13.07.2015 Views

209ca3c88b2c650acdb844ae7dcc05694d22112a

209ca3c88b2c650acdb844ae7dcc05694d22112a

209ca3c88b2c650acdb844ae7dcc05694d22112a

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Yine 17. yüzyılda ileri gelen kutblardan Oğlan Şeyh İbrahim Efendi’ninde benzer konulan sık sık gündeme getirdiğini, mesela, müridlerini“semt-i maaşlarının muntazam olması”, “şer’-i şerife kemal mertebe riayet”,“Vahdet’e müteallik söz söylemek lazım geldikte’alâ tariki’n-naklsöylemek” hususunda uyardığını görüyoruz.37 Bu tür uyarıların bütünMelâmî kutblan tarafından yapıldığına şüphe yoktur. Yukarıda da belirtildiğiüzere, bu bir çeşit takiyye olarak değerlendirilebilir. Ancak bu sayedebelli bir rahatlığa kavuşabilmenin arzu edildiği muhakkaktır.Bununla beraber her zaman tam bir kontrol mümkün olamadığı için,doktrinleri konusunda etrafa sızan birtakım sözler, Bayrâmiyye Melâmîleri’ninulema ve diğer tarikat çevrelerinde zındık ve mülhid olarak algılanmalarınayol açıyordu.38 Nitekim kendileri hakkında daha 15. yüzyıldanitibaren şeriata uymadıkları hakkında dedikodular çıkmıştı.39 16. yüzyıldaise, özellikle İsmail-i Maşûkî’den itibaren aleyhlerinde diğer sûfi çevrelerdebir faaliyet başlamış, hele Hamza Bâlî’den sonra bu faaliyetler yazılı37 Bkz. G aybîSunullah Efendi, v. 2a, 7b vd.38 17.-18. yüzyıl M elâm î şeyhlerinden Rahîm î'nin müridi Hoca H a lil'in bu konuyu iyiyansıtan bir manzumesini Gölpınarlı naklediyor (bkz. M elâm îlik, s. 177):Huda hakkı bırakmam hiç bu râhıGönül buldı bu râh içre o mâhıBizi medh itdiler zemm it ke-mâ hîMelâmîyem, Bayrâmîyem, M elâm î267Senün aşkın kime düşse İlâhîDinür mecnûn ve yâ zındîk m elâhî (melâhide)Seni sevmek imiş cürm ü günâhıMelâmîyem, Bayrâmîyem, M elâm î39 Mesela, Zeyniyye ta rik a tın ın meşhur şeyhlerinden Bursalı A b d u llâ tîf Kudsî (ö.1452), dönemindeki Ehl-i Sünnet dışı akımları red için yazdığı Keşfü'l-I'tikad fi'r-Reddi alâ M ezhebi'l-llhâd adlı eserinde M elâm îler'e "gerçekte sûfî olmadıkları halde sûfîgeçindikleri, aslında ise gurur ve hata içinde bulundukları, ibâha mezhebini takipettikleri, şeriatın kendileri için değil, ancak avam tabakası ve kısa akıllılar için sözkonusu olduğuna inandıkları" şeklinde şiddetli eleştiriler yöneltir; bunun ise "ayn-ıilhâd ve zendeka ve ib'âd" olduğunu kaydeder (bkz. Bursa Uiucami Ktp., mecmuanr. 1479, s. 281, 283. Burada ilg ili pasajın varlığını bize haber veren ve kopye edipgöndermek zahmetine katlanan sayın M ustafa Kara'ya teşekkür borçluyum). Ayrıca1491'de vefat eden ünlü Nakşibendî şeyhi M olla İlâhî-i Simâvî'nin bazı eserlerindede Bayrâmî Melâmîleri hakkında bazı im alar bulunur. M olla İlâhî, bir eserinde gerçekM elâm îler'in "Hakk Teâlâ'nın kulları ile sulhu, kendi nefisleriyle cengi eksik etmeyenler"olduğunu söylerken (bkz. Risâle-i Ahadiyye, Süleymaniye [Şehid A li Paşa]Ktp., nr. 1390, v. 101a), bir başka eserinde (M eslekü't-Tâlibîn, Süleymaniye [MihrişahSultan] Ktp., nr. 195, v. 79a), "M elâm et bu değüldür ki bid'at ve dalâlet ve şerîatsızve tarîk-ı Şeytan ve hevây-ı nefs arzûsına ola" demektedir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!