26.12.2015 Views

HhHLMkHD

HhHLMkHD

HhHLMkHD

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Halkın Hukuk Bürosu Amed’i Anlatıyor:<br />

AKP FAŞİZMİ KÜRT HALKINI TESLİM ALAMAZ!<br />

Sayı: 501<br />

Yürüyüş<br />

27 Aralık<br />

2015<br />

18 Aralık 2015:<br />

Halkın Hukuk Bürosu’ndan<br />

avukatlar olarak Amed'deki ziyaretlerimize<br />

Diyarbakır Adliyesi önünde<br />

Avukat Tahir Elçi için yapılan<br />

eyleme katılarak başladık. Hala<br />

dosyada şüpheli olarak kimsenin<br />

ifadesine başvurulmamış ve dosyadaki<br />

bütün polisler tanık olarak<br />

sıfatlandırılmış.<br />

Bu sebeple Diyarbakır Barosu<br />

avukatları alkışlı bir protesto<br />

gerçekleştirdiler. Halkın Hukuk<br />

Bürosu avukatları olarak bu alkışlı<br />

oturma eylemine katıldık. Bu arada<br />

Amed'deki hemen her cadde ve<br />

sokak başlarında bir polis aracı ve<br />

çeşitli türdeki zırhlı araç ve TOMA<br />

geziyordu.<br />

18 Aralık’ta Konuk evinde başlayan<br />

yürüyüşe polis kısa süre içerisinde<br />

saldırdı ancak halk dağılmadı.<br />

Diyarbakır’ın cadde ve<br />

sokaklarında sokağa çıkma yasağı<br />

protesto edildi. Aralıksız bir şekilde<br />

sürdürülen sokağa çıkma yasağı<br />

yetmezmiş gibi halk elektriksiz ve<br />

susuz bırakılmış durumda. Su vanalarının<br />

başında silahlı devlet güçleri<br />

bekliyorlar. Su deposu devlet güçlerince<br />

patlatılmış olduğu için halk<br />

dayanışma ile su problemini<br />

aşmaya çalışıyor.<br />

Evinde su kuyusu bulunanlar pet<br />

şişelere doldurdukları suları bahçeden<br />

bahçeye atarak susuzluklarını<br />

gideriyor. Yüksek binaların tepesine<br />

çıkmış olan özel harekât polisleri<br />

sokağa çıkanı vuruyor. Çok acil<br />

durumlarda Kürt kadınları ölümü de<br />

göze alarak beyaz tülbentlerini<br />

çubuklara bağlayarak sokağa çıkıyorlar.<br />

Sur' un çok yakınında bulunan<br />

Dicle Üniversitesi Hastanesi<br />

Sur'dan getirilen hastaları kabul<br />

etmiyor. Doktorlar üzerinde yoğun<br />

baskı sürüyor.<br />

Kısa süre önce Sur'dan getirilen<br />

bir hastayı kontrol eden doktor hakkında<br />

soruşturma açılmış. Bu<br />

sebeple hastaları ve yaralıları<br />

Sur'dan uzakta bulunan başka hastanelere<br />

taşımak zorunda kalıyorlar.<br />

Yaptığımız bir ziyaret sonunda<br />

Sur yakınlarında bulunan binalara<br />

kurşunların isabet ettiğini öğrendik.<br />

Bunlardan biri fotoğraflanmıştır;<br />

fotoğraftan gördüğümüz kadarıyla<br />

ağır silahlarla atılmış büyük bir<br />

kurşun uçaksavar mermisine benziyor.<br />

Sur'da bürosu bulunan avukatlar<br />

bürolarına giderek işlerini yapamıyorlar.<br />

Aynı şekilde doktora gitmek<br />

gibi yine telafisi imkânsız işler için<br />

bile dışarıya çıkmak mümkün<br />

olmuyor.<br />

Bağlar semtinde öldürülen Şerdıl<br />

Cengiz'in ailesini ziyarete gittik. Aile<br />

bize şunları söyledi: "Doğrusu<br />

şudur; üniversite öğrencisiydi, hiçbir<br />

şekilde silahı yoktu, tırnak çakısı bile<br />

yoktu üzerinde, yüzü de açıktı hiçbir<br />

yasadışı iş yapmıyordu. Buna rağmen<br />

tek kurşunla ensesinden vurularak<br />

öldürüldü. Onu kurtarmak için<br />

yanına gelen de onu hiç tanımayan<br />

