayata geçirilmesidir.''<br />

Jeder Fünfte in Schule mit hoher Benachteiligung<br />

Okullarda Her Beş Öğrenciden<br />

Biri Yüksek Düzeyde Dezavantajlı<br />

Genel lise (AHS) ya da yeni ve eski<br />

tip ortaokulların 4. Sınıflarındaki<br />

her 5 öğrenciden 1’i sosyal endekse<br />

göre yüksek ya da çok yüksek<br />

dezavantajla okula gidiyor.<br />

Sosyal Dezavantajlılık Endeksi<br />

Sosyal Dezavatajlıllık Endeksi için<br />

dikkate alınan 4 özellik şunlar:<br />

Düşük seviyeli meslek sahibi olan<br />

anne ya da baba, sadece zorunlu<br />

eğitimi bitiren ebeveyn tarafı, göçmen<br />

kökenli öğrencilerin oranı ya<br />

da ilgili okuldaki birinci dili Almanca<br />

haricinde olanlar. Bunların<br />

ortalama değeri artı 100 taban<br />

Viyana, Steiermark ve Burgenland: ‘‘Gençleri sigaradan korumak<br />

için ciddi ve birlikte adımlar atmak gerekiyor’’<br />

sayısı bir okulun endeks değerini<br />

veriyor. Daha iyi bir sunum için<br />

endeks "az", "orta", "yüksek" ve<br />

"çok yüksek" olmak üzere 4 kategoriye<br />

ayrılıyor.<br />

%12 Okula "Çok Yüksek" Düzeyde<br />

Dezavantajlı Gidiyor<br />

Listeye göre yüzde 12 okula "çok<br />

yüksek", yüzde 7 "oldukça yüksek",<br />

yüzde 21 "orta", yüzde 61 "az"<br />

dezavantajlı olarak okula gidiyor.<br />

Okul Çeşidine Göre Dezavantajlılık<br />

Farkları<br />

Genel liseler kapsamındaki okullarda<br />

çok yüksek dezavantajlı<br />

öğrenci oranı sadece %3, oldukça<br />

yüksek dezavantajlı öğrenci oranı<br />

%5, en düşük problemli basamakta<br />

eğitim yapan öğrencilerin oranı ise<br />

%78. Yeni tip ortaokullarda (NMS)<br />

ve normal ortaokullarda öğrencilerin<br />

%16’sı çok yüksek dezavantajlı,<br />

%8 oldukça yüksek dezavantajlı<br />

olarak eğitimlerini sürdürüyor.<br />

Düşük problemli basamaktaki okulları<br />

ise NMS ya da ortaokul öğrencilerinin<br />

yarıdan biraz fazlası (%52)<br />

ziyaret ediyor.<br />

Daha İyi Odaklanma<br />

Eğitim Bakanı Heinz Faßmann<br />

(ÖVP) konuyla ilgili yaptığı açıklamada<br />

şunları söyledi: ''Özel sorunlarla<br />

mücadele etmek zorunda olan<br />

okullar için daha çok şeyler yapmak<br />

zorundayız. Örneğin ortaokullara<br />

ek kaynakları daha yüksek miktarlarda<br />

dağıtacağız. Buralara daha iyi<br />

odaklanmaya ihtiyaç var.''<br />

Fonların sosyal ve fırsat endeksi<br />

baz alınarak dağıtılması durumunda<br />

dezavantajlı öğrenci oranının<br />

yüksek olduğu okullar daha çok<br />

pay alacak. Bunun için alınacak<br />

olası göstergeler de günlük dil,<br />

ebeveynin eğitim durumu ve mesleki<br />

pozisyonu, sosyal yardım alınması<br />

v.b .olacak. Faßmann’a göre<br />

sosyal endeks sistemine alternatif<br />

-Maliye Bakanlığı’nın daha fazla<br />

kaynak sağlaması şartıyla- eğer<br />

yeniden bir bölüşüm istenmiyorsa,<br />

sisteme daha çok para aktarmaktır.


<strong>MÄRZ</strong> <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

INTERVIEW / GESUNDHEIT - 9<br />

Im Interview:<br />

Sehr geehrter Herr Dr. Szekeres, das Nichtrauchergesetz<br />

ist in aller Munde. Würden Sie<br />

unseren LeserInnen kurz zusammenfassen,<br />

worum es geht?<br />

Die 2015 beschlossene Novelle zum Tabakgesetz<br />

sieht einen „umfassenden Nichtraucherinnen-<br />

und Nichtraucherschutz“ vor. Damit<br />

würde laut Gesetz unter anderem ein „Rauchverbot<br />

in Räumen oder sonstigen Einrichtungen<br />

für die Herstellung, Verarbeitung, Verabreichung<br />

oder Einnahme von Speisen oder<br />

Getränken“ bestehen. Die derzeit geplante Abkehr<br />

vom Nichtrauchergesetz 2015 und vom<br />

generellen Rauchverbot in der Gastronomie<br />

hat massive gesundheitliche Auswirkungen auf<br />

große Bereiche der Bevölkerung.<br />

Univ.-Prof. Dr. Thomas Szekeres, Präsident der Österreichischen Ärztekammer<br />

Wir wollen weder Raucher diskriminieren noch Gastronomen schädigen<br />

Es geht ausschließlich um die<br />

Gesundheit der Menschen<br />

Zur Person:<br />

Univ.-Prof. Dr. Thomas Szekeres wurde im Juni 2017 als Nachfolger von Artur Wechselberger zum Präsidenten der Österreichischen<br />

Ärztekammer gewählt, seit 2001 ist Szekeres Vorstandsmitglied der Ärztekammer für Wien und seit 2012 deren Präsident.<br />

