Pharma Turkey Dergisi Temmuz- Ağustos 2017 Sayısı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
July / August 2017
Hışırdamaz
Dışarıdan belli olmaz
Kokuyu hapseder
Publisher
Ferruh IŞIK
on behalf of
İSTMAG Magazin Gazetecilik
İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.
General Manager
Mehmet SÖZTUTAN
mehmet.soztutan@img.com.tr
Editorial Consultants
İsmail ÇAKIR
ismail.cakir@img.com.tr
Recep ARSLANTAŞ
recep.arslantas@img.com.tr
Graphic & Design
Tayfun AYDIN
tayfun.aydin@img.com.tr
SORUMLU MÜDÜR
Yusuf OKÇU
yusuf.okçu@img.com.tr
Foreign Relations Manager
İsmail ÇAKIR
ismail.cakir@img.com.tr
Bilgi Eşlem
Emre YENER
emre.yener@img.com.tr
Sosyal Medya
Songül ÇEK
songul.cek@img.com.tr
Corporate Communication Manager
Ebru PEKEL
ebru.pekel@img.com.tr
MUHASEBE ve FİNANS MÜDÜRÜ
Mustafa AKTAŞ
mustafa.aktas@img.com.tr
Subscription
İsmail ÖZÇELİK
ismail.özcelik@img.com.tr
Advertising Coordinator
Recep ARSLANTAŞ
recep.arslantas@img.com.tr
Head Office
Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi
B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar / İstanbul
Tel: +90 212 604 50 50
Faks: +90 212 604 50 51
Printing / CTP Baskı
Matsis Matbaa Hizmetleri San. Tic. Ltd Şti
Tevfikbey Mahallesi Dr. Ali Demir Cad.
No:51 34290 Sefaköy -İstanbul/TURKEY
Tel: 0 212 624 21 11
2 Pharma www.matbaasistemleri.com
May- June ‘17
Bioteknolojik ilaçlara geçmemiz gerekiyor
Biotech drugs blaze a trail
Türkiye üretim olarak çok cazip bir pazar. Bölgede üretim üssü olabilmek
için ideal bir ülkeyiz. Türkiye, bölgede üretim tesisi, kalitesi ve kapasitesi
bakımından cazip bir ülke. Türkiye ilaç pazarı son 5 yılda yıllık bazda
yüzde 12 büyüdü. 80 milyona yakın bir nüfusa ve Avrupa’nın 6’ıncı en
büyük ilaç pazarına sahip olan Türkiye 22,1 milyar liralık satış hacmine
ulaşarak dünyanın en büyük 17’inci ilaç pazarı haline geldi.
Türkiye ilaç pazarının büyümesinin temellerini incelediğimizde,
hastane kanalı bu alanda dikkat çekiyor. Hastane kanalının
özel ve kamusal yatırımlarla yüzde 28 oranında hızlı ve büyük
bir büyüme kaydettiğini gözlemliyoruz. 25 binden fazla
münferit eczaneden oluşan perakende pazarı da geçen
yıla kıyasla yüzde 15 oranında bir ivme yakaladı.
Ağrı grubu, Türkiye ilaç pazarında bir önceki yıla göre
yüzde 21 büyüme ile en büyük tedavi alanı oldu. 1
milyon 646 bin liralık pazar değeriyle birinci sırada
yer alan ağrı kesicileri, 1 milyon 435 bin lira
ile antibakteriyeller takip etti. Yerel olarak tüketim
alanlarımıza baktığımızda Türkiye’de en çok
ağrı tedavisinde kullanılan ilaçların yer aldığını
görüyoruz. Bu tedavi alanındaki ilaçların payı
ise bir önceki yıla oranla yüzde 21 arttı. İkinci
sırada antibakteriyel ilaçların geldi, ardından
1 milyon 419 liralık hacmiyle antidiyabetiklerin
geliyor, yerel ürünlerin satıştaki payı yüzde
42’lere kadar yükseldi.
Pazarın yüzde 75’i yerel ürünlerden oluşuyor,
bunun yanı sıra onkoloji ilaç pazarı yüzde 10 büyüdü.
Onkolojik ilaçlar değer ölçeğinde 1,4 milyar
liraya ulaştı. Toplam satışlardaki payı yüzde 7
oranında düşmesine rağmen onkolojik ilaç pazarı
bir önceki yıla oranla yüzde 10 büyüdü. Bu büyüme
oranları önümüzdeki 5 yıl içerisinde onkolojinin en
hızlı büyüyen tedavi grubu olacağını gösteriyor.
Dünyada en büyük pazar payının ABD, arkasından hızlı
şekilde gelen Çin’e rağmen, pazar birinciliğinin ABD’de
kalması bekleniyor.
Öte yandan, Türkiye’de pazarın büyüme potansiyeli var. Türkiye
içinde muadil-eşdeğer ilaç üretiminden, bioteknolojik
ilaçlara geçmemiz gerekiyor. Bunun için henüz treni kaçırmış
değiliz. Bununla ilgili arayışta ve çalışmalarda olan Türk firmaları
var.
Bilinçli ilaç kullanımının Türkiye’de yaygınlaşmasının önemine işaret
etmeden geçemeyeceğim. Sağlık Bakanlığı’nın özellikle sosyal
medyadan yaptığı başarılı sunumlar ve çalışmalarla bu alanda önemli
ölçüde farkındalık oluştu.
FROM
THE
social media.
EDITOR
İsmail ÇAKIR
Turkey is a very attractive market
for production. We are the ideal
country to be a production base in
the region. Turkey is a country that is
attractive in terms of quality and capacity.
Turkey’s drug market has grown
12 percent annually over the last 5 years.
Having a population close to 80 million and
Europe’s sixth largest drug market, Turkey
has reached the sales volume of 22.1 billion
TL and became the 17th largest drug market
in the world.When we consider the foundations
for growth of the Turkish pharmaceutical market,
hospital part draws attention in this area field. We
observe that the hospital subject has achieved a rapid
growth of 28 percent with private and public investments.
The retail market, which consists of more than
25 individual pharmacies, also gained 15 percent compared
to last year.Pain group was the biggest treatment
area in the Turkish pharmaceutical market with 21 percent
growth compared to the previous year. pain killer is in the
first place with a market value of 1 million 646 thousand TL,
and antibacterials followed it with 1 million 435 thousand TL.
When we look at our consumption areas locally, we see that
most of the drugs used in pain treatment take place in Turkey.
The share of drugs in this area of treatment increased by 21
percent compared to the previous year. Antibiotics came in second
place, followed by antidiabetics with a volume of 1 million
419 pounds, and the share of local products in sales increased
to 42 percent.75 percent of the market is made up of
local products, while the oncology drug market has grown by
10 percent. Oncologic drugs reached 1.4 billion pounds in
value. Although the share of total sales down by 7 percent,
the oncologic drug market up by 10 percent compared to
the previous year. These growth rates indicate that oncology
will be the fastest growing group of treatments
over the next 5 years.Despite the US’s fastest-growing
market share in the world, China’s market share is
expected to remain in the US. On the other hand,
there is potential for market growth in Turkey. In
Turkey, we need to attach importance to biotechnological
medicines to production of equivalent-generic
drugs. We have not missed the
train yet. There are Turkish companies who
are in search and study about this.
I want point out the importance of conscious
drug use in Turkey. The Ministry
of Health has created awareness in
this area significantly with successful
presentation and work especially via
8
12
24
28
38
42
46
56
Onko Koçsel İlaçları
uluslararası pazarlara
açılıyor
Yenilikçi ilaçlar umut
olmaya devam ediyor
Eklem ağrılarının
giderilmesinde
Nutraxin Artroflex gücü
Kanserde yerli ilaç için
ACT’dan Boğaziçi’ne
1.1 milyon euro destek
İlaç Sektörü -
Üniversite işbirliğinde
yeni adım
‘Epilepsiye Objektif Ol’
fotoğraf yarışmasında
ödüller sahiplerini buldu
Novo Nordisk,
İstanbul’dan yönettiği
ülke sayısını
iki katına çıkarttı
Audi Sport’dan
performans parçaları
Abdi İbrahim’den Hepatit B Virüsüne Karşı
Reaktivasyon Risk Yönetimi Programı:
HBVizyon Uyarı Sistemi
105 yıldır dokunduğu hayatları
iyileştirmek için tutkuyla
faaliyetlerini sürdüren Abdi
İbrahim, önemli bir çalışmaya daha
imza attı. Abdi İbrahim’in koşulsuz
desteğiyle hayata geçirilen HBVizyon
uygulaması ile bağışıklık sistemini
baskı altına alan ilaçların herhangi
bir hastalık nedeniyle kullanılması
durumunda, hastalar tedavi öncesi
HBV riski açısından değerlendirilerek
olası HBV reaktivasyonlarının önüne
geçilebilecek. Abdi İbrahim, ‘HBVizyon
Uyarı Sistemi’ni, 28 Temmuz Dünya
Hepatit Günü vesilesiyle düzenlediği
ve Abdi İbrahim Pazarlama ve Satış
Genel Müdürü Emre Kaan ve Sakarya
Üniversitesi Eğitim Araştırma
Hastanesi Prof. Dr. Aydın Şeref
Köksal’ın katıldığı toplantıda tanıttı.
