Dilin insan toplulukları içinde çok <strong>ve</strong>çeşitli vazifeleri vardır: 1. Dil b<strong>ir</strong> topluluğun ayrı ferdleri arasında anlaşmayıtemin eder; 2. Dil insanlığın asırlardanberi elde ettiği tecrübeleri içine olanbilgi hazinesini saklar <strong>ve</strong> bunu nesildenneslle devreder; 3. Dil b<strong>ir</strong> milletin uzuntecrübelerine dayanan mefhûmları keiims<strong>ve</strong> 'tâb<strong>ir</strong>ler şeklinde kalıplara sokar <strong>ve</strong>böylece millî düşünce faaliyetini düzenler;4. Dil müşterek düşünüş <strong>ve</strong> ifade bitiği içinde b<strong>ir</strong> oraya get<strong>ir</strong>diği toplulukların mânevivarlıklarını korur; 5. Dil insan top'uluklannımüşterek fik<strong>ir</strong> faaliyeti içinde b<strong>ir</strong>leşt<strong>ir</strong>erek,onları b<strong>ir</strong> millet hâline get<strong>ir</strong><strong>ir</strong>.İnsan topluluklarını <strong>ve</strong> dolayısiyle bununen yüksek merhalesini teşkil eden milletimeydana get<strong>ir</strong>en âmiller arasında enmühim unsurun dil olduğuna şüphe yoktur.Bugün dil dediğimiz zaman —o dilikonuşan miileti <strong>ve</strong> millet dediğimiz zamanüo— topluluğun konuştuğu dili kastediyoruz.Bu iki mefhûm b<strong>ir</strong>b<strong>ir</strong>ine çok sıkı b<strong>ir</strong>şekilde bağlı bulunmaktadır. Bunlardan dilmefhûmu o derece mühim b<strong>ir</strong> yer işgal etmekled<strong>ir</strong>ki, ortadan kaybolan b<strong>ir</strong> milletindili mevcut olab'leceği hâlde, dilini kaybedenb<strong>ir</strong> millet tarih sahnesinden silinmekted<strong>ir</strong>.Dil, insan topluluklarının tecrübelerinikendinde muhafaza eden b<strong>ir</strong> hazined<strong>ir</strong>. Butoplulukların yalnız geçmişlerini değil, aynızamanda onların gelecekteki gelişme imkânlarınıda kendinde taşımaktadır.İnsan'arın düşünmesi mefhûmların sıralanmasıile meydana gel<strong>ir</strong>. Mefhûmlarise, dilin yarattığı tâb<strong>ir</strong>ler vâsıtası ile ifâdeedil<strong>ir</strong>. Dili olmayan <strong>ve</strong>ya dili yeter derecedegelşmemiş olan topluluklarda mefhûmlargelişmez, Mefhûmları olmayan b<strong>ir</strong> çevredeise, fik<strong>ir</strong> hayatı meydana gelemez.Bütün milletlerin ilim yolunda vücûdaget<strong>ir</strong>dikleri ilk akademiler, kendi dil hazineleriniaraştırmak <strong>ve</strong> gelişt<strong>ir</strong>mek için kurulandil akademilerid<strong>ir</strong>. Bunun başlıca sebebiilmin gelişmesinin dilin ifâde imkân<strong>ve</strong> kudretine bağlı olmasıdır.B<strong>ir</strong> çocuğun kendi ana dilini bile öğrenmesininpek kolay olmadığı malûmdur.Çocuk yemesini, içmesini <strong>ve</strong> bununla ilgilihislerini ifâde etmeği derhal öğren<strong>ir</strong>. Yürümeyibile kolayca elde eder. Fakat konuşmak,düşünmek <strong>ve</strong> bunu ifâde etmekiçin zarurî olan dili elde edinceye kadaruzun zaman geçer. Oocuğa b<strong>ir</strong> tek kelimeöğretmek bile çok büyük sabır <strong>ve</strong> uzun zamanisteyen b<strong>ir</strong> işt<strong>ir</strong>. Bu iş evden sonramektepte, daha sonra da insanın hayatınınsonuna kadar devam eder.İnsan oğlunun bu kadar büyük b<strong>ir</strong> zorluklaelde ettiği dil, zamanla onun bütür 1içini <strong>ve</strong> dışını dolduran öyle kıymetli varlıkhâline gel<strong>ir</strong> ki, artık dili insandan <strong>ve</strong> insanıda dilden ayırt etmek mümkün olmaz <strong>ve</strong>bu iki mefhûm b<strong>ir</strong>b<strong>ir</strong>i ile sıkı-sıkıya b<strong>ir</strong>leş<strong>ir</strong>.Ferdlerin hayatında olduğu kadar, insantopluluklarının meydana gelmesinde debu kadar mühim vazifeleri olan <strong>ve</strong> gördüğüiş bize b<strong>ir</strong> vâsıta gibi görünen dilinbizzat kendisi ned<strong>ir</strong>?Fik<strong>ir</strong> <strong>ve</strong> tecrübelerin asırlar boyunca b<strong>ir</strong>nesilden diğerine geçmesine yardım eden,düşüncenin esas o'an mefhûmları yaratanferd <strong>ve</strong> toplulukların en bariz vasfını teşkileden