26.12.2015 Views

HhHLMkHD

HhHLMkHD

HhHLMkHD

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

AVRUPA’dakiBİZ<br />

Yüzümüz Her Zaman Vatanımıza Dönük Olmalıdır!<br />

Ancak Yaşadığımız Ülkelerde<br />

Kendi Haklarımızı<br />

Sonuna Kadar Savunmalıyız!<br />

Sahip Çıkmadığınız<br />

Her Hak Talebi, Bir Gün<br />

Size de Dönecektir!<br />

Sanılır ki apolitik insanların “beni<br />

ilgilendirmiyor” demesiyle yada bilmemesinden<br />

kaynaklı sahiplenmemesiyle<br />

herşeyin farkında olan ama<br />

türlü sebeplerle hak arama mücadelesine<br />

katılmayan ya da arada bir katılan<br />

insanların arasında fark vardır.<br />

Aslında hiç bir fark yoktur. Hatta siyasi<br />

olarak çok daha geridir.<br />

Çünkü bilip de susanlar, gözlerini<br />

yumanlar, onlarca bahane üretenler<br />

( bu bahanelerle kendini kandırır<br />

aslında. Kendine olan saygısını yitirir)<br />

çok daha fazla değerlerini yitirirler.<br />

Bu değerlerden en önemlilerinden biridir<br />

dayanışma. Yozlaşan dayanışma<br />

kültürünün yerini bencillik alır.<br />

Sadece kendini düşünmek “bencillik”tir<br />

ve insanlık ahlakına aykırıdır.<br />

İnsan, evrensel ahlak değerlerini<br />

kendisinden önce düşünmeli, kendi dışındakileri<br />

kendisine yakınlıklarını<br />

dikkate almadan en az kendisi kadar<br />

düşünebilmelidir. Bu değerlere yabancılaşma,<br />

“ korkuyorum bu yüzden<br />

katılmıyorum” ya da “çok yoğundum,<br />

işim vardı” gerekçeleriyle meşrulaştırılmaya<br />

çalışılıyor.<br />

Ne kadar düzen bu yozlaşmayı<br />

sağlasa da, halk özelliklerini, demokrat<br />

özelliklerini taşıyan herkes bunun<br />

yanlış olduğunun da farkındadır.<br />

Ama yine de kendini kandırır, sustuğunda<br />

yeterince katılmadığında onu<br />

gelip bulmayacağı yalanına inandırır<br />

kendisini. Bu şekilde düşünmesinin<br />

sebebi emperyalizmi tarihsel olarak<br />

gerçek anlamıyla tanımamasından<br />

ve kendi gücüne olan güvensizliğinden<br />

kaynaklıdır.<br />

Fransa örneği çok nettir. Fransa’da<br />

yaşayan Araplar kaç nesildir Fransızca’yı<br />

ana dili gibi konuşmaktalar.<br />

Hatta bir çok Arap da vardır kendisini<br />

Fransız gibi göstermeye çalışan. Şu sıralar<br />

ırkçılık arttığı için dışarı çıkmayarak<br />

bundan kurtulmaya çalışan<br />

bir Arap komşusunun ırkçılığından<br />

kurtulamıyor ama. Dışarı çıkma, peki<br />

çocukların okula gitmeyecek mi?<br />

Nasıl koruyacaksın kendini?<br />

Ya da Rusya örneğine bakalım.<br />

Orada işçi olarak çalışanlar, birgün<br />

geldi ve işleri ellerinden alındı. Ortada<br />

kaldılar. Oysa orayı kurtuluş olarak<br />

görüyorlardı, iyi de para kazanıyorlardı<br />

kendilerinin deyimiyle. Ama<br />

şimdi alınmıyorlar ve Türkiye’de de<br />

iş bulamıyorlar.<br />

Yani vatanımızın bağımsızlığı, ülkemizin<br />

özgür olmasıdır bizim tek kurtuluşumuz.<br />

Avrupa veya başka ülkelerde<br />

olmak kurtuluşumuz değildir. Ki<br />

hem hak ve özgürlükler anlamında,<br />

hem de ekonomik olarak bu ülkelerde<br />

de yaşam giderek zorlaşıyor. Fransa’da<br />

olduğu gibi bir günde insanların<br />

hayatları değişebilecek bir süreç.<br />

Peki Türkiye’de durum nasıl? Demokrasi,<br />

özgürlük, bağımsızlık bunların<br />

hiçbiri yok, ağır baskılar var. Kaçılacak<br />

yer yok. Ülkemizde sürdürülen<br />

mücadeleye, Anadolu ihtilalini örgütleyen<br />

devrimcilere sahip çıkmaktan,<br />

devrim için mücadele etmekten<br />

başka bir yol yoktur!<br />

Dayanışma Çok Güçlü<br />

Bir Silahtır!<br />

Emperyalizmin ideolojik saldırılarının<br />

özü halkın moral değerlerini,<br />

dayanışma kültürünü bir araya gelerek<br />

bir şeyleri değiştirebilecekleri<br />

inancını yok etmek üzerine kuruludur.<br />

Çünkü ancak bu şekilde sömürüsüne<br />

azgınca devam edebilir.<br />

Bu yüzden halkı bireyselleştirerek<br />

kendisine, değerlerine topluma yabancılaştırmak<br />

ister. İnsanları kalabalıklar<br />

içinde yalnızlaştırarak çaresizliğe,<br />

düzen karşısında güçsüz hissetmesine,<br />

biat etmesine neden olur.<br />

Böylelikle insanlar beraber hareket etmekten<br />

uzaklaşır. “Çocuğum okusun<br />

geleceğini kursun, yada çalışayım<br />

bir ev alayım”dır bunun somut hali.<br />

Ama bu düzende geleceğinin garantisi<br />

yoktur kimsenin. Biz kendi geleceğimiz<br />

için mücadele etmeliyiz.<br />

Evin Timtik, oturum ve seyahat<br />

hakkı için yüz günü aşkındır ve 60<br />

gündür açlık greviyle direniyor. Evin<br />

Timtik’in direnişini sahiplenmek kendi<br />

geleceğinize kendi haklarınıza sahip<br />

çıkmaktır!<br />

Hitler faşizmi döneminde, Papaz’ın<br />

sözlerini biliriz. Komünistleri,<br />

Yahudileri, Çingeneleri, Sosyal<br />

Demokratları katlettiklerinde sesini çıkarmadığını<br />

söylüyor. Sıra kendisine<br />

geldiğinde ise sesini çıkaracak kimsenin<br />

kalmadığını ifade ediyor.<br />

Yani baskılardan susarak kurtulamayız!<br />

Direnmek ve hakkımızı istemekten<br />

ve almaktan başka bir yolumuz<br />

yoktur. Halkın, devrimcilerin en büyük<br />

silahı dayanışmadır, kollektivizmdir.<br />

Bunun gücüyle mücadele edeceğiz<br />

haklarımız için ve kazanacağız!<br />

Yüzümüz vatanımızdan, orada<br />

sürdürülen mücadeleden asla dönmemeli.<br />

Yaşadığımız ülkelerde kendi<br />

haklarımızı sonuna kadar savunmalıyız!<br />

Bu hakları direnerek bedel<br />

ödeyerek kazandık.<br />

Yaşadığımız ülkelerde verilen<br />

haklar lütuf değildir, emek ve bedellerle<br />

kazanılmıştır! Hiçbirinden de<br />

vazgeçmeyeceğiz!<br />

Sayı: 501<br />

Yürüyüş<br />

27 Aralık<br />

2015<br />

DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!<br />

55

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!