Türkiye ilaç sektörünün lider şirketi
Abdi İbrahim, bağışıklık sistemini
baskı altına alan ilaçların herhangi
4 Pharma
July- August ‘17
bir hastalık nedeniyle kullanılması
durumunda, hastaların tedavi öncesi
HBV riski açısından değerlendirilerek
olası HBV reaktivasyonlarının
önüne geçilmesine imkan sağlayan
HBVizyon uygulamasını tanıttı.
Bu yıl içinde ilk pilot uygulaması
başlayan HBVizyon Uyarı Sistemi,
5 ay gibi kısa bir sürede 26
eğitim - araştırma ve üniversitesi
hastanesinde uygulamaya girdi.
Sistem, hem ulusal toplantı ve
kongrelerde uydu sempozyumları
aracılığıyla hem de hastane içi
multidisipliner bilgilendirme
toplantılarıyla hekimlerle paylaşılıyor.
Uyarı ekranı olarak kurgulanan
sistem ile tüm Türkiye’de
farkındalığın artırılması hedefleniyor.
Yaklaşık 3.5 milyon insanın enfekte
olduğu Hepatit B virüsünün
reaktivasyon risk yönetimi için
farkındalık yaratmayı, immünsupresif
hastalarda HBV tarama oranlarını
artırmayı ve profilaksinin
gecikmeksizin uygulanabilmesini
amaçladıklarını belirten Abdi İbrahim
Pazarlama ve Satış Genel Müdürü
Emre Kaan, dünyada yaklaşık 2
milyar, Türkiye’de ise 3.5 milyon
insanın enfekte olduğu bilinen Hepatit
B’ye karşı erken teşhis ve tedavinin
öneminin altını çizdi. Abdi İbrahim
olarak hastalığa karşı geliştirdikleri
ve koşulsuz destekledikleri yeni
projenin detaylarını paylaşan Kaan, şu
bilgileri verdi:
“Dünya Hepatit Günü”nün bu
yılki teması ‘Viral Hepatitleri Yok
Etmek’ olarak belirlendi. Bu hedefe
ulaşabilmek amacıyla viral hepatitler
için tarama, korunma ve tedavi
kampanyalarının oluşturulması
büyük önem taşıyor. Bizler de Abdi
İbrahim olarak bu ihtiyaçtan yola
çıkarak toplum sağlığına yönelik
bir sosyal sorumluluk projesi
olan HBVizyon Projesi’ni hayata
geçirdik. Abdi İbrahim olarak
koşulsuz desteklediğimiz bu projeyle,
immunsupresif hastalarda Hepatit B
taranma oranlarını artırmanın yanı
sıra, profilaksinin gecikmeksizin
uygulanmasını hedefliyoruz. Bu
yıl içinde ilk pilot uygulamasını
Sakarya Eğitim Araştırma
Hastanesi’nde başlattığımız ve 9 ay
gibi kısa bir sürede Türkiye çapında
26 eğitim araştırma ve üniversitesi
hastanesinde uygulamaya
giren ‘HBVizyon Sistemi’ alarm
uygulamasıyla; bağışıklık sistemini
baskı altına alan ilaçların, herhangi
bir hastalık nedeniyle kullanılması
durumunda ekrana çıkan uyarı
mesajıyla immunsupresif tedavi
uygulanacak hastaların tedavi öncesi
HBV riski açısından değerlendirilmesi
ve olası HBV reaktivasyonlarının
önlenmesini hedefliyoruz.”
Abdi Ibrahim Reactivation Risk Management
Program Against Hepatitis B Virus:
HBVIZYON WARNING SYSTEM
Continuing its activities nonstop
in order to heal the world
and the future with its bold,
leading and innovative works for
105 years, Abdi İbrahim, has made
another important work. In the case
of drugs used for suppressing the
immune system with the application
of HBVİS, which is passed on with
the unconditional support of Abdi
İbrahim, patients may be prevented
from reactivating HBV by evaluating
HBV risk before treatment. Abdi
İbrahim introduced ‘HBVizyon
Warning System, with the occasion
of July 28 World Hepatitis Day in
the meeting which Emre Kaan,
General Manager-Marketing & Sales
at Abdi İbrahim Pharmaceuticals
and Sakarya University Education
Research Hospital Prof. Dr. Aydin
Seref Koksal attended.
Abdi İbrahim, the leading company in
the Turkish pharmaceutical industry,
presented the HBV application, which
allows patients to be screened for the
risk of HBV before treatment and to
prevent possible HBV reactivations
in case of use of medicines that
suppress the immune system due
to any disease. Started its first
pilot scheme this year, the HBV
Warning System entered 26 training
- research and university hospitals
in a short period of 5 months. The
system is shared with physicians at
national meetings and congresses
via satellite symposiums and inhospital
multidisciplinary information
meeting. The system, which is
designed as a warning screen, aims
to raise awareness throughout Turkey.
Emre Kaan stated that they aim to
raise awareness for reactivation risk
management of hepatitis B virus which
about 3.5 million people are infected
with, increase HBV screening rates
in immunosupressive patients and to
be able to apply prophylaxis without
delay. He pointed out the importance
of early diagnosis and treatment
against hepatitis B, known to be
infected about 2 billion people in the
world and 3.5 million people in Turkey.
Declaring details of the new project
they developed and unconditionally
supported against the disease, Kaan
said, This year’s theme of “World
Hepatitis Day” was determined as
‘Destroying Viral Hepatitis’. In order to
achieve this goal, the establishment of
screening, prevention and treatment
campaigns for viral hepatitis is of
great importance. As Abdi Ibrahim,
we have come to this path and
have a dream of HBVizyon Project,
a social responsibility project for
community health. Abdi Ibraham’s
unconditional support of this project
aims to increase the screening rates
of hepatitis B in immunosuppressed
patients and to prophylaxis without
delay. In this year, we started the first
pilot scheme in Sakarya Training
and Research Hospital, and in a
short period of time like 9 months,
we applied ‘HBVision System’
which is applied in 26 educational
research and university hospitals
throughout Turkey. We are aiming
to evaluate patients who will receive
immunosuppressive treatment from
the point of view of HBV risk and
prevent possible HBV reactivations
by warning message displayed on
the screen in case of use due to any
illness.
Pharma
July- August ‘17 5
Santa Farma eczacılara yönelik bilgi,
haber ve eğitim portalı EczaZone’u kullanıma açtı
Türkiye’nin en köklü ilaç
firmaları arasında yer alan Santa
Farma, eczacıların doğru bilgi,
haber ve eğitim materyallerine
diledikleri yerden, diledikleri
anda ulaşabilmelerini sağlayan
EczaZone portalını hizmete açtı.
Eczacıların ihtiyaçlarına uygun
olarak tasarlanan ve eczazone.
com adresinden ulaşılabilen portal,
ilaçlara ilişkin yapım ve kullanım
bilgilerini geliştirmek isteyen eczacılık
profesyonelleri için hazırlandı. “Chat”
ve “Fakülteden” özellikleriyle anlık,
tekil veya grup mesajlaşma imkanı
sunan EczaZone, eczacıların mezun
oldukları fakültelerdeki arkadaşları
ve eczaneleri hakkında bilgi
alabileceği, iletişim kurabilecekleri
bir ana portal olma hedefiyle yola
çıktı. Santa Farma, Farmazi Akademi
ve Eczacının Sesi işbirliği ile hayata
geçirilen EczaZone portalı, özel eğitim
içeriği ve sertifika programlarına
erişim imkânlarıyla Türk eczacılık
sektörü için bir ilk niteliğinde.
