04.04.2013 Views

Aziz Nesin

Aziz Nesin

Aziz Nesin

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Öküz gibi de çalışılmaz!<br />

Sen öküz müsün?<br />

Öküzler çalışır öküz gibi...<br />

Sen insansın ulan!..<br />

İnsan gibi...<br />

Değil...<br />

Gibi değil...<br />

İnsanca çalışacaksın,<br />

İnsan olarak...<br />

Boşuna boy gösterdin,<br />

Boşuna gölge gezdirdin,<br />

Avanak!..<br />

Eşşek... eşşek, eşş... eş... şek!..<br />

(Eşek dansı, çifte balesi ve anırma müziği, anırma sesleri.)<br />

60<br />

Düo:<br />

Tabalahura'nın sönmek üzere olan gözlerinden aksakalına yaşlar süzülüyordu.<br />

Ateşin verdiği bunalım içinde kıvranıyor, sayıklıyor, düşler görüyordu Tabalahura.<br />

Çene solosu:<br />

Ölüm döşeğinde can çekişmekte olan Tabalahura, çene atmaya başladı. Çeneleri takır takır<br />

birbirine vuruyordu. Canı çekilmekte ve ayakları soğumakta olan Tabalahura'nın çenesi<br />

düşmüştü. Çenesi düşen bütün yaşlılar gibi, canı çıkarken bile kakafonik çene solosuna devam<br />

ediyordu:<br />

- Son dakikamda ağzıma bir kaşık su verecek kimsem yok... Oysa beş on şişe Namusum<br />

olsaydı, miras olarak Namusumu paylaşacak olanlar şimdi dört biyanımda pervaneler gibi<br />

koşuşurlardı. Ah!.. Bunca yıl boşuna çalıştım. Bir küçücük şişe Namus'um bile olmadı. Öbür<br />

dünyaya gözlerim açık gidiyorum. Namus istifçileri kına yaksınlar...<br />

Gittikçe daha sık çene atan Tabalahura'nın sözleri artık anlaşılmaz, anlamsız heceler olmuştu:<br />

-...Di, dıdı di... Dıdıdı di? Dm! Dıdıd di... Dim!..<br />

Ölüm dansı:<br />

61<br />

Tabalahura'nın sönmekte olan gözleri önünde renkli ışıklar pır pır uçuşmaya başladı. Sonra bu<br />

pır pırlar büyüye büyüye kocaman birer iskelet oldular. Bu iskeletlerin, sırıtan dişleri arasından<br />

buz parçaları gibi soğuk, sivri kahkaha kikirdemeleri dökülüyordu:<br />

-Kih... Kih... Kih... Kikih... KihL<br />

Sırıtkan iskeletler, kemik parmaklarını birbirine vurarak kastanyet sesine benzer sesler<br />

çıkarıyor, Tabalahura'nın ölüm döşeği çevresinde zıplayarak oynuyorlardı. Bu ölüm dansı<br />

sürerken Tabalahura da titremeye başladı. Her titreyişinde ağzından ve burnundan yaşlı<br />

ruhunun bir parçası çıkıyordu. Ruhunu çıkarmak için Tabalahura'nın titreyişleri, biraz göbek<br />

atışa benziyordu.<br />

Tabalahura'nın sıcak bedeni içinde ancak biriki göbek atışlık daha ruhu kalmıştı ki, cılız ten<br />

kafesin-deki bu biriki atımlık ruhunun gücüyle son aryasını söylemeye başladı.<br />

Kuyruğu titreme aryası:<br />

-Bir şişecik Namus'um olmadan ölmek istemiyo-ruum... Namuuuus! Muuuus!.. Musss!..<br />

Muuuusss... Naaa! Naaaa!.. NaaaaaaL Muus!..<br />

Tabalahura'nın zaten yarım aryalık ruhu kalmıştı. Arya için zorlayıp da geri kalan ruhunu da<br />

bedeninden çıkarırken, ancak operalarda görülebilecek<br />

62<br />

bir mucize oldu. "Operada hayalet" dedikleri işte bu mucizedir.<br />

Tabalahura'nın eski karyolasının altından bir adam çıktı,<br />

-Ne bağırıp duruyorsun? Neden inek gibi böğü-rüyorsun? dedi.<br />

Tabalahura,<br />

-Böğürmüyorum... dedi.<br />

- Ya ne yapıyorsun?<br />

- Arya söylüyorum.<br />

- Ulan bu ne biçim arya?<br />

- Ben ne yapayım, operanın bestecisi böyle bestelemiş. Bu benim son aryam. Artık ölüyorum...

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!