Metropol Dergisi 63. Sayı

www.metropoldergileri.com 1

RÖPORTAJ 

2 

www.haskahve.com 

www.metropoldergileri.com 

3

RÖPORTAJ 

4 


5

EDİTÖRDEN 

6 

Ahmet ÇAKIR 

Editör 

a.cakir@metropoldergileri.com 

Ortak Dert ‘ENFLASYON’ 

Dünyamız pandemi testini geçti geçmesine de 

başarılımıydı yoksa öyleymiş gibi mi yaptık. Bunun 

cevabını bize zaman verecek, sürecin sağlıklı 

yönetilip yönetilmediğini bize günler, yıllar gösterecek. 

Her zaman sağlık bir insan için önem 

derecesinde birinci sıradadır, son dönemde sanki 

daha uzun sürede iyileşir olduk ya da bana öyle 

geliyor. İnşallah herkesin sağlığı yerindedir ve 

dünyamız yeni bir pandemi daha yaşamaz. 

Metropol Dergileri olarak her sayımızda şehrimize 

değer katan, başarılı isimlere yayınımızın kapak 

konuğu olarak yer vermekteyiz. Bu sayımızda 

da konuğumuz 3M Kayış Dış Ticaret Yönetim 

Kurulu Başkanı Muammer Kürkçü, başarılı yenilikçi 

bir iş insanı. 3M Kayış, 35 yıllık tecrübeyle 

Türkiye’de ve dünyada sektöründe başarılı ve söz 

sahibi bir firma. Konyamıza ve ülkemize kattığı 

değerden dolayı kendim ve kurumum adına kendisine 

teşekkür ediyorum. Başarı her daim sizinle 

olsun 3M Kayış... 

Enflasyon her ülkenin başının derdi. Enflasyona 

alışık olmayan ülkeler için bu süreç zorlu bir sınavdan 

farksız. Türkiye için doğru hamleler uygulanırsa 

gerçekten fırsat görülen bu durum ekonomimize 

artı olarak yansıyacaktır. Ben şahsen 

kendi adıma bu süreçten memleketçe başarı ile 

çıkarak ekonomimizi daha da iyi yerlere taşıyacağımıza 

inanıyorum. Yapılması gereken reformlar 

biran önce uygulanırsa daha güzel bir süreç bizi 

bekliyor olacak. 

Hayatınızda sağlık, mutluluk ve bereket eksik olmasın. 

Bir sonraki sayımızda görüşmek üzere... 


7

RÖPORTAJ 

8 

D E R G İ S İ 

İÇİNDEKİLER 


Yaygın, Süreli, 

Ocak - 2023 

YAYINCI / İMTİYAZ SAHİBİ 

24 

www.3mkayis.com 

3M Kayış Dış Ticaret San. Ltd. Şti. 

Yönetim Kurulu Başkanı 

Muammer KÜRKÇÜ 

Adına Seycan ÇAKIR 

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ 

Ahmet ÇAKIR 

YAYIN YÖNETMENİ 

Seycan ÇAKIR 

YAYIN KOORDİNATÖRÜ 

Beycan AKSOY 

PROJE KOORDİNATÖRÜ 

Beyzat AKSOY 

KAPAK KONUSU 




KURUMSAL İLETİŞİM 

Canan ŞAYİR 

GRAFİK TASARIM 

12 

HUKUK DANIŞMANI 

Av. Seda KARA 

MALİ DANIŞMAN 

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir 

Serdar SELAMOĞLU 

YÖNETİM YERİ 

Buhara Mh. Edipoğlu Cd. No :95 

Selçuklu/ KONYA 

Tel: 0332 323 10 18 


info@metropoldergileri.com 

DİJİTAL TASARIM 

Serdika Street, fl. 3, Office 1, 

Burgas 8000, Bulgaria 

DİJİTAL YAYIN 

www.yumpu.com/user/metropoldergileri 

BASKI 

Ekopi- Nişantaş Mh. Dr. Mehmet Hulisi Baykal Cd. 

Selçuklu/ Konya - 0332 236 1515 

Ocak 2023 

Dergide yayınlanan yazı, fotograf, illustrasyon ve konuların her 

hakkı saklıdır. İzinsiz ya da kaynak gösterilerek 

dahi kullanılamaz, alıntı yapılamaz. 

Başkan Altay: 

“Konya’mızı Türkiye Yüzyılı’nın 

İncisi Yapmaya Kararlıyız” 

40 

SCORPION TRAILER 

Üretimde Hız Kesmiyor 

Ali Onur Kahraman İnşaat 

Ali Onur KAHRAMAN 

YUVAMIZ EĞİTİM KURUMLARI 

Macit Burak YILMAZ 


9

RÖPORTAJ 

10 


KBB Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi 

Prof. Dr. Kayhan ÖZTÜRK 

İÇİNDEKİLER 

48 66 

STORKLIFT ASANSÖR 

İç Ve Dış Ticaret İthalat İhracat Ltd. Şti. 

DGN Danışmanlık Ve İnsan Kaynakları 

HASSNA EL KHOLDI 

Şirket Sahibi 

Ayşe Nur DOĞAN 

52 

YEPAR OTOMOTİV 

Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi 

YÖNETİM KURULU BAŞKANI 

Girişimsel Radyoloji 

Mehmet ÇİMEN 

Doç. Dr. Alaaddin NAYMAN 

58 76 

60 

Antalya Bungalow’S 

AKSED Başkanı - Yazar 

İbrahim GÜNAY 

KOBİ Danışmanı -İhracat Destekleri Uzmanı 

Mehmet Emin YILDIRIM 

Serbest Muhasebeci/ Mali Müşavir 


İç Mimar 

Görkem YILDIZ 

Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi 

Üroloji AD 

Doç. Dr. Murat GÜL 

OOPS Pilates Studio Kurucu 

Master Eğitmen 

Özlem İTİK ÖZCAN 


11

HABER 

12 

Başkan Altay: 

“Konya’mızı Türkiye Yüzyılı’nın 

İncisi Yapmaya Kararlıyız” 

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, 2022 yılında Konya genelinde hayata geçirdikleri 

yatırımlarla ilgili değerlendirme toplantısı düzenledi. Bir yandan Türkiye’nin en büyük dönüşüm projeleriyle 

Konya’nın kadim ruhunu yeniden keşfettiklerini, bir yandan da vizyon çalışmalarla Konya’yı masmavi ufuklara 

taşımaya gayret ettiklerini kaydeden Başkan Altay, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan 

liderliğinde Türkiye Yüzyılı’nda şahlanışın yankılarına hep birlikte şahit olurken, Konya’mızı bu yüzyılın 

incisi yapmaya kararlıyız. Yeter ki kalplerimiz birlik ve beraberlik içinde Selçuklu Darü’l Mülkü Konya için 

atmaya devam etsin.” dedi. Başkan Altay, 2018 yılından bu yana 31 ilçede 10 milyar 783 milyon lirayı aşkın 

yatırım yaptıklarını belirterek, hayırlı olmasını diledi. 

Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur 

Konya İbrahim Altay, Büyükşehir Belediyesi 

olarak 2022 yılında şehre kazandırılan hizmetleri 

ve çalışmaları basın mensuplarına değerlendirdi. 

Büyükşehir Belediyesi Mevlana Kültür Merkezi’nde 

gerçekleştirilen değerlendirme toplantısında Başkan 

Altay, göreve geldikleri günden bugüne kadar Konya’yı 

çok daha güçlü yarınlara taşımayı, sahip oldukları 

tüm birikimleri diri tutmayı ve şehri bu değerler 

etrafında ihya etmeyi en önemli öncelikleri arasında 

gördüklerini belirtti. 

“TÜRKİYE YÜZYILI’NA KATKI SAĞLIYORUZ” 

Bir yandan Türkiye’nin en büyük dönüşüm projeleriyle 

Konya’nın kadim ruhunu yeniden keşfettiklerini, 

bir yandan da vizyon çalışmalarla Konya’yı masmavi 

ufuklara taşımaya gayret ettiklerini kaydeden 

Başkan Altay, “Tarihimizin en büyük ihya projesi 

olan Darü’l Mülk Projesi, Türbe Önü Kentsel Yenileme 

Çalışmaları, Millet Bahçesi, Yeni Sanayi Sitesi, 

Çevre Düzenlemeleri, Akyokuş Kasrı, Sille Cephaneliğinin 

taşınması gibi önemli projelerle Konya’mızı 

bambaşka seviyelere kavuşturmanın gayretiyle çalışıyoruz. 

‘Konya Modeli Belediyecilik’ anlayışıyla; 

sadece merkezde değil, tüm ilçelerimizde topyekûn 

kalkınma hedefiyle bambaşka bir Konya için emek 

harcıyor; Türkiye Yüzyılı’na katkı sağlıyoruz.” diye 

konuştu. 

“ÜLKEMİZE EN BÜYÜK DESTEĞİ KONYA OLA- 

RAK YİNE BİZ VERECEĞİZ İNŞALLAH” 

31 ilçedeki tüm vatandaşlarla gönül birliği içerisinde 

Konya’nın yarınları için çalıştıklarını dile getiren 

Başkan Altay, “Türkiye’nin en büyük coğrafi alanına 

sahip şehri olan Konya’mızı; mahalle mahalle, sokak 

sokak ziyaret ederek her bir hemşehrimizin gönül 

evine misafir olmayı ihmal etmiyoruz. Cumhuriyetimizin 

yüzüncü yılına ilk adımı attığımız bu süreçte, 

şehrimizi her manada kalkındırmayı başararak, tüm 

dünyada adından söz ettirecek bir Konya için gayretlerimizi 

daha da artıracağız. Türkiye Yüzyılında, 

tüm dünyada yükselen bir güneş gibi parlayacak; ülkemize, 

en büyük desteği, Konya olarak yine biz vereceğiz 

inşallah.” ifadelerini kullandı. 

BAŞKAN ALTAY 2022’DE TAMAMLANAN VE 

DEVAM EDEN YATIRIMLARDAN ÖRNEKLER 

ANLATTI 

Başkan Altay toplantıda 2022 yılında hayata geçirilen 

ve hali hazırda devam eden; sosyal destek alan 1.108 

konuta doğalgaz bağlanmasından 107 yeni otobüse, 

Büyük Larende Dönüşümünden Alaaddin Caddesi’ndeki 

binaların dış cephelerinin yenilenmesine, 

Kanalizasyon Master Projesi’nden ilçelere kazandırılan 

atık su arıtma tesislerine, Konya’ya kazandırılan 

spor tesislerinden yaklaşık 7 buçuk milyar liralık Darü’l-Mülk 

Projesi’ne, Mevlana Çarşısı ve Altın Çarşı’dan 

Millet Bahçesi’ne, Konya Yeni Sanayi Sitesi’nden 

Sille Cephaneliğinin taşınmasına, Çatalhöyük 

Tanıtım ve Karşılama Merkezi’nden 31 ilçedeki yol 

çalışmalarına, 5. İslami Dayanışma Oyunlarından 

Dünya Belediyeler Birliği Başkanlığı’na, spordan eğitime, 

sosyal ve kültür faaliyetlere kadar birçok başlığın 

yer aldığı hizmeti detaylı şekilde anlattı. 

“2018’DEN BU YANA KONYA GENELİNDE 10 

MİLYAR 783 MİLYON LİRAYI AŞKIN YATIRIM 

YAPTIK” 

Büyükşehir olarak 2022 yılında 28 ilçede yaptıkları 

toplam yatırım tutarını 1 milyar 682 milyon lira 

olarak açıklayan Başkan Altay, “Göreve geldiğimiz 

günden bu yana 28 ilçemize kazandırdığımız yatırımların 

toplam tutarı 4 milyar 970 milyon lira oldu. 

‘Konya Modeli Belediyecilik’ anlayışıyla göreve geldiğimiz 

2018 yılından bugüne kadar ise; 31 ilçemizde 

10 milyar 783 milyon lirayı aşkın yatırım yaptık. Şehrimiz 

için hayırlı, uğurlu olsun.” dedi. 

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A TEŞEKKÜR 

ETTİ 

Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023 yılında da Konya 

Modeli Belediyecilik anlayışıyla tüm bu çalışmaların 

üzerine koyarak, hizmet standartlarını çok daha üst 

seviyelere taşıyamaya ve Konya’yı her alanda yıldızı 

parlayan bir şehir haline getirmeye devam edeceklerini 

dile getiren Başkan Altay konuşmasını şu sözlerle 

tamamladı: “Ülke olarak Cumhurbaşkanımız Sayın 

Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye Yüzyılında 

şahlanışın yankılarına hep birlikte şahit olurken, 

Konya’mızı bu yüzyılın incisi yapmaya kararlıyız. Yeter 

ki kalplerimiz birlik ve beraberlik içinde Selçuklu 

Darü’l Mülkü Konya için atmaya devam etsin. Güçlü 

bir Konya için her zaman en büyük destekçimiz olan 

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a 

sonsuz şükranlarımızı sunuyorum. Yine yaptığımız 

çalışmalarda destekçimiz olan Genel Başkan Yardımcımıza, 

bakanlarımıza, milletvekillerimize, Belediye 

Başkanlarımıza, AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi 

ve Büyük Birlik Partisi teşkilatlarına, aziz hemşehrilerime 

ve çalışma arkadaşlarıma yürekten teşekkür 

ediyorum. Konya’ya hizmet noktasında daima en ön 

saflarda yer alan, hemşehrimiz, Çevre, Şehircilik ve 

İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum’a 

da ayrıca teşekkürlerimi iletiyorum.” 

www.konya.bel.tr 


13

HABER 

14 

Selçuklu Belediyesi Çevre Şehircilik ve 

İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 

yürütülen Sıfır Atık Projesi kapsamında 

“İklim ve Gençlik” temasıyla 

düzenlenen 3. Sıfır Atık Zirvesi ve Ödül 

Töreni’nde “Atık Kumbaram” projesi 

ile ödül aldı. 

Başkan Pekyatırmacı ödülü Emine Erdoğan’dan aldı 

SELÇUKLU BELEDİYESİ’NİN “ATIK KUMBARAM” 

PROJESİNE ANLAMLI ÖDÜL 

Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, ödülü Emine Erdoğan Hanımefendi’nin 

elinden aldı. Başkan Pekyatırmacı, “Selçuklu Belediyesi olarak sıfır atık çalışmalarında öncü 

olmaya, bundan sonra da devam edeceğiz’’dedi. 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 

bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Sıfır Atık Zirvesi 

ve Ödül Töreni”ni Emine Erdoğan’ın katılımıyla İstanbul 

Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Bu 

yıl ki teması “İklim ve Gençlik” olan zirve doğaseverleri 

ve sıfır atık seferberliğine gönül veren kurumları 

bir araya getirdi. Paneller, söyleşiler, müzikal sergilerin 

yanı “Sıfır Atık 5. Yıl Filmi” ile de dolu dolu geçen 

program ödül töreni ile son buldu. 

Sürdürdüğü örnek sıfır atık çalışmaları ile takdir toplayan 

ve bu alanda Türkiye’nin ilk sıfır atık belgesine 

sahip belediyesi ünvanını elinde bulunduran Selçuklu 

Belediyesi de bu anlamlı zirvede ödül almayı başardı. 

Selçuklu’nun son dönemde hayata geçirilen ve büyük 

beğeni alan “Atık Kumbaram” 

Projesi’ne verilen anlamlı ödülü Selçuklu Belediye 

Başkanı Ahmet Pekyatırmacı,Cumhurbaşkanı Recep 

Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’nin 

elinden aldı. 

Başkan Pekyatırmacı: “Selçuklu Belediyesi olarak sıfır 

atık çalışmalarında öncü olmaya, bundan sonra da devam 

edeceğiz” 

Selçuklu Belediyesi olarak her zaman sıfır atık çalışmalarında 

öncü olduklarını ve yerel yönetimlerde bu konuyla 

alakalı belge alan ilk belediye olduklarını ifade 

eden Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı: 

“ Türkiye’deki sıfır atık çalışmalarının beşinci yılında 

üçüncü Sıfır Atık Zirvesi’nde Haliç Kongre Merkezi’ndeydik. 

Burada Çevre Şehircilik Bakanımız Sayın 

Murat Kurum ve Emine Erdoğan Hanımefendi’yle birlikte 

bu zirveye biz de Selçuklu Belediyesi olarak katıldık. 

Bununla birlikte çok sayıda çalışmayı aynı anda 

yürütüyoruz. Sitelerimizde geri dönüşümle ilgili kafes 

uygulamalarını başlattık. Bütün okullarımızda eğitim 

faaliyetlerini sürdürdük yine aynı şekilde okullarımızda 

geri dönüşümle ilgili kutu faaliyetlerini başlattık. 

Kurumlarda ve diğer sitelerde, otellerde, alışveriş merkezlerinde 

geri dönüşüm kabinlerini yerleştirdik. 

Son yaptığımız çalışmalar kapsamında da “Atık Kumbaram” 

uygulamasıyla en iyi uygulama ödülünü almaya 

hak kazandık Selçuklu Belediyesi olarak. Konya’mızda 

oluşturduğumuz atık getirme merkezlerinde 

“Atık Kumbaram” uygulamasıyla birlikte vatandaşlarımızın 

getirdiği kağıt, plastik, metal, geri dönüştürülebilen 

atıkları alarak onların “Atık Kumbaram” kartlarına 

kullanabilecekleri, harcayabilecekleri miktarları 

yüklüyoruz ve vatandaşlarımızın ev ekonomisine katkı 

sağlamış oluyoruz. Bu uygulamayla birlikte iyi uygulama 

ödülünü Selçuklu Belediyesi olarak almaya 

hak kazandık. 

Ben sıfır atık çalışmalarında çok büyük destekleri olan 

Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’ye özellikle teşekkür 

etmek istiyorum. Yine Çevre Şehircilik ve İklim 

değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum’a sıfır atık 

uygulamalarında bize her zaman verdiği desteklerden 

dolayı özellikle teşekkür etmek istiyorum. Selçuklu Belediyesi 

olarak sıfır atık çalışmalarında öncü olmaya, 

bundan sonra da devam edeceğiz.” şeklinde konuştu. 

