16.06.2022 Views

Metropol Dergisi - Antalya

- Metopol Dergisi Antalya Film Festivaline Damga Vurdu - Anset Genel Koordinatörü Dilaver Tanık, festivalin başarısı onur verdi - Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) Körfez Ülkeleri Temsilcisi Dr. M. Mustafa Göksu - Antalya OSB’nin Gurur Gecesi -Antalya OSB Başkanı Ali Bahar -Sümer Ezgü Sanat Akademisi - Antalya Şehir Tiyatrosu Bu Sene Perdeyi Üsdat’ın Unutulmaz Eseri “Para” İle Açtı - Tiyatro Oyuncusu Tekin Temel - TRT’nin 4. Uluslararası Medya Eğitim Programı Antalya’da Gerçekleşti

- Metopol Dergisi Antalya Film Festivaline Damga Vurdu
- Anset Genel Koordinatörü Dilaver Tanık, festivalin başarısı onur verdi
- Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) Körfez Ülkeleri Temsilcisi Dr. M. Mustafa Göksu
- Antalya OSB’nin Gurur Gecesi -Antalya OSB Başkanı Ali Bahar
-Sümer Ezgü Sanat Akademisi
- Antalya Şehir Tiyatrosu Bu Sene Perdeyi Üsdat’ın Unutulmaz Eseri “Para” İle Açtı
- Tiyatro Oyuncusu Tekin Temel
- TRT’nin 4. Uluslararası Medya Eğitim Programı Antalya’da Gerçekleşti

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

1


Röportaj<br />

2<br />

www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

3


Editör<br />

<strong>Metropol</strong> <strong>Antalya</strong><br />

Yaygın, Süreli • Kasım- Aralık 2016/ Ocak 2017<br />

YAYINCI / İMTİYAZ SAHİBİ<br />

Adına Seycan ÇAKIR<br />

YAYIN KURULU BAŞKANI<br />

Ömer Faruk MEYDAN<br />

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ<br />

Ahmet ÇAKIR<br />

Beyzat AKSOY<br />

beyzat@metropoldergileri.com<br />

Büyüyen <strong>Antalya</strong>,<br />

gelişen Türkiye<br />

<strong>Antalya</strong> hizmetten sanayiye topyekun büyüme hedefinde emin<br />

adımlarla ilerliyor. Art arda hayata geçirdiği projelerle dünya süper<br />

ligine çıkan <strong>Antalya</strong> değerine değer katmaya devam ediyor.<br />

Ülkemiz için dış finansman ihtiyacının karşılanmasında turizmin<br />

önemli bir rolü vardır, ülkemiz açısından turizm önemli bir döviz<br />

kaynağıdır.<br />

<strong>Antalya</strong> turizm sektöründe dünyada marka olması amacıyla; sağlık,<br />

kültür, doğa, spor ve golf gibi turizm çeşitliliğinin sağlanmasıyla<br />

turizm potansiyelimizin ve ülkemizi ziyaret eden turist sayısının<br />

arttırılmasına yönelik projeleri hayata geçirmeye devam ediyor.<br />

Turizmin yanı sıra <strong>Antalya</strong> uluslararası organizasyonların ve zirvelerin<br />

de vazgeçilmez adresi adeta. Sizlere geçen sayıda <strong>Antalya</strong>’yı<br />

zirvelerin başkenti yapan gönülleri anlatmıştık. Bu sayımızda da<br />

<strong>Metropol</strong> <strong>Antalya</strong> dergimizde, kendisi çok uzaklarda olmasına<br />

rağmen kalbi ülkesi için atan bir isimi kapak konuğu olarak ağırlıyoruz:<br />

Dr. M. Mustafa Göksu<br />

Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA)<br />

Körfez Ülkeleri Temsilcisi Dr. M. Mustafa Göksu’ya <strong>Antalya</strong>’da<br />

gerçekleştirilen zirveleri sorduk.<br />

Sayın Göksu’nun da değimiyle bu ülkenin “Karşılıksız Türkiye<br />

sevgisi” ile hizmet edecek gönüllere çok ihtiyacı var. Hedefimiz<br />

büyüyen, gelişen, söz sahibi, yeni bir Türkiye...<br />

Keyifli okumalar<br />

YAYIN YÖNETMENİ<br />

Çiğdem KURUT<br />

GÖRSEL YÖNETMEN<br />

Ahmet TOK<br />

PROJE KOORDİNATÖRÜ<br />

Beyzat AKSOY<br />

REKLAM KOORDİNATÖRÜ<br />

Almıla TELLİLER<br />

Canan ÖZER<br />

GRAFİK TASARIM<br />

FOTOĞRAF<br />

Ahmet ÇAKIR<br />

Beyzat AKSOY<br />

HUKUK DANIŞMANI<br />

Av. Seda KARA<br />

YÖNETİM YERİ<br />

Akabe Mh. Şehit Furkan Doğan Cd. Bey Plaza<br />

A Blok 5/ 503 Karatay/ KONYA<br />

Tel: 0332 323 10 18 Faks: 0332 323 10 19<br />

www.metropoldergileri.com<br />

ANTALYA OFİS<br />

Şirinyalı Mh. 1497 Sk. Arslan Ap. 4/7<br />

Muratpaşa/ ANTALYA<br />

Tel: 0242 316 16 86 Faks: 0242 316 16 87<br />

info@metropoldergileri.com<br />

antalya@metropoldergileri.com<br />

BASKI<br />

GÜLERMAT MATBAACILIK<br />

5619 Sk. No: 6 Meriç Mah.<br />

Çamdibi-Bornova/İZMİR<br />

gulermat1@gmail.com • info@gulermat.com<br />

Tel : 0232 433 61 33<br />

DAĞITIM<br />

4 www.metropoldergileri.com<br />

Ocak 2017


5


6 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

7


8 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

9


Röportaj<br />

İÇİNDEKİLER<br />

10 32 36<br />

Kapak<br />

Konusu<br />

18<br />

Dr. M.<br />

Mustafa<br />

GÖKSU<br />

Başbakanlık Türkiye Yatırım<br />

Destek ve Tanıtım Ajansı<br />

(TYDTA) Körfez Ülkeleri<br />

Temsilcisi<br />

Haber<br />

22<br />

23<br />

24<br />

28<br />

35<br />

65<br />

BAKA’nın lokomotifi <strong>Antalya</strong><br />

Sûfî Yolu Projesi İçin Yola Çıkıldı<br />

<strong>Antalya</strong> OSB’nin Gurur Gecesi<br />

Türkiye - Ukrayna Zirvesi<br />

MENA Zirvesi<br />

7. Konyaaltı Kitap Fuarı<br />

48 TİYATRO 58 PROJE 70 ARAŞTIRMA 72 SAĞLIK<br />

10 www.metropoldergileri.com


Ocak 2017<br />

44<br />

46 64<br />

Röportaj<br />

16<br />

Anset Genel<br />

Koordinatörü<br />

Dilaver<br />

TANIK<br />

38<br />

Sanat Akademisi<br />

Sümer<br />

EZGÜ<br />

SAYI: 12<br />

50<br />

Oyuncu<br />

Tekin<br />

TEMEL<br />

11


Festival<br />

53. Uluslararası <strong>Antalya</strong><br />

Film Festivali’nde neler yaşandı<br />

134 FİLM İZLEYİCİ İLE BULUŞTU<br />

Türkiye’nin en köklü sinema etkinliği<br />

Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali;<br />

16-23 Ekim tarihleri arasında 7<br />

salonda, 227 seansta 39 ülkeden 134<br />

film izleyicileriyle buluşturdu, 130’a<br />

yakın yan etkinlik düzenledi, Altın<br />

Portakal dahil 43 ödül sahibini buldu.<br />

Festival Merkezi, Festival Yolu<br />

ve Film TMR platformu gibi yepyeni<br />

adımlarla sinemaya ve <strong>Antalya</strong>’ya<br />

katkı sağladığı bir yılı daha geride<br />

bıraktı.<br />

EŞ ZAMANLI YAYIN<br />

<strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

Menderes Türel başkanlığında<br />

ve Elif Dağdeviren direktörlüğünde<br />

gerçekleştirilen 53. Uluslararası<br />

<strong>Antalya</strong> Film Festivali, EXPO 2016<br />

<strong>Antalya</strong> Kongre Merkezi’ndeki<br />

muhteşem kapanış töreniyle sona<br />

erdi. Her iki tören de <strong>Antalya</strong> Kültür<br />

Merkezi’ne (AKM) kurulan dev<br />

ekranlarda eş zamanlı olarak yayınlandı.<br />

500’DEN FAZLA AKREDİTASYON<br />

Geniş bir katılımcı kitlesinin takip<br />

ettiği festivale <strong>Antalya</strong>’nın iletişim<br />

fakültesi öğrencileri ve akademisyenlerinin<br />

de yoğun ilgi vardı. Bu<br />

sene ilk defa gösterimleri ve etkinlikleri<br />

kolaylıkla takip edebilmeleri<br />

için üniversiteye özel 500’den fazla<br />

festival akreditasyonu sağlandı.<br />

JÜRİDE ÖNEMLİ İSİMLER<br />

Altın Ayı ve 6 Altın Portakal ödüllü<br />

usta yönetmen Semih Kaplanoğlu’nun<br />

başkanlığını yaptığı Ulusal<br />

Uzun Metrajlı Film Yarışması jürisinde;<br />

yine Altın Portakal sahibi<br />

Beste Bereket, cast direktörü Harika<br />

Uygur, sinema, tiyatro ve dizi<br />

oyuncusu Mehmet Özgür, müzisyen<br />

Orhan Topçuoğlu, Norveç Trömsö<br />

Uluslararası Film Festivali Direktörü<br />

Martha Otte ile uluslararası sinema<br />

endüstrisinin en önemli isimlerinden<br />

sinema yazarı ve danışman<br />

Sydney Levine da vardı.<br />

GÖRÜLMEMİŞ EŞİTLİK<br />

Uluslararası Yarışma filmlerinde ise bu<br />

12 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

yıl, festivaller genelinde görülmemiş<br />

biçimde, kadın ve erkek yönetmenler<br />

eşitliği sağlandı. On filmden dördünü<br />

kadın, dördünü erkek yönetmenler<br />

çekti, iki tanesi de biri kadın biri erkek<br />

olan, ikişer yönetmen tarafından yapıldı.<br />

Uluslararası yarışmaya Türkiye’den<br />

seçilen iki film; “Tereddüt” (ClairObscur)<br />

Yeşim Ustaoğlu’nun, “Toz” (Dust)<br />

ise Gözde Kural’ın imzasını taşıyordu.<br />

460 BİN TL ÖDÜL<br />

Ulusal ve Uluslararası Yarışma, Sümer<br />

Tilmaç <strong>Antalya</strong> Film Destek Fonu ve<br />

<strong>Antalya</strong> Film Forum ile izleyici ödülleri<br />

ve özel ödüller de dahil toplam 43<br />

ödül sahiplerini bulurken 460 bin TL<br />

ve 50 bin Euro para ödülü dağıtıldı.<br />

(Ulusal Yarışma 100 bin TL/ Uluslararası<br />

Yarışma 50 bin Euro/ Sümer<br />

Tilmaç <strong>Antalya</strong> Film Destek Fonu 100<br />

bin TL/ <strong>Antalya</strong> Film Forum Belgesel<br />

Pitching Platformu 2 projeye toplam<br />

60 bin TL/ <strong>Antalya</strong> Film Forum Kurmaca<br />

Pitching Platformu 2 projeye<br />

toplam 60 bin TL/ <strong>Antalya</strong> Film Forum<br />

WorkInProgress Ödülü 100.000<br />

TL) Ayrıca festivalin ulaşım sponsoru<br />

THY tarafından En İyi Film’e verilen 1<br />

milyon uçuş mili’nin sahibi “Mavi Bisiklet”in<br />

yapımcısı Ümit Köreken oldu.<br />

TRT’nin, <strong>Antalya</strong> Film Forum Proje<br />

Geliştirme ödülünü ise (40 bin TL)<br />

Şahmerdan kazandı.<br />

HAYRAN KALDILAR<br />

53. Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali,<br />

konuklarıyla da dikkatleri üzerine<br />

çekti. Açılış töreninde Altın Portakal<br />

Onur Ödülü alan başarılı genç Fransız<br />

oyuncu AudreyTautou, Uluslararası<br />

Jüri üyesi olarak gelen ve “<strong>Antalya</strong>’ya<br />

hayran kaldım. Bütün arkadaşlarıma<br />

anlatacağım” diyen ünlü Amerikalı<br />

oyuncu AndieMacDowell, Yaşam<br />

Boyu Başarı ödüllerinin sahipleri, çok<br />

özel iki isim; İran sinemasının genç<br />

ustalarından AsgharFarhadi ve oyunculuğun<br />

yaşayan efsanelerinden HarveyKeitel…<br />

ULUSLARARASI İSİMLER<br />

Kapanış törenindeki mini konseriyle<br />

büyüleyen, sert filmlerin sert görünüşlü<br />

ama yumuşak ruhlu ustası Robert<br />

Davi, Uluslararası Jüri’ye başkanlık<br />

eden Oscar ve Bafta ödüllü İngiliz<br />

saygın yönetmen Hugh Hudson, yine<br />

Uluslararası Jüri’de yer alan bol ödüllü<br />

senarist ve yönetmen WashWestmoreland,<br />

Filistinli kadın yönetmen Najwa-<br />

Najjar, ile Altın Küre ödüllü oyuncu<br />

RutgerHauer…<br />

DÜNYA YILDIZLARI<br />

Festival kapsamında gösterilen “İkinci<br />

Bahar” (Silver Skies) filminin Amerikalı<br />

usta oyuncusu George Hamilton,<br />

festivalde bir Ustalık Atölyesi gerçekleştiren<br />

Portekizli yıldız EsaiMorales,<br />

“Şeytanın Avukatı” (Devil’sAdvocate)<br />

ve Gladyatör filmi ile parlayan yetenekli<br />

ve güzel oyuncu ConnieNielsen,<br />

efsane filmlerin usta Amerikalı oyuncusu<br />

John Savage, sinema tarihine<br />

damga vurmuş “Postacı” (IlPostino)<br />

filminin başrol oyuncularından ve<br />

“Dünya Yetmez” ile Bond kızlarından<br />

biri olan İtalyan oyuncu Maria Grazia-<br />

Cucinotta, dünya ekranlarında fırtınalar<br />

estiren “Game of Thrones” dizisi ile<br />

gençlerin yakından takip ettiği İngiliz<br />

oyuncu Tara Fitzgerald, yine bir başka<br />

efsaneleşmiş oyuncu ArmandAssante<br />

ve Altın Palmiye dahil dünyanın<br />

önemli festivallerinden 50’ye yakın<br />

ödülü olan Filipinli ünlü yönetmen<br />

BrillanteMendosa festivalin bu yılki<br />

uluslararası büyüleyici isimlerindendi.<br />

DEV EKİP<br />

Bu konukların ve tüm festival konuklarının<br />

ağırlanması için birden çok lisan<br />

bilen 25 mihmandar ile 500 saha<br />

görevlisi 200 araç ile 16 saat duraksız<br />

çalışan shuttle servisler aracılığı ile 5<br />

hotel ve 4 festival merkezi arasında mekik<br />

dokudu. <strong>Antalya</strong> havalimanında<br />

ICF ve İstanbul’da TAV özel karşılama<br />

servisleri ile 24 saat havaalanı hizmeti<br />

verildi. 15 kayıt noktasında 3000 katılımcının<br />

kaydı yapılırken bunların<br />

2000 adetinin uçak biletlemesi ana<br />

sponsor THY işbirliği ve Scala MICE<br />

tarafından gerçekleştirildi. En önemlisi<br />

de bütün bunlar hiç hayır denilmeden<br />

yapıldı.<br />

YENİLİKLERLE DİKKAT ÇEKTİ<br />

Yarım asırlık tecrübesine sürekli yeni<br />

açılımlar ekleyerek hem sinemamıza<br />

hem <strong>Antalya</strong>’ya katkısını artıran<br />

festival; bu yıl bilhassa yenilikleriyle<br />

dikkat çekti. Yerli ve yabancı, 3000 konuğu<br />

<strong>Antalya</strong>’nın özgün atmosferinde<br />

ağırlayan, 20 bin biletin kesildiği, bir o<br />

kadar da akredite seyirci alan festival;<br />

geçtiğimiz yıllarda da festivale mekan<br />

olarak büyük katkılar sağlayan Cam<br />

13


Festival<br />

Piramit’i bu yıldan itibaren Festival<br />

Merkezi olarak 8 gün boyunca sinema<br />

profesyonellerinin hizmetine<br />

açtı. Bu amaçla 40 TIR malzemenin<br />

kullanıldığı Cam Piramit’te 14 özel<br />

oda ve ofis kuruldu.<br />

250 BASIN MENSUBU<br />

500 kişiye hizmet verebilecek oturma<br />

grubu ve ofis malzemelerinin<br />

yerleştirildiği mekan, 2 bin 500<br />

metrekare halı ile kaplanarak özel<br />

aydınlatma sistemi ile ışıklandırıldı.<br />

Yerel, ulusal ve uluslararası alandan<br />

festivali takip etmek üzere gelen<br />

250’ye yakın basın mensubuna hizmet<br />

vermek üzere bir basın merkezinin<br />

de yer aldığı mekanda ayrıca<br />

200 kişilik özel bir gösterim salonu<br />

ile 6 adet video izleme odası oluşturuldu.<br />

ŞÖLEN ALANINA DÖNÜŞTÜ<br />

Festivalin ana mekanlarından Cam<br />

Piramit ve AKM’nin yer aldığı <strong>Antalya</strong><br />

Kültür Park içerisinde bulunan<br />

Kral Yolu da Festival Yolu adıyla<br />

PeraEvent tarafından tüm konuklar<br />

için bir şölen alanına dönüştürüldü.<br />

KÜÇÜKLER UNUTULMADI<br />

Aralarında <strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi<br />

Evcil Hayvan Edindirme standından,<br />

çocuklara yönelik etkinliklerin<br />

bulunduğu alanlar ile dublaj ve greenbox<br />

deneyimleri yaşatan uygulamalara<br />

kadar 14 farklı standın kurulduğu Festival<br />

Yolu, 12 saat boyunca, büyük küçük<br />

herkesin keyifle vakit geçirdiği, ünlü simalarla<br />

yan yana gelip sohbet ettiği, kitaplarını<br />

imzalattığı, fotoğraf çektirdiği<br />

capcanlı bir etkinlik alanıydı.<br />

4 ÇADIR KURULDU<br />

Aynı zamanda her gece ayrı bir konsere<br />

sahne olarak sinemayla müziği buluşturdu.<br />

Tanıtım ve duyuruların, anlık olarak<br />

70 metrekarelik LED ekranlardan yapıldığı<br />

güzergahta, 50 metrekarelik 4 adet<br />

çadır kuruldu.<br />

İMZA VE SOHBET<br />

Festival Yolu’nda bu yılki Onur Ödülü<br />

sahibi Yılmaz Gruda ve Feyzi Tuna,<br />

Ulusal Jüri üyesi, cast direktörü Harika<br />

Uygur, Yeşilçam’ın usta oyuncularından<br />

ve “Babamın Kanatları” filmindeki<br />

performansı ile Altın Portakal kazanan<br />

Menderes Samancılar, İstanbul<br />

Film Festivali’nin kurucusu ve 25 yıl<br />

direktörlüğünü yapan Hülya Uçansu<br />

ile yapımcı Arif Keskiner, ve oyunculuğunun<br />

yanı sıra şiirleriyle de bilinen<br />

emektar isim Kemal İnci, kitaplarını<br />

imzalayarak hayranlarıyla sohbet etti.<br />

GÖSTERİLER YAPILDI<br />

Özgün Çoban, Ümit Kantarcılar, Gülsen<br />

Tuncer, Selim Bayraktar, Alper<br />

Saldıran, Berke Üzrek, Kaan Çakır gibi<br />

özellikle gençlerin gözdesi olan bazı<br />

isimler de sohbet saatlerinde <strong>Antalya</strong><br />

halkı ile buluştu. Göksel, Taksim Trio,<br />

Mehmet Erdem, Sümer Ezgü ve Sixpack’in<br />

konser verdiği alanda ayrıca dans<br />

gösterileri ile film müzikleri konserleri<br />

de gerçekleştirildi.<br />

BİZZAT SAHNEDEYDİ<br />

Türkiye’de üretilen filmlerin ulusal ve<br />

uluslararası alanlarda satış, dağıtım,<br />

iletişim ve pazarlamalarına katkıda bulunmak<br />

üzere başlatılan Film TMR,<br />

geçtiğimiz yıl Festival Direktörü Elif<br />

Dağdeviren tarafından sektör temsilcilerine<br />

özel bir sunumla duyurulmuştu.<br />

Bu yıldan itibarense Film TMR (Film<br />

Talentand Marketing Rounds) bizzat<br />

14 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

sahnedeydi!<br />

57 TÜRK FİLMİ BAŞVURDU<br />

Film TMR’ye henüz ilk yılında 57 Türk<br />

filmi başvurdu. Yerli yapımlara pazarlama<br />

ve finans anlamında ulusal ve<br />

uluslararası destek sağlamayı hedefleyen<br />

platform; üreticiler ile dağıtımcıları,<br />

online ve televizyon film alıcılarını<br />

buluşturdu, ön anlaşmaları Film<br />

TMR’de yapılan filmler oldu.<br />

ULUSLARARASI KATILIM<br />

Türkiye dışında Rusya, Almanya,<br />

Makedonya, İran, Fransa, Çin, Azerbaycan,<br />

Yunanistan ve Amerika Birleşik<br />

Devletleri’nden de katılım vardı.<br />

Sektör bazında tüm bu ülkeler arasında<br />

birebir görüşme organizasyonları<br />

gerçekleşti.<br />

BİN 800 KİŞİ GÖREV ALDI<br />

53. Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali’nin,<br />

yerli ve yabancı sinema yıldızlarıyla<br />

ışıldayan açılış ve kapanış<br />

törenlerine ev sahipliği yapan EXPO<br />

2016 <strong>Antalya</strong> Kongre Merkezi de 1800<br />

kişinin görev aldığı titiz bir çalışmayla<br />

hazırlandı. Törenlerin olmazsa olmazı<br />

‘kırmızı halı’ geçişi için halıdan 63<br />

metre uzunluğunda yol yapıldığı mekana,<br />

700 metrekare LED ekran sistemi<br />

kuruldu.<br />

3 AY BOYUNCA ÇALIŞTILAR<br />

Sadece sahne için 320 kişilik ekip 4<br />

gün boyunca çalışırken açılış töreninin<br />

unutulmaz sahnelerini oluşturan<br />

görsel şovlar için 12 kişilik uluslararası<br />

bir ekip, 3 ay boyunca çalıştı.<br />

KORTEJDE ŞOV VARDI<br />

Festivalin ‘olmazsa olmaz’ı, geleneksel<br />

kortejde ise bu sene tam bir şov vardı.<br />

Sinema filmleri ve dizilerde kullanılan<br />

15 klasik araç; <strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi<br />

Bandosu’nun film müzikleri<br />

eşliğinde John Savage, Maria Grazia-<br />

Cucinotta, EsaiMorales, Mustafa Alabora,<br />

Ali Düşenkalkar, Özgür Çevik,<br />

Mehmet Özgür, Menderes Samancılar,<br />

Nursel Köse, Tijen Par, Erhan Yazıcıoğlu,<br />

Ziya Kürküt, Göksel, Özgün Çoban,<br />

Ümit Kantarcılar, Aliye Uzunatağan,<br />

Selim Bayraktar, Selim Gürata, Erdal<br />

Tosun, Atilla Olgaç, Gülsen Tuncer,<br />

Ayten Uncuoğlu ve Ali İpin gibi isimleri<br />

<strong>Antalya</strong>lılar ile buluşturdu.<br />

SELAMLAMALAR<br />

Sinemamızın gizli kahramanlarına<br />

saygı duruşunda bulunan Rabarba<br />

sergisinin yıldızları dublaj sanatçıları<br />

da kortejde halkı selamlayan isimler<br />

arasındaydı.<br />

HER ŞEY VARDI<br />

Festivali takip etmekle yetinmeyip festivalden<br />

bir hatıra saklamak isteyenler<br />

ve koleksiyonerler için de 53. Uluslararası<br />

<strong>Antalya</strong> Film Festivali’nde her şey<br />

vardı. 3 bin adet kataloğun basıldığı<br />

festivalde, Ali Can Sekmeç tarafından<br />

hazırlanan 1500 adet “Altın Portakallı<br />

Sanatçılar” kitabı da festival takipçilerine<br />

sunuldu.<br />

YOĞUN İLGİ<br />

Fotoğraf sanatçısı Serdal Güzel ve<br />

oyuncu Deniz Çakır işbirliğiyle hayata<br />

geçirilen, 150 dublaj sanatçısının<br />

fotoğraflarıyla hikayelerinden oluşan<br />

“Rabarba” adlı kitap da 2 bin adet basılırken<br />

sergi ziyaretçileri tarafından yoğun<br />

ilgi çekti ve hemen tükendi. Deniz<br />

Yavuz tarafından sektöre özel olarak<br />

hazırlanan “Türkiye Sinemasının Dijital<br />

Serüvenindeki Son 5 Yıl” kitapçığı<br />

da sektörün ilgisiyle karşılandı.<br />

15


Festival<br />

SOSYAL<br />

SORUMLULUK<br />

PROJELERİ<br />

Her yıl olduğu gibi bu yıl<br />

da festivale özel tasarlanmış<br />

çanta ve tshirt’ler<br />

takipçilerin gözdesiydi;<br />

1750 t-shirt ve 1500<br />

çanta, festival boyunca<br />

sinemaseverlerin üzerindeydi.<br />

Çantalar; <strong>Antalya</strong><br />

Büyükşehir Belediyesi<br />

sosyal sorumluluk projeleri<br />

kapsamında geliştirilen<br />

ve amacı, unutulan<br />

el işçiliğini yaşatarak ev<br />

kadınlarına ek gelir imkanı<br />

sağlamak olan ASMEK<br />

tarafından tek tek elle dikilerek<br />

hazırlandı.<br />

HEDİYELER DE VARDI<br />

Çantaların içinde de yine <strong>Antalya</strong><br />

Büyükşehir Belediyesi Özel Eğitim<br />

ve Rehabilitasyon Merkezi öğrencileri<br />

tarafından elleriyle yaptıkları<br />

hediyeler yer aldı.<br />

SPONSORLAR<br />

53. Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali<br />

bu yıl da güçlü destekçileriyle<br />

sinemaya katkılarını artırdı. Festival;<br />

Türk Hava Yolları’nın (THY)<br />

ulaşım sponsorluğu, Turkuvaz<br />

Medya’nın ana medya sponsorluğunda,<br />

Türk Telekom, EXPO 2016,<br />

1000 Volt Post Production, ICF<br />

Airports, The Land of LegendsTheme<br />

Park Rixos, RixosDowntown,<br />

Hotel Su, Puding Otel, Memorial,<br />

TAV, Denizbank, Philips, Ajans<br />

Press, Anadolu Yakası, Steigenberger<br />

Hotel Maslak İstanbul, AVR<br />

Sigorta, Rebul, Sortie, AKRA Barut<br />

Hotel, Kızılay İçecek, Sola Unitas,<br />

MAC, Portakalbahcem.com, <strong>Antalya</strong><br />

Migros AVM, Nehirim Cattering,<br />

Mark <strong>Antalya</strong>, BNG-Nilgün<br />

Gülen, MD Kuaför, Urart, Anatoli,<br />

Setrow, Arma Balık ve Shikka’nın<br />

desteğiyle gerçekleşti.<br />

ULUSAL ÖDÜLLER<br />

• En İyi Film: Mavi Bisiklet (Ümit Köreken)<br />

• En İyi Yönetmen: Ümit Köreken (Mavi Bisiklet)<br />

• En İyi İlk Film Ödülü - Babamın Kanatları (Kıvanç Sezer)<br />

• En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü - Kübra Kip (Babamın Kanatları)<br />

• En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü - HajiGulAser (Toz)<br />

• En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü - Rauf (Vedat Özdemir)<br />

• En İyi Kurgu Ödülü - Genç Pehlivanlar (Ali Aga)<br />

• En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü - Rauf (Devrim Ömer Ünal)<br />

• Dr. Avni Tolunay Juri Özel Ödülü - Babamın Kanatları (Kıvanç Sezer)<br />

• Behlül Dal Jüri Özel Ödülü - Genç Pehlivanlar Tüm Oyuncuları<br />

• Film Yöneticileri Derneği (FİLM YÖN) En İyi Yönetmen Ödülü - Yeşim<br />

Ustaoğlu (Tereddüt)<br />

• Rengahenk Film Seçkisi İzleyici Ödülü: Yağmurlarda Yıkansam (Gülten<br />

Taranç)<br />

ULUSAL ÖDÜLLER<br />

• Belgesel Film Seçkisi İzleyici Ödülü: Ben Ömer (Mesut Gengeç)<br />

• Kısa Film Seçkisi Ödülü: 7 Santimetre (Metehan Şereflioğlu)<br />

• En İyi Senaryo: Ümit Köreken (Mavi Bisiklet )<br />

• En İyi Kadın Oyuncu: Ecem Uzun (Tereddüt)<br />

• En İyi Erkek Oyuncu: Menderes Samancılar (Babamın Kanatları)<br />

• En İyi Müzik: Burak Korucu (Babamın Kanatları)<br />

• Ulusal Yarışma İzleyici Ödülü: Babamın Kanatları (Kıvanç Sezer)<br />

ÖZEL ÖDÜLLER<br />

• Sümer Tilmaç <strong>Antalya</strong> Film Destek Fonu Ödülü: Ay Dede (Abdurrahman<br />

