18.04.2015 Views

Sayı 07- Ocak / Mart 2012 - Antalya Rehberler Odası

Sayı 07- Ocak / Mart 2012 - Antalya Rehberler Odası

Sayı 07- Ocak / Mart 2012 - Antalya Rehberler Odası

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Ne Okuyalım?<br />

Kız (Türkçe’de ilk kez yayınlanmaktadır),<br />

Habrocomes ile<br />

Anthia (Bir Efes söylencesi)<br />

(Efesli Xenophon’un bu söylencesi<br />

de yazarın ifadesine<br />

göre Türkçe’de ilk kez yayınlanmaktadır.)<br />

Bir Hitit Anadolu<br />

söylencesi (Kızıp Saklanan<br />

Tanrı) (Vehbi Belgil çevirisi)<br />

ve Longos’tan Bilge Umar’ın<br />

çevirisi olan Daphnis ile Chloe<br />

yer almaktadır.<br />

Bilge Umar’ın izniyle kitaba<br />

konan bu öykü kitaba olumlu<br />

anlamda büyük katkı koymaktadır.<br />

Çevirinin akıcılığı ve anlatımdaki<br />

kıvraklık çok dikkat<br />

çekicidir.<br />

Yapıcı Eleştiri İngilizce Özet<br />

Kitabın üçüncü ve son bölümünde<br />

“Anatolian Mythology”<br />

(Anadolu Mitolojisi) adıyla,<br />

Türkçesi verilen söylencelerin bir<br />

bölümü ve kısa özetleri İngilizce<br />

çeviriler halinde yer almaktadır.<br />

330 sayfalık “Söylence” kitabının<br />

son 23 sayfası İngilizce<br />

özet olarak yazılmıştır. Aslında<br />

kitabın İngilizce baskısının ayrı<br />

bir kitap olarak yapılması daha<br />

doğru olurdu diye düşünüyorum.<br />

Sanki son bölüm, İngilizce<br />

bir sunumda kullanılmış da buraya<br />

da ek olarak konmuş gibi<br />

bir görüntü veriyor. En azından<br />

ben de böyle bir izlenim uyandırdı.<br />

Bu olumlu eleştirimi de sevgili<br />

Gökovalı’nın anlayışla karşılayacağından<br />

eminim.<br />

Kitap ilginç, sunum ve anlatım<br />

çok güzel. Ama benim bir küçük<br />

eleştirim daha var. Kitap<br />

basım aşamasında iken yazım<br />

açısından biraz özensiz incelenmiş<br />

gibime geldi. Hemen<br />

her sayfada bir ya da birden<br />

fazla yazım yanlışları var. Bunu<br />

eleştiri anlamında söylemiyorum,<br />

ileri baskılarda gözden geçirilsin<br />

anlamında yazıyorum.<br />

Yapıcı bir eleştiri olarak kabulünü<br />

dilerim. İstenirse, ben de<br />

bu konuda kendilerine yardımcı<br />

olabilirim.<br />

Başarılan İş<br />

Gökovalı, “Söyleşi” adlı kitabı<br />

ile elinde Anadolu hamuru, becerikli<br />

bir ahçı gibi güzel öyküler<br />

pişiriyor yer sofrasında.<br />

Gökovalı, işinin ehli bir bahçıvan<br />

gibi, Anadolu denilen ulu<br />

çınarın dallarını yapraklarını<br />

buduyor, köküne gerektiği kadar<br />

su veriyor, devamlı bakımını<br />

yapıyor. Gözü gibi bakıyor.<br />

Gökovalı, Anadolu denen bahçenin<br />

asıl sahibi olarak, ayrık<br />

otlarını sabırla temizleyip, çiçeklerin<br />

tomurcuklanmasına,<br />

rengarenk açmasına katkı koyuyor.<br />

Tarihi olaylar ve kahramanlar<br />