Das Volksbegehren don’t smoke zum Nichtraucherschutz<br />

wird von der Wiener Ärztekammer<br />

gemeinsam mit der Österreichischen<br />

Krebshilfe abgehalten. Wie haben Sie die Zeit<br />

seit Beginn der Unterstützungserklärung erlebt?<br />

Welches Ziel haben Sie sich erhofft?<br />

Wir erhoffen uns, ein entsprechend starkes<br />

Zeichen zu setzen, damit der Nationalrat und<br />

die Regierung sich mit diesem wichtigen Anliegen<br />

auseinandersetzen. Wir sehen, dass diese<br />

Initiative und Bemühung von der österreichischen<br />

Bevölkerung breitflächig unterstützt<br />

und getragen wird, und hoffen den<br />

gewünschten Effekt zu erzielen, nämlich, dass<br />

das Gesetz in der 2015 neu beschlossenen<br />

Form beibehalten wird.<br />

Können Sie den Rückwärtsschritt in punkto<br />

Nichtrauchergesetz der aktuellen Regierung<br />

nachvollziehen?<br />

Der Schritt zurück ist kontraproduktiv und<br />

© Ärztekammer für Wien/Stefan Seelig<br />

schadet der Gesundheit der Österreicher. Wir<br />

erwarten, dass die Regierung die direktdemokratische<br />

Aussagekraft des Volksbegehrens<br />

ernst nimmt und gemäß ihrer eigens vorgegebenen<br />

Prinzipien, nämlich die Forcierung der<br />

direkten Demokratie, den Volkswillen umsetzt.<br />

In unseren Nachbarländern, z.B. in Italien,<br />

besteht bereits seit Jahren das Rauchverbot<br />

in öffentlichen Räumen. Der damals befürchtete<br />

Einbruch der Umsätze in der Gastronomie<br />

ist nicht eingetreten. Gibt es<br />

diesbezüglich Studien in den europäischen<br />

Ländern?<br />

Erfahrungen aus dem Ausland zeigen, dass<br />

bei Einführung eines Nichtraucherschutzes<br />

vielleicht in den ersten Wochen, in der “Gewöhnungsphase“,<br />

es bei dem einen oder anderen<br />

Lokal Umsatzeinbußen gibt. Das pendelt<br />

sich aber sehr bald wieder ein. Oder haben Sie<br />

das Gefühl, dass bspw. in Italien die Lokale<br />

plötzlich leer stehen und Kellner und Köche<br />

arbeitslos geworden sind?<br />

Was sagen Sie zur Rede von Gesundheitsministerin<br />

Beate Hartinger-Klein im Nationalrat,<br />

in der sie meint, die letzte Regierung<br />

habe den Gastwirten die Gastfreundlichkeit<br />

verboten?<br />

Eine Regierung, die wissenschaftliche Fakten<br />

und Warnungen beharrlich ignoriert, handelt<br />

nicht nur unglaubwürdig, sondern in höchstem<br />

Maße auch unverantwortlich. „Die Freiheit des<br />

Einzelnen endet dort, wo die Freiheit des<br />

anderen beginnt“, sagte bereits der Philosoph<br />

Immanuel Kant. Wer in öffentlichen Lokalen<br />

raucht, gefährdet nicht nur die eigene<br />

Gesundheit, sondern auch die der anderen.<br />

Und er schränkt die Rechte der anderen ein. In<br />

diesem Sinne sind wir der Auffassung, dass<br />

Gastronomen nicht über die Freiheiten der<br />

Menschen bestimmen dürfen, indem sie<br />

Räumlichkeiten anbieten, in denen u.a.<br />

auch arbeitende, nichtrauchende Menschen<br />

gesundheitlichen Gefahren ausgesetzt sind.<br />

Die Gefährdung belegen auch viele Studien.<br />

Was gibt es aus medizinischer Sicht zum<br />

Nichtraucherschutz zu sagen. Inwieweit<br />

würde sich ein Rauchverbot positiv auf die<br />

Gesundheit auswirken?<br />

Der wissenschaftliche Beweis der Schädlichkeit<br />

und Gefährlichkeit von Passivrauch ist unbestritten,<br />

ebenso der eindeutige Nachweis, dass<br />

die Trennung in Raucher- und Nichtraucherbereiche<br />

nicht funktioniert. Es ist nun einmal Faktum,<br />

dass ein Drittel aller Krebserkrankungen<br />

auf Rauchen zurückzuführen ist. Generelle<br />

Rauchverbote in anderen EU-Ländern haben<br />

gezeigt, dass damit Herzinfarkte, Atemwegserkrankungen,<br />

Angina pectoris sowie die Frühgeburtenrate<br />

und die Anzahl der zu kleinen<br />

Neugeborenen (small for date) reduziert<br />

werden konnten.<br />

Wie kann man die Initiative don’t smoke<br />

unterstützen und wie lange kann man noch<br />

unterschreiben?<br />

Das Volksbegehren wird bis einschließlich<br />

4. April <strong>2018</strong>, 10.00 Uhr für die Abgabe von Unterstützungserklärungen<br />

offenbleiben. Dann<br />

hat der Innenminister drei Wochen Zeit, den<br />

Termin für die Eintragungswoche festzulegen.<br />

Unterschriften in der jetzigen Unterstützungsphase<br />

gelten übrigens schon für das spätere<br />

Volksbegehren. Es muss also nicht doppelt<br />

unterschrieben werden. Daher gilt: Jetzt<br />

unterstützen! Es zählt doppelt!<br />

Was möchten Sie unseren LeserInnen noch<br />

gerne mitteilen?<br />

Wir freuen uns über jede abgegebene Unterstützungserklärung.<br />

Uns ist jeder willkommen,<br />

der unser Anliegen ideell teilt. Weder wollen<br />

wir Raucher diskriminieren noch wollen wir<br />

Gastronomen schädigen. Es geht ausschließlich<br />

um die Gesundheit der Menschen.<br />

Vielen Dank für das interessante Gespräch!<br />

Rauchfrei<br />

Telefon<br />

Rauchfrei zu mehr Gesundheit<br />

und Lebensqualität<br />

Tipps zum Aufhören:<br />

» Haben Sie Mut zum Rauchstopp<br />

» Planen Sie Ihren Rauchstopp<br />

» Machen Sie Ihre Umgebung rauchfrei<br />

» Bleiben Sie rauchfrei<br />

Weitere deutsch- und türkischsprachige Informationen und Tipps zum<br />

Aufhören finden Sie unter www.rauchfrei.at<br />

Sigara zarar verir!<br />

...size, ailenize, çevrenize<br />

Deutschsprachige Beratung per Telefon und<br />

Unterstützung durch die Rauchfrei-App.<br />

0800 810 013<br />

Montag bis Freitag, 10:00 bis 18:00 Uhr


<strong>MÄRZ</strong> <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong> BEWEGUNG UND SPORT - 10<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Bewegungs-Champion<br />