Öner)<br />

• Yaşam Boyu Başarı Ödülü: Emel Sayın<br />

• Yaşam Boyu Başarı Ödülü: HarveyKeitel<br />

• Yaşam Boyu Başarı Ödülü: AsgharFerhadi<br />

• Altın Portakal Onur Ödülü: AudreyTautou<br />

• Altın Portakal Onur Ödülü: Feyzi Tuna<br />

• Altın Portakal Onur Ödülü: Yılmaz Gruda<br />

• Altın Portakal Emek Ödülü: Altan Karındaş<br />

• Altın Portakal Emek Ödülü: Toron Karacaoğlu<br />

• Yıldırım Önal Anı Ödülü: Kenan Işık<br />

ULUSLARARASI ÖDÜLLER<br />

• En İyi Film: Tereddüt (Yeşim Ustaoğlu)<br />

• En İyi Yönetmen: Yeşim Ustaoğlu (Tereddüt)<br />

• En İyi Erkek Oyuncu: Tamer Nafar (48 Kavşağı / Junction 48’)<br />

• En İyi Kadın Oyuncu: Ecem Uzun (Tereddüt)<br />

• En İyi Senaryo: Marina Seresesky (Açık Kapı / La PuertaAbierta)<br />

• En İyi Müzik: Tamer Nafar (48 Kavşağı / Junction 48’)<br />

• İzleyici ödülü: Açık Kapı (La PuertaAbierta)<br />

• Jüri Özel Ödülü: Başkalarının Evi (House of Others)<br />

ANTALYA FİLM FORUM ÖDÜLLERİ<br />

• Villa Kult Rezidans Ödülü - Anadolu Leoparı<br />

• TRT Proje Geliştirme Ödülü - Şahmerdan<br />

• Kurmaca Pitching Platform Ödülü - Kız Kardeşler/Güven<br />

• Belgesel Pitching Platform Ödülü - Ben de Buradayım/Kim Mihri<br />

• Difiglame Renklendirme ve Görsel Efekt - Daha<br />

• Work in Progress Ödülü – Mr. Gay Suriye<br />

16 www.metropoldergileri.com


METROPOL;<br />

ANTALYA FİLM FESTİVALİ’NE<br />

DAMGA VURDU<br />

Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali bu yıl<br />

sinemanın renkli ve büyülü dünyasının kapılarını<br />

53.kez açtı.<br />

Film sektörünü geleceğe daha emin adımlarla<br />

taşımayı hedefleyen <strong>Antalya</strong> Film<br />

Festivali bu yıl da yine tüm dikkatleri üzerine<br />

çekti. Festival’in resmi yayını <strong>Metropol</strong><br />

Dergileri de büyülü alandaki yerini<br />

aldı. <strong>Metropol</strong> Ailesi Altın Portakal Ödül<br />

Töreninde o önemli geceye tanıklık etti.<br />

Bu yıl sosyal sorumluluk projeleriyle adından söz ettiren<br />

Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali, ödül töreninde de<br />

renkli görüntülere sahne oldu. Festival bir kez daha Türkiye<br />

sinemasının en güçlü çekim merkezi olmayı başardı.<br />

17


DEĞERLENDİRME<br />

Anset Genel<br />

Koordinatörü<br />

Dilaver Tanık,<br />

festivalin başarısı<br />

onur verdi<br />

<strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi yine unutulmayacak<br />

bir festivale imza attı. Büyükşehir<br />

Belediyesi’nin 16-23 Ekim tarihleri arasında<br />

gerçekleştirdiği Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film<br />

Festivali ile <strong>Antalya</strong>lılar sinema ve etkinlik<br />

dolu muhteşem bir festival yaşadı. Dev<br />

bir kadronun canla başla görev yaptığı<br />

festivalde iz bırakan etkinlikler, filmler ve<br />

gösterimler yer aldı.<br />

Türk sinemasının Oscarı 53’ncü Uluslararası<br />

<strong>Antalya</strong> Film Festivali 16-23<br />

Ekim tarihleri arasında sinemaseverlere<br />

dolu dolu günler yaşattı. Festivalin<br />

sorunsuz ve başarıyla geçmesi için<br />

aylardır hazırlık yapıldığını ve dev<br />

bir kadronun görev aldığını belirten.<br />

ANSET Genel Koordinatörü Dilaver<br />

Tanık, <strong>Antalya</strong>lılara muhteşem bir festival<br />

yaşatmak 1800 kişinin canla başla<br />

çalıştığını söyledi.<br />

EKİP BAŞARISI<br />

Yerli ve yabancı sanatçıların katılımı ile<br />

dolu dolu etkinliklerle gerçekleştirilen<br />

<strong>Antalya</strong> Film Festivali’nin sorunsuz ve<br />

başarılı geçmesi için ekiplerin gecesini<br />

gündüze kattığını belirten Tanık,<br />

Cam Piramit, AKM ve EXPO Kongre<br />

Merkezi’nde yapılan film gösterimleri<br />

ve etkinlikleri anlattı. Cam Piramit’in<br />

Festival Merkezi olarak hizmet verdiğini<br />

belirten Tanık, AKM, Migros ve<br />

Markantalya’da Ulusal, Uluslararası<br />

filmlerle birlikte, Rengahenk Seçkisi,<br />

Ulusal Belgesel Film Seçkisi, Ulusal<br />

Kısa Film Seçkisi, Açılış ve Özel gösterim<br />

olmak üzere 100’e yakın film gösterimi<br />

gerçekleştirildiğini söyledi.<br />

ÖZEL GÖSTERİMLER<br />

Tanık festivalde ‘Onuruna’, ‘Anısına’<br />

olmak üzere özel film gösterimleri<br />

gerçekleştirildiğini hatırlatarak,<br />

“Özellikle vurguladığımız temalar<br />

Güneş Tutulması ve Hiçbir Yerin İnsanları’<br />

festival etkinlikleri içerisinde<br />

dikkat çekti. Özel bölümler kategorisinde<br />

Dünya sinemalarından,<br />

‘Bir Ülkeye Bakış; Çin’, Ustaların<br />

gözünden, Gece yarısı gösterimleri,<br />

Engelsiz filmler, Kapalı Gişe Atıf Yılmaz<br />

ve Sümer Tilmaç <strong>Antalya</strong> Film<br />

Destek Fonu bölümü filmleri gösterimleri<br />

de sinema izleyicisinden tam<br />

not aldı.” Dedi.<br />

FESTİVAL YOLUNDA 125 ETKİNLİK<br />

Festival kapsamında <strong>Antalya</strong> Film Forum<br />

2016 içerisinde Su Otel’de dolu<br />

dolu Masterclass, panel ve söyleşiler<br />

gerçekleştirildiğinin altını çizen Tanık,<br />

“ Ayrıca Cam Piramit’de düzenlenen<br />

Film TMR içerisinde film buluşmaları,<br />

konferansları gerçekleştirdik, Kısa<br />

Film merkezi oluşturduk ve panel ‘Rabarba’<br />

adlı sergiyi açtık. Aynı zamanda<br />

Konyaaltı Açık Hava Film gösterimleri<br />

ve festival yolu etkinlikleri ile sanat<br />

dolu günler geçirdik. Festival boyunca<br />

festival yolunda 125 etkinlik düzenledik”<br />

dedi.<br />

SİNEMA TIR’I İLÇELERİ DOLAŞTI<br />

Her yıl festivalin açılışında gerçekleştirilen<br />

Geleneksel ‘Yıldızlar Geçidi kortejinin<br />

yine <strong>Antalya</strong>lıların yoğun ilgisi<br />

ile sorunsuz ve başarılı gerçekleştirildiği<br />

dile getiren Dilaver Tanık, “ Kortejde<br />

1 tır, iki üstü açık iki katlı Otobüs,<br />

18 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

15 klasik araç, 12 kilometrelik güzergah da<br />

iki saat boyunca sanatçılarımız <strong>Antalya</strong>lılarla<br />

kucaklaştı. Ayrıca sinema TIR’ı <strong>Antalya</strong>’nın<br />

19 ilçesinde hem doğusunda hem<br />

de batısında 1500 kilometre yol yaparak<br />

halkla buluştu. 1 Ekim’de Gazipaşa ve Korkuteli’nde<br />

halkla buluşan Sinema TIR’ı, 10<br />

Ekim’e kadar, her gün, Alanya-Elmalı, Akseki-Kaş,<br />

İbradı-Demre, Gündoğmuş-Finike,<br />

Manavgat-Kumluca, Kemer-Serik,<br />

Aksu-Döşemealtı, Muratpaşa-Konyaaltı<br />

ilçelerinde gösterim yaptı.”dedi.<br />

ONUR VERİCİ DUYGU<br />

Cam Piramit’in kurulum süresinde 40<br />

TIR malzeme kullanıldığını, 2500 metrekare<br />

halı ile kaplandığını belirten<br />

Dilaver Tanık <strong>Antalya</strong> Kültür Merkezi<br />

AKM için de 2 adet sinema salonunda<br />

branding çalışması yaptıklarını söyledi.<br />

Dilaver Tanık, EXPO Kongre Merkezi’nde<br />

muhteşem bir sahne tasarımı gerçekleştirildiğini<br />

belirterek, “ Uzun süre<br />

utulmayacak bir sahne tasarımı ile festivalimizi<br />

başarılı bir şekilde tamamladık.<br />

Bunun için dev bir kadro emek verdi.<br />

Her şeye değdi. Başkanımız Menderes<br />

Türel’in, kusursuz, sorunsuz bir festival<br />

gerçekleştirilmesi için ekibimizle birlikte<br />

gece gündüz bizlere verdiği destek için<br />

teşekkür ediyoruz. Festival başkanımızı<br />

başarılı çalışmalar gerçekleştirmesi ekibe<br />

de yansıdı. Festivalimizin tüm dünyada<br />

konuşuluyor olması bizleri çok sevindirdi.<br />

Bu her şeyin üstünde gurur ve<br />

onur verici bir duygu. “ dedi.<br />

53’NCÜ ULUSLARASI ANTALYA FİLM FESTİVALİ ETKİNLİK VE FİLM SAYILARI<br />

Uluslararası Yarışma: 10<br />

Ulusal Yarışma: 12<br />

Rengahenk Seçkisi: 10<br />

Ulusal Belgesel Film Seçkisi: 16<br />

Ulusal Kısa Film Seçkisi: 10<br />

Açılış Filmi: 1<br />

Özel Gösterim: 10<br />

Onuruna: 3<br />

Bölümler:<br />

Güneş Tutulması: 7<br />

Hiçbir Yerin İnsanları: 5<br />

Bir Ülkeye Bakış: Çin: 5<br />

Dünya Sinemalarından: 14<br />

İlk Filmler: 9<br />

Ustaların Gözünden: 9<br />

Gece Yarısı Gösterimleri: 3<br />

Anısına: 8<br />

Kapalı Gişe Atıf Yılmaz: 3<br />

Engelsiz Filmler: 2<br />

Sümer Tilmaç <strong>Antalya</strong> Film Destek Fonu:<br />

(senaryo aşaması) 6<br />

ANTALYA FİLM FORUM 2016<br />

Masterclass & Panel& Söyleşiler: 7<br />

Work in Progress Platformu<br />

Belgesel Pitching Platformu<br />

Kurmaca Pitching Platformu<br />

FİLM TMR (FİLM TALENT MARKETİNG<br />

ROUNDS)<br />

Film TMR Buluşmaları: 4 gün<br />

Film TMR Konferansları: 3<br />

KISA FİLM MERKEZİ<br />

Panel & Söyleşi: 3<br />

Sergi: 1 (Rabarba)<br />

Konyaaltı Açık Hava Film Gösterimleri: 3<br />

Festival Panel&Masterclass 3<br />

Festival Yolu Etkinlikleri<br />

Festival Boyunca; Festival Yolunda. 125<br />

etkinlik düzenlenmiştir.<br />

Kortej: 1 tır, 2 üstü açık 2 katlı otobüs, 15<br />

adet klasik araç, 2 saat sürüp, 12 km yol<br />

güzergahı gidilmiştir.<br />

Sinema Tır’ı<br />

<strong>Antalya</strong>’nın Doğu ve Batı ilçeleri (19 İlçe)<br />

2 Tırda 2 personel (Şoför ve Teknik)<br />

Toplamda 1500km fazla yol yapılmıştır.<br />

1 Ekim 2016 Gazipaşa-Kortuteli<br />

2 Ekim 2016 Alanya - Elmalı<br />

3 Ekim 2016 Akseki-Kaş<br />

4 Ekim 2016 İbradı – Demre<br />

5 Ekim 2016 Gündoğmuş-Finike<br />

6 Ekim 2016 Manavgat-Kumluca<br />

7 Ekim 2016 Kemer-Serik<br />

8 Ekim 2016 Aksu-Döşemealtı<br />

9-10 Ekim Muratpaşa-Konyaaltı<br />

19


Kapak Konusu<br />

MUSTAFA GÖKSU: ‘‘ZİRVELER KARŞILIKSIZ<br />

TÜRKİYE SEVGİSİ İLE GERÇEKLEŞİYOR’’<br />

Artık uluslararası organizasyonların ve zirvelerin vazgeçilmez adresi adeta<br />

Başkenti <strong>Antalya</strong>. Sizlere geçen sayıda <strong>Antalya</strong>’yı zirvelerin başkenti yapan<br />

gönülleri sizlere anlatmıştık. Bu sayımızda çok uzaklarda olmasına rağmen<br />

kalbi ülkesi için atan, Türkiye’ye <strong>Antalya</strong>’ya katkı koymak için didinen bir kahraman<br />

ile buluşturuyoruz.<br />

Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) Körfez Ülkeleri<br />

Temsilcisi Dr. M.Mustafa Göksu’ya <strong>Antalya</strong> zirvelerini ve<br />

15 Temmuz hain saldırısını sorduk.<br />

Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım<br />

Ajansı (TYDTA) Körfez Ülkeleri Temsilcisi<br />

Dr. M. Mustafa GÖKSU<br />

Zirve Fikirleri Nasıl Başladı?<br />

Kendi görev bölgem olan Körfez<br />

ülkeleri ile Türkiye arasındaki yatırım<br />

ticaret ve turizm hacminin<br />

artmasına katkı koymak için projeler<br />

geliştiriyoruz. Rusya krizinde<br />

sonra bu bölgedeki sıkıntı için ne<br />

yapabiliriz sorusunun cevabı <strong>Antalya</strong>’da<br />

yapılan zirveler oldu. Bu<br />

zirvelerin nasıl doğduğunu değil de<br />

nasıl yapıldığını size tek bir cümle<br />

ile anlatayım. “Karşılıksız Türkiye<br />

sevgisi.”<br />

Şüphesiz tüm kurumlar kendi imkânları<br />

nispetinde ülkesine katkı<br />

sağlamak için çalışıyor. Fakat burada<br />

kurumları ile birlikte özellikle Serik<br />

Belediye başkanı Ramazan bey ve<br />

ekibine, THY Riyad müdürü ve tüm<br />

MENA ekibine, BAKA’daki tüm<br />

20 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

kardeşlerime haklarını teslim etmek<br />

adına teşekkür etmek isterim.<br />

Amaç ulvi olunca sonuçlarda kısa<br />

sürede alınıyor. Geçen yıl yapılan<br />

zirvelerin ardından <strong>Antalya</strong>`ya gelen<br />

Arap turist sayısında ciddi artış<br />

meydana geldi. Bu yıl da ikincisini<br />

yaptık.<br />

İlk olarak MENA zirvesi ile<br />

başladınız…<br />

Evet, MENA ülkeleri zirvesi ile başladık.<br />

14 ayrı ülkeden misafirlerimiz<br />

vardı. Çok ciddi bir katılım oldu. Büyükşehir<br />

Belediyesi, Serik Belediyesi,<br />

Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı, Türk<br />

Hava Yolları ve biz yani Başbakanlık<br />

Yatırım Ajansı gönül birliği ederek<br />

zirveyi gerçekleştirdik. 1.MENA zirvesinden<br />

sonra çok güzel ve olumlu<br />

sonuçlar aldık. Özellikle yurt dışından<br />

gelen insanların konuşmalarında,<br />

Türkiye niçin bu kadar büyüdü<br />

sorusu ile karşılaşıyoruz. Ben Başbakanlık<br />

Yatırım Ajansı Körfez Ülkeleri<br />

temsilcisi olarak sürekli arazideyim.<br />

Bu acente sahiplerini buralara<br />

getirerek ülkemizi tanıtıyoruz. Bu<br />

seyahat acenteleri buradaki gelişmeleri<br />

kendileri görünce o ülkelerdeki<br />

gönüllü elçilerimiz oluyorlar. Kısacası<br />

devletin kurumları hep bir araya<br />

gelebilirse bu şekil verimli neticeler<br />

ortaya çıkıyor.<br />

Helal Turizm Zirvesi Fikri<br />

nasıl ortaya çıktı?<br />

Helal turizm dünyada büyüyen bir<br />

sektör. Bu sektörde yatırım yapmak<br />

isteyen Araplara buraları tanıtma<br />

adına Helal Turizm Zirvesi yaptık.<br />

Tüm zirvelerde bizimle beraber olan<br />

Serik Belediye Başkanınız Prof. Dr<br />

Ramazan Çalık ve Danışmanı Zekai<br />

Dursun, Helal Turizm Zirvesinde<br />

tüm yükü omuzladılar. Onlara buradan<br />

çok teşekkür ediyorum. Her<br />

ikisi de turizme ticarete katkı koyabilmek<br />

için didiniyor.<br />

Helal Turizm Zirvesine Birleşik<br />

Arap Emirlikleri, Bahreyn, Kuveyt,<br />

Katar, Umman ve Dubai’den turizm<br />

acentelerin temsilcileri katıldı. Türkiye’nin<br />

coğrafi yapısı ve havası itibarıyla<br />

bu sektörde en çok payı alacak<br />

ülke. Türkiye’de bu sektör büyürken<br />

Arap alemini bundan habersiz tutamazdık.<br />

Bu sene özellikle <strong>Antalya</strong>’da<br />

bu sektöre geçen çok fazla otel oldu.<br />

Bu sektörde yatırım yapmak isteyen<br />

Araplara buraları tanıtma adına Helal<br />

Turizm Zirvesi yaptık. Helal Turizm<br />

Zirvesi ile önce turist gelecek,<br />

arkasından da yatırımcılar gelecek.<br />

Böylece tatil mevsimi başlamadan<br />

önce bu sektöre bir canlılık sonra da<br />

değişik yatırımcılar kazandırılacak.<br />

Dünyanın birçok ülkesinden <strong>Antalya</strong>’ya<br />

turist geliyor. Ayrıca Ortadoğu<br />

ve Körfez ülkeleriyle aynı coğrafyada<br />

benzer bir kültüre sahip olmamız<br />

bizim için büyük bir avantaj. Bu pazara<br />

dönük çalışmaları, tanıtıcı faaliyetleri<br />

artırmalıyız.<br />

21


Kapak Konusu<br />

Ortadoğu’daki ve Kuzey Afrika’daki<br />

insanların Türkiye ile farklı bir<br />

gönül bağı var. Bu gönül bağı olan<br />

insanların biz yollarını kolaylaştırıp,<br />

buraya gelmelerini hızlandıracağız.<br />

15 Temmuz Gecesi Yaşadığımız<br />

Hain Saldırı Körfez<br />

ülkeleri ile olan ilişkilerimizi<br />

etkiledi mi?<br />

FETÖ’ nün darbe girişimi öncesinde<br />

planlanan hiçbir yatırım projesinin<br />

iptal edilme yönünde bir kararla<br />

karşılaşmadık. İlk birkaç gün durum<br />

değerlendirmesi yapan yatırımcılar<br />

vardı. Ama o değerlendirmelerin<br />

sonunda artık Türkiye’deki müesseselerin<br />

daha güçlü olacağı ve önünü<br />

daha iyi göreceğini kavradılar. Daha<br />

önce düşündükleri yatırımlarını ve<br />

bütçelerini biraz daha arttırarak yatırımlara<br />

devam edeceklerini ifade<br />

ettiler.<br />

Türkiye’deki birçok yabancı firmada<br />

bunun örneklerini görüyoruz. Bazı<br />

büyük firmaların ilerleyen günlerde<br />

büyük yatırımlara imza atacaklarına<br />

şahit olacağız.<br />

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ)<br />

darbe girişimi ve sonrasını takip<br />

eden Arap yatırımcıların, geleceğe<br />

daha emin adımlarla baktı. Yatırımı<br />

olmayanlar da Türkiye’deki istikrarın<br />

ve siyasi yapının bu zamana<br />

kadar sadece siyasi yönetim ile<br />

orantılı olduğunu düşünüyorlardı.<br />

Ancak halk, belediyeler, asker ve polisin<br />

topluca darbe<br />

girişimine karşı<br />

siyasi yönetim ile<br />

beraber mücadele<br />

edip, akamete uğratmasından<br />

sonra<br />

Türkiye’de daha<br />

sağlam ve yerleşik<br />

bir devlet yapısı<br />

görüyorlar. Dolaysıyla<br />

yatırımcılar<br />

Türkiye’deki istikrarın<br />

garantisinin<br />

“halk” olduğunu<br />

anladıklarından,<br />

şimdi geleceğe<br />

daha emin adımlarla<br />

bakıyor.<br />

Sizi Vakıf<br />

faaliyetleri ile<br />

de tanıyoruz.<br />

Bize bunlardan<br />

bahseder<br />

misiniz?<br />

Yatırım Ajansı’ndaki<br />

görevimde<br />

ülkemizin madden<br />

kalkınmasına katkıda bulunmaya<br />

gayret ederken, bir de Maarif Vakfı<br />

mütevelli üyeliği gibi bir sorumluluk<br />

ile görevlendirildim.<br />

Zaten daha önce değişik vakıflarda<br />

gönüllü hizmet verirken şimdi bunu<br />

ülkemizin yurtdışı eğitim hizmetleri<br />

ifa edecek olan Maarif Vakfı’nda mütevelli<br />

üyesi olarak devam ettireceğim.<br />

Benim için hayatımı en anlamlı<br />

kılan da vakıf hizmetlerinde<br />

yaptıklarım olacak inşallah. Zira<br />

“Allah Kur-an da iyiliği başkası<br />

için bir şeyler yapmak olduğunu<br />

söylüyor. Örneğin vakıf insanı olmak,<br />

vakıflarda insanlığa hizmet<br />

etmek iyi insan olmanın ve daha<br />

da ötesi iyi bir Müslüman olmanın<br />

başlıca yollardan biri olarak<br />

tarif edilebilir”<br />

22 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

23


Duvar<br />

BAKA’nın lokomotifi <strong>Antalya</strong><br />

<strong>Antalya</strong> Şehir Platformu tarafından<br />

düzenlenen kahvaltıya katılan Batı<br />

Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA)<br />

Genel Sekreter Vekili Abdullah Madenci,<br />

“BAKA’nın lokomotifi <strong>Antalya</strong>’dır<br />

” dedi. Terörün lanetlendiği<br />

toplantı, şehitlerin anısına bir dakikalık<br />

saygı duruşu ile başladı.<br />

<strong>Antalya</strong> Şehir Platformu üyeleri,<br />

Corner Park Otel’de düzenlenen<br />

kahvaltıda aylık olağan buluşmasını<br />

gerçekleştirdi. Platformun bu<br />

ayki konuğu, Batı Akdeniz Kalkınma<br />

Ajansı (BAKA) Genel Sekreter<br />

Vekili Abdullah Madenci ve BAKA<br />

<strong>Antalya</strong> Koordinatörü Alaattin Özyürek<br />

oldu. <strong>Antalya</strong> Şehir Platformu<br />

Koordinatörü Bülent Yüksel, açılış<br />

konuşmasına terörü lanetleyerek<br />

başladı.<br />

260 PROJEYE DESTEK<br />

Madenci, BAKA’nın çalışmaları<br />

hakkında platform üyelerine bilgi<br />

verdi. BAKA’nın bölgesel bir kalkınma<br />

kuruluşu olduğunu belirten<br />

Madenci, kalkınma anlamında <strong>Antalya</strong><br />

Burdur ve Isparta’nın bir bütün<br />

olarak ele alındığını; bu konuda<br />

lokomotif kentin <strong>Antalya</strong> olduğunu<br />

söyledi. Kurulduğu tarihten bu yana<br />

260 projeye destek verdiklerini İfade<br />

eden Madenci, bu rakamın bedel olarak<br />

140 milyon liraya ulaştığını ifade<br />

etti. Madenci daha sonra platform<br />

üyelerinin sorularını cevapladı.<br />

<strong>Antalya</strong> Şehir Platformu Koordinatörü<br />

Bülent Yüksel konuşmalarından<br />

dolayı Abdullah Madenci’ye<br />

teşekkür ederek, plaket sundu. Yüksel,<br />

etkinliğin bu ayki programının,<br />

Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen<br />

teröre karşı birlik mitingi nedeniyle<br />

erken sona erdiğini belirterek;<br />

platform üyelerine ve katılımcılara<br />

teşekkür etti.<br />

24 www.metropoldergileri.com


Duvar<br />

OCAK 2017<br />

SÛFÎ YOLU PROJESİ İÇİN<br />

YOLA ÇIKILDI<br />

Akdeniz Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi<br />

ev sahipliğinde, <strong>Antalya</strong>’nın tarihte<br />

yetiştirdiği farklı yüzyıllarda yaşamış<br />

sûfî, şâir, âlim ve bilginlere ait mekânları<br />

yeniden canlandırmak, kültür ve<br />

inanç turizmi açısından farkındalık<br />

oluşturmak ve geçmişte sahip olduğumuz<br />

mânevî değerlerimizi ve kültürel<br />

hazine zenginliğimizi gün yüzüne<br />

çıkarmak amacıyla tasarlanan “Sûfî<br />

Yolu” projesinin ilk toplantısı yapıldı.<br />

Proje kapsamında neler yapılabileceğinin<br />

konuşulduğu ve görev paylaşımının<br />

görüşüldüğü toplantıya, <strong>Antalya</strong><br />

Milletvekili Atay Uslu, Akdeniz Üniversitesi<br />

Rektör Yardımcısı ve İlâhiyat<br />

Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet<br />

Ögke, <strong>Antalya</strong> Rölöve ve Anıtlar Müdürü<br />

Cemil Karabayram, <strong>Antalya</strong> İl<br />

Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim<br />

Acar, İlâhiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı<br />

Yrd. Doç. Dr. Şeref Göküş, Ak<br />

Parti Finike İlçe Başkanı Osman Aladağ,<br />

Akdeniz Kültür Eğitim ve İletişim<br />

Kulübü (AKİK) Başkanı Abdullah Aykut,<br />

üyeler Av. Kadir Sarıcalar, Süleyman<br />

Aykut, Dr. Mehmet Karakayalı,<br />

Av. Durmuş Ali Ülkü, Akdeniz Üniversitesi<br />

Câmii İmam-Hatîbi Mehmet<br />

Koşuk, Av. Ertan Kara ile <strong>Antalya</strong> Rölöve<br />

ve Anıtlar Müdürlüğü uzmanları<br />

katıldı.<br />

Proje kapsamında ilk olarak Sûfî Yolu’nu<br />

oluşturan güzergâh; Finike’de<br />

Kâfî Baba, Bedir Baba, Eroğlu Nuri<br />

Hz., Elmalı’da Abdal Musa Hz., Kınalı<br />

Baba, Ahi Baba (Ketenci Ömer<br />

Paşa’nın şeyhi), Haydar Baba, Baltası<br />

Gedik Mahmud Dede, Vâhib-i Ümmî<br />

Hz. ve Sinân-ı Ümmî Hz. olarak belirlendi.<br />

İlerleyen zamanda bu güzergâha<br />

yeni noktalar da eklenebilecek. Projeyle,<br />

bu zâtların türbeleri o dönemdeki<br />

türbe mimarisine uygun olarak inşa ve<br />

restore edilecek, Eroğlu Nûri Hz.’nin<br />

Turunçova Alacadağ’daki türbesine<br />

çıkan 12 km.lik yol yapılacak, Sûfî Yolu<br />

güzergâhı tabelaları, katalog çalışması,<br />

tanıtım yazıları, film çekimleri, hikâye<br />

ve roman yarışmaları, beste yarışması<br />

düzenlenecek. Bu amaçla öncelikle<br />

alan uzmanlarının davet edileceği Sûfî<br />

Yolu Arama Konferansı düzenlenecek<br />

ve sonraki aşamalarda çeşitli konferanslar,<br />

paneller ve periyodik sempozyumlarla<br />

farkındalık çalışmaları<br />

yürütülecek. Yine proje kapsamında<br />

Elmalı’da Vâhib-i Ümmî türbesinin<br />

yanında bin kişilik bir Vâhib-i Ümmî<br />

Kültür Merkezi’nin inşa edilmesi planlanıyor.<br />

25


Duvar<br />

ANTALYA OSB’NİN<br />

GURUR GECESİ<br />

Bu yıl 6’ncısı düzenlenen<br />

<strong>Antalya</strong> OSB 2015 Yılı En<br />

Başarılı Firmalar Ödül<br />

Töreni, <strong>Antalya</strong> protokolünü<br />

ve iş dünyasının<br />

buluşma noktası oldu.<br />

Yoğun bir katılımla gerçekleşen<br />

gecede <strong>Antalya</strong><br />

OSB firmalarına 14 dalda<br />

toplam 54 ödül verildi.<br />

<strong>Antalya</strong> Organize Sanayi Bölgesinde<br />

üretim yapan firmaların 2015 yılında<br />

elde ettiği başarıların ödüllendirildiği<br />

AOSB 2015 Yılı En Başarılı Firmalar<br />

Ödül Töreni, Akra Barut Otel’de gerçekleştirildi.<br />

14 kategoride 54 ödülün<br />

dağıtıldığı geceye <strong>Antalya</strong> Valisi<br />

Münir Karaloğlu, CHP Genel Başkan<br />

Yardımcısı ve <strong>Antalya</strong> Milletvekili Çetin<br />

Osman Budak, CHP <strong>Antalya</strong> Milletvekili<br />

Deniz Baykal, MHP <strong>Antalya</strong><br />

Milletvekili Mehmet Günal, <strong>Antalya</strong><br />

Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes<br />

Türel ve Eşi Ebru Türel, <strong>Antalya</strong><br />

Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut<br />

Çetin, <strong>Antalya</strong> Organize Sanayi Bölgesi<br />

Başkanı Ali Bahar, kamu kurum ve<br />

kuruluşlarının temsilcileri ile iş dünyasının<br />

önemli isimleri katıldı.<br />

SORUNLAR HUKUK VE BİLİMİN<br />

IŞIĞINDA ÇÖZÜLMELİ<br />

Gecenin açılış konuşmasını yapan<br />

<strong>Antalya</strong> OSB Başkanı Ali Bahar, sanayicilerin<br />

birçok sorunu olduğunu,<br />

bu sorunların görmezden gelinerek<br />

çözülemeyeceğini, sorunlara hukuk<br />

ve bilimin ışığında çözüm aramak<br />

gerektiğini vurguladı. Kavgayı, ayrıştırmayı<br />

ve şiddeti tetikleyen her türlü<br />

eylem ve söylemden uzaklaşılmasını<br />

tavsiye eden Bahar, “Sanayici ve üretim,<br />

fırtınalı denizleri sevmez, limanlarda<br />

olmak ister. Sorunlar sanayiciyi<br />

çıkmaz sokağa sürükler. Sanayicinin<br />

anlık ihtiyaçlarını anlamak gerekiyor.<br />

Sanayicilerin ulaşım, toplu konut, işçi<br />

servisi, lojistik, bürokrasi, yüksek maliyetler<br />

gibi konularda önemli sorunları<br />

26 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

var. Liman sorunu kronikleşmiş durumda.<br />

Sanayicinin çıkmaz sokağa sürüklenmesi<br />

ülkemizi sonu olmayan bir<br />

üretim sarmalına sokar. Sanayicinin<br />

anlık ihtiyaçlarının anlaşılacağı, rekabet<br />

gücünü ve verimliliğini artıracak,<br />

gerektiğinde risk alabilecek yönetim<br />

biçimini hedefliyoruz” dedi.<br />

KAYNAK İSRAFINA TAHAMMÜ-<br />

LÜMÜZ YOK<br />

<strong>Antalya</strong> OSB’de gerçekleştirdikleri projeler<br />

hakkında konuklara bilgi veren<br />

Bahar, ilerleyen dönemde bilim bungalovları<br />

kurarak ar-ge alanında sanayicilere<br />

destek sağlayacak önemli bir projeyi<br />

hayata geçireceklerini söyledi. Ülkenin<br />

en önemli sorunlarından birinin kaynak<br />

israfı olduğunu belirten Bahar, “Baş ve<br />

son problemimiz yok. Bütün problemimiz<br />

süreklilik ve planlama üzerine. Türkiye<br />

orta gelir tuzağında. Ama bundan<br />

önce orta teknoloji tuzağında. Ondan da<br />

önce yüzde 65-70’e varan ara ürün tuzağında.<br />

Bu sorunu çözmeden cari açık<br />

sorununu çözme olanağımız yoktur. Bu<br />

sorunun çözümüne katkı sağlamak için<br />

bilim bungalovları kurmayı hedefliyoruz.<br />

10 sanayici 10 makine alacaksa, 10<br />

sanayiciye 1 makineyi nasıl getirebiliriz<br />

ona bakmak istiyoruz. Çünkü artık kaynak<br />

israfına tahammülümüz yok” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

YILIN DUAYEN SANAYİCİLERİ<br />

KİLİT VE KASAPOĞLU<br />

Başkan Bahar’ın ardından MHP <strong>Antalya</strong><br />

Milletvekili Mehmet Günal,<br />

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve <strong>Antalya</strong><br />

