04.02.2015 Views

CD - TRT

CD - TRT

CD - TRT

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

SÖYLEfi‹<br />

hostes hanım uyandırdı.<br />

New York'tan dönüyoruz.<br />

Ben uykumda nara atıp yanımdaki adama<br />

yumruk atmışım. Düşünün; o yolcu<br />

bir iş adamı. Oturduk konuştuk, sonra<br />

ben uyudum ve adamı dövdüm.<br />

Yani uykuda çıkıyor bir anlamda<br />

yaşadığım travmalar."<br />

var. Ama bunlar herhalde yavaş yavaş değişecek, Türkiye ile<br />

birlikte. Çünkü Türkiye'nin de habercilik profili çok değişiyor.<br />

<strong>TRT</strong>'de kendini buna adapte etmeye çalışıyor. Ben bunu<br />

saygıyla karşılıyorum. Böyle bir teklif geldiğinde de bunu<br />

kabul etmemin ilk sebebi <strong>TRT</strong> olması, çünkü hepimizin<br />

televizyonu <strong>TRT</strong>. İkincisi ve daha da önemlisi değişim isteğinin<br />

olması. İbrahim Şahin ve arkadaşlarının <strong>TRT</strong>'yi yenileme,<br />

güçlendirme isteği var. Bunun içten olduğunu düşünüyorum.<br />

Basketboldan alışkanlığım yeni bir şeyler yapmak, yeni şeylerin<br />

içinde olmaktır. Bunu da öyle görüyorum ve o yüzden de<br />

mutluyum aslında.<br />

"Geçenlerde uçakta<br />

bulunmak ve oradaki haberleri alıp geri dönmek. Ama tabii<br />

bu meslek bana şunu öğretti. Hiçbir haber ama hiçbir haber<br />

insan hayatından daha değerli değil. Ne oradaki insanın<br />

hayatından ne de kendi hayatınızdan.<br />

Maceracılık da var elbette. Ben çok yaramaz bir çocuktum.<br />

Ankara Mebusevler Mahallesi'nde büyüdüm. Bizden önce,<br />

mahalledeki kimse, evlerin bahçesindeki meyvelere dalamazdı.<br />

Önce biz yerdik, sonra sahipleri. Basketbol oldu hayatımda.<br />

Basketbolda oldukça profesyoneldim. Merak hâlâ içimde<br />

yanan bir ateştir. Bir uçağa, otobüse bindiğimde, gideceğim<br />

yer ve göreceğim olayla ilgili merak duyarım. Savaş olmaz da<br />

seçim olur bu, politik haberler olur, popüler kültür olur, mobil<br />

telefon dünyası olur. Yani bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak,<br />

değişik açılardan bakabilmek ve insanlara bilgi verebilmek<br />

benim işim.<br />

İnsanların sizin için kullandığı "Nerede hareket, orada<br />

Mithat Bereket" cümlesi de belki biraz sizin bu yönünüzün<br />

altını çizmeye çalışıyor. Bu söz hoşunuza gidiyor mu<br />

Hoşuma gidiyor. Aslında bu bana uygun bir söz. Ben zaten<br />

çok hareketli biriyim. Indiana Jones diyenler, Evliya Çelebi<br />

diyenler oldu. Benim hayat biçimimi biraz yansıtıyor. Yeni<br />

evlendim daha. Anlayışlı da bir karım var. Yani bunca harekete<br />

katlanabiliyor. O yüzden dünyanın en şanslı adamıyım diye<br />

düşünüyorum.<br />

<strong>TRT</strong>'nin tek kanal olduğu döneme yetişmiş birisiniz.<strong>TRT</strong><br />

ile tanışıklığınız "32. Gün"le de profesyonelliğe dönüşmüştü.<br />

<strong>TRT</strong> çatısı altında, bir haber programı hazırlayıp sunuyor<br />

olmak size neler hissettirdi Sizin pusulanız neden <strong>TRT</strong>'yi<br />

gösterdi<br />

<strong>TRT</strong> için "Türkiye'nin Ekranı" sloganı gerçekten doğru.<br />

Çocukluğumuzdan bu yana, hayatımızda derin izler bırakan<br />

bir kurum. Hele de benim jenerasyonum için; siyah beyaz<br />

ekrandan renkliye geçiş, tek kanaldan çok kanala geçiş<br />

unutulmaz. Türk insanının bilinçaltında <strong>TRT</strong> var bence. Dönem<br />

