Metropol Dergisi - Antalya
- Metopol Dergisi Antalya Film Festivaline Damga Vurdu - Anset Genel Koordinatörü Dilaver Tanık, festivalin başarısı onur verdi - Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) Körfez Ülkeleri Temsilcisi Dr. M. Mustafa Göksu - Antalya OSB’nin Gurur Gecesi -Antalya OSB Başkanı Ali Bahar -Sümer Ezgü Sanat Akademisi - Antalya Şehir Tiyatrosu Bu Sene Perdeyi Üsdat’ın Unutulmaz Eseri “Para” İle Açtı - Tiyatro Oyuncusu Tekin Temel - TRT’nin 4. Uluslararası Medya Eğitim Programı Antalya’da Gerçekleşti
- Metopol Dergisi Antalya Film Festivaline Damga Vurdu
- Anset Genel Koordinatörü Dilaver Tanık, festivalin başarısı onur verdi
- Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) Körfez Ülkeleri Temsilcisi Dr. M. Mustafa Göksu
- Antalya OSB’nin Gurur Gecesi -Antalya OSB Başkanı Ali Bahar
-Sümer Ezgü Sanat Akademisi
- Antalya Şehir Tiyatrosu Bu Sene Perdeyi Üsdat’ın Unutulmaz Eseri “Para” İle Açtı
- Tiyatro Oyuncusu Tekin Temel
- TRT’nin 4. Uluslararası Medya Eğitim Programı Antalya’da Gerçekleşti
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
1
Röportaj<br />
2<br />
www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
3
Editör<br />
<strong>Metropol</strong> <strong>Antalya</strong><br />
Yaygın, Süreli • Kasım- Aralık 2016/ Ocak 2017<br />
YAYINCI / İMTİYAZ SAHİBİ<br />
Adına Seycan ÇAKIR<br />
YAYIN KURULU BAŞKANI<br />
Ömer Faruk MEYDAN<br />
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ<br />
Ahmet ÇAKIR<br />
Beyzat AKSOY<br />
beyzat@metropoldergileri.com<br />
Büyüyen <strong>Antalya</strong>,<br />
gelişen Türkiye<br />
<strong>Antalya</strong> hizmetten sanayiye topyekun büyüme hedefinde emin<br />
adımlarla ilerliyor. Art arda hayata geçirdiği projelerle dünya süper<br />
ligine çıkan <strong>Antalya</strong> değerine değer katmaya devam ediyor.<br />
Ülkemiz için dış finansman ihtiyacının karşılanmasında turizmin<br />
önemli bir rolü vardır, ülkemiz açısından turizm önemli bir döviz<br />
kaynağıdır.<br />
<strong>Antalya</strong> turizm sektöründe dünyada marka olması amacıyla; sağlık,<br />
kültür, doğa, spor ve golf gibi turizm çeşitliliğinin sağlanmasıyla<br />
turizm potansiyelimizin ve ülkemizi ziyaret eden turist sayısının<br />
arttırılmasına yönelik projeleri hayata geçirmeye devam ediyor.<br />
Turizmin yanı sıra <strong>Antalya</strong> uluslararası organizasyonların ve zirvelerin<br />
de vazgeçilmez adresi adeta. Sizlere geçen sayıda <strong>Antalya</strong>’yı<br />
zirvelerin başkenti yapan gönülleri anlatmıştık. Bu sayımızda da<br />
<strong>Metropol</strong> <strong>Antalya</strong> dergimizde, kendisi çok uzaklarda olmasına<br />
rağmen kalbi ülkesi için atan bir isimi kapak konuğu olarak ağırlıyoruz:<br />
Dr. M. Mustafa Göksu<br />
Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA)<br />
Körfez Ülkeleri Temsilcisi Dr. M. Mustafa Göksu’ya <strong>Antalya</strong>’da<br />
gerçekleştirilen zirveleri sorduk.<br />
Sayın Göksu’nun da değimiyle bu ülkenin “Karşılıksız Türkiye<br />
sevgisi” ile hizmet edecek gönüllere çok ihtiyacı var. Hedefimiz<br />
büyüyen, gelişen, söz sahibi, yeni bir Türkiye...<br />
Keyifli okumalar<br />
YAYIN YÖNETMENİ<br />
Çiğdem KURUT<br />
GÖRSEL YÖNETMEN<br />
Ahmet TOK<br />
PROJE KOORDİNATÖRÜ<br />
Beyzat AKSOY<br />
REKLAM KOORDİNATÖRÜ<br />
Almıla TELLİLER<br />
Canan ÖZER<br />
GRAFİK TASARIM<br />
FOTOĞRAF<br />
Ahmet ÇAKIR<br />
Beyzat AKSOY<br />
HUKUK DANIŞMANI<br />
Av. Seda KARA<br />
YÖNETİM YERİ<br />
Akabe Mh. Şehit Furkan Doğan Cd. Bey Plaza<br />
A Blok 5/ 503 Karatay/ KONYA<br />
Tel: 0332 323 10 18 Faks: 0332 323 10 19<br />
www.metropoldergileri.com<br />
ANTALYA OFİS<br />
Şirinyalı Mh. 1497 Sk. Arslan Ap. 4/7<br />
Muratpaşa/ ANTALYA<br />
Tel: 0242 316 16 86 Faks: 0242 316 16 87<br />
info@metropoldergileri.com<br />
antalya@metropoldergileri.com<br />
BASKI<br />
GÜLERMAT MATBAACILIK<br />
5619 Sk. No: 6 Meriç Mah.<br />
Çamdibi-Bornova/İZMİR<br />
gulermat1@gmail.com • info@gulermat.com<br />
Tel : 0232 433 61 33<br />
DAĞITIM<br />
4 www.metropoldergileri.com<br />
Ocak 2017
5
6 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
7
8 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
9
Röportaj<br />
İÇİNDEKİLER<br />
10 32 36<br />
Kapak<br />
Konusu<br />
18<br />
Dr. M.<br />
Mustafa<br />
GÖKSU<br />
Başbakanlık Türkiye Yatırım<br />
Destek ve Tanıtım Ajansı<br />
(TYDTA) Körfez Ülkeleri<br />
Temsilcisi<br />
Haber<br />
22<br />
23<br />
24<br />
28<br />
35<br />
65<br />
BAKA’nın lokomotifi <strong>Antalya</strong><br />
Sûfî Yolu Projesi İçin Yola Çıkıldı<br />
<strong>Antalya</strong> OSB’nin Gurur Gecesi<br />
Türkiye - Ukrayna Zirvesi<br />
MENA Zirvesi<br />
7. Konyaaltı Kitap Fuarı<br />
48 TİYATRO 58 PROJE 70 ARAŞTIRMA 72 SAĞLIK<br />
10 www.metropoldergileri.com
Ocak 2017<br />
44<br />
46 64<br />
Röportaj<br />
16<br />
Anset Genel<br />
Koordinatörü<br />
Dilaver<br />
TANIK<br />
38<br />
Sanat Akademisi<br />
Sümer<br />
EZGÜ<br />
SAYI: 12<br />
50<br />
Oyuncu<br />
Tekin<br />
TEMEL<br />
11
Festival<br />
53. Uluslararası <strong>Antalya</strong><br />
Film Festivali’nde neler yaşandı<br />
134 FİLM İZLEYİCİ İLE BULUŞTU<br />
Türkiye’nin en köklü sinema etkinliği<br />
Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali;<br />
16-23 Ekim tarihleri arasında 7<br />
salonda, 227 seansta 39 ülkeden 134<br />
film izleyicileriyle buluşturdu, 130’a<br />
yakın yan etkinlik düzenledi, Altın<br />
Portakal dahil 43 ödül sahibini buldu.<br />
Festival Merkezi, Festival Yolu<br />
ve Film TMR platformu gibi yepyeni<br />
adımlarla sinemaya ve <strong>Antalya</strong>’ya<br />
katkı sağladığı bir yılı daha geride<br />
bıraktı.<br />
EŞ ZAMANLI YAYIN<br />
<strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediye Başkanı<br />
Menderes Türel başkanlığında<br />
ve Elif Dağdeviren direktörlüğünde<br />
gerçekleştirilen 53. Uluslararası<br />
<strong>Antalya</strong> Film Festivali, EXPO 2016<br />
<strong>Antalya</strong> Kongre Merkezi’ndeki<br />
muhteşem kapanış töreniyle sona<br />
erdi. Her iki tören de <strong>Antalya</strong> Kültür<br />
Merkezi’ne (AKM) kurulan dev<br />
ekranlarda eş zamanlı olarak yayınlandı.<br />
500’DEN FAZLA AKREDİTASYON<br />
Geniş bir katılımcı kitlesinin takip<br />
ettiği festivale <strong>Antalya</strong>’nın iletişim<br />
fakültesi öğrencileri ve akademisyenlerinin<br />
de yoğun ilgi vardı. Bu<br />
sene ilk defa gösterimleri ve etkinlikleri<br />
kolaylıkla takip edebilmeleri<br />
için üniversiteye özel 500’den fazla<br />
festival akreditasyonu sağlandı.<br />
JÜRİDE ÖNEMLİ İSİMLER<br />
Altın Ayı ve 6 Altın Portakal ödüllü<br />
usta yönetmen Semih Kaplanoğlu’nun<br />
başkanlığını yaptığı Ulusal<br />
Uzun Metrajlı Film Yarışması jürisinde;<br />
yine Altın Portakal sahibi<br />
Beste Bereket, cast direktörü Harika<br />
Uygur, sinema, tiyatro ve dizi<br />
oyuncusu Mehmet Özgür, müzisyen<br />
Orhan Topçuoğlu, Norveç Trömsö<br />
Uluslararası Film Festivali Direktörü<br />
Martha Otte ile uluslararası sinema<br />
endüstrisinin en önemli isimlerinden<br />
sinema yazarı ve danışman<br />
Sydney Levine da vardı.<br />
GÖRÜLMEMİŞ EŞİTLİK<br />
Uluslararası Yarışma filmlerinde ise bu<br />
12 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
yıl, festivaller genelinde görülmemiş<br />
biçimde, kadın ve erkek yönetmenler<br />
eşitliği sağlandı. On filmden dördünü<br />
kadın, dördünü erkek yönetmenler<br />
çekti, iki tanesi de biri kadın biri erkek<br />
olan, ikişer yönetmen tarafından yapıldı.<br />
Uluslararası yarışmaya Türkiye’den<br />
seçilen iki film; “Tereddüt” (ClairObscur)<br />
Yeşim Ustaoğlu’nun, “Toz” (Dust)<br />
ise Gözde Kural’ın imzasını taşıyordu.<br />
460 BİN TL ÖDÜL<br />
Ulusal ve Uluslararası Yarışma, Sümer<br />
Tilmaç <strong>Antalya</strong> Film Destek Fonu ve<br />
<strong>Antalya</strong> Film Forum ile izleyici ödülleri<br />
ve özel ödüller de dahil toplam 43<br />
ödül sahiplerini bulurken 460 bin TL<br />
ve 50 bin Euro para ödülü dağıtıldı.<br />
(Ulusal Yarışma 100 bin TL/ Uluslararası<br />
Yarışma 50 bin Euro/ Sümer<br />
Tilmaç <strong>Antalya</strong> Film Destek Fonu 100<br />
bin TL/ <strong>Antalya</strong> Film Forum Belgesel<br />
Pitching Platformu 2 projeye toplam<br />
60 bin TL/ <strong>Antalya</strong> Film Forum Kurmaca<br />
Pitching Platformu 2 projeye<br />
toplam 60 bin TL/ <strong>Antalya</strong> Film Forum<br />
WorkInProgress Ödülü 100.000<br />
TL) Ayrıca festivalin ulaşım sponsoru<br />
THY tarafından En İyi Film’e verilen 1<br />
milyon uçuş mili’nin sahibi “Mavi Bisiklet”in<br />
yapımcısı Ümit Köreken oldu.<br />
TRT’nin, <strong>Antalya</strong> Film Forum Proje<br />
Geliştirme ödülünü ise (40 bin TL)<br />
Şahmerdan kazandı.<br />
HAYRAN KALDILAR<br />
53. Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali,<br />
konuklarıyla da dikkatleri üzerine<br />
çekti. Açılış töreninde Altın Portakal<br />
Onur Ödülü alan başarılı genç Fransız<br />
oyuncu AudreyTautou, Uluslararası<br />
Jüri üyesi olarak gelen ve “<strong>Antalya</strong>’ya<br />
hayran kaldım. Bütün arkadaşlarıma<br />
anlatacağım” diyen ünlü Amerikalı<br />
oyuncu AndieMacDowell, Yaşam<br />
Boyu Başarı ödüllerinin sahipleri, çok<br />
özel iki isim; İran sinemasının genç<br />
ustalarından AsgharFarhadi ve oyunculuğun<br />
yaşayan efsanelerinden HarveyKeitel…<br />
ULUSLARARASI İSİMLER<br />
Kapanış törenindeki mini konseriyle<br />
büyüleyen, sert filmlerin sert görünüşlü<br />
ama yumuşak ruhlu ustası Robert<br />
Davi, Uluslararası Jüri’ye başkanlık<br />
eden Oscar ve Bafta ödüllü İngiliz<br />
saygın yönetmen Hugh Hudson, yine<br />
Uluslararası Jüri’de yer alan bol ödüllü<br />
senarist ve yönetmen WashWestmoreland,<br />
Filistinli kadın yönetmen Najwa-<br />
Najjar, ile Altın Küre ödüllü oyuncu<br />
RutgerHauer…<br />
DÜNYA YILDIZLARI<br />
Festival kapsamında gösterilen “İkinci<br />
Bahar” (Silver Skies) filminin Amerikalı<br />
usta oyuncusu George Hamilton,<br />
festivalde bir Ustalık Atölyesi gerçekleştiren<br />
Portekizli yıldız EsaiMorales,<br />
“Şeytanın Avukatı” (Devil’sAdvocate)<br />
ve Gladyatör filmi ile parlayan yetenekli<br />
ve güzel oyuncu ConnieNielsen,<br />
efsane filmlerin usta Amerikalı oyuncusu<br />
John Savage, sinema tarihine<br />
damga vurmuş “Postacı” (IlPostino)<br />
filminin başrol oyuncularından ve<br />
“Dünya Yetmez” ile Bond kızlarından<br />
biri olan İtalyan oyuncu Maria Grazia-<br />
Cucinotta, dünya ekranlarında fırtınalar<br />
estiren “Game of Thrones” dizisi ile<br />
gençlerin yakından takip ettiği İngiliz<br />
oyuncu Tara Fitzgerald, yine bir başka<br />
efsaneleşmiş oyuncu ArmandAssante<br />
ve Altın Palmiye dahil dünyanın<br />
önemli festivallerinden 50’ye yakın<br />
ödülü olan Filipinli ünlü yönetmen<br />
BrillanteMendosa festivalin bu yılki<br />
uluslararası büyüleyici isimlerindendi.<br />
DEV EKİP<br />
Bu konukların ve tüm festival konuklarının<br />
ağırlanması için birden çok lisan<br />
bilen 25 mihmandar ile 500 saha<br />
görevlisi 200 araç ile 16 saat duraksız<br />
çalışan shuttle servisler aracılığı ile 5<br />
hotel ve 4 festival merkezi arasında mekik<br />
dokudu. <strong>Antalya</strong> havalimanında<br />
ICF ve İstanbul’da TAV özel karşılama<br />
servisleri ile 24 saat havaalanı hizmeti<br />
verildi. 15 kayıt noktasında 3000 katılımcının<br />
kaydı yapılırken bunların<br />
2000 adetinin uçak biletlemesi ana<br />
sponsor THY işbirliği ve Scala MICE<br />
tarafından gerçekleştirildi. En önemlisi<br />
de bütün bunlar hiç hayır denilmeden<br />
yapıldı.<br />
YENİLİKLERLE DİKKAT ÇEKTİ<br />
Yarım asırlık tecrübesine sürekli yeni<br />
açılımlar ekleyerek hem sinemamıza<br />
hem <strong>Antalya</strong>’ya katkısını artıran<br />
festival; bu yıl bilhassa yenilikleriyle<br />
dikkat çekti. Yerli ve yabancı, 3000 konuğu<br />
<strong>Antalya</strong>’nın özgün atmosferinde<br />
ağırlayan, 20 bin biletin kesildiği, bir o<br />
kadar da akredite seyirci alan festival;<br />
geçtiğimiz yıllarda da festivale mekan<br />
olarak büyük katkılar sağlayan Cam<br />
13
Festival<br />
Piramit’i bu yıldan itibaren Festival<br />
Merkezi olarak 8 gün boyunca sinema<br />
profesyonellerinin hizmetine<br />
açtı. Bu amaçla 40 TIR malzemenin<br />
kullanıldığı Cam Piramit’te 14 özel<br />
oda ve ofis kuruldu.<br />
250 BASIN MENSUBU<br />
500 kişiye hizmet verebilecek oturma<br />
grubu ve ofis malzemelerinin<br />
yerleştirildiği mekan, 2 bin 500<br />
metrekare halı ile kaplanarak özel<br />
aydınlatma sistemi ile ışıklandırıldı.<br />
Yerel, ulusal ve uluslararası alandan<br />
festivali takip etmek üzere gelen<br />
250’ye yakın basın mensubuna hizmet<br />
vermek üzere bir basın merkezinin<br />
de yer aldığı mekanda ayrıca<br />
200 kişilik özel bir gösterim salonu<br />
ile 6 adet video izleme odası oluşturuldu.<br />
ŞÖLEN ALANINA DÖNÜŞTÜ<br />
Festivalin ana mekanlarından Cam<br />
Piramit ve AKM’nin yer aldığı <strong>Antalya</strong><br />
Kültür Park içerisinde bulunan<br />
Kral Yolu da Festival Yolu adıyla<br />
PeraEvent tarafından tüm konuklar<br />
için bir şölen alanına dönüştürüldü.<br />
KÜÇÜKLER UNUTULMADI<br />
Aralarında <strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi<br />
Evcil Hayvan Edindirme standından,<br />
çocuklara yönelik etkinliklerin<br />
bulunduğu alanlar ile dublaj ve greenbox<br />
deneyimleri yaşatan uygulamalara<br />
kadar 14 farklı standın kurulduğu Festival<br />
Yolu, 12 saat boyunca, büyük küçük<br />
herkesin keyifle vakit geçirdiği, ünlü simalarla<br />
yan yana gelip sohbet ettiği, kitaplarını<br />
imzalattığı, fotoğraf çektirdiği<br />
capcanlı bir etkinlik alanıydı.<br />
4 ÇADIR KURULDU<br />
Aynı zamanda her gece ayrı bir konsere<br />
sahne olarak sinemayla müziği buluşturdu.<br />
Tanıtım ve duyuruların, anlık olarak<br />
70 metrekarelik LED ekranlardan yapıldığı<br />
güzergahta, 50 metrekarelik 4 adet<br />
çadır kuruldu.<br />
İMZA VE SOHBET<br />
Festival Yolu’nda bu yılki Onur Ödülü<br />
sahibi Yılmaz Gruda ve Feyzi Tuna,<br />
Ulusal Jüri üyesi, cast direktörü Harika<br />
Uygur, Yeşilçam’ın usta oyuncularından<br />
ve “Babamın Kanatları” filmindeki<br />
performansı ile Altın Portakal kazanan<br />
Menderes Samancılar, İstanbul<br />
Film Festivali’nin kurucusu ve 25 yıl<br />
direktörlüğünü yapan Hülya Uçansu<br />
ile yapımcı Arif Keskiner, ve oyunculuğunun<br />
yanı sıra şiirleriyle de bilinen<br />
emektar isim Kemal İnci, kitaplarını<br />
imzalayarak hayranlarıyla sohbet etti.<br />
GÖSTERİLER YAPILDI<br />
Özgün Çoban, Ümit Kantarcılar, Gülsen<br />
Tuncer, Selim Bayraktar, Alper<br />
Saldıran, Berke Üzrek, Kaan Çakır gibi<br />
özellikle gençlerin gözdesi olan bazı<br />
isimler de sohbet saatlerinde <strong>Antalya</strong><br />
halkı ile buluştu. Göksel, Taksim Trio,<br />
Mehmet Erdem, Sümer Ezgü ve Sixpack’in<br />
konser verdiği alanda ayrıca dans<br />
gösterileri ile film müzikleri konserleri<br />
de gerçekleştirildi.<br />
BİZZAT SAHNEDEYDİ<br />
Türkiye’de üretilen filmlerin ulusal ve<br />
uluslararası alanlarda satış, dağıtım,<br />
iletişim ve pazarlamalarına katkıda bulunmak<br />
üzere başlatılan Film TMR,<br />
geçtiğimiz yıl Festival Direktörü Elif<br />
Dağdeviren tarafından sektör temsilcilerine<br />
özel bir sunumla duyurulmuştu.<br />
Bu yıldan itibarense Film TMR (Film<br />
Talentand Marketing Rounds) bizzat<br />
14 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
sahnedeydi!<br />
57 TÜRK FİLMİ BAŞVURDU<br />
Film TMR’ye henüz ilk yılında 57 Türk<br />
filmi başvurdu. Yerli yapımlara pazarlama<br />
ve finans anlamında ulusal ve<br />
uluslararası destek sağlamayı hedefleyen<br />
platform; üreticiler ile dağıtımcıları,<br />
online ve televizyon film alıcılarını<br />
buluşturdu, ön anlaşmaları Film<br />
TMR’de yapılan filmler oldu.<br />
ULUSLARARASI KATILIM<br />
Türkiye dışında Rusya, Almanya,<br />
Makedonya, İran, Fransa, Çin, Azerbaycan,<br />
Yunanistan ve Amerika Birleşik<br />
Devletleri’nden de katılım vardı.<br />
Sektör bazında tüm bu ülkeler arasında<br />
birebir görüşme organizasyonları<br />
gerçekleşti.<br />
BİN 800 KİŞİ GÖREV ALDI<br />
53. Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali’nin,<br />
yerli ve yabancı sinema yıldızlarıyla<br />
ışıldayan açılış ve kapanış<br />
törenlerine ev sahipliği yapan EXPO<br />
2016 <strong>Antalya</strong> Kongre Merkezi de 1800<br />
kişinin görev aldığı titiz bir çalışmayla<br />
hazırlandı. Törenlerin olmazsa olmazı<br />
‘kırmızı halı’ geçişi için halıdan 63<br />
metre uzunluğunda yol yapıldığı mekana,<br />
700 metrekare LED ekran sistemi<br />
kuruldu.<br />
3 AY BOYUNCA ÇALIŞTILAR<br />
Sadece sahne için 320 kişilik ekip 4<br />
gün boyunca çalışırken açılış töreninin<br />
unutulmaz sahnelerini oluşturan<br />
görsel şovlar için 12 kişilik uluslararası<br />
bir ekip, 3 ay boyunca çalıştı.<br />
KORTEJDE ŞOV VARDI<br />
Festivalin ‘olmazsa olmaz’ı, geleneksel<br />
kortejde ise bu sene tam bir şov vardı.<br />
Sinema filmleri ve dizilerde kullanılan<br />
15 klasik araç; <strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi<br />
Bandosu’nun film müzikleri<br />
eşliğinde John Savage, Maria Grazia-<br />
Cucinotta, EsaiMorales, Mustafa Alabora,<br />
Ali Düşenkalkar, Özgür Çevik,<br />
Mehmet Özgür, Menderes Samancılar,<br />
Nursel Köse, Tijen Par, Erhan Yazıcıoğlu,<br />
Ziya Kürküt, Göksel, Özgün Çoban,<br />
Ümit Kantarcılar, Aliye Uzunatağan,<br />
Selim Bayraktar, Selim Gürata, Erdal<br />
Tosun, Atilla Olgaç, Gülsen Tuncer,<br />
Ayten Uncuoğlu ve Ali İpin gibi isimleri<br />
<strong>Antalya</strong>lılar ile buluşturdu.<br />
SELAMLAMALAR<br />
Sinemamızın gizli kahramanlarına<br />
saygı duruşunda bulunan Rabarba<br />
sergisinin yıldızları dublaj sanatçıları<br />
da kortejde halkı selamlayan isimler<br />
arasındaydı.<br />
HER ŞEY VARDI<br />
Festivali takip etmekle yetinmeyip festivalden<br />
bir hatıra saklamak isteyenler<br />
ve koleksiyonerler için de 53. Uluslararası<br />
<strong>Antalya</strong> Film Festivali’nde her şey<br />
vardı. 3 bin adet kataloğun basıldığı<br />
festivalde, Ali Can Sekmeç tarafından<br />
hazırlanan 1500 adet “Altın Portakallı<br />
Sanatçılar” kitabı da festival takipçilerine<br />
sunuldu.<br />
YOĞUN İLGİ<br />
Fotoğraf sanatçısı Serdal Güzel ve<br />
oyuncu Deniz Çakır işbirliğiyle hayata<br />
geçirilen, 150 dublaj sanatçısının<br />
fotoğraflarıyla hikayelerinden oluşan<br />
“Rabarba” adlı kitap da 2 bin adet basılırken<br />
sergi ziyaretçileri tarafından yoğun<br />
ilgi çekti ve hemen tükendi. Deniz<br />
Yavuz tarafından sektöre özel olarak<br />
hazırlanan “Türkiye Sinemasının Dijital<br />
Serüvenindeki Son 5 Yıl” kitapçığı<br />
da sektörün ilgisiyle karşılandı.<br />
15
Festival<br />
SOSYAL<br />
SORUMLULUK<br />
PROJELERİ<br />
Her yıl olduğu gibi bu yıl<br />
da festivale özel tasarlanmış<br />
çanta ve tshirt’ler<br />
takipçilerin gözdesiydi;<br />
1750 t-shirt ve 1500<br />
çanta, festival boyunca<br />
sinemaseverlerin üzerindeydi.<br />
Çantalar; <strong>Antalya</strong><br />
Büyükşehir Belediyesi<br />
sosyal sorumluluk projeleri<br />
kapsamında geliştirilen<br />
ve amacı, unutulan<br />
el işçiliğini yaşatarak ev<br />
kadınlarına ek gelir imkanı<br />
sağlamak olan ASMEK<br />
tarafından tek tek elle dikilerek<br />
hazırlandı.<br />
HEDİYELER DE VARDI<br />
Çantaların içinde de yine <strong>Antalya</strong><br />
Büyükşehir Belediyesi Özel Eğitim<br />
ve Rehabilitasyon Merkezi öğrencileri<br />
tarafından elleriyle yaptıkları<br />
hediyeler yer aldı.<br />
SPONSORLAR<br />
53. Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali<br />
bu yıl da güçlü destekçileriyle<br />
sinemaya katkılarını artırdı. Festival;<br />
Türk Hava Yolları’nın (THY)<br />
ulaşım sponsorluğu, Turkuvaz<br />
Medya’nın ana medya sponsorluğunda,<br />
Türk Telekom, EXPO 2016,<br />
1000 Volt Post Production, ICF<br />
Airports, The Land of LegendsTheme<br />
Park Rixos, RixosDowntown,<br />
Hotel Su, Puding Otel, Memorial,<br />
TAV, Denizbank, Philips, Ajans<br />
Press, Anadolu Yakası, Steigenberger<br />
Hotel Maslak İstanbul, AVR<br />
Sigorta, Rebul, Sortie, AKRA Barut<br />
Hotel, Kızılay İçecek, Sola Unitas,<br />
MAC, Portakalbahcem.com, <strong>Antalya</strong><br />
Migros AVM, Nehirim Cattering,<br />
Mark <strong>Antalya</strong>, BNG-Nilgün<br />
Gülen, MD Kuaför, Urart, Anatoli,<br />
Setrow, Arma Balık ve Shikka’nın<br />
desteğiyle gerçekleşti.<br />
ULUSAL ÖDÜLLER<br />
• En İyi Film: Mavi Bisiklet (Ümit Köreken)<br />
• En İyi Yönetmen: Ümit Köreken (Mavi Bisiklet)<br />
• En İyi İlk Film Ödülü - Babamın Kanatları (Kıvanç Sezer)<br />
• En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü - Kübra Kip (Babamın Kanatları)<br />
• En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü - HajiGulAser (Toz)<br />
• En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü - Rauf (Vedat Özdemir)<br />
• En İyi Kurgu Ödülü - Genç Pehlivanlar (Ali Aga)<br />
• En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü - Rauf (Devrim Ömer Ünal)<br />
• Dr. Avni Tolunay Juri Özel Ödülü - Babamın Kanatları (Kıvanç Sezer)<br />
• Behlül Dal Jüri Özel Ödülü - Genç Pehlivanlar Tüm Oyuncuları<br />
• Film Yöneticileri Derneği (FİLM YÖN) En İyi Yönetmen Ödülü - Yeşim<br />
Ustaoğlu (Tereddüt)<br />
• Rengahenk Film Seçkisi İzleyici Ödülü: Yağmurlarda Yıkansam (Gülten<br />
Taranç)<br />
ULUSAL ÖDÜLLER<br />
• Belgesel Film Seçkisi İzleyici Ödülü: Ben Ömer (Mesut Gengeç)<br />
• Kısa Film Seçkisi Ödülü: 7 Santimetre (Metehan Şereflioğlu)<br />
• En İyi Senaryo: Ümit Köreken (Mavi Bisiklet )<br />
• En İyi Kadın Oyuncu: Ecem Uzun (Tereddüt)<br />
• En İyi Erkek Oyuncu: Menderes Samancılar (Babamın Kanatları)<br />
• En İyi Müzik: Burak Korucu (Babamın Kanatları)<br />
• Ulusal Yarışma İzleyici Ödülü: Babamın Kanatları (Kıvanç Sezer)<br />
ÖZEL ÖDÜLLER<br />
• Sümer Tilmaç <strong>Antalya</strong> Film Destek Fonu Ödülü: Ay Dede (Abdurrahman<br />
Öner)<br />
• Yaşam Boyu Başarı Ödülü: Emel Sayın<br />
• Yaşam Boyu Başarı Ödülü: HarveyKeitel<br />
• Yaşam Boyu Başarı Ödülü: AsgharFerhadi<br />
• Altın Portakal Onur Ödülü: AudreyTautou<br />
• Altın Portakal Onur Ödülü: Feyzi Tuna<br />
• Altın Portakal Onur Ödülü: Yılmaz Gruda<br />
• Altın Portakal Emek Ödülü: Altan Karındaş<br />