Milletvekili Çetin Osman Budak<br />

ve <strong>Antalya</strong> Valisi Münir Karaloğlu konuklara<br />

seslendi. Konuşmaların ardından<br />

2015 yılında elde ettikleri başarılar<br />

ile ödül almaya hak kazanan firmalara<br />

ödülleri takdim edildi. 14 kategoride<br />

dağıtılan ödüller içerisinde bu yıl ilk<br />

kez İSO birince ve ikinci 500 listesine<br />

girmeyi başaran <strong>Antalya</strong> OSB firmalarına<br />

da ödül verildi. Ayrıca Eylül ayında<br />

vefat eden Ekiciler Süt Gıda Tarım<br />

Hayvancılık Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim<br />

Kurulu Başkan Vekili Mansur<br />

Ekici anısına kızı ve eşine Onur ve Saygı<br />

Ödülü takdim edildi. Yılın Duayen<br />

Sanayicisi Ödülünün sahipleri Ahmet<br />

Kasapoğlu ile Süleyman Kilit oldu. Törende<br />

ödül alan firmalar ve elde ettikleri<br />

başarılar şu şekilde sıralandı.<br />

27


Duvar<br />

ONUR/SAYGI ÖDÜLÜ<br />

1. MANSUR EKİCİ<br />

DUAYEN SANAYİCİ ÖDÜLÜ<br />

1. SÜLEYMAN KİLİT<br />

2. AHMET KASAPOĞLU<br />

İSTİKBAL VAAT EDEN FİRMALAR<br />

1. SELÇUKLU UN UN VE YEM SAN. TİC. A.Ş.<br />

2. AHMET KASAPOĞLU MOBİLYA SAN. VE TİC.<br />

LTD. ŞTİ.<br />

3. AKE ASANSÖR MALZ. PAZ. LTD. ŞTİ.<br />

EN YÜKSEK İSTİHDAM ARTIŞI SAĞLAYAN<br />

FİRMALAR<br />

1. ANTALYA MERMER SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

2. ANT CAM PAZARLAMA A.Ş.<br />

3. PORTİSAN PORTATİF ÇELİK İSKELE KALIP<br />

SANAYİ VE TİC. A.Ş.<br />

EN YÜKSEK İHRACAT ARTIŞI SAĞLAYAN<br />

FİRMALAR<br />

1. AHK İNŞ. TUR. DEKO. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

2. TSM SAN. TİC.A. Ş.<br />

3. 07 PANELSAN PANO VE ELEKTRİK MALZE-<br />

MELERİ MADENCİLİK MERMERCİLİK MAKİNA<br />

BETON PETROL İNŞ. TURİZM TİC. VE SAN. LTD.<br />

ŞTİ.<br />

EN YEŞİL FABRİKA<br />

1. AKE ASANSÖR MALZ. PAZ. LTD. ŞTİ.<br />

2. H.A.S. DORSE FRİGORİFİK KASA ÜST YAPI<br />

PANEL VE PREFABRİK YAPI SANAYİ VE TİCA-<br />

RET LTD. ŞTİ.<br />

3. GÜNSU ENERJİ SİSTEMLERİ VE KONFOR<br />

TESİSLERİ SAN. TİC. A.Ş.<br />

EN YÜKSEK CİRO ARTIŞI SAĞLAYAN<br />

FİRMALAR<br />

1. CENGİZ GRUP MOB. İNŞ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.<br />

2. METAŞ GRUP YAPI ÜRÜNLERİ ALÜMİNYUM<br />

SANAYİ TİCARET A.Ş.<br />

3. İMSA MERMER İNŞ. TAAH. TURİZM SAN. VE<br />

TİC.LTD. ŞTİ.<br />

TÜRKİYENİN İKİNCİ 500 BÜYÜK FİRMASI<br />

1. EKİCİLER SÜT GIDA TAR. HAY. SAN. VE TİC.<br />

A.Ş.<br />

2. ANKUTSAN ANKUTSAN KUTU SAN. OL.<br />

MUK. KAĞ. TİC. A.Ş.<br />

3. ANTALYA ENERJİ ÜRETİM A.Ş.<br />

TÜRKİYENİN BİRİNCİ 500 BÜYÜK FİR-<br />

MASI<br />

1. AGT AĞAÇ SAN. TİC. A.Ş.<br />

2. ADOPEN PLASTİK VE İNŞ. SAN. A.Ş.<br />

3. YÖRÜKOĞLU SÜT VE SÜT ÜRÜN. SAN. TİC. A.Ş.<br />

EN YÜKSEK KADIN İSTİHDAM SAĞLAYAN<br />

FİRMALAR<br />

1. EKİCİLER SÜT GIDA TAR. HAY. SAN. VE TİC.<br />

A.Ş.<br />

2. ÖĞÜN YEMEK EKM. UN. MAM. GI. YEM. TEM.<br />

İNŞ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.<br />

3. KAR YAPI TAS. KART. İNŞ. İMA. TUR. TAŞ.<br />

SAN. TİC. A.Ş.<br />

4. ADOPEN PLASTİK VE İNŞ. SAN. A.Ş.<br />

5. ATILGAN TPT. TUHAFİYE TEKS. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

EN YÜKSEK KURUMLAR VERGİSİ ÖDEYEN<br />

FİRMALAR<br />

1. DR. TARSA TARIM SAN. VE TİC. A.Ş.<br />

2. ESLİ END. ÜRÜN. PAZ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.<br />

3. AHK İNŞ. TUR. DEKO. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

4. ART-MİM İÇ MİMARİ TASARIM MOBİLYA<br />

İMALAT SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ.<br />

5. 07 PANELSAN PANO VE ELEKTRİK MALZEME-<br />

LERİ MADENCİLİK MERMERCİLİK MAKİNA BETON<br />

PETROL İNŞ. TURİZM TİC. VE SAN. LTD. ŞTİ.<br />

EN YÜKSEK İSTİHDAM SAĞLAYAN<br />

FİRMALAR<br />

1. ADOPEN PLASTİK VE İNŞ. SAN. A.Ş.<br />

2. AGT AĞAÇ SAN. TİC. A.Ş.<br />

3. EKİCİLER SÜT GIDA TAR. HAY. SAN. VE TİC.<br />

A.Ş.<br />

4. AKSAL ÇELİK KONSTRÜKSİYON SAN. İNŞ.<br />

TURİZM TİC. NAKLİYAT LTD. ŞTİ.<br />

5. CANTEK SOĞUTMA MAKİNALARI TURİZM<br />

SANAYİ VE TİC. A.Ş.<br />

EN YÜKSEK YATIRIM YAPAN FİRMALAR<br />

1. AGT AĞAÇ SAN. TİC. A.Ş.<br />

2. UZUN DOKUMA VE TEKSTİL SAN. TİC. A.Ş.<br />

3. ÇAĞDAŞ YAŞATAN REK. MAT. OL. KART. VE<br />

MUK. TAN. ORG. TUR. İNŞ. PET. ÖZ. EĞ. MOB.<br />

OTO. TEKS. TAŞ. TIB. MALZ. DAY. TÜK. MAL.<br />

İTH. İHR. SAN. VE TİC. A.Ş.<br />

4. AKSAL ÇELİK KONSTRÜKSİYON SAN. İNŞ.<br />

TUR. TİC. NAKLİYAT LTD. ŞTİ.<br />

5. ÖZGÖRKEY OTOMOTİV TURİZM SANAYİ VE<br />

TİCARET A.Ş.<br />

EN FAZLA İHRACAT YAPAN FİRMALAR<br />

1. ADOPEN PLASTİK VE İNŞ. SAN. A.Ş.<br />

2. AGT AĞAÇ SAN. TİC. A.Ş.<br />

4. ANTALYA MERMER SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

3. AHK İNŞ. TUR. DEKO. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

4. TSM DENİZ ÜRÜNLERİ SAN. TİC. A.Ş.<br />

EN YÜKSEK SATIŞ HASILATI YAPAN<br />

FİRMALAR<br />

1. AGT AĞAÇ SAN. TİC. A.Ş.<br />

2. ADOPEN PLASTİK VE İNŞ. SAN. A.Ş.<br />

3. YÖRÜKOĞLU SÜT VE SÜT ÜRÜN. SAN. TİC. A.Ş.<br />

4. EKİCİLER SÜT GIDA TAR. HAY. SAN. VE TİC. A.Ş.<br />

5. DR. TARSA TARIM SAN. VE TİC. A.Ş.<br />

28 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

29


ZİRVE<br />

SON YILLARIN EN<br />

BAŞARILI ZİRVESİ<br />

Türkiye - Ukrayna Zirvesi<br />

herkesi mutlu etti<br />

Serik Belediyesinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Türkiye Ukrayna<br />

Zirvesi iki ülke arasındaki dostluk bağlarını daha da kuvvetlendirdi,<br />

ticaret ve turizm alanında yeni işbirliklerinin kapısını açtı.<br />

S<br />

erik son yılların en başarılı zirvelerinden<br />

birine ev sahipliği<br />

yaptı. Türkiye - Ukrayna Zirvesi<br />

iki ülkeden siyasetçi, turizmci, sivil<br />

toplum kuruluşlarının temsilcileri<br />

ve gazetecileri bir araya getirdi. Zirve<br />

boyunca gerçekleşen yüzyüze görüşmeler,<br />

geziler ve ziyaret sonrasında<br />

hem Ukraynalı misafirler hem de<br />

<strong>Antalya</strong>lı ev sahipleri zirvenin ikincisinin<br />

yapılmasını istedi. Turizm<br />

başta olmak üzere farklı alanlarda<br />

işbirliği ve ticaret hacmini arttırma<br />

kararı alan tarflar iki ülke arasındaki<br />

dostluk bağının güçlenmesi için çalışmaya<br />

başladı.<br />

Serik’in Zirvelerin Başkenti<br />

ünvanını güçlendiren Türkiye-Ukrayna<br />

Zirvesi Belek Alva<br />

Donna Otelde gerçekleştirildi.<br />

Zirvenin açılışına, Serik Belediye<br />

Başkanı Ramazan Çalık,<br />

TBMM Genel Sekreter Yardımcısı<br />

Vekili Erbay Kücet, <strong>Antalya</strong><br />

Vali Yardımcısı Hüseyin Ece,<br />

<strong>Antalya</strong> İl Kültür Müdürü İbrahim<br />

Acar, Kültür Bakanlığı<br />

Ukrayna Turizm Ateşesi Berat<br />

Yıldız, <strong>Antalya</strong> Esnaf ve Sanatkârlar<br />

Odası Başkanı Adlıhan<br />

Dere, Gazeteciler Cemiyeti<br />

Başkan Mevlüt Yeni katıldı.<br />

BİZİ TERÖR İLE<br />

KORKUTAMAZSINIZ<br />

Zirvenin açılışında konuşan Serik<br />

Belediye Başkanı Ramazan Çalık,<br />

sözlerine İstanbul’da yaşanan terör<br />

saldırısını lanetleyerek başladı. Bu<br />

tip saldırıların Türkiye’yi yolundan<br />

çeviremeyeceğini dile getiren Çalın<br />

“Bizi terör ile korkutamazsınız”<br />

dedi. Prof. Dr. Çalık, kendilerini<br />

sadece belediye hizmetleri ile sınırlı<br />

tutmadıklarını, ellerinden geldiği<br />

kadar ülke turizmine, ticaretine<br />

katkı sağlayacak etkinliklere imza<br />

atmaya çalıştıklarını söyledi. MENA<br />

Ülkeleri Zirvesi, İran zirvesi, Helal<br />

30 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

Turizm zirvesi gibi zirveleri gerçekleştirdiklerini<br />

aktaran Çalık, 30’a<br />

yakını gazeteci olmak üzere zirve<br />

dolayısıyla 41 Ukraynalı misafiri Serik’te<br />

ağırlamaktan büyük mutluluk<br />

duyduklarını söyledi.<br />

Bölgenin tam bir turizm cenneti olduğunu<br />

dile getiren Başkan Çalık,<br />

Serik’te 80’e yakın birinci sınıf otel,<br />

16 büyük golf sahası, onlarca futbol<br />

sahası bulunduğunu dile getirdi. İki<br />

ülke arasındaki ilişkilere dikkat çeken<br />

Prof. Dr. Çalık, Türkiye ile Ukrayna<br />

arasında bugüne kadar hiç bir<br />

sorun yaşanmadığını belirtti. Çalık<br />

bu gibi zirveler ile karşılıklı ilişkileri<br />

kuvvetlendirerek devam ettireceklerini<br />

belirtti.<br />

TÜRKLER DE UKRAYNAYI<br />

MERAK EDİYOR<br />

Zirveye katılan Ukrayna Turizm Federasyonu<br />

Başkanı Oleksandır Navikowenskiy,<br />

Ukrayna’dan çok sayıda<br />

turistin Türkiye’ye geldiğini belirtti.<br />

Turizmin karşılıklı olması gerektiğini<br />

belirten Navikowenski , “Biz de<br />

Türk turistlerin sayısını çoğalmasını<br />

arzu ediyoruz. Bizim ülkemiz sizleri<br />

konuk etmeye hazır. Büyük bir sevgiyle<br />

kapılarımızın size açık olduğunu<br />

bildirmek istiyorum. Son yıllarda<br />

önemli uluslararası organizasyonlara<br />

ev sahipliği yaptık. Ülkemiz hem<br />

kültürel hem tarihi olarak çok önemli<br />

dokuya sahip. Bizim de denizimiz<br />

var, güzel bir çevreye sahibiz, 5 yıldızlı<br />

otellerimiz var, 4 yıldızlı otellerimiz<br />

var, ekonomik konaklama yapmak<br />

isteyenler için apart otellerimiz<br />

var. Ayrıca maliyetler Avrupa’ya göre<br />

çok daha ekonomik. Ayrıca Türk vatandaşları<br />

için Ukrayna’ya vize sorunu<br />

yok. Şu anda çok sayıda turist<br />

Ukrayna’dan Türkiye’ye geliyor, ama<br />

eminim ki birçok Türk vatandaşı da<br />

Ukrayna’yı görmek istiyor. Biz turizmin<br />

karşılıklı olmasını istiyoruz. Şu<br />

anda Ukrayna’dan Türkiye’ye gelen<br />

turistin yüzde 50’si kadarı Türkiye’den<br />

Ukrayna’ya gelse bile bize yeter.<br />

Şüphesiz bunlar için çalışmamız<br />

gerekiyor. Ne kadar daha fazla görüşürsek,<br />

birbirimizi tanırsak o kadar<br />

fazla turizm elçimiz olur. Ukrayna’da<br />

da böyle bir zirve yapmamız<br />

gerekiyor.”<br />

TÜRKİYE BİZİM İKİNCİ<br />

VATANIMIZ<br />

Türkiye ile Ukrayna arasındaki dostluk<br />

ilişkilerinin 25 yıldır gelişme<br />

gösterdiğini kaydeden Navikowenskiy,<br />

“Ukraynalılar Türkiye’yi çok seviyor<br />

ve geliyor. Türkiye bizim ikinci<br />

vatanımız. Türkiye’de kendimizi<br />

güvende hissediyoruz.” diye konuştu.<br />

Ukrayna’dan Türkiye’ye gelen<br />

turist sayısının yıllık 1 milyon kişiyi<br />

aştığını ifade eden Navikowenskiy,<br />

turizmin ilişkileri zenginleştirmek,<br />

ülkeleri tanımak açısından önemli<br />

olduğunu, ticaret ve ekonomik ilişkilerin<br />

de aynı ivme ile devam etmesini<br />

umduğunu bildirdi. İstanbul’da<br />

meydana terör saldırısından duyduğu<br />

üzüntüyü de dile getiren Navikowenskiy,<br />

“Umarım bu tür olaylar<br />

ne sizin ne bizim ülkemizde bir daha<br />

olmaz. Terör, turizme çok büyük zarar<br />

veriyor. Umarım ülkelerimizde<br />

barış ve sulh ön plana çıkar.” değerlendirmesinde<br />

bulundu.<br />

UKRAYNAYI YAKINDAN<br />

İZLİYORUZ<br />

Ukrayna’nın, Karadeniz komşusu<br />

dost ülke olduğun kaydeden TBMM<br />

Genel Sekreter Yardımcısı Vekili<br />

Erbay Kücet, Ukrayna ile ilişkilere<br />

büyük önem verildiğini kaydetti.<br />

Kücet, “Sizler nasıl Türkiye’yi yakından<br />

izliyorsanız bizler de Ukrayna’yı<br />

yakından izliyoruz. Zorlu şartlara<br />

rağmen siyasetçiler tarafından yapılan<br />

reformları yakından takip ediyoruz.<br />

Sizleri her konuda TBMM’de<br />

de ağırlamaktan ayrıca mutluluk duyacağımızı<br />

bilmenizi isterim. Ülkemizden<br />

güzel hatıralarla ayrılmanızı<br />

diliyorum” dedi.<br />

<strong>Antalya</strong> Vali Yardımcısı Hüseyin Ece<br />

de <strong>Antalya</strong>’nın bir turizm cenneti olduğunu,<br />

Ukraynalıların bu güzellikleri<br />

gördüklerini ve tatil yapanların<br />

güzel anılarla Türkiye’den ayrıldıklarını<br />

söyledi.<br />

31


ZİRVE<br />

Türkiye - Ukrayna<br />

Zirvesi<br />

basında böyle yer buldu


OCAK 2017<br />

33


Röportaj<br />

Çiğdem Kurut<br />

Canan Özer<br />

halalinn.com’la<br />

güvenli rezervasyon<br />

halalinn.com Kontrat Müdürü<br />

Zerrin Aydın Pekacar<br />

Türkiye’nin uluslararası alanda lider online rezervasyon<br />

sitesi olan halalinn.com, “Muslim Friendly Booking”<br />

sloganıyla tüm İslam aleminin otel rezervasyon sitesi olmayı<br />

hedefliyor. Tamamen Türk mühendisler tarafından hazırlanan<br />

halalinn.com’u, internet portallarında<br />

gerçekleşen günlük 800 bine yakın rezervasyonu,<br />

sektörü ve dahasını halalinn.com Kontrat Müdürü<br />

Zerrin Aydın Pekacar’la konuştuk.<br />

Böyle bir siteyi açmak nereden<br />

aklınıza geldi?<br />

Domain sistemi ortalama dört yıl<br />

önce alındı. Fikir babası Dedeman<br />

Konya’nın Genel Müdürü Recep Altınok’tur.<br />

Halalinn.com Genel Müdürü<br />

ise Faruk Argun’dur. Tam Ar-<br />

Ge yazılım çalışmalarına iki yıl önce<br />

başlandı. Ocak Ayı’nın başından beri<br />

de irdeliyoruz, araştırıyoruz bir yandan<br />

tesis ekliyoruz, ürünün içi dolu<br />

olsun istiyoruz.<br />

34 www.metropoldergileri.com<br />

Neden Halalinn?<br />

Araştırdık ve gördük ki rezervasyon<br />

portalları üzerinden günde sekiz yüz<br />

bini aşkın online rezervasyon dönüyor.<br />

Bu ortalama çok ciddi bir rakam.<br />

Spesifik bir rakam olmasa da ve biz<br />

Türkiye olarak yaklaşık bir milyar TL<br />

civarında yurtdışına komisyon ödüyoruz.<br />

Bu potansiyeli değerlendirmeyi<br />

hedefliyoruz. Türkiye’den de ciddi<br />

anlamda online rezervasyon söz konusu<br />

Ve hızla artıyor. Siz Konya’ dan<br />

İstanbul’a diğer online portallarından<br />

bir rezervasyon yaptığınızda Hollanda<br />

kazanıyor ya da İngiltere, İtalya kazanıyor.<br />

Bir Müslüman diğer bir Müslüman<br />

ülkesine rezervasyon yaptığında<br />

yine oralar kazanıyor. Araştırmalar<br />

gösterdi ki niş pazarında böyle bir ihtiyaç<br />

var. Ben yurtdışına gittiğimde<br />

helal yemek yemek istiyorum. Helal<br />

yemek nerede yiyebilirim? Nasıl yiyebilirim<br />

diye araştırmalar yapıyorum.<br />

Dedik ki alternatifler çok fazla. Biz


OCAK 2017<br />

bir niş pazara yönelelim o alanda uzlaşalım,<br />

ülkemize para kazandıralım.<br />

Bu eksi pozisyonumuzu nasıl artıya<br />

çevirebiliriz diye düşündük .Yani bir<br />

Malezya’nın Endonezya’ya yaptığı rezervasyonda<br />

Türkiye olarak nasıl pay<br />

alabiliriz diye düşündük ve bu yola<br />

çıktık.<br />

Helal turizm neyi ifade ediyor?<br />

Helal turizm deyince İslam aleminin<br />

de tatil bilincinin oluştuğunu ve artık<br />

bu ihtiyaca da cevap verilmesi gerektiğine<br />

düşünüyorum. Helal turizm<br />

dendiğinde biz İslam alemi olarak<br />

yurtdışına gittiğimizde öncelikli kriter<br />

olarak ibadet yapılabilecek uygun<br />

yer arıyoruz. Yapılan araştırmalar<br />

bunu gösteriyor. Sonra helal yemek,<br />

sonra gidilebilecek görülebilecekler<br />

yerler. Sıralama bu şekilde.<br />

Bu tercihler pek çok yaşam biçimine<br />

ve düşünceye uygun<br />

tercihler. Halalinn.com bu duyarlılığı<br />

nasıl uygulamaya geçiriyor?<br />

Pek çoğumuz yurtdışında bir yemek<br />

firmasına gittiğimizde tavuk ya da<br />

balık yemeyi tercih ediyoruz. Ya da<br />

içinde domuz eti olmayan bif tercih<br />

ediyoruz. Ama yine de inanamıyoruz.<br />

Çünkü kenarından, köşesinden,<br />

yağından kullanılacağını düşünüyoruz.<br />

Dünya genelindeki İslami hassasiyeti<br />

olan tüketiciler, halalinn.<br />

com’la ihtiyaçlarına saygı duyan binlerce<br />

konaklama tesisine rahatlıkla<br />

ulaşabilecek. Dünya’daki helal özellik<br />

taşımayan konaklama tesisleri, camilere<br />

1 km. yakınsa sistemde yer alabilecek.<br />

Otellerin halalinn.com’dan<br />

rezervasyon geldiğinde, odalardaki<br />

alkollü ürünleri alıp, seccade, Kuran-ı<br />

Kerim ve kıble yönünden oluşan<br />

halalinn.com kit’ ini koymayı kabul<br />

ettiği takdirde halalinn.com da yerini<br />

alabilecek.<br />

Şu an portalınızda yer alan tesisler<br />

hakkında bilgi verir misiniz?<br />

İslami hassasiyeti olan tüketicilere<br />

yönelik online rezervasyon portalı<br />

halalinn.com’a üye tesis sayısı bin<br />

100’ün üzerinde. Konukların dünya<br />

genelinde, eğlence ve iş gezilerinde<br />

İslami hassasiyetlerine göre konaklayabileceği<br />

tesislere ulaşmasını,<br />

incelemesini ve rezervasyon yapmasını<br />

sağlamayı hedefliyoruz. Ayrıca<br />

halalinn.com ile kullanıcılara güven<br />

veren, İslami hassasiyetlerine göre<br />

arama yapılmasını sağlayan ve en<br />

iyi fiyatı garanti eden bir internet sitesi<br />

sunmayı amaçladık. Bizim helal<br />

özellik standardımızda on altı tane<br />

kriterimiz var. İşletme eğer on altı<br />

helal kriterden sadece birine sahipse<br />

helalinn.com da yer alabiliyor. Bunun<br />

sebebi alternatifleri çoğaltmak adına.<br />

Çünkü alternatifler çok kısıtlı. Dünyada<br />

350 tane helal otel var. Bunların<br />

160 tanesi Türkiye’de. Dünyada<br />

iyi bir sıradayız. Tercih edilen ülke<br />

olarak ilk üçteyiz. Ama Malezya ne<br />

yapmış? Tesis sayısı kısıtlı olsa da her<br />

işletmeye helal sertifikası vermeye<br />

çalışmış.Ve bunu dünyaya duyurmuş.<br />

Biz de 350 tesisle kısıtlamak istemedik<br />

ve helal özelliklerden sadece birine<br />

sahip tesisler halalinn.com da yer<br />

alsın, alternatifler çoğalsın istedik.<br />

Portaldaki hedefimiz 100 bin tesise<br />

ulaşmak.<br />

Böyle bir çalışma daha önce<br />

düşünülmüş mü?<br />

Düşünülüyor ama projeleri gerçekleştirmek<br />

çok zor. Biz iki yıldır<br />

araştırma, geliştirme, yazılım sürecini<br />

sürdürüyoruz. Önceden bu tür<br />

hizmet veren sitelerin hikayelerini<br />

35


Röportaj<br />

dinliyoruz. İslami satış yapan, online<br />

rezervasyon portalları var ama<br />

alternatifler çok kısıtlı. Tabi ki herkes<br />

kulvarında iyi. Ama biz İslam aleminin<br />

online rezervasyon portalı olmak<br />

işstiyoruz. halalinn.com olarak tesis<br />

sayımızı çok arttırmak amacındayız.<br />

Konuk; halalinn.com’a girip kolaylıkla<br />

istediği standartta, istediği ülke de<br />

tesisi bulsun istiyoruz.Proje sağlıklı<br />

bir şekilde çalışıyor. Rezervasyon<br />

dönüyor, tesis<br />

sayımız her gecen<br />

gün artıyor. Artık<br />

halalinn.com<br />

aktif olarak satışa<br />

hazır.<br />

Rezervasyonun<br />

sizin sitenizden yapılması<br />

kişiye bir avantaj sunacak mı?<br />

Tabi ki. Biz en iyi fiyatı garanti etmek<br />

istiyoruz ki zaten fiyat en önemli kritik<br />

nokta. Oteller bize online rezervasyon<br />

portalları statüsünde en iyi fiyatları girecek.<br />

Konuk eğer alternatif bir yerde<br />

aynı tesisin özel fiyatıyla karşılaşırsa<br />

biz de bunu tesise iletip dengeliyoruz .<br />

36 www.metropoldergileri.com<br />

İnternet üzerinden rezervasyonlar<br />

arttı. Bu bir avantaj mı?<br />

Bu fikrin çıkışının sebebi de bu aslında.<br />

Online’a olan yöneliş. Aynı anda<br />

pek çok alternatifi değerlendirmek<br />

önemli bir konfor. Tesisin helal özelliklerden<br />

sadece birine sahip olması<br />

yeterli. Çünkü alternatifler çok olsun<br />

istiyoruz. Bu helal özellikler nedir ?<br />

Helal yemek, mescit, bay bayan ayrı<br />

havuz , plaj olması. Bazı tatil köylerinde<br />

cami var. Bu tür özelliklerinin<br />

olması bile yeterli. Yurtdışında taharet<br />

musluğu olması bile bir tercih<br />

sebebi.<br />

Diğer Müslüman ülkelerle kıyaslandığında<br />

helal otelin<br />

genel kriterlerinin fazlalığı<br />

anlamında diğer müslüman<br />

ülkelerden daha iyi bir yerdeyiz<br />

diyebilir miyiz?<br />

Misafirperver bir ülke olduğumuz<br />

için Türkiye daha iyi tercih edilen<br />

tesisler arasında. Kendi kulvarında<br />

yurtdışında da çok iyi oteller var.<br />

Ama ükemiz de gerçekten iyi . 160 da<br />

zaten hafife alınacak bir sayı değil.<br />

Özellikle otellere söyleyeceğiniz<br />

bir şey var mı?<br />

Oteller için en cazip noktamız bizim<br />

komisyon tutarımızın<br />

diğer portallara<br />

göre çok<br />

cüzi bir miktar<br />

olması. Onun dışında<br />

yıl boyunca<br />

hiçbir ücret almıyor,<br />

sadece rezervasyon düşerse komisyon<br />

faturası gönderiyoruz. Oteller<br />

için en cazip unsurlardan biri de<br />

alternatif pazarlarda halalinn.com da<br />

yer alabiliyor olmaları. Çünkü bir ülkede<br />

siyasi durumdan ilk etkilenen<br />

turizm sektörü. O yüzden tüm alternatifler<br />

tesisler için değerlendiriliyor.<br />

Tüm İslam alemine de ulaşabileceği<br />

için halalinn.com onlara farklı alternatifler<br />

sunuyor.