“Atık Kumbaram” projesi ile ilçede belirlenen noktalarda 

yer alan kumbaralara kağıt-karton, plastik, cam 

veya metal gibi geri dönüşebilen katı atıkların toplanması 

ile hem ülkemizin hem de vatandaşların ev ekonomisine 

katkı sağlanıyor. 

www.selcuklu.bel.tr 


15

HABER 

16 

Konya, Cumhuriyet tarihinin 

ihracat rekorunu kırdı 

Konya Sanayi Odası (KSO) Başkanı Mustafa Büyükeğen, 

Konya’nın 2022 yılı ihracat rakamlarını 

değerlendirdi. Konya’nın 2022 yılında 3 milyar 262 

milyon 160 bin dolar ile Cumhuriyet tarihinin ihracat 

rekorunu kırdığının altını çizen Büyükeğen, 

“Cumhuriyetimizin 100. yılına girerken bu başarıya 

imza atarak hepimizin göğsünü kabartan 

Konyalı sanayicilerimizi ve çalışan kardeşlerimizi 

yürekten kutluyor, başarılarının artarak devam 

etmesini diliyorum” dedi. 

Açıklamasında Konya’nın tüm ekonomik zorluklara 

rağmen Türkiye’nin en başarılı üretim ve ihracat şehirlerinin 

başında geldiğinin altını çizen Büyükeğen, 

bu başarıların rakamlara da yansıdığını vurguladı. 

Büyükeğen, “Konya’mızın ihracatı 2016 yılından bu 

yana, 7 yıldır kesintisiz olarak artıyor. 2016 yılında 1.3 

milyar dolar ihracat yapan Konya’mız, 2022 yılında 

yüzde 8.9’luk artışla 3 milyar 262 milyon dolar ihracat 

gerçekleştirmeyi başardı” şeklinde konuştu. 

Makineciler liderliklerini korudu 

Konya ihracatının ilk sırasında 2022 yılında da 788 

milyon 931 bin dolar ihracat ile makine ve aksamları 

sektörünün geldiğini belirten Büyükeğen, “İhracatımızın 

ikinci sırasında 720 milyon 321 bin dolar ile 

otomotiv endüstrimiz, üçüncü sırada 281 milyon 883 

bin dolar ihracat ile demir ve demir 

dışı metaller sektörümüz, dördüncü 

sırada 278 milyon 555 bin dolar 

ihracat ile hububat, bakliyat, yağlı 

tohumlar ve mamulleri sektörümüz, 

beşinci sırada 214 milyon 901 

bin dolar ihracat ile iklimlendirme 

sanayi sektörümüz yer aldı” diye 

konuştu. 

Büyükeğen, Konya’nın 2022’de en 

fazla ihracat yaptığı ilk 10 ülke ile 

ilgili de şu bilgileri paylaştı: Irak, 

Almanya, Rusya, ABD, İtalya, Polonya, 

Cezayir, Romanya, İsrail ve Mısır. 

KSO ihracat odaklı çalışmalara devam edecek 

Konya Sanayi Odası olarak bugüne kadar olduğu gibi 

bundan sonra da Konya sanayisinin sürdürülebilir 

üretimine ve ihracatına katkıda bulunmak amacıyla 

yürüttükleri çalışmaların devam edeceğini aktaran 

Büyükeğen, şunları söyledi: “Oda olarak şehrimizin 

ihracatta yakaladığı başarı ivmesinin artarak devam 

etmesi için ihracat odaklı çalışmalar yürütmeye 2023 

yılında da aralıksız devam edeceğiz. Sanayicilerimizle 

birlikte yürüttüğümüz yurt dışı iş gezilerimizi, B2B-ikili 

iş görüşmelerimizi sürdüreceğiz. İhracat yapan 

veya yapmak isteyen firmalarımıza rehberlik eden, 

mentörlük yapan İhracat Destek Ofisimizin çalışmalarını 

da geliştirmeye devam edeceğiz.” 

www.kso.org.tr 


17

HABER 

18 

KARATAY’DA VATANDAŞ MEMNUNİYETİ TESCİLLENDİ 

TSE’DEN KARATAY BELEDİYESİ’NE 

“VATANDAŞ MEMNUNİYETİ YÖNETİM SİSTEMİ BELGESİ” 

Mahmut Sami Şahin; “Karatay Belediyemiz, vatandaşlarımıza 

verdiği hizmetlerde belli bir standardın 

belli bir kalitenin, hizmet verdiği kesimlerden 

gelen talep, öneri ve şikâyetlerin daha disiplinli 

bir şekilde değerlendirilerek hizmet kalitesine 

yansıtılması ile ilgili kuralların uygulanması noktasında 

bir yönetim sistemini de artık uyguluyor. 

Karatay Belediyesi zaten bu manada belediyecilikte 

örnek bir ilçemiz. Bu belge ile de birlikte artık 

belli bir kurallar ve standartlar çerçevesinde uygulanmış 

olmasını da sağlamış olacak. Bu vesileyle 

Karatay Belediyemizi ve başkanımızı kutluyorum” 

ifadelerini kullandı. 

BELEDİYE OLARAK STANDARDI OLDUK- 

ÇA YÜKSEK BİR BELEDİYECİLİK ANLAYI- 

ŞIYLA İLÇEMİZE HİZMET EDİYORUZ 

Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, kendisi 

de bir Konyalı olan TSE Başkanı Mahmut 

Sami Şahin’i Karatay’da ağırlamaktan duyduğu 

memnuniyeti dile getirerek, TS 10002 Vatandaş 

Memnuniyeti Yönetim Sistemi Belgesi’nin kendilerine 

ayrıca bir sorumluluk yüklediğini belirtti. 

Başkan Hasan Kılca şunları aktardı; “Belediye 

olarak hizmetlerimizin merkezine her zaman 

insanımızı koyduk ve bu anlayışla ilçemize hizmet 

ediyoruz. Çünkü vatandaş memnuniyeti bizim 

için son derece önemli. Aldığımız TS 10002 

Vatandaş Memnuniyeti Yönetim Sistemi Belgesi 

de hemşehrilerimize ve ilçemize standartları 

çok daha yüksek bir belediyecilik anlayışıyla 

hizmet etme yükümlülüğünü getiriyor bizlere. 

Zaten bizler, yıllardır Karatay Belediyesi olarak 

bu anlayışla hizmet ediyoruz. Bugüne kadar olduğu 

gibi bundan sonra da hemşehrilerimize 

aynı anlayışla hizmet etmeyi sürdüreceğiz.” 

İnsan odaklı belediyecilik anlayışıyla hizmetlerini sürdüren ve vatandaşın memnuniyetini her şeyin 

önünde tutan Karatay Belediyesi, gerçekleştirdiği çalışmalarla TSE’den “TS ISO 10002 Vatandaş 

Memnuniyeti Yönetim Sistemi Belgesi” almaya hak kazandı. Belgeyi TSE Başkanı Mahmut Sami 

Şahin’den alan Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca; “Karatay Belediyesi olarak standardı oldukça 

yüksek bir belediyecilik anlayışıyla ilçemize hizmet ediyoruz” dedi. TSE Başkanı Mahmut Sami 

Şahin ise Karatay Belediyesi’nin hizmetleriyle belediyecilikte örnek olduğunun altını çizdi. 

Yüksek performanslı, daha verimli ve kaliteli hizmet 

verme anlayışıyla hareket eden Karatay Belediyesi, 

Türk Standartları Enstitüsü tarafından yerel yönetimlere 

de verilen “TS ISO 10002 Vatandaş Memnuniyeti 

Yönetim Sistemi Belgesi” almaya hak kazandı. 

Belgenin takdimi için Karatay Belediyesi’ni Genel 

Sekreter Yardımcıları İlhami Aktürk, Mustafa 

Koca ve Güvenir Kaan Esen ile birlikte ziyaret 

eden TSE Başkanı Mahmut Sami Şahin, Karatay 

Belediye Başkanı Hasan Kılca ile bir araya geldi. 

TSE Başkanı Mahmut Sami Şahin, yürütülen 

çalışmalar ve personele yönelik verilen eğitimler 

sonucunda Karatay Belediyesi’nin almaya hak 

kazandığı “TS ISO 10002 Vatandaş Memnuniyeti 

Yönetim Sistemi Belgesi”ni Karatay Belediye Başkanı 

Hasan Kılca’ya takdim etti. 

KARATAY BELEDİYESİ, BELEDİYECİLİKTE 

ÖRNEK BİR İLÇEMİZ 

“TS ISO 10002 Vatandaş Memnuniyeti Yönetim 

Sistemi Belgesi”nin, hizmet sunan tüm kamu kurum 

ve kuruluşlara verilebildiğini belirten TSE Başkanı 

Mahmut Sami Şahin, Karatay Belediyesi’nin 

çalışmalarıyla örnek bir belediye olduğunun altını 

çizdi. 

www.karatay.bel.tr 


19

HABER 

20 

YAKA SOSYAL TESİSİ 

HIZLA YÜKSELİYOR 

Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, hızla yükselen Yaka Sosyal Tesisi inşaatında 

incelemelerde bulundu. Yapımı Konya Büyükşehir Belediyesi ile Meram 

Belediyesi tarafından gerçekleştirilen tesisin temelinin kısa zaman önce atılmış olmasına 

rağmen hızla yükseldiğini ifade eden Başkan Mustafa Kavuş, “Hedefimiz, 

2023 bitmeden tesisi vatandaşlarımızın hizmetine sunabilmek” diye konuştu. 

Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, yapımı 

Konya Büyükşehir Belediyesi ile Meram Belediyesi 

tarafından gerçekleştirilen Yaka Sosyal Tesisi 

inşaatında incelemelerde bulundu. İnşaat süreci 

hakkında yetkililerden bilgi alan Başkan Kavuş, 

temel atılmasının üzerinden çok uzun bir zaman 

geçmemesine rağmen gelinen noktanın sevindirici 

olduğunu ifade etti. 

BAŞKAN KAVUŞ; “TAKVİMDE 

BİR ŞAŞMA OLMASIN DİYE SIK SIK 

KONTROLDEYİZ” 

Konevi Kültür Merkezi’nin bundan altı yıl önce 

yaşanan yoğun kar yağışları nedeniyle büyük 

hasar gördüğünü hatırlatan Başkan Mustafa Kavuş, 

tesisin yeniden hayata geçirilmesi için gereken 

zorlu hukuki sürecin tamamlanarak Konya 

Büyükşehir Belediyesi ile birlikte inşaat sürecine 

geçildiğini ifade ederek, “Bünyesinde yüzme havuzu, 

çocuk havuzu, sauna, hamam, hem erkekler 

hem bayanlar için spor alanları, marketi, işyerleri, 

gençlik ve etüt merkezi ile emekliler lokali bulunan 

Yaka Sosyal Tesisimizin temelini bundan iki 

ay önce atmıştık. Havaların da müsaade etmesiyle 

inşaatımız hızla yükseliyor ve şu an itibariyle inşaat 

yüzde yirminin üzerine çıktı. İnşatın bir an 

önce tamamlanarak vatandaşlarımızın buradan 

yararlanmasını temenni ediyoruz. Bu hedefi tutturabilmek 

ve iş takviminden şaşmamak adına 

ara ara kontrollerini ve denetimlerini ekiplerimiz 

ile birlikte gerçekleştiriyoruz. Şu an gelinen nokta 

hepimiz için sevindirici. Bir aksilik yaşanmaması 

durumunda 2023’ün sonuna kalmadan bu tesisi 

hizmete açmış olacağız. Allah kazasız belasız tamamlamayı 

ve hizmete açmayı nasip etsin” diye 

konuştu. 

www.meram.bel.tr 


21

KÖŞE 

22 

Mustafa TATLISU 

tatlisumustafa@gmail.com 

Haber Dairesi Yönetim Kurulu Başkanı 

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI 

Ya olacağız ya da öleceğiz. 

Ya kalkınacağız ya da yerimizde sayacağız. 

Ya uçacağız ya da çakılacağız. 

Gemiyse bu, hepimiz aynı gemideyiz. 

Uçaksa, hepimiz aynı uçaktayız. 

Cepheyse, hepimiz aynı cephedeyiz. 

Düşman ortak. 

Kimi dışarıdan kimi içeriden. 

Dışarıdakiler genetiğinin gereğini yapıyor. 

Ne Türk’ün Türk’ten başka dostu var. 

Ne Müslüman’ın Müslüman’dan başka kardeşi var. 

Ne ABD büyümemizi, 

Ne İsrail olmamızı, 

Ne Almanya serpilmemizi, 

Ne Fransa filizlenmemizi ister. 

80 Yıllık sorunları birikmiş Türkiye’yi büyütmek 

kolay değil. 

Bayrak ipinden başka üretimi olmayan bir ülke. 

Silahı Amerika’dan, istihbaratı İsrail’den. 

Etrafı düşmanlarla çevrili stratejik bir vatan. 

Kim; 

Uçağımız olsun, 

Helikopterimiz olsun, 

Uydumuz olsun, 

Silahımız olsun, 

Gemimiz olsun, 

Otomobilimiz olsun, 

Füzemiz olsun, 

Teknolojimiz olsun, 

İHA’mız olsun, 

SİHA’mız olsun, 

İnsansız SAVAŞ UÇAĞI’mız olsun ister. 

Son yirmi yıl düşmanları ürküttü. 

Terörü bitirmiş, bitirmek üzere olan bir ülke. 

Azerbaycan Ermenistan savaşını kazanan bir ülke. 

Libya’da, Suriye’de, Mısır’da, Afrika Ülkelerinde 

etkin bir ülke. 

Mavi Vatan Akdeniz’de Karadeniz’de doğalgaz çıkaran 

bir ülke. 

Dünyayı girdiği gıda krizinden kurtaran bir ülke. 

Abdülhamit’i istemeyenler bugün de Erdoğan’ı istemiyor. 

O gün Kızıl Sultan diyenler bugün aynı ailelerin 

çocukları. 

CHP’den mi büyük Türkiye demesini, 

İYİ PARTİ’den mi , HDPKK’dan mı, Menderesi 

asanlarla kucak kucağa oturan Demokrat Parti’den 

mi, kimden büyük Türkiye demesini bekliyoruz? 

15 Temmuz’a kalkışanlar bugün altılı, yedili masayı 

kuranlar değil mi? 

SSK’yı batıranlar, milleti yollarda öldürenler, ilaç kuyruklarında 

aylarca bekletenler, hastahanelerde rehin 

tutanlar, başörtüsüne düşman olanlar, kızlarımızı 

okul kapılarından geri çevirenler, sakalından, inancından 

dolayı askeri alanlara müsaade etmeyenler, 

deprem paralarını memur maaşı olarak ödeyenler, 50 

sente muhtaç edenler, 

İMF’yi davet edenler, 80 Bin evladımızı şehit edenler, 

fakru zaruret içinde yaşamayı reva görenler, patates, 

soğan oyunları oynayanlar, 28 Şubat’ı yapanlar, sanayiciye, 

üreticiye, çiftçiye, paraya renk verenler bunlar 

değil miydi? 

14 Mayıs Türkiye’de içerideki ve dışarıdaki düşmanlara 

dur demenin tarihi. Yeter Söz milletin demenin 

tarihi. 70 yıl sonra aynı fırsat önümüzde duruyor. 

Gençlere gelecek doğuyor. Dünyaya ‘Türkiye Yüzyılı’nı’ 

gösterme zamanı. 

Yüzüstü çok süründün ayağa kalk TÜRKİYE 

deme zamanı. 


23

KAPAK KONUSU 

24 

Beyzat Aksoy 

3M KAYIŞ, 35 yıllık tecrübeyle 

Türkiye’de ve dünyada 

güç ve hareket aktarma 

ürünlerinin imalatını ve 

satışını yapmaktadır. 

2014’te sektörün uluslararası 

arenadaki prestijli 

firması Optibelt GmbH’in 

distribütörlüğünü alan, 

2017 yılında ise Time 

Power ve Handerbelt markalarını 

3M Kayış bünyesine 

katarak ürün portföylerini 

sürekli genişleten 

firma sektöründe oldukça 

iddialı... 

3M Kayış’ı Yönetim Kurulu 

Başkanı Muammer Kürkçü 

ile konuştuk. 

“Türkiye’de alanımızda rakibimizin 

olduğunu düşünmüyorum. 

Sektörün en dinamik firması olarak, 

uluslararası sektörde saygın, sağlam 

ve güvenilir bir konuma sahibiz” 

Firmanızın kuruluş hikâyesini bizlerle paylaşır 

mısınız? 

Serüvenimiz 36 yıllık tecrübemizle güç aktarım 

ürünleri ile Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok 

ülkesinde markalaşan KYS Power Transmission 

Parts ile başladı. 2014 yılında dünya markası olan 

Optibelt GmbH’nin Türkiye distribütörlüğünü almamız 

ile birlikte 3M Kayış Dış Tic. San. Ltd. Şti. kurulmuştur. 

3M Kayış olarak, güç aktarma elemanları 

sektöründe lider olan KYS Power Transmission Parts 

firmasıyla kardeş firma olup aynı bünyede müşterilerimize 

hizmet vermekteyiz. 

Hangi sektörlere hizmet vermektesiniz? 

3M Kayış Dış Ticaret Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, 

alanında uzman teknik personeliyle donatılmış 

ve uzun yılların sektör tecrübesine sahip olan bir 

şirket olmasının yanı sıra, 40’a yakın ülkeyle ticaret 

yapmaktadır. Bu sayede, Avrupa ve Ortadoğu bölgelerine 

hizmet verirken bir köprü gibi görev yapmak- 





25

KAPAK KONUSU 

26 

tadır. Özellikle Türkiye ve dünya çapında müşterilerine 

hizmet vermeyi amaçlayan 3M Kayış, değirmen 

makine üreticileri, un fabrikaları, değirmenler ve 

madencilik sektörleri gibi endüstriyel uygulamalar 

için ihtiyaç duyulan güç ve hareket aktarma ürünlerini 

satışa sunmaktadır. Bu sayede, kaliteli ürünler 

ve profesyonel hizmet anlayışıyla tecrübesinden söz 

ettirmeyi başarmıştır. 

Biz, 3M Kayış olarak hizmet verdiğimiz her sektörde 

kalite ve güveni ön planda tutarak, müşterilerimizin 

verdiği destek sayesinde hızla büyüyerek ürün portföyümüzü 

her geçen gün artırmaktayız. Her müşterimizin 

istek ve taleplerini karşılamak adına farklı 

ve hızlı çözümler sunabilmek için teknik ekibimizin 

eğitimlerine de son derece önem vermekteyiz. 

3M Kayış olarak firmanızın ürün ve ürün 

grupları nelerdir? 

3M Kayış olarak, kayış ve güç aktarma organlarında 

yüksek performans ve yüksek kaliteli ürünleri sunmaktayız. 