6 Pharma
July- August ‘17
Santa Farma
opened
information,
news and
education portal,
EczaZone for
pharmacists
Santa Farma, one of the oldest
pharmaceutical companies in Turkey,
has launched the EczaZone portal,
which enables pharmacists to access
the right information, news and
educational materials wherever they
wish. Designed to meet the needs
of pharmacists and accessible via
eczazone.com, the portal is designed
for pharmacy professionals who want
to improve their knowledge of pharma
making and use. EczaZone offers
instant, singular or group messaging
with “Chat” and “Fakulteden”
features, with the goal of becoming a
main portal where pharmacists can
get information and communicate
with friends and pharmacists
in graduated faculties. With the
cooperation of Santa Farma, Farmazi
Academy and Eczacının Sesi,
EczaZone is a first portal for Turkish
pharmacy sector by providing access
to certificate programs and special
education contents.
Onko Koçsel İlaçları uluslararası pazarlara açılıyor
Yurtdışı pazarlarına açılma stratejisi yolunda büyük bir başarı daha
kazanan Onko Koçsel, EU GMP Sertifikasıyla yurtdışı pazarlarda kendi
üretimi olan ilaçların satış ve pazarlamasını gerçekleştirebilecek
8 Pharma
July- August ‘17
Onko Koçsel İlaçları Fabrika Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi Deniz Alkanat
İlaç sanayinde Türkiye’de onkoloji
alanında ilk GMP lisansı ile üretim
yapan Ar-Ge merkezi ile faaliyet
gösteren Onko Koçsel İlaçları,
yüksek kaliteli üretim standardıyla
global pazarlara açılma hedefi
doğrultusunda önemli bir başarı
daha kaydetti. Avrupa Birliği ve
dünya pazarlarına adım atmak için
önemli bir sertifika olan European
GMP Sertifikası’nı (İyi Uygulamalar
Sertifikası) her iki tesisinin tamamı
bazında alan Onko Koçsel İlaçları,
dünya üzerinde 70’den fazla ülkeye
ihracat yapabilme imkanına sahip
oldu.
İlk hedef ABD pazarı
Onko Koçsel İlaçları Fabrika Direktörü
ve İcra Kurulu Üyesi Deniz Alkanat,
en ileri teknoloji ve eğitimli insan
gücüyle uluslararası arenada
boy göstermeye başladıklarını
ifade ederek, şunları söyledi; “İlk
hedefimiz dünya ilaç pazarının lideri
ABD oldu. Bu Onko Koçsel için
doğal bir başlangıç noktası. Çünkü
üretim tesislerimiz, temel atma
aşamasından itibaren FDA süreç ve
beklentilerine göre dizayn edildi. Bu
doğrultuda ABD ofisimizi açtık ve
ilaçlarımızın ABD pazarına yönelik
pazar erişim projeleriyle FDA onay
süreçlerini başlattık.”
Onko Koçsel İlaçları’nın gelişmekte
olan ilaçlar pazarlarında da ilk
faaliyetlerine başladığını belirten
Alkanat; “Malezya, Pakistan ve
Sudan’ın en önemli ilaç dağıtım
şirketleriyle yüksek bütçeli
anlaşmalar imzaladık. Bu sayede
diğer Güney Asya ve Afrika ülkelerine
ulaşmayı hedefliyoruz. Bunun
yanı sıra Körfez ülkeleri ve Orta-
Güney Amerika’da lokal ithalatçı
firmalarla işbirliği görüşmelerimizi
tamamlamak üzereyiz. Onko Koçsel
İlaçları olarak global açılımımız
ve projelerimizle sektörel bilgi ve
deneyimimizi dünya pazarlarına
taşıyacak, ülkemize önemli bir
ekonomik kazanım sağlayacağız. Bu
alanda cari açığın kapanmasına da
katkımız olacak. Global pazarlarda
yüksek kaliteli üretim standartlarıyla
üretilen kanser ilaçlarına erişimi
kolaylaştıracağız. Böylece daha fazla
kanser hastasının yaşam kalitelerine,
hatta yaşam sürelerine katkı yapmaya
devam edeceğiz.” İfadelerini de
sözlerine ekledi.
Onko-Koçsel Pharmaceuticals taps into international markets
Having huge success to open up the way for international markets Onko
Koçsel will able to carry out sales and market of its own products in the
overseas market with the EU GMP Certificate
Operating in the field of
oncology with the first R & D
center which manufactures
with the EU GMP Certificate in the
pharmaceutical industry in Turkey,
Onko-Koçsel Pharmaceuticals has
a significant achievement in line
with the goal of entering the global
market with high-quality production
standards. Receiving the EU GMP
Certificate (Good Manufacturing
Practice) which provides an important
step for tapping into the European
Union and international market,
Onko-Koçsel Pharmaceuticals now
has possibility to export to more than
70 countries around the world.
First target is US market
Stating that they began to thrive in
the international arena with the most
advanced technique and trained stuff,
Deniz Alkanat, Factory Director and
Executive Committee Member at
Onko-Koçsel said, “Our first target
was the US, leader in the world
pharmaceutical market. This is a
natural starting point for Onko Koçsel.
Because our production facilities
were designed according to the FDA
process and expectations from the
groundbreaking stage. We opened
our US office in this direction and for
conveying direction of market access
to the US market we have started our
drug projects and process of FDA
approval.
Declaring that Koçsel Onko
Pharmaceuticals started its first
operations in the emerging markets,
Alkanat said, “We signed high budget
agreements with the most important
drug distribution companies in
Malaysia, Pakistan and Sudan.
Thus we aim to reach other South
Asian and African countries. We are
about to complete our cooperation
talks with local importer companies
in the Gulf countries and local
importer firms in Central and
South America. As Onko-Koçsel
Pharmaceuticals, we will bring our
sectoral knowledge and experience
to the world market, significant
economic gain for our country. We will
contribute to close the trade deficit.
We will facilitate access to cancer
drugs with high-quality production
standards in international standards.
So we will continue to make a
contribution the more for the cancer
patient’s quality of life, even length of
life.”
Deniz Alkanat, Factory Director and Executive Committee Member at Onko-Koçsel
Pharma
July- August ‘17 9
İlaç ambalajları görme engelli vatandaşlarımızın
hayatını kolaylaştıracak
Geçtiğimiz Nisan ayında Sağlık
Bakanlığı yayınladığı yeni
yönetmelikle tüm ilaç
kutularındaki isimlerin,
görme engelliler için Braille
alfabesiyle de yazılması
zorunluluğunu getirdi.
Yürürlüğe giren “Beşeri
Tıbbi Ürünlerin
Ambalaj
Bilgileri,
Kullanma
Talimatı
Ve Takibi
Yönetmeliği” kapsamında
kabartma yazı uygulaması
için firmalara 31/12/2018’e
kadar süre verildi. Braille
alfabesi uygulaması ambalaj
sektöründe oluşturduğu
değişimi değerlendiren Ambalaj
Sanayicileri Derneği (ASD)
Başkanı Zeki Sarıbekir, şunları söyledi;
“Türkiye Ambalaj Sanayicileri olarak karton kutu üzerine
ucuz, pratik, kaliteli Braille uygulamasını Dünya çapında
yapabiliyoruz. Bu da Türkiye ambalaj sanayinin gücünü bir
kez daha kanıtlıyor. Sektörümüzü daha ileriye taşımak için
Ar-Ge’ye ve inovasyona önem veriyor, katma değerli ürünler
ve yeni teknolojiler geliştirmek için sürekli çalışıyoruz.”
İlaç ambalajlarına Braille alfabesi uygulamasının ilaç
fiyatlarını etkileyecek boyutta olmadığının altını çizen ASD
Başkanı Zeki Sarıbekir, Türkiye ambalaj sanayicilerinin
bu konuya evrensel bir sosyal sorumluluk bilinciyle
yaklaştığını belirtiyor.
Drug packages will make life easier
for visually impaired citizens
Ambalaj Sanayicileri
Derneği (ASD) Başkanı
Zeki Sarıbekir
In April of last year, the Ministry
of Health issued a new regulation
that obliges all drug names to be
written in the Braille alphabet for the
visually impaired. Within the scope
of “Packaging Information, Usage
Regulations and Tactical Regulations
of Medical Products for Human Use”
entered into force, the period until
31/12/2018 was given for the relief
writing application. Commenting
the change in the packaging sector
in Braille alphabet application
Zeki Saribekir, Chair of Packaging
Manufacturers Association (ASD),
said: “As a packaging company in
Turkey, we can make cheap, practical,
high quality braille application on
cardboard boxes worldwide. This
proves once again the power of the
Turkish packaging industry. Zeki
Sarıbekir, Chairman of ASD,
underlines that braille alphabet
application on drug packages is not
in a dimension that will affect drug
prices, and that Turkish packaging
industrialists think this topic as a
universal social responsibility.