Haber<br />

OCAK 2017<br />

MENA ZİRVESİ<br />

Turizm ve ihracatı geliştirmek, yeni pazarlar oluşturmak için<br />

MENA Zirvesi’nin 2.’si Serik’te düzenlendi<br />

İlki büyük ses getiren MENA<br />

Zirvesinin ikincisi Körfez ülkelerinden<br />

40 gazeteci ve 240<br />

seyahat acentesinin katılı ile<br />

gerçekleşti.<br />

Turizm ve ticarette yeni alternatif<br />

pazarlar oluşturmak, bölge ülkeleri<br />

ile ilişkileri geliştirmek için düzenlenen<br />

zirveye Serik Belediyesi ev<br />

sahipliği yaptı. Başbakanlık Türkiye<br />

Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı<br />

(TYDTA), Kültür ve Turizm Bakanlığı,<br />

<strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi,<br />

Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı işbirliğinde,<br />

Türk Hava Yolları (THY)<br />

ve Rixos Hotel’s sponsorluğunda<br />

dgerçekleşen zirvede Katılımcılar<br />

<strong>Antalya</strong>lı turizmci ve iş adamları ile<br />

bir araya geldi. Karşılıklı anlaşmalar<br />

yapılarak ilk imzalar atıldı.<br />

ÇALIK: ‘‘TÜM DÜNYAYA<br />

KAPILARIMIZI AÇTIK’’<br />

Serik Belediye Başkanı Dr. Ramazan<br />

Çalık, “Körfez ülkelerinden turizm<br />

acenteleri ve o bölgenin gazetecilerini<br />

ağırlıyoruz. Turizm birçok koşuldan<br />

etkilenebilecek bir alan. Çok<br />

sayıda turizm çalışanımız var. Bizde<br />

turizm alanın da alternatifler oluşturarak<br />

yeni pazarlar oluşturmaya<br />

çalışıyoruz. Türkiye’nin en gözde turizm<br />

bölgesini bu insanlara tanıtacağız.<br />

Dünyaya, <strong>Antalya</strong> turizm bölgesini<br />

tanıtmak için kucak açtık. Arap<br />

kardeşlerimizin gönül rahatlığı ile<br />

bu bölgede tatil yapacaklarına inanıyorum.<br />

Kardeş ülkeleriz. Biz onlara<br />

kapılarımızı açacağız onlar da bize<br />

kapılarını açacak. Bugüne kadar var<br />

olan işbirliğimizi devam ettireceğiz.<br />

Serik Belediyesi olarak elimizden gelen<br />

her şeyi yapacağız. Buraya gelen<br />

acentelerin inşallah yazın da turist<br />

olarak misafir getireceklerine inanıyoruz.<br />

1. Uluslararası Ortadoğu<br />

ve Kuzey Afrika (MENA) Ülkeleri<br />

Zirvesi’ni Serik’te gerçekleştirdik ve<br />

olumlu geri dönüşler aldık. Turizm<br />

potansiyelimiz yaptığımız bu zirveler<br />

ile %10 oranında arttı. Yine aynı şekilde<br />

Yaş Sebze ve Meyve İhracatçıları<br />

Zirvesi ile 120 bin tonun üzerinde<br />

sebze ve meyve ihracatı yaptık. Bu<br />

olumlu geri dönüşleri alınca diyaloglarımızı<br />

sürdürerek MENA Zirvesinin<br />

2’ini düzenliyoruz inşallah çok<br />

daha olumlu sonuçlar alacağız.’’<br />

ENÇ: ‘‘MENA ÜLKELERİN-<br />

DEN GELEN YÜREKLENDİ-<br />

RİCİ AÇIKLAMALAR BİZİ<br />

GERÇEKTEN MUTLU ETTİ’’<br />

Ak Parti<br />

<strong>Antalya</strong><br />

Milletvekili<br />

Gökçen Özdoğan<br />

Enç de,<br />

MENA zirvesinde<br />

yaptığı<br />

k o n u ş m a d a<br />

15 Temmuz<br />

darbe kalkışmasına<br />

değinerek, “Hükümetim ve<br />

Milletim adına 15 Temmuz darbe<br />

girişimi ile ilgili MENA ülkelerinden<br />

gelen yüreklendirici açıklamalar bizi<br />

gerçekten mutlu etti. Türkiye Cumhuriyeti<br />

Devleti demokratik, laik,<br />

sosyal bir hukuk devletidir’’ dedi.<br />

Geçtiğimiz yıl Serik Belediyesi<br />

ev sahipliğinde yapılan MENA<br />

ülkeleri, İran, Helal Turizm ve<br />

Yaş Sebze Meyve İhracatçıları<br />

zirvelerinin ardından Ortadoğu<br />

ve Afrika’dan <strong>Antalya</strong>’ya gelen<br />

turist sayısı yüzde 10 artarken<br />

tarım alanında da olumlu geri<br />

dönüşler sağlanmıştı. 2016 yılı<br />

içinde 120 bin tondan fazla sebze<br />

meyve ihraç edildi.<br />

37


Haber<br />

İkinci MENA Ülkeleri Zirvesi 14 ülkeden 40 gazeteci ve 240 iş adamının katılımı ile <strong>Antalya</strong>’da gerçekleştirildi.<br />

Zirveye Görgülü Grup tarafından <strong>Antalya</strong>’da hayata geçirilen Delüxe <strong>Antalya</strong> Projesi<br />

damga vurdu. Kadınlara özel yüzme havuzu, spor salonu ve sosyal tesisleri ile dikkat çeken proje<br />

Körfez Ülkelerinden gelen iş adamlarının akınına uğradı.<br />

Araplar bu projeye<br />

hayran kaldı<br />

38 www.metropoldergileri.com<br />

İlki Geçtiğimiz yıl yapılan ve Körfez Ülkelerinden<br />

gelen turist sayılarında yüzde 10 artış olmasını<br />

sağlayan MENA ülkeleri zirvesinin ikincisi gerçekleştirildi.<br />

Başbakanlık Tanıtım Ajansı, Kültür<br />

ve Turizm Bakanlığı, Büyükşehir Belediyesi, Serik<br />

Belediyesi, Türk Hava Yolları ve Batı Akdeniz Kalkınma<br />

Ajansının bir araya gelerek organize ettiği<br />

zirve 40 gazeteci, 240 işadamı çok sayıda bürokrat<br />

ve temsilci katıldı. Körfez ülkelerinin önce gelen<br />

yatırımcı ve iş adamları ile Türk iş adamlarını bir<br />

araya geldi. Zirvede turizmden tarıma, inşaat sektöründen<br />

enerjiye kadar bir çok alanda ikili görüşmeler<br />

gerçekleştirildi.


OCAK 2017<br />

EN ÇOK İLGİYİ<br />

DELÜXE ANTALYA ÇEKTİ<br />

Zirveye katılan yatırımcıların<br />

ilgisini en çok çeken proje ise<br />

Delüxe <strong>Antalya</strong> projesi çekti.<br />

Görgülü grup tarafından <strong>Antalya</strong>’nın<br />

seyir terası olarak<br />

bilinen Masa dağına yapılan<br />

proje kadınlar için hazırlanan<br />

yüzme havuzları ve sosyal<br />

tesisler ile dikkat çekiyor.<br />

<strong>Antalya</strong>’nı zirvesinde yer aldığı<br />

için şehrin sıcak ve neminden<br />

uzak bir yaşam imkanı sunan<br />

Delüxe <strong>Antalya</strong> hiçbir zaman kapanmayacak<br />

manzarası ile Arap<br />

yatırımcıları büyüledi. Delüxe<br />

<strong>Antalya</strong>’ya hayran kalan katılımcılar<br />

özellikle kadınlara yönelik<br />

alanları beğendiklerini ifade etti.<br />

<strong>Antalya</strong>’nın seyir terası olarak<br />

bilinen Masa Dağına inşa edilen<br />

DELÜXE <strong>Antalya</strong> hiçbir zaman<br />

kapanmayacak manzarası, kadınlara<br />

özel yüzme havuzları, spor<br />

salonları, golf sahaları, restoran<br />

ve sosyal tesisleri ile Karadeniz<br />

serinliğinde Akdeniz’in sıcaklığını<br />

sunuyor.<br />

ZİRVENİN TURİZME<br />

KATKISI BÜYÜK<br />

Geçtiğimiz yıl yapılan<br />

MENA Ülkeleri, İran, Helal<br />

Turizm ve Yaş Sebze Meyve<br />

İhracatçıları zirvelerinin<br />

ardından Ortadoğu ve Afrika’dan<br />

<strong>Antalya</strong>’ya gelen turist<br />

sayısı yüzde 10 artarken<br />

tarım alanında da olumlu<br />

geri dönüşler sağlanmıştı.<br />

2016 yılı içinde 120 bin ton<br />

sebze meyve ihraç edildi.<br />

39


Röportaj<br />

Zeynep TOPUZ<br />

Sıcacık Bir Yuva’ya adım atmanın<br />

heyecanını yaşayacaksınız<br />

Sümer Ezgü<br />

Sanat Akademisi<br />

Bahçe kapısından içeri adımınızı attığınızda enerjiniz tamamen değişiyor. Büyülü bir dünyadasınız sanki… Çocuk<br />

seslerinin müzik seslerine karıştığı rengarenk bir dünya. Sanatla sevginin iç içe harmanlandığı bu mekanın<br />

ismi Sümer Ezgü Sanat Akademisi. 35 yıllık sanat hayatına adımını attığı andan itibaren hep yeniliklerle karşımıza<br />

çıkan sanatçı Sümer Ezgü ile enerji dolu bir sohbet gerçekleştirdik. Hem Türk Halk Müziğine ve sanata bu<br />

denli gönül vermiş olan ünlü sanatçının hayatını hem <strong>Antalya</strong>’da açmış olduğu müzik ve sanat okulunu hem de<br />

gerçekleştirmeyi planladığı projelerini siz okurlarımız için detaylarıyla konuştuk.<br />

Sümer Ezgü’yü Sümer Ezgü’den dinleyebilir miyiz?<br />

Elbette. Burdur doğumluyum. Baba tarafım Trabzonlu.<br />

Rahmetli babam öğretmendi. Bucakta görev yaptığı için çocukluğum<br />

Bucak’ta geçti. Ankara 19 Mayıs Gençlik ve Spor<br />

Akademisi mezunuyum. Aslında hentbolcuyum. Fakat küçüklüğümden<br />

beri hep müzik vardı hayatımda. Bir insan bir<br />

işe meraklıysa o işi kapıdan kovsanız bacadan girer. Müzik<br />

de bende böyleydi işte. İlkokulda melodika ve mandolinle<br />

başladım müziğe. Daha sonra resim öğretmenim Cahit<br />

Anık bana bağlama öğretti. Bu arada biz 2 sene babamın<br />

40 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

görevi nedeniyle Batı Trakya’da Gümülcine<br />

şehrinde yaşadık. Orada nota<br />

dersleri aldım ve Türkiye’ye dönünce<br />

de bağlama çalmaya başladım. Sonrasında<br />

akademiyi kazandım ve Ankara’ya<br />

gittim. Akademiyi bitirdiğim<br />

yıllarda da TRT’nin açtığı sınavlara<br />

girdim. Bir yıl kadar çeşitli konularda<br />

çok ciddi eğitimlerden ve sınavlardan<br />

geçtik ve ben ses sanatçısı olarak birincilikle<br />

TRT’ye girdim. 15 sene çalıştım.<br />

Daha sonra istifa ettim ve dışarıda<br />

kendi projelerimi hayata geçirme kararı<br />

aldım. Ses sanatçılığının yanında TV<br />

programcılığı yaptım. Ankara Rüzgarı<br />

ile başladık. Nazar Değmesin, Halkalı<br />

Şeker, Anadolu’dan Geldik gibi çeşitli<br />

kanallarda programlar yaptık. Derlemeler,<br />

besteler, konserler derken müzik<br />

hayatımda 35 seneyi tamamladım.<br />

<strong>Antalya</strong> yaşamınızdan ve <strong>Antalya</strong>’da<br />

hayata geçirdiğiniz projelerinizden<br />

bahseder misiniz?<br />

5 yıldır <strong>Antalya</strong>’da yaşıyorum. <strong>Antalya</strong>’ya<br />

yerleştikten sonra 3 albüm<br />

yaptım. Bir tanesi oğlum Ozan ve arkadaşları<br />

ile yaptığım ‘Sümer Ezgü ile<br />

Süper Çocuklar’ albümü. Çocukların<br />

türkülere, kendi kültürüne yaklaşması<br />

için yapılan bir çalışmadır bu. Rock alt<br />

yapı ile. Çünkü çocuklar seviyor ritmi.<br />

Rock alt yapı üzerinde cura, sipsi, zurna<br />

gibi kendi sazlarımızın olduğu tekerlemesi<br />

olan türküler bunlar. “Tin tin tini<br />

mini hanım, hopa şina şinanay, leblebi<br />

koydum tasa, horozumu kaçırdılar”<br />

gibi türkülerde onlarla düetler yaptım.<br />

Çocukları İstanbul’da Marşandiz Müzik<br />

Stüdyosu’na götürerek basın-tanıtım<br />

galası yaptım. Gülben Ergen’in ve<br />

Saba Tümer’in programlarına götürdüm.<br />

Çocuklar tabii inanamıyorlar.<br />

Çok mutlular. TV Programları nasıl<br />

yapılıyor bunları öğrendiler. Müziğin<br />

içine girdiler. Ve şimdi onu Milli Eğitim<br />

Bakanlığı da anaokulu ve ilkokul<br />

çocukları için tavsiye etti ve okullarda<br />

da güzel etkinlikler yapıyoruz.<br />

İkincisi de gençler<br />

ve buradaki turistik<br />

oteller için yaptığım<br />

bir remix çalışmadır.<br />

David Guetta,<br />

Martin Garrix gibi<br />

elektronik müzik yapan<br />

isimler gençlerimiz<br />

tarafından çok<br />

dinleniyor. Ben de bu<br />

altyapıyla bizim yöremizin<br />

müziklerini birleştirdim.<br />

‘Electo Türkü<br />

House’ adında bir<br />

remix albüm çalışması yaptım. Genelde<br />

arabalarda ebeveynlerle çocukların<br />

tartışmaları olur. Türkülerimiz çaldığı<br />

zaman çoğunlukla radyo kapattırılır.<br />

Bu albüm bana göre o sorunu çözen<br />

bir albüm. Babalar burada türküleri<br />

dinliyor, çocuklar da altındaki elektro<br />

müziği, ritmi dinliyor ve ayrıca türkülerimize<br />

yani kendi kültürümüze de<br />

aşina oluyorlar. İster istemez türkülere<br />

bir yaklaşımları oluyor. Gençlere yönelik<br />

bir çalışma bu ve ilerde daha iyi<br />

anlaşılacak bu emeğin çabası.<br />

Üçüncüsü de ‘Hakiki Angara Havaları’.<br />

Ben 20 sene Ankara’da yaşadım.<br />

Ankara Kulübü ile gerçek Ankara tür<br />

41


Röportaj<br />

külerini okuyan ustalarla sürekli iç içeyim.<br />

Ankara Radyosu’nda zaten Ankara<br />

kökenli sanatçılarla, saz ustalarıyla<br />

iç içeydik. Yani o kültürü tanıyorum.<br />

Ama bu tamamen pavyon kültürüydü<br />

ve gerçek Ankara kültürü bu değildi.<br />

Ben de bunun üzerine “Bunlar pavyon<br />

kültürü, gerçek Ankara kültürü bu değildir”<br />

diyerek gerçek Ankara havalarını<br />

gençlere hatırlatma gereği duydum.<br />

Çünkü yeni doğan çocuklar bu kültürle<br />

doğuyor ve doğruyu bu zannediyorlar.<br />

Bu yüzden bu albümün adını<br />

da Hakiki Angara Havaları koyduk.<br />

Hüdayda türküsünün klibini de Ankara<br />

Hamamönü’nde çektim. Ankara<br />

Klübü ve halkla iç içe yapılan bir çalışmadır.<br />

İkinci türkünün klibini de Burdur<br />

Gölü’nde yaptım. “Su Gelir Güldür<br />

Güldür”. Özellikle Burdur Gölü dikeyde<br />

17 m. çekildi ve 10 yıl sonra bu<br />

gidişle kuruyacak. Göz göre göre bir<br />

doğa faciası yaşanıyor. Bunu ön plana<br />

çıkarmak için özellikle albümdeki Su<br />

Gelir Güldür Güldür türküsünü seçtik<br />

ve <strong>Antalya</strong>’dan Harley Davidson<br />

Klübü ve Burdur Motor Klübü destek<br />

verdi. Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun<br />

Ercengiz klipte oynadı ve destek<br />

verdi. Yani bu, top yekun bir doğa çabasının<br />

çalışmasıdır. Yakın bir sürede<br />

yayınlanmaya başlar. Eski ustaların<br />

hormonsuz, gerçek kökleri toprakta<br />

olan Ankara türkülerinden, özellikle<br />

de hareketli olanları seçerek bu albümü<br />

yaptım.<br />

Sanat Akademisi’ni açma fikri nasıl oluştu.<br />

Bu projeyi nasıl gerçekleştirdiniz?<br />

Bana hep ‘bir okul aç’ denir. Ankara’da<br />

da İstanbul’da da çok söyleyenler oldu.<br />

Fakat benim hep yapacak işlerim vardı.<br />

İstanbul’da hayat çok yoğun olduğu<br />

için enerjimi bu yöne aktaramadım.<br />

Ama <strong>Antalya</strong>’ya gelince yaşam konforumuz<br />

daha da arttı. Zamanı daha<br />

iyi değerlendirebiliyoruz burada. Hayatımız<br />

yollarda geçmiyor. Dolayısıyla<br />

kendimize daha sistemli zaman ayırabiliyoruz.<br />

Hem sanatsal projelerime<br />

hem de kendi yaşam projelerime daha<br />

fazla zaman ayırabiliyorum.<br />

Bu arada da müzikle ilgili bir okul açmak<br />

istedik ve karar verdik. Çünkü<br />

kültür ve sanatla ilişkisi olan yeni nesillere,<br />

temiz sayfalara ihtiyaç var Türkiye’de.<br />

Bakın 15 Temmuz’u yaşadık.<br />

Kirletilmiş çocuklar insanlar yetiştirildi<br />

ki bu ülkede, nerelere geldik. Yani<br />

güzel, ülkesine bağlı, kültürle ve sanatla<br />

ilgisi olan temiz nesillere ihtiyaç var.<br />

Bende buna bir katkı sağlıyorum. Güzel<br />

insanlar yetişsin istiyorum. Çünkü<br />

müzik, dans, kültür ve sanatla ilgisi<br />

olan insanlar siyasette de daha yumuşak<br />

üsluplu ve daha kolay çözümler<br />

üreten, daha kolay anlaşabilen insanlar<br />

olarak yetişecekler. Yani müzik, sanat<br />

sonuçta barış demektir, güzellikler<br />

demektir, mutluluk demektir. Yaşama<br />

renk demektir. Ruhları temiz ve güzel<br />

olan insanlar güzel işler yaparlar. Güzel<br />

insanlar yetiştirebilmek adına da<br />

böyle bir okulu faaliyete geçirdik.<br />

42 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

Sümer Ezgü Sanat Akademisi’nde çocukların<br />

seçeceği dallar nasıl belirleniyor?<br />

Bunu belirlemek için ne gibi çalışmalar<br />

yapıyorsunuz?<br />

Sanat Akademisi olarak biz, <strong>Antalya</strong>’da<br />

kulak taraması yapıyoruz. Nasıl<br />

İl Sağlık Müdürlüğü sağlık taraması<br />

yapıyor, bizde bunu yapıyoruz. Kreşler,<br />

okullar geliyor buraya. Teker teker<br />

kulak duyumlarına bakıyoruz çocukların.<br />

Hangi enstrümana daha uyumlular?<br />

Halk danslarına mı, baleye mi,<br />

jimnastiğe mi daha yatkınlar? Gitar<br />

çaldırıyoruz, piyano çaldırıyoruz. Parmak<br />

yapılarına bakıyoruz. Çünkü aileler<br />

de bir şekilde sosyal etkinliklere,<br />

müzik çalışmalarına falan göndermek<br />

istiyorlar ama ne yapacakları konusunda<br />

tereddüt yaşıyorlar. Biz de çocuklar<br />

için hangi dalın uygun olduğunu çözümleyip<br />

ailelerine rapor yazarak gönderiyoruz.<br />

Peki, Sümer Ezgü Sanat Akademisi<br />

niçin tercih edilmeli? Ne gibi imkanlar<br />

sunuluyor bu okulda öğrencilere Sümer<br />

Bey?<br />

Sümer Ezgü Sanat Akademisi, Milli<br />

Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir sanat<br />

kurumudur. Hak kazanan öğrencilere<br />

Milli Eğitim Bakanlığı Usta Öğretici<br />

Sertifikası veriyoruz. Ayrıca Londra<br />

Müzik Akademisi’ne bağlıyız ve oraya<br />

ait bir sertifika da veriyoruz. Buradan<br />

mezun olan öğrenciler sertifikalarını<br />

almaya hak kazanırlarsa kendileri de<br />

eğitimci olabiliyorlar ve çeşitli yerlerde<br />

ders verebiliyorlar. Onun dışında<br />

London Collage sertifikasını alanlar<br />

Müzik Lisesi denkliğini kazanmış oluyorlar<br />

ve Batı Londra Üniversitesi’nin<br />

Müzik Bölümü’ne sınavsız geçiyorlar.<br />

Ayrıca yurtdışında diğer üniversitelerde<br />

de burs imkanı sağlanıyor. Çünkü<br />

oralarda sadece matematik, fizik olarak<br />

bakmıyorlar. İnsanın hobileri, sanata<br />

ve kültüre olan ilgisi ve yeteneklerine<br />

bakıyorlar. İnsanların gelişimine<br />

daha farklı bakıyorlar ve yavaş<br />

yavaş bizde de başladı bu tutum.<br />

TEOG sınavlarında kültür ve<br />

sanat etkinliklerine katılanlar ve<br />

başarılı olanlara, dereceye girenlere<br />

imkan tanınmaya başlandı<br />

ülkemizde de.<br />

Ayrıca, sanat ve kültür bizi daha<br />

çok insanlaştırıyor. Toplumla bağlarımızı<br />

arttırıyor ve bizi daha sosyal<br />

yapıyor. Akademik başarısı çok<br />

yüksek olan herkes yaşamda başarılı<br />

olmayabilir. Sosyal başarıları düşük<br />

olabilir. Mesela benim akademik<br />

başarım çok yüksek değildi. Daha<br />

çok resim, müzik ve beden eğitimi<br />

derslerine ilgim vardı. Diğerlerinde<br />

ne kadar başarılı olsam da ilgim hep<br />

bu yönde oldu. Fakat sosyal başarım,<br />

akademik başarısı benden çok yüksek<br />

arkadaşlarımdan daha yüksek oldu.<br />

İnsan ilişkilerim gelişti. Kendimi sanat<br />

kanalıyla ifade etmeye başladım. Zaten<br />

insana sanat dallarının en büyük katkısı<br />

budur. Dolayısıyla okulumuzun da<br />

bu katkısı var.<br />

Öğrencilerinizin yaş aralığı nedir? Bir<br />

yaş sınırı var mı? Hangi dersleri alabiliyorlar<br />

Sümer Ezgü Sanat Akademisi<br />

öğrencileri?<br />

Sümer Ezgü Sanat Akademisi’nde 3<br />

buçuk yaşından 70 yaşına kadar öğrencilerimiz<br />

var. Herhangi bir yaş sınırlamamız<br />

yok. Sanata gönül veren<br />

herkese bu okulun kapıları açık. Öğrencilerimiz<br />

piyano öğreniyorlar, cura<br />

çalıyorlar, kabak kemane, keman, klarnet,<br />

bale, halk dansları, modern dans,<br />

jimnastik, nota-solfej dersleri alabiliyorlar.<br />

Bunun yanı sıra sayamadığım<br />

birçok sanat dalı daha var. Güzel Sanatlar<br />

Liselerine, Konservatuvarlara<br />

hazırlık çalışmaları yapılıyor. Hatta<br />

bahçeye geçtiğim zaman çok mutlu<br />

oluyorum. Odanın birinden bağlama<br />

sesi geliyor, diğerinden piyano sesi, alt<br />

odalardan bale öğretmeninin talimatları<br />

geliyor. Çok hoş bir duygu. Dolayısıyla<br />

yaptığımız işin gerçekten işe<br />

yaradığını görüyoruz. İnsan yetiştiren<br />

bir kurum burası aslında. Kısacası bir<br />

sanat yuvası.<br />

43


Röportaj<br />

Biraz da çalışanlardan bahsetmek istiyorum<br />

müsaadenizle. Çok güzel bir<br />

enerji var okulda. Eğitimcilerinizden de<br />

bahseder misiniz biraz?<br />

Kardeşim Taner’i tanıtayım önce. Aslında<br />

ziraat mühendisi ama halk oyunlarına<br />

çok emek verdi. Diyebilirim ki<br />

<strong>Antalya</strong>’da hocaların hocası. Derece<br />

alan tüm grupları çalıştıran hoca Taner<br />

Ezgü’dür. Bizim yöremiz hiç bilinmiyorken<br />

Ankara’da ve diğer illerde<br />

1982 yılında birlikte tanıttık. Burdur<br />

yöresini, Burdur ilinin dışında ilk biz<br />

oynadık, oynattık ve öğrettik. Dereceleri<br />

aldıktan sonra yörenin kültürü<br />

popüler olmaya başladı. Taner Ezgü<br />

Akdeniz Üniversitesi ile dünya birincisi<br />

oldu. Liselerde, ilkokullarda birçok<br />

derece aldı. Sümer Ezgü Sanat Akademisi’nin<br />

müdürü ve Halk Oyunları Bölüm<br />

Sorumlusu. Aynı zamanda <strong>Antalya</strong><br />

Büyükşehir Belediyesi İsmail Baha<br />

Sürelsan Konservatuvarı’nın da Halk<br />

Oyunları Bölüm Başkanlığı’nı yapıyor.<br />

Eğitim Koordinatörümüz Mehlika<br />

Ezanoğlu. Bir çok eğitim kurumunda<br />

büyük başarılara imza atan bir eğitimcimiz.<br />

Aynı zamanda benim Akademi’den<br />

arkadaşım. Tiyatro hocamız<br />

eşim Gülay Ezgü, spikerlik ve diksiyon<br />

kursu veren hocamız Rüştü Erata. Ve<br />

bunların yanı sıra Akdeniz Üniversitesi<br />

kadrosundan ve <strong>Antalya</strong> Operası’ndan<br />

ismini sayamadığım çok değerli<br />

sanatçılardan oluşan kaliteli bir eğitim<br />

kadromuz var.<br />

Sümer Ezgü Sanat Akademisi’ni diğer<br />

sanat okullarından ayıran bir<br />

fark var mı?<br />

Sanat okullarında arkadaşlarıma soruyorum.<br />

“Hangi dersler var?” diye. Keman,<br />

piyano, bale olduğunu söylüyorlar.<br />

Bizden bir şeyler olup olmadığını<br />

sorduğumda talep olmadığını, talep<br />

olsa da hoca bulamadıklarını söylüyorlar.<br />

Doğru olmadığını düşünüyorum.<br />

Talep de var, hocası da var. Türkiye’de<br />

şöyle bir sorun var. Müzik öğretmeni<br />

yetiştiren okullarda kendi öz müziğimiz<br />

yeterince öğretilmedi. Bu okullara<br />

girerken bu alanı bilerek gelen öğrencileri<br />

bile bildiklerini unutturarak mezun<br />

ettiler. Konservatuvarlarımızda<br />

da aynı şeyler oldu. Kendi müziğimizi<br />

aralara sıkıştırarak öğrettiler. Bu yüzden<br />

yetersiz bir yetişme oldu. Herkes<br />

iyi olduğu alanda çalışma yapar. Ben<br />

35 yıllık meslek yaşamımda bu eksiği<br />

derinden hissettim ve şu an bizim Sümer<br />

Ezgü Sanat Akademisi’nin kapısından<br />

içeriye girdiğiniz an dil, din, ırk<br />

ve müzik ayrımı yoktur. Burada batı<br />

müziğinin eğitimi de var, halk müziğimizin<br />

eğitimi de var, klasik Türk<br />

müziğimizin eğitimi de var. Modern<br />

dans eğitimi ve halk danslarımızın da<br />

eğitimi var ve hepsi de aynı değerde.<br />

Biz böyle bakıyoruz.<br />

İnteraktif Müzik Dersleri ile ilgili talepler<br />

alıyorsunuz. Bunu açabilir misiniz?<br />

Elbette. İnteraktif müzik dersleri yapıyoruz.<br />

Okullar bunu toptan satın<br />

alıyorlar. Salonlara topluyorlar çocukları<br />

ve orada interaktif müzik dersleri<br />

yapıyoruz. Sümer Ezgü ile Süper<br />

Çocuklar albümünü çocuklar alıyor.<br />

Daha sonrasında beni okula davet ediyorlar.<br />

Okulun müsamere salonunda<br />

toplanıyoruz. Orada hoş vakit geçirme<br />

adı altında -sohbet, şov- müzik dersi<br />

yapıyoruz. Alkışlarla, çeşitli ritimlerle…<br />

Farklı ritimleri, bildiğimiz ama<br />

tanımlayamadığımız ritimleri müziklerle<br />

birbirine bağlıyoruz. Anadolu<br />

ritimlerini çalıyoruz, onları türkülere<br />

bağlıyoruz. Daha sonrasında albümdeki<br />

şarkılar çalmaya başlıyor. Tüm çocuklar<br />

dans etmeye başlıyor ve unutamayacakları<br />

bir gün yaşamış oluyorlar.<br />

Her şey den önce müzikle dolu bir gün<br />

yaşıyorlar. Onlara çok şey kazandırdığını<br />

düşünüyorum. En azından bir farkındalık<br />

oluşuyor. Müziğe bir yakınlık<br />

oluşuyor ve bu anlamda çocuğun yolu<br />

açılıyor.<br />

Sanat Akademisi kapsamında interaktif<br />

müzik dersleri haricinde talep aldığınız<br />

farklı bir alan oldu mu?<br />

Ev hanımlarından bize talep geldi.<br />

Biçki-dikiş gibi alanlara el atarsanız<br />

seviniriz dediler. Biz de uygulamaya<br />

başladık. Hafta sonları burada yeni<br />

bir çalışma başlattık.”Kumaşını al gel!”<br />

diyoruz. Ders bitimi sonrasında bayanlar<br />

dikmek istedikleri tasarımı tamamlamış<br />

olarak gidiyorlar. Evde pasif<br />

olarak oturmaya mahkum edilmiş<br />

olan kadınlarımıza bir üretim imkanı<br />

sunuyoruz. Evlendirme programları,<br />

yarışma programları gibi gereksiz zaman<br />

tüketen programlara mahkum<br />

bırakılıyorlar. Yani üretken bir dünya<br />

sunulmuyor. Bu yüzden burada hem<br />

bir şeyler üretmenin verdiği mutluluğu<br />

yaşıyorlar hem de ucuz bir giyim elde<br />

etmiş oluyorlar. Bundan para da kazanabilme<br />

imkanları da doğuyor tabiî ki.<br />

Bunun yanı sıra okullardan talep geliyor.<br />

Bizimle birlikte çalışmak istiyorlar.<br />

Gerek halk oyunları, gerek müzik<br />

çalışmalarını bizimle yapmak istiyorlar.<br />

Bu tür hizmetler de veriyoruz.