• Altın Portakal Emek Ödülü: Toron Karacaoğlu<br />
• Yıldırım Önal Anı Ödülü: Kenan Işık<br />
ULUSLARARASI ÖDÜLLER<br />
• En İyi Film: Tereddüt (Yeşim Ustaoğlu)<br />
• En İyi Yönetmen: Yeşim Ustaoğlu (Tereddüt)<br />
• En İyi Erkek Oyuncu: Tamer Nafar (48 Kavşağı / Junction 48’)<br />
• En İyi Kadın Oyuncu: Ecem Uzun (Tereddüt)<br />
• En İyi Senaryo: Marina Seresesky (Açık Kapı / La PuertaAbierta)<br />
• En İyi Müzik: Tamer Nafar (48 Kavşağı / Junction 48’)<br />
• İzleyici ödülü: Açık Kapı (La PuertaAbierta)<br />
• Jüri Özel Ödülü: Başkalarının Evi (House of Others)<br />
ANTALYA FİLM FORUM ÖDÜLLERİ<br />
• Villa Kult Rezidans Ödülü - Anadolu Leoparı<br />
• TRT Proje Geliştirme Ödülü - Şahmerdan<br />
• Kurmaca Pitching Platform Ödülü - Kız Kardeşler/Güven<br />
• Belgesel Pitching Platform Ödülü - Ben de Buradayım/Kim Mihri<br />
• Difiglame Renklendirme ve Görsel Efekt - Daha<br />
• Work in Progress Ödülü – Mr. Gay Suriye<br />
16 www.metropoldergileri.com
METROPOL;<br />
ANTALYA FİLM FESTİVALİ’NE<br />
DAMGA VURDU<br />
Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali bu yıl<br />
sinemanın renkli ve büyülü dünyasının kapılarını<br />
53.kez açtı.<br />
Film sektörünü geleceğe daha emin adımlarla<br />
taşımayı hedefleyen <strong>Antalya</strong> Film<br />
Festivali bu yıl da yine tüm dikkatleri üzerine<br />
çekti. Festival’in resmi yayını <strong>Metropol</strong><br />
Dergileri de büyülü alandaki yerini<br />
aldı. <strong>Metropol</strong> Ailesi Altın Portakal Ödül<br />
Töreninde o önemli geceye tanıklık etti.<br />
Bu yıl sosyal sorumluluk projeleriyle adından söz ettiren<br />
Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali, ödül töreninde de<br />
renkli görüntülere sahne oldu. Festival bir kez daha Türkiye<br />
sinemasının en güçlü çekim merkezi olmayı başardı.<br />
17
DEĞERLENDİRME<br />
Anset Genel<br />
Koordinatörü<br />
Dilaver Tanık,<br />
festivalin başarısı<br />
onur verdi<br />
<strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi yine unutulmayacak<br />
bir festivale imza attı. Büyükşehir<br />
Belediyesi’nin 16-23 Ekim tarihleri arasında<br />
gerçekleştirdiği Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film<br />
Festivali ile <strong>Antalya</strong>lılar sinema ve etkinlik<br />
dolu muhteşem bir festival yaşadı. Dev<br />
bir kadronun canla başla görev yaptığı<br />
festivalde iz bırakan etkinlikler, filmler ve<br />
gösterimler yer aldı.<br />
Türk sinemasının Oscarı 53’ncü Uluslararası<br />
<strong>Antalya</strong> Film Festivali 16-23<br />
Ekim tarihleri arasında sinemaseverlere<br />
dolu dolu günler yaşattı. Festivalin<br />
sorunsuz ve başarıyla geçmesi için<br />
aylardır hazırlık yapıldığını ve dev<br />
bir kadronun görev aldığını belirten.<br />
ANSET Genel Koordinatörü Dilaver<br />
Tanık, <strong>Antalya</strong>lılara muhteşem bir festival<br />
yaşatmak 1800 kişinin canla başla<br />
çalıştığını söyledi.<br />
EKİP BAŞARISI<br />
Yerli ve yabancı sanatçıların katılımı ile<br />
dolu dolu etkinliklerle gerçekleştirilen<br />
<strong>Antalya</strong> Film Festivali’nin sorunsuz ve<br />
başarılı geçmesi için ekiplerin gecesini<br />
gündüze kattığını belirten Tanık,<br />
Cam Piramit, AKM ve EXPO Kongre<br />
Merkezi’nde yapılan film gösterimleri<br />
ve etkinlikleri anlattı. Cam Piramit’in<br />
Festival Merkezi olarak hizmet verdiğini<br />
belirten Tanık, AKM, Migros ve<br />
Markantalya’da Ulusal, Uluslararası<br />
filmlerle birlikte, Rengahenk Seçkisi,<br />
Ulusal Belgesel Film Seçkisi, Ulusal<br />
Kısa Film Seçkisi, Açılış ve Özel gösterim<br />
olmak üzere 100’e yakın film gösterimi<br />
gerçekleştirildiğini söyledi.<br />
ÖZEL GÖSTERİMLER<br />
Tanık festivalde ‘Onuruna’, ‘Anısına’<br />
olmak üzere özel film gösterimleri<br />
gerçekleştirildiğini hatırlatarak,<br />
“Özellikle vurguladığımız temalar<br />
Güneş Tutulması ve Hiçbir Yerin İnsanları’<br />
festival etkinlikleri içerisinde<br />
dikkat çekti. Özel bölümler kategorisinde<br />
Dünya sinemalarından,<br />
‘Bir Ülkeye Bakış; Çin’, Ustaların<br />
gözünden, Gece yarısı gösterimleri,<br />
Engelsiz filmler, Kapalı Gişe Atıf Yılmaz<br />
ve Sümer Tilmaç <strong>Antalya</strong> Film<br />
Destek Fonu bölümü filmleri gösterimleri<br />
de sinema izleyicisinden tam<br />
not aldı.” Dedi.<br />
FESTİVAL YOLUNDA 125 ETKİNLİK<br />
Festival kapsamında <strong>Antalya</strong> Film Forum<br />
2016 içerisinde Su Otel’de dolu<br />
dolu Masterclass, panel ve söyleşiler<br />
gerçekleştirildiğinin altını çizen Tanık,<br />
“ Ayrıca Cam Piramit’de düzenlenen<br />
Film TMR içerisinde film buluşmaları,<br />
konferansları gerçekleştirdik, Kısa<br />
Film merkezi oluşturduk ve panel ‘Rabarba’<br />
adlı sergiyi açtık. Aynı zamanda<br />
Konyaaltı Açık Hava Film gösterimleri<br />
ve festival yolu etkinlikleri ile sanat<br />
dolu günler geçirdik. Festival boyunca<br />
festival yolunda 125 etkinlik düzenledik”<br />
dedi.<br />
SİNEMA TIR’I İLÇELERİ DOLAŞTI<br />
Her yıl festivalin açılışında gerçekleştirilen<br />
Geleneksel ‘Yıldızlar Geçidi kortejinin<br />
yine <strong>Antalya</strong>lıların yoğun ilgisi<br />
ile sorunsuz ve başarılı gerçekleştirildiği<br />
dile getiren Dilaver Tanık, “ Kortejde<br />
1 tır, iki üstü açık iki katlı Otobüs,<br />
18 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
15 klasik araç, 12 kilometrelik güzergah da<br />
iki saat boyunca sanatçılarımız <strong>Antalya</strong>lılarla<br />
kucaklaştı. Ayrıca sinema TIR’ı <strong>Antalya</strong>’nın<br />
19 ilçesinde hem doğusunda hem<br />
de batısında 1500 kilometre yol yaparak<br />
halkla buluştu. 1 Ekim’de Gazipaşa ve Korkuteli’nde<br />
halkla buluşan Sinema TIR’ı, 10<br />
Ekim’e kadar, her gün, Alanya-Elmalı, Akseki-Kaş,<br />
İbradı-Demre, Gündoğmuş-Finike,<br />
Manavgat-Kumluca, Kemer-Serik,<br />
Aksu-Döşemealtı, Muratpaşa-Konyaaltı<br />
ilçelerinde gösterim yaptı.”dedi.<br />
ONUR VERİCİ DUYGU<br />
Cam Piramit’in kurulum süresinde 40<br />
TIR malzeme kullanıldığını, 2500 metrekare<br />
halı ile kaplandığını belirten<br />
Dilaver Tanık <strong>Antalya</strong> Kültür Merkezi<br />
AKM için de 2 adet sinema salonunda<br />
branding çalışması yaptıklarını söyledi.<br />
Dilaver Tanık, EXPO Kongre Merkezi’nde<br />
muhteşem bir sahne tasarımı gerçekleştirildiğini<br />
belirterek, “ Uzun süre<br />
utulmayacak bir sahne tasarımı ile festivalimizi<br />
başarılı bir şekilde tamamladık.<br />
Bunun için dev bir kadro emek verdi.<br />
Her şeye değdi. Başkanımız Menderes<br />
Türel’in, kusursuz, sorunsuz bir festival<br />
gerçekleştirilmesi için ekibimizle birlikte<br />
gece gündüz bizlere verdiği destek için<br />
teşekkür ediyoruz. Festival başkanımızı<br />
başarılı çalışmalar gerçekleştirmesi ekibe<br />
de yansıdı. Festivalimizin tüm dünyada<br />
konuşuluyor olması bizleri çok sevindirdi.<br />
Bu her şeyin üstünde gurur ve<br />
onur verici bir duygu. “ dedi.<br />
53’NCÜ ULUSLARASI ANTALYA FİLM FESTİVALİ ETKİNLİK VE FİLM SAYILARI<br />
Uluslararası Yarışma: 10<br />
Ulusal Yarışma: 12<br />
Rengahenk Seçkisi: 10<br />
Ulusal Belgesel Film Seçkisi: 16<br />
Ulusal Kısa Film Seçkisi: 10<br />
Açılış Filmi: 1<br />
Özel Gösterim: 10<br />
Onuruna: 3<br />
Bölümler:<br />
Güneş Tutulması: 7<br />
Hiçbir Yerin İnsanları: 5<br />
Bir Ülkeye Bakış: Çin: 5<br />
Dünya Sinemalarından: 14<br />
İlk Filmler: 9<br />
Ustaların Gözünden: 9<br />
Gece Yarısı Gösterimleri: 3<br />
Anısına: 8<br />
Kapalı Gişe Atıf Yılmaz: 3<br />
Engelsiz Filmler: 2<br />
Sümer Tilmaç <strong>Antalya</strong> Film Destek Fonu:<br />
(senaryo aşaması) 6<br />
ANTALYA FİLM FORUM 2016<br />
Masterclass & Panel& Söyleşiler: 7<br />
Work in Progress Platformu<br />
Belgesel Pitching Platformu<br />
Kurmaca Pitching Platformu<br />
FİLM TMR (FİLM TALENT MARKETİNG<br />
ROUNDS)<br />
Film TMR Buluşmaları: 4 gün<br />
Film TMR Konferansları: 3<br />
KISA FİLM MERKEZİ<br />
Panel & Söyleşi: 3<br />
Sergi: 1 (Rabarba)<br />
Konyaaltı Açık Hava Film Gösterimleri: 3<br />
Festival Panel&Masterclass 3<br />
Festival Yolu Etkinlikleri<br />
Festival Boyunca; Festival Yolunda. 125<br />
etkinlik düzenlenmiştir.<br />
Kortej: 1 tır, 2 üstü açık 2 katlı otobüs, 15<br />
adet klasik araç, 2 saat sürüp, 12 km yol<br />
güzergahı gidilmiştir.<br />
Sinema Tır’ı<br />
<strong>Antalya</strong>’nın Doğu ve Batı ilçeleri (19 İlçe)<br />
2 Tırda 2 personel (Şoför ve Teknik)<br />
Toplamda 1500km fazla yol yapılmıştır.<br />
1 Ekim 2016 Gazipaşa-Kortuteli<br />
2 Ekim 2016 Alanya - Elmalı<br />
3 Ekim 2016 Akseki-Kaş<br />
4 Ekim 2016 İbradı – Demre<br />
5 Ekim 2016 Gündoğmuş-Finike<br />
6 Ekim 2016 Manavgat-Kumluca<br />
7 Ekim 2016 Kemer-Serik<br />
8 Ekim 2016 Aksu-Döşemealtı<br />
9-10 Ekim Muratpaşa-Konyaaltı<br />
19
Kapak Konusu<br />
MUSTAFA GÖKSU: ‘‘ZİRVELER KARŞILIKSIZ<br />
TÜRKİYE SEVGİSİ İLE GERÇEKLEŞİYOR’’<br />
Artık uluslararası organizasyonların ve zirvelerin vazgeçilmez adresi adeta<br />
Başkenti <strong>Antalya</strong>. Sizlere geçen sayıda <strong>Antalya</strong>’yı zirvelerin başkenti yapan<br />
gönülleri sizlere anlatmıştık. Bu sayımızda çok uzaklarda olmasına rağmen<br />
kalbi ülkesi için atan, Türkiye’ye <strong>Antalya</strong>’ya katkı koymak için didinen bir kahraman<br />
ile buluşturuyoruz.<br />
Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) Körfez Ülkeleri<br />
Temsilcisi Dr. M.Mustafa Göksu’ya <strong>Antalya</strong> zirvelerini ve<br />
15 Temmuz hain saldırısını sorduk.<br />
Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım<br />
Ajansı (TYDTA) Körfez Ülkeleri Temsilcisi<br />
Dr. M. Mustafa GÖKSU<br />
Zirve Fikirleri Nasıl Başladı?<br />
Kendi görev bölgem olan Körfez<br />
ülkeleri ile Türkiye arasındaki yatırım<br />
ticaret ve turizm hacminin<br />
artmasına katkı koymak için projeler<br />
geliştiriyoruz. Rusya krizinde<br />
sonra bu bölgedeki sıkıntı için ne<br />
yapabiliriz sorusunun cevabı <strong>Antalya</strong>’da<br />
yapılan zirveler oldu. Bu<br />
zirvelerin nasıl doğduğunu değil de<br />
nasıl yapıldığını size tek bir cümle<br />
ile anlatayım. “Karşılıksız Türkiye<br />
sevgisi.”<br />
Şüphesiz tüm kurumlar kendi imkânları<br />
nispetinde ülkesine katkı<br />
sağlamak için çalışıyor. Fakat burada<br />
kurumları ile birlikte özellikle Serik<br />
Belediye başkanı Ramazan bey ve<br />
ekibine, THY Riyad müdürü ve tüm<br />
MENA ekibine, BAKA’daki tüm<br />
20 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
kardeşlerime haklarını teslim etmek<br />
adına teşekkür etmek isterim.<br />
Amaç ulvi olunca sonuçlarda kısa<br />
sürede alınıyor. Geçen yıl yapılan<br />
zirvelerin ardından <strong>Antalya</strong>`ya gelen<br />
Arap turist sayısında ciddi artış<br />
meydana geldi. Bu yıl da ikincisini<br />
yaptık.<br />
İlk olarak MENA zirvesi ile<br />
başladınız…<br />
Evet, MENA ülkeleri zirvesi ile başladık.<br />
14 ayrı ülkeden misafirlerimiz<br />
vardı. Çok ciddi bir katılım oldu. Büyükşehir<br />
Belediyesi, Serik Belediyesi,<br />
Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı, Türk<br />
Hava Yolları ve biz yani Başbakanlık<br />
Yatırım Ajansı gönül birliği ederek<br />
zirveyi gerçekleştirdik. 1.MENA zirvesinden<br />
sonra çok güzel ve olumlu<br />
sonuçlar aldık. Özellikle yurt dışından<br />
gelen insanların konuşmalarında,<br />
Türkiye niçin bu kadar büyüdü<br />
sorusu ile karşılaşıyoruz. Ben Başbakanlık<br />
Yatırım Ajansı Körfez Ülkeleri<br />
temsilcisi olarak sürekli arazideyim.<br />
Bu acente sahiplerini buralara<br />
getirerek ülkemizi tanıtıyoruz. Bu<br />
seyahat acenteleri buradaki gelişmeleri<br />
kendileri görünce o ülkelerdeki<br />
gönüllü elçilerimiz oluyorlar. Kısacası<br />
devletin kurumları hep bir araya<br />
gelebilirse bu şekil verimli neticeler<br />
ortaya çıkıyor.<br />
Helal Turizm Zirvesi Fikri<br />
nasıl ortaya çıktı?<br />
Helal turizm dünyada büyüyen bir<br />
sektör. Bu sektörde yatırım yapmak<br />
isteyen Araplara buraları tanıtma<br />
adına Helal Turizm Zirvesi yaptık.<br />
Tüm zirvelerde bizimle beraber olan<br />
Serik Belediye Başkanınız Prof. Dr<br />
Ramazan Çalık ve Danışmanı Zekai<br />
Dursun, Helal Turizm Zirvesinde<br />
tüm yükü omuzladılar. Onlara buradan<br />
çok teşekkür ediyorum. Her<br />
ikisi de turizme ticarete katkı koyabilmek<br />
için didiniyor.<br />
Helal Turizm Zirvesine Birleşik<br />
Arap Emirlikleri, Bahreyn, Kuveyt,<br />
Katar, Umman ve Dubai’den turizm<br />
acentelerin temsilcileri katıldı. Türkiye’nin<br />
coğrafi yapısı ve havası itibarıyla<br />
bu sektörde en çok payı alacak<br />
ülke. Türkiye’de bu sektör büyürken<br />
Arap alemini bundan habersiz tutamazdık.<br />
Bu sene özellikle <strong>Antalya</strong>’da<br />
bu sektöre geçen çok fazla otel oldu.<br />
Bu sektörde yatırım yapmak isteyen<br />
Araplara buraları tanıtma adına Helal<br />
Turizm Zirvesi yaptık. Helal Turizm<br />
Zirvesi ile önce turist gelecek,<br />
arkasından da yatırımcılar gelecek.<br />
Böylece tatil mevsimi başlamadan<br />
önce bu sektöre bir canlılık sonra da<br />
değişik yatırımcılar kazandırılacak.<br />
Dünyanın birçok ülkesinden <strong>Antalya</strong>’ya<br />
turist geliyor. Ayrıca Ortadoğu<br />
ve Körfez ülkeleriyle aynı coğrafyada<br />
benzer bir kültüre sahip olmamız<br />
bizim için büyük bir avantaj. Bu pazara<br />
dönük çalışmaları, tanıtıcı faaliyetleri<br />
artırmalıyız.<br />
21
Kapak Konusu<br />
Ortadoğu’daki ve Kuzey Afrika’daki<br />
insanların Türkiye ile farklı bir<br />
gönül bağı var. Bu gönül bağı olan<br />
insanların biz yollarını kolaylaştırıp,<br />
buraya gelmelerini hızlandıracağız.<br />
15 Temmuz Gecesi Yaşadığımız<br />
Hain Saldırı Körfez<br />
ülkeleri ile olan ilişkilerimizi<br />
etkiledi mi?<br />
FETÖ’ nün darbe girişimi öncesinde<br />
planlanan hiçbir yatırım projesinin<br />
iptal edilme yönünde bir kararla<br />
karşılaşmadık. İlk birkaç gün durum<br />
değerlendirmesi yapan yatırımcılar<br />
vardı. Ama o değerlendirmelerin<br />
sonunda artık Türkiye’deki müesseselerin<br />
daha güçlü olacağı ve önünü<br />
daha iyi göreceğini kavradılar. Daha<br />
önce düşündükleri yatırımlarını ve<br />
bütçelerini biraz daha arttırarak yatırımlara<br />
devam edeceklerini ifade<br />
ettiler.<br />
Türkiye’deki birçok yabancı firmada<br />
bunun örneklerini görüyoruz. Bazı<br />
büyük firmaların ilerleyen günlerde<br />
büyük yatırımlara imza atacaklarına<br />
şahit olacağız.<br />
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ)<br />
darbe girişimi ve sonrasını takip<br />
eden Arap yatırımcıların, geleceğe<br />
daha emin adımlarla baktı. Yatırımı<br />
olmayanlar da Türkiye’deki istikrarın<br />
ve siyasi yapının bu zamana<br />
kadar sadece siyasi yönetim ile<br />
orantılı olduğunu düşünüyorlardı.<br />
Ancak halk, belediyeler, asker ve polisin<br />
topluca darbe<br />
girişimine karşı<br />
siyasi yönetim ile<br />
beraber mücadele<br />
edip, akamete uğratmasından<br />
sonra<br />
Türkiye’de daha<br />
sağlam ve yerleşik<br />
bir devlet yapısı<br />
görüyorlar. Dolaysıyla<br />
yatırımcılar<br />
Türkiye’deki istikrarın<br />
garantisinin<br />
“halk” olduğunu<br />
anladıklarından,<br />
şimdi geleceğe<br />
daha emin adımlarla<br />
bakıyor.<br />
Sizi Vakıf<br />
faaliyetleri ile<br />
de tanıyoruz.<br />
Bize bunlardan<br />
bahseder<br />
misiniz?<br />
Yatırım Ajansı’ndaki<br />
görevimde<br />
ülkemizin madden<br />
kalkınmasına katkıda bulunmaya<br />
gayret ederken, bir de Maarif Vakfı<br />
mütevelli üyeliği gibi bir sorumluluk<br />
ile görevlendirildim.<br />
Zaten daha önce değişik vakıflarda<br />
gönüllü hizmet verirken şimdi bunu<br />
ülkemizin yurtdışı eğitim hizmetleri<br />
ifa edecek olan Maarif Vakfı’nda mütevelli<br />
üyesi olarak devam ettireceğim.<br />
Benim için hayatımı en anlamlı<br />
kılan da vakıf hizmetlerinde<br />
yaptıklarım olacak inşallah. Zira<br />
“Allah Kur-an da iyiliği başkası<br />
için bir şeyler yapmak olduğunu<br />
söylüyor. Örneğin vakıf insanı olmak,<br />
vakıflarda insanlığa hizmet<br />
etmek iyi insan olmanın ve daha<br />
da ötesi iyi bir Müslüman olmanın<br />
başlıca yollardan biri olarak<br />
tarif edilebilir”<br />
22 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
23
Duvar<br />
BAKA’nın lokomotifi <strong>Antalya</strong><br />
<strong>Antalya</strong> Şehir Platformu tarafından<br />
düzenlenen kahvaltıya katılan Batı<br />
Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA)<br />
Genel Sekreter Vekili Abdullah Madenci,<br />
“BAKA’nın lokomotifi <strong>Antalya</strong>’dır<br />
” dedi. Terörün lanetlendiği<br />
toplantı, şehitlerin anısına bir dakikalık<br />
saygı duruşu ile başladı.<br />
<strong>Antalya</strong> Şehir Platformu üyeleri,<br />
Corner Park Otel’de düzenlenen<br />
kahvaltıda aylık olağan buluşmasını<br />
gerçekleştirdi. Platformun bu<br />
ayki konuğu, Batı Akdeniz Kalkınma<br />
Ajansı (BAKA) Genel Sekreter<br />
Vekili Abdullah Madenci ve BAKA<br />
<strong>Antalya</strong> Koordinatörü Alaattin Özyürek<br />
oldu. <strong>Antalya</strong> Şehir Platformu<br />
Koordinatörü Bülent Yüksel, açılış<br />
konuşmasına terörü lanetleyerek<br />
başladı.<br />
260 PROJEYE DESTEK<br />
Madenci, BAKA’nın çalışmaları<br />
hakkında platform üyelerine bilgi<br />
verdi. BAKA’nın bölgesel bir kalkınma<br />
kuruluşu olduğunu belirten<br />
Madenci, kalkınma anlamında <strong>Antalya</strong><br />
Burdur ve Isparta’nın bir bütün<br />
olarak ele alındığını; bu konuda<br />
lokomotif kentin <strong>Antalya</strong> olduğunu<br />
söyledi. Kurulduğu tarihten bu yana<br />
260 projeye destek verdiklerini İfade<br />
eden Madenci, bu rakamın bedel olarak<br />
140 milyon liraya ulaştığını ifade<br />
etti. Madenci daha sonra platform<br />
üyelerinin sorularını cevapladı.<br />
<strong>Antalya</strong> Şehir Platformu Koordinatörü<br />
Bülent Yüksel konuşmalarından<br />
dolayı Abdullah Madenci’ye<br />
teşekkür ederek, plaket sundu. Yüksel,<br />
etkinliğin bu ayki programının,<br />
Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen<br />
teröre karşı birlik mitingi nedeniyle<br />
erken sona erdiğini belirterek;<br />
platform üyelerine ve katılımcılara<br />
teşekkür etti.<br />
24 www.metropoldergileri.com
Duvar<br />
OCAK 2017<br />
SÛFÎ YOLU PROJESİ İÇİN<br />
YOLA ÇIKILDI<br />
Akdeniz Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi<br />
ev sahipliğinde, <strong>Antalya</strong>’nın tarihte<br />
yetiştirdiği farklı yüzyıllarda yaşamış<br />
sûfî, şâir, âlim ve bilginlere ait mekânları<br />
yeniden canlandırmak, kültür ve<br />
inanç turizmi açısından farkındalık<br />
oluşturmak ve geçmişte sahip olduğumuz<br />
mânevî değerlerimizi ve kültürel<br />
hazine zenginliğimizi gün yüzüne<br />
çıkarmak amacıyla tasarlanan “Sûfî<br />
Yolu” projesinin ilk toplantısı yapıldı.<br />
Proje kapsamında neler yapılabileceğinin<br />
konuşulduğu ve görev paylaşımının<br />
görüşüldüğü toplantıya, <strong>Antalya</strong><br />
Milletvekili Atay Uslu, Akdeniz Üniversitesi<br />
Rektör Yardımcısı ve İlâhiyat<br />
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet<br />
Ögke, <strong>Antalya</strong> Rölöve ve Anıtlar Müdürü<br />
Cemil Karabayram, <strong>Antalya</strong> İl<br />
Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim<br />
Acar, İlâhiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı<br />
Yrd. Doç. Dr. Şeref Göküş, Ak<br />
Parti Finike İlçe Başkanı Osman Aladağ,<br />
Akdeniz Kültür Eğitim ve İletişim<br />
Kulübü (AKİK) Başkanı Abdullah Aykut,<br />
üyeler Av. Kadir Sarıcalar, Süleyman<br />
Aykut, Dr. Mehmet Karakayalı,<br />
Av. Durmuş Ali Ülkü, Akdeniz Üniversitesi<br />
Câmii İmam-Hatîbi Mehmet<br />
Koşuk, Av. Ertan Kara ile <strong>Antalya</strong> Rölöve<br />
ve Anıtlar Müdürlüğü uzmanları<br />
katıldı.<br />
Proje kapsamında ilk olarak Sûfî Yolu’nu<br />
oluşturan güzergâh; Finike’de<br />
Kâfî Baba, Bedir Baba, Eroğlu Nuri<br />
Hz., Elmalı’da Abdal Musa Hz., Kınalı<br />
Baba, Ahi Baba (Ketenci Ömer<br />
Paşa’nın şeyhi), Haydar Baba, Baltası<br />
Gedik Mahmud Dede, Vâhib-i Ümmî<br />
Hz. ve Sinân-ı Ümmî Hz. olarak belirlendi.<br />
İlerleyen zamanda bu güzergâha<br />
yeni noktalar da eklenebilecek. Projeyle,<br />
bu zâtların türbeleri o dönemdeki<br />
türbe mimarisine uygun olarak inşa ve<br />
restore edilecek, Eroğlu Nûri Hz.’nin<br />
Turunçova Alacadağ’daki türbesine<br />
çıkan 12 km.lik yol yapılacak, Sûfî Yolu<br />
güzergâhı tabelaları, katalog çalışması,<br />
tanıtım yazıları, film çekimleri, hikâye<br />
ve roman yarışmaları, beste yarışması<br />
düzenlenecek. Bu amaçla öncelikle<br />
alan uzmanlarının davet edileceği Sûfî<br />
Yolu Arama Konferansı düzenlenecek<br />
ve sonraki aşamalarda çeşitli konferanslar,<br />
paneller ve periyodik sempozyumlarla<br />
farkındalık çalışmaları<br />
yürütülecek. Yine proje kapsamında<br />
Elmalı’da Vâhib-i Ümmî türbesinin<br />
yanında bin kişilik bir Vâhib-i Ümmî<br />
Kültür Merkezi’nin inşa edilmesi planlanıyor.<br />
25
Duvar<br />
ANTALYA OSB’NİN<br />
GURUR GECESİ<br />
Bu yıl 6’ncısı düzenlenen<br />
<strong>Antalya</strong> OSB 2015 Yılı En<br />
Başarılı Firmalar Ödül<br />
Töreni, <strong>Antalya</strong> protokolünü<br />
ve iş dünyasının<br />
buluşma noktası oldu.<br />
Yoğun bir katılımla gerçekleşen<br />
gecede <strong>Antalya</strong><br />
OSB firmalarına 14 dalda<br />
toplam 54 ödül verildi.<br />
<strong>Antalya</strong> Organize Sanayi Bölgesinde<br />
üretim yapan firmaların 2015 yılında<br />
elde ettiği başarıların ödüllendirildiği<br />
AOSB 2015 Yılı En Başarılı Firmalar<br />
Ödül Töreni, Akra Barut Otel’de gerçekleştirildi.<br />
14 kategoride 54 ödülün<br />
dağıtıldığı geceye <strong>Antalya</strong> Valisi<br />
Münir Karaloğlu, CHP Genel Başkan<br />
Yardımcısı ve <strong>Antalya</strong> Milletvekili Çetin<br />
Osman Budak, CHP <strong>Antalya</strong> Milletvekili<br />
Deniz Baykal, MHP <strong>Antalya</strong><br />
Milletvekili Mehmet Günal, <strong>Antalya</strong><br />
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes<br />
Türel ve Eşi Ebru Türel, <strong>Antalya</strong><br />
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut<br />
Çetin, <strong>Antalya</strong> Organize Sanayi Bölgesi<br />
Başkanı Ali Bahar, kamu kurum ve<br />
kuruluşlarının temsilcileri ile iş dünyasının<br />