10 Pharma
July- August ‘17
Yenilikçi ilaçlar umut olmaya devam ediyor
Türk insanının yeni ilaçlara daha hızlı erişmesini sağlamak ve ülkemizde sağlık
sorunlarına etkin çözümler üretilmesine katkıda bulunmak amacıyla kurulan
ve Türkiye’de faaliyet gösteren 38 araştırmacı ilaç firmasının üye olduğu
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) bir kampanya başlattı
Bilimsel araştırmalar ve
teknolojinin desteğiyle uzun
soluklu Ar-Ge süreçleri
sonucunda üretilen, insan yaşamına
ömür ve kalite katmayı amaçlayan
yenilikçi ilaçlar, son 20 yılda insan
sağlığı konusunda önemli gelişmeler
kaydedilmesini, bir zamanların
ölümcül hastalıklarının tedavi
edilebilir hale gelmesini sağladı.
Örneğin, 1980’lerde ve 90’larda
ciddi oranda can kayıplarına
neden olan HIV virüsü, yenilikçi
tedavilerle geriledi ve HIV bağlantılı
hastalıklardan kaynaklanan ölüm
oranı %85 oranında azaldı. Dünya
Sağlık Örgütü’ne göre sağlık
12 Pharma
July- August ‘17
teknolojisindeki gelişmeler, bebek
ve çocuk ölümlerindeki azalmanın
ve 21. yüzyıldaki doğuşta beklenen
yaşam süresindeki artışın yaklaşık
%40-50’sini sağladı. Yenilikçi ilaçlar
karşılanmamış tedavi ihtiyaçlarına
yönelik önemli bir potansiyele işaret
etse de halen, bu ilaçların kamuoyu
tarafından daha iyi anlaşılması ve
hak ettiği sosyal ve ekonomik değeri
görebilmesi için atılacak adımlar var.
Türkiye’de bilim ve
teknolojinin gelişimini destekleyen
ve katma değerli üretimin yapılması
için yer aldığı her platformda
gerekli katkıyı sunan Araştırmacı
İlaç Firmaları Derneği, Türk
insanının yeni ilaçlara daha hızlı
erişmesini sağlamak ve ülkemizde
sağlık sorunlarına etkin çözümler
üretilmesine katkıda bulunmak
amacıyla attığı adımlara bir yenisini
daha ekledi. Uzun araştırmalar
sonucunda geliştirilen, insan
yaşamını uzatan ve yaşam kalitesini
artıran yenilikçi ilaçların öneminden
yola çıkan ve bu konudaki toplumsal
farkındalığın artmasına katkı sunmak
isteyen Araştırmacı İlaç Firmaları
Derneği (AİFD) yeni bir kampanya
başlattı. İki ay boyunca çeşitli videolar,
hekim röportajları, bilgilendirici
kaynaklar ile sosyal medya, internet,
yazılı basın ve radyolarda yer
bulacak bu kampanyayla, yenilikçi
ilaçların bugüne kadar ve bundan
sonra hasta ve hasta yakınlarının
iş yaşamına, aile yaşamına, sosyal
hayatına sunduğu ve sunacağı
katkıları anlatmak hedefleniyor.
Yenilikçi ilaçlar hakkında kapsamlı
bilgiye tek bir noktadan ulaşılmasını
sağlayacak hepimizicinumut.
com sitesi ziyarete açıldı. AiFD, bu
kampanya kapsamında yıl boyunca
sürecek iletişim çalışmalarıyla
yenilikçi ilaçların bugün ve yarın insan
yaşamına katkısını topluma anlatmaya
devam edecek.
AİFD Genel Sekreteri Dr. Ümit
Dereli, yenilikçi ilaçların önemini
şöyle anlattı; “1900’lü yılların
başında doğan bir insanın yaşam
süresi ortalama sadece 47 yıldı,
yani bugünkünden neredeyse 30 yaş
daha kısa. Günümüzde kolay tedavi
edilebilen salgın hastalıklar olarak
nitelendirilebilecek zatürre ve grip
gibi hastalıklar büyük oranda ölüme
sebebiyet veriyordu.
Ancak ilerleyen yıllarda tıp
biliminde, bu döngüyü kıran önemli
gelişmeler yaşandı. Örneğin,
1921 yılında insülinin bulunması
ve yaygınlaştırılmasıyla diyabet
hastalarının yaşam kalitesi ve süresi
kökten değişti. 1929’da Dr. Alexander
Fleming penisilini buldu. Penisilin
bulunmasaydı bugün yaşayan
insanların %75’i hayatta olmayacaktı.
1940-50’lerden bugünlere geliştirilen
kızamık ve çocuk felci aşıları,
psikiyatri, kalp sağlığı ilaçları
depresyondan hipertansiyona geniş
bir skalada insan yaşamını tehdit
eden nice hastalığın üstesinden
geldi. Özetle, bugünkü imkanlar olsa
1900 yılında doğan biri, söz konusu
ilerlemelerden yararlanarak 1947’ye
kadar değil, çok daha uzun yıllar
yaşayabilir belki de Ay’a atılan ilk
adımı izleyebilir, Berlin Duvarı’nın
yıkılışına tanıklık edebilirdi.”
AİFD Denetleme Kurulu Üyesi Dr.
Oğuz Mülazımoğlu ise şunları söyledi;
“Dünya hızla değişiyor, insan nüfusu
çoğalıyor ve ortalama yaşam süremiz
uzuyor. Tüm bunlarla birlikte sağlık
alanındaki ihtiyaçlarımız artıyor. Bu
ihtiyaçlar doğrultusunda dünyada ve
ülkemizde
yüz binlerce bilim insanı gece gündüz
demeden yenilikçi ilaç ve tedaviler
geliştirebilmek için çalışıyor. Tedavisi
olmayan ya da yeni tedavilere ihtiyaç
duyulan alanlarda araştırma ve
geliştirme faaliyetlerinde bulunuyor,
çözümler üretiyor. Araştırmacı ilaç
firmaları gelirlerinin önemli bir
kısmını bu çalışmalar için harcıyor.
Günümüzde kanser, diyabet, kalpdamar,
Alzheimer, Parkinson, Multipl
Skleroz hastaları ve daha pek çok
farklı hastalıkla baş etmeye çalışan
yüz milyonlarca insan, yenilikçi
ilaçlar sayesinde yaşama tutunuyor,
hayata devam ediyor. Günümüzde
yenilikçi ilaç endüstrisi, yeni ilaç
ve tedaviler keşfetmek için yılda
yaklaşık 140 milyar dolarlık yatırımla
yaşam kalitesini artırmak için
çalışıyor. Türkiye’ de de yenilikçi
ilaç ve tedaviler geliştirilmesi ve bu
kritik sektöre yatırım çekilebilmesi
için konuya planlı ve istikrarlı bir
şekilde yaklaşılması gerekiyor.
Bunu başarırsak yıllık 140 milyar
doları bulan biyoteknoloji ve ilaç
Ar-Ge bütçesinden daha büyük
paylar almamamız ve daha başarılı
bir üretim ve ihracat üssü haline
gelmememiz için hiçbir neden yok.
AİFD üyeleri olarak bizler yenilikçi
ilaçların ve ilaçta inovasyonun sosyal
ve ekonomik değerini anlatarak,
Türk insanının bu yenilikçi ilaçlara
hızla kavuşması için elimizden
geleni yapıyor ve Türkiye’deki
tüm paydaşlarla iş birliği içinde
çalışıyoruz. Amacımız bilim ve
Ar-Ge’nin bu ülke topraklarında
da gelişmesi ve Türkiye’de
yaşayan insanların da tüm dünya
vatandaşlarıyla aynı anda yeni ilaçlara
kavuşması ve daha umutlu olmasıdır.”
Yenilikçi ilaç nedir?
Yenilikçi ilaç, uzun araştırmalar ve klinik çalışmalar sonucu belirli bir hastalık üzerinde tedavi edici etki yaptığı
kanıtlanmış, temeli patentli bir moleküle dayanan ve daha önceden benzeri olmayan yeni ilaçlar için kullanılan
bir uluslararası terimdir. Bir ürünün ruhsat alabilmesi için gereken üç parametre güvenlik, tıbbi etkililik ve
kalitedir. Yenilikçi ilacın en ayırt edici özelliği patentli olmasıdır. Buna ek olarak yenilikçi ilaçlar;
• Klinik çalışmalarla kendini ispatlamıştır,
• Üretim standartları yüksektir,
• Yüksek teknoloji ile üretilir,
• Tedavide, yaşam kalitesini artıran önemli ve ilave faydalar sunar.
