11.07.2015 Views

van gölü hidrolojisi ve kirliliği konferansı bildiri kitabı

van gölü hidrolojisi ve kirliliği konferansı bildiri kitabı

van gölü hidrolojisi ve kirliliği konferansı bildiri kitabı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İletişim AdresiDSİ XVII. Bölge Müdürlüğü,İpekyolu Üzeri, Havaalanı Kavşağı, 65040,VANTel: 0 (432) 217 5030Fax: 0 (432) 217 4644<strong>van</strong>.etut@dsi.gov.trKapak TasarımıDr. Harun AYDIN & İbrahim AKINBaskıBüyük Ofset <strong>ve</strong> MatbaacılıkTel: 0 (432) 216 33 61ii


VAN GÖLÜ HİDROLOJİSİ VE KİRLİLİĞİ KONFERANSI21-22 Ağustos 2008VANDÜZENLEYENDSİ XVII. Bölge MüdürlüğüYÜRÜTME KURULUOnursal Başkan Haydar KOÇAKER DSİ Genel MüdürüBaşkan Mahmut DÜNDAR DSİ XVII. Bölge MüdürüBaşkan Yardımcısı Nesip ÖZDEN DSİ XVII. Bölge Müdür Yrd.Konferans Sekreteryası Yrd. Doç. Dr. Harun AYDIN Yüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesiİbrahim AKINDSİ 17.Bölge MüdürlüğüÜYELERProf. Dr. Ş.İsmail İPEKDoç. Dr. Fevzi KILIÇELRahmi ŞAHİNÖmer TAŞLe<strong>ve</strong>nt NACAREşref BATURM.Nazif ELKATMIŞİsa AYTEKİNAslan TASANYüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesiYüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesiDSİ 17.Bölge MüdürlüğüDSİ 17.Bölge MüdürlüğüDSİ 17.Bölge MüdürlüğüEIEI 8.Hidrometrik SefligiVan Meteoroloji Bölge MüdürlüğüVan İl Sağlık MüdürlüğüDSI 17.Bölge Müdürlügü5.DÜNYA SU FORUMU PROĞRAM KOMİTESİ ÜYELERİProf.Dr.Oktay TABASARANGenel SekreterProf.Dr.Ahmet Mete SAATÇİGenel Sekreter Yard.Prof.Dr.Necati AĞIRALİOĞLU Program Komitesi Türkiye Eş BaşkanıProf.Dr.İbrahim GÜRERProğram KomitesiProf.Dr.Doğan ALTINBİLEKProğram KomitesiHamza ÖZGÜLERProğram Komitesi Temas Noktasıiii


ÖNSÖZÜlkemizde toprak <strong>ve</strong> su kaynaklarının yönetiminde, yönetim <strong>ve</strong> kullanım planlamalarınınyapılmasında, iyileştirme <strong>ve</strong> geliştirme çalışmalarında, koruma önlemlerinin belirlenmesinde<strong>ve</strong> denetiminde bir çok kurum yetkili olup kamu ağırlıklı bir yapı mevcuttur. Bu yapı, suyönetimine ilişkin zamanında, etkin <strong>ve</strong> uygulanabilir kararların alınmasına çoğu zaman engelolmaktadır.Dünya genelinde su kaynakları ulusal <strong>ve</strong>ri tabanlarını oluşturmak, kaynak planlaması <strong>ve</strong>tahsisi görevlerini yapmak, alt yapı yatırımlarını gerçekleştirmek, ölçeği <strong>ve</strong> işlevi gereğimerkezi yönetimin ağırlığı söz konusu olup, merkezi yönetim-yerel yönetim işbirliği, merkezipolitikaların uygulanması aşamasında gerçekleşmektedir.Yer üstü <strong>ve</strong> yeraltı suları, kentsel <strong>ve</strong> kırsal içme <strong>ve</strong> kullanma suyu, sulama, sanayi ihtiyacı,enerji üretimi <strong>ve</strong> su ürünleri yetiştiriciliği ana başlıklarını kapsayan su yönetimikonusundakimerkezi <strong>ve</strong> yerel düzeyde yatırımcı kurum <strong>ve</strong> kuruluşlar; DSİ (Devlet Su İşleriGenel Müdürlüğü), ÇOB (Çevre <strong>ve</strong> Orman Bakanlığı), İller Bankası <strong>ve</strong> EİEİ (Elektrik İşleriGenel Müdürlüğü)’dür. Başlıca izleyici-denetleyici kurum <strong>ve</strong> kuruluşlar ise; TKB (Tarım <strong>ve</strong>Köyişleri Bakanlığı), DMİ (Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü), Belediyeler, İl Özelİdare Müdürlükleri, ÇOB (Çevre <strong>ve</strong> Orman Bakanlığı), SB (Sağlık Bakanlığı), MB (MaliyeBakanlığı), DPT (Devlet Planlama Teşkilatı), TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu), ÖÇKKB(Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı) <strong>ve</strong> Üni<strong>ve</strong>rsitelerdir.Ülkemizde yeraltı sularının yönetimi 167 sayılı Yeraltı Suyu Kanunu ile DSİ GenelMüdürlüğü’ne bırakılmış, yerüstü su kaynaklarının yönetimi ağırlıklı olarak gerek 6200 sayılıDSİ Umum Müdürlüğü Teşkilat <strong>ve</strong> Vazifeleri Hakkında Kanun, gerekse çok sayıda yerleşikiçtihat kararları ile yine DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmekle birlikte farklıkuruluşlara dağıtılmış yetkiler de bulunmaktadır.6200 sayılı Kanun gereği özel (katma) bütçeli bir kuruluş statüsünde olan DSİ’nin katmabütçe statüsü, 5018 sayılı Kanun gereği 2006 yılında genel bütçeye dahil edilerek sonbulmuştur. DSİ, yıllardır ağırlıklı olarak Konsolide Devlet Bütçesi’nden sağlanan finansmanlayatırımlarını gerçekleştirmiştir. Finansmanın, DSİ yatırım harcamalarının kendine özgümiktar <strong>ve</strong> zamanlama karakterine uyarlanmasında yaşanan zorluklar, uygulamaprogramlarının gerçekleştirilmesinde önemli dar boğazlar oluşturmuştur. Özellikle devletyatırım bütçesinin küçülmesi <strong>ve</strong> buradan DSİ’ye ayrılan payın azalması sonucunda inşaatlarıntamamlanma süreleri uzamakta, tesislerin ekonomiye katkısı gecikmekte <strong>ve</strong> böyleceprojelerden beklenen ekonomik fayda gerçekleşememektedir. Bu yüzden DSİ’nin yenidenkatma bütçeli bir kuruluş durumuna getirlmesi <strong>ve</strong> ürettiği hizmetlerden sağlayacağı katmagelirlerle Devlet Bütçesine olan bağımlılığın azaltılması <strong>ve</strong> yatırımlarını daha rahatgerçekleştirme olanağına kavuşturulması gerekmektedir.18.04.2007 Tarih <strong>ve</strong> 5625 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile1053 sayılı Kanunun adı “Belediye Teşkilatı Olan Yerleşim Yerlerine İçme, Kullanma <strong>ve</strong>Endüstri Suyu Temini Hakkında Kanun” olarak değiştirilmiştir. Ayrıca “Kamu YatırımProgramında yer almak şartıyla belediye teşkilatı olan yerleşim yerlerinin içme, kullanma <strong>ve</strong>endüstri suyunun temini hizmetleri ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün sağlık <strong>ve</strong> çevreaçısından acil tedbirler alınmasının gerekli gördüğü öncelikli atık su arıtma ile ilgili yatırımhizmetleri için gelecek yıllara yaygın yüklenmelere girişmeye Devlet Su İşleri Genelv


topluluklar, ziraat <strong>ve</strong> orman, birincil <strong>ve</strong> ikincil endüstri, iletişim, hizmetler <strong>ve</strong> rekreasyoneltesisler havza içerisinde yer alabilir. Toprak, su <strong>ve</strong> bitki varlığının havza içerisinde ayrı ayrıyada birbirinden izole olarak nitelikli <strong>ve</strong> sürdürülebilir yönetimi mümkün değildir. Bukaynakların doğal dengesi arazi kullanımındaki değişikliklerle, yanlış bir yönetimle yada kötüplanlamayla kolaylıkla bozulabilir.Bu nedenle, farklı sektörlerin <strong>ve</strong> kaynak kullanıcıların bir arada düşünüldüğü, tehdit <strong>ve</strong>imkanların uzun vadeli değerlendirildiği <strong>ve</strong> bir alana yapılan müdahalenin yarattığı olumlu <strong>ve</strong>olumsuz etkilerin izlendiği en uygun ölçek havza olduğundan, doğal kaynakların yönetimindehavza ölçeği esas alınmalıdır. Havza ölçeğinde su kaynaklarında gerek miktar gerekse nitelikolarak meydana gelen değişikliklerin gözlenmesi, herhangi bir olumsuz durumda gereklitedbirlerin alınması açısından da büyük a<strong>van</strong>tajlar sağlayacaktır.Bütüncül Havza Yönetimi; değişen <strong>ve</strong> birbirleriyle rekabet eden taleplere sahip bir ortamda eniyi su kaynağı yönetimi şekli olarak görülmektedir. Su kaynakları üzerindeki talebin giderekartışının yanında zaman <strong>ve</strong> konuma göre bu kaynağın arzu edilen miktar <strong>ve</strong> kalitedebulunmaması, mevcut su kaynaklarının ekonomik, çevresel <strong>ve</strong> sosyal faydalar içinde en<strong>ve</strong>rimli şekilde kullanımını yani yönetimini gerekli kılmaktır.Bütüncül Havza Yönetimi anlayışı içinde güçlü bir su kaynakları yönetimininoluşturulabilmesi için; bu konuda teknik tecrübeye, deneyimli personele <strong>ve</strong> mevcut birkurumsal yapıya sahip, merkez <strong>ve</strong> yurt sathında Bölge Müdürlükleri düzeyinde teşkilatlarıbulunan DSİ Genel Müdürlüğü’nün, faaliyetlerini daha etkin <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimli bir şekildesürdürülebilmesi <strong>ve</strong> günümüzde sınırlı miktarda olan su kaynaklarının geliştirilmesi <strong>ve</strong>Ülkemizin hizmetine sunulması konusundaki idari yapılanması <strong>ve</strong> yetkilerinin arttırılması <strong>ve</strong>tek sorumlu kuruluş haline getirilmesi gerekmektedir.DSİ’nin bütüncül havza yönetimi anlayışı içinde, kurumsal yapısının havza bazındageliştirilmesi <strong>ve</strong> su yönetimi konusunda temel planlayıcı, karar <strong>ve</strong>rici <strong>ve</strong> denetleyici birkuruluş olarak sorumlu kılınması gerekmektedir.Prof. Dr. Veysel EROĞLUT.C. Çevre <strong>ve</strong> Orman Bakanıvii


ÖNSÖZKurulduğu 1954 yılından bu yana yarım asrı aşan sürede Ülkemiz su kaynaklarını geliştirmeçalışmalarını sürdüren Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), öncelikli hedefini “sukaynaklarının en etkin şekilde kullanılması” olarak tespit etmiştir. DSİ, belirlenen bu hedefeulaşmak için; teknik, ekonomik <strong>ve</strong> aynı zamanda çevreyle uyumlu projeler geliştirmekte <strong>ve</strong>uygulamaktadır. Ülke nüfusunun yaklaşık %35’ini istihdam eden tarım sektöründe sulu tarımıyaygınlaştırmak, sanayinin ihtiyaç duyduğu enerjiyi yerli hidrolik kaynaklardan karşılamak,insanımıza AB standartlarında içme-kullanma suyu temin etmek <strong>ve</strong> ülkemizde her yıl maddi<strong>ve</strong> manevi büyük zararlar meydana getiren taşkınlarla mücadele etmek görevlerimizarasındadır.Ülkemizin teknik <strong>ve</strong> ekonomik olarak sulanabilir arazi miktarı 8,5 milyon ha olarakhesaplanmıştır. Günümüz itibarıyla sulamaya açılan 5,13 milyon hektarlık alanın 2,93 milyonhektarı DSİ sulama tesisleridir.DSİ, faaliyetlerini günün gelişen teknolojilerine ayak uydurarak geliştirmektedir. Bu sebeple,2003 yılından itibaren sulama projelerinde, basınçlı borulu şebeke uygulamalarına geçilmiştir.Böylece hem su tasarrufu sağlanmış hem de modern sulama sistemleri (yağmurlama <strong>ve</strong> damlasulama) teşvik edilmiş olacaktır.Ülkemizin, teknik <strong>ve</strong> ekonomik olarak değerlendirilebilir hidroelektrik potansiyeli, yaklaşıkolarak yıllık 130 milyar kWh hesaplanmıştır. Günümüz itibariyle Türkiye’de hidroelektriksantraller; 13 384 MW kurulu güce <strong>ve</strong> toplam potansiyelin %36’sına karşılık gelen 46 793GWh yıllık ortalama üretim kapasitesine sahiptir. Hidroelektrik potansiyelin enerjiyedönüştürülmesi sürecinde DSİ, oluşturulan 13 384 MW kurulu gücün 10 380 MW’ını (%77)gerçekleştirerek bu alanda lider olduğunu göstermiştir. Ülkemizde kapasite bakımından enbüyük 25 adet HES’in 20 adedi DSİ tarafından inşa edilmiştir.2007 yılı sonu itibariyle hizmete alınan 21 adet içme-kullanma suyu temini tesisiyle 26milyon vatandaşımıza 2,7 milyar m 3 içme-kullanma suyu temin edilmiştir. İnşaatı devam eden20 adet proje tamamlandığında ise buna ila<strong>ve</strong>ten, 10 milyon vatandaşımıza 1 milyar m 3 içmekullanmasuyu temin edilecektir.Bilindiği gibi, akarsularımızın akış rejimi düzensiz bir seyir izlemektedir. Bu sebeplemeydana gelen taşkınlar, depremden sonra en fazla can <strong>ve</strong> mal kaybına sebep olan tabii afetolarak bilinmektedir. Son 20 yılda meydana gelen taşkınlarda 396 vatandaşımız hayatınıkaybetmiş <strong>ve</strong> yaklaşık 2,5 milyar YTL’lik ekonomik kayıp meydana gelmiştir. DSİ,kuruluşundan günümüze kadar 37’si baraj 4 364’ü taşkın tesisi olmak üzere, toplam 4 401adet taşkın koruma tesisini hizmete alarak, 977 bin hektar alan <strong>ve</strong> bu alan içindeki bütünyerleşim yerlerini taşkından korumuştur.Ülkemizde “su” denildiğinde akla gelen yegâne kuruluş olan Genel Müdürlüğümüz, Dünyadasu konusunda söz sahibi seçkin kuruluşların arasında yer almak <strong>ve</strong> karar mekanizmalarındasöz sahibi olmak maksadıyla 2000 yılında Dünya Su Konseyi’ne üye olmuştur. O tarihten buyana <strong>ve</strong> özellikle de son yıllarda gösterdiği uluslararası performansı ile Beşinci Dünya SuForumunun, 2009 yılında İstanbul’da gerçekleştirilmesi sağlanmıştır. Önceki Dünya SuForumlarının, ev sahibi ülkelere sağladığı imkânları göz önünde bulundurduğumuzda,Forumun ülkemiz su sektörünün daha da gelişmesine katkı sağlaması kaçınılmazdır. Buorganizasyonun bir faydası da, ülkemizin uluslararası su kuruluşlarıyla olan ilişkilerinin dahaviii


da gelişmesi; anılan kuruluşların yönetim kurullarında aktif görev alan Türk yetkililerinsayısının giderek artması şeklinde ortaya çıkacaktır.Forum, DSİ’nin dışa açılmasının çok açık bir göstergesidir. DSİ, Forum ile küresel manadayeni bir misyon kazanmıştır. Diğer bir ifade ile DSİ, sadece ülke içinde su konularınınkoordinasyonunu sağlayan bir kuruluş olmakla yetinmemiş, küresel su politikalarının kararmekanizmasında yer almıştır. Böylesine Dünya çapındaki bir su faaliyetinin düzenlenmesindeDSİ’nin merkezi rol üstlenmesi tesadüfi değildir. Çünkü DSİ, 54 yıllık bir su kültürü olan;adında “su” geçen Ülkemizdeki tek merkezi kuruluştur.Beşinci Dünya Su Forumu bölgesel hazırlıkları sürecinde DSİ, ulusal <strong>ve</strong> uluslararası bölgeseltoplantılar yapmaktadır. DSİ öncülüğünde yapılan bu toplantılar, Beşinci Dünya SuForumu’nun bölgesel sürecinde ülkemizin önceki forumların ev sahibi ülkelerden farklı <strong>ve</strong>orijinal bir yaklaşım sergilediğinin göstergesidir. Bu yaklaşımın özü, hazırlık sürecini dahayerel düzeye yaymak şeklinde özetlenebilir. Ölçeği küçülten bu yaklaşım, yerel konularınForumda daha iyi temsil edilmesini sağlamaya yöneliktir. Beşinci Dünya Su Forumuorganizasyonunun en önemli başarılarından biri de bu olacaktır.Çevre <strong>ve</strong> Orman Bakanımız Sayın Prof. Dr. Veysel EROĞLU’nun talimatıyla DSİ GenelMüdürlüğü tarafından başlatılan <strong>ve</strong> DSİ’nin ilgili Bölge Müdürlüklerince düzenlenmekte olan“DSİ Bölge Müdürlükleri Su Konferansları”nın gayesi; her Bölge Müdürlüğü için özel olarakbelirlenen konu başlığıyla ilgili yerel <strong>ve</strong> bölgesel paydaşları bir araya getirmek suretiyle,Forumun tematik programının geliştirilmesine azami katkıyı sağlamak; ilgili konu başlığındauygun bir tartışma ortamını hazırlamak <strong>ve</strong> forum haftası sırasında Dünya su kamuoyunaaktarılabilecek sonuçlar elde etmektir. Bu anlamda, DSİ Genel Müdürlüğü uhdesinde BölgeMüdürlüklerince düzenlenen söz konusu konferanslara DSİ mensupları <strong>ve</strong> akademikçevrelerin katılımı yanında konuyla ilgili diğer paydaşların da (suyla ilgili kamu kuruluşları<strong>ve</strong> yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, su yöneticileri <strong>ve</strong> su kullanıcıları gibi) en yüksekdüzeyde katılımlarının sağlanması hedeflenmektedir.Su Konferanslarını gerçekleştiren Bölge Müdürlüklerimizi bu başarılarından dolayı kutlarım.Su konferanslarının eşgüdümünü yapan Genel Müdürlüğümüz ilgili birimlerine, ForumSekretaryası çalışanlarına, konferansların bilim, düzenleme <strong>ve</strong> danışma heyetine teşekküreder, DSİ Bölgesel Su Konferanslarının neticelerinin Kuruluşumuza <strong>ve</strong> Ülkemize hayırlı <strong>ve</strong>uğurlu olmasını dilerim.Haydar KOÇAKERDSİ Genel Müdürüix


ÖNSÖZBölge Müdürlüğümüz, 1955 yılında DSİ Diyarbakır X. Bölge Müdürlüğüne bağlı 102. ŞubeBaşmühendisliği adı altında kurulmuş, 1969 yılında merkezi Van olmak üzere DSİ XVII.Bölge Müdürlüğü statüsüne kavuşmuştur.Bölge Müdürlüğümüz, merkezi Van olmak üzere Bitlis, Muş <strong>ve</strong> Hakkari illerini kapsayan 45056 km 2 yüz ölçüme sahip olup, Kuzeyde DSİ Erzurum VIII. Bölge Müdürlüğü, GüneydeDSİ Diyarbakır X. Bölge Müdürlüğü <strong>ve</strong> Irak, Batıda DSİ Elazığ IX. Bölge Müdürlüğü,Doğuda ise İran sınırı ile çevrilidir.Bölge Müdürlüğümüz sınırları içerisinde 4 il, 25 ilçe yer almakta olup, 2007 yılı adrese dayalınüfus sayımı sonuçlarına göre Van ilinde 979.671, Bitlis ilinde 327.886, Muş ilinde 405.509<strong>ve</strong> Hakkâri ilinde 246.469 kişi olmak üzere toplam 1.959.535 kişi yaşamaktadır. Bölgemiz,Türkiye’nin alan olarak % 5,7’sini, nüfus olarak % 2,78’ ini oluşturmaktadır.Bölge Müdürlüğümüz, sınırları dahilinde yer alan 45.056 km² alanda 6200 sayılı Devlet Suİşleri kuruluş yasası, 167 <strong>ve</strong> 1053 sayılı yasalar gereğince su <strong>ve</strong> toprak kaynaklarınıgeliştirmek amacı ile her aşamadaki çalışmaları yürütmektedir.Bölgemiz görev alanı; Van kapalı havzası, Fırat <strong>ve</strong> Dicle havzalarını kapsamaktadır.Bölgemiz, kışları soğuk <strong>ve</strong> yağışlı, yazları ise sıcak <strong>ve</strong> kurak iklime sahiptir. Yıllık ortalamayağış 662,6 mm, yıllık ortalama sıcaklık ise 9,3 0C dır.Bölge faaliyet sahasının 803.604 ha. kısmında kuru <strong>ve</strong> sulu şartlarda tarım yapılabilmektedir.Bugüne kadar yapılan etüt çalışmalarına göre 215.715 ha. arazinin teknik <strong>ve</strong> ekonomik olaraksulanabilirliği belirlenmiştir. Bölge sınırlarımızın içerisinde yer alan 3 havzanın toplamyüzeysel su potansiyeli 12.794,19 hm 3 /yıl dır. Bugüne kadar yapılan etütlere göre 397,14 hm³emniyetli YAS rezervi belirlenmiştir.İşletmeye açılan baraj, gölet <strong>ve</strong> sulama tesisleri ile 2007 yılı sonu itibarı ile toplam 62.256ha. alan sulamaya açılmıştır. Bu miktar bugüne kadar ekonomik olarak sulanabilirliği tespitedilen sahaların yaklaşık olarak % 29 ’una tekabül etmektedir. İnşaatı devam eden 4 adetsulama projesinin tamamlanması ile birlikte 29 138 ha. arazi daha sulu tarıma kavuşturularak,toplam sulanan sahalar 91.394 ha. ( % 42) olacaktır.Bölge Müdürlüğümüzün toplam kurulu gücü 2.330,31 MW, yıllık eneji potansiyeli 8.634,65GWh dir. Bugüne kadar tamamlanan HES projeleri ile yılda ortalama 58,7 Gwh enerji üretimiyapılmaktadır.2007 yılı sonu itibariyle işletmede olan 78 adet taşkın koruma ile 2.385 ha. arazi, 78 meskunmahallin taşkından korunması sağlanmıştır.Bölge Müdürlüğümüz sınırları dahilinde bulunan Van Kapalı Havzasında yer alan Van Gölü,Ülkemizin en büyük gölü olup 1.646 m kotunda, 3.502 km 2 ’lik bir yüz ölçüme <strong>ve</strong> 576 milyarm 3 ’lük bir hacme sahiptir. Gölün dışarıya akışı yoktur. Deniz seviyesinden yaklaşık 1.600 myüksekliğinde olan Van Gölü’nü çevreleyen dağlar, 2.500 m’nin üzerine çıkan seviyelerekadar ulaşırlar. Çıplak yüksek dağlar, geniş yaylalar arasında bir iç deniz görünümünde olanVan Gölü’nün oluşumu, bulunduğu yerdeki daha eski bir çukurlaşma bölgesini NemrutVolkan konisinin büyük bir set halinde kapatması şeklinde olduğu ileri sürülmektedir. Vanx


Gölü’nün drenaj alanı içerisinde yer alan irili ufaklı göllerden başlıcaları; Erçek, Nemrut,Aygır <strong>ve</strong> Sodalı Gölleri’dir. Bu göllerin beslenme alanı çıkartıldıktan sonra boşalımınıdoğrudan Van Gölü’ne yapan alanın yüzölçümü 12.956 km 2 ’dir.Dünyanın <strong>ve</strong> Ülkemizin en önemli doğal kaynağının su olduğunu vurgulamakta yarar vardır.Ülkemizin su kaynakları ile ilgili yapılan etüd, planlama, projelendirme <strong>ve</strong> araştırmaçalışmaları ilgili birimler tarafından mutlaka yapılmalı <strong>ve</strong> yapılan çalışmalar uygunplatformlarda tartışılarak Ülkemiz için faydalı bir hale dönüştürülmelidir.1.si 1997 yılında Fas’ta, 2.si 2000 yılında Hollanda’da, 3.sü 2003 yılında Japonya’da, 4.sü ise2006 yılında Meksika’da gerçekleştirilen Dünya Su Forumu, Dünya genelinde büyük sesgetirmiş <strong>ve</strong> 5. Dünya Su Forumu’nun da 16-22 Mart 2009 tarihleri arasında İstanbul’dagerçekleştirilmesine karar <strong>ve</strong>rilmiştir.Doğal bir laboratuar olan Ülkemizde su bilimi üzerine çalışan bilim adamlarının çalışmalarınıderlemek, değerlendirmek <strong>ve</strong> milli menfaatler doğrultusunda kullanıcıların hizmetine sunmak<strong>ve</strong> foruma hazırlık çerçe<strong>ve</strong>sinde, Çevre <strong>ve</strong> Orman Bakanımız Sayın Prof. Dr. VeyselEROĞLU’nun talimatlarıyla DSİ Genel Müdürlüğü Bölge Teşkilatlarınca Türkiye BölgeselToplantıların düzenlenmesi planlanmıştır.Bu bağlamda DSİ 17. Bölge Müdürlüğümüz koordinasyonunda Üni<strong>ve</strong>rsiteler <strong>ve</strong> diğer meslekkuruluşları işbirliğinde başlatılan bu önemli hizmetin geleceğe yönelik alternatifprojeksiyonların oluşturulmasında yararlı sonuçların doğmasına sebep olacağı düşüncesi ile“Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği” adı altında düzenlenmiş bulunan bu konferansıngerçekleştirilmesinde katkı sağlayan Üni<strong>ve</strong>rsitelerimize, Sivil Toplum Örgütlerine, Bilim-Yürütme <strong>ve</strong> Danışma Kurullarına, Bildirilerini gönderen araştırmacılara <strong>ve</strong> emeği geçenherkese teşekkür ederim.Mahmut DÜNDARDSİ XVII. Bölge Müdürüxi


İÇİNDEKİLERVan Gölü’nün Üç Boyutlu Dolaşım Modeli ......................................................................... 1A Three Dimensional Circulation Model for Lake VanUfuk U. TURUNÇOĞLU, H. Nüzhet DALFESVan Gölü Su Seviye Modellemesi <strong>ve</strong> Ekstrem Seviyelerin Tahmini ................................... 10Water Le<strong>ve</strong>l Modelling of Lake Van and Estimation of Extrem Le<strong>ve</strong>lsEşref BATUR, Mikdat KADIOĞLU, Mustafa ÖZKAYA, Mustafa SABAN,İbrahim AKIN, Yücel KAYAVan Gölü Havzasında Beş Akarsuyun Yıllık Taşkın Pikleri <strong>ve</strong> Dört İstasyonun YıllıkYağmur Pikleri Tekerrür Analizleri ...................................................................................... 25Frequency Analyses of Annual Flood Peaks of Fi<strong>ve</strong> Streams and of Annual RainfallPeaks of Four Stations in Van Lake BasinTefaruk HAKTANIR, Murat ÇOBANER, Özgür ÖZTÜRK, Özgür KİŞİ,Mehmet ARDIÇLIOĞLU, Alaattin UĞURLUVan Akiferinin Hidrojeolojisi <strong>ve</strong> Van Gölünden Sodalısu Girişimi ..................................... 37Halil Murat ÖZLERVan İlinin Meteorolojik Faktörler Açısından İklim Özelikleri ............................................. 55M. Nazif ELKATMIŞVan Gölü Su Bütçesinin Uzaktan Algılama Tekniklerinin Kullanımıyla Bulunması .......... 57Determination of Water Budget of Lake Van by Remote Sensing TechniquesÜnal ŞORMANVan Gölü Su Seviyesinin Veri Madenciliği Metodları ile İncelenmesi ................................ 65Data Mining Technique to Analysis of Van Lake Water Le<strong>ve</strong>lDilek Eren AKYÜZVan Gölü Su Seviyesi Stokastik Modelleri ........................................................................... 74Stochastic Models of Water Le<strong>ve</strong>l in Lake Vanİlkay TELTİK, Hafzullah AKSOY, N. Erdem ÜNALVan Gölü Su Seviyelerinin Spektral Analizi <strong>ve</strong> Diğer Göl Su Seviyeleri ileKarşılaştırılması .................................................................................................................... 82Spectral Analysis of Lake Van Le<strong>ve</strong>l and Comparision with the Other TurkishLake Le<strong>ve</strong>lsTaner Mustafa CENGİZSamran Projesi: Van Gölü Bölgesinin Turizminin Kalkındırılması <strong>ve</strong> Alt Yapısınınİyileştirilmesi ......................................................................................................................... 90Urban Water Management for the Ri<strong>ve</strong>r Basin of Lake Van, Samran Project:De<strong>ve</strong>lopment of Tourism and Related Infrastructure for the Lake Van RegionRobert SPENDLINGWIMMER, Mag. Martin JUNG, DI Paul KINNER,DI Monika SCHONERKLEExii


Van Gölü Çevresindeki Yerleşim Yerlerinin Katı Atıklarca Sebep Oldukları KirliliğinBoyutu <strong>ve</strong> Sonuçları .............................................................................................................. 101The Le<strong>ve</strong>l and Results of the Pollution That the Settlement Around Lake Van Causesby Solid WasteFevzi ÖZGÖKÇE, Banu YEĞİNALTAY, Fatma Nisa ERİMEZ, İbrahim KOÇ,İsmet BEYAZ, Suzan KARAGÖZVan Katı Atık Depolama Alanındaki Toprakların Bazı Ağır Metal İçeriklerinin Tespiti<strong>ve</strong> Van Gölü Kirliliğine Etkilerinin Araştırılması ................................................................. 108Determination of Some Heavy Metal Concentrations in Soils of the Garbage Area ofVan and Research its effects to Lake VanFevzi KILIÇEL, Halil DURAK, Aydın ARILIKVan Gölü Suyunun Bazı Bakteri Suşları Üzerine Sınırlayıcı Etkisi ..................................... 116Erdal ÖĞÜN, Ekrem ATALAN, Kerem ÖZDEMİRVan Şehir Merkezinden Geçerek Van Gölü’ne Dökülen Akarsuların <strong>ve</strong> Bu AkarsularınGeçtiği Yerlerdeki Çamurların Ağır Metal İçeriklerinin Araştırılması ................................ 121Fevzi KILIÇEL, Güler YAVUZ, Pınar TALAY PINARVan Gölü Çevresinde Erozyon, Sel <strong>ve</strong> Taşkınları Önleyen Bitkiler ..................................... 129The Plants That Pre<strong>ve</strong>nt the Erosion, Flood and Inundation around Lake VanFevzi ÖZGÖKÇE, Murat ÜNALEvsel Atıksularından Kaynaklanan Kirliliğin İzlenmesi için Otomatik Bir İzlemeSisteminin Geliştirilmesi ....................................................................................................... 136De<strong>ve</strong>lop an Automated Monitoring System for Monitoring of Pollution Born ofDomestic WastewaterTürkay ONACAK, Devrim BAĞLAKaynak Çekilme Analizi ile Karst Akiferlerinde Akım Özelliklerinin Tanımlanması:Şamran Kaynağı (Gürpinar-Van) Örneği .............................................................................. 141Identification of Flow Properties at Karst Aquifers by Spring Recession Analysis:A Case Study at Şamran Spring (Gürpinar-Van)Harun AYDIN, Erkan DİŞLİ, Nevin AKSOY, Mehmet EKMEKÇİ,Le<strong>ve</strong>nt TEZCAN, M. Pelin YALÇINVan Gölü Kıyı Kirliliğinin Gösterge Türlerle Tayini ........................................................... 144Biodi<strong>ve</strong>rsity indicator of the Coastal Pollution of Van LakeM. S. ÖZGÖKÇE, İ. KARACA, R. ATLIHAN, İ. KASAP, F. ÖZGÖKÇE,Ş. YILDIZ, E. POLATIslak Çökelmenin Büyük Su Kütleleri Üzerine Olan Etkisi <strong>ve</strong> Bir Islak ÇökelmeÖrnekleyicisinin Geliştirilmesi ............................................................................................. 147The Influence of Wet Deposition to Great Water Reservoirs and Modification of a WetDeposition SamplerSıddık S. CİNDORUK, Aşkın BİRGÜL, Yücel TAŞDEMİRxiii


Van İlinde Tarim İlaci Kullanımı <strong>ve</strong> Van Gölüne Olası Etkilerinin Değerlendirilmesi ....... 156Usage of Agricultural Chemicals and Assessment of Possible Effects on Lake VanŞükrü ASLAN, Burhanettin GÜRBÜZ, Fehiman ÇİNERVan Gölü Havzasının Çevre Jeolojisi, Madencilik Faaliyetleri, Yüzey Suları <strong>ve</strong> VanGölü Üzerine Etkileri ............................................................................................................ 163Yahya ÇİFTÇİ, M. Akif IŞIK, Tolga ALKEVLİ, Çetin YEŞİLOVAxiv


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN GÖLÜ’NÜN ÜÇ BOYUTLU DOLAŞIM MODELİA Three Dimensional Circulation Model for Lake VanUfuk U. TURUNÇOĞLU1, H. Nüzhet DALFES21 İstanbul Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Bilişim Enstitüsü, İSTANBUL, turuncu@be.itu.edu.tr2 İstanbul Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü, İSTANBULÖZ: Van Gölü, Doğu Anadolu bölgesinde bulunan yüksek dağlar <strong>ve</strong> platolar ile çevrili birşekilde, merkezi 43°E boylamı <strong>ve</strong> 38.5°N enlemi üzerinde bulunan bir bölgedekonumlanmıştır. Yüzey alanı 3500-3650 km 2 arasında değişmektedir. Ortalama derinliği170 m olmakla birlikte maksimum derinliği Tat<strong>van</strong> çukurunun ortasında 451 m kadardır. VanGölü dünyanın en büyük sodalı gölü <strong>ve</strong> hidrolojik olarak kapalı göller arasında ise dördüncüen büyük göldür. Göl seviyesi <strong>ve</strong> kimyası Kuvaterner dönemi boyunca büyük değişimlergeçirmiş olması nedeniyle ‘<strong>ve</strong>kil’ iklimsel kayıtların elde edilmesi açısında da son dereceönemli bir konuma sahiptir. Van Gölü’nün bulunduğu havza endüstrileşme bakımından çokgelişmiş bir bölge olmamasına rağmen Van ilinin gün geçtikçe artan nüfusu <strong>ve</strong> iç göçnedeniyle göl kirlilik tehlikesi altındadır. Bu çalışma gelecekte yapılacak çevresel etkideğerlendirmesi çalışmaları <strong>ve</strong> paleoçevresel çalışmalar için gölün hidrodinamiği hakkındafiziksel bir çerçe<strong>ve</strong> oluşturmayı amaçlamaktadır. Düşey <strong>ve</strong> yatay kesitlerde göl su dolaşımı <strong>ve</strong>sıcaklık dağılımının belirlenmesi amacıyla üç boyutlu, düşeyde sigma kordinatlarını kullananPOM (Princeton Ocean Model) modeli kullanılmıştır. Simulasyonlarda düşey çözünürlük 30sigma seviyesi, yatay çözünürlük ise 1 km olarak belirlenmiştir. POM modeli, başlangıç <strong>ve</strong>sınır koşulları 1995-2000 yılları arasındaki NCEP/NCAR Reanaliz çıktıları ile <strong>ve</strong>rilmiş olanMM5 bölgesel atmosfer modeli ile dinamik ölçek küçültme yöntemi kullanılarak elde edilenhaftalık klimatolojik rüzgar gerilmesi <strong>ve</strong> yüzey akıları ile çalıştırılmıştır. 9 km çözünürlüktekiMM5 modeli çıktıları POM modelinin 1 km lik ızgarası üzerine interpolasyon yolu ileaktarılmıştır. Elde edilen altı yıllık klimatolojik atmosfer <strong>ve</strong>risi, POM modeline model kararlıduruma ulaşana kadar döngüsel olarak uygulanmış <strong>ve</strong> gölün klimatolojik su dolaşımı <strong>ve</strong>sıcaklık dağılımı elde edilmiştir.Anahtar Kelimeler: Van Gölü, POM, MM5, su dolaşımıABSTRACT: Lake Van is situated on the high plateaus of the Eastern Anatolia (Turkey) atabout 43˚E longitude and 38.5˚N latitude. It has a variable surface area of 3500-3650 km 2and an a<strong>ve</strong>rage water depth of 170 m, reaching a maximum of 451 m at the middle of Tat<strong>van</strong>Basin. Lake Van is the largest soda lake on earth and the fourth largest lake with a closedhydrological basin. Lake le<strong>ve</strong>l and chemistry ha<strong>ve</strong> been fluctuating drastically throughout theQuaternary and thus provide an important proxy climate record for this archaeologicallyimportant part of the world. Although the basin is not heavily industrialized, the lake recei<strong>ve</strong>sdomestic and agricultural pollution from bordering settlements, starting with the City of Vanthat has a rapidly increasing population due to rural immigration of recent years. This studyaimed at providing a physical limnological framework to guide future environmentalassessment efforts as well as paleoenvironmental reconstruction studies. Lake’s circulationand thermal structure has been simulated using POM (Princeton Ocean Model), a threedimensionalsigma- coordinate primiti<strong>ve</strong> equation model with a free surface. Our simulationswere con- ducted with a horizontal resolution of 1 km and 30 sigma le<strong>ve</strong>ls. POM is forcedwith energy and water flux and air temperature fields obtained by dynamical downscaling ofNCEP/NCAR Reanalysis data using a mesoscale atmospheric model (MM5). Data1


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.corresponding to 1995-2000 period has been downscaled to 9 km horizontal resolution anda<strong>ve</strong>raged to come up with a ‘weekly climate’ of flux and surface air temperatures. This‘climate’ has been further interpolated to 1 km horizontal resolution and use to cyclicallyforce the lake model until a steady state is reached based on total turbulent kinetic energytime series.Keywords: Lake Van, POM, MM5, water circulation1. GİRİŞİklim değişikliğinin <strong>ve</strong> insan etkisinin su kaynakları üzerindeki etkisi son yıllarda giderekartan şekilde araştırılan bir konudur. Su kaynaklarının hızla azalmasının hem insan hem deçevre ekosistemi açısından son derece yıkıcı etkilere sahip olduğu açıktır. Bu nedenle sığ <strong>ve</strong>derin göllerin, akarsuların <strong>ve</strong> havzaların korunması <strong>ve</strong> bu yönde tedbirlerin alınması sonderece önemlidir.Su kaynaklarının en önemli bileşenlerinden birini dış etkilere son derece açık olan göller <strong>ve</strong>bunları içine alan havzalar oluşturmaktadır. Göllerin hidrodinamik <strong>ve</strong> ısıl özelliklerininbelirlenerek daha iyi anlaşılması, dış etkilere nasıl tepki <strong>ve</strong>receklerini belirlemek içinyapılması gereken en temel araştırmalardan birisidir. Ülkemizde bu konuda yapılanaraştırmalar oldukça kısıtlıdır. İklim <strong>ve</strong> insan etkilerinin göller üzerindeki etkisine <strong>ve</strong>rileceken güzel örneklerden biri ülkemizin yüzölçümü olarak ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü’nün<strong>ve</strong> bu gölü besleyen akarsu <strong>ve</strong> çayların son yıllarda giderek artan bir hızla kuruması <strong>ve</strong> bunabağlı olarak çevre ekosisteminin bundan etkilenmesidir. Bu etkiler karşısında gereklitedbirlerin alınmaması gelecekte Tuz Gölü gibi diğer göllerinde kuruyarak yokolmasınaneden olabilir.Bu çalışma temel olarak Van Gölü’nün ısıl <strong>ve</strong> hidrodinamik özelliklerinin klimatolojik açıdanbelirlenmesini amaçlamaktadır. Bu şekilde gölün klimatolojik davranışından yola çıkarak,zaman içerisindeki anlık değişimlerin belirlenmesi <strong>ve</strong> gelecek için senaryoların üretilmesimümkün olacaktır.2. KULLANILAN MODELLER VE VERİ KÜMELERİBu çalışma kapsamında, Van Gölü’nün temel su dolaşımı <strong>ve</strong> sıcaklık dağılımı örüntüsünün üçboyutlu olarak belirlenmesi amacıyla, okyanus bileşeni olarak POM (Princeton Ocean Model)<strong>ve</strong> bu modelin ihtiyaç duyduğu başlangıç <strong>ve</strong> sınır şartlarının yeterli çözünürlükteüretilebilmesi için atmosferik bileşen olarakta MM5 (NCAR-Penn State Mesoscale Model)modeli kullanılmıştır. Her iki bileşen atmosfer modelinden okyanus modeline doğru olacakşekilde tek yönlü olarak kuplaj edilmiştir. Aşağıdaki bölümde her iki modelin konfigürasyonuhakkında deyaylı bilgi bulunabilir.2.1. Atmosferik Modeli BileşeniPOM okyanus modelinin ihtiyaç duyduğu momentum <strong>ve</strong> ısı akısının Van Gölü üzerindeyüksek çözünürlükte üretilmesi amacıyla, MM5 (Grell <strong>ve</strong> diğ., 1995) bölgesel atmosfermodeli kullanılmıştır.MM5 modeli tek yönlü yuvalanacak şekilde en az çözünürlüklü alan (D1) 55x70 boyuta <strong>ve</strong> 81km çözünürlükte, ikinci alan (D2) 91x136 boyutuna <strong>ve</strong> 27 km çözünürlüğe <strong>ve</strong> en yüksek2


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.çözünürlüklü alan (D3) ise 46x46 boyuta <strong>ve</strong> 9 km çözünürlüğe sahip olacak şekildeayarlanmıştır (Şekil.1).Şekil 1 MM5 Atmosfer Modeli Alt AlanlarıModel düşeyde sınır tabakanın daha hassas bir şekilde tahmin edilebilmesi amacıyla yereyakın kısımlarda daha sık olacak şekilde 23 sigma seviyesine sahiptir. Atmosferik modelbaşlangıç <strong>ve</strong> sınır şartı olarak 1995-2000 periodunu kapsayacak şekilde 2.5°x2.5°çözünürlükte 6 saatlik NCEP/NCAR Reanaliz I <strong>ve</strong>ri kümesi <strong>ve</strong> NOAA (National Oceanic andAtmospheric Administration) tarafından sunulan 1°x1° çözünürlükte Reynolds SST <strong>ve</strong>risikullanılarak çalıştırılmıştır.Model mikrofizik parametrizasyonu olarak Reisner (Reisner <strong>ve</strong> dig., 1998), bulut fiziğiseçeneği olarak Grell (Grell <strong>ve</strong> diğ., 1995), uzun dalga boylu radiyatif süreçlerinmodellenmesi amacıyla RRTM (Mlawer <strong>ve</strong> diğ., 1997), sınır tabakadaki süreçlerinmodellenmesi için MRF <strong>ve</strong> beş tabakalı toprak modeli kullanılacak şekilde kurulmuştur. Bukonfigürasyon Van Gölü bölgesinin karmaşık topografik özellikleri <strong>ve</strong> uzun süreli benzetimyapılacağı göz önünde bulundurularak seçilmiş <strong>ve</strong> modelden en yüksek <strong>ve</strong>rimin alınabilmesiiçin yapılan hassasiyet testleri sonucunda belirlenmiştir.Atmosferik model altı yıllık (1995-2000) period için çalıştırıldıktan sonra elde edilen <strong>ve</strong>ri,haftalık bir kilmatoloji oluşturmak için kullanılmıştır. Oluşturulan <strong>ve</strong>ri ile Van Gölüçevresindeki istasyon altı adet farklı istasyon (Van, Erciş, Muradiye, Özalp, Gevaş <strong>ve</strong>Başkale) <strong>ve</strong>risi karşılaştırılarak sonuçların atmosferik gözlemler ile uyumlu olduğubelirlenmiştir. Şekil 2’de Van meteoroloji istasyonu için dört yıllık günlük klimatolojininmodel ile oluşturulmuş klimatoloji ile karşılaştırılması örnek olarak <strong>ve</strong>rilmiştir. Oluşturulanbu haftalık <strong>ve</strong>ri seti daha sonraki aşamada okyanus modelinde ısı <strong>ve</strong> momentum akılarınınhesaplanması amacıyla kullanılmıştır.2.2. Okyanus Modeli BileşeniVan Gölü’nün modellenmesi amacıyla POM (Blumberg <strong>ve</strong> diğ., 1987) okyanus modelikullanılmıştır. POM üç boyutlu, düşeyde sigma kordinatını kullanan <strong>ve</strong> zaman ayırma tekniğikullanarak temel süreklilik, momentum <strong>ve</strong> düfüzyon eşitliklerini sonlu farklar yöntemi ileçözen bir modeldir. Model yatayda Arakawa C ızgara tipini kullanarak dikdörtgensel <strong>ve</strong>yakıyı cizgilerini izleyen <strong>ve</strong> aynı zamanda kıyıya dik kordinat sistemlerinden herhangi birinikullanabilir.3


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Şekil 2 Van Meteoroloji İstasyonu (siyah) ile Atmosferik Model Sonuçlarının (kırmızı)Karşılaştırılması. 2m Sıcaklık, Yüzeyde Bağıl Nem <strong>ve</strong> 10m Rüzgar HızıPOM modeli için yatay ızgara boyutu Rossby deformasyon yarıçapı göz önüne alınarak 1 kmolarak, düşeyde ise yüzey <strong>ve</strong> göl tabanında daha sık olacak şekilde 30 sigma seviyesibulunacak şekilde tanımlanmıştır. Belirlenen ızgara çözünürlüklerinin hesaplamada stabiliteproblemi yaratmaması amacıyla iç mod zaman aralığı 180 saniye, dış mod zaman aralığı ise 6saniye olarak tanımlanmıştır. Ayrıca derinliğin sığ olduğu bölgelerde model fiziği nedeniyleproblem çıkarmasını önlemek amacıyla 10 m’den sığ olan bölgelerin derinlikleri 10 m’eolarak düzeltilmiş <strong>ve</strong> düşeydeki sigma kordinatının basınç gradyanı hatasından etkilenmesinien alt seviyeye çekmek için komşu ızgara noktaları arasındaki derinlik oranının 0.2 değerinigeçmemesi için derinlik <strong>ve</strong>risi üzerinde düzeltme yapılmıştır. Modelin derinlik haritası <strong>ve</strong>sonuçlarda gösterilecek nokta <strong>ve</strong> kesitlerin harita üzerindeki kordinatları Şekil 3’tengörülebilir.Şekil 3 Model derinlik haritası, kesit (A0B0 <strong>ve</strong> A1B1) <strong>ve</strong> noktalar (C2, C3 <strong>ve</strong> C4)4


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.POM modeli ile MM5 modelinin tek yönlü olarak kuplaj edilmesi amacıyla ‘mm5topom’uygulaması geliştirilmiştir. Bu uygulama ASCII formatında <strong>ve</strong>rilen derinlik <strong>ve</strong> kıyı çizgisi<strong>ve</strong>rilerini kullanarak POM modeli için gerekli ızgara yapısını oluşturmakta <strong>ve</strong> hem atmosferikhem de derinlik <strong>ve</strong>risini bu ızgara üzerine aktarmaktadır. Uygulama temel olarak standartMM5 çıktısını okuyup, okyanus modeli tarafından atmosferik sınır sartı olarak kullanılacakNetCDF (Network Common Data Format) formatındaki dosyayı oluşturmaktadır.Gölün yıllık klimatolojik davranışının belirlenmesi amacıyla simulasyona, başlangıç koşuluolarak gölün yatay <strong>ve</strong> düşeyde 2°C’de izotermal <strong>ve</strong> 0.2 ppt tuzluluğa sahip olduğu kabulü ilebaşlanmıştır. Bu şekilde başlangıç koşulları belirlenen göl, atmosfer modelinden elde edilenhaftalık klimatolojik <strong>ve</strong>ri seti ile düngüsel olarak çalıştırılmış <strong>ve</strong> gölün kararlı bir yapıyaoturması beklenmiştir. Modelin kararlı yapıya oturması okyanus modelindeki türbülanslıkinetik enerjinin hacimsel toplamının zaman içerisinde sabit kalması ile belirlenebilir. Buamaçla yapılan testlerde gölün 4 yıllık simulasyon sonucunda kararlı duruma ulaştığı tespitedilmiştir.Atmosfer modelinden gelen değişkenleri kullanarak gerekli akıları hesaplamak <strong>ve</strong> bunlarızaman boyutunda doğal kübik triz (spline) eğrileri yolu ile interpolasyona tabi tutmak içinPOM modeline bazı ek alt programlar eklenerek modelin kodu üzerinde değişiklikleryapılmıştır. Çizelge 1’de akıların hesaplanması sırasında kullanılan değişkenler, hangimodelden alındıkları <strong>ve</strong> kullanılan eşitlikler görülebilir. Bu eşitliklerin belirlenmesinde <strong>ve</strong>kodlanmasında COARE (Coupled Ocean-Atmosphere Response Experiment) çalışması içinüretilmiş algoritmalardan <strong>ve</strong> kodlardan yararlanılmıştır (Fairall <strong>ve</strong> diğ., 1996).Çizelge 1 Okyanus Modelinde Kullanılan Akılar <strong>ve</strong> Hesaplama YöntemleriAkı Eşitlikler DeğişkenlerMomentumτ x= ρ airC UC UWUτ y= ρ airC UC UWVρ air , nemli ha<strong>van</strong>ın yoğunluğu kg/m 3 (MM5),C U , momentum yayım sabiti (POM+MM5), W,rüzgar hızı m/s (MM5), U, x yönündeki rüzgarhızı m/s (MM5)Gizli IsıL = ( 2.501− 0.00237T w )⋅10 6LH = ρ airLC UC TW∆QT w , göl yüzeyi sıcaklığı °C (POM), ρ air , C U , C T ,ısı yayım sabiti (POM+MM5), W, ∆Q karışımoranı farkı (POM+MM5)Hissedilir Isı SH = ρ airC ρaC UC TW∆T ρ air , C ρa , kuru ha<strong>van</strong>ın özgül ısı sabiti J/kg/K,Net UzundalgaBoylu RadyasyonKısadalga BoyluRadyasyon3. SONUÇLARLWR = εσT w− LW downswradC U , C T , W, ∆T sıcaklık farkı (POM+MM5)ε, emissivity sabiti, σ, Stefan Boltzman Sabiti,T w , LW down , Yeryüzeyine gelen uzun dalgaboylu radyasyon W (MM5)swrad, yeryüzeyine deken kısadalda boyluradyasyon W (MM5)Elde edilen sonuçların gözlemler ile karşılaştırılması modelin performansının belirlenmesiiçin son derece önemlidir. Bu bakımdan öncelikle gölün en üst tabakası olan epilimniontabakasının (tabakalaşma meydana gelen göllerde gölün en üst ısıl katmanı) gelişimininmodel tarafından doğru bir şekilde üretilip üretilmediği Şekil 4’ ten görülebilir. Bu şekilde C2<strong>ve</strong> C3 noktaları (Şekil 3’den kordinatları bulunabilir) için epilimnion tabakasının yıl boyuncaolan değişimi gösterilmektedir. Sonuçların 1978 yılında Kempe <strong>ve</strong> diğ. tarafından yayınlanan5


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.makalede <strong>ve</strong>rilen yüzey sıcaklıkları <strong>ve</strong> yıllık epilimnion gelişimi <strong>ve</strong>rileri ile uyum içindeolduğu görülmektedir.Şekil 5’te A0B0 kesitinin düşey sıcaklık profilinin yıl boyunca mevsimsel olarak değişimigörülebilir. Elde edilen sonuçlara göre Haziran-Eylül ayları arasında gölde termaltabakalaşma güçlenmekte <strong>ve</strong> karışım tabakasının derinliği 40-50 m’ ye kadar çıkmaktadır. Budönemde göl yüzeyi sıcaklığı ise 20°C’ye kadar çıkmaktadır.Şekil 4 Klimatolojik yıl boyunca epilimnion gelişimi (soldaki grafik C2 <strong>ve</strong> sağdaki ise C3noktası)Şekil 5 A0B0 Kesiti Boyunca Aylık Olarak Düşey Sıcaklık Dağılımı6


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Yaz aylarının aksine kış aylarında gölde güçlü bir tabakalaşma görülmemektedir. Ancak dahasoğuk olan yüzey tabakası <strong>ve</strong> bunun altında bulunan nispeten sıcak tabaka Ocak <strong>ve</strong> Şubataylarında gölde nispeten yavaş düşey akıntılara neden olmaktadır. Hypolimnion, yani gölünen alt tabakası incelendiğinde yıl boyunca oluşan sıcaklık değişimlerin etkisinin bu tabakaüzerinde etkisinin olmadığı görülebilir. Bu tabaka genellikle yıl boyunca 4°C civarında sabitbir sıcaklığa sahiptir. Tabakalaşma açısından bakıldığında gölü hiçbir zaman tam olarak alt <strong>ve</strong>üst tabaka arasında karışıma sahip olmadığından <strong>ve</strong> durağan bir alt tabakaya sahipolduğundan ‘meromictic’ bir davranış sergilediği söylenebilir. Şekil 6’da A1B1 düşey kesitiiçin gölün aylık sıcaklık dağılımı görülebilir.Şekil 6 A1B1 Kesiti Boyunca Aylık Olarak Düşey Sıcaklık DağılımıŞekil 7 <strong>ve</strong> 8’de Van Gölü’ne ait yıl boyunca mevsimsel olarak yüzey akıntıları <strong>ve</strong> sıcaklığıgörülebilir. Gölde kış aylarında rüzgar nedeniyle oluşturulan kuzey batı yönlü yüzey akıntılarıbaskındır. Bu akıntılar ilkbahar mevsiminde batı yönüne doğru dönerek yaz aylarına doğrugöldeki en derin bölgeler olan Tat<strong>van</strong> <strong>ve</strong> De<strong>ve</strong>boynu çukurları üzerinde döngüsel akıntılaroluşmasına neden olmaktadır. Haziran ayında De<strong>ve</strong>boynu çukuru üzerinde başlayan buantisiklonik (saat ibresi yönünde) yüzey akıntıları Temmuz ayında güçlenmekte <strong>ve</strong> Tat<strong>van</strong>çukuru üzerine de yayılarak birbirleri ile etkileşimli iki adet antisiklonik yüzey akıntısıoluşturmaktadır.Bu akıntıların hızları en kuv<strong>ve</strong>tli oldukları Ağustos ayında 15-20 cm/s mertebesine kadarulaşmaktadır (Şekil 8) <strong>ve</strong> bu yüzey akıntıları Kasım ayına kadar yavaş yavaş zayıflayarakdevam etmektedir. Bu temel döngüsel akıntılar dışında Eylül-Kasım ayları arasında gölün sığ7


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.olan kuzey boynuna doğru uzayıp giden <strong>ve</strong> yine antisiklonik yönde olan ufak <strong>ve</strong> nispeten dahazayıf yüzey akıntıları mevcuttur.Şekil 7 Mevsimsel Yüzey Sıcaklıkları <strong>ve</strong> Akıntı Vektörleri (Ocak-Haziran)Van Gölü ile ilgili düşey sıcaklık <strong>ve</strong> akım ölçümlerinin eksikliği <strong>ve</strong> sürekli olmamasınedeniyle ölçümler ile model sonuçlarının karşılaştırılmasında büyük sorunlar yaşanmaktadır.Ulaşılabilen ölçümlerin ise tam olarak gölün hangi noktasından alındığı (enlem <strong>ve</strong> boylam)çoğu zaman bilinememektedir. Bu nedenlerden dolayı ölçümler <strong>ve</strong> gözlemlerle modelsonuçlarının ileriki çalışmalarda karşılaştırılması son derece yararlı olacaktır.TEŞEKKÜRBu çalışma Ulusal Yüksek Başarımlı Hesaplama Merkezi <strong>ve</strong> İ.T.Ü Bilişim Enstitüsü YüksekBaşarımlı Hesaplama Laboratuvarı hesaplama kaynaklarından yararlanmıştır.8


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Şekil 8 Mevsimsel Yüzey Sıcaklıkları <strong>ve</strong> Akıntı Vektörleri (Temmuz-Aralık)YARARLANILAN KAYNAKLARBlumberg, A. F. and G. L. Mellor (1987), A description of a three-dimensional coastal oceancirculation model, In Three-Dimensional Coastal Ocean Models, N. S. Heaps (Ed.), 1-16, American Geophysical Union, Washington, DC.Fairall, C.W., E.F. Bradley, D.P. Rogers, J.B. Edson, G.S. Young, 1996b: Bulkparameterization of air-sea fluxes for TOGA COARE. J. Geophys. Res. 101, 3747-3764.Grell, G.A., J. Dudhia and D.R. Stauffer (1995), A description of the fifth-generation PennState/NCAR mesoscale model (MM5), NCAR/TN-398+STR, pp. 122.Kempe, S., Khoo, F., Gürleyik, G., (1978), Hydrography of Lake Van and its drainage area,The Geology of Lake Van, MTA Yayınları, No:169, pp. 30Mlawer, E.J. and S.J. Taubman and P.D. Brown and M.J. Iacono and S.A. Clough (1997),Radiati<strong>ve</strong> transfer for inhomogeneous atmospheres: RRTM, a validated correlated-kmodel for the long-wa<strong>ve</strong>, J. Geophys. Res., 102D, 16663-16682.Reisner, J. and R. J. Rasmussen and R. T. Bruintjes (1998), Explicit forecasting ofsupercooled liquid water in winter storms using the MM5 mesoscale model, Quart. J.Roy. Meteor. Soc., 124, 1071–1107.9


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN GÖLÜ SU SEVİYE MODELLEMESİ VE EKSTREMSEVİYELERİN TAHMİNİWater Le<strong>ve</strong>l Modelling of Lake Van and Estimation of Extrem Le<strong>ve</strong>lsEşref BATUR 1 , Mikdat KADIOĞLU 2 , Mustafa ÖZKAYA 3 , Mustafa SABAN 1 ,İbrahim AKIN 4 , Yücel KAYA 31 EİEİ 8. Hidrometrik Etüt Merkezi, Van, esrefbatur@hotmail.com2 İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü, İstanbul, kadioglu@itu.edu.tr3 EİEİ Genel Müdürlüğü, Ankara, mozkaya@eie.gov.tr4 DSİ 17. Bölge Müdürlüğü, Van, ibrahimakin@dsi.gov.trÖZ: Van Gölü’nde su seviyesi, 1967-1970 yılları arasında olduğu gibi, 1987-1996 dönemindeortalama 2 m yükselmiştir. Bu yükselme, göl civarında sosyo-ekonomik faaliyetlerinaksamasına <strong>ve</strong> Van Gölü civarının doğal afet bölgesi ilan edilmesine, 1655 m kotu altınınyerleşime kapatılmasına <strong>ve</strong> 1652 m kotunun altındaki özel mülkiyetin kamulaştırılmasınaneden olmuştur. Van Gölü, kapalı bir havzaya sahip olduğu için göldeki su seviyesi doğrudanhavzaya hakim hidrometeorolojik değişkenlerin etkileşimine <strong>ve</strong> rejimine bağlıdır.Hidrometeorolojik değişkenler, stokastik (rastgele) bir yapıya sahip olduğu için geçmiştegözlenen sulak dönemler gelecekte de tekrarlanabilir <strong>ve</strong> su seviyesi tekrar artabilir. Buçalışmada, Tat<strong>van</strong>’da ölçülen 1944-2007 periyoduna ait yıllık ortalama su seviyelerikullanılarak çoklu regresyon analizi yöntemi ile su seviyesi modellenmiştir. Geçmiştegözlenmiş yüksek yağış düşük buharlaşma periyotları dikkate alınarak gelecek içinoluşturulan 4 yıllık yağış-buharlaşma senaryoları kullanılarak gelecekteki ekstrem suseviyeleri model yardımıyla tahmin edilmiştir. Yapılan bu çalışma sonucunda; gölün kotu2007 su yılı kotuna yakın kotlarda iken 1988 yılında gözlenmiş 775 mm’lik alansal yağışdüşmesi durumunda 1 yılda 1996’daki seviyesine yükselebileceği tespit edilmiştir. Ayrıca,geçmişte gözlenmiş ardışık 4 yıllık yüksek yağış <strong>ve</strong> düşük buharlaşma periyotları gelecekte detekrarlandığında su seviyesi özel mülkiyetin kamulaştırıldığı 1652 m kotuna rahatlıklayükselebilmektedir.Anahtar Kelimeler: Van Gölü, su seviye modellemesi, yağış-akış katsayısı, buharlaşmaABSTRACT: Water le<strong>ve</strong>l of Lake Van increased about 2 meters for 1987-1996 periods asrised at the period of 1967-1970. Such a rise caused destruction of some socio-economicalactivities in the lake vicinity, and lake Van and its surroundings caused to be announced asthe natural disaster area. Moreo<strong>ve</strong>r, this rise caused to be prohibit to settlement for underelevation of 1655 m and caused to be nationalize private property under elevation of 1652 m.Because Lake Van has a close of basin, lake le<strong>ve</strong>l fluctuations is <strong>ve</strong>ry sensiti<strong>ve</strong> to interactionand regime of hydrometeorological vaiables. Due to the stochastic structure of thehydrometeorological vaiables, the obser<strong>ve</strong>d historical wetted rainfall periods can also recurin future , and lake le<strong>ve</strong>l can again rise. In this study, by using yearly water le<strong>ve</strong>ls of Tat<strong>van</strong>lake gage station for 1944-2007 period, lake le<strong>ve</strong>l modelling studies ha<strong>ve</strong> been carried out bymultiple regression anaysis method. By using the 4 years of rainfall-evaporation scenariosconstructed to take historical high rainfall-low evaporation periods into account, the futurelake le<strong>ve</strong>ls are estimated by the multiple regression model. As a conclusion of this studies,while lake le<strong>ve</strong>l is near the 2007 water year’s la<strong>ve</strong>l, when the 775 mm of areal rainfallobser<strong>ve</strong>d in 1988 are assumed to recur, it is determined that water le<strong>ve</strong>l will be able toincrease to the 1996 water year’s la<strong>ve</strong>l. Moreo<strong>ve</strong>r, when the 4 years of successi<strong>ve</strong> historical10


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.high rainfall-low evaporation periods are assumed to be recur, lake le<strong>ve</strong>l easily increase to1652 m elevation nationalized private property at one year.Key Words: Lake Van, Water Le<strong>ve</strong>l Modelling, Rainfall-Runoff Coefficient, Evaporation1. GİRİŞDünyanın dördüncü en büyük tuzlu-sodalı gölü olan Van Gölü’nde su seviyesi, 1987 yılındatekrar yükselmeye başlamış <strong>ve</strong> 1996 yılına kadar ortalama 2 m yükselmiştir. Bu seviyeyükselmesi şu an gölün çevresindeki bazı yerleşim alanlarının su altında kalmasına, tarlaların<strong>ve</strong> yolların kısmen tahrip olmasına, göl üzerindeki su taşımacılığının, demir <strong>ve</strong> karayoluulaşımının kısacası göl üzerinde <strong>ve</strong> kıyısındaki sosyo-ekonomik faaliyetlerin önemli birkısmının aksamasına sebep olmuştur. Bu nedenle, Van gölü civarı afet bölgesi olarak ilanedilmiş, 1655 m kotunun altı imara yasaklanmış <strong>ve</strong> 1652 m kotunun altındaki özel mülkiyetinkamulaştırılmasına karar <strong>ve</strong>rilmiştir. Her ne kadar bu konu günümüzde gündemden düşmüşgibi görünse de Van gölü çevresindeki bu doğal afet devam etmektedir.Dünyada buna benzer problemler üzerine yapılan yayınlar incelendiğinde problemin yağış,akış <strong>ve</strong> buharlaşma ile yakından ilgili olduğu görülür. Örneğin, 1958-1963 peryodunun ilk üçyılı boyunca su seviyesi sürekli yükselerek 1 m artış <strong>ve</strong> bu peryodun son iki senesinde de anidüşüş gösteren Erie gölündeki değişime, havzadaki net su girdisinin neden olduğubelirlenmiştir (Mather,1961). Yine su seviye değişimi ile ilgili olarak Quin <strong>ve</strong> Guerra (1986),Erie gölünün 1940-1979 peryotu için aylık <strong>ve</strong> yıllık su denge modelini oluşturarak göldeki suseviye değişimini incelemişler <strong>ve</strong> göl seviyesindeki dalgalanmaların havzadaki net su girişi <strong>ve</strong>çıkışı ile ilgili olduğunu göstermişlerdir. ABD’nin kuzeyinde yeralan Büyük Göller’de (TheGreat Lakes) 2 m’lik su seviye değişimlerinin de bölgedeki yağış rejimindeki farklılaşma ileyakından ilişkili olduğu belirlenmiştir (Quinn, 1982; 1986). Hatta bu göllerin çevresindekiiklim elemanlarındaki değişime, 2 ay ile 3 yıl sonra tepki gösterdiği de tespit edilmiştir(Changnon, 1987). Gana’da Bosumtwi gölündeki su seviye değişimleri su denge modeli ileincelenmiş <strong>ve</strong> 1968 yılına kadar göl su seviyesindeki artışın sebebinin, göle giren toplam sumiktarının gölden olan buharlaşmadan fazla olduğu belirlenmiştir (Turner <strong>ve</strong> diğ., 1996).Endonezya’da Toba gölünde 1984-1987 peryotu boyunca su seviyesindeki 2.5 m’lik düşüşünsebebi, yine su denge metodu ile araştırılmış <strong>ve</strong> göldeki net su girdisindeki azalışın nedenolduğu belirlenmiştir (Acreman <strong>ve</strong> diğ., 1993). İsrail’de ise, Kinret gölündeki su seviyedeğişimi ile havzadaki meteorolojik elemanlar <strong>ve</strong> hidrolojik bileşenler arasındaki ilişkiler okadar iyi belirlenmiş ki artık gölün günlük su seviye tahminleri su denge metodu ileyapılmaktadır (Khavich <strong>ve</strong> Ben-zvi, 1995). Genelde, göllerdeki su seviye değişimlerihavzalardaki hidrometerolojik değişkenlere bağlı olduğu için göllerle ilgili yapılan sonçalışmalarda artık havzaların yıllık su dengelerinin kavramsal modelleri de oluşturulmaktadır(Ponce <strong>ve</strong> Shetty, 1995a,b). ABD Michigan-Huron göl havzasında, kara üzerine düşen yağışıngöl seviyesi ile olan ilişkisi, Brunk (1959) tarafından sayısal olarak belirlenmiştir. Brunkçalışmasında, sadece yağışın etkisi dikkate alındığında, aynı zamanda bir faz gecikmesiolduğunu da göstermiştir. Michigan-Huron havzasındaki jeolojik durum, yağış <strong>ve</strong> yağışınetkisindeki faz kayması için fiziksel bir neden olarak ileri sürülmüştür. Kara yüzeyinin büyükbir kısmı kum <strong>ve</strong> çakıl ile kaplı olduğu için akış donmadığı zaman, yağmur yavaş yavaş göle<strong>ve</strong> akış yataklarına süzülürken yeryüzeyi yağmuru kolaylıkla yutmakta <strong>ve</strong> buharlaşmadankorumaktadır. Bu yüzden yeraltındaki suyun <strong>ve</strong> yağmurun önemli bir kısmı, bir sonraki yılınakışına katılmaktadır. Bu gecikmeli ilişki, Brunk tarafından yapılan modellemeçalışmalarında dikkate alınmıştır. Brunk (1959), yıllık ortalama su seviyesi ile havzaya düşenmevcut yılın yağışı, 1 yıl önceki yağış, 2 yıl önceki yağış <strong>ve</strong> 3 yıl önceki yağış arasında çoklu11


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.regresyon analizi ile yıllık su seviye modellemesi yapmıştır. 1959-1964 döneminde yaklaşık2.5 m’lik yükseliş gösteren Victoria gölünün su seviye modelleme çalışmaları, Yin <strong>ve</strong>Nicholson (2002) tarafından yine su denge bileşenleri kulllanılarak yapılmıştır. Geçmişteki suseviye kayıtlarından göl yüzeyine düşen yağış miktarı hesaplandıktan sonra; göl üzerinedüşen yağış (P i ), mevcut yılın su seviyesi (H i ) <strong>ve</strong> 1 önceki yılın su seviyesi (H i-1 ) arasındaoluşturulan regresyon denklemi ile su seviye modelleme çalışmaları yapılmıştır <strong>ve</strong> oldukça iyisonuçlar elde edilmiştir. Yukarıdaki örneklerden de görüldüğü gibi, göllerin suseviyelerindeki yükseliş <strong>ve</strong> alçalışlar, su denge metotları ile açıklanabilmekte, su dengebileşenlerinin su seviyesi ile yıllık gecikmeli ilişkileri kullanılarak çoklu regresyon analizleriile su seviye modelleme çalışmaları yapılmaktadır. Türksoy <strong>ve</strong> diğ. (1995) tarafından yapılançalışmada, kurulan model ile 1995 yılı su seviye tahmini yapılmış, göl seviyelerinin frekansanalizi sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Kadıoğlu <strong>ve</strong> diğ. (1995a) <strong>ve</strong> Sezen (1996) yaptıklarıçalışmalarda beraberlik matrisi adı <strong>ve</strong>rilen şartlı ihtimal matrisleri ile Van Gölü’nün suseviyesindeki değişimlerin yağış ile ilişkisi araştırılmış <strong>ve</strong> Tat<strong>van</strong>’da ölçülen yıllık ortalamasu seviyesi ile yine Tat<strong>van</strong>’da gözlenen yıllık toplam yağışlar arasında 2 yıl gecikme ileistatistiksel anlamda önemli bir ilişki tespit edilmiştir. Erol (1996) tarafından yapılan birbaşka çalışmada ise su seviye değişimleri ile iklim <strong>ve</strong>rileri arasındaki ilişki, korelasyon <strong>ve</strong>regresyon modelleri ile incelenmiş fakat iklim <strong>ve</strong>rileri ile su seviye değişimleri arasındaanlamlı bir ilişki bulunamadığı için su seviyesindeki artışın sebebi açıklanamamıştır. Ayrıcakurulan bütçe yaklaşımı ile göl su seviye değişimleri tahmin edilmeye çalışılmıştır. Batur <strong>ve</strong>Kadıoğlu (1997) <strong>ve</strong> Batur <strong>ve</strong> diğ. (1997) tarafından yapılan başka çalışmalarda ise Vangölündeki su seviye değişiminin, tamamen gölün su bütçesi ile ilgili olduğu <strong>ve</strong> havzasındakimeteorolojik değişkenlere bağlı olduğu gösterilmiştir. Kadıoğlu <strong>ve</strong> diğ. (1997, 1999), Vangölü havzasına hakim iklim elemanlarındaki değişimin göle etkisi incelenerek oluşturulanmodel yardımıyla su seviyesi yükselmesinin nedeni incelenmiştir. Şen <strong>ve</strong> diğ. (1999, 2000)tarafından ikinci dereceden Markov modeli <strong>ve</strong> yeni geliştirilen “Küme Regresyon” modeli ilesu seviye salınımlarının aylık similasyonu yapılmıştır. Yine, Altunkaynak <strong>ve</strong> diğ.(2003)tarfından üçlü diyagram modeli, Altunkaynak <strong>ve</strong> Şen (2007) tarafından fuzzy tabanlı modellergeliştirilerek, göl seviyelerinin gecikmeli ilişkileri kullanılarak modelleme <strong>ve</strong> similasyonçalışmaları yapılmıştır. Katı yer bilimcileri, bugün Van gölündeki su seviyesininyükselmesine, tektonik terimiyle tanımlanan, yerkabuğu hareketlerinin neden olmadığınıbelirtmektedir. Özgür (1995), yerkabuğu hareketlerinin uzun jeolojik periyotlar içinde yıllıkmm ölçeğinde değişmeye neden olduğunu <strong>ve</strong> büyük depremlerde bile yüzeyde ancak cmölçeğinde kırıklar oluşabileceğini gözönüne alarak Van gölünde son 8 senede 2 metreye varansu seviyesi yükselmesinin tektonik hareketlere bağlı olmadığını ileri sürmektedir. Yıldırım'a(1995) göre ise, bölgedeki Nemrut, Süphan, Tendürek volkanlarının suskunluk dönemiyaşadığından göldeki su seviyesi yükselmesine etkisi söz konusu değildir. Ayrıca, Vangölündeki bugünkü problem üzerine şu ana kadar yapılan iki ayrı sempozyumda konu ile ilgiliyerbilimciler, depremlerin Van gölündeki su seviyesinin yükselmesine neden olmadığını,bunun aksine gölde artan ila<strong>ve</strong> yükleme sonucu bölgedeki küçük çaplı depremlerinolabileceğini belirtmişlerdir (Barka <strong>ve</strong> Şarolu, 1995; Utkucu, 2006). Van gölündeki su seviyeyükselmesi ile ilgili olarak 1974’te Almanların katkısı ile bir araştırma yapılmıştır. Buaraştırma sonucunda Kempe <strong>ve</strong> diğ., (1978) Van gölünün su dengesinin güneşaktivitelerinden etkilendiğini belirtmektedirler. Bu araştırmacılara göre güneş aktivitesindekiartış bir yıl sonra göl seviyesinde artışa neden olmaktadır. Halbuki, Kadıoğlu (1995b) <strong>ve</strong>Kadıoğlu <strong>ve</strong> diğ., (1995b) tarafından yapılan çalışmalarda, güneş lekelerindeki artış ile suseviyesi arasında kesinlikle bir ilişki olmadığı açık bir şekilde gösterilmiştir. Van Gölü’ndeolduğu gibi tüm dünyada, zaman zaman göl <strong>ve</strong> denizlerin su seviyelerinde gözlenen bu türbüyük değişimlerin güneş lekeleri ile ilgili olduğu fikri artık dünyada pek dikkatealınmamaktadır, (Burroughs, 1992). Genelde herhangi bir göldeki su seviye değişimleri üç12


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.nedene bağlı olarak açıklanmaya çalışılır: Tektonik hareketler, Dünya dışı etkiler <strong>ve</strong> Subütçesi. Su seviye yükselmeleri bu üç genel nedenden biri <strong>ve</strong>ya birkaçına kısmen <strong>ve</strong>yatamamen bağlı olabilirse de İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü, Devlet Meteoroloji İşleriMüdürlüğü <strong>ve</strong> diğer ilgililer tarafından Van gölündeki son seviye yükselmesi üzerine yapılanincelemeler <strong>ve</strong> araştırmalar, bu olayın meteorolojik nedenlere bağlı olduğunu göstermektedir.Eski bilimsel çalışmalarda da Van Gölü’nün su seviyesinde görülen yükselmeler bölgeniniklimindeki değişikliklere bağlanmıştır (Kadıoğlu, 1994a,b,c; 1995a,b). Çok iyi bilindiği gibiher taraftan yüksek dağlar ile çevrili olan Van gölü, irili ufaklı birçok akarsu tarafındanbeslenir. Bu akarsular da yağmur <strong>ve</strong> kar suyu ile beslenmektedir. Bu akarsulardaki su miktarı,kış mevsiminde az iken, ilkbahar mevsiminde oldukça fazladır. Kış aylarında derelerdeki suazlığına, düşük hava sıcaklıkları nedeni ile yüzey akışının donması, ilkbahar aylarındakifazlalığa ise göl çevresindeki yüksek dağlarda 2 m derinliğe kadar varan karların erimesisebep olmaktadır. Bu nedenle göldeki su seviyesi, Temmuz ayında en yüksek, Ocak ayındaise en düşüktür. Normal iklim şartlarında, yıl içindeki su seviyesindeki yükselme ile alçalmaarasında yaklaşık 50 cm fark vardır. Kapalı havza durumundaki gölün dışarıya akıntısıolmadığı için, sular ancak yüzeyinden buharlaşma ile azalabilmektedir. Böylece bu kapalıgöldeki su hacmi, su toplama havzasına hakim iklim şartlarına karşı oldukça duyarlıdır. İlgililiteratürden yine çok iyi bilindiği gibi göllerdeki su seviyesi değişimleri, havzalarına hakimiklim şartları ile ilgilidir. Benzer şekilde, Van gölü <strong>ve</strong> civarının iklim özellikleri ne kadar iyibilinirse, gölün su seviyesindeki değişimin çevre <strong>ve</strong> iklim ile olan ilişkisi de o kadar iyianlaşılır. Bu arada yurt dışında benzer problem üzerine yıllardır çalışan araştırma merkezleriile temasa geçip bilgi alış <strong>ve</strong>rişinde bulunulmuştur. ABD Büyük Göller Araştırma Merkezininbir yetkilisi bugün Van Gölü civarında yaşanan problemin benzerini 1985 <strong>ve</strong> 1986 yıllarındayaşadıklarını belirtmiştir. Bu <strong>ve</strong> diğer araştırma merkezlerinde bu konuda yapılan bilimselçalışmalar göllerindeki su seviye değişimlerine göllerin su toplama havzalarındaki iklimelemanlarındaki salınımlar <strong>ve</strong> dolayısı ile su bütçesindeki değişimlerin neden olduğunugöstermektedir. Ülkemizde ise Van gölündeki su seviye yükselmesi Güneş lekelerindenKeban Barajına kadar bir çok değişik nedene bağlanmak istenmiştir. Bu tür hayali nedenlerinüretilmesine en başta Van gölünde biriken suyun, gölün su bütçesi hesapları ileaçıklanamamasından kaynaklanmıştır.Bu makalede, su denge bileşenleri (yağış-akış-buharlaşma) <strong>ve</strong> su seviye kayıtları kullanılarakçoklu regresyon analizi yöntemi ile Van Gölü su seviye modellemesi yapılmıştır. Oluşturulanregresyon modeli yardımıyla gelecekteki olası ekstrem yıllık su seviyeleri tahmin edilmeyeçalışılmıştır.2. MODELLEMEDE KULLANILAN SU DENGE BİLEŞENLERİ2.1. Göle Giren Yüzeysel Akımlar (Q)Van gölü beslenmesinin havza oranında %25 <strong>ve</strong> akım olarak ise %35’i kontrol altındatutulmaktadır (Türksoy <strong>ve</strong> Seçkin, 1995). Van Gölü gibi hidrometrik ölçüm ağının yetersizolduğu havzalarda, yağışın ne kadarlık bir kısmının akış haline geçerek göle ulaştığı yaklaşıkolarak akış katsayısı ile hesaplanabilir. Böylece havzada ölçüm yapılamayan kısımlar dadikkate alınmış olur. Bunun için önce, akım <strong>ve</strong>rileri mevcut her bir derenin (BemdimahiÇayı, Hosap Suyu <strong>ve</strong> Süfrezor Deresi) su toplama alanı için aylık akış katsayıları Şen <strong>ve</strong> diğ.,(1995) tarafından geliştirilen YAKAÇ adlı yeni bir yöntemle ayrı ayrı hesaplanmıştır. Bu akışkatsayılarının ortalaması alınarak Van Gölü havzası için geçerli olabilecek yıllık yağış-akışkatsayısı yaklaşık olarak 0.42 hesaplanmıştır (Batur, 1996). Bu akış katsayısı ile Van gölühavzasına düşen alansal ortalama yıllık yağış miktarları <strong>ve</strong> drenaj alanı çarpılarak göle gelen13


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.yıllık akımlar hesaplanmıştır. Bu şekilde hesaplanan göl giriş akımları Şekil 1’de <strong>ve</strong>rilmiştir.Aynı şekil üzerinde, havzada açık-kapalı bazı istasyonların yıllık akımları (EİEİ, 2008) ileTat<strong>van</strong>’da ölçülen su seviye (EİEİ, 2007) değerleri de <strong>ve</strong>rilmiştir.1650.5Tat<strong>van</strong> Su Seviyesi-m 2505-Mm3/yıl 2507-Mm3/yıl2511(2509,2506)-Mm3/yıl Göl Yağışı-mm/yıl Havza Yağışı-mm/yıl900Tat<strong>van</strong> Yıllık Ort. Su Seviyesi ( m )1650.01649.51649.01648.51648.01647.51647.08007006005004003002001001646.501960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 1995 2000 2005 2010Su YılıŞekil 1. Göle Giren Akımlar İle Su Seviyesinin Yıllara Göre DeğişimiAlansal yağış, Thiessen metodu ile hesaplanmış olup uygulanışı, Batur <strong>ve</strong> diğ. (2008)tarafından yapılan çalışmada ayrıntılı olarak <strong>ve</strong>rilmiştir. Gölün drenaj alanı 12600 km 2alınmıştır. Şekil 1’den görüldüğü gibi, alansal yağıştan yağış-akış katsayısı ile hesaplananakımların yıllık gidişi ile havzada işletmede olan bazı istasyonlardaki akımların yıllık gidişibenzerdir <strong>ve</strong> yıllık gecikme yoktur. Aynı yıllarda artmakta, aynı yıllarda azalmaktadır.Dolayısıyla, alansal yağıştan akış katsayısı ile göl giriş akımlarının hesaplanmasında birsakınca yoktur. Ancak, burada önemli olan yıllık alansal yağışın yıllık su seviyesi ile olanilişkisidir. Alansal yağış ile su seviyesi arasında 1-2 yıl gecikme olduğu, Batur <strong>ve</strong> diğ.(2008)yapılan çalışmada ayrıntılı bir şekilde gösterilmiştir. Alansal yağışın ortalamasındansapmasının eklenik toplamı ile su seviyesi arasında eş zamanlı (korelasyon katsayısı 0.82), 1yıl gecikmeli (korelasyon katsayısı 0.85) <strong>ve</strong> 2 yıl gecikmeli (korelasyon katsayısı 0.78)saçılma diyagramları çizilerek aralarında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Havzaya düşen yağış(yani göle giren akım) ile su seviyesi arasında 1-2 yıl gecikme olduğu, yağışlardan 1 yıl sonrasu seviyesinde artış gözlendiği tespit edilmiştir. Sezen (1996) ile Kadıoğlu <strong>ve</strong> diğ.(1995a)’ınyaptığı çalışmalarda “beraberlik matrisi” adı <strong>ve</strong>rilen şartlı ihtimal matrisleri ile Van Gölü'nünsu seviyesindeki değişimlerin yağış ile olan ilişkisi araştırılmıştır. Bu çalışmalarda, Tat<strong>van</strong>’daölçülen yıllık ortalama su seviyesi ile yine Tat<strong>van</strong>’da gözlenen yıllık toplam yağışlar arasında2 sene gecikme ile istatistiksel anlamda önemli bir ilişki olduğu da belirlenmiştir. Sonuçolarak, bu çalışmaların ışığında, su seviyesi ile göle giren akımlar arasında 1-2 yıl gecikmeliilişki olduğu rahatlıkla söylenebilir. Bu gecikmeli ilişki, aşağıda yapılan modellemeçalışmalarında dikkate alınmıştır. Dünyadaki benzer problemlere sahip göllere bakıldığındada, göllerin çevrelerindeki hakim iklim elemanlarındaki değişime, 2 ay ile 3 yıl sonra tepkigösterdiği de tespit edilmiştir (Brunk, 1959; Sanderson, 1966; Quinn, 1981; Changnon, 1987).Literetürde bunlara benzer bir çok çalışma bulmak mümkündür.2.2. Göl Yüzeyine Düşen Yağıştan Göle Giren Sular (PGÖL)Göl yüzeyine düşen yağıştan göle doğrudan giren sular, göl yüzeyine düşen alansal yağışmiktarları ile göl yüzey alanı çarpılarak hesaplanmıştır. Gölün kot-alan-hacim değerleri14