önemli isimleri katıldı.<br />
SORUNLAR HUKUK VE BİLİMİN<br />
IŞIĞINDA ÇÖZÜLMELİ<br />
Gecenin açılış konuşmasını yapan<br />
<strong>Antalya</strong> OSB Başkanı Ali Bahar, sanayicilerin<br />
birçok sorunu olduğunu,<br />
bu sorunların görmezden gelinerek<br />
çözülemeyeceğini, sorunlara hukuk<br />
ve bilimin ışığında çözüm aramak<br />
gerektiğini vurguladı. Kavgayı, ayrıştırmayı<br />
ve şiddeti tetikleyen her türlü<br />
eylem ve söylemden uzaklaşılmasını<br />
tavsiye eden Bahar, “Sanayici ve üretim,<br />
fırtınalı denizleri sevmez, limanlarda<br />
olmak ister. Sorunlar sanayiciyi<br />
çıkmaz sokağa sürükler. Sanayicinin<br />
anlık ihtiyaçlarını anlamak gerekiyor.<br />
Sanayicilerin ulaşım, toplu konut, işçi<br />
servisi, lojistik, bürokrasi, yüksek maliyetler<br />
gibi konularda önemli sorunları<br />
26 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
var. Liman sorunu kronikleşmiş durumda.<br />
Sanayicinin çıkmaz sokağa sürüklenmesi<br />
ülkemizi sonu olmayan bir<br />
üretim sarmalına sokar. Sanayicinin<br />
anlık ihtiyaçlarının anlaşılacağı, rekabet<br />
gücünü ve verimliliğini artıracak,<br />
gerektiğinde risk alabilecek yönetim<br />
biçimini hedefliyoruz” dedi.<br />
KAYNAK İSRAFINA TAHAMMÜ-<br />
LÜMÜZ YOK<br />
<strong>Antalya</strong> OSB’de gerçekleştirdikleri projeler<br />
hakkında konuklara bilgi veren<br />
Bahar, ilerleyen dönemde bilim bungalovları<br />
kurarak ar-ge alanında sanayicilere<br />
destek sağlayacak önemli bir projeyi<br />
hayata geçireceklerini söyledi. Ülkenin<br />
en önemli sorunlarından birinin kaynak<br />
israfı olduğunu belirten Bahar, “Baş ve<br />
son problemimiz yok. Bütün problemimiz<br />
süreklilik ve planlama üzerine. Türkiye<br />
orta gelir tuzağında. Ama bundan<br />
önce orta teknoloji tuzağında. Ondan da<br />
önce yüzde 65-70’e varan ara ürün tuzağında.<br />
Bu sorunu çözmeden cari açık<br />
sorununu çözme olanağımız yoktur. Bu<br />
sorunun çözümüne katkı sağlamak için<br />
bilim bungalovları kurmayı hedefliyoruz.<br />
10 sanayici 10 makine alacaksa, 10<br />
sanayiciye 1 makineyi nasıl getirebiliriz<br />
ona bakmak istiyoruz. Çünkü artık kaynak<br />
israfına tahammülümüz yok” ifadelerini<br />
kullandı.<br />
YILIN DUAYEN SANAYİCİLERİ<br />
KİLİT VE KASAPOĞLU<br />
Başkan Bahar’ın ardından MHP <strong>Antalya</strong><br />
Milletvekili Mehmet Günal,<br />
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve <strong>Antalya</strong><br />
Milletvekili Çetin Osman Budak<br />
ve <strong>Antalya</strong> Valisi Münir Karaloğlu konuklara<br />
seslendi. Konuşmaların ardından<br />
2015 yılında elde ettikleri başarılar<br />
ile ödül almaya hak kazanan firmalara<br />
ödülleri takdim edildi. 14 kategoride<br />
dağıtılan ödüller içerisinde bu yıl ilk<br />
kez İSO birince ve ikinci 500 listesine<br />
girmeyi başaran <strong>Antalya</strong> OSB firmalarına<br />
da ödül verildi. Ayrıca Eylül ayında<br />
vefat eden Ekiciler Süt Gıda Tarım<br />
Hayvancılık Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim<br />
Kurulu Başkan Vekili Mansur<br />
Ekici anısına kızı ve eşine Onur ve Saygı<br />
Ödülü takdim edildi. Yılın Duayen<br />
Sanayicisi Ödülünün sahipleri Ahmet<br />
Kasapoğlu ile Süleyman Kilit oldu. Törende<br />
ödül alan firmalar ve elde ettikleri<br />
başarılar şu şekilde sıralandı.<br />
27
Duvar<br />
ONUR/SAYGI ÖDÜLÜ<br />
1. MANSUR EKİCİ<br />
DUAYEN SANAYİCİ ÖDÜLÜ<br />
1. SÜLEYMAN KİLİT<br />
2. AHMET KASAPOĞLU<br />
İSTİKBAL VAAT EDEN FİRMALAR<br />
1. SELÇUKLU UN UN VE YEM SAN. TİC. A.Ş.<br />
2. AHMET KASAPOĞLU MOBİLYA SAN. VE TİC.<br />
LTD. ŞTİ.<br />
3. AKE ASANSÖR MALZ. PAZ. LTD. ŞTİ.<br />
EN YÜKSEK İSTİHDAM ARTIŞI SAĞLAYAN<br />
FİRMALAR<br />
1. ANTALYA MERMER SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />
2. ANT CAM PAZARLAMA A.Ş.<br />
3. PORTİSAN PORTATİF ÇELİK İSKELE KALIP<br />
SANAYİ VE TİC. A.Ş.<br />
EN YÜKSEK İHRACAT ARTIŞI SAĞLAYAN<br />
FİRMALAR<br />
1. AHK İNŞ. TUR. DEKO. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />
2. TSM SAN. TİC.A. Ş.<br />
3. 07 PANELSAN PANO VE ELEKTRİK MALZE-<br />
MELERİ MADENCİLİK MERMERCİLİK MAKİNA<br />
BETON PETROL İNŞ. TURİZM TİC. VE SAN. LTD.<br />
ŞTİ.<br />
EN YEŞİL FABRİKA<br />
1. AKE ASANSÖR MALZ. PAZ. LTD. ŞTİ.<br />
2. H.A.S. DORSE FRİGORİFİK KASA ÜST YAPI<br />
PANEL VE PREFABRİK YAPI SANAYİ VE TİCA-<br />
RET LTD. ŞTİ.<br />
3. GÜNSU ENERJİ SİSTEMLERİ VE KONFOR<br />
TESİSLERİ SAN. TİC. A.Ş.<br />
EN YÜKSEK CİRO ARTIŞI SAĞLAYAN<br />
FİRMALAR<br />
1. CENGİZ GRUP MOB. İNŞ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.<br />
2. METAŞ GRUP YAPI ÜRÜNLERİ ALÜMİNYUM<br />
SANAYİ TİCARET A.Ş.<br />
3. İMSA MERMER İNŞ. TAAH. TURİZM SAN. VE<br />
TİC.LTD. ŞTİ.<br />
TÜRKİYENİN İKİNCİ 500 BÜYÜK FİRMASI<br />
1. EKİCİLER SÜT GIDA TAR. HAY. SAN. VE TİC.<br />
A.Ş.<br />
2. ANKUTSAN ANKUTSAN KUTU SAN. OL.<br />
MUK. KAĞ. TİC. A.Ş.<br />
3. ANTALYA ENERJİ ÜRETİM A.Ş.<br />
TÜRKİYENİN BİRİNCİ 500 BÜYÜK FİR-<br />
MASI<br />
1. AGT AĞAÇ SAN. TİC. A.Ş.<br />
2. ADOPEN PLASTİK VE İNŞ. SAN. A.Ş.<br />
3. YÖRÜKOĞLU SÜT VE SÜT ÜRÜN. SAN. TİC. A.Ş.<br />
EN YÜKSEK KADIN İSTİHDAM SAĞLAYAN<br />
FİRMALAR<br />
1. EKİCİLER SÜT GIDA TAR. HAY. SAN. VE TİC.<br />
A.Ş.<br />
2. ÖĞÜN YEMEK EKM. UN. MAM. GI. YEM. TEM.<br />
İNŞ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.<br />
3. KAR YAPI TAS. KART. İNŞ. İMA. TUR. TAŞ.<br />
SAN. TİC. A.Ş.<br />
4. ADOPEN PLASTİK VE İNŞ. SAN. A.Ş.<br />
5. ATILGAN TPT. TUHAFİYE TEKS. TİC. LTD. ŞTİ.<br />
EN YÜKSEK KURUMLAR VERGİSİ ÖDEYEN<br />
FİRMALAR<br />
1. DR. TARSA TARIM SAN. VE TİC. A.Ş.<br />
2. ESLİ END. ÜRÜN. PAZ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.<br />
3. AHK İNŞ. TUR. DEKO. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />
4. ART-MİM İÇ MİMARİ TASARIM MOBİLYA<br />
İMALAT SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ.<br />
5. 07 PANELSAN PANO VE ELEKTRİK MALZEME-<br />
LERİ MADENCİLİK MERMERCİLİK MAKİNA BETON<br />
PETROL İNŞ. TURİZM TİC. VE SAN. LTD. ŞTİ.<br />
EN YÜKSEK İSTİHDAM SAĞLAYAN<br />
FİRMALAR<br />
1. ADOPEN PLASTİK VE İNŞ. SAN. A.Ş.<br />
2. AGT AĞAÇ SAN. TİC. A.Ş.<br />
3. EKİCİLER SÜT GIDA TAR. HAY. SAN. VE TİC.<br />
A.Ş.<br />
4. AKSAL ÇELİK KONSTRÜKSİYON SAN. İNŞ.<br />
TURİZM TİC. NAKLİYAT LTD. ŞTİ.<br />
5. CANTEK SOĞUTMA MAKİNALARI TURİZM<br />
SANAYİ VE TİC. A.Ş.<br />
EN YÜKSEK YATIRIM YAPAN FİRMALAR<br />
1. AGT AĞAÇ SAN. TİC. A.Ş.<br />
2. UZUN DOKUMA VE TEKSTİL SAN. TİC. A.Ş.<br />
3. ÇAĞDAŞ YAŞATAN REK. MAT. OL. KART. VE<br />
MUK. TAN. ORG. TUR. İNŞ. PET. ÖZ. EĞ. MOB.<br />
OTO. TEKS. TAŞ. TIB. MALZ. DAY. TÜK. MAL.<br />
İTH. İHR. SAN. VE TİC. A.Ş.<br />
4. AKSAL ÇELİK KONSTRÜKSİYON SAN. İNŞ.<br />
TUR. TİC. NAKLİYAT LTD. ŞTİ.<br />
5. ÖZGÖRKEY OTOMOTİV TURİZM SANAYİ VE<br />
TİCARET A.Ş.<br />
EN FAZLA İHRACAT YAPAN FİRMALAR<br />
1. ADOPEN PLASTİK VE İNŞ. SAN. A.Ş.<br />
2. AGT AĞAÇ SAN. TİC. A.Ş.<br />
4. ANTALYA MERMER SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />
3. AHK İNŞ. TUR. DEKO. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />
4. TSM DENİZ ÜRÜNLERİ SAN. TİC. A.Ş.<br />
EN YÜKSEK SATIŞ HASILATI YAPAN<br />
FİRMALAR<br />
1. AGT AĞAÇ SAN. TİC. A.Ş.<br />
2. ADOPEN PLASTİK VE İNŞ. SAN. A.Ş.<br />
3. YÖRÜKOĞLU SÜT VE SÜT ÜRÜN. SAN. TİC. A.Ş.<br />
4. EKİCİLER SÜT GIDA TAR. HAY. SAN. VE TİC. A.Ş.<br />
5. DR. TARSA TARIM SAN. VE TİC. A.Ş.<br />
28 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
29
ZİRVE<br />
SON YILLARIN EN<br />
BAŞARILI ZİRVESİ<br />
Türkiye - Ukrayna Zirvesi<br />
herkesi mutlu etti<br />
Serik Belediyesinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Türkiye Ukrayna<br />
Zirvesi iki ülke arasındaki dostluk bağlarını daha da kuvvetlendirdi,<br />
ticaret ve turizm alanında yeni işbirliklerinin kapısını açtı.<br />
S<br />
erik son yılların en başarılı zirvelerinden<br />
birine ev sahipliği<br />
yaptı. Türkiye - Ukrayna Zirvesi<br />
iki ülkeden siyasetçi, turizmci, sivil<br />
toplum kuruluşlarının temsilcileri<br />
ve gazetecileri bir araya getirdi. Zirve<br />
boyunca gerçekleşen yüzyüze görüşmeler,<br />
geziler ve ziyaret sonrasında<br />
hem Ukraynalı misafirler hem de<br />
<strong>Antalya</strong>lı ev sahipleri zirvenin ikincisinin<br />
yapılmasını istedi. Turizm<br />
başta olmak üzere farklı alanlarda<br />
işbirliği ve ticaret hacmini arttırma<br />
kararı alan tarflar iki ülke arasındaki<br />
dostluk bağının güçlenmesi için çalışmaya<br />
başladı.<br />
Serik’in Zirvelerin Başkenti<br />
ünvanını güçlendiren Türkiye-Ukrayna<br />
Zirvesi Belek Alva<br />
Donna Otelde gerçekleştirildi.<br />
Zirvenin açılışına, Serik Belediye<br />
Başkanı Ramazan Çalık,<br />
TBMM Genel Sekreter Yardımcısı<br />
Vekili Erbay Kücet, <strong>Antalya</strong><br />
Vali Yardımcısı Hüseyin Ece,<br />
<strong>Antalya</strong> İl Kültür Müdürü İbrahim<br />
Acar, Kültür Bakanlığı<br />
Ukrayna Turizm Ateşesi Berat<br />
Yıldız, <strong>Antalya</strong> Esnaf ve Sanatkârlar<br />
Odası Başkanı Adlıhan<br />
Dere, Gazeteciler Cemiyeti<br />
Başkan Mevlüt Yeni katıldı.<br />
BİZİ TERÖR İLE<br />
KORKUTAMAZSINIZ<br />
Zirvenin açılışında konuşan Serik<br />
Belediye Başkanı Ramazan Çalık,<br />
sözlerine İstanbul’da yaşanan terör<br />
saldırısını lanetleyerek başladı. Bu<br />
tip saldırıların Türkiye’yi yolundan<br />
çeviremeyeceğini dile getiren Çalın<br />
“Bizi terör ile korkutamazsınız”<br />
dedi. Prof. Dr. Çalık, kendilerini<br />
sadece belediye hizmetleri ile sınırlı<br />
tutmadıklarını, ellerinden geldiği<br />
kadar ülke turizmine, ticaretine<br />
katkı sağlayacak etkinliklere imza<br />
atmaya çalıştıklarını söyledi. MENA<br />
Ülkeleri Zirvesi, İran zirvesi, Helal<br />
30 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
Turizm zirvesi gibi zirveleri gerçekleştirdiklerini<br />
aktaran Çalık, 30’a<br />
yakını gazeteci olmak üzere zirve<br />
dolayısıyla 41 Ukraynalı misafiri Serik’te<br />
ağırlamaktan büyük mutluluk<br />
duyduklarını söyledi.<br />
Bölgenin tam bir turizm cenneti olduğunu<br />
dile getiren Başkan Çalık,<br />
Serik’te 80’e yakın birinci sınıf otel,<br />
16 büyük golf sahası, onlarca futbol<br />
sahası bulunduğunu dile getirdi. İki<br />
ülke arasındaki ilişkilere dikkat çeken<br />
Prof. Dr. Çalık, Türkiye ile Ukrayna<br />
arasında bugüne kadar hiç bir<br />
sorun yaşanmadığını belirtti. Çalık<br />
bu gibi zirveler ile karşılıklı ilişkileri<br />
kuvvetlendirerek devam ettireceklerini<br />
belirtti.<br />
TÜRKLER DE UKRAYNAYI<br />
MERAK EDİYOR<br />
Zirveye katılan Ukrayna Turizm Federasyonu<br />
Başkanı Oleksandır Navikowenskiy,<br />
Ukrayna’dan çok sayıda<br />
turistin Türkiye’ye geldiğini belirtti.<br />
Turizmin karşılıklı olması gerektiğini<br />
belirten Navikowenski , “Biz de<br />
Türk turistlerin sayısını çoğalmasını<br />
arzu ediyoruz. Bizim ülkemiz sizleri<br />
konuk etmeye hazır. Büyük bir sevgiyle<br />
kapılarımızın size açık olduğunu<br />
bildirmek istiyorum. Son yıllarda<br />
önemli uluslararası organizasyonlara<br />
ev sahipliği yaptık. Ülkemiz hem<br />
kültürel hem tarihi olarak çok önemli<br />
dokuya sahip. Bizim de denizimiz<br />
var, güzel bir çevreye sahibiz, 5 yıldızlı<br />
otellerimiz var, 4 yıldızlı otellerimiz<br />
var, ekonomik konaklama yapmak<br />
isteyenler için apart otellerimiz<br />
var. Ayrıca maliyetler Avrupa’ya göre<br />
çok daha ekonomik. Ayrıca Türk vatandaşları<br />
için Ukrayna’ya vize sorunu<br />
yok. Şu anda çok sayıda turist<br />
Ukrayna’dan Türkiye’ye geliyor, ama<br />
eminim ki birçok Türk vatandaşı da<br />
Ukrayna’yı görmek istiyor. Biz turizmin<br />
karşılıklı olmasını istiyoruz. Şu<br />
anda Ukrayna’dan Türkiye’ye gelen<br />
turistin yüzde 50’si kadarı Türkiye’den<br />
Ukrayna’ya gelse bile bize yeter.<br />
Şüphesiz bunlar için çalışmamız<br />
gerekiyor. Ne kadar daha fazla görüşürsek,<br />
birbirimizi tanırsak o kadar<br />
fazla turizm elçimiz olur. Ukrayna’da<br />
da böyle bir zirve yapmamız<br />
gerekiyor.”<br />
TÜRKİYE BİZİM İKİNCİ<br />
VATANIMIZ<br />
Türkiye ile Ukrayna arasındaki dostluk<br />
ilişkilerinin 25 yıldır gelişme<br />
gösterdiğini kaydeden Navikowenskiy,<br />
“Ukraynalılar Türkiye’yi çok seviyor<br />
ve geliyor. Türkiye bizim ikinci<br />
vatanımız. Türkiye’de kendimizi<br />
güvende hissediyoruz.” diye konuştu.<br />
Ukrayna’dan Türkiye’ye gelen<br />
turist sayısının yıllık 1 milyon kişiyi<br />
aştığını ifade eden Navikowenskiy,<br />
turizmin ilişkileri zenginleştirmek,<br />
ülkeleri tanımak açısından önemli<br />
olduğunu, ticaret ve ekonomik ilişkilerin<br />
de aynı ivme ile devam etmesini<br />
umduğunu bildirdi. İstanbul’da<br />
meydana terör saldırısından duyduğu<br />
üzüntüyü de dile getiren Navikowenskiy,<br />
“Umarım bu tür olaylar<br />
ne sizin ne bizim ülkemizde bir daha<br />
olmaz. Terör, turizme çok büyük zarar<br />
veriyor. Umarım ülkelerimizde<br />
barış ve sulh ön plana çıkar.” değerlendirmesinde<br />
bulundu.<br />
UKRAYNAYI YAKINDAN<br />
İZLİYORUZ<br />
Ukrayna’nın, Karadeniz komşusu<br />
dost ülke olduğun kaydeden TBMM<br />
Genel Sekreter Yardımcısı Vekili<br />
Erbay Kücet, Ukrayna ile ilişkilere<br />
büyük önem verildiğini kaydetti.<br />
Kücet, “Sizler nasıl Türkiye’yi yakından<br />
izliyorsanız bizler de Ukrayna’yı<br />
yakından izliyoruz. Zorlu şartlara<br />
rağmen siyasetçiler tarafından yapılan<br />
reformları yakından takip ediyoruz.<br />
Sizleri her konuda TBMM’de<br />
de ağırlamaktan ayrıca mutluluk duyacağımızı<br />
bilmenizi isterim. Ülkemizden<br />
güzel hatıralarla ayrılmanızı<br />
diliyorum” dedi.<br />
<strong>Antalya</strong> Vali Yardımcısı Hüseyin Ece<br />
de <strong>Antalya</strong>’nın bir turizm cenneti olduğunu,<br />
Ukraynalıların bu güzellikleri<br />
gördüklerini ve tatil yapanların<br />
güzel anılarla Türkiye’den ayrıldıklarını<br />
söyledi.<br />
31
ZİRVE<br />
Türkiye - Ukrayna<br />
Zirvesi<br />
basında böyle yer buldu
OCAK 2017<br />
33
Röportaj<br />
Çiğdem Kurut<br />
Canan Özer<br />
halalinn.com’la<br />
güvenli rezervasyon<br />
halalinn.com Kontrat Müdürü<br />
Zerrin Aydın Pekacar<br />
Türkiye’nin uluslararası alanda lider online rezervasyon<br />
sitesi olan halalinn.com, “Muslim Friendly Booking”<br />
sloganıyla tüm İslam aleminin otel rezervasyon sitesi olmayı<br />
hedefliyor. Tamamen Türk mühendisler tarafından hazırlanan<br />
halalinn.com’u, internet portallarında<br />
gerçekleşen günlük 800 bine yakın rezervasyonu,<br />
sektörü ve dahasını halalinn.com Kontrat Müdürü<br />
Zerrin Aydın Pekacar’la konuştuk.<br />
Böyle bir siteyi açmak nereden<br />
aklınıza geldi?<br />
Domain sistemi ortalama dört yıl<br />
önce alındı. Fikir babası Dedeman<br />
Konya’nın Genel Müdürü Recep Altınok’tur.<br />
Halalinn.com Genel Müdürü<br />
ise Faruk Argun’dur. Tam Ar-<br />
Ge yazılım çalışmalarına iki yıl önce<br />
başlandı. Ocak Ayı’nın başından beri<br />
de irdeliyoruz, araştırıyoruz bir yandan<br />
tesis ekliyoruz, ürünün içi dolu<br />
olsun istiyoruz.<br />
34 www.metropoldergileri.com<br />
Neden Halalinn?<br />
Araştırdık ve gördük ki rezervasyon<br />
portalları üzerinden günde sekiz yüz<br />
bini aşkın online rezervasyon dönüyor.<br />
Bu ortalama çok ciddi bir rakam.<br />
Spesifik bir rakam olmasa da ve biz<br />
Türkiye olarak yaklaşık bir milyar TL<br />
civarında yurtdışına komisyon ödüyoruz.<br />
Bu potansiyeli değerlendirmeyi<br />
hedefliyoruz. Türkiye’den de ciddi<br />
anlamda online rezervasyon söz konusu<br />
Ve hızla artıyor. Siz Konya’ dan<br />
İstanbul’a diğer online portallarından<br />
bir rezervasyon yaptığınızda Hollanda<br />
kazanıyor ya da İngiltere, İtalya kazanıyor.<br />
Bir Müslüman diğer bir Müslüman<br />
ülkesine rezervasyon yaptığında<br />
yine oralar kazanıyor. Araştırmalar<br />
gösterdi ki niş pazarında böyle bir ihtiyaç<br />
var. Ben yurtdışına gittiğimde<br />
helal yemek yemek istiyorum. Helal<br />
yemek nerede yiyebilirim? Nasıl yiyebilirim<br />
diye araştırmalar yapıyorum.<br />
Dedik ki alternatifler çok fazla. Biz
OCAK 2017<br />
bir niş pazara yönelelim o alanda uzlaşalım,<br />
ülkemize para kazandıralım.<br />
Bu eksi pozisyonumuzu nasıl artıya<br />
çevirebiliriz diye düşündük .Yani bir<br />
Malezya’nın Endonezya’ya yaptığı rezervasyonda<br />
Türkiye olarak nasıl pay<br />
alabiliriz diye düşündük ve bu yola<br />
çıktık.<br />
Helal turizm neyi ifade ediyor?<br />
Helal turizm deyince İslam aleminin<br />
de tatil bilincinin oluştuğunu ve artık<br />
bu ihtiyaca da cevap verilmesi gerektiğine<br />
düşünüyorum. Helal turizm<br />
dendiğinde biz İslam alemi olarak<br />
yurtdışına gittiğimizde öncelikli kriter<br />
olarak ibadet yapılabilecek uygun<br />
yer arıyoruz. Yapılan araştırmalar<br />
bunu gösteriyor. Sonra helal yemek,<br />
sonra gidilebilecek görülebilecekler<br />
yerler. Sıralama bu şekilde.<br />
Bu tercihler pek çok yaşam biçimine<br />
ve düşünceye uygun<br />
tercihler. Halalinn.com bu duyarlılığı<br />
nasıl uygulamaya geçiriyor?<br />
Pek çoğumuz yurtdışında bir yemek<br />
firmasına gittiğimizde tavuk ya da<br />
balık yemeyi tercih ediyoruz. Ya da<br />
içinde domuz eti olmayan bif tercih<br />
ediyoruz. Ama yine de inanamıyoruz.<br />
Çünkü kenarından, köşesinden,<br />
yağından kullanılacağını düşünüyoruz.<br />
Dünya genelindeki İslami hassasiyeti<br />
olan tüketiciler, halalinn.<br />
com’la ihtiyaçlarına saygı duyan binlerce<br />
konaklama tesisine rahatlıkla<br />
ulaşabilecek. Dünya’daki helal özellik<br />
taşımayan konaklama tesisleri, camilere<br />
1 km. yakınsa sistemde yer alabilecek.<br />
Otellerin halalinn.com’dan<br />
rezervasyon geldiğinde, odalardaki<br />
alkollü ürünleri alıp, seccade, Kuran-ı<br />
Kerim ve kıble yönünden oluşan<br />
halalinn.com kit’ ini koymayı kabul<br />
ettiği takdirde halalinn.com da yerini<br />
alabilecek.<br />
Şu an portalınızda yer alan tesisler<br />
hakkında bilgi verir misiniz?<br />
İslami hassasiyeti olan tüketicilere<br />
yönelik online rezervasyon portalı<br />
halalinn.com’a üye tesis sayısı bin<br />
100’ün üzerinde. Konukların dünya<br />
genelinde, eğlence ve iş gezilerinde<br />
İslami hassasiyetlerine göre konaklayabileceği<br />
tesislere ulaşmasını,<br />
incelemesini ve rezervasyon yapmasını<br />
sağlamayı hedefliyoruz. Ayrıca<br />
halalinn.com ile kullanıcılara güven<br />
veren, İslami hassasiyetlerine göre<br />
arama yapılmasını sağlayan ve en<br />
iyi fiyatı garanti eden bir internet sitesi<br />
sunmayı amaçladık. Bizim helal<br />
özellik standardımızda on altı tane<br />
kriterimiz var. İşletme eğer on altı<br />
helal kriterden sadece birine sahipse<br />
helalinn.com da yer alabiliyor. Bunun<br />
sebebi alternatifleri çoğaltmak adına.<br />
Çünkü alternatifler çok kısıtlı. Dünyada<br />
350 tane helal otel var. Bunların<br />
160 tanesi Türkiye’de. Dünyada<br />
iyi bir sıradayız. Tercih edilen ülke<br />
olarak ilk üçteyiz. Ama Malezya ne<br />
yapmış? Tesis sayısı kısıtlı olsa da her<br />
işletmeye helal sertifikası vermeye<br />
çalışmış.Ve bunu dünyaya duyurmuş.<br />
Biz de 350 tesisle kısıtlamak istemedik<br />
ve helal özelliklerden sadece birine<br />
sahip tesisler halalinn.com da yer<br />
alsın, alternatifler çoğalsın istedik.<br />
Portaldaki hedefimiz 100 bin tesise<br />
ulaşmak.<br />
Böyle bir çalışma daha önce<br />
düşünülmüş mü?<br />
Düşünülüyor ama projeleri gerçekleştirmek<br />
çok zor. Biz iki yıldır<br />
araştırma, geliştirme, yazılım sürecini<br />
sürdürüyoruz. Önceden bu tür<br />
hizmet veren sitelerin hikayelerini<br />
35
Röportaj<br />
dinliyoruz. İslami satış yapan, online<br />
rezervasyon portalları var ama<br />
alternatifler çok kısıtlı. Tabi ki herkes<br />
kulvarında iyi. Ama biz İslam aleminin<br />
online rezervasyon portalı olmak<br />
işstiyoruz. halalinn.com olarak tesis<br />
sayımızı çok arttırmak amacındayız.<br />
Konuk; halalinn.com’a girip kolaylıkla<br />
istediği standartta, istediği ülke de<br />
tesisi bulsun istiyoruz.Proje sağlıklı<br />
bir şekilde çalışıyor. Rezervasyon<br />
dönüyor, tesis<br />
sayımız her gecen<br />
gün artıyor. Artık<br />
halalinn.com<br />
aktif olarak satışa<br />
hazır.<br />
Rezervasyonun<br />
sizin sitenizden yapılması<br />
kişiye bir avantaj sunacak mı?<br />
Tabi ki. Biz en iyi fiyatı garanti etmek<br />
istiyoruz ki zaten fiyat en önemli kritik<br />
nokta. Oteller bize online rezervasyon<br />
portalları statüsünde en iyi fiyatları girecek.<br />
Konuk eğer alternatif bir yerde<br />
aynı tesisin özel fiyatıyla karşılaşırsa<br />
biz de bunu tesise iletip dengeliyoruz .<br />
36 www.metropoldergileri.com<br />
İnternet üzerinden rezervasyonlar<br />
arttı. Bu bir avantaj mı?<br />
Bu fikrin çıkışının sebebi de bu aslında.<br />
Online’a olan yöneliş. Aynı anda<br />
pek çok alternatifi değerlendirmek<br />
önemli bir konfor. Tesisin helal özelliklerden<br />
sadece birine sahip olması<br />
yeterli. Çünkü alternatifler çok olsun<br />
istiyoruz. Bu helal özellikler nedir ?<br />
Helal yemek, mescit, bay bayan ayrı<br />
havuz , plaj olması. Bazı tatil köylerinde<br />
cami var. Bu tür özelliklerinin<br />
olması bile yeterli. Yurtdışında taharet<br />
musluğu olması bile bir tercih<br />
sebebi.<br />
Diğer Müslüman ülkelerle kıyaslandığında<br />
helal otelin<br />
genel kriterlerinin fazlalığı<br />
anlamında diğer müslüman<br />
ülkelerden daha iyi bir yerdeyiz<br />
diyebilir miyiz?<br />
Misafirperver bir ülke olduğumuz<br />
için Türkiye daha iyi tercih edilen<br />
tesisler arasında. Kendi kulvarında<br />
yurtdışında da çok iyi oteller var.<br />
Ama ükemiz de gerçekten iyi . 160 da<br />
zaten hafife alınacak bir sayı değil.<br />
Özellikle otellere söyleyeceğiniz<br />
bir şey var mı?<br />
Oteller için en cazip noktamız bizim<br />
komisyon tutarımızın<br />
diğer portallara<br />
göre çok<br />
cüzi bir miktar<br />
olması. Onun dışında<br />
yıl boyunca<br />
hiçbir ücret almıyor,<br />
sadece rezervasyon düşerse komisyon<br />
faturası gönderiyoruz. Oteller<br />
için en cazip unsurlardan biri de<br />
alternatif pazarlarda halalinn.com da<br />
yer alabiliyor olmaları. Çünkü bir ülkede<br />
siyasi durumdan ilk etkilenen<br />
turizm sektörü. O yüzden tüm alternatifler<br />
tesisler için değerlendiriliyor.<br />
Tüm İslam alemine de ulaşabileceği<br />
için halalinn.com onlara farklı alternatifler<br />
sunuyor.