Ben Senfoni Orkestrasıyla birlikte<br />

gerçekleştirmiş olduğunuz bir projeden<br />

bahsetmek istiyorum. İlgi gören<br />

ve ses getiren bir projeydi. Bize anlatır<br />

mısınız bu projeyi?<br />

Aşağı yukarı 50 kişilik bir topluluk.<br />

İçinde bizim otantik halk sazlarımız<br />

–davul, zurna, sipsi, kabak kemane,<br />

kaval, bağlama- ve onun dışında<br />

opera orkestrası yaylı grubu ve operanın<br />

nefeslileri, vokallerden ve halk<br />

danslarından oluşan bir topluluk.<br />

Tamamen <strong>Antalya</strong>lı müzisyenlerden<br />

oluşan bir <strong>Antalya</strong> Projesi. Hem<br />

<strong>Antalya</strong> markasını yukarı çıkaracak<br />

bir çalışma hem de yurtdışında<br />

Türkiye’yi temsil edecek bir proje.<br />

Türkiye’nin çeşitli kültür-sanat festivallerine<br />

girebilecek hem etnik hem<br />

de çok sesli ama çok seslilikte dayanağını<br />

Anadolu enstrümanlarının<br />

bünyesinde olan ozanların yüz yıllar<br />

boyu doğaçlama çaldığı, bastığı<br />

seslerden yola çıkarak. Batıdaki çok<br />

sesliliği kopyalayıp buraya yapıştırmıyoruz.<br />

Kendi yapısına uygun bir<br />

armoniyle bunu yapıyoruz. Çok güzel<br />

bir çalışma oldu. İki konser verdik.<br />

Bir tanesi 2. Yörük ve Türkmen<br />

Şenliği’nin açılış konseri. Diğeri de<br />

53. Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali<br />

etkinlikleri kapsamında verdiğimiz<br />

konserdi. İki konserimiz de çok<br />

beğeni aldı. Farklı bir çalışma çünkü.<br />

Önü açık bir proje bu. Ayrıca düzenlemeleri<br />

yaparken dikkat ettiğimiz<br />

bir konu; yörenin birçok türküsü<br />

oyunlu ve eğer ki yörenin insanları<br />

icra edilen türkülere oynayabiliyorsa<br />

başarılıdır bu yapılan düzenleme.<br />

Yoksa Türkiye’de bu tarz çalışmalar<br />

çok yapıldı ve çoğunlukla da başarısız<br />

oldu. Çünkü aslıyla uymadı. Bir<br />

kere bizim öz enstrümanlarımız ile<br />

değil tamamen batı enstrümanlarıyla<br />

çalındığı için insanlara sıcak<br />

gelmedi. Oysa bizim öz sazlarımızı<br />

onların içine koyduğumuz zaman<br />

durum hemen değişiyor.<br />

Sizin yeni projeleriniz var mı?<br />

Evet var. Ulusal bir kanalda çocuklara<br />

özel TV Programı yapmayı<br />

planlıyorum. Çünkü Barış<br />

Manço’dan sonra çocuklara hitap<br />

edecek donanımlı ve kaliteli bir<br />

program gerçekleşmedi. Çocuklar<br />

maalesef ya büyüklerin izlediği kirlenmiş<br />

TV programlarının reyting<br />

dünyasında kaybolup gidiyorlar ya<br />

da bilgisayarlarda oyunlara mahkumlar.<br />

Hem içi dolu, hem eğlenceli<br />

hem de çocukların yeteneklerini<br />

sergileyebilecekleri bir çocuk programı<br />

yapacağım. Bunu da <strong>Antalya</strong>’da<br />

yapmak istiyorum.<br />

Peki niçin <strong>Antalya</strong>?<br />

İstanbul’da ister istemez reyting kirliliği<br />

içinde kayboluyorsunuz. Burası<br />

bir Anadolu kenti. Mesela köy çocuklarını<br />

alıyorum ve konserlerimde<br />

sahneye çıkarıyorum. Çünkü onların<br />

temiz dünyasını oradan yansıtmak,<br />

büyüteç koymak istiyorum. Bu yüzden<br />

bu çocuk programının bir Anadolu<br />

kentinden yapılıp da ulusalda<br />

yayınlanmasını istiyorum. “Bakın<br />

yaşamda başka pencereler de var!”<br />

demek istiyorum.<br />

Diğer hayata geçirmek istediğim<br />

proje de 23 Nisan’a özel. Vali Bey ve<br />

Milli Eğitim Müdürü ile görüştüm.<br />

Bir stadyum çocuğa barışın ritmini<br />

çaldırmak istiyorum. 20 bin-30 bin<br />

çocuğa konser vereceğiz ve tespit ettiğimiz<br />

bir ritim aletiyle; savaşlar ve<br />

kan gölü içinde olan dünyaya çocukların<br />

ağzından Atatürk’ün geleceği<br />

çocuklara emanet ettiği 23 Nisan’da<br />

barışın ritmini çaldıracağım. Çocuk<br />

grupları kurmak istiyorum, yetişkinlerden<br />

oluşan korolar kurmak istiyorum.<br />

Anadolu Müzikali yok mesela.<br />

Büyük bir eksik ve bu eksiği ben tamamlamak<br />

istiyorum. Ayrıca da bir<br />

cura topluluğu kurmak istiyorum<br />

çocuklardan. <strong>Antalya</strong>’da sanata dair<br />

güzel şeyler yapmayı planlıyorum.


Haber<br />

Semih Kaplanoğlu:<br />

15 Temmuz’da İçimizdeki Mayanın<br />

Sapa Sağlam Durduğunu Gördük<br />

Niyazi Mısri’nin hayatının beyaz perdeye aktarmaya hazırlanan ünlü yönetmen Semih Kaplanoğlu “Büyük<br />

zatların, bu toprakları mayalayanların izlerini sürmek lazım. Onlarla yeniden kavuşmak buluşmak lazım.<br />

Çünkü onların sözleri hala aslında bizim kalplerimizde bizim dünyamızda yaşıyor” dedi. 15 Temmuz gecesi<br />

bu mayanın ortaya çıktığını kaydeden Kaplanoğlu “15 Temmuz gösterdi ki bize; bizim içimizde ki güç henüz<br />

kırılmamış sağlam hem de, sapa sağlam duruyor. İnsanlar da işte o güçle, o mayayla aslında sokaklara çıktılar<br />

vatanlarına memleketlerine sahip çıktılar” diye konuştu.<br />

Hafta sonu Elmalı’da, Akdeniz<br />

Kültür Eğitim ve İletişim Kulübü (<br />

AKİK), Elmalı Belediyesi ve Sinan-ı<br />

Ümmi Kültür ve Sanat Derneği tarafından<br />

düzenlenen “9.Elmalının Canları<br />

Sevgi ve İrfan Sempozyumuna”<br />

ünlü yönetmen Semih Kaplanoğlu<br />

da katıldı. Sinan-ı Ümmi hazretlerinin<br />

talebelerinden olan Niyazi Mısri<br />

Hazretlerinin hayatını beyaz perdeye<br />

aktarmaya hazırlanan Kaplanoğlu<br />

projesi ile ilgili bilgi verdi.<br />

NİYAZİ MISRİLERE HE ZAMAN<br />

İHTİYACIMIZ VAR<br />

Bu topraklanın Niyazi Mısrilere,<br />

Ümmi Sinanlara her zaman ihtiyaç<br />

duyduğunu söyleyen Kaplanoğlu “Bugün<br />

de evliyalar yetiştirmek, bugünde<br />

Niyazi Mısriler, bugünde Sinan-ı Ümmiler<br />

çıkarmak lazım bu topraklardan.<br />

İşte o zaman ancak biz gerçekten<br />

geçmişle bugünü ve geleceği birbirine<br />

bağlayacak köprüleri inşa edebiliriz<br />

o zaman daha diri, daha güçlü, daha<br />

kuvvetli bir toplum olabiliriz” dedi.<br />

‘Meleğin Düşüşü’ isimli filminden<br />

sonra kendi deyimiyle ‘maneviyat<br />

üzerine temellenmiş’ sinemaya yoğunlaşmaya<br />

başladığını ifade eden<br />

Kaplanoğlu “Maneviyatta ilerledikçe<br />

ve bilgiye kavuştukça, ruh ikliminiz<br />

renklendikçe bütün o hislerin filme<br />

ya da seyirciye geçmesi için yeni yollar<br />

arayışı başlıyor. ‘Bunları Allah rızası<br />

için yapabilir miyim?’ gibi bir eşikten<br />

bakmak ve sorumluluk içinde hareket<br />

46 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

etmek daha önce benim bilmediğim<br />

bir şeydi. Bu hal, insanı incelten ve sanatını<br />

dünyevi ya da materyalist olana<br />

değil de evrenin gerçek sahibine doğru<br />

tevekkül içerisinde yönelten bir şey”<br />

diye konuştu.<br />

YUNUS EMRE DİZİSİ YENİLERİ-<br />

NİN ÖNÜNÜ AÇTI<br />

Yunus Emre Dizisi ile ilgili değerlendirmelerde<br />

bulunan Kaplanoğlu<br />

“Yunus Emre dizisinin Türkiye’deki<br />

belli bir açığı ve açlığı doyurmaya çalıştığına<br />

şahit olduk. Onun gibi Anadolu’nun<br />

her yerinde yaşamış nice<br />

Evliyalar, hakikat ehli insanlar var.<br />

Onlarında hayatlarından da bol bol<br />

diziler, filmler yapıp, Hacı Bayram-ı<br />

Veli’yi Akşemseddin’i anlatmamız lazım.<br />

Bu anlamda Yunus Emre dizisi<br />

başarılı bir çalışma olmuş ve toplumumuz<br />

tarafından da büyük ilgi gördüğü<br />

için tasavvuf ve manevi büyüklerimiz<br />

hakkında yapılacak yeni dizilerin önünü<br />

açmıştır” dedi.<br />

FETÖLER METÖLER KENDİ<br />

ASLIMIZA DÖNERSEK<br />

ENGELLENİR<br />

Gençlikle gelecek arasında manevi<br />

köprü kurulması gerektiğini kaydeden<br />

Kaplanoğlu “Gençliğin de ilgisini<br />

çekmesi açısından popüler filmler ve<br />

televizyon dizileri önemli bir alan ama<br />

bence en önemli iş Milli Eğitim Bakanlığı<br />

ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na<br />

düşüyor. Onların bu alanda çok fazla<br />

yoğunlaşması gerekiyor. Hem müfredatta<br />

hem de tedrisatta değişiklikler<br />

yapılması gerekiyor. Yerel olarak mesela<br />

Elmalı’da bu bölgenin öğrencileri<br />

için buranın değerlerini<br />

daha iyi<br />

anlamaları için<br />

çalışmalar yapılmalıdır.<br />

Gençleri<br />

bu alanda daha<br />

çok ilgilendirecek<br />

çocuk kitaplarının,<br />

yayınların,<br />

çizgi filmlerin<br />

yapılması lazım.<br />

Bunları hep konuşuyoruz<br />

aslında<br />

yıllardır<br />

söyleniyor konuşuluyor<br />

fakat sıra<br />

bir türlü buralara<br />

gelmiyor. Gelmediği<br />

içinde böyle<br />

FETÖ’ler ME-<br />

TÖ’ler, aralardan<br />

şunlar, bunlar<br />

çıkıp bu milletin<br />

saf, manevi açlığını sömürüyorlar. Onu<br />

engelleyecek şey aslında kendi aslımızla<br />

tekrar buluşmak. Bugün de evliyalar<br />

yetiştirmek, bugünde Niyazi Mısriler<br />

,bugün de Sinan-ı Ümmiler çıkarmak<br />

lazım bu topraklardan. İşte o zaman<br />

ancak biz gerçekten geçmişle bugünü<br />

ve geleceği birbirine bağlayacak köprüleri<br />

inşa edebiliriz; o zaman daha diri,<br />

daha güçlü, daha kuvvetli bir toplum<br />

olabiliriz” dedi.<br />

15 TEMMUZ İÇİMİZDEKİ MAYA-<br />

NIN DURDUĞUNU GÖSTERDİ<br />

Kaplanoğlu sözlerini şöyle sürdürdü<br />

“15 Temmuz gösterdi ki bize; bizim<br />

içimizde ki güç henüz kırılmamış,<br />

sağlam hem de, sapasağlam duruyor.<br />

İnsanlar<br />

da işte o güçle,<br />

o mayayla aslında<br />

sokaklara<br />

çıktılar vatanlarına<br />

memleketlerine<br />

sahip<br />

çıktılar. Bu<br />

çok önemli bir<br />

an milletimiz<br />

açısından. Gelecek<br />

için ben<br />

umutluyum,<br />

biraz daha fazla<br />

eğitime, gençlere yoğunlaşmayla<br />

tüm sorunlar çözülecek.”<br />

NİYAZİ MISRİ FİLMİ SENEYE<br />

BAŞLAYACAK<br />

Niyazi Mısri Filmi projesi ile ilgili bilgilere<br />

veren Kaplanoğlu “Yıllardır kafamda<br />

canlandırdığım ve senaryosunu<br />

neredeyse tamamladığım Niyazi Mısri<br />

Hazretlerinin hayatını anlatan bir<br />

film çekmeyi istiyorum. Önümüzdeki<br />

seneye de İnşallah onun çekimlerine<br />

başlayacağız” diye konuştu.<br />

SİNAN ÜMMİ’Yİ VAHAP ÜMMİYİ<br />

SEMPOZYUMLA TANIDIM<br />

Elmalı’ya 30 senedir geldiğini anlatan<br />

Kaplanoğlu “ 30 senedir araları çok<br />

açık zamanlarda var ama elmalıya<br />

geliyorum. Buraya bir tür şahitliğim<br />

oldu. ilk gördüğüm zamanda çok etkilenmiştim.<br />

Daha sonrada bu sempozyumlarla<br />

gelip Sinan-ı Ümmi, Vahib-i<br />

Ümmi ve Eroğlu’ nu tanıyınca burası<br />

ne zaman aklıma gelse beni duygulandırıyor.<br />

Elmalı benim manevi vatanım<br />

gibi oldu. Bugün de hala burada bu<br />

sakinlik, sessizlik, duygu, ruh yaşıyor.<br />

Buradaki belediyenin, kaymakamlığın,<br />

sivil toplumun da bu etkinliğe devam<br />

etmeleri ve yaymaları mümkün olacak.<br />

Her şey çok güzel bence” dedi.<br />

47


HABER<br />

ANTALYA<br />

TENEFFÜS’E<br />

ÇIKTI<br />

Muratpaşa Belediyesi’nin ve iştiraki<br />

şirket Falez AŞ ile birlikte hayata geçirdiği,<br />

kent merkezinde 16 dönüm alana<br />

kurulu ‘çocuk dünyası’ Teneffüs Park,<br />

muhteşem bir törenle açıldı. Teneffüs<br />

Park, açılış gününde her yaştan çocuğun<br />

akınına uğradı. Çocuklar için sınırsız<br />

eğlence, gün boyu animasyonlar,<br />

çeşitli atölyelerde yapılan etkinlikler,<br />

robot şovlar, dans, akrobasi ve illüzyon<br />

gösterileriyle parkta devam etti.<br />

AÇILIŞTA HERKES BİRARADA<br />

Belediye Başkanı Ümit Uysal, eşi Ümran<br />

Uysal’ın ev sahipliğindeki açılışta, eski<br />

Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı<br />

ve eski Ankara Büyükşehir Genel Başkanı<br />

Murat Karayalçın, CHP İl Başkanı<br />

Mustafa Erdem, CHP <strong>Antalya</strong> Milletvekilleri<br />

Mustafa Akaydın ve Devrim Kök,<br />

<strong>Antalya</strong> Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO)<br />

Meclis Başkanı Süleyman Özer’in yanı<br />

sıra çok sayıda sivil toplum örgütü ve<br />

sendikaların temsilcileri, CHP ilçe başkanları,<br />

belediye meclis üyeleri bir araya<br />

geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,<br />

CHP Genel Başkan Yardımcısı<br />

Çetin Osman Budak ve CHP eski Genel<br />

Başkanı <strong>Antalya</strong> Milletvekili Deniz Baykal<br />

programları dolayısıyla katılamadıkları<br />

Teneffüs Park açılışını telgrafla<br />

kutladı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, telgrafında<br />

Belediye Başkanı Ümit Uysal’ı<br />

çalışmalarından dolayı tebrik etti.<br />

‘BAŞKA ŞEYLERE HEBA EDİLİYOR’<br />

Açılışta konuşan Başkan Uysal, Teneffüs<br />

Park’ın Muratpaşa’da Çaybaşı Mahallesi’nde<br />

16 dönüm alana kurulduğunu<br />

belirterek, “Şehrin içinde böyle büyük<br />

alanlar kalmadı. Kalsa bile başka şeylere<br />

heba ediliyor” dedi.<br />

‘ÇOCUKLARIMIZI CİRO GİBİ<br />

GÖRÜYORLAR’<br />

<strong>Antalya</strong>’nın yeni çocuk dünyası Teneffüs<br />

Park’ın en büyük özelliğinin bu<br />

48 www.metropoldergileri.com<br />

olmadığını dile getiren Başkan Uysal,<br />

şunları söyledi:<br />

“Teneffüs Parkımız <strong>Antalya</strong>’nın ilk buz<br />

pateni sahasını içeriyor ama en büyük<br />

özelliği bu da değil. Teneffüs Parkımızın<br />

en büyük özelliği, modern hayatla<br />

beraber sıkıntıya girdiğimiz, kendimizi<br />

alıştırdığımız bazı kötü alışkanlıklara<br />

alternatif bir park olmasıdır. Şu an moda<br />

değimle ‘trend parklar’ var. Bunlar kapalı<br />

alanlara çocukları sıkıştıran, bol jeton,<br />

elektronik sesi içeren mekanlar. Çocuklar<br />

zaten evde ekrandan ayrılmıyor, bu<br />

parklar da bol bol ekran var. Çok sanal<br />

bir ortam. Çocukların kasları, zihinleri<br />

çalışmıyor. Sadece donuk bir düşünme<br />

şekline saatlerce müptela oluyorlar. Çocuklarımız<br />

adeta hapsoluyor, hayattan<br />

kopuyor. Giriş ücretleri 70 liradan 100<br />

liraya değişiyor. Çocuklarımız ciro makinesi<br />

gibi değerlendiriliyor. İşte burası o<br />

parklardan değil.”<br />

TENEFFÜS PARK’IN FARKI<br />

Teneffüs Park’ın tamamen açık hava<br />

oyuncaları içeren, çocukların bütün<br />

enerjisini çocuklarını atabileceği bir<br />

ortam sunduğunu kaydeden Başkan<br />

Uysal, “Burada sanat ortamı var, özgürlük<br />

var. Burada sürekli animasyon var.<br />

Burada her çocuğumuza şaka yapılıyor,<br />

hediye veriliyor” diye konuştu.<br />

Parkın bir diğer özelliğinin de fastfood<br />

tipi yiyecekler içermemesi, boyalı içeceklerin<br />

satılmaması olduğunu dile getiren<br />

Başkan Uysal, “Alıştığımız ancak<br />

kötü olan ne varsa burada yok. Teneffüs<br />

Park, aynı zamanda hayata dair bakış<br />

açısı, bir fikrin temsilcisi ve bir misyonun<br />

sahibi” diye konuştu.<br />

ÇOCUKLARDAN SÖZ İSTEDİ<br />

Başkan Uysal, konuşmasının sonunda<br />

ilk gününde Teneffüs Parkı dolduran çocuklardan<br />

üç şey için söz istedi. Başkan<br />

Uysal, çocuklardan hayatları boyunca<br />

kitap okuma alışkanlığı kaybetmemelerini,<br />

hangisine yeteneği varsa bir sanat<br />

dalıyla ve yine aynı şekilde sporla ilgilenmesini<br />

isterken, parkı dolduran yüzlerce<br />

çocuk “Söz” diyerek karşılık verdi. Ümit<br />

Uysal, bununla birlikte çocuklardan doğadaki<br />

her şeyi istisnasız sevmeye çağırırken<br />

“Eğer hayatınız bunlar olursa endorfin<br />

ve mutluluk da sizlerle olur” dedi<br />

ve hep bir ağızdan “Yaşasın spor, yaşasın<br />

barış yaşasın sanat, yaşasın hayat” diye<br />

seslendiler.<br />

AİLE KARTINI OĞLU EFE’YE VERDİ<br />

Başkan Uysal Konuşmasının ardından<br />

175 lira olan ücretini kendisi ödeyerek<br />

Teneffüs Park’ın ilk yıllık abone aile<br />

kartını da satın aldı. Uysal, kartı oğlu<br />

Efe’ye verirken, “Bundan sonra o kartın<br />

sorumluluğu sende” uyarısı yapmayı da<br />

ihmal etmedi.<br />

TENEFFÜS ZİLİ ÇALDI<br />

Konuşmaların ardından Belediye Başkanı<br />

Uysal, protokolde yer alan isimler<br />

ve çocuklarla birlikte Teneffüs zilinin<br />

çalarak <strong>Antalya</strong>’nın yeni çocuk dünyası<br />

Teneffüs Park’ın açılışını gerçekleştirdi.


OCAK 2017<br />

49


TİYATRO<br />

<strong>Antalya</strong> Şehir Tiyatrosu<br />

Bu sene perdeyi Üsdat’ın<br />

unutulmaz eseri “Para” ile açtı<br />

Sergilediği her oyunu kapalı gişe oynayan, yurt<br />

içi ve yurt dışında bir çok sahnede <strong>Antalya</strong>’yı<br />

başarılı ile temsil eden <strong>Antalya</strong> Şehir tiyatroları<br />

bu sene perdelerini Üsdat Necip Fazıl’ın<br />

unutulmaz eseri Para ile açtı. <strong>Antalya</strong> Kent<br />

Merkezinin yanı sıra ilçelerde de <strong>Antalya</strong>lılarla<br />

buluşan Para’nın sergilendiği tüm salonlarda<br />

adeta izdiham yaşanıyor. Biz de bu oyunu merak<br />

eden ve henüz izlemeyen okurlarımız için<br />

oyunla ilgili bilgileri toparladık, başrol oyuncumuz<br />

Tekin Temel’le röportaj yaptık ve size<br />

layık bir dosya hazırlamaya çalıştık...<br />

PARA<br />

Üstad Necip Fazıl Kısakürek tarafından 1941-42 yılları<br />

arasında yazılan “Para” da bir banka patronu, O’nun<br />

ailesi ve yakın çevresinin hayatından bir kesit anlatılmaktadır.<br />

Ahlaksızlığı ve kişisel çıkarlar peşinde koşmayı bir yaşam<br />

felsefesi haline getirmiş olan O’na göre hayatta<br />

her şeyin; aklın, sağlığın, bilginin, dünyanın ve hatta<br />

ahretin bile mutlaka maddi bir karşılığı vardır. Bunun<br />

aksini düşünmek ise açıkça ahmaklıktır. Para kazanmak<br />

için gidilecek her yolu meşru gören O, ahlaksızlığında<br />

samimi davranmakta ve bunu saklamaya bir nebze olsun<br />

gerek duymamaktadır.<br />

İnsanoğlunun en iğrenç zaaflarının, en karanlık yönlerinin<br />

ve duygusuz menfaat ilişkilerinin merkezinde<br />

gelişen olaylar neticesinde para öyle bir kıstas haline<br />

gelir ki, herkesin iç yüzünün ortaya çıkmasını sağlar.<br />

50 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

“İnsanoğlunun hiçbir icadı para kadar fesat verici değildir”<br />

Sopkhokles<br />

“İnsanoğlunun hiçbir icadı para kadar<br />

fesat verici değildir” demiş ünlü Antik<br />

Yunan tragedya yazarı Sophokles.<br />

İster madeni, ister banknot, her gün<br />

cüzdanımızın başköşesinden, cebimizden<br />

eksik etmediğimiz, varlığı ayrı<br />

dert, yokluğu ayrı dert dediğimiz, borç<br />

aldığımız, borç verdiğimiz, yüzyıllardır<br />

maddi değişim aracı olarak kullandığımız<br />

PARA, bundan 3000 yıl önce<br />

M.Ö 7. Yüzyılda, Anadolu topraklarında,<br />

Lidya’nın başkenti Sardes’in<br />

içinden geçen Paktalos Irmağı’nın<br />

alüvyonlarında doğal olarak bulunan<br />

altın-gümüş karışımı “elektron” madeninden,<br />

üzerinde Lidya Krallığı arması<br />

olan sikke adıyla basılmış.<br />

Sonra Lira demişler ona. Mark, Dolar,<br />

Avro, Frank, Sterlin, Liret, Drahmi,<br />

Leva, Ruble, Şilin, Yen, Dinar, Şekel<br />

demişler. Gücü her geçen gün artmış.<br />

Dünyaya hakim olmuş. İnsanlığı esir<br />

almış. Ne savaşlar çıkmış para yüzünden,<br />

imparatorluklar, krallıklar yıkılmış.<br />

Sitemler çökmüş. Medeniyetler,<br />

devletler yok olmuş. Ekonomik krizler<br />

çıkmış, iflaslar, intiharlar… Nice ocaklar<br />

sönmüş, şirketler batmış, bankalar<br />

kapanmış, bankerler kaybolmuş. Oyunumuz<br />

Para’ da olduğu gibi.<br />

Oyun bilinmez bir zamanda ve yerde<br />

geçer. Kişilerin isimleri yoktur. “O”,<br />

“Hususi Katibi”, “Noteri”, “O’nun Karısı”,<br />

“Oğlu”, “Nazır” , “Casusu”, “Banka<br />

Müfettişi” dir oyun kişileri. Paranın<br />

cinsi de yoktur. Bunlar oyunu<br />

evrensel kılar.<br />

O, bir işin değerini parayla<br />

ölçen, gerisinin<br />

ahmaklık olduğuna inanan,<br />

ahlakı yok sayan<br />

bir banka patronudur.<br />

Şirketler, köşkler, para;<br />

büyük bir servet, lüks<br />

içinde dertsiz, tasasız<br />

bir yaşam.<br />

Bu sefahat kolay elde<br />

edilmemiştir. Savaş yılları,<br />

yokluk, karaborsa,<br />

fırsatçılık, siyasilerle iyi<br />

ilişkiler, vurgun üstüne<br />

vurgun… İşin gereği<br />

neyse hepsi yerine getirilir.<br />

O, günün birinde ailesini<br />

sınamak için tüm<br />

servetini hayır kurumlarına<br />

bağışlayacağını<br />

açıklar. Babasının<br />

paraya düşkünlüğüne<br />

sürekli karşı çıkan oğlu<br />

bile bunu kabul edemez.<br />

Buraya kadar her şey normaldir. Ta ki<br />

işler tersine dönüp, ayaklanma başlayana,<br />

bankada parası olanlar isyan<br />

edene kadar.<br />

O’nun bir esrar kahvesinde yaşayan<br />

tıpatıp benzeri vardır. İsyan edenlerin<br />

önüne benzeri sürülür ve O’nun yerine<br />

benzerinin parçalanmasına izin verilir.<br />

İşte gerçek tragedya burada başlar. O<br />

parçalanan benzerinin giysileriyle eve<br />

gelir ama ailesi O’nun yaşadığını bildiği<br />

halde kabul etmez.<br />

Çünkü servet çoktan paylaşılmıştır.<br />

Böylece O’nun hazin sonu parçalanmak<br />

değil, beş parasız benzeri olarak<br />

esrar kahvesinde ölmektir.<br />

Oyun bugünün insanına hiç de yabancı<br />

değil. Uzak, yakın tarihimizde bu<br />

olayları gördük, duyduk, biliyoruz ve<br />

de yaşadık.<br />

İyi seyirler .<br />

51


Röportaj<br />

Zeynep TOPUZ<br />

Birçok sinema ve dizi projesinde yakından tanıdığımız bir<br />

ismi bu kez <strong>Antalya</strong> Şehir Tiyatrosu’nda görüyoruz. Tiyatroya<br />