milletleri vücûda get<strong>ir</strong>en, onları yaşatan, hattâ onlardan sonra da yaşamağa ŞF*&, • H E& *M I 13r\c,\ırtm a.Mc\n Ki ı L-ııHrotli w/-ı>"lıLr ne\rl<strong>ir</strong>OTürk Kültürde Meselelerdevam eden bu kudretli varlık ned<strong>ir</strong>? İl 1 I i • % # • /tT% 42 I Ck 1 && fT I \Jf f^Dil nasıl meydana gel<strong>ir</strong>, nasıl yaşar <strong>ve</strong> tm^ 1 8 I W I \d> %J \ 0 m ^ # • • W ^ ^nasıl geliş<strong>ir</strong>?TürtDiliBu sual çok eskiden beri insanlarındüşüncesini meşgul etmişt<strong>ir</strong>. Bu husustayapılan araştırmalar bizde de ilgi görmüş<strong>ve</strong> yapılan tecrübelere Türk muhiti de işt<strong>ir</strong>aketmişt<strong>ir</strong>. Bu muammanın çözülmesi <strong>ve</strong>böylece konuşma melekesinin nasıl gelişeOrd. Prof. REŞİD RAHMETİ ARATceği tecrübe edilmek istenmişt<strong>ir</strong>.Fakat umûmî kanâat, bu muazzam varlık,dilin bu sih<strong>ir</strong>li <strong>ve</strong>ya kudsî vazifesi <strong>ve</strong>dilin yapısındaki insan kudretini aşan mükemmelliksebebi ile dilin Allah tarafındaninsanlara <strong>ve</strong>rilen b<strong>ir</strong> ihsan, b<strong>ir</strong> lütuf olduğuşeklinded<strong>ir</strong>. Bu düşünceye göre, «sözü»Allah yaratmıştır. Kur'ân'ın ifâdesine <strong>ve</strong>rilenehemmiyet <strong>ve</strong> bunun son zamanlarakadar devam etmesi bu kanâat ile yakındanilgilid<strong>ir</strong>.Bu gerüş, başka b<strong>ir</strong>acıdan bugün içinde doğrudur. Tabiat <strong>ve</strong> onun içindeki gelişme insan kudretinin üstünded<strong>ir</strong>. İnsan üstükudreti temsil eden kuv<strong>ve</strong>t dönüp dolaşıp,Allah telâkkisi ile b<strong>ir</strong>leş<strong>ir</strong>. Bunun ifâde tarzı,insan topluluklarının kültür seviyesinebağlıdır. Dil de tabiî b<strong>ir</strong> varlıktır. Her tabiîvarlık gibi, dilin gelişmesi de bunun içinzarurî şartların yerine get<strong>ir</strong>ilmesine bağlıdır.B<strong>ir</strong> tabiî varlığın zarurî şartları o varlığınyapısını araştırmakla kolayca tespitedilebil<strong>ir</strong>. B<strong>ir</strong> mey<strong>ve</strong> bahçesi bakılır <strong>ve</strong> ağaçların gelişmesi temin edil<strong>ir</strong>se, ondan o derecedemeyva alınır. Ağaçların dibi kazılacakçeşidine göre gübrelenecek, ağacınagöre budanacak, zamanla ilaçlanacak,mevsimine göre sulanacak; daha iyi cinsleriile aşılanacak, sonra arzu edilen mahsûlbeklenecekt<strong>ir</strong>. Atalarımızın : «Bakarsan, bağ olur; bakmazsan, dağ olur» sözübu sahada uzun b<strong>ir</strong> tecrübenin ifadesid<strong>ir</strong>.Bitki âleminde olduğu gibi, aynı usûlhayvanlar âleminde de tatbik edil<strong>ir</strong>. Onlarıntabiî şartları tespit edil<strong>ir</strong>, sonra bu şartiarın yerine get<strong>ir</strong>ilmesine dikkat edil<strong>ir</strong>.Tabiî varlıkların en hassası olan dildede bu böyled<strong>ir</strong>.Dilin tarifi <strong>ve</strong> gelişmesi yalnız Türkdiline hâs b<strong>ir</strong> mesele değild<strong>ir</strong>. Bu sahadakendi düşüncelerimiz yanında, diğer milletlerintecrübelerinden <strong>ve</strong> araştırmalarındanda faydalanmak mümkündür. Bu mühimmevzu üzerinde her millet titizlikledurmuş <strong>ve</strong> bu işi ilim dallarının en mühimiolarak ele almıştır. Kendisini cvrupalısayan b<strong>ir</strong> topluluk garp kültürünün yarattığıaraştırma usûllerinden vazgeçemez.Bu tecrübeler bize bu mevzuda harcadığımızzaman <strong>ve</strong> sarfettiğimiz emeğin b<strong>ir</strong> kısmınıntasarrufuna yardım eder. Çoktanhalledilmiş meseleler üzerinde keş : fle uğraşacağımıza,kuv<strong>ve</strong>timizi bu mevzuları derinleşt<strong>ir</strong>mekiçin sarfetmek daha faydalı<strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimli olur.Burada fazla tafsilâta g<strong>ir</strong>meden, hepimizinmalûmu olan bilgileri, b<strong>ir</strong>daha hatırlatmak için, kısaca şöylece toparlamak mümkündür :1. D.! insan eli ile yapılmış b<strong>ir</strong> varlıkolmayıp, binlerce yıldan beri