Öğrenme Psikolojisi
Öğrenme Psikolojisi
Öğrenme Psikolojisi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ III. ÜNİTE – ÖĞRENME KURAMLARI<br />
Bağlaşımcılık: Uyarıcı ve tepkinin sinirsel bir bağla<br />
bağlandığına inanmasıdır.<br />
Sınama-yanılma: <strong>Öğrenme</strong>yi bir problem çözme<br />
olarak görmüştür. Bir problemle karşılaşıldığında<br />
yapılan çeşitli sınama-yanılma davranışlarıyla çözüm<br />
üretilir. <strong>Öğrenme</strong> sınama yanılma sonucu gerçekleşir.<br />
Küçük adımlar: <strong>Öğrenme</strong>nin büyük sıçramalarla değil,<br />
küçük denemelerle, sistemli adımlarla sağlanmasıdır.<br />
Çağrışımsal Geçiş: Bir uyarıcıya verilen tepkinin,<br />
ortama yeni uyarıcıların eklenmesiyle ve eski<br />
uyarıcıların derece derece çıkarılmasıyla tamamen yeni<br />
uyarıcılara gösterilmesidir. Geçiş sırasında ilk uyarıcı<br />
yavaş yavaş ortamdan çıkarılmış; ilk uyarıcıya<br />
gösterilen tepki eklenmiş ikinci uyarıcıya da<br />
gösterilmiştir. Yani bir uyarıcının organizma<br />
üzerinde yarattığı çağrışımın başka uyarıcıya<br />
kaymasıdır. Mesela; Thorndike bu ilkeyi kediye<br />
“ayakta dur” emrini öğretirken kullanmıştır. Önce<br />
kediye bir parça balığı yukardan göstermiş daha sonra<br />
kediye ”ayağa kalk” demiştir. Yeterli sayıda deneme<br />
yaptıktan sonra yavaş yavaş balığı ortamdan çekmiş;<br />
sadece “ayağa kalk” komutunu verdiğinde kedinin<br />
ayağa kalktığı görülmüştür.<br />
Çağrışımsal Zıtlık: Uyarıcı-tepki bağları daha önce<br />
oluşturuldukları yönde daha kolay çağrışım yaptırır.<br />
Çağrışımsal zıtlık kavramı ile ait olma ilkesine karşı<br />
çıkar. Mesela; çarpım tablosunu düzden öğrenen kişinin<br />
tersten söylemesinin zor olduğunu, alfabenin düzden<br />
okunuşunun kolay tersten ise zor olduğunu söyleyerek<br />
öğrenmeye ilişkin mekanik görüşünde ısrar eder.<br />
Ait Olma: İki uyarıcı arasında çağrışımsal bir ilişkinin<br />
oluşması için bu öğelerin bitişik ya da yakın olması<br />
yeterli değildir. Aynı zamanda bu iki öğenin<br />
birbirleriyle anlamlı bir şekilde bir arada olmaları<br />
gerekir. Yani bu iki uyarıcı birbirine ait olmalıdır.<br />
Birbirine ait değilse çağrışım olmamaktadır. Önemli<br />
olan yan yana olmak değil, ilişkili olmaktır. Mesela;<br />
erkek-ahmet, kadın-demet, kuş-güvercin, çiçek-gül gibi.<br />
3. EDİMSEL (OPERANT, ARAÇLI, VASITALI)<br />
KOŞULLANMA YOLUYLA ÖĞRENME (SKİNNER)<br />
Temsilcileri; Thorndike, Skinner, Watson, Guthrie.<br />
Organizmanın rastlantısal nitelikteki davranışlarını<br />
pekiştirme yaparak biçimlendirme/yönlendirme<br />
yapmaktır. İstenilen davranışta olumlu pekiştireç,<br />
istenmeyen davranışta ise olumsuz pekiştireç verilerek<br />
bu yönlendirme yapılır. Pekiştirilen davranışlar devam<br />
ederken pekiştirilmeyen davranışlar devam etmez.<br />
Mesela; Normal olarak pek yalan söylemeyen bir<br />