Gesundheitsinitiative kürt sportliche Kids<br />

NÖ - Was macht selbstbewusst, stärkt Herz<br />

und Kreislauf, verhindert Übergewicht und<br />

sorgt für bessere Konzentraon? Ausreichend<br />

Bewegung. Und das von Kindesbeinen an.<br />

Die NÖ Gebietskrankenkasse (NÖGKK) bietet<br />

gemeinsam mit dem Spornstut IMSB eine<br />

neue Veranstaltungsreihe mit tollen Bewegungs-Events<br />

für Schüler/innen von 6 bis 12<br />

Jahren an. Von März bis Juni finden in ganz<br />

Niederösterreich 21 Bewegungs-Champion-<br />

Veranstaltungen sta. Bei einem spielerischen<br />

Fünampf werden die sportmotorischen<br />

Grundfähigkeiten – wie Schnelligkeit, Reakon<br />

und Kra – getestet. Die besten Schüler/innen<br />

jeder Altersklasse werden am 27. Juni zum<br />

Finale in St. Pölten eingeladen, wo die Bewegungs-Champions<br />

gekürt werden.<br />

NÖGKK-Obmann Gerhard Huer: „Ein Ziel der<br />

NÖGKK ist es, Kinder auch außerhalb der Turnstunde<br />

‚beweglicher‘ zu machen, am besten<br />

gemeinsam mit den Familien, Freunden und in<br />

ihrer Freizeit. Mit dem Bewegungs-Champion<br />

wollen wir Kindern – und ihrem erwachsenen<br />

Umfeld – ausreichend Bewegung schmackha<br />

machen und sie auf ein akves und selbständiges<br />

Leben vorbereiten.“<br />

Eltern sollen dabei unterstützt werden, Bewegungsanreize<br />

zu setzen und die Nutzung von<br />

Bewegungsräumen auch im außerschulischen<br />

Bereich zu fördern.<br />

Spaß und Unterhaltung sind garanert<br />

Zusätzlich wird bei den Events ein buntes Rahmenprogramm<br />

aus Bewegung, Entspannung,<br />

Ernährung und Kreavität angeboten, bei<br />

denen die Kids Neues ausprobieren und ihr<br />

Wissen spielerisch erweitern können. Spaß und<br />

Unterhaltung sind somit garanert.<br />

Die Teilnahme an dem Projekt ist kostenlos.<br />

Termine und Veranstaltungsorte finden Sie auf:<br />

www.bewegungs-champion.at<br />

© Bewegungschampion/iStock<br />

Bereits 50 Paare im Einsatz<br />

Gesund fürs Leben<br />

Wien - „Gesund fürs Leben“ ist ein Projekt des<br />

Wiener Hilfswerks. Seit Herbst 2017 bildet es<br />

ehrenamtliche GesundheitspartnerInnen aus,<br />

die mit älteren Personen muskelkräftigende<br />

Übungen in deren Wohnung durchführen.<br />

Zusätzlich geben sie Tipps für eine gesunde<br />

Ernährung im Alter und leisten durch ihre<br />

regelmäßigen Besuche einen wertvollen<br />

Beitrag für zusätzlichen sozialen Kontakt. „Mir<br />

gefällt der ganzheitliche Ansatz bei diesem<br />

Projekt, d.h. durch Bewegung, Ernährung und<br />

soziale Ansprache dem anderen Menschen<br />

etwas Gutes zu tun“, meint Alexandra T., eine<br />

Gesundheitspartnerin.<br />

„Ich bin sehr unsicher beim Gehen. Dass<br />

jemand zu mir nach Hause kommt und mit mir<br />

trainiert, finde ich großartig“, beschreibt<br />

Annemarie K. ihre Motivation, an dem Projekt<br />

teilzunehmen. Ihr ist besonders wichtig, dass<br />

sie keine beschwerlichen Wege auf sich nehmen<br />

muss und trotzdem ein regelmäßiges<br />

Muskelaufbau-Training<br />

erhält. „Weil ich sehr unsicher auf<br />

den Beinen bin, stürze ich häufig“,<br />

schildert Eugenia H., „und deshalb<br />

hätte ich gerne wieder mehr Kraft,<br />

damit ich mich sicherer bewegen<br />

kann.“ Viele am Projekt interessierte<br />

ältere Menschen haben schon<br />

Brüche und Operationen hinter sich,<br />

die sie in ihren Alltagsaktivitäten<br />

einschränken. Daher ist der Wunsch<br />

nach mehr Mobilität in dieser<br />

Altersgruppe sehr hoch. Zudem<br />

können sich viele schwer selbst zu<br />

regelmäßiger Bewegung in den eigenen vier<br />

Wänden motivieren. Mit ihrer Teilnahme<br />

bekommen sie durch einfache, aber wirkungsvolle<br />

Übungen ein regelmäßiges und<br />

kostenloses Training zu Hause, und damit die<br />

Möglichkeit, ihren Alltag nicht nur sicherer<br />

und selbstständiger zu gestalten, sondern<br />

auch ein Stück Lebensqualität zurück zu<br />

gewinnen.<br />

Ende Jänner wurde die 50. Gesundheitspartnerin<br />

mit einer älteren Person in Verbindung<br />

gebracht. Aktuell trainieren bereits über<br />

50 Paare und weitere 50 Personen warten<br />

darauf, besucht zu werden. Das Wiener Hilfswerk<br />

nimmt daher weiterhin interessierte<br />

Personen im Alter ab 50 Jahren auf, die<br />

Gesundheitspartner/in werden wollen. Die<br />

Termine für die nächsten Informationsabende<br />

findet man auf:<br />

www.gesund-fuers-leben.at<br />

OTS<br />

Foto: Gewista


11 - INTEGRATION / SPRACHE<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

<strong>MÄRZ</strong> <strong>2018</strong><br />

Wäre Österreich ein Kind, so wäre es mehrsprachig<br />

Heute braucht es einmal mehr die Zivilgesellschaft, um den konstruktiven<br />

Blick auf Mehrsprachigkeit zu erhalten, geht doch von der neuen<br />

Bundesregierung in diesem Bereich eine Rückentwicklung aus<br />

Laut Statistik Austria werden in Österreich<br />

neben Deutsch 250 weitere Sprachen gesprochen.<br />

Für ein im europäischen Vergleich kleines<br />

Land stellt dies in meinen Augen eine<br />

große Bereicherung und ein Kapital dar, das<br />

viele Möglichkeiten kultureller, sozialer und<br />

auch ökonomischer Wertschöpfung bietet.<br />

Dass die autochthonen Sprachen und die der<br />

zugewanderten Menschen ein gesellschaftlicher<br />

Mehrwert sind, wurde in den letzten<br />

zwanzig Jahren sukzessive erkannt. Entsprechend<br />

wurden sinnvolle Maßnahmen gesetzt.<br />

Zum Beispiel ist der positive Umgang mit der<br />

mehrsprachigen Schülerschaft heute zunehmend<br />

im Lehrplan verankert, auch in die<br />

Lehrerausbildung findet das Thema Mehrsprachigkeit<br />

als Querschnittsmaterie Eingang.<br />

Es hat einige Zeit für den Sinneswandel von<br />

einem defizitären zu einem wertschätzenden<br />

Blick auf die Sprachkompetenz von Migranten<br />

gebraucht. Und noch immer gibt es einiges<br />

an Sensibilisierungsarbeit zu leisten, aber letztendlich<br />

ist eine sehr positive Veränderung<br />

spürbar.<br />

Sprachenvielfalt fehlt<br />

im Regierungsprogramm<br />

Umso mehr überrascht das Regierungsprogramm<br />

2017 – 2022 von Kurz/Strache. Darin<br />

findet man die Ausführungen zum Thema<br />

"Integration" nicht etwa im Abschnitt "Zukunft<br />

und Gesellschaft", sondern unter dem Stichwort<br />

"Ordnung und Sicherheit". Zum Thema<br />

Sprache findet einzig und allein das Erlernen<br />

und Erwerben der deutschen Sprache Erwähnung.<br />

Auf Seite 37 heißt es etwa: „Für eine<br />

gelingende Integration der bzw. des Einzelnen<br />

sind der Erwerb der deutschen Sprache, die<br />

Akzeptanz unserer Werte und die Teilnahme<br />

am Arbeitsmarkt Voraussetzungen." Diese<br />

Maßnahmen sind für eine gelingende Integration<br />

sicherlich von zentraler Bedeutung. Doch<br />

wo verbleiben in dem solcherart definierten<br />

Integrationsprozess die vielen anderen Erstsprachen,<br />

wohin mit der sprachlich-kulturellen<br />

Vielfalt Österreichs? Hierzu findet sich im<br />

Regierungsprogramm nur ein mittelbarer<br />

Bezug, und zwar in dem mehrfach genannten<br />

Begriff der "Parallelgesellschaft".<br />

Kommende Termine für Eltern:<br />

Ich erziehe mein Kind mehrsprachig - wie es mir gelingt:<br />

Samstag, 26.5.<strong>2018</strong>, 10.00 – 14.00 Uhr<br />

Samstag, 23.6.<strong>2018</strong>, 10.00 – 14.00 Uhr<br />

von Mag. Zwetelina Ortega<br />

Zur Autorin:<br />

Mag. Zwetelina Ortega ist Sprachwissenschaftlerin, Autorin<br />

und Expertin für Mehrsprachigkeit. Sie ist Gründerin des<br />

"Beratungszentrum Linguamulti - mehrsprachige Erziehung<br />

und kreative Sprachförderung" (www.linguamulti.at).<br />

Dort bietet sie individuelle Beratung und Workshops für<br />

mehrsprachige Erziehung an und arbeitet mit Eltern,<br />

PädagogInnen und Kindern. Ortega ist mit Bulgarisch,<br />

Spanisch und Deutsch aufgewachsen. In diesen drei Sprachen<br />

verfasst sie auch ihre literarischen Texte. 2012 erschien der<br />

Gedichtband "Aз und tú" (Edition Yara).<br />

Sie lehrt an der Universität Wien und leitet unter anderem<br />

Fortbildungen an der Pädagogischen Hochschule Wien,<br />

dem Landesinstitut für Schule in Bremen etc.<br />

Kontakt: z.ortega@linguamulti.at oder +436769669775<br />

Emanzipation der Sprecher<br />

Der Begriff Mehrsprachigkeit kommt in dem<br />

neuen Regierungsprogramm ein einziges Mal<br />

vor, in einer Klammer, wenn es um die Ausbildung<br />

der Pädagogen geht. Den Reichtum<br />

sprachlicher Vielfalt zu erhalten und konstruktiv<br />

zu nutzen wird anscheinend weder als<br />

politische noch als gesamt-gesellschaftliche<br />

Aufgabe angesehen.<br />

Einer meiner Deutschlehrer hat einmal meiner<br />

Mutter angeraten, sie solle Deutsch mit mir<br />

sprechen. Sie hat ihm höflich aber bestimmt<br />

geantwortet, sie spreche lieber perfektes Spanisch<br />

oder Bulgarisch mit mir als gebrochenes<br />

Deutsch. Menschen aus der Zivilgesellschaft,<br />

vor allem im Bildungs- und im wissenschaftlichen<br />

Bereich, haben wir es zu verdanken, dass<br />

solche Ratschläge fast zur Vergangenheit gehören.<br />

Und ich bin zuversichtlich, dass sie<br />

dort bleiben werden. Sprachenpolitik alleine<br />

gibt nicht den Ton an, sondern wir alle als<br />

Gesellschaft, und wir alle können uns stark<br />

machen, dass neben Deutsch viele weitere<br />

Sprachen in Österreich Platz haben dürfen. Gelebte<br />

Mehrsprachigkeit kann nur dann ernsthaft<br />

gelingen, wenn sie nicht nur hinter den<br />

eigenen vier Wänden passiert, sondern wenn<br />

sie in allen Teilbereichen des Lebens Platz hat.<br />

Ursprünglich erschienen am 21.02.<strong>2018</strong> www.derstandard.at<br />

Beratungszentrum Linguamulti - mehrsprachige Erziehung und kreative Sprachförderung,<br />