Hizmet verdiğimiz her sektörde kalite ve güveni 

ön planda tutarak, müşterilerimizin verdiği destek 

sayesinde hızla büyüyüp ürün portföyümüzü her 

geçen gün artırmaktayız. Bunun yanı sıra, Avrupa’nın 

birçok noktasından Türkiye’ye ithal ettiğimiz elektrik, 

elektronik malzemeler ve elektrik motorlarının satışını 

da yapmaktayız. Bu sayede, müşterilerimize dünya 

standartlarında kaliteli ürünler sunabiliyoruz. 

Müşteri taleplerini karşılamak ve hızlı çözümler sunmak 

amacıyla, 3M Kayış 2017 yılında Time Power ve 

Handerbelt markalarını da bünyesine dâhil etmiştir. 

Bu sayede, firmamız bugün aranan bir marka haline 

gelmiştir. 

Değirmen sektörü başta olmak üzere, birçok endüstriyel 

uygulamada ihtiyaç duyulan yedek parçaların tedarikinde 

de hizmet vermekteyiz. 

Sizi rakip firmalardan ayıran özellikler neler? 

Yurtiçinde, değirmen makine üreticileri ve un fabrikaları 

sektörlerinde lider firma olmayı başarmış bir 

firma olarak alanımızda rakip bir firma görmüyoruz. 

Yurtdışında, Ortadoğu ve dünyanın birçok ülkesinde 

birçok sektörde hizmet vermekteyiz. Kısaca, sektörümüzün 

en dinamik ve güçlü firmasıyız. Sektörde 

saygınlığımız, sağlamlığımız ve güvenirliliğimiz konusunda 

tescil edilmiş bir konumumuz vardır. 

Yakın zamanda hayata geçirmeyi planladığınız 

yatırımlar nelerdir? 

Şu an itibari ile kalıp ve makine yatırımlarına başlamış 

olduğumuz tüm kaplin çeşitlerini Time Power 

markası ile üretmeye başlamayı planlıyoruz. Bu sayede, 

müşterilerimize daha yüksek kaliteli ürünler 

sunabilme fırsatına sahip olacağımızdan dolayı, bu 

yatırımlarımızla birlikte, gelecekte daha da büyümeyi 

ve müşteri memnuniyetini artırmayı hedefliyoruz. 

Kayışlardaki problemler ve bunların 

giderilmesi hakkında neler söylemek 

istersiniz? 

Güç aktarımında kullanılan bu ürünler yerinde uygun 

montajı yapılmadığında istenilen verim elde 

edilemez. Bu sebepten dolayı uygun kayış seçilmeli, 

kayışın gerginliği iyi ayarlanmalı, bakımları sırasında 

ürünlere gerekli destek verilmeli tozdan ve kirden 

arındırılmalıdır. Kayışın ömrünü etkileyen en önemli 

husus çalışma koşullarıdır. Yağa dayanıklılığı, aside 

dayanıklılığı, suya dayanıklılığı, sıcaklığa dayanıklılığı, 

alkali dayanıklılığı gibi çalışma koşulları kayışın 

ömrünü belirlemektedir. 

Kayışlarda sorun çıktığında, bir kasnakta kaç kayış 

olursa olsun hepsi değiştirilmelidir. Eski ve yeni kayışlar 

birlikte çalıştırılmamalıdır. Ayrıca, farklı markaların 

kayışları aynı yerlerde kullanılmamalıdır. 

Kayış kasnakta çok gergin olursa, zamanla yataklanma 

yerlerini bozar ve motorun fazla akım çekmesine 

neden olur. Bu nedenle, çektiği enerji de fazla olur. 

Diğer yandan, düşük gerginlik ise patinaja ve yüksek 

ısıdan kaynaklı olarak kayışın kopmasına sebep 

olur. Kayışlar değiştirilirken, tornavida, keski, levye 

ve çubuk gibi araçlar kullanılmamalıdır. Doğru 

değiştirme şekli ise, hareketli kasnağı diğer kasnağa 

ilerleterek oluşan boşluktan kayışları çıkarmaktır. 

Depolanma konusunda da birkaç şey belirtmek istiyorum. 

Öncelikle, kayışların rutubetsiz, güneş ışınlarından 

uzak, sıcaklığın stabil olduğu yerlerde depolanması 

lazım. Depolama şekli, kancalara takılıp 

gergin olacak şekilde olmalıdır. Uzun kayışlar ise, 

fazla katlanmadan depolanmalıdır. Uygun şartlarda 

saklama süresinin maksimum 5 yıl olduğunu kesinlikle 

bilmemiz gerekmektedir. 

Hızla gelişen teknoloji karşısında firma 

olarak nasıl bir pozisyon alıyorsunuz? Kayış 

endüstrisinin geleceğini teknolojik yenilikler 

bağlamında değerlendirebilir misiniz? 

Tedarikçi bir firma olarak, gelişen teknoloji karşısında 

oluşabilecek her türlü ihtiyaca cevap verebilmek 

“Türkiye’de rakibimiz yok, 

öncüyüz” 

adına kendimizi sürekli gelişen teknolojiye odaklayarak 

bu doğrultuda, en yeni ürünleri ve çözümleri 

müşterilerimize sunmayı hedefliyoruz. Bu sayede, 

müşterilerimizin ihtiyaçlarına en uygun ürünleri 

sunarak onların işlerini daha verimli hale getirmeyi 

amaçlıyoruz. 

Şu an distribütörlüğümüz bulunan Optibelt markası 

gelişen teknoloji ile güç aktarma elemanlarında oluşabilecek 

her türlü ihtiyaçları sektördeki rakiplerinden 

önce karşılamaktadır. Dolayısıyla kayış endüstrisinin 

geleceğini teknolojik yenilikler bağlamında 

değerlendirdiğimizde işimizi öncü konumda sürdürmeye 

devam edeceğimizi öngörüyoruz. 


27

KAPAK KONUSU 

28 

‘‘Müşterilerimize, ihtiyaçları 

doğrultusunda doğru ürünü sunmak 

her zaman önceliğimizdir’’ 

Müşterilerinizin sizi tercih etme 

nedenlerinden bahseder misiniz? 

Bizi öne çıkaran özelliklerimiz arasında, dürüstlük 

başta olmak üzere, kaliteli ürünü anında bulabilme, 

daima güçlü stok, sorunsuz ürün ve sorunsuz sevkiyat 

yer almaktadır. 

Müşterilerimize, ihtiyaçları doğrultusunda doğru 

ürünü sunmak her zaman önceliğimizdir. Bunun 

yanı sıra, geniş ürün yelpazesine sahip olmamız, 

yüksek performanslı ve kaliteli ürünleri kapsamlı 

araştırmalar sonucunda en uygun fiyata sunmamız, 

hızlı geri dönüş sağlamamız, satış sonrası hizmetlerimiz 

ve daima çözüm odaklı olarak teknik hizmet 

sağlayan ekibimiz tercih sebepleri arasındadır. 

Son olarak, müşterilerimizin memnuniyetini sağlamak 

ve ürün tedariklerini en iyi şekilde karşılamak 

için, ekibimizle birlikte çalışarak, müşterilerimize 

daima en iyi hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Bizi tercih 

eden müşterilerimizin memnuniyeti, bizim en 

büyük kazancımızdır ve bu nedenle her zaman müşteri 

memnuniyetini ön planda tutarak çalışmaya devam 

edeceğiz. 

www.3mkayis.com 


29

30 


31

RÖPORTAJ 

32 

Beyzat Aksoy 

ALİ ONUR KAHRAMAN İNŞAAT FİRMA SAHİBİ 

Ali Onur KAHRAMAN 

Genel olarak hep Selçuklu bölgesinde çalıştık. Biz 

şirket olarak 1990 yılından bu güne yaklaşık üç 

bini geçgin konut ürettik. Elhamdülillah şunu rahatlıkla 

söyleyebilirim ki şu an 3 bin konutun içerisinde 

bir tek iskansız binamız yok. Biz başladığımız 

sene içerisinde projemizi bitiririz, iskanını 

alırız, müşterimize teslim ederiz, sorunsuz inşaat 

anlayışıyla yapılarımız devam ediyor. 

Şu anda devam eden projeleriniz neler bunlar 

hakkında bilgi verir misiniz? 

Tabi, İstanbul yolu üzerinde bulunan Japon parkını 

geçince Mahal Sancak projemiz var. Proje 30 

daireden oluşuyor, Dairelerin tamamı 3+1 olarak 

planlandı. Bu sitede ki hedefimiz 200- 300 dairelik 

bir sitede bulunan tüm imkanları daha minimal 

projelerde de uygulayabilmek. Yani şu an o 

projemizde yemek odası, çocuk odası, kiler, ebeveyn 

banyosun, giyinme odası, kapalı otopark, 

asansör, yerden ısıtma, bireysel kombi, güvenlik, 

yürüyüş parkuru v.b özelliklerimiz mevcut ayrıca 

sitemizin içinde çocuk oyun alanları, kamelyalar 

gibi sosyal alanları da dahil ederek kullanışlı bir 

hale getirmeye çalıştık. 

Yaptığınız projelerde nelere dikkat 

ediyorsunuz? 

Benim yaptığım projelerde en çok kullanışlılık, 

erişebilirlik ve minimal metre karede maksimum 

kullanışlılık dikkat çeker. Örneğin 120 m2 net daireyle 

benim 100 m2 net çıkaracağım daire aynı 

kulanım alanlarına sahip olabiliyor, biz sadece 

ufak alanlarda büyük çözümler üretmeye çalışıyoruz. 

Herkesin bildiği üzere inşaat sektöründe maliyetlerimiz 

inanılmaz derecede arttı bu da haliyle 

ürettiğimiz proje fiyatlarına yansıdı. Biz firma 

olarak buna şöyle çözüm getirdik; kullanılmayan 

alanların metre karesini küçültüp yoğun kullanılan 

alanları geniş tuttuk. Böylelikle hem ısınma 

maliyetlerini düşürdük hem de hanımların temizlik 

için harcadıkları zamanı azalttık. 

Ali Onur Kahraman İnşaat’ın genç ve dinamik firma sahibi Ali Onur Kahraman ile firması 

ve inşaat sektörü hakkındaki röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz. Keyifli okumalar... 

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 

İsmim Ali Onur Kahraman, 1994 Konya doğumluyum. 

Selçuklu’da doğdum, Selçuklu’da büyüdüm, 

Selçuklu’da yaşıyorum. Proje alanlarım da 

Selçuklu’da. Selçukluyu seviyoruz, sevdiğimiz 

bir muhit. Evliyim bir kızım var 5 yaşında. Ben 

sektörün içinde büyüdüm sayılır, çocukluğumdan 

itibaren sektörün içindeyim diyebilirim. Biz 

firma olarak 3 nesildir inşaat sektörünün içindeyiz. 

Dede, baba ve torun olarak ben sektörde 3. 

kuşak olarak devam ediyorum projeler üretmeye. 

Kahraman İnşaat nasıl kuruldu? 

Kahraman İnşaat 1989- 1990 yıllarında dedem 

Ali Tahir Kahraman tarafında kuruldu. O dönemlerde 

babam ve amcalarım da vardı, yaklaşık 

20 yıl kadar beraber Kahraman İnşaat çatısı 

altında devam ettik. Ben 2016 yılında ayrıldım 

ve 2017 yılında de kendi firmamı kurdum. 2016 

yılından sonra dedem ve babam da kendi firmalarını 

kurdular, dedem 2 yıl önce, babam 1 yıl 

önce emekli oldu. Şu an ailenin mesleğini devam 

ettiren tek üyesiyim. 

Şirketinizin daha önce tamamladığı 

projeler neler? 


33

RÖPORTAJ 

34 

Biz firma olarak genel olarak kullanılmayan 

alanları küçültüp kullanışlı alanlar haline getirerek 

yoğun sirkülasyon alan odalarımıza ekleriz, 

mutfaklar gibi mesela. Ben Yazır Mahallesinde 

ki bir projemizin tabelasına 3,5+1 diye 

yazdırmıştım ve çok ses getirmişti mesela. Güne 

en az on kişi ‘’ buçuğu ne?’’ diye sormak için arıyordu. 

Konya’da 3,5+1 daire adlandırmasını ilk 

oluşturan benim. 

Buçuk nedir? Diye burada anlatayım; biz projelerimizde 

mutfağa bir de yemek odası ekledik 

bunun da adını buçuk koyduk, yani 3,5+1 daire 

yaptık. Bizden sonra Konya’da herkes 3,5+1 daire 

yapmaya başladı. 

Bu arada bende bunu kendim keşfetmedim, takip 

etiğim bazı ünlü mimarlar, bazı ünlü projeler 

var oradan gördüm ve kendi projelerim için 

esinlendim. Sektörümle ilgili araştırma yapmayı 

çok seviyorum ve sadece Konya’nın değil 

dünyanın takip etiği projeleri takip edip, araştırarak 

kendi projelerimde uygulamaya çalışıyorum. 

Renk konusunda çok aykırı renkler kullanıyorum, 

şu an misal söylüyorum kullandığım 

zümrüt yeşil var ve iki yıl önce bunu ilk kez ben 

kullandım projelerimde. 

Şu an Konya’da ki bir çok müteahhit bunu kullanıyor, 

Selçuklu için konuşuyorum. Karatay’da da 

benim yaptığım binaların kopyala yapıştır aynısını 

yapan müteahhitler var. Hani bir laf var; yanlış 

hatırlamıyorsam Albert Einstein ‘’Takdir ediliyorsan 

değil, taklit ediliyorsan başarmışsın demektir’’ 

der, yani biz birçok noktada taklit ediliyoruz, bu 

da bizim için övünç kaynağı. Mesela Konya’da dış 

cephede taş uygulamasını da 2016 yılında ilk yaptığım 

binaların birinde dış cephede kullanmıştım. 

Konya’da hiç kimsede taş uygulaması yokken yine 

bir akımın da öncülüğünü yaptık diyebilirim. 

Sektörünüzde karşılaştığınız zorluklar var 

mı? Şirket olarak bu zorluklarla nasıl başa 

çıkıyorsunuz? 

İnşaat sektörüne dışarıdan bakan ‘ya işte inşaat 

yapılıyor’ der, işin içine giren herkes ‘aman Allah 

korusun bir daha mı, asla’ der. Yani şu an insanların 

zanaatkârlığa saygısı kalmadı, biz özellikle 

usta bulmakta çok zorluklar çekiyoruz, çünkü önceden 

hani babalarımızın çağında diyelim insanlar 

çocuklarının altın bir bileziği olsun istiyordu. 

Diyordu ki ‘’bir sanayiye gitsin zanaat öğrensin, 

bir ustanın yanına veriyim bir işçilik öğrensin’’ şu 

an herkes diyor ki ‘’benim çocuğum okusun memur 

olsun amir olsun’’ ama bu yaklaşım da yeni 

zanaatkarların yetişmemesinden dolayı nitelikli 

usta bulmamızı zorlaştırıyor. Yani şu an inşaatlarımızda 

en büyük problem nitelikli usta bulamamak 

ve bu da işçilik kalitesinin 

düşmesine sebep oluyor, biraz da 

rakamların daire fiyatlarının yükseğe 

çıkmasına. 

Onun haricinde de zaten bildiğiniz 

üzere 2022 yılı zor bir seneydi, 

en zorlandığımız kısımlardan 

biri malzeme tedariki. Paramızla 

malzeme bulamadık, yani malzeme 

tedarikinde ciddi problemler 

yaşıyoruz ve piyasadaki malzeme 

fiyatlarındaki dalgalanmalar bizi 

çok yıpratıyor. 

Örneğin simdi bir projeye başlıyorum, 

proje milyonları buluyor, 

30 - 40 milyonluk projelerde proje 

başı maliyet yapıyoruz sonuna geldiğimizde başladığımız 

maliyetle bitiş maliyeti tahminleri arasında 

%70’lik - %100’lük farklar çıkıyor bu da bizi 

ister istemez sermaye olarak çok büyük sıkıntılara 

sokuyor. 

İnşaat sektörünün gelişimini değerlendirecek 

olsanız bu konuda neler söylersiniz? 

Sektör özelikle son 3-4 sene içerisinde hızla değişti 

bence, çok güzel nitelikli projeler ortaya çıkmaya 

başladı. Konya’da özellikle bu son yıllarda müşteri 

odaklı projeler var bunun da sebebi insanların 

artık araştırıyor olması. İnternet diye elinde bir nimet 

var, bir giriyor projelere her şeyi görebiliyor, 

İstanbul’da ki projeleri Konya’da görmek istiyor. 

Önceden Konya’da müstakil evlerde 3 kardeş ailece 

yaşardı şuan öyle değil maalesef insanlar apartman 

hayatı istiyor ve bu apartmanda rahat etmek 

istiyor. Çocuğunu bahçeye rahtça oynasın istiyor, 

kendisini güvende hissetmek istiyor, güvenlik istiyor. 

Kendine ait bir evi olsun ama sosyal imkanları, 

sosyal alanları da olsun istiyor. Bu talepler de 

firmaların konut üretim şeklinin değişmesine sebep 

oluyor. 

Son olarak neler söylemek istersiniz? 

Son olarak Konya’da ki imarın baskılanması projelerin 

3 -4 kat seviyelerinde kalması biz inşaat 


35

RÖPORTAJ 

36 

3.5 + 1 Yemek Odası, Her Daireye Özel 1 Araçlık Kapalı, 

1 Araçlık Açık Otopark, Güvenlik, Koşu Parkuru, Çocuk Oyun Alanı, 

Kamelya, Ebeveyn Banyosu, Giyinme Odası 

firmalarının nitelikli proje üretmesinde ciddi engel 

teşkil ediyor. Bizim için şu an arsa maliyetleri çok 

yüksek, bu maliyetleri ucuzlatamazsak Konya’da 

ucuza daire bulamak artık hayal maalesef. Firma 

olarak biz çok geniş olmasına rağmen Selçuklu 

bölgesinde inşaat yapmak için arsa bulamıyoruz. 

Bizim buradan Belediyemizden ricamız; sağlıklı 

ve kaliteli projeler üretebilmemiz için imar genişletmesine 

gitmesi. Yani şöyle; biz 

yüksek katlılarda açıkçası daha 

kaliteli ve hesaplı imalat sunabiliriz. 

Ankara’ya bakın daire fiyatları 

daha ucuz. Niye? Ucuz arsa aralığı, 

daha geniş yüksek kat imar izinleri 

var. Bu da Konya’da aldığınız 3+1 

daire fiyatına Ankara’dan 4+1 daire 

alabilmenize sebep oluyor. 