öğrenci derse geç kaldığı bir gün hasta olduğunu<br />
söyleyerek öğretmeninden azar işitmekten kurtulmuştur.<br />
Bu olaydan sonra öğrenci gerek okulda gerekse evde<br />
zorda kaldığı durumlarda yalan söylemeye başlaması<br />
(2011 KPSS).<br />
- 13 -<br />
Edimsel Koşullanma İlkeleri<br />
Klasik koşullanmada geçerli olan ilkeler aynen geçerli<br />
olmakla beraber 2 ilke daha vardır.<br />
Pekiştirici uyarıcıyla izlenen tepkiler tekrarlanma<br />
eğilimindedir.<br />
Pekiştirici uyarıcılar, edimsel davranışların<br />
meydana gelme olasılığını arttırır (Skinner fare<br />
deneyinde yiyecek farenin pedala basma<br />
davranışını arttırır, elektrik şoku ise azaltır).<br />
Edimsel Davranış: Skinner “edimsel kutu” denilen bir<br />
araç geliştirdi. Kutuda elektrik şoku verecek ızgara,<br />
yiyeceğin düşmesini sağlayacak bir kol ve yiyeceğin<br />
düştüğü bir çekmece vardır. Skinner, aç bir fareyi<br />
kutuya koyarak kola basmayı öğretmeye çalışmıştır.<br />
Fare başlangıçta rastgele hareketler yapmış, bu arada<br />
tesadüfen kola basıp yiyeceğe ulaşmıştır. Yiyeceğe<br />
ulaşan fare sonradan davranışını tekrarlamış ve birkaç<br />
denemeden sonra kola basınca yiyecek düştüğünü fark<br />
ederek öğrenmiştir.<br />
Skinner’in Davranış Kazandırma Yöntemleri<br />
Kademeli Yaklaşım (Biçimlendirme-Şekillendirme):<br />
Bu yöntemde hedef olarak belirlenen davranışa her<br />
seferinde biraz daha benzer davranışları, en sonunda da<br />
sadece hedef davranış pekiştirilir. Organizmaya<br />
kazandırılmak istenen davranış küçük alt davranışlara<br />
ayrılır, organizmanın en basit davranışından<br />
itibaren, başarıyla yaptığı her davranışı aşama<br />
aşama pekiştirilerek tüm davranışı bir defada<br />
yapılması sağlanır. Programlı öğretimin temelidir.<br />
Biçimlendirmede önceden belirlenen adımların sırasıyla<br />
yapılma şartı yoktur. Yani adımlardan birinin yeri<br />
değiştirilse veya atlansa da yine istenen davranış<br />
kazandırılabilir. Ayrıca hedef davranışla ilgisi olmayan<br />
davranışlar cezalandırılmaz.<br />
Zincirleme: Biçimlendirmeye benzeyen yöntemdir.<br />
Biçimlendirmeden farklı olarak bu ilke, amaca ulaşmayı<br />
sağlayacak alt davranışların atlanmadan sırası ile<br />
yapılmasını öngörmektedir. Zincirleme yönteminde de<br />
her aşamadan sonra pekiştireç verilir. Yani<br />
zincirlemede sonuca ulaşmak için belli bir sıranın<br />
takip edilmesi şarttır. Adımlar atlanır veya sırası<br />
değiştirilirse sonuca ulaşılamaz. Mesela; bankamatikten<br />
para çekmenin belli işlem adımları vardır ve bu adımlar<br />
sıra ile yapılmalıdır. Yoksa istenilen sonuca ulaşamayız.<br />
Uyarı: Biçimlendirme yöntemi yeni bir davranış<br />
kazandırmada, zincirleme yöntemi ise daha çok<br />
beceri kazandırmada etkilidir.<br />
Tersine Zincir: Zincirleme yönteminin tam tersidir.<br />
Aşamalılık baştan sona doğru değil, sondan başa<br />
doğrudur.