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Türksoy <strong>ve</strong> Seçkin, (1995) çalışmasından alınmıştır. Göle düşen alansal yağış miktarları,Thiessen metodu kullanılarak hesaplanmıştır <strong>ve</strong> su seviyesi ile ilişkisi Şekil 2’de <strong>ve</strong>rilmiştir.Tat<strong>van</strong> Yıllık Ort. Su Seviyesi( m )1650.501650.001649.501649.001648.501648.001647.501647.001646.50Tat<strong>van</strong> Yıllık Ort. SeviyeGöl Üzerindeki YağışTava Buh. - Van İst.1940 1945 1950 1955 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 1995 2000 2005 2010Su YılıGöl Havzasındaki YağışPenman Buh. - Van İst.1800170016001500140013001200110010009008007006005004003002001000Alansal Yıllık Yağış <strong>ve</strong> Buharlaşma( mm )Şekil 2. Göl yağışı, havzaya düşen yağış, göl buharlaşması <strong>ve</strong> su seviyesinin yıllara göredeğişimi.Şekil 2’den göl yüzeyine düşen yağıştan göle doğrudan giren sular ile su seviyesi arasında da1 yıl gecikme gözükmektedir. Göle güşen yağışlar (531 mm-yıl), göl yüzeyi buharlaşması(1177 mm-yıl) ile rahatlıkla dengelenmektedir. Ancak, havzaya <strong>ve</strong> göle düşen yağışlarınyüksek olduğu yıllarda doğal olarak buharlaşma az olmakta <strong>ve</strong> dolaylı olarak göle düşenyağışlar da su seviyesini gecikmeli olarak da bir miktar etkilemektedir. Buharlaşma, tekbaşına göle düşen yağışı rahatlıkla dengeleyebildiği için bu gecikmeli etki fazlaolmamaktadır. Göle düşen yağışlar daha çok mevcut yılın su seviyesini etkilemektedir. Bunarağmen, göle düşen yağışın su seviyesi ile eş zamanlı <strong>ve</strong> 1-2 yıl gecikmeli ilişkiler modellemeçalışmalarında dikkate alınmıştır.2.3. Göl Yüzeyinden Buharlaşma (BUHPEN)Van meteoroloji istasyonunda ölçülen <strong>ve</strong>riler kullanılarak Penman yöntemine göre 1956-2007periyodu için göl yüzeyi yıllık buharlaşma değerleri (BUHPEN) mm cinsinden hesaplanmıştır(Batur <strong>ve</strong> diğ., 2008). 1956-2007 periyodu için Penman yöntemi ile hesaplanan yıllık toplambuharlaşma 1177 mm dir. Bir çok meteorolojik parametreyi dikkate alan Penman metodu ilehesaplanan buharlaşma, göl yüzeyinden olan gerçek buharlaşmayı daha iyi temsil etmektedir.Ayrıca, Van meteoroloji istasyonunda ölçülen aylık toplam leğen (tava) buharlaşmaları, aynıistasyonun aylık ortalama hava sıcaklık değerleri ile uzatılarak (y = 11.186x-19.965, r =0.91), 1956-2007 periyoduna getirilmiş <strong>ve</strong> yıllık toplam leğen buharlaşması 1135 mm olarakhesaplanmıştır. Leğende ölçülen buharlaşma, Penman buharlaşmasına yakındır. Şekil 2’dengörüldüğü gibi, genellikle, yağışın yüksek olduğu yıllarda buharlaşma düşük, yağışın düşükolduğu yıllarda buharlaşma yüksektir. Yağış ile su seviyesi arasında gecikme (Kadıoğlu <strong>ve</strong>diğ., 1995a; Sezen 1996; Batur <strong>ve</strong> diğ., 2008) olduğuna göre, buharlaşma ile de su seviyesiarasında gecikme düşünülebilir. Bu yüzden, modelleme çalışmalarında yağış parametresi gibibuharlaşmanın da su seviyesi ile eş zamanlı <strong>ve</strong> gecikmeli ilişkileri dikkate alınmıştır. Penmanbuharlaşma yükseklikleri, gölün kot-alan-hacim grafikleri (Tüksoy <strong>ve</strong> Seçkin, 1995)kullanılarak hacime dönüştürülmüş <strong>ve</strong> modelleme çalışmalarında kullanılmıştır.15


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.3. YILLIK SU SEVİYE HACİM -HACİM İLİŞKİLERİ (YSSH i , YSSH i-1 , YSSH i-2 )Mevcut yılın yıllık ortalama su seviyesi üzerinde 1-2 yıl önceki su seviyelerinin etkisinigörebilmek için Şekil 3’deki gibi yıllık su seviye hacimlerinin saçılma diyagramı çizilmiştir.Mevcut su yılının yıllık ortalama su seviyesi hacmi (YSSH i ) ile 1 yıl önceki yıllık ortalama suseviyesi hacmi (YSSH i-1 ) arasındaki korelasyon katsayısı 0.96 dır (Şekil 3a). Benzer şekilde,mevcut su yılının yıllık ortalama su seviyesi hacmi (YSSH i ) ile 2 yıl önceki yıllık ortalama suseviyesi hacmi (YSSH i-2 ) arasındaki korelasyon katsayısı ise 0.88 dir (Şekil 3b). Görüldüğügibi, mevcut su yılının yıllık ortalama su seviyesi ile 1-2 yıl önceki yıllık ortalama su seviyehacimleri arasında anlamlı ilişkiler mevcuttur. Bu yüzden, modelleme çalışmalarında suseviye hacimlerinin gecikmeli ilişkileri dikkate alınmıştır.6120001957 - 20076120001957 - 2007Yıllık Su Seviyesi Hacmi( x 10 6 m 3 ) - YSSH ( i )610000608000606000604000602000y = 0.9552x + 27201R 2 = 0.9202Yıllık Su Seviyesi Hacmi( x 10 6 m 3 ) - YSSH ( i )610000608000606000604000602000y = 0.8683x + 79897R 2 = 0.7669600000a600000b598000598000 600000 602000 604000 606000 608000 610000 612000598000598000 600000 602000 604000 606000 608000 610000 612000Yıllık Su Seviyesi Hacmi (x10 6 m 3 ) - YSSH (i - 1)Yıllık Su Seviyesi Hacmi (x10 6 m 3 ) - YSSH (i - 2)Şekil 3. Yıllık Su seviye hacminin 1-2 yıl gecikmeli hacim-hacim ilişkileri4. ÇOKLU REGRESYON ANALİZİ İLE SU SEVİYE MODELLEMESİ4.1 Model Parametreleri Ve Korelasyon AnaliziŞu ana kadar su seviyesi ile ilişkili parametreler <strong>ve</strong> bu parametrelerin su seviyesi ile eşzamanlı <strong>ve</strong> gecikmeli ilişkileri üzerinde durulmuştur. Model parametrelerinin 1957-2007periyodu için hesaplanan Pearson korelasyon katsayıları Çizelge 1’de <strong>ve</strong>rilmiştir.Çizelge 1’de <strong>ve</strong>rilen model parametrelerinin korelasyon katsayılarına bakılarak bazı şeylersöylenebilir. Mevcut yılın su seviyesi üzerinde; mevcut yılın, 1 yıl önceki yılın <strong>ve</strong> 2 yıl öncekiyılın buharlaşmasının etkisi büyüktür. Korelasyon katsayıları sırasıyla 0.571, 0.517 <strong>ve</strong> 0.493tür. Mevcut yılın su seviyesi üzerinde, mevcut yıldan ziyade bir önceki <strong>ve</strong> 2 yıl önceki gölyüzeyine düşerek göle doğrudan giren (r=0.162 <strong>ve</strong> 0.228) <strong>ve</strong> gölün drenaj alanından gelenyüzeysel akımların (r=0.131 <strong>ve</strong> 0.199) etkisi vardır. Ancak, bu etki düşük seviyedegözükmektedir. Bu, gerçekte böyle değildir, yüksek ilişki vardır. Su seviyesinin genel yapısınıdüşünelim. Göldeki su seviyesi, kapalı bir havzaya sahip olduğu için havzdaki hakim yağışakış-buharlaşmaetkileşimi ile belli bir dengede gitmektedir. Her yıl bu dengeden olan pozitifnegatifbirikimler, mevcut göl hacmine eklenmektedir.Göl seviye ölçümlerinde ise sürekli eklenik durumdaki su seviyesi ölçülmektedir. Bu eklenikdurum, alansal yağış için de oluşturulabilir <strong>ve</strong> ondan sonra su seviyesi ile ilişkilendirilebilir.Bu ilişki, Batur <strong>ve</strong> diğ.(2008) tarafından yapılan çalışmada şu şekilde yapılmıştır. Alansalyağışın dengeden (uzun yıllar ortalamadan) sapmasının eklenik toplamı ile su seviyesiarasında eş zamanlı, 1-2 yıl gecikmeli saçılma diyagramları oluşturularak alansal yağış ile suseviyesi arasında yüksek bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Çizelge 1’deki orijinal seriler yerinebu şekilde ortalamadan sapmaların eklenik toplamı şeklinde oluşturulan serilerle16


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.tekrarlandığında daha yüksek korelasyonlar elde edilebilir. Göle düşen yağış ile havzayadüşen yağışın yıllara göre gidişi (artımlar, azalımlar) alansal yağış ile aynı olduğu için alansalyağış için söylenenler göl üzerine düşen yağış için de söylenebilir. Hatta göl üzerine düşenyağış için uzun yıllar ortalamadan sapma yerine orijinal yıllık eklenik toplamlar belkide dahaiyi sonuçlar <strong>ve</strong>rebilir. Bütün bunlara rağmen, Çizelge 1’deki mevcut parametre <strong>ve</strong> ilişkilerkullanılarak aşağıdaki çoklu regresyon modeli kurulmuş <strong>ve</strong> modelin katsayıları Çizelge 2’de<strong>ve</strong>rilmiştir.Çizelge 1. Model parametrelerinin korelasyon matrisiYSSHi YSSHi-1 YSSHi-2 Qi Qi-1 Qi-2 PGOLi PGÖLi-1 PGÖLi-2 BUHPENi BUHPENi-1 BUHPENi-2YSSH i 1YSSH i-1 0.959 1YSSH i-2 0.876 0.960 1Q i -0.090 -0.246 -0.233 1Q i-1 0.131 -0.094 -0.249 0.141 1Q i-2 0.199 0.141 -0.084 -0.044 0.143 1PGÖL i -0.058 -0.215 -0.204 0.999 0.141 -0.037 1PGÖL i-1 0.162 -0.062 -0.218 0.137 0.999 0.143 0.138 1PGÖL i-2 0.228 0.172 -0.052 -0.049 0.138 0.999 -0.042 0.140 1BUHPEN i 0.571 0.604 0.584 -0.278 -0.095 0.010 -0.261 -0.078 0.027 1BUHPEN i-1 0.517 0.572 0.604 -0.132 -0.282 -0.087 -0.115 -0.265 -0.070 0.813 1BUHPEN i-2 0.493 0.514 0.570 -0.111 -0.143 -0.273 -0.096 -0.127 -0.256 0.681 0.820 1YSSH i : Mevcut yılın yıllık ortalama su seviyesi hacmi; YSSH i-1 : 1 yıl önceki yıllık ortalama su seviyesi hacmi;YSSH i-2 : 2 yıl önceki yıllık ortalama su seviyesi hacmi; Q i : Mevcut yılda göle giren yüzeysel akım hacmi; Q i-1 : 1yıl önce göle giren yüzeysel akım hacmi; Q i-2 : 2 yıl önce göle giren yüzeysel akım hacmi; PGÖL i : Mevcut yıldagöl yüzeyine düşen yağış hacmi; PGÖL i-1 : 1 yıl önce göl yüzeyine düşen yağış hacmi; PGÖL i-2 : 2 yıl önce gölyüzeyine düşen yağış hacmi; BUHPEN i : Mevcut yılda göl yüzeyinden buharlaşma hacmi (Penmanbuharlaşması); BUHPEN i-1 : 1 yıl önce göl yüzeyinden buharlaşma hacmi (Penman buharlaşması); BUHPEN i-2 :2 yıl önce göl yüzeyinden buharlaşma hacmi (Penman buharlaşması)Model (sabit = 0)YSSH i = aYSSH i-1 + bYSSH i-2 + cQ i + dQ i-1 + eQ i-2 + fPGÖL i + gPGÖL i-1 +hPGÖL i-2 + jBUHPEN i + kBUHPEN i-1 + mBUHPEN i-2 + sabit (1)a, b, c, d, e, f, g, h, j, k <strong>ve</strong> m model katsayılarıdır <strong>ve</strong> Çizelge 2’de <strong>ve</strong>rilmiştir.Model kullanılarak hesaplanan göl seviye hacimleri ile gerçek göl seviye hacimlerininsaçılma diyagramı Şekil 4a’da <strong>ve</strong>rilmiştir. Burdan görüldüğü gibi hesaplananlarla modellenendeğerlerin determinasyon katsayısı 0.99 dur. Bu değer, göl su seviye hacim değişiminin%99’unun bu model ile açıklanabildiğini göstermektedir. Genel olarak, regresyon analizindedeğişkenlerin Gaussian (normal) dağılıma uyması gereklidir. En azından simetrik <strong>ve</strong>yanormal dağılıma yakın yoğunluk fonksiyonları bulunması gerekir. Bunlara bakılmadığıtaktirde, mutlaka artık terimlerin (hataların) normal dağılı olması gerekir. Artık terimlerinnormal dağılı olması, regresyon modelindeki bağımlı <strong>ve</strong> bağımsuz tüm değişkenlerin normaldağılı olduğunu gösterir. Ancak, bunun tersi, bağımlı <strong>ve</strong> bağımsız tüm değişkenlerin normaldağılı olması, artık terimlerin de normal dağılı olmasını gerektirmez. Ayrıca, hatalarınbağımsız <strong>ve</strong> ortalamasının sıfır olması gerekir (Şen, 2002). Buna göre, “Model”deki hatalarınbağımsızlığı, Şekil 4b’deki saçılma diyagramı ile gösterilmiştir. Kartezyen koordinatsisteminin her bölgesinde noktaların bulunması, hataların bağımsız olduğunu göstermektedir.Hataların ortalaması -0.0044 <strong>ve</strong> sıfıra çok yakındır. Hataların çarpıklık katsayısı ise -0.441olup, modeleme çalışmasında <strong>ve</strong>rilerdeki çarpıklık ihmal edilmiştir. Model ile hesaplananyıllık su seviye hacimleri ile gözlenen hacim değerleri Şekil 5’de <strong>ve</strong>rilmiştir.17


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Çizelge 2. Modelde ki parametre katsayıları <strong>ve</strong> regresyon analizi sonuçlarıRegresyon İstatistikleriÇoklu R 0.999999872R Kare 0.999999745Ayarlı R Kare 0.973683888Standart Hata 347.0836893Gözlem 49ANOVAdf SS MS F Anlamlılık FRegresyon 11 1.79228E+13 1.6E+12 13525252 1.1764E-118Fark 38 4577749.32 120467Toplam 49 1.79228E+13Katsayılar Standart Hata t Stat P-değeri Düşük %95 Yüksek %95 Düşük 95.0% Yüksek 95.0%Kesişim 0 #YOK #YOK #YOK #YOK #YOK #YOK #YOKYSSHi-1 1.412199033 0.16828 8.39197 0.00000 1.07153 1.75286 1.07153 1.75286YSSiH-2 -0.420544909 0.16711 -2.51662 0.01619 -0.75884 -0.08225 -0.75884 -0.08225Qi 2055.367742 10826.41645 0.18985 0.85044 -19861.56635 23972.30183 -19861.56635 23972.30183Qi-1 11072.64658 10721.21580 1.03278 0.30824 -10631.31993 32776.61310 -10631.31993 32776.61310Qi-2 -8719.433754 9130.98142 -0.95493 0.34565 -27204.13910 9765.27159 -27204.13910 9765.27159PGOLi -1862.974944 16015.00042 -0.11633 0.90801 -34283.64805 30557.69817 -34283.64805 30557.69817PGOLi-1 -15190.02439 15894.82289 -0.95566 0.34529 -47367.41081 16987.36203 -47367.41081 16987.36203PGOLi-2 12658.05089 13476.48538 0.93927 0.35352 -14623.66723 39939.76900 -14623.66723 39939.76900BUHPENi 64.38995302 270.00546 0.23848 0.81279 -482.20751 610.98742 -482.20751 610.98742BUHPENi-1 -201.3131307 341.62728 -0.58928 0.55916 -892.90139 490.27513 -892.90139 490.27513BUHPENi-2 490.9064779 278.09492 1.76525 0.08556 -72.06726 1053.88021 -72.06726 1053.88021Modellenen Su SeviyeHacmi (10 6 m 3 )613000608000603000598000y = 0.9901x + 6004R 2 = 0.9901598000 603000 608000 613000Gözlenen Su Seviye Hacmi (10 6 m 3 )aHata (g özlem-tahmin) - ( i )10000-1000 0 1000-1000Hata (gözlem-tahmin) - ( i - 1)bŞekil 4. Gözlenen <strong>ve</strong> modellenen yıllık ort. su seviye hacimlerinin <strong>ve</strong> hataların saçılmadiyagramıTat<strong>van</strong> Su Seviye Hacmi (10 6 m 3 )Gözlenen Model6200006180006160006140006120006100006080006060006040006020006000005980001955 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 1995 2000 2005 2010 2015S u Y ı l ıŞekil 5. Gözlenen, modelle tahmin edilen yıllık ortalama su seviye hacimleri ile gelecekte(2008-2011) gözlenebilecek maksimum su seviye hacimleri18


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Şekil 5’den, modelin çok iyi çalıştığı kabul edilebilir. Özellikle, su seviyesinin ani yükselişgösterdiği 1988-1989 yıllarında <strong>ve</strong> 1993-1996 yıllarında çok başarılı olmuştur. Ani yüselişgösteren yıllarda, genellikle bir yıl önce havzaya önemli miktarda yağış düşmüştür <strong>ve</strong>yaardışık yıllarda havzaya 480 (yaklaşık 500 mm) mm’nin üzerinde yağış düşmüştür. Çizelge1’deki model parametrelerinin sayısı çeşitli istatistik tekniklerle azaltılabilir <strong>ve</strong> daha uygun birmodel kurulabilir. Alansal yağış <strong>ve</strong> göle düşen yağış hacmi serileri de su seviyesinin eklenikdurumuna getirilerek burada kurulan model de geliştirilebilir.5. GELECEK YILLAR İÇİN SU SEVİYE TAHMİNLERİModel kullanılarak sonraki yıllar için çeşitli tahminler yapılabilir. Bu çalışmada modelkullanılarak, gelecek yıllar için yağış <strong>ve</strong> buharlaşma senaryoları oluşturularak gölünyükselebileceği maksimum seviyeler tahmin edilmeye çalışılmıştır. Bunun için ilk önce yağışsenaryoları oluşturulmuştur. Geçmişte gölün havzasına düşen yıllık yağış serisi incelenerek 4yıllık yağış senaryoları oluşturulmuştur. 1944-2008 ölçüm periyodunda, su seviyesinin ardışıkolarak yükseldiği <strong>ve</strong> sakin gittiği periyotlar belirlenmiştir. Bu periyotlardaki su seviyeleri <strong>ve</strong>yıllık alansal yağışlar aşağıda <strong>ve</strong>rilmiştir.Su Seviyesi• 1967, 1968, 1969, 1970 (4 yıl boyunca 1.57 m yükselme)• 1982, 1983, 1984, 1985, 1986 (Su seviyesi sakin, yükselme yok)• 1988, 1989 (2 yıl boyunca 0.88 m yükselme)• 1993, 1994, 1995, 1996 (4 yıl boyunca 1.25 m yükselme)Gölün Drenaj Alanındaki Alansal Yıllık Yağış• 1966, 1967, 1968, 1969 (4 yıl: 618, 542, 653, 569 mm)• 1982, 1983, 1984, 1985, 1986 (476, 446, 513, 484, 431 mm)• 1987, 1988 (2 yıl: 519, 775 mm)• 1992, 1993, 1994, 1995 (4 yıl: 678, 627, 628, 567 mm)Su seviyesinin ardışık olarak yükseldiği periyotlarda (dönemlerde), gölün drenaj alanındakialansal yağış da 1 yıl önceden ardışık olarak eşik değer (ortalama) olan 480 mm ninüzerindedir. Geçmişte havzaya düşen en yüksek alansal yağış 775 mm dir <strong>ve</strong> 1988 yılındagözlenmiştir. Havzaya hiçbir zaman ardışık olarak 2 yıl üst üste 700 mm’nin üzerinde yağışdüşmemiştir. 700 mm’nin üzerindeki yağıştan 1 yıl önceki <strong>ve</strong>ya sonraki yağışlar genelde,650-700 mm arasındadır. Kalan diğer ardışık yıllardaki yağışlar da 600-650 mm arasındadır.Bu analizlerden sonra, gölün gelecekteki maksimum su seviye tahminleri için geçmiştegerçekleşen yağış miktarları da göz önünde bulundurularak, 4 yıllık yağış senaryosu şuşekilde oluşturulmuştur.Gölün Drenaj Alanındaki Alansal Yıllık Yağış Senaryosu (4 yıllık)• 2008, 2009, 2010, 2011 (4 yıl: 775, 675, 650, 650 mm)Su seviyesinin yükselmesi, alçalmasından daha önemli olduğu için yağış senaryosu sulak birdönem olarak tasarlanmıştır. Gelecekteki su seviye tahminleri için ayrıca, buharlaşmasenaryolarının da yapılması gerekir. Buharlaşma senaryosu da şu şekilde yapılmıştır. Yağışsenaryosu sulak bir dönem olarak tasarlandığı için, ardışık yıllarda buharlaşmanın da giderekazalması prensibi kabul edilmiştir. Su seviyesinin yükseldiği-sakin gittiği <strong>ve</strong> alansal yağışınyüksek olduğu yılları da kapsayacak şekilde Penman yöntemine göre hesaplanan yıllık gölyüzü buharlaşmaları aşağıda <strong>ve</strong>rilmiştir.19


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Penman Yöntemine İle Hesaplanan Göl Yüzü Yıllık Buharlaşmaları• 1966, 1967, 1968, 1969, 1970 (1194, 1174, 1163, 1191, 1208 mm)• 1975, 1976 (983, 968 mm)• 1982, 1983, 1984, 1985, 1986 (1026, 1071, 1000, 1066, 1059 mm)• 1987, 1988, 1989 (1063, 1084, 1183 mm)• 1992, 1993, 1994, 1995, 1996 (1155, 1205, 1246, 1267, 1322 mm)1957-2007 döneminde, yıllık buharlaşma 1000 mm’nin altında sadece iki yılda (1975 <strong>ve</strong>1976) hesaplanmıştır. Diğer yıllarda 1000 mm <strong>ve</strong> üzerindedir. Su seviyesinin sakin gittiği1982-1986 döneminde buharlaşma 1000-1071 mm arasında değişirken, su seviyesininyükseldiği (1967-1970, 1988-1989, 1993-1996) dönemlerde ise 1200 mm civarındaseyretmektedir. 2007 su yılındaki yıllık toplam buharlaşma 1256 mm dir. 1957-2007döneminde hesaplanan maksimum buharlaşma 2001 su yılında 1364 mm dir. Budeğerlendirmelerden sonra 2008, 2009, 2010, 2011 yıllarındaki buharlaşma değerleri yağışlıdönem nedeniyle giderek azalacak şekilde aşağıdaki gibi kabul edilmiştir.Göl Yüzeyinden Buharlaşma Senaryosu (4 yıllık)• 2008, 2009, 2010, 2011 (4 yıl: 1200, 1100, 1000, 900 mm)Sonuç olarak, yağışlı dönemde sürekli azalacak şekilde kabul edilen buharlaşma değerlerikullanılarak gelecekte gözlenebilecek ani su seviye değişimleri hesaplanarak Çizelge 3 <strong>ve</strong>Şekil 7’de <strong>ve</strong>rilmiştir.Çizelge 3. Van Gölü’nün Gelecekte Gözlenebilecek Maksimum Su SeviyeleriSu YılıAlansalBuharlaşma Yıllık Ort. Hacim Yıllık Ort. Su DeğişimYağış(mm) (x10 6 m 3 ) Seviyesi (m) (m)(mm)2007 499 1256 607742.38 1649.38 -2008 775 1200 609386.58 1649.83 0.452009 675 1100 612037.58 1650.56 0.732010 650 1000 614317.27 1651.19 0.632011 650 900 616132.80 1651.68 0.49Not: Havzaya düşen alansal yağış miktarının göl yüzeyine de düştüğü kabul edilmiştir.Çizelge 3 <strong>ve</strong> Şekil 5’dan çeşitli yorumlar yapılabilir. 2007 su yılındaki buharlaşma yaklaşıkolarak 2008 su yılında da gerçekleşeceği kabul edildiğinde <strong>ve</strong> geçmişte gözlenmiş rekordenecek yağış (775 mm) 2008 su yılında havzaya düştüğünde yıllık ortalama su seviyesiyaklaşık olarak 45 cm yükselecektir. 1 yıl sonra 2009 su yılında 675 mm’lik yağış düştüğünde(ardışık 2 yıllık sulak dönem) ise bir önceki su yılına göre 73 cm, <strong>ve</strong> 2 yılda toplam olarak118 cm yükselecek demektir. 2009 su yılında 2008 su yılına göre daha az yağış düşmesinerağmen, 2009 yılındaki değişim (73 cm), 2008 su yılındaki değişimden (45 cm) daha fazladır.Bu durum, mevcut su yılında düşen yağışın mevcut yıldaki su seviyesinden ziyade 1 yılsonraki su seviyesi üzerinde etkili olduğunu da göstermektedir. Ardışık bu 2 yıl sonunda suseviyesi 1650.56 m’ye ulaşmaktadır. Sulak dönem 3 yıl kabul edildiğinde su seviyesi toplam181 cm, 4 yıl kabul edildiğinde ise 230 cm yükselmektedir. Bu değerler, yıllık ortalamalardır.Yıl içinde yükselebileceği aylık ortalama maksimum değerler, Şekil 6 yardımıylahesaplanabilir. Örneğin, 2007 su yılında su seviyesi sakin durumda iken 2008 su yılında rekordenecek yağış düşmesi halinde yıl içinde su seviyesi aylık ortalama olarak 1650.09 m kotunayani, 1996 yılındaki 1650.3 m su kotuna ulaşmaktadır.20


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Aylık Maksimum SuSeviyesi (m)16511650164916481647Tat<strong>van</strong> (1944-2007)y = 1.002x - 3.0437R 2 = 0.989316461647 1647 1648 1648 1649 1649 1650 1650 1651Yıllık Ort. Su Seviyesi (m)Şekil 6. Yıllık ortalama su seviyesi ile yıl içindeki aylık ortalamaların maksimumu arasındakiilişkiBu, Van iskelesinin su altında kalması, demir <strong>ve</strong> karayolu ulaşımının aksaması demektir. Busonuç, 2008 yılı için gerçekleşek anlamına gelmemelidir. Gölün kotu, 2007 su yılı kotunayakın kotlarda iken böyle bir yağış olması durumunda 1 yılda 1996’da yaşananolumsuzlukları yaşatabileceği şeklinde yorumlanmalıdır. 2009, 2010 <strong>ve</strong> 2011 yılları içinhesaplanan yıllık değişim değerlerine bakıldığında da ardışık 2 yılda 650 mm’lik yağışdüşmesi durumunda da yaklaşık 50 cm’lik yükselmeye (aylık 76 cm) neden olmakta <strong>ve</strong>1996’daki 1650.3 m kotuna ulaşılmaktadır. Geçmişte gözlenen 4 yıllık sulak <strong>ve</strong> düşükbuharlaşma periyodu tekrarlandığında ise su seviyesi yıllık bazda 1651.68 m, aylık bazda ise1651.93 m seviyesine ulaşmaktadır. Yani, yerleşime kapatılan <strong>ve</strong> kamulaştırılan 1652 mkotuna kadar yükselebilmektedir. Şu ana kadar yapılan çalışmanın bir başka amacı da,geçmişte su seviyesinin ardışık olarak yükseldiği en uzun dönemin (yüksek yağış <strong>ve</strong> düşükbuharlaşma ile devam eden 4 yıl), gelecekte de tekrarlanma ihtimali karşısında, yerleşimekapatılan 1652 m kotuna su seviyesinin çıkıp çıkmayacağı <strong>ve</strong> bunun ne kadarlık bir süredeolabileceği sorusuna cevap bulmaktı. Sonuç olarak, ardışık 4 yıllık yağışlı bir dönemsonrasında su seviyesi bu kota yükselebilmektedir. Devlet Su İşleri (DSİ) 17 BölgeMüdürlüğü (Van) yetkilileri ile yapılan görüşmeler sırasında, değişik çevrelerden 1652 mkotunun altının yerleşime açılması yönünde talepler geldiği belirtilmiştir. Taleplerin DSİtarafından reddedilmesi, bu çalışmanın bilimsel sonuçlarıyla da doğrulanmış olmaktadır.Burada kurulan model kullanılarak, bir sonraki yılda havzaya düşecek yağış <strong>ve</strong> gölbuharlaşması stokastik <strong>ve</strong>ya başka tekniklerle kestirilip sonraki yıl için gerçektegözlenebilecek su seviye tahminleri de yapılabilir.6. SONUÇLAR VE ÖNERİLERVan Gölü’nde su seviyesi, 1967-1970 yılları arasında olduğu gibi, 1987 yılında tekraryükselmeye başlamış <strong>ve</strong> 1996 yılına kadar ortalama 2 m yükselmiştir. Bu seviye yükselmesi,gölün çevresindeki bazı yerleşim alanlarının su altında kalmasına, tarlaların <strong>ve</strong> yollarınkısmen tahrip olmasına, göl üzerindeki su taşımacılığının, demir <strong>ve</strong> karayolu ulaşımınınkısacası göl üzerinde <strong>ve</strong> kıyısındaki sosyo-ekonomik faaliyetlerin önemli bir kısmınınaksamasına sebep olmuştur. Van gölü civarı afet bölgesi olarak ilan edilmiş, 1655 m kotununaltı imara yasaklanmış <strong>ve</strong> 1652 m kotunun altındaki özel mülkiyetin kamulaştırılmasına karar<strong>ve</strong>rilmiştir. Her ne kadar bu konu günümüzde gündemden düşmüş gibi görünse de Van gölü21


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.çevresindeki bu doğal afet devam etmektedir. Van Gölü, kapalı bir havzaya sahip olduğu içingöldeki su seviyesi doğrudan havzaya hakim yağış-akış-buharlaşma etkileşimine,hidrometeorolojik değişkenlerin rejimine bağlıdır. Hidrometeorolojik değişkenler (yağış-akışbuharlaşma),stokastik (rastgele) bir yapıya sahip olduğu için geçmişte gözlenen sulakdönemler gelecekte de tekrarlanabilir <strong>ve</strong> su seviyesi tekrar artabilir. Bu yüzden, gölseviyesinin bu çalışmada olduğu gibi çeşitli yöntemlerle modellenerek gelecektekiulaşabileceği maksimum su seviyeleri tahmin edilebilir <strong>ve</strong> gerekli önlemler zamanındaalınabilir. Tat<strong>van</strong>’da ölçülen 1944-2007 periyoduna ait yıllık ortalama su seviyelerikullanılarak çoklu regresyon analizi yöntemi ile su seviyesi modellenmiştir. Kabul edilenmodelde, geçmişte gözlenmiş yüksek yağış düşük buharlaşma periyotları da dikkate alınarakgelecek için oluşturulan 4 yıllık yağış-buharlaşma senaryoları kullanılarak gelecektekiekstrem su seviyeleri tahmin edilmeye çalışılmıştır. Yapılan bu çalışma sonucunda şusonuçlara ulaşılmıştır. 1988 yılında gözlenmiş 775 mm’lik alansal yağış 2008 yılında dahavzaya düşebileceği kabul edildiğinde, su seviyesi 2008 su yılı içinde 1996’daki seviyesineulaşmaktadır. Yani, Van iskelesinin su altında kalması, demir <strong>ve</strong> karayolu ulaşımınınaksaması demektir. Bu sonuç, 2008 yılı için gerçekleşek anlamına gelmemelidir. Gölün kotu,2007 su yılı kotuna yakın kotlarda iken böyle bir yağış olması durumunda 1 yılda 1996’deyaşanan olumsuzlukları yaşatabileceği şeklinde yorumlanmalıdır. Dolayısıyla havzadakialansal yağış titizlikle her yıl takip edilmelidir. Genelde mevcut yılda yağan yağışın etkisi birsonraki yıl daha çok hissedilmektedir. 1988 yılında gözlenen 775 mm’lik alansal yağış, 2008su yılında 45 cm su seviyesini yükseltmektedir. 1 yıl sonra 2009 su yılında, 2008’e göre dahadüşük yağış (675 mm) düşeceği senaryosunda ise 2009 su yılında 73 cm su seviyesinde artışgözleneceği sonucu çıkmaktadır. Daha düşük yağış ile daha yüksek su seviyesi tahminedilmiştir. Bu etki, 1 yıl önceki yağışın etkisidir. Dolayısıyla, mevcut yıldaki su seviyesiüzerinde 1 yıl önceki alansal yağışın etkisi büyüktür. Geçmişte gözlenmiş 4 yıllık yüksekyağış <strong>ve</strong> düşük buharlaşma periyotları gelecekte tekrarlandığında su seviyesi özel mülkiyetinkamulaştırıldığı 1652 m kotuna rahatlıkla yükselebilmektedir. Yani, 1652 m kotunun altınınyerleşime kapatılma <strong>ve</strong> kamulaştırma kararı aynen devam etmelidir.Geçmişte <strong>ve</strong> bugün Van Gölü’nde görülen su seviyesi yükselmesi problemi gelecekte debüyük ihtimalle tekrarlanacaktır. Bugün bu problemin nedenini <strong>ve</strong> çözümünü belirlemede bumakalede açıklandığı gibi büyük <strong>ve</strong>ri problemleri ile karşılaşılmaktadır. Van gölü ile ilgilidaha ayrıntılı çalışmalar yapılabilmesi için bir an önce göl üzerinde ölçüm ağının kurulması<strong>ve</strong> gölün drenaj alanındaki hidrometeorolojik ölçüm ağının geliştirilerek göl giriş akımlarınındaha iyi kontrol edilmesi gerekmektedir. Aksi taktirde Van gölünün yükselen <strong>ve</strong> taşan tuzlusodalısularına neden olarak “Güneş Lekeleri" gibi hayali nedenler ortaya atılır.7. KAYNAKLARAcreman, M.C., Meigh, J.R., and Sene, K.J., 1993. Modelling the decline in water le<strong>ve</strong>l ofLake Toba, Indonesia, Ad<strong>van</strong>ced in Water Resources 16, 207-222.Altunkaynak, A., Özger, M., <strong>ve</strong> Şen, Z., 2003. Triple diagram model of le<strong>ve</strong>l fluctuations inlake Van, Turkey. Hydrology and Earth System Sciences, 7(2), 235-244.Altunkaynak, A., <strong>ve</strong> Şen, Z., 2007. Fuzzy logic model of le<strong>ve</strong>l fluctuations in lake Van,Turkey. Theoretical and Applied Climatology, 90(3-4), 227-233.Barka, A., <strong>ve</strong> Şarolu, F., 1995. Van Gölü Su Seviye Yükselmesinin Tektonik ile İlişkisi. VanGölü Su Seviyesi Yükselmesi Nedenleri <strong>ve</strong> Çözüm Yolları Sempozyumu, 20-22 Haziran1995, Van.Batur, E., 1996. Van Gölü’nün su bütçesi <strong>ve</strong> havza iklimi. Yüksek Lisans Tezi, İTÜ FenBilimleri Enstitüsü, 127 s.22


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Batur, E., <strong>ve</strong> Kadıoğlu, M., 1997. Van Gölü’nün Su Bütçesi. I. Ulusal Su KaynaklarımızSempozyumu, 22-24 Eylül 1997, İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü, 115-128.Batur, E., Kadıoğlu, M., <strong>ve</strong> Şen, Z. 1997. Van Gölü’ndeki Su Seviye Yükselmesinin Nedeni:Meteoroloji <strong>ve</strong> Su Dengesi. Meteorolojik Karakterli Doğal Afetler Sempozyumu, 7-9Ekim 1997, DSİ, Ankara, 334-346.Batur, E., Kadıoğlu, M., Akın, İ., Özkaya, M., Saban, M., Elkatmış, M.N. <strong>ve</strong> İlikçi, A., 2008.Van Gölü’nün Su Bütçesi Ve Göl Su Seviyesinin Alansal Yağış Ve Akımlarla İlişkisi.Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği sempozyumuna gönderildi, 2008, DSİ 17. BölgeMüd.,Van.Brunk, I.W., 1959.Precipitation and the le<strong>ve</strong>ls of Lake Michigan-Huron,J.Geophs.Res.,64,1591-1595.Burroughs, W.J., 1992. Weather Cycles Real or Imaginary? Cambridge Univ. Press, pp 201.Changnon, S.A., 1987. Climate fluctuations and record-highle<strong>ve</strong>ls of Lake Michigan, Bull.Amer. Meteor. Soc., 68(11), 1394-1402.E.İ.E.İ., 2007. Göl Seviyeleri(1943-2005). Elek. İş. Etüt İd. Genel Müd., Temmuz 2007,Ankara,755 s.E.İ.E.İ., 2008. 1965-2008 Su Yıllarının Akım Yıllıkları. Elek. İşleri Etüt İdaresi Genel Müd.,Ankara.Erol, 1996. Van gölü seviye değişimlerine matematik model yaklaşımı,Y.Y.Ü.Fen Bil.Enstitüsü, 55 s.Kadıoğlu, M., 1994a: Van Gölü su düzeyi neden yükseliyor?.Cumhuriyet Bilim Teknik, Sayı:384, 30 Temmuz 1994, s. 8-9.Kadıoğlu, M., 1994b. Van Gölü’nün yükselen suları. İ.T.Ü. Vakıf Dergisi, (3), 36-38.Kadıoğlu, M., 1994c. İklim <strong>ve</strong> Van Gölü Su Seviyesindeki Değişimlerin Arasındaki İlişkininTespiti. Van Gölü’nde Su Seviye Değişimleri <strong>ve</strong> Çevreye Olumsuz Etkileri, 27-29 Eylül1994, Van.Kadıoğlu, M., Sezen, G., <strong>ve</strong> Çepniler, B., 1995a. Yağışlar ile Van Gölü Su SeviyesindekiDeğişimler Arasındaki İlişkinin Tespiti. Türkiye Ulusal Jeodezi-Jeofizik Birliği GenelKurulu, 1-5 Mayıs 1995, Ankara, Cilt 3, 717-726.Kadıoğlu, M., Batur, E., <strong>ve</strong> Özgüler, H., 1995b. Güneş Lekeleri ile Van Gölü'ndeki Su SeviyeDeğişimleri Arasındaki İlişkinin Tespiti. Türkiye Ulusal Jeodezi-Jeofizik Birliği GenelKurulu, 1-5 Mayıs 1995, Ankara, Cilt 3, 736-745.Kadıoğlu, M., 1995a. Van Gölü <strong>ve</strong> Yükselen Su Seviyesi, Türkiye Müh. Haberleri Dergisi, 379,95-96.Kadıoğlu, M., 1995b. Van Gölü'ndeki Su Seviye Yükselmesinin Meteorolojik Faktörler ile Olanİlgisi. Van Gölü Su Seviyesi Yükselmesi Nedenleri <strong>ve</strong> Çözüm Yolları Sempozyumu, 20-22 Haziran 1995, Van, s. 21-39.Kadıoğlu, M., Şen, Z., and Batur, E., 1997. The Greatest Soda-Water Lake in the World andHow its Influenced by Climatic Change. Annales Geophysicae, 15, 273-279.Kadıoğlu, M., Şen, Z., and Batur, E., 1999. Cumulati<strong>ve</strong> Departures Model of Lake-WaterFluctuations. Journal of Hydrologic Engineering, 4, 245-250.Kempe, S., Khoo, F., and Gürleyik, Y., 1978. Hydrography of Lake Van and Its DrenaigeArea. In the Geology of Lake Van ed. by E.T. Degens and F. Kurtman, M.T.A. Press,Ankara, 169 s.Khavich, V. and Ben-zvi, A., 1995. Forest of daily water Le<strong>ve</strong>ls for Lake Kinret, Israel.Bulletin of Hydrological Sciences, 40, 2.Mather, J.R., 1961. The Climatic Water Balance. Publications in Climatology, 14 (3), 251-264.Ponce, V.M. and A.V.Shetty, 1995a: A conceptual model of catchment water balance: 1.Formulation and calibration. J. Hydrol., 173: 27-40.23


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Ponce, V.M. and Shetty, A.V., 1995b. A conceptual model of catchment water balance: 2.Application to runoff and baseflow modelling. J. Hydrol., 173: 41-50.Quinn, F.H., 1981. Secular Changes in Annual and Seasonal Great Lakes Precipitation, 1854-1979, and Their Implications for Great Lakes Water Resource Studies. Water ResourcesResearch, 17(6), 1619-1624.Quinn, F.H. 1982. Trends and extrems of Lake Erie water supplies. Proceedings InternarionalSymposium on Hydrometeorology,American Water Resources Association, Minnepolis,267-270Quinn, F.H. 1986. Causes and Consequences of the Record High 1985 Great Lakes WaterLe<strong>ve</strong>ls. Reprinted from the Preprint Volume of the Conference on Climate and WaterManagement-A Critical Era and Conference on the Human Consequences of 1985’sClimate, American Meteorological Society, Boston, 281-284.Quinn, F.H. and Guerra, B., 1986. Current Perspecti<strong>ve</strong>s on the Lake Erie Water Balance,Journal of Geat Lakes Res. 12(2):109-116Özgür, R., 1995. Van Gölü Havzasının Genel Jeomorfolojik Özellikleri <strong>ve</strong> TektonikHareketlerin Göl Düzeyi Değişimlerine Etkisi. Türkiye Ulusal Jeodezi-Jeofizik BirliğiKongresi, (Özet kitapcığı) 1-5 Mayıs 1995, MTA Kültür Sitesi, Ankara.Sanderson, M., 1966. A Climatic Water Balance of the Lake Erie Basin 1958-1963. C.W:Thornthwaite Associates Laboratory of Climatology, Pub. in Climatology, Vol. XIX,Number 1, Elmer, New Jersey.Sezen, G., 1996. Van Gölü'nde su seviyesi değişimi ile Van Havzasında iklim elemanlarındakideğişimler arasındaki ilişkinin belirlenmesi, Yüksek Lisans Tezi, İTÜ Fen BilimleriEnst., 112 s.Şen, Z., Kadıoğlu, M., <strong>ve</strong> Satılmış, S., 1995. İstanbul Su Toplama Havzaları Yağış-Akış KatsayıÇokgeni. İstanbul <strong>ve</strong> Civarı Su Kaynakları Sempozyumu, 22-25 Mayıs 1995, İstanbul,201-205.Şen, Z., Kadıoğlu, M., and Batur, E., 1999. Clusteral Regression Model and Le<strong>ve</strong>l FluctuationFeatures of Van Lake in Turkey, Annales Geophysicae, 17, 273-279.Şen, Z, Kadıoğlu, M., and Batur, E., 2000. Stochastic Modelling of the Van Lake Monthly Le<strong>ve</strong>lFluctuations in Turkey. Theoretical and Applied Climatology, 65, 99-110.Şen, Z, 2002. İstatistik Veri İşlem Yöntemleri (Hidroloji <strong>ve</strong> Meteoroloji). Su Vakfı Yay.,İstanbul, 243 s.Turner, B.F., Gardner, L.R., and Sharp, W.E., 1996. The hydrology of Lake Bosumtwi, aclimate-sensiti<strong>ve</strong> lake in Ghana, West Africa.. J. Hydrol., 183: 243-261.Tüksoy, M. <strong>ve</strong> Seçkin, U., 1995. E.İ.E. Van Gölü Hidrometri çalışmaları. MeteorolojiMühendisliği Dergisi, TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası, Ekim 195, 2, 3-8.Tüksoy, M. <strong>ve</strong> Seçkin, U., <strong>ve</strong> Özkaya M., (1995). Van Gölü’nün 1995 yılı seviye yükselmesihidrolojik tahmin çalışmaları, Van Gölü Su Seviyesi Yükselmesi Nedenleri <strong>ve</strong> ÇözümYolları Sempozyumu, 20-22 Haziran 1995, Van, 102-114.Utkucu M. 2006. Implications for the Water Le<strong>ve</strong>l Change Triggered Moderate (M>=4.0)Earthquakes in Lake Van Basin, Eastern Turkey. J. Seismology, 10, 105-117Yıldırım, T., 1995. Van Bölgesi Volkanizmasının Genel Özellikleri <strong>ve</strong> Volkanizmanın GölSeviye Değişimlerine Etkisi. Türkiye Ulusal Jeodezi-Jeofizik Birliği Kongresi, (Özetkitapcığı) 1-5 Mayıs 1995, MTA Kültür Sitesi, Ankara.Yin, X. and S.E.Nicholson, 2002. Interpreting annual rainfall from the le<strong>ve</strong>ls of lake Victoria.Journal of Hydrometeorology, 3, 406-416.24


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN GÖLÜ HAVZASINDA BEŞ AKARSUYUN YILLIK TAŞKINPİKLERİ VE DÖRT İSTASYONUN YILLIK YAĞMUR PİKLERİTEKERRÜR ANALİZLERİFrequency Analyses of Annual Flood Peaks of Fi<strong>ve</strong> Streams and of Annual Rainfall Peaksof Four Stations in Van Lake BasinTefaruk HAKTANIR1 , Murat ÇOBANER2, Özgür ÖZTÜRK1, Özgür KİŞİ1,Mehmet ARDIÇLIOĞLU1, Alaattin UĞURLU31 Erciyes Üni<strong>ve</strong>rsitesi Müh. Fak. İnşaat Müh. Bölümü 38039 Kayseri2Çukurova Üni<strong>ve</strong>rsitesi Müh.-Mim. Fak. İnşaat Müh. Bölümü 01330 Adana3DMİ Genel Müdürlüğü Hidrometeoroloji Şb. Md.lüğü 06120 AnkaraÖZ: Van Gölü Havzasında, kayıt süresi 15 ile 27 yıl arasında değişen 5 adet akım rasatistasyonunda ölçülmüş yıllık taşkın pikleri (YTP) serilerine, <strong>ve</strong> kayıt süreleri 15 ile 45 yılarasında değişen 4 adet yağış rasat istasyonunda ölçülmüş 14 ardışık standart süreli yıllıkyağmur pikleri (YYP) serilerine istatistiksel frekans analizi uygulanmıştır. YTP serilerininkaydedildiği akım rasat istasyonları <strong>ve</strong> seri uzunlukları: 25-02 (n=17), 25-12 (n=27), 25-13(n=27), 25-21 (n=15), 25-24 (n=20); YYP serilerinin kaydedildiği yağış rasat istasyonları <strong>ve</strong>seri uzunlukları: Erciş (n=32), Gevaş (n=16), Tat<strong>van</strong> (n=15), <strong>ve</strong> Van (n=45)’tir. YTPserilerine, 2-parametreli log-normal (LN2), Gumbel, 3-parametreli log-normal (LN3), Pareto,genel ekstrem değerler (GED), Pearson-3 (P3), log-Pearson-3 (LP3), log-lojistik (LL), <strong>ve</strong>Wakeby dağılımları uygulanmıştır. Dağılımların çoğunun parametreleri, momentler (MOM),maksimum-olabilirlik (MO), OAM, <strong>ve</strong> kendini-belirleyen-olasılık-ağırlıklı-momentler(KBOAM) yöntemleriyle ayrı ayrı hesaplanmaktadır. 28 farklı dağılım modeline göre 1.01yıldan 1Milyar yıla kadar ortalama tekerrür yıllarına (T’lere) sahip anlık pik debilerhesaplanıp tablo halinde sunulmaktadır. Ki-kare, Kolmogorov-Smirnov, <strong>ve</strong> Cramer-von-Misses uygunluk testleri icra edilmektedir. 5 dakikadan 24 saate kadar, 14 adet ardışıkstandart süreli YYP serilerine uygulanacak, ardışık frekans eğrilerinin artan T’lerlebirbirinden ıraksaması kriterini sağlayan bir frekans analiz paket programı geliştirilmiştir.YYP frekans analizinde, parametreleri, MOM, MO, OAM, <strong>ve</strong> KBOAM yöntemleriylehesaplanan, Gumbel, LN3, GED, P3, <strong>ve</strong> LP3 dağılımları alınmakta, <strong>ve</strong> Ki-kare, Kolmogorov-Smirnov, <strong>ve</strong> olasılık çizgisi korelasyon katsayısı uygunluk testlerinin üçünün ağırlıklı olarakdeğerlendirilmesi yapılmaktadır. En uygun ilk beş dağılımdan istenenler ile şiddet-süretekerrüreğrileri de çizdirilmektedir.Anahtar Sözcükler: Yıllık anlık maksimum akımlar, yıllık yağmur pikleri frekans analizleriABSTRACT: Statistical frequency analyses with recorded series of annual flood peaks of 5number of stream-gauging stations on natural streams having record lengths between 15 and27 years, and with recorded series of 14 standard successi<strong>ve</strong>-duration annual rainfall peaksof 4 number of rain-gauging stations having record lengths between 15 and 45 years in VanLake Basin ha<strong>ve</strong> been performed. The station identification numbers and record lengths of thestream-gauging stations are: 25-02 (n=17), 25-12 (n=27), 25-13 (n=27), 25-21 (n=15), 25-24 (n=20); and the names and record lengths of the rain-gauging stations are: Erciş (n=32),Gevaş (n=16), Tat<strong>van</strong> (n=15), and Van (n=45). The probability distributions of 2-parameterlog-normal (LN2), Gumbel, 3-parameter log-normal (LN3), Pareto, general extreme values(GEV), Pearson-3 (P3), log-Pearson-3 (LP3), log-logistic (LL), and Wakeby are used in floodpeaks frequency analyses. The parameters of most of these distributions are computed by the25


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.methods of moments (MOM), maximum-likelihood (ML), probability-weighted moments(PWM), and self-determined probability-weighted moments (SDPWM). The flood peakshaving a<strong>ve</strong>rage return periods (T) of from 1.01 year up to 1Billion years are computed andtabulated by a total of 28 different probability distribution models which resulted as such.Chi 2 , Kolmogorov-Smirnov, and Cramer-von-Misses goodness-of-fit tests are also carriedout. Another computer package program which performs frequency analyses on 14 number ofstandard successi<strong>ve</strong>-duration annual rainfall peaks satisfying the criterion of 14 frequencycur<strong>ve</strong>s of these sequentially-increasing rainfall durations di<strong>ve</strong>rging with increasing T’s hasbeen de<strong>ve</strong>loped. In frequency analyses of the annual rainfall peaks series, the probabilitydistributions of Gumbel, LN3, GEV, P3, and LP3 are used, whose parameters are computedby the four different methods of MOM, ML, PWM, and SDPWM, and an o<strong>ve</strong>rall quantitati<strong>ve</strong>evaluation of the goodness-of-fit tests of Chi 2 , Kolmogorov-Smirnov, and probability plotcorrelation coefficient (PPCC) is made. The intensity-duration-frequency cur<strong>ve</strong>s are alsodrawn using any one of fi<strong>ve</strong> distributions scoring in the top fi<strong>ve</strong> in goodness-of-fitassessments.Key Words: Frequency analyses of annual flood peaks and annual rainfall peaks1. EKSTREM DEĞERLER FREKANS ANALİZİ‘Yıllık anlık maksimum akım (YAMA)’ <strong>ve</strong>ya ‘yıllık taşkın piki (YTP)’ olarak adlandırılanbüyüklük, 365 günlük bir su yılı içinde, bir doğal akarsuyun belirli bir kesitinden geçendebilerin en büyük değerlisidir. Ülkemizin bulunduğu coğrafyada genellikle kış <strong>ve</strong> ilkbaharmevsimlerinde inişli çıkışlı birçok taşkın hidrografları vuku bulur. YAMA <strong>ve</strong>ya YTP, buhidrograf piklerinden en büyük olanıdır. Yağmurlar ise 5, 10, 15, 30 dakika, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 8,12, 18, 24 saat olmak üzere 14 ardışık standart sürelerde sınıflandırılmıştır. Plüviyograflı biryağmur rasat istasyonunda, ki orada diğer birçok hidrometeorolojik büyüklük te ölçülüyorolabilir, yine 365 günlük bir su yılı içinde vuku bulan 5 dakika süreli yağmur derinliklerindenen büyük olanı o yılın tr = 5-dakikalık yıllık yağmur pikidir.Teorik olarak, bir drenaj alanının toplanma zamanı (tc) tahmin edilecek, süresi toplanmazamanına eşit (tr = tc), yönetmeliklerin gerektirdiği ortalama tekerrür peryoduna (T’ye) sahipekstrem yağmur derinliği tahmin edilecek, <strong>ve</strong> sızma kayıplarından sonra, o yörede yağmuryağma hızı karakteristiklerini yansıtan bir tasarım hiyetografı hesaplanacak, <strong>ve</strong> sonuçta buhiyetografın oluşturduğu taşkın hidrografı hesaplanacaktır (Örneğin: Chow vd., 1988,Bölümler: 7 <strong>ve</strong> 14; Özdemir, 1978, Bölüm: 4.5). Küçük drenaj alanlarında, 5 dakika, 10dakika gibi kısa süreli YYP’leri önem arzeder, <strong>ve</strong> yağmur şiddeti sabit alınabilir. tr = 24 saatgibi uzun süreli ekstrem yağmurların şiddeti sabit kabul edildiğinde, bu sabit şiddet süre ileçarpılarak toplam YYP değeri hesaplanabilir, <strong>ve</strong> bu toplam yağmur, tasarım hiyetografınıngerektirdiği oranlarda yağmur süresine dağıtılabilir.1.1. Yıllık Taşkın Pikleri Frekans AnaliziYTP <strong>ve</strong> YYP’lerin ölçülmüş kaydedilmiş serilerine uygun (!) bir olasılık dağılımı uydurarakbunların büyüklükleri ile küçük-kalma <strong>ve</strong>ya geçilme olasılıkları arasındaki nicel ilişkininhesabı frekans analizi olarak bilinmektedir. Bu hesap, birçok aday olasılık dağılımı, <strong>ve</strong> birçokparametre tahmin yöntemi mevcut olduğundan, kapsamlı yöntemler <strong>ve</strong> yüklü miktardaaritmetik işlemler gerektirdiğinden, frekans analizi bilgisayar programları yardımıylagerçekleştirilmektedir. Örneğin, Rao <strong>ve</strong> Hamed’in (2000) ‘Flood Frequency Analysis’ başlıklıkitabının ekinde <strong>ve</strong>rilen bir MATLAB programı mevcuttur. U.S. Army Hydrologic26


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Engineering Center’ın geliştirmiş olduğu, sadece Log-Pearson-3 dağılımı kullanan birprogram vardır (USGS, 1982). Ülkemizde, Öztekin’in kodlamış olduğu FRANMOD adlı birprogram da vardır (Öztekin, 2006). YTP frekans analizi için bazı klasik kaynaklar bu tebliğdelistelenmiştir (Örneğin: Cunnane, 1989; Gumbel, 1958; NERC, 1975; Rao & Hamed, 2000;USGS, 1982).YTP frekans analizi için, bu tebliğin birinci yazarının son 25 yıldır geliştirdiği bir program damevcuttur (Örneğin: Haktanır, 1982, 1990, 1991a, 1991b, 1992, 2006). Bu bilgisayarprogramı daha ziyade akademik araştırma amaçlı kullanılmıştır. Anılan program, ilgililiteratürden edinilen kanaat sonucu, bu iş için uygun olduğuna inanılan 8 farklı olasılıkdağılımının birçoğuna, dört farklı parametre tahmin yöntemi uygulanmasıyla ortaya çıkan 28farklı dağılım modelini kapsamaktadır. Programın Van Gölü Havzasında kayıt süresi 15 ile 27yıl arasında değişen 5 adet ARİ’nda ölçülmüş yıllık taşkın pikleri (YTP) serilerineuygulanması, giriş dataları, <strong>ve</strong> programın çıktıları, Konferansta sunulacaktır.1.2. Yıllık Yağmur Pikleri Frekans AnaliziYYP serileri de ekstrem hidrolojik rastgele değişkenler olduğundan, bunların frekansanalizleri YTP serilerinde kullanılan dağılımlarla yapılmaktadır (örneğin: Cunnane, 1989;DSİ, 1990). Ülkemizde, DMİ’nin standartlaştırdığı ardışık süreli yağmur olayları, 5, 10, 15,30 dakika, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 8, 12, 18, 24 saat süreli olanlarıdır. Hindistan <strong>ve</strong> Bengladeş gibiMuson yağmurlarının da hüküm sürdüğü coğrafyalarda, bu standart süreler, 24 saatten sonradevam edip belki 7 güne kadar kesintisiz yağmur olaylarını da içerebilir.DMİ Genel Müdürlüğü’nün son yıllarda YYP serilerinin frekans analizi için kullandığıbilgisayar programı, artan süreli yağmurların artan tekerrür peryotlarında artan YYP değeri<strong>ve</strong>rmesi gereğini bazı seriler ile sağlayamamaktadır. Nitekim bu husus, III. Ulusal HidrolojiKongresi’nde bir çağrılı tebliğ sunumu ile belirtilmiş <strong>ve</strong> Gumbel dağılımı ile bir çözümönerisi sunulmuştur (Benzeden, 2001). Sürekliliğin korunumu prensibine göre, örneğin 10dakikalık ekstrem yağmur derinliğinin aynı T için 5 dakikalık ekstrem yağmur derinliğindenbüyük olması gerekmektedir (örneğin: Benzeden, 2001; Haktanır, 2003; Haktanır vd., 2007;Porras & Porras, 2001). Parametrelerini momentler yöntemiyle hesaplayarak, Gumbel, log-Normal, gama gibi birkaç dağılımı uygulayan, <strong>ve</strong> her ardışık-süreli YYP serisi için Ki-kare <strong>ve</strong>Kolmogorov-Smirnov uygunluk testi yaparak uygun dağılımı seçen, DMİ GenelMüdürlüğünün halen kullanmakta olan bilgisayar programı, her seriye ayrı ayrıdüşünüldüğünde, hesap yöntemleri açısından makul görünmektedir. Fakat bu program,yukarıda özetlenen, <strong>ve</strong> bu çalışmada ‘ıraksaklık kriteri’ olarak adlandırılan kısıtı kontroletmemekte <strong>ve</strong> bazı serilerde mantıksız şiddet-süre-tekerrür eğrilerinin ortaya çıkmasınasebebiyet <strong>ve</strong>rebilmektedir. Bu çalışmada bulguları gösterilecek, <strong>ve</strong> Konferans’ta da Van GölüHavzasında dört istasyondaki YYP serilerine uygulanması sunulacak olan bilgisayar programıise bu ıraksaklık kriterini sağlayan dağılımlardan, üç farklı uygunluk testlerinin birliktedeğerlendirilmesi sonucu en iyi olarak gözüken ilk beş adet dağılımdan istenen ile (değişkendeğeri) ↔ (T) ilişkisi için nümerik tabloları <strong>ve</strong> ayrıca şiddet-süre-tekerrür eğrilerini<strong>ve</strong>rmektedir.Bu bilgisayar programı 106Y192 kod nolu TÜBİTAK destekli bir araştırma projesinin ürünüolarak geliştirilmiştir. Proje yürütücüsünün son 25 yıldır tecrübesi <strong>ve</strong> bilgi birikimi sonucu,parametreleri, MOM, MO, OAM, <strong>ve</strong> KBOAM yöntemleriyle hesaplanan Gumbel, LN3,GED, P3, <strong>ve</strong> LP3 olasılık dağılımları seçilmiştir. LN3 dağılımının parametreleri ayrıca‘indirgenmiş değişkenin çarpıklık katsayısını sıfır yapan ÇK0’ yöntemiyle de27


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.hesaplanmaktadır. Böylece toplam 21 farklı dağılım modeli ortaya çıkmaktadır. LN3, P3, <strong>ve</strong>LP3 dağılımlarının pozitif <strong>ve</strong> negatif çarpıklıklı <strong>ve</strong>rsiyonları bulunduğundan, GEDdağılımının da GED-2 <strong>ve</strong> GED-3 olarak adlandırılan iki farklı türü bulunduğundan, ölçülmüşkaydedilmiş, 14 ardışık standart süreli YYP serilerinin ayrı ayrı değerlendirmelerdehesaplanan dağılım parametrelerinin uygun biçimleri yağmur süresi tr’ye karşılık logaritmiklogaritmik<strong>ve</strong>ya semi-logaritmik regrese edilerek düzenlenmekte, <strong>ve</strong> böylece ıraksaklıkkriterinin gerektirdiği özellikler sağlanmaya çalışılmaktadır. Örnek serilerdeki rakamlarınboyutlarından kaynaklanan sebeplerden dolayı, regresyon düzenlemelerine rağmen bazıistasyonlarda 21dağılımdan bazıları ıraksaklık kriterini sağlamamaktadır. DMİ GenelMüdürlüğünce işletilmekte olan, kayıt süresi 11 yıl ile 65 yıl arasında, toplam 253 adetyağmur rasat istasyonunda 39 adedinde 21 dağılımın 21’i de ıraksaklık kriterini sağlarken,ıraksaklık kriterini sağlayan 15 <strong>ve</strong> daha fazla dağılım olan istasyon adedi 204’tür (%80).Iraksaklık kriterini sağlamayan dağılımlar baştan elimine edilerek, ıraksaklık kriterinisağlayan dağılımlara 14 ardışık seriden her birinde, ayrı ayrı Ki-kare, Kolmogorov-Smirnov,<strong>ve</strong> olasılık çizgisi korelasyon katsayısı (OÇKK) (probability plot correlation coefficient)uygunluk testleri uygulanmaktadır. Herhangi bir istasyonda, örneğin, 21 adet dağılımdan Nadedi ıraksaklık kriterini sağlıyorsa (N ≤ 21), örneğin tr = 5 dakikalık seride Ki-kare uygunluktestinde en küçük küçük-kalma olasılığına sahip Ki-kare istatistiği olan dağılıma N değeri,ikinci en küçük küçük-kalma olasılığına sahip Ki-kare istatistiği olan dağılıma N – 1 değeri,üçüncü en küçük küçük-kalma olasılığına sahip Ki-kare istatistiği olan dağılıma N – 2 değeri<strong>ve</strong>rilmekte, böylece devam edilerek en büyük küçük-kalma olasılığına sahip Ki-kare istatistiğiolan dağılıma 1 değeri <strong>ve</strong>rilmekte, N adet dağılıma Ki-kare uygunluk testi açısından buşekilde not <strong>ve</strong>rilmektedir. 14 seriden 14 adet not toplamı en büyük olan dağılım Ki-kareuygunluk testine göre en iyi dağılım olarak değerlendirilmektedir. Aynı yaklaşım,Kolmogorov-Smirnov <strong>ve</strong> OÇKK uygunluk testlerinde de uygulanmaktadır. Sonuçta, bu üçfarklı uygunluk testlerinin toplam notları da toplanarak net toplam puan tablosuoluşturulmakta, bu tabloda en büyük notu alan dağılım ‘en iyi’, ikinci en büyük notu alandağılım ‘ikinci iyi’ olarak değerlendirilmektedir. Bu <strong>bildiri</strong>de bulguları sunulan <strong>ve</strong>Konferansta uygulaması gösterilecek olan, özellikleri burada özetlenen bilgisayar programıhakkında detaylı teknik bilgiler 106Y192 kod nolu TÜBİTAK ÇAYDAG projesinin 1., 2., <strong>ve</strong>3. Gelişme Raporlarında mevcuttur.2. VAN GÖLÜ HAVZASINDA UYGULAMALAR2.1. Van Gölü Havzasında YTP Frekans Analizi UygulamalarıDSİ Genel Müdürlüğünde görevli Met.Y.Müh. Nurullah Sezen’in sağladığı, Van GölüHavzasında ölçülmüş kaydedilmiş YTP serilerinden kayıt süresi 15 ile 27 yıl arasında değişen5 adedi ile Yıllık Taşkın Pikleri Frekans Analizi programı çalıştırılmıştır. Çizelge 1’de buYTP serilerinin öz istatistiksel bilgileri <strong>ve</strong>rilmektedir. Van Gölü Havzasındaki açık <strong>ve</strong> kapalıakım rasat istasyonlarının konumları incelendiğinde, 25-24 <strong>ve</strong> 25-12 nolu istasyonların menbakısımlarında, biraz yukarıda, baraj vardır. Dolayısıyla, bu iki istasyondaki akımlar bir miktarbaraj regülasyonundan etkilenmiş olabilir. 25-02 ise bir barajın hemen mansap çıkışındabulunmaktadır. Son yıllarda kapalı olan 25-02’nin 20 yıllık donesinin baraj inşaatından ev<strong>ve</strong>lolduğu sanılmaktadır. Benzer biçimde, menba kısımlarında baraj bulunan 25-24 <strong>ve</strong> 25-12nolu istasyonlar da kapalı ARİ’ları olarak gözüktüğü için, bunların kaydedilmiş akım doneleride barajlardan ev<strong>ve</strong>lki doğal akımlar olabilir.28


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Çizelge 1. Van Gölü Havzasında 5 adet akım rasat istasyonunda ölçülmüş YTP serilerininistatistikleri------------------------------------------------------------------------------------------İstasyon Drenaj kayıt Ortalama Varyasyon ÇarpıklıkKimliği alanı (km 2 ) süresi (m 3 /sn) katsayısı katsayısı------------------------------------------------------------------------------------------25-24 1425 20 56.81 0.563 +1.9825-13 342 27 44.07 0.310 +0.21125-21 48 15 2.14 0.336 +1.7525-12 1334 27 29.61 0.686 +1.8825-02 700 20 80.94 0.561 +2.43Bu istasyonlardan 25-12 nolu, Karasu üzerindeki Erdeviz ARİ’ndaki YTP serisi Çizelge-2’de,bu giriş donesi ile elde edilen çıkış bilgilerinin bir kısmı Çizelge-3’te, bu 27 elemanlı YTPserisinin histogramı ile birlikte, frekans analizi sonucu bu seriye uygulanan 28 dağılımdanbazılarının olasılık yoğunluk fonksiyonları Şekil-1’de <strong>ve</strong>rilmektedir.Çizelge 2. 25-12 nolu, Karasu üzerindeki Erdeviz ARİ’ndaki YTP serisi (m 3 /sn)----------------------------------------------------------------------------------------------16.5 23.0 17.5 24.4 57.0 34.0 15.0 55.0 25.0 14.524.0 19.5 43.0 23.0 9.0 7.1 31.0 26.0 18.5 88.086.0 27.0 29.0 33.0 18.5 19.0 16.0Çizelge 3. 25-12 nolu ARİ’ndaki YTP serisi ile frekans analizi çıktılarından bir kısmıKARASU-ERDEVIZ, 25-12, Drenaj Alanı = 1334 km2Seri uzunluğu = 27 , Qmin = 7.1 , Qmax = 88.0Orijinal serinin temel istatistikleri:Aritm.Ortalama = 29.61 , Stand.Sapma = 20.31 , Çarpıklık Kats.= 1.877log(e)-dönüştürümü yapılmış serinin temel istatistikleri:Aritm.Ortalama = 3.2116 , Stand.Sapma = 0.5874 , Çarpıklık Kats.= 0.3483-Par. Log-Normal Dağılımın Farklı Yöntemlerle Hesaplanmış Parametreleri:y =ln(x-c) <strong>ve</strong>ya y =ln(c-x) ikeny nin Çarp. Y nin Stand.SapmasıMetod: Katsayısı (LN3’ün a param.) LN3’ün b param. LN3’ün c param.LN3-MOM .7246 .46960 3.19341E+01 -6.30015E+00LN3-MO .0961 .64523 2.20664E+01 2.29818E+00LN3-OAM -1.2068 .96426 1.62969E+01 6.39000E+00LN3-KBOAM .0784 .66226 2.19092E+01 2.42570E+00LN3-Kapp .4199 .55549 2.58368E+01 -8.76543E-01LN3-CS0 .0000 .68288 2.12601E+01 2.94690E+00GUMBEL Dağılımının Farklı Yöntemlerle Hesaplanmış Parametreleri:Metod: Ölçek param. Konum param.MOM : 5.41939E-02 1.97725E+01OAM : 6.94285E-02 2.12973E+01MO : 8.38453E-02 2.16629E+01KBOAM : 1.04559E-01 2.40906E+01PARETO Dağılımının Farklı Yöntemlerle Hesaplanmış Parametreleri:Metod : Şekil param. Konum param. Ölçek param.MOM : .02154 6.31592E+00 2.11871E+01OAM : -.12068 6.48622E+00 1.64981E+01GENEL EKSTREM DEĞERLER Dağılımının Farklı Yöntemlerle Hesaplanmış29


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Parametreleri:Metod : Şekil param. Ölçek param. Konum param.MOM : -.096717 1.36880E+01 2.02712E+01OAM : -.315140 9.74334E+00 1.96344E+01KBOAM : -.294041 9.79313E+00 1.99953E+01MO : -.263106 1.03194E+01 2.01021E+01PEARSON-3 and LOG-PEARSON-3 Dağılımlarının Farklı Yöntemlerle HesaplanmışParametreleri:Metod: Çarp.Kats. Şekil param. Ölçek param. Konum param.PEARSON3-MOM : 1.8773 1.13499E+00 1.90616E+01 7.97638E+00PEARSON3-MO : 1.5958 1.57065E+00 1.48104E+01 6.34913E+00PEARSON3-OAM : 2.3419 7.29306E-01 2.43596E+01 1.18455E+01PEARSON3-KBOAM : 1.8873 1.12300E+00 1.73754E+01 1.00984E+01LOGPEARSN3-MOM : .3476 3.31048E+01 1.02089E-01 -1.68090E-01LOGPEARSN3-MO : .2671 5.60801E+01 7.68488E-02 -1.09813E+00LOGPEARSN3-OAM : .6273 1.01645E+01 1.97378E-01 1.20531E+00LOGPRSN3-KBOAM : .3825 2.73426E+01 1.00163E-01 4.72840E-01LOGPSN3-ENTROPY: .4888 1.67421E+01 1.43556E-01 8.08132E-01LOGPN3-MIX.MOM : .2125 8.85896E+01 6.18197E-02 -2.26503E+00LOG-LOGISTIC Dağılımının Farklı Yöntemlerle Hesaplanmış Parametreleri:Metod : Şekil param. Konum param. Ölçek param.MOM : .173398 5.76563E+01 -3.09986E+01OAM : .389219 1.97197E+01 3.96073E+00KBOAM : .390096 1.94195E+01 4.31949E+00MO : .381554 2.01545E+01 3.71276E+00WAKEBY Dağılımının OAM yöntemiyle hesaplanmış parametreleri:m,a,b,c,d = 0.0000E+00 1.3238E+01 2.7143E+01 5.4696E+01 2.3544E-01TEKERRÜR PERYOTLARINA KARŞILIK FARKLI DAĞILIMLARLA HESAPLANAN TAŞKINPİKLERİ:TEKERRÜR LN-2 LN-3 LN-3 LN-3 LN-3 LN-3 LN-3PERYODU (MOM) (MOM) (MO) (OAM) (Kappnm) (CS=0) (KBOAM).10101E+01 6.3 4.4 7.2 8.1 6.2 7.3 7.1.20000E+01 24.8 25.6 24.4 22.7 25.0 24.2 24.3.50000E+01 40.7 41.1 40.3 43.1 40.4 40.7 40.7.10000E+02 52.7 52.0 52.7 62.5 51.8 54.0 53.6.25000E+02 69.4 66.4 70.6 94.5 67.4 73.2 72.3.50000E+02 82.9 77.5 85.3 124.5 80.0 89.4 87.8.10000E+03 97.3 88.9 101.3 160.0 93.2 107.1 104.7.20000E+03 112.7 100.7 118.6 201.7 107.2 126.4 123.1.50000E+03 134.6 117.1 143.6 267.8 126.9 154.7 149.8.10000E+04 152.4 130.0 164.4 327.2 142.9 178.4 172.0.20000E+04 171.5 143.4 186.7 395.5 159.8 204.1 196.1.50000E+04 198.5 162.1 218.9 501.4 183.7 241.4 230.9.10000E+05 220.5 176.8 245.5 594.6 203.0 272.4 259.6.10000E+07 404.9 291.3 476.3 1601.2 361.3 549.1 512.7TEKERRÜR GUMBEL GUMBEL GUMBEL GUMBEL PARETO PARETOPERYODU (MOM) (MO) (OAM) (KBOAM) (MOM) (OAM).10101E+01 -8.4 3.4 -.7 9.5 6.5 6.7.20000E+01 26.5 26.0 26.6 27.6 20.9 18.4.50000E+01 47.4 39.6 42.9 38.4 39.8 35.8.10000E+02 61.3 48.5 53.7 45.6 53.9 50.3.25000E+02 78.8 59.8 67.4 54.7 72.2 71.4.50000E+02 91.8 68.2 77.5 61.4 85.8 89.0.10000E+03 104.7 76.5 87.6 68.1 99.2 108.130


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van..20000E+03 117.5 84.8 97.6 74.7 112.4 128.9.50000E+03 134.4 95.8 110.8 83.5 129.6 159.2.10000E+04 147.2 104.0 120.8 90.2 142.3 184.4.20000E+04 160.0 112.3 130.8 96.8 154.9 211.9.50000E+04 176.9 123.2 144.0 105.5 171.2 251.9.10000E+05 189.7 131.5 154.0 112.2 183.3 285.2.10000E+07 274.7 186.4 220.3 156.2 259.5 594.0TEKERRÜR LLOGIST LLOGIST LLOGIST LLOGISTPERYODU (MOM) (MO) (OAM) (KBOAM).10101E+01 -5.0 7.2 7.3 7.6.20000E+01 26.7 23.9 23.7 23.7.50000E+01 42.3 37.9 37.8 37.7.10000E+02 53.4 50.3 50.3 50.1.25000E+02 69.0 71.5 71.9 71.4.50000E+02 82.2 92.7 93.7 92.9.10000E+03 96.9 120.1 121.9 120.9.20000E+03 113.4 155.6 158.7 157.4.50000E+03 138.3 219.4 225.3 223.5.10000E+04 160.0 284.8 294.0 291.6.20000E+04 184.4 370.0 383.8 380.9.50000E+04 221.5 523.3 546.7 542.8.10000E+05 253.7 680.7 714.8 710.0.10000E+07 601.8 3927.4 4271.8 4258.5TEKERRÜR GED GED GED GEDPERYODU (MOM) (MO) (OAM) (KBOAM).10101E+01 .8 7.1 7.8 7.9.20000E+01 25.4 24.1 23.4 23.8.50000E+01 42.4 39.1 38.3 38.5.10000E+02 54.7 51.8 51.6 51.2.25000E+02 71.6 71.9 73.4 72.0.50000E+02 85.2 90.4 94.5 91.6.10000E+03 99.6 112.5 120.5 115.5.20000E+03 114.9 138.9 152.8 144.7.50000E+03 136.9 182.0 207.8 193.7.10000E+04 154.8 222.3 261.3 240.5.20000E+04 173.9 270.6 327.9 297.9.50000E+04 201.3 349.6 441.5 394.2.10000E+05 223.7 423.4 552.0 486.3.10000E+07 417.2 1467.4 2393.3 1922.0TEKERRÜR P-3 P-3 P-3 P-3PERYODU (MOM) (MO) (OAM) (KBOAM).10101E+01 8.3 7.4 11.9 10.4.20000E+01 23.7 24.9 22.4 24.2.50000E+01 42.4 42.2 41.0 41.2.10000E+02 56.3 54.3 56.0 53.8.25000E+02 74.4 69.7 76.5 70.2.50000E+02 88.0 81.2 92.2 82.6.10000E+03 101.5 92.5 108.1 94.9.20000E+03 115.0 103.6 124.1 107.2.50000E+03 132.8 118.2 145.5 123.4.10000E+04 146.3 129.2 161.7 135.6.20000E+04 159.7 140.1 178.0 147.9.50000E+04 177.4 154.5 199.6 164.0.10000E+05 190.8 165.3 216.0 176.2.10000E+07 279.5 236.4 325.5 257.031


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.TEKERRÜR LP-3 LP-3 LP-3 LP-3 LP-3 LP-3 WAKEBYPERYODU (MOM) (MO) (OAM) (KBOAM) (Entropy) (MiksMOM) (OAM).10101E+01 7.4 7.3 7.7 8.5 7.8 7.0 3.3.20000E+01 24.0 24.2 23.2 24.0 23.7 24.3 22.9.50000E+01 40.2 39.9 41.0 38.1 39.9 40.2 38.4.10000E+02 53.7 52.6 57.3 49.4 54.0 52.9 52.6.25000E+02 74.2 71.5 84.5 66.3 76.1 71.6 75.2.50000E+02 92.2 87.7 110.4 80.7 96.1 87.5 95.9.10000E+03 112.8 105.9 142.2 97.0 119.6 105.1 120.3.20000E+03 136.4 126.2 181.0 115.3 147.2 124.7 149.0.50000E+03 172.6 156.8 245.5 143.0 190.9 154.0 194.8.10000E+04 204.5 183.2 306.6 167.1 230.6 178.9 236.7.20000E+04 240.7 212.7 380.7 194.1 276.7 206.6 286.0.50000E+04 296.2 257.0 503.1 234.8 349.6 247.7 364.9.10000E+05 344.8 294.9 618.0 270.1 415.2 282.6 436.9.10000E+07 870.7 677.8 2248.1 635.8 1204.7 623.0 1373.1EŞİT ARALIKLI HİSTOGRAMLARLA CHI-2 UYGUNLUK TESTLERİ BULGULARI:ARALIK ADEDİ:DAĞILIM: 5 6 7 Or.Ol. Or.Chi² Sıra 60% 80% 90%LN2-ML 3.2 79% 2.0 43% 4.2 62% 61% 1 3.1 13 H E EGUMB-M 2.4 69% 7.5 94% 6.2 82% 82% 16 5.4 26 H H EGUM-ML 7.8 98% 13.4 100% 15.0 100% 99% 31 12.1 31 H H HGUM-PM 3.5 83% 8.1 96% 7.6 89% 89% 21 6.4 28 H H EGUM-SD 21.9 100% 33.1 100% 41.0 100% 100% 32 32.0 32 H H HPAR-M 2.4 88% 7.2 97% 6.1 90% 91% 25 5.3 24 H H HPAR-PM 3.4 94% 8.4 98% 7.5 94% 95% 28 6.4 29 H H HLLOG-M 2.8 90% 6.9 97% 6.4 91% 93% 27 5.3 25 H H HLLOGML 1.1 70% 4.2 88% 4.1 75% 77% 12 3.1 12 H E ELLOGPM 1.0 68% 4.1 87% 4.0 74% 76% 9 3.0 9 H E ELLOGSD 1.0 69% 4.1 87% 4.1 75% 77% 11 3.1 11 H E EP3-M 1.6 79% 5.7 94% 4.5 79% 84% 17 3.9 17 H H EP3-ML 2.3 87% 6.4 96% 5.6 87% 90% 22 4.8 22 H H EP3-PWM 1.4 77% 5.2 93% 3.8 71% 80% 15 3.5 16 H H EP3-SDP 1.9 83% 5.7 94% 4.9 82% 86% 18 4.2 18 H H ELP3-M 2.2 86% 1.8 60% 3.9 73% 73% 5 2.6 3 H E ELP3-ML 2.4 88% 1.7 58% 3.9 73% 73% 4 2.7 4 H E ELP3-PM 1.7 81% 2.5 71% 4.3 76% 76% 8 2.8 6 H E ELP3SDP 2.9 91% 1.9 61% 4.9 82% 78% 13 3.2 15 H E ELP3-NT 1.9 83% 1.9 61% 4.0 74% 73% 3 2.6 1 H E ELP3-MM 2.5 89% 1.8 59% 3.9 73% 74% 6 2.7 5 H E ELN3-M 3.1 92% 4.2 88% 5.4 85% 89% 20 4.2 19 H H ELN3-ML 2.6 89% 5.8 95% 5.5 86% 90% 23 4.6 21 H H ELN3-PM 3.6 94% 9.5 99% 11.2 99% 97% 30 8.1 30 H H HLN3SDP 3.7 95% 5.9 95% 5.6 87% 92% 26 5.0 23 H H HLN3-KA 5.1 98% 1.6 54% 2.0 43% 65% 2 2.9 8 H E ELN3CS0 2.2 86% 10.2 99% 5.4 86% 90% 24 5.9 27 H H HGEV-M 1.9 83% 6.0 95% 5.1 84% 87% 19 4.3 20 H H EGEV-ML 1.2 72% 4.4 89% 4.0 74% 78% 14 3.2 14 H E EGEV-PM .9 66% 4.0 87% 3.6 70% 74% 7 2.9 7 H E EGEV-SD 1.1 70% 4.2 88% 3.9 73% 77% 10 3.1 10 H E EWAKEBY .9 97% 3.8 100% 3.2 93% 96% 29 2.6 2 H H H32


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.2.2. Van Gölü Havzasında YYP Frekans Analizi UygulamalarıDMİ Genel Müdürlüğü’nün işletmekte olduğu plüviyograflı yağmur rasat istasyonlarındanErciş, Gevaş, Tat<strong>van</strong>, <strong>ve</strong> Van’da kaydedilmiş 14 standart ardışık süreli YYP serileri ile YıllıkYağmur Pikleri Frekans Analizi programı çalıştırılmıştır. Bunlardan 45 yıllık donesi olan Vanistasyonunda programın nümerik çıktısı Çizelge-4’te, en uygun olasılık dağılımı ile eldeedilen şiddet-süre-tekerrür eğrileri de Şekil-2’de sunulmaktadır.33


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Çizelge 4. Van meteoroloji istasyonunda kaydedilmiş 14 ardışık standart süreli YYP serileriile frekans analizi çıktılarından bir kısmıDEVLET METEOROLOJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜVAN METEOROLOJİ İSTASYONUNDASTANDART ZAMANLARDA GÖZLENEN EN BÜYÜK YAĞIŞ DEĞERLERİ (mm)Gözlem DAKİKA SAATYılı 5 10 15 30 1 2 3 4 5 6 8 12 18 24-----------------------------------------------------------------------------------------2004 1.6 3.1 4.0 6.6 10.3 16.5 20.8 23.0 27.8 31.5 35.6 35.7 35.8 35.82003 5.1 6.7 9.0 13.9 15.1 15.1 15.1 15.1 15.1 15.1 15.1 15.1 21.8 25.72002 2.2 3.3 4.2 5.3 6.1 9.5 14.1 18.1 21.3 22.7 22.8 24.3 24.3 24.62001 4.0 6.5 9.0 15.3 19.4 21.5 21.5 22.3 23.1 23.7 23.8 28.1 29.0 30.02000 1.6 3.0 3.1 3.1 4.5 6.7 7.5 8.0 9.1 9.2 9.3 12.9 13.1 14.61999 2.8 3.9 4.5 4.7 7.3 10.6 13.6 15.2 16.6 17.4 20.1 27.3 35.8 40.31998 4.2 7.2 7.5 7.5 7.6 8.9 9.0 9.0 13.1 16.2 16.6 18.0 18.7 21.51997 *1996 7.1 10.1 14.3 16.4 20.1 22.2 22.4 22.4 22.8 23.2 24.7 25.3 25.3 27.41995 2.1 3.6 3.8 5.4 8.4 12.4 13.3 14.0 14.3 17.3 19.9 20.1 20.4 26.81994 3.3 4.9 6.6 10.3 12.4 13.6 18.4 20.0 23.8 26.9 27.8 28.1 33.4 33.51993 5.6 10.0 12.8 20.0 27.1 28.7 29.2 29.2 29.7 30.4 30.4 31.3 31.3 50.81992 2.3 3.4 3.5 4.6 8.2 14.9 18.4 20.6 21.9 23.5 23.6 23.9 39.5 49.91991 2.0 2.5 3.2 4.5 7.7 12.9 19.1 24.5 27.4 29.9 30.7 31.1 33.9 36.41990 4.0 4.4 5.3 5.8 7.7 10.9 13.6 14.5 15.3 19.3 22.4 23.1 23.1 38.31989 2.5 3.8 4.5 6.6 8.8 12.5 13.7 16.6 17.0 17.3 20.6 28.7 28.7 41.31988 3.3 5.8 6.9 7.4 10.2 15.2 15.4 15.4 15.4 17.3 18.2 22.1 25.5 26.71987 5.0 6.0 7.0 7.8 7.9 8.0 10.7 14.9 16.0 16.0 16.0 19.6 23.7 33.91986 3.0 4.8 5.5 7.1 7.7 8.3 8.3 8.3 8.4 8.4 8.7 12.0 12.3 19.71985 6.4 10.0 11.6 11.6 11.6 12.3 12.5 12.5 12.5 14.3 14.7 14.4 14.4 21.21984 *1983 2.5 5.0 5.5 6.0 9.5 16.2 22.5 25.0 26.7 26.8 26.8 26.8 26.8 27.91982 7.0 7.4 7.4 7.4 7.4 7.5 8.7 10.8 10.9 10.9 12.8 15.2 22.8 30.41981 9.7 14.7 14.9 17.0 18.1 18.1 18.1 18.1 18.1 18.1 20.1 30.1 45.3 60.21980 2.5 4.7 6.2 7.8 9.7 15.3 15.3 15.3 15.3 15.3 15.3 15.3 15.3 20.11979 4.3 5.6 6.1 8.0 10.1 11.6 11.6 13.6 15.3 16.2 16.2 16.4 20.9 20.91978 3.5 4.2 4.6 5.3 6.3 10.3 11.0 14.0 14.1 14.1 16.4 16.6 18.6 26.51977 2.0 2.3 2.8 4.0 5.0 7.5 8.5 9.0 9.9 10.1 10.3 10.4 10.4 15.11976 8.7 11.6 12.2 15.0 20.3 20.4 20.6 20.6 20.6 20.6 21.8 26.1 36.3 36.31975 *1974 10.2 14.6 17.2 19.9 21.9 21.9 21.9 21.9 21.9 21.9 23.3 24.3 24.3 24.31973 6.9 7.5 7.5 7.5 9.8 14.5 16.0 17.1 19.5 20.5 21.0 24.7 25.3 27.71972 8.2 8.5 9.2 9.4 9.7 10.6 12.2 12.4 13.6 14.1 15.7 15.7 15.7 15.71971 2.0 2.6 2.8 4.0 9.3 17.1 23.3 25.0 26.6 27.8 28.5 28.5 28.5 28.51970 3.0 5.0 5.8 6.2 9.8 10.4 10.9 11.1 12.2 14.3 16.2 18.3 20.3 20.31969 2.0 3.8 4.3 7.5 9.5 12.5 14.8 15.2 15.5 15.5 15.5 15.5 21.6 28.81968 4.0 6.0 6.8 8.5 9.0 11.8 15.1 19.2 20.1 20.6 20.6 21.2 22.2 23.01967 7.5 9.2 9.6 11.4 13.0 17.0 17.8 19.4 19.7 20.0 24.1 25.1 25.6 34.21966 *1965 2.5 3.0 4.5 5.2 6.7 8.5 9.5 9.9 11.0 11.6 14.5 17.7 20.3 24.51964 2.2 3.5 4.0 5.5 9.5 11.5 11.8 12.1 12.4 13.0 13.6 14.3 21.5 28.71963 2.5 3.7 4.0 4.2 6.5 12.0 14.2 16.2 16.6 17.0 17.9 19.1 21.1 28.21962 2.0 3.0 4.2 6.5 9.0 14.0 15.2 16.8 18.4 21.7 23.0 27.0 30.2 30.21961 2.0 2.2 2.8 4.5 6.0 10.0 11.0 13.5 15.1 16.6 17.6 22.5 23.6 23.61960 1.5 2.5 3.0 5.0 7.5 12.7 12.7 13.8 16.3 18.3 22.1 24.1 34.8 38.01959 4.0 6.0 8.0 10.5 15.0 18.0 20.4 21.6 21.8 22.8 23.0 33.7 39.6 40.41958 3.8 4.0 4.2 5.0 6.0 10.0 10.9 13.8 17.3 19.8 21.3 26.3 28.8 28.81957 10.0 10.0 20.0 28.0 31.5 31.7 31.7 31.7 31.7 31.7 31.7 31.7 31.7 34.71956 6.0 6.5 7.0 7.5 7.7 8.2 11.2 13.6 15.6 16.3 18.0 19.6 27.4 27.914 ARDIŞIK STANDART SÜRELİ YILLIK YAĞMUR PİKLERİ SERİLERİNİN İSTATİSTİKLERİ:DAKİKASAAT5 10 15 30 1 2 3 4 5 6 8 12 18 24------------------------------------------------------------------------------------------N 45 45 45 45 45 45 45 45 45 45 45 45 45 45Ort. 4.2 5.8 6.9 8.7 10.9 13.8 15.4 16.8 17.9 19.0 20.2 22.4 25.5 29.9Enbüy 10.2 14.7 20.0 28.0 31.5 31.7 31.7 31.7 31.7 31.7 35.6 35.7 45.3 60.2St.S. 2.5 3.1 4.0 5.2 5.8 5.4 5.4 5.5 5.6 5.9 6.0 6.3 7.8 9.4Var.K. .59 .54 .58 .60 .53 .39 .35 .33 .31 .31 .29 .28 .30 .31Çar.K. 1.06 1.25 1.52 1.83 1.87 1.42 .97 .65 .59 .49 .39 .05 .33 1.03Ort.lg 1.28 1.63 1.80 2.03 2.29 2.56 2.68 2.77 2.84 2.90 2.96 3.07 3.19 3.35S.S.lg .55 .50 .51 .50 .44 .35 .34 .33 .32 .32 .31 .30 .32 .30Ç.K.lg .36 .32 .48 .71 .87 .42 .16 -.13 -.11 -.30 -.49 -.44 -.52 .0234