Bir konuya daha değinmek istiyorum: 

Ali Onur Kahraman İnşaat 

bir projeye 2021 yılında başladı 

2022 yılında bitirdiyse, o yıl 

içerisinde tüm dairelerin satışını 

tamamlamış olur. Çünkü biz müşteri odaklı bir 

firmayız. Bir daireyi elimizde bekletelim daha çok 

para kazanalım mantığında değiliz. O dönemin, 

yılın trendlerine göre ürettiğimiz projenin satışını 

da tamamlayıp yeni projeler için kolları sıvıyoruz. 

www.alionurkahramaninsaat.com 

www.metropoldergileri.com 37 

0 555 278 11 11

RÖPORTAJ 

38 


39

HABER 

40 

SCORPION TRAILER 

Üretimde Hız Kesmiyor 

Yeniliklere ve değişiklere her zaman açık olan 

Harun Alım ve ekibi 2019 yılında yurt dışından 

gelen talepler doğrultusunda çalışma alanını 

genişletip müşterilerine daha iyi hizmet verebilmek 

adına üretim faaliyet alanını Konya Organize Sanayi 

Bölgesinde 8000 m2 fabrika alanına taşıyarak müşteri 

yelpazesini genişletip Scorpion adını başta Almanya, 

İspanya ve Ukrayna olmak üzere 20 den fazla Avrupa 

ülkesine duyurmuştur. 

Değişen ve gelişen dünya döngüsüne ayak uydurmak 

ve müşterilerinin taleplerine anında karşılık verebilmek 

için tüm gücü ile çalışan Scorpion Trailer kendi 

bünyesi içerisinde de birçok yenilik ve gelişime açık 

Harun Alım öncülüğünde 2009 yılında 

Konya’da faaliyetlerine başlayan Scorpion 

Trailer; başlangıç olarak lojistik firmaları, 

inşaat ve hafriyat alanında hizmet veren 

araçların tamir ve bakımını yaparak 

sektöre ciddi anlamda adımlarını atmaya 

başlamıştır. 

Misyonunu müşteri memnuniyeti esas 

alan Scorpion Trailer gelen talepler ve 

memnuniyet karşısında 2017 yılında trailer 

imalatı alanında faaliyetlerini sürdürmeye 

devam etmiştir. 

şekilde çalışmaktadır. 2022 yılında yalın üretim mantığını 

kendine hedef alan Scorpion Trailer üretim anlamında 

ciddi yenilik ve değişimlere adım atmış ve 

kadrosunu alanında uzman isimlerle genişleterek üretim 

mantığını bu sisteme adapte edebilmek adına var 

gücüyle çalışmaktadır. 

Üretimde her zaman başarıyı kovalayan Scorpion Trailer 

dengeli üretim ve müşteri taleplerini zamanında 

karşılayabilmek adına bünyesinde üretim planlama 

departmanını ,misyonu her zaman kaliteli ürün ve iyi 

hizmet olması sebebi kalite departmanını, müşterilerinin 

yanı sıra çalışan ekibinin daha nitelikli çalışanlarla 

devam edebilmesi ve mevut çalışanın haklarını adil 

bir şekilde koruyabilmek ve memnuniyetlerini 

sağlamak adına ise insan kaynakları departmanını 

kurmuştur. Mevcut departmanları ve yeni 

kurulan departmanları ile Scorpion Trailer gelişim 

ve yenilikleri hem müşterilerine hem ekibine 

ciddi şekilde yansıtmaktadır. 

Kurumsallaşma alanında ciddi adımlar atan 

Scorpion Trailer rakiplerinin aksine perspektif 

açıdan analiz yaparak piyasada adından söz ettirmeyi 

amaçlamaktadır. Müşteri odaklılığının 

yanı sıra uzman ekibini daha da genişleterek nitelikli 

ve donanım sahibi olmak için makine yatırımıyla 

birlikte insanada yatırımı amaçlayarak 

bünyesinde personellerine eğitim imkanını sağlamaktadır. 

Günden güne sağlam adımlarla büyüyen Scorpion 

Trailer 2021 yılında 60 çalışanı ile 385 , 2022 

yılında kadrosunu genişleterek 84 çalışanla 430 

araç üretimiştir. 2023 yılı hedefi nitelikli çalışanlarını 

arttırmayı amaçlayarak üretim hedefini 

850 araç olarak belirlemiştir. 

Harun Alın ve uzman ekibinin gelişim gösterdiği 

Scorpion Trailer yurt içinde 4. Oraganize sanayi 

bölgesinde ALM Damper çatısı altında faaliyetlerini 

devam ettirmektedir. 

www.scorpiontrailer.com 


RÖPORTAJ 

42 

Beyzat Aksoy 

yuvamız 

EĞİTİM KURUMLARI 

Bu sayımızda Yuvamız Eğitim 

Kurumlarını ziyaret ettik. 

Kurumun güler yüzlü, 

donanımlı, dinamik kurucusu 

Macit Burak Yılmaz bir yandan 

kurumu tanıtırken sorularımıza 

da içtenlikle yanıt verdi. Bu 

bilgilendirici söyleşimizi keyifle 

okumanızı dileriz 

YUVAMIZ EĞİTİM KURUMLARI 

Macit Burak YILMAZ 

@ yuvamizegitim 

@yuvamizegitim 

0552 352 57 37 

www. yuvamizegitim.com 

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 

Adım Macit Burak Yılmaz, 28 yaşındayım. Selçuk 

Üniversitesi İletişim Fakültesinde Lisans eğitimimi 

tamamladım, KTO Karatay Üniversitesi Çocuk Gelimi 

Bölümünde Yüksek Lisans yapıyorum. Ayrıca yine 

Selçuk Üniversitesinde İletişim Fakültesinde Çocuk Ve 

Ergen İletişimi konusunda da çalışmalarda bulundum. 

Mesleki anlamda ‘’Oyun Ve Resim Terapisti’’, ‘’İlişki 

Ve Evlilik Danışmanı’’ unvanlarına sahibim. Yine 

kendi alanımla ilgili olarak ‘’Adli Psikoloji Uzmanlığı’’ 

unvanına da sahibim. Sporun her branşını seviyorum, 

hayat boyu sporcu olmak gibi bir ilkem var, sporu en 

yoğun dönemlerimde bile bırakmadım. Okumak da 

insan olmanın ön koşulu gibi mesleki alanım başta 

olmak üzere yerli ve yabancı yayınları takip etmeyi seviyorum. 

Tabi benim için en önemlisi çocukları keşfetmek 

ve hayatlarına dokunabilmek. 

Anaokulu için başlangıç yaşı çocuktan çocuğa 

değişim gösterir mi? Bu konuda veliler 

nasıl bir yol izlemeli? 

Bence gösterir, ancak günümüzde bundan daha önemlisi 

çocukların okul öncesi çağlarda ihtiyaçlarını Okul 

Öncesi kurumlara emanet etmeden evvel evde ya da 

aile büyükleri ile giderebiliyor muyuz? Okul Öncesi 

kurumuna gitmeyen çocuk evde etkinlik yapabiliyorsa, 

akranlarıyla sosyalleşebiliyorsa, ekran bağımlılığı 

yoksa, günde 30 dakikadan fazla 3T’ye (TV, Telefon, 

Tablet) maruz kalmıyorsa, yeme içme konusunda sadece 

belirli yiyecekleri tüketmiyorsa evde kalabilir. 

Ama bu saydığımız maddelerden biri ve birkaçı sağlanamıyorsa 

çocuğun Okul Öncesi kuruma gitmesini 

önerebilirim. 

Kreşler, Yuvalar, Özel Kurumlar derken 

birçok seçenek mevcut günümüzde, aileler 

seçim yaparken nelere dikkat etmeli? 

Bu konuda birçok öneri yapılabilir ancak bence basit 

olarak aileler kurum seçimine giderken çocuklarla beraber 

gitmeli onların beğendiği kurumlara biraz daha 

sıcak bakmalılar. Bazı velilerin kurum ziyaretleri sırasında 

çocuklarını görmezsem mutlaka çocuklarını 

getirmeleri gerektiğini, çocuğun Yuvamız Eğitim Kurumunu 

beğenmesi üzerine bizim bir şeyler konuşabileceğimizi 

söylerim. 


43

RÖPORTAJ 

44 

Sizi diğer kurumlardan farklı kılan 

özellikler neler? 

Bizler Yuvamız çocuklarının keşfetme yönlerinin hiç 

bitmemesini ve tüm global firmaların en önemli personel 

özelliklerinden biri olarak gördüğü takım çalışmasının 

çocuklarımızda bulunmasını istiyoruz. Bu 

kapsamda okul öncesi genel müfredatının yanında 

çeşitli yaş gruplarımızda: Müzik & Orff ve Beden Perküsyon, 

İngilizce, Robotik Kodlama, Değerler Eğitimi, 

Spor ve Jimnastik derslerimiz mevcut. Çocuklarımız 

bu derslerimizi kendi alanında uzman 

hocalarımızdan almakta. Ayrıca Psikologumuzla 

çocuklarımızın ruhsal ve zihinsel gelişimlerini 

takip ediyoruz. Dünya’nın en büyük 

‘’Çocuk Ve Fen Etkinliği’’ kurumlarından 

Nutty Scientists Türkiye’den eğitim ve ekipman 

danışmanlığı alıyoruz. Paydaşlarımızla 

amacımız Yuvamız çocuklarını en iyi noktaya 

taşıyabilmek. 

Çocuğunu size emanet eden veliler 

gün içinde çocuklarını merak edip 

sizle iletişime geçiyorlar mı? Yemeğini 

yedi mi? Uyudu mu gibi sorular 

karşısında nasıl bir yol izliyorsunuz? 

Aile iletişimi bizim için en önemli ve en gerekli süreçlerden 

birisi. Öncelikle çocukların hepsinin birbirinden 

farklı şahsiyetler olduğunu unutmamak lazım. 

Biz gün içinde ve gün sonunda velilerimize çocuklarımızın 

yaptıklarını şeffaf ve olduğu şekilde aktarmaya 

özen gösteririz. Güven bizim için esastır. Bazen nasıl 

ki bizim sabah uyandığımızda moralimiz düşük oluyorsa 

çocuklarımızda da bunlar olabiliyor. Yuvamız’ın 

tüm öğretmenleri çocuğumuzun moralini yükseltmek 

için çabalar ve çoğunlukla başarılı olurlar, biz bu durumu 

bu şekilde değerli ebeveynlerimize bildiririz. 

Anne-babalara önerileriniz var mı? 

Anne ve Babalar için özellikle 3T’den çocuklarının 

uzak tutmaya çalışmalarını bunu yaparken bu 

kavramların yerine farklı ve daha faydalı kavramlar 

koymalarını önerebilirim. Çocuğunuz telefonla aşırı 

ilgiliyse güzel bir 3 boyutlu kitapla bu durumu değiştirebilirsiniz. 

Bunun yanı sıra çocuklarımızla daha çok 

zaman geçirmeli ve geçirdiğimiz bu zamanları daha 

kaliteli hale getirmeye çalışmalıyız. Çocuğunuzla 30 

dakika resim yaparsanız hem aile içi bağlarınız güçlenir 

hem de ortak paydalar oluşturmaya başlarsınız. 

Son olarak neler söylemek istersiniz? 

Yuvamız değerlerini birlikte oluşturduğumuz ve geliştirdiğimiz 

kıymetli çalışma arkadaşlarıma, başından 

beri bize destek veren velilerimize, beraber geçirdiğimiz 

her gün bir yeni bilgiyi ve sevginin saf halini öğreten 

çocuklarımıza teşekkür etmek isterim. Bu güzel 

röportaj için sizlere de teşekkür ediyorum. 


45

ADVERTORIAL 

46 

Seycan Çakır 

Antalya Bungalow’S deneyimli personel 

ve yönetim kadrosu ile sizlere eşsiz 

bir tatil keyfini sunuyor. 

Aksu çayı kenarında konumlandırılmış 

tesis siz değerli misafirlerini çayın yanı 

sıra göl ve dağ manzarası ile de büyülemeye 

hazır. Yatak odanızda veya verandanızda 

kahvenizi yudumlarken sessizliğin 

huzurunu ve eşsiz manzaranın 

tadına varabilirsiniz. 

Antalya Bungalow’S ayrıca ana şebekeden gelen suyu gönül rahatlığı 

ile tüketebilmeniz için, Ph seviyesine göre ayrıştırılmış 

olarak villanıza göndermekte. 

Hayvan dostu otelde, sokak hayvanlarının barınabilmesi amacıyla 

ayrılan özel bölümler bulunmaktadır. Otel gelirinin bir 

kısmı ile sokak hayvanlarının tedavi ve barınma ihtiyaçlarını 

karşılamaktadır. 

Antalya Bungolw’S doğa içinde sakin, huzurlu ve alışılmışın dışında 

tatil ve konaklama imkanları sunmaktadır. Tesisisin özel 

konaklama evleri sizlere hem evinizin rahatlığını hem de otel 

konforunu yaşatmayı hedefliyor. Dilerseniz sevdikleriniz ile dilerseniz 

de kalabalık ailenizle beraber konaklayabileceğiniz 

Antalya Bungolw’S evleri sizleri bekliyor… 

Antalya Bungalow’S 

Birlik, bütünlük, anlayış, mükemmellik, sorumluluk 

ve yaratıcılık gibi değerleri esas almaktadır 

Göl çevresinde yürüyüş yaparak yeşilin ve mavinin iç içe geçtiği doğanın dinlendirici 

atmosferi ile şehrin stresinden arınmış ve dinlenmiş olmanın keyfini hissedeceksiniz. 

Huzuru ön planda tutan Antalya Bungolow’S, şehrin kalabalık, yoğun ve stresli yaşamından 

kaçabilmek amacıyla kurulmuştur. Bungolow, karavan ve çadır ile konaklama 

seçenekleri doğa içerisinde sessiz bir tatil imkanı sunmaktadır. Tesis sahip olduğu 

50 metre kare ahşap platform ile yoga ve pilates gibi sporlar ve eğitim kamplarına ev 

sahipliği yapmayı hedeflemekte. 

Kişisel huzurunuz ve mahremiyetiniz adına tüm detayların düşünülerek tasarlanan 

tesiste ailenizle oturup yemeğinizi yiyebileceğiniz büyük bir veranda bulunmakta. 

Separatör ile ayrılmış olan bu bölüm tamamen size özel bir alan olup komşu villada 

ki kişileri görmenizi engeller. 

REZERVASYON: 0 242 205 4520 

www.antalyabungalows.com.tr 


RÖPORTAJ 

48 


Beyzat Aksoy 

STORKLIFT 

Asansör firmasının genç ve 

başarılı firma sahibi Hassna 

El Kholdi ile markasının kuruluşu 

ve hedefleri hakkında 

konuştuk. 

Röportajımızı kaçırmayın. 

STORKLIFT ASANSÖR 

İÇ VE DIŞ TİCARET İTHALAT İHRACAT LTD. ŞTİ. 

HASSNA EL KHOLDI 

çocukluğumdan beri iş kadını olmak istiyordum. 

Çalışmalarımda her zaman iyiydim ve 

kitap okumayı o kadar çok sevdim ki bir süre 

sonra bunlar farklı dilleri konuşmak gibi bazı 

alanlarda beceri kazanmam için iyi bir motivasyon 

oldu. Şimdi akıcı bir şekilde Fransızca, 

Arapça (farklı lehçeler), İngilizce, Türkçe 

ve biraz da İspanyolca konuşabiliyorum. Dilleri 

çok iyi konuşabildiğim için, Türkiye’nin 

en büyük şehirlerinde bulunan ve Türkiye’de 

çok bilinen bir Uluslararası İngilizce okulunda 

İngilizce öğretmenliği için iyi bir adaydım. 

Bir gün tesadüfen bu okulun müşterilerinden 

biri, kendi Asansör Şirketinde ihracat departmanında 

çalışmak üzere farklı dilleri bilen bir 

satış elemanı arıyordu ve o kişi bendim, asansörler 

ve uluslararası ticaretle ilgili hikayem 

oradan başladı. 

STORKLIFT Asansör kuruluş hikâyesini 

bizimle paylaşır mısınız? 

Farklı şirketlerde çalıştıktan sonra, 3 yıl süren 

zor ve farklı bir ortaklık deneyiminin 

ardından kendi şirketimi bağımsız olarak 

STORKLIFT Asansör’ü kurmaya karar verdim. 

Bu şirket, benim için çok zengin, iyi 

ve zorlu yaşam anlarından oluşan bir deneyimin 

sonucu, bu zor yaşam mücadelemin 

simgesi diyebilirim. 

-Sizce asansör sektörü 2022 yılını nasıl 

geçirdi? 2023 yılına ilişkin öngörüleriniz 

nelerdir? 

2022’nin sadece asansör sektörü için değil 

tüm sektörler için kritik bir yıl olduğunu 

- Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? 

Adım Hassna El Kholdi, 1993 doğumluyum, 

2014- Fas’ta HASSAN II Üniversitesi İktisat 

bölümü Lisans mezunuyum, 2015 yılında 

asansör üreticisi bir firmada Dış Ticaret departmanında 

çalışmaya başladım. 2019 yılına 

kadar asansör ve yürüyen merdiven imalatı 

yapan bir firma ile ilk ihracat firmamızı kurarak 

iş hayatıma devam ettim. 2020 yılından 

itibaren STORKLIFT ASANSÖR İthalat İhracat 

İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. isminde kendi şirketimi 

kurdum ve işletmeye devam ediyorum. 

- Asansör sektörüne adım atışınız nasıl oldu? 

Ticaret tutkum vardı zaten, daha önce de belirttiğim 

gibi ekonomi ve işletme mezunuyum, 


RÖPORTAJ 

50 

düşünüyorum, son aylarda 

bir miktar istikrar yakaladık. 

Bu yıl daha zorlu geçecek 

ama inşaat sektörü 

daha hızlı büyümeye devam 

ederse sektörümüzün 

iyi bir büyüme yakalayacağını 

düşünüyoruz. Biz 

umutluyuz. 

- Firmanızın 2023 yılı hedefleri 

hakkında neler söylersiniz? 

Genel, olarak %80 asansör 

ihracatı ve %20 iç pazar 

odaklıyız, bu yıl %50 ihracat 

ve %50 iç odaklılık marjı 

elde etmeyi düşünmüyoruz. 

Yerel pazardaki marjımızı 

genişletmek için çalışıyoruz. 

- Sektörünüzün olumlu ve olumsuz özellikleri 

neler? 