kendi kanunlarıiçinde gelişen tabiî b<strong>ir</strong> varlıktır. Bu varlığın üzerinde ner hangi b<strong>ir</strong> tasarruf yapmadanönce, bu varlığın yapısı, yaşama <strong>ve</strong>gelişme şartları hakkında b<strong>ir</strong> fik<strong>ir</strong> sahibiolmamız gerek<strong>ir</strong>. Şimdiye kadar hangi merhaleleri geç<strong>ir</strong>miş, kendi bünyesinden neleriatmış, neleri benimsemiş olduğunu tespitetmemiz icâbeder. B<strong>ir</strong> dilin temelini teşkileden ses, ek kök <strong>ve</strong> cümle bilgisi üzerindekâfi derecede belgiye sahip olmadan, dilinmalzemesinde saklı bulunan tabiî ser<strong>ve</strong>tine,gelişme imkânlarına <strong>ve</strong> bunu kullanıştarzına iyice vâkıf olmadan, her hangi b<strong>ir</strong>hareketle bulunmak doğru değild<strong>ir</strong>.2. Türk dilini araştırmak için, b<strong>ir</strong>i konuşmadili, diğeri yazı dili olmak üzere,iki nevi malzeme vardır. Konuşma dili, Türkcenin ağız <strong>ve</strong> şi<strong>ve</strong>lerini içine alır. Türk diliile ilgili eserlerde, bilhassa mukayeseli araşSırmalarda 35-40 isim altında zikredilenTürk şi<strong>ve</strong>leri, dil hususiyetlerine göre yapılantasniflerde başlıca 4 grup içinde b<strong>ir</strong>leşi<strong>ir</strong>üeb'lmekted<strong>ir</strong>.Kısmen xı. asırdan itibarentakip edilebilen bu Türk şi<strong>ve</strong>leri eskiTürk dili devresinden sonra meydanagelmiş olup, dilin en canlı, hassas <strong>ve</strong> gelişmetemayüllerine göre eğilen, değişen b<strong>ir</strong>şeklini teşkil eder. Daha dar b<strong>ir</strong> sahada <strong>ve</strong>daha mahdut malzemeye dayanan bu şi<strong>ve</strong>ler,tabiatiyle, bütün dil hazinesine sahipbulunmuyorlar. Onun için, umûmî Türk dilindenistifâde imkânlarını bulamadıklarıtakd<strong>ir</strong>de, ses <strong>ve</strong> ek değişmeleri yanında,mâna kaymalarına doğru kapılar açık bırakıl<strong>ir</strong>.Bu gibi ş'<strong>ve</strong>lerin mensup bulunduklarıyabancı muhitlerin vs onların dillerininte's<strong>ir</strong>i altında kalmaları kolaylaşır.Türk şi<strong>ve</strong>lerini araştırma malzemesibizde, 100 yıllık b<strong>ir</strong> maziye dayanmaktadır.Ayrı Türk sahalarında yazılmışeserlerdeki hususiyetlerden istifâdeedildiği takd<strong>ir</strong>de, bu daha eski tarihleregötürülebil<strong>ir</strong> (meselâ M. Kâşgarî X|. asrıncoılari; Kodeks Kumanikus, XIII. asrın sonlan v.b.)3. Asıl dil hazinesini Türkçe yazılmışolan eserler teşkil eder. Türk yazı diliniyazıldıkları tarihleri belli olan Orhun kitabelerindenitibaren takip edebiliyoruz. Kat'îolarak bilinen tarihler VIII. asrın başlarıolup, bâzıları, tereddütler ile, VI asra kadarçıkmaktadır. Bunların b<strong>ir</strong> kısmı, şüphesiz,daha eski târihlere aitt<strong>ir</strong>. Bu yazı dilininbugünkünden cok oz farklı olan bu sabitşeklini alıncaya kadar, uzun b<strong>ir</strong> zaman geçm'ş olacağı tabiîd<strong>ir</strong>. Türk yazı dilinin dahasonraki gelişmesi göz önünde tutu'ursa,dilin bu eski şeklini en az -milâdın ilk senelerinekadar çıkarabil<strong>ir</strong>iz. Kısaca biz bugünumilâdın ilk senelerinden zamanımıza kadargeçen, 2 bin yıllık b<strong>ir</strong> devreyi içine alan,bol miktarda yazı dili malzemesine sahipbulunuyoruz. Bu malzemenin araştırılmasından,Türk dilinin tarihî inkişafını <strong>ve</strong> bugelişmenin kanun <strong>ve</strong> temayüllerini tespitedebil<strong>ir</strong>iz.Türk yazı dilinin gelişme safhaları <strong>ve</strong>aynı sahalara göre, husûsî gelişme temayüllerivardır: Bugünkü konuşma <strong>ve</strong> yazıdilinin menşei olan eski dev<strong>ir</strong> olarak adlanriırabİleceğimiz b<strong>ir</strong> kısmı milâdın başındanitibaren X|||. asra (bâzı kapalı dinî cemâatlerdeXVII. asrın sonlarına) kadar devameder. x||l. - XVI. asırlarda b<strong>ir</strong>b<strong>ir</strong>lerineyakın olmakla beraber, bâzı farklar ile ayrılan,1. cenup <strong>ve</strong> 2. şimâl-şark olmak üzere,iki yazı dili meydana gelmiş <strong>ve</strong> XVI.XX. asrın başlarına kadar, şimâl-şark bölümünün ayrılması ile, 1. cenup, 2. şimal<strong>ve</strong> 3. şark türkçesi ortaya çıkmıştır. Bâzıkonuşma dili temayüllerini yazı diline sokmuşolan bu bölümler son zamanlara kadarkarşılıklı tes<strong>ir</strong>'er altında kalmışlar <strong>ve</strong>b<strong>ir</strong>fc<strong>ir</strong>j?ri ile temaslar'ınr kesmemişlerd<strong>ir</strong>.Bilhassa garp türkçesinin en büyük mümessilibulunan Türkiye'deki matbuat,edebî eserler <strong>ve</strong> bilhassa mekteplerde okunan ders kitapları bol miktarda d ğer muhitlerede g<strong>ir</strong>miş vs istifâde edilmişt<strong>ir</strong> (meselâYozıcı-cğlu'nun Muhammediye'si şimaldedefalarca basılmış o'up, her evdebu eserin b<strong>ir</strong> nüshasını bulmak mümkündür).4- B<strong>ir</strong> de dilin daha eski b<strong>ir</strong> devresindeumûmî türkçeden ayrılarak, başka b<strong>ir</strong>gelişme yolu takip etmiş olan zümrelerindili vardır; biz bunlara, b<strong>ir</strong>b<strong>ir</strong>lerine dahayakın olan şi<strong>ve</strong>lerden ayırt etmek için,lehçe adını <strong>ve</strong>riyoruz. Yakut ile ÇuvuşçaTürk dilinin böyle lehçelerid<strong>ir</strong>. Lehçelerinaraştırılması <strong>ve</strong> karşılaştırılması, Türkçsninbugün eski olarak adlandırdığımız devrinden daha eski b<strong>ir</strong> devresine doğru yolaçılmasına yardım eder.B<strong>ir</strong> millî bağ olarak Türk dilinin oynadığıroltr, belki diğer dillerin hiç b<strong>ir</strong>i oynamamıştırdenilebil<strong>ir</strong>. B<strong>ir</strong> dereceye kadarArapça bu hususta Türk dili ile mukayeseedilebil<strong>ir</strong>. Fakat bu dilin rolü de gerek yayılışsahası, gerek şi<strong>ve</strong> şekilleri bakımından,Türk dili yanında çok silik kalır. Türk dili,eski dev<strong>ir</strong>lerde olduğu gibi, bugün de diğerdillerinki ile mukayese edilemeyecekkadar, geniş b<strong>ir</strong> saha işgal eder. Bu dili konuşankavimler, idarî <strong>ve</strong> siyâsî teşkilâtbakımından, çok ayrı kalmış <strong>ve</strong> muhtelifdev<strong>ir</strong>lerde onların kültür vâsıtaları b<strong>ir</strong>b<strong>ir</strong>lerindenoldukça farklı olmuştur. Türklermühim geçit yollarında yaşamışlar <strong>ve</strong> buyüzden çok ev<strong>ve</strong>l komşu kültür muhitleriile temasta bulunmuşlardır. Yabancı alfabeler,din <strong>ve</strong> dinî eserleri Türkler içine—g'rmlş olmasına rağmen, Türk muhiti butes<strong>ir</strong>leri mahdut sınırlar içinde tutabilecekkadar, kendi kültür <strong>ve</strong> geleneklerinebağlı kalmıştır. Zaman itibârı ile en uzunsüren temas, karşılıklı tasarruflar <strong>ve</strong> sulhzamanında sıkı münâsebetlerin devam etmişdimasına rağmen, Çinlilerin te's<strong>ir</strong>iinanılmayacak derecede dar sahada kalmıştır<strong>ve</strong> bu kadarı da çok son zamanlaraaitt<strong>ir</strong>.Türklerin İranlılar ile olan temaslarıher iki milletin destanlarına geçecek kadareski dev<strong>ir</strong>lere çıkmaktadır. Arapların dünyahâdiselerine işt<strong>ir</strong>ak etmeleri ancakVI. asırlarda başlar. Bunlar da, İranlılar ileb<strong>ir</strong>likte, daha ilk dev<strong>ir</strong>lerinde Türk'er iletemasa geçmişlerd<strong>ir</strong>. Fakat bu yeni kültürmuhillini Türk'tere tje's<strong>ir</strong> edebilecek b<strong>ir</strong>şekil alması ancak X|. asırda başlar. OrtaAsya'nın İslâmlaşması, hudut boylarına İslâmiyeting<strong>ir</strong>mesi, hk Türk-İslâm sü'âîelerininortaya çrkmaslı, Türk kabileleriningarba doğru hareketlerinde Iran <strong>ve</strong> Irakile doğrudan doğruya temasa g<strong>ir</strong>meleri<strong>ve</strong> bu sahada askerî kuv<strong>ve</strong>tlerin yavaş yavaşTürklerin eline geçmesi ile b<strong>ir</strong> kat dahaderinleşmiş olan bu münâsebet tamamenbaşka şartlar içinde cereyan etmiş <strong>ve</strong> onisbette farklı olmuştur.XI!.