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN METEOROLOJİ İSTASYONUNDA GÖZLENMİŞ SERİLER ÜZERİNDEKİ-KARE, KOLMOGOROV-SMIRNOV, <strong>ve</strong> OLASILIK POZİSYONU KORELASYON KATSAYISI (PPCC)UYGUNLUK TESTLERİ DEĞERLENDİRMESİNE GÖRE UYGUN BULUNAN GUMBEL-OAM DAĞILIMI İLEARDIŞIK STANDART SÜRELİ YILLIK YAĞIŞLARIN YİNELENME DEĞERLERİ:Tekerrür DAKİKA SAATPeryodu 5 10 15 30 1 2 3 4 5 6 8 12 18 24------------------------------------------------------------------------------------------2 4.2 5.3 6.1 7.6 9.6 12.2 14.0 15.4 16.6 17.7 19.5 22.4 25.8 28.55 6.8 8.2 9.2 11.2 13.7 16.9 19.0 20.8 22.2 23.5 25.6 29.1 33.0 36.110 8.4 10.1 11.3 13.6 16.4 19.9 22.4 24.3 25.9 27.3 29.7 33.4 37.7 41.125 10.5 12.5 13.9 16.6 19.9 23.9 26.6 28.8 30.6 32.1 34.8 39.0 43.7 47.450 12.1 14.3 15.8 18.8 22.4 26.8 29.8 32.1 34.0 35.7 38.6 43.1 48.1 52.1100 13.7 16.1 17.8 21.0 24.9 29.6 32.9 35.4 37.5 39.3 42.4 47.1 52.5 56.7200 15.2 17.9 19.7 23.2 27.4 32.5 36.0 38.7 40.9 42.9 46.1 51.2 56.9 61.4500 17.3 20.2 22.2 26.1 30.7 36.3 40.1 43.0 45.4 47.5 51.1 56.6 62.7 67.51000 18.8 22.0 24.1 28.3 33.2 39.2 43.2 46.3 48.9 51.1 54.8 60.6 67.1 72.12000 20.4 23.8 26.0 30.5 35.8 42.0 46.3 49.5 52.3 54.6 58.6 64.7 71.5 76.85000 22.4 26.1 28.6 33.4 39.1 45.8 50.4 53.9 56.8 59.3 63.5 70.0 77.2 82.910000 24.0 27.9 30.5 35.6 41.6 48.7 53.4 57.1 60.2 62.8 67.2 74.0 81.6 87.51000VAN DMI METEOROLOJİ İSTASYONU YAĞIŞ ŞİDDET-SÜRE-TEKERRÜR EĞRİLERİ( GUMBEL-OAM Dağılımı ile)Yağış Şiddeti, (mm/saat)100101000 YIL500 YIL200 YIL100 YIL50 YIL25 YIL10 YIL5 YIL2 YIL11 10 100 1000 10000Yağış Süresi, (Dakika)Şekil 2. Van meteoroloji istasyonunda kaydedilmiş standart süreli YYP serileri frekans analizindeen uygun dağılım ile şiddet-süre-tekerrür eğrileri3. SONUÇLARKonuyla ilgili süregelen literatür takibi <strong>ve</strong> çalışmalar sonucu, güncel istatistik yöntemleriiçeren yıllık taşkın pikleri (YTP) frekans analizi için <strong>ve</strong> 14 ardışık standart süreli yıllıkyağmur pikleri (YYP) frekans analizi için bilgisayar programları kodlanmıştır. Bu programlar,Van Gölü Havzasında, kayıt süreleri 15 ile 45 yıl arası olan ölçülmüş kaydedilmiş birkaç YTP<strong>ve</strong> YYP serilerine uygulanmıştır. 5 adet ARİ’daki YTP serilerine uygulanmasında, uygunluktestlerine göre, parametreleri momentler yöntemiyle hesaplanmış LN2, Gumbel, <strong>ve</strong> LP3dağılımlarının daha başarılı olduğu kanaatine varılmıştır. 4 adet istasyondaki YYP serilerineuygulanmasında, uygunluk testlerinin ağırlıklı sonucuna göre Tat<strong>van</strong> <strong>ve</strong> Van istasyonlarında,parametreleri OAM yöntemiyle hesaplanmış Gumbel dağılımı, Gevaş’ta parametreleri MOyöntemiyle hesaplanmış Gumbel dağılımı, Erciş’te de parametreleri KBOAM yöntemiylehesaplanmış GED dağılımı en uygun dağılımlar olarak bulunmuştur.35


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.4. KATKI BELİRTMEBu <strong>bildiri</strong>de yararlanılan bilgisayar programlarından YYP Frekans Analizi Programı,TÜBİTAK destekli 106Y192 kod nolu araştırma projesinin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bu<strong>bildiri</strong> çalışmasında kullanılan Van Gölü Havzasındaki YTP doneleri DSİ Genel Müdürlüğüteknik personeli Met. Y. Müh. Nurullah Sezen tarafından, YYP doneleri de DMİ GenelMüdürlüğü teknik personeli Zir. Müh. Alaattin Uğurlu tarafından sağlanmıştır.5. KAYNAKLARBenzeden, E. (2001) Standart Süreli Maksimum Yağışların Frekans Analizinde KarşılaşılanSorunlar. III. Ulusal Hidroloji Kongresi Bildiriler Kitabı, s: 11–18, 27–29 Haziran2001, Dokuz Eylül Üni<strong>ve</strong>rsitesi, İzmir.Chow, V.T.; Maidment, D.R.; and Mays, L.W. (1988) Applied Hydrology. McGraw-Hill,N.Y.Cunnane, C.(1989) Statistical Distributions for Flood Frequency Analysis. WMO OperationalHydrology Report No.33. World Meteorological Organization, Geneva, Switzerland.DSİ (1990) Türkiye Maksimum Yağışları Frekans Atlası, Cilt I Noktasal Yağışların FrekansAtlası. DSİ Genel Müdürlüğü, Etüd <strong>ve</strong> Plan Dairesi Başkanlığı, Ankara.Haktanır, T. (1982) Taşkın frekans analizi için paket program. DSİ Teknik Bülteni, 53, 48-57.Haktanır, T. (1990) A few distributions compiled together for flood frequency analysis.Tübitak, Doğa Bilim Dergisi, Seri B, 14(1), 146-165.Haktanır, T. (1991a) Statistical modelling of annual maximum flows in Turkish ri<strong>ve</strong>rs.Hydrological Sciences Journal, 36(4), 367-389.Haktanır, T. (1991b) Practical computation of gamma frequency factors. HydrologicalSciences Journal, 36(6), 599-610.Haktanır, T. (1992) Comparison of various flood frequency distributions using annual floodpeaks data of ri<strong>ve</strong>rs in Anatolia. Journal of Hydrology, 136(1-4), 1-31.Haktanır, T. (2003) Di<strong>ve</strong>rgence criteria in extreme rainfall series frequency analyses.Hydrological Sciences Journal, 48(6), 917-937.Haktanır, T. (2006) Gözlenmiş Yıllık Taşkın Pikleri Örnek Serilerinin Frekans Analizi içinPaket Program. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, 10-12 Mayıs 2006, I. Ulusal TaşkınSempozyumu Tebliğler Kitabı, 303-315.Haktanır, T.; Ardıçlıoğlu, M.; Kişi, Ö.; Öztürk, Ö.; Uğurlu, A. (2007) 5 dakikadan 24 saatekadar 14 ardışık süreli yıllık yağmur pikleri ölçülmüş serilerinin frekans analizi <strong>ve</strong>derinlik-süre-tekerrür ilişkisi. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, 10-14 Eylül 2007,III. Ulusal Su Mühendisliği Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 209-220.Natural Environment Research Council (NERC) (1975) Flood Studies Report, Volume I,Hydrological Studies. NERC, London, UK.Özdemir, H. (1978) Uygulamalı Taşkın Hidrolojisi. DSİ Genel Müdürlüğü Yayın no: 873,DSİ Basım <strong>ve</strong> Fotofilm İşletme Müdürlüğü, Ankara.Öztekin, T. (2006) A Model for Estimating the Parameters of Continuous Distributions.Ümit Ofset Matbaacılık, Ankara.Porras Sr., P.J. & Porras Jr., P.J. (2001), New perspecti<strong>ve</strong> on rainfall frequency cur<strong>ve</strong>s.Journal of Hydrologic Engineering, ASCE, 6(1), 82–85.Rao, A.R & Hamed, H.H. (2000), Flood Frequency Analysis. CRC Pres, Boca Raton, FA,USA.USGS (1982) Guidelines for Determining Flood Flow Frequency. Bulletin 17-B. HydrologySubcommittee, USGS, Office of Water Data Coordination.36


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN AKİFERİNİN HİDROJEOLOJİSİ VE VAN GÖLÜNDENSODALISU GİRİŞİMİHalil Murat ÖZLERİstanbul Üni<strong>ve</strong>rsitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Avcılar Kampüsü,34825, İstanbulÖZ: Van gölünün doğusunda yer alan Van ova akiferi 11 km genişliğinde, 14 kmuzunluğunda <strong>ve</strong> yaklaşık 90 km 2 lik bir yüzey alanına sahiptir. Akiferin üzerinde ise Van iliyerleşimi bulunmaktadır. Pliyo-Kuvaterner yaşlı Van gölü formasyonundan oluşan akifer, birkıyı ovası akiferi niteliğindedir. Birim zayıf çimentolu mavi plastik kil ara katmanlı kum <strong>ve</strong>çakıl ardalanmasından oluşmuştur. Alt akifer <strong>ve</strong> üst akifer olmak üzere genel olarak ikikısımdan oluşan akiferin toplam kalınlığı 150 m dir. Akiferin katman eğimleri yaklaşık 15-30 0 olup Van gölüne doğrudur. Van akiferini çevreleyen 480 km 2 lik havza için hazırlanan subütçesine göre, yıllık toplam yağış miktarı 135 milyon m 3 , havzayı drene eden 7 derenin yıllıktoplam akım miktarı 41 milyon m 3 , buharlaşma-terleme miktarı ise 87 milyon m 3 tür.Yeraltısularının 2.5 milyon m 3 ünden sondajlarla yararlanırken, kalan 4.5 milyon m 3 ü Vangölüne boşalır. 33 kuyudan düzenli olarak 3 ayda bir yapılan ölçümlere göre, yeraltısuyu akımyönü doğudan batıya doğrudur, yeraltısu seviyesi ise topografyaya paralel olarak azalır. Üstkesimlerinde serbest nitelikte olan akifer, Van gölüne doğru üstteki kil katmanlarınınkalınlaşması ile basınçlı bir karakter kazanır. Yeraltısuyu en yüksek seviyesine Mart-Nisanaylarında, en düşük seviyesine ise Temmuz-Ağustos aylarında ulaşmaktadır. İncelemealanındaki 46 kuyudan düzenli olarak üç ayda bir su numuneleri toplanarak analiz edilmiştir.Buna göre yeraltısuyu sıcaklığı 10-15 o C arasında değişen soğuk sulardır. TDS değeri 300-800 mg/l arasında değişen tatlı sular sınıfındadır. pH değeri 7-9.8 arasında değişen alkali sularsınıfındadır. Yeraltısuları genellikle Mg–HCO 3 tipi sulardır. Ayrıca, akifer tuzlanma <strong>ve</strong>kirlenme tehditleri altındadır; Van gölünden Van akiferine doğru tuzlusu girişimi başlamıştır.Şehir çöplüğü, Sıhke gölü <strong>ve</strong> Akkökprü deresi ise akiferi kirleten ana etkenlerdir.Anahtar Sözcükler: Kıyıovası akiferi, hidrojeoloji, yeraltısuyu, tuzlusu girişimi, kirlenme1. GİRİŞİnceleme alanı, Doğu Anadolu bölgesindeki Van Gölü havzası içerisinde yer alan Van ili <strong>ve</strong>yakın çevresini kapsamaktadır (Şekil 1). Van havzası güneyden doğu-batı uzanımlı Erek dağı3204 m, batıda ise Van gölü ile sınırlanır. Van gölü (1648 m) üzerinde yer alan bu alaniçerisinde ki havzanın yükseltisi, 1646 ile 3204 metre yükseltileri arasında olup ortalama 2000m dir. Havzanın drenaj alanı ise 480 km 2 dir. Bölgenin morfolojisi yapıyı <strong>ve</strong> litolojik farklılığıçok iyi yansıtmaktadır. Dik Erek dağı Volkanik kayaçlar ile temsil edilir. Az yay<strong>van</strong> tepeleri<strong>ve</strong> düzlükleri kolay aşındırılan sedimenter <strong>ve</strong> ofiyolitik kayaçlardan oluşmaktadır.Van havzası <strong>ve</strong> akiferi doğu Anadolu da 43 o 53” ile 43 o 69” doğu boylamları ile 38 o 54” ile38 o 69” Kuzey enlemleri arasında yer alan inceleme alanı K-50/51 (1/100 000) paftalarındabulunmaktadır. İnceleme alanı doğudan batıya dar bir alanda Van gölüne doğru uzanır.Akköprü <strong>ve</strong> Kurubaş dereleri havzayı drene eden en önemli akarsulardır. İnceleme alanınıçevreleyen en önemli yükseltiler; Kuzeyde; Kalecik T. (1951 m), Şahbağ T. (1986 m), OğlakT. (2149 m), Ziyaret T.(2095 m), doğuda; Beyaz T. (2140 m), Küçük Erek Dağı (3150 m),Büyük Erek Dağı (3204 m), güneyde; Yayla T. (2588 m), Akarbakar T.(2339 m), Navroz T.(2374 m), Köroğlu T. (2794 m), Yaltepe (2750 m) <strong>ve</strong> B. Güney T. (2701 m) dir. İnceleme37


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.alanı Batıda ise Van gölüyle (1648 m) sınırlanmaktadır. Bu çalışmanın amacı Jeolojik,hidrolojik <strong>ve</strong> hidrojeolojik yöntemler kullanarak, Van akiferinin yayılım <strong>ve</strong> derinliğininsınırlarını saptamak, geçirimli <strong>ve</strong> geçirimsiz litolojilerin ayırtlayarak hidrolik parametrelerinibelirlemek, akiferin Van gölüyle ilişkisini <strong>ve</strong> akiferdeki tuzlanmanın nedenlerini araştırarakakiferde su kalitesine <strong>ve</strong> kirlenmesine etki eden faktörleri tespit etmek <strong>ve</strong> boyutlarınısaptamaktır.76ÇamaklıErçek gölü74Irgat72KalecikDereüstü70Dereüstü686664626058VAN GÖLÜ13KalecikBeyüzümü167172423S I HKEGÖLETİ18İskele194315 14254521 225 6İskele D .Kale SolKale Sağ1233 427Akköprü D .5Van kalesiKurubaş D.48614620121334339 10 3727 3511 4028KurubaşKavurmaVAN81431 323836394130262942BostaniçiKe<strong>ve</strong>nliKıratlı15ErekDağı3186mıKavuncu9Gö<strong>ve</strong>lekGölüTurnaGöl56Bakacık 101211YedikiliseAÇIKLAMALARKuyuDeğirmen D.Kaynak54ElmalıDoğanlarAkarsu52Yerleşim alanıKmTaşkonak5050 52 54 56 58 60 62 64 66 68 70 72 74 76 78 80Şekil 9 Van havzasının lokasyon <strong>ve</strong> hidroloji haritası; akarsular, kaynaklar, kuyular <strong>ve</strong> drenaj alanları2. GENEL JEOLOJİİnceleme alanında, Mesozoyik yaşlı volkanitler <strong>ve</strong> Tersiyer yaşlı sedimenter kayaçlaryeralmaktadır. Genelleştirilmiş stratigrafik istifte; Allokton konumlu Üst Kretase yaşlıYüksekova karmaşığı tabanda andezit, andezitik tüf, dasit, dasitik tüf, diyabaz, bazaltandezitikbazalt <strong>ve</strong> çamurtaşlarıyla temsil edilmektedir. Birimin üst kesiminde bindirmeliolarak, metabazalt, metadiyabaz, serpantinleşmiş harzburgit gelmektedir. Yüksekovakarmaşığının üzerinde stratigrafik olarak allokton konumlu Orta Eosen-Alt Miyosen yaşlıKırkgeçit formasyonu yer alır. Fakat inceleme alanında Yüksekova karmaşığı Kırkgeçitformasyonu üzerine bindirmelidir. Birim konglomera, kumtaşı <strong>ve</strong> çamurtaşı ardalanmasıylatemsil edilmektedir. Bu birimin üzerine tektonik bindirmeli olarak Paleosen yaşlı Toprakkaleformasyonunun fosilli kireçtaşları gelmektedir. Kırkgeçit <strong>ve</strong> Toprakkale formasyonlarıüzerine Üst Miyosen yaşlı Kurtdeliği formasyonunun jipsli kumtaşları gelmektedir. Pomza <strong>ve</strong>marnlardan oluşan Alaköy formasyonu ise Kurtdeliği formasyonu üzerine uyumsuz olarakgelir. Bütün birimlerin üzerine diskordan olarak <strong>ve</strong> 1850 m kot yükseltisinin altındakikesimlerde, Vangölü formasyonu yerleşir. İnceleme alanında Van ovasını kapsayan <strong>ve</strong> anaakiferi oluşturan Van gölü formasyonu, Pliyosenden başlayarak göl ortamında oluşur <strong>ve</strong>yaklaşık 150 m kalınlığına sahip gevşek tutturulmuş çakıl, kum <strong>ve</strong> kil katmanlarınınardalanmasından oluşur. Kuvaterner de ise akarsu <strong>ve</strong> göl çökelleri Van gölüne paralel olarakmostra <strong>ve</strong>rirler. Kurubaş <strong>ve</strong> Akköprü dereleri boyunca ise dar bir koridor şeklinde alüvyonçökelleri yeralır.38


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.3. HİDROLOJİVan havzasının hidrolojik özelliklerinin aydınlatılması amacıyla; önce havza içindeki sunoktaları (göl, akarsu, kuyu <strong>ve</strong> kaynaklar) belirlenmiş <strong>ve</strong> hidroloji haritası oluşturulmuştur(Şekil 1). Sonra havza içinde <strong>ve</strong> dışında yeralan hidrometoroloji istasyonlarının <strong>ve</strong>rilerikullanılarak yağış, buharlaşma <strong>ve</strong> akış parametreleri hesaplanmış <strong>ve</strong> tüm bu <strong>ve</strong>rilerdenyararlanarak havzanın su bilançosu hazırlanmıştır. Komşu havzalarla olan hidrolojik ilişkininbelirlenmesine çalışılmıştır.3.1. Göllerİnceleme alanının batısında Van gölü (1648m- 3650 km 2 ) kuzey doğusunda Erçek gölü (1803m-94.5 km 2 ), doğusunda Gü<strong>ve</strong>lek gölü (2225 m-0.55 km 2 ) <strong>ve</strong> güney doğusunda Turna (Keşiş)gölü (2544m-7.04 km 2 ) yeralır. DSİ tarafından göllerin seviye değişimleri düzenli olarakölçülmektedir. Van akiferinin üst kesiminde ise DSİ tarafından yapılmış olan Sıhke göleti(1810m-1 km 2 ) yeralmaktadır (Şekil 1). Van akiferi Van gölü <strong>ve</strong> Sıhke göleti ile direktilişkidedir. Sıhke göleti akiferi beslemekte, havzadaki yeraltı <strong>ve</strong> yüzey suları ise Van gölünübeslemektedir.İnceleme alanının batısında yer alan <strong>ve</strong> bütün akarsuları drene eden dünyanın en büyük tuzlu(NaHCO 3 -sodalı) gölü yer almaktadır (Şekil 1). Yüzey alanı 3500-3650 km 2 civarındadeğişen Van gölü oldukça geniş bir drenaj alanına (12500 km 2 ) sahiptir. Bu alandan iriliufaklı 101 adet akarsu Van gölüne boşalmaktadır. Gölden bir çıkış yolu bulunmamaktadır.Gölün ortalama derinliği 200-300 m civarında <strong>ve</strong> en derin noktası Adilcevaz yakınında 451 molarak ölçülmüştür. Van gölünde su seviyesi 1969 yılından beri yaklaşık olarak 1648-1650 marasında değişmekte <strong>ve</strong> giderek artış göstermektedir. Van gölünün yıllara göre değişimgösteren su seviyesi 1996-97 yıllarında 1650 m’ye ulaşmışken, 2001 yılında ortalama 1648m’ye gerilemiştir. İnceleme dönemine ilişkin ölçümler Şekil 2 ‘de gösterilmiştir. 1987-1997yılları arasındaki 10 yıllık bir dönemde Van gölünün su seviyesinde yaklaşık 2 m lik önemlibir artış gözlenmektedir. 1998 den 2001 yılına kadar ise seviyede bir düşme gözlenmektedir.1651) 1650.5(mtu 1650okis 1649.5eiy<strong>ve</strong> 1649SlöG1648.5MIN LLMAX LL16481647.5Yıllar1970 1975 1980 1985 1990 1995 2000 2005Şekil 10 Van gölü su seviyesinin yıllara göre maksimum <strong>ve</strong> minimum değişimleri39


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Erç e k GGö<strong>ve</strong>lek G13 km 2 90 km 2VAN GÖLÜSıhkeGöleti70 km 220 km 240 km 250 km 290 km 2Tu rna GŞekil 11 Van havzasını drene eden akarsular ,drenaj alanları <strong>ve</strong> göller3.2. Akarsular <strong>ve</strong> Akım <strong>ve</strong>rilerinin analiziİnceleme alanında havzayı drene eden <strong>ve</strong> Van gölüne boşalan 7 dere bulunmaktadır. Bunlar;Kaynaklar dere (1), Değirmen (2), Kurubaş (3), Akköprü (6), <strong>ve</strong> İskele mahallesi (7)dereleridir (Şekil 3). Bu derelerin drenaj alanlar sırasıyla; 50 km 2 , 20 km 2 , 90 km 2 , 160 km 2<strong>ve</strong> 13 km 2 dir. Van havzasının toplam drenaj alanı 480 km 2 dir. Bunun yanı sıra Van Kalesibölgesinde çıkan kaynakların oluşturduğu derelerin ölçümleri de yapılmıştır. Bunlar Kale sol(4), <strong>ve</strong> Kale sağ (5) bölgesindeki kaynakların oluşturduğu derelerdir. Bu derelerin sularıgenellikle tarla <strong>ve</strong> bahçe sulamasında kullanılmaktadır. Akarsuların yıllık ortalama akımmiktarı 1.5 m 3 /s ‘ye ulaşmaktadır. Bu derelerin akımları da sırasıyla; 0.112 m 3 /s <strong>ve</strong> 0.114 m 3 /sdir. Akarsu akımları, yağışlara bağlı olarak, Ekim-Kasım aylarından itibaren yükselerek,Şubat-Mart aylarına doğru maksimum debiye ulaşır.3.3. KuyularVan ovasında açılmış olan 46 kuyu tek tek tespit edilmiştir (Şekil 1 <strong>ve</strong> Çizelge 1), fakat bukuyuların çoğunun kuyu litolojisini gösteren kesiti (kuyu Log’u) bulunamamıştır. Akifer’denen fazla yeraltısuyu belediyeye ait 8 kuyudan çekilmektedir. Bu kuyulara ilişkin Vanbelediyesi Su işletme şefliğinden şifahi bilgiler alınabilmiştir. Ovada diğer önemli yeraltısuyukullanan müesseseler ise DSİ, Köy hizmetleri, İller bankası, Et <strong>ve</strong> balık kurumu, Havaalanı,Askeri tesisler, hastaneler <strong>ve</strong> petrol istasyonlarıdır. Ayrıca yeraltısu seviye ölçümleri ayda birolmak üzere DSİ’nin yardımıyla alınabilmektedir. Ancak diğer kurumların kuyularındanseviye ölçümü yapılamamış <strong>ve</strong> su örneği alınamamıştır. Buna rağmen akiferi temsil edeceksayıda ki 33 adet kuyudan ayda bir seviye ölçümü alınmıştır (Özler,2003). Kuyulara ilişkinkoordinat bilgileri, hidrolik özellikler <strong>ve</strong> bu kuyulara ait yeraltısuyu ölçümleri de <strong>ve</strong>rilmiştir.Van akiferinin yeraltısuyu haritası Haziran-2001 <strong>ve</strong>rilerine göre hazırlanmıştır (Şekil 1). Buharitaya göre yeraltısuyu seviyesi doğudan batıya, güney batıya doğru, topografyaya bağlıolarak azalmaktadır. İnceleme alanında bulunan 46 kuyunun toplam akım miktarı 780 l/solarak hesaplanmıştır. Bu da yeraltısularından bir yılda maksimum faydalanma miktarının24.5 x 10 6 m 3 /yıl olduğunu göstermektedir. Ayrıca Özler (2001) tarafından daha önce yapılanyeraltısuyu gözlemleriyle uyumlu olduğu <strong>ve</strong> fazla bir düşümün olmadığı gözlenmiştir.40


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.NoÇizelge 1. Van ovasındaki sondaj kuyuları <strong>ve</strong> hidrolik özellikleriSıcaklıkStatik DinamikKuyuKot Enlem BoylamTarih 0 Derinlik (m)CSev.(m) Sev.(m)Debil/sSuKalitesi1 Kale-Kuyu 2000 1650 53.77 62.37 15.6 5 1 3 C 3 S 12 Zıraat-I 1657 53.84 61.58 16 20 10 C 3 S 13 Zıraat-II 1655 54.19 60.15 16.2 20 10 C 3 S 14 Edremit sok (ev) 1656 54.76 60.83 13.8 30 5,5 8,5 20 C 3 S 15 VAN-Yüniplik 1994 1656 54.64 58.49 15.2 24 1 3 10 C 3 S 16 HAVAALANI 1660 54.78 59.23 18.3 70 3,5 20 C 3 S 17 HA-Harakat 1659 54.50 58.99 14.7 20 1,2 1,5 0.5 C 3 S 18 HA-Helikopter 1661 54.71 59.74 16.8 45 2,5 3 10 C 2 S 19 DSİ 2.KAPI 1678 56.35 60.12 14.5 80 18,7 28,8 25 C 3 S 110 YSE-bölge 1975 1680 56.83 60.30 15.4 40 13,4 29,7 10,5 C 3 S 111 Kundura fab 1977 1680 58.55 59.94 15.1 100 3,8 18 45 C 2 S 112 Kantarcıoglu-otoyıka 1681 58.23 62.81 14.5 8 3,5 4 5 C 3 S 113 Araştirma-Hastanesi 1700 58.57 62.78 14.5 80 8 15 10 C 3 S 114 VAN-Süt 1654 53.82 64.92 14.8 62 18 C 3 S 115 İskele-Artezyen 1963 1650 53.41 64.85 14.4 117 +2 7,2 17.3 C 2 S 116 10881 1968 1670 53.68 66.94 15.3 105 8.2 14,76 70 C 3 S 117 Ener-Enerji 2000 1672 56.74 66.47 16.1 95 10 C 3 S 118 Beyaz Petrol 1670 57.53 66.01 20.5 60 2 C 2 S 119 Et-Balık 1675 58.21 65.24 16.1 110 70 C 3 S 120 Karayolları 1956 1680 58.08 63.38 15.1 112 8,3 13,1 25 C 2 S 121 Otogar-I 1683 58.30 63.90 15.3 100 13,2 18 25 C 3 S 122 Otogar-II 1683 58.57 63.80 14.3 100 13 18 25 C 2 S 123 Biriketçi-Keson 1720 59.87 66.56 18.7 4 2 1 C 3 S 124 Sıhke-keson 1725 59.60 66.42 16.9 5 2 1 C 3 S 125 Marman-Belediye 1758 63.27 64.81 16 123 20 28 30 C 2 S 126 Belediye 1673 64.25 65.44 14.8 125 18,3 30,5 25 C 2 S 127 DSI-Harabe mah 1685 57.99 60.22 15.4 130 23,1 24,65 24 C 3 S 128 Askeri kışla 1720 59.64 59.76 15.3 65 16.5 25 5 C 3 S 129 Sıhke-sahıs-I 1750 63.72 63.42 15.3 124 22 20 C 3 S 130 DSİ 1740 62.77 63.14 15.3 25,1 29 22 C 2 S 131 Sağlık Müd 1709 60.58 63.12 14.8 48 12,4 14,8 8 C 3 S 132 İl-jandarma 1729 61.42 63.35 15.3 56 2 6,30 15 C 2 S 133 DSİ-lojman 1962 1715 59.69 63.26 13.6 98 22,5 25 24 C 2 S 134 Kaya-petrol 1700 59.03 63.42 15.3 84 12 C 3 S 135 İsmail-EV 1670 58.68 60.29 14.3 34 6,4 7,5 5 C 2 S 136 Komando taburu 1720 62.22 63.49 20.5 8 3,5 14 C 2 S 137 Hacıbekir-mezarlık 1962 1675 60.12 60.58 16.1 80 14,3 26,1 20 C 2 S 138 DSI-Yenimah 1962 1673 61.53 61.83 15.1 124 26 30,2 18 C 2 S 139 DSİ 1725 62.17 62.37 15.3 94 15 C 2 S 140 DSİ 1700 59.17 60.07 14.3 100 20 C 2 S 141 Belediye-Esenler 1745 62.60 63.40 18.7 75 24 32 C 2 S 142 Sıhke-sahıs-II 1751 63.95 63.61 16.9 98 29 32,5 20 C 2 S 143 Sehit okulu 1653 53.61 64.90 16 65 +1 1 C 2 S 144 Un Fb 1680 55.13 65.27 14.8 30 8 4.5 C 2 S 145 Askeri Hastane 2000 1671 56,43 64,30 15.1 82 15 C 2 S 146 Royal market 2002 1700 55,61 59,84 15.3 30 4 12 C 2 S 13.4. Hidrolojik BilançosuHavzanın küçük (480 km 2 ) olması dolayısıyla, bu çalışmada yalnızca basit hidrolojik bilançoyaklaşımı uygulanacaktır. Basit yağış-buharlaşma-akış ilişkisiyle tanımlanabilecek olan buyaklaşım:41


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.P Yağış = ETr + Sr + Q Kuyular + Q Göle boşalım (1)eşitliğine dayanmaktadır. Burada P yıllık toplam yağış (mm); ETr, Gerçek buharlaşmaterleme;Sr Yüzeysel akış; Q kuyular, kuyularla bir yılda çekilen toplam su miktarı; <strong>ve</strong> Q göleboşalım, Van akiferindeki yeraltısularının Van gölüne yıllık toplam boşalımı miktarı olaraktanımlanmıştır. Havzalarının su bilançolarının hazırlanmasında en yaygın kullanılanyöntemdir. Yıllık toplam yağışın hesaplanmasında, Aritmetik ortalama <strong>ve</strong> Thissen poligonyöntemiyle hesaplanan yağış değeri 405 mm dir. Yıllık Potansiyel buharlaşma değeri 1000mm dir. Gerçek buharlaşma değeri ise Turc metodu ile 260 mm olarak hesaplanmıştır.İnceleme alanındaki 46 sondaj kuyusundan çekilen yeraltısuyu miktarı 0.78 m 3 /s dir. Vangölüne boşalım miktarı ise (1) no lu eşitlik kullanılarak, Q Göle boşalım = P Yağış – (ETr +Sr+Q kuyular ) formülünden hesaplanacaktır. Bu durumda, akiferden Van gölüne boşalanyeraltısuyu miktarı en az 0.14 m 3 /s <strong>ve</strong> yıllık toplam boşalım miktarı ise 4.4 10 6 m 3 /yıl olarakhesaplanmıştır (Çizelge 2). Van havzası, tabanda Kırkgeçit formasyonunun çamurtaşları <strong>ve</strong>Yüksekova karmaşığının geçirimsiz ofiyolitleriyle sınırlanması nedeniyle içe yönelikbeslenme yoktur <strong>ve</strong> tüm sular Van gölüne boşalmaktadır(Şekil 1).Çizelge 2 Van havzasının su bilançosuSu bütçesi parametreleri Bütçe(m 3 /s) Bütçe (m 3 )Drenaj alanı 480 Km 2Yağış (poligon <strong>ve</strong> art.ort yöntemleriyle) 405 mm 194.40 x10 6Gerçek buharlaşma-terleme (TURC) 260 mm 124.80 x10 6Yüzey Akımı 1.30 41.00 x10 6Yeraltısularından Faydalanma ( 46 Kuyu) 0.78 24.57 x10 6Van gölüne yeraltısuyu boşalımı -∆Q - 0.14 - 4.40 x10 64.HİDROJEOLOJİVan havzasındaki litolojik birimlerin geçirimlilik özellikleri; arazide yapılan gözlemler,kaynaklardan boşalımlar <strong>ve</strong> kuyu <strong>ve</strong>rimleri değerlendirilerek belirlenmiştir. Bu değerlendirmesonucunda Hidrojeolojik ortamlar 4 gruba ayrılmış <strong>ve</strong> haritalanmıştır(Şekil 4). Bunlar; 1)Geçirimli birimler 2) Az geçirimli-yerel geçirimli birimler, 3) Kırıklı, çatlaklı, az erimelibirimler <strong>ve</strong> 4) Geçirimsiz birimlerdir.4.1. Hidrojeolojik Ortamlar4.1.1.Geçirimli birimler (Ga)Van gölü formasyonu, Van gölü çevresinde az eğimli <strong>ve</strong>ya yataya yakın konumlu, çok azçimentolu <strong>ve</strong>ya hiç tutturulmamış çakıl, kum, kil <strong>ve</strong> Volkanik tüflerin oluşturduğu gölselçökellerden oluşmaktadır. Birim, inceleme alanımızda, Van ilinin merkezi ile Edremit <strong>ve</strong>iskele bölgesi arasındaki üçgen alanda yüzeylenir (Şekil 4). İnceleme alanındaki düzlükleri <strong>ve</strong>çukur alanları oluşturmaktadır. Akköprü deresi boyunca birimin litolojisi iyiizlenebilmektedir. Volkanitlere ait pomza <strong>ve</strong> tüf gibi düşük yoğunluklu, taşınabilenmalzemeler yer yer Van gölü formasyonu içerisinde mercekler oluşturmaktadır. Van gölüformasyonu genellikle teras tortulları şeklindedir. Teraslarda değişik fasiyeslerin ardalanmışolduğu görülür. Bu tortullar 1650 m ile 1900 m arasındaki yüksekliklerde görülür. Birimiçerisindeki çakıllı kumlu seviyeleri oldukça gözenekli olup açılan sondajlarda oldukça iyineticeler <strong>ve</strong>rmektedir. Bu birimde açılan kuyularda debi genellikle 10-45 l/s arasındadeğişmektedir. Alüvyon; Akköprü deresinin getirip biriktirdiği materyallerden oluşmuştur.42


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Dere yatağı boyunca dar bir alanda yüzeylenir. Kalınlığı 3-5 m yi geçmemektedir. İnce kum,kil, silt <strong>ve</strong> çakıllardan meydana gelmiştir. Komando taburu alüvyonda 15 kadar keson kuyuaçarak içme suyunu temin etmektedir.4.1.2. Az geçirimli-Yerel geçirimli birimler (Ag)Kırkgeçit Formasyonu; genel olarak bloklu konglomeralar, ince taneli konglomeralar,kumtaşı <strong>ve</strong> çamurtaşı ardalanmasından oluşmaktadır(Şekil 4). Silt boyutundaki karbonatmalzemeden oluşmuş çamurtaşlarının hakim litoloji olmasından dolayı az geçirimlidir. Birimiçinde yer yer kumtaşı <strong>ve</strong> konglomera düzeylerinden çıkan kaynakların debisi genellikle 1-5l/s arasında değişmektedir. Kumtaşı <strong>ve</strong> konglomera seviyelerinden ise yer yer ufak debilikaynaklar çıkmaktadır. Kavurma-I (~1 l/s) <strong>ve</strong> Kavurma-II (~1.4 l/s) kaynakları bu birimdençıkmaktadır.Kurtdeliği formasyonu; çakıltaşı, marn <strong>ve</strong> jipsli çökellerden oluşur <strong>ve</strong> inceleme alanınınkuzeyinde sınırlı bir alanda yayılım gösterir (Şekil 4 <strong>ve</strong> 5). Bu alandaki katman eğimlerinebakılarak Van akiferinin altına dalımlı olduğu gözlenmektedir. Birimin evaporitik çökellerdenoluşan düzeylerinin aşınması sonucu, materyalleri Van gölü akiferine taşınmıştır. Bu durum,Van akiferindeki yeraltısularının kalitesinin düşmesinde önemli rol oynamaktadır. Alaköyformasyonu, pomzalı <strong>ve</strong> kırıntılı akarsu-delta <strong>ve</strong> göl çökellerinden (kil, silt, marn) oluşanbirim, yine inceleme alanının kuzeyinde sınırlı bir alanda mostra <strong>ve</strong>rmektedir fakat Vanakiferinin tabanında Kurtdeliği formasyonu ile birlikte bulunmaktadır.Şekil 12 İnceleme alanının Hidrojeoloji haritası43


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.4.1.3. Kırıklı, çatlaklı, az erimeli kaya ortamı (Ka)Toprakkale formasyonuna ait kireçtaşları inceleme alanında allokton konumludurlar.Genellikle tepelerde yer almaktadırlar; Toprakkale tepe <strong>ve</strong> Van kalesinde mostra <strong>ve</strong>rmektedir(Şekil 4). Kale tepede çok sayıda kaynak (Kale grup kaynakları) bu kireçtaşlarındançıkmaktadır. Fakat, kireçtaşının burada yanal <strong>ve</strong> tabanda devamlılığı bulunmamaktadır.Kireçtaşı burada sadece basınçlı akiferin penceresi durumundadır. Bu nedenle çok sayıdaküçük debili kaynak kireçtaşının yamaçlarında çıkmaktadır.Tra<strong>ve</strong>rten; o<strong>van</strong>ın güneyinde, Edremit çevresinde oldukça geniş bir alanda, yaklaşık 90 km 2 ,yayılım göstermektedir (Şekil 4). Van gölüne yaklaşık 7 o ’lik eğimle dalmaktadır. Tra<strong>ve</strong>rtengüneyde Şamran kaynakları (6.8 m 3 /s) CaCO 3 ’ ca zengin sularının, kaynaktan çıkıştanitibaren pCO 2 basıncının azalması ile kalsite doygun duruma gelmektedir. Hoşap çayınınsularıyla karışması ile akarsu kalsite superdoygun hale geçerken, nihayetinde Van gölüneboşalmasıyla, asıl çökelim burada hızlanmaktadır. Bu süreç halen devam etmektedir (Özler,2002). Buradaki tra<strong>ve</strong>rtenin alg’li yapıda olması ılık-gölsel çökelme ortamının bir belirtisidir.İnceleme alanındaki tra<strong>ve</strong>rtenler oldukça boşlukludur <strong>ve</strong> Engil çayı boyunca karstlaşmıştır.Hidro elektrik santrali (HES) çıkışında tra<strong>ve</strong>rtende açılmış iki kuyuda da artezyenyapmaktadırlar.4.1.4.Geçirimsiz ortamlar (Gz)İnceleme alanında oldukça geniş bir alan kapsayan andezit, andezitik tüf, dasit, dasitik tüf,diyabaz, bazalt, andezitik bazalt Yüksekova karmaşığını oluşturan başlıca volkanik <strong>ve</strong>püroklastik kayaçlardır (Şekil 4). Bu birim Erek dağının yamaçlarından başlayarak doğuyadoğru geniş bir alanda yayılım göstermektedir. Çora<strong>van</strong>is kaynağı (5 l/s) bu birimdeki kırıklıçatlaklı bazaltlardan çıkmaktadır. Serpantinler inceleme alanındaki yeraltısularındakimagnezyum içeriğini artırarak dominant katyon olmasındaki ana nedenlerden biridir. Yinebazaltlar içerisindeki albitlerin bozunması <strong>ve</strong> akiferde birikmesi sonucu, yeraltısularında Naiçeriğinin artmasına neden olmaktadırlar.Alüvyon içerisinde değerlendirdiğimiz <strong>ve</strong> kıyıya paralel bir şerit oluşturan Kuvaterner yaşlıgöl çökelleri (Şekil 4), killi siltli kum düzeylerine sahip olduğundan dolayı, az geçirimli hattageçirimsiz karakterdedirler. Bu birimin hidrojeolojik önemi, daha çok Van akiferinisınırlayarak akifere yarı basınçlı-basınçlı bir karakter kazandırmasındadır. İskele bölgesindekikuyular akan artezyen tipindedir. Yine Kale civarındaki kaynaklar, kireçtaşının açtığı tektonikpencereden çıkan kaynaklardır.4.2. Van Akiferiİnceleme alanındaki en önemli akifer; bir kıyı ovası akiferi olan <strong>ve</strong> Van şehrinin de üzerindeyeraldığı, Van gölü formasyonudur. Birim zayıf çimentolu kil ara katmanlı kum <strong>ve</strong> çakılardalaşmasından meydana gelmiştir. Katman eğimleri yaklaşık 15-30 0 Van gölüne doğrudur(Şekil 5). Yaklaşık 150 m kalınlığa sahip akiferin üst (doğu) kesiminde serbest olan akifer,aşağı (Van gölüne doğru) doğru üstteki kil katmanının kalınlaşması ile basınçlı bir karakterkazanmaktadır (Şekil 5a). İskele bölgesinde açılan kuyularda +2 m lik artezyen yaptığı tespitedilmiştir (Şekil 5b). Kırkgeçit formasyonunun çamurtaşları akiferin tabanını oluşturur. Bubirimde hakim litoloji olduğu için az geçirimlidir. Akifer tabanındaki marnlı düzeyler Alaköy<strong>ve</strong> Kurtdeliği formasyonlarına aittir. Bu formasyonların üzerine Van gölü formasyonu yeralır.Çakıllar genellikle kireçtaşı, serpantin, ofiyolit, kalsit <strong>ve</strong> radyolaritten oluşmuştur. Akifer44


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.içindeki kumlu, killi, siltli <strong>ve</strong> çakıllı seviyeleri ovadaki ana akiferi oluştururlar. Birimdeaçılmış olan sondajlar <strong>ve</strong> Okan (1982) tarafından gerçekleştirilen jeofizik çalışmalarısonucunda akiferin yayılım <strong>ve</strong> derinlik değişimi belirlenmiştir. Bu <strong>ve</strong>rilere dayanarak akiferiniki adet kesiti çizilmiştir (Şekil 5). Kesite bakıldığında, tabanda Kurtdeliği formasyonuna aitşeyl <strong>ve</strong> marnların yeraldığı görülmektedir. Bu geçirimsiz seviyenin üzerinde kalınlığı 5-10 marasında değişen kumlu çakıllı seviyenin yüzeylendiği, özellikle güneyde, gözlenmektedir. Budüzey, üzerindeki 2-8 m kalınlığındaki kil örtü nedeniyle basınçlı bir karakter göstermektedir.Bu killi seviyenin üzerinde ise kalınlığı 5 ile 50 m arasında değişen <strong>ve</strong> kumlu çakıllıdüzeylerin ardalanmasından oluşan ana akifer yüzeylenmektedir. Bu akifer kuzey kesimde,güney kesime göre daha kalındır (Şekil 5b). Doğuda serbest karakter gösteren akifer, batıyagöle doğru üzerine gelen <strong>ve</strong> göle doğru kalınlaşan (1-5 m) kil katmanı nedeniyle basınçlı birkarakter kazanır (Şekil 5a).A)A 14 A’B6700AÇIKLAMALAR16BeyuzumuYeraltısuyu akım yönü15 14Sıhke(metre)Göleti7650045Jeofizik ölçüm noktası21(a.s.l)Kumlu kil31A’KS33Piyezometrik düzey 136300Vankalesi3 42VANW-11Kil, kum, çakılKuyu <strong>ve</strong> numarası610012Şeyl <strong>ve</strong> marn A-A’ Kesit GüzergahıKavurma590011B’Kurubas105700A Bakacik955007 85400 5600 65800 6000 6200 6400 6600 68001,900 1,900VAN GÖLÜ1,800 1,80051,700 42 31,7001Basınçlı akiferPiezometrik düzeyBasınçlı akiferSerb est akiferGeçirimsizBasınçlı akiferVan Göl düzeyi(1648m)1,600 1,60010B33987B’1631216(+2 M)1,700 151445Serbest akifer41,700(metre)2(a.s.l)1Basınçlı akiferVan gölü düzeyi(1648m)G eçirimsizBasınçlı akiferPiezometric le<strong>ve</strong>lBasınçlı akifer1,600 1,600Ölçek:GeçirimsizKmB)0 2 4 6 8Şekil 13 Van akiferinin kuyu logları <strong>ve</strong> jeofizik <strong>ve</strong>rileriyle oluşturulmuş hidrojeolojik kesitleri4.3. Yeraltısuyu seviye değişimleri <strong>ve</strong> Akifer-Van gölü ilişkisiVan akiferin de yeraltısuyu seviyeleri 33 kuyuda, aylık olarak, Temmuz-2001 ‘den Haziran-2002’ye kadarki dönemde ölçülmüştür. Bu <strong>ve</strong>riler kullanılarak, aylık yeraltısuyu seviyelerininalansal değişimi (12 ay için) haritalanarak gösterilmiştir (Şekil 6). Aynı <strong>ve</strong>riler akiferüzerindeki D-B istikametindeki, iki kesit güzergahı boyunca uzanan kuyular yardımıyla,yeraltısuyu seviye değişimleri gösterilmiş, kuyu derinlikleri <strong>ve</strong> Van gölü seviyesine görekonumları belirtilmiştir. Bu <strong>ve</strong>rilere göre yeraltısuyu en yüksek düzeyine Mart-Nisanaylarında ulaşmaktadır. En düşük düzeyine ise Temmuz-Ağustos aylarında inmektedir. Yineharitalara bakıldığında yeraltısularının topografyayla uyum içerisinde olduğunu, doğudan45


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.batıya-güneybatıya doğru eğimli olduğu gözlenmektedir. Bununla birlikte yeraltısularınınVan gölüyle ilişkisini gösteren kesitlere bakıldığında, yeraltısularının yılın hiçbir mevsimindegöl seviyesinin altına düşmediği görülmektedir.YÜKSEKLİK (Metre)175017001650Kuyu-KotOcak2625ŞubatMartBatı Doğu36NisanMayıs32Haziran33Temmuz8 m31Ağustos34EylülEkim212012Kasım45Aralık15 43 14 8 m85 m48 mVan Gölü seviyesi (1648 m)123 m125 m160084 m98 m65 m 62 m100 m82 m1550117 m112 mUTM Koordinat-Enlem (Uzaklık-Km)53 55 57 59 61 63Şekil 14 Van akiferindeki A-A’ güzergahı boyunca yeraltısularının aylık piezometrik değişimi5. SU KİMYASI5.1. Girişİnceleme alanında bulunan suların fiziksel <strong>ve</strong> kimyasal özelliklerinin belirlenmesiyle bölgeselhidrodinamik yapının açıklanmasında yararlanılmıştır. Suların fiziksel <strong>ve</strong> kimyasalözelliklerinin zaman içerisinde izlenmesi, tuzlanmayı oluşturan nedenlerin belirlenmesindeyararlı bilgiler <strong>ve</strong>rmiştir. Bu nedenle ana katyonların (Na, K, Ca, Mg) <strong>ve</strong> anyonlarının (Cl,SO 4 <strong>ve</strong> HCO 3 ) belirlenmesine gereksinim duyulmuştur. Bu parametrelerden özellikle Na <strong>ve</strong>Cl tuzlanmanın kökeninin <strong>ve</strong> boyutlarının tahmininde belirleyici faktördürler. CO 2 <strong>ve</strong> CO 3ortamdaki bozunma <strong>ve</strong> reaksiyon ilişkilerinin belirlenmesinde, NO 2 , NO 3 , NH 3 ise ortamdakikirlenmeyle ilgili unsurların araştırılmasında gerekli analizlerdir. Fiziksel parametrelerdensıcaklık, pH, EC (25 o C’de özgül Elektriksel İletkenlik değeri-µS/cm) <strong>ve</strong> TDS (ToplamÇözünmüş Katı Madde miktarı, mg/l) hem ortamın hidrokimyasal değerlendirmelerinde hemde tuzlanmanın yayılımı ile ilgili değerlendirmelerde gereklidir. Su kimyası çalışmalarıjeoloji, hidroloji <strong>ve</strong> jeofizik <strong>ve</strong>riler ışığında değerlendirildiğinde hidrojeolojik yapınınaydınlatılmasında kullanılan en önemli araçlardan birini oluşturmuştur. Havza genelindeyürütülen çalışmalarda, bölgedeki 65 su noktasından (1 akarsu, 3 göl, 15 kaynak <strong>ve</strong> 22kuyu’dan her dönem 17 kuyudan 1’er kez) 2001-2002 yılı boyunca her 3 ayda (Temmuz,Eylül, Aralık-2001, Mart, Haziran-2002) bir defa yerinde su örnekleri alınmış <strong>ve</strong> analizedilmiştir.5.2. Suların Fiziksel <strong>ve</strong> Kimyasal Değerlendirmesi5.2.1.KuyularTemmuz ayındaki ölçümlerde 46 kuyunun fiziksel <strong>ve</strong> kimyasal analizleri gerçekleştirilmiştirBuna göre kuyu sularının sıcaklıkları genellikle 10-15 o C arasında değişen soğuk sulardır. Kışaylarında kuyu suyu sıcaklıkları 3-5 o C daha düşmektedir. Kuyu sularının pH’ı genellikle 7.046


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.ile 8.0 arasında değişen, ortalama 7.5, alkali sulardır. Özgül Elektriksel iletkenlik değeri 627 -1491 µS/cm <strong>ve</strong> TDS değeri 300-800 mg/l arasında değişen tatlı sulardır. Fakat, genellikletoplam sertliği TH (CaCO 3 ) 300 mg/l fazla olan “Çok Sert Sular” sınıfındadır. İncelemealanındaki 46 kuyunun 22’sinden periyodik olarak, diğerlerinden ise bazı dönemlerde sunumunesi alınarak fiziksel <strong>ve</strong> kimyasal analizleri 3 er aylık dönemde yapılmıştır (Özler, 2003)Elde edilen sonuçlar Piper diyagramında değerlendirilmiştir. Buna göre kuyu suları genellikle“Magnezyum/ Bikarbonatlı” sular sınıfındadır. Buna rağmen özellikle Aralık <strong>ve</strong> Martaylarında Na+K içeriğinde önemli artışlar gözlenmektedir. Na+K ‘nın Haziran’daki sonölçümde ise özellikle DSİ <strong>ve</strong> Köy hizmetleri bölgesindeki kuyularda (7, 8, <strong>ve</strong> 9) önemlimiktarda artışlar gözlenmektedir. İnceleme alanındaki bütün sular (Paralel kenar diyagramda)alkali toprak elemanları alkali elementlerden (Mg+Ca >Na+K) büyük olan sular sınıfındadır.Kuyu suları, iyonlarının hiçbiri %50’yi geçmeyen karışık sulardır. Zayıf asidik kökleri güçlüasidik köklerinden (CO 3 +HCO 3 >Cl+SO 4 ) büyük, karbonat sertliği %50’den fazladır.5.2.2.Akarsularİnceleme alanında 7 akarsu (Şekil 1), bulunmasına karşın sadece Akköprü deresinden sunumunesi alınarak fiziksel özellikleri belirlenmiştir. Buna göre Akköprü deresi suyununsıcaklığı genellikle 18-26 o C arasında değişen soğuk sudur. pH’ı genellikle 7.1 ile 8.1 arasındadeğişen, ortalama 7.5, sulardır. Elektiriki iletkenliği (EC) 562 ile 832 µS/cm <strong>ve</strong> TDS değeri294 ile 425 mg/l arasında değişen tatlı sulardır. İnceleme alanındaki 7 akarsuyun sadece1’inden su numunesi alınmıştır. Akköprü deresinden 3 aylık dönemlerde alınan sunumunelerine göre Akköprü deresi suları yıl boyunca “Magnezyum/Bikarbonatlı” sularsınıfındadır.5.2.3.Göllerİnceleme alanı içinde <strong>ve</strong> yakın çevresinde yer alan 3 gölün (Van gölü, Erçek gölü <strong>ve</strong> Sihkegöleti) sularının fiziksel analizleri 3 er ay arayla incelenmiştir. Van gölü sularının sıcaklıklarıgenellikle 15-26.3 o C arasında değişmektedir. pH’ı genellikle 9.6 ile 9.85 arasında değişen,ortalama 9.7, alkali sulardır. Özgül Elektriksel iletkenliği-EC 26350 ile 27000 µS/cm <strong>ve</strong> TDSmiktarı 17000-17280 mg/l arasında değişen tuzlu sulardır. Van gölünden yaklaşık 15 kmmesafede <strong>ve</strong> yaklaşık 250 m daha yüksekte Erçek gölü yeralır. Erçek gölü sularınınsıcaklıkları genellikle 9-23.6 o C arasında değişir. pH’ı genellikle 9.5-9.6 arasında değişenalkali sulardır. Özgül Elektriksel iletkenliği 20500 ile 26000 µS/cm <strong>ve</strong> TDS değeri 13120-16640 mg/l arasında değişen tuzlu sulardır. Van gölüne 10 km mesafede Toprakkale tepenindoğusunda DSİ tarafından yaptırılmış olan Sihke göleti yeralır. Bu göl Çora<strong>van</strong>is deresininsularını drene etmektedir. Göl suyunun sıcaklıkları genellikle 11.3 ile 28 o C arasında değişir.pH’ı genellikle 7.7 ile 8.18 arasında değişen, ortalama 8.0, alkali sulardır. Özgül Elektrikseliletkenliği-EC 334 ile 717 µS/cm <strong>ve</strong> TDS değeri 214-360 mg/l arasında değişen tatlı sulardır.İnceleme alanındaki 3 göle (Van gölü, Erçek gölü <strong>ve</strong> Sıhke göleti) ait sulardan 3’er aylıkdönemlerde su numunesi alınmıştır(Özler, 2003). Van <strong>ve</strong> Erçek göllerinin suları “Sodyum-Potasyum/ Bikarbonatlı” sular sınıfındadır. Sıhke göletinin suyu ise“Magnezyum/Bikarbonatlı” sular sınıfındadır. Hutchinson & Löffler (1956) sınıflamasınagöre Sıcak Monomiktik (Sıcaklık> 4 o C) göller sınıflamasına girmektedir. Van gölü <strong>ve</strong> Erçekgölü Alkali (tuzlu) göller sınıfına girmektedir. Sıhke göleti ise suni bir gölettir. Van gölü <strong>ve</strong>Erçek gölünü jeomorfolojik sınıflamaya göre “Tektonik göller” olarak tanımlanabilir. Bugöller, Kuzey-güney yönlü sıkışma tektoniğine paralel olarak darlaşan <strong>ve</strong> derinleşen vadilerinönüne volkanik lavların set oluşturması sonucu meydana gelmişlerdir.47


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.5.2.4. KaynaklarVan akiferini besleyen havza içindeki 15 kaynak incelemeye alınmıştır. Kaynak sularınınsıcaklıkları genellikle yazın 15-25 o C arasında, kış aylarında ise 6-15 o C değişen soğuksulardır. pH’ı genellikle 7.0 ile 8.0 arasında değişen, ortalama 7.5, alkali sulardır. Elektirikiiletkenliği 250 ile 1000 µS/cm <strong>ve</strong> TDS değeri 150-600 mg/l arasındaki tatlı sulardır. Kalebüyük kaynağın EC değeri yaklaşık 1200 µS/cm <strong>ve</strong> TDS değeri 600 mg/l civarındaki acısulardır. Kavurma-II. İnceleme alanındaki 15 kaynaktan su numunesi alınarak fiziksel <strong>ve</strong>kimyasal analizleri yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar üçgen diyagramda değerlendirilmiştir.Buna göre suların tamamına yakını “Magnezyum (Kalsiyum)/ Bikarbonatlı” sulargrubundadır. Kavurma-II kaynağı ise “Sodyum+Potasyum/Kloritli” sular sınıfındadır.5.3. Suların kimyasal değerlendirmesi <strong>ve</strong> sınıflamasıİnceleme alanındaki su örneklerine ait kimyasal analiz sonuçları kullanılarak suların kökenleri<strong>ve</strong> birbirleriyle ilişkileri konusunu araştırmak amacıyla Piper <strong>ve</strong> Schoeller diyagramlarıçizilerek değerlendirilmiştir(Şekil 7).Ca20Magnesium (Mg)40 60 801822Sulfate (SO4) + Chloride (Cl)Calcium (Ca) + Magnesium (Mg)201926323130 25113 1518 273436233 4 11 142110 6 9522 AD1224 29 SGVGMg28 7338SO 4202020Sodium (Na) + Potassium (K)40404027 233 192532 26 2411 3130 14214213 15 3620 AD 1 1012296533 9 1734287SG8VG606060 808080280161365 919 VG43 12 1114120 718 821253210 15 36 3122 1623 29 EG2616 EGAD 28 34243327 30SG80 60 40 20 Na+K HCO 3 +CO 3 20 40 60 80 ClCalcium (Ca)Chloride (Cl)C A T I O N S%meq/lA N I O N S1760EG80 60Carbonate (CO3) + Bicarbonate (HCO3)80 6040402040 20202178060Sulfate (SO4)Şekil 15 İnceleme alanındaki bazı kuyu(34), göl(3) <strong>ve</strong> akarsu(1) ait Piper sınıflamasıÖrneklerin sulama suyu açısından değerlendirilmeleri amacıyla ABD tuzluluk laboratuarı(Richards, 1954 <strong>ve</strong> Wilcox, 1955) diyagramları kullanılmıştır (Özler, 2003). Wilcoxdiyagramında Van havzasındaki kaynak suları genellikle C 2 S 1 <strong>ve</strong> C 3 S 1 (1,4,6 <strong>ve</strong> 15 no lukaynaklar) sınıfında yer almaktadır. Bununla birlikte Kavurma-II kaynağının (12) SAR oranı16’ı aşmaktadır <strong>ve</strong> C 4 S 4 sular sınıfındadır. Bu durum Kavurma-II kaynağının Çok yüksektuzluluk tehlikesi <strong>ve</strong> çok yüksek sodyum (alkali) tehlikesi oluşturduğunu göstermektedir. Bunedenle bu kaynağın suyu ne içme ne de sulamada kullanılmamalıdır. Kuyular da iseçoğunlukla düşük Na alkali tehlikesine karşın, orta <strong>ve</strong> yüksek tuzluluk tehlikesi12345678910111213141516171819204020212223242526272829303132333436VGEGSGAD48


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.görülmektedir. 7 <strong>ve</strong> 17 no lu kuyu suları, orta Na alkali tehlikesine karşın, yüksek tuzluluktehlikesi göstermektedir. 16 nolu sondaj kuyusu ise çok yüksek Na alkali tehlikesi <strong>ve</strong> yüksektuzluluk tehlikesi göstermektedir. Sıhge gölünün suları C 2 S 1 sınıfında olması, sularınınçoğunun bazaltlardan çıkan Çora<strong>van</strong>is kaynağından geliyor olasındandır. Fakat bu sularAkköprü deresine <strong>ve</strong>rildikten sonra şehir içinden geçerken atık sularla kirlenmekte <strong>ve</strong>tuzluluğu artmaktadır.5.4. Toplam Çözünmüş Katı Madde (TDS) Miktarının Alansal <strong>ve</strong> Mevsimsel DeğişimiTuzlusu girişimi özellikle güneyde havaalanı-DSİ çevresinden başlayıp Araştırma hastanesinekadar uzanmaktadır. Kuzeyde ise ener enerji bölgesindeki kuyularda tuzlanmada artışgözlenmektedir. Özellikle Mart <strong>ve</strong> Haziran ayları bu tuzlanmanın en fazla olduğudönemlerdir. Tuzlanmanın maksimum 0.5 % ile 0.7 % arasında olması, yıl içerisinde değişimgöstermesi, kıyıdan içeri doğru zonlanma (tedrici geçiş) olması <strong>ve</strong> mevsimsel değişmesi,tuzlanmanın Van gölü sularının girişimi şeklinde olduğunu göstermektedir. Bununla birlikteVan gölü sularının, formasyonlar içerisinde bıraktığı tuzlar <strong>ve</strong> Van gölü kıyısındaki Lagünerevaporitik havuzlarda çökelen tuzların akiferde bıraktığı evaporitik minerallerden dekaynaklanmaktadır. Bunun en tipik örneği Kavurna-II kaynağıdır. Van akiferinde tuzlusugirişiminin ana nedenlerinde biri <strong>ve</strong> en önemlisi; özellikle DSİ-Havaalanı bölgesinde 35-40 maşağıda yer alan 2. Akifer seviyesinin beslenişinin zayıf olması nedeniyledir. Yüzey sularıylabeslenemeyen akifer aşırı çekimler nedeniyle gölden (Sodalısu) girişimine maruz kalmaktadır.5.5.Yeraltısularının içmesuyu kriterleri açısından değerlendirilmesi5.5.1.Amonyak (NH 4 -N)Amonyak doğal sularda genellikle amonyum (NH 4 ) halinde bulunur ki buna serbest <strong>ve</strong>ya tuzhalindeki amonyak denir. Sularda amonyak, kimyasal <strong>ve</strong> fiziksel olaylar <strong>ve</strong>yamikroorganizma faaliyetleri sonucunda oluşur. Kimyasal <strong>ve</strong> fiziksel olaylar sonucunda oluşanamonyağın sağlığa zararı yoktur. Ancak mikroorganizma faaliyetleri sonucunda oluşanamonyak organik madde kaynaklı olma ihtimali bakımından tehlikelidir. 0.5 mg/l’den (~0.028meq/l) büyük değerdeki amonyak kirliliğin belirtisidir. TSE-266’ya göre hiç bulunmamasıgerekir, Dünya sağlık teşkilat (WHO,1996)’ya göre ise 1.5 mg/l’ye kadar müsaade edilebilir.Amonyum’un Şekil 9’deki mevsimsel <strong>ve</strong> alansal dağılımına bakıldığında Temmuz, Eylül,Aralık <strong>ve</strong> Mart aylarında 0 ile 1.5 mg/l arasında değiştiğini <strong>ve</strong> 0.5 mg/l sınır değeri aşarak üçkatına ulaştığı görülmektedir (Şekil 9). Temmuz ayında amonyum konsantrasyonlarının dahaçok İskele Caddesi ile çevre yolu (Erciş yolu) çevresinde yoğunlaştığı gözlenmektedir. Eylül,Aralık <strong>ve</strong> Mart aylarında ise Şehrin üst kesimindeki sıhke gölü <strong>ve</strong> mahallesinden batıya doğruAkköprü deresi boyunca azalarak ilerleyen kontur değerleri gözlenmektedir. Haziran ayındayine sıhke gölünden Van şehrinin merkezine doğru Amonyum konsantrasyonların aşırıderecede arttığı <strong>ve</strong> 5.5 mg/l’ye ulaştığı görülmektedir. Bu durum Sıhke gölünün hemenüzerindeki şehir çöplüğünden sıhke gölüne sızan suların, önce gölde depolanarakyeraltısularını beslemesi <strong>ve</strong> daha sonrada Akköprü deresi vasıtasıyla akifere süzülerekyeraltısularını kirlettiğini gösterir. Ayrıca şehrin kanalizasyon şebekesinin eski <strong>ve</strong> bakımsızolması, on yıllar boyunca bahçeli olan Van evlerinde açılmış olan fosseptik kuyularınedeniyle, akifer aşırı derecede kirlenmiş durumdadır.49


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.İskele15164314İskeleİPEKES17451819232444OG21 22ERÇEKSG2526İskele15164314İskeleİPEKES17451819232444OG21 22ERÇEKSG2526VAN GÖLÜ1MelenKp KbKh VKKd KkKc2 3 464 8 9 10 11OFHA DSİ675312034331213VAN3727 354028 HBK3238364241 Sıhke 293039TemmuzVAN GÖLÜ1MelenKp KbKh VKKd KkKc2 3 464 8 9 10 11OFHA DSİ675312034331213VAN3727 354028 HBK3238364241 Sıhke 293039Eylülİskele15164314İskeleİPEKES17451819232444OG21 22ERÇEKSG2526İskele15164314İskeleİPEKES17451819232444OG21 22ERÇEKSG2526VAN GÖLÜ1Melenİskele 4315 14VAN GÖLÜ161Kp KbKh VKKd KkKc2 3 464 8 9 10 11OFHA DSİ675İskele CdMelen CdKp KbKh VKKd KkKc5ES17İPEK YOLU4518192 3 464 8 9 10 11OFHA DSİ67202720121331VAN3437354028 HBK232444OG21 2227121337354028 HBK333238364241 Sıhke 293054 56 58 60 62 6431VAN34ERÇEK YOLU33323839SG25364241 Sıhke 293039AralıkHaziran26VAN GÖLÜ666462601MelenKp KbKh VKKd KkKc2 3 464 8 9 10 11OFHA DSİ6710009509008508007507006506005505004504003503005ACI SULARTATLI SULAR2027121331VAN3437354028 HBK333238364241 Sıhke 293039TDS (mg/l)KM0 2 4 6Şekil 16 Van akiferindeki tuzlanmanın mevsimsel değişimi(Temmuz, Eylül, Aralık 2001-Mart, Haziran 2002)Mart5.5.2. Nitrit (NO 2 -N)Nitrit, amonyağın nitrata oksidasyonun da <strong>ve</strong> nitratın indirgenmesinde ara reaksiyonbasamağında meydana gelir. Asidik ortamda nitrit, sekonder aminlerle reaksiyona girerekkanserojen etkisi olan nitroz aminler meydana gelir. Bu nedenle içme sularında Nitrit değerien çok 0.1 mg/l (0.0022 meq/l) olabilir. İçme suyunda kesinlikle istenmez. Nitrit düzeyi 1.0mg/l aşan sular içmesuyu olarak kullanılmamalıdır. TSE-266’ya göre içme suyundabulunması gereken nitrit hamsuda maksimum 0.063 mg/l (0.0014 meq/l) olmalıdır. Nitritler50


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.nispeten kısa ömürlüdürler. Çünkü kısa sürede güneş ışığı <strong>ve</strong> bakteriler tarafından nitratadönüştürülürler.Van akiferinde Nitrit, yine Sihke gölü <strong>ve</strong> mahallesinden itibaren, Akköprü deresi boyuncaakifere süzülen kirli sulardan, fosseptik kuyuları <strong>ve</strong> kanalizasyondan şehrin içinde <strong>ve</strong> üstkesimindeki hay<strong>van</strong> barınakları <strong>ve</strong> tarımsal arazilerin hay<strong>van</strong> gübresi <strong>ve</strong> suni gübreleratılmasından kaynaklanmaktadır. Nitrit miktarı 0.005 ile 0.085 mg/l arasında değişmektedir(Şekil 10). Özellikle Haziran ayında yağışlar etkisiyle, nitrit konsantrasyonları maksimumaulaşmakta <strong>ve</strong> akifer tamamen kullanılamayacak hale gelmektedir. Şehrin içme suyunun teminedildiği kuyularda da TSE-266 ‘ya göre izin <strong>ve</strong>rilen değerlerin çok üzerinde Nitritbulunmaktadır. Bu durum halkın sağlığını olumsuz olarak etkilemektedir.1616ES23ES24SG231724SG17186618262619İskele 431914İskele 431544251465 154425OGOG4521 4522 21 22643142Sıhke203436293142Kp 3241203436 SıhkeKp Kb 324129VK3330KbKhVK3330Kd Kk12 13KhKd Kk6312 13KcKc139139VANVAN3862386137372735462735340462340HBK48 10 11928602OF48 10 11HBK928HA DSİOFHA DSİ667759Temmuz-01Eylul-015553 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 641616ES23ES2324SG24SG17171866182626431919İskeleİskele 4314154425 6514154425OGOG4521452122 226431423142203436 SıhkeKp 324129203436 SıhkeKp 324129KbKbVK3330VK3330KhKhKd Kk12 13Kd1.8Kk6312 131.7KcKc1.61391391.5VANVAN1.43862381.31.21.11610.937370.827 352735460.746340340248 10 11HBK60292848 10 11HBK0.6928OFOF0.5HA DSİHA DSİ0.460.3670.27590.1Aralık-015Mart-0250VAN GÖLÜVAN GÖLÜŞekil 17 Van akiferinde Tem., Eyl., Aralık-01 <strong>ve</strong> Mart-02 Amonyum-NH 4 konsantrasyonu değişimiVAN GÖLÜVAN GÖLÜNH45.5.3.Nitrat (NO 3 -N)Yeraltısularında belirlenen en önemli kirleticilerden olan azot genellikle nitrat formundabulunmaktadır. Kuyu sularında nitrat genelde daha fazla bulunur. Nitrat yüksek çözünmeözelliğine sahip olması sebebiyle, tarım alanına uygulandıktan sonra yağışlarla kolaylıklasuya geçebilmektedir. Fakat amonyak <strong>ve</strong> nitritten kaynaklıysa tedbir alınmalıdır. Çünkünitritlerin mevcudiyeti suda kirlenmeyi ifade eder. Nitritler yüksek miktarda organik maddeile bulunursa daha büyük bir kirlenme söz konusudur. Çiftlik gübresinin ana maddesidir <strong>ve</strong>tarımsal üretim için gereklidir. Yağmurlar, akarsular kenarındaki tarım arazilerini yıkayaraknitrat miktarını değiştirir. Nitrat kirlenmesi tarım arazilerinde azotlu gübrelerin fazlacakullanılması sonucu yeraltısularının nitrat ile kirlenmesinde iklim, gübre türü, tarım toprağıözellikleri, ürün <strong>ve</strong> tarımsal yöntem etkin olmaktadır. Su sızdıran mikroplu tanklardan, lağım<strong>ve</strong> çöplüklerden, hay<strong>van</strong>sal atıklardan <strong>ve</strong> araba eksozları başlıca nitrat kaynaklarıdır.Amonyak ta bazı bakteri türlerinin çoğalmalarına sebep olur ki bunlar suya kötü koku <strong>ve</strong>rirler.51


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.İçme sularında maksimum nitrat-nitrojen konsantrasyonu 10 mg/l’i geçmemelidir. TSE-266’ya göre müsaade edilebilen nitrat miktarı 50 mg/l’dir (~1.61 meq/l). Yüksek nitratkonsantrasyonu su kütlelerinde ötrifikasyonu artıran en önemli parametrelerden birisidir. İçmesularında ise canlı sağlığı üzerinde onbeş farklı kanser türüne, kalıtsal bozukluğa,yetişkinlerde yüksek tansiyona <strong>ve</strong> özellikle altı aydan küçük bebeklerde mavi bebekhastalığına sebep olmaktadır (Mirvish,1991; Varela, vd 1995; Fan <strong>ve</strong> Steinbeck, 1996).VAN GÖLÜ16ES23ES2324SG24SG17171866182626İskele 431919İskele 431414154425 65 154425OGOG4521 4521 22 22 NO2643142Sıhke2034363142Kp324129203436 SıhkeKp324129KbKbVK3330VK3330KhKdKh0.1Kk12 13Kd Kk6312 130.095KcKc0.091391390.0850.08VANVAN38620.075380.070.0650.060.055610.0537370.04527354627350.04463403400.0352HBK48 10 1160292848 10 11HBK9280.03OFOFHA DSİDSİ0.025HA0.02660.01577590.0155Eylul-010.005Temmuz-01053 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 641616İskele15VAN GÖLÜ431142OFKh3Kp47KbVKKdHA65KkKc8 9DSİES174518194610 114420272324OG21 2212 1335VAN314034HBK2837333238SG3639413025Sıhke2942Aralık-012666646362616059VAN GÖLÜİskele65 15VAN GÖLÜ16431142OFKpKb VKKhKd347HA65KkKc8 9DSİES174518194610 114420272324OG21 2212 1335VAN31403437HBK28333238SG3639413025Sıhke2942Mart-0226Şekil 18 Van akiferinde Temmuz, Eylül, Aralık-01 <strong>ve</strong> Mart-02 Nitrit-NO 2 konsantrasyonu değişimiİnceleme alanında sadece Haziran ayında yapılan ölçümlere göre, sıhke mahallesindekitarımsal arazilerden kaynaklanan Nitrat artışı batıya doğru azalarak etkisini azaltmaktadır.Akiferin tamamına yakını nitrat kirlenmesi tehdidi altındadır. Nitrat kirlenmesi oldukçayüksek konsantrasyon değerlerine (0.5 ile 1.65 meq/l) ulaşmıştır (Şekil 11).Yüzey <strong>ve</strong> yeraltısularına çeşitli organik <strong>ve</strong> anorganik azot bileşikleri yağışlar, kanalizasyonlar<strong>ve</strong> tarımsal alanın drenajı ile katılırlar. İnceleme alanındaki en önemli yeraltısuyu kirlenmenedenlerinden biri, evsel atıkların doğrudan toprağa <strong>ve</strong>rilmesidir. Kanalizasyon sistemininolmadığı yerlerde büyük uygulama alanı bulan septik çukurlardan sızan sular yeraltısuyunataşınabilmektedir. Mikroorganizmalar, yeraltısuyuna taşınım sırasında doğal olaraktemizlenmeye uğrar. Ancak deterjan gibi parçalanmaya karşı dayanıklı bileşikleryeraltısuyuna ulaşarak içme suyu açısından sorun yaratabilmektedir. Yeraltısuyu kalitesindebozulmaya yol açan tarımsal faaliyetler pestisit <strong>ve</strong> gübre kullanımı ile hay<strong>van</strong> atıklarınınatılmasıdır. Özellikle derin olmayan akiferlere kolaylıkla ulaşabilen kirleticiler, önemlisorunlara yol açmaktadır. Gübre kullanımı <strong>ve</strong> atıkların doğrudan çevreye <strong>ve</strong>rilmesi sonucuNO 3 derişiminde artış beklenmelidir. Herhangi bir anda yapılan ölçüm bu parametre açısındansınır değerlerin altında sonuç <strong>ve</strong>rse bile, sürekli artış trendinde olacağı açıktır.52


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.66İskele65 15646362616059VAN GÖLÜ16ES171843191445KpKb VKKhKd KkKc1463248 10 119OFHA DSİ6752324SG4425OG21 2231203436 Sıhke3241333012 1339VAN3837273540HBK2826422953 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64Şekil 19 Van akiferinde Haziran-02 Nitrat-NO 3 konsantrasyonu değişimi1.651.551.451.351.251.151.050.950.850.750.650.550.450.350.256. SONUÇLAR VE DEĞERLENDİRMEVan gölünün doğusunda yer alan Van ovasında (akiferinde) meydana gelen tuzlanma <strong>ve</strong> tuzlusu girişiminin hidrojeoloji incelemesini kapsamaktadır. İnceleme alanındaki en önemli akifer;bir kıyı ovası akiferi olan <strong>ve</strong> Van şehrinin de üzerinde yeraldığı, Van gölü formasyonudur.Birim zayıf çimentolu kil ara katmanlı kum <strong>ve</strong> çakıl ardalanmasından meydana gelmiştir.Katman eğimleri yaklaşık 15-30 0 Van gölüne doğru eğimlidir. Yaklaşık 150 km 2 yüzeyalanına <strong>ve</strong> 150 m kalınlığına sahip akiferin üst (doğu) kesiminde serbest olan akifer, aşağı(Van gölüne doğru) kesime doğru üstteki kil katmanının kalınlaşması ile basınçlı bir karakterkazanmaktadır.Van akiferi havzası için hesaplanan yıllık ortalama yağış miktarı 405 mm dir. İncelemealanında havzayı drene eden <strong>ve</strong> Van gölüne boşalan 7 dere bulunmaktadır. Akarsuların yıllıkortalama akım miktarı 1.5 m 3 /s ‘ye ulaşmaktadır. Turc yöntemiyle hesaplanan buharlaşmaterlememiktarı ise 260 mm/yıl dır. Yeraltısularının yaklaşık 1 milyon m 3 ’üde sondajlarlakullanılmaktadır. Van akiferinde açılmış 46 sondaj kuyusu tespit edilmiştir. Yeraltısu seviyesidoğudan batıya, güney batıya doğru, topografyaya bağlı olarak azalmaktadır. Yeraltısuyu enyüksek düzeyine mart-nisan aylarında ulaşmaktadır. En düşük düzeyine ise temmuz-ağustosaylarında inmektedir. Bununla birlikte yeraltısuları yılın hiçbir mevsiminde göl seviyesininaltına düşmemektedir. Van akiferinde tuzlusu girişiminin anan nedenlerinde biri <strong>ve</strong> enönemlisi; özellikle DSİ-Havaalanı bölgesinde 35-40 m aşağıda yer alan 2. Akifer seviyesininbeslenminin zayıf olması nedeniyledir. Yüzeysularıyla yeterince beslenemeyen akifer aşırıçekimler nedeniyle gölden (Sodalısu) girişimine neden olmaktadır.İnceleme alanındaki kuyularda su analizi yapılmıştır. Buna göre kuyu sularının sıcaklıklarıgenellikle 10-15 o C arasında değişen soğuk sulardır. Kış aylarında kuyu suyu sıcaklıkları 3-5o C daha düşmektedir. Kuyu sularının pH’ı genellikle 7.0 ile 8.0 arasında değişen asidiksulardır. Elektiriki iletkenliği 627 ile 1491 µS/cm <strong>ve</strong> TDS değeri 300-800 mg/l arasındadeğişen tatlı sulardır. Van gölü NaCO 3 (HCO 3 ), Sıhke göleti ise Mg-HCO 3 sular sınıfındadır.53


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Kuyular ise genellikle Mg-HCO 3 sular sınıfındadır. İnceleme alanındaki yeraltısuların da TDSdeğeri 1000 mg/l’nin altındaki tatlısular sınıfındadır. Yeraltısuların da toplam tuzluluğuartıran dominant katyonlar sırasıyla Mg> Na> Ca> K iken, dominant anyonlar sırasıylaHCO 3 >Cl>SO 4 tür.Tuzlanmanın maksimum 0.5 % ile 0.7 % arasında olması, yıl içerisinde değişim göstermesi,kıyıdan içeri doğru zonlanma (tedrici geçiş) olması <strong>ve</strong> mevsimsel değişmesi, tuzlanmanın Vangölü sularının girişimi şeklinde olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte Vangölü sularının,formasyonlar içerisinde bıraktığı tuzlar <strong>ve</strong> Van gölü kıyısındaki Lagüner evaporitikhavuzlarda çökelen tuzların akiferde bıraktığı evaporitik minerallerden de kaynaklanmaktadır.Bunun entpik örneği Kavurna-II kaynağıdır. Akiferde bazı kirlilik parametreleri (TDS,Amonyum, Nitrit, Nitrat, Organik Madde) ölçülmüştür. Amonyum konsantrasyonunun 0 ile1.5 mg/l arasında değiştiğini, genel olarak 0.5 mg/l olan sınır değerin üç katına ulaştığıgörülmektedir. Haziran ayında ise 5.5 mg/l’ye ulaştığı görülmektedir. Nitrit miktarı 0.005 ile0.085 meq/l arasında değişmektedir. Özellikle haziran ayında yağışlar etkisiyle, nitritkonsantrasyonları maksimuma ulaşmakta <strong>ve</strong> akifer tamamen kullanılamayacak halegelmektedir. Akiferin tamamına yakını nitrat kirlenmesi tehdidi altındadır <strong>ve</strong> oldukça yüksekkonsantrasyon değerlerine (0.5 ile 1.65 meq/l) ulaşmıştır.7. KAYNAKLARA.P.H.A, A.W.W.A. and W.P.C.F. (1989) Standard methods for the determination of waterand wastewater, 15 th edn. APHA publication, 1134p.Fan A., and Steinbeck VE., Health implication of Nitrate and Nitrite in drinking water: anupdate on methamoglominemia occurance, and reproducti<strong>ve</strong> and de<strong>ve</strong>lopment toxiciıty,repul. Toxicol. Pharmacol. 23 part 1, (1996) 25-43Mirvish,SS., 1991 The significance for human health nitrate, Nitrite and n-nitroso compoundsin Nitrate Contamination: Exposure, Consequances, and Control. Nato ASI Series, Vol.30. 253-266Okan M., (1982) Van ovasının jeofizik etüdü, DSİ raporu, No 456, Van.Özler HM (2001) Salt-water encroachment (from Lake Van) in the Van Aquifer, East Turkey,SWICAÖzler, HM (2001) Van akiferinin tuzlusu girişimi <strong>ve</strong> Hidrojeolojisi” TÜBİTAK-YDABAGaraştırma projesi. No 101Y097.Özler HM (2002) Gevaş-Gürpınar (Van) havzasının Hidrojeoloji İncelemesi, İstanbulÜni<strong>ve</strong>rsitesi Araştırma Fonu, Rapor no 1540/16012001, İstanbul.Özler HM (2003): Hydrochemistry and saltwater intrusion in the Van Aquifer, East Turkey,Environmental geology, International journal of Geosciences (2003)-43, pp 759-775Rumbaugh DJ., (2003) Aquiferwin32 software, Versiyon 2.41, Copyright c (1997-2003),Environmental Simulation.Inc.Richards LA., (1954) Diagnosis, and Impro<strong>ve</strong>ment of Saline and Alkali Soils. U.SDepartment of Agricultural Handbook, 60, Washington DC., 160p.TSE 266 Türk standardı; Sular-İçme <strong>ve</strong> kullanma suları, 1. Baskı, (1997) AnkaraVarela MS., L.Iopis GA., and Perez T., Impact of Nitrates in Drinking Water on cancerMortality in Valencia , Spain, Eur, J.., epidemol, 11(1), (1995) 15-21Wılcox LV., (1955) Classification And Use Of Irrigation Waters, Us Dept. Agric. Circ. 969,Washington D.C., 19 P.World Health Organization.Guidelines for drinking-water quality, 2nd ed. Vol. 2 Healthcriteria and other supporting information, 1996 (pp. 940-949) and Addendum to Vol. 2 .1998 (pp. 281-283) Geneva.54


