29.09.2013 Views

dünden bugüne kıbrıs

dünden bugüne kıbrıs

dünden bugüne kıbrıs

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ir koz olarak kullanmak ve Ankara'yı Gümrük Birliği karşısında, "Rum-AB ilişkilerini<br />

kabule zorlamaktı".<br />

İşin daha da ilginç yanı, bu belge Türkiye'ye değil AB'ye yarar sağlıyordu. Türkiye tek yanlı<br />

olarak AB vesayeti altına giriyordu. Uygar dünyada, AB ile bu tür anlaşma imzalayan başka<br />

bir ülke yoktu.<br />

Ama Ankara'daki hükümet bu belgeyi, "Sanki Türkiye AB'ye tam üye yapılıyormuş" gibi<br />

kamu oyuna sunmuştu. İçerde bazı çevrelerin de büyük desteği ile Türk kamuoyu<br />

yanıltılmıştı. Hükümet bu hava içinde Yunan vetosunun kalkmasına karşılık, AB'nin Rumlarla<br />

(Kıbrıs Cumhuriyeti olarak), tam üyelik görüşmelerine başlamasına "göz yummuştu". Zaten<br />

imzalanan Gümrük Birliği belgesinin 16 maddesine ilişkin (ek) de, durum, Kıbrıs'ın adı da<br />

anılarak, açık olarak ortaya konmaktaydı.<br />

Öte yandan 6 Mart 1995'te Gümrük Birliği anlaşması imzalanmadan birkaç gün önce, 24<br />

Şubat 1995'te Brüksel'de Komisyon başkanı, Rumlarla (Kıbrıs ile) tam üyelik görüşmelerine<br />

başlayacağını açıklıyordu ve Ankara'dan buna hiçbir "resmi tepki" gelmiyordu. Çünkü Atina,<br />

Ankara'nın tepki vermemesi (işi kabullenmesi) karşılığında (veto)sunu kaldıracaktı.<br />

Bunlar hep kamuoyunun ve ilgili çevrelerin bilgisi dışında gelişti. TBMM ne olup bittiğinin<br />

farkında değildi. Belirli çevrelerin denetimindeki medya bunları yazamıyordu.<br />

Türkiye kendi hükümetiyle, kendi medyası ile ve belirli sermaye çevrelerinin katkısı ile<br />

"kendi kendisini bağlıyordu".<br />

* Haziran 1995'te GKRY ile AB "ortaklık konseyi"ni Brüksel'de topluyor ve tam üyelik<br />

görüşmeleri başlıyordu.<br />

Bütün bu gelişmelerin yavaş yavaş açığa çıkmaya başlaması Milli Güvenlik Kurulunun 1995<br />

sonlarına doğru, Türkiye'nin Kıbrıs politikası konusunda "karar almasına" yol açtı. M.G.K.<br />

konuya elkoydu ve bu tutum sonucu olarak da 28 Aralık 1995'te, Hükümetin göstermesi<br />

gerekirken gösteremediği "tepki", MGK kararı sonucu, 28 Aralık 1995'te Demirel-Denktaş<br />

deklarasyonu yayınlandı.<br />

Hükümetin Şubat 1995'te, göstermesi gerekirken gösteremediği "tepki", MGK. kararı sonucu,<br />

28 Aralık 1995'te Demirel-Denktaş deklarasyonu ile ortaya konuyordu.<br />

3) Demirel-Denktaş Deklarasyonunun Önemi<br />

28 Aralık 1995 Demirel-Denktaş deklarasyonu, sadece dünyaya değil içerdeki bazı çevrelere<br />

de yöneliktir.<br />

1995 yılındaki hükümetin, Türkiye'yi AB'ye tek yanlı bağlayan Gümrük Birliği'ni,<br />

kamuoyunda iç politika malzemesi yaparak yanlış tanıtması yalnız Türkiye-AB ilişkilerinde<br />

değil, Ankara'nın Kıbrıs politikasında da çelişkiler doğurmuştu. Hükümetin bu belirsiz ve<br />

kaypak politikasını düzeltmek de M.G.K.na düşmüştü. M.G.K. kararları doğrultusunda, 28<br />

Aralık 1995'te Cumhurbaşkanları(Demirel-Denktaş) deklarasyonları ile Türkiye yapılan<br />

yanlışı düzeltiyordu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!