• Sektörümüzün bir dezavantajı var, sektörümüz 

inşaat sektörünün büyümesine bağlı. 

• Avantajları, rekabetçi bir sektör olması, 

yenilikçi bir sektör olmasıdır. 

- Yapı Malzemeleri firmanız hakkında bilgi 

alabilir miyiz? 

Asansör firmamız STORKLIFT Asansör’ün 

yanı sıra TBEMSTORK markasıyla inşaat 

malzemeleri, uygulama, boya ve diğer aksesuarların 

toptan satışını yapan bir firmamız 

daha bulunmaktadır. STORKLIFT Asansör 

firmamız ağırlıklı olarak ihracat yapan, yurt 

dışı pazarında talep edilen, tanınan bir markamız. 

Çok yakında Türkiye’de de sektörümüzde 

ilk olmayı hedefliyoruz. 

- Son olarak eklemek istedikleriniz? 

Net bir hedefiniz ve çalışkan bir tavrınız varsa, 

her şeyi başarabileceğinizi söylemek isterim. 

Asansör tedariği ve montajında her iki sektörde 

de lider olmayı ve aynı zamanda İnşaat malzemeleri 

tedariğinde de lider olmayı hedefliyoruz, 

ulusal ve uluslararası ortaklarımıza en iyi 

ve doğru hizmeti sunmak için elimizden gelen 

her türlü çabayı esirgememeye kararlıyız. 


51

KÖŞE 

52 

Prof. Dr. Kayhan ÖZTÜRK 

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi 


kayhanozturkmd@hotmail.com 

GRİP Mi, NEZLE Mİ? 

Havaların yeterince soğumaması, gündüz ve gece 

arasındaki artmış sıcaklık farkları ve Covid pandemisinden 

çıkan bizlerin biraz rahat davranması 

sonucunda çok ciddi grip salgını ülkemizi olduğu 

kadar tüm dünyayı ciddi bir şekilde tehdit etmekte. 

Grip ile nezle birbirinin yerine kullanılan ama oldukça 

farklı iki hastalıktır. Gribe üst solunum yollarını etkileyen 

virüslerin neden olmaktadır. Etkeni İnfluenza 

virüsüdür. Inffluenzanın A ve B tipleri hastalık oluştururken 

C insanlarda hastalık yapmaz. Bu nedenle tarama 

testlerinde sadece A ve B bakılmaktadır. 

Grip virüsü çok hızlı yayılma potansiyeline sahip olup 

bazı yıllarda güçlenerek tüm dünyada tıpkı Covid gibi 

pandemiler oluşturabilmektedir. Bulaştırıcılık süresi 

şikâyetlerin başlamasından 1-2 gün önce başlayıp 7 

güne kadar uzayabilir. Virüs en sık hastalıklı bireyin 

hava yolu ile yaydığı damlacık enfeksiyonu yolu ile ağız 

ve burundan, gözden ya da virüsün bulaştığı alana temas 

sonrası ağza elin götürülmesi, bardak, kaşık veya 

havlunun teması ile bulaşır. Temastan birkaç gün sonra 

şikâyetler başlar. 

Nezle ise 100’den fazla virüs ile en sık da Rhinovirüs 

ile ortaya çıkar. Çok daha hafiftir. Boğaz ağrısı, hafif 

ateş ve burun akıntısı ile seyreden semptomları az olan 

bir hastalıktır. Grip is ağır seyreder. Ateş 38 C-39 C 

derece, baş ağrısı, genel vücut ağrısı, 2-3 hafta süren 

yorgunluk, halsizlik, burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı 

ve sıklıkla öksürük vardır. Yaşlılarda, çocuklarda ve 

ek hastalığı olan hastalarda çok şiddetli olup ölümlere 

yol açabilir. Hastalık şikayetleri başladıktan 24-48 saat 

içinde hızlı antijen testi yapılarak pozitif ise antiviral 

ajan hekiminiz tarafından yazılabilir. Ateş, öksürük ve 

semptomlar ile tedavi edilir. Soğuk algınlığı veya diğer 

ismi ile Nezle için ise sadece semptom giderici kullanılır. 

Her iki hastalık için de antibiyotik kullanılmasının 

hiçbir faydası yoktur. Antibiyotik kullanımı daha 

normal boğaz florası yani faydalı mikroorganizmaları 

yok ederek hastalığın üzerine bakteriyel enfekisyonun 

oturmasına neden olur. 

Lütfen doktorunuza danışmadan antibiyotik kullanmayın 

ve hekiminize antibiyotik konusunda ısrar etmeyin. 

Ne ilaç kullanırsanız kulanın hastalık 7-10 gün 

sürecektir. Hastalığı tedavi etmektense korunmak çok 

daha kolaydır. Pandemiden bu konuda deneyimliyiz 

aslında toplu alanlarda maske kullanılması, düzenli 

ellerin yıkanması, havlu, bardak, çatal kaşıkların ortak 

kullanılmaması, hastaların izole edilmesi hasta olmayı 

önler. Aşılar ağır hastalık geçirilmesini önler ve her yıl 

tekrar edilmelidir. Risk grubu olanların mutlaka aşılanmasını 

öneririm. 

Herkese sağlıklı, mutlu ve bol yağışlı bir kış 

dilerim. 


RÖPORTAJ 

54 

Beyzat Aksoy 

1986 yılında kurulmuş 

olan YEPAR Otomotiv, 35 

yıldır sektöründe yeniliklerle 

hizmetini sürdürmektedir. 

Kurulduğu günden 

bu yana deneyimli teknik 

personeli ile yedek parça 

üretiminde dünya 

çapında bir performans 

göstermiştir. 

YEPAR Otomotiv Yönetim 

Kurulu Başkanı Mehmet 

Çimen ile yeni projeleri 

ve hedefleri üzerine gerçekleştirdiğimiz 

röportajı 

sizlerle paylaşıyoruz. 

YEPAR OTOMOTİV YÖNETİM KURULU BAŞKANI 

Mehmet ÇİMEN 

İş dünyasına girişiniz nasıl oldu? 

Öncelikle iş dünyasına adım atmamız bizim yeniliklere 

açık düşüncelerimizle başladı. Biz dün başlamadık 

bu işe, biz 40 yılımızı verdik ve amacımız sadece 

ticaret olmadı hedefimiz her zaman nesillere aktarılan 

ekonomi kalkınma projeleri oldu. Emeğimiz daima 

bu yüzden… 

Rakiplerinizden sizi ayıran özellikleriniz 

neler sizce? 

En başta bahsetmiş olduğumuz gibi biz önü açık yatırımlar 

yapan ve hedef olarak da 80 ülkeyle çalışma 

azmi gösteren bir firmayız. Yolumuz doğru oldu ve 

iyi işler çıkardık her zaman… Sizlere şöyle örnekler 

vermek istiyorum; ülke dışında ve ülke içinde birçok 

firma bizim sektörümüzle alakalı çalışmalar yürütmekte 

ama biz bir iş seyahatine gittiğimizde bize 

katkı sağlayacak ve bizim öncümüz ülkede ki diğer 

firmalara da katkı sağlayacak en yeni fikirleri uygulama 

taraftarıyız. İşte bizim farkımız, rakip firmaları 

rakip adı altında ezmek değil, bizim amacımız herkese 

öncü olabilmek. Yolu doğru olan herkesin kaderi 

hep doğruyla karşılaşsın isteriz. 

Sektörünüzde özellikle değişmesini 

istedikleriniz neler? 

Biz şehrimizden memnunuz fakat naçizane işimizle 

alakalı beklentilerimiz de yok değil. Öncelikle daha 

düzenli bir sanayi düzeni ve çalışmaya teşvik olması 

için eğitimli elemanlarla çalışmak isteriz bu şekilde 

kalite standartlarının yükseleceği kanaatindeyiz. 

Yani çalışma gücü olan insanların daha fazla işe sarılması, 

herkesin üzerine düşeni fazlasıyla yapması 

bizim beklentilerimiz arasında. Genel değerlendirmemiz 

ve beklentilerimiz bu şekilde. 


55

RÖPORTAJ 

56 

İhracat yaptığınız ülkeler? 

Biz toplu olarak 3 kıtada ki ülkelerin geneliyle çalışmaktayız. 

Toplu satış yapmak önceliğimiz olduğu için 

yurt içinde ve yurt dışında kalitemizle kabul ve rağbet 

gören bir firmayız. 

Yeni projeleriniz var mı? 

Kısaca bahsedebilir misiniz? 

Şuanda hayata geçirmek üzere olduğumuz bir proje için 

uğraş veriyoruz bu projemizin adı YEMARK Store. Bu 

projemizi sizlerle de paylaşmak isteriz; bizler yedek parça 

dünyasını Online hizmetle buluşturarak ve sunduğumuz 

bu hizmetle sektörde ciddi anlamda hayatımızı kolaylaştıracak 

adımlar atmaktayız. YEMARK STORE’da ki hedef 

kitlenin zamanını güzel değerlendirmesini sağlamak, 

boşuna vakit kaybetmeden bir tıkla kapısına kadar gelen 

yedek parçalarla hizmet sunabilmek isteriz. Biz bu işe 

bir sene önce start verdik fakat daha kapsamlı bir proje 

haline getirerek büyütüp sonrasında tanıtmak istedik… 

Tabi başka projelerimiz de var fakat biraz daha geliştirip 

ilerleyen süreçlerde paylaşmak isteriz. 

‘‘ Önemli olan azim etmek 

cesaret ise vereceğimiz 

emeğin en büyük adımı 

olacaktır’’ 

BİZE ULAŞABİLECEĞİNİZ KANALLAR 

Son olarak neler söylemek 

istersiniz? 

Bizim genç, dinamik ve çaba gösteren 

insanlara ihtiyacımız var. Biz bir aile 

şirketiyiz fakat gelip bize yeni fikirler 

sunmak isteyen hevesli gençlerimize, 

vatandaşlarımıza da sonuna kadar kapımız 

açık. Herkes elini taşın altına 

koyarsa her süreci ülkece yenebiliriz. 

Ayrıca önemli olan azim etmek cesaret 

ise vereceğimiz emeğin en büyük adımı 

olacaktır. 

TRENDYOL : https://www.trendyol.com/magaza/yemarkstore-m-524754?sst=0 

HEPSİBURADA: www.hepsiburada.com/magaza/yepar-otomotiv 

FACEBOOK: https://www.facebook.com/yemark.store/?ref=page_internal 

INSTAGRAM : https://www.secure.instagram.com/yemark.store/ 

YOUTUBE: https://www.youtube.com/channel/UC-5WKYpQIBwpPUcCLejRRgw 

LINKEDIN https://www.linkedin.com/in/yemark-store-582325213/ 

TWITER : https://twitter.com/ParcacL 


57

KÖŞE 

58 



Serbest Muhasebaci Mali Müşavir 

serdar@serdarselamoglu.com 

ENFLASYONU BİLİYORUZ DA 

BU YENİDEN DEĞERLEME ORANI NE OLUYOR? 

Firmalar gibi devletler de gelecek yılların bütçe 

çalışmasını yaparlar. Bu hesaplamalar sırasında 

faydalandığı hesaplama sistemlerinden biri de 

yeniden değerleme oranıdır. Yeniden değerleme 

oranı, vergi kanunlarında yer alan istisna hadlerinin, 

indirimlerin, maktu cezaların, teminat sınırlarının, 

gelir dilimlerinde yer alan tutarların, 

gider kısıtlarının belirlenmesinde pek çok noktada 

uygulama alanı bulmaktadır. 

İlk paragrafta bahsettiğimiz firmalar mal ve 

hizmetlerinin gelecek yıllarda olacağı fiyatları 

hesaplarken enflasyonu mu baz alacağız yoksa 

yeniden değerleme oranını mı baz alacağız karmaşasına 

düşmektedir. Çünkü devletin uygulamış 

olduğu yeniden değerleme oranında artırılan 

vergiler de firmaların bütçelerinde ciddi maliyet 

kalemi oluşturmaktadır. 

Bu makalemizde bu iki kavramı detaylı açıklayarak 

yıllara göre gerçekleşen tutarları mukayese 

edeceğiz. 

Birçok firma gelecek yılların bütçesini hazırlarken çeşitli verilerden faydalanır. 

Bunlar; hammadde fiyatlarında öngörülen yükselişler, geçmiş yılın 

enflasyon oranı, ödenecek vergilerin maliyeti, gelecek yılın asgari ücrete 

yapılacak zamları, diğer hizmet maliyetleri vs. gibi tutarlar ile giderlerini 

hesaplayarak bütçe planlaması yapmaktadır. 

ENFLASYON NEDİR, 

NASIL HESAPLANIR? 

En basit şekliyle enflasyon, mal ve hizmet fiyatlarındaki 

artıştır. Bir başka ifade ile enflasyon, 

alım gücünün ve toplum refahının düşmesi demek 

olarak ta adlandırabiliriz. Ülkemizde resmi 

enflasyon TUİK (Türkiye İstatistik Kurumu) 

tarafından hesaplanmaktadır. TÜİK tarafından 

TÜFE (Tüketici Fiyatları Endeksi) ve ÜFE (Üretici 

Fiyatları Endeksi) olarak iki farklı şekilde hesaplanır. 

ÜFE, ülkede üretilerek yurt içine satılan 

ürünlerin fiyatlarındaki değişimi baz alarak 

belirlenir. ÜFE hesaplanmasında ise hane halkı 

tarafından yapılan harcamalarla ilgili anketler 

yapılır. Bu anketler göz önünde bulundurularak 

hangi kalemlerin bütçe üzerinde ne kadar etkili 

olduğu bulunur. Ortaya çıkan bilgilerle oluşturulan 

TÜFE sepetinde yüzlerce ürün çeşidi yer alır. 

Yıllık ortalama fiyatlar ise 12 ayın fiyatlarının 

toplanarak 12’ye bölünmesiyle bulunur. Ortaya 

çıkan sonuç bir önceki yılın değerleriyle karşılaştırılır 

ve artış miktarı hesaplanarak yıllık enflasyon 

hesaplanır. 

YENİDEN DEĞERLEME ORANI 

NEDİR, NASIL HESAPLANIR? 

YILLAR 

2013 

2014 

2015 

2016 

2017 

2018 

2019 

2020 

2021 

2022 

Gelir İdaresi tarafından gerek geçici vergilendirme 

dönemleri gerekse yılsonları itibariyle yeniden 

değerleme oranı Vergi Usul Kanunu genel 

tebliğleri ile ilan edilmektedir. Pek çok vergisel 

konularda da bu yeniden değerleme oranlarını 

kullanmaktayız. Yeniden Değerleme Oranı, 

Vergi Usul Kanununun 298’inci maddesine göre 

hesaplanmaktadır. Yeniden Değerleme Oranı, 

yeniden değerleme yapılacak yılın Ekim ayından 

bir önceki yılın aynı dönemine göre Üretici Fiyatları 

Genel Endeksinde (ÜFE) meydana gelen 

ortalama fiyat artış oranını ifade ediyor. 

YILLARA GÖRE ENFLASYON 

VE YENİDEN DEĞERLEME ORANI FARKLARI 

7,40% 

8,17% 

8,81% 

8,53% 

11,92% 

20,30% 

11,84% 

14,60% 

36,08% 

64,27% 

SONUÇ 

ENFLASYON 

YENİDEN DEĞERLEME ORANI 

3,93% 

10,11% 

5,58% 

3,83% 

14,47% 

23,73% 

22,58% 

9,11% 

36,20% 

122,93% 

Yukarıdaki tabloda da görüldüğü üzere enflasyon 

ve yeniden değerleme oranları zaman 

zaman birbirine yakın oranlarda seyrederken 

zaman zaman arada farklar oluşturmaktadır. 

Birbirine yakın oranlar ciddi anlamda önemsenmez 

iken birbirinden uzak oranlar kafa 

karışıklığı yaratmaktadır. Bunun en büyük 

etkeni enflasyonun TÜFE (Tüketici fiyat endeksi) 

esas alınarak hesaplanırken yeniden 

değerleme oranının ÜFE (Üretici fiyat endeksi) 

esas alınarak hesaplanmasından kaynaklanmaktadır. 


RÖPORTAJ 

60 


Metropol Dergileri olarak bu sayımızda İç Mimar Görkem 

Yıldız’ı daha yakından tanımak ve tanıtmak istedik. 

Genç yaşına rağmen sektöründe iddialı ve daha şimdiden 

pek çok projede imzası bulunan Görkem Bey’in ilerleyen 

yıllarda hayata geçireceği tasarımları ile adından sıkça söz 

ettireceği aşikâr. Röportajımızı okumadan geçmeyin... 

İç Mimar 

Görkem YILDIZ 

Merhaba Görkem Bey, bize kendinizi tanıtır mısınız? 

Merhabalar ben Görkem Yıldız, 1999 yılında Konya’da doğdum. İlkokul, 

Ortaokul ve Lise eğitimlerimi Diltaş kurumlarında tamamladım, 

ardından Selçuk Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümünden 

mezun oldum. Üniversitemin ilk yılından itibaren aktif bir şekilde 

mesleğimi icra ediyorum. Mimarlığın yanında çocukluğumdan beri 

baba mesleği olan halı ve mobilya sektöründe çalışıyorum. Çalışmayı, 

üretmeyi, tasarlamayı, kazanmayı ve kazandırmayı kendimi bildim bileli 

severim. 

İç Mimar olmaya nasıl karar verdiniz? Bu mesleği 

seçmenize en büyük etken ne oldu? 

Aslında çocukluğumdan beri bu mesleği icra ediyormuşum 

çünkü küçük yaşlarımda bile mobilya almaya gelen her insana, 

‘Evinizin fotoğrafı var mı?’ diye sorardım. Müşterinin talebini 

ve tarzını anladıktan sonra mobilyanın tarzına, kumaşına 

ve uygun halısına hep ben karar verirdim, hepsi de memnun 

ayrıldılar mağazadan. Bu yıllarım aslında farkında olmadan 

kalıcı bir müşteri portföyümün oluşmasına vesile olmuş. Yaşım 

ilerledikçe müşterilerimizden, ‘Siz mimardınız değil mi?’ 

sorusunu duydukça mesleği araştırmaya başladım ve bana ne 

kadar uygun olduğuna karar verdim. Her zaman modayı takip 

eden ve tarzı olan bir insandım, bu yüzden mesleğimde 

tanınmam, tercih edilmem ve işimden keyif almam hiç de zor 

olmadı. 

İşinizin zorlukları ve güzellikleri nelerdir? 