Pharma
July- August ‘17 13
Innovative medicines continue to be hope
Established by a member of 38 researchers’ pharmaceutical companies
established in Turkey in order to enable Turkish people to access new
drugs faster and to contribute to the production of effective solutions
to health problems in our country, Association of Research-Based
Pharmaceutical Companies (AİFD) starts a campaign
Innovative medicines/drugs, which
are produced as a result of longterm
R & D processes with the
support of scientific researches
and technology, aiming to add life
and quality to human life, have
made significant improvements in
human health in the last 20 years
and have enabled the once deadly
diseases to become treatable. For
example, the HIV virus, which caused
serious loss of life in the 1980s
and 90s, contracted with innovative
treatments, and mortality from
HIV-related diseases was reduced
by 85%. According to the World
Health Organization, advances in
health technology have provided
about 40-50% of the decline in
infant and child mortality and the
increase in birth expectation in the
21st century. Innovative drugs point
to a significant potential for unmet
14 Pharma
July- August ‘17
treatment needs, but there are still
steps to be taken to ensure that these
drugs are better understood and
deserved by the public.
Association of Research-Based
Pharmaceutical Companies, which
supports the development of science
and technology in Turkey and
provides the necessary contribution
in every platform where value-added
production takes place, added a new
step to the steps taken by the Turkish
people to provide faster access to
new medicines and to contribute
to the production of effective
solutions to health problems in our
country. Association of Research-
Based Pharmaceutical Companies
(AİFD) has launched a new campaign,
which is developed as a result of
long researches and which aims to
increase the social awareness in this
area by starting from the importance
of innovative drugs that prolong
human life and increase the quality
of life. With this campaign, which
will take place in various videos,
physician interviews, informative
resources, social media, internet,
print media and radio for two months,
the contributions that innovative
medicines offer and will offer to the
business life, family life and social
life of patients and their relatives
targeted. A single point of access
to comprehensive information on
innovative medicines hepimizicinumut.
com site in now opened. AiFD will
continue to focus on contributing
to human life today and tomorrow
with innovative medicines through
communication efforts that will last
throughout the campaign.
Pointing out the importance of
innovative drugs, Umit Dereli, General
Secretary, AIFD said,
“The average life expectancy of a
person born at the beginning of
the 1900s is only 47 years, which
is almost 30 years shorter than
today. Diseases such as pneumonia
and influenza, which can be described
as epidemic diseases that can easily
be treated today, have caused death in
large scale. However, in the following
years, in medical science, there have
been significant developments that
break this cycle. For example, with
the discovery and dissemination of
insulin in 1921, the quality and life
time of diabetic patients changed
radically. In 1929, Alexander Fleming
found his penicillin. Without penicillin,
75% of people living today will not
survive. The measles and pediatric
vaccines, which developed from 1940-
50 up to today psychiatry, heart health
drugs depression, hypertension,
superstition of a nice disease that
threatens human life on a wide scale,
overcome many diseases. To sum up,
if someone who was born in 1900
could benefit from the advances of
today’s possibilities, he would not to
die in 1947, and live for many more
years, perhaps to follow the first step
to the Moon, to witness the fall of the
Berlin Wall.”
AİFD Member of Supervisory Board
Oguz Mulazimoglu said, “The world
is changing rapidly, the human
population is multiplying and the
average life span longs. With all
of this, our needs for health are
increasing. In line with these needs in
the world and our country
Hundreds of thousands of
scientists working day and night
to develop innovative medicines
and therapies. They are involved in
research and development activities
in areas where healing is not needed
or where new treatments are
needed. Research drug companies
are spending a significant portion of
their income on these studies. Today
hundreds of millions of people
who are trying to cope with cancer,
diabetes, cardiovascular, Alzheimer’s,
Parkinson’s, Multiple Sclerosis and
many other diseases are kept alive
thanks to innovative medicines. Today,
the innovative pharmaceutical
industry is working to increase the
quality of life by investing around $
140 billion a year to discover new
drugs and treatments. In order
to develop innovative drugs and
treatments in Turkey and to attract
investment in this critical sector, the
subject needs to be approached in
a planned and stable manner. If we
achieve this, there is no reason why
we can’t get a bigger share of the
biotechnology and pharmaceutical
R & D budget of 140 billion dollars
a year and we can’t become a more
successful production and export
base. As AİFD members, we are
presenting innovative medicines
and social and economic values
of innovation in pharmaceuticals,
making a full-fledged effort to get the
Turkish people to get these innovative
medicines quickly and work in
partnership with all stakeholders in
Turkey. Our aim is to develop science
and R & D on the territory of this
country and it is also hopeful that
the people living in Turkey will meet
new drugs at the same time with the
citizens of the world.
What is innovative medicine?
Innovative medicine or drug is an international term used for novel drugs based on a patented molecular
basis, proven to have a therapeutic effect on a particular disease as a result of long-term research and
clinical trial. The three parameters required for a product to obtain a license are safety, medical efficacy and
quality. The most distinctive feature of the innovative medicine is its patented nature. In addition, innovative
drugs;
• Clinically proven itself,
• Production standards are high,
• Manufactured through high technology,
• Offers important and additional benefits which improve your quality of life in treatment.
Pharma
July- August ‘17 15
Art In Hospital sanatı sağlıkla buluşturuyor
Brothers-Sisters ile
İstanbul Cerrahi Hastanesi
birlikteliğinin ilk ürünü olan
“Art in Hospital” sanat ve sağlığı
buluşturan, sanatın iyileştirici yönünü
öne çıkaran oldukça dikkat çekici bir
proje. Projenin en az kendisi kadar
ilgi çekici olan doğuş hikâyesini, fikrin
yaratıcıları Brothers Sisters Ajans
Başkanı Özge Günaydın ve İstanbul
Cerrahi Hastanesi İşletme Direktörü
Banu Başaran anlatıyor…
Öncelikle sizleri kısaca
tanıyabilir miyiz?
Banu Başaran: “Sağlık sektöründe
24. yılımı bu ay itibariyle tamamlamış
bulunuyorum. Sağlık işletmeciliği çok
özellikli bir alan, çok zor olmasına
rağmen bir o kadar da keyifli. Bu
alanda çalışmak için işinizi gerçekten
seviyor olmanız gerekli. 15 yıl
Amerikan Hastanesi, 5 yıl Medicana
International Hastanesi’nde Genel
Müdür Yardımcılığı yaptım. 2011
yılında kendi şirketim olan Medibiz
Sağlık Hizmetleri’ni kurdum. Sağlık
yatırım, yönetim ve danışmanlık ve
sağlık turizmi konusunda faaliyet
gösteriyor. 2017 Ocak ayı itibariyle
İstanbul Cerrahi Hastanesi’nde
İşletme Direktörü olarak görev
yapıyorum.”
Özge Günaydın: “18 yıllık bir
iletişim sektörü geçmişine sahibim
ve Brothers Sister Medya’nın
Başkanıyım ayrıca Sanat Seninle
Derneği’nin de Kurucu Başkanlığı’nı
yürütüyorum.”
Brothers-Sisters ile İstanbul
Cerrahi’nin bir araya geliş
hikayesini anlatabilir misiniz? Bu
başarılı iş birliğiniz nasıl başladı?
Özge Günaydın: “Brothers Sisters,
medya planlama ve satın almanın
yanında içerik üretim konusunda
kendi alanındaki tek ajanstır. İçerikten
kastımız üretilen fikrin, pazarlama ve
satış stratejileri doğrultusunda medya
planlama - satın alma, dijital medya,
16 Pharma
July- August ‘17
PR, etkinlik, event-organizasyon
ve sosyal medya gibi hedef kitleye
ulaşmadaki ihtiyaç doğrultusunda
kullanılmasıdır. İstanbul Cerrahi
Hastanesi de tüm hizmetleri bir
arada alacağı, fikir üreten, ürettiği
fikrin tasarımını, uygulamasını,
medyadaki tüm iletişimini ve
organizasyon kısmını da yapabilen bir
ajansa ihtiyaç duyuyordu. Bu anlamda
birçok ajansla görüştükleri konkur
sürecinin ardından ajansımızla
çalışmaya karar verdiler.”
Brothers-Sisters ile çalışmaya
başladıktan sonra İstanbul
Cerrahi’de gerçekleştirdiğiniz
değişikliklerden bahsedebilir
misiniz?
Banu Başaran: “Brothers and
Sistes pazarlama, iletişim ve
medya konusunda hastanemizin
360 derece iletişim hizmetlerini
gerçekleştirdiğimiz stratejik
işbirlikçimiz. Sağlık alanında sosyal
sorumluluk projesi ve algı yönetimi
anlamında ilkleri gerçekleştiriyoruz.