onun sayesinde daha bir anlam<br />

kazanıyorlar.<br />

Gökovalı’nın “Söylence” kitabının<br />

hemen her sayfasında<br />

destansı bir yaklaşım, şiirsel<br />

bir hava ve insan sıcaklığı var.<br />

Olaylar akıp gidiyor, okuyanı<br />

devamlı peşinde sürükleyerek.<br />

Kitap, sizi olayın geçtiği<br />

dönemlere ve Anadolu’nun<br />

değişik yörelerine taşıyarak<br />

ilerliyor.<br />

Gökovalı ve Rehberlik<br />

Gökovalı, rehberliğe ve mitolojiye<br />

olan ilgisini kendi ifadesiyle<br />

şöyle dillendiriyor:<br />

“Güzel bir rastlantı; o günlerde,<br />

Turizm Bakanlığı’nın<br />

İzmir’de Dördüncü Dönem<br />

Rehber Kursu açılacaktı. Bir<br />

dizi sınav sonucu kursa yazıldım.<br />

İlk gün, ucu ucuna yetiştim<br />

derse. İktisadi Ticari İlimler<br />

Akademisi’nin dersin yapıldığı<br />

sınıfında, tek yer dışında her<br />

yer doluydu. İki kişilik sırada<br />

tek başına oturan aydınlık yüzlü<br />

bir genç kız, eliyle “gel, gel”<br />

etti. Yanına oturdum. (O genç<br />

kız, zamanla en yakın arkadaşım<br />

ve Türkiye’nin gelmiş geçmiş<br />

en nitelikli bilgi yarışması<br />

olan “Ben Bilirim”de şampiyon<br />

olacak Sahire Gezen’di.)<br />

Kara tahtanın önünde, tek<br />

kollu, güpgüzel bir bayan “Mitoloji”<br />

anlatıyordu. Onlarca<br />

isim, latinceleri, simgeleri, kutsal<br />

hayvan ve bitkileri. Baktım<br />

ki; öğrenilecek gibi değil! Ders<br />

bitsin, hemen çıkacak, kursu<br />

bırakacağım.<br />

Sahire, tedirginliğimi anladı:<br />

- Zamanla bellersin, dedi.<br />

Kaldım ve kursu dereceyle bitirdim.”<br />

Not:<br />

Demek ki, mitoloji alanında önceki<br />

bilgisizlik ve ilgisizlik, sonra<br />

giderek artan ve bir tutkuya dönüşmüş,<br />

sonsuz bir ilgi oluşmuş.<br />

(YAS)<br />

Yazılış Öyküsü<br />

Kitabın yazılış öyküsüne gelince<br />

Gökovalı şunları söylüyor:<br />

“Ertesi yıllardaki kurslarda,<br />

Çeşme Turizm Okulu’nda,<br />

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel<br />

Sanatlar Fakültesi’nde, Yaşar<br />

Üniversitesi’nde rehberlik öğrencilerine<br />

“Mitoloji” dersini<br />

hep ben okuttum. Çoğunun,<br />

bir aylık yurtiçi uygulama turlarına<br />

ben rehberlik ettim.<br />

Bu kurslar ve dersler kapsamında,<br />

o zamanın koşulları<br />

gereği, mitoloji teksirleri, Zafer<br />

Keskiner’in Salihli Belediye<br />

başkanlığı döneminde yaklaşık<br />

100 sayfalık mitoloji (söylencebilim)<br />

kitabı yazıp yayımladım.<br />

Kapsamlı bir mitoloji kitabı<br />

yazmak, içimde bir ukde idi.<br />

Zaten beni bilenler:<br />

- Anlattığın gibi bir mitoloji kitabı<br />

yazsana, diyordu.<br />

Yaşar Üniversitesi Senatosu’nda<br />

(o zaman senatördüm),<br />

zamanın rektörü:<br />

80>81 ANTALYA REHBERLER ODASI DERGİSİ

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!