16.11.2014 Views

KEMALiZM - Toplumsalbilinc.org

KEMALiZM - Toplumsalbilinc.org

KEMALiZM - Toplumsalbilinc.org

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

268<br />

tantanalarının altında yatan koyu bir uĢaklık ve emperyalistler arası çatıĢmadan,<br />

bir kucaktan diğer kucağa gidip gelme... Kemalist hareket emperyalizmin<br />

bir oyuncağıydı ve hep de öyle kaldı günümüze kadar. Kemalistler,<br />

emperyalistlerin bu siyasi ve askeri destekleri sayesinde 26 Ağustos 1922<br />

yılında Yunanlılara yaptıkları saldın ile 9 Eylül 1922'de yine Ġngiltere<br />

BaĢbakanı Lloyd Ge<strong>org</strong>e'nin o pek muhterem ifadeleriyle; Ġzmir'e bayrak<br />

dikecek ve de sözde onurlannı kurtaracaklardır (!!!) Bu onur emperyalizmin<br />

çizmelerini Anadolu'da yalama onurudur hiç Ģüphesiz! Ġzmir'den<br />

sonra ne mi oldu? Ġ. Ġnönü anlatıyor; "müttefikler bizi Ġzmir'de<br />

bırakmıĢlar bizimle hiç meĢgul olmuyorlardı" (I. Kitap, Hatıralar)<br />

Yoruma gerek var mı? ĠĢte "dört yıllık kanlı savaĢ"(!) tantanalarının<br />

gerçek yüzü! Fakat buraya yine Ġsmet Ġnönü'den bir hatıra almadan<br />

bitirmeyelim, hele bakın Ģu hatıraya; "Kıtalarımız bir taraftan Kocaeli<br />

Yarımadasında toplanırken, öbür taraftan Çanakkale'ye yanaştılar ve İngiliz<br />

keşif kolları ile temas ettiler. Bazı yerlerde Ġngiliz kıtaatına (askeri<br />

kıtalarına- O.A.) 20-30 metre kadar yakın mesafeye sokuldular.<br />

Askerlerimiz silah atmak için değil, silah taşımak için vaziyet almış insanlar<br />

halini muhafaza ediyorlardı. Silahlarını arkalarına takmıĢlar, kollarını<br />

sallayarak Ġngilizlerin yanına yaklaĢıyorlar, yanlarından geçip<br />

yürüyorlar. Çok şaşılacak bir gerçektir ki, bizim ilerlememiz karşısında<br />

İngilizler de ilk tedbir olarak kendilerinin daha evvel silah atmamasını<br />

kararlaştırmışlar... Çanakkale etrafındaki İngiliz tel örgülerine kadar<br />

sokulan askerlerimizle, öbür taraftaki ingiliz askerleri arasında alışveriş<br />

şakaları, konuşma şakaları, işaret şakaları tabii bir hale gelmiştir... Askeri<br />

temas bu kadar laubali bir noktaya gelinceye kadar, siyasi olaylar da gergin<br />

bir halde devam etti." (Hatıralar 2. Kitap)<br />

Sayın okurlarımız sanıyoruz ki basmıĢtır kahkahayı. Ne inciler, ne itiraflar<br />

değil mi, ne kadar da "anti-emperyalist" bir savaĢ? Nereye mi gidiyor<br />

Kemalist ordu buradan? Çanakkale ve Trakya'ya, evet iĢte böyle<br />

güle oynaya.<br />

Türk Tarih Kurumu'nun çıkardığı A'dan Z'ye Tarih ansiklopedisi<br />

(1984) Ģöyle yazıyordu bu durumu; "Ġstanbul, Boğazlar bölgesi ve Doğu<br />

Trakya savaĢ yapmadan kurtarıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'ni<br />

bütün devletler tanıdı." (s: 1014) Bu sayılan yerlerde Ġngiliz,<br />

ABD, Fransız ve Ġtalyan askeri güçleri vardır... Yoruma ihtiyacı yok bu<br />

lafların! Evet, hatıra değil itiraflardır bunlar.<br />

269<br />

MECLĠS: "CAN GÜVENLĠĞĠ YOK MU?"<br />

"Halkın egemenliğini tumturaklı sözlerle ilan etmişler<br />

ve halkı zincire vurmuşlardır. Bir yandan, devlet memurları<br />

onların vekilleridir derken, öte yandan memurlara halkın<br />

efendisi, taptıkları kimseler gibi davranmışlardır." (Robespierre)<br />

M. Kemal'in "hayvanat bahçesi" dediği "Mecliste" sık sık duyulan bir<br />

laftı bu; "Bu Mecliste can güvenliği yok mu?" Adına "mebus"<br />

(mil-letvekili(!) denilen zevat böyle bağırıyordu mecliste. ĠĢin doğrusu,<br />

yoktu. Mebuslar adeta bir esirdi M. Kemal'in elinde. Her mebus, bizzat M.<br />

Kemal'in peĢine taktığı adamlar tarafından, meclis dıĢında da izleniyordu.<br />

Ya içeride?.. Lord Kinross anlatıyor meclis denen ahırın durumunu:<br />

"Çok defa kavga çıkar ve mebusların birbirlerine girip yüz göz dağıtmaları,<br />

silaha sarılmaları ancak daha sözü geçen üyelerin araya girmesiyle<br />

önlenebilirdi. Daha önemli durumlarda ise, sükunet en sonunda Mustafa<br />

Kemal'in kendi adamlarının her yana korkunç bakıĢlar atarak, ellerini<br />

tabanca kılıflarına götürmeleriyle sağlanabilirdi." (Atatürk) (abç)<br />

"M. Kemal'in kendi adamları?" (Silahlı ve de Mecliste? TeĢkilat-ı<br />

Mahsusa gibi M. Kemal'in koruyuculuğunu yapan bu adamlar Laz çeteleri<br />

denilen Topal Osman'ın adamlarıydı. Ama sadece "sükûtu sağlamak"(!)<br />

için değil, kararları, M. Kemal'in dilediği Ģekilde çıkartmak için de elleri<br />

silahlarına sık sık gidiyordu bu M. Kemal'in beslemelerinin. Daha önce hilafetin<br />

kaldırılmasına iliĢkin bu Laz çetelerinin mecliste nasıl bir terör estirerek<br />

karar çıkarttığına örnek vermiĢtik. Bunun için mebuslar sık sık "Bu<br />

Mecliste can güvenliği yok mu?" diye batırıyorlardı. Bazı yazarlar bu Laz<br />

çetelerinin "bir orduyla savaşacak kadar büyük olduğunu" yazarlar. Ġçeride<br />

dıĢarıda M. Kemal'in "özel" korumalarıdır bunlar. Herkesten korkan bir<br />

insanın ruh halidir bu ve M. Kemal iyi korunduğu zaman "iyi bağıran"<br />

biridir. Her kanlı diktatörün ruh hali. Öyleki, gerek Sakarya "savaĢında"<br />

gerek "Büyük Taaruz" denilen "savaĢta" hiçbir cephenin içinde, savaĢta<br />

yoktur o. Kilometrelerce geride Laz çetelerinin korumasında telefonlarla<br />

bilgi almaktadır bu çatıĢmalardan ve sonucundan. Ama çatıĢmalar karĢısında<br />

Yunan güçleri geri çekilirken, orduyu durdurup en önde Ġzmir'e girme<br />

"Ģerefini" de kimseye bırakmaz o. Hiç bir çatıĢmanın hiç bir savaĢın

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!