19.07.2013 Views

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Semiha ÜNLÜ YÜCEER<br />

virüsü (PLVVR) kılıf proteinleri CaMV 35S promotörü önüne klonlanarak ve bir<br />

markör gen (Npt II) ile beraber Agrobacterium tumefaciens aracılığıyla aynı çeşitlere<br />

aktarılmıştır. Patates Y virüsü kılıf proteini geni (PVY CP) taşıyan transgenik bitkiler<br />

yetişme dönemi boyunca stabil özellik gösterirken, Yaprak kıvırcıklığı kılıf protein<br />

geni (PLRVCP)’ni taşıyan transgenik bitkiler sera testlerinde oldukça iyi gelişmiş,<br />

ancak tarla denemelerinde stabil olmadıkları gözlenmiştir.<br />

Dale and Mcpartlan (1992), bazı transgenik patates bitkileri ile yumrudan ve<br />

sürgün uçlarından rejenere edilen kontrol bitkilerini, tarla performansı bakımından<br />

değerlendirmişlerdir. Transgenik bitkilerde GUS geni patatin Npt II geni ise nopalin<br />

sentez promotörü kontrolü altında olup bu iki genin de bitki fenotipi üzerinde<br />

herhangi bir etkisi olmadığı belirlenmiştir. Yapılan transformasyon sonucunda<br />

transgenik bitkiler elde etmişlerdir. Bu transgenik bitkilerin yumru diskleri ve kontrol<br />

bitkileri daha önceden patates yetiştirilen tarlaya dikilmiştir. Çiçeklenme döneminde<br />

bitki boyu, yumru ağırlığı ve yumru sayısı tespit edilmiştir. Elde edilen bulgulara<br />

göre, transgenik bitkiler arasında somaklonal bir varyasyon meydana geldiğini<br />

saptamışlardır. Ayrıca, transgenik bitkilere ait ortalama değerler bütün karakterler<br />

(boy, ağırlık ve yumru sayısı) bakımından kontrol bitkilere göre daha düşük, değişim<br />

bakımından ise daha yüksek değerler göstermiştir. Kullanılan doku kültürü<br />

metotlarının bitkinin performansını etkileyen önemli bir faktör olduğunu ortaya<br />

konmuştur. GUS eksprasyonu gösteren bitkilerin incelenen üç karakter bakımından<br />

da en düşük değerlere sahip olduğu görülmüştür. GUS ekspresyonunun bitkinin<br />

performansını etkilediği düşünülmüştür. Buna karşılık bitkilere gen aktarımında<br />

sıkça kullanılan Npt II geninin ise tarla performansı bakımından herhangi bir etkiye<br />

sahip olmadığı görülmüştür.<br />

During ve ark. (1993), patateste yaş çürüklük etmeni olan Erwinia<br />

carotovara’ya karşı dayanıklı transgenik patates bitkileri geliştirmişlerdir.<br />

Bakteriyofaj T4 lizoenzimi, birkaç bitki türünde ortaya çıkarılmış olup, bakteriyotik<br />

enzimler içerisinde en aktif olanıdır. A. tumefaciens’in plazmidine Npt II markör geni<br />

ile birlikte CaMV 35S promotörü önüne klonlanmış olan kimerik T4 lizoenzim<br />

patatese aktarılmıştır. Bakteriyofaj T4 lizoenzimi transgenik patates hücrelerinde<br />

hücreler arası salgılanması sonucu fitopatojenik bakterilere karşı patates bitkisinin<br />

19

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!