-XIII- asırlarda Türk dilinin tarihîinkişâfı b<strong>ir</strong> dönüm noktasında bulunuyordu.Türk dili bünyesinde meydana gelenmühim değişiklikler daha ziyâde bu dev<strong>ir</strong>debaşlamış <strong>ve</strong>ya tamamlanmıştır. Türklertarafından asıriarca kullanı'mış <strong>ve</strong> an'anete'sis etmiş elan eski Türk yazı sistemi,İslâm muhitine g<strong>ir</strong>en Türkler tarafındanArap alfabesi ile değişt<strong>ir</strong>ilmişt<strong>ir</strong>. Türk muhitiiçin yabancı olan yeni yazı sistemi kendisinieski yazı an'anesine bağlı hissetmemiş<strong>ve</strong> dilin bünyesinde vukua gelen değişiklikleriyazı diline almakla b<strong>ir</strong> mahzur görmemlşt<strong>ir</strong>. Böylece b<strong>ir</strong>b<strong>ir</strong>inden cüz'î de olsafarklı yazı dillerinin ilk esasları ortaya çıkmıştır.İlk zamanlarda telâffuza <strong>ve</strong> tasriftekiküçük farklara inhisar eden bu yenilik,zamanla lügatlere <strong>ve</strong> bâzı sahalarda gramerekadar genişlemişt<strong>ir</strong>.illi hayat çerçe<strong>ve</strong>si içinde, gerekedebî, gerek ilmî, yazı dilini devam<strong>ve</strong> inkişaf ett<strong>ir</strong>mek imkânını bulanzümrelerin en mühimi, şüphesiz, Türklerincenub-i garbî grubu, yâni Türkiye'd<strong>ir</strong>. Vücûdaget<strong>ir</strong>diği muazzam; devlet teşkilâtı,dünya siyâsetinde oynadığı mühim rol, bütünkomşu memleketlere yaptığı tes<strong>ir</strong>ler ilemütenâsip, çok zengin edebiyat <strong>ve</strong> ilimmüesseseleri vücûda get<strong>ir</strong>miş olan bu Türkzümresinin dili de o nisbette mühim b<strong>ir</strong>mevki almıştır. En eski örneklerini XII- asırdan itibaren görebildiğimiz Selçuk devrimahsûlleri ile başlayan bu yazı dili, sahasınıngenişliği nisbetinde, gittikçe çoğalanihtiyaçlar neticesinde İran <strong>ve</strong> Arap kültürüte's<strong>ir</strong>i altında kalmış <strong>ve</strong> halktan ziyâde,b<strong>ir</strong> zümreye mâl edilen, «sun'i» b<strong>ir</strong> dil olan«Osmanlıca» şeklini almıştır.En mühim millî temellerden b<strong>ir</strong>i olandil içindeki bu gayri tabiîlik Türk muhitindehaklı b<strong>ir</strong> isyan uyandırmış <strong>ve</strong> meseleninhalli için çeşitli yollar aramağa sevketmişt<strong>ir</strong>. Türkiye dâhilinde şi<strong>ve</strong> ye ağızlar b<strong>ir</strong>b<strong>ir</strong>leriile asırlardan beri kaynaşarak, kendihususiyetlerinin büyük b<strong>ir</strong> kısmını kaybetmişolduklarından, burada yazı dili meselesi,mevcut dilin bugünkü şartlar dâhilindedaha kolay ifâde edilebilecek b<strong>ir</strong> hâleget<strong>ir</strong>ilmesid<strong>ir</strong>. Bugüne kadar bu yolda yapılmışolan tecrübeler hâlâ istenilen neticeleri<strong>ve</strong>rmiş olmamakla beraber, dil g bi,cemiyetin temelini teşkil eden b<strong>ir</strong> meseleninhallinin kısa b<strong>ir</strong> zamanda <strong>ve</strong> kifayetsizb<strong>ir</strong> hazırlıkla yapılamıyacağı da unutulmamalıdır.Yalnız içerisinde bulunduğumuziçtimaî hayatın inkişâfında her ihtiyacı karşılamasıicabeden dilimizin- hayatiyetini teminetmek arzu <strong>ve</strong> düşüncesi ile hareketedilmesini temenni edelim.Şimâl-şarkî zümresine gelince, buzümrenin çok geniş b<strong>ir</strong> sahayı ihtiva ettiğinihatırlatmak faydasız olmaz. Bu genişsahada İran <strong>ve</strong> Arap kültürü tes<strong>ir</strong>i altındakalan zümreler ile bu kültür muhitinin tahakkümündennisbeten kendini koruyabilmişzümreler bulunduğu gibi, göçebe hayatlarzını muhafaza etmiş <strong>ve</strong> dolayısiyle nisbetenson dev<strong>ir</strong>lerde, umûm Türk kültürmuhitine dâhil olan zümreler de mevcuttur.Bu saha idarî bakımdan muhtelif dev<strong>ir</strong>lerdeayrı ayrı devlet teşebbüslerinin içindekalmıştır. Bütün bu âmillerin vakit vakitmahallî hususiyetlerin inkişafına yardımetmiş olmasına rağmen, şi<strong>ve</strong> hususiyetlerininb<strong>ir</strong>b<strong>ir</strong>inden çok az farklı olmaları sayesinde,yazı dili hiç b<strong>ir</strong> zaman esasını değişt<strong>ir</strong>ecekb<strong>ir</strong> duruma düşmemişt<strong>ir</strong>. Buna busahadaki Türk kabilelerinin