Beratung und Workshops für mehrsprachige Erziehung<br />

Therapiezentrum Gersthof, Klostergasse 31-33, 1180 Wien<br />

Anmeldung ist erforderlich: z.ortega@linguamulti.at oder +436769669775<br />

© Magdalena Possert<br />

Integrationsprojekte gefährdet<br />

Jetzt in Integration investieren, sonst wird es später teurer<br />

Jetzt<br />

anmelden!<br />

Individuelle Nachhilfe • Größte Flexibilität<br />

Qualifizierte Nachhilfelehrer • Bessere Noten<br />

Bireysel Ders Yardımı • Büyük Esneklik<br />

Kalifiye Eğitmenler • Daha İyi Notlar<br />

OÖ - Die neue Integrationspolitik, die in Oberösterreich<br />

seit zwei Jahren vom ersten Tag<br />

des Aufenthalts an und dezentral durchgeführt<br />

wird, hat wesentlich dazu beigetragen,<br />

dass die Integration großteils recht gut<br />

gelingt. Deutschtraining für alle, Ausbildung<br />

und Qualifizierung, kleine, dezentrale Quartiere<br />

und raschest mögliche Arbeitsmarktintegration,<br />

wo immer dies rechtlich zulässig<br />

ist, sind dabei die Eckpfeiler, die Erfolg<br />

gebracht haben. Nun scheint diese Integrationsarbeit<br />

ernsthaft gefährdet, da die<br />

Bundesregierung entweder bislang keine Zusagen<br />

für die Fortsetzung von Maßnahmen,<br />

in anderen Fällen sogar bereits massive<br />

Einschnitte angekündigt hat. Ein Beispiel ist<br />

unter anderem die Ankündigung eines budgetären<br />

Kahlschlags beim AMS, der massiv<br />

zulasten der Umsetzung des verpflichtenden<br />

Integrationsjahres und der Qualifizierungsmaßnahmen<br />

für Asylberechtigte gehen würden.<br />

Hier sollen die Budgets jeweils mehr als<br />

halbiert werden. Eine Fortführung der bisher<br />

in den Ländern so erfolgreich praktizierten<br />

dezentralen Integration ab Tag 1 der Grundversorgung<br />

– um Teilhabe und Beschäftigung<br />

zu ermöglichen – ist massiv gefährdet-.<br />

LR Anschober: „Ich appelliere an die Bundesregierung,<br />

den erfolgreichen Weg der Integration<br />

gemeinsam mit den Bundesländern<br />

weiter zu gehen! (…) Wer jetzt die Integrationsarbeit<br />

für Asylwerbende zerstört, gefährdet<br />

ein gutes Miteinander und riskiert<br />

den Erfolgskurs der letzten beiden Jahre. Wir<br />

haben es in der Hand, wie unser Zusammenleben<br />

für die nächsten Jahrzehnte funktioniert.<br />

Bisher haben wir es bei der aktuellen<br />

Fluchtbewegung erstmals geschafft, Asyl<br />

ohne Zentralisierung und Integration rasch<br />

mit flächendeckenden Deutschkursen bis<br />

hin zu einer rascheren Arbeitsmarktintegration<br />

zu verwirklichen – dies steht nun<br />

wieder am Spiel. (…) Wenn wir jetzt nicht in<br />

Integration investieren, werden die Kosten<br />

zu einem späteren Zeitpunkt noch viel teurer<br />

präsentiert.“<br />

Schon ab<br />

9,50 € 2<br />

pro Unterrichtsstunde<br />

(45 Min.)<br />

Lassen<br />

Jetzt<br />

Sie<br />

auch:<br />

sich beraten:<br />

Training für<br />

www.schuelerhilfe.at<br />

die Zentralmatura!<br />

¹<br />

Sondertarif: gültig nur in<br />

teilnehmenden<br />

Şimdi:<br />

Standorten; alle<br />

Merkezi Matura<br />

Tarifbedingungen unter www.<br />

İçin Alıştırmalı<br />

schuelerhilfe.at/fuenfweg.<br />

Eğitim!<br />

² 1Sondertarif: gültig nur in teilnehmenden Standorten; alle Tarifbedingungen auf www.schuelerhilfe.at/fuenfweg.<br />

2 Informationen über Tarifgestaltung bzw. -staffelung werden in der jeweilige Zweigstelle<br />

bereitgestellt.<br />

INNSBRUCK, Salurner Str. 18, 0512 / 570557<br />

HALL, Stadtgraben 1, 05223 / 52737<br />

SCHWAZ, Münchner Str. 48, 05242 / 61077<br />

WÖRGL, Speckbacherstr. 8, 05332 / 77951<br />

TELFS, Obermarktstr. 2, 05262 / 63376<br />

WWW.SCHUELERHILFE.AT<br />

Entgeltliche Einschaltung


<strong>MÄRZ</strong> <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

GESUNDHEIT / BERUF - 12<br />

Gesundheits- und Krankenpflegeschule feiert<br />

50jähriges Jubiläum<br />

50 facettenreiche Jahre<br />

Seit nunmehr 50 Jahren bietet die Gesundheits-<br />

und Krankenpflegeschule in Feldkirch/<br />

Vorarlberg die volle Bandbreite an Pflegeausbildungsmöglichkeiten<br />

an. Insgesamt besuchen<br />

320 Schülerinnen und Schüler die Pflegeschule.<br />

2.100 Pflegekräe in den Landeskrankenhäusern<br />

Mit 2.100 Köpfen stellen die Pflegekräfte die<br />

größte Berufsgruppe in den Vorarlberger Landeskrankenhäusern<br />

dar. Für das theoretische<br />

Wissen der Pflegekräfte sind die Schulen für<br />

Gesundheits- und Krankenpflege sowie die akademischen<br />

Bildungsstätten zuständig.<br />

Sicherer Arbeitsplatz in der Pflege<br />

Die Arbeitsplatzchancen sind ausgezeichnet,<br />

Pflegepersonal wird überall dringend gesucht.<br />

Die meisten finden gleich nach dem Abschluss<br />

eine Anstellung - Pflegefachkräfte sind heute<br />

gefragter denn je.<br />

Arzu Günay hat die Gesundheits- und Krankenpflegeschule Feldkirch abgeschlossen<br />

Ich liebe den Menschen<br />

und die Arbeit mit ihm<br />

Frau Arzu, Sie haben kürzlich die Diplomausbildung<br />

an der Gesundheits- und Krankenpflegeschule<br />

Feldkirch abgeschlossen. Sind<br />

Sie glücklich?<br />

Ja, ich bin überglücklich. Ich kann es immer<br />

noch nicht realisieren, dass ich mit der Ausbildung<br />

fertig bin, mit Worten kann ich meine<br />

Gefühle nicht ausdrücken, aber es fühlt sich<br />

hochgradig gut an!<br />

Weshalb haben Sie sich für die Gesundheitsund<br />

Krankenpflegeausbildung entschieden?<br />

Mein Traum war es schon immer, Krankenschwester<br />

zu werden, ich liebe den Menschen<br />

und die Arbeit mit ihm.<br />

Was hat Ihnen an der Ausbildung besonders<br />

gefallen?<br />

Der Unterricht an der Krankenpflegeschule<br />

Feldkirch war immer<br />

abwechslungsreich<br />

und sehr spannend.<br />

Wir durften nach Möglichkeit<br />

unsere Praktika<br />

selbst aussuchen,<br />

z.B. Intensivstation, OP,<br />

Herzkatheterlabor, Augen,<br />

Innere Medizin,<br />

Ambulanz, usw...<br />

Der Direktor, das Lehrerteam<br />

sowie das Sekretariat<br />

der Krankenpflegeschule<br />

waren immer sehr engagiert und<br />

jederzeit für uns da. Das fand ich sehr schön!<br />

Was haben Sie nun für einen Abschluss?<br />

Ich bin jetzt diplomierte Gesundheits- und<br />

Krankenpflegerin.<br />

Wie lange dauert die Ausbildung zum gehobenen<br />

Fachdienst für Gesundheits- und Krankenpflege<br />

(frühere Bezeichnung: diplomierte<br />

Gesundheits- und Krankenpflegerin)?<br />

Die Ausbildung dauert 3 Jahre. Es gibt aber<br />

auch gute Alternativen an der Gesundheitsund<br />

Krankenpflegeschule. Nämlich die Ausbildung<br />

zur Pflegeassistenz (Dauer: 1 Jahr) und die<br />

Ausbildung zur Pflegefachassistenz (Dauer: 2 Jahre).<br />

Wie sind die Berufschancen und die Gehaltsaussichten<br />

im Gesundheitsbereich?<br />

Man verdient recht gut. Mit Weiterbildungen<br />

gibt es auch interessante Berufschancen wie<br />

z.B. Stationsleitung im Krankenhaus oder auch<br />

Heimleitung in Langzeitpflegeeinrichtungen.<br />

Was machen Sie zurzeit, konnten Sie sofort in<br />

Ihren Beruf einsteigen?<br />

Ich habe bereits eine Arbeitsstelle gefunden.<br />

Mein Dienstvertrag beginnt mit 01.04.<strong>2018</strong> als<br />

Krankenschwester in einem Pflegeheim.<br />

Was möchten Sie unseren LeserInnen mitteilen,<br />

die sich für die Ausbildung interessieren<br />

Arzu Günay bei der Arbeit<br />

oder über verschiedene Berufe nachdenken?<br />

Am liebsten macht man ein Vorpraktikum im<br />

Pflegeheim oder sogar in einem Spital. Sie sollten<br />

es einfach ausprobieren und nicht lange<br />

überlegen. Man sollte immer Spaß an dem<br />

haben, was man macht. Man merkt sehr<br />

schnell, ob einem die Arbeit im Gesundheitsbereich<br />

liegt oder nicht. Es ist aber auf jeden<br />

Fall das Sprachniveau B2 erforderlich.<br />

Was würden Sie jemandem sagen, der an<br />

Pflegeberufen interessiert ist, aber denkt,<br />

dass die Ausbildung sicher zu schwierig ist<br />

oder der es sich nicht zutraut, den Abschluss<br />

zu schaffen?<br />

Das wichtigste ist Lernen, Lernen, Lernen und<br />

noch mal Lernen und natürlich sollte man an<br />

sich glauben und sein Ziel nie aus den Augen<br />

verlieren. Natürlich ist ein herzlicher, guter<br />

Umgang mit Menschen ein wichtiger Faktor. Es<br />

gibt Sachen, die man lernen kann, aber<br />

Menschlichkeit und Empathie, das sind Eigenschaften,<br />

die sollte man definiv mitbringen.<br />

Vielen Dank für das interessante Gespräch!<br />

Ausbildung in der<br />

<br />

P<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Bewirb dich jetzt - wir freuen uns auf dich!


