türkiye-gürcistan ilişkileri çalıştayı raporu - SETA
türkiye-gürcistan ilişkileri çalıştayı raporu - SETA
türkiye-gürcistan ilişkileri çalıştayı raporu - SETA
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
TÜRKİYE-GÜRCİSTAN<br />
İLİŞKİLERİ ÇALIŞTAYI<br />
bir güvenlik ve istikrar politikası benimseyerek dengeyi muhafaza etme gayreti gösterdiğini<br />
söylemiştir. Bölgede güvenliğin sağlanmasının, gerek Rusya gerekse Gürcistan ile ticari<br />
<strong>ilişkileri</strong>ni sürdüren ve bölgedeki enerji dağıtım merkezi olmayı hedefleyen Türkiye için önemli<br />
olduğu vurgulanmıştır. Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu’nun Türkiye’nin denge gözeten<br />
dış politikasının bir uzantısı olduğu belirtilerek, bu girişimin ölçeğinin genişletilmesinin ve<br />
ortaya çıkabilecek ihtilaflarda her türlü bölgesel aktörün çözüme dâhil edilmesinin önemi<br />
üzerinde durulmuştur.<br />
Ağustos Savaşı’nın en ciddi sonuçlarından birinin bölgedeki statükonun tehlikeli bir şekilde<br />
bozulması olduğu ifade edilirken, Abhazya ve Güney Osetya’ya yeni üsler kuran Rusya’nın her<br />
an yeniden askeri müdahalenin gerçekleşebileceği Gürcü katılımcılarca ileri sürülmüştür.<br />
Azerbeycan’ın ikinci bir hedef olabilecekken Rusya’ya bağlılığını göstererek bu tehlikeyi<br />
şimdilik bertaraf ettiği, oysa Gürcistan’ın hala bu tehdit altında olduğu dile getirilmiştir. Aslında<br />
Gürcistan ile Rusya arasındaki savaşın henüz bitmediği, ekonomik krizden etkilenen Rusya’nın<br />
sadece beklemede olduğu, kendisi için uygun bir tarihte yeniden saldıracağı savunulmuştur.<br />
Gürcü katılımcılar tarafından Rusya, bölgede güvenlik ve istikrar açısından en büyük tehdit<br />
olarak tanımlanmıştır. Rusya’nın güçlü bir imparatorluk algısını hala koruduğuna ve bunun<br />
rejimin ideologları tarafından güçlendirildiğine dikkat çekilmiştir. Bölgede hâkimiyetini devam<br />
ettirmek ve enerji koridorlarını kontrol altında tutmak isteyen Rusya’nın, bölge ülkelerinde<br />
iç dengelerle oynadığı, baskı yaptığı, dondurulmuş sorunları kaşıdığı ileri sürülmüştür.<br />
Bu nedenle her an patlayacak bombalar gibi duran dondurulmuş ihtilafların çözümünün<br />
önem kazandığına değinilmiştir. Türkiye’nin sorunların çözümü için attığı adımların göz ardı<br />
edilemeyeceği, bununla birlikte Gürcistan’ı bölgede güvenli kılacak şeyin Batı ile bağlarını<br />
güçlendirerek, gerçek bir demokrasi haline gelmesi olduğu söylenmiştir. Bu nedenle bölge<br />
güvenliği açısından Batı’nın izleyeceği politikaların da son derece belirleyici olduğu<br />
ifade edilmiştir. AB ve NATO’nun, ateşkes şartlarını yerine getirmesi için Rusya’ya karşı herhangi<br />
bir yaptırım uygulamamasının Rusya’yı cesaretlendirdiği, eğer bu şekilde davranılmaya devam<br />
edilirse Rusya’nın bölge için tehdit olmayı sürdüreceği ileri sürülmüştür. Bununla birlikte,<br />
Batı’nın ciddi şekilde Rus enerji kaynaklarına bağımlılığının ve Rusya’nın bölge üzerindeki<br />
hâkimiyetinin altı çizilerek, Batı’nın bölgede Rusya’ya sırtını dönerek bir politika izlemesinin<br />
mümkün olmadığı da dile getirilmiştir.<br />
TÜRKİYE –GÜRCİSTAN İLİŞKİLERİNDE<br />
ÜNİVERSİTELER VE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI<br />
Çalıştayda <strong>ilişkileri</strong>n sadece siyasi boyutu ele alınmamış, ayrıca iki toplum arasında <strong>ilişkileri</strong>n<br />
nasıl geliştirileceği üzerine de konuşulmuştur. Bu çerçevede, <strong>çalıştayı</strong>n son oturumunda,<br />
Türkiye ile Gürcistan arasındaki ilişkiler sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler boyutunda<br />
ele alınarak, <strong>ilişkileri</strong>n mevcut durumu ve işbirliğinin artırılması için nelerin yapılabileceği<br />
konusunda değerlendirmelere yer verilmiştir.<br />
11