son asırlarakadar devam eden göçleri de yardım etmişt<strong>ir</strong>.B<strong>ir</strong> taraftan Altın-Ordu'nun dağılması(XV. asır), diğer taraftan Timur devletininyıkılması (XVI. asır), buralarda daha küçükzümrelerin meydana gelmesine sebep olmuş,mevcut kuv<strong>ve</strong>tli Türk kültür merkezlerinizayıflatmıştır. Bu dev<strong>ir</strong>den itibarenbu mıntakaların mukadderatı, uzun b<strong>ir</strong> zamaniçin tâyin edilmişt<strong>ir</strong>. İlim <strong>ve</strong> edebiyatsahasındaki durgunluk, Türk dili için tes<strong>ir</strong>sizkalamazdı Kuv<strong>ve</strong>tli edipleri yetişt<strong>ir</strong>ecekhavanın artık mevcut olmaması Türk dilininhayat kudretine de en büyük darbeyi ind<strong>ir</strong>mist<strong>ir</strong>. Yazı dili ister istemez eski malzemeninbüyük b<strong>ir</strong> kısmını kullanmamak, bunlan unutmak <strong>ve</strong> daha çok mahallî ağızlarınhususiyetlerine uymak mecburiyetinde kalmıştır.Şurada-burada gölge halinde mevcudiyetlerinimuhafaza eden mektep <strong>ve</strong>medreselerde tedris dilinin daha çok yabancı dillere istinad etmesi de bunun tabiî b<strong>ir</strong>neticesi olmuştur.Rusların, doğuya doğru ilerliyerek,Türk bölge'erini b<strong>ir</strong>er-b<strong>ir</strong>er kendi hâkimiyetlerialtına almaları, bu durumu daha karışıkb<strong>ir</strong> hale get<strong>ir</strong>miş <strong>ve</strong> tabiî engellerebu defa b<strong>ir</strong> de düşmanın, Türk milletini parçalama gayesini güden p'ânlı siyâsî-idârîmüdâhalesi de katılmıştır. Rus hükümetiTürk millî b<strong>ir</strong>liğini yıkmak için, ne kadarçare düşünebildi ise, bunun hepsini tecrübeetmişt<strong>ir</strong>. İdarî b<strong>ir</strong>likler vücûda get<strong>ir</strong><strong>ir</strong>ken,Türk ekseriyetini bırakmamak için,Türk topraklarını parçalamak, Türk ülkelerinib<strong>ir</strong>b<strong>ir</strong>inden ayırmak için sun'î göç mıntıkalarıyaratmak buna uygun olmayan yerlerde husûsî idareler vücûda getrmek,maddî temelleri yıkmağa uğraştığı gibi, b<strong>ir</strong>devre için Türk millî b<strong>ir</strong>liğinin temellerindenolan İslama karşı misyonerler teşkilâtıvücûda get<strong>ir</strong>mek, maârifin mümkün merte-(Devamı Sayfa 10'cfa)I
DEVLET - SAYI 378 - 31 OCAK 1977 SAYFA : 8KOOPERATİFÇİLİK VE TÜRKİYE'DE TATBİKATIDevlet Destekleme Alımları Masraf izahnamesi ÇıkarılmalıdırSADIK CEMİLEDevlet Destekleme alımlarına <strong>ve</strong> bazıaksayan yönlerine daha önceki yazılarımızdakısaca temas etmiştik. Bu defayine bazı aksayan yönleri ile bu alımlarlailgili masrafların hesapları üzerindeki hatalıyönlerine <strong>ve</strong> alınması gereken tedb<strong>ir</strong>leredeğinmek istiyoruz.Bilindiği gibi, her yıl HükümetlerceDevlet Destekleme alımları ile ilgili olarakBakanlar Kurulunca kararnameler çıkarılmakla<strong>ve</strong> bu kararnamelere istinadenDevlet adına alım yapılmaktadır. Bu kararnamelerde«... alımlardan satıma kadarher türlü masraf bu hesapta toplanır <strong>ve</strong>Bakanlığının onayı ile kesinlik kazanır» denilmeked<strong>ir</strong>İlk andc çok güzel olarak değerlend<strong>ir</strong>ilen<strong>ve</strong> Devlet adına yapılan alımın bütünmasraflarınında devlete ait olmasından başka b<strong>ir</strong> yolun cimaması düşünülür ise de,arlında bu yo! kat'i olarak bel<strong>ir</strong>lenmediğigibi, bazı yanlış anlama <strong>ve</strong>ya bilerek hatalıişlemlere sebebiyet <strong>ve</strong>rilmekted<strong>ir</strong>.1 — Devlet adına yapılan alım sırasındadevamlı olan sabit Dem<strong>ir</strong>baş masraflarıvardır. Bu masraflar devlet adınaalım yapılsa do, yapılmasa da olmaktadır.Devlet adına alım yapılıyor diye bütün sabitmasrafların Devlet Destekleme alımlarıhesabına alınması doğrumudur? YoksaDevlet adına alım yapıldığı zaman İlgiliKooperatifler <strong>ve</strong>ya b<strong>ir</strong>liklerce ek olarakyapılacak masraflar mı bu hesaba alınmalıdır?2 — Devlet adına alım yapıldığı zarranek masraflar neler olmalıdır? Bumasraflarda