türkiye-gürcistan ilişkileri çalıştayı raporu - SETA
türkiye-gürcistan ilişkileri çalıştayı raporu - SETA
türkiye-gürcistan ilişkileri çalıştayı raporu - SETA
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
TÜRKİYE-GÜRCİSTAN<br />
İLİŞKİLERİ ÇALIŞTAYI<br />
Bununla birlikte, Gürcistan için “ne kazandı, ne kaybetti” olarak tanımlanan bu durumun her<br />
hangi bir güvenlik garantisi de getirmediği vurgulanmıştır ve Gürcistan için yeni bir Rus askeri<br />
müdahalesinin hala geçerli olduğu değerlendirmesi yapılmıştır. Ancak, Gürcistan içinde,<br />
Rusya’nın savaş yoluyla hedeflerine ulaşmayacağını gördüğünü, bu nedenle yeni bir savaştan<br />
kaçınacağı görüşünü savunanların olduğu da ifade edilmiştir.<br />
Gürcistan açısından bu savaşın ne gibi etkileri olduğuna bakıldığında savaşın, Gürcistan’ı<br />
daha gerçekçi bir dış politika çizgisine çektiği dile getirilmiştir. Buna göre, daha önce bölge<br />
içindeki sorunları okumada hata yapan ve çözümünde gerçek dışı beklentiler üzerine politika<br />
oluşturan Saakaşvili Hükümeti, Rusya’nın Gürcistan’a bakış açısını da doğru değerlendirmemiştir.<br />
Savaş öncesi askeri bir söylem benimseyen Saakaşvili Hükümetinin çok keskin bir dil kullanarak<br />
Rusya’yı kışkırttığı ileri sürülmüştür. Gürcistan’ın bugün gerçekleri daha iyi gördüğüne, uzun<br />
vadeli ve daha gerçekçi politikalar üzerine bir dış politika oluşturma gayretinde olduğuna<br />
dikkat çekilirken, bu nedenle bugün Abhazya ve Güney Osetya’nın durumunda kısa vadede<br />
bir değişiklik beklentisinin olmadığı dile getirilmiştir. Sorunun çözülmediği, bu bölgenin<br />
tamamen kaybedilmemekle birlikte, kısa vadede kazanılamayacağının da ortada olduğu,<br />
bu nedenle konunun şimdilik iç politika gündeminin bir parçası olmadığı tespiti yapılmıştır.<br />
Saakaşvili Hükümetinin henüz açık bir dış politika ortaya koymamasına karşın, uzun vadeli bir<br />
politika üzerinde çalıştığı belirtilmiştir. Öte yandan hükümetin öncelikli hedefinin Abhazya<br />
ve Güney Osetya’nın tanınmasını önlenmek ve daha sonra bu bölgeler ile iletişim kurmanın<br />
yollarını bularak Rus etkisini kırmak ve Gürcistan ile <strong>ilişkileri</strong>ni güçlenmesini sağlanmak olduğu<br />
ileri sürülmüştür. Ayrıca Gürcistan’ın demokratikleşmesi yönünde atılacak adımların ve bu<br />
yönde içeride izlenecek politikanın daha gerçekçi bir dış politika oluşturmada etkili olacağına<br />
değinilmiştir.<br />
Savaş sırasında AB ve ABD’den yeterince destek alınmamasına karşın Gürcistan’da NATO’ya<br />
üyelik konusunda halk desteğinin ve hükümetin bu konudaki politik tavrının devam<br />
ettiği vurgulanmıştır. Bununla birlikte diğer dış politika hedefleri gibi bunun da kısa vadeli bir<br />
beklentiden, uzun vadeli bir politikaya dönüştüğü, Gürcü katılımcılar tarafından ifade edilmiştir.<br />
NATO’ya karşı herhangi bir tepkinin oluşmaması ise, her şeye rağmen savaşın NATO ve ABD<br />
desteği sayesinde kısa sürede sona ermesine ve Rusya’nın saldırı tehdidinin varlığını koruduğu<br />
bir ortamda, Gürcistan’ın daha iyi bir alternatife sahip olmamasına bağlanmıştır. Başka bir<br />
katılımcı ise bu ortamda, Gürcistan’ın tarafsız kalamayacağını, oluşan güç boşluğunun Rusya<br />
tarafından anında doldurulacağını belirterek, NATO’ya verilen desteğin bir tercih olmaktan<br />
çok, bir zorunluluk olduğunu iddia etmiştir.<br />
Savaş sonrası Saakaşvili hükümetinin ülke içindeki desteğine ilişkin yapılan yorumlarda,<br />
Saakaşvili’nin ilk göreve geldiğinde bir halk kahramanı olarak görülmesine karşın, aslında bunun<br />
zaten savaş öncesinde darbe aldığı, bu nedenle kendisine verilen desteğe bakıldığında, savaş<br />
öncesi durumun korunduğu dile getirilmiştir. Tiflis’te Saakaşvili’ye verilen desteğin çok güçlü<br />
olmamasına karşın, ülkenin geri kalanında önemli bir tabana sahip olduğuna değinilmiştir.<br />
9