Projenin adı Art in Hospital. Proje
kapsamında hastanede bir sanat
Özge Günaydın:
“Biz topluma faydalı
işler üretmeyi seven
bir ajansız. Sanatı
bu anlamda birleştirici,
iyileştirici ve
dönüştürücü
olarak görüyoruz.”
galerisi açtık. Geliri Sanat Seninle
Derneği’ne bağışlanacak olan bu
sergide aynı zamanda çalışan aidiyet
duygusunu da pekiştirmek üzere
sanat faaliyetleri gerçekleştireceğiz.”
Basında geniş yer bulan Art in
Hospital projesi nasıl doğdu?
Özge Günaydın: “Sanat Seninle
Derneği ve benim de aynı zamanda
resim ve heykel yapmam sayesinde
ajansımızın da sanatla ciddi bir
organik bağı var. Aynı zamanda
ben iki yıl önce geçirdiğim meme
kanserini, sanatın iyileştirici
gücüne sığınarak atlattım. Bu
deneyimlerimden sonra sanatın
evrensel kavramını ve iyileştirici
gücünü toplumun her kesimine
yayabilmek için çeşitli çalışmalar
yaptım. İstanbul Cerrahi
Hastanesi’nin de sürdürebilir
bir kurumsal sosyal sorumluluk
çalışmasına ihtiyacı vardı ve bu
bağlamda sanatın iyileştirici
gücünü de kullanabileceğimiz ART
in Hospital fikri doğdu.”
Açılış sergisi 25 Mayıs’ta
gerçekleşen bu oluşumun sizce
bu kadar ses getirmesinin altında
yatan sebep ne?
Banu Başaran: “İstanbul Cerrahi
Hastanesi olarak amacımız
hastanemizi soğuk dört duvarlı
hastane yapısından çıkararak bir
yaşam merkezi haline getirmek.
“Yaşatmak Sanattır” mottomuzla
Art in Hospital projesini birleştirip,
yeni dönemde sanatla iç içe bir
hastane olmayı hedefleyerek yola
çıktık. Bu bağlamda hastane olarak
Türkiye’de bir ilke imza attık. Farklı
olmayı başardığınızda ve yapılan iş
sosyal sorumluluk anlamında da
yüreklere dokunduğunda başarı
kaçınılmaz oluyor. Sanırım biz de
bunu başardık.”
Proje kapsamında başka hangi
kurumlarla işbirliği yapıyorsunuz?
Banu Başaran: “Projemiz
kapsamında Sanat Seninle
Derneği ve Vesaire Tasarım
Galerisi ile işbirliği içindeyiz.
Art in Hospital bünyesindeki ilk
sergiden elde edilecek gelirin
tamamı yarınları inşa etmek, sanatı
insanla buluşturmak ve hayalleri
gerçekleştirmek amacıyla Sanat
Seninle Derneği’ne bağışlanıyor.”
Sanat Seninle Derneği’ni
seçmenizdeki nedenler neler
oldu?
Banu Başaran: “Sanat Seninle
Derneği, sanatın iyileştirici ve
dönüştürücü özelliklerinden
herkesin faydalanması amacıyla
2016 yılında kuruldu. Dernek
misyonunu, ortak bir dil oluşturan
sanatı herkese ulaştırmak ve her
yönüyle sanata katkıda bulunmak
olarak tanımlıyor. Bu da İstanbul
Cerrahi Hastanesi’nin misyonuyla
son derece örtüşüyor. Sonuç olarak
bizimle aynı dili konuşan ve aynı
hedefle yola çıkan bir dernekle
yapılacak bir işbirliğinin bize
başarıyı getireceğine inandık ve bu
doğrultuda seçimimizi yaptık.”
Banu Başaran:
“İstanbul Cerrahi
Hastanesi olarak
amacımız hastanemizi
soğuk dört duvarlı
hastane yapısından
çıkararak bir yaşam
merkezi haline
getirmek.”
Bundan sonra bizi ne tarz
sürprizlerle şaşırtmaya devam
edeceksiniz?
Özge Günaydın: “Biz topluma
faydalı işler üretmeyi seven
bir ajansız. Sanatı bu anlamda
birleştirici, iyileştirici ve
dönüştürücü olarak görüyoruz. Ben
şahsım olarak Eylül ayında bir sergi
projesine hazırlanıyorum. Aynı
zamanda Sanat Seninle Derneği
olarak atölye çalışmalarımız ve
bir sanat köyü projemiz var. Art in
Hospital projesini de uluslararası
çapta yaymak ve yapacağımız
atölye çalışmaları, sergiler ve
seminerlerle geliştirmek için
planlarımızı hazırladık. Eylül
ayından itibaren tüm projelerimizi
takip edebilirsiniz.”
İstanbul Cerrahi Hastanesi’nin
ileriye yönelik yatırımları neler
olacak?
Banu Başaran: “Hastanemiz
öncelikle mevcut konumunda
modernleşme ve büyüme
göstermeye başlayacak. Özellikli
kliniklerin olduğu yeni bir
merkezimiz kurulma aşamasında.
Sağlık vadisi içinde iddia ettiğimiz
butik hastane hizmetinde, tüm
hastalarımızın ihtiyaçlarına yönelik
kişiselleştirilmiş hizmet anlayışıyla
fark oluşturacağız.”
Pharma
July- August ‘17 17
Alerjiniz gözünüzün önünde olabilir
Gözünüzde kaşıntı, kızarıklık, şişlik, yanma ve sulanma varsa dikkat!
ve içecekler, parfüm-deodorant türevi
kimyasallar ve diğer göz hastalıkları
için kullanılan damla ve pomadlar da
Alerjik Konjonktivite neden olabilirken
kontakt lenslerin de uzun süreli
kullanımı, alerjiye neden olabilir”
diyor.
“Steroid içeren damlaların
kontrolsüz kullanımı enfeksiyon,
katarakt gelişimi ve göz tansiyonu
yüksekliği yapabilir!”
Göz Hastalıkları Uzmanı
Doç. Dr. Barış Sönmez
Yaz aylarında sıklıkla karşımıza
çıkan göz alerjilerinin en yaygın
görülen tipi gözün ön yüzeyinde
oluşan Alerjik Konjonktivit’tir.
Mevsimsel olarak karşımıza çıkan
bu hastalıkta gözler; toz, güneş
ve polen gibi bir alerjene maruz
kaldıktan sonra kızarır, sulanır
bazen de çapaklanır. Bu gibi
durumlarda mutlaka bir hekime
başvurulması gerektiğinin altını
çizen Göz Hastalıkları Uzmanı Doç.
Dr. Barış Sönmez, tanının genellikle
18 Pharma
July- August ‘17
hastanın öyküsüne bağlı olarak
gözlerin biyomikroskopla muayenesi
sonrasında konulduğunu ve daha
sonra tedavi yöntemine karar
verildiğini söylüyor.
Göz alerjisinin oluşumunda çimen,
çiçek polenleri, ev hayvanlarının
tüyleri ve güneş en sık görülen
etkenlerden!
Alerjik konjonktivitte en sık görülen
belirtilerin gözlerde kaşıntı, kızarıklık,
şişlik, yanma ve sulanma olduğunu
aktaran Doç. Dr. Sönmez, bazen
ışık hassasiyetinin de bu belirtilere
eşlik ettiğini söylüyor. Birçok göz
alerjisinin burun alerjileri (Alerjik
rinit) ile birlikte seyrettiğinden de
bahseden Sönmez; hapşırma, burun
tıkanıklığı ve salgı artışının da göz
belirtileriyle beraber görülebileceğini
belirtiyor. Genetik olarak ailevi
yatkınlığı olanlarda daha sık olmakla
birlikte göz alerjilerinin herkeste
görülebileceğinin altını çizen Sönmez;
“Vücudun bağışıklık sisteminin bir
dış etkene (alerjen) reaksiyonu olan
bu hastalıkta en sık tespit edilen
etkenler toz, çim, çiçek polenleri, ev
hayvanlarının tüyleri ve güneş olarak
görülmektedir. Nadiren bazı yiyecek
Göz alerjilerinin tedavisinin
genellikle göz damlalarıyla yapıldığını
söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı
Doç. Dr. Barış Sönmez; “Damla
formülasyonunda antihishaminikler
ve histamini salgılayan mast
hücrelerini bloke eden damlalar,
alerjik konjonktivitin tedavisinde en
sık kullanılan damlalar arasında yer
alıyor. Sistemik (örnek olarak ağızdan
alınan tablet) antihishaminikler göz
kuruluğunu arttırdığı için nadiren
tercih edilir. Kuruluk ve alerjeni
gözden uzaklaştırmak için ‘koruyucu
içermeyen suni gözyaşı damlaları’
da sıklıkla kullanılır. Orta – ağır
seviyeli alerjik konjonktivitlerde
‘steroid’ içeren göz damlaları da
göz doktorunun uygun gördüğü
doz ve sürede kullanılabilir. Steroid
içeren damla ve pomadların doktor
önerisi ve kontrolü dışında kullanımı;
enfeksiyon, göz tansiyonu ve erken bir
katarakt gelişimine neden olabileceği
için asla kontrolsüz olmamalıdır.