dönem siyasi nedenlerden dolayı öne çıktı ya da geride kaldı<br />

belki ama şu dönem çok önemli. <strong>TRT</strong>'de bir değişim isteği<br />

var yeni yönetimle birlikte. Ben bunu çok önemsiyorum.<br />

Çünkü kamu yayıncılığı yapan çok güçlü bir kuruluş. <strong>TRT</strong>,<br />

elindeki imkânları ve yetişmiş insan faktörünü tam kullansa<br />

diğer televizyonlar çok zorlanır diye düşünüyorum. Şimdi<br />

tam da o yolda. Ama bu çok zaman alıyor. <strong>TRT</strong> dev bir<br />

transatlantik gibi. Kaptan dümeni çevirdikten çok sonra<br />

dönmeye başlıyor. Bir sürü sıkıntısı, bir sürü kanuni engeli<br />

34<br />

KASIM 2008<br />

Diğer meslektaşlarınızla özellikle de savaş muhabirliği<br />

alanında kendinizi eşit görüyor musunuz Örneğin Ortadoğu...<br />

Bir Türk gazeteci olarak batılı meslektaşlarınıza göre kendinizi<br />

Ortadoğu kültürüne daha mı yakın hissediyorsunuz<br />

Bu değişiyor. Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar'da Türk<br />