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN İLİNİN METEOROLOJİK FAKTÖRLER AÇISINDAN İKLİMÖZELİKLERİM. Nazif ELKATMIŞVan Meteoroloji Bölge Müdürlüğü, 65040, VANDenizden yüksekliği 1725 Metre olan <strong>ve</strong> etrafı dağlarla çevrili olan Van’ın iklim özeliklerikarasal iklim tipi gösterse de ortasında küçük bir deniz karakteri gösteren Van Gölü’nünbulunması iklimin yumuşak geçmesine sebep olmaktadır. Kış döneminde gölün ılık olmasıhava sıcaklığını yumuşatması ile beraber yazın gölün havayı serinletme özeliğine sahiptir.Uzun yıllar Rasat değerlerine göre ;Aylık sıcaklık ortalaması 8.8 C’dir.Sıcaklık değerleribakımından En yüksek değerler Temmuz ayında ölçülmektedir.Bu güne kadar Maksimumdeğer olarak 27.07.1966 yıllında 39.6 c olarak ölçülmüştür.En düşük değer ölçülmesikriterinde ise Ocak ayı görülmektedir.Minimum değer 19.01.1964 de -28.9 C olarakölçülmüştür. Van ili yağışlı Gün ortalamasında 80-90 arasındadır. Yıllık Yağış Miktarıtoplamı 380-700 mm arasında olmaktadır.Doğu Anadolu Yüksek yaylalarının karla örtülü olması <strong>ve</strong> Van ilinde açık gün (Yıllık 120gün) olmasından dolayı sıcaklık değerlerinde düşüşlere sebep olmaktadır. İlkbahar <strong>ve</strong> yazaylarında sıcaklıklarda görülen yükselmeler sağnak yağışlara sebep olmaktadır.Van <strong>ve</strong> çevresinde kış dönemi olarak Ocak,Şubat <strong>ve</strong> Aralık ayında görülmektedir.Van gölüçevresinde bulunan yerleşim yerleri Doğu Anadolu bölgesinin diğer yerlerine nazaran dahayumuşak geçmektedir.sıcaklıkların sıfır derecenin altında olduğu donlu günler sayısı yıllıkOrtalaması 132 gündür.Sonbahar ilk donlarının görülmesinin en erken olduğu Tarihi olarak 02.10.1944 dir.<strong>ve</strong>ortalama başlama tarihi 2 Kasım ‘dır.İlkbahar geç donlarına ait tarih ise ilk 05.04.1951 tarihiolarak kayıtlara geçilmiştir. Bu değerin en son sona erdiği tarih ise 06.06.1967 <strong>ve</strong> bu ilkbahargeç donlarının görülmesinin Ortalaması 22 Nisan’ dır.Van ili Güneşlenme bakımından farklı bir öneme sahiptir.Van ilinde yılın 120 günügüneşli,200 günü ise bulutlu <strong>ve</strong> 45 günü kapalı olmasının yanı sıra Güneşlenme şiddetti381.87 calori/dakika/santimetre karelik değeri ile yurdumuzda Anamur dan sonra En iyigüneş almaktaki sıralaması ile 2.Sırada yer almaktadır.Bu özeliğin Yaz Turizmi <strong>ve</strong>Yenilenebilir Enerji elde edilmesine uygun şartları taşımaktadır.Bazı Meteorolojik Veriler *• Ölçülen En yüksek Sıcaklık :37.5 C 0 (27.07.1966), En düşük: - 28.7 C 0(19.01.1964), Yıllık Ortalama : 9.0 C 0• Günlük Ölçülen en yüksek yağış : 60.2 mm/m 2 (07.10.1982)• Uzun yıllar ortalaması : 385.0 mm/m 2• Ölçülen en yüksek kar kalınlığı : 120.0 cm (05.12.1994)• Ölçülen en yüksek rüzgar hızı : 115.9 km/saat (21.05.1991)• Hakim rüzgar yönü: Doğu (E)• Ortalama Güneşlenme Süresi : 7.3 Saat/gün* Ortalama değerler son 30 yıllık <strong>ve</strong>rilere göre belirlenmiştir55


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN –MERKEZ 1996- 2006 YILIK YAĞIŞ TABLOSUYILLAR YILIK YAĞIŞ TOPLAMI (mm)1996 389.41997 380.71998 258.51999 322.32000 234.22001 355.22002 415.92003 429.82004 426.72005 337.92006 424.1Van merkeze ait uzun yıllar yağış toplamı 386-420 mm arasında yer almakta olup yukarıdakitabloda görüldüğü gibi mevsimlere <strong>ve</strong> aylara göre hafif kuraklık görülmektedir.2007 yılıtoplam yağış değeri ise 349.4 mm olmuştur. Bu değerle yıllık bazda hafif kuraklık olarakdeğerlendirilmektedir.Genel Müdürlüğümüzün kuraklık analizleri sonuçlarına bakıldığında aylık üç aylık altı aylık<strong>ve</strong> yıllık bazda Van ili hafif kurak olarak değerlendirilmektedir.Sonuç olarak; Van ili <strong>ve</strong> çevresinde Yaz mevsiminde kıyı Turizminde Temmuz <strong>ve</strong> Ağustosaylarının uygun olduğu Kış döneminde ise kış Turizm şartları açısından Aralık, Ocak, Şubat<strong>ve</strong> Mart ayları uygun olarak görülmektedir.KAYNAKLARDMİ Genel Müdürlüğü.56


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN GÖLÜ SU BÜTÇESİNİN UZAKTAN ALGILAMATEKNİKLERİNİN KULLANIMIYLA BULUNMASIDetermination of Water Budget of Lake Van by Remote Sensing TechniquesA. Ünal ŞORMANOrta Doğu Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, AnkaraÖZ: Yurdumuzun en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nün su bütçesinin belirlenmesi 1999<strong>ve</strong> 2000 yılları itibari ile yapılmıştır. Sonuçlar 1993-98 yılları için yapılan su bütçesi değerleriile karşılaştırılmıştır. Bu çalışma için geniş tabanlı bir literatür araştırması yapılmış <strong>ve</strong> Vangölü üzerinde kurulan meteorolojik istasyon sayesinde bilgisayar ortamında saklanan <strong>ve</strong>rilerile <strong>ve</strong>ri bankası oluşturulmuştur. Enerji denklemlerinin kullanılması ile hesaplanan gölüngerçek buharlaşma değerleri, Van ilinde yapılan ölçümler <strong>ve</strong> tava buharlaşma değerleri ilekarşılaştırılmıştır. Bulunan sounçlar <strong>bildiri</strong>nin son bölümünde açıklanırken göl için alınacakönlemlere de yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Anahtar sözcükler : Van gölü, su bütçesiABSTRACT: The annual water budgets for the years of 1999 and 2000 are carried oft for theLake Van that is the largest mineral lake of Turkey. The results are compared with the studiesdone earlier during 1993-98. For this study a wide range of literature sur<strong>ve</strong>y done and thedatabank is established on PC with the meteorological station established on Lake Van. Theactual evaporation values are calculated using energy equations and compared with the panevaporation data as well as the meteorological measurements of the city of Van. The resultsare explained in the last section of this report with the pre<strong>ve</strong>nture precautions, which need tobe taken for the lake.Key words: Lake Van, water budget1. GENELBu çalışma ile yapılması istenen konular, Van Gölünün su bütçesini tayin etmek, suseviyesindeki değişimlerin nedenleri araştırmaktır. Bunu yapabilmek için de ODTÜ’nindesteği <strong>ve</strong> işbirliği yapılan Kamu kuruluşlarından biri olan Elektrik İşleri Etüd İdaresi GenelMüdürlüğü Hidrolojik Etütler Dairesi’nin yardımları ile Van Gölü kıyısında otomatik birmeteorolojik rasat parkı kurulmuştur. İstenilen saat aralıkları ile meteorolojik <strong>ve</strong>riler, gölseviyesi <strong>ve</strong> gölün su sıcaklıkları bilgisayar ortamında data logger’a yazılarak sağılmıştır. Bu<strong>ve</strong>riler ile günlük buharlaşma değerleri hesaplanmıştır. Ayrıca göle su getiren akarsulardayapılan ölçmeler ile taşınan nehir debi değerleri <strong>ve</strong> göl aynası üzerindeki yağış miktarları dahesaplanarak Van Gölünün su dengesi oluşturulmaya çalışılmıştır.2. VAN GÖLÜNÜN TANITIMIVan Gölü yurdumuzun en büyük sodalı gölü olup yüzey alanı 3600 km 2 civarındadır <strong>ve</strong> DoğuAnadolu Bölgesinde yer alır. Su hacmi itibari ile dünyada dördüncü sırayı alır <strong>ve</strong> 9.7 pHderecesi ile alkali özellik gösterir (Bkz. Şekil 1).57


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Van gölünde su seviyesinin belli bir ölçüde aynı kaldığı yıllarda, göle gelen su (yüzey <strong>ve</strong>yüzeyaldı), gölden buharlaşma ile akan su ile dengelenmektedir. Göldeki buharlaşmanın endüşük değer aldığı 1988 <strong>ve</strong> buna benzer 1992 sonrası 5-6 yılda su seviyesinin maksimum artışgösterdiği gözlenmiş <strong>ve</strong> aradaki su hacim farkı göl seviyesinde artışlara neden olmuştur (Bkz.Şekil 2).3. LİTERATÜR ARAŞTIRMASIBu tür konular üzerinde yapılan araştırmalar göstermiştir ki göl su seviyesindeki değişimler,yağış akış <strong>ve</strong> buharlaşma ile ilişkilidir. Van gölündeki su seviye yükselmesi ile ilgili olarakyapılan çalışmalar göl su seviyesi değişiminin gölün su bütçesi <strong>ve</strong> havzasındaki meteorolojikdeğişkenlere bağlı olduğunu göstermiştir (Kadıoğlu, M., Şen, Z., Batur, E., 1997).Yazarın yaptığı bir ön araştırmaya göre, Van Gölü su seviyelerinin üç ayrı zamanperiyodunda (1944-1994), (1967-1994) <strong>ve</strong> (1970-1994) stokastik bir yaklaşımla zaman serianalizleri yapılmıştır. Zaman süresi azaldıkça <strong>ve</strong> son senelere doğru yaklaşıldıkça doğrusallıktrendinin azaldığı; fakat bunun yanında periyosidenin <strong>ve</strong> zamana bağlı göl seviyelerininönceki periyoda olan bağlılığının (oto-regresyon) yüzde olarak değerlerinin arttığıgözlenmiştir.Şekil 1. Van Gölü Vaziyet PlanıKite, G.W. (1991) tarafından geliştirilen bir zaman analiz paket programı bu değişimlerin dörtana bileşkede toplanacağını göstermiştir. En yüksek değişim varyans yüzdesinin (1970-1994)serisi için oto-regresyon kısmının (65.4%) <strong>ve</strong> bunu takiben de doğrusal bağımlılığın (21.8%)<strong>ve</strong> pediyodik ilişkinin (10.9%) olacağı bulunmuştur. Geriye kalan 2 % lik kısım ise rastgeleartık değerlerdir. Bu sonuca göre, Van Gölünün su seviyesindeki yükleşi değerlerinin en başta58


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.oto regresyon tipi (stochastic) bir hidrolojik model ile 65 % oranında izah edilebilirliğindenbahsedilebilir.M. Türkeş (2001) tarafından yapılan <strong>ve</strong> yayınlanan bir araştırma yazısında (1930-93) yıllarıarasındaki kuraklık indeks dizilerine <strong>ve</strong> yağışlara bakıldığında, Türkiye’nin büyük birkesiminde 1980 sonlarında <strong>ve</strong> 1990 yılları için yapılan kurak <strong>ve</strong> ıslak durumların zamansal <strong>ve</strong>alansal değişimi araştırılmıştır.DSİ Genel Müdürlüğü’nce (TAKK) 1998 de yapılan Van gölü su dengesinin incelenmesiraporunda, Van Gölünün su seviye artışlarının meterolojik koşullarla olan ilişkisi araştırılmış<strong>ve</strong> özellikle yağış, buharlaşma <strong>ve</strong> sıcaklık gibi <strong>ve</strong>rilerin önem taşıdığı vurgulanmıştır. AyrıcaVan Gölü <strong>ve</strong> çevresindeki suların izotopik <strong>ve</strong> kimyasal içeriklerinin analizleri de yapılarak sudengesi incelenmeye çalışılmıştır. Bütçe elemanlarının klasik yöntemle elde edilen değerleri,izotop yöntemi ile bulunan değerlerle 1995 <strong>ve</strong> 96 yılları itibari ile karşılaştırılmıştır.Şekil 2. Van G – Tat<strong>van</strong> Göl Seviye Gözlem İstasyonunun Aylık Ortalama Seviyeleri4. VERİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE ANALİZLERAnalizler sonucunda:Gölü temsil eden istasyonların (6 adet) nokta yağış değerleri kullanılarak göl yağışının gerekaritmetik ortalama gerekse Thiessen ortalamalarının (1993-95) yıllarına bakıldığında 640<strong>ve</strong>ya 630 mm olduğu saptanmıştır. Uzun rasatlar ışığında belirlenmiştir.1996-2000 yılları itibarı ile yağış alansal ortalamalar her iki metotda da zaman bazında birazalma trendi göstermiş <strong>ve</strong> 2000 yılında (276.4 mm) aritmetik ortalama (287 mm) Thiessenortalaması olarak bulunmuştur. Buna gore 1993-2000 yılları arasında59


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.630 − 287630= 0.54 (Thiessen)640 - 276.4= 0.568 (aritmetik)640Yarıdan fazla bir azalma gözlenmiştir. Ayrıca uzun yıllar ortalamasına göre de 2000 yılındayağış miktarında525.55 - 287=525.550.45% 45’e varan bir azalma tesbit edilmiştir. Aynı yıl içersinde farklı istasyonlar arası yıllıktoplam yağış miktarlarına bakıldığında Tat<strong>van</strong> (17205) istasyonunda en yüksek miktarlarınölçüldüğü, bunun yanında en düşük yağış miktarlarının Erciş (17784) istasyonundakaydedildiği bulunmuştur.Göl alanının yaklaşık 3527 km 2 olduğu düşünülürse yağış miktarındaki bu azalışın hacimselboyutu daha da çarpıcı olmaktadır.Bu durumda Kurumların (DMİ <strong>ve</strong> EİE) sağladığı <strong>ve</strong> analize tabi tuttukları meteorolojikhidrolojik <strong>ve</strong>riler ile ayrıca proje kapsamında ODTÜ tarafından kurulan göl üzerinde saatlikölçümleri yapılan bilgilerin değerlendirilmesi bu çalışma ile gerçekleştirilmiştir.5. BUHARLAŞMA HESABI (Enerji Metodu)Güneş radyasyonu ile ölçülen kısa (R C ) <strong>ve</strong> uzun dalga boyları (R B ) kullanılarak netradyasyondan (R n ) dolayı kaynaklanan buharlaşma hesaplanmıştır.R C = R A (0.20 + 0.48 (n/D))(Kısa dalga boylu radyasyon)R B = (0.2 + 0.8 (n/D) (0.47 – 0.077√e a ) σ T 4 a (uzun dalga boylu rad.) (1)R n = R C (1 – α ) - R B(Net radyasyon cal/cm 2 /gün)(∆/∆ + ν) x Rn = net radyasyondan kaynaklanan buharlaşmaBu denklemlerde yer alan terimlere a = gerçek buhar basıncı (mm Hg) = e s x RHe s = doygun buhar basıncı (mmHG) =e s = 0.6108 exp. [(17.27 T a )/(237.3 T a )]T a = hava sıcaklığı ( o C)T d = Çığ nokta sıcaklığı ( o C)RH = Nisbi nem (%)σ = 117.4 ξ 10 −9 gcal/cm 2 /gün lambert katsayısın/D = gerçek güneşlenme süresi/max. Güneşlenme süresiα = Albedo (yüzey yansıtma katsayısı) = 0.08Aerodinamik faktörlerin neden olduğu buharlaşmanın hesaplanması ise aşağıda <strong>ve</strong>rileneşitlikle sağlanmıştır.Eaν= [ 6.43 (1 + 0.536U2)(esaa)] ( ) (mm/gün)(2)(∆ + ν)λ60


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Burada iseE a = Aerodinamik faktörlerin yarattığı buharlaşmaU 2 = Rüzgarın hızı (m/san)ν =o[ 0.0016286 P (kP )/λ](kP / C)aaaes(kPa)∆ = 4090(237.3 + T )a2(k Pa/oC)λ =o o[ 2.50 − 0.002361 T ( C) ](C)(e s – e a ) = buhar basınç farkı (kP a )s1 <strong>ve</strong> 2 numaralı eşitliklerin birleştirilmesi ile ölçülen tüm meteorolojik <strong>ve</strong>rilerle günlük <strong>ve</strong>aylık net göl buharlaşması denklemlerle gösterildiği şekilde hesaplanmış <strong>ve</strong> bulunan değerler1999 <strong>ve</strong> 2000 yılları itibari ile aylık olarak bulunmuştur.∆νE = (mm/Gün) = ( )Rn+ ( ) E a(3)∆ + ν ∆ + ν6. BULGULARYukarıda bahsedilen çalışmalardan yararlanılarak 1993-98 yılları arası hem klasik hem deizotopik yaklaşımla DSİ, TAKK Daire Başkanlığınca yapılan Van Gölünün su bütçe hesaplarıgözden geçirilerek Tablo 1 değerleri oluşturulmuştur.Ayrıca tarafımızdan yapılan <strong>ve</strong> bu raparda yer alan 1999, 2000 yıllarının enerji yaklaşımı ileyapılan çalışmalar <strong>ve</strong> grafiksek taktimler ile bulunan aşağıdaki bütce elemanlarıhesaplanmıştır.P = yağış. R = Akış, E = buharlaşma, ∆ϖ/∆τ = Göl seviyesindeki hacimsel değişimler, (I ss –Q ss ) = yüzey altı <strong>ve</strong> yeraltı su giriş <strong>ve</strong> çıkış farklarını göstermektedir. Bu sembollerkullanılarak süreklilik denklemi yazılabilir.∆vm = Pm+ Rm- Emm (IssQss)(4)∆tSüreklilik eşitliği kullanılarak ölçülemeyen <strong>ve</strong> yer altından göle giren <strong>ve</strong> çıkan dengeelemanları hesaplanmış <strong>ve</strong> bulunan kayıp değerlerinin yağış <strong>ve</strong> akış toplamına olan oranlarıhesaplanmıştır.(Iss - Qss) / (P + R) x 100 = %(5)1999 <strong>ve</strong> 2000 yıllarının Van gölüne ait su bütçesi çalışmaları grafiksel ortamda gösterilerekaylık bazda yağışlar, yüzey <strong>ve</strong> yüzey altı su miktarları ile hesaplanan göl buharlaşmaları61


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.ayrıca gölde ölçülen seviye değişimleri hem 1999 hem de 2000 yılları için Tablo 2’degösterilen değerler karşılaştırılmıştır.Tablo 1’de yer alan sütunların değerleri oluşturulurken göl aynasına düşen aylık yağışmiktarları, P (mm) Thiessen metodu ile hasaplanarak yıllık toplam yağış değerleri hacimselolarak (P* A m*m 2 ) m 3 cinsinden bulunmuştur.Ayrıca, göle dökülen münferit nehir debilerinin ölçümlerinden yararlanılarak yıllık hacimselakım toplamları (R*10 6 m 3 ) olarak hesaplanmıştır.Göl üzerinde gerçek (enerji metodu ile) buharlaşma değerleri mm olarak, göl alanı (3527km 2 ) ile çarpılarak 106 m 3 olarak Tablo 1 sütun 4’de gösterilmiştir.Göl seviyesindeki eşel seviye ölçümlerine dayalı seviyeler (Tablo 2) de gösterildiği şekildebelirlenerek, Tablo 1’in beşinci kolonunda hacim değişimine dönüştürülmüştür.4 No.lu denklemde yer alan terimlerin hacimsel değerleri yerine konarak, ölüümüyapılamayan <strong>ve</strong> yüzel altından göle karışan (I ss ) <strong>ve</strong> gölden çıkan (Q ss ) değer farklarıbulunmuştur. Bu şetilde hesaplanan su bütçesi elemanlarından yararlanılarak, yer altındankaynaklanan beslenmenin (I ss – Q ss ) yüzey sularına oranlarının (P+R) (eşitlik 5’de) değişimyüzdeleri gösterilmiştir.7. SONUÇLAR <strong>ve</strong> ÖNERİLERYağış <strong>ve</strong>rileri için poligonlar tesbit edilerek göl aynasına düşen ortalama yağışınbulunmasında daha hassas bir yaklaşım getirilmiştir. Bu suretle yıllar ortalamalarınakıyaslamalar daha sağlıklı yapılabilmiştir. Göle dökülen yüzey akış değerleri aralıklı <strong>ve</strong>sürekli ölçüm değerleri le sağlanabilmiş <strong>ve</strong> ölçüm sayısındaki artışın dikkate değer olduğugözlenmiştir. Göl hacim değişiklikleri batimetrik haritalardan yararlanılarak bulunmuş, aradeğerlerin ise seviye-hacim eğrisinin enterpolasyonu ile sağlanmıştır. Göl buharlaşma hesabımeteorolojik ölçüm değerlerine dayandırılarak enerji metodu aracılığı ile bulunmuştur. Budeğerler ayrıca buharlaşma tavasından ölçülen potansiyel değerler ile karışılaştırılmıştır.Bulunan sonuçların tablosal dökümlerinden yararlanılarak aşağıdaki sonuç <strong>ve</strong> öneriler paketihazırlanmıştır.GÖL SEVİYESİ1993 yılı göl seviyesinde 68.7 cm lik bir su yüzeyi artışı görülmesine karşın 2000 yılında 50cm lik bir azalma gözlenmiştir.YAĞIŞYağış miktarı 1012 x 10 6 m 3 (286.94 mm) ye düşerek uzun yıllar ortalaması olan 1714 x 10 m 3yani (486 mm) ye göre 40 % varan bir azalma kaydedilmiştir.BUHARLAŞMABuharlaşma miktarı tava buharlaşma miktarlarına göre daha hassas olan enerji metodu ile1999-2000 yılı için hesaplanarak bulunmuştur. Bu değerler uzun yıllar ortalaması olarak62


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.<strong>ve</strong>rilen 3672x10 6 m 3 /1041 mm ye göre artış oldukça fazla olup. Görüldğü üzere 1512-1041/1041 = % 45 civarındadır.SU BÜTÇESİMevsimlik değişiklik olarak yağışın Haziran ayından itibaren azalması, nehir debilerinin bunabağlı olarak düşmesi <strong>ve</strong> aylık <strong>ve</strong> mevsimlik buharlaşma miktarlarının oldukça artması (200-236 mm/ay) ulaşması nedeni ile yaz aylarında göl seviyesindeki düşüşler 15 cm/ay’aulaşabilmekte, bu ise 1999 yılı için 42 cm, 2000 yılı için ise 50 cm’e varmaktadır.Ayrıca su bütçesinin aylık <strong>ve</strong> yıllık bazda uygulanması sonucunda bulunan yüzey altıbeslenme <strong>ve</strong> dreneaj miktarları (I s –Q s ) tutarlı olarak değişiklik göstermektedir.1992-93 yıllarında ıslak bir periyod geçiren Türkiye <strong>ve</strong> buna bağlı Van Gölü kapalı havzası,1994 yılından bugüne kadar kurak bir iklim periyodu yaşamaktadır. Uzun yıllar ortalamalarıtablolarda gösterildiği şekilde 1995 ile 1996 yılları arasında görüldüğü bu tarihten sonra dayağış <strong>ve</strong> akış değerlerinde azalmaların olduğu bunların yanında göl buharlaşma değerlerinde% 45 lere varan artışlar nedeni ile göl. seviyesinde düşmeler gözlenmiştir.Tablo 1. Van Gölü Su Bütçe Hesabı Tüm Kurumlar (DMİ, DSİ, EİE, ODTÜ): (1); (DMİ,EİE, ODTÜ): (2)Denklem 3 Denklem 4 Denklem 5(1)(2)PeriyodPx10 6 m 3(Yağış)Rx10 6 m 3(Akış)Ex10 6 m 3(Buharlaşma)1993 2350 2940 - 40561994 2290 1692 - 4313.51995 1780.4 2257 -38231996 1755 1462 -40871997 1644 1372 -1998 1258 1152 -43351999 1245 1222.8 -47332000 min1012 865.2 max -5333Uzun süreortalaması∆ϖ/∆τ x10 6 m 3(Hacimdeğişimi)+ 2422.0(+687 mm)+ 980.0(268 mm)+ 545.0(150 mm)- 181.8(- 50 mm)- 176.4(-50 mm)- 705.4(- 200mm)- 1481.0(- 420 mm)- 1763.5(- 500mm)I ss -Q ss x10 6 m 3(Kayıp)%(oran)1181.0 22.51310.8 32330.4 8688.5 21.0- -1220.0 51.0790.0 32.01693.0 90.01714.0 1933 -3627 0.0 + 25.0 0.063


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Tablo 2. Su Bütçesini Oluşturan Elemanlar (1999-2000 yılları)Ortalama Is Seviye 1* 2** 3*** (I s - Q s )AylıkYağışdeğişimiP m (mm) (mm) (mm) (mm) (mm) (mm) (mm)Ocak 99 7.14 20.40 - 30.00 40.30 - - - 17.24Şubat 99 40.80 18.10 20.00 48.70 21.30 - 9.80Mart 99 59.80 76.10 70.00 67.60 31.00 - 1.70Nisan 99 71.40 50.30 70.00 145.80 134.70 79.30 94.10Mayıs 99 41.00 52.70 40.00 176.40 220.70 159.00 122.70Haizran 99 9.50 15.30 - 60.00 183.00 214.50 210.80 98.20Temmuz 99 5.20 11.70 - 90.00 201.20 212.90 246.50 94.30Ağustos 99 2.50 10.30 - 130.00 191.00 147.90 238.40 48.20Eylül 99 16.60 12.10 - 120.00 132.30 148.50 157.80 - 16.40Ekim 99 59.60 19.00 - 90.00 81.20 92.40 98.40 -87.40Kasım 99 23.60 26.20 - 70.00 36.60 43.20 - - 83.20Aralık 99 15.80 21.90 - 30.00 37.80 22.30 - 29.90TOPLAM 352.94 334.10 - 420.00 1341.90 1289.40 1190.20 234.86OrtalamaAylıkYağışIsSeviyedeğişimi1* 2** 3*** (I s - Q s )P m (mm) (mm) (mm) (mm) (mm) (mm) (mm)Ocak 00 54.50 17.50 20.00 40.50 33.50 - 11.50Şubat 00 42.90 15.30 20.00 46.20 71.70 - 8.00Mart 00 26.90 18.20 0.00 67.00 101.40 - 21.90Nisan 00 46.90 67.10 100.00 136.20 168.30 127.00 122.20Mayıs 00 19.40 30.60 20.00 178.70 218.90 172.40 148.70Haizran 00 4.30 12.00 - 90.00 216.00 225.30 231.10 109.70Temmuz 00 0.14 11.60 - 90.00 236.50 226.90 426.10 134.80Ağustos 00 1.70 9.50 - 140.00 222.30 181.70 350.50 71.10Eylül 00 3.10 9.10 - 150.00 177.90 135.30 253.70 15.70Ekim 00 27.10 15.60 - 110.00 109.40 63.60 181.60 - 43.30Kasım 00 5.80 18.00 - 70.00 52.20 45.30 12.60 - 41.60Aralık 00 54.20 20.80 - 10.00 29.10 17.10 - - 55.90TOPLAM 286.94 245.30 - 500.00 1512.00 1489.00 1755.00 479.80- : İlgili tarihte data yok1* : Enerji metodu kullanılarak2** : Model ile hesaplanan3*** : Ölçülen tava buharlaşmasıKAYNAKLARKadıoğlu, M., Şen, Z., Batur, E., 1997, Van gölündeki su seviye yükselmesinin inedenli,Doğal Afetler SempozyumuKite, G.W. (1991) Risk and FA in hydrology, Water Resources Publications, USATurkeş, M., (2001) Spatial and temporal variaton in precipitation and aridity index series ofTurkey, Workshop on teh Global change, MoroccoDSİ Genel Müdürlüğü, TAKK Dairesi (1998)Van Gölü <strong>ve</strong> çevresindeki suların izotopik <strong>ve</strong> kimyasal içeriklerinin belirlenmesi, DSİ YayınNo. 920, Ankara64


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN GÖLÜ SU SEVİYESİNİN VERİ MADENCİLİĞİ METODLARI İLEİNCELENMESİData Mining Technique to Analysis of Van Lake Water Le<strong>ve</strong>lDilek Eren AKYÜZİstanbul Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi, İnşaat Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, HidrolikAnabilim Dalı, Oda No: 230, Maslak/İstanbul 34469.ÖZ: Bu çalışmada, Van Gölü’nün su seviyesinin; ölçülen Van Gölü’nün çevresindeki diğergöllere ait su seviyeleri <strong>ve</strong> çevredeki meteorolojik istasyonlara ait yağış <strong>ve</strong> hava sıcaklığı<strong>ve</strong>rileriyle olan ilişkisi araştırılmıştır. Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından ölçülen; 25-04 ErçekGöl Gözlem, 25-09 Nazik Göl Gözlem, 25-19 Aygır Göl Gözlem, 25-23/36 Van Göl Gözlem<strong>ve</strong> Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİE) tarafından ölçülen 2501 Van Tat<strong>van</strong> 2508 Van 2510 VanGüzelkonak Göl Gözlem istasyonlarına ait günlük göl su seviyeleri, 2505 Bendimahi Çayı,2507 Süfrezor Deresi, 2509 Hoşap Suyu, 2511 Güzelsu günlük akım <strong>ve</strong>rileri <strong>ve</strong> DevletMeteoroloji İşleri (DMİ) tarafından ölçülen Van, Van-Bahçesaray, Van-Başkale, Van-Çaldıran, Van-Erçiş, Van-Gürpınar, Van-Muradiye, Van-Özalp, Bitlis-Tat<strong>van</strong> istasyonlarınaait günlük toplam yağış <strong>ve</strong> günlük ortalama sıcaklık <strong>ve</strong>rileri kullanılmıştır. Ayrıca WorldMeteorological Organization (WMO) World Weather Watch Programı dahilinde 171700 noluVan Meteoroloji istasyonundaki günlük ortalama hava sıcaklığı, donma noktası, hava basıncı,görüş mesafesi, rüzgar hızı, maksimum <strong>ve</strong> minimum hava sıcaklıkları, yağmur yağışı, karyağışı, sis, dolu, gök gürültüsü, kasırga durumu kullanılmıştır. Verilen istasyonlara ait göl suseviyelerinin kendi aralarındaki ilişkileri özetlenmiştir. Ayrıca günlük göl su seviyeleri ilegünlük yağış <strong>ve</strong> günlük ortalama hava sıcaklıkları arasındaki ilişkilerde istastistiksel <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimadenciliği metodları kullanılarak incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda göl su seviyeleri ilehava sıcaklığı arasında güçlü bir ilişkinin olduğu gösterilmiştir. Van Gölü’ne ait suseviyelerindeki dalgalanmasının olası sebepleri özetlenmiştir.Anahtar Sözcükler: Van Gölü, Erçek Gölü, Göl Su Seviyeleri, Veri Madenciliği, İstatistikselİlişkiABSTRACT: In this study, the relationship between Van Lake Le<strong>ve</strong>l and other lakes that arelocated closed to Van Lake and meteorological data are researched and analyzed. The dataobtained from Turkish State Water Works (DSI), Electrical Power Resources Sur<strong>ve</strong>y andDe<strong>ve</strong>lopment Administration (EIE), Turkish State Meteorological Service (DMI) and WorldMeteorological Organization (WMO) are processed and interpreted. The lake water le<strong>ve</strong>ldata measured by DSI between water years of 1989 to 1992, at stations 25-04 Ercek, 25-09Nazik, 25-19 Aygır, 25-23/36 Van, the lake water le<strong>ve</strong>l data measured by EIE at stations 2501Van Tat<strong>van</strong>, 2508 Van, 2510 Van, the inflow data measured by EIE at stations 2505Bendimahi Ri<strong>ve</strong>r, 2507 Süfrezor Ri<strong>ve</strong>r, 2509 Hoşap Ri<strong>ve</strong>r, 2511 Güzelsu Ri<strong>ve</strong>r, themeteorological data measured by DMI at stations Van, Van-Bahçesaray, Van-Başkale, Van-Çaldıran, Van-Erçiş, Van-Gürpınar, Van-Muradiye, Van-Özalp, Bitlis-Tat<strong>van</strong> and themeteorological data measured by WMO at station 171700 Van are considered. Daily meantemperature, dew point, mean station pressure, visibility for the day, wind speed, rain,maximum and minimum temperature, total precipitation, snow depth and indicators for fog,rain, snow, hail, thunder and tornado or funnel cloud are obtained at daily time scale andprocessed. The correlations of data are summarized. In addition the relationship betweendaily lake water le<strong>ve</strong>l and meteorological data like rain, mean temperature are analyzed65


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.using with classical statistical and data mining methods. At the end of the presented study,there is strong relationship between lake water le<strong>ve</strong>l and temperature are showed. Thepossible reasons to effect of the lake water le<strong>ve</strong>l are summarized.Key Words: Lake Van, Lake Ercek, Lake Water Le<strong>ve</strong>l, Data Mining, Statistical relationship.1. GİRİŞVan Gölü dünyanın en büyük sodalı, ülkemizin de en büyük alana sahip gölüdür (Şekil 1).Yüzey alanı 3.713 km 2 (130km x 80km), hacmi 607 km 3 <strong>ve</strong> derinliği 450 metredir (Ahlat ileAdilcevaz). Van koyu ile Erciş körfezi en sığ yerlerinden biridir <strong>ve</strong> 50 m derinliğe sahiptir.Endemik olarak inci kefalinden başka balık türü bulunmamaktadır.Van Gölü'nün suyu tuzlu <strong>ve</strong> sodalı olmasının sebebi; akarsuların taşıdığı tuzlu suların göldebirikmesi <strong>ve</strong> buharlaşma nedeniyle yoğunlaşmasıdır. Tuz tenorunun yüksek olması, bor <strong>ve</strong>sodyum karbonatın varlığı, volkanik taşların etkisinden meydana gelmektedir. Tuzluluk oranı% 0.224'dür. Sudaki kimyasal bileşimlerin kendi aralarındaki oranları ise; % 42 NaCI, % 34NaCO 3 , %16 Na 2 S0 4 , %3 KS0 4 <strong>ve</strong> %2.5 MgC0 3 . Bu özelliği nedeniyle göl, soda üretimkaynağı olarak büyük bir rezer<strong>ve</strong> sahiptir (Van Çevre <strong>ve</strong> Orman Müdürlüğü, 2007).Şekil 1. Van Gölü Havzası (Google Earth, 2008)Van Gölü ile ilgili olarak bir çok araştırma yapılmıştır. Bu makalede özellikle göl su seviyesiile ilgili olan çalışmalar özetlenmektedir.Tülay Kılınçaslan (1995) tarafından yapılan projede Van Gölü su seviyesinde değişimlerinyerleşme dokusuna etkileri araştırılmıştır <strong>ve</strong> Kılınçaslan, T., 2000 yılında bu çevresel etkilerimakalesinde özetlemiştir. Gülay Sezen (1996) Van Gölü'nde oluşan su seviye değişimleri ileyağışlar arasındaki ilişkinin tesbitini <strong>ve</strong> İrfan Gençsoy (1997) Van Gölü'ndeki su seviyesideğişimlerinin hidrometeorolojik parametrelerle ilişkisini araştıran yüksek lisans teziyapmışlardır.E. Akköprü <strong>ve</strong> A. Christol (2007) Van Göl'ünün su seviyesi <strong>ve</strong> su bütçesindeki değişimleri,Sen Z, Kadioglu M, Batur E (1999); kümeleme <strong>ve</strong> regresyon, Sen Z, Kadioglu M, Batur E(2000); stokastik analizi, Altunkaynak A (2007); yapay sinir ağları, Altunkaynak A, Sen Z(2007); bulanık mantık, Altunkaynak A, Ozger M, Sen Z, (2003); triple diyagramı kullanarakgöl su seviyesini <strong>ve</strong> değişimlerini modellemişlerdir. Ayrıca Utkucu, M. (2006); göl suseviyesindeki değişimleri depremlerle ilişkisini araştırmış <strong>ve</strong> anlamlı bir sonuç bulamamıştır.Kadioglu M, Sen Z, Batur E (1997), iklim değişikliğinin gölü nasıl etkilediğini66


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.özetlemişlerdir. Landmann G, Reimer A, Kempe S (1996) ise iklimsel kaynaklı olarak göl suseviyesi değişimini Pleistocene/Holocene dönemlerde araştırmışlardır <strong>ve</strong> bu çalışmanınsonucuna göre eskiden göl su seviyesindeki değişim çok daha büyük (100-150 m civarında)olduğu, salınımın giderek azaldığı belirtilmiştir.2. YÖNTEMJim Gray <strong>ve</strong> Alex Szalay, 2002 yılında yaptığı çalışmada bilimsel değişimi <strong>ve</strong> gelişimiincelemiş <strong>ve</strong> aşağıdaki zamana göre etkin olan yöntemleri özetleyerek <strong>ve</strong>ri madenciliktekniklerinin geleceğin yöntemi olduğunu vurgulamışlardır. Bu akışa göre şu anda <strong>ve</strong> ileride<strong>ve</strong>rilerden bilgilerin elde edilmesi tekniklerinin giderek gelişeceğini açıktır.• 1600, ampirik• 1600-1950, teorik– Her disiplin kendi temel teorisini oluşturmuştur. Temel teorileri oluşturmakiçinde deney <strong>ve</strong> olaydan anlaşılanlar kullanılmıştır.• 1950-1990, bilgisayar– 50 yıldan uzun zamandır, pek çok disiplin alanı çok hızlı büyümüştür.Ayrıca bilgisayar sayesinde yeni branşlarda ortaya çıkmıştır.– Genel olarak simülasyon teknikleri kullanılarak çok karışık matematikselmodellere oldukça doğruya yakın çözüm bulunmuştur.• 1990 dan itibaren, <strong>ve</strong>ri– Çok farklı <strong>ve</strong> uzun <strong>ve</strong>ri mevcuttur.– İnternet <strong>ve</strong> süper bilgisayarlar sayesinde <strong>ve</strong>riye ulaşım, stoklama <strong>ve</strong>arşivleme daha kolaydır.– Veri madenciliği yükselen yeni bir yöntemdir.Veri madenciliği diye adlandırılan aslında güncel <strong>ve</strong> istatistiksel bir çok yöntemi içine alan,geniş bir yelpazeye sahip yöntemler bütünü olarak tanımlanabilir. Örneğin, yapay sinir ağları,bir sonuç değişkeni hesaplamak için bir çok parametrik değişkenlere ait <strong>ve</strong>rileri giriş olarakkullanılmaktadır. Böylece hesaplamak istenilen değişken <strong>ve</strong>ya değişkenlerin özelliklerinibelirlenir <strong>ve</strong> tahmin yapılabilmektedir. Bu örnekte kullanılan yöntem kapalı kutu modelidir,fakat <strong>ve</strong>ri madenciliği; her şeyin matematiksel olarak hesaplandığı yöntemleri deiçermektedir. Yani kısaca <strong>ve</strong>ri madenciliğinde bir çok yöntem kullanılmaktadır. Kullanılanyöntemlerin listesi aşağıda özetlenmiştir. Bu metodlardan sadece bir kaçı bu çalışmadakullanılmıştır.İstatistik [Tanımlama]Sınıflandırma (Classification) [Tahmin]Kümeleme (Clustering) [Tanımlama]İlişkilendirme Kuralları (Association Rule Disco<strong>ve</strong>ry ) [Tanımlama]Düzenli Desen Keşfi (Sequential Pattern Disco<strong>ve</strong>ry ) [Tanımlama]Regresyon (Regression) [Tahmin]Sapma Bulma (Deviation Detection) [Tahmin]3. UYGULAMAŞekil 2'de 25. Bölge Van Gölü havza alanını gösterilmektedir. Van Gölü'nden çıkan akarsubulunmamaktadır. Göl buharlaşma <strong>ve</strong> kayıplar ile göle ulaşan akımlar, yağışlar <strong>ve</strong>beslenmelerden oluşan bir su bütçesine sahiptir.67


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.DSİB.NOİSTASYONNOŞekil 2. Van Gölü Havzası (25. Bölge, EİE)Çizelge 1. Van Gölü Havzasında bulunan istasyonların listesiİŞLETENKURULUŞAKARSU ADI - İSTASYON ADIİSTASYONTİPİYAĞIŞALANI(km 2 )KOT(m)GÖZLEMPERİYODUDEĞERLİYILSAYISI1 17 2501 EİE VAN G. - TATVAN GGİ 16.096,40 1648 1943-2 17 2502 EİE BENDİMAHİ Ç. MURADİYE 1.664,00 1685 1943-1967 43 17 2503 EİE KOTUM S. -TUG 58,80 1715 1953-19564 17 2504 EİE ENGİL S. -GEM KÖP. 2.262,00 1770 1957-1968 75 17 2505 EİE BENDİMAHİ Ç. GÖNDERME 1.447,20 1912 1964- 236 17 2506 EİE HOŞAP Ç. -ZERDEK KÖP 1.550,00 1940 1968-1970 27 17 2507 EİE SÜFRESUR D. -KINALIKOÇ (25-010) 334,60 1775 1968- 228 17 2508 EİE VAN G. -VAN GGİ 16.096,40 1648 1968-9 17 2509 EİE HOŞAP Ç. -ZERDEK KÖP L 1.598,00 1862 1970- 2010 17 2511 EİE HOŞAP S. -GÜZELSU 1.598,00 1941 1988- 211 17 25-001 DSİ NAZİK G. -ÇIKIŞ 148,82 1815 1958-196012 17 25-002 DSİ ZİLAN Ç. -KOÇ KÖP. 700,00 1765 1959-1979 1713 17 25-003 DSİ SARIGÖL S. -AŞ. ŞEREF HAN 365,00 2085 1959-195614 17 25-004 DSİ ERÇEK G. -GGİ 1.544,10 1803 1960-15 17 25-005 DSİ ŞAMRAN S. -REG. GİRİŞ 1825 1959-197116 17 25-006 DSİ ŞAMRAN S. -REG. GİRİŞ 1825 1959-197117 17 25-007 DSİ HOŞAP S. -ZERDEK KÖP 1.594,00 1876 1959-1969 618 17 25-008 DSİ ŞAMRAN S. -DEĞİRMENARKI 1822 1959-197119 17 25-009 DSİ NAZİK G. -GGİ 148,82 1816 1970-20 17 25-010 DSİ SÜFRESUR S. -SÜFRESUR (2507) 336,00 1769 1959-1969 521 17 25-011 DSİ ZİLAN D. -DERİMEVİ 826,00 1750 1959-196022 17 25-012 DSİ KARASU -ERDEVİZ 1.334,00 1823 1962- 2723 17 25-013 DSİ DELİÇAY -PAYKÖY L 342,00 1992 1962- 2224 17 25-014 DSİ KOTUM D. -KÜÇÜKSU 55,00 1721 1964-1972 825 17 25-015 DSİ ENGİL D. - ENGİL 2.367,00 1650 1965-196626 17 25-016 DSİ ZİLAN D. -ÖRENE KÖP. L 1.122,00 1652 1966-1973 127 17 25-017 DSİ ZİLAN D. KARAMELİK 249,30 1699 1966-1972 328 17 25-018 DSİ NEMRUT G. - GGİ 28,30 2247 1966-197429 17 25-019 DSİ AYGIR G. -GGİ 113,80 1942 1970-198530 17 25-020 DSİ KEŞİŞ G. GGİ 38,56 2544 1970-197531 17 25-021 DSİ GEVAŞ S. - GEVAŞ 26,00 1838 1973- 1032 17 25-022 DSİ ENGİL S. - ENGİL 2.507,00 1649 1973-197733 17 25-023 DSİ VAN G. - GGİ 16.096,40 1648 1975-34 17 25-024 DSİ BENDİMAHİ Ç. GÖNDERME L 1.664,00 1870 1975- 1435 17 25-025 DSİ MEMADİK S. -TEPEDAM 186,30 2005 1979- 336 17 25-026 DSİ ENGİL D. -KÖPRÜLÜLER 2.312,00 1700 1980-1985 237 17 25-027 DSİ KARASU -SARIMEHMET 1.165,00 2000 1981- 638 17 25-028 DSİ DELİÇAY -MORGEDİK 205,00 2250 1982- 339 17 25-029 DSİ ZİLAN Ç. -SÖĞÜTLÜ 415,00 1982-198540 17 25-030 DSİ ZİLAN Ç. -ILICA (SÖĞÜTLÜ) 295,00 1982-198541 17 25-031 DSİ ÇUBUKLU S. -ÇUBUKLU 116,00 1985- 542 17 25-032 DSİ YOĞURTYEMEZ S. -KINALIKOÇ 80,00 1985- 343 17 25-033 DSİ HAMURPET G. -GGİ (21-222) 32,90 1985-44 17 25-034 DSİ ZERDEK S. -GÜRPINAR L 1.717,36 1988-45 17 25-035 DSİ KOÇ KÖP. -ERÇİŞ 424,88 1988-46 17 25-037 DSİ ÖZALP KAPIKÖY68


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Göle ulaşan akım <strong>ve</strong> göl su seviyesi ölçüm istasyonlarının listesi Çizelge 1'de <strong>ve</strong>rilmiştir.Ayrıca bu çalışmada Dünya Meteoroloji Organizasyonu'na (WMO) ait Dünyada Hava İzlemeProgramı dahilindeki 171700 nolu Van Meteoroloji istasyonundaki meteorolojik değerlerkullanılmışır.DSİ tarafından yapılan göl su seviyelerinin minimum <strong>ve</strong> maksimum aylık değerleri Şekil 3'de<strong>ve</strong>rilmiştir. Bu iki seviye arasındaki fark ise Şekil 4'de <strong>ve</strong>rilmiştir.Şekil 3. Van Gölü'nün maksimum <strong>ve</strong> minimum aylık göl su seviyeleriŞekil 4. Van Gölü su seviye değişimleriŞekil 5'de seviye değişimleri arasındaki farkın üzerine ortalama, standart sapma farkları <strong>ve</strong>birinci dereceden lineer bir gidiş eğrisi uydurulmuştur. Bu eğrinin değerleri oldukça küçüktür,sıfıra yakındır.Şekil 5. Van Gölü su seviyeleri gidiş69


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Şekil 6'da Van Gölü su seviye eğrisine 8. dereceden gidiş eğrisi uydurulmuş, uydurulaneğrinin denklemi grafik üzerinde <strong>ve</strong>rilmiştir. Ayrıca gidiş eğrisi ile gerçekleşen seviyearasındaki fark hata miktarı <strong>ve</strong>rilmiştir.Şekil 6. Van Gölü su seviyelerine gidiş eğrisi <strong>ve</strong> eğrinin artıklarıŞekil 7'de Van Gölü su seviyesindeki <strong>ve</strong> değişimlerdeki sıklıklarının incelenmesi amacıylahistogramları çizilmiştir. Şekil 7.a 'dan anlaşılan 1649 kotu bir sınır gibi üstü <strong>ve</strong> altıayırmaktadır. Su seviyesinin üstünde olması durumu normal bir dağılıma uyarken, altındaolması durumu oldukça sola çarpıktır. Şekil 7.b 'den anlaşılan ise; yükselme yönündekideğişimin yavaş yavaş olduğu, fakat büyük azalmaların daha fazla olduğu görülmektedir.Mesela -20 ile +20 cm değişimleri kıyaslarsak; -20'den yaklaşık 15, +20'den ise 1 defagörüldüğü görülmektedir. Şekil 8'de diğer <strong>ve</strong>rilere ait histogramlar topluca <strong>ve</strong>rilmiştir.abŞekil 7. Van Gölü (a) su seviyeleri <strong>ve</strong> (b) farklarının histogramıMeteoroloji istasyonundan elde edilen <strong>ve</strong>riler; günlük ortalama hava sıcaklığı, donma noktası,hava basıncı, görüş mesafesi, rüzgar hızı, maksimum <strong>ve</strong> minimum hava sıcaklıkları, yağış, karkalınlığı, sis, dolu, gök gürültüsü, kasırga olup olmadığı bilgileridir. Hava sıcaklığı Şekil 9'da,yağış miktarı ise Şekil 10'da <strong>ve</strong>rilmiştir.70


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Şekil 8. Van Gölü <strong>ve</strong>rilerine ait histogramlarBu <strong>ve</strong>rilerden anlaşılan kasırga <strong>ve</strong> dolu pek görülmediğidir. Gök gürültüsünün görülmeolasılığı ise % 3'den, sis görülme olasılığı % 1'den azdır. Kar olma olasılığı %10 <strong>ve</strong> yağmur%16 civarındadır. Yani 365 günün yaklaşık olarak 35 gününde kar mevcuttur, 60 gününde iseyağmur yağmaktadır.Şekil 9. Van Gölü <strong>ve</strong> çevresinde hava sıcaklığı (derece)Şekil 10. Van Gölü <strong>ve</strong> çevresinde yağış miktarı (mm)Ayrıca hava basıncı ile de göl su seviyesi arasında ilişki olduğu görülmüştür.71


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.4. SONUÇ <strong>ve</strong> ÖNERİLERVan Gölü'nün su seviyesi aylık değişimlerinde giderek bir azalma vardır. Erçek Gölü ile Vangölünün su seviyeleri arasında ilişki güçlü, Nazik Gölü ile olan ilişki ise zayıftır. Korelasyonkatsayıları; 0.8194 <strong>ve</strong> 0.4188'dir. Göle ulaşan suyun ana kaynağı yağan karlaroluşturmaktadır.Van Gölü'nün 1649 kotu bir sınır gibi üstü <strong>ve</strong> altı ayırmaktadır. Su seviyesinin bu değerinüstünde olması durumu normal bir dağılıma uyarken, bu değerin altında olması durumuoldukça sola çarpık bir dağılım göstermektedir. Ayrıca göl su seviyesindeki artışlar yavaş,fakat azalmalar hızlı meydana geldiği görülmektedir. Mesela -20 ile +20 cm değişimlerikıyaslarsak; -20'den yaklaşık 15, +20'den ise 1 defa görülmektedir (Şekil 7).Göle ulaşan akımlardan 2511 Güzelsu Çayı ile göl su seviyesinin ilişkisi en yüksekbulunmuştur. Ayrıca hava sıcaklığı ile su seviyesi arasında sıkı bir ilişki bulunmasıdır.Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında su seviyesi azalmış, Mart, Nisan Mayıs aylarında ise suseviyesi artmıştır. Hava basıncı ile su seviyesi arasındaki ilişki mevcut iken, rüzgar ile olanilişki bulunamamıştır.Bu çalışmada kullanılan <strong>ve</strong>rinin bazılarının uzunluğu 3 su yılıdır. Bu sürenin tüm toplumuifade ettiği varsayılarak bu çalışma yapılmıştır. Aslında <strong>ve</strong>rilerin uzunluğunun artırılarak <strong>ve</strong>Çizelge 1'de <strong>ve</strong>rilen tüm istasyon <strong>ve</strong>rilerini de hesaba katan inceleme yapılması faydalıolacaktır. Fakat <strong>ve</strong>rilere ulaşımdaki <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rilerin kitaplardan bilgisayara aktarılmasındakigüçlükler nedeniyle bu çalışma kapsamında yapılamamıştır.5. KAYNAKLARAltunkaynak A, Ozger M. and Sen Z, 2003. Triple diagram model of le<strong>ve</strong>l fluctuations inLake Van, Turkey Hydrology and Earth System Sciences 7 (2): 235-244.Altunkaynak A, 2007. Forecasting surface water le<strong>ve</strong>l fluctuations of lake <strong>van</strong> by artificialneural networks, Water Resource Manage 21:399–408Altunkaynak A. and Sen Z, 2007. Fuzzy logic model of lake water le<strong>ve</strong>l fluctuations in LakeVan, Turkey, Theor. Appl. Climatol. 90, 227–233.Batur, E., 1996. Van Gölü'nün su bütçesi <strong>ve</strong> havza iklimi İTÜ Fen Bilimleri Ensitüsü YüksekLisans Tezi.E. Akköprü and A. Christol, 2007. Modelling Van Lake Le<strong>ve</strong>l and Water Budget Variationsin the Past out of the interpretation of Coastal Deposits and DEM. Approach, aims andpreliminary results.ftp://ftp.ncdc.noaa.gov/pub/data/gsodGençsoy, İ., 1997. Van gölü'ndeki su seviyesi değişimlerinin hidrometeorolojikparametrelerle ilişkisi, İTÜ Fen Bilimleri Ensitüsü Yüksek Lisans Tezi.Gray, J. and Szalay, A., 2002. The World Wide Telescope: An Archetype for Online Science,Comm. MSR TR 2002-75, pp 4, CACM, Vol. 45, No. 11, pp. 50-54.http://www.ncdc.noaa.gov/cgi-bin/res40.pl?page=gsod.htmlhttp://www.dsi.gov.trhttp://earth.google.comKadioglu M, Sen Z and Batur E , 1997. The greatest soda-water lake in the world and how itis influenced by climatic change, Annales Geophysicae-Atmospheres Hydrospheres andSpace Sciences (15) 11, 1489-1497.72


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Kılınçaslan, T., 1995. Van Gölü su seviyesinde değişimler <strong>ve</strong> yerleşme dokusuna etkileri /İTÜ Araştırma Fonu.Kılınçaslan, T., 2000. The rising water le<strong>ve</strong>l in Lake Van: environmental features of the Vanbasin which increase the destructi<strong>ve</strong> effect of the disaster, Water Science andTechnology (42)/ 1-2, 173-177.Landmann G, Reimer A and Kempe S , 1996. Climatically induced lake le<strong>ve</strong>l changes at LakeVan, Turkey, during the Pleistocene/Holocene transition Global BiogeochemicalCycles (10) 4 797-808.Sen Z, Kadioglu M and Batur E , 1999. Cluster regression model and le<strong>ve</strong>l fluctuationfeatures of Van Lake, Turkey , Annales Geophysicae-Atmospheres Hydrospheres andSpace Sciences, (17) 2,273-279.Sen Z, Kadioglu M and Batur E, 2000. Stochastic modeling of the Van Lake monthly le<strong>ve</strong>lfluctuations in Turkey , Theoretical and Applied Climatology (65)/1-2, 99-110.Sezen, G., 1996. Van Gölü'nde su seviye değişimleri ile yağışlar arasındaki ilişkinin tesbiti,İTÜ Fen Bilimleri Ensitüsü Yüksek Lisans Tezi.Turunçoğlu, U. U., 2003. In<strong>ve</strong>stigations of the hydrodynamics of lake <strong>van</strong> using POM(Princeton Ocean Model), İTÜ Fen Bilimleri Ensitüsü Yüksek Lisans Tezi.Utkucu, M., 2006. Implications for the water le<strong>ve</strong>l change triggered moderate (M ≥ 4.0)earthquakes in Lake Van basin, Eastern Turkey, J. Seismol., 10,105–117.Van Çevre <strong>ve</strong> Orman Müdürlüğü, 2007. Van İli 2006 Yılı Çevre Durum Raporu. Van Valiliği,İl Çevre <strong>ve</strong> Orman Müdürlüğü, Van.73


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN GÖLÜ SU SEVİYESİ STOKASTİK MODELLERİStochastic Models of Water Le<strong>ve</strong>l in Lake Vanİlkay TELTİK, Hafzullah AKSOY, N. Erdem ÜNALİTÜ İnşaat Fakültesi Hidrolik Anabilim Dalı 34469 Maslak, İstanbulÖZ: Van Gölü su seviyesi gözlemlerinde son dönemlerde gözlenen 2 m civarındaki artışgöldeki seviye değişiminin çok yönlü bir şekilde incelenmesine, konu üzerinde yapılançalışmaların artmasına neden olmuş, göl su seviyesinin tahmini için mevcut yöntemlerkullanılması ile birlikte alternatif tahmin yöntemleri için arayışlar başlamıştır. Bu çalışmada,1943–2007 yılları arasında Tat<strong>van</strong> istasyonunda yapılan Van Gölü su seviyesinin aylık<strong>ve</strong>rilerine dayanan bir model belirlenmeye çalışılmıştır. Model eldeki <strong>ve</strong>rinin barındırdığıeğilimin <strong>ve</strong> periyodikliğin giderilmesinin ardından elde kalan rastgele (stokastik) bileşen içingeliştirilmiştir. Burada daha önceki çalışmalardan farklı olarak eldeki <strong>ve</strong>rinin tamamına tekbir eğilim çizgisi uydurmak yerine zaman serisinin önce İTÜ İnşaat Fakültesi’nde geliştirilenSEGMENTER adlı bilgisayar yazılımı ile homojen dönemlere ayrılmış, her döneme ait eğilimçizgileri belirlenerek <strong>ve</strong>rideki eğilim giderilmiştir. Böylece yapılan göl su seviyesitahminlerinin iyileştiği görülmüştür.Anahtar Kelime: Stokastik Model, Van Gölü, SEGMENTERABSTRACT: Water le<strong>ve</strong>l in Lake Van has risen up to near 2 meters. After the risen waterle<strong>ve</strong>l, the lake has become a study area for researchers as well as practitioners. In this study,lake monthly water le<strong>ve</strong>l records from the Tat<strong>van</strong> gauging station extending o<strong>ve</strong>r from 1944to 2007 are used. A stochastic model is de<strong>ve</strong>loped by using the available data set. Thestochastic model is deri<strong>ve</strong>d after the trend and periodicity in the data set is extracted. The newpart in the de<strong>ve</strong>loped model is its multi-trend structure with which the dataset is divided intofour segments by using the newly de<strong>ve</strong>loped software SEGMENTER of Istanbul TechnicalUni<strong>ve</strong>rsity. Forecasting by the multi-trend model seems better thanthe classical mono-trendmodel.Key words: Stochastic model, Lake Van, SEGMENTER1. GİRİŞDünya üzerindeki yaşamın her yönden tehdit altında kaldığı günümüzde, yaşam kaynağı olansu alanlarındaki değişimler çok daha ciddi araştırmaların yapılması ihtiyacını doğurmuştur.İnsanlık yaşamının su kaynakları ile ne denli içli dışlı olduğu bilindiğinden mevcut sukaynaklarının miktar <strong>ve</strong> kalitesi üzerinde araştırmalar yoğunlaşmış, Van Gölü gibi kapalı suhavzalarının maksimum <strong>ve</strong> minimum seviyeleri ile depolama olanakları önem kazanmıştır.Çevresel değişimler nedeniyle dünya üzerinde bulunan göl su seviyelerinde gözle görüneniniş çıkışlar tespit edilmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalarda göl su seviyelerini etkileyenfiziki sebepler, iklim değişiklikleri, meteorolojik <strong>ve</strong> hidrolojik özellikler (yağış, buharlaşma,akış vs.), ozon tabakasındaki değişimler, tektonik hareketlilikler olarak düşünülmektedir.74


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Geleceğe yönelik yapılaşma, yerleşim planları, turizm, sanayi <strong>ve</strong> tarım yatırımları için göl suseviye tahminlerinin yapılması büyük önem taşımaktadır. Bu konuda yapılan çok sayıdaçalışma söz konusudur.Kuzey Amerika’daki Erie gölünde 1958–1963 yılları arasında su seviyesinde gözlenen 1 mcivarındaki ani yükselme <strong>ve</strong> ardından meydana gelen ani alçalmanın göl havzasının aldığıyağış, havzada meydana gelen buharlaşma <strong>ve</strong> havzada gerçekleşen akıştan kaynaklandığıtespit edilmiştir (Mather, 1961). Kuzey Amerika’daki Büyük Göller’in (The Great Lakes) suseviyesinde meydana gelen 2 m’lik artış ile ilgili yapılan çalışmada su seviyesindekiyükselmenin göl havzası yağış rejimindeki değişimlerden kaynaklandığı belirlenmiştir(Quinn, 1982; Quinn <strong>ve</strong> Guerra, 1986). İsrail’de Kinret gölündeki su seviye değişimleriüzerine yapılan çalışma sonucunda iklim etkileri <strong>ve</strong> bölgesel akış dengesinin tespiti yapılaraksu seviye tahminleri günlük olarak yapılmıştır (Khavich <strong>ve</strong> Ben-Zvi, 1995).Ülkemizde özellikle Van gölü üzerinde yapılan çalışmalar oldukça fazladır(Batur, 1996;Gülay, 1996; Deren, 1996; Gençsoy, 1997; Çelik,1997). 1994–1995 yılları arasında bölgedeyurtdışından <strong>ve</strong> yurt içinden bilim çevreleri tarafından yoğun incelemeler yapılmıştır. Yapılanincelemelerde ortaya atılan tahminlerin bazıları halen araştırma konusu olmakta iken bazılarıda varsayımdan öteye gidememiştir.Su seviyesindeki yükseliş tektonik hareketlere bağlayan çalışmalar gözlenmiş ise de Barka(1996) tarafından yapılan incelemeler sonucunda yaşanan deprem hareketlerinin havzada 2m’ye varan seviye artışlarına yol açamayacağı belirtilmiştir. Ozon tabakasında gözlenenbozulmalara paralel olarak güneş lekelerinin bu tür bir etki yapacağı yönündeki (Kempe vd.,1978) tarafından ortaya atılan tespitlerin geçerli olmadığı Kadıoğlu vd. (1995a,b) tarafındanortaya konmuştur.Diğer çoğu doğal kaynaklı olayda olduğu gibi göl su seviye değişimleri de rastgele karakterliolduğundan modelleme <strong>ve</strong> geleceğe yönelik tahmin çalışmalarında istatistiksel çalışmalarbüyük önem taşımaktadır. Van Gölü ile ilgili bu tip bir çalışma, göl aylık su seviyedeğişimlerinin tahmini amacı ile Şen vd. (2000) tarafından geliştirilen bir stokastik modeldir.Bu çalışmada aylık su seviyesinin ikinci mertebe otoregresif stokastik modeli oluşturulmuş,bu model kullanılarak göl su seviyesi için simülasyonlar yapılmıştır. Bu tipten başka birçalışma Van gölü su seviyesi ile havzaya düşen yağış arasındaki ilişkinin tespit edilmesiamacı ile geliştirilmiştir (Sezen, 1996). Yine iklim <strong>ve</strong>rileri <strong>ve</strong> su seviye değişimleri arasındakiilişkinin tespiti için regresyon modelleri kurulmuş, ancak anlamlı sayılabilecek sonuçlar eldeedilememiştir (Erol, 1996).Otoregresif modeller kullanılarak Kızılırmak havzası için benzer bir çalışmada <strong>ve</strong>rininGamma olasılık dağılımına sahip olduğu varsayımı altında AR(1)’in diğer yöntemlerden dahaiyi olduğu tespit edilmiştir (Şarlak <strong>ve</strong> Şorman, 2007). Göl su seviyelerinin eğilim <strong>ve</strong> harmonikanalizinin yapıldığı çalışmada, Türkiye genelinde ölçüm yapılan göller üzerinde eğilim tespiti(Mann Kendal testi) <strong>ve</strong> harmonik analizi yapılmıştır. Sonuç olarak, İç Anadolu’da <strong>ve</strong>Güney’de istatistiksel anlamda azalan eğilim tespit edilmiş, bu eğilim akış, yağış <strong>ve</strong> sıcaklıkile ilişkilendirilmeye çalışılmış, eğilimlerin birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğu görülmüştür(Cengiz <strong>ve</strong> Kahya, 2006). Göl su seviye gözlemlerinde ayrıca dünyanın güneş etrafındakidönme hareketinden kaynaklanan periyodiklikler bulunmaktadır.Bu çalışmada Tat<strong>van</strong> gözlem istasyonundan elde edilen Van Gölü su seviye gözlemlerinemodel uydurulması amaçlanmaktadır. Model stokastik yapıda olacak, periyodik <strong>ve</strong> eğilim75


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.bileşenleri ortaya konacaktır. Bu modelin öncekilerden farkı göl su seviyesinde meydanagelen ani yükselmelerin modelde kullanılmasıdır. Böylelikle hassasiyeti daha yüksek birmodel ortaya konması mümkün olmuştur.2. KULLANILAN VERİVan gölü oluşumu nedeniyle volkanik karakterde olup kapalı bir havzadır. Etrafı yüksekdağlarla çevrilidir. Van Gölü kapalı havza olması <strong>ve</strong> etrafındaki kayaçların volkanik özellikteolması nedeniyle soda yönünden zengindir. 1995 yılında yaşanan ani seviye artışı nedeniyle odönemde doğal afet alanı olarak ilan edilmiştir.Gölün su kaynakları yağışlar <strong>ve</strong> etrafında bulunan irili ufaklı akarsulardır. Göl havzası iklimyönünden çeşitlilik içerir. Van ili yakınlarında karasal iklim egemen iken, Tat<strong>van</strong> <strong>ve</strong>çevresinde yağış daha fazla <strong>ve</strong> sıcaklık farkları daha azdır. Karasal iklim sonucunda kışaylarında gölü besleyen akarsularda düşük olan su seviyeleri ilkbahar aylarındayükselmektedir.Gölde normal iklim koşullarında yıl içinde 50–60 cm seviye farkı gözlenir. Gölün kapalıhavza olması nedeniyle, gölden meydana gelen çıkış buharlaşma ile olmaktadır.Bu çalışmada EİEİ’ye ait Tat<strong>van</strong> gözlem istasyonunca kaydı yapılmış (1943–2007) aylık suseviye değerleri kullanılmıştır. Şekil 1’de <strong>ve</strong>rilen göl su seviyesi zaman serisindeki <strong>ve</strong>rilere aitbazı istatistik bilgiler Tablo 1’de <strong>ve</strong>rilmiştir. Bu <strong>ve</strong>riler 1646,59 m eşel sıfır kotu ile gözlemlerarasındaki seviye farklarını cm olarak hesaplamaktadır. Buna göre, Van Gölü aylık suseviyelerinin 1646,68 m ile 1650,53 m arasında değiştiği, bu dönem boyunca ortalama aylıksu seviyesinin 1648,31 m olduğu gözlenmiştir. Verilerin dağılımın simetrik bir yapıdaolmadığı hesaplanan çarpıklık katsayısından anlaşılmaktadır.su seviyesi (cm)4003503002502001501005000 100 200 300 400 500 600 700zaman (ay)Şekil 1 Van gölü aylık su seviye ölçümleri zaman serisi (1943–2007)Tablo 1 Van gölü aylık su seviye ölçümleri (1943–2007)Ortalama (m) 1648.31Standart sapma (m) 0.920Değişim katsayısı 0.00056Çarpıklık katsayısı 0.435Medyan değer (m) 1648.26Maksimum su seviyesi (m) 1650.53Minimum su seviyesi (m) 1646.6876


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.3.MODEL VE UYGULAMA3.1.Model Yapısı:Otoregresif <strong>ve</strong> hareketli ortalama modelleri Box <strong>ve</strong> Jenkins (1970) tarafından geliştirilmiş, bumodelleirn hidrolojş <strong>ve</strong>su kaynakları mühendisliğindeki uygulamalarına Yevjevich (1972)geniş yer <strong>ve</strong>rmiştir. Mertebesi p olan bir otoregresif modelde ele alınan değişkenin alacağıdeğer kendinden önce gözlenen p adet değere bağlı olarakyt= φ1yt− 1+ ..... + φpyt−p+ εt(1)şeklinde ifade edilmektedir. (1) ifadesinde y zamana bağlı değişken, Ø 1 otoregresif katsayı <strong>ve</strong>ε ortalaması 0, varyansı (σ ε ) 2 olan normal dağılmış bağımsız değişkendir. AR(2) modelinindenklemi:ytφ1yt− 1+ φ2yt2+ εt( a)(2)=−olup katsayıları;φρ − ρ ρρ − ρ21 1 22 11= , φ2 2=(3)21−ρ11−ρ1şeklinde hesaplanır. y t sürecinin varyansı σ 2(σ ε ) 2 arasındaki ilişki;ile ε t bağımsız rastgele değişkeninin varyansı2σ ε2 2 22 2 1 2 1 2R , =(4)21−ρ1= 1−Rρ + ρ − 2ρρşeklinde ifade edilir. Burada ρ 1 <strong>ve</strong> ρ 2 sırası ile birinci <strong>ve</strong> ikinci mertebe (adım) otokorelasyonkatsayılarını göstermektedir. R 2 , determinasyon katsayısı olup y rastgele değişkenindekideğişimin (2) denkleminin sağ tarafındaki ilk iki terim tarafından açıklanan yüzdesini<strong>ve</strong>rmektedir. Bu model ile ilgili çok geniş literatür mevcut olduğundan burada daha fazladetay <strong>ve</strong>rilmeyecektir.Van Gölü su seviye gözlemleri içinde eğilim (trend) <strong>ve</strong> salınım (periyodik) bileşenleribulunmaktadır. Bu bileşenler serinin homojen yapısını bozmaktadır. Model seçimininyapılabilmesi için <strong>ve</strong>rinin bu özelliklerden arındırılması gerekmektedir. Bu çalışmadaaşağıdaki adımlar izlenerek model geliştirilmiştir.1. Verilere eğilim çizgileri uydurulması2. Eğilim bileşeninin çıkarılması3. Periyodik bileşenin belirlenmesi4. Periyodik bileşenin çıkarılması5. Stokastik bileşene model uydurulmasıSürecin istatistik parametreleri zaman içinde sürekli olarak artar <strong>ve</strong>ya azalır. Bu değişimsürecin ortalamasında olduğu gibi diğer parametrelerinde de görülebilir. İstatistik77


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.parametrelerdeki bu gibi değişikliklere eğilim (trend) denir (Akar, 2000). Eğilim zamana görebir polinom ile gösterilebilir.y t = ax + b x = 1,2,3,…,t (5)Serinin içinde bulunan eğilim, polinom tam olarak ifade edildiğinde gözlenen süreçtençıkarılarak süreç homojen hale getirilir.Zaman serilerinin diğer bir Deterministik bileşeni olan periyodiklik dünyanın güneşetrafındaki devrinden kaynaklanan doğal olaylardaki tekrarlılığın yansımasını ifadeetmektedir. Dünyanın güneş etrafındaki turunu bir yılda tamamladığından buradaki baskınperiyot bir yıl olmaktadır. (Akar, 2000)Zaman serisi artık sadece periyodik <strong>ve</strong> stokastik bileşenlere sahiptir. Dolayısıyla periyodik <strong>ve</strong>stokastik olan süreci;y v,t = µ t +σ t.ξ v,t (6)şeklinde tanımlamak uygun olmaktadır. Buradaki µ t <strong>ve</strong> σ t periyodik bileşene ait parametreler,ξ v,t stokastik bileşendir.Hidrolojik süreçlerde periyodiklik çoğu zaman karmaşık bir yapıda ortaya çıkmaktadır.Karmaşık periyodik fonksiyonda ise frekansları 1/’nin katları olan harmonikler anlamkazanmaktadır. Bu alanda Fourier’in <strong>ve</strong>rmiş olduğu yöntem çok sık uygulama bulmaktadır.Karmaşık yapıdaki periyodik bileşen için α t sürecin herhangi bir parametresi, ά parametreningenel ortalaması <strong>ve</strong> i göz önüne alınınca harmonik sayısı olmak üzere,m2. π.iat = a + ∑(Aicos τ +Ti=12. π.isin τ )T(7)şeklinde hesaplanır.Deterministik bileşenin Fourier ile tespitinden sonra geriye stokastik bileşenin bulunmasıkalmaktadır. Serinin stokastik bileşeninin bulunması için otokorelasyon katsayılarının tespitiyapılır. Korelasyon katsayısı iki değişkenin arasındaki bağımlılığı ifade eder. Verilerden eldeedilen otokorelesyan katsayısı çeşitli stokastik modellerde kullanılır. Periyodik bileşeniseriden ayırdıktan sonra geriye kalan homojen <strong>ve</strong> stasyoner süreçten stokastik bileşeniayırdığımızda elimizde bağımsız rastgele bileşen kalmış olur (Akar, 2000) .Trendi <strong>ve</strong> periyodiklikten arındırılmış seride koreslasyon katsayıları yardımı ile model seçimiyapmıştır. Bu çalışmada eğilim bileşeni basit bir şekilde (5) denklemindeki gibi doğrusalolarak belirlenmiş, periyodik bileşen ise Fourier serisi yardımı ile hesaplanmıştır. Bubileşenlerin çıkarılması ile geriye kalan stokastik bileşene model uydurulmuş, yapılankontroller sonrasında en uygun modelin 2. Mertebe otoregresif model [AR(2)]olduğuanlaşılmıştır.Bu çalışmada göl su seviyesi <strong>ve</strong>rilerine tek eğilim çizgisi <strong>ve</strong> dört eğilim çizgisi uydurulmasıdurumları için yapılan model çalışmalarının sonuçları <strong>ve</strong>rilmektedir. Bu şekilde geliştirilenmodeller kullanılarak her biri 1000 yıllık sentetik seri türetilmiştir. Böylece, göl suseviyelerinin değişimlerinin hassas bir şekilde belirlenmesi amaçlanmıştır.78


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.3.2.Van Gölü için uygulama:Yukarıda <strong>ve</strong>rilen işlem sırası izlenmek sureti ile Van Gölü aylık su seviye <strong>ve</strong>risi için önce tüm<strong>ve</strong>ri kümesine Şekil 3’teki gibi sadece bir eğilim çizgisi uydurulmuş, ikinci modeldenemesinde ise <strong>ve</strong>ri kümesine uydurulan eğilim çizgisi sayısı dörde çıkarılmıştır. Eğilimçizgilerinin belirlenmesinde İTÜ İnşaat Fakültesi’nde geliştirilen SEGMENTER adlıbilgisayar programı kullanılmıştır (Aksoy vd., 2007, 2008; Gedikli vd., 2008).su seviyesi (cm)4003503002502001501005000 200 400 600 zaman (ay)su seviyesi(cm)4003503002502001501005000 200 400 600zaman (ay)a) (b)Şekil 3. Eğilim çizgisi uydurulmuş göl su seviyesi zaman serisi, (a) tek eğilim çizgisi, (b) dörteğilim çizgisiTek eğilim <strong>ve</strong> dört eğilim çizgisi durumları için elde edilen model karakteristikleri Tablo 2’deözetlenmiştir.Tablo 2. Geliştirilen model parametreleriModel Tek eğilim Dört eğilimφ1-0.40 -0.27φ2-0.68 -0.82σ 0.86 0.742εBu modeller kullanılarak her biri 1000 yıl uzunluğunda iki simülasyon serisi türetilmiştir. Bumodel çalışmasından beklenen en önemli yarar gelecekte görülmesi olası maksimum <strong>ve</strong>minimum göl su seviyelerinin belirlenmesidir. Bu amaçla model çalışmaları sonrasında Tablo3’te <strong>ve</strong>rilen belli dönüş aralıklarındaki maksimum <strong>ve</strong> minimum göl su seviyeleri belirlenmiş;gözlenmiş göl su seviyeleri ile karşılaştırma yapılmıştır. Tablo 3 incelendiğinde dört eğilimçizgisi uydurulan model durumunda gözenmesi olası maksimum su seviyesinin daha büyük,minimum su seviyesinin de daha küçük olacağı belirlenmiştir.Gözlemlerden hesaplanan 50 yıl dönüş aralıklı 393.97 cm’lik maksimum göl su seviyesinintek eğilim çizgili model kullanılarak türetilen 1000 yıllık simülasyon serisinde aşılamadığı,buna karşın dört eğilimli simülasyon serisinde bu değerin gözlenmiş seriden elde edilen gölseviyesinden büyük olduğu ortaya çıkmıştır. Bu sonuç tek eğilim çizgili modelin yetersizolduğunu, buna karşın dört eğilim çizgili modelin ise uygulamacı <strong>ve</strong> planlamacıları gü<strong>ve</strong>nlitarafta bırakacak sonuçlar <strong>ve</strong>rdiğini göstermiştir.79


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Minimum su seviyelerinde de dört eğilimli model tek eğilimli modele göre daha gü<strong>ve</strong>nli olansonuçlar <strong>ve</strong>rmiştir. Bu çalışmada gözlenmiş <strong>ve</strong>rideki 50 yıl dönüş aralıklı minimum göl suseviyesinin bir aykırı değer olarak kabul edilmesi gerektiği düşünülmüştür.Tablo 3 Gözlenmiş <strong>ve</strong> sentetik serilere ait belli dönüş aralıklarında gözlenmesi olasımaksimum <strong>ve</strong> minimum göl su seviyeleriDönüş Olasılık Gözlenmiş su seviyesi (cm) Sentetik su seviyesi (cm)aralığıTek eğilim Dört eğilim(yıl)Max Min Max Min Max Min2 0.50 190.58 146.06 189.91 146.76 190.51 148.765 0.20 275.39 53.83 275.66 53.22 271.44 53.4110 0.10 323.23 48.67 326.72 48.69 319.83 49.6920 0.05 378.17 33.94 372.62 41.25 375.78 45.3725 0.04 387.23 20.97 378.63 33.51 389.46 42.150 0.02 393.97 8.65 391.79 24.8 400.3 24.93100 0.01 394.41 23.32 402.01 21.86500 0.002 395.47 20.94 403.28 20.691000 0.001 395.92 20.8 404.51 20.644. Değerlendirme <strong>ve</strong> Sonuç:Van gölü aylık su seviyesi gözlemleri için stokastik bir model geliştirilmiştir. Modelçalışmasında gözlemlerdeki eğilimin (gidiş) ortadan kaldırılması için gözlenmiş seriyeuydurulan polinom eğilim çizgisi belirlenmiştir. Bugüne kadar yapılmış çalışmalardan farklıolarak bu çalışmada gözlenmiş seriye tek bir eğilim çizgisi yerine dört eğilim çizgisiuydurulmuştur.Çalışma sonucunda aşağıdaki iki noktanın belirtilmesi önemli görülmektedir:1. Tek eğilim yerine dört eğilim çizgisi kullanılarak elde edilen model sentetik serilerininuygulama <strong>ve</strong> planlamacıları <strong>ve</strong>rdikleri kararlarda daha gü<strong>ve</strong>nli tarafta bırakacağıanlaşılmıştır.2. 50 yıl <strong>ve</strong> daha uzun dönüş aralıklarında gölün ulaşabileceği maksimum su seviyesinintek eğilimli modelde 400 cm’ye yaklaşabildiği, dört eğilimli modelde ise bu seviyeninaşılabildiği görülmüştür.KAYNAKLARAkar, T., 2000. Akarsu Askı Maddesi Debilerinin Zaman Serisiyle Modellenmesi <strong>ve</strong> HazneÖlçüm Hacim Tahmini, Doktora Tezi, İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, İst.Aksoy, H., Unal, N.E., Gedikli, A. 2007, Letter to the editor, Stochastic EnvironmentalResearch and Risk Ass., 21: 447-449.Aksoy, H., Gedikli, A., Unal, N.E., 2008, Fast segmentation Algorithms for longhydrometeorological time series, Hydrological Processes (baskıda).Barka, A., 1996, Van Gölü <strong>ve</strong> Çevresinin Aktif Tektonik Özelliklerinin Belirlenmesi <strong>ve</strong> GölTaraçalarının Yaşlandırılması, İTÜ Maden Fak. Genel Jeoloji ABD, Ayazağa, İst.Batur, E., 1996, Van Gölü Su Bütçesi <strong>ve</strong> Havza İklimi, Yüksek Lisans Tezi, İ.T.Ü. FenBilimleri Enstitüsü, İst.Cengiz, T.M., Kahya E., 2006, Türkiye Göl Su Seviyelerinin Eğilim <strong>ve</strong> Harmonik Analizi,İTÜDer./d, Sayı:3, Kısım: 2, Cilt:5, 215-22480


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Çelik M., 1999, Van Gölü su seviyesinin yükselme nedenleri, Yüksek Lisans Tezi, FıratÜniv.,. Fen Bilimleri Enst., ElazığDeren, S., 1996, Van Gölü Seviye Yükselmesi <strong>ve</strong> Fiziksel Çevre Etkileri, Yüksek LisansTezi, İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enst., İst.Erol, F, 1996,Van Gölü seviye değişimlerine matematik model yaklaşımı, Yüzüncü Yıl Üniv.Fen Bilimleri Enst.,Gedikli, A., Aksoy, H., Unal, N.E., 2008, Segmentation algorithm for long time seriesanalysis, Stochastic Environmental Research and Risk Assessment, 22: 291-302Gençsoy, İ., 1997, Van Gölü’ndeki su seviyesi değişimlerinin Hidrometeorolojikparametrelerle ilişkisi, Yüksek Lisans Tezi, İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enst., İst.Kadıoğlu, M.1995a,Van Gölü <strong>ve</strong> Yükselen Su seviyesi, Türkiye Müh. Haberleri Dergisi, 379,95-96Kadıoğlu, M. 1995b,Van Gölü’ndeki Su Seviyesi Yükselmesinin Meteorolojik Faktörler ileOlan ilgisi,Van Gölü Su Seviyesi Yükselmesi Nedenleri <strong>ve</strong> Çözüm YollarıSempozyumu, 20-22 Haziran 1995,VanKhavich, V.and Ben-zvi, A. 1995, Forest of daily water Le<strong>ve</strong>ls for Lake Kinret, Isreal.Bullettin of Hydrological Science, 40,2.Kepme,S.Khoo,F., and Gürleyik,Y.,1978, Hydrography of Lake Van and its Drenaige Area.Inthe Geology of Lake Van ed. By Degens and F.Kurtman, M.T.A. Press, AnkaraMather,J.R., 1961,The Climatic Water Balance. Publications in Climatology, 14(3) 251-264Quinn,F.H. 1982,Trends and extrems of Lake Erie water supplies. Proceedings InternationalSymposium on Hydrometeorology, American Water Resources Association,Minnepolis 267-270Quinn,F.H., Guerra,B. 1986 Current Perspecti<strong>ve</strong>s on the Lake Erie Water Balance,Journal ofGeat Lakes Res.12(2) 109-116Sezen, G., 1996, Van Gölü Su Seviyesinin Yağışla Alakası, Yüksek Lisans Tezi, İ.T.Ü. FenBilimleri Enstitüsü, İst..Şarlak, N., Şorman, A.Ü., 2007, Gamma Otoregresif Modeller <strong>ve</strong> Kızılırmak Havzasına Uyg.,İMO Teknik Dergi, 4219-4227Şen, Z., Kadioğlu, M., Batur, E., 2000. Stochastic Modeling of the Van Lake Monthly Le<strong>ve</strong>lFluctations in Turkey, Theoretical and Applied Climatology, 65, 99-110.81


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN GÖLÜ SU SEVİYELERİNİN SPEKTRAL ANALİZİ VE DİĞERGÖL SU SEVİYELERİ İLE KARŞILAŞTIRILMASISpectral Analysis of Lake Van Le<strong>ve</strong>l and Comparision with The Other Turkish Lake Le<strong>ve</strong>lsTaner Mustafa CENGİZNamik Kemal Üni<strong>ve</strong>rsitesi ,Çorlu Mühendislik Fakültesi, Çorlu/TEKIRDAGÖZ: Göl seviye kayıtlarının analizi, geçmiş <strong>ve</strong> gelecekteki göllerin karakteristiği ile bölgeniniklimi hakkında önemli bilgi <strong>ve</strong>rebilir. Bu nedenle göl seviye ölçümleri <strong>ve</strong> ölçüm kayıtları, sukaynaklarının planlanması, projelendirilmesi <strong>ve</strong> idaresi açısından önem arz ederler. Frekansgenlik-zamanortamında Van gölü <strong>ve</strong> diğer göl seviyeleri ’Dalgacık dönüşüm’ ile analizedilerek, göl su seviyeleri sürekli dalgacık dönüşümü <strong>ve</strong> global spektrumları hesaplanmıştır.Uygulama, Türkiye’nin coğrafik olarak değişik bölgelerine yayılmış altı büyük gölseviyesinde yapılmıştır. Bu altı göl seviyesinin aylık ortalama serilerine dalgacık dönüşümüuygulanmıştır. Sürekli dalgacık dönüşümünün global spektrumları, analiz edilen gölseviyelerinin periyodik yapı karakterleri açığa çıkarılmıştır. Ayrıca farklı iklim bölgelerinde,aynı periyodik yapıya sahip göller tespit edilmiştir.Anahtar kelimeler: dalgacık dönüşümü, global spektrum, frekans, genlik, göl seviyeABSTRACT: The factors which affect the lake-le<strong>ve</strong>ls can be considered as follows; climatechange, meteorological and hydrological features, the green house effect of the gases in theatmosphere and tectonic change of the earth. In analysis of lake- le<strong>ve</strong>l variation in time-scaledomain, main goal is analyzing of lake-le<strong>ve</strong>ls variation in time-scale (period) domain bycontinuous wa<strong>ve</strong>let transform and global spectrums of it. For application, six lakes of Turkeylocated at different geographical locations were selected. Monthly lake-le<strong>ve</strong>ls of selectedlocations were analyzed by wa<strong>ve</strong>let transform. Especially, the global spectrums of thecontinuous wa<strong>ve</strong>let transform clearly explained climatic characterization of the analyzedregion. It was founded that some interesting correlations between global spectrums of thelake- le<strong>ve</strong>ls from different climatic regions were founded. Some periodic structures of thele<strong>ve</strong>ls from different climatic regions were corresponded with each other.Keywords : wa<strong>ve</strong>let analysis, global spectrum, frequency, amplitude, lake le<strong>ve</strong>l1. GİRİŞEtrafı her yandan karalarla çevrili, derin <strong>ve</strong>ya sığ, geniş <strong>ve</strong>ya durgun su örtüsüne göl denir.Göllerin büyüklükleri, derinlikleri, kimyasal özellikleri <strong>ve</strong> oluşumları farklı farklıdır. Birgölün rejimi; gölle bağlantılı akarsu, yağış, buharlaşma, yeraltı suyu <strong>ve</strong> sızmaya bağlıdır. Gölsu seviyesi mevsimlere göre değişir. Beslenmeleri ise yağışlar, kendilerine dökülen akarsular<strong>ve</strong>ya yer altı kaynakları vasıtasıyla olur. Genel olarak göl su seviyeleri değişimlerine iklimselnedenler sebep olmaktadır. Yağış, akarsu, yüzey <strong>ve</strong> yer altı sularının beslemesi ile gölseviyeleri yükselir. Buharlaşma, yeraltına sızma, sulama <strong>ve</strong> içme suyu olarak gölden sukullanımı göl seviyelerinde alçalmaya neden olmaktadır. Hidrolojik değişkenlerin zamanserileri saklı bilgiler içermektedir <strong>ve</strong> bu bilgilere erişmek kolay değildir. Hidrolojik serilerzamansal incelendiğinde bize genişçe bir ufukta değerlendirme fırsatı <strong>ve</strong>rmezler. Onlar, çokdaha fazla gayret gösterilerek değişik bakış açılarıyla değerlendirilmeye ihtiyaç duyarlar.82