büyük emek veren bu güzel insan Tekin Temel…<br />

Güzel insan diyorum çünkü, siz okurlarımız için gerçekleştirdiğimiz<br />

röportajda bunu bire bir yaşıyorum. AŞT<br />

bu sezonunu Necip Fazıl üstadın yazdığı “Para” oyunu ile<br />

açtı ve büyük yankı uyandırdı. Hep kapalı gişe oynayan<br />

oyunun başrolünde Tekin Temel var. Muhteşem bir performans<br />

sergiliyor oyuncumuz. Ben izledim. Kesinlikle izlenmesi<br />

gereken bu oyunun üzerine Tekin Bey’le de biraz<br />

sohbet ettik. Buyrun…<br />

Tekin Temel<br />

Sinema ve dizilerde rollerinizle tanıyoruz sizi. <strong>Metropol</strong><br />

<strong>Antalya</strong> okuyucuları için Tekin Temel’i tanıyabilir miyiz?<br />

1968 yılı Manisa Akhisar doğumluyum. Liseyi Akhisar’da<br />

bitirdim. Daha sonra kendim amatör bir tiyatro<br />

kurdum. Belediye adı altında çalışıp Denizli’ye Amatör<br />

Tiyatro Şenliği’ne gittik. Oraya Türkiye’nin birçok yerinden<br />

amatör tiyatrolar gelmişti. Bizi Pamukkale’de<br />

ağırladılar. Tüm gruplar ve biz, Denizli’de oyunlarımızı<br />

oynadık. Şenlik bitti, herkes geri döndü. 3-4 gün sonra<br />

52 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

haber geldi. Bizim oyunumuz en iyi<br />

oyun seçildi. Ben de Erkek Oyuncu<br />

Özendirme Ödülü aldım. Tiyatronun<br />

başında çok değerli bir ağabeyimiz<br />

olan, Denizlili, tiyatroya çok<br />

emek veren ayrıca çok da iyi bir edebiyatçı<br />

olan Sadık Aslankara vardı.<br />

Biz oraya ödül almaya tekrar gittik.<br />

Sadık Hocam, “Evlat, sen bu işi yapmalısın.<br />

Mutlaka bir okula girmelisin<br />

ve eğitim almalısın.” dedi. Bunun<br />

üzerine kendisinden tavsiye istedim.<br />

Akhisarlı olduğum için İzmir Dokuz<br />

Eylül Üniversitesi’nin Tiyatro Bölümü’nü<br />

tavsiye etti. Orada Özdemir<br />

Nutku vardı. Şimdi emekli ama hala<br />

güzel şeyler yapıyor. Hem kuramsal<br />

olarak hem de uygulamalı dersler<br />

olarak iyi bir okuldu.<br />

Sınavlara girdim ve kazandım. İzmir<br />

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel<br />

Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümünden<br />

mezun oldum. Mezuniyetimden<br />

sonra Bursa Devlet Tiyatrosu’nda 2<br />

sene sözleşmeli olarak çalıştım ve<br />

devlet tiyatrosunda devam edemeyeceğimi<br />

anladım. Gençtim. Yapmak<br />

istediğim çok şey vardı. Bu yüzden<br />

devam etmedim. Zaten son sınıfta<br />

rol aldığım bir sokak tiyatrosu oyununda<br />

Genco Erkal beni izlemiş. Ben<br />

bilmiyordum izlediğini. Yönetmen<br />

yardımcısıydım ben o ekipte ama o<br />

oyunda yönetmenimiz gelememişti.<br />

O gelemediği için ekibin başında ben<br />

vardım. Büyük çabalar harcamıştım<br />

bu oyun için. Genco Hoca’nın<br />

da İnsanlarım adlı bir oyunu vardı.<br />

O zaman onu oynuyordu. Foça’da<br />

kalıyormuş o dönemde. Biz gündüz<br />

oynamıştık. Hemen o akşam yemeğe<br />

gittiğimiz bir restoranda tesadüfen<br />

karşılaştık. Masamıza davet ettik.<br />

Bana benimle çalışmak istediğini,<br />

bir projesinin olduğunu söyleyerek<br />

telefon numaramı aldı ve ertesi günü<br />

ona bir iki parça oynamamı istedi.<br />

Tabi ki memnuniyetle kabul ettim.<br />

Daha önce rol derslerinde hazırlamış<br />

olduğum iki tiradı oynadım ve<br />

doğaçlama bir dekor hazırladım.<br />

Beni arayacağını söyledi. Okul tatile<br />

girdi. O zaman İzmir Devlet Tiyatrosu’nda<br />

Deli İbrahim oyununda<br />

oynamak için provalara başladım.<br />

Rahmetli Sönmez Atasoy istemişti<br />

bu oyun için beni. Aynı zamanda<br />

TRT’de bir çocuk programında oynuyordum.<br />

Bir akşam telefon geldi<br />

ve Genco Hoca bir oyun hazırlayacağını,<br />

bu oyunun tarih boyunca direnen<br />

kadını anlatan bir kolaj çalışması<br />

olacağını söyledi. Bu kadını Jülide<br />

Kural’ın oynayacağından bahsetti.<br />

Karşısında erkek rollerini senin oynamanı<br />

istiyorum dedi. “Bu sezon<br />

gelip İstanbul’da Dostlar Tiyatrosu’nda<br />

oynar mısın?” dedi.<br />

Kendisi Fransa’da “Simyacı” yı oynayacakmış.<br />

Dostlar Tiyatrosu’nu<br />

temsil etmemizi istedi. Benim için<br />

çok heyecanlı bir an oldu. Son sınıfta<br />

gittim ve çok güzel bir oyun<br />

oynadık. Rahmetli Mehmet Ulusoy<br />

yönetti. Büyük yönetmendi. Ara sıra<br />

Genco Hoca geldi, gitti. Biz Jülide<br />

ile Antigone creon sahnesi oynadık,<br />

Carmen oynadık birlikte. Çok güzel<br />

tepkiler aldık.<br />

Son sınıfta böyle bir tecrübem olmuştu.<br />

Hafta sonu 3 oyun oynayıp<br />

hafta içi okula geliyordum. Profesyonel<br />

tiyatro hayatım son sınıfta<br />

okurken başladı. Burası bitince Bursa<br />

Devlet Tiyatrosu’na devam ettim.<br />

Buradan ayrılıp askere gittim. Askerliğin<br />

dönüşünde İstanbul’a yerleştim.<br />

İstanbul’da dizi, tiyatro tekrar<br />

başladı. Yeni kurulan tiyatrolarda<br />

53


Röportaj<br />

da oyunlar oynadım. Daha sonra Haluk Bilginer’in kurduğu Oyun<br />

Atölyesi’nde Işın Kasapoğlu’nun yönettiği “Cimri” oynanacaktı. Bir<br />

sene de Haluk Bilginer’le Oyun Atölyesi’nde oynadım. Bu arada tabii<br />

dizi çekimleri, ufak tefek sinema filmi çekimleri oldu ama tiyatro<br />

hep devam etti. Yıllar böyle geçti.<br />

Daha sonra 37 yaşında evlendim. 1 yıl sonra bir oğlum oldu. 11 yaşında<br />

şimdi oğlum. Onlar şimdi İstanbul’da. Daha sonra da yolum<br />

buraya düştü.<br />

Bir oyuncu olarak kendinizi daha çok hangi rollere yakıştırıyorsunuz?<br />

Bir oyuncuya sorulabilecek en tuzak sorulardan biri bu. Aslında<br />

aktör ve aktristler için benim düşüncem, ‘şu rolde daha iyiyim, bu<br />

rolde daha iyiyim’ diye bir şey olmamalı. Bu bizim işimiz. İş olarak<br />

bakmalıyız buna.<br />

Genelde bu konuyu aramızda sık konuşuyoruz. Belirleyici bir şey<br />

olmamalı. Her rolü elimizden geldiği kadar en iyi şekilde oynamaya<br />

çalışıyoruz. Ben çok değişik roller oynadım. İşimi çok sevdiğim<br />

için hepsinde rahattım. Hepsinde kendimi iyi hissettim. Yani kötü<br />

hissettiğim ya da kendimi çok iyi hissettiğim diyebileceğim bir rol<br />

yok açıkçası.<br />

Ama bazen şu oluyor; gerek tiyatro, gerek sinema ve televizyon camiasında<br />

içinde bulunduğunuz durum ve ekiple birlikte farklı bir<br />

keyif alabiliyorsunuz. Bu da oynanan role değil birlikte çalıştığınız<br />

ekibe bağlı. Ekip içerisindeki uyum, herkesin işini sevgiyle ve ciddiyetle<br />

yapması çok önemli. Böyle dönemlerde yaptığım işlerden daha<br />

fazla keyif aldım. Çünkü daha huzurlu bir ortam. Tartışabiliyorsun,<br />

eleştirebiliyorsun, daha çok yol alabiliyorsun.<br />

Dediğim gibi tüm rolleri oynadım. Komedi de oynadım, ağır dramlarda<br />

da yer aldım, absürt oyunlar da oynadım, filmlerde ve dizilerde<br />

de farklı roller oynadım. Biz bir karaktere bürünüyoruz. Kendimizden<br />

kattığımız şeyler tabii ki var. Kendi yüzüm, elim, ayağım,<br />

oturuşum, kalkışım…<br />

Ama ben hangi rol olursa olsun, küçük<br />

ya da büyük olsun o karaktere<br />

bürünüyorum ve kendimden bir şeyler<br />

katıyorum. Tabi ki bunun içinde<br />

kendi sevinçlerim, üzüntülerim, biriktirdiğim<br />

kendi duygularım, normal<br />

hayatta karşılaştığım olaylara<br />

verdiğim tepkiler ya da dışarıdan<br />

gözlemlediğim duygusal yönelişler<br />

var. Beni sorarsanız ben duygusal<br />

bir adamım. Açık ve hoşgörülüyüm.<br />

Her şeye sinirlenmem. Elbette hatalarım<br />

var her insanda olduğu gibi.<br />

Mümkün mertebe yaşam içerisinde<br />

insanların önemsediği büyük değerlere<br />

zarar vermemek adına elimden<br />

gelen çabayı gösteren bir adamım.<br />

Tabi rollerime de kendi karakterimi<br />

yansıtıyorum.<br />

AŞT yeni sezonunu Necip Fazıl’ın<br />

yazdığı “Para” oyunu ile açtı. Sizi bu<br />

oyunda başrolde izliyoruz. AŞT’ye<br />

dahil olma sürecinizi bizimle paylaşır<br />

mısınız?<br />

Tabii ki. Şöyle gelişti: Burada görev<br />

alan, <strong>Antalya</strong>lı genç arkadaşım<br />

Selim Deli ile bir dizide yollarımız<br />

kesişmişti. Ben onun babası rolündeydim.<br />

Sonra dizi bitti. Ara ara görüştük.<br />

Çünkü birbirimizi sevdik. O<br />

beni ağabey olarak gördü, ben onu<br />

kardeşim olarak gördüm. Güzel bir<br />

iletişimimiz oldu. AŞT Genel Sanat<br />

Yönetmeni Mehmet Özgür’le tanışıklığımız<br />

da “Suskunlar” dizisinde<br />

olmuştu. Birlikte oynadık. Onun<br />

yolculuğu daha uzundu. Ben 10 - 11<br />

bölüm kadar oynayıp rol gereği vurularak<br />

ayrıldım diziden. O zaman<br />

tanışmıştık. Oyunun yönetmeni<br />

Özer Tunca ile de bundan 20 sene<br />

önce Bursa Devlet Tiyatrosu’nda<br />

iken birlikte bir oyunda oynadık.<br />

Bu üçlü sac ayağı birbiriyle bir araya<br />

geliyor ve Necip Fazıl’ın Para oyununun<br />

konması üzerine tartışılıyor<br />

ve sonunda karar veriliyor Mehmet<br />

Özgür ve Özer Tunca tarafından.<br />

Bunun üzerine başrolde kimle çalışılabileceğini,<br />

bu yaş aralığında çok<br />

fazla oyuncu olmadığını konuşuyorlar.<br />

Mehmet, Engin Alkan’a da Huysuz<br />

oyununda oynama sözü verdiği<br />

için bu oyunda rol alamadı. Bunun<br />

üzerine bir arayış içerisine girilmiş.<br />

Uzun süre kaygılı bir dönem atlatılmış<br />

başrol oyuncusunu bulamama<br />

konusunda. Sonrasında Selim’in aklına<br />

ben gelince beni önermiş. “Tekin<br />

Temel olur mu?” dediğinde “Aaa!<br />

Neden olmasın, bizim niçin aklımıza<br />

gelmedi?” gibi tepkiler vermişler<br />

Mehmet Özgür ve Özer Tunca.<br />

Böyle olunca bana telefon açtılar<br />

54 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

geçtiğimiz yaz. O arada ben de bir<br />

diziye başlayacaktım. Acaba program<br />

uyar mı? Diye tedirgin oldum.<br />

Samsun’daydı çekimler. Tereddütte<br />

kaldım. Gidiş gelişler çok yorucu<br />

olabilir diye düşündüm. Rol çok zor.<br />

Tamamen bu rolün etrafında dönen<br />

bir oyun.<br />

“Nasıl yaparım?” derken, Mehmet<br />

ve Özer’le konuştuk. “Ayarlanabilir,<br />

sen yaparsın” dediler. Kabul etim. 31<br />

Temmuz’da buraya geldim. Bu arada<br />

dizi çekimi ertelendi. Sonrasında da<br />

proje sonu açık olarak durduruldu.<br />

Böylelikle ben hiç gitmemiş oldum<br />

diziye. Tüm prova süresince burada<br />

oldum. Bu çok iyi oldu. 35 günde<br />

ancak ezberleyebildim teksti zaten.<br />

Tüm trafiğiyle, duygularıyla, karşılıklı<br />

alışverişiyle… Samsun’a gitseydim<br />

çok zorlanırdım herhalde. Burada<br />

olmaktan çok mutluyum açıkçası.<br />

Zor bir süreçti. Fakat üstesinden geldik<br />

diye düşünüyorum.<br />

Oyundaki rolünüzü konuşalım mı<br />

biraz?<br />

Oyundaki rolümü çok fazla konuşmayalım.<br />

Çünkü, insanların gelip<br />

izlemelerini çok isterim. <strong>Antalya</strong>’da<br />

çok köklü bir tiyatro AŞT. Uzun<br />

yıllardır bu ekip çok büyük emek<br />

vermiş bu tiyatroya. Çok çetrefilli<br />

yollardan geçmişler. Bu yolculuk<br />

içerisinde yıpranmışlar fakat ayakta<br />

kalmayı başarmışlar. Bu son iki sene<br />

içerisinde Mehmet Özgür’ün büyük<br />

katkılarıyla bu tiyatro Şehir Tiyatrosu<br />

olmuş. Son iki senedir yapılan bu<br />

işler –elbette bundan önceki işleri de<br />

göz ardı edemeyiz, çok başarılı işler<br />

var.- burayı farklı ve sistemli bir çizgiye<br />

oturtmuş.<br />

Halkla Şehir Tiyatrosu arasında güçlü<br />

bir bağ var. Ben de buraya geldim.<br />

Çok sağ olsunlar beni çok iyi ağırladılar.<br />

Hala da ağırlıyorlar. Bu tiyatroda<br />

bu rolü oynuyor olmak bana<br />

bir hediye gibi geldi. Rol, gerçekten<br />

ağır bir rol. Kötü yolda ilerleyen bir<br />

karaborsacıyı canlandırıyorum. Çok<br />

zeki, inanılmaz bir adam. Para ile<br />

olan ilişkisi çok güçlü. Ne yapacağını<br />

çok iyi bilen, bir plan profesörü diyebilirim.<br />

Ama öyle gelişiyor ki, kötü<br />

ektiği her şey, kötü biçtiği ürün olarak<br />

geri dönüyor. Ama bu dönüşümle<br />

beraber hayata ve insana dair çok<br />

da güzel yerlere değiniyor.<br />

Henüz “Para”yı izlemeyen okurlarımıza<br />

oyunun içeriğinden bahsedebilir<br />

misiniz?<br />

Sözü çok güzel oyunun. Mümkün<br />

55


Röportaj<br />

olduğunca teksti anlatmaya çalışıyoruz.<br />

Dikkatle izlemeliler diye düşünüyorum.<br />

Yazarın 1941 yılında kaleme aldığı<br />

bir oyun bu. Şu an 2016’dayız. Birçok<br />

şeyin aslında nasıl da değişmediğini,<br />

bu tespitleri yapması adına, bu sözlerin<br />

kıymeti ve değeri adına altını<br />

çizerek özellikle anlatmaya çalışıyoruz.<br />

Bu yüzden gerçekten izlenmesi<br />

gereken bir oyun diye düşünüyorum.<br />

Hatta oyunun çok ağır bir dili var.<br />

Biz ne kadar bu dili güne taşımaya<br />

çalışsak da ustanın biçimiyle, üslubuyla<br />

söylenmesi gereken sözler var.<br />

Bunları değiştirirsen ustanın yaratmış<br />

olduğu büyüyü bozarız. Bu yüzden<br />

oyun, iki kez ya da daha fazla izlendiğinde<br />

çok daha iyi oturacaktır.<br />

Tiyatronun sizin hayatınızdaki değeri<br />

nedir? AŞT bu değerin içerisinde nasıl<br />

bir yere sahip?<br />

Bunu söylememe gerek bile yok. Çok<br />

çok değerli benim için. Mesleğimi<br />

gerçekten çok seviyorum ve mesleğime<br />

karşı çok hassasım. Elimden<br />

geldiği kadar bu mesleğe zarar vermeden<br />

ve küçük bir katkım olsun<br />

diye çaba sarf ediyorum. Birçok yerde<br />

bunu yaptığımı düşünüyorum az<br />

veya çok bilemiyorum. Bu seyircinin<br />

takdiridir.<br />

Burada yani AŞT’de olduğum sürece<br />

umarım aynı şekilde devam eder<br />

ve edeceğine de inanıyorum. Burada<br />

yakalanan bu dostluk, birlik ve<br />

beraberlikten çok memnunum. <strong>Antalya</strong>lıların<br />

tiyatroya olan ilgisinden,<br />

bilhassa AŞT’yle olan bağından çok<br />

memnunum. İyi ki buradayım. Mesleğimi<br />

ve AŞT’yi çok seviyorum.<br />

<strong>Metropol</strong> <strong>Antalya</strong> okurlarına vermek<br />

istediğiniz bir mesaj var mı?<br />

Bu sanat yüzyıllardır yaşayan bir sanat.<br />

Çocukluğumuzdan başlayan bir<br />

şey bu oyun oynama sanatı. Oyun<br />

oynamaktan aldığımız zevkle bağlantılı.<br />

Bu yüzden bu sanat asla yok<br />

olmayacak. Olamaz.<br />

Ağır darbeler, bir takım kısıtlamalar<br />

görmüş ama yine de yok olmamış.<br />

Yine de geçmişte yaşayan bir çok<br />

usta bunun üzerine yazılar yazmışlar,<br />

oyunlar yazmışlar. Hep oynanmış<br />

ve devam etmiş. Hep de devam<br />

edecek. Ben bu anlamda hangi kuşak<br />

olursa olsun herkese büyük bir görev<br />

düştüğüne inanıyorum. Çocukların<br />

oyun oynarken ne kadar güzel hissettiğini,<br />

tiyatroda da oyunun içine<br />

dahil olmasındaki o güzelliği hissetmesini<br />

sağlamak gerekir. Bu heyecanı<br />

ve güzelliği tatması gerekir.<br />

Dediğim gibi sadece çocuklar değil<br />

tüm jenerasyonu tiyatro ile buluşmaya<br />

davet ediyorum. Onlar olmasa<br />

biz bu işi yapamayız. Bizim için çok<br />

büyük önem arz ediyorlar. Bu yüzden<br />

bizimle birlikte bu yolculuğa<br />

çıkmaya davet ediyorum.<br />

56 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

57


Haber<br />

Serik Belediyesi,<br />

Dolar ve Euro’nun<br />

yükselişini FE-<br />

TÖ’nün ekonomik<br />

darbesi olarak<br />

nitelendirerek,<br />

‘Milli Parana Sahip<br />

Çık’ adlı kampanya<br />

başlattı.<br />

TURİZMİN MERKEZİNDEN<br />

“MİLLİ PARANA SAHİP ÇIK” KAMPANYASI<br />

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip<br />

Erdoğan’ın “Dolarlarınızı bozdurun”<br />

çağrısına destek vermek<br />

isteyen çok sayıda vatandaş<br />

ellerinde bulunan dövizleri<br />

bozdurarak milli paraya sahip<br />

çıkıyor. Bu kapsamda kurum<br />

ve kuruluşlar tarafından da çok<br />

sayıda kampanyalar düzenlenerek<br />

Türk Lirasının döviz karşısındaki<br />

değerinin artırılması<br />

konusunda destekler çığ gibi<br />

büyüyor.<br />

Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden<br />

olan <strong>Antalya</strong>’nın Serik<br />

ilçesi de “Milli Parana Sahip Çık”<br />

Kampanyası başlattı. Serik Belediyesi<br />

tarafından başlatılan kampanyanın<br />

amacı, vatandaşların ellerindeki<br />

dövizleri bozdurup Türk Lirasına<br />

yatırarak ülke ekonomisine katkı<br />

sağlamak. Turist sayısı bakımından<br />

önemli turizm merkezlerden olan<br />

Serik’te böyle bir kampanya başlatılması<br />

oldukça önemli.<br />

ÇALIK: “TÜRK LİRASI<br />

ONURUNDUR, VATANINDIR,<br />

VARLIĞINDIR, TÜRK LİRA-<br />

SINA SAHİP ÇIK”<br />

Serik Belediye Başkanı Dr. Ramazan<br />

Çalık, bir basın bildirisi yayınlayarak<br />

‘Milli Parana Sahip Çık’<br />

kampanyasının startını verdi. Çalık;<br />

“Cumhurbaşkanımız tarafından<br />

başlatılan “Dolarlarınızı bozdurun”<br />

kampanyasına Serik Belediyesi olarak<br />

destek vermek için ‘Milli Parana<br />

Sahip Çık’ sloganı ile ilçemizde<br />

kampanya başlattık. Bizim insanımızdan<br />

parasal güç sağlayan bazı<br />

batılı ülkelerin PKK PYD FETÖ<br />

ve benzeri terör örgütlerini finanse<br />

ettiğini bilsin. Dolar ve avro gücünün<br />

askerimize polisimize vatandaşımıza<br />

kurşun, bomba ve füze<br />

olarak geri döndüğünü bilsin, fark<br />

etsin ve gereğini yapsın. Artık ülke<br />

olarak topyekûn bir şeyler yapmalıyız.<br />

İçimizdeki İrlandalıları ve Truva<br />

atlarını temizlemek, Türkiye’ye<br />

ve Türklere düşmanca tavır takınan<br />

küresel güçlere dur demek için daha<br />

fazla gecikmemeli Cumhurbaşkanımızın<br />

yanında yerimizi almalıyız.<br />

Ne kadar erken harekete geçersek<br />

zararımız o kadar az olur. FETÖ<br />

türü örgütlerle bizden sağladıkları<br />

kaynakları bizim aleyhimize kullanmanın<br />

yollarını üreten şeytani<br />

üst akılları ancak birlik beraberlik<br />

içinde alt edebiliriz. Buna imanımız<br />

tamdır. Yeter ki uyanalım ve gereğini<br />

yapalım. Bu konuda tüm ülkeyi<br />

kurum ve kuruluşları partileri sivil<br />

toplum örgütleriniz seferberliğe<br />

davet ediyoruz. Ve soruyoruz. Bir<br />

vatan kaç dolar eder? Milletimize<br />

sesleniyoruz. Türk Lirası onurundur,<br />

vatanındır, varlığındır, Türk<br />

Lirasına sahip çık” diye konuştu.<br />

Düzenlenen kampanya kapsamında<br />

ilçe genelinde billboardlar “Milli<br />

Parana Sahip Çık” yazılı görsellerle<br />

donatıldı. Ayrıca belediye tarafından<br />

belli periyotlarda vatandaşa bilgilendirme<br />

SMS atılarak kampanyaya<br />

destek vermeleri konusunda farkındalık<br />

yaratılacak.


OCAK 2017<br />

59


Proje<br />

Port Akdeniz, Liman-İş Sendikası ile Türkiye’de ilke imza atarak hayati bir misyona öncülük ediyor:<br />