13 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

MART <strong>2018</strong><br />

Bildung eröffnet Zukunftschancen...<br />

‘‘EĞİTİM GELECEĞİN KAPILARINI<br />

AÇAN BİR ANAHTARDIR’’<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

(VLK)- Vali Markus Wallner<br />

ve eyalet meclisi yeni eğitim<br />

sorumlusu Barbara Schöbi-<br />

Fink geçtiğimiz günlerde<br />

<strong>2018</strong> yılında eğitimde ağırlık<br />

verilecek noktaları açıkladılar.<br />

Eyalet yönetimi, kreş eğitimine,<br />

personele, alt yapıya<br />

yatırımla, dil ve temel yetilerin<br />

desteğiyle ve düzenli performans<br />

ölçme sınavlarıyla<br />

çocuklara en iyi gelecek fırsatları<br />

sunabilmek için eyalette<br />

sıkı bir eğitim uygulama<br />

çalışmalarına devam edecek.<br />

Foto: VLK/Gerhard Wirth<br />

Başarılı bir eğitime olabildiğince<br />

erken başlamak zorunluluğu<br />

olduğu için bu çabalar<br />

kreşlerden başlayacak. Bir<br />

dizi önlemlerle kreş eğitmenleri<br />

eksikliği giderilecek.<br />

Bunun için zaten 2017 sonbaharından<br />

beri temel eğitim<br />

kurumunda ilave bir<br />

üniversite sınıfı mevcut ve<br />

bu yılın sonbaharından itibaren<br />

yeni bir eğitim modeli<br />

"İkili Anaokulu Eğitimi" uygulaması<br />

başlıyor. Bundan<br />

başka anaokulu yasasında da<br />

değişiklik planlanıyor. Böylelikle<br />

ihtiyaç durumunda sınırlı<br />

bir süre için asistanlara<br />

da bir ana okul grubu idaresi<br />

verilebilecek.<br />

Dilin desteklenmesi konusunda<br />

Schöbi-Fink Eylül’den<br />

bu yana birçok ana okulunda<br />

denenen dil becerisi gözlem<br />

formu ve ilkokullardaki derslerle<br />

birlikte alınan dil değerlendirme<br />

verilerine dikkat<br />

çekti. Bundan hariç okuma,<br />

yazma ve hesap gibi temel<br />

becerilerin geliştirilmesine<br />

odaklanılıyor. Bunlar eğitim<br />

standardı değerlendirmeleriyle<br />

düzenli olarak kontrol<br />

edilecek. Vali Wallner ve<br />

Schöbi-Fink, 8. Sınıf öğrencilerinin<br />

son eğitim değerlendirme<br />

matematik testinde<br />

ilerleme kaydettiklerine de<br />

dikkat çektiler.<br />

Becerilerin çeşitlendirilebilmesi<br />

için, şu anda tüm okul<br />

tiplerinde bütün aktiviteler<br />

yetenek desteklemede toplandı.<br />

Diğer bir başarılı araç<br />

ise 7, 8 ve 9. sınıfta olan<br />

gençlerin eğitimlerinde onlara<br />

eşlik etmek için kullanılan<br />

beceri kontrol programı,<br />

bunun devamı olarak beceri<br />

desteği kapsamında Vorarlberg’deki<br />

okullar için genel<br />

bir konsept oluşturulması<br />

düşünülüyor. Aynı zamanda<br />

eğitimini yarıda bırakanların<br />

sayılarını azaltmak için uğraşılacak.<br />

Sosyal İşler Bakanlığı’nın<br />

verileri de son yıllarda<br />

eğitimi bırakan sayısının en<br />

ciddi düşüş gösterdiği Avusturya<br />

eyaletlerinden birinin<br />

Vorarlberg olduğunu gösteriyor.<br />

Zorunlu eğitim yaşının<br />

18’e çıkarılması "katkı olmadan<br />

mezuniyet yok" deyişinin<br />

eksiksiz uygulanmasını<br />

sağlayacak.<br />

Vali Wallner ayrıca ana okul<br />

ve okulların altyapısına ve<br />

yayılmasına yapılan yüksek<br />

meblağlı yatırımlara işaret<br />

etti. Dijitalleşmenin slogan<br />

olarak kalmaması için<br />

önemli bir proje olan okul<br />

4.0.’ın istikrarlı olarak sürdürüleceğini<br />

söyledi. 2012’den<br />

2017’ye kadar zorunlu ve<br />

yüksek okullarda bilgisayar<br />

donanımı için 10 milyon<br />

Euro yatırım yapıldı, bir sonraki<br />

bilgisayar yatırımı için<br />

bu yıl 420 bin Euro ayrılacak.<br />

Noch keinen<br />

Wunschberuf?<br />

Dann komm in die<br />

BerufsInfoZentren (BIZ)<br />

des AMS Vorarlberg.<br />

Wir informieren dich über<br />

coole Berufe sowie Aus- und<br />

Weiterbildungsmöglichkeiten.<br />

Bezahlte Anzeige<br />

www.ams.at/biz


MART <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 14<br />

Çocuk<br />

İstismarına<br />

Karşı Uyarı<br />

Ülkelerindeki şiddet ve savaştan kaçan Avusturya'da<br />

3 bin, Almanya’da ise 11 bin mülteci çocuk kayıp<br />

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan<br />

Hakları Yüksek Komiseri Kate<br />

Gilmore, kriz ortamlarındaki çocukların<br />

korunması, çocuk istismarı<br />

ve cinsel sömürüye karşı<br />

hoşgörülü olunmaması gerektiğini<br />

belirtti.<br />

Kate Gilmore, çocukların haklarına<br />

ilişkin yapılan toplantıda<br />

değerlendirmelerde bulunarak,<br />

çocukların aile bireylerinin<br />

ayrılmasından, zorla çalıştırılmaya;<br />

cinsel sömürüden yoksulluğa<br />

kadar birçok zorluklarla<br />

karşı karşıya kaldığına dikkat<br />

çekerek, "Geçen yüzyılın son on<br />

yılından bu yana çatışmalar<br />

yüzde 75 oranında arttı. Bugün<br />

357 milyon çocuk çatışma<br />

bölgelerinde yaşamaktadır. Milyonlarca<br />

çocuk, sel baskınlarından,<br />

depremlerden ve kasırgalardan,<br />

politik ve ekonomik<br />

istikrarsızlıktan ve silahlı çatışmalardan,<br />

yetişkinlerin suistimallerinden<br />

etkilenmektedir.<br />

Çocukların kendi vücut sınırlarını<br />

