07.05.2016 Views

Cinedergi 47

Binder47

Binder47

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

n Can’ı Antalya Film Festivali’nde izledim, aslında<br />

Antalya’nın ya da diğer festival filmi mantığını<br />

kırmaya müsait bir anlatım içeriyordu, Selen Uçer’in<br />

performansı bana göre çok başarılıydı ama bazı<br />

şeyler düşündüğünüz gibi olmaz. (Jüri Özel Ödülleri<br />

geldi tabii Antalya ve Sundance’ten… )<br />

Can bir kadın ve çocuk arasında kurulabilecek sıra<br />

dışı ilişkilerden birine el atıyor, aslında konu bildik…<br />

İnsan kendi canından kanından olmayan bir çocuğu<br />

ne kadar sever, sahiplenir? Ayşe ve Cemal’in bu<br />

konuda başarısız olmalarının arasına büyükşehrin<br />

küçük insanları yutan çarkları da ekleniyor. Yani<br />

mesele çocuk sahibi olmanın dertlerinden, başka<br />

dertlere öyle bir uzanıyor ki arada bazı kopukluklar<br />

yaşıyoruz o yüzden.<br />

Cemal’in evi neden terk ettiği ve o yaşam kavgası<br />

arasında nasıl bir aşama kaydettiğini inandırıcı<br />

bulamadım kendi adıma… Yani senaryonun o kısmı<br />

Cemal’siz de devam edebilirdi. Yani kadının ezikliği<br />

ve yalnızlığı yanında erkeğin kendi çapında yükselen<br />

grafiği gözümüzde kadının çilesini arttırmak<br />

yerine sanki biraz daha gereksiz hale getiriyor.<br />

Can’da tekrarlayan ve bizi mutlu sona ulaştırmak için<br />

yapılan birbiri benzeri planlar bir süre sonra sıkıcı<br />

hale gelebiliyor. Kadının siniri ve çocuğun naifliğinin<br />

çatışması çok iyi verilmiş ve kadın çıkış yolu aramak<br />

için en yakınındakinden medet umma hali…<br />

Filmde çocuk oyuncu olduğu ve mağdurluk seviyesi<br />

yüksek tutulduğu için kalpler yumuşacık bir halde<br />

izleniyor film. Film bir yandan yan hikayelere ihtiyaç<br />

duyuyor ama bir yandan da kurduğu yan hikayeleri<br />

ana hikayenin dışında tutmaya hevesli görünüyor. Ya<br />

da biz iki baskın duygu karşısında öyle hissediyor da<br />

olabiliriz. Başta da dediğim gibi Selen Uçer’in bıkkın,<br />

yılgın ve yaşadığı hayatın dışına kaçmak isten Ayşe<br />

karakterine çok yakıştığını söylüyorum. Tabii Can’ı<br />

oynayan Yusuf Berkan Demirbağ’ı da yabana atmamak<br />

lazım. Serdar Orçin uzun zamandır sinemada<br />

yoktu, görmek her şekilde iyi geldi ve Erkan Avcı’nın<br />

varlığı da filmin artılarından. Sonuçta Can yürekleri<br />

burkacak ama sonrasında birazcık ana öyküsünü<br />

sorgulatacak bir film… Bence izlemek de ve ‘annelik’<br />

duygusunun nerelere uzandığını sorgulamak da<br />

fayda var…

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!