27.07.2017 Views

H+ Sayı 1

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yükümlülüğün federal lisanslandırma<br />

düzenlemeleri ile yerine getirildiğini<br />

ve uzaya giden cisimlerin ABD’de<br />

tescil edilerek Amerikan Yasaları’na<br />

tabi olduğunu, ancak yörünge üzeri<br />

lisanslandırmayı yapan bir otoritenin<br />

olmadığını belirtmiştir. Fırlatma ve<br />

Dünya’ya geri giriş ile ilgili olarak FAA<br />

(Amerikan Federal Havacılık Dairesi)<br />

lisanslandırma yetkisine sahipken<br />

yörüngede bir süre kalacak olan<br />

özel sektör cismini lisanslandırma<br />

yetkisine sahip değildir.<br />

Uluslararası antlaşmalar<br />

çerçevesindeki olası neticelerine<br />

ilişkin olarak ise Gabrynowicz<br />

uluslararası uzay hukukunun<br />

gelişiminde “opinio juris”in önemli<br />

olduğunu belirtmiş ve söz konusu<br />

yasa teklifinin muğlak olması<br />

dolayısıyla çekişmeli neticeler<br />

doğurabileceğini ifade etmiştir.<br />

Gabrynowicz’e göre Antlaşma<br />

sarih bir şekilde toprak edinmeyi<br />

ve egemenliği yasaklamışken<br />

doğal kaynakların edinimi ile ilgili<br />

net değildir. Ancak kaynakların<br />

çıkarılması uzayın “kullanımı” içinde<br />

değerlendirilebilir diye görüşünü<br />

sunmuştur. Buna karşın söz konusu<br />

kaynakların çıkarılması hususunu<br />

“kullanım” içinde değerlendirmek<br />

mümkün olsa dahi mülkiyetlerinin<br />

kime ait olacağı muğlaktır. Bu<br />

yasanın reddinden kısa bir süre<br />

sonrasında ise 2015’teki yasa<br />

çıkarılmıştır. Yasa uyarınca<br />

Amerikan vatandaşlarının ticari uzay<br />

faaliyetlerinin ve uzay kaynaklarını<br />

edinimlerinin kolaylaştırılması teşvik<br />

edilmektedir. ABD’nin uluslararası<br />

yükümlülükleri ile uyumlu olarak<br />

uzayın keşfi ve de uzay kaynaklarının<br />

edinimini ile ilgili kamusal engellerin<br />

kaldırılması gerekliliği düzenlenmiştir.<br />

Söz konusu faaliyetler ABD’nin<br />

uluslararası yükümlülüklerine uygun<br />

olarak ve de Federal Hükümet’in<br />

yetkilendirmesi ve denetimi altında<br />

yapılacaktır. İşbu yasa uyarınca<br />

madencilik faaliyeti yapanların uzay<br />

kaynağının veya asteroidin maliki<br />

olabilecekleri, bunları nakledebilme,<br />

kullanabilme ve satabilme haklarının<br />

da yine ABD’nin uluslararası<br />

yükümlülüklerine ve ilgili hukuk<br />

kurallarına uygun olarak bulunduğu<br />

kabul edilmiştir.<br />

Ayrıca ABD’nin herhangi bir<br />

gök cismi üzerinde egemenlik<br />

hakkının veya yargı yetkisinin veya<br />

gökcisminde mülkiyet hakkının<br />

olduğunun anlaşılmamasına da vurgu<br />

yapılmıştır. IISL Amerika Birleşik<br />

Devletleri’nin yeni yasasını ele alarak<br />

20 Aralık 2015’te konsensus ile kabul<br />

etmiş olduğu uzay kaynaklarının<br />

madenciliğine ilişkin görüşünde ise<br />

şu tespitleri yapmıştır: Yörünge alanı<br />

da dahil olmak üzere bir bölge/alan<br />

(territory) almak yasaktır ancak<br />

kaynak alımı konusu net değildir.<br />

Uzay Antlaşması’nın, uzayın eşitlik<br />

ilkesine uygun herhangi bir ayırım<br />

yapılmaksızın keşif ve kullanımı ile<br />

ilgili maddesindeki “serbest kullanım”<br />

kavramının içine gök cisimlerindeki<br />

mineraller ve su dahil “yenilenemeyen<br />

doğal kaynaklar”ın alınması/<br />

tüketilmesi dahil midir değil midir<br />

konusu net değildir ve bu konuda<br />

herhangi bir uluslararası anlaşma<br />

bulunmamaktadır.<br />

Kaynaklarla ilgili daha kısıtlayıcı<br />

düzenlemeler içeren Ay Antlaşması<br />

ise çok az sayıda devlet tarafından<br />

kabul edilmiştir ve burada<br />

düzenlenmiş olan doğal kaynakların<br />

dağıtımı ile ilgili rejimin teamül<br />

haline geldiği de söylenemez.<br />

Dolayısıyla ABD yasasının Uzay<br />

Antlaşması’nın bir yorumu olarak<br />

değerlendirmesi mümkündür. Yine<br />

bu sebepten madencilik faaliyetleri<br />

gök cisimleri üzerinde egemenlik<br />

hakkı iddia etmek şeklinde telakki<br />

edilmemiştir. Bu hususta ABD’nin<br />

ilgili düzenlemesindeki uluslararası<br />

düzenlemelere uygunluk ile ilgili<br />

maddesine de atıfta bulunulmuştur.<br />

ABD’nin yasasını takiben Şubat<br />

2016’da bu kez Lüksemburg, uzay<br />

madenciliği ile ilgili destekleyici<br />

adımlar atacağını duyurdu. Yaklaşık<br />

200 milyon Euro’luk bütçe ayıran<br />

Lüksemburg, uzay madenciliği<br />

faaliyetlerini düzenleyen bir yasal<br />

düzenlemeyi yürürlüğe koymayı<br />

planlıyor. Ancak Amerikan yasasından<br />

farklı olarak Lüksemburg’da yerleşik<br />

yerli/yabancı tüm şirket ve şahıslar<br />

kanunun sağladığı haklaradan<br />

faydalanabilecek . Hatta Lüksemburg<br />

bu konuda iddialı bir şekilde uzay<br />

kaynakları ile ilgili Silikon Vadisi<br />

olmayı hedeflediğini de belirtiyor.<br />

Uzay madenciliği faaliyetlerini<br />

gerçekleştirmeyi planlayan Deep<br />

Space Industries ve de Planetary<br />

Resources da Lüksemburg’da faaliyet<br />

göstermek üzere teşvik edildi ve<br />

söz konusu şirketlerle anlaşmalar<br />

imzalandı. Birleşik Arap Emirlikleri,<br />

Avustralya ve bazı başka ülkelerin de<br />

yakın zamanda uzay madenciliğine<br />

ilişkin bir yasal düzenlemeler yapması<br />

beklenilmektedir.<br />

Av. Nazlı CAN<br />

İstanbul Barosu Havacılık Ve Uzay<br />

Komisyonu Başkanı<br />

nazli@can.aero<br />

www.hplusdergi.com

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!