Haber<br />
OCAK 2017<br />
MENA ZİRVESİ<br />
Turizm ve ihracatı geliştirmek, yeni pazarlar oluşturmak için<br />
MENA Zirvesi’nin 2.’si Serik’te düzenlendi<br />
İlki büyük ses getiren MENA<br />
Zirvesinin ikincisi Körfez ülkelerinden<br />
40 gazeteci ve 240<br />
seyahat acentesinin katılı ile<br />
gerçekleşti.<br />
Turizm ve ticarette yeni alternatif<br />
pazarlar oluşturmak, bölge ülkeleri<br />
ile ilişkileri geliştirmek için düzenlenen<br />
zirveye Serik Belediyesi ev<br />
sahipliği yaptı. Başbakanlık Türkiye<br />
Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı<br />
(TYDTA), Kültür ve Turizm Bakanlığı,<br />
<strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi,<br />
Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı işbirliğinde,<br />
Türk Hava Yolları (THY)<br />
ve Rixos Hotel’s sponsorluğunda<br />
dgerçekleşen zirvede Katılımcılar<br />
<strong>Antalya</strong>lı turizmci ve iş adamları ile<br />
bir araya geldi. Karşılıklı anlaşmalar<br />
yapılarak ilk imzalar atıldı.<br />
ÇALIK: ‘‘TÜM DÜNYAYA<br />
KAPILARIMIZI AÇTIK’’<br />
Serik Belediye Başkanı Dr. Ramazan<br />
Çalık, “Körfez ülkelerinden turizm<br />
acenteleri ve o bölgenin gazetecilerini<br />
ağırlıyoruz. Turizm birçok koşuldan<br />
etkilenebilecek bir alan. Çok<br />
sayıda turizm çalışanımız var. Bizde<br />
turizm alanın da alternatifler oluşturarak<br />
yeni pazarlar oluşturmaya<br />
çalışıyoruz. Türkiye’nin en gözde turizm<br />
bölgesini bu insanlara tanıtacağız.<br />
Dünyaya, <strong>Antalya</strong> turizm bölgesini<br />
tanıtmak için kucak açtık. Arap<br />
kardeşlerimizin gönül rahatlığı ile<br />
bu bölgede tatil yapacaklarına inanıyorum.<br />
Kardeş ülkeleriz. Biz onlara<br />
kapılarımızı açacağız onlar da bize<br />
kapılarını açacak. Bugüne kadar var<br />
olan işbirliğimizi devam ettireceğiz.<br />
Serik Belediyesi olarak elimizden gelen<br />
her şeyi yapacağız. Buraya gelen<br />
acentelerin inşallah yazın da turist<br />
olarak misafir getireceklerine inanıyoruz.<br />
1. Uluslararası Ortadoğu<br />
ve Kuzey Afrika (MENA) Ülkeleri<br />
Zirvesi’ni Serik’te gerçekleştirdik ve<br />
olumlu geri dönüşler aldık. Turizm<br />
potansiyelimiz yaptığımız bu zirveler<br />
ile %10 oranında arttı. Yine aynı şekilde<br />
Yaş Sebze ve Meyve İhracatçıları<br />
Zirvesi ile 120 bin tonun üzerinde<br />
sebze ve meyve ihracatı yaptık. Bu<br />
olumlu geri dönüşleri alınca diyaloglarımızı<br />
sürdürerek MENA Zirvesinin<br />
2’ini düzenliyoruz inşallah çok<br />
daha olumlu sonuçlar alacağız.’’<br />
ENÇ: ‘‘MENA ÜLKELERİN-<br />
DEN GELEN YÜREKLENDİ-<br />
RİCİ AÇIKLAMALAR BİZİ<br />
GERÇEKTEN MUTLU ETTİ’’<br />
Ak Parti<br />
<strong>Antalya</strong><br />
Milletvekili<br />
Gökçen Özdoğan<br />
Enç de,<br />
MENA zirvesinde<br />
yaptığı<br />
k o n u ş m a d a<br />
15 Temmuz<br />
darbe kalkışmasına<br />
değinerek, “Hükümetim ve<br />
Milletim adına 15 Temmuz darbe<br />
girişimi ile ilgili MENA ülkelerinden<br />
gelen yüreklendirici açıklamalar bizi<br />
gerçekten mutlu etti. Türkiye Cumhuriyeti<br />
Devleti demokratik, laik,<br />
sosyal bir hukuk devletidir’’ dedi.<br />
Geçtiğimiz yıl Serik Belediyesi<br />
ev sahipliğinde yapılan MENA<br />
ülkeleri, İran, Helal Turizm ve<br />
Yaş Sebze Meyve İhracatçıları<br />
zirvelerinin ardından Ortadoğu<br />
ve Afrika’dan <strong>Antalya</strong>’ya gelen<br />
turist sayısı yüzde 10 artarken<br />
tarım alanında da olumlu geri<br />
dönüşler sağlanmıştı. 2016 yılı<br />
içinde 120 bin tondan fazla sebze<br />
meyve ihraç edildi.<br />
37
Haber<br />
İkinci MENA Ülkeleri Zirvesi 14 ülkeden 40 gazeteci ve 240 iş adamının katılımı ile <strong>Antalya</strong>’da gerçekleştirildi.<br />
Zirveye Görgülü Grup tarafından <strong>Antalya</strong>’da hayata geçirilen Delüxe <strong>Antalya</strong> Projesi<br />
damga vurdu. Kadınlara özel yüzme havuzu, spor salonu ve sosyal tesisleri ile dikkat çeken proje<br />
Körfez Ülkelerinden gelen iş adamlarının akınına uğradı.<br />
Araplar bu projeye<br />
hayran kaldı<br />
38 www.metropoldergileri.com<br />
İlki Geçtiğimiz yıl yapılan ve Körfez Ülkelerinden<br />
gelen turist sayılarında yüzde 10 artış olmasını<br />
sağlayan MENA ülkeleri zirvesinin ikincisi gerçekleştirildi.<br />
Başbakanlık Tanıtım Ajansı, Kültür<br />
ve Turizm Bakanlığı, Büyükşehir Belediyesi, Serik<br />
Belediyesi, Türk Hava Yolları ve Batı Akdeniz Kalkınma<br />
Ajansının bir araya gelerek organize ettiği<br />
zirve 40 gazeteci, 240 işadamı çok sayıda bürokrat<br />
ve temsilci katıldı. Körfez ülkelerinin önce gelen<br />
yatırımcı ve iş adamları ile Türk iş adamlarını bir<br />
araya geldi. Zirvede turizmden tarıma, inşaat sektöründen<br />
enerjiye kadar bir çok alanda ikili görüşmeler<br />
gerçekleştirildi.
OCAK 2017<br />
EN ÇOK İLGİYİ<br />
DELÜXE ANTALYA ÇEKTİ<br />
Zirveye katılan yatırımcıların<br />
ilgisini en çok çeken proje ise<br />
Delüxe <strong>Antalya</strong> projesi çekti.<br />
Görgülü grup tarafından <strong>Antalya</strong>’nın<br />
seyir terası olarak<br />
bilinen Masa dağına yapılan<br />
proje kadınlar için hazırlanan<br />
yüzme havuzları ve sosyal<br />
tesisler ile dikkat çekiyor.<br />
<strong>Antalya</strong>’nı zirvesinde yer aldığı<br />
için şehrin sıcak ve neminden<br />
uzak bir yaşam imkanı sunan<br />
Delüxe <strong>Antalya</strong> hiçbir zaman kapanmayacak<br />
manzarası ile Arap<br />
yatırımcıları büyüledi. Delüxe<br />
<strong>Antalya</strong>’ya hayran kalan katılımcılar<br />
özellikle kadınlara yönelik<br />
alanları beğendiklerini ifade etti.<br />
<strong>Antalya</strong>’nın seyir terası olarak<br />
bilinen Masa Dağına inşa edilen<br />
DELÜXE <strong>Antalya</strong> hiçbir zaman<br />
kapanmayacak manzarası, kadınlara<br />
özel yüzme havuzları, spor<br />
salonları, golf sahaları, restoran<br />
ve sosyal tesisleri ile Karadeniz<br />
serinliğinde Akdeniz’in sıcaklığını<br />
sunuyor.<br />
ZİRVENİN TURİZME<br />
KATKISI BÜYÜK<br />
Geçtiğimiz yıl yapılan<br />
MENA Ülkeleri, İran, Helal<br />
Turizm ve Yaş Sebze Meyve<br />
İhracatçıları zirvelerinin<br />
ardından Ortadoğu ve Afrika’dan<br />
<strong>Antalya</strong>’ya gelen turist<br />
sayısı yüzde 10 artarken<br />
tarım alanında da olumlu<br />
geri dönüşler sağlanmıştı.<br />
2016 yılı içinde 120 bin ton<br />
sebze meyve ihraç edildi.<br />
39
Röportaj<br />
Zeynep TOPUZ<br />
Sıcacık Bir Yuva’ya adım atmanın<br />
heyecanını yaşayacaksınız<br />
Sümer Ezgü<br />
Sanat Akademisi<br />
Bahçe kapısından içeri adımınızı attığınızda enerjiniz tamamen değişiyor. Büyülü bir dünyadasınız sanki… Çocuk<br />
seslerinin müzik seslerine karıştığı rengarenk bir dünya. Sanatla sevginin iç içe harmanlandığı bu mekanın<br />
ismi Sümer Ezgü Sanat Akademisi. 35 yıllık sanat hayatına adımını attığı andan itibaren hep yeniliklerle karşımıza<br />
çıkan sanatçı Sümer Ezgü ile enerji dolu bir sohbet gerçekleştirdik. Hem Türk Halk Müziğine ve sanata bu<br />
denli gönül vermiş olan ünlü sanatçının hayatını hem <strong>Antalya</strong>’da açmış olduğu müzik ve sanat okulunu hem de<br />
gerçekleştirmeyi planladığı projelerini siz okurlarımız için detaylarıyla konuştuk.<br />
Sümer Ezgü’yü Sümer Ezgü’den dinleyebilir miyiz?<br />
Elbette. Burdur doğumluyum. Baba tarafım Trabzonlu.<br />
Rahmetli babam öğretmendi. Bucakta görev yaptığı için çocukluğum<br />
Bucak’ta geçti. Ankara 19 Mayıs Gençlik ve Spor<br />
Akademisi mezunuyum. Aslında hentbolcuyum. Fakat küçüklüğümden<br />
beri hep müzik vardı hayatımda. Bir insan bir<br />
işe meraklıysa o işi kapıdan kovsanız bacadan girer. Müzik<br />
de bende böyleydi işte. İlkokulda melodika ve mandolinle<br />
başladım müziğe. Daha sonra resim öğretmenim Cahit<br />
Anık bana bağlama öğretti. Bu arada biz 2 sene babamın<br />
40 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
görevi nedeniyle Batı Trakya’da Gümülcine<br />
şehrinde yaşadık. Orada nota<br />
dersleri aldım ve Türkiye’ye dönünce<br />
de bağlama çalmaya başladım. Sonrasında<br />
akademiyi kazandım ve Ankara’ya<br />
gittim. Akademiyi bitirdiğim<br />
yıllarda da TRT’nin açtığı sınavlara<br />
girdim. Bir yıl kadar çeşitli konularda<br />
çok ciddi eğitimlerden ve sınavlardan<br />
geçtik ve ben ses sanatçısı olarak birincilikle<br />
TRT’ye girdim. 15 sene çalıştım.<br />
Daha sonra istifa ettim ve dışarıda<br />
kendi projelerimi hayata geçirme kararı<br />
aldım. Ses sanatçılığının yanında TV<br />
programcılığı yaptım. Ankara Rüzgarı<br />
ile başladık. Nazar Değmesin, Halkalı<br />
Şeker, Anadolu’dan Geldik gibi çeşitli<br />
kanallarda programlar yaptık. Derlemeler,<br />
besteler, konserler derken müzik<br />
hayatımda 35 seneyi tamamladım.<br />
<strong>Antalya</strong> yaşamınızdan ve <strong>Antalya</strong>’da<br />
hayata geçirdiğiniz projelerinizden<br />
bahseder misiniz?<br />
5 yıldır <strong>Antalya</strong>’da yaşıyorum. <strong>Antalya</strong>’ya<br />
yerleştikten sonra 3 albüm<br />
yaptım. Bir tanesi oğlum Ozan ve arkadaşları<br />
ile yaptığım ‘Sümer Ezgü ile<br />
Süper Çocuklar’ albümü. Çocukların<br />
türkülere, kendi kültürüne yaklaşması<br />
için yapılan bir çalışmadır bu. Rock alt<br />
yapı ile. Çünkü çocuklar seviyor ritmi.<br />
Rock alt yapı üzerinde cura, sipsi, zurna<br />
gibi kendi sazlarımızın olduğu tekerlemesi<br />
olan türküler bunlar. “Tin tin tini<br />
mini hanım, hopa şina şinanay, leblebi<br />
koydum tasa, horozumu kaçırdılar”<br />
gibi türkülerde onlarla düetler yaptım.<br />
Çocukları İstanbul’da Marşandiz Müzik<br />
Stüdyosu’na götürerek basın-tanıtım<br />
galası yaptım. Gülben Ergen’in ve<br />
Saba Tümer’in programlarına götürdüm.<br />
Çocuklar tabii inanamıyorlar.<br />
Çok mutlular. TV Programları nasıl<br />
yapılıyor bunları öğrendiler. Müziğin<br />
içine girdiler. Ve şimdi onu Milli Eğitim<br />
Bakanlığı da anaokulu ve ilkokul<br />
çocukları için tavsiye etti ve okullarda<br />
da güzel etkinlikler yapıyoruz.<br />
İkincisi de gençler<br />
ve buradaki turistik<br />
oteller için yaptığım<br />
bir remix çalışmadır.<br />
David Guetta,<br />
Martin Garrix gibi<br />
elektronik müzik yapan<br />
isimler gençlerimiz<br />
tarafından çok<br />
dinleniyor. Ben de bu<br />
altyapıyla bizim yöremizin<br />
müziklerini birleştirdim.<br />
‘Electo Türkü<br />
House’ adında bir<br />
remix albüm çalışması yaptım. Genelde<br />
arabalarda ebeveynlerle çocukların<br />
tartışmaları olur. Türkülerimiz çaldığı<br />
zaman çoğunlukla radyo kapattırılır.<br />
Bu albüm bana göre o sorunu çözen<br />
bir albüm. Babalar burada türküleri<br />
dinliyor, çocuklar da altındaki elektro<br />
müziği, ritmi dinliyor ve ayrıca türkülerimize<br />
yani kendi kültürümüze de<br />
aşina oluyorlar. İster istemez türkülere<br />
bir yaklaşımları oluyor. Gençlere yönelik<br />
bir çalışma bu ve ilerde daha iyi<br />
anlaşılacak bu emeğin çabası.<br />
Üçüncüsü de ‘Hakiki Angara Havaları’.<br />
Ben 20 sene Ankara’da yaşadım.<br />
Ankara Kulübü ile gerçek Ankara tür<br />
41
Röportaj<br />
külerini okuyan ustalarla sürekli iç içeyim.<br />
Ankara Radyosu’nda zaten Ankara<br />
kökenli sanatçılarla, saz ustalarıyla<br />
iç içeydik. Yani o kültürü tanıyorum.<br />
Ama bu tamamen pavyon kültürüydü<br />
ve gerçek Ankara kültürü bu değildi.<br />
Ben de bunun üzerine “Bunlar pavyon<br />
kültürü, gerçek Ankara kültürü bu değildir”<br />
diyerek gerçek Ankara havalarını<br />
gençlere hatırlatma gereği duydum.<br />
Çünkü yeni doğan çocuklar bu kültürle<br />
doğuyor ve doğruyu bu zannediyorlar.<br />
Bu yüzden bu albümün adını<br />
da Hakiki Angara Havaları koyduk.<br />
Hüdayda türküsünün klibini de Ankara<br />
Hamamönü’nde çektim. Ankara<br />
Klübü ve halkla iç içe yapılan bir çalışmadır.<br />
İkinci türkünün klibini de Burdur<br />
Gölü’nde yaptım. “Su Gelir Güldür<br />
Güldür”. Özellikle Burdur Gölü dikeyde<br />
17 m. çekildi ve 10 yıl sonra bu<br />
gidişle kuruyacak. Göz göre göre bir<br />
doğa faciası yaşanıyor. Bunu ön plana<br />
çıkarmak için özellikle albümdeki Su<br />
Gelir Güldür Güldür türküsünü seçtik<br />
ve <strong>Antalya</strong>’dan Harley Davidson<br />
Klübü ve Burdur Motor Klübü destek<br />
verdi. Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun<br />
Ercengiz klipte oynadı ve destek<br />
verdi. Yani bu, top yekun bir doğa çabasının<br />
çalışmasıdır. Yakın bir sürede<br />
yayınlanmaya başlar. Eski ustaların<br />
hormonsuz, gerçek kökleri toprakta<br />
olan Ankara türkülerinden, özellikle<br />
de hareketli olanları seçerek bu albümü<br />
yaptım.<br />
Sanat Akademisi’ni açma fikri nasıl oluştu.<br />
Bu projeyi nasıl gerçekleştirdiniz?<br />
Bana hep ‘bir okul aç’ denir. Ankara’da<br />
da İstanbul’da da çok söyleyenler oldu.<br />
Fakat benim hep yapacak işlerim vardı.<br />
İstanbul’da hayat çok yoğun olduğu<br />
için enerjimi bu yöne aktaramadım.<br />
Ama <strong>Antalya</strong>’ya gelince yaşam konforumuz<br />
daha da arttı. Zamanı daha<br />
iyi değerlendirebiliyoruz burada. Hayatımız<br />
yollarda geçmiyor. Dolayısıyla<br />
kendimize daha sistemli zaman ayırabiliyoruz.<br />
Hem sanatsal projelerime<br />
hem de kendi yaşam projelerime daha<br />
fazla zaman ayırabiliyorum.<br />
Bu arada da müzikle ilgili bir okul açmak<br />
istedik ve karar verdik. Çünkü<br />
kültür ve sanatla ilişkisi olan yeni nesillere,<br />
temiz sayfalara ihtiyaç var Türkiye’de.<br />
Bakın 15 Temmuz’u yaşadık.<br />
Kirletilmiş çocuklar insanlar yetiştirildi<br />
ki bu ülkede, nerelere geldik. Yani<br />
güzel, ülkesine bağlı, kültürle ve sanatla<br />
ilgisi olan temiz nesillere ihtiyaç var.<br />
Bende buna bir katkı sağlıyorum. Güzel<br />
insanlar yetişsin istiyorum. Çünkü<br />
müzik, dans, kültür ve sanatla ilgisi<br />
olan insanlar siyasette de daha yumuşak<br />
üsluplu ve daha kolay çözümler<br />
üreten, daha kolay anlaşabilen insanlar<br />
olarak yetişecekler. Yani müzik, sanat<br />
sonuçta barış demektir, güzellikler<br />
demektir, mutluluk demektir. Yaşama<br />
renk demektir. Ruhları temiz ve güzel<br />
olan insanlar güzel işler yaparlar. Güzel<br />
insanlar yetiştirebilmek adına da<br />
böyle bir okulu faaliyete geçirdik.<br />
42 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
Sümer Ezgü Sanat Akademisi’nde çocukların<br />
seçeceği dallar nasıl belirleniyor?<br />
Bunu belirlemek için ne gibi çalışmalar<br />
yapıyorsunuz?<br />
Sanat Akademisi olarak biz, <strong>Antalya</strong>’da<br />
kulak taraması yapıyoruz. Nasıl<br />
İl Sağlık Müdürlüğü sağlık taraması<br />
yapıyor, bizde bunu yapıyoruz. Kreşler,<br />
okullar geliyor buraya. Teker teker<br />
kulak duyumlarına bakıyoruz çocukların.<br />
Hangi enstrümana daha uyumlular?<br />
Halk danslarına mı, baleye mi,<br />
jimnastiğe mi daha yatkınlar? Gitar<br />
çaldırıyoruz, piyano çaldırıyoruz. Parmak<br />
yapılarına bakıyoruz. Çünkü aileler<br />
de bir şekilde sosyal etkinliklere,<br />
müzik çalışmalarına falan göndermek<br />
istiyorlar ama ne yapacakları konusunda<br />
tereddüt yaşıyorlar. Biz de çocuklar<br />
için hangi dalın uygun olduğunu çözümleyip<br />
ailelerine rapor yazarak gönderiyoruz.<br />
Peki, Sümer Ezgü Sanat Akademisi<br />
niçin tercih edilmeli? Ne gibi imkanlar<br />
sunuluyor bu okulda öğrencilere Sümer<br />
Bey?<br />
Sümer Ezgü Sanat Akademisi, Milli<br />
Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir sanat<br />
kurumudur. Hak kazanan öğrencilere<br />
Milli Eğitim Bakanlığı Usta Öğretici<br />
Sertifikası veriyoruz. Ayrıca Londra<br />
Müzik Akademisi’ne bağlıyız ve oraya<br />
ait bir sertifika da veriyoruz. Buradan<br />
mezun olan öğrenciler sertifikalarını<br />
almaya hak kazanırlarsa kendileri de<br />
eğitimci olabiliyorlar ve çeşitli yerlerde<br />
ders verebiliyorlar. Onun dışında<br />
London Collage sertifikasını alanlar<br />
Müzik Lisesi denkliğini kazanmış oluyorlar<br />
ve Batı Londra Üniversitesi’nin<br />
Müzik Bölümü’ne sınavsız geçiyorlar.<br />
Ayrıca yurtdışında diğer üniversitelerde<br />
de burs imkanı sağlanıyor. Çünkü<br />
oralarda sadece matematik, fizik olarak<br />
bakmıyorlar. İnsanın hobileri, sanata<br />
ve kültüre olan ilgisi ve yeteneklerine<br />
bakıyorlar. İnsanların gelişimine<br />
daha farklı bakıyorlar ve yavaş<br />
yavaş bizde de başladı bu tutum.<br />
TEOG sınavlarında kültür ve<br />
sanat etkinliklerine katılanlar ve<br />
başarılı olanlara, dereceye girenlere<br />
imkan tanınmaya başlandı<br />
ülkemizde de.<br />
Ayrıca, sanat ve kültür bizi daha<br />
çok insanlaştırıyor. Toplumla bağlarımızı<br />
arttırıyor ve bizi daha sosyal<br />
yapıyor. Akademik başarısı çok<br />
yüksek olan herkes yaşamda başarılı<br />
olmayabilir. Sosyal başarıları düşük<br />
olabilir. Mesela benim akademik<br />
başarım çok yüksek değildi. Daha<br />
çok resim, müzik ve beden eğitimi<br />
derslerine ilgim vardı. Diğerlerinde<br />
ne kadar başarılı olsam da ilgim hep<br />
bu yönde oldu. Fakat sosyal başarım,<br />
akademik başarısı benden çok yüksek<br />
arkadaşlarımdan daha yüksek oldu.<br />
İnsan ilişkilerim gelişti. Kendimi sanat<br />
kanalıyla ifade etmeye başladım. Zaten<br />
insana sanat dallarının en büyük katkısı<br />
budur. Dolayısıyla okulumuzun da<br />
bu katkısı var.<br />
Öğrencilerinizin yaş aralığı nedir? Bir<br />
yaş sınırı var mı? Hangi dersleri alabiliyorlar<br />
Sümer Ezgü Sanat Akademisi<br />
öğrencileri?<br />
Sümer Ezgü Sanat Akademisi’nde 3<br />
buçuk yaşından 70 yaşına kadar öğrencilerimiz<br />
var. Herhangi bir yaş sınırlamamız<br />
yok. Sanata gönül veren<br />
herkese bu okulun kapıları açık. Öğrencilerimiz<br />
piyano öğreniyorlar, cura<br />
çalıyorlar, kabak kemane, keman, klarnet,<br />
bale, halk dansları, modern dans,<br />
jimnastik, nota-solfej dersleri alabiliyorlar.<br />
Bunun yanı sıra sayamadığım<br />
birçok sanat dalı daha var. Güzel Sanatlar<br />
Liselerine, Konservatuvarlara<br />
hazırlık çalışmaları yapılıyor. Hatta<br />
bahçeye geçtiğim zaman çok mutlu<br />
oluyorum. Odanın birinden bağlama<br />
sesi geliyor, diğerinden piyano sesi, alt<br />
odalardan bale öğretmeninin talimatları<br />
geliyor. Çok hoş bir duygu. Dolayısıyla<br />
yaptığımız işin gerçekten işe<br />
yaradığını görüyoruz. İnsan yetiştiren<br />
bir kurum burası aslında. Kısacası bir<br />
sanat yuvası.<br />
43
Röportaj<br />
Biraz da çalışanlardan bahsetmek istiyorum<br />
müsaadenizle. Çok güzel bir<br />
enerji var okulda. Eğitimcilerinizden de<br />
bahseder misiniz biraz?<br />
Kardeşim Taner’i tanıtayım önce. Aslında<br />
ziraat mühendisi ama halk oyunlarına<br />
çok emek verdi. Diyebilirim ki<br />
<strong>Antalya</strong>’da hocaların hocası. Derece<br />
alan tüm grupları çalıştıran hoca Taner<br />
Ezgü’dür. Bizim yöremiz hiç bilinmiyorken<br />
Ankara’da ve diğer illerde<br />
1982 yılında birlikte tanıttık. Burdur<br />
yöresini, Burdur ilinin dışında ilk biz<br />
oynadık, oynattık ve öğrettik. Dereceleri<br />
aldıktan sonra yörenin kültürü<br />
popüler olmaya başladı. Taner Ezgü<br />
Akdeniz Üniversitesi ile dünya birincisi<br />
oldu. Liselerde, ilkokullarda birçok<br />
derece aldı. Sümer Ezgü Sanat Akademisi’nin<br />
müdürü ve Halk Oyunları Bölüm<br />
Sorumlusu. Aynı zamanda <strong>Antalya</strong><br />
Büyükşehir Belediyesi İsmail Baha<br />
Sürelsan Konservatuvarı’nın da Halk<br />
Oyunları Bölüm Başkanlığı’nı yapıyor.<br />
Eğitim Koordinatörümüz Mehlika<br />
Ezanoğlu. Bir çok eğitim kurumunda<br />
büyük başarılara imza atan bir eğitimcimiz.<br />
Aynı zamanda benim Akademi’den<br />
arkadaşım. Tiyatro hocamız<br />
eşim Gülay Ezgü, spikerlik ve diksiyon<br />
kursu veren hocamız Rüştü Erata. Ve<br />
bunların yanı sıra Akdeniz Üniversitesi<br />
kadrosundan ve <strong>Antalya</strong> Operası’ndan<br />
ismini sayamadığım çok değerli<br />
sanatçılardan oluşan kaliteli bir eğitim<br />
kadromuz var.<br />
Sümer Ezgü Sanat Akademisi’ni diğer<br />
sanat okullarından ayıran bir<br />
fark var mı?<br />
Sanat okullarında arkadaşlarıma soruyorum.<br />
“Hangi dersler var?” diye. Keman,<br />
piyano, bale olduğunu söylüyorlar.<br />
Bizden bir şeyler olup olmadığını<br />
sorduğumda talep olmadığını, talep<br />
olsa da hoca bulamadıklarını söylüyorlar.<br />
Doğru olmadığını düşünüyorum.<br />
Talep de var, hocası da var. Türkiye’de<br />
şöyle bir sorun var. Müzik öğretmeni<br />
yetiştiren okullarda kendi öz müziğimiz<br />
yeterince öğretilmedi. Bu okullara<br />
girerken bu alanı bilerek gelen öğrencileri<br />
bile bildiklerini unutturarak mezun<br />
ettiler. Konservatuvarlarımızda<br />
da aynı şeyler oldu. Kendi müziğimizi<br />
aralara sıkıştırarak öğrettiler. Bu yüzden<br />
yetersiz bir yetişme oldu. Herkes<br />
iyi olduğu alanda çalışma yapar. Ben<br />
35 yıllık meslek yaşamımda bu eksiği<br />
derinden hissettim ve şu an bizim Sümer<br />
Ezgü Sanat Akademisi’nin kapısından<br />
içeriye girdiğiniz an dil, din, ırk<br />
ve müzik ayrımı yoktur. Burada batı<br />
müziğinin eğitimi de var, halk müziğimizin<br />
eğitimi de var, klasik Türk<br />
müziğimizin eğitimi de var. Modern<br />
dans eğitimi ve halk danslarımızın da<br />
eğitimi var ve hepsi de aynı değerde.<br />
Biz böyle bakıyoruz.<br />
İnteraktif Müzik Dersleri ile ilgili talepler<br />
alıyorsunuz. Bunu açabilir misiniz?<br />
Elbette. İnteraktif müzik dersleri yapıyoruz.<br />
Okullar bunu toptan satın<br />
alıyorlar. Salonlara topluyorlar çocukları<br />
ve orada interaktif müzik dersleri<br />
yapıyoruz. Sümer Ezgü ile Süper<br />
Çocuklar albümünü çocuklar alıyor.<br />
Daha sonrasında beni okula davet ediyorlar.<br />
Okulun müsamere salonunda<br />
toplanıyoruz. Orada hoş vakit geçirme<br />
adı altında -sohbet, şov- müzik dersi<br />
yapıyoruz. Alkışlarla, çeşitli ritimlerle…<br />
Farklı ritimleri, bildiğimiz ama<br />
tanımlayamadığımız ritimleri müziklerle<br />
birbirine bağlıyoruz. Anadolu<br />
ritimlerini çalıyoruz, onları türkülere<br />
bağlıyoruz. Daha sonrasında albümdeki<br />
şarkılar çalmaya başlıyor. Tüm çocuklar<br />
dans etmeye başlıyor ve unutamayacakları<br />
bir gün yaşamış oluyorlar.<br />
Her şey den önce müzikle dolu bir gün<br />
yaşıyorlar. Onlara çok şey kazandırdığını<br />
düşünüyorum. En azından bir farkındalık<br />
oluşuyor. Müziğe bir yakınlık<br />
oluşuyor ve bu anlamda çocuğun yolu<br />
açılıyor.<br />
Sanat Akademisi kapsamında interaktif<br />
müzik dersleri haricinde talep aldığınız<br />
farklı bir alan oldu mu?<br />
Ev hanımlarından bize talep geldi.<br />
Biçki-dikiş gibi alanlara el atarsanız<br />
seviniriz dediler. Biz de uygulamaya<br />
başladık. Hafta sonları burada yeni<br />
bir çalışma başlattık.”Kumaşını al gel!”<br />
diyoruz. Ders bitimi sonrasında bayanlar<br />
dikmek istedikleri tasarımı tamamlamış<br />
olarak gidiyorlar. Evde pasif<br />
olarak oturmaya mahkum edilmiş<br />
olan kadınlarımıza bir üretim imkanı<br />
sunuyoruz. Evlendirme programları,<br />
yarışma programları gibi gereksiz zaman<br />
tüketen programlara mahkum<br />
bırakılıyorlar. Yani üretken bir dünya<br />
sunulmuyor. Bu yüzden burada hem<br />
bir şeyler üretmenin verdiği mutluluğu<br />
yaşıyorlar hem de ucuz bir giyim elde<br />
etmiş oluyorlar. Bundan para da kazanabilme<br />
imkanları da doğuyor tabiî ki.<br />
Bunun yanı sıra okullardan talep geliyor.<br />
Bizimle birlikte çalışmak istiyorlar.<br />
Gerek halk oyunları, gerek müzik<br />
çalışmalarını bizimle yapmak istiyorlar.<br />
Bu tür hizmetler de veriyoruz.