Her meslekte olduğu gibi işini severek, özveriyle yapınca işin 

pek bir zorluğu olmuyor. Her anlamda keyif alarak zevkle ve 

özenle yaptığım bir iş. Yaşanılabilecek tek zorluk mesleğin getirdiğinden 

ziyade insanların psikolojilerini, isteklerini anlayabilmektir 

diye düşünüyorum. Bu konuda da açıkçası insanlarla 

iletişimim iyi olduğundan ve tasarımı karşı tarafa ifade 

etmekte zorluk çekmediğimden bugüne kadar herhangi bir 

zorluk yaşamadım. Mesleğimin güzelliklerine gelecek olursak 

tabi ki insanın önceliği kendini tatmin etmesi olduğu için 

bilgisayar ortamında bütün detaylarıyla yapılan tasarımın 

uygulamayla birebir hayata geçtiğini görmek ve yatırımcının 

memnuniyet duyması en güzel tarafı diyebilirim. Bunun karşılığında 

da hem madden hem manen geri dönüş olması güzel 

yanlarından biri. 

Tasarım tarzınızı kısaca tanımlayabilir 

misiniz? 

Öncelikle günümüz mimarlarının her boşluğu 

doldurmak amacıyla çok fazla renk desen 

obje ve doku kullanmalarından rahatsızım. 

Ben aksine daha minimalist modern sade ama 

şık bir tasarım anlayışına sahibim. Tabi ki her 

projemde öncelik yatırımcının istekleri ve hayalleri 

doğrultusunda en uygun noktada buluşup 

mükemmelliğe ulaşmak. Unutmayın ki 

beyaz boşluklar dostumuzdur. 


RÖPORTAJ 

62 

İç Mimarlığın yanı sıra yeni bir iş girişiminizi hayata geçirdiniz. 

Bu işiniz hakkında bilgi alabilir miyiz? 

Üçüncü kuşak olarak halı mobilya sektörünün aslında çocukluğumdan 

beri içindeyim. Bu alanda daha da gelişim ve büyüme sağlayacak adımlar 

atmak hep aklımdaydı. Şanslıyım ki mesleğime çok uygun bir sektör. 

Mimarlık mesleğinde ihtiyaç duyduğum, dışarıdan tedarik ettiğim 

ürünleri kendi bünyemde çözümlüyorum. Bunun geri dönüşü hem ticari 

olarak kazançlı hem de tasarım olarak hayalimdeki ürünlere rahatça 

ulaşabilmek adına çok büyük bir avantaj oldu. 

Şu anda devam eden projelerinizden bahseder misiniz? 

Şu an Beyşehir’in Kurucuova Mahallesinde dağcılar için özel butik otel 

projesi üzerine çalışmaktayım. Üç katlı yığma betondan bir köy evinden 

vintage butik bir otel revize ediyorum. Bu projenin beni heyecanlandırmasının 

sebebi genel tasarım çizgimin dışında bambaşka bir konsept olması. 

Projem bitince doğaseverler için ergonomik ve ihtişamlı butik otelimizde 

konaklamak için sabırsızlanıyorum. Bu projeyle eşzamanlı olarak 

yeni bir kadın giyim mağazasının tasarım aşamasındayım. 

Daha önce yaptığınız işlerden ve projelerden biraz bahseder misiniz? 

Size öncelikle benim için çok önemli ve heyecan verici olan ilk işimden bahsetmek 

istiyorum: Konya Meram’da bir psikoloji kliniğinin araç garajını; toplantı 

salonu, stres odası ve bir mutfağa dönüştürdüm. Bunu yaparken henüz altı aylık 

bir iç mimar öğrencisi olduğum ve bundan dolayı program bilgim olmadığı 

için sadece kafamdakini yatırımcıya betimleyerek güvenmesini sağladım. İşin 

sonunda yatırımcının bana söylediği şu sözleri aklımdan çıkmıyor; ‘Bu projeyi 

sana teslim ederken yaşından ve hiç tecrübenin olmayışından dolayı tedirgin 

olmuştum fakat sonuç hayal ettiğimden de iyi oldu. Sen Türkiye’de hatta 

dünyada konuşulacak bir iç mimar olacaksın ve ben de ilk projenin yatırımcısı 

olduğum için şanslı hissediyorum’ demişti. Bu cümleden sonra yapabileceklerimin 

daha da farkında vardım ve iş hayatında daha büyük projeler almaya 

başladım. Bu projeden sonra Karaman’da ki paketleme makinesi üreten bir 

firmanın Almanya’da ki fuar stand tasarımını yaptım. Ardından otel projeleriyle 

iş hayatımda devam ettim. Novotel Konya’nın Wellness Club revizyonunun 

projelendirmesini, uygulamasını ve Karapınar Ramada Otel’in de Wellness 

Club projelendirilmesi ile uygulamasını yaptım. Adıyaman’da bir sucuk fabrikasının 

projelendirilmesini üstlendim. Konya Hilton Garden Inn Otel restoran 

bölümünün revizyonunu yaptım. Mersin HiltonSA Otel’in Wellness Club 

revizyon projelendirmesi ve uygulamasını yaptım. Tabii bu süreçlerde Gizli 

Bahçe Sitesi, Sultan Makamı Sitesi gibi konutlarda kişiye özel ev tasarım projelerim 

de oldu. Larende İnşaat Şirketi’nin yönetici ofis tasarımını ve iş takibini 

yaptım. İstanbul Kartal’da Villa Vanillia Otel’in düğün salonunu spa salonuna 

dönüşüm projelendirmesi ve uygulamasını yaptım. Konya’da bir tur acentesi 

ofisinin ve yine Konya’da bir mobilya mağazasının projelendirme ve uygulamalarını 

yaptım. 

Proje sürecinde en çok keyif aldığınız aşama hangisidir? 

Tabi ki öncelikle tasarım aşaması, hemen ardından iyi bir ekibim olduğu için 

şantiye kısmı geliyor. Aslında dürüst olmak gerekirse proje sonuna yaklaştığımda 

işçiliklerin temiz olması ve tasarımın tam anlamıyla gerçeğe dönüşmesi 

en keyif aldığım kısım oluyor. 

Henüz yolun çok başındasınız ama kariyer hayatınızda özellikle 

yapmak istediğiniz bir proje var mı? 

Aslında yaşıma rağmen birçok iç mimarın meslek hayatında hayal edebileceği 

pek çok projeye imza attım. Aldığım otel projeleri bunların başında geliyor. 

Hayal etmekten ziyade hedeflediğim ve bu yolda emin adımlarla yürüdüğümü 

düşündüğüm Türkiye genelinde adımdan bahsettirecek daha birçok işe imza 

atmayı arzuluyor ve hedefliyorum. Örneklendirecek olursam bir kültür merkezi 

ve bir müze olabilir. Bu hedeflere ulaşmamın benim için kolay olacağını 

düşünüyorum. Daha sonrasında yurt dışında da büyük projelere imza atıp nesiller 

boyunca tarzından ve tasarımdan konuşulacak bir mimar olmak ise en 

büyüm hedefim. 

İç Mimarlık öğrencileri için tavsiyeleriniz nedir? 

En önemli şeyin mesleği sevmek olduğunu düşünüyorum. Tasarımlarıyla 

göze çarpan yapılar, mimarları incelemelerini ve en önemlisi malzeme tanımalarını 

tavsiye ediyorum. Kalıplaşmış tasarım tarzının dışında özgün ve 

ergonomik tasarımın önemini bilmeliler. Her mimarın çizgileri farklıdır ve 

kendi çizgilerini keşfetmek önemlidir. Unutmayın ki farklı olmak kendini 

tanımak, tanımaya devam etmek ve her gün yenilenen bu sektöre ayak uydurmak 

avantajlıdır. Okul hayatında sınavlarda alınan puan kaygısı yerine 

uygulanabilir tasarım kaygısı taşımalarını tavsiye ederim. 

İletişim: +90 532 610 05 99 

Hacıkaymak Mh. Rauf Denktaş Cd. No:29/B Zer Halı Mobilya Selçuklu/Konya 


RÖPORTAJ 

64 

Özel İstihdam ve İnsan Kaynakları sektörüne 

nasıl adım attınız ya da neden 

tercih ettiniz? 

Özel İstihdam ve İnsan Kaynakları sektöründe ki 

araştırmaları incelediğimde bu alandaki boşlukları 

gördüm ve sektöre yönelik neler yapabiliriz diye araştırmaya 

başladık. Bu alandaki eğitimlerimi aldıktan 

sonra DGN Danışmanlık ve İnsan Kaynakları şirketini 

kurduk. Ardından da İŞKUR Özel İstihdam Bürosu 

olmak için yasal başvurumuzu yaptık. Onaylandı 

ve Türkiye Cumhuriyeti Tam Yetkili İŞKUR İstihdam 

Ofisi olarak faaliyete başladık. 

Her isteyen kişi ya da şirket İŞKUR Özel 

İstihdam Bürosu olabiliyor mu? 

Koşullara uyan kişi ya da şirketler İŞKUR tarafından 

uygun görülürse olabilir. Öncelikle adli ve mali sicilin 

temiz olması gerekiyor, parasal teminatı verebilmeniz 

de şart. 4 yıllık işletme ya da benzeri fakülte mezunu 

imza yetkilisi gerekiyor. Ayrıca şirket ofisinin görüşme 

birimleri, bekleme salonu gibi alanları sağlayabilecek 

belli büyüklükte olması koşulu da aranıyor. Başvurudan 

sonra İŞKUR ekip halinde gelip ofis denetimini 

DGN Danışmanlık ve İnsan Kaynakları şirketi 

sahibi Ayşe Nur Doğan ile firmanın kuruluşu ve 

hizmet verdikleri alanlar hakkında konuştuk. 

Sektöre dair merak edilenler röportajımızda. 

Keyifli okumalar... 

DGN DANIŞMANLIK VE İNSAN KAYNAKLARI 

ŞİRKET SAHİBİ 

Ayşe Nur DOĞAN 

yapıyor. Biz bu süreçleri yerine getirdik, İş Kurumu 

Genel Müdürlüğü Konya Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü 

onaylı belgemizi aldık ve duvarımıza da astık. 

Faaliyet alanlarınız neler? 

Şu anda ulusal ve uluslararası iş gücü uzmanıyız... İş 

arayanlarla eleman arayanları buluşturuyoruz. Aracı 

kurum olarak Türk işçilere de iş buluyoruz ya da işverene 

Türk işçi temin ediyoruz. Yabancı uyruklu olan 

kişilerle onların kriterlerine uygun eleman arayan işverenleri 

de buluşturuyoruz... Hasta ve Yaşlı bakıcısı, 

Çocuk ve Bebek bakıcısı, Refakatçi, Ev yardımcısı, 

Oyun ablası alanlarında yatılı, gündüzlü olarak hizmet 

vermekteyiz. 

Siz yabancı uyruklu eleman arayan ya 

da çalışanlara ne gibi hizmetler sunuyorsunuz? 

Oturum izinlerinde ve çalışma izinlerinde danışmanlık 

hizmeti veriyoruz. Ayrıca ihtiyacı olan kişi ve ailelere 

ihtiyaca göre çocuk bakımı, hasta ve yaşlı bakımı, 

ev yardımcısı, refakatçi gibi alanlarda yabancı uyrukluların 

istihdamını sağlıyoruz... 

ÇALIŞMA İZNİ ŞART! 

İş yerlerinde işverenin ya da elemanın 

memnuniyetini ya da şikâyetlerini izliyor 

musunuz? 

Elbette. Bir hafta süresince verdiğimiz personeli değerlendiriyoruz. 

İşveren memnun değilse, hiçbir mağduriyet 

yaşatmadan yeni bir eleman öneriyoruz. Mesela 

kimi aileler Türkçe bilen yabancı çalışan istiyor ya da 

Türk yemeklerini yapmayı bilen birini istiyor. Kimisi 

de ağır, yatalak hastaya bakabilecek nitelikte eleman 

istiyor. Kimi çalışan çok ağır hasta bakımının yanı sıra 

ev temizliğini üstlenmek istemiyor. İhtiyaca ve karşılıklı 

kriterlere uygun görevlendirme yapmaya özen 

gösteriyoruz. Bir sorun, bir problem olduğu zaman 

hem işverenimiz ile hem de personelimiz ile irtibata 

geçerek sorunu çözmeye çalışıyor, ayrılmak isterse de 

yardımcı oluyoruz. 

Türkiye’de yabancı çalışan neden tercih 

ediliyor? Yabancı bakıcıların tercih 

nedeni nedir? 

Kadınların 24 saat yatılı çalışması Türk aile yapısına çok 

fazla uymuyor. Türkiye’de son yıllarda yaş ortalaması 

arttı. Yaşlılıkla birlikte gelen birtakım hastalıklar da var, 

bu da bakıcı ihtiyacını ortaya çıkardı. Öte yandan pek 

çok ailede kadın da aktif olarak iş yaşamında. Dolayısıyla 

kimi zaman hasta, yaşlı ebeveynlerin, kimi zaman 

da çocukların bakımı için desteğe ihtiyaç oluyor. 

Merdiven altı denilen yöntemlerle 

kaçak yabancı istihdamının yapıldığı; 

kimi zaman da yabancıların ülkelerinden 

istihdam vaadiyle getirilerek mağdur 

edildikleri biliniyor. Bu konuda ne 

diyeceksiniz? Merdiven altı istihdamın 

sakıncaları neler? 

Biz hizmet verdiğimiz tüm işverenlere ve yabancı uyruklu 

kişilere, mutlaka çalışma izni almalarını öneriyoruz. 

Zira çalışma izni olmadan yabancı çalışanı istihdam 

etmenin yasal sonuçları, yaptırımları var. Ağır 

para cezaları söz konusu... Kayıt dışı yabancı çalışan 

istihdamına yönelik denetimler çok arttı. Artık devlet 

bu işi ciddi takip altında tutuyor. Ne yazık ki bu sektörde 

merdiven altı çalışan, yasal hiçbir yetkisi olmayan 

kişi ve gruplar var. Bunlar hem işvereni hem de çalışanı 

mağdur ediyor. Kimi zaman işverene kaçak duruma 

düşmüş olan yabancı çalışan gönderiyorlar. Artı kayıt 

dışı aracılık hizmeti yaptıkları için hem kendileri vergi 

ödemiyor hem de kaçak çalışan yabancıdan devletin 

vergi, harç ve SGK primi kaybı oluyor. Kayıt dışı istihdam 

oluştururken, yaptırımlar konusunda işvereni ya 

hiç bilgilendirmiyor ya da eksik bilgiyle yanlış yönlendiriyorlar. 

Diyelim ki, yabancı çalışan iş kazası geçirdi; 

sağlık sigortası yok! Tedavi olamayacak. İşverenin 

cezaları daha da katlanacak. Ayrıca bu gibi kişi ya da 

kişiler hem işverenden hem de çalışandan komisyon 

alarak yasayı ihlal ediyor. Biz asla çalışanlardan hizmet 

bedeli almıyoruz. Ofisimizin duvarına “4904 sayılı 

Türkiye İş Kurumu Kanunu gereğince iş arayanlardan 

ücret alınması yasaktır” yazısını çerçeveletip astık. 

Peki, yabancı çalışana ya da işverene 

öneriniz nedir? 

İşverenlere çağrımız; her koşulda yasal yollardan personel 

temin etmeleri ve yasal koşulları yerine getirerek 

çalıştırmalarıdır. Biz bu işi olması gerektiği gibi ve yasalara 

uygun bir şekilde yapmak için çalışıyoruz ve bu 

konuda taviz vermeksizin böyle de devam edeceğiz... 

Yabancılar da Türkiye’ye kendilerini iş vaadi ile davet 

eden kişi ya da kurumların güvenilir ve ciddi olup olmadıklarını 

araştırsınlar. Artık internetten her türlü 

bilgiye ulaşılabiliyor. Kişi ya da firmanın İŞKUR Özel 

İstihdam Bürosu olması önemli bir güvenlik bariyeridir. 

Zira devlet yani İŞKUR belgeyi her isteyene vermiyor. 

Daha önce de söylediğim gibi adli ve mali sicilin 

temiz olması şart! Biz hem işverene hem de yabancı çalışanlara 

çağrı yapıyoruz, ücretsiz danışmanlık hizmetimizden 

faydalansınlar, hiç olmazsa ofisimizden bilgi 

almaya gelsinler. DGN Danışmanlık ve İnsan Kaynakları 

kurumsal web sitemiz 

ailedenbiri.com.tr ’dan bize ulaşabilirler. 


RÖPORTAJ 

66 

Canan Şayır 

Ahmet Çakır 

Aliya İzzetbegoviç Kültür 

Sanat Ve Eğitim Derneği 

(Aksed) Başkanı- Yazar 

İbrahim Günay ile yayınlamış 

olduğu ‘’Halkım ve Ben 

ALİYA’ isimli kitabı üzerine 

gerçekleştirdiğimiz röportajımızı 

sizlerle paylaşıyoruz. 

Yazarın anlatımıyla 

kitap hakkında bilgi almak 

istiyorsanız söyleşimizi 

okumadan geçmeyin... 

ALİYA İZZETBEGOVİÇ KÜLTÜR SANAT VE 

EĞİTİM DERNEĞİ (AKSED) BAŞKANI- YAZAR 

İbrahim GÜNAY 

Yazma tutkunuz nasıl başladı? 

Bir yazar için yazmak nefes almak gibidir. Olmazsa 

olmazıdır bir şeyler karalamak. AKSED olarak, 

farkındalık oluşturmak amacıyla her ayın belirli 

günlerinde seminer, konferans, panel ve söyleşi 

gibi cami içerisinde düzenlemiş olduğumuz sıra 

dışı etkinliklerle sık sık gündeme geldik. Belki de 

Türkiye’de ilk defa gerçekleştirdiğimiz faaliyetleri 

gelecek nesillere aktarmak, yaptığımız çalışmaların 

örnek teşkil etmesi ve bunun yanında kalıcı bir 

eser ortaya koyma düşüncesiyle kitap yazmaya karar 

verdim. Bu vesileyle beni yönlendiren ve bana 

destek olan tüm dostlara en kalbi duygularımla 

şükranlarımı sunuyorum. 

İlk kitabınızı ne zaman çıkardınız ve nelerden 

etkilenerek yazdınız? 