koruması konusunda anne-babaları<br />

uyaran uzmanlar, “Herhangi birisi<br />

onlara istemedikleri şekilde<br />

dokunduğunda veya onların kendilerine/başkalarına<br />

dokunması istenildiğinde<br />

‘hayır’ demeyi mutlaka<br />

çocuklarımıza öğretmeliyiz” uyarısını<br />

yaptılar.<br />

Özellikle okul öncesi dönemdeki<br />

çocuklarda mahremiyet duygusunun<br />

gelişmesinin son derece<br />

önemli ve anne-babalara düşen ilk<br />

ve en önemli görev okul öncesi dönemde<br />

çocuklarını cinsellikle ilgili<br />

bilgilendirmeye başlamak.<br />

Ebeveynlerin, çocuğun cinsel anlamda<br />

kendisini korumasını sağlamak<br />

için yapacakları uyarıyı,<br />

“Bedenimiz özeldir, oyun oynamak<br />

için kullanmayız ve başkalarının da<br />

bedenimizle oyun oynamasına izin<br />

vermemeliyiz” şeklinde ifade edilebilir.<br />

“ÖZEL BÖLGELER” İÇİN TAKMA VE OYUN<br />

İSİMLERİ KULLANILMAMALI<br />

Uzmanlar: “Konuşmaya başladıkları<br />

yaşlarda çocuklara tüm vücut<br />

parçalarının adı öğretilirken, göz,<br />

kulak, burun gibi özel bölgelerinin<br />

de adları öğretilmelidir. Bu bölgelerin<br />

anatomik olarak düzgün isimlerinin<br />

öğretilmesi ve takma isim<br />

veya oyun isimleri kullanılmaması<br />

çocuğun bir sorun yaşadığında yardım<br />

istediği yetişkinlerle doğru<br />

anlaşabilmesi için çok önemlidir.<br />

İnsanlığı, çocukların koruması<br />

için derhal harekete geçmeye<br />

çağırıyorum" dedi.<br />

Dünya nüfusunun yarısını, çocukların<br />

ve mültecilerin oluşturduğunu<br />

belirten Gilmore,<br />

"Bir çocuğun hakları, hiçbir<br />

zaman onları terk etmez. Çocuk<br />

istismarına karşı asla hoşgörülü<br />

olunamaz. Birleşmiş Milletler<br />

cinsel sömürü konusunda çocukların<br />

ve yetişkinlerin istismarına<br />

karşı sıfır hoşgörüsüzlük<br />

politikasını onaylamalıdır. Konunun<br />

geciktirilmesinden Birleşmiş<br />

Milletlerin utanç duyması<br />

gerekiyor. Uluslararası<br />

İnsan Hakları Yasasının her yaştaki<br />

insanlar için geçerli olduğu<br />

bilinmelidir. İnsan Hakları Evrensel<br />

Beyannamesinin yedinci<br />

maddesinde, insan haklarının<br />

korunmasına dikkat çekilmiştir.<br />

Özellikle çocuklara yönelik<br />

insan hakları vardır" ifadelerine<br />

yer verdi.<br />

Kayıp çocukların büyük bir<br />

bölümü 14 yaşın altında"<br />

Ülkelerindeki şiddetten kaçarak<br />

Avrupa ülkelerine sığınan mültecilerden<br />

en az 100 bininin<br />

çocuk olduğu ve ilk olarak Avusturya<br />

ve Almanya'ya kaydedildiği<br />

belirtildi. Kayıt yapılıp şimdi<br />

izine rastlanmayan çocuklar ise<br />

kayıp olarak biliniyor. Almanya'da<br />

2017 yılında 0-17 yaş arasında<br />

11 bin çocuğun kayıp<br />

olduğu belirtilirken, Avusturya'da<br />

ise 3 bin çocuğun kaybolduğu<br />

açıklandı. Özellikle mültecilerin<br />

ağırlıklı olarak Balkan<br />

rotasını kullandıkları 2015-2016<br />

yıllarında, ellerinde herhangi<br />

bir kimlik ve belge olmayan çocukların<br />

sayısını fazla olduğu,<br />

hem kaydı yapılmamış hem de<br />

kayıt listesinde bulunmayan<br />

çocuk oranının ise çok daha<br />

fazla olduğu tahmin ediliyor.<br />

Kayıp çocukların büyük bir bölümü<br />

14 yaşın altında.<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

Takma isimlerle konuşan bir çocuğun<br />

neden bahsettiği öğretmen<br />

veya polis gibi onu yeterince<br />

tanımayan yetişkinlerce anlaşılmayabilir.”<br />

VÜCUT SINIRLARINI KORUMAK<br />

İÇİN YÜREKLENDİRİLMELİ<br />

Ebeveynlerin de çocuklarının vücut<br />

sınırlarına her zaman saygılı davranması<br />

gerektiğine vurgu yapan<br />

uzmanlar, “Herkesin olduğu gibi<br />

onların da bazı “özel” vücut bölgeleri<br />

olduğu, bu bölgelerin adlarının<br />

ne olduğu, buralara kimlerin ne<br />

şartlarla nasıl dokunabileceği anlatılmalı<br />

ve bu sınırları korumaları<br />

için yüreklendirilmeliler. Çocuğa<br />

sormadan veya onun itirazına aldırmadan<br />

istediğimiz gibi çocuklara<br />

dokunmamalıyız. Çocuk istemese<br />

de öpmek, sarılmak, mıncıklamak,<br />

gıdıklamak, okşamak gibi bu dokunuşlar<br />

hiçbir istismar içermese de<br />

çocuğa kendi vücudu üzerinde etkisi<br />

ve hükmü olmadığını öğretir<br />

ve çocuk istismara kırılgan olur.<br />

Bugün kafasını okşayan yarın özel<br />

bölgelerini okşadığında çocuk ona<br />

hayır deme, karşı koyma, kendini<br />

savunma gücünü kaybeder.”<br />

“ÇOCUKLARINIZIN SÖYLEDİKLERİNİ<br />

ANLAMAYA ÇALIŞIN”<br />

Çocukları doğru şekilde anlamak,<br />

yönlendirmek söz konusu olduğunda<br />

sorumluluğun büyük kısmının<br />

anne babalarda olduğunu<br />

belirten uzmanlar, “Ayrıca çocuklar,<br />

böyle bir olay olduğunda gidip<br />

konuşabilecekleri, onları susturmayacak<br />

ve onları istismarcıdan<br />

koruyacağına güvendikleri bir yetişkin<br />

olduğunu bilmeliler. Böyle<br />

bir olayı anlatırlarsa cezalandırılmayacaklarını,<br />

onların sözüne<br />

güvenileceğini onlara anlatmak<br />

önemlidir. Bir çocuk için böylesi bir<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Ömer Erkan<br />