Ben Senfoni Orkestrasıyla birlikte<br />
gerçekleştirmiş olduğunuz bir projeden<br />
bahsetmek istiyorum. İlgi gören<br />
ve ses getiren bir projeydi. Bize anlatır<br />
mısınız bu projeyi?<br />
Aşağı yukarı 50 kişilik bir topluluk.<br />
İçinde bizim otantik halk sazlarımız<br />
–davul, zurna, sipsi, kabak kemane,<br />
kaval, bağlama- ve onun dışında<br />
opera orkestrası yaylı grubu ve operanın<br />
nefeslileri, vokallerden ve halk<br />
danslarından oluşan bir topluluk.<br />
Tamamen <strong>Antalya</strong>lı müzisyenlerden<br />
oluşan bir <strong>Antalya</strong> Projesi. Hem<br />
<strong>Antalya</strong> markasını yukarı çıkaracak<br />
bir çalışma hem de yurtdışında<br />
Türkiye’yi temsil edecek bir proje.<br />
Türkiye’nin çeşitli kültür-sanat festivallerine<br />
girebilecek hem etnik hem<br />
de çok sesli ama çok seslilikte dayanağını<br />
Anadolu enstrümanlarının<br />
bünyesinde olan ozanların yüz yıllar<br />
boyu doğaçlama çaldığı, bastığı<br />
seslerden yola çıkarak. Batıdaki çok<br />
sesliliği kopyalayıp buraya yapıştırmıyoruz.<br />
Kendi yapısına uygun bir<br />
armoniyle bunu yapıyoruz. Çok güzel<br />
bir çalışma oldu. İki konser verdik.<br />
Bir tanesi 2. Yörük ve Türkmen<br />
Şenliği’nin açılış konseri. Diğeri de<br />
53. Uluslararası <strong>Antalya</strong> Film Festivali<br />
etkinlikleri kapsamında verdiğimiz<br />
konserdi. İki konserimiz de çok<br />
beğeni aldı. Farklı bir çalışma çünkü.<br />
Önü açık bir proje bu. Ayrıca düzenlemeleri<br />
yaparken dikkat ettiğimiz<br />
bir konu; yörenin birçok türküsü<br />
oyunlu ve eğer ki yörenin insanları<br />
icra edilen türkülere oynayabiliyorsa<br />
başarılıdır bu yapılan düzenleme.<br />
Yoksa Türkiye’de bu tarz çalışmalar<br />
çok yapıldı ve çoğunlukla da başarısız<br />
oldu. Çünkü aslıyla uymadı. Bir<br />
kere bizim öz enstrümanlarımız ile<br />
değil tamamen batı enstrümanlarıyla<br />
çalındığı için insanlara sıcak<br />
gelmedi. Oysa bizim öz sazlarımızı<br />
onların içine koyduğumuz zaman<br />
durum hemen değişiyor.<br />
Sizin yeni projeleriniz var mı?<br />
Evet var. Ulusal bir kanalda çocuklara<br />
özel TV Programı yapmayı<br />
planlıyorum. Çünkü Barış<br />
Manço’dan sonra çocuklara hitap<br />
edecek donanımlı ve kaliteli bir<br />
program gerçekleşmedi. Çocuklar<br />
maalesef ya büyüklerin izlediği kirlenmiş<br />
TV programlarının reyting<br />
dünyasında kaybolup gidiyorlar ya<br />
da bilgisayarlarda oyunlara mahkumlar.<br />
Hem içi dolu, hem eğlenceli<br />
hem de çocukların yeteneklerini<br />
sergileyebilecekleri bir çocuk programı<br />
yapacağım. Bunu da <strong>Antalya</strong>’da<br />
yapmak istiyorum.<br />
Peki niçin <strong>Antalya</strong>?<br />
İstanbul’da ister istemez reyting kirliliği<br />
içinde kayboluyorsunuz. Burası<br />
bir Anadolu kenti. Mesela köy çocuklarını<br />
alıyorum ve konserlerimde<br />
sahneye çıkarıyorum. Çünkü onların<br />
temiz dünyasını oradan yansıtmak,<br />
büyüteç koymak istiyorum. Bu yüzden<br />
bu çocuk programının bir Anadolu<br />
kentinden yapılıp da ulusalda<br />
yayınlanmasını istiyorum. “Bakın<br />
yaşamda başka pencereler de var!”<br />
demek istiyorum.<br />
Diğer hayata geçirmek istediğim<br />
proje de 23 Nisan’a özel. Vali Bey ve<br />
Milli Eğitim Müdürü ile görüştüm.<br />
Bir stadyum çocuğa barışın ritmini<br />
çaldırmak istiyorum. 20 bin-30 bin<br />
çocuğa konser vereceğiz ve tespit ettiğimiz<br />
bir ritim aletiyle; savaşlar ve<br />
kan gölü içinde olan dünyaya çocukların<br />
ağzından Atatürk’ün geleceği<br />
çocuklara emanet ettiği 23 Nisan’da<br />
barışın ritmini çaldıracağım. Çocuk<br />
grupları kurmak istiyorum, yetişkinlerden<br />
oluşan korolar kurmak istiyorum.<br />
Anadolu Müzikali yok mesela.<br />
Büyük bir eksik ve bu eksiği ben tamamlamak<br />
istiyorum. Ayrıca da bir<br />
cura topluluğu kurmak istiyorum<br />
çocuklardan. <strong>Antalya</strong>’da sanata dair<br />
güzel şeyler yapmayı planlıyorum.
Haber<br />
Semih Kaplanoğlu:<br />
15 Temmuz’da İçimizdeki Mayanın<br />
Sapa Sağlam Durduğunu Gördük<br />
Niyazi Mısri’nin hayatının beyaz perdeye aktarmaya hazırlanan ünlü yönetmen Semih Kaplanoğlu “Büyük<br />
zatların, bu toprakları mayalayanların izlerini sürmek lazım. Onlarla yeniden kavuşmak buluşmak lazım.<br />
Çünkü onların sözleri hala aslında bizim kalplerimizde bizim dünyamızda yaşıyor” dedi. 15 Temmuz gecesi<br />
bu mayanın ortaya çıktığını kaydeden Kaplanoğlu “15 Temmuz gösterdi ki bize; bizim içimizde ki güç henüz<br />
kırılmamış sağlam hem de, sapa sağlam duruyor. İnsanlar da işte o güçle, o mayayla aslında sokaklara çıktılar<br />
vatanlarına memleketlerine sahip çıktılar” diye konuştu.<br />
Hafta sonu Elmalı’da, Akdeniz<br />
Kültür Eğitim ve İletişim Kulübü (<br />
AKİK), Elmalı Belediyesi ve Sinan-ı<br />
Ümmi Kültür ve Sanat Derneği tarafından<br />
düzenlenen “9.Elmalının Canları<br />
Sevgi ve İrfan Sempozyumuna”<br />
ünlü yönetmen Semih Kaplanoğlu<br />
da katıldı. Sinan-ı Ümmi hazretlerinin<br />
talebelerinden olan Niyazi Mısri<br />
Hazretlerinin hayatını beyaz perdeye<br />
aktarmaya hazırlanan Kaplanoğlu<br />
projesi ile ilgili bilgi verdi.<br />
NİYAZİ MISRİLERE HE ZAMAN<br />
İHTİYACIMIZ VAR<br />
Bu topraklanın Niyazi Mısrilere,<br />
Ümmi Sinanlara her zaman ihtiyaç<br />
duyduğunu söyleyen Kaplanoğlu “Bugün<br />
de evliyalar yetiştirmek, bugünde<br />
Niyazi Mısriler, bugünde Sinan-ı Ümmiler<br />
çıkarmak lazım bu topraklardan.<br />
İşte o zaman ancak biz gerçekten<br />
geçmişle bugünü ve geleceği birbirine<br />
bağlayacak köprüleri inşa edebiliriz<br />
o zaman daha diri, daha güçlü, daha<br />
kuvvetli bir toplum olabiliriz” dedi.<br />
‘Meleğin Düşüşü’ isimli filminden<br />
sonra kendi deyimiyle ‘maneviyat<br />
üzerine temellenmiş’ sinemaya yoğunlaşmaya<br />
başladığını ifade eden<br />
Kaplanoğlu “Maneviyatta ilerledikçe<br />
ve bilgiye kavuştukça, ruh ikliminiz<br />
renklendikçe bütün o hislerin filme<br />
ya da seyirciye geçmesi için yeni yollar<br />
arayışı başlıyor. ‘Bunları Allah rızası<br />
için yapabilir miyim?’ gibi bir eşikten<br />
bakmak ve sorumluluk içinde hareket<br />
46 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
etmek daha önce benim bilmediğim<br />
bir şeydi. Bu hal, insanı incelten ve sanatını<br />
dünyevi ya da materyalist olana<br />
değil de evrenin gerçek sahibine doğru<br />
tevekkül içerisinde yönelten bir şey”<br />
diye konuştu.<br />
YUNUS EMRE DİZİSİ YENİLERİ-<br />
NİN ÖNÜNÜ AÇTI<br />
Yunus Emre Dizisi ile ilgili değerlendirmelerde<br />
bulunan Kaplanoğlu<br />
“Yunus Emre dizisinin Türkiye’deki<br />
belli bir açığı ve açlığı doyurmaya çalıştığına<br />
şahit olduk. Onun gibi Anadolu’nun<br />
her yerinde yaşamış nice<br />
Evliyalar, hakikat ehli insanlar var.<br />
Onlarında hayatlarından da bol bol<br />
diziler, filmler yapıp, Hacı Bayram-ı<br />
Veli’yi Akşemseddin’i anlatmamız lazım.<br />
Bu anlamda Yunus Emre dizisi<br />
başarılı bir çalışma olmuş ve toplumumuz<br />
tarafından da büyük ilgi gördüğü<br />
için tasavvuf ve manevi büyüklerimiz<br />
hakkında yapılacak yeni dizilerin önünü<br />
açmıştır” dedi.<br />
FETÖLER METÖLER KENDİ<br />
ASLIMIZA DÖNERSEK<br />
ENGELLENİR<br />
Gençlikle gelecek arasında manevi<br />
köprü kurulması gerektiğini kaydeden<br />
Kaplanoğlu “Gençliğin de ilgisini<br />
çekmesi açısından popüler filmler ve<br />
televizyon dizileri önemli bir alan ama<br />
bence en önemli iş Milli Eğitim Bakanlığı<br />
ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na<br />
düşüyor. Onların bu alanda çok fazla<br />
yoğunlaşması gerekiyor. Hem müfredatta<br />
hem de tedrisatta değişiklikler<br />
yapılması gerekiyor. Yerel olarak mesela<br />
Elmalı’da bu bölgenin öğrencileri<br />
için buranın değerlerini<br />
daha iyi<br />
anlamaları için<br />
çalışmalar yapılmalıdır.<br />
Gençleri<br />
bu alanda daha<br />
çok ilgilendirecek<br />
çocuk kitaplarının,<br />
yayınların,<br />
çizgi filmlerin<br />
yapılması lazım.<br />
Bunları hep konuşuyoruz<br />
aslında<br />
yıllardır<br />
söyleniyor konuşuluyor<br />
fakat sıra<br />
bir türlü buralara<br />
gelmiyor. Gelmediği<br />
içinde böyle<br />
FETÖ’ler ME-<br />
TÖ’ler, aralardan<br />
şunlar, bunlar<br />
çıkıp bu milletin<br />
saf, manevi açlığını sömürüyorlar. Onu<br />
engelleyecek şey aslında kendi aslımızla<br />
tekrar buluşmak. Bugün de evliyalar<br />
yetiştirmek, bugünde Niyazi Mısriler<br />
,bugün de Sinan-ı Ümmiler çıkarmak<br />
lazım bu topraklardan. İşte o zaman<br />
ancak biz gerçekten geçmişle bugünü<br />
ve geleceği birbirine bağlayacak köprüleri<br />
inşa edebiliriz; o zaman daha diri,<br />
daha güçlü, daha kuvvetli bir toplum<br />
olabiliriz” dedi.<br />
15 TEMMUZ İÇİMİZDEKİ MAYA-<br />
NIN DURDUĞUNU GÖSTERDİ<br />
Kaplanoğlu sözlerini şöyle sürdürdü<br />
“15 Temmuz gösterdi ki bize; bizim<br />
içimizde ki güç henüz kırılmamış,<br />
sağlam hem de, sapasağlam duruyor.<br />
İnsanlar<br />
da işte o güçle,<br />
o mayayla aslında<br />
sokaklara<br />
çıktılar vatanlarına<br />
memleketlerine<br />
sahip<br />
çıktılar. Bu<br />
çok önemli bir<br />
an milletimiz<br />
açısından. Gelecek<br />
için ben<br />
umutluyum,<br />
biraz daha fazla<br />
eğitime, gençlere yoğunlaşmayla<br />
tüm sorunlar çözülecek.”<br />
NİYAZİ MISRİ FİLMİ SENEYE<br />
BAŞLAYACAK<br />
Niyazi Mısri Filmi projesi ile ilgili bilgilere<br />
veren Kaplanoğlu “Yıllardır kafamda<br />
canlandırdığım ve senaryosunu<br />
neredeyse tamamladığım Niyazi Mısri<br />
Hazretlerinin hayatını anlatan bir<br />
film çekmeyi istiyorum. Önümüzdeki<br />
seneye de İnşallah onun çekimlerine<br />
başlayacağız” diye konuştu.<br />
SİNAN ÜMMİ’Yİ VAHAP ÜMMİYİ<br />
SEMPOZYUMLA TANIDIM<br />
Elmalı’ya 30 senedir geldiğini anlatan<br />
Kaplanoğlu “ 30 senedir araları çok<br />
açık zamanlarda var ama elmalıya<br />
geliyorum. Buraya bir tür şahitliğim<br />
oldu. ilk gördüğüm zamanda çok etkilenmiştim.<br />
Daha sonrada bu sempozyumlarla<br />
gelip Sinan-ı Ümmi, Vahib-i<br />
Ümmi ve Eroğlu’ nu tanıyınca burası<br />
ne zaman aklıma gelse beni duygulandırıyor.<br />
Elmalı benim manevi vatanım<br />
gibi oldu. Bugün de hala burada bu<br />
sakinlik, sessizlik, duygu, ruh yaşıyor.<br />
Buradaki belediyenin, kaymakamlığın,<br />
sivil toplumun da bu etkinliğe devam<br />
etmeleri ve yaymaları mümkün olacak.<br />
Her şey çok güzel bence” dedi.<br />
47
HABER<br />
ANTALYA<br />
TENEFFÜS’E<br />
ÇIKTI<br />
Muratpaşa Belediyesi’nin ve iştiraki<br />
şirket Falez AŞ ile birlikte hayata geçirdiği,<br />
kent merkezinde 16 dönüm alana<br />
kurulu ‘çocuk dünyası’ Teneffüs Park,<br />
muhteşem bir törenle açıldı. Teneffüs<br />
Park, açılış gününde her yaştan çocuğun<br />
akınına uğradı. Çocuklar için sınırsız<br />
eğlence, gün boyu animasyonlar,<br />
çeşitli atölyelerde yapılan etkinlikler,<br />
robot şovlar, dans, akrobasi ve illüzyon<br />
gösterileriyle parkta devam etti.<br />
AÇILIŞTA HERKES BİRARADA<br />
Belediye Başkanı Ümit Uysal, eşi Ümran<br />
Uysal’ın ev sahipliğindeki açılışta, eski<br />
Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı<br />
ve eski Ankara Büyükşehir Genel Başkanı<br />
Murat Karayalçın, CHP İl Başkanı<br />
Mustafa Erdem, CHP <strong>Antalya</strong> Milletvekilleri<br />
Mustafa Akaydın ve Devrim Kök,<br />
<strong>Antalya</strong> Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO)<br />
Meclis Başkanı Süleyman Özer’in yanı<br />
sıra çok sayıda sivil toplum örgütü ve<br />
sendikaların temsilcileri, CHP ilçe başkanları,<br />
belediye meclis üyeleri bir araya<br />
geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,<br />
CHP Genel Başkan Yardımcısı<br />
Çetin Osman Budak ve CHP eski Genel<br />
Başkanı <strong>Antalya</strong> Milletvekili Deniz Baykal<br />
programları dolayısıyla katılamadıkları<br />
Teneffüs Park açılışını telgrafla<br />
kutladı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, telgrafında<br />
Belediye Başkanı Ümit Uysal’ı<br />
çalışmalarından dolayı tebrik etti.<br />
‘BAŞKA ŞEYLERE HEBA EDİLİYOR’<br />
Açılışta konuşan Başkan Uysal, Teneffüs<br />
Park’ın Muratpaşa’da Çaybaşı Mahallesi’nde<br />
16 dönüm alana kurulduğunu<br />
belirterek, “Şehrin içinde böyle büyük<br />
alanlar kalmadı. Kalsa bile başka şeylere<br />
heba ediliyor” dedi.<br />
‘ÇOCUKLARIMIZI CİRO GİBİ<br />
GÖRÜYORLAR’<br />
<strong>Antalya</strong>’nın yeni çocuk dünyası Teneffüs<br />
Park’ın en büyük özelliğinin bu<br />
48 www.metropoldergileri.com<br />
olmadığını dile getiren Başkan Uysal,<br />
şunları söyledi:<br />
“Teneffüs Parkımız <strong>Antalya</strong>’nın ilk buz<br />
pateni sahasını içeriyor ama en büyük<br />
özelliği bu da değil. Teneffüs Parkımızın<br />
en büyük özelliği, modern hayatla<br />
beraber sıkıntıya girdiğimiz, kendimizi<br />
alıştırdığımız bazı kötü alışkanlıklara<br />
alternatif bir park olmasıdır. Şu an moda<br />
değimle ‘trend parklar’ var. Bunlar kapalı<br />
alanlara çocukları sıkıştıran, bol jeton,<br />
elektronik sesi içeren mekanlar. Çocuklar<br />
zaten evde ekrandan ayrılmıyor, bu<br />
parklar da bol bol ekran var. Çok sanal<br />
bir ortam. Çocukların kasları, zihinleri<br />
çalışmıyor. Sadece donuk bir düşünme<br />
şekline saatlerce müptela oluyorlar. Çocuklarımız<br />
adeta hapsoluyor, hayattan<br />
kopuyor. Giriş ücretleri 70 liradan 100<br />
liraya değişiyor. Çocuklarımız ciro makinesi<br />
gibi değerlendiriliyor. İşte burası o<br />
parklardan değil.”<br />
TENEFFÜS PARK’IN FARKI<br />
Teneffüs Park’ın tamamen açık hava<br />
oyuncaları içeren, çocukların bütün<br />
enerjisini çocuklarını atabileceği bir<br />
ortam sunduğunu kaydeden Başkan<br />
Uysal, “Burada sanat ortamı var, özgürlük<br />
var. Burada sürekli animasyon var.<br />
Burada her çocuğumuza şaka yapılıyor,<br />
hediye veriliyor” diye konuştu.<br />
Parkın bir diğer özelliğinin de fastfood<br />
tipi yiyecekler içermemesi, boyalı içeceklerin<br />
satılmaması olduğunu dile getiren<br />
Başkan Uysal, “Alıştığımız ancak<br />
kötü olan ne varsa burada yok. Teneffüs<br />
Park, aynı zamanda hayata dair bakış<br />
açısı, bir fikrin temsilcisi ve bir misyonun<br />
sahibi” diye konuştu.<br />
ÇOCUKLARDAN SÖZ İSTEDİ<br />
Başkan Uysal, konuşmasının sonunda<br />
ilk gününde Teneffüs Parkı dolduran çocuklardan<br />
üç şey için söz istedi. Başkan<br />
Uysal, çocuklardan hayatları boyunca<br />
kitap okuma alışkanlığı kaybetmemelerini,<br />
hangisine yeteneği varsa bir sanat<br />
dalıyla ve yine aynı şekilde sporla ilgilenmesini<br />
isterken, parkı dolduran yüzlerce<br />
çocuk “Söz” diyerek karşılık verdi. Ümit<br />
Uysal, bununla birlikte çocuklardan doğadaki<br />
her şeyi istisnasız sevmeye çağırırken<br />
“Eğer hayatınız bunlar olursa endorfin<br />
ve mutluluk da sizlerle olur” dedi<br />
ve hep bir ağızdan “Yaşasın spor, yaşasın<br />
barış yaşasın sanat, yaşasın hayat” diye<br />
seslendiler.<br />
AİLE KARTINI OĞLU EFE’YE VERDİ<br />
Başkan Uysal Konuşmasının ardından<br />
175 lira olan ücretini kendisi ödeyerek<br />
Teneffüs Park’ın ilk yıllık abone aile<br />
kartını da satın aldı. Uysal, kartı oğlu<br />
Efe’ye verirken, “Bundan sonra o kartın<br />
sorumluluğu sende” uyarısı yapmayı da<br />
ihmal etmedi.<br />
TENEFFÜS ZİLİ ÇALDI<br />
Konuşmaların ardından Belediye Başkanı<br />
Uysal, protokolde yer alan isimler<br />
ve çocuklarla birlikte Teneffüs zilinin<br />
çalarak <strong>Antalya</strong>’nın yeni çocuk dünyası<br />
Teneffüs Park’ın açılışını gerçekleştirdi.
OCAK 2017<br />
49
TİYATRO<br />
<strong>Antalya</strong> Şehir Tiyatrosu<br />
Bu sene perdeyi Üsdat’ın<br />
unutulmaz eseri “Para” ile açtı<br />
Sergilediği her oyunu kapalı gişe oynayan, yurt<br />
içi ve yurt dışında bir çok sahnede <strong>Antalya</strong>’yı<br />
başarılı ile temsil eden <strong>Antalya</strong> Şehir tiyatroları<br />
bu sene perdelerini Üsdat Necip Fazıl’ın<br />
unutulmaz eseri Para ile açtı. <strong>Antalya</strong> Kent<br />
Merkezinin yanı sıra ilçelerde de <strong>Antalya</strong>lılarla<br />
buluşan Para’nın sergilendiği tüm salonlarda<br />
adeta izdiham yaşanıyor. Biz de bu oyunu merak<br />
eden ve henüz izlemeyen okurlarımız için<br />
oyunla ilgili bilgileri toparladık, başrol oyuncumuz<br />
Tekin Temel’le röportaj yaptık ve size<br />
layık bir dosya hazırlamaya çalıştık...<br />
PARA<br />
Üstad Necip Fazıl Kısakürek tarafından 1941-42 yılları<br />
arasında yazılan “Para” da bir banka patronu, O’nun<br />
ailesi ve yakın çevresinin hayatından bir kesit anlatılmaktadır.<br />
Ahlaksızlığı ve kişisel çıkarlar peşinde koşmayı bir yaşam<br />
felsefesi haline getirmiş olan O’na göre hayatta<br />
her şeyin; aklın, sağlığın, bilginin, dünyanın ve hatta<br />
ahretin bile mutlaka maddi bir karşılığı vardır. Bunun<br />
aksini düşünmek ise açıkça ahmaklıktır. Para kazanmak<br />
için gidilecek her yolu meşru gören O, ahlaksızlığında<br />
samimi davranmakta ve bunu saklamaya bir nebze olsun<br />
gerek duymamaktadır.<br />
İnsanoğlunun en iğrenç zaaflarının, en karanlık yönlerinin<br />
ve duygusuz menfaat ilişkilerinin merkezinde<br />
gelişen olaylar neticesinde para öyle bir kıstas haline<br />
gelir ki, herkesin iç yüzünün ortaya çıkmasını sağlar.<br />
50 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
“İnsanoğlunun hiçbir icadı para kadar fesat verici değildir”<br />
Sopkhokles<br />
“İnsanoğlunun hiçbir icadı para kadar<br />
fesat verici değildir” demiş ünlü Antik<br />
Yunan tragedya yazarı Sophokles.<br />
İster madeni, ister banknot, her gün<br />
cüzdanımızın başköşesinden, cebimizden<br />
eksik etmediğimiz, varlığı ayrı<br />
dert, yokluğu ayrı dert dediğimiz, borç<br />
aldığımız, borç verdiğimiz, yüzyıllardır<br />
maddi değişim aracı olarak kullandığımız<br />
PARA, bundan 3000 yıl önce<br />
M.Ö 7. Yüzyılda, Anadolu topraklarında,<br />
Lidya’nın başkenti Sardes’in<br />
içinden geçen Paktalos Irmağı’nın<br />
alüvyonlarında doğal olarak bulunan<br />
altın-gümüş karışımı “elektron” madeninden,<br />
üzerinde Lidya Krallığı arması<br />
olan sikke adıyla basılmış.<br />
Sonra Lira demişler ona. Mark, Dolar,<br />
Avro, Frank, Sterlin, Liret, Drahmi,<br />
Leva, Ruble, Şilin, Yen, Dinar, Şekel<br />
demişler. Gücü her geçen gün artmış.<br />
Dünyaya hakim olmuş. İnsanlığı esir<br />
almış. Ne savaşlar çıkmış para yüzünden,<br />
imparatorluklar, krallıklar yıkılmış.<br />
Sitemler çökmüş. Medeniyetler,<br />
devletler yok olmuş. Ekonomik krizler<br />
çıkmış, iflaslar, intiharlar… Nice ocaklar<br />
sönmüş, şirketler batmış, bankalar<br />
kapanmış, bankerler kaybolmuş. Oyunumuz<br />
Para’ da olduğu gibi.<br />
Oyun bilinmez bir zamanda ve yerde<br />
geçer. Kişilerin isimleri yoktur. “O”,<br />
“Hususi Katibi”, “Noteri”, “O’nun Karısı”,<br />
“Oğlu”, “Nazır” , “Casusu”, “Banka<br />
Müfettişi” dir oyun kişileri. Paranın<br />
cinsi de yoktur. Bunlar oyunu<br />
evrensel kılar.<br />
O, bir işin değerini parayla<br />
ölçen, gerisinin<br />
ahmaklık olduğuna inanan,<br />
ahlakı yok sayan<br />
bir banka patronudur.<br />
Şirketler, köşkler, para;<br />
büyük bir servet, lüks<br />
içinde dertsiz, tasasız<br />
bir yaşam.<br />
Bu sefahat kolay elde<br />
edilmemiştir. Savaş yılları,<br />
yokluk, karaborsa,<br />
fırsatçılık, siyasilerle iyi<br />
ilişkiler, vurgun üstüne<br />
vurgun… İşin gereği<br />
neyse hepsi yerine getirilir.<br />
O, günün birinde ailesini<br />
sınamak için tüm<br />
servetini hayır kurumlarına<br />
bağışlayacağını<br />
açıklar. Babasının<br />
paraya düşkünlüğüne<br />
sürekli karşı çıkan oğlu<br />
bile bunu kabul edemez.<br />
Buraya kadar her şey normaldir. Ta ki<br />
işler tersine dönüp, ayaklanma başlayana,<br />
bankada parası olanlar isyan<br />
edene kadar.<br />
O’nun bir esrar kahvesinde yaşayan<br />
tıpatıp benzeri vardır. İsyan edenlerin<br />
önüne benzeri sürülür ve O’nun yerine<br />
benzerinin parçalanmasına izin verilir.<br />
İşte gerçek tragedya burada başlar. O<br />
parçalanan benzerinin giysileriyle eve<br />
gelir ama ailesi O’nun yaşadığını bildiği<br />
halde kabul etmez.<br />
Çünkü servet çoktan paylaşılmıştır.<br />
Böylece O’nun hazin sonu parçalanmak<br />
değil, beş parasız benzeri olarak<br />
esrar kahvesinde ölmektir.<br />
Oyun bugünün insanına hiç de yabancı<br />
değil. Uzak, yakın tarihimizde bu<br />
olayları gördük, duyduk, biliyoruz ve<br />
de yaşadık.<br />
İyi seyirler .<br />
51
Röportaj<br />
Zeynep TOPUZ<br />
Birçok sinema ve dizi projesinde yakından tanıdığımız bir<br />
ismi bu kez <strong>Antalya</strong> Şehir Tiyatrosu’nda görüyoruz. Tiyatroya<br />
büyük emek veren bu güzel insan Tekin Temel…<br />
Güzel insan diyorum çünkü, siz okurlarımız için gerçekleştirdiğimiz<br />
röportajda bunu bire bir yaşıyorum. AŞT<br />
bu sezonunu Necip Fazıl üstadın yazdığı “Para” oyunu ile<br />
açtı ve büyük yankı uyandırdı. Hep kapalı gişe oynayan<br />
oyunun başrolünde Tekin Temel var. Muhteşem bir performans<br />
sergiliyor oyuncumuz. Ben izledim. Kesinlikle izlenmesi<br />
gereken bu oyunun üzerine Tekin Bey’le de biraz<br />
sohbet ettik. Buyrun…<br />
Tekin Temel<br />
Sinema ve dizilerde rollerinizle tanıyoruz sizi. <strong>Metropol</strong><br />
<strong>Antalya</strong> okuyucuları için Tekin Temel’i tanıyabilir miyiz?<br />
1968 yılı Manisa Akhisar doğumluyum. Liseyi Akhisar’da<br />
bitirdim. Daha sonra kendim amatör bir tiyatro<br />
kurdum. Belediye adı altında çalışıp Denizli’ye Amatör<br />
Tiyatro Şenliği’ne gittik. Oraya Türkiye’nin birçok yerinden<br />
amatör tiyatrolar gelmişti. Bizi Pamukkale’de<br />
ağırladılar. Tüm gruplar ve biz, Denizli’de oyunlarımızı<br />
oynadık. Şenlik bitti, herkes geri döndü. 3-4 gün sonra<br />
52 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
haber geldi. Bizim oyunumuz en iyi<br />
oyun seçildi. Ben de Erkek Oyuncu<br />
Özendirme Ödülü aldım. Tiyatronun<br />
başında çok değerli bir ağabeyimiz<br />
olan, Denizlili, tiyatroya çok<br />
emek veren ayrıca çok da iyi bir edebiyatçı<br />
olan Sadık Aslankara vardı.<br />
Biz oraya ödül almaya tekrar gittik.<br />
Sadık Hocam, “Evlat, sen bu işi yapmalısın.<br />
Mutlaka bir okula girmelisin<br />
ve eğitim almalısın.” dedi. Bunun<br />
üzerine kendisinden tavsiye istedim.<br />
Akhisarlı olduğum için İzmir Dokuz<br />
Eylül Üniversitesi’nin Tiyatro Bölümü’nü<br />
tavsiye etti. Orada Özdemir<br />
Nutku vardı. Şimdi emekli ama hala<br />
güzel şeyler yapıyor. Hem kuramsal<br />
olarak hem de uygulamalı dersler<br />
olarak iyi bir okuldu.<br />
Sınavlara girdim ve kazandım. İzmir<br />
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel<br />
Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümünden<br />
mezun oldum. Mezuniyetimden<br />
sonra Bursa Devlet Tiyatrosu’nda 2<br />
sene sözleşmeli olarak çalıştım ve<br />
devlet tiyatrosunda devam edemeyeceğimi<br />
anladım. Gençtim. Yapmak<br />
istediğim çok şey vardı. Bu yüzden<br />
devam etmedim. Zaten son sınıfta<br />
rol aldığım bir sokak tiyatrosu oyununda<br />
Genco Erkal beni izlemiş. Ben<br />
bilmiyordum izlediğini. Yönetmen<br />
yardımcısıydım ben o ekipte ama o<br />
oyunda yönetmenimiz gelememişti.<br />
O gelemediği için ekibin başında ben<br />
vardım. Büyük çabalar harcamıştım<br />
bu oyun için. Genco Hoca’nın<br />
da İnsanlarım adlı bir oyunu vardı.<br />
O zaman onu oynuyordu. Foça’da<br />
kalıyormuş o dönemde. Biz gündüz<br />
oynamıştık. Hemen o akşam yemeğe<br />
gittiğimiz bir restoranda tesadüfen<br />
karşılaştık. Masamıza davet ettik.<br />