Yazmanın büyülü dünyasına kendini kaptırmış 

olanların en büyük düşü, kitabının yayınlandığını 

görmektir. İlk kitabım olan ‘Bilge Kral Aliya’nın 

Camisi’ni 2018 yılında çıkardım. Daha önce de 

bahsettiğim üzere, Bosna Hersek’in bağımsızlığı 

için verdiği mücadele ile tanınan ve ‘Bilge Kral’ 

olarak anılan Aliya İzzet Begoviç’in adını taşıyan 

Merkez Selçuklu ilçesindeki camide gerçekleştirilen 

etkinlikleri kitap haline getirmek istedik. 

Aliya İzzetbegoviç Camii İmar ve Güzelleştirme 

Derneği’nin namaz vakitlerinden sonra 

düzenlediği, cemaatin yoğun ilgisiyle karşılanan 

konferans, panel, söyleşi ve sempozyumlarda 

alanında uzman isimler 

bilgiler aktardı. Manevi gün ve haftalarda 

yapılan etkinlikler cemaatin yanı sıra 

mahallelinin de camiye gelmesini sağladı. 

Takdir toplayan ve sıra dışı cami olarak 

ünlenen ibadethanedeki tüm etkinlikler, 

‘Bilge Kral Aliya’nın Camisi’ isimli kitapta 

bir araya getirildi. 

Yeni kitabınız ‘Halkım ve Ben ALİ- 

YA’ okuyucuyla buluştu. ‘Halkım 

ve Ben ALİYA’ kitabını yazma ve 

yayım süreci hakkında neler söylemek 

istersiniz? 

Aliya İzzetbegovic’in hayatı ve fikirlerinin yanı 

sıra Avrupa’nın göbeğinde, Batı dünyasının gözleri 

önünde Sırp ve Hırvatlardan tarafından katledilen 

Müslüman Boşnak halkının direnişi ve 

yaşanan acıların anlatıldığı bir eseri ortaya koymaktan 

onur duyuyorum. Aliya İzzetbegoviç’in 

İslam dünyasının son yüzyıldaki en önemli devlet 

adamlarından ve entelektüellerinden biri olarak 

tarihe ismini yazdırdı. Aliya İzzetbegoviç’in 

hayatı, mücadelesi ve Bosna direnişindeki çarpıcı 

olayların anlatıldığı bu eserin kaleme alınmasında 

editöryal katkıda bulunan gazeteci yazar İbrahim 

Büyükeken ve yazar Mehmet Mert’e de sizin aracılığınız 

ile teşekkür ediyorum. Editörlerin kitapla 

ilgili kimi önerileri oldu. Günler ve gecelerce emek 

verilen sayfalar, “Bilgi Kral Aliya’nın Camisi” kitabımdan 

sonra yine anlamlı bir eseri okuyucularla 

buluşturmanın haklı gururunu yaşıyorum. 

‘Halkım ve Ben ALİYA’ kitabını henüz 

okumayanlar için biraz bilgi verir misiniz? 

Konusu nedir kitapta neler anlatılıyor? 

Aliya İzzetbegoviç nam-ı diger Bilge Kral, ömrünü 

Bosna davasına adayan bir adam. Savaş yıllarında 

ömrünü, hayatının geri kalan kısmını Bosna’yı ve 

halkını savunmaya adayan bir adamdı Aliya. 


67

RÖPORTAJ 

68 

‘‘Yazmanın büyülü dünyasına 

kendini kaptırmış olanların en 

büyük düşü, kitabının 

yayınlandığını görmektir’’ 

Avrupa’nın ortasında ikinci bir Endülüs trajedisine 

izin vermemek için Bosna halkını direnişe örgütleyen, 

ülkesine ve halkına en karanlık günlerde 

bir ışık oldu. Bosnalı ünlü Sanatçı Dino Merlin’in 

dediği gibi ‘’Sen olmasaydın Aliya’’. Aliya olmasaydı 

bugün Bosna - Hersek, Büyük Sırbistan’ın 

bir parçası haline gelecekti. 

Aliya, “Büyük Allah’a yemin ederim ki; 

asla köle olmayacağız” dedi ve Sırpların ve 

Hırvatların kölesi olmaktansa sonuna kadar 

mücadele etti. Vefat etmeden kısa bir 

süre önce de canından çok sevdiği halkını 

Türkiye’ye ve Türk milletine emanet etti. 

Çünkü Aliya ve tüm Boşnaklar için Türkiye 

güvenli bir liman ve ikinci vatandı. 2003 yılında 

hayata gözlerini yuman Aliya, tarihe 

Bosna’yı savunan adam olarak geçti. 

Bu kitap, Avrupa’nın göbeğinde, Batı dünyasının 

gözleri önünde Avrupa’nın en güçlü 

ordusuna mensup Çetnik ve Ustaşa birlikleri 

tarafından katledilen bir halkın direnişini 

örgütleyen Aliya İzzetbegovic’in hayatını, 

fikirlerini anlatılıyor. Ayrıca Müslüman 

Boşnakların Saraybosna’da, Srebrenitsa’da 

nasıl katledildiğini anlatan bu kitapta yaşanan 

acılara da yer veriliyor. 

‘Halkım ve Ben ALİYA’ kitabını 

okuyanlardan almış olduğunuz geri 

dönüşler nasıl? 

Yeni çıktı kitap, ‘’Aliya’yı yakından tanımak 

için güzel bir kitap çok teşekkür ederiz’’ diyenler 

oldu. ‘’Aliya’yı herkese nasip olmaz 

yazmak’’ dediler. Genelde olumlu dönüşler 

alıyorum ve bu beni mutlu ediyor. 

Kitabın hazırlık sürecinde desteğini esirgemeyen, 

değerli Editöryal Gazeteci Yazar İbrahim Büyükeken, 

değerli Yazar Mehmet Mert’e teşekkür ediyorum. 

Hep yanımda olan değerli eşim Makbule Günay 

çocuklarım Halime, Ahmet Remzi, Ertuğrul Tayyip’e 

teşekkür ediyorum. 

Ömrünü Bosna davasına adayan Bilge 

Kral Aliya İzzetbegoviç için başka kitaplar 

yazmayı düşünüyor musunuz? 

Aliya İzzetbegoviç’in bundan 19 yıl önce tarihler 

19 Ekim 2003’ü gösterirken bizlere büyük idealler 

için yol gösterici fikirler bırakarak aramızdan 

ayrıldı. Aliya Izzetbegoviç, tek cümleyle Bosna’yı 

Bosna yapan ruhun kendisine yansıdığı simadır. 

Halkıyla birlikte yaşadığı acılara rağmen Aliya, 

“Geleceğimizi geçmişimizde aramayacağız, kin ve 

intikam peşinde koşmayacağız” diyebilecek kadar 

kendinden, inancından ve toplumundan emin bir 

liderdir. Aliya, sadece kendinden emin değil, aynı 

zamanda gerçekçi bir liderdi. Aliya’nın emanetine, 

devlet ve millet olarak sahip çıkıyoruz. Döneminin 

en önemli düşünce ve devlet adamları, 

mücadele insanları arasında yer alan, hepsinden 

önemlisi samimi bir Müslüman olan Aliya İzzetbegoviç’i 

rahmetle, şükranla yad ediyor, mekanı 

inşallah cennet olur, diyorum. 

Bosna-Hersek Eski Cumhurbaşkanı, düşünür ve 

aynı zamanda çağdaş İslâm düşüncesine özgün 

katkılar sunmuş bir devlet adamı ve tüm bunların 

yanı sıra devlet başkanı ve halkının kurtuluş mücadelesinin 

lideri olarak tarih sahnesinde yer alan 

Aliya İzzetbegoviç’in hayat felsefesini, düşüncelerini, 

İslam’a katkılarını, Boşnak halkının önderi 

olarak örnek alınacak liderlik ruhunu, çetin şartlar 

altında insanlık mücadelesini cesur bir şekilde 

yürütmüş bir liderin görüşlerini gelecek kuşaklara 

aktarmak için yazmaya devam edeceğim. 

Son olarak okuyucularınıza neler 

söylemek istersiniz? 

Aliya İzzetbegoviç’e ve düşüncelerine bugünlerde 

daha fazla ihtiyacımız var. İslam dünyası ne yazık 

ki paramparça olmuş durumda. Stratejik çıkarlar, 

insani çıkarların önüne çıktığı bugünlerde Aliya’yı 

bir kez daha hatırlamamız ve düşüncelerine 

başvurmamız gerekiyor. Ne diyor Bilge Kral: 

‘’Müslümanların hızla artan büyük nüfusuyla 

övünmemiz, bana şişmanlığıyla övünen ve aldığı 

yeni kilolardan haz duyan bir adamı hatırlatıyor’’. 

Ruhumuza, akılımıza ve başarılarımıza vurgu 

yapmaya ne zaman başlayacağız? Küçük ve kırılgan 

bir insanda bile insanlığa katkıda bulunabilecek 

büyük bir ruh bulunabilir. Gücümüz, bilimimiz, 

edebiyatımız nerede? Nerede buluşlarımız, 

küllî iyiliğe katkılarımız? Bu söz bile tek başına 

İslam dünyasına ders niteliğindedir. Aliya İzzetbegoviç’i 

toplumumuza ve dünyamıza daha iyi 

öğretmeliyiz. Onun yaktığı ışığı takip edebilirsek, 

yaşadığımız sorunlardan kurtulabiliriz. 

Aliya İzzetbegoviç İslâm dünyasının son yüzyıldaki 

en önemli devlet adamlarından ve entelektüellerinden 

biridir. Ömrünü Müslüman Boşnak 

toplumuna ve diğer Balkan milletlerine önderlik 

etmekle geçiren, cezaevi yıllarında bile baskılardan 

yılmayan ve bu uğurda büyük bedeller ödeyen 

Aliya İzzetbegovic, sözleriyle, geride bıraktığı eserlerle 

İslâm dünyasına ve tüm insanlığa ışık tutmaya 

devam etmektedir. Balkanlarda Sırp ve Hırvat 

saldırganlığına karşı Boşnakların direnişini canlı 

tutan, ülkesinin ve halkının yaşadığı büyük acıları 

tüm dünyaya haykıran Aliya İzzetbegovic, hayatıyla, 

devlet adamlığıyla, örnek kişiliğiyle sadece 

Müslüman toplumların değil Batı dünyasının da 

takdirini kazanan bir şahsiyettir. Okuyucularımız 

bu eserde Aliya’yı daha yakından tanıma fırsatını 

bulurken, onun destansı mücadelesi ve dünyanın 

gözü önünde yaşanan trajediye tanık olacak. 

İbrahim Günay Kimdir? 

1968 yılında Konya’nın Akören ilçesinde 

dünyaya geldi. Polisler Sülalesinden 

Halı Öğretmeni Ahmet Remzi 

Günay’ın oğlu İbrahim Günay evli 

ve üç çocuk babasıdır. Kamu ve özel 

sektörde görev yapan İbrahim Günay, 

emekli olduktan sonra kendini 

sivil toplum çalışmalarına adadı. Şu 

an Aliya İzzetbegoviç Kültür Sanat ve 

Eğitim Derneği (AKSED) Başkanlığını 

yürüten Günay’ın Bilge Kral Aliya’nın 

Camisi isimli kitabı yayımlanmıştır. 

Türkiye Yazarlar Birliği, Konya 

Sivil Toplum Kuruluşları Platformu ve 

Kızılay Konya Şubesi üyesidir. 


69

SAĞLIK 

70 

Doç. Dr. Alaaddin Nayman 

Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Girişimsel Radyoloji 

, halk arasında ciltte veya ciltaltında kılcal, 

Varis örümcek ağı şeklindeki damarlar veya solucan, 

makarna gibi büyük damarların görünmesi olarak bilinmektedir. 

Bu şekildeki görünümler çoğunlukla bacak damarlarında 

karşımıza çıkar. Evet, bunlar da varistir ancak esas önemli 

olan dışarıdan görülemeyen bacağın iç kısmındaki damarların 

durumudur ve bu damarlar sadece, özel bir ultrason tekniği 

olan ve damarların değerlendirilmesinde kullanılan “Doppler 

Ultrason” ile değerlendirilebilir. Doppler’ de bu damarlarda 

kaçak olup olmadığına bakılır. Bu bahsettiğimiz içerideki 

damarlar, ayak ve bacaktaki kirli kanı kalbe, akciğerlere doğru 

taşıyan toplardamarlarımızdır. Bu toplardamarlar, bacaklarda 

yerçekimine karşı koyarak kanı yukarı doğru taşımak durumundadırlar. 

Toplardamarlar içerisinde kanın geri kaçmasını 

engelleyen, kapakçık yapıları bulunur. Bu kapakçıklar sayesinde, 

bacaklarımızda kan yukarı doğru taşınırken aşağıya, 

ayaklara doğru kanın kaçması engellenmiş olur. Damar genişler 

ve kapakçıklar bozulursa akşama doğru artan bacaklarda 

şişlik, ağrı, ağırlık ve yorgunluk hissi şeklinde bulgular verir, 

gece krampları da bulgulara eşlik edebilir. 

Varis tedavinizi ertelemeyin! 

En büyük tehlike hareketsizlik! 

Genetik yatkınlık varis gelişmesinde en etkili faktör 

olmakla birlikte, genetik yapımızı değiştirme 

şansımız yoktur ama bazı basit önlemlerle varisten 

kendimizi koruyabiliriz. Buradaki en büyük tehlike 

harekesizliktir. Hareketsiz ve uzun süre ayakta 

kalınca bacak toplardamarlarında genişleme ve 

kapak yetersizlikleri gelişmeye başlar ki biz buna 

“Venöz Yetmezlik” diyoruz. Onun için günlük 15- 

45 dakika arası tempolu yürüyüş yapmak varis gelişmesini 

önlemede çok faydalıdır. 

Venöz Yetmezlik tanısı 

nasıl konulur? 

Bu sorunun cevabı çok nettir. Venöz yetmezliği 

tespit edebilmenin tek yolu “Doppler Ultrason incelemesi” 

dir. Doppler Ultrason incelemesi, aslında 

bildiğimiz, belki de gebelikte en çok adını duyduğumuz 

ultrason cihazı ile yapılır. Doppler özelliği, 

ultrason cihazına eklenmiş, damarları göstermeye 

yarayan bir özelliktir. Günümüzde hemen hemen 

tüm ultrason cihazlarının Doppler özelliği de bulunmaktadır. 

Doppler Ultrason, ağrısız, acısız ve 

zararsız bir tetkiktir. 

Doppler Ultrason muayenesinin 

kim tarafından ve nasıl yapıldığı 

çok önemli! 

Doppler Ultrasonla yapılan varis muayenesi çok 

önemlidir. Öncelikle Doppler Ultrason Muayenesi 

mutlaka ayakta yapılamalıdır ki damarda kaçak 

varsa bu ortaya konabilsin. İkincisi, Doppler incelemesi 

sırasında bütün toplardamarlar detaylı bir 

şekilde incelenmeli ve “Venöz Haritalama (Toplardamarların 

haritalanması)” yapılmalıdır. Üçüncüsü 

de mümkünse Doppler Ultrasonu yapacak 

hekim, tedavinizi de yapmalıdır. Bu sayede hem 

başkasının baktığı tetkik sonucuna göre, başka 

bir hekim sizi tedavi etmemiş tek bir noktada hem 

tanı hem de tedavi işlemleriniz yapılmış olacak, 

hem de Doppler Ultrason ile muayenenizi yapan 

hekim toplardamar yapınızı bizzat inceleyip venöz 

haritanıza hakim olduğu için size en uygun tedaviyi 

önerip uygulamış olacaktır. 

Varis tedavisi nasıl 

yapılır? Zor mudur? 

10 yıldan daha eski zamanlarda, varisin 

neredeyse bilinen tek tedavisi, 

klasik cerrahi tedavi idi. Teknolojinin 

çok hızlı ilerlemesi ile birlikte günümüzde 

klasik varis ameliyatları artık 

nadiren yapılmaktadır. Bunun sebebi 

oldukça gelişmiş olan ve sonuçları 

da çok iyi olan ameliyatsız tedavi 

yöntemleridir. Bunlar içerisinde en 

bilineni ve en çok uygulananı, toplardamar 

içerisinden yapılan “Lazer 

Tedavisi”dir. EVLA (EndoVenöz Lazer Ablasyon) 

bu yöntemin orijinal adıdır ve bunun dışında RadyoFrekans 

Ablasyon, yapışkan (Zamk) ve buhar 

tedavileri de kullanılabilmektedir. Bunlar bacak 

içerisindeki damarların tedavisinde kullanılır ve 

diğer küçük damarlar içinse skleroterapi veya köpük 

tedavisi, bazı damarlar için de miniflebektomi 

yöntemleri sıklıkla kullanılır. İşlem lokal anestezi 

eşliğinde ağrısız olarak yapılır, yarım ila bir saat 

civarında süren bir tedaviden sonra evinize veya 

işinize dönebilirsiniz. 

Varisler tedavi edilmezlerse... 

Varisler tedavi edilmezlerse farklı sorunlarla karşılaşabilirsiniz. 

Genişlemiş damarlar içerisinde 

akım hızı yavaşlayan ve durağanlaşan kan, damar 

içerisinde pıhtılaşabilir ve bu pıhtılaşmış kan mikrop 

kapıp tromboflebit dediğimiz oldukça ağrılı 

bir tabloya neden olabilir. Daha da tehlikelisi oluşan 

pıhtılar konup akciğer damarlarına kaçabilir 

(Pulmoner Emboli) ki bu pıhtı miktarı fazla olduğunda 

ölümcül bile olabilir. Bunlar dışında varisler 

tedavi edilmezlerse durdurulması güç kanamalara 

neden olabilirler. Ayrıca varisler ve Venöz 

Yetmezlik ilerleyici bir hastalık olup bacağın derin 

damarlarının da bozulmasına neden olacak kadar 

ilerlerse artık tedavi edilemez hale gelebilirler. 

Onun için varisin önemli bir sağlık sorunu olduğu 

bilinmeli ve bir an evvel tedavisi yaptırılmalıdır. 


71

KÖŞE 

72 


Girişimcilik Desteği 

Mehmet Emin YILDIRIM 

KOBİ Danışmanı -İhracat Destekleri Uzmanı 

yildirim@eflatunplus.com 

Sevgili okurlar, 

Bu sayıda ki yazıma size bir duyuru ile başlamak istiyorum, eğitim ve danışmanlık sektöründe faaliyet 

gösteren İPED Danışmanlıkta, 8 yıl çalıştıktan sonra, mesleki deneyim ve tecrübem ile başka bir hikaye 

yazmaya karar verdim ve kendi işimi kurdum. 