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Göl su seviyeleri hidrolojik, meteorolojik <strong>ve</strong> antropojenik şartların etkisi altındadır.Hidrometeorolojik büyüklükler, doğrudan doğruya ölçülerek elde edilen <strong>ve</strong> daha sonra bu<strong>ve</strong>riler işlenerek, işlenmiş büyüklükler olarak çeşitli çalışmalarda kullanılırlar. Göl suseviyesinin yükselmesi, parasal <strong>ve</strong> doğa tahribatı sebepleriyle zararlı olabilmektedir.Beslenme ile ilgili olarak kıyı bölgelerinde tarım üretimi özellikle etkilenecek sahalardır. Gölsu seviyesinde yükselme, kıyı erozyonuna neden olabildiği gibi, özelikle yerleşim yerleri suseviyesinin yükselmesinden etkilenecektir. Bu durum çok ciddi kıyı tahribatlarına sebepolabilmektedir. İklim elemanlarındaki değişimler, göl su seviyelerinde değişme olarakyansıma yaparlar. Genelde göllerdeki su seviye salınımları; yağış, akış <strong>ve</strong> buharlaşma gibiklimatolojik faktörlerin karmaşık etkileşimine gölün bir tepki göstermesinin bir sonucu olarakortaya çıkar (Cohen, 1986).Dalgacık dönüşümü ile ilgili birçok çalışma yapılmış olmasına rağmen göl seviyeleri değişimianalizlerinde dalgacık dönüşümü ile sınırlı sayıda çalışma vardır.Morlet dalgacığı ile yaptığıdalgacık dönüşümü analizinde, Tanganyika gölünün rüzgarın neden olduğu termoklinalsalınımlara inceleyen (Naithani <strong>ve</strong> diğ., 2003), termoklinal salınımların derinlerde gözlenmişzaman serileri <strong>ve</strong>rilerini kullanarak, termoklinal salınımların periyodikliğini değerlendirmiştir.Van gölü iklimsel bir geçiş bölgesindeki yerleşiminden <strong>ve</strong> Türkiye’nin en büyük alana sahipgölü olduğu için çok değişik iklim şartları altındadır. Van gölü, su seviyeleri sürekli olarakyükselme problemi etkisi altındadır. Van gölü kapalı bir havzaya sahip olup doğal yada suniherhangi bir çıkışı yoktur. Ayrıca suyunun yüksek derecede sodalı olması göl sularının içme<strong>ve</strong> sulama suyu olarak kullanılmasını önlemektedir.2. Göl seviyelerinin Dalgacık Dönüşümü ile Analizi.Zaman serileri frekans-genlik-zaman ortamında göl seviyeleri ‘Dalgacık dönüşümü’ ile analizedilmiştir. Dalgacık dönüşümlerinin, sürekli dalgacık dönüşümü, ayrık dalgacık dönüşümü <strong>ve</strong>başka türleri de mevcuttur. Bu çalışmada, sürekli dalgacık dönüşümü türü kullanılmıştır.Dalgacık dönüşümü tekniği henüz birkaç on yıllık geçmişi varken, çok geniş bir alandakullanılmaya başlanmıştır. Bunlardan bir kaçı; haberleşme, tıp, yer bilimleri, mühendislik,finans alanları sayılabilir.Dalgacık dönüşümü, <strong>ve</strong>rileri farklı periyottaki bileşenlerine ayıran bir araçtır <strong>ve</strong> böylece herbir bileşen ile kendi ölçek değerine uygun bir çözünürlükte çalışılabilir (Daubechies, 1990).Dalgacıklar, <strong>ve</strong>riyi farklı frekans bileşenlerine ayıran <strong>ve</strong> sonra kendi ölçekleriyle eşleştirilmişbir çözünürlüğe sahip bileşenler üzerinde çalışan matematiksel fonksiyonlardır. İşaretin(sinyalin) süreksizliklere <strong>ve</strong> keskin sivri uçlara sahip olduğu fiziksel durumları incelemede,geleneksel Fourier metotları üzerine a<strong>van</strong>tajlara sahiptir. Dalgacık dönüşümü, fonksiyonları,operatörleri <strong>ve</strong>ya <strong>ve</strong>riyi farklı frekanstaki bileşenlerine ayıran <strong>ve</strong> ayrı ayrı her bileşen üzerindeçalışmaya izin <strong>ve</strong>ren bir araçtır. Dalgacıkların arkasındaki temel fikir, ölçeğe göre analizetmektir. Dönüşüm, diziler <strong>ve</strong>ya fonksiyonlar arasında birbirinin diğerine göreharitalanmasını sağlayan matematiksel işlemdir. Dönüşüm yapılarak bir fonksiyonun orijinaldeğerlerinden elde edilemeyen ila<strong>ve</strong> <strong>ve</strong> gizli bilgilere ulaşılabilinir. Dönüşüm işlemindekitemel amaç karmaşık fonksiyonların basit temel yapıları ile temsil edilmeleridir. Bir karmaşıkfonksiyon, sabit değerli ağırlık katsayısı ile temel bir taban fonksiyonu çarpılıp entegreedilerek temsil edilebilir (Küçük, 2004). Fourier dönüşümü bir işaretin (zaman serisinin)spektral bileşenleri hakkında bilgi <strong>ve</strong>rirken herhangi bir zaman bilgisi içermemektedir.Dolayısıyla herhangi bir anda meydana gelen özel olayları gözlemlemek mümkünolmamaktadır. Daha sonra geliştirilen Kısa Süreli Fourier Dönüşümlerinde (KSFD) işaretsabit genişlikte pencere fonksiyonu ile çarpılması elde edilir. Ancak işaretin hızla değişen83


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.yüksek frekanslı değişimlerin zaman uzayında tam olarak bölgelendiremez. Bu sorun sabitgenişlikteki pencereler yerine, işaretteki yavaş değişimleri (büyük periyot) yakalamak üzeregeniş pencere fonksiyonları <strong>ve</strong> hızlı değişimlerin (küçük periyot) olduğu yerlerde ise darpencere fonksiyonlarının kullanımı düşünülmüş böylelikle dalgacık dönüşümü ortayaçıkmıştır.Son 10 yıldan beri hidroklimatoloji alanında da kullanımına başlanan dalgacık dönüşümü, bualanda oldukça yeni uygulamalara vasıta olmaktadır. Hidroklimatolojik olayların birçokparametre ile ilişkileri, daha ayrıntılı olarak dalgacık dönüşümü tekniğiyleincelenebilmektedir. Dalgacık dönüşümü tekniği, eski birçok yöntemle elde edilemeyecekbilgilere bizi ulaştırarak iklimsel karakteristikleri anlamamızda <strong>ve</strong> yorumlamamıza yardımcıolabilecek yararlı bir tekniktir. Dalgacık algoritmaları, <strong>ve</strong>riyi farklı ölçek <strong>ve</strong>yaçözünürlüklerde işler. Eğer geniş bir pencereden bir işarete bakarsak, büyük özellikleri farkederiz. Benzer şekilde, küçük bir pencereden bir işarete bakarsak, küçük özellikleri farkederiz. Dalgacıkları ilginç <strong>ve</strong> aynı zamanda yararlı kılan bu özelliktir. Fourier’in fonksiyonlarısinüs <strong>ve</strong> kosinüsün bir lineer kombinasyonu olarak temsil etmesi, hem diferansiyeldenklemlerin analitik <strong>ve</strong> sayısal çözümlerinde hem de haberleşme işaretlerinin analizi <strong>ve</strong>düzeltilmesinde yaygın olarak kullanılmıştır. Fourier <strong>ve</strong> dalgacık analizi arasında çok güçlübağlar vardır (Graps, 1995). Fourier dönüşümünün faydası, zaman tanım kümesindeki birişaretin frekans içeriğini analiz etme kabiliyetinde yatar. Dönüşüm, ilk olarak tanım kümesizaman olan bir fonksiyonu, tanım kümesi frekans olan bir fonksiyona çevirmek suretiyleçalışır. O zaman sinyalin frekans içeriği incelenebilir. Çünkü dönüştürülen fonksiyonunFourier katsayıları, her frekans değerinde sinüs <strong>ve</strong> kosinüs fonksiyonlarının her birininkatkısını temsil eder. Ters Fourier dönüşümü de, <strong>ve</strong>rinin frekans tanım kümesinden zamantanım kümesine dönüştürülmesini gerçekleştirir (Aytaç, 2004).Dalgacık dönüşümlerinin bir a<strong>van</strong>tajı pencerelerin değişebilir olmasıdır. İşaret (sinyal)süreksizliklerini ayırmak için, bazı çok kısa baz fonksiyonlarına sahip olmak istenir. Bunugerçekleştirmenin bir yolu kısa yüksek–frekans baz fonksiyonları <strong>ve</strong> uzun düşük–frekans bazfonksiyonlarına sahip olmaktır. Dalgacık dönüşümlerinin, sadece sinüs <strong>ve</strong> kosinüsfonksiyonlarını kullanan Fourier dönüşümü gibi tek bir baz fonksiyonları kümesine sahipdeğildir. Onun yerine, dalgacık dönüşümleri sonsuz sayıda mümkün baz fonksiyonlarıkümesine sahiptir. Bundan dolayı dalgacık analizi, Fourier analizi gibi diğer zaman–frekansmetotları tarafından saklı bırakılan bilgiye doğrudan doğruya erişim sağlar.Sürekli dalgacık dönüşümü (SDD) işlemi aşağıdaki gibi ifade edilir:W (τ,s)=1s+∞∫−∞x(t)ϕ* (t − τ )dt (1)sϕ (τ,s)=C=1 ⎛ t −τ⎞ ψ ⎜ ⎟⎠ s ⎝ s(2)Burada sürekli dalgacık dönüşümü, τ (öteleme) <strong>ve</strong> s (ölçek) parametrelerinin birfonksiyonudur. x(t), analiz edilecek işarettir. ϕ (t), dönüşüm fonksiyonudur <strong>ve</strong> ana dalgacıkfonksiyonu olarak adlandırılır. Dönüşümde farklı genişliğe sahip alt pencere fonksiyonları anadalgacıktan ölçekleme yoluyla türetilir. Pencere, işaret üzerinde gezdirilir. Dalgacıkfonksiyonunun işaretle ötelenerek çarpımı ile dalgacık dönüşümü katsayıları (C) elde edilir.Bu katsayılar, dalgacık fonksiyonu ile işaret arasındaki benzerliği ortaya koyarlar, eğer84


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.ilişkileri yüksek ise C katsayısı yüksek değerler alır. Bu halde dalgacık fonksiyonununiçerdiği frekans bilgisinin işarette bulunduğu anlamı taşır. Bu da işarette o frekans değerine aitspektral bileşenini ortaya çıkarır. Ölçek parametresi (s) 1/ frekans olarak tanımlanır. Ölçekdeğeri küçük ise yüksek frekanslardaki işaretteki detaylar elde edilir. Ölçek değeri büyük isedüşük frekanslardaki işaret hakkında bilgi elde edilir.Sürekli dalgacık dönüşümü elde edilirken farklı ölçekler kullanılarak işaret üzerinde tümzaman boyunca çarpılır. Böylelikle, işarette tüm zaman boyunca farklı ölçeklerdeki spektralbileşenler aranır. Farklı ölçeklerdeki dalgacık fonksiyonlarının tüm zaman boyunca işaretleçarpımı sonucunda elde edilen katsayılar, boyutu ‘zaman × ölçek’ kadar olan bir matrisoluşturur. Bu matris ise zaman-ölçek eksenlerinde bir görüntü oluşturur. Oluşan görüntü,işaretteki farklı ölçek değerlerindeki spektral bileşenlerin ne zaman başlayıp ne zaman bittiğibilgisinin yanında spektral bileşenin işaret ile olan ilişkisinin kuv<strong>ve</strong>tini de <strong>ve</strong>rir. Dolayısıylabu görüntü ölçek-zaman-genlik ekseninden oluşmuş 3 boyutlu bir görünümdür (Küçük,2004). Bu dönüşüm ile doğal olaylarının çeşitli parametreleri, zaman serisindeki etkilerideğişik ölçeklerde incelenerek fiziki anlamlarının açıklanmasına yardımcı olabilir.Dalgacık dönüşümlerinde kullanılan ana dalgacıklar simetrik, ortanormal, ortagonal olan <strong>ve</strong>olmayan <strong>ve</strong>ya biortogonal özeliklere sahip olabilirler (Misiti <strong>ve</strong> diğ., 1997). Bu çalışmadaortogonal olmayan gerçek <strong>ve</strong> sanal kısımlara sahip karmaşık bir fonksiyon olan Morletdalgacığı kullanılmıştır.Global Dalgacık SpektrumuDönüşümle elde edilen değerlerin zaman ekseni boyunca toplanması sonucu global dalgacıkspektrumu elde edilir. Belirli bir periyot için zamansal olarak ortalanmış dalgacık spektrumu,aşağıdaki şekilde ifade edilebilir.Wn2 (s)=1n an2∑n=n12W ( s)(3)nBurada W n dalgacık dönüşümünü, s ise ölçek değerini ifade ederler. İndeks sayısını ifade edenn ise rasgele şekilde atanmış n 1 <strong>ve</strong> n 2 noktalarının ortasıdır, n a ise n 2 ile n 1 arasında ortalanmışnoktaların sayısıdır (n a =n 2 -n 1 +1). Böylelikle tüm zaman aralıkları boyunca aynı işlem tekraredilerek, belirli bir pencere uzunluğuna bağlı olarak düzleştirilmiş dalgacık çizimi elde edilir(Küçük, 2004). Eğer tüm zaman ekseni boyunca elde edilen spektrumların ortalamalarıalınırsa sonuç itibariyle global dalgacık spektrumu elde edilmiş olur. Global spektrumaşağıdaki gibi ifade edilebilir.2 1W (s)= NN∑ −n=102W ( s)(4)N3. Göl Seviyelerinin Dalgacık Dönüşümü ile Analizinin SonuçlarıZaman serileri spektral analizi, frekans-genlik-zaman ortamında göl seviyeleri ‘DalgacıkDönüşümü’ ile analiz edilmiştir. Sürekli dalgacık dönüşümü ile çok net olarak hangiperiyodik bileşen, hangi zaman süresince etkilendiği görsel olarak kolayca tespit edilebilir. Budalgacık dönüşümünün ana a<strong>van</strong>tajlarından birisidir. Sürekli dalgacık dönüşümü yapılan85


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.zaman serisinin global spektrumu da çizilmiştir. Böylece göl su seviye serisinin fizikikarakteri ortaya konmuştur.Dalgacık dönüşümü analizi R bilgisayar yazılımının ‘Rwa<strong>ve</strong> modulu’ kullanılarakgerçekleştirilmiştir (R-project, 2004). Bu modül hem isatistiksel hesap hem de grafikselgörüntü yapabilmektedir. Göl seviyeleri zaman serisine sürekli dalgacık dönüşümüuygulanması ile zaman serisinin içinde bulunan olayların değişimlerinin zamana bağlı olarakincelenmesi mümkün olmaktadır. Analizde baz fonksiyonu olarak Morlet dalgacık fonksiyonukullanılmıştır. Morlet dalgacığı aşağıdaki şekilde tanımlanır (Liu, 2000; Panizzo <strong>ve</strong> diğ.2002).ψ04/ 2 / 2() ( ) 1/22− −iat−a−tt = π e − e e(5)Ülke ölçeğinde, coğrafi dağılım dikkate alınarak göl seviye değişimlerine açıklık getirmekiçin, Türkiye göllerinden 6 tanesine uygulama yapılmıştır. Seçimi yapılan bu 6 göl, Türkiyedeğişik yerlerde bulunan çeşitli karakterdeki göl seviyelerini incelemek için ülkemizi temsiledebilecek uygun yerleşime sahiptir. Elde edilen zaman-ölçek-genlik uzayındaki görüntü, yarılogaritmik olarak Şekil 1’de görülmektedir. Bu şekilde yatay eksen zamanı göstermektedir.Düşey eksen ise period <strong>ve</strong>ya ölçek değerini logaritmik olarak göstermektedir. Bu eksendeokunan değerler sürekli dalgacık dönüşümü görüntüsü içerisinde var olan bir değişime aitperiyodu ifade etmektedir.1960 Şubat ayından 2002 Eylül ayına kadar olan sürede aylık ortalama göl seviye <strong>ve</strong>ri setikullanılarak sürekli dalgacık dönüşümü yapılmıştır. Aylık ölçek sayısı 9 olarak alınıp 2 9 =512<strong>ve</strong>ri kullanılmıştır. Bu kümede yine, İznik, Tuz, Van, Beyşehir, Uluabat <strong>ve</strong> Sapanca göllerininaylık ortalama göl seviyeleri kullanılmıştır. Sürekli dalgacık dönüşümü <strong>ve</strong> global dalgacıkdönüşümü Şekil 1 <strong>ve</strong> Şekil 2’de gösterilmiştir.Sürekli dalgacık dönüşüm sonunda, beklendiği gibi temel periyodiklik, bir yıllık periyodikolduğu Şekil 1’de görülmektedir. Bir yılık periyodiklik, tüm göl seviyelerinin spektrumlarında<strong>ve</strong> ölçüm süresi boyunca bulunmaktadır. Tuz gölünde 1 yıllık periyodik bileşen sadece 1972yılından 1975 yılına kadar kesiklikliğe uğramaktadır zira bu dönem kuraktır (Şekil 1-b). Bukuraklık bir aylık periyodik olaylardan 32 aylık periyodik olaylara kadar etkili olmaktadır. Busürekli spektrumda (Şekil 1-b) belirlenebilmektedir. Oniki aylık periyodik bileşenden başka256 aylık (yaklaşık 21 yıl) periyodik bileşen tüm kayıt süresince Tuz gölü spektrumu hariçbütün göl seviyelerinin spektrumlarında görülmektedir. İznik, Van, Beyşehir <strong>ve</strong> Uluabat göl1970’li yıllarun başlarında <strong>ve</strong> 1980’li yılların sonlarında kesintiye uğramaktadır. Beyşehirgölünün sürekli spektrumlarında (Şekil 1-d), 1967 ila 1986 yılları arasında hayli yüksekbüyüklükte 169 aylık periyodik olaylar görülmektedir. İznik, Tuz <strong>ve</strong> Sapanca göllerinde(Şekil 1-a, b, f) sürekli bir biçimde 104 aylık periyodik olaylarla birlikte yakınlarındaki (80ila-110 aylık periyodik olaylar) görülmektedir. İznik, Beyşehir, Uluabat <strong>ve</strong> Sapanca gölseviyeleri 32 aylık olaylar da mevcut olsa da ölçüm süresinde (Şekil 1-a,d,e,f ) sürekliliğiolmamakta <strong>ve</strong> farklı zamanlarda kesintiye uğramaktadır.Aylık ortama göl <strong>ve</strong>rilerinden elde edilen global spektrumlarda (Şekil 2) baskın periyodikkarakter 12 aylık olarak tespit edilmiştir. Aylık ortalama göl seviyelerinin bulunan diğerperiyodik bileşenleri 104 aylık (9 yıl), 169 aylık (14 yıl) <strong>ve</strong> 256 aylık (21 yıl) olarakbulunmuştur (Şekil 2). Van gölünde tespit edilen en baskın periyodik olayın 256 aylık(yaklaşık 21 yıl) olması <strong>ve</strong> 1 yıllık periyodikliğin zayıflığı ilgi çekidir. Van gölü suseviyelerini, güneş lekesi ile 11 yıllık periyodlarda yükseldiği daha önceki çalışmalarda tespit86


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.edilmiştir. Ancak bilim adamları güneşle ilğili olaylarının periyodunun 21 yıla kadaruzadığını idda etmişlerdir. Van gölü global spektrumunda 169 aylık (14 yıl) <strong>ve</strong> 256 aylık (21yıl) periyodik olaylar güneşle ilgili olaylarla ilişkili olduğu söylenebilir.Aylık serilerlerin global spektrumlarının birbirleriyle ilişkisi korelasyon matrisi ile Tablo 1’degösterilmiştir. Uluabat <strong>ve</strong> Tuz gölleri, aylıklarda da yüksek ilişkisini korumuştur. Van ile Tuzgölleri arasındaki ilişki pozitif 0,43 ten negatif 0,12 ye azalmıştır. Van ile Beyşehir göllerininglobal spektrumlarındaki ilişki 0,90 değerinden 0,44 değerine düşmüştür. Diğer göllerarasındaki korelasyon katsayılarında anlamlı değişiklikler olmamıştır.Tablo 1 : Aylık Ortalama Göl Seviyeleri Global Spektrum Serilerinin Korelasyon Katsayıları.İZNİK TUZ VAN BEYŞEHİR ULUABAT SAPANCAİZNİK 1TUZ 0.52 1VAN 0.35 -0.12 1BEYŞEHİR 0.68 0.11 0.44 1ULUABAT 0.49 0.98 -0.05 0.13 1SAPANCA 0.50 0.88 0.10 0.05 0.90 1*koyulaştırılmışlar %5 anlam düzeyinde anlamlı değerlerdir.1024Ölçek (s),(Ay)Scale (s), (Month)274.3778.7922.626.49a) b) c)0.00102402.6007.6802.7708.8503.9409 0202.6007.6802.7708.85Time (Day)03.9409.0202.6007.6802.7708.8503.9409.02Ölçek(s),(Ay)Scale (s), (Month)274.3778.7922.626.490.00d) e) f)02.6007.6802.7708.8503.9409.0202.6007.6802.77Zaman (Ay)Şekil 1: Aylık Ortalama Göl Seviyelerinin Sürekli Dalgacık Spektrumları a) İznik Gölü, b)Tuz Gölü, c) Van Gölü, d) Beyşehir Gölü, e) Uluabat Gölü, f) Sapanca Gölü.08.8503.9409.0202.6007.6802.7708.8503.9409.0287


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.a) Sapanca Gölü b) Uluabat GölüBüyüklük0.10.090.080.070.060.050.040.030.020.01012.1227.86 48.50104169256512Büyüklük0.160.140.120.10.080.060.040.02012.1227.86 48.50104169 256 51222.8345.66811.31622.63245.36490.5Ölçek (s), (Ay)12818125636251272422.8345.66811.31622.63245.36490.5Ölçek (s), (Ay)128181256362512724c) İznik Gölü d) Van Gölü0.090.14Büyüklük0.080.070.060.050.040.030.020.01012.12 10427.86 48.50169256512Büyüklük0.120.10.080.060.040.02012.1227.86 48.5010416925651222.8345.66811.31622.63245.36490.5Ölçek (s), (Ay)12818125636251272422.8345.66811.31622.63245.36490.5Ölçek (s), (Ay)128181256362512724e) Tuz Gölü f) Beyşehir Gölü0.140.1212.120.160.145120.10.12Büyüklük0.080.060.040.02027.86 48.50104169 256512Büyüklük0.10.080.060.040.02012.1227.86 48.5010416925622.8345.66811.3Şekil 2. : Şubat 1960-Eylül 2002 Yılları Arası Aylık Ortalama Göl Seviyelerinin GlobalDalgacık Spektrumları.4. SONUÇLAR VE TARTIŞMA1622.63245.364Ölçek (s), (Ay)90.5128181256362512724Göl su seviyelerinin Dalgacık dönüşümleri sonunda genel olarak ana periyodik bileşen 1yıllık periyodik bileşen olarak bulunmuştur. Yani genel olarak göl su seviyelerimiz yılda birkez büyük yükselme yaşıyor. Bir yıllık periyodik bileşen genel olarak sürekli dalgacıkspektrumlarında sürekli bir biçimde görülmektir. Bazı istisna yıllar hariç olmak üzeretümünde temel periyodiklik bir yıl bulunmuştur. Dalgacık dönüşümü kullanılarak gölseviyelerinin periyodik olaylarının başlama <strong>ve</strong> bitiş tarihleri tespit edilmiştir. Bir yıllıkperiyodikliğin yanında bazı periyodik olaylar ilgi çekici olarak 104, 136, 256 aylık olaraksürekli bir biçimde sürekli dalgacık dönüşümünde meydana gelmektedir. Buradan şuanlaşılmaktadır, göl su seviyeleri 104, 136 <strong>ve</strong> 256 aylarda da bir büyük yükselmelere tabiolmaktadır. Büyük <strong>ve</strong> baskın periyodik bileşenler Van, Beyşehir <strong>ve</strong> kısmen İznik göllerindesaptanmıştır. Bazı uzun dönem periyodik olaylar astronomik olaylardan dolayı olmaktadır.Van gölündeki görülen Güneş lekesi olayları gibi. Dalgacık dönüşümüyle bir yıldan kısasüreli periyodiklikler kolay bir şekilde bulunamamıştır. Ülkemizde bulunan göl su seviyeleri22.8345.66811.31622.63245.364Ölçek (s), (Ay)90.512818125636251272488


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.(genel olarak tüm göllerde) uzun dönem periyodik olaylardan etkilenmektedir, diğer birdeyişle göl seviyelerinin tepkileri uzun periyodikler şeklindedir denebilir.Göl seviyelerinde tespit edilen <strong>ve</strong> anlamlı bulunan periyodik olaylar ayrık dalgacık dönüşümüile sayısal değerleri hesap edilip göl seviye modelleme çalışmalarında, özellikle yapay zekatekniklerinde, bu değerleri de değişken olarak ila<strong>ve</strong>siyle modelleme yapılması çok dahagerçekçi <strong>ve</strong> başarılı sonuçlar almamızı sağlayacağı düşünülmektedir.Dalgacık dönüşümleri sonucunda ülkemiz göl seviyelerinin hakim periyodik yapı karakterininbir yıllık periyodik bileşen olduğu bulunmuştur. Batı bölgelerimizde bir yıllık periyodikolaylar baskın iken iç <strong>ve</strong> doğu bölgelerinde 11 <strong>ve</strong> 21 yıllık periyodik olaylar daha baskınbulunmuştur. Sapanca, Uluabat <strong>ve</strong> Tuz göl seviyelerinde hakim periyodik yapı 12 aylık ikenVan <strong>ve</strong> Beyşehir göl su seviyelerinde hakim periyodik yapı 11 <strong>ve</strong> 21 yıl olarak tespitedilmiştir. Van göl su seviyelerine en yakın değişimler Beyşehir göl seviyelerindegörülmüşür.Öte yandan, göl havzasının fiziksel karakteristikleri göl seviyelerine en önemli rol oynayanetkenlerden birisidir. Göl seviyelerinin global spektrumların benzerliğine sebep olarakgöllerin rakımları <strong>ve</strong> göl havzasının fiziksel karakteristikleri gösterilebilir. Göl seviyeleri,buharlaşma, yerleşim yerleri, toprak tipi, rezervuar kapasitesi, doğal olmayan etkiler, vb.,etkilendiği için göl seviyeleri ile ilgili diğer çalışmalarda bu parametreler dikkate alınarakçalışmalar yapılmalıdır.Göl su seviyeleri için, dalgacık dönüşümü tekniği kullanımının çok yararlı olabileceği yapılançalışma ile ortaya konulmuştur.KAYNAKLARAytaç, U., 2004. Dalgacıklar Teorisi, İ.T.Ü Bitirme Ödevi, İ.T.Ü. Matematik Bölümü.İstanbul.Cohen, S.J. 1986. Impacts of CO 2 induced climatic change on water resources in the GreatLakes basin. Climatic change, 8, 135-154.Daubechies, I., 1990. The wa<strong>ve</strong>let transform, time-frequency localization and signal analysis.IEEE Transactions on Information Theory, 36, 961-1005.Graps, A. 1995. An introduction to wa<strong>ve</strong>lets, IEEE Computational Sciences and Engineering.Küçük, M., 2004. Dalgacık dönüşümü tekniği kullanılarak akım serilerinin modellenmesi.Doktora Tezi, İ.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.Liu, P.C., 2000. Wa<strong>ve</strong> grouping characteristics in nearshore Great Lakes. OceanEngineering, 27, 1221-1230.Misiti, M., Misiti, Y., Oppenheim, G. and Poggi, J., 1997. Wa<strong>ve</strong>let Toolbox User’s Guide.The MathWorks, Inc.Naithani, J., Deleersnijder, Plisnier P.D., 2003. Analysis of wind-Induced ThermoclineOscillations of Lake Tanganyika, Fluid Mechanics 3, 23-39.Panizzo, A., Bellotti and P. De Girolamo, 2002. Application of wa<strong>ve</strong>let transform analysisto landslide generated wa<strong>ve</strong>s. Coastal Engineering, 44, 321-338.R-Project, 2004. http://www.r-project.org89


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN GÖLÜ NEHİR HAVZASI İÇİN ŞEHİR SU YÖNETİMİSAMRAN PROJESİ: VAN GÖLÜ BÖLGESİNİN TURİZMİNİNKALKINDIRILMASI VE ALT YAPISININ İYİLEŞTİRİLMESİUrban Water Management for the Ri<strong>ve</strong>r Basin of Lake Van, Samran Project: De<strong>ve</strong>lopmentof Tourism and Related Infrastructure for the Lake Van RegionRobert SPENDLINGWIMMER, Mag. Martin JUNG, DI Paul KINNER,DI Monika SCHONERKLEEAvusturya Araştırma Merkezleri GmbH – ARC, Seibersdorf-ViennaÖZ. Planlanan projenin genel amacı, Van Gölü Bölgesinin uluslararası başarılı bir turizmuğrağı konumuna getirmektir. Temel turizm alt yapı tesislerinin kurulması <strong>ve</strong> geliştirilmesi,Van Gölü Bölgesinin ticarileştirilmesinin yanı sıra doğal <strong>ve</strong> tarihsel değerler, ekoturizm,sağlık <strong>ve</strong> spor aktiviteleri yönünden turist çekmede de büyük önem taşımaktadır. Bu amacaulaşmak için, iyi yönetilen bir belediye <strong>ve</strong> bölgesel altyapının örneğin, su saglama <strong>ve</strong> atık suişleme sistemi, Van Gölü <strong>ve</strong> nehirlerin ekosistem yönetimi bir ön istektir. Amaçlanan projeninyöntemi; ilgili kişilerin aktif katılımı ile fiziksel kapasiteyi arttırma <strong>ve</strong> halkın çevreseletmenleri korumadaki bilincinin arttırılmasına dayanmaktadır. Kamuoyunun çevreduyarlılığını arttırmak ayrıca su tasarrufu, kapsamlı su servisleri <strong>ve</strong> davranışsaldegisikliklerini meydana getirmek için bilinçlendirme <strong>ve</strong> egitim sarttır. Planlanan aktiviteler,tamamen yeniden canlandırma, güçlü çevresel destekleme, tüm Van Gölü Bölgesininekonomik gelişimi üzerine yogunlaşmış çevresel yönetimin bulgularını kapsamaktadır.ABSTRACT: The o<strong>ve</strong>rall objecti<strong>ve</strong> of the planned project is to position the Van Lake area asa successful international tourism destination. The establishment and de<strong>ve</strong>lopment of basictourism infrastructure as well as the commercialization of the Van Lake area has a significantpotential for tourist attraction in terms of natural and historical values, ecotourism, healthand sports activities. In order to reach this aim it is a prerequisite to implement and secure awell managed municipal and regional infrastructure, i.e. water supply and waste watertreatment services, a functioning solid waste management system, ecosystem management ofVan lake and its tributaries. The proposed project methodology is based on acti<strong>ve</strong> stakeholderparticipation, increasing physical capacity and raising public awareness regarding care ofthe environment. Awareness and education are essential to increase public understanding ofthe environment, the need for water conservation and comprehensi<strong>ve</strong> water services, and tobring about behavioural changes. The planned activities co<strong>ve</strong>r the full range of revitalisationand environmental management measures with a focus on environmental sustainability andeconomic de<strong>ve</strong>lopment of the whole Van Lake region.1. GENEL BİLGİLERVan Gölü, Türkiye’nin en büyük, Ortadogu’nun ikinci büyük gölüdür. Göl, Dogu AnadoluBölgesi’nde, İran sınırının yakınlarında bulunmaktadır. Tuzlu <strong>ve</strong> sodalı bir göl olan Van Gölüçevredeki daglardan inen çok sayıda küçük dereden su almaktadır. Van Gölü, dünyanın enbüyük endorheik (dısa akısı olmayan) göllerinden biridir. Göl havzasından dısarıya akıs,Pleistosen Devirde meydana gelen Nemrut Yanardagının patlaması ile lavlarla gölün batıya,Mus Ovası’na dogru akısı tıkanmıstır. Su anda faal olmayan Nemrut Dagı gölün batı kıyısınayakın, faal olmayan baska bir stratovolkan (tabakalı yanardag) Süphan Dagı ise gölün kuzeykıyılarının büyük bölümünü kaplamaktadır.90


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Van Gölü 3713 km² bir alan kaplamakta, en genis noktası 119 km’den fazla <strong>ve</strong> 430 kıyıseridine sahiptir. Ortalama derinligi 171 metre, kaydedilen en yüksek derinligi ise 451metredir. Göl yüzeyi, deniz seviyesinden 1640 metre yüksektedir. Van Gölü’nün 15.000km²’den genis olan beslenme havzası, _ç Anadolu Bölgesi’nden sonra Türkiye’nin en büyükiç havzasıdır. Göl, yagmur suları <strong>ve</strong> kar sularının yanısıra basta kuzeyden Bendimahi <strong>ve</strong> Zilannehirleri <strong>ve</strong> dogudan Karasu <strong>ve</strong> Micinger nehirleri olmak üzere çesitli akarsu kolları ilebeslenmektedir. Van Gölü’nün su seviyesi yılda yaklasık 50 cm’lik bir mevsimsel degisimgösterir. Kıs aylarında en düsük olan su seviyesi, ilkbahardaki erimelerden sonra yükselmeyebaslar.Resim 1: Van Gölü nehir beslenme havzası.Çevredeki daglardaki karların erimesinden kaynaklanan suların da göle ulasması ile göl enyüksek seviyesine Temmuz’da ulasır. Sadece Van merkez <strong>ve</strong> büyük kentler degil, kırsalalanlarda da bütünlesik, katılımcı bir yaklasımla içme suyu temini, saglık koruma <strong>ve</strong> atık suarıtma dahil, sehir su yönetimi tedbirlerinin degerlendirilmesi <strong>ve</strong> planlanması gerektigi açıktır.Yaz aylarında gölde üç ayrı sıcaklık bölgesi görülür, üst katmandaki sular sıcak, onun altısoguk <strong>ve</strong> bir ara geçis katmanı bulunmaktadır. Kıs boyunca yüzey çabuk sogur; bazen sıgkuzey bölümü donar. Tüm gölün donması yüksek tuzluluk oranı nedeniyle geciktirilir. Gölsuyu çok alkalindir (pH 9.7–9.8); en çok bulunan tuzlar sodyum karbonat <strong>ve</strong> sodyum sülfattır,ki bunlar buharlasma ile çıkartılır <strong>ve</strong> deterjan olarak kullanılır.Gölün seviyesi 1990’larda en az üç metre yükselmis, büyük tarım alanları sular altında kalmıs<strong>ve</strong> (kısa bir istikrar <strong>ve</strong> geri çekilme döneminden sonra) su anda yükselme egilimindedir. 2004yılından önceki on yılda seviye yaklasık iki metre yükselmistir. Nüfus artısından <strong>ve</strong> gelisenturiziminden ,artan sulama <strong>ve</strong> bölgedeki sanayi gelisiminden dolayı daha fazla ekonomikkalkınma <strong>ve</strong> çevrenin korunması için su temini <strong>ve</strong> atık su arıtma tedbirleri gereklidir.Önerdigimiz metodoloji, aktif paydas katılımı, fiziki kapasitenin artırılması <strong>ve</strong> halkıbilinçlendirmeye dayanmaktadır. Sürdürülebilir su kullanımı <strong>ve</strong> koruması <strong>ve</strong> saglık korumakavramları uygulamayı planlamaktayız. Çevrenin, su koruması ihtiyacının <strong>ve</strong> kapsamlı su91


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.hizmetlerinin halk tarafından anlasılmasını artırmak <strong>ve</strong> davranıs degisiklikleri saglamak içinbilinçlendirme <strong>ve</strong> egitim çok önemlidir. Mümkün olan en yüksek destegi saglamak için, busehir su yönetimi süreçlerinin gelistirilmesinde vatandaslar aktif katılımcılar olarak yeralmalıdır.2. PROJE HEDEFLERİ VE PLANLANAN PROJE FAALİYETLERİ2.1. Master PlanHedeflerProjenin amacı sehir <strong>ve</strong> altyapı planlaması <strong>ve</strong> arazi kullanımının dikkate alınacagı, bütünlesikbir su yönetimi yaklasımıdır. Mevcut su yönetimi uygulamalarının analizlerinden elde edilenihtiyaç degerlendirmelerinin sonuçlarına dayalı olarak paydaslarla yakın isbirligi içinde bir sutemin <strong>ve</strong> saglık koruma master planı gelistirilecektir. Teknik <strong>ve</strong> sosyoekonomik fizibilite,yerel uzun vadeli sürdürülebilirlik <strong>ve</strong> çevreye etki bakımından çesitli sehir su yönetimiseçenekleri degerlendirilecektir. Van gölü bölgesi için kapsamlı bir su yonetimi konseptigelistirmenin sartı mevcut su yonetimi durumunun analiz edilmesidir.Bu yüzden mevzut susebekesini,atık suyunu,yagmur suyunu, katı atık tasfiye durumunu, <strong>ve</strong> hatta su korumastratejilerini analiz etmek gereklidir.FaaliyetlerSehir Su Sebekesi Mevcut özel <strong>ve</strong> kamu su temin sistemlerinin analizi (kaynak, miktar <strong>ve</strong> kalite, talep,dagıtım, erisim, arıtma, isletme, gü<strong>ve</strong>nilirlik) Eski dagıtım sebekelerinin yenilenmesi <strong>ve</strong> dagıtım kayıplarının azaltılması için konsept Su temin sisteminin genisletilmesi <strong>ve</strong> talep yönetimi için konsept (ila<strong>ve</strong> kaynakların kesfi) Su arıtımı için gereklilikler (arıtma süreçlerinin seçimi)Kanalizasyon sistemi <strong>ve</strong> saglık koruma yönetimi Atık su akıntılarının <strong>ve</strong> besleyici madde/kirletici madde yüklerinin belirlenmesi Mevcut atık su toplama, arıtma <strong>ve</strong> bertaraf tesisleri, fosseptik çukuru <strong>ve</strong> helaların varlıgınınanalizi <strong>ve</strong> iyilestirilmis atık su toplama <strong>ve</strong> saglık koruma hizmetleri için konsept (arıtma <strong>ve</strong>bosaltma dahil) Atık suların yeniden kullanım olasılıklarının degerlendirilmesiSehir Drenaj Mevcut yagmur suyu drenajı <strong>ve</strong> dogal derelere <strong>ve</strong>ya nehirlere bosaltımın analizi Taskın <strong>ve</strong> durgun su havuzları olusumları Kirli sular, atık su akıntılarına baglantı ile yüzey akısının kirlenmesinin analizi Drenaj sebekelerinin bakımı ile ilgili mevcut uygulamalar iyilestirilmis sehir drenajyönetimi için konsept (2 <strong>ve</strong> 4 ile yakın iliskiliSu koruma Yeraltı suyu <strong>ve</strong> yerüstü suyu kütlelerinin analizi <strong>ve</strong> degerlendirmesi Fosseptik çukurları, helâlar vb. gibi yerinde saglık koruma sistemleri <strong>ve</strong> sehir drenajındanatık su ile su kütlelerinin kirlenmesinin analizi Yeraltı suyu beslenme olasılıklarının degerlendirilmesi Yeraltı <strong>ve</strong> yerüstü suları koruması için konsept92


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.2.2 Kapasiteyi ArtırmaHedeflerBu projenin amacı, su temin <strong>ve</strong> saglık koruma yönetiminin teknik, kurumsal <strong>ve</strong> politikayönleri ile kent <strong>ve</strong> ilçe düzeylerinde su temin <strong>ve</strong> saglık koruma kapasitelerinin artırılmasıdır.ilgili makamların <strong>ve</strong> diger paydasların birlikte çalısmasını destekleyecegiz. Yasal-idari yapıyıanaliz edecegiz <strong>ve</strong> sürdürülebilir sehir su yönetiminin kolaylastırılmasına yardımcı olmak içiniyilestirmeler tavsiye edecegiz. Proje tüm gruplar arasında bilgi paylasımını kolaylastıracaktır.Kapasite olusturma <strong>ve</strong> sehir su yönetiminin sosyoekonomik çerçe<strong>ve</strong>si Su yönetim sektöründeki mevcut yasal çerçe<strong>ve</strong>nin analizi Sosyoekonomik su yönetim kosullarının analizi (roller <strong>ve</strong> sorumlulukların dagıtımı, suyunfiyatlandırılması, ekonomik analiz) Su yönetim sektöründeki mevcut yasal çerçe<strong>ve</strong>nin analizi Rakip su taleplerinin <strong>ve</strong> ortaya çıkan çatısmaların tanımlanması (içme suyu, sanayi suyutüketimi karsısında sulam suyu talebi) Örgütsel yapılar <strong>ve</strong> yönetim yapıları için teklif Çok paydaslı bir platform kurarak sehir su yönetimi için katılımcı bir planlama sürecininbaslatılması için teklif Su sektöründeki yerel üni<strong>ve</strong>rsiteler ile isbirligi (ögrenci degisimi, konferanslar …)2.3 UygulamaHedeflerÖncelikli su yönetim tebdirlerinin bir listesi, ilgili çalısma planı <strong>ve</strong> zaman çizelgesini içerenbir uygulama planı gelistirmek için Master Plandan yararlanacagız. Uygulama planı, ayrıntılıplanlama <strong>ve</strong> dolayısıyla altyapı insası için bir temel vazifesi görecektir. Sehir su yönetimaltyapısının restorasyonu <strong>ve</strong> genisletilmesi için gerekli mali kaynakları öngörecektir.Uygulama Planı <strong>ve</strong> Seçili Yapı Projesi Ayrıntılı planlama <strong>ve</strong> su altyapısı insası için öncelik listesi (çalısma planı <strong>ve</strong> zamançizelgesi dahil) Sehir su yönetim altyapısının restorasyonu <strong>ve</strong> genisletilmesi için gerekli mali kaynaklarıntahmini Örnek olarak seçili su <strong>ve</strong>ya atık su projelerinin ugulanması(Ör:Sulak alanlarındüzenlemsi,Kanalizasyon Projesi)2.4 Egitim <strong>ve</strong> yayımEgitim faaliyetleri, bütünlesik bir sehir su yönetim stratejisinin geregine <strong>ve</strong> faydasınaodaklanacaktır. Egitim faaliyetlerinin amacı, su temin <strong>ve</strong> saglık koruma hizmetlerinin<strong>ve</strong>rimliligini, etkinligini <strong>ve</strong> sürdürülebilirligini artırmaktır. Yerel personel <strong>ve</strong> topluluklar içinsu temin <strong>ve</strong> saglık koruma hizmetlerinin yönetimi, isletimi <strong>ve</strong> bakımı ile ilgili egitim kursları<strong>ve</strong> derslerini içerecektir.Egitimin hedef grupları: Su temini <strong>ve</strong> saglık korumasından sorumlu yerel çevre <strong>ve</strong> su yönetim makamları93


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van. Yönetim planının uygulanmasından sorumlu yerel makamlar Teknik <strong>ve</strong> isletme personeli Bilinci artıracak ögretmenler <strong>ve</strong> toplum temsilcileriHem politika hem de teknik agırlıklı egitim için, egitim tedbirlerinin devamlılıgı saglamakamacıyla programın bir ‘egitmenin egitimi’ bileseni olacaktır. Egitilmis uzmanların yerelekiplerin egitimini gerçeklestirmesi için materyalleri biz temin edecegiz. Ayrıca, en iyiuygulamaların <strong>ve</strong> su yönetim stratejilerinin çesitli paydaslara yayımı çalıstaylar <strong>ve</strong> egitimmateryallerinin hazırlanması ile saglacaktır.Egitim <strong>ve</strong> çalıstaylar Yerel devlet dairelerinin yetkilileri için egitim Spesifik sehir su yönetimi konuları ile ilgili çalıstaylar. Örnegin baslangıç çalıstayı, çesitlikonulu çalıstaylar (ulusal, uluslararası), paydas <strong>ve</strong> yayım çalıstayları (yerel üni<strong>ve</strong>rsiteler <strong>ve</strong>makamlar ile isbirligi içinde) Çesitli paydaslara (Örnegin STK’lar, siyasi partiler, çiftçiler …) egitim materyalleri <strong>ve</strong> eniyi uygulamaların yayımı – videolar, televizyon reklam spotları, egitsel materyaller,brosürler, web sayfası, el ilanları…3. ATIK SULAR VE ATIK SU YÖNETİMİ – ÖRNEKLER VE DENEYİMLERTakip eden bölümlerde, Avusturya <strong>ve</strong> Almanya’nın atık su <strong>ve</strong> devamlı atık su tasfiyesi ileilgili deneyimler <strong>ve</strong> gelismeler gösterilmistir. Bu deneyimler Van Gölü bölgesi içinkullanılabilir. Tekniksel önlemlerin yanında ayrıca egitim yöntemleri de bulunmaktadır.3.1 Atık Su Kanalı Tasfiye Hattı SistemleriAtık su tasfiye hattı sistemleri esasen modern atık toplama sistemlerinin bütünüdür. Tasfiyehattı toprak <strong>ve</strong> deniz altında kurulan <strong>ve</strong> yıllardır ispatlanmıs kompleks sistemlerdir.A<strong>van</strong>tajları: Ekonomik kurulum Atık bulunan bölgelerde atık toplama <strong>ve</strong> tasfiye Düsük egimli arazi sanitasyon alanları <strong>ve</strong> su seviyesi yeraltı sularının toplanması. Uzak yerlesim yerlerinde, merkez arıtma tesislerine baglı olarak ekonomik atık su tasfiyesi Yüksek seviyede geçirmezlik (dısarıdan sızmalara karsı) Kısa zamanda insa edilebilmesi.Deza<strong>van</strong>tajları: Pompalamadan dolayı yüksek is maliyeti Kesin olarak sürdürülme gerekliligi Kalıcı elektrik gücü temini. Uzun zamanlı koku problemiAtık su basınç boru hattı, ayrıca Van Gölü bölgesinin bazı alanlarında atık su toplama atık suimkanı <strong>ve</strong>rmektedir.94


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Resim 2: Carinthia , Ossiach Gölü deniz altı atık su toplama hattı (kah<strong>ve</strong>rengi). (Avusturya)Resim 3: PE-borularıyla Osisiach Gölü kanalizasyon sistemi , 200-355 mm çap. Toplamuzunluk 17.5 km . pompalama istasyonuna maksimum uzaklık 4 km.Resim 4. boru hattının su üzerinde ki konumu. Hat daha sonra batarak deniz tabanınainecektir.95


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.3.2 Atık su sistemlerinin yenilenmesiBirçok durumda, sızdıran kanalların rehabilitasyonu, boruları degistirmeden <strong>ve</strong> yeri kazmadanda mümkündür. Genelde kanal üzerindeki çalısma önceden var olan saftlarla (dingil)gerçeklestirilebilir. Sadece birkaç durumda kanalın kazılması gerekli olabilir. Farklı kurumlarçesitli yeniden insa <strong>ve</strong> tamirat yöntemleri önermekteler. Yenileme isine baslamadan öncegerekli olan kullanılan atık su kanalının durumunun denetlenmesi <strong>ve</strong> çalısmaya hazırlıkyapılmasıdır. (bilhassa temizlik)3.2.1 Atık su kanalının güncel durumu:Sızıntı <strong>ve</strong> basınç analizi:Bütün boru hattı <strong>ve</strong> saftların basınç testi yapılmalıdır. Zorunlu olarak atık su kanalı –donatımyadahidrolik ana sebeke için boru hattı açılması, Avusturya <strong>ve</strong> Avrupa normlarına uymalıdır.Boru hatları sızıntı olasılıgına karsın su ya da basınçlı hava ile kontrol edilmeli. Bu sebepleayarlı ölçüm aygıtları devamlı olarak su monitör ya da hava basıncı kullanmalı, boru hattınındurumu <strong>ve</strong> ölçüm sonuçları bilgisayar ortamında zaman çizelgesi diyagramı olarakgösterilmelidir.Examining the canal by mobile televisionKanalın mobil televizyonla incelenmesinde mobil televizyon önemli bir araçtır. Bu sistemüzerine sabitlenmis renkli bir kamera <strong>ve</strong> kanalizasyon sisteminde yol alabilen bir araçtanolusmaktadır.Yöntem : Atık su kanalının temizlenmesi. Suyun drenajı (gerekli ise) boru hattına kameralı araç gönderilmesi boru hattının günceldurumu ile ilgili dokümanlarAtık su kanalının yönünün degismesi ya da yanlıs baglantı bu sistemle kolayca lokalizeedilebilir. Boru hattı ya da saftlarda ki zayiat derhal <strong>ve</strong>ri tabanına islenmelidir. Ayrıca bu<strong>ve</strong>rilerin cografik bilgi sistemlerine transferi de mümkündür.3.2.2 Atık su kanalının temizlenmesiKanalizasyon ya da boru hattı sistemlerinin temizlenmesi, atık su sisteminin iyi durumdatutulması <strong>ve</strong> korunması için önemlidir. Tevdi edilmis metaryallerin çıkarılması <strong>ve</strong> borunun ara kesitinden azaltılarak tahliyeedilmesi gerekir çünkü ilerlemis çürümenin sonucunda biyojenetik sülfirik asitkorezyonuna neden olur. Bu tür tıkanıklıkların giderilmesi kanalın incelenmesi açısından zorunludur <strong>ve</strong> gereklionarımların yapılması için yolun temizlenmesi gerekir.Temizleme yöntemleri Yüksek basınçlı yıkama.(su basıncı 1500 bar’a kadar yüksektir) Borunun merkezine dogru robot aparatı gönderilir. Robot sürekli olarak ayarlanabilenkesici bir baslıkla çalısır. Temizleme islemi kamerayla izlenilir.96


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.3.2.3 Rehabilitasyon usulleriMetaryale baglı olarak, atık su kanal profili <strong>ve</strong> hasarlı atık su kanalı birçok farklı yöntem ilerehabilite edilebilir. Çogu temel rehabilitasyon yöntemi asagıda belirtilmistir.Lokalize rehabilitasyon İstifleme usulleri Ayrılır kaplama Rehebilitasyona almak EnjeksiyonOrganik rehabilitasyon U-Liners U-kaplama R-tech islemi Kısa boru trabzanı Uzun boru trabzanı Betonun rehabilitasyonu.3.3 Yapılandırılmıs sulak alanlarResim 5: Organik rehabilitasyon – r.tec islemiYapılandırılmıs sulak araziler, atık su arıtımının ekonomik <strong>ve</strong> estetik olarak memnuniyet<strong>ve</strong>riciligini kanıtlayabilir. Yapılandırılmıs sulak arazilerin atık su arıtım sistemleri, insanetkisiyle olusmus bataklık bölgelerinin özellikle fiziksel, kimyasal, biyolojik yöntemlerindogal ortamda olusmus bataklıkların da bu yöntemleri en iyi sekilde kullanarak atık su arıtımıamacıyla kurulmus tesisler olarak tanımlanabilir. Yer altı sulak alanların akıntı sistemleri;sucul bitkilerin oksijeni yer üstünden yer altı köküne transfer etmeleri prensibi üzerine çalısır.Bataklık boyunca akan atık bakterilerin bitki köklerini <strong>ve</strong> kayaları birlestirmesi eylemi ilearıtılır. Yapılandırılmıs sulak alan ekonomik <strong>ve</strong> yerinde bir dönüsüm saglayabilir ki hem etkilihem de sızıntı olarak memnun edicidir. Yapılandırılmıs sulak alanlar , çok genis ölçüdekikentsel sistemden, kisisel olarak daha küçük sistemlere, tek aileli konut sistemlerine kadaruzanmaktadır. Ayrıca kentsel atıklarının, sanayi <strong>ve</strong> ticari atık sularının, tarımsal atık sularının,biriken sel sularının, hay<strong>van</strong> atıklarının yanı sıra sızmıs atık suların dönüstürülmesindekullanılmaktadır.Tesisin unsurları: Topragın ön sedimantasyonu (hazırlayıcı, ilk arıtım tankı, septik (çürütücü) tank-ilk arıtım.97


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van. Depolama tankı (pompalı ya da sifon destekli) Kum filtreleme (bitki örtüsü ile kaplanmıs) atık su dagıtımı <strong>ve</strong> drenaj sistemi (atık arıtımı)ikincil arıtım. AtıkResim 6: Yapılandırılmıs sulak alan – sematik çizimiResim 7: Yapılandırılmıs sulak alan - Asagı AvusturyaTalep edilen alan Asagı yukarı 5 m kare – yogunluga es olarak98


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Arıtma kapasitesi: Yapılandırılmıs sulak alanları, Avusturya su kalitesi standardını yakalamayı basarmıstır.(BOD 95%, COD 85%, TOC 85% )A<strong>van</strong>tajları Yapılandırılmıs sulak alanların çalısmalara etkisi. Yapılandırılmıs sulak alanların diger arıtma sistemlerine nazaran daha az maliyetli olması. Alandaki daha önceki tekniksel metotlarla beraber, yeni yada kompleks teknik araçlaragerek duyulmaması. Çalısma <strong>ve</strong> kurulum maliyetinin geleneksel arıtma tesislerinden daha az olması Daha az enerji <strong>ve</strong> metaryalin gerekli olması <strong>ve</strong> yapılandırılmıs sulak alanların tesislerindedevamlı <strong>ve</strong> tüm gün kontrol altında tutulmasındansa, yerinde <strong>ve</strong> periyodik çalısmalaryapılabilmesi Yapılandırılmıs sulak alan, üçüncü düzey atık arıtımı <strong>ve</strong> klasik arıtma tesislerinin, atık subosaltımının fazla olması durumunda kullanılabilmesi Yapılandırılmıs sulak alanın uygun maliyetli <strong>ve</strong> var olan klasik arıtma tesislerine adapteolmada <strong>ve</strong>rimli bir alternatif olması.Deza<strong>van</strong>tajları Arıtma süreci fazla yer <strong>ve</strong> zaman gerektirir. Klasik arıtma tesislerine nazaran denetleme imkanları daha azdır.3.4 Atık su arıtım tesislerinde çalısan teknisyenlerin egitimiSadece iyi egitimli personeller, modern atık su arıtım tesisini basarıyla idare edebilirler.Dolayısıyla egitim kursları çok önemlidir. Avusturya da atık su toplama sistemlerinde çalısanteknisyenler için özel kurslar açılmıstır. Asagıda egitim kursunun içerigi açıklanmıstır: Mekanik, biyolojik atık su arıtımının temel bilgileri Atık su arıtım tesislerinin yönetimi (yapılandırılmıs sulak alan <strong>ve</strong> klasik arıtma tesisleri) Atık su arıtım tesisinde pratik egitim Laboratuar özel egitimi Atık su gideri <strong>ve</strong> tasfiyesi dâhili kalite kontrolü(esas olarak spektromatik analiz – özellikleatık su arıtım tesisinin basarılı <strong>ve</strong> etkili yönetimi için) Atık suların tasfiyesi <strong>ve</strong> is gü<strong>ve</strong>nligiResim 8: spektromatik analizler son derece gü<strong>ve</strong>nli <strong>ve</strong> saglıklıdırlar. Atık su analizleri CODtarafından onaylanmıstır.99


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.3.5 Katı atık çözüm yollarıEvsel atıklar <strong>ve</strong> birikmis atıklar çevre kirliliginin kaynagıdır. Güçlü bir atık yönetiminingelisimi sadece para sorunu degil, genis bir toplum bilinci, farklı katılımcıların kabulüne <strong>ve</strong>katımına dayalıdır.Isıl giderme ile atıgı yakma:Katı atık genis bir enerji potansiyeli içerir ki enerji kaynaklarını korumak <strong>ve</strong> CO 2emisyonunu azaltmak için kullanılmalıdır. Rotatif ocagın içinde çimento üretimi 1450santigrat derece sıcaklık ile siddetli enerji yöntemidir. Petrol <strong>ve</strong> kömürü korumak içinAvusturya çimento sanayisi, kereste,plastik, atık yag kalıntıları, büyük atıkları, et <strong>ve</strong> kemiktenyapılan yiyecekler , biyogenetik atık gibi katı atık olarak tanımlanan atıkları 25 yıldır busekilde kullanmaktadır. Güncel petrol (atık) alternatif payı %50 ‘ye varmıstır. Bu 1,3mio+atık/yılıdır. Kullanılan atık kısımlarının enerji bilesimi 20 000 GJ /t den yüksekolmalıdır. Bu da katı atıgın farklı bilesimlere ayrılması anlamına gelir.Resim 9: Çimento Fabrikasında katı atıkyakımı (Lafarge, Mannersdorf, Avusturya)Resim 10: Akaryakıta alternatif olaraktalebin artması (VÖZ)Çimento sanayisinde katı atık kullanımının olumlu etkileri: Fosil enerji kaynaklarının korunması Global ısı gazlarının indirimi (CO2 <strong>ve</strong> metan) Atık biriktirme isteklerinin azaltılması Çimento sanayisinin <strong>ve</strong> insa metaryelleri sanayisi için atıkların geri dönüstürülmesi Tehlikeli atık temizligi (tehlikeli organik bilesimler) Kalıntısız yok etme (temizleme) Van.Bekli de Van Gölü’nde atık toplama gemileri ile toplama ayırma <strong>ve</strong> geri dönüsüm gibi lojistiksistemleri içeren yeni konsept <strong>ve</strong> olanaklar bütünsel yaklasım olusturmada gerekli olabilir.100


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN GÖLÜ ÇEVRESİNDEKİ YERLEŞİM YERLERİNİN KATIATIKLARCA SEBEP OLDUKLARI KİRLİLİĞİN BOYUTU VESONUÇLARIThe Le<strong>ve</strong>l and Results of the Pollution That the Settlement Around Lake Van Causes bySolid WasteFevzi ÖZGÖKÇE 1 , Banu YEĞİNALTAY 2 , Fatma Nisa ERİMEZ 3 , İbrahim KOÇ 4 ,İsmet BEYAZ 5 , Suzan KARAGÖZ 61 Yüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 65080, Van.2 Özel İdare İl Müdürlüğü, 65100, Van3 Çevre <strong>ve</strong> Orman İl Müdürlüğü, 65200, Van4 Sağlık İl Müdürlüğü, 65100, Van5 Tarım İl Müdürlüğü, 65200, Van6 Yüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Çevre Sorunları Araştırma <strong>ve</strong> Uygulama Merkezi, 65080, Van.ÖZ: Dünyanın en büyük sodalı <strong>ve</strong> Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü, kıyısı ile direketkili bir milyon insan on farklı yerleşim biriminde yaşamaktadır. Bu insanların tüm atıkları,direk <strong>ve</strong>ya dolaylı olarak Van Gölü’ne ulaşmaktadır. Beş yıllık periyotta Van Gölü kıyısındakatı atık kirleticileri 8 başlıkta toplanarak, kirletme boyutları fotoğraflanarak Van Gölü’nünmakro düzeyde kirlilik boyutu belirlenmiştir. Göl kıyısına en fazla katı atıklar; Van ilmerkezi, Erciş (Van), Tat<strong>van</strong> (Bitlis), Gevaş (Van), Ahlat (Bitlis), Adilcevaz (Bitlis)’da tespitedilmiştir. Şimdiden gölün kıyısında katı atık kirliliği gözle görülür düzeye ulaşmış olup, Katıatıkların bu şekilde atılması durumunda on yıla kadar Van Gölü’nün taşıma kapasitesinin çoküstüne çıkacağı kesindir.Anahtar Kelimeler: Van Gölü, katı atık kirliliği.ABSTRACT: Around Van Lake, the biggest soda lake in the world and the biggest lake inTurkey, a million people in ten different settlements li<strong>ve</strong> directly to the sides of it. All waste ofthese people pour into the lake directly or indirectly. The polluter around the lake in fi<strong>ve</strong>-yearspam has been re<strong>ve</strong>aled in 8 titles and the macro pollution le<strong>ve</strong>l of the lake has been shown bytaking photographs. It has been determined that most of the wastes around the lake were inVan Province, Erciş (Van), Tat<strong>van</strong> (Bitlis), Gevaş (Van), Ahlat (Bitlis), Adilcevaz (Bitlis).Solid waste pollution has already increased in a le<strong>ve</strong>l that is conspicuous and it is certain thatif the pollution increases like this, the lake will be o<strong>ve</strong>r of its capacity in ten years.Key Words: Lake Van, solid waste dirtiness.1. GİRİŞGeçmişten günümüze birçok medeniyet sulakalan içinde <strong>ve</strong>ya kenarında yaşayıp sulakalanekosisteminin durumuna göre yerleşim alanlarını seçtikleri görülmektedir. BunlardaMısırlılar, Sümerler, İnka <strong>ve</strong> Astekler sulakalanlarla içiçe yaşamışlardır. Van Gölü kıyısındada bir milyon insan başta Van, Erciş, Tat<strong>van</strong>, olmak üzere on kadar yerleşim alanındayerleşmiş <strong>ve</strong> sahil yerler olarak bilinmektedirler. Mevcut su kaynaklarının kirletilmesigünümüzde hemen hemen her gelişmekte olan toplumun en önemli çevre sorunudur. GeneldeTürkiye çapında özelde ise Van Gölü <strong>ve</strong> çevresindeki yapılan sulak alan çalışmaları da sukaynaklarımızın ciddi ölçüde kirlenmekte olduğu <strong>ve</strong> korumak için alınan tedbirlerin çok101


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.yetersiz kaldığının göstergesidir. Özellikle temiz tatlı su kaynaklarının gün geçtikçe azalması<strong>ve</strong> bilinçsizce kirletilmiş sulak alanların tekrar kullanıma uygun hale getirme maliyetlerininçok yüksek olması, günümüzde en önemli konunun su kaynaklarının korunması gerçeğiniortaya koymuştur.İnsanlar tüm ihtiyaçlarını etkileşim içinde oldukları çevreden karşıladığı gibi atıklarını dadirek aynı çevreye <strong>ve</strong>rmektedir. Artan nüfusla çevrenin sömürme hızı da artmakta <strong>ve</strong>karşımıza “çevre sorunları” bir dizi bozulmayı beraberinde getirmektedir (Pamukçu, 1992).Katı atık kaynakları kesinlikle, oluştşğu yerden geri dönüşümüne kadar özel işlemlerdengeçmesi gerekmektedir; çünkü hem görüntü hemde bir çok mikrobun yaşam ortamınıoluşturmaktadır. Katı atığın oluştuğu kaynaktan itibaren, ayırma, biriktirme, toplama <strong>ve</strong>taşıma <strong>ve</strong> hatta ara bir kaç işlem <strong>ve</strong> nihai işlemleri tamamen ayrı <strong>ve</strong> özel olmasıkaçınılmazdır. Katı atık yönetim planlaması gereği, geri kazanılabilecek katı atıklar ilkoluştuğu anda kirletilmeden yüksek kalitede, ayıklanması kolay <strong>ve</strong> geri dönüşüm değeriyüksek olacaktır. Ayrıca zamandan <strong>ve</strong> çöp depolama alanının hacimden tasarruf yapılacaktır.Özellikle organik <strong>ve</strong> inorganik olarak ayrıldıktan sonra, organik olanlardan kompost (organikgübre) elde etmede kullanılabilir.Çevremizde bulunmasını tabii karşıladığımız toprak kadar hemen her yerde katı atıklara darastlanır olduk. Aslında insan <strong>ve</strong> diğer canlıların hayatında önemli bir role sahip olan toprak<strong>ve</strong> su kirleticiler şayet özümleme kapasitesi üzerine çıkarsa, ki günümüz savurganlığına <strong>ve</strong>lüks yaşama, sürekli kullan-at mantığı sonucu gelecek için çok önemli tedbirler acilenuygulamaya geçirilmelidir. Çöp döküm yerlerinin seçilmesi daha çok katı artıklar için sözkonusudur. Katı artıkların içinde bulunan kirleticilerin toprakta taşınarak yeraltı <strong>ve</strong>ya yer üstüsularının karışması çeşitli faktörlere bağlıdır. Bu faktörler; Hidrolojik faktörler <strong>ve</strong> Topraklailgili faktörler olmak üzere iki kısımda ele alınabili; Bellirli bir döküm yerini hidrojeolojikşartları belirlenirken de aşağıdaki faktörlerin göz önünde bulundurulması gerekir; yoksabilindiği üzere göller yeryüzünün en alçak yerleridir <strong>ve</strong> tüm akıntılar genelde gölleredoğrudur. Katı atık döküm yerinde toprak <strong>ve</strong> taban kayasının özellikleri ile yeraltı <strong>ve</strong> yer üstüsularının bir birleriyle olan girişimleri <strong>ve</strong> taban kayasıyla toprak özellikleri, yeraltı suyununhareketi <strong>ve</strong> kirleticilerin taşınması bakımından büyük önem taşır. Belediyelerce çöp dökümyerlerinde toprağa intikal eden kirleticiler genel olarak organik kökenlidir.Tüm Dünyada İklim değişiklikleri; su kaynakları, onların yerel-bölgesel-küresel yönetimi <strong>ve</strong>kullanımı üzerine gün geçtikçe daha da fazla etki eder hale gelmektedir. Bu etkiler çok yavaş<strong>ve</strong> uzun yıllar sonra kendini gösterdiğinden insanlık bunların zararlı sinyallerini daha yeniyeni hisseder hale gelmiştir. Bu sebeple dünyanın değişik yerlerinde su kaynaklarının alan <strong>ve</strong>zaman davranışlarında önceden yaşanmamış değişimler görülmektedir. İklim değişmesinin <strong>ve</strong>su kirleticilerinin hidrolojinin üzerindeki etkileri, insanın su kaynaklarını <strong>ve</strong> bilinçli çevrekullanımına odaklamıştır. Su kaynakları miktar <strong>ve</strong> kalitesi gün geçtikçe kötüye gitmekte <strong>ve</strong>genel olarak, değişen talepler bazı ülkelerde kişi başına talebin düşmesine rağmen, mevcutkaynaklar üzerindeki baskıyı arttırmaktadır.Pek çok ülkede, “sürdürülebilir” su yönetimine <strong>ve</strong> su çevresinin ihtiyaçlarına yönelik birhareket ortaya çıkmaktadır (Stakhiv, 1998). Örneğin, 1992’de düzenlenen Uluslararası Su <strong>ve</strong>Çevre Konferansı’nda kabul edilen Dublin Beyanatı su kaynaklarının sürdürülebilirkullanımını özendirmek <strong>ve</strong> mevcut kaynakların bozulmasını önlemek amacıylayayınlanmıştır. Sağlıklı içme suyuna ulaşım, gıda üretimi için su, su kaynaklarının fazlakullanımı <strong>ve</strong> bundan kaynaklanan çevresel denge bozulması <strong>ve</strong> su kalitesinde meydana gelendüşüşün nedenleri iklim değişikliği tesiri altında i<strong>ve</strong>di olarak araştırılmalıdır. Bu konuların102


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.kapsamı <strong>ve</strong> önemi ülkeden ülkeye değişmektedir. 1990’lı yılların son döneminde, su ile ilgilisorunların çözülmesine yönelik birkaç küresel girişimde bulunuldu. Dünyada olduğu gibiülkemizde de su kaynaklarının korunmasına yönelik alınan kararlar <strong>ve</strong> hatta birçok yasaldüzenlemeler mevcut olduğu halde, uygulamaya gelince durumun pekte iç açıcı olmadığı <strong>ve</strong>önemli su kaynaklarımızın gün geçtikçe azalmasına, kalanların ise özümleme kapasitesiüzerinde kirlenmesine neden olmaktadır.2. MATERYAL <strong>ve</strong> YÖNTEMBu araştırmanın materyalini; Van Gölü <strong>ve</strong> çevresinde yaşayanların meydana getirdiklerikirletici katı atıklar <strong>ve</strong> ortam özellikleri oluşturmaktadır. Katı kirleticilerin kirletme boyutlarıyerinde tespit edilip, mikro <strong>ve</strong> makro düzeyde Van Gölü kirlilik boyutu vahşi çöp alanlarınınkarelenmesinden (Curi, 1998) sonra alanın bütün olarak iki yıllık periyotta saha çalışmasıylakirleticiler <strong>ve</strong> kirlenen ortam fotoğraflanmıştır.3. BULGULARTürkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü Tektonik kökenli olup kapalı bir havzadır.Denizden yükseltisi 1740 m, yüzölçümü 37.130 hektar, en derin yeri 450 m kadardır.Kuzeyde Zilan Deresi, Deliçay, kuzeydoğuda Bendimahi Çayı, doğuda Karasu, Keşiş Deresi,<strong>ve</strong> Hoşap Çayı, batıda Karmuç Deresi, gölün en önemli akarlarıdır.3.1. Van Gölü Çevresindeki Yerleşim Yerlerinin Katı Atık Durumları3.1.1. VanDepo Alanının Yeri: Van- Özalp Karayolu üzeri 7. km’ sinde yolun hemen solundabulunmaktadır.Yakın Çevresindeki Su Kaynakları: Yakınında sulama suyu olarak kullanılan Sıhke Gölübulunmaktadır.Mevcut Durum <strong>ve</strong> Sorunlar: Atık Sahası düzensiz depo alanı şeklinde olup, şehrinihtiyacını karşılayamamaktadır. Türkiye - İran arasında önemli ulaşım yolu olan, ÖzalpKarayolu üzerinde bulunması nedeniyle uçuşan çöpler trafiği etkilemektedir. Ayrıca Sıhkegölünü hem direk hem de <strong>ve</strong>ktörler aracılığıyla dolaylı olarak etkilemektedir. Hemenyakınında bulunan Beyüzümü <strong>ve</strong> Sıhke yerleşim yerleri olumsuz etkilenmekte, ayrıca atıksahası halk sağılığını tehdit etmektedir. Vahşi depolamanın yapıldığı bu katı atık deposundayağışların etkisiyle süzme sonucu bu vahşi depolamada zararlı <strong>ve</strong> zehirli kirleticiler bu haliyleVan Gölüne ulaşmaktadır ancak Van Belediye Başkanlığı’nın yeni yer seçimini yapmışdüzenli atık sahası inşası için ihale aşamasında olması bu tehlikeyi ileride ortadankaldıracaktır.Tıbbi Atıklar: İl genelinde tüm hastanelerde kaynağından tıbbi atıklar ayrı toplanmaktaLisanslı Tıbbi Atık toplama aracı tarafından toplanarak atık sahasında evsel atıklardan ayrıolarak depolanmaktadır. Ancak burada bütün hastane <strong>ve</strong> sağlık ocaklarında (ilçeler dahil) herne kadar tıbbi atıklar kırmızı <strong>ve</strong> mavi poşetlere konuluyorsa da, nakil işlemi <strong>ve</strong> bertarafişlemleri belediyeler tarafından yapılamıyor. En önemlisi ise kireçleme işlemini hiçbirbelediye yapmamaktadır.103


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.3.1.2. ErcişDepo Alanının Yeri: Erciş Belediye Başkanlığı <strong>ve</strong> Çelebibağ Belediye Başkanlığı tarafındantoplanan katı atıklar Çelebibağından 1-2 km geçince Erciş-Adilcevaz yolunun sağına <strong>ve</strong>solundaki iki çukura dökülmüş <strong>ve</strong> asıl depolama alanının Çelebibağı 5-6 km. geçince yolunsağında bulunan vahşi depo alanı olduğu tespit edilmiştir. Erciş’ten Çelebibağ’a giderkenZilan deresi yatağında iki noktada da çöp döküntüsü yerleşim alanları içinde <strong>ve</strong> Asıl VanGölü’nü tehdit eden bu dere yataklarına bırakılan çöplerdir.Kapasite Durumu: İlimizde bulunan bütün yerleşim yerlerindeki depo alanları Vahşidepolama şeklinde olduğu için kapasiteleri hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.Yakın Çevresindeki Su Kaynakları: Asıl depolama alanına yakın herhangi bir su kaynağıbulunmamakla birlikte Çelebibağ Belediyesi çıkışındaki çukurlardan yağışlarla vahşidepolama alanlarında zehirli <strong>ve</strong> zararlı süzüntüler Van Gölüne ulaşmaktadır. Her ikiBelediyeninde katı atıkları yol kenarındaki alana dökmemeleri gerekmektedir.Mevcut Durum: Asıl Katı atık depo alanı depolama alanı olarak uygun denilebilir ancakçevredeki tarımsal alanlara zarar <strong>ve</strong>rmemesi için düzenli bir depo alanı olması gerekmektedir.Erciş <strong>ve</strong> Çelebibağ depo alanının Van Gölüne direk bir etkisi yoktur.Sorunlar: Tüm İl için geçerli olan sorun, düzenli depo alanı olmadığından atıklar arasındaayrıştırma yapılmamaktadır. Dolayısıyla Erciş <strong>ve</strong> Çelebibağ içinde toplanan her türlü atık budepo alanına karışık olarak ulaşmaktadır. Yağışlar sonucunda taşınma <strong>ve</strong> süzüntü ile zehirli<strong>ve</strong> zararlılar Van Gölü’ne ulaşmaktadır.Tıbbi Atıklar: Depo sahasında tıbbi atıklar ayrı bir bölgede toprak kazınıp atıklardöküldükten sonra üstüne tekrar toprak atıp kireçlenmek suretiyle depolanmasıgerekmektedir. Ancak burada da bütün hastane <strong>ve</strong> sağlık ocaklarında her ne kadar tıbbi atıklarkırmızı <strong>ve</strong> mavi poşetlere konuluyorsa da, nakil işlemi <strong>ve</strong> bertaraf işlemleri belediyelertarafından uygun şekilde yapılmamaktadır. En önemlisi ise kireçleme işlemini hiçbir belediyeyapmamaktadır.3.1.3. MuradiyeDepo Alanının Yeri: Bendimah-i Havza su kaynağını oluşturan Muradiye Çayının, MuradiyeY.İ.B.Okulunun hemen yanına dökülmektedir. Yaptığımız saha çalışmasında yerleşimalanında çöplerin uzun süre toplanmadığı <strong>ve</strong> sokak aralarında çok kötü bir görünüm <strong>ve</strong> halksağlığını ciddi boyutta tehdit ettiği gözlendi.Yakın Çevresindeki Su Kaynakları: Muradiye Çayı bağlantısı ile Bendimah-i Deltasınaoradan da Van Gölü’ne ulaşmaktadır.Mevcut Durum: Atıklar düzensiz depolanmakla birlikte tıbbi atıklar katı atıklarla karışıkşekilde depolanmaktadır.Sorunlar: En büyük sorun hemen Muradiye çayının yanında yer alması, MuradiyeY.İ.B.Okulunun yakınında vahşi olarak depolanması <strong>ve</strong> tıbbi atıkların ayrı depolanmamasıdır.Rüzgar <strong>ve</strong> yağışlar ile buradaki tüm atıklar direkt Van Gölü’ne ulaşmaktadır.104


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Tıbbi Atıklar: Muradiye Devlet Hastanesi tıbbi atıklarını evsel atıklardan ayrı toplamakta,ancak belediye depo alanında ayrı toplama <strong>ve</strong> depolama işlemini devam ettirememektedir.3.1.4. EdremitDepo Alanının Yeri: Edremit’te bulunan Çimento Fabrikasının hemen arkasındabulunmaktadır.Yakın Çevresindeki Su Kaynakları: Herhangi bir su kaynağı bulunmamaktadır.Mevcut Durum: Atıklar, Çimento Fabrikasının hammadde çıkarmak için oluşturduğuçukurlara düzensiz depolanmaktadır. Van Gölüne direk olmasa da dolaylı olarak yağışlarsonrası süzüntü ile vahşi depolamadan dolayı zehirli <strong>ve</strong> zararlılar gölü tehdit etmektedir.Sorunlar: Vahşi depolamadan kaynaklanan sorunlar klasiktir. Bunun dışında tıbbi atıklarındepolanmasında özensiz davranılmaktadır.Tıbbi Atıklar: İlçede bulunan Yüksek İhtisas Hastanesi tıbbi atıklarını evsel atıklardan ayrıtoplamakta ancak Edremit Belediyesi depo alanında ayrı toplama işlemine gerekli özenigöstermemektedir.3.1.5. GevaşDepo Alanının Yeri: Van Gölüne 250-300 m. uzaklıkta D.S.İ. Kampının üst kesimindeolmakla birlikte hemen Gevaş girişinde yerleşim alanından göle akan dereyle göle karışan çokönemli miktarda katı atıklar Van Gölü sahilini kirlettiği gibi göle ekosistemi bozucuözellikteki kirleticilerinde yine bu dere yoluyla ulaştığı mevcut biyolojik aktivitedenanlaşılmaktadır.Yakın Çevresindeki Su Kaynakları: Asıl katı atık deposunun yakınında dere yatağıbulunmaktadır.Mevcut Durum <strong>ve</strong> Sorunlar: Atık alanı oluşturulduğu günden bu güne kadar yakınında dereyatağı olması, üzerinin toprakla kapatılmamış olması <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>ktörler aracılığıyla Gölünkirlenmesinde direkt etkisi olması hasebiyle önemli bir sorun kaynağını oluşturmaktadır.Tıbbi Atıklar: İlçede hastane bulunmaması bir anlamda Van Gölü için şans sayılabilir.Ancak Sağlık ocaklarından da çıkan azımsanmayacak miktardaki tıbbi atıklar Sağlık Ocağıçalışanlarınca kendi imkanları dahilinde imha edilmekte <strong>ve</strong>ya evsel katı atıklarla vahşidepolama alanına bırakılmaktadır.3.2. Tehlikeli AtıklarOrganize Sanayi bölgesinin katı atıkları ya kendi konteynırları ile <strong>ve</strong>ya Van Belediyesincetoplanarak atık sahasına iletilmektedir. Organize Sanayi Bölgesinde atık sular hiçbir önarıtmaya tabi tutulmaksızın yakınındaki Morali Deresine atılmaktadır. Ancak Organize SanayiBölgesi Atıksu Arıtma Tesisi inşası için ihaleye çıkması, Organize Sanayi Bölgeleri İş TerminPlanlarını hazırladıktan 2 yıl sonra arıtmalarını faaliyete geçirme zorunlulukları olduğu için2008 yılının Haziran ayında faaliyete geçmesi beklenilmektedir. Bu zaman içerisinde mutlakamorali deresine karışan tehlikeli atıkların göle ulaşması engellenmeli <strong>ve</strong> bu ekosistemibozacak kirleticilerin deşarjı engellenmelidir.105


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.3.3. Atık Madeni Yağlar <strong>ve</strong> Bitkisel Kızartmalık YağlarAtık yağların miktarı tam bilinmemekle birlikte Çevre İl Müdürlüğünce en<strong>van</strong>ter çalışmasıdevam etmektedir. Lisanslı madeni yağ toplayıcısı olan Öz Mobil Geri Dönüşüm tesisiilimizdeki atık yağların değerlendirilmesini sağlamaktadır. Madeni yağların ekonomik değeriolduğu için gelişi güzel atılması söz konusu değildir. Sanayi sitesinde bir ön arıtma sistemininmutlaka olması gerekmektedir. Kızartmalık atık yağlar ise lisanlı atık toplayıcısı ilimizdeolmadığından miktarını ne olduğu bilinmemektedir. Ayrıca kızartmalık bitkisel atık yağlarınbüyük bir bölümü kanalizasyon sistemine karışmaktadır. Bu da Göl kirliliğine nedenolmaktadır.3.4. Erozyon <strong>ve</strong> Sellerle Taşınan Askıdaki Katı MaddelerÖzellikle bu yıl İlimizin yoğun yağış alması nedeniyle pek çok ilçemizde sorunlaryaşanmıştır. Özalp’den gelen Karasu çayı, Gürpınar’dan gelen <strong>ve</strong> Edremit’te Göle dökülenEngil Çayı, Muradiye’den gelen Bendimah-i çayı, Erciş’den gelen Göle Dökülen Deliçay <strong>ve</strong>Zilan Çayı , Sıhke Gölünü devamı olan Akköprü Deresi <strong>ve</strong> Kurubaş Deresi selle gelen katımaddeleri göle ulaştırmaktadır. Van Gölü çevresinde eskiden güçlü bitki örtüsünden dolayıdünyada eşi <strong>ve</strong> benzeri görülmeyen Van Gölü’nü kendine özgü mavisi seller <strong>ve</strong> erozyonlamaalesef bu rengi kaybetmektedir.Van Gölü çevresinde ortalama yüzey eğiminin % 15 in üzerinde olduğu düşünülürse, toprağınana kaya üzerinde tutulmasında özellikle tahribe uğramış, ağaçsızlaştırılmış alanlarda toprağıönemli derecede tutan <strong>ve</strong> yöresel halk tarafından gerek yakacak amaçlı gerekse kışın hay<strong>van</strong>yemi olarak kullanılan ge<strong>ve</strong>nlerin önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Bu amaçlar doğrultusundaVan <strong>ve</strong> ilçeleriyle, Bitlis İlçeleri <strong>ve</strong> çevresinden yaptığımız saha çalışmaları sonucunda;ge<strong>ve</strong>nlerin yoğun olarak sökülmekte <strong>ve</strong> alan topraklarının büyük bir kısmının da sonbekçilerini kaybederek korumasız hale geldiğinden dolayı şu an Van Gölü’nün kirlenmesinisağlayan en önemli sorundur. Çünkü diğer kanalizasyon <strong>ve</strong> evsel atıklar bir şekilde toplumunbilinçlendirilmesiyle önlenebilirken erozyon <strong>ve</strong> sellerin önü alınamaz. Van Gölü’ne karışandere yataklarında kumların alınmasıyla deltanın biyolojik döngüsüne zarar <strong>ve</strong>rilmekte <strong>ve</strong>göldeki askıda katı miktarını artırarak başta Van balığı olmak üzere göldeki tüm canlılaraciddi zararlar <strong>ve</strong>rmektedir.Van Gölü çevresinde yaşayanların en çok şikayetçi oldukları; sivri sinek <strong>ve</strong> ü<strong>ve</strong>zler tümkirleticilerin ekosistemi bozmalarından dolayı biyolojik siklus bozulmakta <strong>ve</strong> bunlar gibiinsanlara zarar <strong>ve</strong>ren parazitlerin artmasına yol açmaktadır. Burada önemli olan Van Gölüçevresindeki belediyelerin sivrisinek, karasinek <strong>ve</strong> ü<strong>ve</strong>zlere karşı uyguladıklar yanlışyöntemler sonucu Göle kimyasalların <strong>ve</strong>rilmesiyle kaş yapayım derken gözün çıkarılmasıdır.Bazı Belediyelerin çok ilkel kalan halen dünyada sadece Afrika’da bazı kabilelerin kullandığısisleme <strong>ve</strong> dumanlama yoluyla sadece çevre kirletilmekte <strong>ve</strong> halkın gözü boyanmaktadır. Öteyandan Larvasitlerin ihaleye çıkmadan mutlaka aktif maddenin ekotoksikolojik değerleriincelenmeli; Balık için LC 50 , Kuş için LD 50 , arı için LD 50 toksik olup olmadığı mutlakaaraştırılmalı, aktif madde yarılanma ömrü bir haftadan fazla olmamalı gibi önemli uyarılar heryıl Van Belediyesi <strong>ve</strong> Sahil belediyelere Üni<strong>ve</strong>rsite olarak yapmamıza rağmen daha önce <strong>ve</strong>en son olarak 2007 sezonunda maalesef hiçbir belediyemiz bunlara uymamıştır. Van Gölü asılkoruyucuları olan Belediyelerce maalesef Sivrisinek, ü<strong>ve</strong>z <strong>ve</strong> karasineklerle mücadele adıaltında kimyasal olarak kirletilmektedir. Yün yıkama işlemi çok az <strong>ve</strong> sınırlı zamanlardaolmasına rağmen bu yolla da Van Gölü kirlenmektedir.106