Göz alerjilerinin tedavisinde ‘alerji
aşıları’ (immünoterapi) ise damlaların
yetersiz kaldığı dirençli hallerde
nadiren başvurulan bir yöntemdir”
diye açıklıyor.
Perakende Ortağı
Araştırma Ortağı
Medya Ortakları
T: 0212 367 92 15 E: info@yilinurunu.com.tr www.yilinurunu.com.tr
Your allergy may be in front of your eyes
Pay attention if you have itching, redness, swelling,
burning and watering in your eyes!
20 Pharma
July- August ‘17
Eye Disease Specialist Assoc.
Dr. Baris Sönmez informs us
about Eye Allergies (Allergic
Conjunctivitis). Eye allergies, also
called “allergic conjunctivitis,” are a
common eye condition. The tissue
that lines the inside of the eyelid and
outside of the eyeball is called the
conjunctiva. This tissue keeps your
eyelid and eyeball moist. Allergic
conjunctivitis occurs when this tissue
becomes inflamed. With eye allergies,
you usually see redness and itching in
both eyes, instead of in just one eye.
In the formation of eye allergy,
grass, flower pollen, poultry
feathers and sun are the most
common causes!
Eye allergies are a reaction to indoor
and outdoor allergens that get into
your eyes. Examples of these are
pollen, mold spores, dust mites and
pet dander. Eye allergies are not
contagious. They cannot be spread
to another person. Irritants like dirt,
smoke, chemicals, and chlorine can
also cause swelling and redness
of the eyes. This reaction is not an
allergic reaction. Viruses and bacteria
can also cause the same irritation of
the eyes. This reaction is also not an
allergic reaction.
Some medications and cosmetics
can also cause eye allergy symptoms.
The eyes are an easy target for
allergens and irritants because
they are exposed and sensitive. The
body responds to these allergens
by releasing chemicals, including
histamines, which produce the
inflammation.
“Uncontrolled use of steroid-containing drops can increase
infection, cataract development, and high eye pressure!”
The first and best option is to avoid
contact with substances that trigger
your eye allergies. If that is not
enough, consider using: Saline eye
drops to wash away the allergens,
Over-the-counter medicine or eye
drops (short-term use), Prescription
treatments from your doctor, Allergy
shots (immunotherapy) from your
doctor, Eye allergy symptoms
may disappear completely when
the allergen is removed or after
the allergy is treated. Talk to your
pharmacist and health care provider
about what is best for you. Avoid
triggers by making changes to your
home and to your behavior. Keep
windows closed during high pollen
periods; use air conditioning in
your home and car. Wear glasses
or sunglasses when outdoors to
keep pollen out of your eyes. Use
“mite-proof” bedding covers to
limit exposure to dust mites, and a
dehumidifier to control mold. Wash
your hands after petting any animal.
Decongestant eyedrops (don’t use
eyedrops for “red eye” longer than
a week, or they can make things
worse).
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Sanofi ve KAGİDER el ele verdi,
kadınlara geleceğin kapıları aralandı
‘Geleceğin Kadın Liderleri’ projesi
KAGİDER ve Sanofi Türkiye’nin
genç kadınların ekonomik ve sosyal
hayata katılımını artırmak amacıyla
hayata geçirdiği uzun soluklu bir
proje olarak dikkat çekiyor. Bugüne
dek yaklaşık 500 mezunun verildiği
proje kapsamında üniversiteden
yeni mezun veya son sınıf öğrencisi,
başarı potansiyeli yüksek ve eşit
fırsata sahip olmayan genç kadınlar
seçiliyor. Katılımcılara eğitim ve
mentorluk desteği veriliyor. Proje,
genç kadınların toplum ve iş
hayatındaki yerlerini kuvvetlendirmek
amacıyla; onların iş arama süreçlerini
kolaylaştırmayı, iletişim ağlarını
genişletmeyi, iş gücüne katılımlarını
sağlamayı ve sosyal duyarlılıklarını
geliştirmeyi hedefliyor.
Projede, 3 gün süren eğitim programı
çerçevesinde iş hayatına yönelik temel
bilgi ve beceriler, kariyer geliştirme
ve yönetmeye yönelik bakış açısı ve
işe giriş becerileri başlıkları altında
eğitim veriliyor. Ayrıca katılımcıların
hem girişimci hem de profesyonel
hayattan rol modeller ile buluşmaları
sağlanıyor, endüstri, şirket ve
girişimcilik tanıtımları yapılıyor.
Eğitimler sonrasında ‘Geleceğin
Kadın Liderleri’ projesinden
mezun olan genç kadınlar hem işe
girişlerinde hem de kariyerlerinin
ilk yıllarında eğitimcilerden,
mentorlerden ve daha önce
programdan mezun olmuş diğer
katılımcılardan destek alıyor. İş
hayatında giderek sayısı artan
Geleceğin Kadın Liderleri programı
mezunları, çeşitli iletişim kanalları,
sosyal medya grupları, dönemsel
ve bölgesel buluşmalar aracılığıyla
birbirlerine destek veriyorlar.
‘Geleceğin Kadın Liderleri’, bu
dönemde yeni katılımcılarla
büyümeye ve daha çok kadının
hayatına dokunmaya devam edecek.
Sanofi Türkiye ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) iş birliği ile 2010 yılından bu yana devam
eden ‘Geleceğin Kadın Liderleri’ projesinde yeni dönem başlıyor. Genç kadınların ekonomik ve sosyal hayata
katılımını artırmak amacıyla hayata geçirilen ‘Geleceğin Kadın Liderleri’ projesinden bugüne kadar yaklaşık
500 genç kadın mezun oldu. Proje sayesinde genç kadınların iş arama süreçleri kolaylaştırılıyor, iletişim ağları
genişletiliyor ve bu sayede de iş gücüne katılımları sağlanıyor. 4 Temmuz’da başlayan proje başvuruları için son
tarihi 17 Ağustos 2017…
22 Pharma
July- August ‘17
Sanofi and KAGİDER give hand in hand,
so door opened for women
‘Women Leaders of Future’ the
project which has been entered
into force by KAGIDER and Sanofi
Turkey draws attention in terms
of boosting participation of young
women in economic and social life.
The new graduates from universities
or senior class students having high
success potential and young women
with inequality of opportunity are
selected in the scope of the project,
in the scope of the project nearly
the number of 500 graduated to date.
Training and mentorship support
is given to participants. In order
to strengthen places of women in
society and business life, the project
aims to facilitate the processes
of looking for a job, enlarging
communication networks, providing
to join labor force and improve social
sensitivities.
In the framework of the program
lasting for 3 days, training is
presented under the headlines of
the basic knowledges and knowhow,
improving and managing career
and the viewpoint directed towards
management and finding a job. In
addition, participants are provided
meeting with role models from both
entrepreneur and professional life;
introductions for industry, company
and entrepreneurship are carried out.
Following trainings, the young women
who graduated from the project
‘Women Leaders of Future’ get
support from educators, mentors and
also from the previously graduated
other participants for both getting
a job or in the first years of their
careers. Increasingly boosting in
business, the graduates of ‘Women
Leaders of Future’ program support
each other via various communication
channels, social media groups,
periodical and regional meetings.
‘Women Leaders of Future’
will continue to grow with new
participants and beneficial for the life
of much more women.
A new period is beginning in ‘Women Leaders of Future’ project which has been continuing since 2010 onwards
with cooperation of Sanofi Turkey and the Women Entrepreneurs Association of Turkey (KAGIDER). Established
in order to increase participation of young women to economic and social life, nearly the number of 500
young women graduated from ‘Women Leaders of Future’ project to date. The process of looking for job of women
is facilitated, communication networks are widened and thus their participation to labor force is ensured
thanks to the project. Applications for the project started on 4thy July, as for deadline is 17th August 2017.