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği’nde<br />

Türkiye’nin örnek projesi<br />

Akdeniz Bölgesi’nin en önemli limanı<br />

Port Akdeniz, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği<br />

alanında Türkiye’ye örnek olacak bir<br />

projeyi <strong>Antalya</strong>’da başlatıyor. Port Akdeniz<br />

ve Liman-İş, “Türkiye’de Liman<br />

İş Yerlerinde İş Kazalarının Sebepleri<br />

ve Önlenmesine Yönelik Araştırma”<br />

başlıklı bir protokol yaparak, Türkiye<br />

çalışma hayatında tarihe geçecek bir<br />

projeye imza attılar.<br />

Bu alanda “özel sektör ve sendika işbirliğiyle<br />

ilk kez geliştirilen proje” unvanını<br />

taşıyacak çalışma ile Türkiye’de<br />

liman sektöründeki iş kazalarının önlenmesine<br />

yönelik sonuçlar elde edilecek.<br />

Port Akdeniz’in aynı zamanda bir<br />

sosyal sorumluluk misyonu ile üstlendiği<br />

bu sorumluluğun, diğer sektörlere<br />

de örnek teşkil etmesi ve tüm Türkiye’de<br />

iş kazalarının önüne geçilmesi<br />

hedefleniyor.<br />

Türkiye’nin kanayan yarası İşçi Sağlığı<br />

ve İş Güvenliği’ne yönelik bir ilki gerçekleştirecek<br />

olan Port Akdeniz ve Liman-İş<br />

Sendikası arasındaki protokol,<br />

düzenlenen törenle imzalandı. <strong>Antalya</strong><br />

Limanı Yolcu Terminali’nde düzenlenen<br />

törene, Port Akdeniz Genel Müdürü<br />

Özgür Sert ile Liman-İş Sendikası<br />

Genel Başkanı Önder Avcı’nn yanı sıra<br />

Port Akdeniz ve Liman-İş Sendikası yöneticileri<br />

katıldılar.<br />

Türkiye’de örnek bir çalışma olarak<br />

tüm sektörlere yayılması amaçlanan<br />

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği’ne dair işbirliği<br />

protokolünün imza töreninde<br />

konuşma yapan Port Akdeniz Genel<br />

Müdürü Özgür Sert, <strong>Antalya</strong> Limanı’nın<br />

konteyner, kuru ve dökme yük<br />

hizmetlerinin yanı sıra kruvaziyer terminali<br />

ile de başta <strong>Antalya</strong> olmak üzere<br />

Akdeniz Bölgesi’nin en önemli, en kabiliyetli<br />

limanı olduğuna vurgu yaparak,<br />

“Bununla birlikte Port Akdeniz<br />

aynı zamanda, 8 ülkede 14 liman ile<br />

dünyanın en büyük, lider kruvaziyer<br />

liman işletmecisi olan Global Ports<br />

Holding’in (Global Liman İşletmeleri’nin)<br />

bir parçası; bu küresel zincirin<br />

ilk halkalarından biridir” dedi.<br />

8 ÜLKE, 14 LİMANDA OLUŞAN<br />

SİNERJİ, BİLGİ BİRİKİMİ VE İŞ<br />

KÜLTÜRÜ ZENGİNLİĞİ İLE YENİ<br />

GELİŞTİRMELER YAPIYORUZ<br />

Konuşmasını, “Bir özel sektör teşebbüsü<br />

olarak elbette ki ticari açıdan<br />

sürdürülebilirlik, bizler için önemli.<br />

Ancak bir o kadar da hem çevresel,<br />

ekolojik açıdan, hem işçi sağlığı ve iş<br />

güvenliği açısından sürdürülebilirlik<br />

60 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

de bizler için çok önemli ve öncelikli<br />

konulardır” sözleriyle sürdüren Özgür<br />

Sert, şöyle devam etti:<br />

“Global Ports Holding, Türkiye’de<br />

<strong>Antalya</strong>, Kuşadası, Bodrum limanlarının<br />

yanı sıra İspanya’da Barselona,<br />

Malaga, İtalya’da Venedik, Ravenna,<br />

Cagliari, Catania, Portekiz’de Lizbon,<br />

Malta’da Valletta, Karadağ’da Adria,<br />

Hırvatistan’da Dubrovnik ve Singapur<br />

limanlarından oluşan oldukça geniş<br />

ve önemli bir operasyonel hinterlanda<br />

sahip. Farklı coğrafyalar, ülkeler, yerel<br />

yönetimler ve kültürleri kapsayan bu<br />

zengin hinterland aynı zamanda her<br />

açıdan çok önemli bir sinerji oluşturuyor.<br />

Ve bu sinerjiyi, her alanda çok<br />

efektif bir şekilde kullanarak, hizmet<br />

kalitemizi ve verimliliğimizi de her<br />

geçen gün daha da mükemmelleştiriyoruz.<br />

Bir limanımızdaki iyi bir<br />

uygulamayı ya da bir ülkedeki doğru<br />

sistemleri diğer limanlarımıza da yayıyor,<br />

ortaya çıkan bu zengin tecrübe, iş<br />

kültürleri ve çeşitlilikleri ile yeni geliştirmeler<br />

yapıyoruz.<br />

EKOLOJİK SÜRDÜRÜLEBİLİR-<br />

LİK, İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVEN-<br />

LİĞİ ALANLARINDAKİ HAS-<br />

SASİYETLERİMİZ KURUMSAL<br />

DNA’MIZDA VAR<br />

Bu küresel sinerjiyi, sadece ticari açıdan<br />

değerlendirmiyoruz. Kurumsal<br />

kültürümüzde, kurumsal DNA’mızda<br />

yer alan ve en az onun kadar önem verdiğimiz<br />

ekolojik hassasiyetlerimiz ile<br />

işçi sağlığı ve iş güvenliği alanlarında<br />

da çok önemli kazanımlar sağlıyoruz.<br />

Biz de Port Akdeniz olarak, bu küresel<br />

zincirin ilk halkalarından biri olarak<br />

çevresel sürdürülebilirlik ve işçi sağlığı<br />

ve iş güvenliği konularında, diğer limanlarımızla<br />

güzel ve değerli bir yarış<br />

içinde, en iyiyi, en doğruyu yapmaya<br />

çalışıyoruz. Mevcut yönetmelikler ve<br />

zorunlulukların da üzerine çıkarak, bu<br />

alanlarda gördüğümüz her iyi uygulamayı,<br />

yakaladığımız her pozitif gelişmeyi<br />

operasyonlarımıza yansıtıyoruz.<br />

Bu doğrultuda operasyonlarımız sırasında<br />

çevresel etkileri minimize etmeye,<br />

hatta yok etmeye yönelik her türlü<br />

yatırımı gerçekleştirdik, en gelişmiş<br />

sistemleri uyguluyoruz. Bu doğrultuda<br />

alanında en gelişmiş, en çağdaş ekipmanlara<br />

sahibiz. Yine personel ve sistem<br />

olarak da çok iyi bir noktada olduğumuzu<br />

gururla söyleyebilirim. Yine<br />

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği alanında da<br />

tüm prosesleri operasyonlarımıza gerçek<br />

anlamda ve eksiksiz olarak yansıtıyoruz.<br />

Sahip olduğumuz küresel sinerji<br />

ve tecrübemizle, bu alanda da kaydettiğimiz<br />

her gelişmeyi, en iyi şekilde çalışmalarımıza<br />

dahil ediyoruz.<br />

İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ<br />

ALANINDAKİ KATKILARIMIZI,<br />

SEKTÖREL VE ULUSAL BOYU-<br />

TA TAŞIYACAK BİR ÇALIŞMA<br />

BAŞLATIYORUZ<br />

Bu nedenledir ki, gerek çevresel, gerekse<br />

işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında<br />

tatbikatlara ev sahipliği yapıyoruz.<br />

Bu alanlarda yaptığımız her eğitim,<br />

her tatbikat ve her operasyonda, başta<br />

kamu yetkilileri, denetçiler olmak<br />

üzere ilgili tüm çevreleri davet ediyor,<br />

üniversitelerle iş birliği gerçekleştiriyoruz.<br />

Bunu yaparken elbette ki bir<br />

yandan bu alanlarda kendimize olan<br />

özgüvenimizle iyi örnekler sergilemek<br />

isterken, bir yandan da onlardan gelecek<br />

en ufak görüşün, en ufak ekstra bir<br />

katkının dahi ne kadar önemli olduğunu<br />

biliyoruz. Şimdi ise İşçi Sağlığı ve İş<br />

61


Proje<br />

Güvenliği konusundaki hassasiyetlerimizi,<br />

daha farklı bir boyuta taşıyor, bu<br />

alandaki katkılarımızı sektörel ve ulusal<br />

boyuta taşıyabilmek için kapsamlı<br />

bir çalışma başlatıyor, önemli bir adım<br />

atıyoruz.<br />

ELDE EDECEĞİMİZ EN UFAK GE-<br />

LİŞME, EN KÜÇÜK ÇÖZÜM DAHİ<br />

DENİZCİLİK VE HATTA TÜM<br />

SEKTÖRLER İÇİN ÇOK ÖNEMLİ<br />

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği konusunda<br />

gelişme kaydedebilmek,<br />

olası riskleri önceden tespit edip,<br />

gerçekleşmeden çözümlerini üretebilmek<br />

için Liman-İş Sendikası<br />

ile birlikte bir protokol geliştirdik<br />

ve güzel bir işbirliği gerçekleştiriyoruz.<br />

Bu alanda ilk kez bir özel<br />

sektör kuruluşu ile sendika arasında<br />

işbirliğini hayata geçirecek<br />

bu protokol, Türkiye çalışma hayatında<br />

tarihe geçecek. Ancak bizleri<br />

tarihe geçmesinden daha ziyade,<br />

Türkiye’de bir örnek teşkil etmesi,<br />

denizcilik sektörünün yanı sıra<br />

diğer tüm sektörlerde de benzer<br />

çalışmaları başlatmasını arzuluyor<br />

ve temenni ediyoruz. Bu işbirliği<br />

neticesinde elde edeceğimiz en<br />

ufak gelişme, en küçük çözüm dahi<br />

bizler için, Denizcilik için ve hatta<br />

tüm sektörler için çok önemli. Bu<br />

vesile ile gerçekleştirdiğimiz bu<br />

çalışmanın tüm Türkiye’ye hayırlı<br />

uğurlu ve örnek olmasını dilerken,<br />

bu güzel ve anlamlı işbirliğinde<br />

birlikte olacağımız Liman-İş Sendikası’na<br />

da teşekkürlerimizi sunmak<br />

istiyoruz”.<br />

İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVEN-<br />

LİĞİ KONUSU TÜRKİYE’NİN<br />

KANAYAN YARASI HERŞEYİ<br />

DEVLETTEN BEKLEMEK DOĞ-<br />

RU DEĞİL, HERKESE GÖREV<br />

DÜŞÜYOR<br />

Sendika olarak işçi hakları kadar İşçi<br />

Sağlığı ve İş Güvenliği konularının<br />

da takipçisi olduklarını ve bu alanda<br />

62 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini<br />

belirten Liman-İş Sendikası Genel<br />

Başkanı Önder Avcı da konuşmasında<br />

şunları söyledi:<br />

“Liman-İş Sendikası olarak nasıl işçi<br />

hakları, işçi sağlığı ve iş güvenliği gibi<br />

konularda sorun yaşanan işyerleri ile<br />

mücadele ettiğimiz gibi, bu alanlarda<br />

iyi ve doğru uygulamalar gerçekleştiren<br />

kuruluşları da destekleriz. Bizim<br />

özümüz, işimiz işçi kardeşlerimiz. Doğal<br />

olarak bu konulardaki sorunlar bizi<br />

üzer, iyi gelişmeler de bizi sevindirir,<br />

mutlu eder. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği<br />

konusu, elbette ki tüm Türkiye’nin kanayan<br />

yarası, en hayati konularından<br />

biridir. Birçok konuda olduğu gibi bu<br />

alanda da her şeyi devletten beklemek<br />

doğru değil. Başta özel sektör kuruluşları<br />

ve biz sendikalara da önemli görevler<br />

düşüyor. Sadece bu konudaki yönetmelikleri,<br />

standartları uygulamak ya da<br />

takip etmek değil, daha da geliştirmek,<br />

daha da mükemmelleştirmek için de<br />

bizler elimizi taşın altına sokuyoruz.<br />

Liman-İş Sendikası olarak biz bu konuda<br />

bugüne kadar çeşitli çalışmalar gerçekleştirdik.<br />

Bu birikimimizle birlikte<br />

daha net sonuçlara ulaşabilmek, gelişmeler<br />

kaydedebilmek için çalışmalarımızı<br />

sahada, reel sektör şartları altında<br />

sürdürmemiz önemliydi. Geldiğimiz<br />

noktada İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği<br />

konusunda sektörümüzdeki en iyi örneklerden<br />

biri olarak Port Akdeniz ile<br />

böyle bir işbirliğine gitmeyi tercih ettik.<br />

GENİŞ KAPSAMLI ARAŞTIR-<br />

MADA HER DETAYA İNİLECEK,<br />

İLGİLİ TÜM KURUMLARLA GÖ-<br />

RÜŞÜLECEK, YURTDIŞI TEMAS-<br />

LAR GERÇEKLEŞTİRİLECEK<br />

Türkiye’de Liman İş Yerlerinde İş Kazalarının<br />

Sebepleri ve Önlenmesine<br />

Yönelik Araştırma yapılmasını amaçlayan<br />

protokolümüz, 2017 yılı sonuna<br />

kadar sürecek. Liman-İş Sendikası ve<br />

Port Akdeniz’in bu ortak çalışmasında;<br />

bilgi, tecrübe paylaşımı gerçekleştirilecek,<br />

araştırmalar yerinde ve gerçek<br />

şartlar altında yapılacak. Bununla birlikte<br />

Türkiye’de iş kazalarına yönelik<br />

araştırmalar, bakanlıklar, üniversiteler,<br />

sendikalar ve diğer ilgili tüm kurumlar<br />

ile temas kurularak gerçekleştirilecek.<br />

Güncel istatistiklerin oluşturulması ve<br />

ayrıntılı bilgilerin alınması için farklı<br />

limanlara ziyaretlerin de gerçekleştirileceği<br />

çalışmada gerektiğinde yurtdışı<br />

temaslar da sağlanacak.<br />

ARAŞTIRMA SONUÇLARI<br />

BİR KİTAPTA TOPLANACAK,<br />

ORTAK EĞİTİMLER VERİLECEK,<br />

TATBİKATLAR DÜZENLENECEK<br />

Limanlardaki olası iş kazaları, meslek hastalıkları<br />

ve ölümlü iş kazaları hakkında bilgiler<br />

toplanacak, veriler işlenecek; risklerin<br />

öngörülerek, gerçekleşmeden giderilmesine<br />

yönelik çözümler oluşturulacak. Yapılan<br />

araştırmaların sonucu bir kitapçık olarak<br />

basılacak. Elde edilen veriler sonucunda<br />

bu iş kazalarının önlenebilmesi noktasında<br />

çıkan istatistik ve bilgilere göre, ortak eğitimlerin<br />

verilmesi, projeler üretilerek hayata<br />

geçirilmesine olanak sağlanacak. Gerek görüldüğü<br />

hallerde mavi ve beyaz yakalıların<br />

konunun uzmanları tarafından tatbikatlar<br />

yapılarak eğitimden geçirilmesi sağlanacaktır.<br />

Biz de Liman-İş olarak, başta denizcilik<br />

sektörü olmak üzere Türkiye’deki<br />

tüm işçiler adına Port Akdeniz’e, bu alanda<br />

bugüne kadar gösterdikleri hassasiyet ve bu<br />

çalışmada ortaya koydukları samimi işbirliği<br />

nedeniyle teşekkür ediyoruz. Önemli ve<br />

doğru sonuçlar alacağımıza inandığımız<br />

bu çalışmanın Türkiye’de bir ilk olması ile<br />

birlikte diğer tüm sektörlere de yayılması<br />

bizim de en büyük temennimizdir. Hayırlı,<br />

uğurlu olsun”.<br />

63


Köşe<br />

BİR VATAN KAÇ<br />

DOLAR EDER?<br />

SAYIN BASIN MENSUPLARI<br />

VE DEĞERLİ KAMUOYU. Bilindiği<br />

üzere gezi olaylarından beri küresel<br />

güçler ülkemizde operasyon üzerine<br />

operasyon düzenliyor. Tam bağımsız<br />

bir Türkiye istemiyorlar. Sınırlarında<br />

yapılan ameliyatlara duyarlı ve<br />

müdahil bir Türkiye onların uykularını<br />

kaçırıyor. 2023 hedeflerine ısrarla<br />

yürüyen, Türkiye’yi durdurmak<br />

için dünyanın en iğrenç ve zalim<br />

silahı, terörü kullanmaktan utanmıyor,<br />

sıkılmıyorlar. Yaşananlar<br />

karşısında , Cumhurbaşkanımız ve<br />

başkomutanımız Recep Tayyip ER-<br />

DOĞAN “Madem kriz operasyonu<br />

döviz üzerinden yapılıyor öyleyse<br />

biz de kullanabileceğimiz her yerde<br />

kendi paramızı kullanmalıyız<br />

15 Temmuz’da nasıl elbirliğiyle<br />

özgürlüğümüze sahip çıkmışsak<br />

şimdi de ekonomimize sahip çıkma<br />

zamanıdır’’ diyerek startı vermiştir.<br />

Büyük millet olmanın, büyük<br />

devlet olmanın gereği, küresel<br />

güçlere karşı liderimizin arkasında<br />

taş gibi durarak, milletin hak ve hukukuna<br />

sahip çıkmaktır.<br />

Bu konuyu siyaseten istismar eden<br />

herkesi kınıyor ve buradan uyarıyoruz.<br />

BU SİYASİ BİR MESELE DE-<br />

ĞİLDİR. BU MİLLİ BİR BAĞIM-<br />

SIZLIK MESELESİDİR. Özellikle<br />

de Atatürkçülük adına bu konu siyaset<br />

malzemesi yapılmamalıdır. Zira<br />

bunun adı, onlar fark etmeseler de<br />

muhalefet değil, ihanet olur. Bu<br />

yola girenlerin, işin ciddiyetini ve<br />

önemini erozyona uğratan “doları<br />

sen bozdur ben de yok” gevezelikleri<br />

ile, en başta da Atatürk’ün mirası<br />

Türkiye Cumhuriyetine ihanet<br />

ettiklerini görmemeleri veya görememeleri<br />

üzücüdür. Gaflet değilse,<br />

kesinlikle ihanettir.<br />

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu<br />

Gazi Mustafa Kemal Atatürk devleti<br />

kurarken “Tam bağımsızlık, ancak<br />

ekonomik bağımsızlıkla mümkündür.<br />

Biz barış istiyoruz dediğimiz<br />

zaman tam bağımsızlık dediğimizi<br />

herkesin anlaması gerekir.<br />

Dolayısıyla ya istiklâl, ya ölüm!”<br />

demişti. Türkiye Cumhuriyeti bu kesin<br />

kararlılığın ve iradenin üzerine<br />

kurulmuştu. Atatürk, Cumhuriyetin<br />

mirasçısı nesillere onurlu olmanın<br />

formülünü de açıklamış, “Ne kadar<br />

zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden<br />

mahrum bir millet, medenî<br />

insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden<br />

yüksek bir muameleye lâyık<br />

sayılamaz” demişti!<br />

Atatürk “düşmanlarımızın,<br />

hakiki düşmanlarımızın bir türlü<br />

rıza göstermedikleri gerçeğin<br />

ekonomik bağımsızlığımız” olduğu<br />

hatırlatmasını da adeta bugünler<br />

için yapmıştı. Küresel güçler ve<br />

ülkemize hasma hane tavır takınanlar,<br />

ekonomik olarak güçlü ve tam<br />

bağımsız bir Türkiye istemiyorlar,<br />

buna rıza gösteremiyorlar!<br />

Atatürk, Türkiye’ye düşman içi-<br />

64 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

mizdeki ecnebi muhiplerine karşı<br />

bizleri ikaz etmiş ; “Halbuki, hangi<br />

istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle,<br />

ecnebilerin planlarıyla<br />

yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi<br />

kaydetmemiştir!” diyerek<br />

bizleri uyarmıştı. Bu, sözü Avrupa<br />

ne der, bizi G 20’den atacaklar endişesi<br />

içindeki sözde siyasilere, sözde<br />

Atatürkçülere hatırlatmayı bir görev<br />

biliyoruz.<br />

Gelinen noktada ayağa kalkmak,<br />

coğrafyasında denge ve barış olmak<br />

isteyen Türkiye, Gazi Mustafa<br />

Kemal’in tabiriyle ülkemize düşman<br />

ecnebilerin ve küresel güçlerin<br />

işine gelmemektedir. Liderimiz<br />

Recep Tayyip Erdoğan, “Ellerini<br />

ovuşturarak Türkiye’nin sıkıntıya<br />

düşmesini, diz çökmesini, pes<br />

etmesini bekleyenleri bugüne kadar<br />

sevindirmedik, sevindirmeyeceğiz”,<br />

diyor. “Bu milleti kimseye<br />

böldürmeyiz. Bu bayrağı asla yere<br />

düşürmeyiz. Bu vatanın üzerinde<br />

kimseye operasyon yaptırmayız”,<br />

diyor. “Devlet adamlığı unvanını<br />

taşımak gelecek seçimleri değil,<br />

gelecek nesilleri düşünerek hareket<br />

etmeyi gerektirir”, diyor.<br />

Evet gün, artık başkomutanımızın<br />

arkasında milletçe durma günüdür.<br />

Gün, millete, devlete , bayrağa, vatana<br />

sahip çıkma günüdür. Tarih<br />

bu konuda sadece hainleri değil,<br />

hareketsiz ve tarafsız kalarak ülkemiz<br />

düşmanlarına ve buradaki<br />

uzantılarına pasif destek verenleri<br />

de yazacak! Üç kuruşluk dünya için<br />

kıvırmanın, dik durmamanın vebalini,<br />

sadece bizlerin değil, gelecek<br />

nesillerin de ödeyeceği bilinmelidir.<br />

Bu son süreçte Cumhurbaşkanımızın<br />

“Yalnız olduğumu biliyorum<br />

ama mücadelemi sürdüreceğim”<br />

demesi bizleri derinden sarsmıştır.<br />

Herkes ve bütün dünya şunu bilmelidir<br />

Vatan ve millet davasının, kefenini<br />

sırtında taşıyan yılmaz savaşçısı<br />

Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yalnız<br />

değildir. Türk Milleti topyekûn arkasında<br />

ve yanındadır. 15 Temmuz<br />

sürecinden itibaren adeta sırtlanlar,<br />

kana susamış vampirler gibi saldıran,<br />

Başkomutanımızın hayatına<br />

kastlarını açıkça belli eden sözde<br />

medeni dünya, tek dişi kalmış canavar,<br />

terörü ve ekonomiyi kullanarak<br />

ülkemizi teslim almaya çalışıyor. Ne<br />

liderimizi ne ülkemizi küresel güçlere<br />

yem etmeyeceğiz.<br />

Son derece önemli gördüğümüz<br />

bu süreçte Serik Belediyesi olarak<br />

üzerimize düşen nedir diye düşündük.<br />

Türkiye’yi ekonomik çökertme<br />

operasyonuna karşı Cumhurbaşkanımızın<br />

talimatları doğrultusunda<br />

mücadele etmenin gerekliliğini, milletimizi<br />

bu konuda bilinçlendirmenin<br />

önemini gördük. Ayrıca bu konularda<br />

atıl, adeta hareket etmekten<br />

imtina eden bir yönetim anlayışını<br />

ve bürokrasiyi fark ettik. Cumhurbaşkanımıza<br />

yalnızım dedirten, herhalde<br />

bu ayak direyen ve atalette ısrar<br />

eden yapıydı! Devlet Başkanımız<br />

yalnız değil diye haykırmak istedik.<br />

Böylece yola çıktık.<br />

Kampanyamıza öncelikle bizden<br />

daha büyük kurum ve kuruluşlara<br />

örnek olmak adına ulusal basında<br />

farkındalığı artıran tam sayfa bir<br />

afişle girelim dedik. Bunun yanında<br />

tüm Serik’i bu farkındalığı artıran<br />

afiş ve billboardlarla donatmaya<br />

karar verdik. Bu afişlerden yeterli<br />

miktarda hazırlatıp Serik teki devlet<br />

dairelerine, okullara sivil toplum örgütlerine<br />

ve aynı kabilden Türkiye’de<br />

ulaşabildiğimiz her yere gönderelim<br />

ve sergilenmesini sağlayalım dedik.<br />

Ayrıca her haftanın ilk mesai günü<br />

halkımıza, dolar, avro ve ithal mallar<br />

konusunda bilinçlendirici bir SMS<br />

göndermeyi uygun gördük. Öyle bir<br />

kampanya yapalım ki vatandaşlarımızın<br />

ithal mallara talebini en aza<br />

çekelim. Vatandaşımız yastık altında<br />

bekletilen her doların ve avronun o<br />

ülkelere sıfır faizle verilmiş bir kredi<br />

olduğunu bilsin. Bankalarda değerlendirdiğimiz<br />

bu dolar ve avroların<br />

o ülkelere verilmiş ekonomik bir<br />

destek ve güç olduğunu öğrensin.<br />

Bizim insanımızdan parasal güç<br />

sağlayan bazı batılı ülkelerin PKK,<br />

PYD, FETÖ ve benzeri terör örgütlerini<br />

finanse ettiğini bilsin. Dolar ve<br />

avro gücünün askerimize polisimize<br />

vatandaşımıza kurşun, bomba ve<br />

füze olarak geri döndüğünü bilsin,<br />

fark etsin ve gereğini yapsın.<br />

Artık ülke olarak topyekûn bir şeyler<br />

yapmalıyız. İçimizdeki İrlandalıları<br />

ve Truva atlarını temizlemek,<br />

Türkiye’ye ve Türklere düşmanca<br />

tavır takınan küresel güçlere dur<br />

demek için daha fazla gecikmemeli<br />

Cumhurbaşkanımızın yanında yerimizi<br />

almalıyız. Ne kadar erken harekete<br />

geçersek zararımız o kadar az<br />

olur. FETÖ türü örgütlerle bizden<br />

sağladıkları kaynakları bizim aleyhimize<br />

kullanmanın yollarını üreten<br />

şeytani üst akılları ancak birlik<br />

beraberlik içinde alt edebiliriz. Buna<br />

imanımız tamdır. Yeter ki uyanalım<br />

ve gereğini yapalım. Bu konuda tüm<br />

ülkeyi kurum ve kuruluşları partileri<br />

sivil toplum örgütlerini seferberliğe<br />

davet ediyoruz.<br />

Ve soruyoruz???<br />

BİR VATAN KAÇ DOLAR<br />

EDER?<br />

Milletimize sesleniyoruz:<br />

TÜRK LİRASI ONURUN-<br />

DUR, VATANINDIR, VAR-<br />

LIĞINDIR, TÜRK LİRASI-<br />

NA SAHİP ÇIK.<br />

Son olarak diyoruz ki; Sahipsiz<br />

vatanın batması haktır,<br />

sen sahip olursan bu vatan<br />

batmayacaktır.<br />

Saygılarımla<br />

Dr. Ramazan ÇALIK<br />

Serik Belediye Başkanı<br />

65


HABER<br />

Serik’te 60 yıldır çözülemeyen<br />

tapu ve imar sorunun<br />

çözümü için yapılan çalışmalar<br />

hakkında bilgilendirme<br />

toplantısı düzenlendi.<br />

SERİK’İN YILLARDIR ÇÖZÜLEMEYEN<br />

SORUNUNDA SONA GELİNDİ<br />

Serik Belediye Başkanı Dr.<br />

Ramazan Çalık tarafından düzenlenen<br />

bilgilendirme toplantısına<br />

Ak Parti İlçe Başkanı Hasan Kozan,<br />

Serik Belediyesi Hukuk İşleri<br />

Müdürü Avukat Mustafa Gönül,<br />

Birim amirleri, Mahalle Muhtarları<br />

ve basın mensupları katıldı.<br />

ÇALIK; “MÜLKİYET SORU-<br />

NUNUN ÇÖZÜMÜNDE SONA<br />

YAKLAŞTIK’’<br />

Bilgilendirme toplantısında konuşan<br />

Başkan Çalık; “İlçemizin şu<br />

anda en önemli sorunu, Tapu ve<br />

Kadastro meselesi. Serik’in gelişmesinin<br />

ve değişmesinin önündeki en<br />

önemli engel mülkiyet sorunu. Tabi<br />

çok uzun bir süreci kapsıyor bu sorun.<br />

Göreve başladığımız günden<br />

beri uğraşıyoruz. Milli Emlak Genel<br />

Müdürlüğünden, Tapu ve Kadastro<br />

Genel Müdürlüğünden ve Orman<br />

Bakanlığından üyelerle birlikte Serik<br />

için bir çalışma yapılmasını sağladık.<br />

Mahkeme 1954’e istinaden tapuların<br />

dağıtılması kararını aldı. Serik için<br />

devrim niteliğinde olan bu karar ile<br />

mahkeme süreci bitti. Allah’ın izniyle<br />

sona yaklaştık. Bu sorunu da<br />

çözersek Serik’in yükselişinin önündeki<br />

en önemli engeli kaldırmış olacağız”<br />

dedi.<br />

GÖNÜL; “BAKANLIKLARIN<br />

KAPISINI AŞINDIRDIK’’<br />

Serik Belediyesi Avukatı Mustafa<br />

Gönül, tapu sorununun çözümünde<br />

yaşanan süreci ve gelinen nokta<br />

hakkında bilgilendirme konuşması<br />

yaptı. “Bildiğiniz üzere Başkanımızın<br />

göreve gelmeden önce en büyük<br />

vaatlerinden biri olan Serik’in 60 yıldır<br />

çözülemez denilen tapu ve imar<br />

sorununu çözme sözüydü. Bizde 2,5<br />

yıldır Başkanımla birlikte tapu ve<br />

imar sorununu ortadan kaldırmak<br />

için ilk adım olarak Bakanlıkların<br />

kapısını aşındırdık. Yapılan görüşmeler<br />

ile Gedik Mahallesi ve Orta<br />

Mahalleyi kapsayan 626.781 metrekarelik<br />

alanda Serik Kadastro Mahkemesi<br />

1998/1 Esas sayılı dosyasında<br />

sonuca çok yaklaşıldı.<br />

2011 yılında üzerinde zilyet bulunan<br />

vatandaşlar adına tescil edilmesine<br />

karar verilen bu dosya temyiz edildiği<br />

için kesinleştirilememişti. Milli<br />

Emlak Genel Müdürlüğü, Tapu ve<br />

Kadastro Genel Müdürlüğü ve Orman<br />

Bakanlığı arasında 2,5 yıl mekik<br />

dokuyarak Maliye Bakanlığı ve<br />

Orman Genel Müdürlüğünün yapmış<br />

oldukları Temyiz Başvurularından<br />

vazgeçmelerini sağladık. Yaklaşık<br />

1000 parseli ilgilendiren davada<br />

60 yıllık çözülemez denilen tapu ve<br />

imar sorununu bitirme noktasına<br />

geldik” dedi.<br />

KOZAN: “SORUNUN ÇÖZÜ-<br />

MÜNDE ADIM ADIM SONA<br />

YAKLAŞIYORUZ1<br />

Serik’te yıllardır çözüme kavuşturulamayan<br />

tapu sorununu başkanımla<br />

çözümü için mahkeme sürecini<br />

hızlandırarak başladığımız yolda<br />

yapılacak çok az iş kaldı. Adım adım<br />

sona yaklaşıyoruz. İnşallah kısa süre<br />

sonra vatandaşlarımıza tapularını<br />

dağıtmaya başlarız” dedi.<br />

66 www.metropoldergileri.com


Haber<br />

OCAK 2017<br />

7. Konyaaltı<br />

Kitap Fuarı’nda<br />

yeni bir rekor…<br />

7.<strong>Antalya</strong> Konyaaltı Kitap<br />

Fuarı, muhteşem bir kapanış<br />

töreniyle sona erdi. 10 gün süren<br />

Fuar boyunca muhteşem<br />

bir atmosferde onlarca yazarı<br />

kitapseverlerle buluşturan<br />

Konyaaltı Belediyesi, bu süre<br />

içinde 173 bin ziyaretçi sayısıyla<br />

yeni bir rekora imza attı.<br />

26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un<br />

onur konuğu olarak katıldığı 7.<br />

<strong>Antalya</strong> Konyaaltı Kitap Fuarı, 350 yayın<br />

grubu ve 96 fikir insanın katılımıyla<br />

son buldu. 28 Ekim-6 Kasım günleri<br />

arasında Cam Piramit’te gerçekleştirilen<br />

<strong>Antalya</strong> Konyaaltı Kitap Fuarı, her<br />

yıl olduğu gibi bu yıl da Konyaaltı Belediye<br />

Başkanı Muhittin Böcek’in yayın<br />

evi temsilcilerine, yazarlara ve de ziyaretçilere<br />

tatlı ikramıyla son buldu.<br />

BU FUAR BİR MARKA…<br />

Cam Piramit’te 10 gün süresince 173<br />

bin kitapseverin fuarı ziyaret ettiğini<br />

ifade eden Konyaaltı Belediye Başkanı<br />

Böcek, bu rakamın yeni bir rekor<br />

olduğunu söyledi. “Her yıl ülkenin<br />

içinde bulunduğu konjonktüre uygun<br />

bir temayla gerçekleştirilen <strong>Antalya</strong><br />

Konyaaltı Kitap Fuarı’nın bu yıl ki teması;<br />

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün<br />

‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’<br />

sözü oldu.” diyen Başkan Muhittin Böcek<br />

şöyle konuştu; “Ziyaretçi sayısıyla<br />

Türkiye’nin ilk üç fuarı arasında gösterilen<br />

<strong>Antalya</strong> Konyaaltı Kitap Fuarı,<br />

sadece Konyaaltı’nın değil <strong>Antalya</strong>’nın<br />

da bir markası olmuştur. Her yıl artan<br />

ziyaretçi sayısıyla kalite çizgimiz yükselmektedir.<br />

Hiçbir siyasi düşüncenin<br />

bir diğerine göre daha önde olmadığı,<br />

belki de tek fuar <strong>Antalya</strong> Konyaaltı Kitap<br />

Fuarı. Fuarın açılışında da söylediğim<br />

gibi geçtiğimiz yıl 133 bin olan ziyaretçi<br />

sayısı bu yıl 173 bine ulaştı. Her<br />

kesimden insan bu Fuar’da kendinden<br />

bir şeyler bulabiliyor. Bunun en güzel<br />

göstergesi ise her yıl katlanarak artan<br />

ziyaretçi sayımız. 8. <strong>Antalya</strong> Konyaaltı<br />

Kitap Fuarı’nı gelecek yıl hizmete<br />

açacağımız 3 bin 500 kişilik Kongre ve<br />

Fuar Merkezimizde gerçekleştirmeyi<br />

istiyoruz. Bu fuar merkezimizle ilgili<br />

çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyor.<br />

Ben bu düşüncelerle fuara katılan tüm<br />

yayın evi çalışanlarına, yazarlarımıza<br />

ve okurlarımıza bir kez daha teşekkür<br />

ediyorum.”<br />

BİR KÜLTÜR MOZAİĞİ<br />

İlker Başbuğ, Engin Alan, Ahmet<br />

Şafak, Hanefi Avcı, Mavisel Yener,<br />

Nihat Hatipoğlu, Vural Savaş, Ataol<br />

Behramoğlu, İsmail Saymaz, Barış<br />

Yarkadaş, İlber Ortaylı, Büşra Küçük,<br />

Şermin Çarkacı, Yalçın Küçük, Ali<br />

Türkşen, Saygı Öztürk, Kahraman<br />

Tazeoğlu, Enver Aysever, Miraç Çağrı<br />

Aktaş, Ahmet Yavuz, Mustafa Önsel,<br />

Sinan Meydan, Eren Erdem, İhsan<br />

Eliaçık, Hulki Cevizoğlu, Doğu Perinçek,<br />

Erol Mütercimler, Ümit Zileli,<br />

Naim Babüroğlu ve Barış Doster gibi<br />

yazarların fuarda okurlarıyla buluştuğunu<br />

ifade eden Muhittin Böcek,<br />

konuşmasının sonunda fuara katılan<br />

tüm yayın evi çalışanları, yazar ve<br />

okurlara tatlı ikram etti.<br />

67


Toplantı<br />

Düzensiz uyku ömrü kısaltıyor<br />

<strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi’nin<br />

düzenlediği ‘Yaşlılıkta<br />

Uyku Bozuklukları’ konulu<br />

toplantıya katılan Dr. Melih Vural,<br />

düzenli olmayan uykunun ömrü kısalttığını<br />

söyledi.<br />

<strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi Alzheimer<br />

Hasta ve Hasta Yakınları Merkezi’nin<br />

iki haftada bir organize ettiği ‘Mavi<br />

Ev Konuşmaları’nda bu hafta “Yaşlılarda<br />

Uyku Bozuklukları” ele alındı. AKM<br />

Perge Salonu’nda düzenlenen Prof. Dr.<br />

İsmail Tufan’ın moderatörlüğünü yaptığı<br />

bilgilendirme toplantısına Nöroloji<br />

Uzmanı Dr. Melih Vural konuşmacı<br />

olarak katıldı. <strong>Antalya</strong>lıların büyük ilgi<br />

gösterdiği toplantı öncesinde Akdeniz<br />

Üniversitesi Gerontoloji Bölümü Yaşam<br />

Boyu Egzersiz Uzmanı Hiroshi Nakajima,<br />

salondaki konuklara “Rajio Taisou”<br />

egzersizleri yaptırdı.<br />

UYKU DÜZENLİ BİR ORKESTRA-<br />

YA BENZER<br />

Nöroloji Uzmanı Dr. Melih Vural, katılımcılara<br />

uykunun önemini, düzenli<br />

uyku için yapılacakları ve yaşlanma ile<br />

ilgili ortaya çıkan uyku bozukluklarını<br />

anlattı. İnsan ömrünün üçte birinin uykuda<br />

geçtiğini belirten Dr. Vural, “90 yaşına<br />

kadar yaşayan bir insan ortalama 32<br />

yıl uyuyor. Yapılan bilimsel araştırmalar,<br />

uykunun yaşamın devamı için gerekli ve<br />

zorunluluk olduğunu gösteriyor. Beyindeki<br />

birçok bölgenin uyku ile ilişkili olduğu<br />

saptanmıştır. Uyku bir orkestraya<br />

68 www.metropoldergileri.com<br />

benzer. Eğer bu orkestra güzel bir müzik<br />

eseri çıkartacaksa her bir enstrümanın<br />

her bir notayı tam zamanında ve büyük<br />

bir uyum içerisinde yapması gerekiyor”<br />

dedi.<br />

UYKU VÜCUDU TAMİR EDİYOR<br />

Katılımcılara “Neden uyuyoruz uykunun<br />

amacı nedir?” sorusunu yönelten<br />

Dr. Melih Vural, kendisi şu yanıtı verdi:<br />

“Bilim insanları da uyumanın vücutta<br />

yenilenme yaptığını ve büyüme hormonu<br />

salgıladığını söylüyor. Büyüme hormonu,<br />

vücudumuzdaki bozuk yerlerin<br />

tamiri için gerekli. Ayrıca uyumakla bazı<br />

karmaşık problemlerinizin çözümünü<br />

yapıyorsunuz. Yaratıcılık ve karmaşık<br />

sorunlara çözüm getirmede uykunun<br />

bazı görevleri var. Uykunun bağışıklık<br />

sistemiyle ilgili de görevleri vardır. Eğer<br />

yeterli uyku ihtiyacınızı karşılayamazsınız<br />

bazen dudağımızda uçuk çıkıyor.<br />

Dudağımızın uçuklamasını engelleyen<br />

sistem nedir? Bağışıklık sistemi. Demek<br />

ki bağışıklık sistemi bu işten etkileniyor.”<br />

DÜZENSİZ UYKU ÖMRÜ<br />

KISALTIYOR<br />

İnsanların yaşlanmaya başladıkça uykusunda<br />

bazı değişikliklerin yaşandığına<br />

dikkat çeken Dr. Melih Vural, “Yaşlılıkta<br />

kestirmeler kısa uykular gün içinde artıyor.<br />

Uykuya geçiş süresi uzuyor. Gece<br />

uyanma sıklığında artış oluyor, uyku<br />

bölünmeye başlıyor. Derin yavaş dalga<br />

uykusunda azalma oluyor. Bu azalma<br />

50 yaşından sonra kadınlarda büyüme<br />

hormonunda yüzde 25, erkelerde ise<br />

yüzde 75 düşüşe neden oluyor. Bunun<br />

sonucunda kadınlarda vücut yüzde 25,<br />

erkeklerde yüzde 75 eksik tamir yapıyor.<br />

Bunun için uyku problemimiz varsa<br />

bunu düzeltmeliyiz. Çünkü uykuyu<br />

düzeltmezseniz ömrünüz kısalır” diye<br />

konuştu.<br />

GÜNEŞ GÖZLÜĞÜNÜ SIK<br />

KULLANMAYIN<br />

<strong>Antalya</strong>’nın sürekli güneşi gören bir<br />

şehir olmasından dolayı yaşayanların<br />

şanslı olduğunu belirten Dr. Vural, “Bizler<br />

çok şanslı bir şehirde yaşıyoruz, her<br />

zaman güneş var. Size tavsiyem gündüz<br />

saatlerinde özellikle sabah saatlerinde<br />

güneş gözlüğü kullanmayın bu sizin menotonik<br />

sentezinizi arttırır. Bu sizin gece<br />

uykunuzu getirir, moralinizi düzeltir,<br />

antioksidan özelliği vardır ayrıca anti-aging<br />

özelliği de vardır” dedi.<br />

SAĞLIKLI UYKU İÇİN<br />

YAPILACAKLAR<br />

Dr. Melih Vural son olarak sağlıklı bir<br />

uyku için neler yapılması gerektiği konusunda<br />

şu tavsiyelerde bulundu: “Gündüz<br />

kestirmeleri yapmayın, kahve, çay, nikotin<br />

ve alkolü yatma saatine yakın almayın.<br />

Geç saatte yemek yemeyin ama aç<br />

da yatmayın, hep aynı saatte yatın. En<br />

geç saat 08.00’de yatağı terk edin. Sabah<br />

uyandığınızda mutlaka en az 15 -20 dakika<br />

güneş ışığı alın, yatak odanızın sessiz<br />

ve karanlık olmasına dikkat edin ve<br />

daima yatağınızda uyuyun.”