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.4. SONUÇLAR <strong>ve</strong> TARTIŞMAHayatsal faaliyetler sonucu olarak kullanım <strong>ve</strong>ya tüketim sonrası ortamda sıvı atıklardışındaki tüm atıklar ki bunların başında, evsel, endüstriyel, mezbaha, tıbbi <strong>ve</strong> tarımsal katıatıklar biriktikleri alanda kötü koku <strong>ve</strong> görüntüler oluşturmaktadırlar. Zamanla bu alanlaraayrışma sonucu sinek, fare, kedi, köpek gibi canlılarında faaliyetleri ile sonucumikroorganizmaların yaşam <strong>ve</strong> çoğalma alanlarına dönüşmektedir. Özellikle kolera, tifo,difteri, sarılık gibi salgın hastalıkların kaynağını oluştururlar. Ülkemizde katı atıklarönemsenmeli <strong>ve</strong> vahşi depolamalar yerine düzenli bir şekilde depolanmaya i<strong>ve</strong>di olarakgeçilmeli <strong>ve</strong> bunun için özellikle AB fonlarına projeler sunulmalıdır. Özellikle vahşi <strong>ve</strong>düzensiz depoların sebep olduğu görüntü <strong>ve</strong> koku kirliliği bu alanların yakınında yaşamayıciddi bir şekilde tehdit etmaktadir. Belediyelerin zaman kaybetmeden katı atık yönetimbirimlerini kurmaları <strong>ve</strong> varsa bu birimlerin aktif faaliyetlerini sağlamaldırlar. Van Gölüçevresindeki tüm belediyeler maalesef vahşi depolama yapmakta <strong>ve</strong> sızıntı suyunun yüzeyselsulara <strong>ve</strong> yeraltı sularına karışması yoluyla Van Gölüne ulaşmaktadır. Bu şekilde az da olsaGölün kirlenmesine sebebiyet <strong>ve</strong>rmekte <strong>ve</strong> birçok Belediye’nin katı atıkları, yağışlar <strong>ve</strong>rüzgarlarla da Van Gölüne ulaşmaktadır.Birike birike çok büyük tehlikeler oluşur, düşüncesi ile hareket edip, bireyler olarak ayrıtoplama, şarzlı aletler <strong>ve</strong>ya şarzlı piller, depozitesiz kablarda sunulan tüketim malları almamagibi bilinçli yaşam tavrı ile hem hammeddelerimizi, dövizimizi korumuş oluruz, hem de enerjitasarrufu yapmış oluruz. Ayrıca tehlikeli katı artıkların ayrı toplanması ile çevrede tedavisipahalı olan, olası hastalıkları da önceden koruyuculuk prensibine göre önlenmiş olur. Çünkükirlenen toprak, su <strong>ve</strong> hava gibi ortamların, hastalanan canlıların yeniden sağlıklarınakavuşturmak çok masraflı <strong>ve</strong> zordur.Van Gölüne ait yıllık, mevsimlik <strong>ve</strong> aylık kirlilik durumlarını belirleyecek bir çalışmabulunmamaktadır. Ancak nüfus artışı ile mevcut alt yapının bütün nüfusa hizmet <strong>ve</strong>rmekteyetersiz kalması <strong>ve</strong> gölü besleyen derelere katı <strong>ve</strong> sıvı atık boşaltılması göldeki kirlenmeyiarttıran baslıca sebepler olup, Van Gölü koruma <strong>ve</strong> kullanma risk <strong>ve</strong> eylem planı zamangeçirmeden oluşturulmalı <strong>ve</strong> gerekli tedbirlere bir an e<strong>ve</strong>l geçilmelidir.Özelde Van Gölü çevresindeki yaşayanlar, genelde ise Türkiye çapında Çevre Bilincikonusundaki farkındalık seviyesini <strong>ve</strong> anlayışı artırmak, katı atıkların en aza indirilmesi <strong>ve</strong>geri dönüşüm sistemlerinin aktif olarak döngüsüne katkıda bulunulmalıdır. Dünyanın enbüyük sodalı gölü olan Van Gölü genelinde, araştırmamız kapsamında, kıyı kesimlerindeekosistemi bozacak boyutta bir kirlenme şimdilik söz konusu değildir. Ancak yerleşimalanlarının sahilleri, kirletici faktörlerin artması <strong>ve</strong> gerekli tedbir alınmaması durumunda, kısavadede Gölün kirlenmesinde çok ciddi şekilde tehdit edici boyuta ulaşacaktır.5. KAYNAKLARAnonim, 2007. Van İli Çevre Durum Raporu, Van İl Çevre <strong>ve</strong> Orman Müdürlüğü, Van.Curi, K., 1998. Katı Atıkların Özelliklerinin Tesbiti İçin Örnekleme Yöntemi, Katı Atık <strong>ve</strong>Çevre, sayı 30, 1-8.Stakhiv, E.Z., 1998: Policy implications of climate change impacts on water resourcesmanagement. Water Policy, 1, 159–175.Pamukçu, N., 1992. Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği Çerçe<strong>ve</strong>sinde Kota <strong>ve</strong> DepozitoUygulaması, Katı Atık <strong>ve</strong> Çevre, sayı 7, 23-27.107


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN KATI ATIK DEPOLAMA ALANINDAKİ TOPRAKLARIN BAZIAĞIR METAL İÇERİKLERİNİN TESPİTİ VE VAN GÖLÜKİRLİLİĞİNE ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASIDetermination of Some Heavy Metal Concentrations in Soils of the Garbage Area of Vanand Research its effects to Lake VanFevzi KILIÇEL 1 , Halil DURAK 2 , Aydın ARILIK 21 Yüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 65080, Van2 Yüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Eğitim Fakültesi, Kimya Öğretmenliği Bölümü, 65080, VanÖZ: Bu çalışmada, Van şehir çöplerinin döküldüğü alanlardaki toprakların bazı ağır metalderişimlerini araştırdık. Van şehir çöplüğünün döküldüğü alanda tespit edilen ölçümmerkezlerinin 15-20 cm derinliklerinden alınan toprak örnekleri, kurutma, öğütme <strong>ve</strong> elemeişlemlerinden sonra 1’er gram tartılarak (her örnek için 3 paralel) 15 ml kral suyunda çözüldü.Asit buharlaştırıldıktan sonra tekrar 10 ml 2 M nitrik asit ile çözülerek mavi bant süzgeçkağıdından süzüldü <strong>ve</strong> hacim 20 ml’ye ayarlandı. Elde edilen çözeltilerin ağır metal içeriklerialevli atomik absorpsiyon spektroskopisi (FAAS, Unicam 929 <strong>ve</strong> Thermo Solaar ElectronCorporation ) metodu ile tayin edildi. Sonuçlar, kontrol örneği <strong>ve</strong> yerkabuğundaki orana görekarşılaştırıldı. Ortalama konsantrasyon değerleri, kontrol örneğine göre; Zn, Cu, Cd, Co, Mn,Cr, Ca <strong>ve</strong> Fe konsantrasyonları yüksek <strong>ve</strong> Ni ise çok yüksektir. Yer kabuğundaki orana göre;sadece Cd, Ni <strong>ve</strong> Ca konsantrasyonları yüksek diğer elementler ise normal sınırlariçerisindedir. İlkbahar mevsiminde alınan örneklerin metal konsantrasyonları (Cd hariç)sonbahar mevsiminde alınan örneklerin metal konsantrasyonlarından daha yüksek bulundu.Çöp alanının atık suları toprağa <strong>ve</strong> Sıhke Göletine akıyor. Sıhke Göletinin suyu ise sulamasuyu olarak kullanılıyor <strong>ve</strong> Van Gölü’ ne ulaşıyor.Anahtar Kelimeler: Katı atık, katı atık suları, katı atık kirliliği, su <strong>ve</strong> toprak kirliliği, ağırmetaller.ABSTRACT: In this study, we determined some heavy metal concentrations in soils of thegarbage area in Van, Turkey. Soil samples represent the upper soil layer with thickness of 15-20 cm. After the samples were dried, ground and sie<strong>ve</strong>d, one g of sie<strong>ve</strong>d samples (3 parallelfor e<strong>ve</strong>ry sample) was dissol<strong>ve</strong>d in 15 ml aqua regia and each sample was evaporated todryness on sand bath 13 . The residue was treated with 10 ml 2 M HNO 3 and the suspensionwas filtered a blue band filtering paper and volume was diluted to 20 ml with double-distilledwater. The concentrations of some heavy metals in soils were measured by Flame AtomicAbsorption Spectrometry (FAAS, UNICAM 929), and Graphite Furnace and Flame AtomicAbsorption Spectrometry (Thermo Solaar Electron Corporation). Results, compared withcontrol samples and ratio in crust of the earth. According to the control samples: Niconcentration are most higher; Zn, Cu, Cd, Co, Mn, Cr, Ca and Fe concentrations are higherthan control sample concentrations. According to the ratio in crust of the earth; the le<strong>ve</strong>ls ofCd, Ni, and Ca is high, the le<strong>ve</strong>l of Fe is low, the le<strong>ve</strong>ls of other elements are normal. Metalconcentrations in the spring season are higher than in the autumn season except Cd.Wastewater of this garbage area enters into the soil and Puddle Sıhke. Water of Puddle Sıhkeis used as irrigation water and arri<strong>ve</strong>s at Lake Van.Keywords: Garbage, garbage water, garbage pollution, soil and water pollution, heavymetals.108


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.1. GİRİŞYaşamları boyunca insanlar doğaya <strong>ve</strong> doğada cereyan eden olaylara ilgi duymuşlardır.Cansız gibi görünen bir tohumun toprağa atıldıktan sonra belli koşullar altında çimlenmesi,kök, gövde, yaprak, vb. gibi organları oluşturması <strong>ve</strong> bunların nedenleri, düşünen ilkinsanların önemli uğraşlarından biri olmuştur. İnsan <strong>ve</strong> hay<strong>van</strong>ların beslenmelerinde bitkilerinsahip olduğu çok önemli yer, her çağda <strong>ve</strong> zamanımızda insanların bitki gelişmesi üzerindekiilgilerinin sürdürülmesinin başlıca nedenidir (Kaçar, 1984a).İnsanların yaşamlarını sürdürebilmesi için beslenmeye <strong>ve</strong> barınmaya ihtiyacı vardır. İnsannüfusunun hızla artması nedeniyle, insanlar daha fazla besin <strong>ve</strong> yaşam alanı oluşturmayaihtiyaç duymaktadır. Kontrolsüz olarak <strong>ve</strong>rimli tarım arazilerinin yerleşime açılması,atıklarının çevreye kontrolsüz <strong>ve</strong>rilmesi, sanayileşmenin hızla artması doğal dengeye zarar<strong>ve</strong>rmektedir. Bunun yanında besin ihtiyacı göz önüne alınarak, yeni tarım arazilerininkazanımı için <strong>ve</strong>rimsiz topraklarda tarım yapılması, bu arazilerin <strong>ve</strong>rimlerini arttırabilmek içinbilinçsizce <strong>ve</strong> kontrolsüz bir şekilde suni yöntemlerin aşırı derecede kullanılmasıylatoprakların, ha<strong>van</strong>ın <strong>ve</strong> su kaynaklarının kirlenmesi sonucu ile karşı karşıya kalınmıştır.Çevre sorunları (kirlenmeleri) ilk defa 1869 yılında Massachussetts (ABD) Halk SağlığıKomitesinde ele alınmış <strong>ve</strong> bu konuda çok önemli bir de <strong>bildiri</strong> yayınlanmıştır. Bu <strong>bildiri</strong>deher insanın temiz havaya, suya <strong>ve</strong> toprağa ihtiyacı olduğu, bunların kirletilmemesi gerektiği<strong>bildiri</strong>lmiştir. Aynı <strong>bildiri</strong>de bunların sadece bir grup insanın değil, bütün insanların ortakhazineleri olduğu, bir kimsenin bilmeyerek de olsa bunları kirletemeyeceği vurgulanmıştır.Ancak, bu <strong>bildiri</strong>nin gerekleri ilgili otoritelerce yeterince uygulanmamıştır (Gündüz, 1994).Bundan sonra çeşitli ülkelerde benzer <strong>bildiri</strong>ler, yönetmelikler, standartlar <strong>ve</strong> kanunlarçıkarılmışsa da etkili bir şekilde hayata geçirilmemiştir. Bunun başlıca nedeni, bu konudaistenilenlerin insan alışkanlıklarına <strong>ve</strong> biraz da teknolojinin gelişmesine ters düşmesidir.İnsanları alışkanlıklarından vazgeçirmek son derece güç bir iştir. Ancak, bilimin dediğiniyapmak <strong>ve</strong> alışkanlıklarımızdan vazgeçmek zorundayız. Aksi halde dünyamız sadeceinsanların değil, bütün canlıların yaşayamayacakları bir ortam haline gelecektir. Aslındabilimin söylediklerini yapmak demek, aynı zamanda, daha ekonomik <strong>ve</strong> bilinçli yaşamakdemektir. Son zamanlarda, üzerinde araştırma yapılan konuların en önemlilerinden birisi deçevre kirliliğidir (.Khan, vd, 1983). Çevre kirliliği, hava, su <strong>ve</strong> toprakta meydanagelebilmektedir. Canlı hayatında çok önemli yer tutan bu üç unsurun tabii dengesindekibozulmanın, canlılar üzerinde olumsuz etkiler yaptığı bilinmektedir. Su kirlenmesi,değişmeye uğrayan özelliklerine göre organik kirlenme, anorganik kirlenme, bakteriyolojikkirlenme <strong>ve</strong> termal kirlenme şeklinde sınıflandırılabilir. Burada anorganik kirlenme üzerindekısaca durulacaktır.Sulardaki anorganik kirlenmenin en önemli kaynağını metaller oluşturmaktadır. Sulardakiağır metal miktarları, suyun kullanma alanının yaygın <strong>ve</strong> değişik olmasına bağlı olarak önemtaşır. Alıcı su ortamındaki metaller, su ürünleri, bitkiler <strong>ve</strong> hay<strong>van</strong>lar tarafından depo edilirler.Besin zincirinin en önemli halkası olan insana kadar ulaşan Hg, Cd, Pb, As gibi metallerlebirçok toplu akut <strong>ve</strong> kronik zehirlenme olaylarına rastlanmaktadır. Diğer yandan, alıcısulardaki anorganik kirlilik arttığı zaman su ürünleri, bitkiler, balıklar için <strong>ve</strong> sulama suyuolarak kullanıldıklarında da çevre, bitki <strong>ve</strong> hay<strong>van</strong>lar için zararlı olmaktadır (Dağ, 2000).Suya kirlilik <strong>ve</strong>ren metallerin bir kısmının başlıca kaynağını toprak oluştururken (Na, K, Ca,Mg, Bi, Sb, Fe gibi), toksik olan birçok metaller ise (Pb, Cd, Ni, Cu, Hg, As, Co, Mn, Zngibi), yakıtlar, endüstri atıkları <strong>ve</strong> evsel atıklar yolu ile suları kirletmektedirler.109


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Hava, toprak <strong>ve</strong> su arasında kurulmuş doğal bir denge bulunur. Herhangi birinde görülenkirlilik, diğerlerini de etkiler <strong>ve</strong> doğal dengenin tamamen bozulmasına sebep olur. Hava <strong>ve</strong>suda kirlilik olması toprakta da kirlilik olmasını gerektirir. Bu kirliliğin boyutunun ne olduğu,kirliliğin hangi kaynaklardan geldiği, kirliliğin nasıl önlenebileceği ile ilgili olarak çok sayıdaaraştırmalar yapılmaktadır (Kor, 1974).Hava <strong>ve</strong> su kirliliğinin etkisi canlılar üzerinde kısa sürede görülür <strong>ve</strong> buna göre kirliliğiönleyici tedbirlere başvurulur. Ancak, toprak <strong>ve</strong> bitkilerde meydana gelen kirliliğin etkisidaha uzun süre sonra ortaya çıkar <strong>ve</strong> bu etki anlaşıldığında ise, iş işten geçmiş olabilir. Busebeple, çevremizde bulunan toprakların <strong>ve</strong> bitkilerin incelenerek, toksik etki gösterenelementler ile kirlenip kirlenmediğinin ortaya çıkarılması, kirlenmiş ise bunu önleyici gereklitedbirlerin alınması konusunda üni<strong>ve</strong>rsiteler, yerel yönetimler, resmi kuruluşlar, sivil toplumörgütleri <strong>ve</strong> çevre sağlık örgütlerinin işbirliği yapması gerekmektedir.Bu çalışmada, Van şehir çöplerinin döküldüğü alanlardaki toprakların bazı ağır metalderişimlerini araştırdı. 8 örnek toplama merkezinden ilkbahar <strong>ve</strong> sonbahar mevsimlerindeörnekler alınarak bunların içerdikleri ağır metal (Zn, Pb, Cd, Cr, Fe, Cu, Co, Ni, Ca, Mn)konsantrasyonları alevli atomik absorpsiyon spektroskopisi ile tayin edilmiştir. Bulunansonuçlar yerkabuğundaki oran, kontrol örnekleri <strong>ve</strong> kabul edilebilme sınırlarına görekarşılaştırılmıştır (Herrick, vd, 1990).Bazı ağır metal konsantrasyonları belirli seviyeye çıktığında toksik etki yapmakta <strong>ve</strong> canlıvücudunda zehirlenmeler baş göstermektedir. Bazı elementlerin çok az konsantrasyonları bilecanlı organizmalarda toksik <strong>ve</strong>ya kanserojen etki göstermektedir. Bu elementlere örnek olarakberilyum, yitriyum, arsenik, selenyum, kadmiyum, kurşun <strong>ve</strong> bizmut sayılabilir. Berilyum <strong>ve</strong>yitriyum, magnezyum <strong>ve</strong> kalsiyum iyonlarının etkilerini bloke etmeleri; selenyumun isekükürtle yer değiştirebilmesi sonucu kanserojen etki gösterdikleri sanılmaktadır.Selenyumum, kobalt ile beraber alındığında toksik etkisinin daha da arttığı tespit edilmiştir(Ure, vd, 1976).2. MATERYAL <strong>ve</strong> METOTVan Şehir çöplüğünün atık sularının aktığı, biriktiği, Sıhke Göletine ulaştığı yerlerdeki 8merkezden ilkbahar <strong>ve</strong> sonbahar mevsimlerinde; kontrol örneği olarak da Erek Dağı <strong>ve</strong>Nemrut Dağı zir<strong>ve</strong>lerine yakın yerlerden 15-20 cm derinliklerden toprak örnekleri alındı.Örnekler, havada kurutma, öğütme <strong>ve</strong> eleme işlemlerinden sonra petri kaplarına konularak105 o C’deki etüvde tekrar kurutuldu. Her örnekten 1’er gram tartılarak100 ml’lik beherekonuldu <strong>ve</strong> 15 ml kral suyunda çözüldü (Kartal, vd,1992; Kartal, vd,1993). Asitbuharlaştıktan sonra 2 M 10 ml nitrik asit ile tekrar çözülerek mavi bant süzgeç kağıdı ilesüzüldü <strong>ve</strong> hacim 20 ml’ye ayarlandı. Elde edilen çözeltilerin ağır metal içerikleri alevliatomik absorpsiyon spektroskopisi (FAAS, Unicam 929) <strong>ve</strong> grafit fırınlı atamik absorpsiyonspektroskopisi (GFAAS, Thermo Solaar Electron Corporation) metodu ile tayin edildi(Cresser, vd, 1986; Baucells, vd, 1985)3. BULGULARYapılan çalışmalar sonunda elde edilen bulgular, çizelge: 3.1 – 3.2 – 3.3’ de <strong>ve</strong>rilmiştir.Çizelgedeki değerlerin grafiksel olarak gösterimi, şekil: 3.1 – 3.2 – 3.3 – 3.4 – 3.5 – 3.6’dayapılmıştır.110


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Çizelge 3.1. Van Şehir çöplüğündeki toprakların bazı ağır metal içerikleri, ppm, (2002,Sonbahar mevsimi) (Kilicel, 2006).________________________________________________________________________Ölçüm Merkezleri___________________________________________________________________Elementler 1 2 3 4 5 6 7 8 Ort±SD a KÖ b_______________________________________________________________________________Zn 30.3 44.0 118.9 51.5 75.4 64.8 77.0 283.8 93.2±81.5 26.7Cu 16.6 20.4 27.5 25.2 20.0 32.2 30.8 61.1 29.3±13.9 14.8Cd ND c ND 1.3 ND ND ND ND 18.1 9.7±11.9 NDNi 927.4 411.7 805.6 377.3 991.1 439.1 508.8 879.3 667.5±257.2 161.2Co 52.8 27.7 46.2 33.9 67.0 32.8 35.5 43.6 42.4±12.9 15.8Mn 525.2 541.3 545.5 575.7 690.9 583.7 615.5 621.8 587.5±54.2 469.1Cr 328.5 238.5 296.1 241.1 484.4 241.0 274.6 302.8 300.9±81.2 89.7Ca 48182 22827 57076 80780 14111 32186 45786 54148 44387±21137 18445Fe 26983 21122 25071 14776 13789 31944 36639 39554 26235±9505 23239_______________________________________________________________________________a : Ortalama <strong>ve</strong> Standart Sapma; b : Kontrol örneği; c : ÖlçülemediÇizelge 3.2. Van Şehir çöplüğündeki toprakların bazı ağır metal içerikleri, ppm, (2003,İlkbahar mevsimi) (Kilicel, 2006)._________________________________________________________________________Ölçüm Merkezleri_______________________________________________________________Element 1 2 3 4 5 6 7 8 Ort. ±SD a KÖ b_______________________________________________________________________________Zn 68.0 36.9 261.2 71.9 52.4 84.4 166.6 550.3 161.5±173.7 54.6Cu 32.8 8.6 38.8 27.0 26.1 43.7 43.9 83.8 38.1±21.8 7.7Cd 0.1 0.1 4.5 ND c ND ND 1.9 21.1 5.5±8.9 NDNi 690.7 2064.9 2671.9 2149.2 1113.0 2442.6 2830.3 3677.8 2205.1±951.9 16.8Co 33.1 65.3 91.2 69.5 33.7 17.0 40.7 56.4 50.9±24.1 3.8Mn 959.9 1163.4 1250.4 1436.7 850.4 651.4 1204.6 1674.4 1148.9±326.2 403.6Cr 493.3 495.1 894.2 818.4 685.3 321.1 808.5 566.6 635.3±198,7 239.0Ca 97529 27493 42908 56013 157856 59667 62496 100712 75584±41524 2652Fe 48168 40494 44829 50476 34187 27288 53779 65486 45588±11862 35196_______________________________________________________________________________a : Ortalama <strong>ve</strong> Standart Sapma; b : Kontrol Örneği; c : ÖlçülemediÇizelge 3.3. Van Şehir çöplüğündeki topraklardaki bazı ağır metallerin ortalama derişimleri, ppm,(Mevsimlere, Örnek Merkezlerine <strong>ve</strong> Kontrol Örneklerine göre) (Kilicel, 2006).__________________________________________________________________________________Element____________________________________________________________________Zn Cu Cd Ni Co Mn Cr Ca Fe__________________________________________________________________________________ÖrnekOrt. 127.3 33.6 6.7 1436.3 46.7 868.2 468.1 59986 35912SD a (±) 135.7 18.2 8.9 1041.2 19.2 367.5 226.5 35675 14412Kontrol ÖrneğiOrt. 40.7 13.1 ND b 89.0 9.8 436.4 164.4 10549 29218SD (±) 19.7 7.6 - 102.1 8.5 46,3 105.6 11167 8455___________________________________________________________________________a : Standart Sapma; b : Ölçülemedi111


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Element konsantrasyonu180160140120100806040200Zn Cu Cd CoElementSeries4Series3Series2Series1Series1Series2Series3Series4Şekil 3.1. Van Şehir çöplüğündeki topraklardaki bazı ağır metallerin ortalama derişimleri,ppm, (S1:2002 Sonbahar mevsimi, S2: 2003 İlkbahar mevsimi, S2,4: Kontrol Örnekleri)(Kilicel, 2006).Element konsantrasyonu25002000150010005000Ni Mn CrElementSeries4Series3Series2Series1Series1Series2Series3Series4Şekil 3.2. Şehir çöplüğündeki topraklardaki bazı ağır metallerin ortalama derişimleri, ppm,(S1:2002 Sonbahar mevsimi, S2: 2003 İlkbahar mevsimi, S2,4: Kontrol Örnekleri) (Kilicel,2006).112


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Series180000Series2Element konsantrasyonları700006000050000400003000020000100000Series3Series4Series4Series3Series2Series1CaFeElementŞekil 3.3. Şehir çöplüğündeki topraklardaki bazı ağır metallerin ortalama derişimleri, ppm,(S1:2002 Sonbahar mevsimi, S2: 2003 İlkbahar mevsimi, S2,4: Kontrol Örnekleri) (Kilicel,2006).150Element konsantrasyonu100500Zn Cu Cd CoSeries1Series2Series2Series1ElementŞekil 3.4. Şehir çöplüğündeki topraklardaki bazı ağır metallerin ortalama derişimleri, ppm,(S1:Genel ortalama değerleri, S2: Kontrol Örnekleri ortalama değerleri) (Kilicel, 2006).113


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Element concentrations150010005000Ni Mn CrSeries1Series2Series2Series1ElementsŞekil 3.5. Şehir çöplüğündeki topraklardaki bazı ağır metallerin ortalama derişimleri, ppm,(S1:Genel ortalama değerleri, S2: Kontrol Örnekleri ortalama değerleri) (Kilicel, 2006).60000Element concentrations50000400003000020000100000CaFeSeries1Series2Series2Series1ElementsŞekil 3.6. Şehir çöplüğündeki topraklardaki bazı ağır metallerin ortalama derişimleri, ppm,(S1:Genel ortalama değerleri, S2: Kontrol Örnekleri ortalama değerleri) (Kilicel, 2006).4. TARTIŞMA VE SONUÇİncelenen elementlerin ilkbahar mevsimindeki konsantrasyonları, sonbahar mevsimindekikonsantrasyonlarına göre daha yüksek çıkmıştır. Bunun sebebinin, çöp sahasında bulunançözünebilir ağır metal bileşiklerinin kar <strong>ve</strong> yağmur suları ile çözünüp, aşağıya doğru hareketederek toprağa karışması olduğu tahmin edilmektedir. Nemrut Dağı’ndan alınan kontrol114


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.örneğindeki Zn, Cr <strong>ve</strong> Fe miktarları, diğer kontrol örneğine göre biraz daha yüksek; diğerelement miktarları ise daha düşüktür. (Nemrut Dağı volkanik bir yapıya sahiptir).Sonuçlar; kontrol örneği, yerkabuğundaki oran <strong>ve</strong> topraktaki kabul edilebilme sınırlarına görekarşılaştırıldı. Ortalama konsantrasyon değerleri: kontrol örneğine göre; Zn, Cu, Cd, Co, Mn,Cr, Ca <strong>ve</strong> Fe konsantrasyonları yüksek <strong>ve</strong> Ni ise çok yüksektir. Yer kabuğundaki orana göre;sadece Cd konsantrasyonu yüksek diğer elementler ise normal sınırlar içerisindedir. Kabuledilebilme sınırlarına göre ise; Zn değerleri normal sınırlar içerisinde, diğer elementler normalsınırlardan daha yüksektir.Buna göre, çöp sahasındaki topraklarda, Zn elementi dışındaki elementlerin kirlilikoluşturacak seviyede olduğu tespit edilmiştir. Bu kirliliğin kar <strong>ve</strong> yağmur suları ile SıhkeGöletine taşındığı; yer altı sularına karıştığı; Sıhke Göletinin suyunun sulama suyu olarakkullanıldığı <strong>ve</strong> Akköprü deresi ile Van Gölü’ne ulaştığı; Van’ın çok yerlerinde içme suyu <strong>ve</strong>sulama suyu kuyularının olduğu göz önüne alındığında Van Gölü’de ağır metal kirliliğioluşacağı, tutulan balıkların yenilmesi <strong>ve</strong> kuyu sularının içilmesi sonucu insan sağlığının zarargöreceği söylenebilir.5. KAYNAKLARBaucells, M. and M.T. Kelıpo, 1985. "Cadmium determination of soil extracts by FurnaceAAS", Anal. Chem., 22, 61-70.Cresser, M.S., Les C. Ebdon, Cameron W. Mclead and John C. Burrıdge, 1986. "AtomicSpectrometry Update Environment Analysis", Journal of Anal. At. Spect., 1, 10-17 R.Dağ, B., 2000. “The analysis of some trace toxic elements (Zn, Pb, Cd, Cr, Ni, Cu, Co, Se,Mn) in some apple gardens, in soil, plant and fruit samples near Van”, Master Thesis,Van.Gündüz, T., 1994. “Çevre Sorunları”. AÜ, Fen Fak. Ankara, 200 s.Herrıck, G.T., Frıedland, Andrew J., 1990. "Patterns of trace metal concentration and acidityin mountain forest solis of northeastern U.S.", Water-Air-Soil Pollution, 53, 151-7.Kaçar, B., 1984 a. “Bitki Besleme”. A.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları, No:899, 235.Kartal, Ş., L. Elçi, M. Doğan, 1992. "In<strong>ve</strong>stigation of Lead, Nickel, Cadmium and Zincpollution of Traffic in Kayseri", Fresenius Environment Bul., 1, 28-33.Kartal, Ş., L. Elçi and F. Kılıçel, 1993. “In<strong>ve</strong>stigation of soil pollution le<strong>ve</strong>ls for zinc, copper,lead, nickel, cadmium and manganese at around of Çinkur Plant in Kayseri”.Fresenius Environmental Bulletin, 2, 614-619.Khan, K.D., B. Frankland, 1983. "Chemical forms of Cd and Pb in some contaminated soils",Environment pollution, (B) 6, 15-31.Kılıçel, F., 2006. “Heavy Metal Contamination in Soils of Garbage Area in Van, Turkey”.Asian Journal of Chemistry, 18 (1), 461-468.Kor, M., N., 1974. “Çevre Sağlığı <strong>ve</strong> Teknolojisi”, cilt 2, İstanbul.Ure, A.M., M.C. Mıtchell, 1976. "Determination of Cadmium in Plant Material and soilextracts by sol<strong>ve</strong>nt extraction and AAS with a Carbon-Rod", Analytica Chimica Acta,87, 283-290115


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN GÖLÜ SUYUNUN BAZI BAKTERİ SUŞLARI ÜZERİNESINIRLAYICI ETKİSİErdal ÖĞÜN, Ekrem ATALAN, Kerem ÖZDEMİRYüzüncü Yıl Üniv., Fen-Ed. Fak., Biyoloji Bölümü, Kampüs-VanÖZ: Bu araştırmada; Van Gölü Suyunun Staphylococcus aureus ATTC 25923, E. coli ATCC11230, Bacillus ceresus CCM99 <strong>ve</strong> göl suyundan izole edilen alkalotölerantmikroorganizmalar üzerindeki antimikrobiyal etkisi disk düfüzyon yöntemi ile kalitatif olarakbelirlendi. Ayrıca aynı suşlara ila<strong>ve</strong> olarak Enterococcus faecalis ATCC 29212 <strong>ve</strong> göldenizole edilen alkalotölerant Bacillus sp. izolatlarının göl suyu ile hazırlanan Tryptic Soy Broth(TSB); (Merck 1.05459) besiyerlerine ekildi. 37ºC’de 24 saat inkübasyona bırakılan tüplerinabsorbans değerleri Shimadzu UV-1201 model Spektrofotometre ile 600nm dalga boyundabelirlendi. Göl suyunun Staphylococcus aureus ATTC 25923, E. coli ATCC 11230, Bacillusceresus CCM99 <strong>ve</strong> Enterococcus faecalis ATCC 29212 üzerinde antimikrobiyal aktiviteyegösterdiği belirlendi.Anahtar sözcükler: Van Gölü, Antimikrobiyal Aktivite, Alkalotölerant BakterilerABSTRACT: In this study, antimicrobial activity of water of Van Lake were determinedagainst Staphylococcus aureus ATTC 25923, E. coli ATCC 11230, Bacillus ceresus CCM99and alkalotolerant microorganisms isolated from water of the lake using disc diffusiontecnique. In addition to these strains, Enterococcus faecalis ATCC 29212 and alkalotolerantBacillus sp. isolated from the lake were inoculated on Tryptic Soy Broth (TSB); (Merck1.05459) prepared with water of the lake. Absorbans of tubes incubated at 37ºC for 24 hourwere determined at 600nm using Spektrofotometre (Shimadzu UV-1201 modelSpektrofotometre). It determined that the lake water has antimicrobial activity onStaphylococcus aureus ATTC 25923, E. coli ATCC 11230, Bacillus ceresus CCM99 andEnterococcus faecalis ATCC 29212Keywords: Lake Van, Antimicrobial Activity, Alkalotolerant Bacteria1. GİRİŞVan Gölü 607 km 3 'lük hacmi, 3.570 km 2 'lik alanı ile dünyanın sodalı göller arasında dördüncübüyük gölü olup, maksimum derinliği 450 m, deniz seviyesinden yüksekliği 1.648 m, pH’sı9.7-9.8 arasında <strong>ve</strong> tuzluluk oranı 2.17mg/lt'dir (Kempe vd., 1991). Van Gölünden çeşitliaraştırmacılar tarafından Alkalofilik Bacillus türlerinin izolasyonu yapılmış, bazı bölgelerininkoliform oranları belirlenmiş <strong>ve</strong> Streptomyces türlerinin izolasyonu ile ilgili çalışmalaryapılmıştır (Bıyık <strong>ve</strong> Erdoğan, 2000; Berber <strong>ve</strong> Yenidünya, 2005; Öğün vd., 2005).Alkalofilik bakteriler soda gölleri <strong>ve</strong> alkali topraklarda yayılış gösterirler (Ulukanlı <strong>ve</strong> Dığrak,2002). Alkalotolerant bakteriler yüksek alkali pH’yı tölere edebilme kabiliyetine sahiptirler.Bu bakteriler enerji harcayarak Na + <strong>ve</strong> H + iyonlarını hücre membranlarından ters taşımaksureti ile yüksek alkali pH’ya adaptasyon gösterirler. Özellikle alkalofilik Bacillus suşlarıproteaz, alfa amilaz, selülaz, lipaz, pektinaz, ksilinaz <strong>ve</strong> kitinaz gibi endüstriyel enzimleresahiptirler (Gessesse 1998; Horikoshi, 1999). Sodalı göllerde yayılış gösteren başta alkalofilikBacillus’lar olmak üzere diğer alkalofilik türler organik maddenin parçalanmasında büyük roloynarlar (Gonzalez <strong>ve</strong> ark., 2006).116


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Mikroorganizmaların yayılış <strong>ve</strong> çoğalmalarında sıcaklık <strong>ve</strong> pH önemli bir etkendir. Ziramikrobiyal hücreler içerisinde oluşan bütün metabolik olayları enzimler gerçekleştirir.Enzimlerin yapısını <strong>ve</strong> faaliyetlerini de sıcaklık <strong>ve</strong> pH etkiler (Madigan <strong>ve</strong> ark, 1997). Susıcaklığı için herhangi bir standart belirlenmemiştir. Ancak ortalama sıcaklığı 25°C civarındaolan kıta içi sular I. <strong>ve</strong> II. sınıf kıta içi sular olarak kabul edilmektedir (Anonim 1, 1991).Tıbbi öneme sahip bakterilerin büyük çoğunluğu pH 7 civarında optimum çoğalmagösterirler. Escherichia coli <strong>ve</strong> Staphylococcus aureus türleri için maksimum üreme sınırıpH 9’dur (Anonim, 2008a).Koliform bakteriler <strong>ve</strong> fekal streptokoklar suların mikrobiyolojik kalitesinin belirlenmesindekullanılan indikatör mikroorganizmalardır. Koliform grubu bakteriler gram negatif, sporsuz<strong>ve</strong> çomaksı bakteriler olup 37°C'de 48 saat içerisinde laktozdan gaz oluştururlar (Brenner,1984; Madigan, 1997). Fekal koliformlar ise 44-46°C arasında Laktoz Broth Ortamındalaktozu fermente ederek gaz oluştururlar. Bu çerçe<strong>ve</strong>de kolifom olarak tarif edilenlerEscherichia coli, Enterobacter aerogenes, Enterobacter cloacae, Citrobacter freundii <strong>ve</strong>Klebsiella pneumoniae türleridir (Halkman, 1998). Fekal koliformlar insanların, sıcak kanlıhay<strong>van</strong>ların sindirim kanalında bulunurlar. Bu sebeple fekal koliformlar barsak orjinliolduklarından dolayı sulardaki fekal kontaminasyonun belirlenmesinde kullanılırlar. Sulardafekal koliformların bulunması, suyun dışkı ile kontamine olması anlamına gelir <strong>ve</strong> sukaynağında; tifo, hepatit-A, kolera, dizanteri <strong>ve</strong> shigellosis gibi hastalıklara neden olanpatojen bakteri <strong>ve</strong> virüslerin bulunması beklenir (Brenner, 1984; Madigan, 1997).Epidemiyolojik çalışmalar sonucu fekal indikatörlerin konsantrasyonu ile diareal hastalıklarınsıklığı arasında ciddi bir bağlantının varlığı kanıtlanmıştır (McBride <strong>ve</strong> ark., 1998; Prüss,1998; Van Asperen <strong>ve</strong> ark., 1998). Bu araştırmada; Van Gölü suyunun bazı bakteri türleriüzerindeki antimikrobiyal aktivitesi araştırılmıştır.2. MATERYAL VE METOT2.1. Referans Bakteriler <strong>ve</strong> Büyüme OrtamlarıStaphylococcus aureus ATTC 25923, Enterococcus faecalis ATCC 29212, E. coli ATCC11230 <strong>ve</strong> Bacillus ceresus CCM99 suşları Celal Bayar Üni<strong>ve</strong>rsitesi Biyoloji BölümüMikrobiyoloji laboratuarından sağlandı. Staphylococcus aureus ATTC 25923 Mannitol SaltAgar (Acumedia 7143), Enterococcus faecalis ATCC 29212 mEnterococcus agarda (Merck1.05262), E. coli ATCC 11230 EMB Agar’da (Merck 1.01347) <strong>ve</strong> Bacillus ceresus CCM99suşları Plate Count Agarda (Merck 1.05463) 37ºC’de 24 saat inkübasyona bırakılarakçoğaltıldı.2.2. Gölden Alkalofilik Suşların İzolasyonuÜni<strong>ve</strong>rsite sahilinden 250ml hacimli steril renkli cam şişelerle alınan su örneklerindenAlkalofil Agar’a (%1 Çözünür nişasta, %0.5 polypepton, %0.5 yeast ekstrat, % 0.1K 2 HPO 4 ,%0.02 MgSO47H2O, %2 Agar, pH 10.5) 0.1ml su örneği seyreltme plaka yöntemi ile ekimyapıldı. Petri kapları 37ºC’de 24 saat inkübasyona bırakıldı. İnkübasyon sonunda üreyenkoloniler alkalofil/alkalotölerant olarak değerlendirildi.2.3. Göl Suyunun Antimikrobiyal EtkisiGöl suyunun antimikrobiyal aktivitesi Disk Difüzyon yöntemi ile belirlendi. Bu amaçla gölsuyundan 100ml’lik Erlen Mayer’lere 50ml konuldu <strong>ve</strong> 70ºC’de çökelti oluşana kadar etüvde117


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.tutuldu. Çökeltinin üzerine 5ml distile su eklendi. Oluşan solüsyondan 5mm çaplı selülozdisklere mikropipet yardımı ile 10µl emdirildi. Diskler 37ºC etüvde kurutuldu. Muller HintonAgar besiyerlerinin yüzeylerine farklı test mikroorganizmaları eküvyon yardımı ile yayılarakekildi. Petri kapları 37ºC’de 24 saat inkübasyona bırakıldı. İnkübasyondan sonra oluşaninhibisyon zonları incelendi (Bauer <strong>ve</strong> Kirby 1966).2.4. Alkali Ortamda Büyümenin ÖlçülmesiVan Gölü suyunun bazı bakteriler üzerinde sınırlayıcı etkisini ortaya koyabilmek için distilesu <strong>ve</strong> göl suyu ile Tryptic Soy Broth kullanılarak sıvı besiyeri hazırlandı. Distile su ilehazırlanan Tryptic Soy Broth’un pH’sı 7.32’e ayarlanırken, göl suyu ile hazırlananbesiyerinin pH değeri 9.38’e ayarlandı. Göl suyu ile hazırlanan besiyerinde, herhangi birçökelme meydana gelmemesi için membran filtrasyon yöntemi ile sterilize edildi (Anonim,1989).Her iki besiyerinden 100ml’lik erlenlere; Van Gölü’nden izole edilen alkalofilik Bacillus sp.ile Staphylococcus aureus ATTC 25923, Enterococcus faecalis ATCC 29212, E. coli ATCC11230 <strong>ve</strong> Bacillus ceresus CCM99 referans suşlarının 24 saatlik kütürlerinden 100µl transferedildi. Besiyerleri 37ºC’de 24 saat inkübasyona bırakıldı. İnkübasyonu müteakip 600nm dalgaboyunda tüplerin absorbans değerleri ölçüldü. (Anonim, 2008b)3. SONUÇLAR3.1. Göl Suyunun Antimikrobiyal AktivitesiYoğunlaştırılmış göl suyu çökeltisi emdirilmiş diskler etrafında inkübasyondan sonrainhibisyon zonları oluştu. Oluşan inhibisyon zonları Çizelge 1’de görülmektedir.Çizelge 1 Yoğunlaştırılmış göl suyu ile hazırlanan disklerin oluşturduğu inhibisyon zonlarıReferans suşlar İnhibisyon zonu 10µl Disk içeriğiStaphylococcus aureus ATTC 25923 15mm 10µlE. coli ATCC 11230 10mm 10µlBacillus ceresus CCM99 15mm 10µlMuller-Hinton Agar üzerinde inhibisyon zonları, disklerden agar yüzeyine yayılan diskiçeriğinin bakterilerin üremesini durdurması nedeni ile oluşmaktadır.3.2. Alkali ortamda Test bakterilerinin Büyüme DeğerleriShimadzu UV-1201 model Spektrofotometre ile 600nm dalga boyunda yapılan ölçümlerde;Çizelge 2’de görüldüğü gibi göl suyundan izole edilen alkalofilik Bacillus sp. izolatı,Staphylococcus aureus ATTC 25923, Enterococcus faecalis ATCC 29212, E. coli ATCC11230 <strong>ve</strong> Bacillus ceresus CCM99 bakterileri için pH 7.32’de sırası ile 0.061, 0.013, 0.425,0.141 <strong>ve</strong> 0.185 absorbans değerleri ölçülürken, pH 9.38’de yine sırası ile aynı bakteriler için0.275, 0.015, 0.270, 0.009, 0.012 absorbans değerleri belirlendi. Bu değerler testmikroorganizmalarından pH 9.38’e kıyasla pH 7.32’de daha yüksek absorbans gösterenleringöl suyunun antimikrobiyal aktivitesinden etlilendiğini ortaya çıkarmaktadır.Van Gölü alkali pH’ya sahip sodalı bir göldür. Bu tür göllerde alkalofilik <strong>ve</strong>ya alkalotölerantmikroorganizma türlerin yayılış gösterdiği bilinmektedir (Rees vd., 2004; Virginia vd., 2005).118


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Doğal su kaynaklarında kirlilik fiziko-kimyasal <strong>ve</strong> biyolojik parametrelerle ölçülür. Herhangibir su kaynağında mikroorganizma kirliliği biyolojik parametrelerin en önemlilerindendir. Sukaynaklarında patojen mikroorganizmaların bulunması istenmez (Avcı vd., 2006). Patojenmikroorganizmaların kaynağı arıtılmamış kentsel <strong>ve</strong> endüstriyel artıkların su kaynaklarınadejarjından kaynaklanmaktadır. Ancak bu su kaynaklarında hiç mikroorganizmabulunmamalıdır manasına gelmemelidir. Sucul ortamlarda organik maddenin parçalanması <strong>ve</strong>biyo-jeokimyasal devirlerin gerçekleşmesi için mikroorganizmaların faaliyeti gereklidir(Bastviken vd., 2001; Siuda <strong>ve</strong> Chrost, 2002).Çizelge 2: Test mikroorganizmalarının 600nm dalga boyundaki absorbans değerleriTest mikroorganizmaları pH 7.32/600nm pH 9.38/600nm Absorbans FakıAlkalotölerant Bacillus sp. 0.061 0.275 -0.214Staphylococcus aureus ATTC 25923 0.013 0.015 0.002Enterococcus faecalis ATCC 29212 0.425 0.270 0.155E. coli ATCC 11230 0.141 0.009 0.132Bacillus ceresus CCM99 0.185 0.012 0.173Van Göl çevresinde bulunan yerleşim merkezlerinin çoğunun arıtma tesisi bulunmamaktadır.Bu nedenle göle sürekli organik madde <strong>ve</strong> patojen bakteriler taşınmaktadır. Göle girenorganik madde gölde bulunan heterotrof bakteriler tarafından parçalanmaktadır.Sindirilemeyen organik madde balçık şeklinde çökelmektedir. Bu nedenle göl suyuna, ancaktölere edilebilecek kadar organik madde <strong>ve</strong>rilmelidir. Gölün pH’sı 9.7 civarında olduğu içingöle kentsel artıklarla taşınan organik madde içerisindeki bakterilerde saf dışı kalmaktadırlar.Böylece organik maddeyi sindirecek bakteri sayısı da yetersiz kalmaktadır.Bizim yaptığımız çalışmada göl suyunun Enterococcus faecalis ATCC 29212, E. coli ATCC11230 <strong>ve</strong> Bacillus ceresus CCM99 suşu üzerinde antimikrobiyal etki gösterdiği belirlenmiştir.Staphylococcus aureus ATTC 25923 suşu üzerinde göl suyunun antimikrobiyal etkisi diskdifüzyon yöntemi ile görüldüğü halde fotometrik yöntemde aynı sonuç gözlenemedi. Testmikroorganizmaları üzerinde gözlenen antimikrobiyal etkinin sebebinin, göl suyunun alkaliözellikte olmasından kaynaklanmasıdır. Ancak gölün doğal florasında varolan alkalofilikBacillus’ların göl suyundan hazırlanan besiyerlerinde optimum üreme gösterdiği tespit edildi..Göl suyunun Enterococcus faecalis <strong>ve</strong> E. coli üzerindeki antimikrobiyal kıyaslandığındafekal streptokokların Van Gölü için daha iyi bir indikatör mikroorganizma olduğu kanısınavarılmıştır. Gölün pH değerinin alkali olması, patojen bakterilerin optimum düzeydeçoğalmasına engel olmaktadır. Bu su ile bulaşan hastalıkların yayılmasına engel olmaktadır.Şu aşamada Van Gölü’nün alkali pH’ya sahip olması en azından mikroorganizma kirliliğininönlenmesi için büyük bir şanstır.4. KAYNAKLARAlessandra, M. G., Rodolfo, P. and Márcia S. L., 2006. Heterotrophıc Bacterıa AbundancesIn Rodrigo De Freıtas Lagoon (Rio De Janeıio, Brazil). Brazilian Journal ofMicrobiology, 37:428-433.Anonim, 1989. Su Kalitesi-Mikrobiyolojik Analizler için Kullanılan Membran FiltrelerinDeğerlendirilmesi, TS 6465, 1-9.Anonim, 1991. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği Numune Alma <strong>ve</strong> Analiz Metodları Tebliği,Resmi Gazete, 7 Ocak, No. 20748.Anonim, 2008a. http://aesop.rutgers.edu/~dbm/lec5am.pdf119


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Anonim, 2008b. http://www.orlab.net/mikrobiyoloji/110030300.pdfAvcı, S., Bakıcı M.Z. <strong>ve</strong> Erandaç, M., 2006. Tokat İli’ndeki İçme Sularının KoliformBakteriler ynünden Araştırılması. C. Ü. TIP Fakültesi Dergisi, 28 (4): 107-112.Bastviken, D., Ejlertsson, J. and Tranvik, L. 2001. Similar bacterial growth on dissol<strong>ve</strong>dorganic matter in anoxic and oxic lake, water Aquat Microb Ecol 24: 41–49.Bauer, A. W., Kirby, W. M. M., and Sheris, J. C. 1966, Antibiotic Testing Method ByStandardizing Disc Method. American Journal of Clinical Pathology: 45:493-6.Berber, I and Yenidünya, E. 2005. Identification of Alkaliphilic Bacillus Species IsolatedFrom Lake Van and Its Surroundings by computerized analysis of Extracellular ProteinProfiles. Turkish Journal of Biology. 29(3):181-188.Bıyık, H.H. <strong>ve</strong> Erdoğan A., 2000. Van Gölü Erçek Gölü Sularında <strong>ve</strong> Van İlindeki AlkaliTopraklarda Alkalofilik <strong>ve</strong> Alkalo-Tolerant Bacillus Türlerinin İzolasyon <strong>ve</strong>İdentifikasyonu, Bilimsel Araştırma Projeleri Kurulu ,Y.Y.Ü.-98-FED-081.Brenner, D. J. 1984. Bergey’s Manual of Systematic Bacteriology. Vol .1. Facultati<strong>ve</strong>lyAnaerobic Gram-Negati<strong>ve</strong> Rods (Editors: Krieg, N. R). Wiliams and Wilkins,Baltimore. 427-458.Gessesse, A., 1998. Purification And Properties Of Two Thermostable Alkaline XylanasesFrom An Alkaliphilic Bacillus Sp. Applied And Environmental Microbiology, Vol. 64,No. 9 ,3533–3535Halkman, A. K., 1998. Gıda Mikrobiyolojisi’98. Orkim Ltd. Şti. Yayını, Ankara. 68.Horikoshi, K., 1999 Alkaliphiles: Some Applications Of Their Products For BiotechnologyMicrobiology And Molecular Bıology Reviews, Vol. 63, No. 4 :735–750Kempe S, Kazmlerczak J and Landmann G., 1991. Largest Known Microbialites Disco<strong>ve</strong>redİn Lake Van, Turkey. Macmillan Magazines 349: 605-608.Madigan, M. T., J., Martinko, J. M. and Parker, J. 1997. Brock Biology of MicroorganismsEighth Edition, Prentice Hall, International, Inc. 986.McBride G. B., Salmon C. E., Bandaranayake D. R.,Turner S. J., Lewis G. D. and Till D. G.,1998. Health effects of marine bathing in New Zealand. International Journal ofEnvironmental Health Research, 3:173-189.Öğün, E., Atalan, E. <strong>ve</strong> Özdemir, K., 2005. A Study Of Some Pollution Parameters İn WaterSamples From Lake Van, Turkey. Fresenis Environmental Bulletin, 14 (No: 11): 1031-1035.Prüss, A.,1998. Review of epidemiological studies on health effects from exposure torecreational water. International Journal of Epidemiology, 27:1-9.Rees, H., Grant, W., Jones, B. and Heaphy, S., 2004. Di<strong>ve</strong>rsity of Kenyan soda lakealkaliphiles assessed by molecular methods. Extremophiles, 8:63–71.Siuda, W. and Chrost, R. J., 2002. Decomposition and Utilization of Particulate OrganicMatter by Bacteria in Lakes of Different Trophic Status Polish Journal ofEnvironmental Studies Vol. 11, No. 1: 53-65Ulukanlı, Z. <strong>ve</strong> Dığrak, M., 2002 Alkaliphilic Micro-organisms and Habitats. Turk J Biol, 26181-191Van Asperen I. A., Medema, G. J., Borgdorff, M. W., Sprenger, M. J. W. and Ha<strong>ve</strong>laar A. H.,1998. Risk of gastroenteritis among triathletes in relation to faecal pollution of freshwaters. International Journal of Epidemiology, 27: 309-315.Vargas, V.A., Osvaldo, D.D., Rajni, H. and Mattiasson, B, 2005. Bacillus bogoriensis sp.nov., a no<strong>ve</strong>l alkaliphilic, halotolerant bacterium isolated from a Kenyan soda lakeInternational Journal of Systematic and Evolutionary Microbiology, 55, 899–902.120


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN ŞEHİR MERKEZİNDEN GEÇEREK VAN GÖLÜ’NE DÖKÜLENAKARSULARIN VE BU AKARSULARIN GEÇTİĞİ YERLERDEKİÇAMURLARIN AĞIR METAL İÇERİKLERİNİN ARAŞTIRILMASIFevzi KILIÇEL, Güler YAVUZ, Pınar TALAY PINARYüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 65080, Van.ÖZ: Yirminci yüzyılın ikinci yarısından sonra teknolojik gelişimin giderek artan ivmesi,beraberinde çevre kirliği gibi insan yaşamını <strong>ve</strong> doğayı tehdit eden büyük bir tehlikeninortaya çıkmasına neden olmuştur. Bunun sonucu, zehirli atıkların sürekli olarak akarsulara,göllere <strong>ve</strong> denizlere karışması, suların önemli ölçüde kirlenmesine sebep olmaktadır. Sulardaoluşan ağır metal kirliliği, canlılara ya doğrudan doğruya içme suyu olarak <strong>ve</strong>ya gıda zinciriyolu ile ulaşmaktadır. Canlılarda, bilhassa insanlarda ortaya çıkan hastalıkların bir kısmınaekolojik faktörlerin sebep olduğu bilinmektedir. Yukarıda belirtilen öneminden dolayı, Vanşehir merkezi <strong>ve</strong> yakınlarından geçerek Van Gölü’ne ulaşan akarsuların <strong>ve</strong> bu akarsularıngeçtiği yerlerde bıraktıkları çamurların bazı ağır metal içeriklerinin tayini için seçilenmerkezlerden su <strong>ve</strong> toprak örnekleri toplandı. Su <strong>ve</strong> toprak örnekleri uygun metotlar seçilerekölçüme hazır hale getirildi. Örnekler içersindeki bazı ağır metal derişimleri, Alevli AtomikAbsorpsiyon Spektroskipisi (FAAS) metodu ile ölçüldü. Bulunan değerler, standart <strong>ve</strong> kabuledilebilen değerler ile karşılaştırıldı. Örnek toplama yerlerine göre bulunan değerler fazladeğişiklik göstermektedir. Su örneklerinin ortalama değerlerine göre, Pb, Co <strong>ve</strong> Cukonsantrasyonları yüksek, Cd, Zn, Mn, Cr, Ni <strong>ve</strong> Fe konsantrasyonları ise normal değerlerde<strong>ve</strong>ya normal değerlerin altında bulunmuştur. Toprak örneklerinin ortalama değerlerine göreise, Cd, Pb, Cu, Cr <strong>ve</strong> Ni konsantrasyonları yüksek; Co, Zn <strong>ve</strong> Mn konsantrasyonları normaldeğerler içerisinde bulunmuştur. Sularda <strong>ve</strong> topraklarda araştırılan elementlerin bir kısmınıntoksik etki gösterebilecek seviyeye ulaştığı tespit edildi.Anahtar Sözcükler: Su kirliliği, toprak kirliliği, ağır metaller, katı atıklar, FAAS.ABSTRACT: After second half of twenty century the technological impro<strong>ve</strong>ment accelerationwhich is gradually increasing and which has caused to arise a big danger .This dangercontain like environment pollution which threaten human life and nature. The result of this;toxic wastes always flow into lakes, ri<strong>ve</strong>rs and seas, so this has caused some problems at theimportant measurements. One of these problems is that waters become dirty. The heavymetals’ dirtiness which has came into existence at the waters reach to living creatures witheither directly as drinking water or with the way of food chain. This is known that deseaseswhich are coming into existence at the ali<strong>ve</strong>s especially at the people is arised with factors ofecology. Because of it’s important which is emphasized by us up to now; first, the ri<strong>ve</strong>rswhich pass the centre of Van city or pass near of centre and then reach Van Lake weredetermined. Then for analysis of including heavy metals at the ri<strong>ve</strong>rs ; the water and soilsamples were collected from ri<strong>ve</strong>rs and muds which remained from these ri<strong>ve</strong>rs where thesamples were collected at first were determined. The samples of water and soil were broughtto ready condition for measurement of heavy metals by suitable methods. Some heavy metalconcentrations in samples were determined by FAAS method.The values which were found atlast of analysis were compared with standard values and acceptable values. According to theplace where samples collected the values were found by us show more variation.According toa<strong>ve</strong>rage values of water samples; it was found that Pb, Co and Cu concentrations are highand Cd, Zn, Mn, Cr, Ni and Fe concentrations are under the normal values. From beyondside according to a<strong>ve</strong>rage values of soil samples ; The concentrations of Cd, Pb, Cu, Cr and121


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Ni are high and the concentrations of Co, Zn and Mn are inside normal values. It’sdetermined that heavy metals which were searched in waters and soils arri<strong>ve</strong>d a le<strong>ve</strong>l inwhich a part of these heavy metals can show toxic effect.Key Words: Water pollution, soil pollution, heavy metals, solid garbage, FAAS1. GİRİŞÜlkemiz açısından <strong>ve</strong> dünya ölçeğinde çevresiyle birlikte çok değerli bir doğal alan olan VanGölü’nün kıyısında yer alan 1 il, 6 ilçe <strong>ve</strong> 136 köyde yaklaşık 1 milyon kişi yaşamaktadır.Yerleşim yerlerinin çoğunluğu volkanik toprak yapısı üzerinde kurulmuştur. Dışarı akışıbulunmayan kapalı göl olma özelliği nedeniyle Van Gölü, bölgenin gelişmesine bağlı olarakartan kirlenme tehlikesine karşı savunmasız durumdadır. Van Gölü'nün kirlenmesinin enbüyük nedeni; göl çevresindeki yerleşim birimlerinin kanalizasyon atığının yeterincearıtılmadan göle akıtılmasıdır. Yöre belediyelerinin bir kısmına ait (Van Merkez, Erciş <strong>ve</strong>Muradiye) arıtma tesisi bulunmakta ise de enerji sıkıntısı <strong>ve</strong> diğer bazı nedenlerle düzenliolarak çalıştırılamamaktadır (Anonim, 2004; 2006).Gölün kirlenmesine büyük ölçüde evsel daha az oranda ise özellikle et entegre tesisleri, un <strong>ve</strong>şeker fabrikası, Van Organize Sanayi Bölgesi’nden kaynaklanan endüstriyel atıklar nedenolmaktadır. Kentteki konutların % 25’inde ise altyapı, yani kanalizasyon sistemibulunmamakta, bu nedenle sıvı atıklar; fosseptik sızıntıları, sulama kanalları ya da dereleryoluyla doğrudan göle boşaltılmaktadır (Deniz, 2003). Van Gölü’ne dökülen yaklaşık 19dereye bırakılan katı atıklar da, kirliliğin bir başka nedenidir. Kentin içinden geçen derelerin(Akköprü <strong>ve</strong> Kurubaş dereleri) kirlenmesine, genellikle kentsel kökenli katı <strong>ve</strong> sıvı atıklarneden olmaktadır. Nüfus artışının, hızlı kentleşmenin, evsel-endüstriyel <strong>ve</strong> tarımsal atıkların,arıtma işlemi uygulanmadan sulara karışmasının içme suları, içme-kullanma suları <strong>ve</strong> kaynaksularındaki etkileri de çok önemlidir. İçme amaçlı olarak kullanılan suların yukarıda sayılannedenlerle fiziksel, kimyasal <strong>ve</strong> biyolojik kirlenmeye maruz kalması; suyun içilebilmekalitesini olduğu kadar halk sağlığını da önemli ölçüde etkilemektedir (Ceylan vd.., 2006;Güler, 2007).Hızlı nüfus artışı <strong>ve</strong> hızlı endüstrileşmeye bağlı olarak artan çevre kirliliğinin en önemlikaynaklarından biri olan iz elementlerin özellikle ağır metallerin kimyasal ya da biyolojikbozunmaya uğramamaları <strong>ve</strong> toksik yapıları nedeniyle canlıların yaşam aktiviteleri <strong>ve</strong>ekolojik kalite üzerine olumsuz etkileri çok büyüktür (Mejare vd., 2001). Doğrudan sağlık <strong>ve</strong>çevre sorunlarının yanı sıra su <strong>ve</strong> toprak kirliliği; ekonomik açıdan da ciddi kayıplara yolaçmaktadır. Bu nedenle endüstriyel ürünler <strong>ve</strong> doğal sular ile tarımsal, kentsel <strong>ve</strong> endüstriyelalanlardaki değişik noktalarda ağır metallerin miktarlarının izlenmesinin önemi yadsınamaz(Loska vd.., 2004).Sulardaki anorganik kirlenmenin en önemli kaynağını metaller oluşturmaktadır. Sulardakiağır metal miktarları, suyun kullanma alanının yaygın <strong>ve</strong> değişik olmasına bağlı olarak önemtaşır. Alıcı su ortamındaki metaller su ürünleri, bitkiler <strong>ve</strong> hay<strong>van</strong>lar tarafından depo edilirler.Besin zincirinin en önemli halkası olan insana kadar ulaşan Hg, Cd, Pb, As gibi metallerlebirçok toplu akut <strong>ve</strong> kronik zehirlenme olaylarına rastlanmaktadır. Diğer yandan, alıcısulardaki anorganik kirlilik arttığı zaman su ürünleri, bitkiler, balıklar için <strong>ve</strong> sulama suyuolarak kullanıldıklarında da çevre, bitki <strong>ve</strong> hay<strong>van</strong>lar için zararlı olmaktadır. Suya kirlilik<strong>ve</strong>ren metallerin bir kısmının başlıca kaynağını toprak oluştururken (Na, K, Ca, Mg, Bi, Sb,122


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Fe gibi), toksik olan birçok metaller ise (Pb, Cd, Ni, Cu, Hg, As, Co, Mn, Zn gibi), yakıtlar,endüstriyel atıklar <strong>ve</strong> evsel atıklar yolu ile suları kirletmektedir. (Kor, 1974)Yapılan çalışmalar, ağır metallerin zihinsel <strong>ve</strong> nörolojik fonksiyonları, nörotransmitter üretimi<strong>ve</strong> kullanımını ile muhtelif hormonal faaliyetleri etkileyerek insan davranışlarını doğrudanetkilediğini ortaya koymuştur. Toksik metallerin çalışmasını etkilediği sistemler: kan <strong>ve</strong>dolaşım sistemi,toksin atma sistemleri (bağırsaklar, karaciğer, böbrekler, cilt), hormonalsistem, enerji üretim sistemleri, enzimler, mide-bağırsak, bağışıklık, sinir <strong>ve</strong> üretim sistemleri,boşaltım sistemidir.Üst Gastrointestinal (Gİ) sistem (özefagus <strong>ve</strong> mide) kanserleri (Ca) tüm dünyada önemli birmorbidite <strong>ve</strong> mortalite nedenidir. Özefagus <strong>ve</strong> mide kanserleri ülkemizin Doğu Anadolubölgesinde (Van, Erzurum vs. komşu iller) en sık görülen <strong>ve</strong> yüksek oranda ölüme nedenolan kanserlerdir. Van yöresinde erkeklerde Mide Ca birinci, Özefagus Ca ikinci; kadınlardaise Özefagus Ca ikinci, Mide Ca üçüncü sıradadır. Van yöresinde Özefagus <strong>ve</strong> MideCa’lerinin toplam endoskopik prevalansı araştırmalarımızda % 13.5 (% 6 <strong>ve</strong> % 7.5)bulunmuştur <strong>ve</strong> her 7 üst endoskopinin birinde özefagus <strong>ve</strong>ya mide Ca teşhis edilmektedir.Busonuçlar Türkiye’de en yüksek değerlerdir. (Türkdoğan vd.)Topraktaki eser elementlerin toplam miktarının tayini için çözücü olarak derişik nitrik asit,hidroklorik asit <strong>ve</strong> kral suyu kullanılmaktadır (Khan vd., 1983, Hinds vd., 1985, Jackson vd.,1983). Bu çözünürleştirme tekniklerinden en uygununun kral suyu (KS) ile çözünürleştirmetekniği olduğu <strong>bildiri</strong>lmiştir (Berrow vd., 1983). Elementlerin analizleri için değişik ölçmemetotları geliştirilmiştir. Her metodun kendine has belirli özellikleri vardır. Her bir metottanumunenin analize hazırlanması <strong>ve</strong> metodun o elemente duyarlılığı farklıdır. Analiz tekniğiaçısından, bir ortamda elementin ppm (µg/g) mertebesinde <strong>ve</strong>ya daha az oranda bulunmasıhaline denilen eser elementlerin, analizleri numune matriksinin anorganik <strong>ve</strong>ya organikoluşuna göre farklı şekillerde ele alınır. Bu iki numune arasındaki en önemli fark, numunemaddesinin analize hazırlanması aşamasındadır.Analitik kimyada eser element tayini yapılırken klasik <strong>ve</strong> aletli metotlar kullanılır. Genelliklekalitatif analiz klasik metodlarla, kantitatif analiz ise aletli metotlarla yapılmaktadır. Aletlimetotlarla element analizi, elementin çeşitli özelliklerinin ölçülmesi esasına dayanır. Eserelement tayininde genellikle Atomik Absorpsiyon Spektroskopisi (AAS) kullanılır. BunlardanFAAS <strong>ve</strong> GFAAS en çok kullanılan aletli ölçme metotlarıdır (Cresser vd., 1986, Baucells vd.,1985).2. MATERYAL VE METODVan şehir merkezi <strong>ve</strong> yakın civarından geçerek Van Gölü’ne ulaşan akarsuların <strong>ve</strong> buakarsuların geçtiği yerlerde oluşan çamurların bazı ağır metal içeriklerini tayin etmek için 13merkezden (boyalar cami yanı, akköprü deresi, ağır sanayi 1. giriş, şehir kanalizasyonuarıtma tesisi, organize sanayi girişi (morali deresi), ziraat meslek yanı (karasu deresi), YYÜ.Sosyal tesisler yanı, iskele (akköprü deresi sonu), Van kalesi, şamran kanalı (İpek yoluköprüsü girişi), şamran kanalı (Yerleşim yeri çıkışı), hidroelektrik (Edremit), Tokikanalizasyon çıkışı (Edremit) su <strong>ve</strong> toprak örnekleri alındı.Su örneklerinden 1’er litre alınarak düşük sıcaklıkta buharlaştırıldı. Mavi bant süzgeç kağıdıile süzülerek hacim 100 mL’ye ayarlandı. Elde edilen örneklerin ağır metal içerikleri okundu.Toprak örnekleri açık havada kurutuldu <strong>ve</strong> öğütüldü. 200 mech’lik elekten elendikten sonraetüvde tekrar kurutuldu. Örneklerden 1’er gram alınarak 100 mL’lik beherlere konuldu.123


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Üzerlerine 20’şer mL kral suyu ila<strong>ve</strong> edildi <strong>ve</strong> kuruluğa kadar buharlaştırıldı. Soğutulduktansonra 10 mL, 2 M HNO 3 ila<strong>ve</strong> edildi <strong>ve</strong> mavi bant süzgeç kağıdı ile süzüldü. Hacim 20 mL’yeayarlandı. Her bir örnekten 3’er paralel hazırlandı. Örneklerdeki ağır metal içerikleri alevliatomik absorpsiyon spektroskopisi (Thermo Solaar) metodu ile okundu..3. BULGULARSu <strong>ve</strong> toprakta ölçülen bazı ağır metal konsantrasyonları tablo 3.1, 3.2 <strong>ve</strong> şekil 3.1, 3.2’degösterilmiştir.CdPbCoCuZnMnCrNiFeTablo 3.1. Su örneklerindeki bazı ağır metal konsantrasyonları, ppb (µg/L).1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 130,330,47 0,28 0,16 0,49 0,07 0,26 0,41 0,74 ND** 0,77 1,27 0,716,106,94 10,29 7,62 1,27 6,20 7,52 ND 1,59 11,4 15,2 7,28 5,08NDND ND 0,01 ND 4,02 ND ND ND ND ND 0,25 ND0,880,42 ND 1,42 1,27 0,42 1,25 1,31 2,55 0,41 3,63 0,98 5,740,77ND ND 5,04 0,02 0,24 1,02 0,24 ND 0,03 0,22 0,11 1,371,260,68 ND 1,64 0,86 1,09 0,28 1,38 ND 0,94 1,42 0,11 ND0,232,01 2,47 1,31 1,55 1,64 1,52 1,87 3,42 2,59 1,98 2,13 1,421,571,23 5,07 4,08 4,03 1,36 3,23 4,26 2,00 5,73 8,45 2,20 3,3814,68,93 7,02 6,62 13,31 10,18 8,42 7,24 10,31 5,08 8,47 3,40 4,35*SD : Standart Sapma; ** ND : OkunamadıOrt.±SD*0,50±0,337,20±3,871,43±2,251,69±1,580,91±1,520,97±0,501,86±0,763,58±2,058,30±3,28CdPbCoCuZnMnCrNiTablo 3.2. Toprak örneklerindeki bazı ağır metal konsantrasyonları, ppm (mg/Kg).1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 130.3318.410.118.050.25341581230.91 0.07 0.06 ND ND 0.02 0.12 ND** 0.05 0.05 0.16 0.1216.6 101 ND 6.20 3.60 19.2 2.20 3.80 8.00 4.40 1.72 14.618.4 23.5 12.5 23.3 21.6 8.71 16.5 17.4 21.4 15.9 8.54 5.3136.9 73.9 19.0 28.2 29.5 12.3 31.0 33.0 29.1 30.2 9.60 31.3130 209 58.3 49.1 45.8 23.36 107 57.0 47.4 53.5 24.8 203756 849 755 880 978 993 739 828 981 728 657 225239 419 263 384 348 317 389 372 441 483 373 374209 366 164 313 247 129 159 149 282 325 66.6 52.2* SD : Standart Sapa; ** ND : OkunamadıOrt.±SD*0.190.2716.727.515.66.0929.415.881.462.576221035187.9199100124


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Şekil 3.1. Su örneklerindeki bazı ağır metal içerikleri, ppb (µg/L).Şekil 3.2. Toprak örneklerindeki bazı ağır metal içerikleri, ppm (mg/Kg).ÖRNEK TOPLAMA MERKEZLERİ:1) Boyalar cami yanı, 2) Akköprü deresi, 3) Ağır Sanayi 1. giriş, 4) Şehir kanalizasyonuarıtma tesisi, 5) Organize sanayi girişi (morali deresi), 6) Ziraat Meslek Lisesi yanı (Karasuderesi), 7) Yüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesi (Sosyal tesisler yanı), 8) İskele (Akköprü deresi sonu), 9)Van Kalesi, 10) Şamran kanalı (İpek yolu köprüsü girişi), 11) Şamran kanalı (Yerleşim yeriçıkışı), 12) Hidroelektrik (Edremit), 13) Toki kanalizasyon çıkışı (Edremit)125


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Resim: 1. Boyalar cami yanıResim: 2. Akköprü deresiResim: 3. Ağır Sanayi 1. girişResim:4. Şehir kanalizasyonu arıtma tesisi(Van Gölü’ne döküldüğü yer)Resim: 5. Organize sanayi girişi (Morali deresi)Resim: 6. Ziraat Meslek Lisesi yanı (Karasuderesi)Resim: 7. Yüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesi (Sosyal tesisleryanı)Resim: 8. İskele (Akköprü deresi sonu)126


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Resim: 9. Van KalesiResim: 10. Şamran kanalı (İpek yoluköprüsü girişi)Resim: 11. Şamran kanalı (Yerleşim yeri çıkışı)Resim: 12. Hidroelektrik (Edremit)4. TARTIŞMA <strong>ve</strong> SONUÇResim: 13. Toki kanalizasyon çıkışı (Edremit)Örnek toplama merkezlerine göre bulunan değerler fazla değişiklik göstermektedir. Sulardakabul edilebilme değerlerine göre: Pb (1.27-11.4 ppb), Co (0.01-4.02ppb) <strong>ve</strong> Cu (0.42-5.74)ortalama konsantrasyonları yüksek; Cd (0.07-1.27 ppb), Zn (0.02-5.04 ppb), Mn (0.11-1.64ppb), Cr (0.23-3.42 ppb), Ni (1.23-8.45 ppb) <strong>ve</strong> Fe (3.40-14.6 ppb) ortalamakonsantrasyonları ise normal değerlerde <strong>ve</strong> normal değerlerin altında bulunmuştur.Topraklarda kabul edilebilme değerlerine göre: Cd (0.02-0.91 ppm), Pb 1.72-101 ppm), Cu(9.60-73.9 ppm), Cr (158-483 ppm) <strong>ve</strong> Ni (52.2-366 ppm) ortalama konsantrasyonları yüksek;Co (5.31-23.5 ppm), Zn (24.8-209 ppm) <strong>ve</strong> Mn (225-993 ppm) ortalama konsantrasyonlarınormal değerler içerisinde bulunmuştur (Kılıçel, 2006). Tablo <strong>ve</strong> grafikler incelendiğinde,ölçüm merkezlerindeki su <strong>ve</strong> toprak örnekleri içerisindeki bazı ağır metal derişimlerinin çokfarklı değerlerde bulundukları gözlenmektedir. Bu ise, suların geçtiği yerler <strong>ve</strong> sulara desarj127


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.edilen atıklardan kaynaklanmaktadır. Mesela, ağır sanayi 1. girişten alınan çamurörneklerinde Pb, Co, Cu, Zn <strong>ve</strong> Ni derişimleri en yüksek seviyelerde bulunmuştur. Akköprüderesinde Cd; YYÜ Sosyal tesisler yanında Mn <strong>ve</strong> Şamran Kanalı çıkışında Cr derişimdeğerleri en yüksek bulunmuştur. Bu ise sanayi atıklarının yüksek oranda ağır metaliçerdiklerini göstermektedir. Su örneklerinde ise Şamran Kanalı İpek Yolu köprüsü girişindePb; Karasu deresinde Co <strong>ve</strong> TOKİ kanalizasyon çıkışında Cu oranları en yüksek seviyedebulunmuştur. Şehir kanalizasyon arıtma tesislerinde Zn <strong>ve</strong> Mn oranları yüksek çıkmıştır.Sonuç olarak: Van Gölü’ne desarj olan derelerdeki su <strong>ve</strong> topraklar büyük oranda insanaktiviteleri ile kirlenmekte <strong>ve</strong> bu kirlilik Van Gölü’ne kadar taşınmaktadır. Gerek bu sularınkullanımı <strong>ve</strong> gerekse Van Gölü’nden tutulan balıkların yenilmesi sonucunda insan sağlığıbakımından ciddi sorunların ortaya çıkacağı muhakkaktır. Bunun önlenebilmesi için, Merkezi<strong>ve</strong> Yerel Yönetimlerin ortak hareket etmeleri <strong>ve</strong> insanların bilinçlenebilmesi için gerekliçalışmaların derhal başlatılması gerekmektedir.5. KAYNAKLARAnonim, 2004. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Tutanağı 22. Dönem 2. YasamaYılı 54. Birleşim. 18.Şubat.2004.Anonim, 2006. Van İli Çevre Durum Raporu. Van Valiliği İl Çevre <strong>ve</strong> Orman Müdürlüğü,Van.Baucells, M. and M.T. Kelipo, 1985. "Cadmium determination of soil extracts by FurnaceAAS", Anal. Chem., 22,61-70.Berrow, M.L. and Winnie M.Stein, 1983. "Extraction of metals from soils and Swage Sludgesby Refluxing with Aqua Regıa", Analyst, 108, 277-284.Ceylan, A., Saka, G., Ilçin, E., Acemoğlu, H., Palancı, Y., Bozkur, A.I., Şahinöz, S., Özgür,S., Özçırpıcı, B., Akkafa, F., Şahinöz, T., 2006. “Drinking water quality ataccodomations in the Southeastern Anatolian Project Region”. Sendrom, 18: 59-65.Cresser, M.S., Les C. Ebdon, Cameron W. Mclead and John C. Burridge, 1986. "AtomicSpectrometry Update Environment Analysis", Journal of Anal. At. Spect., 1, 10-17 R.Deniz, O., 2003. “Van kentinde gözlenen bazı çevre sorunları <strong>ve</strong> alınması gereken bazıönlemler”. Doğu Coğrafya Dergisi, 9: 143-169.Jackson, K.W., Alan P. Newnan, 1983. "Determination of Lead in soil by Graphite FurnaceAAS with the direct introduction of Slurries", Analyst, 108, 261-64.Güler, C., 2007. “Characterization of Turkish bottled waters using patern recognitionmethods. Chemometrics and Intelliget Laboratory Systems”, 86, 86-94.Khan, K.D., B. Frankland, 1983. "Chemical forms of Cd and Pb in some contaminated soils",Environment pollution, (B) 6, 15-31.Hinds, M.W., Kenneth, W., Jockson, Alan, P., Newman, 1985. "Electrothermal AtomisationAAS with the Direct Introduction of Slurries. Determination of Trace Metals in Soil".,Analyst, 110, 947-50.Kılıçel, F., 2006. “Heavy Metal Contamination in Soils of Garbage Area in Van, Turkey”.Asian Journal of Chemistry, 18 (1), 461-468.Kor, M.N., 1974. Çevre Sağlığı <strong>ve</strong> Teknolojisi, cilt 2, İstanbul.Loska, K., Wiechula, D., Korus, I., 2004. “Metal contamination of farming soils affected byindustry”. Environ. Int., 30: 159-165.Mejare, M., Bellow, L., 2001. “Metal-binding proteins and peptides in bioremediation andphytoremediation of heavy metals”. Trends Biotechnol., 19: 67-73.Türkdoğan, K. M., Kırgın, A., Yağcıoğlu, A., Van YYÜ. Araştırma <strong>ve</strong> Uygulama Hastanesi<strong>ve</strong> İl Sağlık Müdürlüğü Kanser Kayıt Merkezi, Van.128


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN GÖLÜ ÇEVRESİNDE EROZYON, SEL VE TAŞKINLARIÖNLEYEN BİTKİLERThe Plants That Pre<strong>ve</strong>nt the Erosion, Flood and Inundation around Lake VanFevzi ÖZGÖKÇE 1 , Murat ÜNAL 21. Yüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Fen - Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 65080- Van2. Yüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Eğitim Fakültesi, Biyoloji Öğretmenliği Bölümü, 65080- VanÖZ: Bu çalışmada; Van Gölü çevresinde yayılış gösteren bazı bitkilerin erozyon, sel <strong>ve</strong>taşkınların önlenmesindeki yeri araştırılmıştır. Bölgede yayılış gösteren, derin odunsu köklü,yastık formundaki, çok yıllık bitkilerin yanında, göle akan tatlı su yatak <strong>ve</strong> ağızlarındakibitkiler ortaya konmuştur. Van Gölü kıyı kesimlerinde ortalama yüzey eğiminin % 25’inüzerinde olduğu göz önüne alınırsa, toprağın ana kaya üzerinde tutulmasında, özellikle tahribeuğramış, ağaçsızlaştırılmış alanlarda toprağı önemli derecede tutan <strong>ve</strong> yöresel halk tarafındangerek yakacak amaçlı, gerekse hay<strong>van</strong> yemi <strong>ve</strong> değişik amaçlı kullanılan bitkilerin önemidaha iyi anlaşılmaktadır. Bu amaçlar doğrultusunda Van Gölü çevresinden yaptığımız araziçalışmaları sonucunda; birçok bitkinin yoğun olarak söküldüğü <strong>ve</strong> alan topraklarının büyükbir kısmının da son bekçilerini kaybederek korumasız hale geldiği belirlenmiştir. VanGölünün dünyada hiçbir yerde olmayan kendine özgü bu güzel mavi renginin devamınınsağlanması ancak kıyı kesimlerdeki bitkilerin korunarak geliştirilmesi <strong>ve</strong> özellikle ge<strong>ve</strong>nlik <strong>ve</strong>bataklık alanların oluşturulması ile mümkündür.Anahtar Kelimeler: Van Gölü, erozyon, sel, taşkın, koruma.ABSTRACT: In this study, the effecti<strong>ve</strong>ness of some plants around Van Lake that pre<strong>ve</strong>nterosion, flood and inundation has been researched. With the plants that are deep woodyrooted, seedbed formed and perennial in the region, the ones that grows in the places wherefresh water follows to the lake ha<strong>ve</strong> been re<strong>ve</strong>aled. When we think that the a<strong>ve</strong>rage inclinationof the Van lake side is o<strong>ve</strong>r 25 %, for keeping the soil on the main rock, especially the regionthat has been destroyed, the importance of the plants that are used by the local people forheating, feeding animals and for different things can be understood better. For this,according to the study we run around Van Lake, we saw that many plants ha<strong>ve</strong> been uprootedintensi<strong>ve</strong>ly, and most of the area ha<strong>ve</strong> become non-protecti<strong>ve</strong> by loosing their last guards. Tolast its own nice blue color that has been nowhere on the earth, it is only possible by keepingthe plants around the lake and especially by constituting ge<strong>ve</strong>nlik and marsh areas.Key words: Lake Van, erosion, flood, inundation, protection.1. GİRİŞÜlkemiz yarı kurak iklim kuşağında yer almaktadır. Yağışların mevsimlere göre dağılım <strong>ve</strong>yoğunluğu düzensizdir. Kış mevsiminde yağan karların bahar döneminde ani sıcaklık artışları<strong>ve</strong>ya yağmur şeklindeki yağışlarla birleşmesi sonucunda yüksek debiler oluşmakta <strong>ve</strong>yatağına sığmayan sular etrafa yayılarak taşkınlar meydana gelmektedir. Ayrıca yazaylarındaki yoğun kısa süreli yağışlar da ani akışa geçmekte <strong>ve</strong> taşkınlara sebep olmaktadır.Taşkın; bir akarsuyun muhtelif sebeplerle yatağından taşarak çevresindeki arazilere, yerleşimyerlerine, alt yapı tesislerine <strong>ve</strong> canlılara zarar <strong>ve</strong>rmek suretiyle etki bölgesinde normal sosyal<strong>ve</strong> ekonomik faaliyetleri kesintiye uğratacak ölçüde bir akış büyüklüğü oluşturmasıdır. Taşkın129


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.meydana geldiği yerin iklim şartlarına, bitki örtüsüne, jeolojik <strong>ve</strong> topoğrafik niteliklerinebağlı olarak gelişen <strong>ve</strong> özellikle insan faaliyetleriyle tahrip gücüyle orantılı olarakdeğişmektedir. Erozyon <strong>ve</strong> sellerde ise temelde insan faaliyetlerinin bir neticesi olarakmeydana gelmektedir. Sel riski bulunan sahalarda önceden tedbir almaksızın süregelenkontrolsüz yerleşme faaliyetleri dünyanın her yerinde sel afetinin en önemli sebebidir. İklimdeğişiminin neticesinde yağış rejiminde gerçekleşen değişim ile birlikte söz konusu artış dahada büyümektedir. Ülkemizde taşkınlar depremlerden sonra ikinci sırada en büyük ekonomikkayıplara sebep olmaktadır (Dündar, 2008).Hiç şüphesiz dünyanın en büyük problemlerinden biri olan erozyon, denince de ilk olarakdikkatini çeken su erozyonudur. Burada da insanoğlunun olumsuz müdahalesi sonucu,bozulan tabii denge sebebiyle, toprağa düşen yağışlar tutulamamakta; neticede meydana gelenyüzeysel akış <strong>ve</strong> seller toprağı aşındırıp taşımakta <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimli taban arazilerini <strong>ve</strong>rimsiz halegetirmektedir. Ülkemizin hemen her bölgesinde, zararları <strong>ve</strong> aktif erozyon alanları her geçengün artarak devam etmekte, son zamanlarda tüm kesimler olmasa bile geniş bir kitletarafından anlaşılmaya başlanmıştır. Türkiye kuraklıktan etkilenen <strong>ve</strong> çölleşme riski taşıyantoprakların %86'sında, hafiften çok şiddetliye kadar, çeşitli derecelerde erozyon problemininyaşandığı ülke konumuna gelmiştir. Ayrıca erozyona uğrayan topraklarımızın %99’u suerozyonundan, geriye kalan %1’i de rüzgar erozyonundan etkilenmektedir. Ülkemizde enönemli çevre sorunu niteliğinde olan <strong>ve</strong> insanımızı açlığa, yoksulluğa <strong>ve</strong> göçe zorlayan toprakerozyonu çok önemli bir ekolojik sorundur. Aynı zamanda erozyon, ekosisteminbozulmasında <strong>ve</strong> suların kirletilmesinde en büyük etkendir. Canlılar için son derece önemliolan <strong>ve</strong> çok uzun bir sürede oluşabilen toprak tabakasının erozyon nedeniyle kaybolması, hemtabiat için büyük bir kayıp olacak, Van Gölü gibi önemli alıcı ortamları <strong>ve</strong> barajların iseaskıda katı madde miktarlarını artırma <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimli topraklarla doldurma hem de gelecektekihayat şartları <strong>ve</strong> bölgedeki bütün canlıların yaşantısını olumsuz yönde etkilemektedir.Yerleşim alanlarımızda özellikle de şehirlerimizde su <strong>ve</strong> sel baskınlarının temelinde; yağmursularını emen <strong>ve</strong> yüzey akışını engelleyen ormanlar yıllar önce yok edilmesi, toprağın sonbekçileri olan ot örtüsünün erken <strong>ve</strong> potansiyelin çok üstünde otlatılması <strong>ve</strong>ya yakılması bazıkamu kurumlarının ekolojik yaklaşımlardan yoksun bir şekilde dere yataklarını duvarlarladaraltarak suyun hızının artmasına sebep olmaktadır. Akarsuların toplanma havzalarındakigöller kurutularak tarım arazilerine dönüştürüldü. Yollar yapılırken erozyona <strong>ve</strong> sele da<strong>ve</strong>tiyeçıkarıldı. Ve en önemlisi toprağın asıl koruyucuları olan Ge<strong>ve</strong>n’ler bilinçsizce <strong>ve</strong> çok fazlamiktarlarda söküldü <strong>ve</strong> halende sökülmeye devam edilmektedir.Ülkemiz dünyada zengin <strong>ve</strong> ilginç bir floraya sahiptir. Türkiye’nin floristik zenginliğini <strong>ve</strong>bitki örtüsünü ortaya koyan birçok çalışma yapılmış <strong>ve</strong> çeşitli bölgelerde benzer araştırmalardevam etmektedir. Türkiye florası ile ilgili olarak ilk çalışmalar 1700’lü yıllarda Fransızbotanikçi Tournefort ile başlamıştır. İlk önemli çalışma ise İsviçre’li botanikçi Boissieritarafından yapılmış <strong>ve</strong> Flora Orientalis adlı eserinde yayınlanmıştır. Yabancı <strong>ve</strong> yerli birçokaraştırıcının çalışmaları sonucunda editörlüğünü Davis’ in yaptığı “Flora of Turkey and theEast Aegean Islands” adlı 9 ciltlik eser (1965-1985) ile sublement I (Davis <strong>ve</strong> ark. 1988) <strong>ve</strong>suplement II (Güner <strong>ve</strong> ark, 2000) eserleri hazırlanmıştır. Bu 11 cilt itibariyle TürkiyeFlorasındaki toplam bitki türü sayısı 9222 <strong>ve</strong> toplam takson sayısı 12006 olarak ortayaçıkmıştır. Bu bitkilerden, 2981 tür endemik olup, toplam endemik takson sayısı 3778’dir(%28) (Erik <strong>ve</strong> Tarıkahya, 2004).Biyolojik zenginlikleri önemsememek <strong>ve</strong> kısa vadeli bazı yararlar için yok olmalarına gözyummak, gelecek kuşaklara miras olarak bırakabileceğimiz büyük bir ekonomik potansiyeli130