Bana benimle çalışmak istediğini,<br />
bir projesinin olduğunu söyleyerek<br />
telefon numaramı aldı ve ertesi günü<br />
ona bir iki parça oynamamı istedi.<br />
Tabi ki memnuniyetle kabul ettim.<br />
Daha önce rol derslerinde hazırlamış<br />
olduğum iki tiradı oynadım ve<br />
doğaçlama bir dekor hazırladım.<br />
Beni arayacağını söyledi. Okul tatile<br />
girdi. O zaman İzmir Devlet Tiyatrosu’nda<br />
Deli İbrahim oyununda<br />
oynamak için provalara başladım.<br />
Rahmetli Sönmez Atasoy istemişti<br />
bu oyun için beni. Aynı zamanda<br />
TRT’de bir çocuk programında oynuyordum.<br />
Bir akşam telefon geldi<br />
ve Genco Hoca bir oyun hazırlayacağını,<br />
bu oyunun tarih boyunca direnen<br />
kadını anlatan bir kolaj çalışması<br />
olacağını söyledi. Bu kadını Jülide<br />
Kural’ın oynayacağından bahsetti.<br />
Karşısında erkek rollerini senin oynamanı<br />
istiyorum dedi. “Bu sezon<br />
gelip İstanbul’da Dostlar Tiyatrosu’nda<br />
oynar mısın?” dedi.<br />
Kendisi Fransa’da “Simyacı” yı oynayacakmış.<br />
Dostlar Tiyatrosu’nu<br />
temsil etmemizi istedi. Benim için<br />
çok heyecanlı bir an oldu. Son sınıfta<br />
gittim ve çok güzel bir oyun<br />
oynadık. Rahmetli Mehmet Ulusoy<br />
yönetti. Büyük yönetmendi. Ara sıra<br />
Genco Hoca geldi, gitti. Biz Jülide<br />
ile Antigone creon sahnesi oynadık,<br />
Carmen oynadık birlikte. Çok güzel<br />
tepkiler aldık.<br />
Son sınıfta böyle bir tecrübem olmuştu.<br />
Hafta sonu 3 oyun oynayıp<br />
hafta içi okula geliyordum. Profesyonel<br />
tiyatro hayatım son sınıfta<br />
okurken başladı. Burası bitince Bursa<br />
Devlet Tiyatrosu’na devam ettim.<br />
Buradan ayrılıp askere gittim. Askerliğin<br />
dönüşünde İstanbul’a yerleştim.<br />
İstanbul’da dizi, tiyatro tekrar<br />
başladı. Yeni kurulan tiyatrolarda<br />
53
Röportaj<br />
da oyunlar oynadım. Daha sonra Haluk Bilginer’in kurduğu Oyun<br />
Atölyesi’nde Işın Kasapoğlu’nun yönettiği “Cimri” oynanacaktı. Bir<br />
sene de Haluk Bilginer’le Oyun Atölyesi’nde oynadım. Bu arada tabii<br />
dizi çekimleri, ufak tefek sinema filmi çekimleri oldu ama tiyatro<br />
hep devam etti. Yıllar böyle geçti.<br />
Daha sonra 37 yaşında evlendim. 1 yıl sonra bir oğlum oldu. 11 yaşında<br />
şimdi oğlum. Onlar şimdi İstanbul’da. Daha sonra da yolum<br />
buraya düştü.<br />
Bir oyuncu olarak kendinizi daha çok hangi rollere yakıştırıyorsunuz?<br />
Bir oyuncuya sorulabilecek en tuzak sorulardan biri bu. Aslında<br />
aktör ve aktristler için benim düşüncem, ‘şu rolde daha iyiyim, bu<br />
rolde daha iyiyim’ diye bir şey olmamalı. Bu bizim işimiz. İş olarak<br />
bakmalıyız buna.<br />
Genelde bu konuyu aramızda sık konuşuyoruz. Belirleyici bir şey<br />
olmamalı. Her rolü elimizden geldiği kadar en iyi şekilde oynamaya<br />
çalışıyoruz. Ben çok değişik roller oynadım. İşimi çok sevdiğim<br />
için hepsinde rahattım. Hepsinde kendimi iyi hissettim. Yani kötü<br />
hissettiğim ya da kendimi çok iyi hissettiğim diyebileceğim bir rol<br />
yok açıkçası.<br />
Ama bazen şu oluyor; gerek tiyatro, gerek sinema ve televizyon camiasında<br />
içinde bulunduğunuz durum ve ekiple birlikte farklı bir<br />
keyif alabiliyorsunuz. Bu da oynanan role değil birlikte çalıştığınız<br />
ekibe bağlı. Ekip içerisindeki uyum, herkesin işini sevgiyle ve ciddiyetle<br />
yapması çok önemli. Böyle dönemlerde yaptığım işlerden daha<br />
fazla keyif aldım. Çünkü daha huzurlu bir ortam. Tartışabiliyorsun,<br />
eleştirebiliyorsun, daha çok yol alabiliyorsun.<br />
Dediğim gibi tüm rolleri oynadım. Komedi de oynadım, ağır dramlarda<br />
da yer aldım, absürt oyunlar da oynadım, filmlerde ve dizilerde<br />
de farklı roller oynadım. Biz bir karaktere bürünüyoruz. Kendimizden<br />
kattığımız şeyler tabii ki var. Kendi yüzüm, elim, ayağım,<br />
oturuşum, kalkışım…<br />
Ama ben hangi rol olursa olsun, küçük<br />
ya da büyük olsun o karaktere<br />
bürünüyorum ve kendimden bir şeyler<br />
katıyorum. Tabi ki bunun içinde<br />
kendi sevinçlerim, üzüntülerim, biriktirdiğim<br />
kendi duygularım, normal<br />
hayatta karşılaştığım olaylara<br />
verdiğim tepkiler ya da dışarıdan<br />
gözlemlediğim duygusal yönelişler<br />
var. Beni sorarsanız ben duygusal<br />
bir adamım. Açık ve hoşgörülüyüm.<br />
Her şeye sinirlenmem. Elbette hatalarım<br />
var her insanda olduğu gibi.<br />
Mümkün mertebe yaşam içerisinde<br />
insanların önemsediği büyük değerlere<br />
zarar vermemek adına elimden<br />
gelen çabayı gösteren bir adamım.<br />
Tabi rollerime de kendi karakterimi<br />
yansıtıyorum.<br />
AŞT yeni sezonunu Necip Fazıl’ın<br />
yazdığı “Para” oyunu ile açtı. Sizi bu<br />
oyunda başrolde izliyoruz. AŞT’ye<br />
dahil olma sürecinizi bizimle paylaşır<br />
mısınız?<br />
Tabii ki. Şöyle gelişti: Burada görev<br />
alan, <strong>Antalya</strong>lı genç arkadaşım<br />
Selim Deli ile bir dizide yollarımız<br />
kesişmişti. Ben onun babası rolündeydim.<br />
Sonra dizi bitti. Ara ara görüştük.<br />
Çünkü birbirimizi sevdik. O<br />
beni ağabey olarak gördü, ben onu<br />
kardeşim olarak gördüm. Güzel bir<br />
iletişimimiz oldu. AŞT Genel Sanat<br />
Yönetmeni Mehmet Özgür’le tanışıklığımız<br />
da “Suskunlar” dizisinde<br />
olmuştu. Birlikte oynadık. Onun<br />
yolculuğu daha uzundu. Ben 10 - 11<br />
bölüm kadar oynayıp rol gereği vurularak<br />
ayrıldım diziden. O zaman<br />
tanışmıştık. Oyunun yönetmeni<br />
Özer Tunca ile de bundan 20 sene<br />
önce Bursa Devlet Tiyatrosu’nda<br />
iken birlikte bir oyunda oynadık.<br />
Bu üçlü sac ayağı birbiriyle bir araya<br />
geliyor ve Necip Fazıl’ın Para oyununun<br />
konması üzerine tartışılıyor<br />
ve sonunda karar veriliyor Mehmet<br />
Özgür ve Özer Tunca tarafından.<br />
Bunun üzerine başrolde kimle çalışılabileceğini,<br />
bu yaş aralığında çok<br />
fazla oyuncu olmadığını konuşuyorlar.<br />
Mehmet, Engin Alkan’a da Huysuz<br />
oyununda oynama sözü verdiği<br />
için bu oyunda rol alamadı. Bunun<br />
üzerine bir arayış içerisine girilmiş.<br />
Uzun süre kaygılı bir dönem atlatılmış<br />
başrol oyuncusunu bulamama<br />
konusunda. Sonrasında Selim’in aklına<br />
ben gelince beni önermiş. “Tekin<br />
Temel olur mu?” dediğinde “Aaa!<br />
Neden olmasın, bizim niçin aklımıza<br />
gelmedi?” gibi tepkiler vermişler<br />
Mehmet Özgür ve Özer Tunca.<br />
Böyle olunca bana telefon açtılar<br />
54 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
geçtiğimiz yaz. O arada ben de bir<br />
diziye başlayacaktım. Acaba program<br />
uyar mı? Diye tedirgin oldum.<br />
Samsun’daydı çekimler. Tereddütte<br />
kaldım. Gidiş gelişler çok yorucu<br />
olabilir diye düşündüm. Rol çok zor.<br />
Tamamen bu rolün etrafında dönen<br />
bir oyun.<br />
“Nasıl yaparım?” derken, Mehmet<br />
ve Özer’le konuştuk. “Ayarlanabilir,<br />
sen yaparsın” dediler. Kabul etim. 31<br />
Temmuz’da buraya geldim. Bu arada<br />
dizi çekimi ertelendi. Sonrasında da<br />
proje sonu açık olarak durduruldu.<br />
Böylelikle ben hiç gitmemiş oldum<br />
diziye. Tüm prova süresince burada<br />
oldum. Bu çok iyi oldu. 35 günde<br />
ancak ezberleyebildim teksti zaten.<br />
Tüm trafiğiyle, duygularıyla, karşılıklı<br />
alışverişiyle… Samsun’a gitseydim<br />
çok zorlanırdım herhalde. Burada<br />
olmaktan çok mutluyum açıkçası.<br />
Zor bir süreçti. Fakat üstesinden geldik<br />
diye düşünüyorum.<br />
Oyundaki rolünüzü konuşalım mı<br />
biraz?<br />
Oyundaki rolümü çok fazla konuşmayalım.<br />
Çünkü, insanların gelip<br />
izlemelerini çok isterim. <strong>Antalya</strong>’da<br />
çok köklü bir tiyatro AŞT. Uzun<br />
yıllardır bu ekip çok büyük emek<br />
vermiş bu tiyatroya. Çok çetrefilli<br />
yollardan geçmişler. Bu yolculuk<br />
içerisinde yıpranmışlar fakat ayakta<br />
kalmayı başarmışlar. Bu son iki sene<br />
içerisinde Mehmet Özgür’ün büyük<br />
katkılarıyla bu tiyatro Şehir Tiyatrosu<br />
olmuş. Son iki senedir yapılan bu<br />
işler –elbette bundan önceki işleri de<br />
göz ardı edemeyiz, çok başarılı işler<br />
var.- burayı farklı ve sistemli bir çizgiye<br />
oturtmuş.<br />
Halkla Şehir Tiyatrosu arasında güçlü<br />
bir bağ var. Ben de buraya geldim.<br />
Çok sağ olsunlar beni çok iyi ağırladılar.<br />
Hala da ağırlıyorlar. Bu tiyatroda<br />
bu rolü oynuyor olmak bana<br />
bir hediye gibi geldi. Rol, gerçekten<br />
ağır bir rol. Kötü yolda ilerleyen bir<br />
karaborsacıyı canlandırıyorum. Çok<br />
zeki, inanılmaz bir adam. Para ile<br />
olan ilişkisi çok güçlü. Ne yapacağını<br />
çok iyi bilen, bir plan profesörü diyebilirim.<br />
Ama öyle gelişiyor ki, kötü<br />
ektiği her şey, kötü biçtiği ürün olarak<br />
geri dönüyor. Ama bu dönüşümle<br />
beraber hayata ve insana dair çok<br />
da güzel yerlere değiniyor.<br />
Henüz “Para”yı izlemeyen okurlarımıza<br />
oyunun içeriğinden bahsedebilir<br />
misiniz?<br />
Sözü çok güzel oyunun. Mümkün<br />
55
Röportaj<br />
olduğunca teksti anlatmaya çalışıyoruz.<br />
Dikkatle izlemeliler diye düşünüyorum.<br />
Yazarın 1941 yılında kaleme aldığı<br />
bir oyun bu. Şu an 2016’dayız. Birçok<br />
şeyin aslında nasıl da değişmediğini,<br />
bu tespitleri yapması adına, bu sözlerin<br />
kıymeti ve değeri adına altını<br />
çizerek özellikle anlatmaya çalışıyoruz.<br />
Bu yüzden gerçekten izlenmesi<br />
gereken bir oyun diye düşünüyorum.<br />
Hatta oyunun çok ağır bir dili var.<br />
Biz ne kadar bu dili güne taşımaya<br />
çalışsak da ustanın biçimiyle, üslubuyla<br />
söylenmesi gereken sözler var.<br />
Bunları değiştirirsen ustanın yaratmış<br />
olduğu büyüyü bozarız. Bu yüzden<br />
oyun, iki kez ya da daha fazla izlendiğinde<br />
çok daha iyi oturacaktır.<br />
Tiyatronun sizin hayatınızdaki değeri<br />
nedir? AŞT bu değerin içerisinde nasıl<br />
bir yere sahip?<br />
Bunu söylememe gerek bile yok. Çok<br />
çok değerli benim için. Mesleğimi<br />
gerçekten çok seviyorum ve mesleğime<br />
karşı çok hassasım. Elimden<br />
geldiği kadar bu mesleğe zarar vermeden<br />
ve küçük bir katkım olsun<br />
diye çaba sarf ediyorum. Birçok yerde<br />
bunu yaptığımı düşünüyorum az<br />
veya çok bilemiyorum. Bu seyircinin<br />
takdiridir.<br />
Burada yani AŞT’de olduğum sürece<br />
umarım aynı şekilde devam eder<br />
ve edeceğine de inanıyorum. Burada<br />
yakalanan bu dostluk, birlik ve<br />
beraberlikten çok memnunum. <strong>Antalya</strong>lıların<br />
tiyatroya olan ilgisinden,<br />
bilhassa AŞT’yle olan bağından çok<br />
memnunum. İyi ki buradayım. Mesleğimi<br />
ve AŞT’yi çok seviyorum.<br />
<strong>Metropol</strong> <strong>Antalya</strong> okurlarına vermek<br />
istediğiniz bir mesaj var mı?<br />
Bu sanat yüzyıllardır yaşayan bir sanat.<br />
Çocukluğumuzdan başlayan bir<br />
şey bu oyun oynama sanatı. Oyun<br />
oynamaktan aldığımız zevkle bağlantılı.<br />
Bu yüzden bu sanat asla yok<br />
olmayacak. Olamaz.<br />
Ağır darbeler, bir takım kısıtlamalar<br />
görmüş ama yine de yok olmamış.<br />
Yine de geçmişte yaşayan bir çok<br />
usta bunun üzerine yazılar yazmışlar,<br />
oyunlar yazmışlar. Hep oynanmış<br />
ve devam etmiş. Hep de devam<br />
edecek. Ben bu anlamda hangi kuşak<br />
olursa olsun herkese büyük bir görev<br />
düştüğüne inanıyorum. Çocukların<br />
oyun oynarken ne kadar güzel hissettiğini,<br />
tiyatroda da oyunun içine<br />
dahil olmasındaki o güzelliği hissetmesini<br />
sağlamak gerekir. Bu heyecanı<br />
ve güzelliği tatması gerekir.<br />
Dediğim gibi sadece çocuklar değil<br />
tüm jenerasyonu tiyatro ile buluşmaya<br />
davet ediyorum. Onlar olmasa<br />
biz bu işi yapamayız. Bizim için çok<br />
büyük önem arz ediyorlar. Bu yüzden<br />
bizimle birlikte bu yolculuğa<br />
çıkmaya davet ediyorum.<br />
56 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
57
Haber<br />
Serik Belediyesi,<br />
Dolar ve Euro’nun<br />
yükselişini FE-<br />
TÖ’nün ekonomik<br />
darbesi olarak<br />
nitelendirerek,<br />
‘Milli Parana Sahip<br />
Çık’ adlı kampanya<br />
başlattı.<br />
TURİZMİN MERKEZİNDEN<br />
“MİLLİ PARANA SAHİP ÇIK” KAMPANYASI<br />
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip<br />
Erdoğan’ın “Dolarlarınızı bozdurun”<br />
çağrısına destek vermek<br />
isteyen çok sayıda vatandaş<br />
ellerinde bulunan dövizleri<br />
bozdurarak milli paraya sahip<br />
çıkıyor. Bu kapsamda kurum<br />
ve kuruluşlar tarafından da çok<br />
sayıda kampanyalar düzenlenerek<br />
Türk Lirasının döviz karşısındaki<br />
değerinin artırılması<br />
konusunda destekler çığ gibi<br />
büyüyor.<br />
Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden<br />
olan <strong>Antalya</strong>’nın Serik<br />
ilçesi de “Milli Parana Sahip Çık”<br />
Kampanyası başlattı. Serik Belediyesi<br />
tarafından başlatılan kampanyanın<br />
amacı, vatandaşların ellerindeki<br />
dövizleri bozdurup Türk Lirasına<br />
yatırarak ülke ekonomisine katkı<br />
sağlamak. Turist sayısı bakımından<br />
önemli turizm merkezlerden olan<br />
Serik’te böyle bir kampanya başlatılması<br />
oldukça önemli.<br />
ÇALIK: “TÜRK LİRASI<br />
ONURUNDUR, VATANINDIR,<br />
VARLIĞINDIR, TÜRK LİRA-<br />
SINA SAHİP ÇIK”<br />
Serik Belediye Başkanı Dr. Ramazan<br />
Çalık, bir basın bildirisi yayınlayarak<br />
‘Milli Parana Sahip Çık’<br />
kampanyasının startını verdi. Çalık;<br />
“Cumhurbaşkanımız tarafından<br />
başlatılan “Dolarlarınızı bozdurun”<br />
kampanyasına Serik Belediyesi olarak<br />
destek vermek için ‘Milli Parana<br />
Sahip Çık’ sloganı ile ilçemizde<br />
kampanya başlattık. Bizim insanımızdan<br />
parasal güç sağlayan bazı<br />
batılı ülkelerin PKK PYD FETÖ<br />
ve benzeri terör örgütlerini finanse<br />
ettiğini bilsin. Dolar ve avro gücünün<br />
askerimize polisimize vatandaşımıza<br />
kurşun, bomba ve füze<br />
olarak geri döndüğünü bilsin, fark<br />
etsin ve gereğini yapsın. Artık ülke<br />
olarak topyekûn bir şeyler yapmalıyız.<br />
İçimizdeki İrlandalıları ve Truva<br />
atlarını temizlemek, Türkiye’ye<br />
ve Türklere düşmanca tavır takınan<br />
küresel güçlere dur demek için daha<br />
fazla gecikmemeli Cumhurbaşkanımızın<br />
yanında yerimizi almalıyız.<br />
Ne kadar erken harekete geçersek<br />
zararımız o kadar az olur. FETÖ<br />
türü örgütlerle bizden sağladıkları<br />
kaynakları bizim aleyhimize kullanmanın<br />
yollarını üreten şeytani<br />
üst akılları ancak birlik beraberlik<br />
içinde alt edebiliriz. Buna imanımız<br />
tamdır. Yeter ki uyanalım ve gereğini<br />
yapalım. Bu konuda tüm ülkeyi<br />
kurum ve kuruluşları partileri sivil<br />
toplum örgütleriniz seferberliğe<br />
davet ediyoruz. Ve soruyoruz. Bir<br />
vatan kaç dolar eder? Milletimize<br />
sesleniyoruz. Türk Lirası onurundur,<br />
vatanındır, varlığındır, Türk<br />
Lirasına sahip çık” diye konuştu.<br />
Düzenlenen kampanya kapsamında<br />
ilçe genelinde billboardlar “Milli<br />
Parana Sahip Çık” yazılı görsellerle<br />
donatıldı. Ayrıca belediye tarafından<br />
belli periyotlarda vatandaşa bilgilendirme<br />
SMS atılarak kampanyaya<br />
destek vermeleri konusunda farkındalık<br />
yaratılacak.
OCAK 2017<br />
59
Proje<br />
Port Akdeniz, Liman-İş Sendikası ile Türkiye’de ilke imza atarak hayati bir misyona öncülük ediyor:<br />
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği’nde<br />
Türkiye’nin örnek projesi<br />
Akdeniz Bölgesi’nin en önemli limanı<br />
Port Akdeniz, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği<br />
alanında Türkiye’ye örnek olacak bir<br />
projeyi <strong>Antalya</strong>’da başlatıyor. Port Akdeniz<br />
ve Liman-İş, “Türkiye’de Liman<br />
İş Yerlerinde İş Kazalarının Sebepleri<br />
ve Önlenmesine Yönelik Araştırma”<br />
başlıklı bir protokol yaparak, Türkiye<br />
çalışma hayatında tarihe geçecek bir<br />
projeye imza attılar.<br />
Bu alanda “özel sektör ve sendika işbirliğiyle<br />
ilk kez geliştirilen proje” unvanını<br />
taşıyacak çalışma ile Türkiye’de<br />
liman sektöründeki iş kazalarının önlenmesine<br />
yönelik sonuçlar elde edilecek.<br />
Port Akdeniz’in aynı zamanda bir<br />
sosyal sorumluluk misyonu ile üstlendiği<br />
bu sorumluluğun, diğer sektörlere<br />
de örnek teşkil etmesi ve tüm Türkiye’de<br />
iş kazalarının önüne geçilmesi<br />
hedefleniyor.<br />
Türkiye’nin kanayan yarası İşçi Sağlığı<br />
ve İş Güvenliği’ne yönelik bir ilki gerçekleştirecek<br />
olan Port Akdeniz ve Liman-İş<br />
Sendikası arasındaki protokol,<br />
düzenlenen törenle imzalandı. <strong>Antalya</strong><br />
Limanı Yolcu Terminali’nde düzenlenen<br />
törene, Port Akdeniz Genel Müdürü<br />
Özgür Sert ile Liman-İş Sendikası<br />
Genel Başkanı Önder Avcı’nn yanı sıra<br />
Port Akdeniz ve Liman-İş Sendikası yöneticileri<br />
katıldılar.<br />
Türkiye’de örnek bir çalışma olarak<br />
tüm sektörlere yayılması amaçlanan<br />
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği’ne dair işbirliği<br />
protokolünün imza töreninde<br />
konuşma yapan Port Akdeniz Genel<br />
Müdürü Özgür Sert, <strong>Antalya</strong> Limanı’nın<br />
konteyner, kuru ve dökme yük<br />
hizmetlerinin yanı sıra kruvaziyer terminali<br />
ile de başta <strong>Antalya</strong> olmak üzere<br />
Akdeniz Bölgesi’nin en önemli, en kabiliyetli<br />
limanı olduğuna vurgu yaparak,<br />
“Bununla birlikte Port Akdeniz<br />
aynı zamanda, 8 ülkede 14 liman ile<br />
dünyanın en büyük, lider kruvaziyer<br />
liman işletmecisi olan Global Ports<br />
Holding’in (Global Liman İşletmeleri’nin)<br />
bir parçası; bu küresel zincirin<br />
ilk halkalarından biridir” dedi.<br />
8 ÜLKE, 14 LİMANDA OLUŞAN<br />
SİNERJİ, BİLGİ BİRİKİMİ VE İŞ<br />
KÜLTÜRÜ ZENGİNLİĞİ İLE YENİ<br />
GELİŞTİRMELER YAPIYORUZ<br />
Konuşmasını, “Bir özel sektör teşebbüsü<br />
olarak elbette ki ticari açıdan<br />
sürdürülebilirlik, bizler için önemli.<br />
Ancak bir o kadar da hem çevresel,<br />
ekolojik açıdan, hem işçi sağlığı ve iş<br />
güvenliği açısından sürdürülebilirlik<br />
60 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
de bizler için çok önemli ve öncelikli<br />
konulardır” sözleriyle sürdüren Özgür<br />
Sert, şöyle devam etti:<br />
“Global Ports Holding, Türkiye’de<br />
<strong>Antalya</strong>, Kuşadası, Bodrum limanlarının<br />
yanı sıra İspanya’da Barselona,<br />
Malaga, İtalya’da Venedik, Ravenna,<br />
Cagliari, Catania, Portekiz’de Lizbon,<br />
Malta’da Valletta, Karadağ’da Adria,<br />
Hırvatistan’da Dubrovnik ve Singapur<br />
limanlarından oluşan oldukça geniş<br />
ve önemli bir operasyonel hinterlanda<br />
sahip. Farklı coğrafyalar, ülkeler, yerel<br />
yönetimler ve kültürleri kapsayan bu<br />
zengin hinterland aynı zamanda her<br />
açıdan çok önemli bir sinerji oluşturuyor.<br />
Ve bu sinerjiyi, her alanda çok<br />
efektif bir şekilde kullanarak, hizmet<br />
kalitemizi ve verimliliğimizi de her<br />
geçen gün daha da mükemmelleştiriyoruz.<br />
Bir limanımızdaki iyi bir<br />
uygulamayı ya da bir ülkedeki doğru<br />
sistemleri diğer limanlarımıza da yayıyor,<br />
ortaya çıkan bu zengin tecrübe, iş<br />
kültürleri ve çeşitlilikleri ile yeni geliştirmeler<br />
yapıyoruz.<br />
EKOLOJİK SÜRDÜRÜLEBİLİR-<br />
LİK, İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVEN-<br />
LİĞİ ALANLARINDAKİ HAS-<br />
SASİYETLERİMİZ KURUMSAL<br />
DNA’MIZDA VAR<br />
Bu küresel sinerjiyi, sadece ticari açıdan<br />
değerlendirmiyoruz. Kurumsal<br />
kültürümüzde, kurumsal DNA’mızda<br />
yer alan ve en az onun kadar önem verdiğimiz<br />
ekolojik hassasiyetlerimiz ile<br />
işçi sağlığı ve iş güvenliği alanlarında<br />
da çok önemli kazanımlar sağlıyoruz.<br />
Biz de Port Akdeniz olarak, bu küresel<br />
zincirin ilk halkalarından biri olarak<br />
çevresel sürdürülebilirlik ve işçi sağlığı<br />
ve iş güvenliği konularında, diğer limanlarımızla<br />
güzel ve değerli bir yarış<br />
içinde, en iyiyi, en doğruyu yapmaya<br />
çalışıyoruz. Mevcut yönetmelikler ve<br />
zorunlulukların da üzerine çıkarak, bu<br />
alanlarda gördüğümüz her iyi uygulamayı,<br />
yakaladığımız her pozitif gelişmeyi<br />
operasyonlarımıza yansıtıyoruz.<br />
Bu doğrultuda operasyonlarımız sırasında<br />
çevresel etkileri minimize etmeye,<br />
hatta yok etmeye yönelik her türlü<br />
yatırımı gerçekleştirdik, en gelişmiş<br />
sistemleri uyguluyoruz. Bu doğrultuda<br />
alanında en gelişmiş, en çağdaş ekipmanlara<br />
sahibiz. Yine personel ve sistem<br />
olarak da çok iyi bir noktada olduğumuzu<br />
gururla söyleyebilirim. Yine<br />
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği alanında da<br />
tüm prosesleri operasyonlarımıza gerçek<br />
anlamda ve eksiksiz olarak yansıtıyoruz.<br />
Sahip olduğumuz küresel sinerji<br />
ve tecrübemizle, bu alanda da kaydettiğimiz<br />
her gelişmeyi, en iyi şekilde çalışmalarımıza<br />
dahil ediyoruz.<br />
İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ<br />
ALANINDAKİ KATKILARIMIZI,<br />
SEKTÖREL VE ULUSAL BOYU-<br />
TA TAŞIYACAK BİR ÇALIŞMA<br />
BAŞLATIYORUZ<br />
Bu nedenledir ki, gerek çevresel, gerekse<br />
işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında<br />
tatbikatlara ev sahipliği yapıyoruz.<br />
Bu alanlarda yaptığımız her eğitim,<br />
her tatbikat ve her operasyonda, başta<br />
kamu yetkilileri, denetçiler olmak<br />
üzere ilgili tüm çevreleri davet ediyor,<br />
üniversitelerle iş birliği gerçekleştiriyoruz.<br />
Bunu yaparken elbette ki bir<br />
yandan bu alanlarda kendimize olan<br />
özgüvenimizle iyi örnekler sergilemek<br />
isterken, bir yandan da onlardan gelecek<br />
en ufak görüşün, en ufak ekstra bir<br />
katkının dahi ne kadar önemli olduğunu<br />
biliyoruz. Şimdi ise İşçi Sağlığı ve İş<br />
61
Proje<br />
Güvenliği konusundaki hassasiyetlerimizi,<br />
daha farklı bir boyuta taşıyor, bu<br />
alandaki katkılarımızı sektörel ve ulusal<br />
boyuta taşıyabilmek için kapsamlı<br />
bir çalışma başlatıyor, önemli bir adım<br />
atıyoruz.<br />
ELDE EDECEĞİMİZ EN UFAK GE-<br />
LİŞME, EN KÜÇÜK ÇÖZÜM DAHİ<br />
DENİZCİLİK VE HATTA TÜM<br />
SEKTÖRLER İÇİN ÇOK ÖNEMLİ<br />
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği konusunda<br />
gelişme kaydedebilmek,<br />
olası riskleri önceden tespit edip,<br />
gerçekleşmeden çözümlerini üretebilmek<br />
için Liman-İş Sendikası<br />
ile birlikte bir protokol geliştirdik<br />
ve güzel bir işbirliği gerçekleştiriyoruz.<br />
Bu alanda ilk kez bir özel<br />
sektör kuruluşu ile sendika arasında<br />
işbirliğini hayata geçirecek<br />
bu protokol, Türkiye çalışma hayatında<br />
tarihe geçecek. Ancak bizleri<br />
tarihe geçmesinden daha ziyade,<br />
Türkiye’de bir örnek teşkil etmesi,<br />
denizcilik sektörünün yanı sıra<br />
diğer tüm sektörlerde de benzer<br />
çalışmaları başlatmasını arzuluyor<br />
ve temenni ediyoruz. Bu işbirliği<br />
neticesinde elde edeceğimiz en<br />
ufak gelişme, en küçük çözüm dahi<br />
bizler için, Denizcilik için ve hatta<br />
tüm sektörler için çok önemli. Bu<br />
vesile ile gerçekleştirdiğimiz bu<br />
çalışmanın tüm Türkiye’ye hayırlı<br />
uğurlu ve örnek olmasını dilerken,<br />
bu güzel ve anlamlı işbirliğinde<br />
birlikte olacağımız Liman-İş Sendikası’na<br />
da teşekkürlerimizi sunmak<br />
istiyoruz”.<br />
İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVEN-<br />
LİĞİ KONUSU TÜRKİYE’NİN<br />
KANAYAN YARASI HERŞEYİ<br />
DEVLETTEN BEKLEMEK DOĞ-<br />
RU DEĞİL, HERKESE GÖREV<br />
DÜŞÜYOR<br />
Sendika olarak işçi hakları kadar İşçi<br />
Sağlığı ve İş Güvenliği konularının<br />
da takipçisi olduklarını ve bu alanda<br />
62 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini<br />
belirten Liman-İş Sendikası Genel<br />