omererkan92@hotmail.com<br />

Çığlık<br />

Ürkek ve cesaretsizim şu günlerde. Ben<br />

miyim, elimde tuttuğum kalem mi,<br />

yoksa kendi içimde barındırdığım<br />

diğerim mi? Kocaman, kalabalık bir<br />

odadayım sanki. Etrafta yüz binlerce<br />

ses, birbirine karışmış milyonlarca<br />

uğultu. Artık herkes sussun demeye<br />

dilim varmıyor. Söylenmiş her sözün<br />

anlamsızlığına kızsam da, cesaretlenip<br />

dillendiremiyorum. Tahammülsüzlüğüm<br />

zirveyi zorluyor olsa da, en iyisi<br />

susmak diye geçiriyorum içimden, herkes<br />

gibi. Susan konuşanlardan olmak mı<br />

daha doğru acaba diye düşünüyorum.<br />

Kocaman kabalık odaların daha da<br />

derinlerine dalıyorum. Uğultular giderek<br />

artıyor. Kimse kimseyi anlamadan<br />

nasıl da sohbet ediyor diye kulak<br />

vermek istesem de, etrafa yayılan<br />

iğrençleşmiş konuları dinlemek midemi<br />

bulandırıyor. Odadan dışarıya çıkıyorum.<br />

Ortam içeriden farksız. Dışarıdaki<br />

çoğu insan içeride olup biteni yorumlamakta,<br />

daha anlaşılır bir dille üstelik.<br />

Konuşmalar tane tane, söz hakkı biten<br />

karşı tarafa söz veriyor. Fakat o uğultu<br />

yine de devam etmekte kulaklarımda.<br />

İçerinin aynısından dışarıda da mevcut.<br />

Herkes bağırıyor eninde sonunda.<br />

Tekrardan odaya giriyorum. Ağır bir<br />

koku sarmış etrafı ama kimsenin umurunda<br />

değil. Anlamsızlıklar havada<br />

uçuşuyor. Konuşma baloncuklarından<br />

bir tanesini avucumun içine hapsediyorum.<br />

Yakalayıp, gerçekten merak ettiğim<br />

için konuşmaya dahil olmayı<br />

diliyorum. Oysa nasıl da ürkeğim, aman<br />

kırılmasın, yok gocunmasın diye<br />

düşünürken, uğultulu bağırışlar umarsızca<br />

devam etmekte. Her şeyi yanlış<br />

anlamış herkes. Çok tuhaf. Zannediyorlar<br />

ki odanın içerisinde olmayanlar<br />

onları merak ediyor, özeniyorlar onlara<br />

ve merak ediyorlar konuşmalarını. Oysa<br />

ben elime aldım, çok anlamsız her şey.<br />

Şimdi sadece bir dileğim var, lütfen<br />

herkes sussun!<br />

Bir anda kocaman sessizlik sarıyor<br />

kokulu odayı. Bazı eller havada, kiminin<br />

tükürüğü bağırmaktan kurumuş, bazısı<br />

‘‘sen de kimsin, beni nasıl susturursun’’<br />

dercesine eli belinde bakıyor. Ortalığa<br />

yayılan sakinlik havası huzur verircesine<br />

iyi geliyor. Fakat saliseler sonra her şey<br />

yeniden eskiye dönüyor. Ve içeridekiler<br />

bağırmaya devam ediyorlar.<br />

UZMANLARDAN ANNE-BABALARA ÇOK CİDDİ UYARI...<br />

“Çocuklarınıza ‘hayır’ demeyi öğretin”<br />

olaya maruz kalmaktan sonraki<br />

en kötü şey yaşadığı kötülüğü<br />

anlattığında kimsenin onu dinlememesi,<br />

ciddiye almaması ve savunmamasıdır.<br />

ÇOCUKLARINIZA KULAK VERİN,<br />

ONLARI ANLAMAYA ÇALIŞIN<br />

Uzmanlar, genellikle anne babalar,<br />

cinsellikle ile ilgili konuları konuşmanın<br />

ayıp olduğunu düşünebilirler<br />

veya açıkça konuşmakta zorlanabilirler.<br />

Lütfen çocuklarınıza<br />

kulak verin, onlara sahip çıkın, dinleyin,<br />

ne söylediklerini anlamaya<br />

çalışın. Gerekirse bu konuda bir<br />

uzman desteği alabileceğinizi unutmayın”<br />

şeklinde tavsiyelerde bulundular.<br />

Kaynak: www.ntv.com.tr


15 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

MART <strong>2018</strong><br />

Beratungsstelle beklagt Hetze gegen Flüchtlinge und Frauen<br />

Danışma Merkezi’nden Mülteci ve Kadınlara<br />

Karşı Kışkırtmalarla Hukuki Mücadele...<br />

Hizmete başlamasından yarım yıl<br />

sonra Danışma Merkezi “Gegen-<br />

HassimNetz” bir bilanço çıkardı.<br />

Şimdiye kadar nefret paylaşımları<br />

gönderme, kışkırtma ve siber mobbing<br />

gibi durumlarla ilgili 701 vaka<br />

kaydedildi. Danışma Merkezi görevlileri<br />

Viyana’da düzenledikleri<br />

basın toplantısında en çok mülteci<br />

ve Müslümanların, ama özellikle<br />

kadınların saldırı ve hakarete uğradığını,<br />

tehdit edildiğini açıkladılar.<br />

Danışma Merkezi, Çocuk Hakları<br />

Örgütü (ECPAT) ve Irkçılık Karşıtı<br />

Örgüt ZARA’nın bir birlikteliğine<br />

dayanıyor. Merkez mağdurlara hukuki<br />

ve psiko-sosyal danışmanlık<br />

hizmeti sunuyor.<br />

ECPAT’ın işletmecesi Astrid Winkler:<br />

''Kurumumuz davacı için aynı<br />

zamanda bir temsilcidir. Gençlerin<br />

yerine mercilere de biz gideriz.''<br />

Mayıs 2016’da ECPAT Avusturya<br />

tarafından başlatılan ''make-ITsafe<br />

2.0'' projesi de Peer2Peer hizmetini<br />

temsil ediyor. Şimdiye değin<br />

27 genç 7 farklı kuruluştan 14-19<br />

yaşlarında ve 10 yetişkin koç olmak<br />

üzere eğitiliyor. Bunlar öğrendiklerini<br />

eğitimlerinden sonra diğer<br />

gençlere aktarıyor. Bu uygulamayla<br />

şimdiye kadar 400’ün üzerinde<br />

gence ulaşıldı. ECPAT’tan Alexander<br />

Glowatschnig birçok yeni çalışmanın<br />

planlandığını da açıkladı.<br />

Danışma merkezi, belgelenmiş<br />

gönderilerin 1/3’ünü tahrik, diğer<br />

%6’sını Naziliği yasaklayan kanuna<br />

muhalefet olarak değerlendiriyor.<br />

Gönderilerin %68’i Facebook paylaşımı,<br />

bunları kışkırtıcı online<br />

makaleler ve yorumlar, Twitter ve<br />

YouTube’daki yaralayıcı içerikli kısa<br />

mesajlar takip ediyor.<br />

“GegenHassimNetz”<br />

(Web’de Nefrete Hayır)<br />

Facebook’ta hakarete mi uğruyorsunuz?<br />

“Chat” yaparken cinsiyetiniz,<br />

kökeniniz ya da cinsel<br />

tercihinizden ötürü aşağılayıcı yorumlar<br />

mı alıyorsunuz? Forumlarda<br />

grubunuz hakkında şiddet eğilimli<br />

yazılar okuduğunuz için kendinizi<br />

tehdit altında mı hissediyorsunuz?<br />

Bu gibi durumlarda “GegenHassimNetz”<br />

Danışmanlık Merkezi size<br />

yardımcı olabilir. Söz konusu merkez;<br />

nefret, karalama kampanyaları<br />

ve siber-mobbing mağduru internet<br />

kullanıcılarının kendilerini bu<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

eylemlerden nasıl koruyacakları ve<br />

eylemleri gerçekleştirenlere karşı<br />

nasıl mücadele edecekleri konusunda<br />

bilgi vermekte ve destek<br />

sağlamaktadır. Danışmanlık Merkezi’nin<br />

faaliyetleri, Avusturya’da<br />

ırk ayrımcılığıyla mücadele amacıyla<br />

kamu yararına hizmet veren<br />

bir dernek olan “ZARA”nın (“Zivilcourage<br />

und Anti-Rassismus-Arbeit”)<br />

hukuk ve psiko-sosyal alanlarda<br />

eğitimli çalışanları tarafından yürütülmektedir.<br />

“ZARA”, 2000 yılından bu yana ırkçılık<br />

mağduru ve tanığı kişiler için<br />

danışmanlık hizmeti vermekte ve<br />

söz konusu kişilere ücretsiz olarak<br />

hukuki danışmanlık ve destek faaliyetleri<br />

sunmaktadır. “ZARA”, kuruluşundan<br />

bu yana sanal ortamda<br />

nefrete karşı mücadelede aktif rol<br />

almaktadır. “GegenHassimNetz”<br />

Danışmanlık Merkezi ile sibermobbing<br />

ve benzeri ayrımcılık<br />

türleriyle mücadele alanında hizmet<br />

portföyünü genişletmektedir<br />

(www.zara.or.at). “CounterAct”<br />

çevrimiçi platformu ile “ZARA”, internetteki<br />

nefret ve karalama kampanyalarına<br />

karşı hedef kitlesine<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

bilgi, yöntem ve etkin mücadele<br />

konularında rehberlik etmektedir.<br />

Ayrıca, platform üzerinde muhtelif<br />

inisiyatif, kampanya, eğitim faaliyetleri<br />

ve internette nefret üzerine<br />

araştırma konularına dair genel<br />

bilgilere ulaşabilir; ücretsiz olarak<br />

office@zara.or.at adresinden<br />

e-mail yoluyla bilgi broşürü talep<br />

edebilirsiniz.<br />

(www.counteract.or.at)<br />

Sanal ortamda nefret suçuna<br />

maruz kaldıklarını düşünen bireylerin<br />

başvurabileceği söz konusu<br />

merkez, müracaatçılara bu tür eylemlerle<br />

nasıl mücadele edecekleri<br />

konusunda yardım ve tavsiyede<br />

bulunmakta; internetteki yorumların<br />

suç unsuru içermesi halinde süratle<br />

savcılıkla temasa geçmekte,<br />

bunun yanı sıra sosyal medya kuruluşlarına<br />

da bilgi vererek bu tür<br />

yorumların yayından kaldırılmasını<br />

sağlamaktadır.<br />

Beratungsstelle<br />

#GegenHassimNetz<br />

Beratung und Unterstützung für Betroffene<br />

von Hass und Hetze im Internet.<br />

Sie sind von Hass und Hetze im Internet betroffen? Die neue Beratungsstelle<br />

#GegenHassimNetz kann Ihnen in solchen Situationen helfen!<br />

Die Berater*innen unterstützen Sie dabei sich aktiv gegen Hass im Netz zu<br />

wehren und informieren Sie über mögliche rechtliche Schritte.<br />

Die Beratungsstelle #GegenHassimNetz ist erreichbar von:<br />

Mo – Mi: 9.00 – 16.30 Uhr<br />

Do: 10.00 –18.30 Uhr<br />

Fr: 9.00 –15.00 Uhr<br />

Telefon: (+43) 01 - 236 55 34<br />

E-Mail: beratung@zara.or.at<br />

Web/Chat/Meldeformular: https://beratungsstelle.counteract.or.at/<br />

Facebook Messenger: facebook.com/zara.or.at/<br />

Twitter: @CounterACT_Hass<br />

https://beratungsstelle.counteract.or.at/


MART <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 16<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Çıraklığa İlgi<br />

