Ä°nsanlar KonuÅa KonuÅa... - TRT
Ä°nsanlar KonuÅa KonuÅa... - TRT
Ä°nsanlar KonuÅa KonuÅa... - TRT
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
14 RADYOVİZYON<br />
Radyoilef<br />
“Radyo Radyo” ile başlayıp Radyoilef<br />
adıyla devam eden bir yayıncılık<br />
serüveni…<br />
FM<br />
91.00<br />
Halil Rıfat Güven<br />
Önce başka frekanslardan hayatın frekansını yakalama<br />
çabası, sonra FM 91.00 olarak günümüze<br />
uzanan bir radyoculuk deneyimi. Çok dinlenen<br />
üniversite radyolarından biri Radyoilef… Poptan<br />
latine, cazdan klasiğe geniş bir yelpazede müzik<br />
yayını yapıyor. Öğrencilere uygulama alanı olmanın<br />
ötesinde işlevleri var. Sakin, huzurlu, dalgasız<br />
bir deniz gibi… Kendini ortaya koymak için bağırmaya<br />
ihtiyaç duymuyor. Müzikle konuşuyor,<br />
müzikle anlatıyor her şeyi.<br />
Beş öğretim elemanı yönetiyor Radyoilef’i. Müzik<br />
seçiminden duyuruların hazırlanmasına,<br />
seslendirilmesine kadar yayıncılık faaliyetinin<br />
tam içindeler. Halil Rıfat Güven, Önder Çağlar,<br />
Hatice Kurt, Itır Gökgücü, Aziz İbrahim Önder…<br />
Rıfat Aras, Sezer Akarcalı gibi daha pek çok ismi<br />
de anmadan geçmek istemiyorlar. Sohbetimiz<br />
radyo atölyesinde, bize güzel bir fon oluşturan<br />
Radyoilef yayını eşliğinde uzayıp gitti. Halil Hoca,<br />
zaman zaman “ben bir öğrencilere bakayım” diyerek<br />
yanımızdan ayrılsa da, Aziz İbrahim Önder<br />
okul dışında olsa da, Radyoilef’i enine boyuna<br />
konuştuk.<br />
Radyoilef’in kuruluş öyküsüyle başlayalım.<br />
Halil Rıfat Güven: Burada yayın 1982 yılında<br />
başladı, kapalı devre olarak. Siyasal Bilgiler<br />
Fakültesi’nin ve buranın kantininde, koridorlarda.<br />
Çok ilginç bir deneyimdi. Rıfat Aras vardı o zaman.<br />
Kapalı devre yayın bir yıldan az sürdü. İlk zamanlar<br />
adı yoktu radyonun. Nilgün Abisel hocamızın<br />
önerisiyle Radyo Radyo oldu. 2005 yılından bu<br />
yana Radyoilef adıyla yayınlarına devam ediyor.<br />
Pek çok insanın katkısı var aslında. Rıfat Aras, Sezer<br />
Akarcalı, Ahmet Tolungüç ve daha birçokları.<br />
Zaman içinde olanaklarımız arttı. Birbirine bağlı<br />
iki stüdyomuz var şu anda. Büyük stüdyoda çok<br />
konuklu açık oturumlar yapılabilir. Çok yönlü<br />
mikrofonlarla 3-4 konuk ağırlanabilir. Masamızı<br />
İsviçre’deki fuarlardan araştırıp sağladık.<br />
Önder Çağlar: Eğitim amaçlı başladık ama giderek<br />
bunun ötesinde bir işlev görür hale geldi<br />
radyomuz.<br />
Yayıncı kadronuz kimlerden oluşuyor<br />
H.R.G: Öğrenciler ve Ankara Üniversitesi’nin akademisyenleri<br />
program yapıyorlar.<br />
İlef Reklam Atölyesi<br />
Karıncalar, yarımcalar, ajanslar, kampanyalar,<br />
ödüller… Reklam atölyesi, İletişim Fakültesi’nin<br />
uygulama birimlerinden…1995’te atölye için ilk<br />
adımların atıldığını söylüyor Mehmet Sobacı. İletişim<br />
Fakültesi öğrencilerinin reklamcılık oyun alanı<br />
olarak nitelendiriyor burayı. Bu oyun alanında öğrenciler<br />
sadece mesleki gelişimlerine katkıda bulunmak<br />
için bulunmuyorlar. İletişim Fakültesi’nin<br />
geneline yayılmış olan aykırı, eleştirel düşünebilme,<br />
piyasa koşullarını değil evrensel değerleri ön<br />
planda tutma anlayışı buraya da hâkim. Mehmet<br />
Sobacı atölye çalışmalarını şöyle anlatıyor:<br />
“Burada kararlarını kendileri verir öğrenciler.<br />
Kendi yönetimleri var. Bir koordinatörü, yönetmenleri<br />
var atölyenin. Onun dışında dört ayrı<br />
reklam ajansı var. O ajanslar değişik sınıflardan<br />
öğrencilerden oluşuyor. Dolayısıyla bir usta-çırak<br />
ilişkisi söz konusu ajans çalışmalarında… Her<br />
yıl yeni elemanlar alınıyor reklam atölyesine ve<br />
bu elemanları da öğrenciler kendileri seçiyorlar.<br />
Asla kolay ölçülemez yani açıklanamaz yöntemlerle…<br />
Önce form doldurtuyor, mülakat yapıyor<br />
ve ona göre yeni öğrencileri alıyorlar. Yeni alınan<br />
öğrencilere yarımca deniyor, yetiştirilmek üzere<br />
alınmış elemanlar... Sonra yarımcalar hem mesleki<br />
hem de insani anlamda bir gelişme gösterdiklerinde<br />
karınca adını alıyorlar. Karıncalar yetişmiş<br />
elemanlar. Ajans başkanları yarımcaların hem<br />
mesleki hem de insani gelişiminden sorumlular.<br />
Yani bir yarımca eğer yalan söylüyorsa biz önce<br />
ajans başkanının gırtlağını sıkıyoruz neden yalan<br />
söylediğine dair. “