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.tahrip etmekle aynı anlama gelir. Türkiye’de son yıllarda kırsal kesimden kentlere doğrugöçler hızla artmış, kentsel yerleşim düzensiz olarak artmıştır. Biyolojik kaynaklarınsürdürülebilir yönetimi <strong>ve</strong> kullanımını sağlamak amacıyla türleri <strong>ve</strong> ekosistemleri korumak <strong>ve</strong>devamını sağlamak için önlemler alınmalıdır. Ayrıca bu konuyla ilgili özellikle RioDeklerasyonu, Biyolojik Çeşitlilik, Barselona <strong>ve</strong> CITES Sözleşmeleri gibi uluslararasıantlaşmalarda ülkelere sorumluluklar yüklemektedir.2. MATERYAL <strong>ve</strong> METODÇalışma materyali çalışma ekibinin 1996 yılından itibaren yaklaşık 12 yıllık arazi gözlemleriile birlikte özellikle 2005 – 2007 yılları arasında Van Gölü çevresinde yürütülenaraştırmaların sonuçlarına dayanmaktadır.Arazi çalışması sırasında özellikle aktif erozyon sahalarında bitki örnekleri <strong>ve</strong> dereyataklarındaki sulak alan bitkileri toplandı <strong>ve</strong> GPS kayıtları alındı. Toplanan bitki örnekleriteşhisi temel kaynak olarak “Flora of Turkey and the East Aegean Islands” (Davis 1965-1985;Davis <strong>ve</strong> ark., 1988; Güner <strong>ve</strong> ark., 2000) eserinden yararlanılarak yapıldı. Ayrıca DoğuAnadolu Bölgesi bitkilerinin yoğunlukta bulunduğu Yüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesi Fen- EdebiyatFakültesi Biyoloji Bölümü Herbaryumu (VANF)’ndan yararlanıldı.Araştırma alanında tespit ettiğimiz bitkilerin listesi hazırlanırken önce familya daha sonracins, tür <strong>ve</strong> varsa tür altı taksonları otörleriyle birlikte <strong>ve</strong>rilmiştir. Her bir taksonun otörüAuthor of Plant Names (Brummit <strong>ve</strong> Powell, 1992) adlı eserden kontrol edilerek yazılmıştır.Taksonun Raunkiaer’e (1934) göre hangi hayat formunda olduğu yazılmıştır.3. BULGULARÇalışmamız sonucunda; Van Gölü çevresinde 21 istasyonda yayılış gösteren 37 Familyaya ait145 cinse bağlı 250 tür tespit edilmiştir. Bunlarda 210’u Karasal alanda yayılış gösterirken,40’ı ise sulak alanlarda yayılışları tespit edilmiştir. En fazla taksona sahip familyalar sırasıyla;Fabaceae (55), Asteraceae (29) <strong>ve</strong> Brassicaceae (20) şeklindedir.Göl çevresinde yer alan bataklıklar ile otlaklarda hay<strong>van</strong>cılık yapılmaktadır. Van Gölüçevresindeki kamışlıklar, köy evlerinin damları için <strong>ve</strong> çit yapmak için potansiyelinin üstündekesime uğramaktadır. Türkiye’de yıllık ortama yağış miktarı 643 kg/m 2 ’ olup, Van Gölü <strong>ve</strong>çevresinde ise bu değer ortalama olarak 600 kg/m 2 ’dir. Özellikle bu son yıllarda Van Gölüçevresinde yağış rejimi değişmiştir, zamansız olarak yoğun yağışlar nedeniyle pek çokyerleşim alanında önemli sorunlara sebebiyet <strong>ve</strong>rmektedir.Su, rüzgar, sulama, doğal bitki örtüsünün kalkması, ormanların yakılması, tarıma açılmasıgibi sebeple, Avrupa ülkelerinde 20 yılda görülen erozyon değerlerinin ülkemizde en iyimserolarak sadece l yılda gerçekleştiğini göstermektedir. Su-toprak-insan ilişkilerinindüzenlenemediği ortamda ekolojik denge hızla bozulmakta, sadece akarsulardaki sedimentölçümlerine dayanan yıllık toprak kaybı miktarı 450 - 500 milyon ton, alan olarak 25 cmkalınlığında 1.5 milyon ha/yıl olarak tahmin edilmektedir.Özellikle Ge<strong>ve</strong>n (Astragalus L.)’ler gibi yastık formundaki bitkiler Ormansız topraklarımızınson bekçileridirler. Türkiye’de 425 ge<strong>ve</strong>n (Astragalus) türü doğal olarak yayılış göstermekteolup, buların 216’sı (% 47,08) ülkemiz için endemiktir, yani dünyada sadece ülkemiz sınırlarıiçerisinde yayılışları tespit edilmiştir. Neredeyse her iki ge<strong>ve</strong>nden biri dünyada sadece131


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.ülkemizde yayılış göstermektedir. Van Gölü çevresinde ortalama yüzey eğiminin % 25 inüzerinde olduğu düşünülürse, toprağın ana kaya üzerinde tutulmasında özellikle tahribeuğramış, ağaçsızlaştırılmış alanlarda toprağı önemli derecede tutan <strong>ve</strong> yöresel halk tarafındangerek yakacak amaçlı gerekse kışın hay<strong>van</strong> yemi olarak kullanılan ge<strong>ve</strong>nlerin önemi daha iyianlaşılmaktadır. Bu amaçlar doğrultusunda Van <strong>ve</strong> ilçeleriyle, Bitlis İlçeleri <strong>ve</strong> çevresindenyaptığımız saha çalışmaları sonucunda; ge<strong>ve</strong>nlerin <strong>ve</strong> bunlar gibi bir çok bitkinin yoğunolarak sökülmekte <strong>ve</strong> alan topraklarının büyük bir kısmının da son bekçilerini kaybederekkorumasız hale geldiğinden dolayı şu an Van Gölü’nün kirlenmesini sağlayan en önemlisorundur. Çünkü diğer kanalizasyon <strong>ve</strong> evsel atıklar bir şekilde toplumunbilinçlendirilmesiyle önlenebilirken erozyon <strong>ve</strong> sellerin önü alınamaz.Ülkemizin hemen her bölgesinde, bütün şiddeti ile devam eden erozyonun önemi, son yıllardaherkes tarafından anlaşılmaya başlanmıştır. Bilhassa ani <strong>ve</strong> şiddetli yağışların olduğu, karlarıneridiği ilkbahar <strong>ve</strong> sonbahar aylarında, toprakların üst tabakası sellerle akıp gitmekte <strong>ve</strong>ülkenin bu kıymetli ser<strong>ve</strong>ti yıldan yıla azalmakta <strong>ve</strong> yerleşim alanları su <strong>ve</strong> çamur altındakalmaktadır. Yerleşim alanlarımızın özellikle de şehirlerimizin su <strong>ve</strong> sel baskınlarına maruzkalmasından sonra tabii akıntıdan dolayı sonuçta bu sel <strong>ve</strong> erozyonlerın yönü Van Gölü’dür.Yağmur sularını emen <strong>ve</strong> yüzey akışını engelleyen ormanlar hızla yok edildi. Bazı kurumlarekolojik yaklaşımlardan yoksun bir şekilde dere yataklarını duvarlarla daraltarak suyunhızının artmasına sebep oldu. Akarsuların toplanma havzalarındaki göller kurutularak tarımarazilerine dönüştürüldü. Yollar yapılırken erozyona <strong>ve</strong> sele da<strong>ve</strong>tiye çıkarıldı. Ve enönemlisi toprağın asıl koruyucuları olan bitkiler bilinçsizce <strong>ve</strong> çok fazla miktarlarda söküldü.Bitkiler içinden özellikle Ge<strong>van</strong>ler Van gölü kıyılarında yoğun yayılış göstermektedir. VanGlü sahil seridinin korunması <strong>ve</strong> dalgalar ile gölün su seviyesinin değişiminden dolayıkıyınını kaybı <strong>ve</strong> sahile yakın eğimli yamaçlarda bulunan toprağın tutulabilmesi için ge<strong>ve</strong>nbitkisine çok büyük oranda ihtiyaç vardır. Arazi çalışmalarımız sırasında sahil şeridininhemen yanında ortalama % 25’luk bir eğimde toprağın tek bekçisinin ge<strong>ve</strong>nler olduğugörülmektedir.Göl çevresinde yer alan tarım alanlarında <strong>ve</strong> meyili yüksek yamaçlarda su <strong>ve</strong> rüzgar erozyonuproblemi mevcuttur.Göl'ün güney kıyısından geçen Van-Bitlis karayolunun su yükselmesi sonucunda sular altındakalmasını engellemek amacıyla seddeleme yapılmıştır. Bu yapı gölün doğal yayılım alanınınyön değiştirmesine neden olmaktadır.Van Gölü’ne karışan dere yataklarında kumların alınmasıyla deltanın biyolojik döngüsünezarar <strong>ve</strong>rilmekte <strong>ve</strong> göldeki askıda katı miktarını artırarak başta Van balığı olmak üzeregöldeki tüm canlılara ciddi zararlar <strong>ve</strong>rmektedir.Arazi gözlemlerimiz <strong>ve</strong> alanda gerçekleştirilen anket çalışmalarında, ge<strong>ve</strong>n <strong>ve</strong> bir çok bitkigenellikle sonbaharda, toprağın sonbahar yağmurları ile yumuşamasını da fırsat bilereksökümleri gerçekleştirilmektedir. Kırsalda kesimde yaşayan nüfusun büyük çoğunluğu,köyden kente olan göçten sonra, antropojenik baskı azalmakla birlikte, göç eden <strong>ve</strong> kışlarıgenellikle il <strong>ve</strong> ilçe merkezlerinde geçiren kırsalın asli nüfusu, arazi üzerindeki baskısınıyaylacılık <strong>ve</strong> şehirde tandır <strong>ve</strong> soba tutuşturmak amaçlı geleneksel ge<strong>ve</strong>n <strong>ve</strong> yakacak bitkikullanımı ile devam ettirmekte <strong>ve</strong> kamyonlarla Van <strong>ve</strong> çevresinde ge<strong>ve</strong>n sökümüyapılmaktadır.132


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Özalp’ten gelen Karasu çayı, Gürpınar’dan gelen <strong>ve</strong> Edremit’te Göle dökülen Engil Çayı,Muradiye’den gelen Bendimah-i çayı, Erciş’den gelen Göle Dökülen Deliçay <strong>ve</strong> Zilan Çayı ,Sıhke Gölünü devamı olan Akköprü Deresi <strong>ve</strong> Kurubaş Deresi selle gelen katı maddeleri VanGölüne ulaştırmaktadır. Van Gölü çevresinde eskiden güçlü bitki örtüsünden dolayı dünyadaeşi <strong>ve</strong> benzeri görülmeyen Van Gölü’nü kendine özgü mavisi seller <strong>ve</strong> erozyonla maalesef burengi kaybetmektedir.Step alanlarda toprağın koruyucusu olarak; Ge<strong>ve</strong>n <strong>ve</strong> benzeri yastık formundaki bitkilererastlarken, akarsu kenarları <strong>ve</strong> Van Gölü’ne katılan akarsu ağızlarında daha çok Kamış <strong>ve</strong>benzeri sulak alan bitkileri yayılış göstermektedir. Ge<strong>ve</strong>n’lerin tarih boyunca bazı türlerindenkitre zamkı (ge<strong>ve</strong>n hıcı, ge<strong>ve</strong>n püsü, ge<strong>ve</strong>n püzü, kitre, piz, püs) elde edildiği (Baytop, 1997),özellikle bölgemizde yakma <strong>ve</strong> tutuşturma amaçlı yoğun doğadan toplanmakta <strong>ve</strong> yakılmaktaolduğu bilinmektedir.Van Gölü’ndeki sulak alan <strong>ve</strong>jetasyonunu su içi <strong>ve</strong> kıyı-bataklık toplulukları şeklinde ikigurup hainde ele alırsak; Phragmites australis (Cav.) Trin (Kamış)’e her iki alanda darastlanmaktadır. Su derinliğinin 10-60 cm olduğu alanlarda % 80-100 örtü ile sulak alandarastladığımız P. australis Kıyı- Çamur ki bu alanlar; göl <strong>ve</strong> bataklıklarda su derinliğinin fazlaolmadığı, sürekli <strong>ve</strong>ya periyodik olarak su altında kalan toprak içindeki helofit (çamur)’lerdegelişmiş kök sistemleri sayesinde <strong>ve</strong> yüksek toleranslarından dolayı topluluk oluşturmalarıkolaylaşmaktadır. Buralarda P. australis tuzlu <strong>ve</strong> az tuzlu alanlarda su derinliğini 5-50 cmolduğu yerlerde % 80-100 örtü ile 60-250 cm yüksekliğinde yüksek taksonlar ile birliktebulunmaktadır.Van Gölü’nün kenarında Islak Çayır toplulukların da da (Gevaş <strong>ve</strong> Adilcevaz çevresinde), suderinliğinin 0-15 cm olduğu %100 örtü <strong>ve</strong> 30-100 cm örtü yüksekliğinde de kozmopolitözellikteki P. australis’e rastlanmaktadır.Doğal çevrenin geçirdiği gelişim basamaklarına, genel anlamda süksesyon basamaklarıdenmektedir. Doğu Anadolu da <strong>ve</strong> özellikle Van Gölü çevresinde gölün güney kıyıyamaçların doğal bitki örtüsü meşe <strong>ve</strong> ardıçların oluşturduğu ormanlık alanlardır.Günümüzdeki kalıntıları da bu örtüşün şahitleri olarak görünmektedir. Ancak bitki örtüsüyoğun kullanımdan dolayı ormana doğru giden basamakları geriye doğru gerçekleştirmekte <strong>ve</strong>alan çıplak bir yapıya doğru ilerlemektedir. Ge<strong>ve</strong>nler bu basamakta orman örtüsü <strong>ve</strong> çıplakalan örtüsünün arasındadır. Eğer alanda bir restorasyon gerçekleşirse, alan orman örtüsünekavuşabilecektir. Bunun tam tersi eğer tahrip devam ederse ge<strong>ve</strong>n bitki örtüsü, otsu bitkiörtüsüne onların da tahribinde alanın tamamen çıplaklaşmasına yol açacaktır.4. TARTIŞMA <strong>ve</strong> SONUÇVerimli tarım alanlarını daraltan <strong>ve</strong> barajların ömrünü kısaltan erozyonun özellikle Van Gölüçevresinde engellenebilmesi için, alanın doğal bitki örtüsünde yer alan ge<strong>ve</strong>nlerin alandakorunması özellikle aktif erozyon sahalarında, bu alanların rehabilitasyonu <strong>ve</strong> restorasyonuiçin kullanılması gerekmektedir.Yaşanan taşkın zararlarına karşı gerekli tedbirlerin zamanında alınamamasının en önemlisebeplerinden biri kurumlar arası koordinasyonun yeterli seviyede olmamasıdır. Özellikledere yataklarında yapılan faaliyetlerde görüş bildiren uygulamayı organize eden <strong>ve</strong> denetimiyapan ile yaptırım uygulayan kurumların farklı olması <strong>ve</strong> zamanında koordine olmamaları133


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.problemlere müdahalede geç kalınmasına sebep olmaktadır. Yetki kullanımının tek eldetoplanması için gerekli yasal düzenlemelere ihtiyaç vardır.Afetlere yönelik alınabilecek tedbirler sadece ilgili kurumlar tarafından alınacak tedbirlerolmayıp diğer kurumlar <strong>ve</strong> vatandaşlarla işbirliği de gerekli görülmektedir. Bu maksatla hemplanlama hem de uygulama safhasında mahalli halkın <strong>ve</strong> değişik sosyal gurupların erozyon,sel <strong>ve</strong> taşkın yönetimine katılması gerekmektedir. Taşkınlar doğal bir afet olarak görülmeklebirlikte sadece şehirler içinde insan hayatını etkilemesi nedeniyle önem kazanmakta <strong>ve</strong>sonuçları bakımından sadece can <strong>ve</strong> mal kayıpları dikkate alınmaktadır. Oysa can <strong>ve</strong> malkayıplarının yanında doğal yapıya da zarar <strong>ve</strong>ren taşkınlar toprağın yok oluş sürecinihızlandırmakta flora <strong>ve</strong> faunaya da zarar <strong>ve</strong>rmektedir. Bu da ülkemizin kaynakları ile doğalzenginliklerinin yok olması anlamına gelmektedir.Ülkemizde yaşanan taşkınlar incelendiğinde özel <strong>ve</strong> tüzel kişi <strong>ve</strong> kuruluşlarca; DSİ tarafındaninşa edilen Taşkın Koruma Tesislerine zarar <strong>ve</strong>rilmesi, DSİ görüşü alınmadan dere <strong>ve</strong> çayyatakları içinden yatak stabilitesini bozacak, kıyı oyulmalarına sebep olacak şekilde kum,çakıl stabilize ocağı açılması <strong>ve</strong>ya bu tür malzemenin izinsiz <strong>ve</strong> rastgele şekilde alınması,Yerleşim yerleri içinden geçen dere yatakları <strong>ve</strong> taşkından koruma maksatlı yapılarınkesitlerinin içine çeşitli kurum <strong>ve</strong> kişilerce; Kanalizasyon şebekesi döşenmesi, bent <strong>ve</strong> dolguyapılması, inşaat atıkları, çöp <strong>ve</strong> moloz dökülmesi evsel <strong>ve</strong> endüstri atıklarının boşaltılması,ağaç dikilmesi yada yapılaşma gibi sebeplerle daraltılması, hatalı köprü inşaatlarısıralanabilir. Taşkın Koruma Tesislerinin üstlerinin kapatılarak konut, hizmet binası, sosyaltesis, motel, fabrika, ahır, okul, pazaryeri, lokanta, otopark alanına dönüştürülmesi gibihususlar yatak içinde suyun kabarmasına <strong>ve</strong> akım rejiminin değişmesine, gelen malzemeninbir yerde birikerek <strong>ve</strong>ya takılarak suyun akışına engel olmaktadır.Akarsu havzalarında gerçekleştirilen Taşkın Koruma Tesisleri yukarı havzalarda erozyondankoruma, orman, bitki örtüsü <strong>ve</strong> arazi kullanımı iyileştirilmesi faaliyetleri ile birlikteyürütülmelidir. Erozyon yönünden aktif olan havzalarda su yapıları kısa zamanda rüsubat iledolmakta <strong>ve</strong> fonksiyonlarını kaybetmektedirler. Bu nedenle yukarı havzalarda fiziki yapılar <strong>ve</strong>ağaçlandırmaya <strong>ve</strong>ya uygun bitkilendirmeye önem <strong>ve</strong>rilmesi gerekir.Her tesis gibi Taşkın Koruma Tesislerinin de temizlik bakım <strong>ve</strong> onarım ihtiyaçları vardır.Ancak bazı Taşkın Koruma Tesislerinde söz konusu temizlik, bakım <strong>ve</strong> onarımın yeterinceyapılmadığı görülmektedir. Buda tesisin fonksiyonunu yitirmesine <strong>ve</strong>ya yok olmasına sebepolmakta sonuçta taşkın zararlarının artması kaçınılmaz olmaktadır.Son zamanlarda dünyanın gündeminde olan <strong>ve</strong> her geçen gün etkisini daha da belirgin olarakhissettiğimiz “Küresel İklim Değişikliği”nden dolayı bölgemizde görülen yağış rejiminindeğişimi ani yaz yağışları ile kendisini göstermektedir. Ani yaz yağışlarına karşı yazın erkenkurumayan <strong>ve</strong> odunsu yapısı ile yağış hızını azaltan, erozyon <strong>ve</strong> selleri engelleyen ge<strong>ve</strong>nlermutlaka koruma altına alınmalıdır.Ülkemizin en önemli çevre sorunları arasında bulunan erozyon üzerine bir kamuoyuoluşmasına rağmen, etkin önlemlerin kısa <strong>ve</strong> uzun vadede alındığını söylemek güçtür.Biyolojik onarım çalışmalarının temelini ekolojik faktörler ile tabii bitki örtüsünün iyi analizedilmesi oluşturmalıdır. Bu yönde yapılan çalışmalar ışığında erozyon alanlarının hızlarehabilitasyonu gerçekleştirilmelidir. Bu onarım çalışmaları sırasında alanın gerek iklimözelliklerine, gerekse toprak yapısına uyum göstermiş <strong>ve</strong> 3 ila 5 metrelik kökleri ile ana kayaüzerinde toprağı tutan, kış yağışlarının yeraltına sızmasında görev alan <strong>ve</strong> ani yaz yağışlarında134


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.yeryüzüne ulaşan yağış hızını azaltan ge<strong>ve</strong>nler, ön planda tutulmalı <strong>ve</strong> ağaçlandırmaçalışmalarında ge<strong>ve</strong>nlikler kurularak ge<strong>ve</strong>nlerin alanda yetiştirilmesi gerekmektedir. Ayrıcage<strong>ve</strong>n bitkisi nitelikli nektar <strong>ve</strong>ren bir bitkidir. Arıcılık için büyük önem taşır. Alanda birçokyönden katkısı olan ge<strong>ve</strong>nlerin alandan yakacak, tarla açma <strong>ve</strong> hay<strong>van</strong> yemi amaçlı ge<strong>ve</strong>nsökümü <strong>ve</strong> yakılmasının önlenebilmesi için yöre halkının bu konuda eğitilmesi <strong>ve</strong> alternatifenerji kaynakları hakkında bilgilendirilip teşvik edilmesi gerekmektedir.5. KAYNAKLARBrummitt, R. K., & Powell, C. E., (eds) 1992. Authors of Plant Names. Kew: Royal BotanicGardens.Davis, P.H., (ed.) 1965-1985. Flora of Turkey and the East Aegean Islands. Vol.1-9,Edinburgh: Edinburgh Univ. Press.Davis, P.H., Mill, R.R., Tan, K., (eds.) 1988. Flora of Turkey and the East Aegean Islands.Vol.10, Edinburgh: Edinburgh Univ. Press.DMİ, 2005. Meteoroloji Bülteni. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Ankara.Dündar, R., 2008. Bölgede Taşkın <strong>ve</strong> Sulama, Dünya Çevre Günü Paneli Yüzüncü YılÜni<strong>ve</strong>rsitesi, Çevre Sorunları Araştırma <strong>ve</strong> Uygulama Merkezi, 5 Haziran 2008, Van.Erik, S., Tarıkahya, T., 2004. Türkiye Florası Üzerine, Kebikeç, 17, 139-163.Güner, A., Özhatay, N., Ekim, T., Başer, K.H.C., (eds.) 2000. Flora of Turkey and the EastAegean Islands. Vol. 11, Edinburgh: Edinburgh Univ. Press.Raunkiaer C (1934). The life forms of plants and statistical plant geography. Oxford:Clarendon Press.135


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.EVSEL ATIKSULARINDAN KAYNAKLANAN KİRLİLİĞİNİZLENMESİ İÇİN OTOMATİK BİR İZLEME SİSTEMİNİNGELİŞTİRİLMESİDe<strong>ve</strong>lop an Automated Monitoring System for Monitoring of Pollution Born of DomesticWastewaterTürkay ONACAK, Devrim BAĞLAHacettepe Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, 06490, Beytepe,ANKARAÖZ: Su ortamlarında kirliliğe neden olan, fotosentezin birim alandaki hızını kontrol eden <strong>ve</strong>ötrofikasyona neden olabilen temel parametrelerden en önemlisi çözünmüş besin tuzlarıdır.Su ortamlarındaki besin tuzlarının alansal <strong>ve</strong> mevsimsel olarak izlenmesi, sistemin sağlığınıntakibi açısından çok önemlidir. Günümüz teknolojisindeki gelişmeler sonucunda, çevrekirliliği oluşturan parametrelerin izlenmesi için, otomatik izleme sistemleri dünyada yaygınolarak kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, su ortamlarındaki temel kirlilik unsurlarınıoluşturan çözünmüş besin tuzlarından; nitrit <strong>ve</strong> inorganik fosfat parametrelerinin tamamenotomatik olarak analizini yapacak, ucuz maliyetli, basit bir sisteminin tasarlanmasıdır. Buamaçla geliştirilen otomatik analiz sistemi ucuz maliyetli spektrofotometreler üretilmektedir<strong>ve</strong> otomatik analizin gerçekleştirilmesine yardımcı olmaktadır. Söz konususpektrofotometrelerde, ışık kaynağı <strong>ve</strong> ışık sensoru olarak LED <strong>ve</strong> fotodiyotlarkullanılmaktadır. Geliştirilen otomatik analiz sisteminde sıvı akışları selenoid valfler ile sıvıseviyeleri iletken elektrot teller kullanılarak kontrolü sağlanmaktadır. Elektronik kontroldevresinin mikrodenetleyicisi ise PIC (Pripheral Interpace Controller) 16F877kullanılmaktadır.Anahtar Kelimeler: Azot, Evsel Atıksu, Fosfor, Otomatik Analiz SistemiABSTRACT: Dissol<strong>ve</strong>d nutrients are the most important factor that controls the rate and thedistribution of photosynthesis leading to eutrophication in water environments. Just like anyreceiving body the seasonal and spatial monitoring of dissol<strong>ve</strong>d nutrients is essential for thehealth of the system. The recent de<strong>ve</strong>lopments in technology enabled us to determine suchparameters deleterious to environment, automatically. The aim of this study is is to de<strong>ve</strong>lop afully automatic, simple, low cost, spectrophotometric determination and monitoringtechniques for the two of the dissol<strong>ve</strong>d nutrients, nitrite and inorganic phosphate. For thispurpose automatic analysis systems and low cost spectrophotometers are being de<strong>ve</strong>lopedand produced. These products help to do automatically analyses. In spectrophotometers LEDphotodiots are used as light source and light sensors. In this de<strong>ve</strong>loped automaticallyanalyses systems, liquid flow is controlled by "selenoid" val<strong>ve</strong>s and liquid le<strong>ve</strong>l is by electrodewire. PIC (Pripheral Interpace Controller) is used in control mechanism of electronicallycontrol circuit.Keywords: Nitrite, Domestic Wastewater, Phosphate, Automated Monitoring System1. GİRİŞTeknolojideki hızlı gelişimle beraber bir yandan yaşam kalitesi artarken diğer yandan çevreyi<strong>ve</strong> çevre sağlığını etkileyen kirliliği de beraberinde getirmektedir. Su insanların içme,136


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.kullanma, sanayi <strong>ve</strong> tarımsal amaçlı gereksinimlerini karşıladıktan sonra nitelik yönündençeşitli değişimlere uğrar <strong>ve</strong> atıksuya dönüşür. İnsan aktiviteleri sonucu üretilen kirliliğin suortamlarına drenajı sonucunda, su ortamları doğal dengelerini yitirmektedir (Liman, 1998).Yapılan çok sayıda çalışmada su ortalarında birinci üretimi sınırlayıcı parametrenin genelliklefosfor olduğu gözlemlenmiştir (Tuğrul vd., 1984). Doğal sular <strong>ve</strong> atıksularda fosfor genelliklefosfatlar halinde bulunur. Bunlar ortofosfatlar, kondanse fosfatlar (piro, meta <strong>ve</strong> diğerpolifosfatlar) <strong>ve</strong> organik bağlı fosfatlardır. Bu fosfat formları çeşitli kaynaklardangelmektedir. Evsel atıksularda genellikle ortofosfatlar <strong>ve</strong> bunun yanısıra diğer biyolojikbileşiklerdeki (nükleik asitler, fosfolipidler, fosfor içeren proteinler) fosfatlar bulunur. Fosformikroorganizmaların büyümesi için gerekli temel elementlerden birisidir (Şengül <strong>ve</strong>Müezzinoğlu, 1997).Bu nedenle fosfor içeren atıksuların, alıcı su ortamlarına kontrolsüz deşarj edilmesi,fotosentetik sucul, mikro <strong>ve</strong> makro organizmaların istenmeyen miktarlarda gelişmelerine yolaçarak ötrofikasyona neden olmaktadır Bu olay sonucunda sucul ortamdaki doğal ekosistemyapısı bozulmaktadır (Bhargava and Sheldarkar, 1993).Fosfat, canlıların gelişimi için önemli bir element olmasının yanı sıra endüstride de pek çoktüketim malının üretilmesinde kullanılan bir katkı maddesidir. Fosfatın temel kaynağı fosforiçeren kayaçlardır. Evsel atıksulardaki fosforun % 50-70’i deterjanlardan, geri kalan % 30-50’si diğer insan aktivitelerinden kaynaklanmaktadır (Samsunlu, 1987).Su ortamlarında, fosfat ile birlikte azot da birinci üretimi sınırlayan parametrelerden biridir.Azot su ortamında çeşitli bileşimlerde bulunabilmektedir. Azotun yüzey suları ile atık sulardarastlanılan en yaygın formları organik azot, amonyak azotu, nitrit <strong>ve</strong> nitrat azotu olaraksıralanabilir. Azotlu bileşiklerin sucul ortama geçmeleri değişik yollarla olmakla birlikte,genel olarak evsel <strong>ve</strong> endüstriyel atıksuların arıtılmadan alıcı ortamlara <strong>ve</strong>rilmesi,kanalizasyon sistemindeki sızmalar <strong>ve</strong> dünya nüfusunu beslemek için daha fazla besineihtiyaç duyulması sonucu kısıtlı olan tarım arazilerindeki aşırı gübreleme neticesindegerçekleşmektedir (Karagözoğlu vd., 1998).2. METOD VE YÖNTEMStandart metotlar komitesi (SMC), su ortamlarındaki besin tuzlarının miktarlarınınbelirlenmesi için kullanılan gü<strong>ve</strong>nilir analiz yöntemlerini tanımlamaktadır. Bu çalışmadakullanılan analiz metotları, SMC tarafından tanımlanan yöntemler temel alınarakuygulanmıştır. Su ortamlarında bulunan inorganik fosfat miktarının belirlenmesi için SMC,farklı analiz metotları tanımlanmıştır, bunlar; <strong>van</strong>adomolybdophosphoric asit kolorimetrikmetodu, kalay klorür metodu <strong>ve</strong> askorbik asit metotlarıdır (SM 4500 – P, 2000). Nitritmiktarının belirlenmesi için SMC’nin önerdiği metotlar; iyon kromatografik metot (SM4110), akış enjeksiyon analiz metodu (SM 4130), 4500 - NO2- Nitrojen (Nitrit) metotlarıdır.3. GELİŞTİRİLEN CİHAZGeliştirilen otomatik analiz sistemi, ucuz maliyetli spektrofotometrelerin üretimine olanaksağlamaktadır. Bu spektrofotometrelerde ışık kaynağı <strong>ve</strong> ışık sensörü olarak, piyasada yaygınolarak bulunabilen, ucuz LED <strong>ve</strong> fotodiyotlar kullanılmaktadır. Geliştirilen otomatik analizsisteminde sıvı akışlarının kontrolü selenoid valfler ile, sıvı seviyeleri ise iletken elektrotteller kullanılarak kontrol edilmektedir. Sistem kontrolü ise tasarlanan elektronik devre ile137


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.sağlanmıştır. Elektronik kontrol devresinin mikrodenetleyicisi, Microchip firması tarafındanüretilen PIC (Pripheral Interpace Controller) ailesinden, 16F877 ‘dir. Bu denetleyici 10-Bitişlem kapasitesine sahiptir.3.1. Kullanılan MalzemelerGeliştirilen otomatik analiz sistemi yapısal olarak 3 ana bileşenden oluşmaktadır. Bunlar; Filtrelenmiş örnek <strong>ve</strong> çözelti kapları, Miktar kontrollü çözelti alım kabı <strong>ve</strong> seviye sensörlü atık kabı, Spektrofotometrik analiz <strong>ve</strong> reaksiyon hücresidir.Yapısal olarak sistem bileşenlerinin şematik gösterimi Şekil 1.’de gösterilmiştir.Sistem içerisinde elektrot görevi gören nikel teller bulunmaktadır. Bu teller seviye sensörlütaşma kabının içerisinde yer almakta <strong>ve</strong> yeteri miktarda sıvı kabın içerisine dolduğunda, sıvıbu teller ile temas ederek, tellerin sensör işlevi görmesini sağlamaktadır. Geliştirilen otomatikanaliz sistemi içerisinde sıvı akışlarının kontrolü, selenoid valfler (SV) kullanılarakyapılmaktadır.Şekil 1. Sistem bileşenlerinin genel şematik görünümü.138


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.3.2 Çözelti KaplarıNitrit <strong>ve</strong> inorganik fosfat analizleri için kullanılan reaktif çözeltiler, sistem içerisinde çözeltikapları olarak tanımlanan birimde muhafaza edilmektedir. Sekil 1’de bunulan şematikgösterimde bu kaplar; R1, R2, R3 <strong>ve</strong> R4 olarak gösterilmiştir. Her kabın altında birer adetselonoid valf bulunmaktadır. Nitrit analizlerini sağlayan karışık reaktif çözelti R1 kabında,inorganik fosfat analizlerinde kullanılan askorbik asit çözeltisi R2’de, karışık reaktif çözeltisiise R3’de muhafaza edilmektedir. R4 kabı ise sistemin otomatik izleme sistemi olarakkullanılması durumunda gerekli olabilecek asitlendirme işlemini sağlayabilecek asitibulundurmaktadır. Kapların altında bulunan valflerin açılması ile olan akışların tamamı,“miktar kontrollü çözelti alım kabına” olmaktadır. Bu kap, Şekil 1’de “C” olarak ifadeedilmiştir. R1, R2, R3 <strong>ve</strong> R4 ile C kabı arasındaki bağlantılar, cam borular aracılığı ilesağlanmaktadır. Kaplarda bulunan kimyasalların bitmesi <strong>ve</strong>ya yenilenmesinin gerekli olduğudurumlarda, kapların altlarında bulunan valflerle bağlantılarını sağlayan hortumlar çıkarılarakkaplar serbest bırakılarak çözeltiler yenilenebilir.3.3. Miktar Kontrollü Örnek <strong>ve</strong> Çözelti Alım Kabı İle Seviye Sensörlü Atık KabıGeliştirilen otomatik analiz sisteminin basit <strong>ve</strong> ucuz olarak gerçekleştirilmesini sağlayan enönemli konu gerek örnek alımını gerekse kullanılan reaktif çözeltilerin her defasında aynımiktarda alınmasını sağlamak amacıyla kullanılan <strong>ve</strong> Onacak (2007) tarafından geliştirilensabit yüzey sıvı örnekleme sistemidir. Bu sistemde örneklenecek sıvı kaptan daha yüksek birseviyeye konularak sıvı akısı yerçekimiyle sağlanmakta dolayısıyla pompa kullanımı ortadankalkmaktadır. Sıvı deposu altındaki valf açılarak sıvı akısı başlatılmakta istenilen seviyeyegeldiğinde ise boşalım atık kabına doğru gerçekleşmektedir. Atık kabına olan boşalım sıvısensörü ile belirlendiğinde ise akım, valf kapatılarak durdurulmaktadır. Kab içindeki sıvıseviyesinin durağan hale gelmesi için kısa bir süre beklenildikten sonra kap altındaki valfaçılarak sıvı örneklemesi her seferinde aynı miktarda gerçekleştirilmektedir.3. 4. Spektrofotometrik Analiz <strong>ve</strong> Reaksiyon HücresiGeliştirilen otomatik analiz sisteminde nitrit <strong>ve</strong> inorganik fosfat ölçümlerininspektrofotometrik olarak yapılabilmesi için gerekli olan spektrofotometre de, bu çalışmadahilinde tasarlanmıştır. Bu spektrofotometrede iki adet ışık kaynağı (LED) <strong>ve</strong> iki adet ışıkalgılayıcı sensör (fotodiyot) kullanılmıştır.4. SONUÇBu çalışma sonucunda, su ortamlarında çözünmüş olarak bulunan besin tuzlarından; nitrit <strong>ve</strong>inorganik fosfat analizlerini tamamen otomatik olarak yapabilen, ucuz maliyetli bir otomatikanaliz sistemi geliştirilmiştir.Geliştirilen otomatik analiz sistemi sahip olduğu, spektrofotometre hücresi sayesinde düşükkonsantrasyonlarda, nitrit <strong>ve</strong> inorganik fosfat içeren sularda hassas analizler yapabilecektir.-Sistemin analizlerini yapabileceği inorganik fosfat konsantrasyon aralığı, 0,005 – 0,2 mg PO 43/L ‘dir. Nitrit için ise bu aralık 0,007 - 0,2 mg NO2 - /L’ dir. Geliştirilen sistem, on-lineizleme sistemi olarak da kullanılabilecek şekilde tasarlanmış <strong>ve</strong> üretilmiştir.139


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Piyasada çözünmüş besin tuzlarının otomatik analizini yapabilen, çeşitli sistemler mevcuttur.Geliştirilen otomatik analiz sistemi ile benzerlik gösteren sistemlerin fiyatı 15.000 USDcivarındadır (EPA, 2005). Geliştirilen sistem, maliyet olarak benzeri sistemlerlekarşılaştırıldığında çok daha ucuza mal edildiği sonucu ortaya çıkmaktadır.Otomatik analiz sistemleri, gelişmiş ülkeler tarafından yapılan çevresel araştırmalarda yaygınolarak kullanılmaktadır. Geliştirilen sistemde temel alınan teknolojinin; üretim maliyetidüşüktür <strong>ve</strong> üretimde kullanılan malzemelere Ülkemiz genelinde kolay ulaşılabilmektedir. Bunedenlerden ötürü yapılan bu çalışmanın en önemli sonucunun; ileride Ülkemizde yapılacakçalışmalarda yol gösterici olabilme ihtimalinin bulunmasıdır.KAYNAKLARBhargava, D.S., Sheldarkar, S.B., 1993, Use Of TNSAC in phosphate adsorption studies andrelationship, literature, experimental methodology, justification and effects of processvariables, Water Research, 27, 2, 303-312.EPA, 2005, Technologies and Techniques for Early Warning Systems to Monitor andEvaluate Drinking Water Quality: A State-of-the-Art Review, U.S. EnvironmentalProtection Agency, Office of Water, Office of Science and 96 Technology, Health andEcological Criteria Division,http://www.mosselmonitor.nl/downloads/reportEWS120105.pdfKaragözoglu, B., Altın, A., Altın, S., 1998, Sularda bulunan nitratın kaynakları, insansaglıgına etkileri <strong>ve</strong> arıtma yöntemleri, I. Atıksu Sempozyumu, Bildiri Kitabı, Kayseri,s.50-56Liman, B.C., 1998, Atık Sulardan Kaynaklanan Çevre Sorunları, 1. Atıksu Sempozyumu,Bildiri Kitabı, 1-4, Kayseri.Onacak, T., Sıvı örnekleme sitemi, Türk Patent Enstitüsü (Başvuru hazırlık aşamasında),2007Samsunlu, A., 1987, Kullanılmıs Suların Arıtılması, Dokuz Eylül Üni. Müh. Mimarlık Fak.Yayınları, Mm/ÇEV 106, İzmir.Sengül F., Müezzinoglu A., Kasım 1997, Çevre Kimyası, Dokuz Eylül Üni<strong>ve</strong>rsitesiMühendislik Fakültesi Yayınları No:228, İzmirTuğrul, S., Dumlu, D., Baştürk, Ö., İlhan, R., Balkaş, T., 1984, Van Gölü ÖzümlemeKapasitesinin Saptanması <strong>ve</strong> Evsel Nitelikli Atıksu Arıtımı <strong>ve</strong> Deşarjı Optimizasyonu,Sonuç Raporu, TÜBİTAK, Marmara Bilimsel <strong>ve</strong> Endüstriyel Araştırma Enstitüsü,Kimya Araştırma Bölümü, Yayın No: 145, Gebze, Kocaeli.SM 4500-NO 2 - , 2000, Nitrogen (Nitrite), Appro<strong>ve</strong>d by Standard Methods Commitee, StandartMethods fot the Examination of Water and Wastewater.SM 4500-P E, 2000, Ascorbic Acid Method, Appro<strong>ve</strong>d by Standard Methods Commitee,Standart Methods fot the Examination of Water and Wastewater.140


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.KAYNAK ÇEKİLME ANALİZİ İLE KARST AKİFERLERİNDE AKIMÖZELLİKLERİNİN TANIMLANMASI: ŞAMRAN KAYNAĞI(GÜRPINAR-VAN) ÖRNEĞİIdentification of Flow Properties at Karst Aquifers by Spring Recession Analysis: A CaseStudy at Şamran Spring (Gürpinar-Van)Harun AYDIN 1 , Erkan DİŞLİ 2 , Nevin AKSOY 3 , Mehmet EKMEKÇİ 4 ,Le<strong>ve</strong>nt TEZCAN 4 , M. Pelin YALÇIN 31 Yüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Müh. - Mim. Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, 65080, Van2 Yüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Müh. - Mim. Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, 65080, Van3 DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Jeoteknik <strong>ve</strong> Yeraltısuları Şube Müdürlüğü, 65040, Van4 Hacettepe Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Uluslararası Karst Su Kaynakları Uygulama <strong>ve</strong> Araştırma Merkezi(UKAM), 06800, Beytepe, ANKARAÖZ: İleri derecede anizotrop <strong>ve</strong> heterojen bir yapıya sahip olan karst akiferlerinde taneliakiferlere oranla; beslenme, depolama, dolaşım <strong>ve</strong> boşalım bileşenlerinden oluşanhidrodinamik yapı hakkında, klasik hidrojeolojik yöntemler ile sınırlı bilgi sağlamaktadır.Karst akiferlerinde allojenik (yerel – yaygın) <strong>ve</strong> otojenik (yerel – yaygın) beslenme, doygun<strong>ve</strong> vadoz zonda depolama ile yerel <strong>ve</strong> yaygın dolaşım uç bileşenleri arasında değişenhidrodinamik özelliklerin doğrudan gözlenmesi teknik <strong>ve</strong> mali boyutu ile henüz olanaklıdeğildir. Bununla birlikte kara-kutu yaklaşımı ile tanımlanan karst akiferlerinin hidrodinamikdavranışı, bu akiferlerde meydana gelen değişimin gözlenebileceği kaynak boşalımlarından <strong>ve</strong>kimyasal özelliklerinden itibaren oluşturulan hidrograf <strong>ve</strong> kemograflar ilebelirlenebilmektedir. Hidrograf <strong>ve</strong> kemografların şekli genellikle birbirlerine benzemeklebirlikte bir kaynaktan bir diğerine farklılık göstermektedir. Bu farklılık iletimlilik katsayısı,depolama katsayısı <strong>ve</strong> hidrolik gradyan gibi karst akiferinin hidrodinamik özelliklerinin yanısıra beslenme rejimi, akiferin geometrisi <strong>ve</strong> beslenme alanının jeomorfolojik yapısı tarafındankontrol edilmektedir.Bu çalışmada, Van Gölü Kapalı Havzası’nın GD’da yer alan Şamran kaynağı karst akiferininakım özelliklerinin Kaynak Çekilme Analizi ile tanımlanması araştırılmıştır. Paleozoyik-Mesozoyik yaşlı Bitlis Masifi’ne ait mermerleden boşalan Şamran kaynağı, bölgede yer alanönemli yerleşim birimlerinin (Van, Edremit, Gürpınar, Çiçekli) içme <strong>ve</strong> kullanım suyuihtiyacını sağlamaktadır. Kaynak Çekilme Analizi’ne tem oluşturan <strong>ve</strong>ri serisi, Şubat 2007 –Temmuz 2008 tarihleri arasında Yukarıkaymaz köyü köprüsünde aylık aralıkta ölçülenenakım değerlerinden <strong>ve</strong> Şamran kaynağı kaptaj alanına kurulan eşelden haftalık aralıkta ölçülenseviye değerlerinden elde edilen anahtar eğriden sağlanmıştır. Buna ek olarak, yerleşimbirimlerine sağlanan su ihtiyacıda kaptaj alanında ölçülmüştür.Çalışma dönemi süresince Şamran Kaynağı’nın, ortalama, en düşük <strong>ve</strong> en yüksek boşalımdeğerleri sırası ile 4.697, 3.599 <strong>ve</strong> 6.455 m 3 /s olarak hesaplanmıştır. Şamran kaynağı kaptajalanından yerleşim birimlerine, ortalama 1.975 m 3 /s su alındığı belirlenmiştir. KaynakÇekilme Analizi, belirli bir t zamanında kaynaktan boşalan su miktarını dikkate alan MailletEşitliği ile yapılmıştır. Şamran kaynağının çekilme döneminin, Temmuz 2007 – Mart 2008tarihleri arasında kalan yaklaşık 242 gün süresince gerçekleştiği gözlenmiştir. KaynakÇekilme Analizi sonucunda, kaynak boşalımının 0.00214 gün -1 kaynak azalma katsayısı iletemsil edildiği belirlenmiştir. Bu değer, depolamada bulunan her 1.0×10 6 m 3 sudan günde2,140 m 3 su boşlaldığını ifade etmektedir. Şamran kaynağı karst akiferinin; kaynak141


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.gerisindeki aktif depolama hacmi 242.61×10 6 m 3 olarak hesaplanmıştır. Ayrıca, çekilmedönemi süresince (242 gün) boşalan su miktarı <strong>ve</strong> çekilme dönemi sonunda akiferde kalan sumiktarı sırasıyla 98.07×10 6 m 3 <strong>ve</strong> 144.54×10 6 m 3 olarak hesaplanmıştır. Yapılanhesaplamalar, çekilme dönemi boyunca karst akiferi toplam hacminin yaklaşık % 40’nınŞamran kaynağı ile boşaldığını göstermektedir. Azalma katsayısı, karst akiferindeyeraltısuyunun; kırık – çatlak sistemleri boyunca hareket ettiğini, hidrolik iletkenlik <strong>ve</strong>iletimlilik katsayılarının düşük <strong>ve</strong> depolama katsayısının yüksek olduğu ortamları işaretetmektedir. Şamran kaynağı akım hidrografı <strong>ve</strong> yapılan hesaplamalar, karst akiferindebeslenme <strong>ve</strong> boşlalımın homojen olduğunu göstermektedir.Anahtar Sözcükler: hidrojeoloji, karst, kaynak çekilme analizi, Şamran kaynağı.Katkı Belirtme: Bu çalışma, Türkiye Bilimsel <strong>ve</strong> Teknolojik Araştırmalar Kurumu(TÜBİTAK-ÇAYDAG) tarafından desteklenmektedir, Proje No: 106Y040.ABSTRACT: Con<strong>ve</strong>ntional methods applied to explicate the hydrodynamic structure in termsof recharge, storage; flow and discharge are not an efficient in highly heterogeneous andanisotropic karstic aquifers as they are in granular aquifers. In karst aquifers recharge mayoccur as allogenic or autogenic in forms such as point or dispersed, storage is a propertyalso of the vadose zone as well as phreatic zone, flow may ha<strong>ve</strong> a character of concentratedor diffuse or a combination of these end-members, which makes direct determination ofphysical parameters related to these properties almost impossible. Therefore, the black-boxapproach in karst aquifer provides a tool to understand the hydrodynamic behavior of theaquifer based upon the hydrograph and chemograph characteristics of the springs thatdischarge from the aquifer of interest. The shape of these time-series are similar in general,howe<strong>ve</strong>r they exhibits some differences reflecting the differences in some hydrogeologicalparameters of the media such as hydraulic conductivity, storativity, hydraulic gradient,recharge, geometric dimension and geomorphologic setting of the recharge area.In this study, flow properties of karst aquifer of Şamran spring which located SE part of LakeVan Closed Basin was in<strong>ve</strong>stigated based on spring recession analysis. Şamran spring isdischarging from marble that consist of Paleozoic-Mesozoic age Bitlis Massif. Domesticwater for the city off Van and some important townships (Edremit, Gürpınar, Çiçekli) issupplied from this spring in the region. The data series for spring recession analysis wasobtained from discharge measurements that measured at Yukarıkaymaz village on monthlybasis and the Şamran spring on weekly basis between February 2007 and July 2008. Inaddition this, the amount of domestic water was also measured at the Şamran spring.During the study period; mean, minimum and maximum discharges of Şamran spring werecalculated as 4.697, 3.599 and 6.455 m 3 /s, respecti<strong>ve</strong>ly. Approximately 1.975 m 3 /s of waterha<strong>ve</strong> been taken from Şamran spring for domestic use. The spring recession analysis wasdone by the Maillet Equation that takes into account spring discharge that occurs adetermined t time. The recession period of Şamran spring was obser<strong>ve</strong>d approximately 242day between July 2007 and March 2008. The spring recession coefficient was calculated as0.00214 day -1 from result of spring recession analysis that represents the spring discharge.This value indicates that approximately 2,140 m 3 of water is discharge from each 1.0×10 6 m 3of water on the storage at daily. The total volume of water at karst aquifer of Şamran springwas calculated as 242.61×10 6 m 3 . Also the volume of discharging water during the recessionperiod (242 day) and remaining water after recession period at karst aquifer were calculatedas 98.07×10 6 m 3 and 144.54×10 6 m 3 , respecti<strong>ve</strong>ly. The calculation shows that during the142


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.recession period approximately 40 % percent of water discharged from karst aquifer storageby the Şamran spring. The recession coefficient indicates that ground water flow fracturedsystem in karst aquifer that has low coefficients of hydraulic conductivity and transmissibilityand high coefficient of storage. The hydrograph and calculations belong to Şamran springshows that recharge and discharge are homogeneous at karst aquifer.Keyword: hydrogeology, karst, spring recession analysis, Şamran spring.Acknowledgements: This study is funding by the Scientific and Technological ResearchCouncil of Turkey (TÜBİTAK-ÇAYDAG), Project No: 106Y040.143


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN GÖLÜ KIYI KİRLİLİĞİNİN GÖSTERGE TÜRLERLE TAYİNİBiodi<strong>ve</strong>rsity indicator of the Coastal Pollution of Van LakeM. S. ÖZGÖKÇE 1 , İ. KARACA 2 , R. ATLIHAN 1 , İ. KASAP 3 , F. ÖZGÖKÇE 4 ,Ş. YILDIZ 5 , E. POLAT 11 Yüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümü, Van2 Süleyman Demirel Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümü, Isparta3 Çanakkale Onsekiz Mart Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümü, Çanakkale4 Yüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Fen EdebiyatFakültesi, Biyoloji Bölümü, Van5 Celal Bayar Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Fen EdebiyatFakültesi, Biyoloji Bölümü, ManisaÖZ: Bu çalışmada Van gölü kıyı şeridinde 2004-2006 yıllarında yapılan örneklemelerdesaptanan sucul türlerin su kirliliğinin tayininde kullanım olanakları araştırılmıştır. Çalışmaalanı olarak Van Gölü kıyı şeridinde akarsu giriş noktaları, yerleşim alanları <strong>ve</strong> doğal alanlarolmak üzere üç farklı karakterde toplam 20 örnekleme istasyonu seçilmiştir. Aylıkperiyotlarla yapılan örneklemelerde bu noktalardan alınan su örneklerinin Klor (Cl - ),Karbonat (CO 3 -2 ), Bikarbonat (HCO - 3), Mağnezyum (Mg +2 ), Kalsiyum (Ca +2 ), Bakır (Cu +2 ),Çinko (Zn +2 ), Demir (Fe), Mangan (Mn), Kadminyum (Cd), Kurşun (Pb) <strong>ve</strong> pH değerlerisaptanmıştır. Bunların yanı sıra aynı noktalardan aynı aralıklarla sucul böcek türleri ilezooplanktonlar da yoğunluklarına göre düzenli olarak sayılmış <strong>ve</strong> sonuçlar Canoco (<strong>ve</strong>r.4.5.1), PC-Ord (<strong>ve</strong>r. 4.14), E<strong>ve</strong>nDiv (<strong>ve</strong>r. 1.1.) <strong>ve</strong> MVSP (<strong>ve</strong>r. 3.11) paket programlarıkullanılarak değerlendirilmiştir.Çalışma sonunda sucul alanlarda 14’ü Rotifera, 4’ü Copepoda, 2’si Branchipoda <strong>ve</strong> 3’üHexapoda sınıflarına ait olmak üzere toplam 23 tür bulunmuştur. Notholca squamula,Keratella quadrata, Colurella colurus, Lecane ohiensis, Lecane grandis <strong>ve</strong> Lecane lamellatatürleri Van gölü kıyı şeridinde ilk defa saptanmıştır. Su kirliliğinin göstergesi olan türlerebütün örnekleme istasyonlarında rastlanmış, ancak yoğunluklarının istasyonlara <strong>ve</strong> örneklemearalıklarına bağlı olarak değiştiği görülmüştür.Bu çalışmada sucul alanda saptanan böcek türleri, örneklemeler kıyı şeridine yakın 0,5-1,5 m.derinliklerle sınırlandırıldığı için az sayıda olmuş <strong>ve</strong> tüm kıyı şeridinde yaygın olarakNotonecta marmorea <strong>ve</strong> Cryptotendipes holsatus türleri saptanırken Halocladius fucicolatürünün sadece 8 istasyonda bulunduğu görülmüştür.Çalışmada saptanan sivrisinek larvalarının ise su kalitesinin belirlenmesinde gösterge türleroldukları bilinmektedir. Bu çalışmada da 2006 yılında tüm sucul organizmalarlakarşılaştırıldığında sadece bu iki türün Gevaş’ta gösterge türler oldukları gösterge değerlerininönem kontrolüyle anlaşılmıştır (P


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Sucul türlerle habitatlar arası ilişkiler ile türlerle su içi çevresel faktörler (pH, Cl, Mg, HCO3,CO3, Mn, Cu, Zn <strong>ve</strong> Fe) <strong>ve</strong> habitatlar arası ilişkiler birlikte incelendiğinde, PCA yöntemindefarklı karakterlerde habitatların gruplar oluşturduğu <strong>ve</strong> bu grupların çoğunlukla yıllara göreistikrarsız olduğu görülürken RDA yönteminde daha istikrarlı gruplaşmalar dikkatçekmektedir.Sonuç olarak belli noktalarda daha yoğun olmakla birlikte gölün tüm istasyonlarında kirlisulara adapte olmuş sucul organizmalara rastlanmıştır. Sucul alanda gölün baskın türlerinioluşturan <strong>ve</strong> her istasyonda hemen her ay rastlanan H. mira <strong>ve</strong> B. pilicatilis’in tuzlu iç sularınkozmopolit formları oldukları, kirlilik <strong>ve</strong> ötrofikasyon göstergesi olarak kabul edildikleribirçok araştırıcı tarafından da <strong>bildiri</strong>lmektedir.Anahtar Kelimeler: Van Gölü, biyolojik çeşitlilik, gösterge türler, su kirliliği, zooplankton,notonectidae, chironomidae.ABSTRACT: In this study it was in<strong>ve</strong>stigated indicator values of benthic organisms wherewere found in coastal plain of Van Lake between 2004 and 2006 years. 20 sampling areaswere determined at three different characteristic areas as streams enter points, settlementareas and natural areas in coastal band of Van Lake. Clor (Cl - ), Carbonate (CO 3 -2 ),Bicarbonate (HCO - 3), Magnesium (Mg +2 ), Calcium (Ca +2 ), Copper (Cu +2 ), Zinc (Zn +2 ), Iron(Fe), Manganese (Mn), Cadmium (Cd), Bullet (Pb) and pH values were determined of themonthly period sampled water samples. Zooplanktons and benthic insects were sampled andcounted regulary and then results were evaluated by Canoco (<strong>ve</strong>r. 4.5.1), PC-Ord (<strong>ve</strong>r. 4.14),E<strong>ve</strong>nDiv (<strong>ve</strong>r. 1.1.) and MVSP (<strong>ve</strong>r. 3.11) softwares.In the study 23 species were found according to Rotifera (14 species), Copepoda (4 species)Branchipoda (2 species) and Hexapoda (3 species). Notholca squamula, Keratella quadrata,Colurella colurus, Lecane ohiensis, Lecane grandis and Lecane lamellata species were firstrecord in Van Lake. Indicator insects of the water pollutions were found in all samplingpoints but their densities were determined as changable to sampling points and samplingintervals.In this study it was found few insect species because of the sampling areas distrincted with0.5-1.5 m. coastal band so Halocladius fucicola was found in 8 sampling points whileNotonecta marmorea and Cryptotendipes holsatus were found in all sampling points.Mosquito’s larvae that were found in this study are known as indicator insects in determiningof water quality. So these two species were found as indicator insects for Gevaş samplingpoint according to all other benthic organisms in 2006 (P


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.these groups were unstable according to PCA method but were suitable according to RDAmethod.In conclusion benthic species that were adapted to polluted waters were found in all samplingpoints as more density in certain points. It was decelerated by many researchers thatdominant species that were found in e<strong>ve</strong>ry sampling points and in almost all samplingintervals, H. mira and B. pilicatilis, were cosmopolite species of salty inner waters andpollution and eutrofikation indicator.Keywords: Van Lake, biodi<strong>ve</strong>rsity, indicator species, water pollution, zooplankton,notonectidae, chironomidae.146


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.ISLAK ÇÖKELMENİN BÜYÜK SU KÜTLELERİ ÜZERİNE OLANETKİSİ VE BİR ISLAK ÇÖKELME ÖRNEKLEYİCİSİNİNGELİŞTİRİLMESİThe Influence of Wet Deposition to Great Water Reservoirs and Modification of a WetDeposition SamplerSıddık S. CİNDORUK, Aşkın BİRGÜL, Yücel TAŞDEMİRUludağ Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, 16059,Görükle, BursaÖZ: Yarı uçucu organik bileşikler (YUOB’ler) atmosferde uzun süreler kalabilen insankaynaklı kirleticilerdir. Poliaromatik hidrokarbonlar (PAH’lar), çok klorlu bifeniller(PCB’ler), organaklorlu pestisitler (OCP’ler) YUOB’lerden olup bazı türleri kanserojenözelliğe sahiptirler. Bu bileşikler atmosferde gaz <strong>ve</strong> partikül fazda bulunarak uzun mesafeleretaşınabilir kuru <strong>ve</strong>ya ıslak çökelme ile temiz yüzeylere çökelebilirler. Yağışlar sırasındaatmosferde bulunan bu kirleticilerin yağış içine absorbe olarak onlarla birlikte çökelmeleribüyük su kütleleri için önemli bir kirletici kaynak teşkil eder. Bu çalışmada, ıslak çökelmemiktarının tespitine yönelik kullanılan yöntemler araştırılmış, a<strong>van</strong>taj <strong>ve</strong> deza<strong>van</strong>tajlarındanbahsedilmiştir. Ayrıca, grubumuz tarafından modifiye edilmiş <strong>ve</strong> özelikle PAH, PCB <strong>ve</strong>OCP’lerin ıslak çökelmelerinin tespitinde kullanılacak örnekleyiciden bahsedilmiştir. Buörnekleyici ile partikül <strong>ve</strong> gaz formundaki YUOB’lerin ayrı ayrı tespit edilmesi mümkünolacağı belirtilerek kalite kontrol <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nilirlik bakımlarından diğer örnekleyicilerle olanfarklılıkları izah edilmiştir.Anahtar Kelimeler: Islak çökelme, PAH, PCB, pestisit, yarı uçucu organikler, örneklemeABSTRACT: Semivolatile organic compounds (SOCs) are anthropogenic compoundspersisting in the atmosphere for long times. Polyaromatic hydrocarbons (PAHs),polychlorinated biphenyls (PCBs) and organochlorine pesticides (OCPs) are of SOCs whosesome compounds are carcinogenic. The compounds exist in particle and gas phases in theatmosphere and they can deposit onto clean surfaces by dry and wet processes. Thedeposition of these compounds by absorption during rainfall can be an important pollutionsource for great water bodies. In this study, the methods for determination of wet depositionle<strong>ve</strong>l are in<strong>ve</strong>stigated and ad<strong>van</strong>tages and disad<strong>van</strong>tages are mentioned. Howe<strong>ve</strong>r, the wetdeposition sampler modified especially for PAHs, PCBs and OCPs by our group issummarized. It is reported that the gas and particle phases of SOCs can be determinedseparately with our sampler and some distinctions are explained in respect of quality controland assurance.Key Words: Wet deposition, PAH, PCB, pesticide, semivolatile organics, sampling1. GİRİŞAtmosfere karışan insan kökenli kirleticiler atmosferde değişik mekanizmalara (Fotokimyasalreaksiyonlar, sorpsiyon prosesleri) maruz kalırlar. Poliaromatik hidrokarbonlar (PAH’lar),çok klorlu bifeniller (PCB’ler), organaklorlu pestisitler (OCP’ler) yarı uçucu organikbileşikler (YUOB’ler) olup atmosferde kalıcı, canlılarda biyoakümülatif <strong>ve</strong> hastalık yapıcıözelliklere sahiptirler (Lee vd., 1996; Park vd., 2002). Bu kirleticiler atmosferde hem gaz hem147


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.de partiküllere yapışık halde bulundukları için uzak mesafelere taşınabilir <strong>ve</strong> temiz sukaynaklarına çökelerek kirlenmelerine sebep olurlar (Baker <strong>ve</strong> Eisenreich 1990, Naumovavd., 2003). YUOB’lerin gaz <strong>ve</strong> partikül fazdaki dağılımları, kimyasal karakteristikleri <strong>ve</strong>meteorolojik faktörler bu bileşiklerin atmosferde taşınım, davranış, kalış süresi <strong>ve</strong> çökelmesüreçlerini doğrudan etkiler (Falconer <strong>ve</strong> Harner 2000, Kömp <strong>ve</strong> McLachlan 2000).Kirleticilerin atmosferden yeryüzüne inmeleri ıslak <strong>ve</strong> kuru çökelme ile meydana gelir.Atmosferik çökelme endüstrilerden uzak temiz bölgelerde bulunan temiz su kaynaklarınınkirlenmesine yol açan önemli kaynaklardan biridir (Baker <strong>ve</strong> Eisenreich 1990, Cindoruk <strong>ve</strong>Taşdemir 2007). Büyük molekül ağırlığına sahip bileşikler <strong>ve</strong>ya partiküllere tutunmuşbileşikler kuru çökelme ile atmosferden kolayca giderilirken, düşük molekül ağırlıklıbileşikler <strong>ve</strong>ya gaz fazdaki bileşikler ancak ıslak çökelme (yağmur, kar, sis) ile yeryüzüneinerler (Gaga, 2004). Ayrıca YUOB’ler su yüzeylerine temas ederek absorpsiyona uğrar <strong>ve</strong> suortamına geçerler (Taşdemir vd. 2005, Jurado vd. 2004, Park vd. 2001, Franz vd. 1998).YUOB’lerin çökelme miktarları maddenin fiziksel <strong>ve</strong> kimyasal özelliklerine, meteorolojikfaktörlere <strong>ve</strong> temas edilen yüzeyin özelliklerine bağlı olarak değişim göstermektedir(Finlayson-Pitts <strong>ve</strong> Pitts 1986).Gelişen endüstrileşme faaliyetleri <strong>ve</strong> kentleşme ile beraber su ihtiyacı da artmış, temiz sukaynakları büyük oranda azalmıştır. Ayrıca kentlerin <strong>ve</strong> sanayi bölgelerinin artmasıyla temizsu kaynakları kirletici kaynaklara daha da yaklaşmıştır. Yanma kökenli hava kirleticilere ekolarak uzak mesafelerden atmosferik taşınma ile gelen YUOB’lerin de su kaynaklarınaçökelmesi ile birlikte büyük su kütlelerinin önemli ölçüde kirlendiği düşünülmektedir. Bilimcamiası tarafından son yıllarda bu kirleticilerin atmosferik çökelmeleri konusu yakındanizlenmekte <strong>ve</strong> makaleler halinde sunulmaktadır. Amerika’da yapılan bir araştırmada BüyükGöller’e (Great Lakes) giren toplam PCB miktarının %50’den fazlasının atmosferik taşınmaile gerçekleştiği belirtilmiştir (Taşdemir vd. 2005, Jeremiason vd. 1994, Achman vd. 1993).Bu çalışmada, ıslak çökelme ile su kütlelerine <strong>ve</strong>ya toprağa çökelen YUOB miktarını tespitetmeye yönelik yöntemler araştırılmıştır. Kullanılan mevcut yöntemlerin kullanım alanları,a<strong>van</strong>taj <strong>ve</strong> deza<strong>van</strong>tajları zikredilerek projemiz kapsamında PAH, PCB <strong>ve</strong> OCP’lerin ıslakçökelme örneklerinin toplanmasında kullanmayı hedeflediğimiz bir ıslak çökelmeörnekleyicisinin geliştirilmesi konusunu irdelenmiştir.2. ISLAK ÇÖKELMEIslak çökelme kirleticilerin yağış sırasında kar <strong>ve</strong>ya yağmur tarafından absorbsiyonu <strong>ve</strong>yüzeye çöken sis <strong>ve</strong>ya çiğ bulutları aracılığıyla meydana gelen kütle transferini içine alankombine bir prosestir (Taşdemir 1997). Islak çökelme mekanizması partikül <strong>ve</strong> gaz kirleticileriçin farklılık gösterir. Reaktif özelliği bulunmayan gaz bileşikler yağmur içine Henryyasasının denge teorisi gereğince absorbe olurlar, ancak partikül kirleticilerin giderimmekanizması partikülün fiziksel <strong>ve</strong> kimyasal özelliğinin yanında meteorolojik şartlara dabağlılığından dolayı daha karmaşıktır (Gaga 2004).Atmosferik YUOB’lerin yağmur ile yıkanarak karasal <strong>ve</strong> sucul sistemlere ulaşması atmosferikgiderim mekanizması açısından oldukça önemlidir (Simcik vd., 1997). Yarı uçucu organikbileşiklerin yıkanması gaz faz yıkanma oranı <strong>ve</strong> partikül faz yıkanma oranının bir fonksiyonuolan toplam yıkanma oranı ile aşağıdaki gibi tanımlanabilir:148


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.WTCY=CH= WPφ+ WG( 1−φ)Burada;W T : Toplam yıkanmaC Y : YUOB’lerin yağmur içerisindeki konsantrasyonu,C H : YUOB’lerin havadaki konsantrasyonu,φ : YUOB’lerin partiküller ile olan birleşme fraksiyonu,W P : Partikül faz yıkanması,: Gaz faz yıkanmasıW G(1)CWP=CY , PH , P(2)Burada;C Y,P : YUOB’lerin yağmurdaki partikül haldeki konsantrasyonu,C H,P : YUOB’lerin bileşiklerin hava içersisindeki partikül haldeki konsantrasyonu,CY , ÇWG=(3)CH, GBurada;C Y,Ç : YUOB’lerin yağmur içindeki çözünmüş faz konsantrasyonu partikül konsantrasyonu,: YUOB’lerin hava içersisindeki gaz faz konsantrasyonudur.C H,GYağmur ile partikül madde yıkanması yağmur damlasının büyüklüğünden çok partikülmaddenin büyüklüğünün bir fonksiyonudur (Mircea vd., 2000). Partikül madde <strong>ve</strong> partikül fazyarı uçucu madde yıkanmasında gözle görülür farklılıklar bulunmaktadır. Bidleman (1988),yaptığı çalışmalar sonucunda yarı uçucu organik maddelerin partikül faz yıkanma oranlarının2x10 3 ila 1x10 6 arasında değiştiğini bulmuştur.3. ISLAK ÇÖKELME ÖLÇÜM METOTLARIAtmosferde bulunan organik, inorganik, yarı uçucu organik <strong>ve</strong>ya partikül madde gibikirleticilerin ıslak çökelme ile su <strong>ve</strong> doğal yüzeylere ne miktarda çökeldiğini belirlemekamacıyla araştırmacılar tarafından değişik yöntemler geliştirilmiştir. Bu yöntemler kirleticitürüne değiştiği gibi ölçümün amacına göre de farklılık göstermektedir. Fizikokimyasalkarakteristiklerinden dolayı YUOB’lerin atmosferik konsantrasyonları <strong>ve</strong> çökelme akılarınıntespiti için özel teknikler kullanılmıştır. Gaz/partikül dağılımı YUOB’lerin çökelmedavranışlarını doğrudan etkiler. Geniş bir buhar basıncı aralığına (10 -4 -10 -11 atm) sahipolmaları YUOB’lerin atmosferde hem gaz hem de partikül fazda bulunmalarını sağladıklarıiçin çökelen YUOB’lerin partikül <strong>ve</strong> gaz faz (Çözünmüş faz) olarak tespit edilmeleri de önemarz etmektedir. Literatürde kullanılan yöntemler, a<strong>van</strong>taj <strong>ve</strong> deza<strong>van</strong>tajları aşağıdaözetlenmeye çalışılmıştır:a) Tip I Islak Çökelticiler:Bu tip çökelticiler tamamen boş kaplardan ibaret olup hem kuru hem de ıslak çökelmeörneklerini toplayabilirler. Yani, ıslak çökelme ile gelen kirletici yükünün tayinindekullanılamazlar. Bu örnekleyici tipleri Şekil 1’de görülmektedir. Bu toplayıcılar genelliklepolietilen (PE) malzemeden <strong>ve</strong>ya paslanmaz çelikten imal edilirler. Araştırılacak kirletici149


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.özelliğine göre seçim yapılır. Eğer araştırılacak kirletici metaller gibi inorganikler ise PEuygun olabilir, ancak organik bileşik <strong>ve</strong>ya YUOB örneklerini toplanması amaçlanıyorsapaslanmaz çelik tercih edilir.Şekil 1. Tip I ıslak çökelticilerBu çökelticilerin kolay uygulanabilir <strong>ve</strong> ekonomik olmaları gibi a<strong>van</strong>tajları olsa da kirleticininsadece yağışlarla ne düzeyde çökeldiğine dair sonuç <strong>ve</strong>rmemesi bu çökeltici tipinin ıslakçökelme örnekleyicisi olarak değerlendirilemeyeceğini göstermektedir.b) Tip II Islak ÇökelticilerTip II ıslak örnekleyiciler yağış sensörleri ile çalışırlar (Şekil 2). Normal konumda üstü kapalıhalde örnekleme yerine konan bu örnekleyiciler yağış durumunda sensörleri ile yağışıalgılayıp kapağı kontrol eden motoru harekete geçirirler. Dolayısıyla yağış ile birlikteörnekleyicinin toplayıcı kısmının kapağı açılır <strong>ve</strong> örnekler alta yerleştirilen PE <strong>ve</strong>ya camhaznelerde toplanır. Yağış kesildiği anda sensör aracılığıyla kapağın tekrar kapanmasısağlanır. Haznede belli bir periyot sonunda toplanan yağış örnekleri araştırılacak kirleticinintipine göre laboratuarda analitik prosedüre tabi tutulur. Ancak bu yöntem inorganikler içinbaşarıyla uygulansa bile YUOB’lerin çökelmelerinin tespitinde temel bazı eksiklikler arzetmektedir. Bunlardan en önemlisi, toplanan YUOB’lerin hazne içinde bulunan hava iledengeye gelmesi <strong>ve</strong> imkan bulunulduğunda ortamdan uzaklaşmalarıdır. Yani çökelenYUOB’lerin bir kısmı buharlaşabilir. Bu da YUOB’ler açısından önemli bir deneysel hatayayol açmaktadır.c) Tip III Islak ÇökelticilerYukarıda bahsedilen Tip I <strong>ve</strong> Tip II ıslak çökelticilerde yağış dışında kuru çökelmeörneklerinin toplanması mümkün değildir. Araştırmacılar aynı örnekleme periyodunda hemkuru çökelme hem de ıslak çökelme örnekleri toplayabilmek için Şekil 3’de <strong>ve</strong>rilenörnekleyicileri oluşturmuşlardır.Bu örnekleyicide yağış sensörü ile yağış anında bir toplayıcı kabın üzeri açılırken diğer kabınüzeri kapatılmaktadır. Böylece bu örnekleyici ile hem ıslak hem de kuru çökelme örneği150


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.toplanmış olmaktadır. Ancak bu örnekleyicide de YUOB’ler gibi hem gaz hem de partikülfazda bulunabilen kirleticiler için hata meydana getirecek şartlar mevcuttur. Islak çökelmeörneklerinde toplanan YUOB’lerin faz dağılımları belirlenemez <strong>ve</strong> aynı zamanda kirleticilerinhava ile dengeye gelmelerine <strong>ve</strong> bunun sonucunda da buharlaşmalarına engel olunamaz.Şekil 2. Tip II ıslak çökelticilerd) Tip IV Islak ÇökelticilerŞekil 3. Tip III ıslak çökelticiBu tip ıslak çökelticiler Tip I <strong>ve</strong> Tip II ıslak çökelticiler gibi sadece ıslak çökelmeörneklerinin toplanmasında kullanılmaktadırlar (Şekil 4). Bu tip örnekleyicide yağışınbaşlamasıyla birlikte sensör tarafından kapağın açılması sağlanır <strong>ve</strong> toplayıcı hazne içindeyağış örnekleri toplanır. Toplanan yağış örneği reçine kolonundan geçirilerek YUOB’lerin151


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.adsorpsiyonla reçinede tutulması sağlanır. Reçine kolonundan geçen yağmur suyurezervuarda biriktirilir.Şekil 4. Tip IV ıslak çökelticiBu örnekleyici ile hem yağış içinde çözünen hem de partikül fazda bulunan YUOB’lerintoplanması gerçekleştirilmekte olup partikül fazın ayrı tespiti için herhangi bir düzenekbulunmamaktadır. Tip I, II <strong>ve</strong> III’e göre bu örnekleyicide örneğin bekletilmeden reçinekolonundan geçirilmesi önemli bir a<strong>van</strong>taj teşkil etmektedir. Böylece örneğin bekleme <strong>ve</strong>laboratuara götürülüp filtre <strong>ve</strong> reçineden geçirilme işlemleri sırasında kayıplar <strong>ve</strong> bulaşmalarolabilmektedir. Tip IV örnekleyicide örnekleme periyodu ile ilgili herhangi bir kaydetmedüzeneği bulunmamaktadır. Dolayısıyla yağış süresi tam olarak belirlenememekte <strong>ve</strong> birimzamanda yağış ile birlikte çökelen YUOB miktarı da doğru olarak tespit edilememektedir.Kısaca bazı olumsuz yönleri özetlenen örnekleyiciler (Tip, I, II, III <strong>ve</strong> IV) incelendiktensonra, YUOB’ler için uygun olduğuna <strong>ve</strong> deneysel hataların en az olacağına inandığımız birörnekleyici tasarlanıp, imalatı gerçekleştirilmiştir. Aşağıdaki bölümde bu örnekleyicitanıtılmıştır.e) Islak-Kuru Çökelme ÖrnekleyicisiBu örnekleyici grubumuz tarafından hem ıslak hem de kuru çökelme örneklerini toplayacakşekilde modifiye edilmiştir. Özellikle PCB, PAH <strong>ve</strong> OCP gibi YUOB’lerin atmosferikçökelme örneklerinin toplanmasında kullanılmak üzere geliştirilen bu örnekleyiciyi diğerörnekleyicilerden ayıran bazı a<strong>van</strong>tajlara sahiptir. Daha önce de belirtildiği gibi YUOB’lerhem partikül hem de gaz fazda bulunabilen kirleticilerdir. YUOB’lerin yağışlar sırasında hempartikül formda hem de suda çözünmüş formda yüzeylere çökeldikleri bilinmektedir.YUOB’lerin kimyasal reaksiyonlarını, taşınımlarını <strong>ve</strong> çökeldikleri ortamlarda meydanagetirebilecekleri etkiyi daha iyi incelemek anlamak bu bileşiklerin formlarının bilinmesigerekir. Yağışlar içine absorbe olan YUOB’lerin ne kadarının partiküle yapışık şekilde nekadarının da suda çözünmüş şekilde yüzeye çökeldiklerinin tespiti önem arz eder. Özelliklebüyük su kütleleri için önemli bir kirletici kaynak olan atmosferik çökelmenin152


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.karakteristiğinin daha iyi analiz edilmesi sağlanır. Bu amaçla geliştirilen ıslak-kuru çökelticiŞekil 5’de şematik olarak <strong>ve</strong>rilmiştir.Şekil 5. Islak-kuru çökelme örnekleyicisiYağış sensörü ile yağışı algılayıp örnek toplamaya başlaması bakımından Tip II <strong>ve</strong> Tip III’ebenzese de bu örnekleyici bazı a<strong>van</strong>tajlara sahiptir. YUOB’ler organik yapıda oldukları içinörnekleyicinin hiçbir ekipmanında plastik türü malzeme kullanılmamıştır. Örnekleyicinintamamı paslanmaz çelik <strong>ve</strong> teflondan imal edilmiştir. Yağış anında sensör aracılığıyla açılankapak, kuru çökelme kabının üstünü hava sızdırmayacak şekilde kapatır. Yağışın toplandığıhaznenin altına eklenen filtre kısmı ile partikül formdaki YUOB’ler toplanmış olur. Partikülfazın tutulduğu filtre ünitesi, yağışın olmadığı durumlarda buharlaşmaya maruz kalabilir. Buda toplanan YUOB’lerin tekrar atmosfere karışması demektir. Bunu önlemek için filtreyüzeyinin üzerini sürekli ıslak tutacak bir ek mini rezervuar ila<strong>ve</strong> edilmiştir. Filtre ünitesindengeçen yağış örneği hemen ardına yerleştirilen reçine kolonuna iletilir. Burada çözünmüşformdaki YUOB’ler adsorbsiyon ile XAD-2 reçine üzerinde tutulur. Sonrasında toplananyağış örneği büyük haznede birikir. Örnekleme sonunda filtre <strong>ve</strong> reçine ayrı ayrı analiz edilir<strong>ve</strong> içindeki YUOB’ler tespit edilir. Örnekleme sonunda toplanan yağış örneği ölçülerek hacmibelirlenir. Daha önce de bahsedildiği gibi ölçülen YUOB kütlesi ölçüm periyodu, toplamakabının yüzey alanı <strong>ve</strong> yağış miktarı ile ilişkilendirilerek birim alana birim zamanda yağış ileçökelen YUOB miktarı akı olarak tespit edilmiş olur. Bazı ıslak çökelme örnekleyicilerindeörnekleme periyodu yağış süresi olarak kabul edilmiştir. Ancak yağış süresi örneklemeperiyodu ile aynı olmayabilir, çünkü yağış örnekleme periyodu için kesikli şekilde ortayaçıkmış olabilir. Bunun doğru bir şekilde belirlenebilmesi için çalışmamızda kullanılacak olanörnekleyicide yağış süresi her yağış başlama <strong>ve</strong> bitiş süreleri kaydedilecektir. Sonuç olarakyağış süresi daha gü<strong>ve</strong>nilir bir şekilde belirlenmiş <strong>ve</strong> çökelen madde miktarına bağlı olarakhesaplanacak akı miktarı ise daha doğru bir şekilde tespit edilmiş olacaktır.4. SONUÇLARLiteratürde adı geçen ıslak örnekleyiciler, kirletici türüne <strong>ve</strong> araştırmanın amacına bağlıolarak değişiklik gösterir. Her geçen gün geliştirilen yeni yöntemlerle daha hassas, daha kolay<strong>ve</strong> daha gü<strong>ve</strong>nilir ıslak çökelme ölçümlerinin yapılması sağlanmaktadır. Doğru <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nilirdeğerler öncelikle doğru örnek toplama ile başlar. Özellikle değişken karakteristiklere sahip153


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.olan kirleticilerin örneklenmesinde, bileşiğin kimyasal davranışları göz önündebulundurulmalıdır. YUOB’lerin ıslak çökelmelerinin belirlenmesinde kullanılacak buyöntemle yağışlarla yüzeylere çöken partikül <strong>ve</strong> gaz formdaki YUOB miktarları tespitedilecektir. Aynı zamanda kuru hava şartlarında da meydana gelen partikül çökelmesi detespit edilecektir.5. TEŞEKKÜRBu çalışma, TÜBİTAK tarafından 107Y165 nolu proje ile desteklenmektedir.6. KAYNAKLARAchman, D.R., Hornbuckle, K.C. Eisenreich, S.J. 1993. Volatilization of PolychlorinatedBiphenyls from Green Bay, Lake Michigan. Environmental Science and Technology,27,1:75-87.Baker, J.E. Eisenreich, S.J. 1990. Concentrations and Fluxes of Polycyclic AromaticHydrocarbons and Polychlorinated Biphenyls Across the Air-Water Interface of LakeSuperior. Environmental Science and Technology, 24:342-352.Bidleman, T.F., 1988. Atmospheric processes: Wet and dry depositions of organic compoundsare controlled by their vapour-particle partitioning. Environmental Science andTechnology, 22:361 –367.Cindoruk, S.S., Taşdemir, Y. 2007. The determination of gas phase dry deposition fluxes andmass transfer coefficients (MTCs) of polychlorinated biphenyls (PCBs) using amodified water surface sampler. Science of the Total Environment, 381, 212-221.Franz, T.P., Eisenreich, S.J., Holsen, T.M. 1998. Dry Deposition of ParticulatePolychlorinated Biphenyls and Polycyclic Hydrocarbons to Lake Michigan.Environmental Science and Technology, 32:3681-3688.Falconer, R.L., Harner, T. 2000. Comparison of the Octanol-Air Partition Coefficient andLiquid-Phase Vapor Presure as Descriptors for Particle/Gas Partitioning UsingLaboratory and Field Data For PCBs and PCNs. Atmospheric Environment, 34:4043-4046.Finlayson-Pitts, B.J., Pitts, J.N. 1986. Atmospheric Chemistry: Fundamentals andExperimental Techniques. John Wiley & Sons, USA.Gaga, E., 2004. In<strong>ve</strong>stigation of Polycyclic Aromatic Hydrocarbons (PAHs) Deposition inAnkara, Doktora Tezi, Orta Doğu Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Ankara, Türkiye.Jeremiason, J.D., Hornbuckle, K.C., Eisenreich, S.J. 1994. PCBs in Lake Superior, 1978–1992: decreases in water concentrations reflect loss by volatilization. EnvironmentalScience and Technology, 20,5:903–914.Jurado, E., Jaward, F.M., Lohmann, R., Jones, K.C., Simo, R., Dachs, J. 2004. Atmospericdry deposition of persistent organic pollutants to the Atlantic and inferences for theglobal oceans. Environmental Science and Technology, 38:5505-5513.Kömp, P., Mclachlan, M.S. 2000. The kinetics and re<strong>ve</strong>rsibility of the partitioning ofpolychlorinated biphenyls between air and Ryegrass. The Science of the TotalEnvironment, 250:63-71.Lee, W.J., Su, C.C., Sheu, H.L., Fan, Y.C.H., Chao, R., Fang, G.C. 1996. Monitoring andmodeling of PCB dry deposition in urban area. Journal of Hazardous Materials, 49:57-88.Mircea, M., Stefan, S., Fuzzi, S., 2000. Precipitation sca<strong>ve</strong>nging coefficient: influence ofmeasured aerosol and raindrop size distributions. Atmospheric Environment 34, 29,30, 5169-5174.154


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Naumova, Y., Offenberg, J.H., Eisenreich, S.J., Meng, O., Polidori, A., Turpin, B.J. Clifford,P.W., Morandi, M.T., Colome, S.D., Stock, T.H., Winer, A.M., Alimokhtari, S. Kwon,J., Maberti, S., Shendell, D., Jones, J., Farrar, C. 2003. Gas/Particle Distribution ofpolycyclic aromatic hydrocarbons in coupled outdoor/ındoor atmospheres.Atmospheric Environment, 37:703-719.Odabaşı, M., Sofuoğlu, A., Vardar, N., Taşdemir, Y., Holsen, T.M., 1999. Measurement ofPAH dry deposition and air-water exchange of polycyclic aromatic hydrocarbons withthe water surface sampler. Environmental Science and Technology, 33:426-434.Park, J.S., Wade, T.L., Sweet, S. 2001. Atmospheric deposition of organochlorinecontaminants to Gal<strong>ve</strong>ston Bay, Texas. Atmospheric Environment, 35:3315-3324.Park, J.S., Wade, T.L., Sweet, S.T. 2002. Atmospheric deposition of PAHs, PCBs andorganochlorine pesticides to Corpus Christi Bay, Texas. Atmospheric Environment,36:1707-1720.Simcik, M.F., Zhang, H., Eisenreich, S.J. and Franz, T.P., 1997. Urban contamination of theChicago/Lake Michigan atmosphere by PCBs and PAHs during AEOLOS.Environmental Science and Technology, 31:2141–2147.Taşdemir, Y., 1997. Modification and evaluation of water surface sampler to ın<strong>ve</strong>stigatethedry deposition and air-water exchange of polychlorinated biphenyls (PCBs).Doktora Tezi, Illinois Institiute of Technology, Chicago, IL, ABD.Taşdemir, Y., Odabaşı, M., Holsen, T.M. 2005. Measurement of vapor phase deposition ofpolychlorinated biphenyls (PCBs) using a water surface sampler. AtmosphericEnvironment, 39: 885-897.155