Başkanı Önder Avcı da konuşmasında<br />
şunları söyledi:<br />
“Liman-İş Sendikası olarak nasıl işçi<br />
hakları, işçi sağlığı ve iş güvenliği gibi<br />
konularda sorun yaşanan işyerleri ile<br />
mücadele ettiğimiz gibi, bu alanlarda<br />
iyi ve doğru uygulamalar gerçekleştiren<br />
kuruluşları da destekleriz. Bizim<br />
özümüz, işimiz işçi kardeşlerimiz. Doğal<br />
olarak bu konulardaki sorunlar bizi<br />
üzer, iyi gelişmeler de bizi sevindirir,<br />
mutlu eder. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği<br />
konusu, elbette ki tüm Türkiye’nin kanayan<br />
yarası, en hayati konularından<br />
biridir. Birçok konuda olduğu gibi bu<br />
alanda da her şeyi devletten beklemek<br />
doğru değil. Başta özel sektör kuruluşları<br />
ve biz sendikalara da önemli görevler<br />
düşüyor. Sadece bu konudaki yönetmelikleri,<br />
standartları uygulamak ya da<br />
takip etmek değil, daha da geliştirmek,<br />
daha da mükemmelleştirmek için de<br />
bizler elimizi taşın altına sokuyoruz.<br />
Liman-İş Sendikası olarak biz bu konuda<br />
bugüne kadar çeşitli çalışmalar gerçekleştirdik.<br />
Bu birikimimizle birlikte<br />
daha net sonuçlara ulaşabilmek, gelişmeler<br />
kaydedebilmek için çalışmalarımızı<br />
sahada, reel sektör şartları altında<br />
sürdürmemiz önemliydi. Geldiğimiz<br />
noktada İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği<br />
konusunda sektörümüzdeki en iyi örneklerden<br />
biri olarak Port Akdeniz ile<br />
böyle bir işbirliğine gitmeyi tercih ettik.<br />
GENİŞ KAPSAMLI ARAŞTIR-<br />
MADA HER DETAYA İNİLECEK,<br />
İLGİLİ TÜM KURUMLARLA GÖ-<br />
RÜŞÜLECEK, YURTDIŞI TEMAS-<br />
LAR GERÇEKLEŞTİRİLECEK<br />
Türkiye’de Liman İş Yerlerinde İş Kazalarının<br />
Sebepleri ve Önlenmesine<br />
Yönelik Araştırma yapılmasını amaçlayan<br />
protokolümüz, 2017 yılı sonuna<br />
kadar sürecek. Liman-İş Sendikası ve<br />
Port Akdeniz’in bu ortak çalışmasında;<br />
bilgi, tecrübe paylaşımı gerçekleştirilecek,<br />
araştırmalar yerinde ve gerçek<br />
şartlar altında yapılacak. Bununla birlikte<br />
Türkiye’de iş kazalarına yönelik<br />
araştırmalar, bakanlıklar, üniversiteler,<br />
sendikalar ve diğer ilgili tüm kurumlar<br />
ile temas kurularak gerçekleştirilecek.<br />
Güncel istatistiklerin oluşturulması ve<br />
ayrıntılı bilgilerin alınması için farklı<br />
limanlara ziyaretlerin de gerçekleştirileceği<br />
çalışmada gerektiğinde yurtdışı<br />
temaslar da sağlanacak.<br />
ARAŞTIRMA SONUÇLARI<br />
BİR KİTAPTA TOPLANACAK,<br />
ORTAK EĞİTİMLER VERİLECEK,<br />
TATBİKATLAR DÜZENLENECEK<br />
Limanlardaki olası iş kazaları, meslek hastalıkları<br />
ve ölümlü iş kazaları hakkında bilgiler<br />
toplanacak, veriler işlenecek; risklerin<br />
öngörülerek, gerçekleşmeden giderilmesine<br />
yönelik çözümler oluşturulacak. Yapılan<br />
araştırmaların sonucu bir kitapçık olarak<br />
basılacak. Elde edilen veriler sonucunda<br />
bu iş kazalarının önlenebilmesi noktasında<br />
çıkan istatistik ve bilgilere göre, ortak eğitimlerin<br />
verilmesi, projeler üretilerek hayata<br />
geçirilmesine olanak sağlanacak. Gerek görüldüğü<br />
hallerde mavi ve beyaz yakalıların<br />
konunun uzmanları tarafından tatbikatlar<br />
yapılarak eğitimden geçirilmesi sağlanacaktır.<br />
Biz de Liman-İş olarak, başta denizcilik<br />
sektörü olmak üzere Türkiye’deki<br />
tüm işçiler adına Port Akdeniz’e, bu alanda<br />
bugüne kadar gösterdikleri hassasiyet ve bu<br />
çalışmada ortaya koydukları samimi işbirliği<br />
nedeniyle teşekkür ediyoruz. Önemli ve<br />
doğru sonuçlar alacağımıza inandığımız<br />
bu çalışmanın Türkiye’de bir ilk olması ile<br />
birlikte diğer tüm sektörlere de yayılması<br />
bizim de en büyük temennimizdir. Hayırlı,<br />
uğurlu olsun”.<br />
63
Köşe<br />
BİR VATAN KAÇ<br />
DOLAR EDER?<br />
SAYIN BASIN MENSUPLARI<br />
VE DEĞERLİ KAMUOYU. Bilindiği<br />
üzere gezi olaylarından beri küresel<br />
güçler ülkemizde operasyon üzerine<br />
operasyon düzenliyor. Tam bağımsız<br />
bir Türkiye istemiyorlar. Sınırlarında<br />
yapılan ameliyatlara duyarlı ve<br />
müdahil bir Türkiye onların uykularını<br />
kaçırıyor. 2023 hedeflerine ısrarla<br />
yürüyen, Türkiye’yi durdurmak<br />
için dünyanın en iğrenç ve zalim<br />
silahı, terörü kullanmaktan utanmıyor,<br />
sıkılmıyorlar. Yaşananlar<br />
karşısında , Cumhurbaşkanımız ve<br />
başkomutanımız Recep Tayyip ER-<br />
DOĞAN “Madem kriz operasyonu<br />
döviz üzerinden yapılıyor öyleyse<br />
biz de kullanabileceğimiz her yerde<br />
kendi paramızı kullanmalıyız<br />
15 Temmuz’da nasıl elbirliğiyle<br />
özgürlüğümüze sahip çıkmışsak<br />
şimdi de ekonomimize sahip çıkma<br />
zamanıdır’’ diyerek startı vermiştir.<br />
Büyük millet olmanın, büyük<br />
devlet olmanın gereği, küresel<br />
güçlere karşı liderimizin arkasında<br />
taş gibi durarak, milletin hak ve hukukuna<br />
sahip çıkmaktır.<br />
Bu konuyu siyaseten istismar eden<br />
herkesi kınıyor ve buradan uyarıyoruz.<br />
BU SİYASİ BİR MESELE DE-<br />
ĞİLDİR. BU MİLLİ BİR BAĞIM-<br />
SIZLIK MESELESİDİR. Özellikle<br />
de Atatürkçülük adına bu konu siyaset<br />
malzemesi yapılmamalıdır. Zira<br />
bunun adı, onlar fark etmeseler de<br />
muhalefet değil, ihanet olur. Bu<br />
yola girenlerin, işin ciddiyetini ve<br />
önemini erozyona uğratan “doları<br />
sen bozdur ben de yok” gevezelikleri<br />
ile, en başta da Atatürk’ün mirası<br />
Türkiye Cumhuriyetine ihanet<br />
ettiklerini görmemeleri veya görememeleri<br />
üzücüdür. Gaflet değilse,<br />
kesinlikle ihanettir.<br />
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu<br />
Gazi Mustafa Kemal Atatürk devleti<br />
kurarken “Tam bağımsızlık, ancak<br />
ekonomik bağımsızlıkla mümkündür.<br />
Biz barış istiyoruz dediğimiz<br />
zaman tam bağımsızlık dediğimizi<br />
herkesin anlaması gerekir.<br />
Dolayısıyla ya istiklâl, ya ölüm!”<br />
demişti. Türkiye Cumhuriyeti bu kesin<br />
kararlılığın ve iradenin üzerine<br />
kurulmuştu. Atatürk, Cumhuriyetin<br />
mirasçısı nesillere onurlu olmanın<br />
formülünü de açıklamış, “Ne kadar<br />
zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden<br />
mahrum bir millet, medenî<br />
insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden<br />
yüksek bir muameleye lâyık<br />
sayılamaz” demişti!<br />
Atatürk “düşmanlarımızın,<br />
hakiki düşmanlarımızın bir türlü<br />
rıza göstermedikleri gerçeğin<br />
ekonomik bağımsızlığımız” olduğu<br />
hatırlatmasını da adeta bugünler<br />
için yapmıştı. Küresel güçler ve<br />
ülkemize hasma hane tavır takınanlar,<br />
ekonomik olarak güçlü ve tam<br />
bağımsız bir Türkiye istemiyorlar,<br />
buna rıza gösteremiyorlar!<br />
Atatürk, Türkiye’ye düşman içi-<br />
64 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
mizdeki ecnebi muhiplerine karşı<br />
bizleri ikaz etmiş ; “Halbuki, hangi<br />
istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle,<br />
ecnebilerin planlarıyla<br />
yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi<br />
kaydetmemiştir!” diyerek<br />
bizleri uyarmıştı. Bu, sözü Avrupa<br />
ne der, bizi G 20’den atacaklar endişesi<br />
içindeki sözde siyasilere, sözde<br />
Atatürkçülere hatırlatmayı bir görev<br />
biliyoruz.<br />
Gelinen noktada ayağa kalkmak,<br />
coğrafyasında denge ve barış olmak<br />
isteyen Türkiye, Gazi Mustafa<br />
Kemal’in tabiriyle ülkemize düşman<br />
ecnebilerin ve küresel güçlerin<br />
işine gelmemektedir. Liderimiz<br />
Recep Tayyip Erdoğan, “Ellerini<br />
ovuşturarak Türkiye’nin sıkıntıya<br />
düşmesini, diz çökmesini, pes<br />
etmesini bekleyenleri bugüne kadar<br />
sevindirmedik, sevindirmeyeceğiz”,<br />
diyor. “Bu milleti kimseye<br />
böldürmeyiz. Bu bayrağı asla yere<br />
düşürmeyiz. Bu vatanın üzerinde<br />
kimseye operasyon yaptırmayız”,<br />
diyor. “Devlet adamlığı unvanını<br />
taşımak gelecek seçimleri değil,<br />
gelecek nesilleri düşünerek hareket<br />
etmeyi gerektirir”, diyor.<br />
Evet gün, artık başkomutanımızın<br />
arkasında milletçe durma günüdür.<br />
Gün, millete, devlete , bayrağa, vatana<br />
sahip çıkma günüdür. Tarih<br />
bu konuda sadece hainleri değil,<br />
hareketsiz ve tarafsız kalarak ülkemiz<br />
düşmanlarına ve buradaki<br />
uzantılarına pasif destek verenleri<br />
de yazacak! Üç kuruşluk dünya için<br />
kıvırmanın, dik durmamanın vebalini,<br />
sadece bizlerin değil, gelecek<br />
nesillerin de ödeyeceği bilinmelidir.<br />
Bu son süreçte Cumhurbaşkanımızın<br />
“Yalnız olduğumu biliyorum<br />
ama mücadelemi sürdüreceğim”<br />
demesi bizleri derinden sarsmıştır.<br />
Herkes ve bütün dünya şunu bilmelidir<br />
Vatan ve millet davasının, kefenini<br />
sırtında taşıyan yılmaz savaşçısı<br />
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yalnız<br />
değildir. Türk Milleti topyekûn arkasında<br />
ve yanındadır. 15 Temmuz<br />
sürecinden itibaren adeta sırtlanlar,<br />
kana susamış vampirler gibi saldıran,<br />
Başkomutanımızın hayatına<br />
kastlarını açıkça belli eden sözde<br />
medeni dünya, tek dişi kalmış canavar,<br />
terörü ve ekonomiyi kullanarak<br />
ülkemizi teslim almaya çalışıyor. Ne<br />
liderimizi ne ülkemizi küresel güçlere<br />
yem etmeyeceğiz.<br />
Son derece önemli gördüğümüz<br />
bu süreçte Serik Belediyesi olarak<br />
üzerimize düşen nedir diye düşündük.<br />
Türkiye’yi ekonomik çökertme<br />
operasyonuna karşı Cumhurbaşkanımızın<br />
talimatları doğrultusunda<br />
mücadele etmenin gerekliliğini, milletimizi<br />
bu konuda bilinçlendirmenin<br />
önemini gördük. Ayrıca bu konularda<br />
atıl, adeta hareket etmekten<br />
imtina eden bir yönetim anlayışını<br />
ve bürokrasiyi fark ettik. Cumhurbaşkanımıza<br />
yalnızım dedirten, herhalde<br />
bu ayak direyen ve atalette ısrar<br />
eden yapıydı! Devlet Başkanımız<br />
yalnız değil diye haykırmak istedik.<br />
Böylece yola çıktık.<br />
Kampanyamıza öncelikle bizden<br />
daha büyük kurum ve kuruluşlara<br />
örnek olmak adına ulusal basında<br />
farkındalığı artıran tam sayfa bir<br />
afişle girelim dedik. Bunun yanında<br />
tüm Serik’i bu farkındalığı artıran<br />
afiş ve billboardlarla donatmaya<br />
karar verdik. Bu afişlerden yeterli<br />
miktarda hazırlatıp Serik teki devlet<br />
dairelerine, okullara sivil toplum örgütlerine<br />
ve aynı kabilden Türkiye’de<br />
ulaşabildiğimiz her yere gönderelim<br />
ve sergilenmesini sağlayalım dedik.<br />
Ayrıca her haftanın ilk mesai günü<br />
halkımıza, dolar, avro ve ithal mallar<br />
konusunda bilinçlendirici bir SMS<br />
göndermeyi uygun gördük. Öyle bir<br />
kampanya yapalım ki vatandaşlarımızın<br />
ithal mallara talebini en aza<br />
çekelim. Vatandaşımız yastık altında<br />
bekletilen her doların ve avronun o<br />
ülkelere sıfır faizle verilmiş bir kredi<br />
olduğunu bilsin. Bankalarda değerlendirdiğimiz<br />
bu dolar ve avroların<br />
o ülkelere verilmiş ekonomik bir<br />
destek ve güç olduğunu öğrensin.<br />
Bizim insanımızdan parasal güç<br />
sağlayan bazı batılı ülkelerin PKK,<br />
PYD, FETÖ ve benzeri terör örgütlerini<br />
finanse ettiğini bilsin. Dolar ve<br />
avro gücünün askerimize polisimize<br />
vatandaşımıza kurşun, bomba ve<br />
füze olarak geri döndüğünü bilsin,<br />
fark etsin ve gereğini yapsın.<br />
Artık ülke olarak topyekûn bir şeyler<br />
yapmalıyız. İçimizdeki İrlandalıları<br />
ve Truva atlarını temizlemek,<br />
Türkiye’ye ve Türklere düşmanca<br />
tavır takınan küresel güçlere dur<br />
demek için daha fazla gecikmemeli<br />
Cumhurbaşkanımızın yanında yerimizi<br />
almalıyız. Ne kadar erken harekete<br />
geçersek zararımız o kadar az<br />
olur. FETÖ türü örgütlerle bizden<br />
sağladıkları kaynakları bizim aleyhimize<br />
kullanmanın yollarını üreten<br />
şeytani üst akılları ancak birlik<br />
beraberlik içinde alt edebiliriz. Buna<br />
imanımız tamdır. Yeter ki uyanalım<br />
ve gereğini yapalım. Bu konuda tüm<br />
ülkeyi kurum ve kuruluşları partileri<br />
sivil toplum örgütlerini seferberliğe<br />
davet ediyoruz.<br />
Ve soruyoruz???<br />
BİR VATAN KAÇ DOLAR<br />
EDER?<br />
Milletimize sesleniyoruz:<br />
TÜRK LİRASI ONURUN-<br />
DUR, VATANINDIR, VAR-<br />
LIĞINDIR, TÜRK LİRASI-<br />
NA SAHİP ÇIK.<br />
Son olarak diyoruz ki; Sahipsiz<br />
vatanın batması haktır,<br />
sen sahip olursan bu vatan<br />
batmayacaktır.<br />
Saygılarımla<br />
Dr. Ramazan ÇALIK<br />
Serik Belediye Başkanı<br />
65
HABER<br />
Serik’te 60 yıldır çözülemeyen<br />
tapu ve imar sorunun<br />
çözümü için yapılan çalışmalar<br />
hakkında bilgilendirme<br />
toplantısı düzenlendi.<br />
SERİK’İN YILLARDIR ÇÖZÜLEMEYEN<br />
SORUNUNDA SONA GELİNDİ<br />
Serik Belediye Başkanı Dr.<br />
Ramazan Çalık tarafından düzenlenen<br />
bilgilendirme toplantısına<br />
Ak Parti İlçe Başkanı Hasan Kozan,<br />
Serik Belediyesi Hukuk İşleri<br />
Müdürü Avukat Mustafa Gönül,<br />
Birim amirleri, Mahalle Muhtarları<br />
ve basın mensupları katıldı.<br />
ÇALIK; “MÜLKİYET SORU-<br />
NUNUN ÇÖZÜMÜNDE SONA<br />
YAKLAŞTIK’’<br />
Bilgilendirme toplantısında konuşan<br />
Başkan Çalık; “İlçemizin şu<br />
anda en önemli sorunu, Tapu ve<br />
Kadastro meselesi. Serik’in gelişmesinin<br />
ve değişmesinin önündeki en<br />
önemli engel mülkiyet sorunu. Tabi<br />
çok uzun bir süreci kapsıyor bu sorun.<br />
Göreve başladığımız günden<br />
beri uğraşıyoruz. Milli Emlak Genel<br />
Müdürlüğünden, Tapu ve Kadastro<br />
Genel Müdürlüğünden ve Orman<br />
Bakanlığından üyelerle birlikte Serik<br />
için bir çalışma yapılmasını sağladık.<br />
Mahkeme 1954’e istinaden tapuların<br />
dağıtılması kararını aldı. Serik için<br />
devrim niteliğinde olan bu karar ile<br />
mahkeme süreci bitti. Allah’ın izniyle<br />
sona yaklaştık. Bu sorunu da<br />
çözersek Serik’in yükselişinin önündeki<br />
en önemli engeli kaldırmış olacağız”<br />
dedi.<br />
GÖNÜL; “BAKANLIKLARIN<br />
KAPISINI AŞINDIRDIK’’<br />
Serik Belediyesi Avukatı Mustafa<br />
Gönül, tapu sorununun çözümünde<br />
yaşanan süreci ve gelinen nokta<br />
hakkında bilgilendirme konuşması<br />
yaptı. “Bildiğiniz üzere Başkanımızın<br />
göreve gelmeden önce en büyük<br />
vaatlerinden biri olan Serik’in 60 yıldır<br />
çözülemez denilen tapu ve imar<br />
sorununu çözme sözüydü. Bizde 2,5<br />
yıldır Başkanımla birlikte tapu ve<br />
imar sorununu ortadan kaldırmak<br />
için ilk adım olarak Bakanlıkların<br />
kapısını aşındırdık. Yapılan görüşmeler<br />
ile Gedik Mahallesi ve Orta<br />
Mahalleyi kapsayan 626.781 metrekarelik<br />
alanda Serik Kadastro Mahkemesi<br />
1998/1 Esas sayılı dosyasında<br />
sonuca çok yaklaşıldı.<br />
2011 yılında üzerinde zilyet bulunan<br />
vatandaşlar adına tescil edilmesine<br />
karar verilen bu dosya temyiz edildiği<br />
için kesinleştirilememişti. Milli<br />
Emlak Genel Müdürlüğü, Tapu ve<br />
Kadastro Genel Müdürlüğü ve Orman<br />
Bakanlığı arasında 2,5 yıl mekik<br />
dokuyarak Maliye Bakanlığı ve<br />
Orman Genel Müdürlüğünün yapmış<br />
oldukları Temyiz Başvurularından<br />
vazgeçmelerini sağladık. Yaklaşık<br />
1000 parseli ilgilendiren davada<br />
60 yıllık çözülemez denilen tapu ve<br />
imar sorununu bitirme noktasına<br />
geldik” dedi.<br />
KOZAN: “SORUNUN ÇÖZÜ-<br />
MÜNDE ADIM ADIM SONA<br />
YAKLAŞIYORUZ1<br />
Serik’te yıllardır çözüme kavuşturulamayan<br />
tapu sorununu başkanımla<br />
çözümü için mahkeme sürecini<br />
hızlandırarak başladığımız yolda<br />
yapılacak çok az iş kaldı. Adım adım<br />
sona yaklaşıyoruz. İnşallah kısa süre<br />
sonra vatandaşlarımıza tapularını<br />
dağıtmaya başlarız” dedi.<br />
66 www.metropoldergileri.com
Haber<br />
OCAK 2017<br />
7. Konyaaltı<br />
Kitap Fuarı’nda<br />
yeni bir rekor…<br />
7.<strong>Antalya</strong> Konyaaltı Kitap<br />
Fuarı, muhteşem bir kapanış<br />
töreniyle sona erdi. 10 gün süren<br />
Fuar boyunca muhteşem<br />
bir atmosferde onlarca yazarı<br />
kitapseverlerle buluşturan<br />
Konyaaltı Belediyesi, bu süre<br />
içinde 173 bin ziyaretçi sayısıyla<br />
yeni bir rekora imza attı.<br />
26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un<br />
onur konuğu olarak katıldığı 7.<br />
<strong>Antalya</strong> Konyaaltı Kitap Fuarı, 350 yayın<br />
grubu ve 96 fikir insanın katılımıyla<br />
son buldu. 28 Ekim-6 Kasım günleri<br />
arasında Cam Piramit’te gerçekleştirilen<br />
<strong>Antalya</strong> Konyaaltı Kitap Fuarı, her<br />
yıl olduğu gibi bu yıl da Konyaaltı Belediye<br />
Başkanı Muhittin Böcek’in yayın<br />
evi temsilcilerine, yazarlara ve de ziyaretçilere<br />
tatlı ikramıyla son buldu.<br />
BU FUAR BİR MARKA…<br />
Cam Piramit’te 10 gün süresince 173<br />
bin kitapseverin fuarı ziyaret ettiğini<br />
ifade eden Konyaaltı Belediye Başkanı<br />
Böcek, bu rakamın yeni bir rekor<br />
olduğunu söyledi. “Her yıl ülkenin<br />
içinde bulunduğu konjonktüre uygun<br />
bir temayla gerçekleştirilen <strong>Antalya</strong><br />
Konyaaltı Kitap Fuarı’nın bu yıl ki teması;<br />
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün<br />
‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’<br />
sözü oldu.” diyen Başkan Muhittin Böcek<br />
şöyle konuştu; “Ziyaretçi sayısıyla<br />
Türkiye’nin ilk üç fuarı arasında gösterilen<br />
<strong>Antalya</strong> Konyaaltı Kitap Fuarı,<br />
sadece Konyaaltı’nın değil <strong>Antalya</strong>’nın<br />
da bir markası olmuştur. Her yıl artan<br />
ziyaretçi sayısıyla kalite çizgimiz yükselmektedir.<br />
Hiçbir siyasi düşüncenin<br />
bir diğerine göre daha önde olmadığı,<br />
belki de tek fuar <strong>Antalya</strong> Konyaaltı Kitap<br />
Fuarı. Fuarın açılışında da söylediğim<br />
gibi geçtiğimiz yıl 133 bin olan ziyaretçi<br />
sayısı bu yıl 173 bine ulaştı. Her<br />
kesimden insan bu Fuar’da kendinden<br />
bir şeyler bulabiliyor. Bunun en güzel<br />
göstergesi ise her yıl katlanarak artan<br />
ziyaretçi sayımız. 8. <strong>Antalya</strong> Konyaaltı<br />
Kitap Fuarı’nı gelecek yıl hizmete<br />
açacağımız 3 bin 500 kişilik Kongre ve<br />
Fuar Merkezimizde gerçekleştirmeyi<br />
istiyoruz. Bu fuar merkezimizle ilgili<br />
çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyor.<br />
Ben bu düşüncelerle fuara katılan tüm<br />
yayın evi çalışanlarına, yazarlarımıza<br />
ve okurlarımıza bir kez daha teşekkür<br />
ediyorum.”<br />
BİR KÜLTÜR MOZAİĞİ<br />
İlker Başbuğ, Engin Alan, Ahmet<br />
Şafak, Hanefi Avcı, Mavisel Yener,<br />
Nihat Hatipoğlu, Vural Savaş, Ataol<br />
Behramoğlu, İsmail Saymaz, Barış<br />
Yarkadaş, İlber Ortaylı, Büşra Küçük,<br />
Şermin Çarkacı, Yalçın Küçük, Ali<br />
Türkşen, Saygı Öztürk, Kahraman<br />
Tazeoğlu, Enver Aysever, Miraç Çağrı<br />
Aktaş, Ahmet Yavuz, Mustafa Önsel,<br />
Sinan Meydan, Eren Erdem, İhsan<br />
Eliaçık, Hulki Cevizoğlu, Doğu Perinçek,<br />
Erol Mütercimler, Ümit Zileli,<br />
Naim Babüroğlu ve Barış Doster gibi<br />
yazarların fuarda okurlarıyla buluştuğunu<br />
ifade eden Muhittin Böcek,<br />
konuşmasının sonunda fuara katılan<br />
tüm yayın evi çalışanları, yazar ve<br />
okurlara tatlı ikram etti.<br />
67
Toplantı<br />
Düzensiz uyku ömrü kısaltıyor<br />
<strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi’nin<br />
düzenlediği ‘Yaşlılıkta<br />
Uyku Bozuklukları’ konulu<br />
toplantıya katılan Dr. Melih Vural,<br />
düzenli olmayan uykunun ömrü kısalttığını<br />
söyledi.<br />
<strong>Antalya</strong> Büyükşehir Belediyesi Alzheimer<br />
Hasta ve Hasta Yakınları Merkezi’nin<br />
iki haftada bir organize ettiği ‘Mavi<br />
Ev Konuşmaları’nda bu hafta “Yaşlılarda<br />
Uyku Bozuklukları” ele alındı. AKM<br />
Perge Salonu’nda düzenlenen Prof. Dr.<br />
İsmail Tufan’ın moderatörlüğünü yaptığı<br />
bilgilendirme toplantısına Nöroloji<br />
Uzmanı Dr. Melih Vural konuşmacı<br />
olarak katıldı. <strong>Antalya</strong>lıların büyük ilgi<br />
gösterdiği toplantı öncesinde Akdeniz<br />
Üniversitesi Gerontoloji Bölümü Yaşam<br />
Boyu Egzersiz Uzmanı Hiroshi Nakajima,<br />
salondaki konuklara “Rajio Taisou”<br />
egzersizleri yaptırdı.<br />
UYKU DÜZENLİ BİR ORKESTRA-<br />
YA BENZER<br />
Nöroloji Uzmanı Dr. Melih Vural, katılımcılara<br />
uykunun önemini, düzenli<br />
uyku için yapılacakları ve yaşlanma ile<br />
ilgili ortaya çıkan uyku bozukluklarını<br />
anlattı. İnsan ömrünün üçte birinin uykuda<br />
geçtiğini belirten Dr. Vural, “90 yaşına<br />
kadar yaşayan bir insan ortalama 32<br />
yıl uyuyor. Yapılan bilimsel araştırmalar,<br />
uykunun yaşamın devamı için gerekli ve<br />
zorunluluk olduğunu gösteriyor. Beyindeki<br />
birçok bölgenin uyku ile ilişkili olduğu<br />
saptanmıştır. Uyku bir orkestraya<br />
68 www.metropoldergileri.com<br />
benzer. Eğer bu orkestra güzel bir müzik<br />
eseri çıkartacaksa her bir enstrümanın<br />
her bir notayı tam zamanında ve büyük<br />
bir uyum içerisinde yapması gerekiyor”<br />
dedi.<br />
UYKU VÜCUDU TAMİR EDİYOR<br />
Katılımcılara “Neden uyuyoruz uykunun<br />
amacı nedir?” sorusunu yönelten<br />
Dr. Melih Vural, kendisi şu yanıtı verdi:<br />
“Bilim insanları da uyumanın vücutta<br />
yenilenme yaptığını ve büyüme hormonu<br />
salgıladığını söylüyor. Büyüme hormonu,<br />
vücudumuzdaki bozuk yerlerin<br />
tamiri için gerekli. Ayrıca uyumakla bazı<br />
karmaşık problemlerinizin çözümünü<br />
yapıyorsunuz. Yaratıcılık ve karmaşık<br />
sorunlara çözüm getirmede uykunun<br />
bazı görevleri var. Uykunun bağışıklık<br />
sistemiyle ilgili de görevleri vardır. Eğer<br />
yeterli uyku ihtiyacınızı karşılayamazsınız<br />
bazen dudağımızda uçuk çıkıyor.<br />
Dudağımızın uçuklamasını engelleyen<br />
sistem nedir? Bağışıklık sistemi. Demek<br />
ki bağışıklık sistemi bu işten etkileniyor.”<br />
DÜZENSİZ UYKU ÖMRÜ<br />
KISALTIYOR<br />
İnsanların yaşlanmaya başladıkça uykusunda<br />
bazı değişikliklerin yaşandığına<br />
dikkat çeken Dr. Melih Vural, “Yaşlılıkta<br />
kestirmeler kısa uykular gün içinde artıyor.<br />
Uykuya geçiş süresi uzuyor. Gece<br />
uyanma sıklığında artış oluyor, uyku<br />
bölünmeye başlıyor. Derin yavaş dalga<br />
uykusunda azalma oluyor. Bu azalma<br />
50 yaşından sonra kadınlarda büyüme<br />
hormonunda yüzde 25, erkelerde ise<br />
yüzde 75 düşüşe neden oluyor. Bunun<br />
sonucunda kadınlarda vücut yüzde 25,<br />
erkeklerde yüzde 75 eksik tamir yapıyor.<br />
Bunun için uyku problemimiz varsa<br />
bunu düzeltmeliyiz. Çünkü uykuyu<br />
düzeltmezseniz ömrünüz kısalır” diye<br />
konuştu.<br />
GÜNEŞ GÖZLÜĞÜNÜ SIK<br />
KULLANMAYIN<br />
<strong>Antalya</strong>’nın sürekli güneşi gören bir<br />
şehir olmasından dolayı yaşayanların<br />
şanslı olduğunu belirten Dr. Vural, “Bizler<br />
çok şanslı bir şehirde yaşıyoruz, her<br />
zaman güneş var. Size tavsiyem gündüz<br />
saatlerinde özellikle sabah saatlerinde<br />
güneş gözlüğü kullanmayın bu sizin menotonik<br />
sentezinizi arttırır. Bu sizin gece<br />
uykunuzu getirir, moralinizi düzeltir,<br />
antioksidan özelliği vardır ayrıca anti-aging<br />
özelliği de vardır” dedi.<br />
SAĞLIKLI UYKU İÇİN<br />
YAPILACAKLAR<br />
Dr. Melih Vural son olarak sağlıklı bir<br />
uyku için neler yapılması gerektiği konusunda<br />
şu tavsiyelerde bulundu: “Gündüz<br />
kestirmeleri yapmayın, kahve, çay, nikotin<br />
ve alkolü yatma saatine yakın almayın.<br />
Geç saatte yemek yemeyin ama aç<br />
da yatmayın, hep aynı saatte yatın. En<br />
geç saat 08.00’de yatağı terk edin. Sabah<br />
uyandığınızda mutlaka en az 15 -20 dakika<br />
güneş ışığı alın, yatak odanızın sessiz<br />
ve karanlık olmasına dikkat edin ve<br />
daima yatağınızda uyuyun.”