gazeteci olmak, Türk pasaportu taşımak çok büyük avantaj.<br />

Ama mesela Sırbistan ya da Yugoslavya savaşı sırasında<br />

Bosna'da veya Neonazilerin bir gösterisini çekerken<br />

Hollanda'da, Almanya'da çok da yararlı olmuyor. Pek çok<br />

travma yaşıyorsunuz ve kendinizi koruma mekanizmaları<br />

geliştiriyorsunuz. Benim bulduğum başka bir çözüm var: iyi<br />

niyet, temiz kalp. Böyle olursanız, gerçekten pozitif enerji<br />

yükleniyorsunuz ve her şeyiniz rast gidiyor. Şans faktörü de<br />

var mutlaka. Hesaplı risk almayı öğrenmek gerekiyor. Bu da<br />

dosyanıza sahip olmakla alakalı. Savaş bölgesine gittiğinizde<br />

kimin kim olduğunu, ne istediğini ne yaptığını bilmek gerekiyor.<br />

Etrafınızda bir sürü yorgun, sinirli adam var, hatta bazıları<br />

uyuşturucu almış, en ufak ters bir hareketinizde sizi<br />

öldürmekten çekinmeyecek insanlar bunlar. Yani orada<br />

üzerinize çevrilen namlu karşısında nasıl davranacağınızı<br />

bilmeniz gerekiyor. Arafat'ın cenazesinde bir Filistinli asker,<br />

bağırıp ateş ediyordu etrafa. Kameramanımız Hakan<br />

(Uncuoğlu), çekmeye başladı. Asker, onun çektiğini görünce<br />

doğrulttu kalaşnikof silahını, Hakan'ı vuracaktı. Ben araya<br />

girdim. Bu sefer benim üzerime geldi. Elime vurdu, silahı<br />

doğrultu. Arapça konuştum, ama baktım adam çekecek tetiği.<br />

İngilizce olarak "Ben basınım ne yapacaksın beni vuracak<br />

mısın" dedim. Sakin davrandım ve o da durdu. Sonra aldılar<br />

götürdüler adamı. Yani bir an meselesi. O tetiği çektiği an,<br />

siz yoksunuz. Kısacası, nerede, ne zaman, nasıl davranmanız<br />

gerektiğini bilmeniz gerekiyor. Bunu bilirseniz hem haberi<br />

alıyorsunuz hem de sıkıntıyı atlatabiliyorsunuz. Bu biraz<br />

tecrübeyle biraz da mizaçla ilgili. Ben genelde soğukkanlıyım,<br />

sakinim. Bu da bana çok yardımcı olur. İnsanları anlamak,<br />

dinleyebilmek, konuşmaya nasıl başlayacağını bilmek... Bunlar<br />

dosyayı iyi bilmenize bağlı biraz da.<br />

Mithat Bereket özel yaşamında nelere zaman ayırır<br />

Haber öyle bir şey ki aslında bütün hayatınızı etkiliyor, hayat<br />

tarzınız oluyor. Basketbol oynadım uzun yıllar. Benim için çok<br />

değerli. Millî takımda ikinci kaptandım hatta. Yine oynamayı<br />

istiyorum ama işler çok yoğun.<br />

Sinemaya gitmeyi çok seviyorum. Bütün filmleri yakından<br />

takip etmek önemli. Film tekniklerini öğrenip "Pusula"da<br />

uygulamak adına da bu gerekli. "Pusula"nın her bir bölümünü<br />

kısa metrajlı film gibi çekiyoruz. Bir hikâyesi, mizanseni var.<br />

Drama haber tarzında yapıyoruz ve daha da çekici bir hale<br />

getiriyoruz Türk izleyicisi için.<br />

Edebiyat kitabı okumayalı çok oldu. Araştırma kitapları okumak<br />

zorundayım çünkü. Fazla da bir şeye zaman kalmıyor, hep<br />

göçebe hayatı yaşıyoruz.<br />

Dünyanın pek çok yerini gördünüz. Sizi en çok etkileyen<br />

şehirler hangileri<br />

Bazı şehirlerin şahsiyetleri vardır. İstanbul gibi, Beyrut, Kudüs<br />

gibi... Prag, New York gibi... Bunlar beni etkileyen şehirler ama<br />

ilk sırada Kudüs gelir. Sultan Süleyman'ın duvarlarını çevirdiği,<br />

içinde Hıristiyanların, Yahudilerin ve Müslümanların bir arada<br />

yaşadıkları dar sokakları olan bir yerdir. Her gittiğimde etkilenirim.<br />

Kutsal topraklar, üç büyük dinin buluştuğu yer. Yahudiler ağlama<br />

duvarında ağlarlarken tam arkasında Mescid-i Aksa'da<br />

Müslümanlar namaz kılarlar ve burası Müslümanların Kabe'den<br />

sonra ikinci kutsal yeridir. Az ileride de İsa'nın çarmıha gerildiği<br />

yerde dev bir katedral vardır. Diğer etkileyen yer ise Güney<br />

Afrika'da Ümit Burnu. Bir kıta düşünün: Kıyıdasınız, Hint<br />

Okyanusu ve farklı bir kültür... Köşeyi bir dönüyorsunuz Ümit<br />

Burnu'nda, Atlas Okyanusu karşınızda ve her şey değişiyor bir<br />

anda. Balıklar, kuşlar, insanlar, kültür. Çok farklı doğal güzelliği<br />

içinde barındıran bir yer Ümit Burnu.<br />

Kudüs'te yaşamak ister miydiniz<br />

Yok, ben yine Türkiye'de yaşamak isterdim ve İstanbul olurdu<br />

bu kent. Ben doğma büyüme Ankaralıyım. Ankara'yı çok<br />

özlüyorum. İstanbul çok farklı bir yer. İnsanın kanına bir kez<br />

girince, bir daha çıkmıyor. İstanbul çok çeşitli, renkli, çok kültürlü<br />