Yeniden Artıyor<br />

Aşağı Avusturya Ticaret Odası<br />

verilerine göre, son dönemlerde<br />

çıraklığa ilgi giderek yükseliyor.<br />

2017’de eğitime başlayanların<br />

sayısı %6 artmıştı ve bu eğilim<br />

devam ediyor.<br />

Aşağı Avusturya Ticaret Odası<br />

Başkanı Sonja Zwazl: ''Toplumda<br />

çıraklık, yeniden yüksek kaliteli ve<br />

geleceği parlak bir eğitim olarak<br />

algılanmaya başlandı, bu da tamamen<br />

doğrudur.'' Sadece Ocak<br />

ayında bir önceki yılın Ocak ayına<br />

göre çıraklık eğitiminin ilk senesindeki<br />

çırak sayısı %5 arttı.<br />

419 İşletme ilk kez çırak eğitti<br />

Ticaret Odası, Aşağı Avusturya’da<br />

toplam 4.336 çırak olduğunu<br />

açıkladı. Çıraklığa ilgi 2017’den<br />

Sonja Zwazl:<br />

„Die Lehre wird in der<br />

Öffentlichkeit endlich<br />

wieder als hochqualifizierte<br />

Ausbildung mit besonders<br />

guten Berufsaussichten<br />

wahrgenommen –<br />

und das zu Recht"<br />

itibaren oldukça arttı ve daha<br />

çok genç, çıraklık eğitiminde<br />

karar kıldı.<br />

Bir önceki yıl Aşağı Avusturya’da<br />

çırak sayısı eğitimin ilk senesinde<br />

%5.7 arttı ve özellikle sevindirici<br />

olan 419 firmanın ilk kez çırak<br />

eğitimine karar vermesi. Bu firmaların<br />

yarıya yakını (tam olarak<br />

196’sı) ticaret ve zanaat alanlarında<br />

faaliyet gösteriyor.<br />

Ticaret Odasına göre eğitimin<br />

ikinci yılında da çırak sayısında<br />

artış var. Çıraklık eğitimine doğru,<br />

düzenli bir yönelim sağlanmış durumda.<br />

Geçen yıl çıraklık bitirme<br />

sınavlarının yaklaşık %38’i çok<br />

iyi derece ya da normal başarıyla<br />

sonuçlandırıldı.<br />

Lehre statt Leere erhöht die Qualität der Lehrlingsausbildung<br />

''Boş Olmak Yerine Çıraklık Eğitimi''<br />

GENÇLER İÇİN ÖNEMLİ FIRSAT<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

In letzter Zeit habe ich mir viele<br />

Gedanken über die strukturierte<br />

Benachteiligung und Diskriminierung<br />

von Minderheiten auf der<br />

ganzen Welt gemacht. Es scheint<br />

ein selbstverständliches soziales<br />

und historisches Phänomen zu<br />

sein, dass Minderheiten innerhalb<br />

der Mehrheitsgesellschaft mit<br />

Diskriminierung in unterschiedlichster<br />

Ausprägung konfrontiert<br />

werden. Bei einer Tagung in Brüssel<br />

habe ich viele Vertreterinnen<br />

und Vertreter von Minderheiten<br />

aus unterschiedlichen Kontinenten<br />

getroffen. Wenn man etwa die<br />

Unterdrückung und Diskriminierung<br />

der schwarzen Bevölkerung<br />

in den Vereinigten Staaten, die<br />

Verfolgung der Uyguren in China<br />

oder etwa auch das Schicksal<br />

der Roma-Bevölkerung in Europa<br />

näher betrachtet, kann man erkennen,<br />

dass manchmal Jahrhunderte<br />

nicht ausreichen, um die<br />

Situation und den Umgang mit<br />

diesen Minderheitengruppen zu<br />

verbessern. Es ist ein langer steiniger<br />

Weg, der alleine kaum zu<br />

bewältigen ist. Ich bin daher<br />

davon überzeugt, dass sich die<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Kolumne von<br />

Mag. Dr. TARIK METE<br />

office@mete.or.at<br />

Die Mehrheit besteht<br />

aus Minderheiten<br />

unterschiedlichen Minderheitengruppen,<br />

sogar über die nationalen<br />

Grenzen hinweg, solidarisieren<br />

und zusammenarbeiten müssen.<br />

Es darf keine Rolle spielen, welche<br />

Minderheit benachteiligt und diskriminiert<br />

wird - es muss einen<br />

solidarischen Aufschrei geben.<br />

Wir müssen gemeinsam, sowohl<br />

innerhalb der Mehrheit als auch in<br />

den jeweiligen Minderheitencommunitys,<br />

gegen Benachteiligungen<br />

und Diskriminierung antreten. Die<br />

Stärke und Solidarität einer Gesellschaft<br />

zeigt sich nämlich insbesondere<br />

auch darin, wie sie<br />

mit ihren Minderheiten und den<br />

Schwächsten in ihrer Mitte umgeht.<br />

Leider erleben wir beinahe<br />

überall auf der Welt, dass sich der<br />

Umgang mit Minderheiten in den<br />

vergangenen Jahren verschlechtert<br />

hat. Das schwächt uns nicht<br />

nur insgesamt als Gesellschaft,<br />

sondern zeigt auch, dass wir alle<br />

gemeinsam noch einen weiten<br />

Weg vor uns haben. Vor allem<br />

wenn es um Bildung und die<br />

Arbeitsmarktpolitik geht, sind wir<br />

vom Idealzustand weit entfernt.<br />

Eines der Dinge, die in diesem<br />

Zusammenhang unbedingt notwendig<br />

sind, ist Empowerment.<br />

Wir brauchen eine selbstbewusste<br />

Generation von jungen Menschen,<br />

die aus diesen Minderheitengruppen<br />

stammen, die gebildet und<br />

engagiert sind, wissen welche<br />

Rechte sie haben und bereit sind,<br />

sich für unsere Gesamtgesellschaft,<br />

aber insbesondere auch für<br />

ihre jeweilige Community, stark<br />

zu machen. Dafür muss aber ein<br />

entsprechender Rahmen geschaffen<br />

werden, der diese bereitwilligen<br />

Menschen einerseits fördert<br />

und andererseits auch aus verschiedenster<br />

Sicht fordert. Wir<br />

vergessen nämlich allzu oft, dass<br />

wir in einer diversen Gesellschaft<br />

mit vielen Facetten leben und die<br />

Mehrheit doch letztendlich auch<br />

nur aus vielen verschiedenen<br />

Minderheiten besteht.<br />

Viyana (OTS) - ''Lehre statt Leere''<br />

işyeri kalite geliştirme alanında bir<br />

hizmet önlem ya da müdahale<br />

hizmeti olarak adlandırılabilir. Hizmeti,<br />

İş Sosyal Sağlık ve Tüketiciyi<br />

Koruma Bakanlığı’nın oluruyla<br />

Dijitalleşme ve Ekonomi Bakanlığı<br />

yapıyor. ''Lehre statt Leere''<br />

2015’den bu yana çırak ve çırak yetiştiren<br />

işletmelere çıraklık eğitiminde<br />

çıkacak her türlü sorunlarda<br />

yardım ediyor. Şimdiye kadar<br />

3000’in üzerinde çıraklık, yaklaşık<br />

350 işletme koçluğu Avusturya genelinde<br />

ve ücretsiz olarak yapıldı.<br />

Hedef çıraklık eğitimini başarıyla<br />

sonlandırma:<br />

Program çıraklar, işletmeler, eğitimciler<br />

ve çıraklık bitirme sınavına<br />

hazırlanan genç insanlar için danışmanlık<br />

ve eşlik etme görevini yapıyor.<br />

Öğrenimi yarıda bırakanların<br />

sayılarını en aza indirmek ve devamında<br />

başarılı bir mezuniyet amaçlanıyor.<br />

Bunun için koçluk ve<br />

görüşmeler, Avusturya genelinde<br />

uzman koçlar tarafından ücretsiz<br />

olarak sunuluyor. Şimdiye kadar<br />

gerçekleştirilen çıraklık koçluğunda<br />

(%60 erkek çırak, %40 kız çırak,<br />

yaklaşık %31.5 göçmen kökenli) ve<br />

350 işletme koçluğunda çıraklara<br />

ve işletmelere çeşitli şekillerde yardım<br />

edildi. Bu yardımlar işyerindeki<br />

sorunlarla ilgili danışmanlık görüşmelerinden,<br />

farklı kültürlerden<br />

gelen gençlerin eğitimine ve genç<br />

kız çırakların çok bilinmeyen kadın<br />

mesleklerine uyumunu sağlamaya<br />

kadar uzanıyor.<br />

Koçluklar:<br />

Çıraklık koçluğu problemlerin çözümüne<br />

yönelik beceriler kazandırmak<br />

için koçluk ve görüşmeler<br />

sunuyor. Eğitim alanında destek,<br />

mesleki ve özel alandaki çatışmalar<br />

sık rastlanan konular.<br />

Programın temel esaslarından birisi,<br />

ihtiyaç durumunda programı<br />

kullanmak isteyen kişilerin daima<br />

yanında olmak. Bu gençlerin sıklıkla<br />

bulunduğu (meslek okulları, çırakların<br />

kaldıkları evler ve gençlik<br />

birimleri) ve programdan en çok<br />

yararlanıldığı yerlerde, yerinde<br />

elde edilebilirlik anlamına geliyor.<br />

Çırak ve yakınlarının danışma hizmetinde<br />

aradıkları önemli bir şey<br />

de bu merkezlerin tanınmışlığı.<br />

İşletme koçluğu, devam eden eğitimde,<br />

gelişimde ve desteklemede<br />

oluşan sorunlarda, çırakların seçilmesinde<br />

ve entegrasyonunda bireysel<br />

danışmanlık ve refakat hizmeti<br />

sunuyor. Eğitim kalitesinin<br />

iyileştirilmesi, çırakların idaresi ve<br />

desteklenmesi, işyerinde çırakların<br />

yaşadıkları sorunları giderme sıkça<br />

destek olunan konular.<br />

Koordinasyon Merkezi<br />

Çıraklık ve işletme koçluğunun ülke<br />

genelindeki koordinasyon merkezi<br />

danışma ve destek hizmetleri idaresinde<br />

yetkinlik merkezidir. Bu<br />

çalışmada merkez, Avusturya çırak<br />

eğitiminin bölge ortaklarıyla sıkı bir<br />

işbirliği içindedir. Uygulamaların<br />

hayata geçirilmesi her bir eyaletteki<br />

destek kuruluşları aracılığıyla<br />

olur. Destekleme hizmetleri bireysel,<br />

okul ve mesleki konularda<br />

uyuşmazlıkların idaresine, çırakların<br />

isteği üzerine işletmenin entegrasyonuna,<br />

meslek değiştirmede<br />

yönlendirmeye, öğretim stratejilerinin<br />

çalışılmasına, etütlere ve<br />

danışmanlık merkezlerine kadar<br />

uzanır. Daha detaylı bilgi için:<br />

www.lehre-statt-leere-at

Hurra! Ihre Datei wurde hochgeladen und ist bereit für die Veröffentlichung.

Erfolgreich gespeichert!

Leider ist etwas schief gelaufen!