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN İLİNDE TARIM İLACI KULLANIMI VE VAN GÖLÜNE OLASIETKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİUsage of Agricultural Chemicals and Assessment of Possible Effects on Lake VanŞükrü ASLAN 1 , Burhanettin GÜRBÜZ 2 , Fehiman ÇİNER 31 Cumhuriyet Üni<strong>ve</strong>rsitesi Çevre Mühendiliği Bölümü, 58140, Sivas2 Tarım <strong>ve</strong> Köy İşleri Bakanlığı, Sivas İl Kontrol Laboratuar Müdürlüğü, Sivas3 Pamukkale Üni<strong>ve</strong>rsitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Kınıklı, 20070, DenizliÖZ: Su kaynaklarının kirlenmesi <strong>ve</strong> kaliteli su kaynaklarının gün geçtikçe azalmasıgünümüzün en önemli çevresel problemidir. Hızla artan nüfusun beslenme gereksinimlerinikarşılamak için tarımsal üretimin arttırılması <strong>ve</strong> dolayısıyla gübre <strong>ve</strong> pestisitlerin kullanılmasıkaçınılmaz olmaktadır. Birçok araştırma tarımsal amaçlı kullanılan kimyasalların yeraltı <strong>ve</strong>yüzeysel su kaynaklarını kirlettiğini göstermektedir. Bu çalışmada Van İli’nde tarımsalkimyasalların kullanımı <strong>ve</strong> Van Göl’üne olası etkileri değerlendirilmiştir.Anahtar Kelimeler: Pestisit, gübre, su kirlenmesiABSTRACT: The potential for surface and groundwater contamination by agriculturalchemicals exists in many regions of the world. Modern agricultural methods include theextensi<strong>ve</strong> use of a wide range of fertilizers and pesticides. Aquatic environments areparticularly more affected because chemicals applied to land-based agriculture systems aree<strong>ve</strong>ntually carried into water bodies, through surface runoff, ri<strong>ve</strong>rs, and groundwater flow.The aim of this study is to gi<strong>ve</strong> information on the usage of agricultural chemicals (pesticidesand fertilizers) in Van City and assessment of possible effects on Van Lake.Keywords: Pesticides, fertilizers, water pollution1.GİRİŞGöl gibi durgun su ortamlarının korunmasında biyolojik faktörler yanında, kimyasal kirlilikparametrelerininde kontrol edilmesi hedeflenmektedir. Günümüzde, çevre sağlığı içinatıksuların, alıcı ortamın özümleme seviyesine kadar arıtılması <strong>ve</strong> daha sonra deşarjı uygungörülmektedir. Bu yasalarca da zorunluluk arz etmektedir. Bu sayede alıcı ortamda çeşitlikimyasal <strong>ve</strong> biyolojik reaksiyonlarla birikmeden kaynaklı kirlenme önlenebilmektedir. Atıksuiçeriğinde bulunan <strong>ve</strong> alıcı ortam deşarj koşullarına kadar giderilmesi gereken en önemlikirleticilerden birisi de, tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan, gübre <strong>ve</strong> pestisit oluşturmaktadır.Özellikle ötrofikasyonu önlemek için gübreler, besin zincirinin bozulmasının önlenmesi içinise pestisitler dikkatle ele alınmalıdır. Gübre, tarım alanlarının <strong>ve</strong>rimliliğinin arttırılmasında,pestisit ise tarım zararlıları ile mücadelede kullanılmaktadır.Van ilinde gübre <strong>ve</strong> pestisitlerin kullanımı yıldan yıla artış göstermektedir. Bu ise zaten birtehdit altında bulunan Van Gölü’nün durumunu daha da kritik düzeylere getirmektedir. Bazıendüstri tesisleri deşarj sularını yeterince arıtmamaları, kirlenme sürecine ek olumsuzlukgetirmektedir. Van Gölü’nde yapılmış bazı çalışmalar su canlılarında ölçülen bazıkirleticilerin kabul edilebilir sınırların altında olduğunu gösterse de ileriye yönelik tedbirleralınmalıdır (Bilgili <strong>ve</strong> diğ., 1999; Yarsan <strong>ve</strong> diğ, 2000).156


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.2. PESTİSİT <strong>ve</strong> GÜBRELERİN GENEL SINIFLANDIRILMASIPestisitin, kısa dönemde ekonomik yararları olmasına rağmen, aşırı dozda <strong>ve</strong> bilinçsizkullanılması su kaynaklarının kirlenmesine neden olmaktadır. Günümüzde üretilen çok sayıdapestisit bulunmakta <strong>ve</strong> terkibinde arsenik, civa, borat, flüorürlü bileşikler, kükürt, azot <strong>ve</strong>fosfor kullanılmaktadır. Gübreler genel olarak organik <strong>ve</strong> mineral olarak sınıflandırılmaktadır.Bu sınıflandırmada temel olarak bitki besin maddelerinin gübrelerde bulunuş şekilleri elealınır. Organik gübreler olarak, ahır gübresi, yeşil gübre, kan unu, kemik unu, vb. <strong>ve</strong>rilebilir.Mineral gübrelere ise şili güherçilesi, süper fosfat, amonyum nitrat, amonyum sülfat vb. örnek<strong>ve</strong>rilebilir (Özdemir, 2005).3. YÜZEYSEL DURGUN SU ORTAM STANDARTLARIVan Gölü’de dahil olmak üzere ötrofikasyon <strong>ve</strong> alıcı ortamın korunması için Su KirliliğiKontrol Yönetmeliğinde sınır değerler belirlenmiştir (Çizelge 1 <strong>ve</strong> 2).Çizelge 1. Göller, Göletler, Bataklıklar <strong>ve</strong> Baraj Haznelerinin Ötrofikasyon Kontrolü içinSınır Değerler (SSKY, 2004).Kullanım AlanıÇeşitli Kullanımlar İçinİstenen Özellikler Doğal Koruma Alanı <strong>ve</strong>(doğal tuzlu, acı <strong>ve</strong> sodalıRegresyongöller dahil)Toplam Azot (mg/L) 0,1 1Toplam Fosfor(mg/L)0,005 0,14. VAN İLİ’NDE VE TÜRKİYEDE GÜBRE KULLANIMVa İli’nde 2005 <strong>ve</strong> 2006 yılları arasındaki gübre kullanım oranlarına göre yıllık bazda %13’lük (Çizelge 3), Türkiye’de 2002 <strong>ve</strong> 2003 yılları arasında %12,7 oranında artma meydanagelmiştir. Türkiye’de gübre kullanım artışı 2000 <strong>ve</strong> 2004 yılları arasında % 4’ dür (Çizelge 4).Gübre kullanım oranlarının artması Van gölünün karşı karşıya olduğu kritik durumuyansıtmaktadır.Çizelge 2. Kıta içi Su Kaynaklarının Sınıflarına Göre Kalite Kriterleri (SSKY, 2004).SU KALİTE PARAMETRELERII.SU KALİTESınıf* PARAMETRELERİII. Sınıf1) Civa (µg Hg/L) 0.5 11) Siyanür (toplam) (µg CN/L 502) Kadmiyum (µg Cd/L) 5 12) Florür (µg F⎯/L) 15003) Kurşun (µg Pb/L) 20 13) Serbest klor (µg Cl 2 /L) 104) Arsenik (µg As/L) 50 14) Sülfür (µg S = /L) 25) Bakır (µg Cu/L) 50 15) Demir (µg Fe/L) 10006) Krom (toplam) (µg Cr/L) 50 16) Mangan (µg Mn/L) 5007) Krom (µg Cr +6 /L) 20 17) Bor (µg B/L) 1000 e8) Kobalt (µg Co/L) 20 18) Selenyum (µg Se/L) 109) Nikel (µg Ni/L) 50 19) Baryum (µg Ba/L) 200010) Çinko (µg Zn/L) 500*Sınıf II : Az kirlenmiş su, 1) İleri <strong>ve</strong>ya uygun bir arıtma ile içme suyu temini, 2) Rekreasyonel amaçlar, 3)Alabalık dışında balık üretimi, 4) Teknik Usuller Tebliği’nde <strong>ve</strong>rilmiş olan sulama suyu kalite kriterlerinisağlamak şartıyla sulama suyu olarak, 5) Sınıf I dışındaki diğer bütün kullanımlar.157


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Çizelge 3. Van İli’nde 2005-2006 Yıllarında Gübre Kullanımları (Van 2007 Çevre DurumRaporu, * Özdemir, 2005).Gübre adı 2002 * 2005 2006 Değişim %Amonyum Sülfat %21 38 51 52,25 2,45Amonyum Nitrat (%26) 2085 685,3 715,71 4,44Amonyum Nitrat (%33) 1181 1518,45 1672,54 10,15Üre (%46) 2588 1313,7 1468,80 11,81Diamonyum Fosfat (% 18-46) 874 712,65 922,35 29,43Diamonyum Kompoze(%12N-%30P-%12K)1573 621 718,9515,77Kompoze (%15N-%15P-%15K) 7 62,55 44,15 -29,42Kompoze (%20N-%20P-%0K) 0 174,55 250 43,23Toplam 8346 5.139,20 5.844,75 13,73Çizelge 4. 1990-2004 Yıllarında Türkiye’de Çeşitlere Göre Tüketilen Gübre Miktarları, (ton)(Taban, 2005)GübreninCinsiYıllar1990 1995 1998 1999 2000 2001 2002 20032004Temmuz2002-2003 %değişimiA.Sülfat 450.26 292.718 354.83 322.102 328.42 250.528 295.748 347.843 245.497 17,61A.Nitrat %26 1.659.556 1.252.951 1.272.858 1.226.696 1.156.915 884989 957.211 1.072.899 739.481 12,09A.Nitrat %33 8.722 144.559 367.972 614.824 581.114 561.246 670.027 774.88 696.852 15,65Üre 627.199 580.804 897.153 1.000.001 842.01 718.737 718.524 771.018 751.647 7,31A.Nitrat %30 0 0 0 0 118 5.986 0 0 0 0,00T.S.P. 169.647 90.415 66.873 48.039 45.564 29.842 24.516 38.935 14.515 58,81DAP 618.505 560.335 725.456 631.626 630.317 431.094 383.883 504.053 156.004 31,3020.20.0+Zn 1.020.903 945.621 1.198.981 1.212.561 1.184.176 939.347 1.000.693 1.097.730 360.965 9,7026.13.0 17.405 0 1.34 977 0 0 0 0 0 0,0015.15.15+Zni 358.104 271.698 333.848 313.48 339.527 259.553 307.521 333.693 329.425 8,5120.10.2010 613 0 0 0 0 0 0 0 0 0,0012-30-12 0 0 138.673 94.251 90.02 79.515 115.27 72.398 74.635 -37,1911-52-0 1.011 272 0 0 0 0 0 0 0 0,0025.05.2000 25.473 7.655 9.868 0 0 0 0 0 0 0,0010-25-20 0 0 17.905 20.666 4.367 21.486 22 14.577 0 -33,7413-0-46 783 6.081 6.723 8.634 10.329 6.744 5.287 20.193 7.63 281,9416-0-0 0 323 841 1.117 797 773 491 1.435 1.457 192,2616.20.0 0 0 0 0 0 412 424 178 0 -58,028-24-8 22.223 218.56 1.678 83 989 0 0 0 0 0,0025.05.2010 0 2.459 49.929 71.936 62.775 60.246 17.144 15.86 27.776 -7,4910.15.25 0 0 0 0 0 0 0 11.643 0 116,3420.32.0+Zn 0 0 0 0 0 0 0 0 4.842 0,0018.24.12+Zn 0 0 0 0 0 0 0 0 6.227 0,00K 2 SO 4 14.974 11.615 19.98 14.076 16.764 11.815 10.12 16.358 17.325 61,64Fiziki toplam 4.995.407 4.386.066 5.464.908 5.581.069 5.294.202 4.262.343 4.528.859 5.093.693 3.434.278 12,475. GÜBRE KULLANIMI <strong>ve</strong> VAN GÖLÜNE OLASI ETKİLERİSularda olumsuz etki yapan gübrelerden, özellikle de azotlu gübrelerin tarımda, giderek artanoranda kullanılması <strong>ve</strong> topraktan kolayca yıkanarak bir kısmının alıcı ortama taşınmasıönemli sorunlar teşkil etmektedir. Azot içerikli gübrelerin kullanılması sonucu meydanagelebilecek sorunlar;158


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van. Gölde, oksijen derişiminin azalması: Su ortamına azot bileşiklerinin girişi sucul canlılarıngelişimini teşvik edeceğinden oksijen tüketiminin artması sonucu kötü kokularınoluşması, Gölde ötrofikasyon: Ötrofikasyonda alg <strong>ve</strong>ya yosunların gelişmesini çoğunlukla fosfatsınırlamaktadır. Kimi zaman sucul canlıların artışı tarımın yoğun olduğu bölgelerde,fosforlu gübrelerin kullanımına bağlanmaktadır. Yıkanma, fosforlu gübrelerietkilenmemekte (fosforun toprak kolloidleri tarafından kuv<strong>ve</strong>tli biçimde bağlanmasınedeniyle) fakat daha çok alt topraklarda doğal olarak bulunan primer fosfatlarınçözünürlüğüne bağlı kalmaktadır. Toprak fosforu, yüzey sularına yıkanma yoluylakarışan toplam fosfora % 4-5 oranında katkıda bulunur. Tarımın drenaj sularına fosforkatkısı, 2-5 ppm fosfor içeren hay<strong>van</strong> dışkılarından kaynaklanmaktadır. Ancak, göl <strong>ve</strong>akarsuların fosfor kirlenmesinde en büyük kaynak deterjanlar <strong>ve</strong> kentsel atıklardır.Yosun büyümesi için azot da gereklidir. Ancak yosun büyümesi için belirlenen 0,3 ppm azotkritik derişimi, yağmur suyunda çoğunlukla bulunan azot konsantrasyonundan (0.7 ppm)düşüktür. Bu nedenle, yıkanma yoluyla göl <strong>ve</strong> akarsulara karışan nitrat, yosun büyümesiyönünden önemli değildir. Öteki bitki besin elementleri, su bitkilerinin büyümesini herhangibir şekilde sınırlamaz (Gübre Özel İhtisas Komisyon Raporu, 1996).Van Gölüne Gübre Etkisinin Önleme Yolları: Bu amaçla uygulanacak gübre miktarı,uygulama zamanı <strong>ve</strong> yöntemi <strong>ve</strong> hatta tarım yöntemi uygulamalarının düzenlenmesi gerekir.Yıkanma yoluyla gübre kayıplarını azaltmak için yeterli önlemler, fiyatlarının yüksek olduğudikkate alınırsa, üreticiye önemli tasarruf sağlayacaktır.6. VAN İLİ’NDE <strong>ve</strong> TÜRKİYEDE PESTİSİT KULLANIM DAĞILIMLARI2005 <strong>ve</strong> 2006 yılları arasındaki pestisit kullanım oranlarına göre (Çizelge 5) yıllık bazda %51,15’lik azalma meydana gelmiştir.Çizelge 5. 2005-2006 yıllarında Van İlinde Pestisit Kullanımı (kg-L)(Van Çevre DurumRaporu, 2007)AdıYıllar 2005 2006 % Değişimİnsekdisitler 4,686 (kg-L) 4,462 (kg-L) -4,7Herbisitler 90 (kg-L) 40 (L) -55,55Fungisitler 10.9 (kg-L) 8,949 (kg-L) -17,53Rodentisitler 42 (kg-L) 12,46 (kg) -70,33Nematositler - - -Akarisit 505 (L) 235 (kg-L) -53,47Fumigant - 17,9 (kg) %17,9Toplam 652,586 318,771 -51,157. PESTİSİT KULLANIMI <strong>ve</strong> VAN GÖLÜNE OLASI ETKİLERİPestisitlerin neden olduğu birçok etki bulunmaktadır. Bunlardan bazıları aşağıda<strong>ve</strong>rilmektedir. İnsanlarda deri, ağız <strong>ve</strong> solunum yoluyla alınması neticesi doğrudan zehirlenmelere sebepolabilmektedir (II. Tarım Şurası III. Komisyon Raporu, 1997).159


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van. İnsanların pestisitlerden dolaylı olarak etkilenmeleri ilaçlanmış besinleri tüketenhay<strong>van</strong>ların et, süt <strong>ve</strong> yumurta gibi ürünlerinin tüketilmesi yoluyla olmaktadır. Bu durumdiğer canlılar için de geçerlidir (II. Tarım Şurası III. Komisyon Raporu, 1997). Besin zinciri yoluyla aktarılan ilaç kalıntıları bu besin zincirinin sonunda yüksekkonsantrasyona ulaşabilmekte <strong>ve</strong> özellikle yabani hayatı önemli ölçüde etkilemektedir.Bunların sonucunda doğal yaşama ortamı bozulmakta, bazı türler yok olurken, bazı türlerde önemli zararlara uğramakta <strong>ve</strong> doğal denge bozulmaktadır (II. Tarım Şurası III.Komisyon Raporu, 1997). Parazitoit <strong>ve</strong> predatör adı <strong>ve</strong>rilen yararlı organizmalar da, ilaçlardan doğrudan <strong>ve</strong> dolaylıolarak etkilenmektedir. Bunlar zararlı olanlara nazaran ilaçlara daha hassas olduğu için,bilinçsiz ilaç uygulamaları sonucunda genellikle yok olurlar. Yoğun <strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya yanlış pestisit uygulamaları doğal dengeyi bozmakta toprak, su <strong>ve</strong> havakirliliğine neden olmaktadır (II.Tarım Şurası III.Komisyon Raporu, 1997). Su kaynaklarına bulaşan ot öldürücüler, "metebolizmayı etkileyen <strong>ve</strong> hay<strong>van</strong>lar içinzehirli olanlar ile "bitkilerin gelişimini düzenleyenler" olarak iki grupta toplanabilir.Bunların en önemlisi sodyum arsenittir. Mantar öldürücü olarak kullanılan civalıbileşikler de kısmen sulara karışmaktadır. Pentaklorofenol <strong>ve</strong> türevlerinin toprakta <strong>ve</strong>yaorganik maddedeki tepkime yatkınlığı, sudan kaynaklanan çiftlik hay<strong>van</strong>ızehirlenmesinin yanında çok daha fazladır (Özdemir, 2005). Pestisitlerin yapısında yer alan bakır iyonları, su kaynakları açısından çok tehlikelidir. Azmiktarda bakır iyonunun su kaynaklarına salınması su kaynağının kalitesini ortadankaldırmakta, su kaynaklarında yaşayan canlıların enzim aktivitesini engellemekte,organların normal çalışmasını bozmaktadır. Ayrıca bakır iyonu balıklarda <strong>ve</strong> sucanlılarında uzun süre kalabilmektedir. Civalı bileşikler bütün canlılar için toksik özelliğesahiptir (TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi, 2008).Pestisitlerin öncelikle bilinçli bir şekilde kullanımı amaçlanmalıdır. Ayrıca ürünler üzerinde<strong>ve</strong> çevredeki kalıntı miktarlarının incelenmesi <strong>ve</strong> takibi gerekmektedir. Halk sağlığınınkorunması <strong>ve</strong> ihraç edilen ürünlerin, pestisit kalıntıları neden gösterilerek geri çevrilmemesiiçin; bu ürünler pestisit kalıntıları yönünden kontrol edilmeli, fazla kalıntı bırakan ilaçlaryerine, kalıntı riski az olan pestisitlerin kullanımına yönelinmelidir. Pestisit ruhsatlandırmasıbilinçli yapılmalıdır (Teknik talimatlarda bazı ürün <strong>ve</strong>ya ürün grupları (çay, tütün, zeytin,fındık vb.) ile bazı önemli konular için (seralar <strong>ve</strong> tarla şartları, süs bitkileri vb.) temeluygulama prensipleri açıkça ortaya konulmalıdır. Su kaynaklarının korunmasına daha fazlaözen gösterilmelidir. Ayrıca, pestisitlerin faydalı organizmalara olan yan etkilerine önem<strong>ve</strong>rilmeli <strong>ve</strong> bu amaçla hazırlanan metotlar çerçe<strong>ve</strong>sinde ülkemizde yapılan denemeler ruhsatdosyasına eklenmelidir (II. Tarım Şurası III. Komisyon Raporu, 1997).8. SONUÇEndüstri devrimiyle tüm canlılarda olduğu gibi insan yaşamı da risk altına girmişbulunmaktadır. Bu risklerin tamamen ortadan kaldırılması mümkün görülmemektedir. Ancakbu etkiler kontrol altına alınarak geleceğimizi gü<strong>ve</strong>ne alabiliriz. Bunun için doğal ortamlarınkorunması gerekmektedir.160


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.GruplarÇizelge 6. Türkiyede pestisit kullanımı (ton) (Delen <strong>ve</strong> diğ, 2005).Yıllar1990 1995 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004Insektisitler 2.287,658 3.303,446 2.064,991 3.027,380 2.250,898Akarisitler 203,107 240,360 192,279 223,857 296,809Yağlar 1.594,526 2.147,106 2.147,406 2.871,160 2.428,238Nematositler 315,665 322,227 530,738 1.076,661 1.559,489Fungisitİer 1,537,315 2.661,960 2.201,406 2.951,191 1.964,292Herbisitler 2.451,977 3.495,044 3.902,588 3.643,971 3.697,397Rodentisit<strong>ve</strong> 5,600 2,124 2,509 3,268 1.794MollusisitlerToplam 8.395,848 12.112,267 10.871,792 13.797,488 33.543** 29.798***Türkiye Ziraat Mühendisliği VI. Teknik Kongresi, 2005**TÜİK, 2005.12.198,917*30792**2002-2003 %değişimi35.665** 35.123** % 4 **Van gölü, giderek artan gübre kullanımı nedeniyle önemli risk altında bulunmaktadır. Bunedenle özellikle bilinçli gübre kullanımı için vatandaşlar teşvik edilmeli mutlaka topraktahlilleri yaptırılarak tarlanın ihtiyacı kadar miktarda <strong>ve</strong> çeşitte gübre kullandırılmalıdır. Aksitakdirde fazlalıklar yıkanarak Van Gölü’nü kirletmeye devam edecektir.Pestisitler ise canlılar için zehirli oldukları <strong>ve</strong> besin zincirinde birikerek insan yaşamını tehditetmesi nedeniyle önemlidir. Van ilinde pestisit kullanımının azalma göstermesi her ne kadariyi bir durumda olsa yine de uygun miktar <strong>ve</strong> cinste pestisit kullanılarak bu etkiler en azaindirilmelidir.KAYNAKLARBilgili, A., YARSAN, E., TÜREL, İ., (1999), Van Gölünden Avlanan İnci KefaliÖrneklerinde Arsenik Düzeyleri ,Tr. J. of Veterinary and Animal Sciences 23 Ek Sayı 2,367-371Delen N., Durmuşoğlu, E., Güncan A., Güngör N., Turgut C., Burçak A., (2005),“Türkiye’de Pestisit Kullanımı, Kalıntı <strong>ve</strong> Organizmalarda Duyarlılık AzalışıSorunları”, 1 Türkiye Ziraat Mühendisliği VI. Teknik Kongresi.II.Tarım Şurası III.Komisyon Raporu, (1997), “Bitki Yetiştiriciliği Bitki Koruma <strong>ve</strong> ÇevreSağlığı”, AnkaraGörçün, Ö. F., Görçün, Ö., Kayıkçı, Y., (2008), Tehlikeli Madde Taşımacılığı <strong>ve</strong> Su KorumaBölgeleri, TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi, 1 Kadir Has Üni<strong>ve</strong>rsitesi İstanbul,Türkiye, 2 Uzman-Eğitmen RODER İstanbul, Türkiye.Gübre Özel İhtisas Komisyon Raporu (Haziran 1996 ).Özdemir V., (2005), “Gübre <strong>ve</strong> Pestisitlerin Çevreye olan Etkileri <strong>ve</strong> Türkiye’de GübreKullanımı”, C.Ü., Müh., Fak., Çevre Müh., Bölümü Bitirme Ödevi.Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği Yayımlandığı Resmi Gazete: Tarih 31 Aralık Cuma 2004Sayı: 25687Süleyman TABAN, Hayriye İBRİKÇİ, İbrahim ORTAŞ, M. Rüştü KARAMAN, YaşarORHAN, Ayhan GÜNERİ, (2005), “Türkiye’de Gübre Üretimi <strong>ve</strong> Kullanımı”.161


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), (2005), www.tuik.gov.trVan İli Çevre Durum Raporu, (2006), Van İl Çevre <strong>ve</strong> Orman MüdürlüğüYarsan, E., Bilgili, A., Türel, İ., (2000), Van Gölü’nden Toplanan Midye (Unio ste<strong>ve</strong>nianusKrynicki) Örneklerindeki Ağır Metal Düzeyleri Turk J Vet Anim Sci 24 93–96.162


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.VAN GÖLÜ HAVZASININ ÇEVRE JEOLOJİSİ, MADENCİLİKFAALİYETLERİ, YÜZEY SULARI VE VAN GÖLÜ ÜZERİNEETKİLERİYahya ÇİFTÇİ 1 , M. Akif IŞIK 2 , Tolga ALKEVLİ 3 , Çetin YEŞİLOVA 41 Maden Tetkik <strong>ve</strong> Arama Genel Müdürlüğü, Ankara2 Maden Tetkik <strong>ve</strong> Arama Kocaeli Bölge Müdürlüğü, Kocaeli3 Maden Tetkik <strong>ve</strong> Arama Genel Müdürlüğü, Ankara4 Yüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Mühendislik-Mimarlık Fak., Jeoloji Mühendisliği Bölümü, VanÖZ: Van Gölü havzasında antik dönemlerden buyana madencilik faaliyetleri yürütülmüştür.Bilinen en yoğun hammadde üretimi <strong>ve</strong> metalürjik faaliyetler Urartu uygarlığının yüksekkalitede metal işlemeciliği <strong>ve</strong> özgün seramik üretimi yaptığı dönemde gerçekleşmiştir. Buantik uygarlığın bir döneme isim <strong>ve</strong>recek ölçüde metal işlediği göz önüne alınırsa, havzadabirkaç bin yıldır madencilik faaliyetlerinden kaynaklanan çevresel etkilerin gündemde olduğuanlaşılır. Bu havzadaki son alıcı ortam Van Gölü’dür. Dolayısıyla, bu kapalı havzadayürütülen her türlü iktisadi faaliyetten kaynaklanan kirlilik yükü son olarak Van Gölü’nekatılmakta <strong>ve</strong> bu gölün kimyasal bileşimi, yeni katılan anyon-katyon-ağır metal içeriğinebağlı olarak değişmektedir.Bu çalışmada evsel <strong>ve</strong> sanayi atıklarından kaynaklanan karışmalar ile tarımsal kirlenmekapsam dışında tutulmuş, jeolojik çevreye odaklanılmıştır. Bu kapsamda Van Gölü kapalıhavzasında bulunan maden işletmeleri, endüstriyel hammadde ocakları, işletmeye konuolmamış mineralizasyon bölgeleri, doğal radyasyon kirliliği <strong>ve</strong> jeotermal sahalardankaynaklanan çevresel etkiler değerlendirilmiştir. Kendi özgün jeokimyasal bileşimi havzadakiyoğun insan yerleşimleri <strong>ve</strong> sanayileşme nedeniyle giderek değişmeye başlamış olan VanGölü’nün insan kaynaklı kirleticiler dışında, uzun dönemde hangi jeokimyasal riskler altındaolduğu tartışılmış, bu değişimde havzanın jeolojik yapısının rolü irdelenmiştir.Çalışma sonunda Van Gölü havzasındaki maden yataklarının lokasyon haritası güncellenmiş,maden işletmeleri <strong>ve</strong> jeolojik yapıdan kaynaklanan kirleticilerin Van Gölü’ne olan etkilerideğerlendirilmiştir. Doğal mineralizasyon <strong>ve</strong> alterasyon alanlarının belirlenmesinde uzaktanalgılama teknikleri kullanılmış, bu alanlardaki erozyon potansiyeli sayısal eğim haritalarıkullanılarak tartışılmıştır. Öncel çalışmalarda saptanan doğal radyoaktif anomali alanlarınınjeolojik ilişkisi irdelenmiştir. Sonuç olarak; havzada yürütülen kum-çakıl, pomza, taş ocağı,maden işletmesi gibi faaliyetlerin doğal erozyonu hızlandırdığı, bunun da kimyasalkontaminasyonun yanı sıra göle taşınan malzemedeki artışa neden olduğu gözlenmiştir.Kontrolsüz madencilik <strong>ve</strong> Van Gölü havzasının jeolojik - jeomorfolojik yapısı nedeniyle gölhabitatı günden güne değişmekte <strong>ve</strong> kirlenmektedir. Bu nedenle, havzanın insanfaaliyetlerinden <strong>ve</strong> doğal jeolojik çevreden kaynaklanan tüm kirletici unsurlarının birlikte elealındığı bütüncül jeokimyasal çalışmaların yürütülmesi konusunda hızla projeler üretilmeli,bu çalışmalara dayanarak havzanın sürdürülebilir çevre yönetim sistemi oluşturulmalıdır.Anahtar Sözcükler: Van Gölü havzası, jeolojik çevre, madencilik atıkları, çevre kirliliği.ABSTRACT: One of the most important mining activity areas of the ancient Anatoliancivilizations is Lake Van Basin. Urartians, capitalized around City of Van, has tremendousmetal produced and famous Urartian ceramics for centuries. Moreo<strong>ve</strong>r, their mastery in163


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.metal production gi<strong>ve</strong>s the name of the Bronze Age, one of the antic epoch of Anatoliancivilizations. Considering this historical background, it is clear that metal and industrial rawmaterial production took place in the basin for couple of thousands of years, which they canalso be accepted as environmental contaminants for Lake Van. The final drainage of theri<strong>ve</strong>rs of Lake Van Basin is the Lake Van itself. Thus, all pollutants deri<strong>ve</strong>d from economicactivities in the basin were drained to the lake and the geochemical composition of the lakehas changed according to the amount of the anion-cation-heavy metal composition of drainedwaste waters. This study focuses on geological environment and contaminations deri<strong>ve</strong>d fromurban areas and agricultural activities are out of interest.This study aims to demonstrate the environmental impact of the mining activities, quarries,non-mined mineralization areas, natural radioacti<strong>ve</strong> contaminations and geothermaldischarges in the basin. The special geochemical composition of the Lake Van started tochange after urbanization around the lake and un-controlled industrial activities; the longtermgeochemical effects of the geological composition of the basin will be discussing in thispaper with the exception of the environmental impact of the humanitarian contaminants.After this study, the mineral location map of the basin was updated and the environmentalimpacts of mining works and natural geological contaminants on the Lake Van ha<strong>ve</strong> beenevaluated. Remote sensing techniques were used to locate the mineralization and alterationzones and dip maps were prepared to evaluate the erosion effect onto these sites. The relationbetween radioacti<strong>ve</strong> anomalies described in previous studies and geology ha<strong>ve</strong> beenexamined. As a consequence, the mining works such as gra<strong>ve</strong>l-sand production, pumice andother quarries and mines are precipitating the erosion of the basin. Afterwards, bothchemical contamination and sedimentation rate were increased. As a result, Natural Habitatof Lake Van is getting polluted day after day because of these uncontrolled mining works andgeological - geomorphological behavior of the Lake Van Basin. As a solution, comprehensi<strong>ve</strong>geochemical studies shoul be undertaken immediately in tha Basin including all pollutantsderi<strong>ve</strong>d both from civilization works and the nature fo the geological environment. Thesestudies should be used to construct the sustainable environmental management system of theLake Van Basin.Keywords: Lake Van basin, geological components, mining wastes, environmental pollution.VAN GÖLÜ HAVZASIVan Gölü Havzası’nın coğrafik sınırları farklı olmakla birlikte, bu çalışmada Van Gölü’nünçevresel değerlendirmesi yapıldığından hidrolojik sınırlar havza sınırı olarak kabul edilmiştir.Doruk ağı içinde kalan göl havzasının alanı yaklaşık 20.000 km 2 olup bunun 3713 km 2 ’sinigölün kendisi oluşturur. Bu havzada başlıca 10 adet akarsu bulunmakta olup ana drenajsistemi genel olarak doğudan batıya doğrudur (Şekil 1).JEOKİMYASAL ÇEVREİnsan da dahil olmak üzere bitkiler <strong>ve</strong> hay<strong>van</strong>lar başlıca 11 elementten oluşurlar. Bunlar H, =,C, N, Ca, Mg, K, Na, P, S <strong>ve</strong> Cl’dir. Bunların yanı sıra, birçok element de eser miktarlarda bucanlıların yapısında bulunurlar (Bell, 1998). Sağlık açısından önemli olan iz elementlerbaşlıca iki grup altında toplanırlar. Mills’e (1996) göre hay<strong>van</strong>larda yaygın olarak bulunan Fe,Mn, Ni, Co, Cr, Cu, Zn, V, Mo, Sn, Se, I <strong>ve</strong> F birinci grubu oluşturur. Buna karşın, küçükmiktarları bile önemli fizyolojik sorunlara neden olabilecek diğer grup elementler arasında164


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.As, Cd, Pb, Hg <strong>ve</strong> U’un parçalanma ürünleri bulunur (Tablo 1). Alüminyum, eser miktarlardaolsa bile bitkilerde <strong>ve</strong> hay<strong>van</strong>larda, özellikle balıklarda olumsuz fizyolojik etkilere yol açar.Gerçekte, yeterince uzun süre <strong>ve</strong> belirli miktarların üzerinde vücuda (sindirim sistemine <strong>ve</strong>yasolunum sistemine) alındıklarında bütün eser elementler toksiktir. Belirli bir miktarın üzerineçıktığında herhangi bir organizmanın metabolizmasını yavaşlatıyor <strong>ve</strong>ya durduruyorsa, buelement toksiktir. Cd gibi bazı elementler organizma tarafından biriktirilir <strong>ve</strong> belirli bir oranınüzerine çıkıldığında son derece tehlikeli olurlar. Bu toksik elementlerin ayrı ayrı etkilerininçok düşük olması halinde bile, bunların etkileşimli ortak etkilerinin önemli boyutlaraulaşabileceği bilinmektedir. Selenyum, F <strong>ve</strong> Mo gibi elenemtler organizma için gerekli olsalarda, bunların gereklilik-toksik sınır aralıkları çok küçüktür (gramda birkaç mikrogram).Yüksek bitkiler için gerekli olan B gibi elementlerin hay<strong>van</strong>lar için gerekli olduğuna dair birbulgu henüz yoktur (Thornton & Plant, 1980).Şekil 1. Van Gölü Havza sınırları <strong>ve</strong> ana akarsular (Hidrografya) (Köse, <strong>ve</strong> diğ., 2005’ten).Bazı yaygın <strong>ve</strong> toksik elementlerin mobilizasyon yeteneği ile Eh <strong>ve</strong> pH arasındaki ilişki iseTablo 2’de sunulmuştur. Bu ana <strong>ve</strong> iz elementlerin kaynağı, yer kabuğundaki kayaçlardır. Bunedenle, canlıların yaşadığı ortamlardaki ana <strong>ve</strong> iz element konsantrasyonları da, bu bölgedeyaygın olan kayaç türlerinin bileşiminde bulunan elementler tarafından belirlenir. Van GölüHavzasını oluşturan kayaçların kökensel dağılımına bakıldığında, doğu <strong>ve</strong> güneyde çok büyükalanların bazik-ultrabazik kayaçlardan, batı-kuzeybatı alanların geniş bir volkanik arazidenoluştuğu, arada da genç gölsel <strong>ve</strong> akarsu çökellerinden oluşan havzaların yer aldığı görülür.165


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Bu litolojik dağılım, metalik mineraller açısından belirli bir zenginliğin bulunduğunu dagöstermektedir. Çevresel açıdan toksik etkiler yaratabilecek potansiyeli olan elementlerindaha çok bu metalik mineralizasyonlara eşlik ettikleri göz önüne alındığında geneljeokimyasal risk çerçe<strong>ve</strong>si de çizilmiş olur. Nitekim, Thornton <strong>ve</strong> Plant (1980)’ınaraştırmaları, KD İskoçya’da bulunan <strong>ve</strong> ultrabazik kayaçlardan türeyen çok az drene olmuşzeminlerdeki Cr <strong>ve</strong> Ni düzeyinin, tahıl ürünlerinde toksik düzeye ulaşabildiğini; ayrıca,İngiltere – Debyshire’daki siyah şeylerin yer yer yüksek Mo konsantrasyonları gösterdiği <strong>ve</strong>bunun da sürü hay<strong>van</strong>ları üzerinde bazı hastalıklara neden olduğunu göstermiştir. Bu izelementlerin yüksek anomaliler <strong>ve</strong>rmesi, büyük olasılıkla bu bölgelerdeki metalikmineralizazyonlar ile ilişkilendirilmiştir.Tablo 1: İz elementler <strong>ve</strong> insan (Bowen, 1966’dan). Ortalama vücut ağırlığı 70 kg <strong>ve</strong> günlükalınan kuru gıda miktarı 750 gr. İçin miligram/gün olarak <strong>ve</strong>rilmiştir.ELEMENT SembolZararlı etkialt sınırıNormal miktar Toksik etki üst sınırı Ölümcül sınırArsenik As 0.1 – 0.3 5 – 50 100 – 300Bor B 10 – 30 4000Kadmiyum Cd 0.5 3Klor Cl 70 2400 – 4000Krom Cr 0.05 200 3000Kobalt Co 0.0002 500Bakır Cu 2 – 5 250 – 500Flor F 0.5 20 2000İyot I 0.015 0.2 1000Demir Fe 12 – 15Kurşun Pb 0.3 – 0.4 10.000Mangan Mn 3 – 9Civa Hg 0.005 – 0.02 150 – 300Molibden Mo 0.5Selenyum Se 0.015 0.03 – 0.075 3.0Gümüş Ag 0.06 – 0.08 60 1300Sodyum Na 45 1600 - 2700Tablo 2: Bazı yaygın (normal) <strong>ve</strong> toksik (italik) elementlerin mobilizasyon yeteneğinin Eh <strong>ve</strong>pH ile ilişkisi (Plant <strong>ve</strong> diğ., 1996’dan).Çevresel KoşulRölatif MobiliteOksitleyici Asit Nötral-Alkalin RedüktifÇok Yüksek I I IIYüksekMo U SeFe RaZnMo U SeFe RaZnCu Co Ni HgMo U SeF RaOrtaCu Co Ni HgAs Cd As Cd As CdDüşük Pb Be Bi Sb Tl Pb Be Bi Sb TlFe MnPb Be Bi Sb TlFe MnÇok Düşük -Fe MnAl CrDuraylıAl CrAl CrZnCu Co Ni HgF RaFe MnAl CrMo U SeZnCu Co Ni HgAs Cd166


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Pb Be Bi Sb TlDiğer taraftan, Tablo 2 incelendiğinde, Mo, U, Se, Fe, Ra, Zn, Cu, Co, Ni <strong>ve</strong> Hg gibi bazıelementlerin redüktif <strong>ve</strong> nötral-alkalin ortamlarda çok düşük <strong>ve</strong>ya düşük mobilizasyonyeteneği gösterdiği, buna karşın aynı elementlerin asit <strong>ve</strong> oksitleyici ortamlarda yüksekmobilizasyon yeteneği gösterdikleri görülmektedir. Havzanın karasal alanları ile en büyükalıcı ortam olan Van Gölü ile akarsuların farklı çevresel koşullar oluşturduklarıdüşünüldüğünde, bu durumun dikkatle izlenmesi gerektiği anlaşılacaktır. Özetlemekgerekirse, havzadaki kayaçların bünyelerinde bulunan metalik mineralizasyonlara bağlı toksikelementler, redüktif <strong>ve</strong> nötral-alkalin koşullar altında (ör. göl suyunda) çoğunlukla duraylıkalacaklardır. Buna karşın, drenaj koşulları değiştiğinde <strong>ve</strong> ortamın pH’ı yükseldiğinde butoksik elementler mobilize olarak önce yerüstü <strong>ve</strong> yer altı suyuna karışacaklar, daha sonra iseVan Gölü suyunda birikmeye başlayacaklardır. Van Gölü’nün çevresel koşullarına adapteolmuş tek balık türü olan inci kefalinin, özellikle yüksek Al konsantrasyonlarından şiddetleetkileneceği, diğer toksik elementlerin ayrı ayrı <strong>ve</strong> birleşik fizyolojik etkilerinin de yıkıcıolabileceği göz ardı edilmemelidir.VAN GÖLÜ’NÜN ÇEVRE JEOLOJİSİMaden Oluşukları <strong>ve</strong> İşletmeleri Kaynaklı Çevresel RisklerVan Gölü Havzası içinde kalan alanlarda çok sayıda madencilik faaliyeti yapılmaktadır. Bufaaliyetlerin çoğu doğal agrega, pomza <strong>ve</strong> kırmataş işletmesi şeklinde olup, ayrıca Tat<strong>van</strong> <strong>ve</strong>Çaldıran bölgesindeki skorya konileri, Tımar bölgesindeki jips ocakları <strong>ve</strong> Edremit’tekikalker ocakları da bu kapsamdadır (Şekil 2). Doğal agrega işletmelerinin çoğu Karasu nehriüzerindedir. Ancak, eski alüvyal fan çökellerinin bulunduğu Beyüzümü gibi sahalardan dazaman içinde çok miktarda doğal agrega üretimi yapılmış, halen de yer yer üretimyapılmaktadır. Bazı alanlardan da bahçe toprağı olarak değerlendirmek üzere VanFormasyonu’nun siltli killi kesimleri gelişigüzel kazılarak alınmaktadır. Bu kontrolsüz kazıfaaliyetleri, doğal topoğrafyanın dengesini bozmakta, bölgedeki erozyonun hızlanmasınaneden olmaktadır. Ayrıca, bu kırıntılı istifler aynı zamanda yüzeye düşen yağışın sızması <strong>ve</strong>yer altı suyuna katılmasını sağladıklarından, bu kırıntılı örtünün sıyrıldığı alanlarda düşenyağış doğrudan yüzeysel akışa geçmekte, bu da sellenmeleri tetiklemektedir. Artan sellenme,Van Gölü’ne ulaşan askıda katı madde miktarının artmasına, gölün su kalitesine olumsuzetkide bulunmasına <strong>ve</strong> göl tabanındaki sedimantasyon hızının artmasına neden olmaktadır. Butür erozyonal riskler, göl çevresinde yürütülen pomza, skorya konisi, tra<strong>ve</strong>rten, Ahlat Taşı <strong>ve</strong>diğer taş ocağı işletmeleri için de geçerlidir.Metalik maden işletmesi olarak Özalp civarı ile Van’ın doğu kesimlerinde çok sayıda kromocağı işletilmiş olup halen bazı ocaklarda üretim faaliyeti sürmektedir. Krom dışında, Gevaşdolayında bulunan Pb-Zn oluşuklarından geçtiğimiz yıllarda birkaç bin ton üretim yapılmış,bu bölgedeki rezerv geliştirme çalışmaları devam etmektedir. Aynı bölgede bulunan demiroluşukları henüz işletmeye alınmamıştır. Çaldıran ile İran sınırı arasında kalan alanlardabulunan krom, demir, mangan <strong>ve</strong> birkaç Pb-Zn oluşuğu ise zaman zaman işletilseler de,üretim miktarı fazla değildir. Bu işletmelerin bulunduğu alanlarda üretim artığı yığınlar (pasa)asitli su drenajı açısından kontrol altında tutulmalıdır.Erciş’in kuzeyinde bulunan Zilan Vadisi 80’li yıllardan itibaren jeolojik <strong>ve</strong> jeofiziksel(gravite, Manyetik, Rezistivite) açıdan incelenmiştir. Bu bölge, son yıllarda ortaya konanVolkanojenik Masif Sülfit oluşukları nedeniyle artan bir ilgi ile araştırılmaya devamedilmektedir. Bu oluşukların bulunduğu alanlar aynı zamanda aktif Çaldıran Doğrultu Atımlı167


i-ooVan Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Fay sistemi tarafından kesilmektedir. Bu derin kırık sistemleri bölgede jeotermal akışganlarında taşıyıcısı olduklarından, bu bölge, maden oluşukları kaynaklı asitli su drenajı açısından enriskli alanları oluşturmaktadır. Bu bölgedeki alterasyon zonları, uydu görüntüleri üzerinde dekolayca saptanabilmektedir. Uydu görüntüleri üzerinden yapılan çevresel değerlendirmelerilgili konu başlığı altında <strong>ve</strong>rilmiştir.Van Gölü Havzasının Metalik Maden, Endüstriyel Hammadde<strong>ve</strong> Jeotermal KaynaklarıYahya ÇiftçiMTA - Jeofizik Etüdler DairesiSİMGELER2008Adıvar Nurettin KoçaklarYukarıgöemezPATNOSSkAğırkayaLTaşkapıAtadamIlıca Ç.NemrutGölüHaçlı G.Bendimahi Ç.ZİLANKSSOSBYoncalıNazikNazik GölüAygır G.Arin G.Koçköprü Br.Erçek GölüKüçükçaylak D.ErçekKarasu N.Güzelsu Ç.Zernek Br.Sarımehmet Br.Yeniköprü Ç.Aç ı klama:Zuhurların yerleri yaklaşıktır.Van Gölü Havzası Drenaj AlanıAna Ulaşım AğıAna Drenaj AğıJeotermal SahalarKüçük Sanayi SitesiOrganize Sanayi BölgesiSanayi İşletmesiTaş Ocağı, Kum,Çakıl, Pomza, Ahlat Taşı,Jips, Tra<strong>ve</strong>rten İşletmesiKAYNAKLAR: MTA Doğal Kaynaklar En<strong>van</strong>teri,YYÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü Araştırmaları;BölükbaşıGünyurduGüzelsuDNEMRUT D.YumurtatepeTATVANBULANIKTaşharmanBKırıkkayaOvakışlaKırkgözeDeğirmençatıVestonPerPomKimi E. Mineraller zuhur olarak değil, potansiyel olarak belirtilmiştir (Ör: NaSO4, Trona, Ab, K-F, Gr, vb. gibi)KSSBimsKılıçcıElmakayaOtluyazıPerİncekayaPomAhlatAb, K-F, Gro42 30’MALAZGİRTKulcakSarıdavutAdaksuÇukurtarlaGüntepeGü<strong>ve</strong>rcinliKızılyusufÇanakdüzüQDoğansuBudakAdilcevazKöseleSÜPHAN D. (4058)KSSDAAydınlarVAN GÖLÜNa2SO4AydınocakTRadDedeliDPerKavuştukGevaşPomMollakasımDAYarımadaZİLANKocapınarPomEdremitYeşilsuPomÇim.PerKilKSSDAERCİŞKilBMnVANDAErcişAyazpınarEtKilBJpTuzTımarKasımoğluKilDADAOSBKSSSütGürpınarDADeriPayköyPomTBMeydancıkDeliçayGölardıŞekerA.GölalanKöşebaşıESRÜK D.BSarımehmetKilKilDereköyQ KilSEYHANErçekAYRANKLARBUluşarKarakoçDiyRadPerMuradiyeKilRadGüzelsuLÇaldıranDAAkgölAkgölAsTBEmekBUĞLUÇayırÇubukluÇubukluÇardakTepedamKepirKilDCrSarayMnKuruçarYamanyurtKapıköyKoçbaşıo39 00’o38 30’BahçesarayQ GrÇatakTuzBaşkaleDADADAoÖzalpDorutayÇAYBAĞI43 00’ 43 30’ 44 00’oÇAMLIK 38 00’0 2 5 5 0 7 5 1 0 0K mŞekil 2: Van Gölü havzasının yer altı kaynakları <strong>ve</strong> madencilik faaliyetleri.168


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.DOĞAL KİRLETİCİLERMadencilik Faaliyetlerinden Kaynaklanan Çevresel EtkilerMadencilik <strong>ve</strong> bununla ilişkili işleme <strong>ve</strong>ya zenginleştirme faaliyetleri ne yazık ki gerideolumsuz çevresel etkiler bırakmaktadır (Emre <strong>ve</strong> diğ., 2000). Madenciliğin etkileri çok sayıdafaktöre bağlı olmakla birlikte madenciliğin türü <strong>ve</strong> işletme boyutu başlıca iki faktör olarakkabul edilebilir. Madencilik faaliyetleri sonucunda saha bozulmakta, topoğrafya <strong>ve</strong>hidrojeolojik koşullar değişmektedir. Madencilik faaliyetlerin aynı zamanda sosyal çevreye deetkileri vardır. Maden sahalarının çevresinde hızla yerleşim alanları oluşur ancak madenlerkapandıktan sonra bu yerleşim alanları da hızla birer ölü şehir haline dönüşür.Madencilik faaliyetlerinden kaynaklanan çevresel etkiler incelenirken madencilik faaliyetinintürü öncelikle belirtilir. Kapalı işletme ya da açık ocak işletmesi şeklinde yürütülenmadencilik faaliyetlerinin her birinin farklı çevresel etkileri söz konusudur. Kapalıişletmelerde en önemli sorunlar, oluşan yer altı boşluklarının zaman içinde çökmesi <strong>ve</strong>yüzeyde tasman türü çökme alanları oluşturması <strong>ve</strong> yeraltı su seviyesinin hızla madencilikkotlarına düşmesi, buna bağlı olarak gözenek suyu basıncının ortadan kalkması <strong>ve</strong> çökmeoturmatürü deformasyonların gelişmesidir. Sülfürlü minerallerin işletildiği kapalıişletmelerde bir diğer önemli sorun, asitli suların drenajı nedeniyle ortaya çıkar. Açık ocakişletmeciliğinde ise en önemli çevresel etkiler, gürültü, vibrasyon <strong>ve</strong> toz emisyonundankaynaklanan etkiler olarak belirtilebilir. Bu tür madencilik faaliyetlerinde çok büyükmiktarlarda hafriyat yapılır, kırma-öğütme-eleme-stoklama <strong>ve</strong> pasa döküm alanları <strong>ve</strong>yaçökeltme havuzları nedeniyle çok geniş alanlar tarımsal üretimden –en azından birkaç on yılboyunca- düşer. Bu işletme artığı malzemeler –özellikle çökeltme havuzu çamurları- bazıdurumlarda yüzyıllar boyunca çevresel sorun yaratmaya devam edebilirler. Ayrıca, çok genişalanlarda bitki örtüsü sıyrılarak ortadan kaldırıldığından, bu madencilik bölgeleri aynızamanda çok hızlı erozyona da maruz kalırlar.Van Gölü Havzasında antik dönemlerden kalma küçük maden işletmeleri bulunsa da,günümüzde genel olarak açık ocak işletmeciliğine dayalı madencilik faaliyetleriyürütüldüğünden bu faaliyetlere dayalı çevresel etkilere odaklanılacaktır. Ayrıca, jeolojikyapıdan kaynaklanan radyoaktif kirlilik <strong>ve</strong> işletmeye konu olmasalar da erozyon ile gölesürekli malzeme <strong>ve</strong>rmeleri nedeniyle alterasyon alanları da değerlendirilecektir.Maden AtıklarıMetalik ya da metalik olmayan madenlerin üretilmesi sırasında <strong>ve</strong> sonrasında büyükmiktarlarda işletme artığı, kısaca maden atığı ortaya çıkar. Metalik maden işletmelerinde çokdüşük – düşük tenörler söz konusu olduğundan büyük miktarlarda pasa üretilir. Bu pasa kaba<strong>ve</strong>ya ince taneli olabilir. Yüksek fırın külleri <strong>ve</strong> termik santral atıkları ile çökeltme havuzuçamurları ince taneli atıklara örneklerdir. Bu pasa yığınlarının çevresel etkileri iki başlıkaltında toplanabilir. Birincisi, kontrolsüz yığınlarda en yaygın olarak ortaya çıkan sorun, şevstabilitesi sorunu yani heyelan <strong>ve</strong> akma yapılarıdır. Yığılan malzemenin şev kritik açılarıaşıldığında, malzeme suya doygun hale geldiğinde ya da sismik açıdan tetiklendiğinde buyığınların şevlerinde büyük kütle hareketleri gelişebilir. İkincisi de, yığılan malzemeninkimyasal bileşimi nedeniyle ortaya çıkan çevresel etkilerdir. Bu konuda <strong>ve</strong>rilebilecek enönemli örnek ise, pirit içeren atıkların atmosferik koşullarda okside olarak sülfirik asitoluşturmalarıdır. Ortamda demir sülfat <strong>ve</strong>ya hidroksitler bulunuyorsa bu ortamın asitkoşullarının devam etmesini sağlayarak sülfirik asit üretimini hızlandırırlar. Bu nedenle,169


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.maden atıklarının pH’larını kontrol etmek üzere bazen bazik malzemeleri bu atıklarlakarıştırmak gerekebilir.Bu maden pasalarında bulunan piritin oksidasyon ürünleri yüzey suları tarafından çözülerektaşınır. Yüzey suları aynı zamanda çözünebilir tuzları, özellikle de kloridleri bünyesine alır.Yağışın bol olduğu Karadeniz kuşağında olduğu gibi kimi pasa döküm alanlarında hektarbaşına bir ton klorid çözeltiye alınarak taşınabilir. Kaba taneli pasa yığınları daha geçirgenolduklarından bazen önemli miktarlarda sülfat da çözülebilir. Bu tür maden pasalarındankaynaklanan asitli sular yer yer düşük konsantrasyonlarda bakır, nikel, çinko ile birlikte bazen0.1 mg/lt konsantrasyonlara ulaşabilen diğer ağır metaller bulunabilir.Karbonlu bileşiklerin bulunduğu pasa alanlarında, piritin oksidasyonu ile de desteklenen aniyanma olayları gelişebilir. Atmosferik koşullarda oluşan ekzotermik reaksiyonlar sonucuaçığa çıkan ısı, bu tür yanma olaylarının kaynağını oluşturur. Kömür ya da organik maddecezengin malzemeler oksijenin bol olduğu durumda yanma sıcaklıklarının altındakisıcaklıklarda da oksitlenerek tutuşabilirler. Maden yangınları da bu tür oksitlenmelerdenkaynaklanır. Bu tür pasa alanlarında meydana gelecek ani yanmalar sonucunda karbonmonoksit, karbon dioksit, sülfür dioksit <strong>ve</strong> bir miktar hidrojen sülfit açığa çıkar. Bu gazemisyonu da atmosferde uzun süre duraylı kalamaz <strong>ve</strong> yağışla birlikte yağmur sularına,buradan alıcı ortamlara karışarak bu ortamların jeokimyasal dengelerini değiştirirler.Asitli Su DrenajıBu terim, maden işletmelerindeki ya da pasa yığınlarındaki sülfitli minerallerin doğaloksidasyonu ile ortaya çıkan drenajı tanımlamaktadır. Bu olgu, sülfürlü minerallerin yüksekoksidasyon koşullarında okside olmaları sonucunda gelişir <strong>ve</strong> ortamda sulu demir varsa <strong>ve</strong>duraysız ise, bu demir, demir hidroksitleri şeklinde metal olarak çökelir. Bu olgu hem kapalıişletmelerde, hem de açık işletmeler, pasa yığınları, çökeltme havuzları <strong>ve</strong> madentopuklarında gelişebilir.Asitli su drenajı büyük metalik maden işletmeleri <strong>ve</strong> kömür işletmeleri çevresindeki akarsulariçin önemli bir kirleticidir. Ancak, maden yatağındaki sülfit mineralleri reaktif değilse ya dacevherli kayaçta, ortamın pH’ını nötralize etmeye yetecek oranda alkali madde varsa asitli sudrenajı gelişmez. Bu tür alanlardan drene olan suların asitliğini kontrol etmek çok önemlidirçünkü bu suların asitliği arttıkça çözeltiye geçen sülfat <strong>ve</strong> ağır metal miktarı da artacak, bu daönemli çevre kirliliklerine neden olacaktır.Doğal Radyoaktivite Kaynaklı RisklerVan Gölü havzasında sinirdim sistemi kanserlerine sık rastlanıldığı çeşitli bilimselplatformlarda dile getirilmiştir. Eylül 1994 <strong>ve</strong> Haziran 2000 arasında YYÜ Tıp FakültesiPataloji anabilim dalına başvuran 19.130 hastanın %11’ine kanser tanısı konmuştur;hastaların %61 erkek, %39’u kadın olup erkek/kadın hasta oranı 1.59 olarak belirlenmiştir.Erkeklerde en sık görülen kanser türleri mide (%18,6) <strong>ve</strong> deri (%14.4), kadınlarda iseözafagus (%17.9) <strong>ve</strong> mide olmaktadır; kadın hastalarda gastrointensital kanser vakaları oranı% 40’ı bulmaktadır (Kösem <strong>ve</strong> diğ. 2001). Bölgede görülen mide, yemek borusu <strong>ve</strong> gırtlakkanserlerinin yoğunluğu gıda kaynaklarıyla ilişkili bir takım sorunların bulunduğu kanısınıuyandırmaktadır. Bu sorunlar hem yiyeceklerden, hem de sulardan kaynaklanmış olabilir.Yüzey sularında U, Th, Rd gibi radyo nükleidlerle, α-aktivitesinin varlığı önemli bir riskoluşturmaktadır. Bu bağlamda, havza kayaçları <strong>ve</strong> bu kayaçlar üzerinde gelişen akarsu ağıyla170


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.ilişkili doğal radyo aktivite riskini belirlemek amacıyla Ege Üni<strong>ve</strong>rsitesi Nükleer BilimlerEnstitüsü <strong>ve</strong> YYÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü arasında ortaklaşa yürütülen saha <strong>ve</strong>laboratuvar çalışmaları dikkate değer bulgular sağlamıştır.Yüzey γ değerleri açısından en yüksek değerlerin 14.5-15 (µR/h), 195-200 (cps sayım /saniye)riyolit <strong>ve</strong> riyodasit bileşimindeki felsik volkanik kayaçlardan yüzey γ değeri elde edilmesi birsürpriz olmamıştır. Bazik volkanik kayaçlarda ise yüzey gama ölçümleri 11 (µR/h), 130 (cpssayım /saniye) değerlerde görülmektedir (Tolluoğlu <strong>ve</strong> diğ., 2004). Ölçüm değerlerindentemsilci olabilecek bazıları Tablo 3’te sunulmuştur.Tablo 3. Van Gölü Havzası Kayaçları Yüzey γ <strong>ve</strong> Doz oranı Ölçüm Değerleri (Tolluoğlu <strong>ve</strong>diğ., 2004’ten değiştirilerek).KayaçTipiYüzeyγDozHızıKayaçTipi <strong>ve</strong>YüzeyγDozHızıKayaçTipiYüzeyγDozHızıKayaçTipiYüzeyγDozHızıÖlçümÖlçümÖlçüm(cps) (µR/h) Ölçüm No (cps) (µR/h)(cps) (µR/h)NoNoNo(cps) (µR/h)Bitlis Masifi Kayaçları Ofiyolitik KayaçlarMiyosen-Pli. GençÇökellerGenç VolkanitlerŞistSerpantinitKireçtaşıRiyolit86 849 528 3GEV-5 GEV-1 ER-9 ÇAL-1198 15ŞistSerpantinitKireçtaşıPomzaGEV-6125 969 540 3122 10GEV-4NEM-1SIH-1ŞistSerpantinitKumtaşıPomza109 8.558 528 2.5KUZ-1 GÜR-1 YAT-1 NEM-4156 14ŞistSpilitikKumtaşıBazalt118 10 Lav 97 758 5118 10KUZ-2 SIH-2 GÜR-1 ADİL-1GnaysSerpantinitKumtaşıBazalt116 1048 433 3KÖP-1 ER-1 ER-5 ERC-190 8GnaysSerpantinitAlüvyonBazalt95 853 538 3.5KÜÇ-1 ER-2 ER-6 TIM-1130 11GölAlbititSerpantinitBazaltçökelleri136 1168 538 3.5BEND-HİZ-1 ER-4 ER-81113 10SerpantinitGölBazalt55 5 çökelleri 48 488 8ER-7 ER-10 MUR-1AlüvyonBazalt23 2 (skorya) 40 4GEV-3TEN-1Havza genelinde yapılan yüzey suyu örneklemelerinde, U konsantrasyonlarında akarsu ağınıngeliştiği kayaç tipine göre değişimler görülmektedir. Karasu ırmağının Nemrutvolkanizmasının ürünü olan bazaltik kayaçlar üzerinde akaçlanan kesimlerinde sudaçözünmüş en yüksek U değerleri (8.57 ppb) belirlenmiştir (Tolluoğlu <strong>ve</strong> diğ., 2005).Saha çalışmalarında genel ortalamalara göre daha yüksek değerler belirlenmiş olmaklabirlikte su örneklerinin analizi sonucu alınan örneklerde U konsantrasyonunun 0.29 - 8.57ppb. arasında değiştiği saptanmıştır. Yerküre ortalamasının 10 -2 – 10 -1 ppb arasında değiştiği171


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.göz önüne alınırsa, yüzey sularındaki U konsantrasyonunun bu değerleri yükseksayılmaktadır. İçme suyu olarak kullanılacak kaynağın U konsantrasyonunun 10 ppb’dendaha düşük olması gerekir. Ancak yüzey sularındaki radyoaktivitenin UNSCEAR, ICRP, <strong>ve</strong>BEIR gibi uluslar arası kuruluşlar tarafından belirlenen sınır değerlerini (10 ppb) aşmadığıgörülmüştür. Ancak sulardaki radyoaktivitenin sınır değerleriyle ilişkili tam bir fikir birliğisağlanmamıştır. Havzada yürütülen hidrojeokimyasal çalışmaların örnek dağılımı Şekil 3’tegösterilmektedir.Şekil 3: Van Gölü Havzasının basitleştirilmiş jeolojik konumu <strong>ve</strong> havzada yürütülenhidrojeokimyasal çalışmaların örnek lokasyon dağılım haritası (Tolluoğlu <strong>ve</strong> diğ., 2004’ten).A.B.D Federal Hükümetine bağlı EPA (Envirment Protection Agency) 30 ppb gibi son dereceyüksek değerler belirlemişken, EWA (Europen Water Agency 2004 yılında 1 ppb – 3 ppbarasındaki uranyum konsantrasyonlarının kabul edilebilir değerler olduğunu açıklamıştır.Ancak, çeşitli ülkelerde <strong>ve</strong> farklı kuruluşlarda, sulardaki uranyum içeriğinin en üst seviyesininne olacağına dair farklı kabuller vardır. Almanya Federal parlamentosu 2004 yılında her türlüşişelenmiş mineralli su içindeki U konsantrasyonun 1 µ / lt’yi geçmemesi gerektiğini belirtenyasayı kabul etmiştir. Uranyumun içme sularındaki değerlerinin ise 1 µ / lt (= 1ppb)geçmemesini gerektiğini savunan güncel bilimsel araştırmalar da mevcuttur (Eupais, 2004).Burada ülkeden ülkeye değişen U sınır değerlerinden başka, sınır değerlerde zamana bağlıdeğişiklikler de görülmektedir. Örneğin EPA (30 ppb) açıklamalarından önce A.B.D.’de farklıkuruluşlar genellikle 10 ppb gibi bir sınır değerini benimsemekteydi. Bu nedenle söz konusu10 ppb’lik sınırın gerçek anlamda bir tehlike sınırı olarak kesin kabulü çok bağlayıcı değildir.Yeni saha araştırmaları <strong>ve</strong> sağlıklı tıbbi istatistiklerle karşılaştırılması sonucu bu değerlerdeyukarı <strong>ve</strong>ya aşağı değişimler olabilir. Gerçek anlamda geçerli bir sınır değerin belirlenmesiiçin saha çalışmalarının tüm büyük akarsu havzaları bazında tamamlanıp sonuçlarınınkarşılaştırılması gerekmektedir (Tolluoğlu <strong>ve</strong> diğ., 2005).172


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Jeotermal Drenaj SorunuVan ilinde altı adet jeotermal alan bulunmaktadır (MTA, 2005). Bunlardan Özalp - Çaybağıkaynağı ile Başkale - Çamlık kaynaklarının drenajı Zap Suyu’na olup, diğer kaynakların(Erciş – Zilan, Çaldıran – Ayrancı, Çaldıran – Buğlu <strong>ve</strong> Gürpınar – Yurtbaşı) drenajı VanGölü havzasınadır. Bu jeotermal kaynakların yaklaşık debileri <strong>ve</strong> sıcaklık değerleri Tablo 4’te<strong>ve</strong>rilmiştir.Tablo 4: Van Gölü Havzasındaki Jeotermal Kaynaklar <strong>ve</strong> sıcaklık/debi miktarları (MTA,2005)Jeotermal alan Kaynak Adı Sıcaklık Debi (l/s)( o C)Erciş - ZilanŞorköy (Taşkapı) KaynağıHasanabdal Kaynakları42 – 8034 - 65189Çaldıran AyrancıDoğal KaptajDoğal Kaptaj KD Kaynak Gr.Ova Kaynak GrubuOva KD Kaynak Grubu60,820 – 2526 – 5014 - 311*1,5*8*1*Çaldıran Buğulu Buğulu Kaynağı 37 5*Gürpınar - Yurtbaşı Seyhan Kaynağı 25 1,5*Toplam DebiTablo 4’teki <strong>ve</strong>riler kullanılarak yapılan hesaplamaya göre bu jeotermal kaynaklardan VanGölü Havzasına, sonuç olarak da Van Gölü’ne yılda yaklaşık 1.5 Milyon m 3 sıcak su deşarjolmaktadır. Bu suların kimyasal analizlerine bakıldığında ise, suların pH değerlerinin 6,3 ile7,7 arasında değiştiği, anyon <strong>ve</strong> katyon değerlerinin de oldukça değişken olduğugörülmektedir (MTA, 2005). Bu analizlerde dikkati çeken iki bileşen, B <strong>ve</strong> NO 3 ’tür. Bukaynakların B konsantrasyonları genelde yüksek olup bazı kaynaklarda 77 mg/l’ye kadaryükselmektedir. Aynı şekilde, NO 3 konsantrasyonu da bazı kaynaklarda 20 mg/lt’ye kadaryükselmektedir. Cl - değerleri de genel olarak 500 ila 700 mg/lt değerlerinde olmakla birliktebu değer Zilan Kuzey Kaynağında 1075, Çaldıran – Buğulu kaynağında ise 1825 mg/lölçülmüştür.Diğer önemli bir parametre ise sıcaklık anomalisidir. Deşarj olan jeotermal sular alıcı ortamınsıcaklığından önemli ölçüde daha sıcak olduklarından, bunların karışım bölgelerinde önemlisıcaklık anomalileri oluşur; bu sıcaklık farklılıkları da ortamdaki fauna <strong>ve</strong> flora dengesininbozulmasına yol açar. Bu olgu özellikle termik santraller <strong>ve</strong> nükleer santrallerin soğutmasularını deşarj ettikleri ortamlarda büyük çevresel sorunlara yol açmaktadır. Bu nedenle,jeokimyasal açıdan herhangi bir önlem alınamasa bile, yıllık 1.4 milyon m 3 gibiazımsanmayacak miktarda sıcak suyun bu kapalı havzaya deşarj edilmesi konusu teknikaçıdan değerlendirilmeli, kontrollü <strong>ve</strong> soğutularak deşarjın koşulları oluşturulmalıdır.LANDSAT ETM GÖRÜNTÜ ANALİZLERİÇalışma alanına ait elde edilen <strong>ve</strong> 7 bant görüntü sağlayan Landsat ETM (Enhanced ThematicMapper) <strong>ve</strong> görüntüleri işlenmiştir. Landsat 7 ETM görüntüleri 1999 yılında uzaya NASAtarafından fırlatılan Landsat 7 uydusundan sağlanmaktadır. Bu görüntü sistemi 185 kmgenişliğinde bir alanda görüntü sağlamaktadır. Pankromatik olarak 15 metre çözünürlüktegörüntü sağlayan bu uydu sisteminde, SWIR (Shortwa<strong>ve</strong> Infrared) <strong>ve</strong> VNIR(Visible NearInfrared) bantlarda ise çözünürlük azalarak 30 metre, termal bantlarda ise 60 metreye kadar173


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.düşmektedir. Buradaki asıl amaç hidrotermal alterasyon zonlarını belirlemek, yüzey sularındaoluşan değişimleri açığa çıkarmak, maden işletmelerinden kaynaklanan demir kirliliğininalanda meydana getirdiği değişimleri izlemek, alanda bulunan bitki türleri belirlenerek, bugörüntü sistemlerine ait NDVI (Normalized Differentiated Vegetation Index) belirleyerekbitkilerde meydana gelen değişimleri izlemektir.Bu analizler için her iki görüntü sistemine ait farklı bantların kompozisyonu <strong>ve</strong> oranlanmalarıgerekmektedir. Öncelikle alanda meydana gelen demir içerikli yerleri belirlemek için Landsatgörüntülerine ait 3, 4, 5 <strong>ve</strong> 7 nolu bantların işlenmesi gerekmektedir. Bunun için bugünekadar kullanılan <strong>ve</strong> Kaufmann (1988) tarafından türetilen algoritma kullanılmaktadır. Bualgoritma ile, 7/4 : 4/3 : 5/7 bant oranlaması yapılarak alana ait demir açısından kirlenmiş<strong>ve</strong>ya demir içerikli bölgeler ayırt edilmektedir, bant oranlaması sonucunda Şekil 4’dekigörüntü elde edilmiştir. Burada kırmızı bölgeler demir açısından zengin olan yerleri, yeşilolan bölgeler ise yoğun bitki örtüsünü göstermektedir.Şekil 4: 7/4: 4/3: 5/7 bant oranlaması yapılarak elde edilen görüntüde, kırmızı bölgeler demiraçısından zengin olan bölgeleri, yeşil olan bölgeler ise yoğun bitki örtüsünü göstermektedir(Kaufmann, 1988’e göre).Şekil 4 incelendiğinde havzanın bitki örtüsü açısından oldukça fakir olduğu görülmektedir.Erciş <strong>ve</strong> Reşadiye GB kesimleri dışında havzanın neredeyse çıplak olduğu söylenebilir. Budurum, yanlış otlatma <strong>ve</strong> erozyon kontrolü açısından önemli olan küçük top çalıların insanlartarafından yakma amacıyla sökülmesi gibi unsurlarla birleşince havzanın tamamen erozyonaaçık hale gelmesini sonuçlamıştır.GENEL DEĞERLENDİRME <strong>ve</strong> SONUÇLARVan Gölü havzasında 1800’lü yılların ortalarından itibaren jeolojik-jeomorfolojik <strong>ve</strong> petrolamaçlı araştırmalar yapıldığı bilinmektedir. Ancak, Van’daki Yüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsitesi’ninkurulması ile birlikte öncelikle Ziraat, Hay<strong>van</strong>cılık <strong>ve</strong> Su Ürünleri olmak üzere, 2000’liyıllardan bu yana da jeolojik - jeomorfolojik <strong>ve</strong> hidrojeolojik çalışmalar hız kazanmış,174


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.havzada çok sayıda ulusal <strong>ve</strong> uluslar arası destekli araştırma projesi yürütülmüştür. Bunlardanbazılarında havza sürdürülebilir gelişme kapsamında ele alınmıştır (Kılınçaslan <strong>ve</strong> diğ.,2003). 2002 yılında tamamlanmış olan Van İli Gelişme Raporu da YYÜ - DPT – Van YerelYönetimlerinin ortaklaşa oluşturdukları bir durum raporu niteliğindedir (DPT, 2002). Yine T.C. Çevre <strong>ve</strong> Orman Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan İl Çevre Durum Raporu, havzadakiinsan faaliyetlerinden kaynaklanan çevresel riskleri irdelemiştir (İÇDR, 2002). Bölgedekisanayi altyapısını irdeleyen Van İl Sanayi En<strong>van</strong>teri de YYÜ ile VATSO tarafındanhazırlanarak 2006’da yayınlanmıştır (VİSE, 2006). Bunların dışında, 2000 yılından buyanaakademik faaliyet sürdüren YYÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü araştırıcıları tarafındanyürütülen bilimsel araştırma, Yüksek Lisans çalışmaları <strong>ve</strong> ulusal – uluslar arası araştırmaprojeleri sonucunda çok sayıda <strong>bildiri</strong>, makale <strong>ve</strong> rapor yayınlanmıştır (Akkaya <strong>ve</strong> Köse,2002; Sağlam <strong>ve</strong> Örçen, 2002; Selçuk <strong>ve</strong> Çiftçi, 2002; Akça <strong>ve</strong> diğ., 2002; Çolakoğlu <strong>ve</strong>Çiftçi, 2005; Çolakoğlu, 2006; Karabıyıkoğlu <strong>ve</strong> diğ., 2007; vb.). Bunu, akademik ele alışolgusunun somut sonuçları olarak değerlendirmek olanaklıdır. Bu olumlu gelişmelere <strong>ve</strong> iyiniyetli çabalara rağmen, yapılan bilimsel çalışmaların yerel <strong>ve</strong> merkezi yönetim tarafındanciddiye alındığı <strong>ve</strong> ortaya konan bilimsel bulguların her türlü planlama faaliyetindekullanılmaya başlandığı ise ne yazık ki söylenemez. Aslında bu durumu yöreye özgü bir sorunolarak değil, ülkemizin genel sorunları arasında değerlendirmek daha tutarlı olabilir.Van Gölü Havzası’nın jeokimyasal <strong>ve</strong> çevresel parametreleri hem havzada yaygın olan kayaçtürlerinin kimyasal bileşimlerinde yer alan eser elementlerin ayrışması, taşınması <strong>ve</strong> biyolojikçevrede zenginleşmesi nedeniyle, hem metalik mineralizasyonlara eşlik eden yüksek eserelement konsatrasyonlarının asitli su drenajı ile alıcı ortamlara taşınması yoluyla, hem dehavzaya drene olan jeotermal çözeltilerin taşıdıkları iyonlar <strong>ve</strong> eser elementler nedeniylesürekli değişmektedir. Bu değişimin boyutu <strong>ve</strong> hızı hakkında şimdiye dek bütüncül birjeokimyasal alan çalışması yürütülmemiştir. Bu makale de bir alan çalışması niteliğitaşımayıp, havzanın çevresel durumuna doğal jeolojik çevrenin olası etkilerini işaret etmekamacıyla oluşturulmuştur.Şekil 5’te havzanın yer altı kaynaklarının dağılımı <strong>ve</strong> önemli maden işletmelerin konumlarıgörülmektedir. Şekil 3 ile birlikte değerlendirildiğinde havzanın jeolojik <strong>ve</strong> mineralizasyonçeşitliliği kolayca saptanabilir. Bu çeşitlilik ekonomik olanaklar açısından bir a<strong>van</strong>taj olarakdeğerlendirilse de, çevresel etkiler açısından bakıldığında bu çeşitliliğin her birinin bağımsızdeğişken olarak davranması nedeniyle ortaya çok bileşenli bir çevresel analiz sorunuçıkmaktadır. Bu bileşenlerin artması, yapılması gereken jeokinyasal çalışmaların sayısını <strong>ve</strong>boyutunu da belirlemektedir.Havzanın jeolojik konumu değerlendirildiğinde, insan faaliyetlerinden kaynaklanan çevreseletkiler (İÇDR, 2002; Kaplan <strong>ve</strong> diğ., 2002) dışında, salt doğal jeokimyasal süreçler nedeniyleortaya çıkan <strong>ve</strong> süreklilik taşıyan bazı kirlilik unsurlarının bulunduğu, bu kirlilik unsurlarınınhızının insan faaliyetleri nedeniyle büyük ölçüde artabileceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle,havzada yürütülen madencilik faaliyetleri ile jeotermal kaynakların işletmeciliğinin çokhassas bir şekilde planlanması gerektiği, bu faaliyet <strong>ve</strong> işletmelerden kaynaklanan atıklarınalıcı ortamlara deşarjının olabildiğince engellenmesi <strong>ve</strong>ya en aza indirilmesi için gerekliönlemlerin alınması gerekmektedir.Deprem doğal bir jeolojik olgu olmakla birlikte, insan yerleşimlerine <strong>ve</strong> endüstriyel altyapıyaolan yıkıcı etkileri nedeniyle bir “Doğal Afet”e dönüşebilir. Aslında bu yönüyle yıkıcıdepremler, sel, kütle hareketleri, yangınlar vb. unsurlar, doğal yaşama olan etkileri açısındanbirer çevre felaketi olarak algılanabilir. Havzadaki insan yerleşimlerine yıkıcı depremlerinolası etkileri konusunda da bağımsız çalışmalar yürütülmüş, halen de yürütülmektedir (Çiftçi175


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.<strong>ve</strong> diğ., 2004; Selçuk <strong>ve</strong> Çiftçi, 2002, 2007; Özkaymak <strong>ve</strong> Köse, 2002; Öz<strong>van</strong> <strong>ve</strong> diğ., 2002,vb.). Özellikle yeni toplu yaşam alanları oluşturulurken seçilecek yerleşkelerinbelirlenmesinde <strong>ve</strong> bu alanlardaki yapı tasarımlarında çağdaş mühendislik yaklaşımlarınınbenimsenmesi çevresel açıdan da önem taşımaktadır.Van Gölü Havzası yaklaşık 20.000 km 2 ’lik bir doğal yaşam alanıdır. Havzada yaklaşık 1Milyon insan nüfusu, bunun birkaç katı besi hay<strong>van</strong>ı ile çok sayıda sulak alanı kullanan doğalyaşam <strong>ve</strong> bitki çeşitliliği barınmaktadır. Bu havza, en büyük alıcı ortamı Van Gölü olan içeakışlı bir havza olduğundan, bu alıcı ortamın jeokimyasının değişmesi, tüm havzadaki yaşamıderinden etkileyecektir. Bu nedenle, bu havzanın ne tür çevresel riskler altında olduğu zamanyitirilmeden çok ayrıntılı olarak ortaya konmalıdır. Bu çevresel risklerin her biri ayrı ayrıdeğerlendirilmeli, bunların bitki, hay<strong>van</strong> <strong>ve</strong> insan yaşamına olası etkileri ortaya konmalı, dahasonra da bu çevresel etkiler birbirleri ile etkileşimli olarak değerlendirilerek toplam çevreseletkinin zamana bağlı değişimi modellenmelidir. Bu konudaki nihai hedef havzanınsürdürülebilir çevre yönetim sistemini oluşturmak olmalıdır.KAYNAKLARAbrams, M. J., Brown, O., Lepley, L., Sadowski, R., 1983. Remote sensing for porphyrycopper deposits in Southern Arizona. Econ. Geol. 78, 591-604.Akça, E., Selçuk, L., Çiftçi, Y., Yakupoğlu, T., Tolluoğlu, Ü., Örçen, S., Kapur, S., Büyük,B., Çimrin, M., 2002. Ze<strong>ve</strong> Kampüsü (YYÜ) karot örneklerinin kil minerolojisi,Doğu Anadolu Jeoloji Çalıştayı, 2002. VANAkkaya, İ. <strong>ve</strong> Köse, O., 2002. Van Gölü Havzası’nda depremselliğin periyodik tekrarlanmaolasılığı, 55. Türkiye Jeoloji Kurultayı, Bildiri Özleri Kitabı, TMMOB JeolojiMühendisleri Odası, p.12, Ankara.Bowen, H. J. M., 1966. Trace Elements in Biochemistry. Academic Press, NY.Çiftçi, Y., Selçuk, L., Öz<strong>van</strong>, A., Akkaya, İ., Şengül, A., Aras, B., 2004; Seismic RiskAnalysis For The Settlements In The Basin Of Lake Van, Turkey, 5th ISEMG,Selanik-Yunanistan.Çolakoğlu, A.R., and Çiftçi, Y., 2005. Alteration and Mineralization Marks in the JointSystems Devoloped In Front of The Thrust Zone of Yüksekova Melange Complex(North of Van). 40 th Anni<strong>ve</strong>rsary Geology Symposium, 27-30 September 2005, p.108-109, KTU, Trabzon.DPT-2002. Van İli Gelişme Raporu. Aralık-2002.Emre, H., H. Özturk, Y. Çiftçi, M. A. Işık, N. Hanilçi, 2000. The mining activity in MarmaraSea Basin and it’s environmental effects on surficial waters and the sea environment,The Symposium of Marmara Sea 2000, 11-12 Nov. 2000, Istanbul / TURKEY.(İÇDR): İl Çevre Durum Raporu, 2002(?). T. C. Çevre <strong>ve</strong> Orman bakanlığı, Ankara.Kaufmann, H., 1988. Mineral exploratioon along the Aqaba-Le<strong>van</strong>t structure by use of TMdata; concepts, processing and results. Int. J. Remote Sensing, 9, 1639 – 1658.Kaplan, C., Öz<strong>van</strong>, A., Çiftçi, Y., 2002. Van İli Katı Atık Depolama Alanlarının Jeolojisi <strong>ve</strong>Çevresel Etkileri, 55. Jeoloji Kurultayı, s140, 11-15 Mart 2002, Ankara.Karabıyıkoğlu, M., Litt, T., Örçen, S., Krastel, S., Kipper, R., 2007. Van Gölü HavzasınınGeç Kuvaterner Çökelme Ortamları, Göl Seviyesi Oynamaları <strong>ve</strong> İklim Değişiklikleri.TURQUA VI, 16-18 Mayıs 2007, İTÜ-İstanbul.Kılınçaslan, T., Gülersoy, N. Z., Le<strong>ve</strong>nt, T. B., Adızel, Ö., Çiftçi, Y., 2003. SürdürülebilirGelişme Kapsamında Van Gölü Kapalı Havzası İçin Yatırım Alanlarının İrdelenmesi,TÜBİTAK VAP Projeleri, No: YDABAG-101Y094176


Van Gölü Hidrolojisi <strong>ve</strong> Kirliliği Konferansı, 21-22 Ağustos 2008, DSİ XVII. Bölge Müdürlüğü, Van.Köse O., Gökdere F., Tolluoğlu D., 2005. Van Gölü Havzasının Genel Tanıtımı. 12. UlusalKil Sempozyumu Program Kitapçığı 05-09 Eylül, Van , 23-26.Kösem M., Uğraş S., Özen S., Bayram İ., Ceran F., Oral H., Polat S., 2001. Van Gölühavzasında kanser sıklığı <strong>ve</strong> dağılımı. Çukurova Üni<strong>ve</strong>rsitesi Tıp Fakültesi dergisi 26:30-36.Leckie, J. O., <strong>ve</strong> Parks, G. A., 1978. Geochemistry and environmental impact. In: Geology inEnvironmental Planning, Howard, A. D. & Remson, I., (eds). McGraw-Hill, NY, pp. 276-288.MTA, 2005. Türkiye Jeotermal Kaynakları En<strong>van</strong>teri. ISBN: 975 – 8964 – 36 - 4Özkaymak, Ç. <strong>ve</strong> Köse, O., 2002. Van İli <strong>ve</strong> yakın civarı aktif tektoniğine yönelik bulgular?,55. Türkiye Jeoloji Kurultayı, Bildiri Özleri Kitabı, TMMOB Jeoloji MühendisleriOdası, p.226, AnkaraÖz<strong>van</strong>, A., Kaplan, C., Çiftçi, Y., 2002. Van İli Yerleşim Alanının Sıvılaşma Potansiyeli, 55.JeolojiKurultayı, s233-234, 11-15 Mart 2002, AnkaraPlant, J. A., Baldock, J. W.&Smith, B., 1996. The role of geochemistry in environmental andepidemiological studies in de<strong>ve</strong>loping countries: a review. In Environmental Geochemistryand Health with Special Reference to De<strong>ve</strong>loping Countries, Geological SocietySpecial Publication No 113, Appleton, J. P., Fuge, R.&McCall, G. J. H. (eds),Geological Society, London, pp. 7-22.Sağlam, A., Örçen, S., 2002. Van Formasyonunun Biyofasiyes Özellikleri <strong>ve</strong> ÇökelmeOrtamları. 55.Jeoloji Kurultayı Bildiri Özleri Kitabı. s. 245-246, 11-15 Mart 2002, MTA Kültür Sitesi.Sarı M., 2000; İnci kefali: Bilgiler <strong>ve</strong> mevzuat; Su Ürünleri Bölümü, Ziraat Fakültesi, YYÜ,Van.Sarı M., 2001. Van Gölü İnci Kefali, Stok miktarının Tahmini <strong>ve</strong> Balıkçılık YönetimEsaslarınınBelirlenmesi, Çekül Bilimsel Dergisi, ISBN 975-6825-01-4, İstanbulSelçuk, L., Çiftçi,Y., 2002. Yüzüncü Yıl Üni<strong>ve</strong>rsite Yerleşkesindeki Pliyo-Kuvaterner YaşlıGölsel Çökellerin Zemin Davranışları Hakkında Ön Değerlendirme. 11-15 Mart 2002,55. Türkiye Jeoloji Kurultayı.Selçuk, L., Çiftçi, Y., 2007. Microzonation of the Plio-Quaternary Soils; a study of theliquefaction riskpotential in the Lake Van Basin, Turkey. Bulletin of Engineering Geology and Environment,V.66, Nr.2, pp.161-176.Thornton, I., & Plant, J. A., 1980. Regional geochemical health and mapping in the U.K.Journal of theGeological Society, 137, 575 – 586.Tolluoğlu A. Ü., Eral M., Aytaş Ş., Akyil S., Işik M. A., Aslani M. A. A., Köse O., Çiftçi Y.,Türközü D. A., Yüksel A., 2004. Relationship Between Natural Radioactivity andRock Type in The VAN Lake Basin-TURKEY. International Symposium Insinume2004, - In Situ Nuclear Metrology As a Tool of Radioecology, Radioprotection of TheEnvironment, Albena, BULGARIA, Abstract Book, p. 19, 27-30 September 2004.Tolluoğlu A. Ü., Eral M., Aytaş Ş., Akyıl S., Işık M. A., Aslani M. A. A., Köse O., Çiftçi Y.,Türközü D. A., Yüksel A., 2005. Natural Radioactivity In Surface Waters In Van LakeBasin – TURKEY. X. European Ecological Congress (EURECO-2005) - Kuşadası-AYDIN/TURKEY 08-13 No<strong>ve</strong>mber 2005.VİSE-Van İl Sanayi En<strong>van</strong>teri, 2006. YYÜ – VATSO yayını, VAN.177

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!