türkiye-gürcistan ilişkileri çalıştayı raporu - SETA
türkiye-gürcistan ilişkileri çalıştayı raporu - SETA
türkiye-gürcistan ilişkileri çalıştayı raporu - SETA
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
S E T A<br />
Ç A L I Ş T A Y<br />
Türkiye-Gürcistan arasındaki bağları güçlendiren bir unsur olarak enerji boru hatlarının<br />
önemi oturum sırasında sıklıkla dile getirilmiştir. Her iki ülkeden de geçen enerji boru<br />
hatlarının, geçtikleri ülkelere sağlayacağı siyasi ve ekonomik gücün üzerinde durulurken,<br />
bunun hem Türkiye’nin hem Gürcistan’ın stratejik önemini artıracağına ve gelişimlerine<br />
katkı sağlayacağına değinilmiştir. Rusya’nın enerji üzerindeki tekelinin ve bu tekel ile kurduğu<br />
baskının kırılacak olması, Türkiye ve Gürcistan açısından ortak bir avantaj olarak sayılmıştır.<br />
Ayrıca bölgede bir enerji hatları geçiş merkezi olmayı hedefleyen Türkiye açısından bu<br />
hatların orta noktasında yer alan Gürcistan ile iyi <strong>ilişkileri</strong> sürdürmenin önemli olduğu ve bu<br />
ülkede yaşanan gelişmelerin Türkiye’yi de yakından etkileyeceğine ilişkin değerlendirmeler<br />
yapılmıştır.<br />
Toplantıda, Gürcistan’ın içinde bulunduğu siyasi durum, güvenlik kaygıları ve benimsediği<br />
dış politika hedefleri ortaya konarak, bunun Türkiye ile <strong>ilişkileri</strong> nasıl etkilediği üzerine<br />
değerlendirmelere yer verilmiştir. Gürcistan’ın en büyük sorunlarından birinin uluslararası<br />
sistemde yerinin ne olacağına dair belirsizliğin devam etmesi olduğunu söyleyen<br />
katılımcılardan biri, bunun bağımsızlığı da ciddi şekilde tehdit ettiğini dile getirmiştir.<br />
Gürcistan’ın dünyada yerini ararken, önünde sadece Rusya veya Batı yanlısı olmak gibi iki<br />
seçenek olmadığını söyleyen katılımcı, tarafsızlığın da bir seçenek, hatta doğru seçenek<br />
olduğunu, buna karşın, güvenliğinin böylesine tehdit edildiği bir ortamda Gürcistan’da<br />
Batı yanlısı dış politikanın güç kazandığını, halkın %70’nin bugün NATO’yu desteklediğini<br />
söylemiştir. Çalıştayda dile getirilen iddialardan bir diğeri ise Gürcistan’ın dış politika hedefini<br />
Batı dünyası ile entegre olmak üzerine kurmuş olmasının Türkiye ile Gürcistan’ı yaklaştırdığı<br />
yönündedir. Gürcistan’ın NATO’ya ve ileriki bir hedef olarak AB’ye üye olmasının kısa vadede<br />
mümkün olmadığı göz önüne alındığında, NATO üyesi, AB ile görüşme sürecinde olan ve<br />
Avrupa’ya komşu Türkiye’nin Batı ile bağlantı sağlayacak ülke olarak hayati önemde<br />
olduğu vurgulanmıştır.<br />
Türkiye açısından Gürcistan’ın önemine ve Türkiye’nin bölgeye yönelik politikalarına ilişkin<br />
değerlendirmelere çalıştay boyunca yer verilmiştir. Türk dış politikasında özellikle 1990 sonrası<br />
benimsenen aktif ve çok boyutlu politika ile birlikte kazanılan özgüvenin, artık belirli bir vizyon<br />
ve çerçeveye oturduğu ve dış politika prensiplerinin oluştuğu dile getirilmiştir. Gürcistan ile<br />
<strong>ilişkileri</strong> geliştirmede, komşularla sıfır problem, yakın bölge ile iyi ilişkiler kurmak, maksimum<br />
işbirliği, herkes için güvenlik şeklinde özetlenebilecek bu prensiplerin başarıyla uygulandığı<br />
vurgulanmıştır. Türkiye’nin herkes için güvenlik, yani birinin güvenliğini kurgularken, diğerine<br />
zarar vermeme ilkesini benimsemesinin Gürcistan’ın Türkiye’ye güven duymasını sağlayan<br />
önemli etkenlerden biri olduğu konusu üzerinde durulmuştur.<br />
6<br />
Gürcistan’ın istikrarının Türkiye için öneminin dile getirildiği değerlendirmelerde,<br />
Gürcistan’da istikrarın bozulmasının önce Kafkasya’daki, sonra Avrasya’daki güvenlik ve istikrarı<br />
etkileyeceği, hatta Ağustos Savaşı’nda olduğu gibi NATO ve Rusya’yı karşı karşıya getirebileceği<br />
dile getirilmiştir. Ayrıca, hem çok boyutlu ticari ilişkiler hem de aynı enerji rotası üzerinde yer