27.06.2013 Views

meme kanserli hastalarda lokal bölgesel nüks üzerine radyoterapi ...

meme kanserli hastalarda lokal bölgesel nüks üzerine radyoterapi ...

meme kanserli hastalarda lokal bölgesel nüks üzerine radyoterapi ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

aksiller lenf bezi tutulumu görülme oranı daha düşüktür (31,32). Medüller karsinomların<br />

prognozunun invaziv duktal ve lobulere göre daha iyi olması tartışmalıdır. Tipik medüller<br />

karsinomlar için prognozun daha iyi olduğu, ama atipik olanların invaziv duktal ve lobulerle<br />

benzer seyrettiği düşünülmektedir. İnflamatuar karsinom en kötü prognoza sahip olan tiptir.<br />

Tümör büyüklüğü: Nod (-) hastalık altgrubunda en güçlü ve tutarlı prognoz<br />

belirleyici tümör büyüklüğüdür. Tümör büyüdükçe hastalık <strong>nüks</strong>ünün arttığı ve klinik seyrin<br />

kötüleştiği birkaç çalışmada gösterilmiştir (33-35). Tümör çapı ve sağkalım arasında ters bir<br />

ilişki vardır (36). Tümör çapı tutulan aksiller lenf nodu sayısı ile korelasyon göstermekle<br />

birlikte bağımsız olarak da önemli prognostik faktördür (37). Memorial Sloan Kettering<br />

Kanser Merkezi’nin verilerine göre 1 cm’nin altındaki tümörlerde 20 yıllık <strong>nüks</strong> oranı %12,<br />

bir NSABP çalışmasında ise nod (-), ER (-) tedavi almamış <strong>hastalarda</strong> <strong>nüks</strong> oranı %25’tir.<br />

Tümör gradı: ‘Grad’ terimi karsinomlarda differansiyasyon derecesini ifade etmek<br />

için kullanılmaktadır. Tümör gradı patoloji raporunun standart bir parçası olup <strong>meme</strong> kanseri<br />

açısından prognostik önem taşır. Tümör gradlaması ile ilgili en önemli sorun kişiler arası<br />

yorum farkıdır. Bu neden ile tekrarlanabilirlilik özelliği düşük olan prognostik faktördür. Bazı<br />

sistemler sadece nükleer yapıları değerlendirir ve nükleer grad olarak sonuç verir. Bazı<br />

sistemlerde ise nükleer yapılar tümör yapısı ile birleştirilerek histolojik grad olarak sonuç<br />

bildirilir. Nükleer grad tümörün çekirdek özelliklerini ve atipi derecesini yansıtır. Histolojik<br />

grad hücresel ve dokuyla ilişkili kriterlere dayandığı için, nükleer graddan daha güvenilir bir<br />

prognostik faktör olarak kabul edilmektedir; fakat nükleer gradı sitolojik örneklerde de<br />

değerlendirme şansı vardır. En sık kullanılan gradlama sistemleri Scarff-Bloom-Richardson<br />

(SBR) sınıflaması ve Fisher’in nükleer gradlama sistemidir; ancak çoğu zaman bunların<br />

modifiye şekilleri kullanılmaktadır (38,39).<br />

Meme tümörleri tubul oluşturma, hücrelerin çapları, nükleus çapı, hiperkromatizm<br />

derecesi ve mitoz sayısına dayanarak üç histolojik dereceye ayrılır. Grade I iyi; grade II orta<br />

ve grade III kötü derecede diferansiye olmuş tümörleri tanımlar (40).<br />

Lenfovasküler ve perinöral invazyon: Primer <strong>meme</strong> tümörünün etrafındaki<br />

lenfatiklerin, kan damarlarının ve perinöral dokunun invazyonun prognostik önemi konusunda<br />

da çalışmalar mevcuttur. Meme tümörlerinin üçte birinde lenfatik invazyon mevcuttur.<br />

Lenfatik invazyon kötü bir prognostik faktördür. Birçok çalışmada lenfatik invazyon lenf<br />

nodu pozitifliğini arttırıcı bir risk faktörü olarak bildirilmiştir (41). Dört veya daha fazla lenf<br />

nodu pozitif olan olgularda lenfatik invazyon oranı artmaktadır. Fisher ve ark. (42)’nın bir<br />

çalışmasında lenfatik invazyon ve yüksek histolojik gradlı tümörleri olan olgularda <strong>lokal</strong><br />

<strong>nüks</strong>ün daha fazla olduğu ve sağkalımlarının daha kötü olduğu gösterilmiştir.<br />

12

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!