bir yer. Ama Ankara'daki düzenliliği ve insan ilişkilerini özlüyorum<br />

doğrusu.<br />

Nuri Bilge Ceylan, “Cannes Film Festivali”nden sonra o<br />

meşhur cümleyi söyledi: "Tutkuyla sevdiğim, yalnız ve güzel<br />

ülkeme..." Sizin Türkiye'ye dair böyle bir cümleniz var mı<br />

Türkiye'nin neresinde olduğunuza bağlı. Türkiye'nin doğusuna<br />

giderseniz, doğudaki insanın batıdakine bakışı, batıdakinin<br />

doğudakine bakışından çok farklı. Türkiye'nin batısından ben<br />

Nuri Bilge Ceylan'ın saptamasına katılıyorum. Türkiye hâlâ insan<br />

hakları problemleri olan, halen gelişmekte olan, demokraside<br />

problemi olan bir ülke. Yani doğu. Doğusundan bakarsanız,<br />

Türkiye doğunun Paris'i, New York'u. Herkesin gitmek istediği,<br />

herkesin özendiği bir ülke. Bir tek biz farkında değiliz belki bu<br />

gücümüzün. Bizim kendi gücümüzün, bulunduğumuz coğrafyanın<br />

öneminin farkına varıp, kendimize güvenmemiz gerekiyor. Belki<br />

de kendisine en çok güvenmesi gereken insanların yaşadığı<br />

topraklar olarak görmek lazım Türkiye'yi. Çünkü Allah'a şükür<br />

her şeyimiz var. Ben, doğal kaynakları ve insan unsuru, açısından<br />

baktığımda Türkiye'yi başka bir yere koyuyorum. Ne yazık ki<br />

bunun farkında olmayan, birbiriyle ve genelde iç meseleleriyle<br />

uğraşan bir görünümdeyiz Batıdan baktığınızda. Doğudan ise<br />

bir hayranlık ülkesi olarak görünüyor Türkiye...<br />

Bu röportajı siz yapıyor olsaydınız, kendinize ne sorardınız<br />

Güzel soru. Aynı zamanda zor bir soru... (sessizlik) "Siz<br />

bunca ölüm, savaş yaralanma gördünüz. Ruhsal açıdan nasıl<br />

sağlıklı kalabildiniz ya da sağlıklı kalabildiniz mi" diye sorardım.<br />

Bunun yanıtını nasıl verirdim bilmiyorum. İyi niyet, temiz<br />

kalp çok önemli bence dediğim gibi. Hinlik ve kötülük<br />

düşünmezseniz başınıza bir şey gelmiyor. Benim bulduğum en<br />

iyi çözüm bu. Belki şimdi bunu okuyanlar "Hadi canım nedir<br />

bu" diyecekler ama savaş muhabirliğinde biraz batıl inançlar<br />

giriyor devreye sanırım. Ben sakin bir insanım ama yaşadıklarım,<br />

gördüklerim uykuda çıkıyor herhalde bilinçaltından. Yaşadıklarım<br />

etkiliyor tabii... Ben kahraman değilim, çok güçlü değilim.<br />

Genelde uyumadan önce sevdiklerim için dua ederim. Cephede<br />

bir çukur kazıp soğuktan donmamak için yağlı battaniyelere<br />

sarındığımız zamanlar da oldu. Beş yıldızlı bir otelin yeni<br />

yıkanmış mis kokulu çarşaflarında uyuduğumuz da. Nerede<br />

olursam olayım dua ederken insan ister istemez, kendi<br />

muhasebesini de yapıyor. O gün yaşadıklarını tahlil ediyor. Ben<br />

çok hatırlarım ağladığımı, savaşlara küfrettiğimi. Geçenlerde<br />

uçakta hostes hanım uyandırdı. New York'tan dönüyoruz. Ben<br />

uykumda nara atıp yanımdaki adama yumruk atmışım. Düşünün;<br />

o yolcu bir iş adamı. Oturduk konuştuk, sonra ben uyudum ve<br />

adamı dövdüm. Yani uykuda çıkıyor bir anlamda yaşadığım<br />

travmalar.<br />

Bir de bu sorunun cevabı şu olurdu: Hiçbir şeyi içime<br />

atmıyorum. Gördüğüm ne varsa birebir "Pusula"ya yansıtmaya<br />

çalışıyorum. Oraya yansıtamadığımı siteye koyuyorum. Onu<br />

yapamazsam yazıyorum. Çünkü içinize attığınız zaman önce<br />

gastrit, sonra ülser, kanser oluyorsunuz. ■<br />

Mithat Bereket'e bazı kelimelerin kendisi için ne ifade<br />

ettiğini sorduk. Hemen ilk aklına gelen yanıtı, birkaç kelimeyle<br />

özetlemesini rica ettik:<br />

AVRUPA BİRLİĞİ : Anlaşılmazlık, bilinmezlik, kendini<br />

anlatamama.<br />

ANKARA :Düzen, iyi insan ilişkileri ama aynı zamanda<br />

siyaset.<br />

BASKETBOL : Harika. Olsa da oynasak.<br />

KIBRIS : Bir arada değil ama yan yana barış içinde yaşamak.<br />

TATİL : Özlediğim bir şey.<br />

ÖZGÜRLÜK : Olmazsa olmaz<br />

BARIŞ : Keşke bütün dünyada olsa dediğim bir şey o.<br />

AŞK : Çok sıcak ama çok soğuk, çok acı ama çok güzel, çok<br />

hüzünlü ama çok mutluluk verici bir duygu.<br />

ORTADOĞU : Kanayan yara. Makûs talihi olan bir bölge.<br />

Bir türlü düzelemeyen ve huzura eremeyen insanların yaşadığı<br />

bir yer.<br />

DOSTLUK : İnsan hayatında bir iki kişiyi geçmeyen ve<br />

herkesin hayatında olması gereken bir şey.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!