gösterilecek azami titizlik nelerd<strong>ir</strong>?Tarım Satış Kooperatifleri <strong>ve</strong> B<strong>ir</strong>likleriAna sözleşmesinde «bas<strong>ir</strong>etli b<strong>ir</strong> tüccargibi hareket etme.» mecburiyeti vardır.Bu mecburiyete uymayanlar hakkında negibi b<strong>ir</strong> işlem yapılmalıdır? Bu güne kadar,bu fazla masrafdan dolayı kimseye b<strong>ir</strong> şeyolmamıştır.3 — Bas<strong>ir</strong>etli b<strong>ir</strong> tüccar gibi hareketeden <strong>ve</strong> mevcut personelini gece gündüzdemeden çalıştıran, B<strong>ir</strong> b<strong>ir</strong>lik <strong>ve</strong>ya Kooperatifelemanlarına ne gibi faydasağlayacaktır?Klâsik sistemde görevini yaptı deyipgeçilmeli mid<strong>ir</strong>? Yoksa azami tasarrufariayet edenlere b<strong>ir</strong> mükâfat <strong>ve</strong>rilmeli mid<strong>ir</strong>?İşler daha normal hale get<strong>ir</strong>il<strong>ir</strong>se devletinyararına ne kadar gel'r sağlanabil<strong>ir</strong>?4— B<strong>ir</strong>liklere bağlı işletmelerin kâr <strong>ve</strong>zararları ne olacaktır?Bazı işletmelerinkârları olduğu zaman müessese iyi çalıştıdenilerek, devlete kâr <strong>ve</strong>rilmemekte fakatzarar ettiği zaman sebep Devlet gösterilmekle<strong>ve</strong> bütün zararlar hazineye mal edilmekted<strong>ir</strong>.5 — Bazı b<strong>ir</strong>liklerce borsa fiatı üzerindenişletmelere devredilmesi gereken mansüllerin borsanın hangi fiatma göre esasalınacağı belli değild<strong>ir</strong>. Borsa sık sık fiatdeğişt<strong>ir</strong>mekted<strong>ir</strong>. Bu durumda bazı B<strong>ir</strong>liklerfiatlann en düşük devresinde işletmeleremal <strong>ve</strong>rmekted<strong>ir</strong>ler. Bu durum ne olacaktır?Borsanın azamî <strong>ve</strong> asgarî fiatları arasındab<strong>ir</strong> ortalama fiat bulunsa tesadüfen çokcüz'i b<strong>ir</strong> mal için yüksek fiat <strong>ve</strong>ril<strong>ir</strong>se çoğunlukdüşük fiatla satılırsa iki fiatın ortalamasıne olacaktır? Bazen tam aksi de olabil<strong>ir</strong>. O zaman da durum ne olacaktır. Borsayag<strong>ir</strong>en bütün maltların toplam fiatlarıile satılan miktarları arasında ortalama b<strong>ir</strong>fiat bulunsa, aynı mahsûllerin piyasada satıhptaborsaya intikal etmeyenleri ne olacaktır?e — Devlet Destekleme alımları yapılsın <strong>ve</strong>ya yapılmasın b<strong>ir</strong> kısım personel sabitolarak b<strong>ir</strong>lik <strong>ve</strong>ya Kooperatiflerin bünyesindedevamlı olarak çalışmaktadır. B<strong>ir</strong>de Devlet Destekleme Alımı yapılıp iş hacmiartması dolayısıyle alınan fazla elemanlarolmakladır. Masrafların ne kadarı DevletDestekleme alımına intikal ett<strong>ir</strong>ilecekt<strong>ir</strong>?Tamamı mı, yoksa sonradan alınan elemanlarınmasrafları mı? Ayrıca, bizzat buişle uğraşan Kooperatiflerin alım ekiplerininmasrafları mı, yoksa büroda çalışanKooperatif <strong>ve</strong> B<strong>ir</strong>lik personelinin masraflarımı Devlete ait hesaba alınacaktır? Yoksabu elemanların içlerinden b<strong>ir</strong> kısmının masrafları mı bu hesaba intikal ett<strong>ir</strong>ilecekt<strong>ir</strong>?Bu hesaba intikal ett<strong>ir</strong>ilmesi gereken şahıslarkimler olmalıdır?7 — B<strong>ir</strong> kaç b<strong>ir</strong>liği bünyesinde bulunduran bazı Tarım Satış Kooperatifleri b<strong>ir</strong>liklerindeörneğin Tariş'te Pamuk, İnc<strong>ir</strong>,Zeytinyağı <strong>ve</strong> Üzüm B<strong>ir</strong>likleri vardır, butip ic<strong>ir</strong> Baliğin Genel Müdürlüğündekiidare masrafları müşterekt<strong>ir</strong>. Bu müşterekmasraflardan Devlet adına alım yapan b<strong>ir</strong>b<strong>ir</strong>liğe ne miktarda <strong>ve</strong> hangi oranda masrafDevlet Destekleme hesabıma alınacaktır?Hele, hele bu b<strong>ir</strong>liklerden b<strong>ir</strong> kısmıDevlet adına alım yapıyor, b<strong>ir</strong> kısmı Devletadına alım yapmıyorsa masrafların durumune olacaktır? Ayrıca aynı