OCAK 2017<br />

69


MODA<br />

Victoria’s Secret’ın<br />

Gizemli Öyküsü!<br />

Duygu ÇETİN<br />

Victoria’s Secret’in hayatımıza<br />

nasıl girdiğini, ya bu iç çamaşırı<br />

imparatorluğunun arkasında<br />

yatan sırrın ne olduğunu<br />

biliyor musunuz?<br />

Victoria’s Secret’in hikayesi;<br />

utangaçlığı yüzünden<br />

koskoca bir iç çamaşırı imparatorluğu<br />

kuran, sonra da<br />

gizemli bir şekilde kendisini<br />

67 metre yüksekliğindeki<br />

ünlü Golden Gate Köprüsü’nden<br />

aşağıya bırakan Roy<br />

Raymond’ un, kendi ile beraber<br />

sonsuzluğa götürdüğü<br />

sırları üzerine kurulmuş.<br />

Aslında her şey, Roy Raymond<br />

eşine sürpriz olsun<br />

diye iç çamaşırı almak için<br />

gittiği bir mağazada başlar.<br />

1947 doğumlu, Tufts Üniversitesi<br />

İşletme ve Stanford<br />

mezunu Raymond,<br />

onca kadının arasında tek<br />

erkek olarak mağazayı dolaşıp<br />

iç çamaşırı seçmekten<br />

büyük bir rahatsızlık ve<br />

utanç duyar, kendisiyle aynı<br />

durumda binlerce erkeğin<br />

daha olabileceği düşüncesi<br />

ile kendi iç çamaşırı mağazasını<br />

açmaya karar verir.<br />

Böylece, Roy Raymond<br />

banka ve dostlarından<br />

denkleştirdiği 80 bin dolar<br />

sermaye ile 1977’de Palo<br />

Alto’ da ki Stanford Alışveriş<br />

Merkezi’nde ilk iç giyim<br />

mağazasını açmayı başarır.<br />

Hatta sırf erkeklerin daha<br />

rahat alışverişlerine imkan<br />

sağlamak için posta ile sipariş<br />

verilebilmesi amacıyla<br />

kataloglar hazırlatır. Böylece,<br />

mağaza ilk senesinde<br />

70 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

Arkasında büyük bir sır perdesi<br />

ve birçok soru işareti bırakan<br />

Roy Raymond’un intihar nedeni<br />

hiç bir zaman tam olarak anlaşılamaz.<br />

Kimileri Raymond’ın<br />

Victoria’s Secret’i, erken sattığı<br />

ve arkasından gelen başarısızlığı<br />

kaldıramadığı için, kimileri ise<br />

karmaşık özel hayatı yüzünden<br />

intihar etmiş olabileceğini düşünür.<br />

Aslında işte bu dedikoduların<br />

doğruluğunun hiç bir<br />

zaman öğrenilemeyecek<br />

olması Victoria’nın sırrını<br />

oluşturur.<br />

Çağımızın modern melekleri<br />

bugün kazandıkları<br />

milyon dolarları, sahip oldukları<br />

yüksek sınıf yaşam<br />

tarzını da yine Victoria’s<br />

Secret’a yani dolayısı ile<br />

Roy Raymond’a borçlu.<br />

Ama firmanın yüzü olmak<br />

hiç de kolay değil. Sadece<br />

güzellik de yetmiyor.<br />

500.000 dolar gibi büyük kar elde<br />

eder.<br />

1982 senesine gelindiğinde, artık<br />

seri üretime geçerek kendi ürünlerini<br />

yaratan Victoria’s Secret; 6<br />

mağazaya, 42 sayfalık kataloğa ve<br />

senelik 6 milyon dolar gibi yüksek<br />

bir ciroya ulaşmıştır. Ama<br />

nedeni bilinmez Roymand ani bir<br />

kararla, Amerikan Limited Grup<br />

ile anlaşarak 4 milyon dolara<br />

1985 yılında şirketini satar. Raymond’ın,<br />

Victoria’s Secret’i sattığı<br />

kişi olan The Limited’ın kurucusu<br />

Leslie Wexner sayesinde daha<br />

da büyüyen Victoria’s Secret,<br />

80’lerde milyar dolar cirolar<br />

yapmaya başlar ve durmayan<br />

bir hızla bugün ki iç çamaşırı<br />

imparatorluğu haline ulaşır.<br />

Bu arada Victoria’s Secret’ı satışı<br />

Roymand için sonun başlangıcı<br />

olmuştur. Roy Raymond<br />

1984 yılında “My Child’s Destiny”<br />

adında bir çocuk mağazası<br />

kurmuş ama Victoria’dan elde<br />

ettiği başarıyı sağlayamamıştır.<br />

Raymond tüm sırları ile birlikte<br />

sadece 46 yaşında, başarı ile başlayan<br />

hayat hikayesine 26 Ağustos<br />

1993’ te Golden Gate Köprüsü’nden<br />

kendini atarak son verir.<br />

Cesedi ancak bir hafta sonra San<br />

Francisco Körfezi’nde bulunur.<br />

Peki, Victoria’s Secret<br />

mankeni olabilmek<br />

için hangi özelliklere<br />

sahip olmak gerekiyor?<br />

*Amerikan vatandaşı olmak<br />

ya da 50 eyaletten birinde<br />

yaşama iznine sahip olmak.<br />

*En az 1.76 metre uzunluğunda<br />

olmak.<br />

*18 - 30 yaş arasında olmak.<br />

*İngilizce okuyabilmek<br />

ve yazabilmek.<br />

*Son derece sağlıklı olmak.<br />

*Hiç suç işlememiş<br />

olmak.<br />

*Daha önce hiç bir sansasyonel<br />

olaya karışmamış<br />

olmak.<br />

71


Araştırma<br />

Türkler kendilerini<br />

tatille ödüllendiriyor!<br />

Seyahat sitesi momondo farklı ülkelerden<br />

insanların tatile çıkma nedenlerini araştırdı.<br />

Buna göre Türkler nikah masasına<br />

oturmak veya evlilik yıl dönümleri gibi<br />

romantik günlerde kendilerini tatille<br />

ödüllendiriyor. Tatil için tek bahane evlilik<br />

değil elbet. Yoğun bir iş döneminin ardından<br />

kendini ödüllendirmek isteyen Türkler<br />

bavulları kapıp, yollara düşüyor.<br />

Tatil herkesin vazgeçilmezi... Dünyanın dört bir yanında insanlar<br />

evlilik yıl dönümünden stresli günleri atlatmış olmaya,<br />

yeni bir işe başlamanın sevincinden diploma almış olmanın<br />

haklı gururuna kadar birçok olayı “bahane” edip kendilerini güzel<br />

bir tatille ödüllendiriyor. Peki, hangi millet neyi vesile edip yollara<br />

düşüyor? Yanıtlar, seyahat site momondo’nun yaptığı, aralarında<br />

Türkiye’nin bulunduğu 20 ülkeyi kapsayan araştırmasında…<br />

Araştırmaya göre dünya genelinde insanlar, evlilik yıl dönümü<br />

gibi romantik günleri vesile ederek seyahate çıkıyor. Bu alanda<br />

72 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

listenin başını yüzde 42’lik oranla İsviçreliler çekiyor. İsviçrelileri<br />

yüzde 33 ile İngilizler ve yüzde 30 ile Türkler<br />

takip ediyor.<br />

Tatile çıkmak için bir diğer genel geçer neden de doğum<br />

günleri veya jübileler. Böylesi günlerde en çok bavullarını<br />

kapıp yola çıkanlar İngilizler (yüzde 39). İkinci sırada<br />

İsviçreliler (yüzde 35), üçüncü sırada da ABD’liler (yüzde<br />

31) geliyor.<br />

Zorlu bir dönemin ardından tatile çıkanların sayısı da<br />

kayda değer. Başta İsviçreliler (yüzde 38) biraz stres<br />

atmak niyetiyle seyahat ediyor. İkinciliği yüzde 36 ile<br />

Türkler kimseye bırakmazken, üçüncülük yüzde 30 ile<br />

İngilizlerin oluyor.<br />

Türklerin bir diğer tatil sebebi de nikah masasına oturmak.<br />

momondo’nun araştırmasına katılan Türklerin<br />

yüzde 31’i evliliklerini bir seyahatle taçlandırdıklarını<br />

söylüyor. Türkleri bu konuda geride bırakan millet ise<br />

İngilizler (yüzde 33) olurken, İspanyolların yüzde 24’ü<br />

evlenmeyi tatil vesilesi olarak görüyor.<br />

momondo Türkiye Sözcüsü Serpil Öztürk araştırmanın<br />

sonuçlarını şöyle yorumladı: “Herkes seyahate çıkmayı<br />

seviyor. momondo olarak, farklı ülkelerden ve kültürlerden<br />

insanların neleri vesile bilip kendilerini seyahatle<br />

ödüllendirdiklerini merak ettik. Araştırmanın geneline<br />

baktığımızda, 20 ülke arasında en çok İsviçrelilerin, İngilizlerin<br />

ve Türklerin kendilerini tatille ödüllendirdiklerini<br />

gördük.”<br />

73


SAĞLIK<br />

Çocuklarınızla<br />

TV izlemek yerine,<br />

basketbol oynayın,<br />

yürüyüşe çıkın<br />

Obezite; günümüzde hem çocuklar,<br />

hem de yetişkinler için endişe<br />

verici boyutlara ulaşmış durumda.<br />

Şu anda çocuklarımızın %20-25’i<br />

obez olarak sınıflandırılıyor. 10 yıl<br />

önce diyabet, yüksek tansiyon ve<br />

osteoartrit gibi hastalıklar çocuk<br />

hastalarda hemen hiç bilinmezken<br />

şimdi bunları görüyoruz.<br />

Peki ne yapmalı?<br />

Obezite & Metabolik Cerrah<br />

Prof. Dr. Halil Coşkun, çocuklarda<br />

obeziteyi önlemek ve tedavi<br />

etmek için yapabileceklerimiz<br />

hakkında önemli bilgiler verdi.<br />

ÇOCUKLARA DAHA BÜYÜK<br />

PORSİYON VERMEYİN<br />

“Son 30 yılda yemek yeme tarzımızdaki<br />

önemli değişim çocukların<br />

daha büyük porsiyonlar ve atıştırmalık<br />

yiyeceklerle şekerli içeceklere<br />

daha fazla bağımlı olmasına sebep<br />

olmaktadır. Daha sağlıklı ve gerekli<br />

besinlerden mahrum ederek daha<br />

çok şeker verilen bebeklerde, bu tür<br />

gıdalara karşı bir tercih geliştiğini<br />

bilmekteyiz.<br />

MEŞRUBATLAR İKRAM<br />

OLARAK KALSIN<br />

Oldukça yakın dönemlere kadar<br />

nadir birer “ikram” olan meşrubat<br />

vs şekerli içecekler, beslenmemizin<br />

temel dayanağı haline<br />

gelmiştir. Büyük porsiyonlar da<br />

ayrı bir problemdir. Daha çok yemek<br />

verilen çocuklar, aşırı yemek<br />

yemeye eğilim göstermektedir. İyi<br />

bir temel kural, porsiyon başına 10<br />

gramdan fazla şeker içeren gıdalardan<br />

kaçınmaktır.<br />

TATLI YA DA ATIŞTIRMALIK<br />

YERİNE MEYVE VERİN<br />

Beslenme ile ilgili bir diğer müdahale<br />

de daha fazla meyve ve sebze yenmesini<br />

teşvik etmektir. Meyve kasesinin<br />

dolu olduğundan emin olun<br />

ve tatlı ya da atıştırma yerine düzenli<br />

olarak meyve verin. Buzdolabınızdaki<br />

meyve ve sebzelerin hep çocuklarınızın<br />

rahat erişebileceği biçimde<br />

yer aldığına emin olun.<br />

AİLECEK EGZERSİZ YAPIN<br />

Yaşam tarzımızla ilgili çocukluk<br />

obezitesine katkıda bulunan bir başka<br />

büyük fark da daha az egzersizdir.<br />

Yetişkinler olarak yeterince aktif değiliz.<br />

Bir aile olarak egzersiz yapmak<br />

ve birlikte oynamak aile bağlarını<br />

güçlendirmenin yanında genel aktivite<br />

düzeyimizi artırmak için de<br />

önemli rol oynamaktadır. Çocuklarınız<br />

ile birlikte TV izlemek yerine,<br />

birlikte basketbol oynayın, yürüyüşe<br />

ya da gezmeye çıkın.<br />

YAŞAM TARZI DEĞİŞMELİ<br />

Çocuğunuz olması gerektiğinden<br />

fazla kilolu ise başlamak için en iyi<br />

yol, size en yakın çocuk hastanesini<br />

arayarak kilolu çocukların tedavisi<br />

için mevcut imkanlarını sormaktır.<br />

Çocukluk obezitesi problemi yaygın<br />

bir hale gelmiş olduğundan, bunu ele<br />

alan programlarda da gelişme söz<br />

konusudur.<br />

Obeziteyi önlemek ve tedavi etmek<br />

için yapabileceğimiz her şeyi<br />

yapmak zorundayız. Bu, hepimiz<br />

tarafından önemli bir kararlılık ve<br />

yaşam tarzı değişiklikleri gerektirmektedir.<br />

Ancak çocuklarımız<br />

için en iyisi neyse onu isteriz ve bu<br />

da bazı seçimler yapmak anlamına<br />

gelmektedir. İyi haber, değişimin<br />

yalnız çocuklarımız için değil, aynı<br />

zamanda bu çocukların yaşamlarında<br />

bulunan büyükler için de yarar<br />

sağlayacağıdır.”<br />

74 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

75


SAĞLIK<br />

Alışkanlıklarınızı<br />

Değiştirerek Temiz<br />

Bir Cilde Kavuşun<br />

Herkes temiz ve iyi görünen bir cilde sahip olmak ister. Cildiniz için edineceğiniz bazı yeni alışkanlıklar<br />

ile daha sağlıklı bir cilde kavuşmak mümkün. Bunun için tek yapmanız gereken şeyin kötü alışkanlıkları<br />

iyi alışkanlıklara dönüştürmek olduğunu vurgulayan Beslenme Ürün Eğitmeni Jacquie Carter, yastık<br />

kılıflarını değiştirmek, cep telefonunu temizlemek, makyajı çıkarmak gibi davranışları alışkanlık haline<br />

getirerek daha sağlıklı ve temiz bir cilde sahip olunabileceğini belirtti.<br />

Carter küçük ayrıntılara dikkat<br />

ederek güzel bir cilde kavuşmanın<br />

püf noktalarını anlattı:<br />

Dokunmayın<br />

Ellerimizde biriken kir ve yağ, eğer<br />

dikkatli olmazsak, kolaylıkla cildimize<br />

geçebilir. Aynı kural sivilceler<br />

için de geçerlidir. Her ne olursa olsun,<br />

sivilcelerinizi sıkma isteğine<br />

karşı koymalısınız. Bu şekilde bakteriler<br />

cildimize geçebilir ve bu da enfeksiyona<br />

neden olabilir. Bu nedenle,<br />

cildinize dokunma ve sıkma alışkanlığından<br />

vazgeçmelisiniz.<br />

Yastık Kılıflarını Değiştirin<br />

Gece uyurken hem saçımız hem de<br />

cildimiz yastık kılıfına temas eder.<br />

Saç yağları ve bakım ürünleri yastık<br />

kılıfına bulaşır ve buradan da cildinize,<br />

omuzlarınıza ve hatta<br />

sırtınıza geçer. Gece<br />

yatmadan önce<br />

makyajınızı<br />

temizlemeyi<br />

sürekli<br />

bir alışkanlık<br />

haline<br />

getirmemişseniz,<br />

bu da ayrı bir kaygı<br />

konusudur. Eğer yastık kılıflarını<br />

yıkamak her zaman mümkün olmuyorsa,<br />

yastık kılıfının içini dışına<br />

çevirin veya yastığınızı ters çevirerek<br />

kirlerin cildinizde birikmesini<br />

önleyin.<br />

Telefonunuzu Temizleyin<br />

İster cep ister sabit<br />

telefon olsun,<br />

telefon cildinize<br />

değerse, telefondan<br />

yüzünüze,<br />

yüzünüzden de


OCAK 2017<br />

telefona kirler geçer ve temizlenene kadar<br />

bunlar telefonun üzerinde kalır. Telefonunuzu<br />

temizlemek için sprey el temizleyicisi<br />

ve antibakteriyel ıslak mendil kullanabilirsiniz.<br />

Telefona temas etmemek için hoparlörden<br />

konuşmayı ya da kulaklık takmayı<br />

da deneyebilirsiniz.<br />

Saçınızı Arkaya Doğru Toplayın<br />

Saçımızda her türlü tortu, yağ, ürün kalıntısı<br />

ve parfüm bulunur. Toplanan tüm bu<br />

bakteriler ve kirler saçınıza yerleşir ve ne<br />

yazık ki, her temasta yüzünüze, omuzlarınıza<br />

ve sırtınıza bulaşır. Bu alışkanlığınızdan<br />

vazgeçin ve uyurken, spor salonunda<br />

egzersiz yaparken ve hatta kanepeye uzanıp<br />

kitap okurken saçınızı arkaya doğru<br />

toplayın.<br />

Makyajınızı Çıkarın<br />

Her gece yatmadan önce mutlaka makyajınızı<br />

temizleyin. Cildi temiz tutmaya buradan<br />

başlayabilir, geceleri cildinizin nefes<br />

almasını sağlayabilirsiniz. Eğer egzersiz<br />

yapıyorsanız, temiz bir cilde kavuşmak için<br />

egzersizden önce ve sonra cildinizi temizlemeniz<br />

gerekir. Makyaj egzersiz sırasında<br />

salgıladığınız terle ve yağlarla karışır ve<br />

ne yazık ki, gözeneklerin tıkanmasına yol<br />

açar. Bu yüzden, egzersizden önce ve sonra<br />

cildinizi temizleyin ve bunu basit bir alışkanlık<br />

haline getirmek için yüz temizleme<br />

mendillerini yanınızda bulundurun.<br />

İçeriklere Dikkat Edin<br />

Alkol içeren cilt bakım ürünleri cildinizi<br />

kurutur ve kuru ciltler, yağlı ciltlerden ya<br />

da gerektiği gibi nemlendirilen ciltlerden<br />

daha yaşlı görünür. Bu yüzden, alkol içeren<br />

ürünler yerine alkol içermeyen ürünler tercih<br />

edin.<br />

Saçınızı Makyajdan Önce Yapın<br />

Saçınızı makyaj yapmadan önce yapın.<br />

Makyaj yapıp sonra saç kurutma makinesini<br />

çalıştırırsanız, saç kurutma makinesinden<br />

gelen ısı makyajınızın erimesine ve<br />

akmasına neden olur. Bu durumda makyaj<br />

gözeneklere yerleşir ve bu da en sonunda<br />

aknelere neden olur. Makyajınızı saçınızdan<br />

önce yapıyorsanız bu alışkanlığınızı<br />

değiştirmeye çalışın.<br />

Gözlüklerinize Dikkat Edin<br />

Eğer burnunuzda, şakaklarınızda ya da<br />

yanaklarınızın üst kısımlarında akneler beliriyorsa, sorumlusu gözlüğünüz<br />

olabilir. Gözlüklerinizin camlarını, saplarını ve burun kısmını<br />

alkol veya sprey el temizleyicisiyle temizleyip, yumuşak bir bez parçasıyla<br />

silerek bakteri, yağ ve kalıntıları yok edebilirsiniz. Bu küçük<br />

alışkanlık, kirli ve temiz cilt arasında büyük bir fark yaratır.<br />

Vücudunuzu İhmal Etmeyin<br />

Akneler vücudunuzun farklı yerlerinde çıkabilir. Sırtınızda ve omuzlarınızdaki<br />

akneleri bir düşünün. Sadece yüzünüzü yıkayıp temizlemek<br />

yeterli değildir. Cildinizi temiz tutmak için, tepeden tırnağa<br />

yıkanmayı ve nemlendirici kullanmayı ihmal etmeyin. Egzersiz sonrasında<br />

terli giysilerinizi hemen çıkarmaya özen gösterin. Ve her zaman<br />

cildinizi temiz bir havluyla kurulayın. Asla aile boyu kullanılan<br />

el havlusunu tercih etmeyin.<br />

77


Program<br />

TRT’nin 4. Uluslararası Medya Eğitim Programı<br />

<strong>Antalya</strong>’da Gerçekleşti<br />

TRT, 44 ülkeden 130 medya mensubunu <strong>Antalya</strong>’da bir araya getirdi<br />

ERKAN DURDU<br />

4. Uluslararası Medya<br />

Eğitim Programı,<br />

Asya, Afrika, Ortadoğu<br />

ve Balkanlar<br />

başta olmak üzere 44<br />

ülkeden 130 medya<br />

mensubunun katılımıyla<br />

21-29 Kasım<br />

2016 tarihlerinde<br />

<strong>Antalya</strong>’da yapıldı.<br />

<strong>Antalya</strong>’da gerçekleştirilen<br />

eğitim programının<br />

21 Kasım’da<br />

yapılan açılışında<br />

TRT Genel Müdürü<br />

Şenol GÖKA ve TRT<br />

Genel Müdür Yardımcısı<br />

Erkan DUR-<br />

DU birer konuşma<br />

gerçekleştirdiler.<br />

78 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

TRT Genel Müdürü Şenol<br />

GÖKA “15 Temmuz gibi bir<br />

canilik hiçbir zaman bu<br />

milletin tarihinde olmadı.”<br />

Programın açılış konuşmasını<br />

yapan TRT Genel Müdürü Şenol<br />

Göka, 44 ülkeden, özel becerileri<br />

olan 130 medya mensubunun<br />

katıldığı programda, herkesin deneyimlerini<br />

paylaşacağını, sıcak<br />

arkadaşlıklar geliştireceklerini ve<br />

işbirlikleri yapılacağını söyledi.<br />

TRT Genel Müdürü Şenol Göka,<br />

15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili<br />

olarak, “Böylesine bir canilik hiçbir<br />

zaman bu milletin tarihinde<br />

olmadı. Hiçbir zaman bu milletin<br />

geninde, kodlarında olmadı. Demek<br />

ki insanlar asimile edilirse,<br />

kendi kimlik özellikleri kaybettirilirse<br />

korkunçlaşabiliyorlar ve bunu<br />

yaptılar.” dedi.<br />

Bazı güçlerin bundan sonra kaos,<br />

kargaşa yöntemi olarak 15 Temmuz’a<br />

benzer şeyleri başka ülkelerde<br />

de yaşatabileceğini vurgulayan<br />

Göka, “Çünkü benzer yöntemi<br />

uygulayabileceklerini Irak’ta, Suriye’de,<br />

Kırgızistan’da, Afrika’da<br />

veya başka yerlerde de gösteriyorlar.<br />

Yöntem belli olduğu için bu<br />

konuyu özellikle vurgulamakta<br />

yarar görüyorum.” diye konuştu.<br />

TRT’nin yayıncılık açısından<br />

önemli imkânlara ve tecrübeye sahip<br />

bir kurum olduğunu kaydeden<br />

Göka, onun için bilgi alışverişine<br />

önem verdiklerini, teknolojik gelişmeleri<br />

yakından takip ettiklerini<br />

bildirdi.<br />

İBRAHİM EREN<br />

TRT Genel Müdür<br />

Yardımcısı Durdu “Dünyanın<br />

birçok bölgesi olağanüstü<br />

dönemlerden geçiyor”<br />

Açılışta konuşan TRT Genel Müdür<br />

Yardımcısı Erkan Durdu da televizyon,<br />

radyo, haber ve yeni medya<br />

alanında çalışan medya mensupları<br />

ile düzenlenen medya eğitim programının<br />

odak noktasının tecrübe<br />

paylaşımı olduğunu söyledi. Dünyanın<br />

birçok bölgesinin olağanüstü<br />

dönemlerden geçtiğini, savaş, terör<br />

ve krizlerin dünyanın gündeminden<br />

düşmediğini kaydeden Durdu, bu<br />

dönemde medyanın rolünün, misyonunun<br />

ve işlevinin daha da önemli<br />

hale geldiğini vurguladı.<br />

Durdu, “TRT olarak yeni bir medya<br />

dili, yeni bir perspektif sunmak<br />

ve değişimlere ilham vermek üzere<br />

kurduğumuz TRT World uluslararası<br />

medyanın habercilik anlayışında<br />

şimdiden etkisini göstermeye<br />

başladı. Bunu en son 15 Temmuz<br />

olaylarında gördük. ABD ve Avrupa<br />

medyasının Türkiye’yi ve demokrasiyi<br />

yalnız bıraktığı o gecede TRT<br />

World demokrasinin ve Türkiye’nin<br />

dünyadaki en önemli sesi oldu.” dedi.<br />

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı’nın<br />

da destek verdiği TRT Uluslararası<br />

Medya Eğitim Programının<br />

8 gün süren eğitim programı süresince<br />

TRT Genel Müdür Yardımcısı<br />

İbrahim EREN ve AA Genel Müdür<br />

Yardımcısı Metin MUTANOĞLU<br />

başta olmak üzere birbirinden değerli<br />

isim yayıncılık dünyasındaki<br />

bilgi, birikim ve tecrübesini katılımcılara<br />

aktarırken; Alev Alatlı’da bir<br />

konferans verdi.<br />

79


Röportaj ŞEHİRDE YAŞAM<br />

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ KONSEYİ<br />

ZİYARETLERİNE ANKARA’DAN BAŞLADI<br />

Kasım ayında seçimle göreve gelen Akdeniz<br />

Üniversitesi Öğrenci Konseyi yeni yönetimi<br />

ziyaretlerine Ankara’dan başladı. Projelerini<br />

paylaşmak için Ankara’ya giden Öğrenci Konseyi,<br />

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bakanlar<br />

ve milletvekilleri ile biraraya geldi.<br />

Ankara’daki temaslarının ilk gününde <strong>Antalya</strong> Milletvekillerini<br />

ziyaret ederek, fikir alışverişinde bulunan öğrenciler,<br />

ikinci gün Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay<br />

Kılıç’ı ve Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Ünal’ın<br />

da katılımı ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu ziyaret<br />

ettiler.<br />

Ziyaretlerin çok verimli geçtiğini belirten Öğrenci<br />

Konseyi Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri, “Öğrenci<br />

Konseyi olarak yapmayı planladığımız projelerimizi bakanlarımız<br />

ve milletvekillerimizle paylaştık. Görüşmelerimizde<br />

olumlu sonuçlar aldık. Bazı projelerimizin alt<br />

yapısını oluşturduk. Üniversitemizin uluslararası arenada<br />

markalaşması, öğrencilerin bireysel gelişimi ve donanımı<br />

için Öğrenci Konseyi olarak sorumluluğumuzun<br />

farkındayız. Çalışmalarımızı yürütürken bu sorumluluğun<br />

bilinciyle hareket edeceğiz.” diye konuştular.<br />

Ankara ziyareti kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde<br />

15 Temmuz hain darbe girişiminde bombalanan<br />

yerleri de yerinde inceleyen öğrenciler, ülke savunma sanayinde<br />

önemli bir yeri olan HAVELSAN’ı ziyaret ederek<br />

ziyaretlerini tamamladılar.<br />

80 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

DELUXE ANTALYA<br />

MİSAFİRLERİNİ AĞIRLADI<br />

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Ak<br />

Parti Kepez İlçe Başkanı Yusuf İşleri ve ekibi,<br />

dünya turizminin başkenti, Türkiye’nin incisi<br />

<strong>Antalya</strong>’da Kepez sınırları içinde yer alan <strong>Antalya</strong><br />

Deluxe Projesi’ni ziyaret etti.<br />

Çalışmaları yerinde görerek bilgi alan<br />

Başkan Tütüncü ve beraberindeki<br />

heyet, Deluxe<strong>Antalya</strong>’yı ayrıntılarıyla<br />

inceledi ve Görgülü Grup Yönetim kurulu<br />

Başkanı Mehmet Ali Görgülü’den<br />

proje hakkında detaylı bilgi aldı.<br />

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü<br />

Deluxe <strong>Antalya</strong> projesinin hem <strong>Antalya</strong> hem<br />

de Kepez için büyük bir kazanç ve değer<br />

olduğunu belirtti.<br />

Tütüncü, böyle projelerin ilçeye artı değer<br />

katacağını vurgulayarak, “ Değerli projelerin<br />

hayata geçirilmesi ilçemize değer katıyor. Bu<br />

projenin tamamlanmasını dört gözle bekliyoruz”<br />

dedi.<br />

81


Röportaj<br />

82 www.metropoldergileri.com


OCAK 2017<br />

83


Röportaj<br />

84 www.metropoldergileri.com

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!