CELSE 65 - 8 Ağustos 1981bir gezegen güçlü bir şekilde negatife doğru gitmekteyse, hasatauygunluk derecesine gelebilecek bir pozitif kutuplaşmaya hemen hiçrastlanmaz.SORU: Buna neden hiç olanak bulunmadığını açıklayabilir misiniz?RA: Pozitif kutuplaşma için belli bir miktarda kendi kaderini tayin etme(elindelik, özgür irade) olanağı gerekmektedir.SORU: Devremizin şu son günleri bitmiş olsa ve şimdi hasat yapılsaydı,belli sayıda negatif ve belli sayıda pozitif varlık hasat edilecek, ve bellisayıda da devreyi tekrarlayacak olanlar bulunacaktı. Ancak, şu an ilehasatın gerçekleşeceği zaman arasında deneyimlenecek katalizörlerdendolayı hasata uygunluk kazanmış varlıkların sayısının artacağını kabulediyorum.Genel olarak konuşursak, yani sırf bu gezegenle ilgili değil de hasatkonusunda genelde nasıl olduğunu düşünecek olursak, bizimki gibi birson devre sırasında ortaya çıkan katalizörlerden dolayı hasata uygunlukkazanan varlıkların sayısında ne oranda bir artma görülebilir? Yoksadiğer gezegenlerin de hasata yakın devrelerde, karışık bir hasatdurumunda, ek katalizörlerle karşılaştıklarını varsaymakla yanılıyormuyum?RA: Karışık hasat durumunda hemen daima uyumsuzluk da vardır vebunun için de sizin “Dünyadaki değişiklikler”iniz şeklinde ek katalizörlerbulunur. Bu varsayımınızda haklısınız.Konfederasyon’un isteği, bu ek katalizörden dolayı daha yoğun birarayışa girenlere hizmet etmektir. Bundan dolayı hasata eklenecekvarlıkların sayısını ortaya atma yolunu tercih etmiyoruz, çünkü bu uygunolmaz. Biz sadece hizketkârız. Eğer çağrılırsak, bütün gücümüzle hizmetederiz. Sayıları saymak erdemli bir yaklaşım olmaz.SORU: Devre sonundaki ek katalizör özellikle gezegensel bilincin eğilimve yöneliminin bir fonksiyonudur. Bu bilinç, düşünme biçim ve yöneliminişimdi içinde bulunduğu duruma getirerek kendi katalizörünü kendisisağlamıştır ve böylece kendi üzerinde, bedensel acı ve hastalıkkatalizörünün tek bir akıl/beden/ruh bileşimi üzerinde yarattığına benzerbir etkiyi bu yolla yaratmıştır. Bu benzetmeyi bir kez daha yapmıştım,ama şimdi kendi düşüncelerimi berraklaştırmak ve gezegensel varlığı,milyarlarca akıl/beden/ruh bileşiminden meydana gelen tek bir varlıkolarak görmemi sağlamak için, yineliyorum.RA: Dediğiniz kesinlikle doğrudur.101
CELSE 65 - 8 Ağustos 1981SORU: O halde henüz bir toplumsal bellek oluşturmamış olmakla birlikte,her birimizin tek bir varlık oluşuna benzer biçimde, tek bir varlıkla karşıkarşıyayız. Bu küme halinde toplanmış varlığı, galaktik varlık ya dagezegensel sistem tipi varlığa varıncaya kadar gözlemlemeye devamedebilir miyiz? Bunu başka bir şekilde ifade etmeye çalışayım. Gezegensistemiyle birlikte tek bir güneşe ve milyarlarca yıldızı olan bir anagalaksiye birer varlık (birer birey, kişilik) olarak bakabilir miyim? Butahminleri bu şekilde sürdürebilir miyim?RA: Sürdürebilirsiniz ama üçüncü yoğunluk derecesi uzay/zamançerçevesi içinde değil.Bu ilginç konu üzerinde konuşmaya çalışacağız. Sizinuzay/zaman’ınızda, siz insanlar ana rahminde olanın ana-babasısınız.Dünya doğmaya hazırdır, ama doğum olayı yolunda gitmiyor. Bu varlıkdoğduğunda, dördüncü yoğunluk derecesi pozitifi olan ana-babasınıntoplumsal bellek bileşiminin özellikleriyle dolu olacaktır. Bu yoğunlukderecesinde daha geniş bir bakış açısı bulunmaktadır.Artık, çok yakından bağlantılı olduğunuz güneşinizle, ya da Logosunuz’laolan ilişkilerinizi görmeye başlayabilirsiniz. Bu, ana-baba ile çocukarasındaki ilişki gibi değil, Yaratan -yani Logos- ile Yaratan -yani birLogos olarak akıl/beden/ruh bileşimi- arasındaki ilişkidir. Bu idrakoluştuğunda artık “görüş alanınızı” genişletebilirsiniz. O zaman artık teksonsuz yaratılışın her noktasında Logos’un parçalarını tanıyacaksınız veaklınızın köklerinin şekillendirdiği bir sezgiyle yaratılışın muazzam vebilinmeyen derinliklerinde, ana-babaların gezegenlerine tekâmül yolundanasıl yardım ettiklerini göreceksiniz. Çünkü bu süreç, bir bütün olarak elealındığında, yaratılışın (alemlerin) tekâmülü sırasında birçok kez yer alır.SORU: Gezgin bir unutma sürecinden geçer. Siz, hem üçüncü hemdördüncü yoğunluk derecesi bedenleri faal halde olan varlıkların böyle birunutma sürecinden geçmediklerini söylediniz. Acaba altıncı yoğunlukderecesinden gelen bir Gezgin, burada bulunduğu sırada sadece üçüncüyoğunluk derecesi bedeni faal durumda ise, kısımlara ayrılmış birunutma sürecinden mi geçmiştir; yani sırasıyla dördüncü, beşinci, altıncıyoğunluk derecelerini mi unutur? Ve bu dünyada dördüncü yoğunlukderecesi bedeni de faaliyete geçirilirse, ek bir bellek mi kazanır? Beşinciyoğunluk derecesi bedeni faaliyete geçirilirse bu belleğe bir miktar dahamı eklenir ve sonunda altıncı yoğunluk derecesi bedeni faaliyetegeçirilirse, belleğine bütünüyle mi kavuşur? Söylediklerim anlamlı mıdır?RA: Hayır.SORU: Teşekkür ederim. Bu unutma süreci benim için soru işaretiuyandırıcı oluyor, çünkü siz, burada bulunup da hasat edilmiş olan ve102