b<strong>ir</strong>lik <strong>ve</strong>yaKooperatifte b<strong>ir</strong> kaç mahsûlün alımı yap»lıyersa, masraflar ne ölçüde taksim edılecekt<strong>ir</strong>? Bilhassa Devlet Destekleme alımıyapılan senelerde fazla personel çalıştırılmaktadır.Daha öneki yazılarımızdabel<strong>ir</strong>ttiğimiz gibi. özel sektörün en fazla iki<strong>ve</strong>ya üç kişi ile gördüğü işi Kooperatifler10 <strong>ve</strong>ya 11 kşi ile germekted<strong>ir</strong>ler. Parçabaşına düşen maliyet çok artmaktadır. Tarişİnc<strong>ir</strong> B<strong>ir</strong>liğinde 8600, 870C kilo inc<strong>ir</strong>eb : r kişi b<strong>ir</strong> yıl çalışmaktadır. Tabii bu durumdab<strong>ir</strong> kilo inc<strong>ir</strong> başına düşen masrafise 369 kuruşu bulmaktadır. Özel sektördebu kadar masrafın yapılması imkânsızdır.8 — B<strong>ir</strong>liklerin bazılarında artık mahsûldediğimiz kısımların satışı tamamenkendi bünyelerine gel<strong>ir</strong> kaydedil<strong>ir</strong>ken, diğertaraftan yapılan masraflar Devlet Desteklemealımlarına mal edilmekted<strong>ir</strong>. Örneğin,pamukta çiğit <strong>ve</strong> döküntü pamukları,zeytinyağında külçe <strong>ve</strong> sobstok, yağlı çamurgibi. Bu kabil malların satışından eldeedilecek gel<strong>ir</strong>ler Devlet Destekleme hesabınaalınsa dahi, üzerlerine konulacakmasraf oranı ne olmalıdır. Ana madde iletali maddeyi aynı tutamayız. Hatta anamaddeler arasında kalitelere göre yapılacakmasraf oranları ne olmalıdır?9 — Aynı Kooperatif tarafından aynıcins mahsûlün b<strong>ir</strong> kısmı Devlet adına b<strong>ir</strong>kısmı Kooperatif adına olursa, bu gibimahsûllerin kıymet olarak <strong>ve</strong> miktar olarakdeğerleri kayıtlarda ayrı ayrı gösterilse dahi,herhangi b<strong>ir</strong> satışta kârlı olanına Kooperatifinkendi malı gösteril<strong>ir</strong>, düşük fiatlı olanınaDevlet adına mahsûl gösterilebl<strong>ir</strong>. Buaurum satış ile ilgili yapılan masraflardanyüksek olanı pazarlama, reklam vs. gibihususlar Devlet adına gösteril<strong>ir</strong>se usulsüzlüğüönlemek için bu işle ilgili masraf kalemlerindehangi oran uygulanacaktır? Kârlı satışlar da öncelik sırası, devlet mallarınamı, yoksa Kooperatife ait mahsûlün müolacaktır?10 — Bankalardan Devlet Desteklemeile ilgili alınan borç paraların b'r kısmı B<strong>ir</strong>lik<strong>ve</strong> Kooperatiflerce kendi özel işlerindekullanılmaktadır. Bu para'arın faizleri nasıltesbit edil<strong>ir</strong> B<strong>ir</strong>liklerin bünyesine aktarılacak<strong>ve</strong>ya Devlet adına bütün imkanlarkullanılarak alım yapıldığına göre faizlernereye masraf kaydedilecekt<strong>ir</strong>?11 —Yapılan tetkiklerde her koopsratif<strong>ve</strong>ya b<strong>ir</strong>lik ayrı ayrı sistem uygulamaktadır.B<strong>ir</strong>likler arasında farklı işlemler uygulanmaktadır.Aynı işlemle ilgili rakkamb<strong>ir</strong> Satış Kooperatifi b<strong>ir</strong>liğinde Devlet Desteklemealımı hesabına geç<strong>ir</strong>il<strong>ir</strong>ken, diğerbr Tarım Satış Kooperatifi B<strong>ir</strong>liğinde kendihesabına masraf kaydedilmekted<strong>ir</strong>.Yukarıda izah ettiğimiz suallerin cevabınıancak yapılacak b<strong>ir</strong> Devlet Desteklemealımı masrafları izahnamesi <strong>ve</strong>recekt<strong>ir</strong>.Uygulayıcı kooperatifler tarafındanyanlış anlama <strong>ve</strong> yorumlara sebebiyetdenetim görevini yapanlarca da iyice bilinmediğindendenetimde de farklılıklar olmakladır.Dola,isiyle denetici <strong>ve</strong> aynı zamandaeğitici kadro dediğimiz müfettişler<strong>ve</strong> kontrolörler tarafından da çeşitliusuller önerilmekted<strong>ir</strong>. Bu önerilerin b<strong>ir</strong>kısmı bakanlıklara intikal etmekte b<strong>ir</strong> kısmıintikal etmemekted<strong>ir</strong>. Dolayısiyle ilgiliBakanlıklar her hadiseden haberdar olmamaktdır.Gereken izahnamenin <strong>ve</strong> bu izahnameile ilgili hesap planlarının b<strong>ir</strong> an önceçıkarılmasını beklemekteyiz.