Beraber güzel işlere imza attığım eski iş yerim İPED Danışmanlık ailesine de teşekkür ve başarı dileklerimi 

iletiyorum. 

Her zaman olduğu gibi, bundan sonra EFLATUN PLUS Danışmanlık olarak Metropol Dergileri vasıtasıyla 

üreticimize ve ihracatçımıza zorlu süreçlerinde destek olup güçlerine güç katmak amacıyla bilgi 

ve tecrübelerimizi siz değerli okuyucular ile paylaşmaya devam edeceğiz. 

Geçmiş yazılarımızda hep imalatçı ve ihracatçı firmalarımıza 

yönelik destekler hakkında en merak edilen 

soruları yanıtlayarak konu hakkında detaylı bilgiyi 

vermeye çalıştık. 

Bu yazımızda hem taze bir girişimci olarak hem de 

“Biz girişimcilere destek yok mu?” “Destekler hep büyük 

şirketlere mi veriliyor? sorularına daha fazla kayıtsız 

kalmamak adına, sizlere girişimcilik desteğinden 

bahsedeceğim. 

Yazımıza başlamadan şunu hatırlatmak isterim, Avrupa 

Birliği’nin, Özel ya da kamu kaynaklı Startup’ların, 

dezavantajlılara, hatta son zamanlarda Kalkınma 

Ajanslarının bile girişimcilere verdiği destekler olabiliyor 

ama biz bugün KOSGEB girişimcilik desteğini ele 

alacağız. 

Öncelikle sizden ricam lütfen girişimcilik ile alakalı duyduğunuz 

her şeyi unutun, çünkü özellikle girişimcilik 

destekleri ile alakalı çok eski, yanlış ya da reklam malzemesi 

olarak kullanıldığı için abartı bilgiler olabiliyor. 

Tüm KOSGEB destekleri olduğu gibi, Girişimcilik desteğinden 

de yararlanmanın ilk kuralı; KOSGEB’in desteklediği 

sektörler içerisinde olmanız gerekmektedir. 

Desteklenen sektörler 

(https://webdosya.kosgeb.gov.tr/Content/Upload/Dosya/DesteklenenSektorler.pdf) 

Desteklenen sektörler yer alıyorsak eğer KOSGEB Girişimcilik 

desteği karşımıza iki seçenekte, daha doğru bir 

tabirle imalatçı olanlara ve hizmet sektöründe olanlar 

farklı destekler verilmektedir. Hizmet sektöründe faaliyet 

gösteren firmalar geleneksel girişimci, imalat sektöründe 

faaliyet gösteren ise ileri girişimci olarak adlandırılmaktadır. 

İleri girişimciler kimlerdir. 

(https://webdosya.kosgeb.gov.tr/Content/Upload/Dosya/Girişimcilik/2022/İleri%20girişimcilik/ 

TAB.19.00.01_(03)_İleri_Girişimci_Destek_Programı_Kapsamındaki_Faaliyet_Konuları_Tablosu.pdf) 

KOSGEB’in girişimcilere verdiği destek kalemleri 

nelerdir? 

• Kuruluş Desteği 

• Makine, Teçhizat ve Yazılım Desteği* 

• Mentörlük, danışmanlık ve işletme koçluğu 

desteği 

• Performans Desteği 

• Sertifika Desteği 

* Destek oranı %75 ‘tir. Makine, teçhizat ve yazılımın yerli 

malı olması durumunda, destek oranına % 15 ilave edilir. 

Geleneksel girişimciler sadece kuruluş desteği, sertifika 

ve performans desteklerinden yararlanabilmektedir. 

Yukarıda ki destek kalemleri listesinden, sertifika desteği 

tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfında faaliyet gösteren 

firmalara verilmektedir. Sertifika başına azami 1.000 

TL, toplamda 5.000 TL destek verilmektedir. 

Mentörlük, danışmanlık ve işletme koçluğu desteği; 

orta yüksek ve yüksek teknolojili sektörlerde faaliyet 

gösteren firmalara alacakları danışmanlık ve koçluk 

hizmetlerine azami 10.000 TL destek verilmektedir. 

Bu destekler genelde girişimcilik programından yararlanacak 

girişimcilerin çok sık kullandıkları destek 

kalemleri değildir. Şimdi bahsedeceğimiz makine, 

kuruluş ve performans desteği, girişimcilerin daha sık 

yararlandıkları destek kalemleridir. 

Kuruluş desteği, hem geleneksek hem de ileri girişicilere 

verilen ortak destek kalemidir. Girişimcilerin açtıkları 

işletme türüne göre destek tutarı değişmektedir. 

Şahıs firmalarına 5.000 TL sermaye şirketlerine 10.000 

TL kuruluş desteği verilmektedir. 

Makine, Teçhizat ve Yazılım Desteği; İleri girişimcilerin 

yani imalat yapan girişimcilerin faaliyet gösterdiği 

sektörün nace kodunun teknoloji sınıfına göre 

alacakları destek miktarı değişmektedir. 

Düşük orta-düşük teknoloji seviyesinde faaliyet gösteren 

işletmelere 100.000TL, 

Orta-yüksek teknoloji seviyesinde faaliyet gösteren işletmelere 

200.000TL, 

Yüksek teknoloji seviyesinde faaliyet gösteren işletmelere 

300.000TL, 

Destek verilmektedir. 

Performans desteği; Girişimcilerin, programın başlangıç 

tarihinden itibaren 1. ve 2. Yılın sonunda şirketlerinde 

4(a) kapsamında çalışan personellerin toplam 

SGK prim gün sayısına göre destek verilmektedir. Toplam 

SGK prim gün sayısına göre verilen destek miktarları 

aşağıda ki gibidir. 

Birinci Performans Dönemi İkinci Performans Dönemi 

- 180-539 gün ise 5.000 TL 

- 540-1079 gün ise 10.000 TL 

- 1080 ve üstü gün ise 20.000 TL 

- 360-1079 gün ise 5.000 TL 

- 1080-1439 gün ise 15.000TL 

- 1440 ve üstü gün ise 20.000TL 

Yol haritası ve dikkat 

edilmesi gereken hususlar; 

Girişimcilik desteğinden 

yararlanmak isteyen 

girişimcilerin şirket kurulumlarını 

yapmadan 

önce mutlaka girişimcilik 

eğitimlerini tamamlamaları 

ve hatta üzerinden 

asgari 1 gün geçmesi 

gerekmektedir. 

Girişimcilik eğitimlerini tamamlayan girişimcilerin 

daha sonra şirketlerini kurabilirler, şirket kurulumundan 

sonra 1 yıl içerisinde projelerini oluşturup programa 

başvuru yapabilirler. 

Daha sonra projeler değerlendirilip kurula sevk edilmektedir. 

Kurul sonrası projeleri kabul edilen firmalar 

kuruluş desteği ve harcama yaptıkları uygun destek 

kalemlerine ödeme başvurusunda bulunabilirler. 

Alacakları makinelerin 3 yaşını geçmemiş olması ve 

tüm harcamaların bankacılık kanalıyla yapılması gerekmektedir. 

Destek ödemeleri başvurularında SGK borcu yoktur 

istenmektedir. Borcu olan firmalardan önce mahsup 

işlemi yapılıp kalan tutar firmanın banka hesabına aktarılmaktadır. 

1. ve 2. yılların sonunda da performans desteği başvuru 

yapılmaktadır. 

Sıkça sorulan sorular 

Kira desteği, personel maaş desteği ve hammadde gibi 

harcamalar destek kapsamında değildir. 

Tüm destek harcamalarında önce harcama yapılmalı 

sonra başvuru yapılmalıdır. 

Genç ve Kadın girişimcilerin performans desteği kapsamında 

artı avantajları yoktur. Performans desteğinde 

ise alacakları destek miktarına 5.000 TL ilave edilmektedir. 

Girişimciler ortaklık kurabilirler ama kendilerinin ortaklık 

oranı en az %50 olmalıdır. 

KOSGEB desteği ile alınan makineler 2 yıl boyunca satışı 

yapılmamalıdır. 

Girişimciler destek aldıkları süre boyunca başka bir 

yerde SGK’lı çalışmamalıdırlar. 

Şimdiden tüm girişimcilere bol kazançlı işler dilerim. 

www.eflatunplus.com 

eflatun 

danışmanlık 


SAĞLIK 

74 

Doç. Dr. Murat Gül 

Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD 

Korona virüs 

erkeklerde sertleşme 

bozukluğuna neden oluyor 

Erektil disfonksiyon (sertleşme bozukluğu), erkeklerin herhangi bir cinsel uyarılma sonrası 

sertleşmenin gerçekleşmemesi olarak tanımlanmaktadır. Genellikle ilerleyen yaş ile 

birlikte seyreden sertleşme bozukluğu, özellikle 40 yaş üzeri bireylerde kendini göstermektedir. 

Günümüzde sertleşme bozukluğunun en sık sebepleri arasında şeker hastalığı, 

yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları ön planda yer alırken, iş hayatı ve özel hayatında 

stres ve büyük baskı altında çalışmalarını sürdüren erkeklerde de sertleşme bozukluğuna 

rastlamak mümkündür. 

düzeylerini nasıl düşürdüğünün mekanizması 

tam olarak açıklanamasa da, testosteron seviyelerinin 

normal düzeye getirilmesi sertleşme problemi 

yaşayan erkeklere fayda sağlayabilir. Buna 

ilaveten, ayrı bir not olarak yapılan çalışmalarda 

COVID-19 geçiren düşük testosteronlu erkeklerin, 

normal aralıkta testosteron seviyelerine sahip erkeklere 

göre hastaneye yatış olasılığının 2 kattan 

daha fazla olduğu gösterildi. Yani testosteron seviyeleriniz 

düşük ise tedavi olmanız cinsel hayatınız 

ile ilgili olumlu katkıların yanı sıra COVID-19 ‘u 

da daha hafif geçirebileceğiniz anlamına geliyor. 

Araştırmacılar ayrıca endotelde (kalbin ve kan 

damarlarının içini döşeyen tabaka) korona virüse 

ait partiküller tanımladılar. COVID-19’un damarlarda 

fonksiyon bozukluğuna yol açtığı artık 

kesin olarak ispatlanmış bir durum. Sertleşmenin 

gerçekleşmesi için sağlam damar altyapısı gerekliliği 

göz önünde bulundurulduğunda, korana virüs 

enfeksiyonu geçiren hastaların potansiyel olarak 

sertleşme bozukluğuna aday olduğunu söylemek 

yanlış olmaz. Ancak tabi her COVID-19 geçiren 

hastada sertleşme bozukluğu görülecek diye bir 

kaide yok, genellikle sertleşme bozukluğu hastalığı 

daha ağır geçiren bireylerde kendini gösteriyor. 

Yine yaşlı erkeklerde COVID-19 sonrası sertleşme 

bozukluğu gelişme riskinin daha çok olduğunu 

düşünüyoruz. Bunun birkaç nedeni olabilir: Testosteron 

seviyeleri biz yaşlandıkça azalır ve normal 

sertleşme için testosteronun gerekli olduğunu 

biliyoruz. Diyabet, yüksek tansiyon, kardiyovasküler 

problemler - bunların hepsi daha şiddetli 

COVID-19 gelişimi için altta yatan risk faktörleridir 

ve yaşlı erkeklerin bu sorunları yaşama olasılığı 

daha yüksektir. 

Korona virüs sonrası sertleşme bozukluğunun 

ne kadar sürdüğü ile ilgili kesin bir bilgi maalesef 

günümüzde yok ancak sertleşme bozukluğunun 

diğer semptomlar gibi uzun-soluklu olduğunu 

klinik tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim. 

Özellikle bu sorunu yaşayan hastalarıma önerim 

bir üroloji veya androloji uzmanına görünmeleri 

yönünde. Bu erkeklere yardımcı olmak için klinikte 

kullanabileceğimiz, ilaçlardan şok dalga tedavisine 

ve cerrahi seçeneklere kadar etkili tedaviler 

uyguluyoruz. 

Sağlıklı günler dilerim 

Bunun yanında son zamanlarda genç hastalarda 

da sertleşme bozukluğunun sıklığında bir artış görüyoruz. 

Yapılan çalışmalar bizim bu gözlemimizi 

destekler nitelikte. COVID-19 geçiren erkeklerde 

sertleşme bozukluğu sıklığında, COVID-19 geçirmeyen 

erkeklere göre yaklaşık %20’lik bir artış olduğu 

belirtilmektedir. Corona virüs enfeksiyonunun 

neden sertleşme bozukluğuna neden olduğu 

ile ilgili birkaç teoriler var. Bunlardan bir tanesi, 

sertleşeme bozukluğunun psikolojik nedenlerden 

kaynaklanabileceğidir. Bir erkek COVID-19’a yakalanmasını 

takiben ateş, öksürük, solunum sıkıntıları 

gibi hızlı başlayan semptomları geçtikten 

sonra bir müddet yorgunluk ve halsizlik yaşayabilir. 

Hatta bu bulgulara depresif bulgularda eşlik 

edebilir. Tüm bunların sonucunda kişide cinsel 

istek azlığı başlar ve buna bağlı olarak sertleşme 

bozukluğu gelişebilir. 

Başka bir teori, testosteron hormonu ile ilgili. Bilindiği 

üzere testosteron hormonu temel olarak erkeklerde 

sperm üretimini sağlarken aynı zamanda 

kas kütlesi ve gücünün, ve kemik sağlığının 

korunmasına yardımcı olur. Bunların yanında, 

testosteron erkeklerde cinsel dürtü yani libidonun 

düzenlenmesinde etkili temel faktördür. Yapılan 

çalışmalar, COVID-19’un testosteron seviyelerini 

azaltabileceği ve bunun potansiyel olarak sertleşme 

bozukluğuna neden olabileceğini göstermektedir. 

Her ne kadar, korona virüsün testosteron 


75

ADVERTORIAL 

76 

MAGAZİN 

77 

Özlem İTİK ÖZCAN 

OOPS Pilates Studio Kurucu- Master Eğitmen 

Nesi var bu 

çocukların? 

Oops Pilates Studio’nun 

YOZGAT’DA 

YENİ ŞUBE HEYECANI 

Benim Çocuğum; 

* Hiç yerinde durmuyor. 

*Dikkat isteyen etkinliklere odaklanamıyor, hemen 

masa başından kalkmak istiyor. 

*Koltukların tepesinden inmiyor. 

*Dışarıda, kalabalıkta kontrol edemiyorum çok hareketli! 

Hiperaktif! 

Konya’da 2013 yılında Özlem İtik Özcan tarafından kurulan Türkiye Cimnastik Federasyonu 

(TCF) onaylı bir stüdyo olan Oops Pilates Academy; kalitesinden ödün vermemek ilkesi ile; kurumsallığını, 

vizyon ve misyonunu daha geniş kitlelere ulaştırmak adına, şubeleşmeye başladı. 

Bir diğer çocuk modeli 

*Çok miskin oturduğu yerden kalkmıyor. 

*Spora gönderiyorum, ‘’sıkıldım’’ diyerek devam 

etmiyor. 

*Sosyalleşmesinde güçlük çekiyorum. 

* ‘‘Oğlum- kızım biraz kalk gez, koş oyna kaydıraktan 

kay’’ diyorum ama ‘’korkuyorum diyor’’… 

*Çok hassas mı? 

Nesi var bu çocukların? 

Sorun doğal yaşam akışlarına aşırı 

müdahale olabilir mi? 

Şimdi aynayı kendimize çevirme zamanı geldi! 

Günümüz çocuklarının “ Hareketsiz yaşam tarzı”, “ 

Sosyal Medya bağımlılığı” gibi çağımızın en büyük 

sorunu ve tehlikesi olan “Hareketsizliği” de beraberinde 

getirdi. 

Temel Hareketler yetilerinde kullanmamaya bağlı 

oluşabilecek “ fiziksel, fizyolojik ve ruhsal bir takım 

sorunlara yol açabileceği ön görülebilmektedir” 

Ebeveynlerin ve Egzersiz Profesyonellerinin; Duyusal 

ve motor gelişim evresinin kritik önem taşıdığı 

çocukluk döneminde; çocuklarımıza “Egzersizin” 

yemek yemek, su içmek, uyumak kadar önemli olduğunu 

öğretmeliyiz. 

Ve aksiyon alma zamanı; Oops her zaman baş tacı 

olan çocuklar için kolları sıvadı: 

“Çocuklar için temel hareket eğitimi” programımız 

başlatıyor. 

Bir spor branşına başlamış ya da başlamayı planlayan 

çocuklarımıza “gömleğin ilk düğmesini doğru delikten 

geçirmek adına” onlara; 

-Postural kontrol 

-Çömelmek 

-Koşmak 

-Hoplamak 

-Zıplamak 

-Sıçramak 

-İtmek 

-Çekmek 

-Tırmanmak…. 

İnsan doğasında var olan yetileri tekrar kazandırmak 

ve yeniden programlamak için buradayız. 

BAŞLIYORUZ… 

Sedanter bireyler, omurga ve eklem rahatsızlıkları, 

hamileler ve sporculara hizmet veren kurum aynı 

zaman da Eğitmen yetiştiren bir Akademidir. 

Oops Pilates Studio Yozgat Şubesi; 5 yıl Oops’ta eğitim 

alan ve aktif olarak eğitmenlik yapan, TCF 2. 

kademe eğitmeni, ulusal ve uluslararası bir çok eğitim 

kurumunda kendisini geliştirerek alanında uzmanlaşan 

Fitness ve Pilates Eğitmeni Rüveyda İtik 

Aykaç önderliğinde hizmet vermeye başlamıştır. 

Oops Yozgat’ın kurucusu Rüveyda İtik Aykaç; 

“Memleketimiz Yozgat’a Türkiye Cimnastik Federasyonu 

onaylı bir egzersiz merkezi açmak bizim 

için onurdur. Memleketimizin hak ettiği kaliteyi ve 

hizmeti sizlerle buluşturmak vazifemizdir. Yozgat 

halkına yoğun ilgi ve talebi için ayrıca teşekkür ediyoruz. 

Açılışımıza katılan tüm dostlarımıza teşekkür 

ederiz” dedi. 


77

RÖPORTAJ 

78 


79

www.okyanussurucukurslari.com 

RÖPORTAJ 

GÜVEN, 

80 

TECRÜBE 

GEREKTİRİR. 

0554 499 30 23 

/OkyanusSurucuKurslari 

/Okyanus_surucu_kursu

Metropol Dergisi 63. Sayı

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

Delete template?

Save as template?