OCAK 2017<br />
69
MODA<br />
Victoria’s Secret’ın<br />
Gizemli Öyküsü!<br />
Duygu ÇETİN<br />
Victoria’s Secret’in hayatımıza<br />
nasıl girdiğini, ya bu iç çamaşırı<br />
imparatorluğunun arkasında<br />
yatan sırrın ne olduğunu<br />
biliyor musunuz?<br />
Victoria’s Secret’in hikayesi;<br />
utangaçlığı yüzünden<br />
koskoca bir iç çamaşırı imparatorluğu<br />
kuran, sonra da<br />
gizemli bir şekilde kendisini<br />
67 metre yüksekliğindeki<br />
ünlü Golden Gate Köprüsü’nden<br />
aşağıya bırakan Roy<br />
Raymond’ un, kendi ile beraber<br />
sonsuzluğa götürdüğü<br />
sırları üzerine kurulmuş.<br />
Aslında her şey, Roy Raymond<br />
eşine sürpriz olsun<br />
diye iç çamaşırı almak için<br />
gittiği bir mağazada başlar.<br />
1947 doğumlu, Tufts Üniversitesi<br />
İşletme ve Stanford<br />
mezunu Raymond,<br />
onca kadının arasında tek<br />
erkek olarak mağazayı dolaşıp<br />
iç çamaşırı seçmekten<br />
büyük bir rahatsızlık ve<br />
utanç duyar, kendisiyle aynı<br />
durumda binlerce erkeğin<br />
daha olabileceği düşüncesi<br />
ile kendi iç çamaşırı mağazasını<br />
açmaya karar verir.<br />
Böylece, Roy Raymond<br />
banka ve dostlarından<br />
denkleştirdiği 80 bin dolar<br />
sermaye ile 1977’de Palo<br />
Alto’ da ki Stanford Alışveriş<br />
Merkezi’nde ilk iç giyim<br />
mağazasını açmayı başarır.<br />
Hatta sırf erkeklerin daha<br />
rahat alışverişlerine imkan<br />
sağlamak için posta ile sipariş<br />
verilebilmesi amacıyla<br />
kataloglar hazırlatır. Böylece,<br />
mağaza ilk senesinde<br />
70 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
Arkasında büyük bir sır perdesi<br />
ve birçok soru işareti bırakan<br />
Roy Raymond’un intihar nedeni<br />
hiç bir zaman tam olarak anlaşılamaz.<br />
Kimileri Raymond’ın<br />
Victoria’s Secret’i, erken sattığı<br />
ve arkasından gelen başarısızlığı<br />
kaldıramadığı için, kimileri ise<br />
karmaşık özel hayatı yüzünden<br />
intihar etmiş olabileceğini düşünür.<br />
Aslında işte bu dedikoduların<br />
doğruluğunun hiç bir<br />
zaman öğrenilemeyecek<br />
olması Victoria’nın sırrını<br />
oluşturur.<br />
Çağımızın modern melekleri<br />
bugün kazandıkları<br />
milyon dolarları, sahip oldukları<br />
yüksek sınıf yaşam<br />
tarzını da yine Victoria’s<br />
Secret’a yani dolayısı ile<br />
Roy Raymond’a borçlu.<br />
Ama firmanın yüzü olmak<br />
hiç de kolay değil. Sadece<br />
güzellik de yetmiyor.<br />
500.000 dolar gibi büyük kar elde<br />
eder.<br />
1982 senesine gelindiğinde, artık<br />
seri üretime geçerek kendi ürünlerini<br />
yaratan Victoria’s Secret; 6<br />
mağazaya, 42 sayfalık kataloğa ve<br />
senelik 6 milyon dolar gibi yüksek<br />
bir ciroya ulaşmıştır. Ama<br />
nedeni bilinmez Roymand ani bir<br />
kararla, Amerikan Limited Grup<br />
ile anlaşarak 4 milyon dolara<br />
1985 yılında şirketini satar. Raymond’ın,<br />
Victoria’s Secret’i sattığı<br />
kişi olan The Limited’ın kurucusu<br />
Leslie Wexner sayesinde daha<br />
da büyüyen Victoria’s Secret,<br />
80’lerde milyar dolar cirolar<br />
yapmaya başlar ve durmayan<br />
bir hızla bugün ki iç çamaşırı<br />
imparatorluğu haline ulaşır.<br />
Bu arada Victoria’s Secret’ı satışı<br />
Roymand için sonun başlangıcı<br />
olmuştur. Roy Raymond<br />
1984 yılında “My Child’s Destiny”<br />
adında bir çocuk mağazası<br />
kurmuş ama Victoria’dan elde<br />
ettiği başarıyı sağlayamamıştır.<br />
Raymond tüm sırları ile birlikte<br />
sadece 46 yaşında, başarı ile başlayan<br />
hayat hikayesine 26 Ağustos<br />
1993’ te Golden Gate Köprüsü’nden<br />
kendini atarak son verir.<br />
Cesedi ancak bir hafta sonra San<br />
Francisco Körfezi’nde bulunur.<br />
Peki, Victoria’s Secret<br />
mankeni olabilmek<br />
için hangi özelliklere<br />
sahip olmak gerekiyor?<br />
*Amerikan vatandaşı olmak<br />
ya da 50 eyaletten birinde<br />
yaşama iznine sahip olmak.<br />
*En az 1.76 metre uzunluğunda<br />
olmak.<br />
*18 - 30 yaş arasında olmak.<br />
*İngilizce okuyabilmek<br />
ve yazabilmek.<br />
*Son derece sağlıklı olmak.<br />
*Hiç suç işlememiş<br />
olmak.<br />
*Daha önce hiç bir sansasyonel<br />
olaya karışmamış<br />
olmak.<br />
71
Araştırma<br />
Türkler kendilerini<br />
tatille ödüllendiriyor!<br />
Seyahat sitesi momondo farklı ülkelerden<br />
insanların tatile çıkma nedenlerini araştırdı.<br />
Buna göre Türkler nikah masasına<br />
oturmak veya evlilik yıl dönümleri gibi<br />
romantik günlerde kendilerini tatille<br />
ödüllendiriyor. Tatil için tek bahane evlilik<br />
değil elbet. Yoğun bir iş döneminin ardından<br />
kendini ödüllendirmek isteyen Türkler<br />
bavulları kapıp, yollara düşüyor.<br />
Tatil herkesin vazgeçilmezi... Dünyanın dört bir yanında insanlar<br />
evlilik yıl dönümünden stresli günleri atlatmış olmaya,<br />
yeni bir işe başlamanın sevincinden diploma almış olmanın<br />
haklı gururuna kadar birçok olayı “bahane” edip kendilerini güzel<br />
bir tatille ödüllendiriyor. Peki, hangi millet neyi vesile edip yollara<br />
düşüyor? Yanıtlar, seyahat site momondo’nun yaptığı, aralarında<br />
Türkiye’nin bulunduğu 20 ülkeyi kapsayan araştırmasında…<br />
Araştırmaya göre dünya genelinde insanlar, evlilik yıl dönümü<br />
gibi romantik günleri vesile ederek seyahate çıkıyor. Bu alanda<br />
72 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
listenin başını yüzde 42’lik oranla İsviçreliler çekiyor. İsviçrelileri<br />
yüzde 33 ile İngilizler ve yüzde 30 ile Türkler<br />
takip ediyor.<br />
Tatile çıkmak için bir diğer genel geçer neden de doğum<br />
günleri veya jübileler. Böylesi günlerde en çok bavullarını<br />
kapıp yola çıkanlar İngilizler (yüzde 39). İkinci sırada<br />
İsviçreliler (yüzde 35), üçüncü sırada da ABD’liler (yüzde<br />
31) geliyor.<br />
Zorlu bir dönemin ardından tatile çıkanların sayısı da<br />
kayda değer. Başta İsviçreliler (yüzde 38) biraz stres<br />
atmak niyetiyle seyahat ediyor. İkinciliği yüzde 36 ile<br />
Türkler kimseye bırakmazken, üçüncülük yüzde 30 ile<br />
İngilizlerin oluyor.<br />
Türklerin bir diğer tatil sebebi de nikah masasına oturmak.<br />
momondo’nun araştırmasına katılan Türklerin<br />
yüzde 31’i evliliklerini bir seyahatle taçlandırdıklarını<br />
söylüyor. Türkleri bu konuda geride bırakan millet ise<br />
İngilizler (yüzde 33) olurken, İspanyolların yüzde 24’ü<br />
evlenmeyi tatil vesilesi olarak görüyor.<br />
momondo Türkiye Sözcüsü Serpil Öztürk araştırmanın<br />
sonuçlarını şöyle yorumladı: “Herkes seyahate çıkmayı<br />
seviyor. momondo olarak, farklı ülkelerden ve kültürlerden<br />
insanların neleri vesile bilip kendilerini seyahatle<br />
ödüllendirdiklerini merak ettik. Araştırmanın geneline<br />
baktığımızda, 20 ülke arasında en çok İsviçrelilerin, İngilizlerin<br />
ve Türklerin kendilerini tatille ödüllendirdiklerini<br />
gördük.”<br />
73
SAĞLIK<br />
Çocuklarınızla<br />
TV izlemek yerine,<br />
basketbol oynayın,<br />
yürüyüşe çıkın<br />
Obezite; günümüzde hem çocuklar,<br />
hem de yetişkinler için endişe<br />
verici boyutlara ulaşmış durumda.<br />
Şu anda çocuklarımızın %20-25’i<br />
obez olarak sınıflandırılıyor. 10 yıl<br />
önce diyabet, yüksek tansiyon ve<br />
osteoartrit gibi hastalıklar çocuk<br />
hastalarda hemen hiç bilinmezken<br />
şimdi bunları görüyoruz.<br />
Peki ne yapmalı?<br />
Obezite & Metabolik Cerrah<br />
Prof. Dr. Halil Coşkun, çocuklarda<br />
obeziteyi önlemek ve tedavi<br />
etmek için yapabileceklerimiz<br />
hakkında önemli bilgiler verdi.<br />
ÇOCUKLARA DAHA BÜYÜK<br />
PORSİYON VERMEYİN<br />
“Son 30 yılda yemek yeme tarzımızdaki<br />
önemli değişim çocukların<br />
daha büyük porsiyonlar ve atıştırmalık<br />
yiyeceklerle şekerli içeceklere<br />
daha fazla bağımlı olmasına sebep<br />
olmaktadır. Daha sağlıklı ve gerekli<br />
besinlerden mahrum ederek daha<br />
çok şeker verilen bebeklerde, bu tür<br />
gıdalara karşı bir tercih geliştiğini<br />
bilmekteyiz.<br />
MEŞRUBATLAR İKRAM<br />
OLARAK KALSIN<br />
Oldukça yakın dönemlere kadar<br />
nadir birer “ikram” olan meşrubat<br />
vs şekerli içecekler, beslenmemizin<br />
temel dayanağı haline<br />
gelmiştir. Büyük porsiyonlar da<br />
ayrı bir problemdir. Daha çok yemek<br />
verilen çocuklar, aşırı yemek<br />
yemeye eğilim göstermektedir. İyi<br />
bir temel kural, porsiyon başına 10<br />
gramdan fazla şeker içeren gıdalardan<br />
kaçınmaktır.<br />
TATLI YA DA ATIŞTIRMALIK<br />
YERİNE MEYVE VERİN<br />
Beslenme ile ilgili bir diğer müdahale<br />
de daha fazla meyve ve sebze yenmesini<br />
teşvik etmektir. Meyve kasesinin<br />
dolu olduğundan emin olun<br />
ve tatlı ya da atıştırma yerine düzenli<br />
olarak meyve verin. Buzdolabınızdaki<br />
meyve ve sebzelerin hep çocuklarınızın<br />
rahat erişebileceği biçimde<br />
yer aldığına emin olun.<br />
AİLECEK EGZERSİZ YAPIN<br />
Yaşam tarzımızla ilgili çocukluk<br />
obezitesine katkıda bulunan bir başka<br />
büyük fark da daha az egzersizdir.<br />
Yetişkinler olarak yeterince aktif değiliz.<br />
Bir aile olarak egzersiz yapmak<br />
ve birlikte oynamak aile bağlarını<br />
güçlendirmenin yanında genel aktivite<br />
düzeyimizi artırmak için de<br />
önemli rol oynamaktadır. Çocuklarınız<br />
ile birlikte TV izlemek yerine,<br />
birlikte basketbol oynayın, yürüyüşe<br />
ya da gezmeye çıkın.<br />
YAŞAM TARZI DEĞİŞMELİ<br />
Çocuğunuz olması gerektiğinden<br />
fazla kilolu ise başlamak için en iyi<br />
yol, size en yakın çocuk hastanesini<br />
arayarak kilolu çocukların tedavisi<br />
için mevcut imkanlarını sormaktır.<br />
Çocukluk obezitesi problemi yaygın<br />
bir hale gelmiş olduğundan, bunu ele<br />
alan programlarda da gelişme söz<br />
konusudur.<br />
Obeziteyi önlemek ve tedavi etmek<br />
için yapabileceğimiz her şeyi<br />
yapmak zorundayız. Bu, hepimiz<br />
tarafından önemli bir kararlılık ve<br />
yaşam tarzı değişiklikleri gerektirmektedir.<br />
Ancak çocuklarımız<br />
için en iyisi neyse onu isteriz ve bu<br />
da bazı seçimler yapmak anlamına<br />
gelmektedir. İyi haber, değişimin<br />
yalnız çocuklarımız için değil, aynı<br />
zamanda bu çocukların yaşamlarında<br />
bulunan büyükler için de yarar<br />
sağlayacağıdır.”<br />
74 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
75
SAĞLIK<br />
Alışkanlıklarınızı<br />
Değiştirerek Temiz<br />
Bir Cilde Kavuşun<br />
Herkes temiz ve iyi görünen bir cilde sahip olmak ister. Cildiniz için edineceğiniz bazı yeni alışkanlıklar<br />
ile daha sağlıklı bir cilde kavuşmak mümkün. Bunun için tek yapmanız gereken şeyin kötü alışkanlıkları<br />
iyi alışkanlıklara dönüştürmek olduğunu vurgulayan Beslenme Ürün Eğitmeni Jacquie Carter, yastık<br />
kılıflarını değiştirmek, cep telefonunu temizlemek, makyajı çıkarmak gibi davranışları alışkanlık haline<br />
getirerek daha sağlıklı ve temiz bir cilde sahip olunabileceğini belirtti.<br />
Carter küçük ayrıntılara dikkat<br />
ederek güzel bir cilde kavuşmanın<br />
püf noktalarını anlattı:<br />
Dokunmayın<br />
Ellerimizde biriken kir ve yağ, eğer<br />
dikkatli olmazsak, kolaylıkla cildimize<br />
geçebilir. Aynı kural sivilceler<br />
için de geçerlidir. Her ne olursa olsun,<br />
sivilcelerinizi sıkma isteğine<br />
karşı koymalısınız. Bu şekilde bakteriler<br />
cildimize geçebilir ve bu da enfeksiyona<br />
neden olabilir. Bu nedenle,<br />
cildinize dokunma ve sıkma alışkanlığından<br />
vazgeçmelisiniz.<br />
Yastık Kılıflarını Değiştirin<br />
Gece uyurken hem saçımız hem de<br />
cildimiz yastık kılıfına temas eder.<br />
Saç yağları ve bakım ürünleri yastık<br />
kılıfına bulaşır ve buradan da cildinize,<br />
omuzlarınıza ve hatta<br />
sırtınıza geçer. Gece<br />
yatmadan önce<br />
makyajınızı<br />
temizlemeyi<br />
sürekli<br />
bir alışkanlık<br />
haline<br />
getirmemişseniz,<br />
bu da ayrı bir kaygı<br />
konusudur. Eğer yastık kılıflarını<br />
yıkamak her zaman mümkün olmuyorsa,<br />
yastık kılıfının içini dışına<br />
çevirin veya yastığınızı ters çevirerek<br />
kirlerin cildinizde birikmesini<br />
önleyin.<br />
Telefonunuzu Temizleyin<br />
İster cep ister sabit<br />
telefon olsun,<br />
telefon cildinize<br />
değerse, telefondan<br />
yüzünüze,<br />
yüzünüzden de
OCAK 2017<br />
telefona kirler geçer ve temizlenene kadar<br />
bunlar telefonun üzerinde kalır. Telefonunuzu<br />
temizlemek için sprey el temizleyicisi<br />
ve antibakteriyel ıslak mendil kullanabilirsiniz.<br />
Telefona temas etmemek için hoparlörden<br />
konuşmayı ya da kulaklık takmayı<br />
da deneyebilirsiniz.<br />
Saçınızı Arkaya Doğru Toplayın<br />
Saçımızda her türlü tortu, yağ, ürün kalıntısı<br />
ve parfüm bulunur. Toplanan tüm bu<br />
bakteriler ve kirler saçınıza yerleşir ve ne<br />
yazık ki, her temasta yüzünüze, omuzlarınıza<br />
ve sırtınıza bulaşır. Bu alışkanlığınızdan<br />
vazgeçin ve uyurken, spor salonunda<br />
egzersiz yaparken ve hatta kanepeye uzanıp<br />
kitap okurken saçınızı arkaya doğru<br />
toplayın.<br />
Makyajınızı Çıkarın<br />
Her gece yatmadan önce mutlaka makyajınızı<br />
temizleyin. Cildi temiz tutmaya buradan<br />
başlayabilir, geceleri cildinizin nefes<br />
almasını sağlayabilirsiniz. Eğer egzersiz<br />
yapıyorsanız, temiz bir cilde kavuşmak için<br />
egzersizden önce ve sonra cildinizi temizlemeniz<br />
gerekir. Makyaj egzersiz sırasında<br />
salgıladığınız terle ve yağlarla karışır ve<br />
ne yazık ki, gözeneklerin tıkanmasına yol<br />
açar. Bu yüzden, egzersizden önce ve sonra<br />
cildinizi temizleyin ve bunu basit bir alışkanlık<br />
haline getirmek için yüz temizleme<br />
mendillerini yanınızda bulundurun.<br />
İçeriklere Dikkat Edin<br />
Alkol içeren cilt bakım ürünleri cildinizi<br />
kurutur ve kuru ciltler, yağlı ciltlerden ya<br />
da gerektiği gibi nemlendirilen ciltlerden<br />
daha yaşlı görünür. Bu yüzden, alkol içeren<br />
ürünler yerine alkol içermeyen ürünler tercih<br />
edin.<br />
Saçınızı Makyajdan Önce Yapın<br />
Saçınızı makyaj yapmadan önce yapın.<br />
Makyaj yapıp sonra saç kurutma makinesini<br />
çalıştırırsanız, saç kurutma makinesinden<br />
gelen ısı makyajınızın erimesine ve<br />
akmasına neden olur. Bu durumda makyaj<br />
gözeneklere yerleşir ve bu da en sonunda<br />
aknelere neden olur. Makyajınızı saçınızdan<br />
önce yapıyorsanız bu alışkanlığınızı<br />
değiştirmeye çalışın.<br />
Gözlüklerinize Dikkat Edin<br />
Eğer burnunuzda, şakaklarınızda ya da<br />
yanaklarınızın üst kısımlarında akneler beliriyorsa, sorumlusu gözlüğünüz<br />
olabilir. Gözlüklerinizin camlarını, saplarını ve burun kısmını<br />
alkol veya sprey el temizleyicisiyle temizleyip, yumuşak bir bez parçasıyla<br />
silerek bakteri, yağ ve kalıntıları yok edebilirsiniz. Bu küçük<br />
alışkanlık, kirli ve temiz cilt arasında büyük bir fark yaratır.<br />
Vücudunuzu İhmal Etmeyin<br />
Akneler vücudunuzun farklı yerlerinde çıkabilir. Sırtınızda ve omuzlarınızdaki<br />
akneleri bir düşünün. Sadece yüzünüzü yıkayıp temizlemek<br />
yeterli değildir. Cildinizi temiz tutmak için, tepeden tırnağa<br />
yıkanmayı ve nemlendirici kullanmayı ihmal etmeyin. Egzersiz sonrasında<br />
terli giysilerinizi hemen çıkarmaya özen gösterin. Ve her zaman<br />
cildinizi temiz bir havluyla kurulayın. Asla aile boyu kullanılan<br />
el havlusunu tercih etmeyin.<br />
77
Program<br />
TRT’nin 4. Uluslararası Medya Eğitim Programı<br />
<strong>Antalya</strong>’da Gerçekleşti<br />
TRT, 44 ülkeden 130 medya mensubunu <strong>Antalya</strong>’da bir araya getirdi<br />
ERKAN DURDU<br />
4. Uluslararası Medya<br />
Eğitim Programı,<br />
Asya, Afrika, Ortadoğu<br />
ve Balkanlar<br />
başta olmak üzere 44<br />
ülkeden 130 medya<br />
mensubunun katılımıyla<br />
21-29 Kasım<br />
2016 tarihlerinde<br />
<strong>Antalya</strong>’da yapıldı.<br />
<strong>Antalya</strong>’da gerçekleştirilen<br />
eğitim programının<br />
21 Kasım’da<br />
yapılan açılışında<br />
TRT Genel Müdürü<br />
Şenol GÖKA ve TRT<br />
Genel Müdür Yardımcısı<br />
Erkan DUR-<br />
DU birer konuşma<br />
gerçekleştirdiler.<br />
78 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
TRT Genel Müdürü Şenol<br />
GÖKA “15 Temmuz gibi bir<br />
canilik hiçbir zaman bu<br />
milletin tarihinde olmadı.”<br />
Programın açılış konuşmasını<br />
yapan TRT Genel Müdürü Şenol<br />
Göka, 44 ülkeden, özel becerileri<br />
olan 130 medya mensubunun<br />
katıldığı programda, herkesin deneyimlerini<br />
paylaşacağını, sıcak<br />
arkadaşlıklar geliştireceklerini ve<br />
işbirlikleri yapılacağını söyledi.<br />
TRT Genel Müdürü Şenol Göka,<br />
15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili<br />
olarak, “Böylesine bir canilik hiçbir<br />
zaman bu milletin tarihinde<br />
olmadı. Hiçbir zaman bu milletin<br />
geninde, kodlarında olmadı. Demek<br />
ki insanlar asimile edilirse,<br />
kendi kimlik özellikleri kaybettirilirse<br />
korkunçlaşabiliyorlar ve bunu<br />
yaptılar.” dedi.<br />
Bazı güçlerin bundan sonra kaos,<br />
kargaşa yöntemi olarak 15 Temmuz’a<br />
benzer şeyleri başka ülkelerde<br />
de yaşatabileceğini vurgulayan<br />
Göka, “Çünkü benzer yöntemi<br />
uygulayabileceklerini Irak’ta, Suriye’de,<br />
Kırgızistan’da, Afrika’da<br />
veya başka yerlerde de gösteriyorlar.<br />
Yöntem belli olduğu için bu<br />
konuyu özellikle vurgulamakta<br />
yarar görüyorum.” diye konuştu.<br />
TRT’nin yayıncılık açısından<br />
önemli imkânlara ve tecrübeye sahip<br />
bir kurum olduğunu kaydeden<br />
Göka, onun için bilgi alışverişine<br />
önem verdiklerini, teknolojik gelişmeleri<br />
yakından takip ettiklerini<br />
bildirdi.<br />
İBRAHİM EREN<br />
TRT Genel Müdür<br />
Yardımcısı Durdu “Dünyanın<br />
birçok bölgesi olağanüstü<br />
dönemlerden geçiyor”<br />
Açılışta konuşan TRT Genel Müdür<br />
Yardımcısı Erkan Durdu da televizyon,<br />
radyo, haber ve yeni medya<br />
alanında çalışan medya mensupları<br />
ile düzenlenen medya eğitim programının<br />
odak noktasının tecrübe<br />
paylaşımı olduğunu söyledi. Dünyanın<br />
birçok bölgesinin olağanüstü<br />
dönemlerden geçtiğini, savaş, terör<br />
ve krizlerin dünyanın gündeminden<br />
düşmediğini kaydeden Durdu, bu<br />
dönemde medyanın rolünün, misyonunun<br />
ve işlevinin daha da önemli<br />
hale geldiğini vurguladı.<br />
Durdu, “TRT olarak yeni bir medya<br />
dili, yeni bir perspektif sunmak<br />
ve değişimlere ilham vermek üzere<br />
kurduğumuz TRT World uluslararası<br />
medyanın habercilik anlayışında<br />
şimdiden etkisini göstermeye<br />
başladı. Bunu en son 15 Temmuz<br />
olaylarında gördük. ABD ve Avrupa<br />
medyasının Türkiye’yi ve demokrasiyi<br />
yalnız bıraktığı o gecede TRT<br />
World demokrasinin ve Türkiye’nin<br />
dünyadaki en önemli sesi oldu.” dedi.<br />
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı’nın<br />
da destek verdiği TRT Uluslararası<br />
Medya Eğitim Programının<br />
8 gün süren eğitim programı süresince<br />
TRT Genel Müdür Yardımcısı<br />
İbrahim EREN ve AA Genel Müdür<br />
Yardımcısı Metin MUTANOĞLU<br />
başta olmak üzere birbirinden değerli<br />
isim yayıncılık dünyasındaki<br />
bilgi, birikim ve tecrübesini katılımcılara<br />
aktarırken; Alev Alatlı’da bir<br />
konferans verdi.<br />
79
Röportaj ŞEHİRDE YAŞAM<br />
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ KONSEYİ<br />
ZİYARETLERİNE ANKARA’DAN BAŞLADI<br />
Kasım ayında seçimle göreve gelen Akdeniz<br />
Üniversitesi Öğrenci Konseyi yeni yönetimi<br />
ziyaretlerine Ankara’dan başladı. Projelerini<br />
paylaşmak için Ankara’ya giden Öğrenci Konseyi,<br />
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bakanlar<br />
ve milletvekilleri ile biraraya geldi.<br />
Ankara’daki temaslarının ilk gününde <strong>Antalya</strong> Milletvekillerini<br />
ziyaret ederek, fikir alışverişinde bulunan öğrenciler,<br />
ikinci gün Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay<br />
Kılıç’ı ve Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Ünal’ın<br />
da katılımı ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu ziyaret<br />
ettiler.<br />
Ziyaretlerin çok verimli geçtiğini belirten Öğrenci<br />
Konseyi Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri, “Öğrenci<br />
Konseyi olarak yapmayı planladığımız projelerimizi bakanlarımız<br />
ve milletvekillerimizle paylaştık. Görüşmelerimizde<br />
olumlu sonuçlar aldık. Bazı projelerimizin alt<br />
yapısını oluşturduk. Üniversitemizin uluslararası arenada<br />
markalaşması, öğrencilerin bireysel gelişimi ve donanımı<br />
için Öğrenci Konseyi olarak sorumluluğumuzun<br />
farkındayız. Çalışmalarımızı yürütürken bu sorumluluğun<br />
bilinciyle hareket edeceğiz.” diye konuştular.<br />
Ankara ziyareti kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde<br />
15 Temmuz hain darbe girişiminde bombalanan<br />
yerleri de yerinde inceleyen öğrenciler, ülke savunma sanayinde<br />
önemli bir yeri olan HAVELSAN’ı ziyaret ederek<br />
ziyaretlerini tamamladılar.<br />
80 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
DELUXE ANTALYA<br />
MİSAFİRLERİNİ AĞIRLADI<br />
Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Ak<br />
Parti Kepez İlçe Başkanı Yusuf İşleri ve ekibi,<br />
dünya turizminin başkenti, Türkiye’nin incisi<br />
<strong>Antalya</strong>’da Kepez sınırları içinde yer alan <strong>Antalya</strong><br />
Deluxe Projesi’ni ziyaret etti.<br />
Çalışmaları yerinde görerek bilgi alan<br />
Başkan Tütüncü ve beraberindeki<br />
heyet, Deluxe<strong>Antalya</strong>’yı ayrıntılarıyla<br />
inceledi ve Görgülü Grup Yönetim kurulu<br />
Başkanı Mehmet Ali Görgülü’den<br />
proje hakkında detaylı bilgi aldı.<br />
Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü<br />
Deluxe <strong>Antalya</strong> projesinin hem <strong>Antalya</strong> hem<br />
de Kepez için büyük bir kazanç ve değer<br />
olduğunu belirtti.<br />
Tütüncü, böyle projelerin ilçeye artı değer<br />
katacağını vurgulayarak, “ Değerli projelerin<br />
hayata geçirilmesi ilçemize değer katıyor. Bu<br />
projenin tamamlanmasını dört gözle bekliyoruz”<br />
dedi.<br />
81
Röportaj<br />
82 www.metropoldergileri.com
OCAK 2017<br />
83
Röportaj<br />
84 www.metropoldergileri.com