Şiyar ismindeki genci de iki kurşunla<br />

kalbinden vurarak öldürdüler.<br />

Bize olayı anlatan görgü tanıkları<br />

bu iki kişiye müdahale etmek<br />

isteyenlere de ateş açıldığını ve bu<br />

kişilerden de yaralananlar olduğunu<br />

anlattı. İçinden çıkarılan kurşun<br />

ve görgü tanıklarının ifadelerine<br />

göre mermi Özel Harekât polisinin<br />

yeni kullandığı bir silaha ait, lazer<br />

ile hedef bulan bir silah bu. Yani<br />

vuran kişinin keskin nişancı olmasına<br />

gerek yok, çünkü silahlar savaş<br />

silahları, en gelişmiş silahları bize<br />

karşı Kürt halkına karşı kullanıyor<br />

devlet.<br />

Ayrıca şunu da söylemeliyiz ki<br />

bizi hep mağdurmuş gibi gösteriyorlar<br />

ama biz yalnızca mağdur<br />

olarak gösterilmek istemiyoruz.<br />

Çünkü biz mağdur olmakla beraber<br />

haklıyız ve direniyoruz, direnmeye<br />

de devam edeceğiz.<br />

Bir başka konu ise; şu anda<br />

ellerinde savaş silahları ile sokaklarımızda<br />

gezip çocuklarımızı öldürenler<br />

terörle mücadele şubesine<br />

bağlı polisler değildir. TEM şube<br />

amiri onlara emir veremiyor,<br />

yoğunlukla yaşı geçkin altmış yaşına<br />

yakın kişiler bunlar. Bir kısmının<br />

uzun sakalları var görgü tanıkları<br />

Arapça konuştuklarını söylüyorlar."<br />

Ayrıca Mezopotamya Hukukçular<br />

Derneği'ni ziyaret ettik.<br />

Avukat arkadaşlarımız bize artık<br />

avukatlık yapamadıklarını, bölgedeki<br />

hiçbir baroda avukatlık faaliyeti<br />

yürütülmediğini söylediler.<br />

Özellikle Cizre-Silopi gibi yerlerde<br />

avukatların evleri basılıyor, evleri<br />

karakol olarak kullanılıyor, sokağa<br />

çıkma yasağı olduğu için mesleklerini<br />

yapamıyorlar.<br />

Ancak ülkenin kalan bölgeleri<br />

sessiz; sanki yalnızca bizi vuracak<br />

zannediyorlar. Oysaki bu faşist<br />

uygulamalar ülkenin her yanına<br />

yayılacaktır dediler, biz de kendileriyle<br />

dayanışma içinde olacağımızı<br />

söyleyerek oradan ayrıldık.<br />

Önümüzdeki süreçte ortak eylem<br />

düzenlemek üzere sözleştik.<br />

20 Aralık 2015:<br />

Halk Cephesi heyeti Amed’ deki<br />

3. günlerinde, Pir Sultan Abdal<br />

Diyarbakır Şubesinde, Maraş ve 19<br />

Aralık Katliamı ile ilgili anma<br />

programına katıldı. Av. Behiç<br />

Aşçı’nın konuşmacı olduğu panelde,<br />

öncelikle Cemevi gençliğinin Maraş<br />

Katliamı ile ilgili hazırladığı anma<br />

programı ve sinevizyon gösterimi<br />

izlendi. Ardından Behiç Aşçı, katliamın<br />

askeri ve “Neden devlet F<br />

Tiplerinde ısrar etti?” boyutuna<br />

değindi. Katliamı yaşayan müvekkillerinin<br />

anlatımlarını aktardı.<br />

“Katliamcı devlet hiç değişmedi.<br />

Dün 19 Aralık’ta katledilenler ile<br />

bugün Şerdıl ve Şiyar’ın resimlerini<br />

yan yana getirdiğimizde ayırt edemezsiniz…<br />

ve bunu bize yaşatan<br />

faşizmdir, faşizme karşı savaşmak<br />

insan olup olmama tercihidir,<br />

savaşmaktan başka yol yoktur”<br />

dedi. Dicle Üniversitesi öğrencilerinden<br />

bir kişi, Ölüm Orucu gazisi<br />

Yüksel Doğan’ın 19 Aralık gününe<br />

ve sonrasına dair anlatımlarını<br />

okudu. Cemevi gençliğinin verdiği<br />

26<br />

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!