Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
YENi ÜMiT<br />
Prof. Dr. Veysel GÜLLÜCE*<br />
Nisan / Mayıs / Haziran 2012 - Sayı 96<br />
Bediüzzaman'ın<br />
Kur’ân’ın Câmiiyyetine<br />
Yaklaşımı*<br />
Kur’ân başlangıç <strong>ve</strong> netice münasebeti içinde bütün vak’a <strong>ve</strong> hâdiselere,<br />
kıymetleri ölçüsünde mutlaka temas etmiştir; etmiştir zira Kur’ân, bütün kâinatın<br />
anatomisini yapacak çapta bir câmiiyete sahiptir. Sanki onda, en küçük noktalar<br />
bile ilâhî büyüteçle büyütülmüş <strong>ve</strong> insanın nazarına arz edilmiştir.<br />
Câmiiyyet sözün zengin <strong>ve</strong> ihâtalı olmasıdır.<br />
1 Başka bir ifadeyle az sözle<br />
çok mânâ ifade etmektir. Peygamberimiz<br />
(sallallahü aleyhi <strong>ve</strong> sellem), “Bana<br />
cevâmiu’l-kelim <strong>ve</strong>rildi <strong>ve</strong> benim için kelâm kısaltıldı<br />
da kısaltıldı” 2 mealindeki hadîsinde ifade ettiği gibi,<br />
sözün câmi olması kısalığıyla beraber çok mânâya<br />
delâlet etmesidir. Peygamberimiz’in (sallallahü aleyhi<br />
<strong>ve</strong> sellem) sözlerinde câmiiyyet söz konusu iken,<br />
Yüce Allah’ın kelâmında böyle bir özelliğin olmaması<br />
düşünülemez. Bilâkis Kur’ân hârikulâde,<br />
i’câzlı bir câmiiyyete sahiptir.<br />
Burada Kur’ân’ın câmiiyyetine örnek olarak<br />
Kur’ân’ın en câmi âyetlerinden biri olan Tevbe<br />
Sûresi 41. âyet i zikredebiliriz: “Hafîf <strong>ve</strong> ağır olarak<br />
savaşa çıkınız. Allah yolunda mallarınızla <strong>ve</strong> canlarınızla<br />
cihad ediniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan<br />
budur.” (Tevbe, 41) Bu âyetteki “hafif <strong>ve</strong> ağır olarak/<br />
hifâfen <strong>ve</strong> sıkâlen” kelimeleri câmi kelimeler<br />
olduğundan bu kelimelerin tefsirinde çok çeşitli<br />
mânâlar zikredilmiştir. Burada tespit ettiklerimizi<br />
sıralayacağız:<br />
1. Genç <strong>ve</strong> yaşlı olarak (Hasan-ı Basrî, İkrime,<br />
Mücâhid),<br />
2. Kolay <strong>ve</strong> zor şartlarda, (Ebû Sâlih),<br />
3. Fakir <strong>ve</strong> zengin olarak (Ebû Sâlih),<br />
4. Zayıf <strong>ve</strong> şişman olarak, 3<br />
5. Meşgul <strong>ve</strong> gayrımeşgul hâldeyken (Hakem),<br />
6. İstekli <strong>ve</strong> isteksiz olarak (İbn Abbas, Katâde),<br />
7. Süvari <strong>ve</strong> piyade olarak (Ebû Amr, Evzâî),<br />
8. Sanat sahibi <strong>ve</strong> sanatsız olarak (İbnu Zeyd),<br />
9. Evli <strong>ve</strong> bekâr olarak (Yemân b. Riyâb)<br />
10. Çocuklu <strong>ve</strong> çocuksuz (Zeyd b. Elsem),<br />
11. Sıhhatli <strong>ve</strong> sıhhatsiz (Cu<strong>ve</strong>ybir),<br />
12. Hafif <strong>ve</strong> ağır de<strong>ve</strong> ile (Ali b. İsâ, Taberî)<br />
13. Hafif <strong>ve</strong> ağır silâhlı olarak (Sa’lebî)<br />
14. İtaate istekli, muhalefeti ağır görerek,<br />
15. Mubarezeye istekli, sabır için ağırlığını koyarak. 4<br />
Meydânî, âyetin mânâsının küllî (genel) olmasıyla<br />
beraber, tefsirlerinin bu küllî mânânın örnekleri <strong>ve</strong>ya tatbikatı<br />
nevinden cüz’î olabildiklerine dâir bu âyeti misâl<br />
olarak zikretmiş, mânâsına dâir dokuz madde sıraladıktan<br />
sonra, “Lâfız, küllî delâletiyle bu tefsirlerin<br />
tamamına muhtemel olduğu müddetçe bir<br />
<strong>ve</strong>ya birkaç mânâya tahsis etmeye sebep yoktur.<br />
52 | YENİ ÜMİT DERGİSİ