Pharma
July- August ‘17 23
Eklem ağrılarının giderilmesinde
Nutraxin Artroflex gücü
Nutraxin Marka Müdürü Gökşen Taşcı Tabakoğlu;
“Eczacılara ve eczane çalışanlarına yönelik eğitimlere ve
bilgilendirme ağına çok önem veriyoruz”
Vitamin ve mineral besin
takviyesi konusunda Türkiye’nin
önde gelen markası Nutraxin’in
osteoartrit başta olmak üzere eklem
ağrılarının görüldüğü durumlarda
ve yoğun tempoda spor yapanlarda;
eklem hasarının oluşmasını ve
ilerlemesini yavaşlatmak , ortaya
çıkan eklem ağrının azalması ve
giderilmesi için geliştirdiği Artroflex,
içeriğinde yer alan özel formülasyon
ve etki mekanizması ile kendini
kanıtlamış bir ürün olma özelliği
taşıyor. Biota Laboratuvarları
tarafından geliştirilen bu ürünü Marka
Müdürü Gökşen Taşcı Tabakoğlu ile
yaptığımız röportajda daha yakından
tanıyoruz…
24 Pharma
July- August ‘17
Nutraxin Marka Müdürü Gökşen Taşcı Tabakoğlu
Öncelikle kısaca sizi
tanıyabilir miyiz?
İstanbul doğumluyum. Uludağ
Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nü
bitirdim. İş yaşamına 2006 yılında
GNC şirketinde satış departmanında
başladım. GNC’deki 8 yıllık yöneticilik
kariyerimden sonra, Nisan 2014 tarihi
itibari ile Biota Laboratuvarları’nda
Medikal Eğitim Müdürü olarak
göreve başladım. 2016 sonu itibariyle
de Biota Laboratuvarları’nın Gıda
Takviyeleri Grubunun pazarlama
stratejilerine yön vermekten
sorumlu Marka Müdürü olarak görev
yapmaktayım.
Nutraxin markası adı altında
birçok ürününüz var ürünlerin
içeriklerinden kısaca bahsedebilir
misiniz?
“Nutraxin ürünleri 26 farklı çeşit ile
sağlık ihtiyaçlarına güvenle destek
vermektedir.2017 yılını Ar-Ge’mizde
geliştirmekte olduğumuz çalışmaları
sonlandırarak 45 farklı çeşit ile
tamamlamayı hedefliyoruz. Ürün
gamımızda başlıca glukozaminler,
balık yağları, vitamin-mineraller, diyet
destek ürünleri ve özel destekler yer
almaktadır. Bahsettiğim serilerdeki
ürünlerde ilgili komitelerce önerilen
dozlara uyum sağlanarak güçlü etkiye
yönelik oluşturulmuş formüllerde
muadilsiz olmayı hedefliyoruz.
Örneğin eklem serimizin 2. ürünü
olarak yeni geliştirdiğimiz Artroflex
Hya C II’de, ‘’Harekette Artroflex Hya
C II farkı’’ söylememiz ile eklem
dokusu için klinik çalışmalarca
ispatlanmış Glukozamin, Kondroitin ve
MSM’i Tip 2 Kolajen, Hyaluronik Asit
ve C vitamini ile birlikte sunuyoruz.
Bu ürün hem hekimlerimiz hem
de eczacılarımızın önerilerinde
büyük ilgi görmekte. Bunun yanı
sıra Big Energy günlük iş yapabilme
kapasitesinde artış sağlatmaya,
enerji seviyemizi yükseltmeye yönelik
Ginseng, Kafein, Keçiboynuzu ve
Zencefil içeriği ile çok iyi de bir
adaptojen olarak fayda sağlıyor. Yeni
geliştirdiğimiz ve lansmanını kısa bir
süre içerisinde gerçekleştireceğimiz
diyet ürünleri serimiz Quickslim
ile kilo kontrol programlarında
ihtiyacımız olan desteği vermeye
yönelik aktifler bir arada sunuluyor.
Multi vitaminlerimiz de kadın ve erkek
sağlığına özel vitamin, mineral, bitki
ve antioksidanlara yer veriyoruz.
Kadın ve erkeğin ihtiyacı farklıdır
diyerek özel formulasyonlar
oluşturuyoruz. Son olarak Omega-3
ve Coenzyme Q10’i tek kapsülde
birleştirerek ‘’Balık yağından
fazlasını isteyin’’ diyor, antiaging
programlarının en önemli
destekleyicisi oluyoruz.”
Yeni geliştirdiğiniz Artfoflex
ürününüzün hangi durumlarda
kullanıldığını öğrenebilir miyiz?
“Nutraxin’in Osteoartrit başta
olmak üzere eklem ağrılarının
görüldüğü durumlarda ya da yoğun
tempoda spor yapanlarda; eklem
hasarının oluşmasını ve ilerlemesini
yavaşlatmak, ortaya çıkan eklem
ağrısının azalması ve giderilmesi
için geliştirdiği Artroflex, içeriğinde
yer alan 5 aktiften oluşan özel
formülasyon ve etki mekanizması
ile kendini kanıtlamış bir ürün olma
özelliği taşımaktadır. Ocak 2015’te
Life Science dergisinde yayınlanan
Artroflex’in kondroprotektif
etkinliğine yönelik gerçekleştirilen
deneysel çalışmamız mevcut.
Yapılan deneysel çalışmada (deney
hayvanları kullanılarak yapılan
çalışmalar) sıçanların diz ekleminde
meydana gelen kıkırdak doku
hasarının, Artroflex uygulaması
sonucunda gerilediği moleküler
biyolojik ve histopatolojik analizlerle
kanıtlanmıştır. Öyle ki, Artroflex
uygulaması yapılan deney grubunda
hayvanlarda kıkırdak dokuda
hasara ve ödeme yol açan TNFalfa
ile IL-1a’nın sentezinde ciddi
oranda azalma tespit edilmiştir. Bu
moleküller, dokularda biriktiğinde
inflamasyona (yangı) neden olarak
kızarıklık, yanma, ödem ve ağrıya
neden olurlar.”
Artfoflex kullanması uygun olmayan
hasta grupları var mıdır?
“Ürünümüzün Tip 1 diyabet ve
kanser gibi özel durumlarda
doktora danışılarak kullanılmasını
öneriyoruz. Bunun dışında herhangi
bir ilaç etkileşimi ya da uyarı
vermiyoruz. Diabetes Care’de
yayınlanan çalışmaya göre, günde 3
kez 500 mg Glukozamin kullanımının
glisemik kontrolü, lipit profili veya
apo AI seviyeleri üzerinde belirgin
etkiye rastlanmadığı bilinmektedir.
Ürünümüzde, Glukozamin NaCl
tuzu yerine HCl formunda olduğu
için hipertansif hastalarda güvenli
kullanımı olanağı da sunmaktadır.
Osteoartrit, 25-35 yaş arası
%0,1 oranında görülürken; 65
yaş sonrasında bu oran %80’lerin
üzerine çıkmaktadır. Özellikle ileri
yaş grubu hastalarda sık görülen bir
rahatsızlık olması ve bu hastaların
büyük çoğunluğunda da hipertansiyon
öyküsünün yer alması kullanılacak
üründe bu özelliğin daha da önemli
olduğunu vurguluyor.”
Vitamin ve besin takviyeleri
konusunda insanların kafasında hala
soru işaretleri var, bu konuda neler
söylemek istersiniz?
“Yaşam ve beslenme şekillerindeki
hızlı değişim gıda takviyesi
kullanımına olan ihtiyacı ortaya
çıkarıyor. Türkiye’nin beslenme
alışkanlıkları da son 20 yıl içerisinde
büyük değişime uğramış durumda.
Gıdalarda kullanılan katkı maddeleri,
hormonlar, tarım ilaçları kullanımı,
besin değerlerinin azalmasına sebep
olmakta. Ayrıca günlük ihtiyacımız
olan vitamin ve mineralleri yeterli
miktarda kaynağından alamamak,
ne kadar dikkat etsek de gıdaların
saklama, hazırlama ve pişirme
hatalarından kaynaklanan besin
içerik eksiklikleri ihtiyacımızı
yükseltmekte. Vitamin ve gıda
takviyesi bu eksiklikleri gidermemize
yardımcı olarak, yaşam tempomuzda
daha enerjik ve verimli olmamıza,
hastalıklara karşı kendimizi
korumamıza destek sağlayan bir
misyon ile öne çıkıyor. Aynı zamanda
hekimlerin de tedavi protokollerinde
ortomoleküler tedaviye yönelmesinin
de takviye edici gıda kullanımının
önemini artırmakta olduğunu
söylemekte yarar var.”
Ecza kanalında kullanım ve
tavsiyelerle ilgili sizin eczacılarla
çalışmalarınız var mıdır?
“Ürünlerimizin satışının sadece
eczanelerde olduğunu tüm tanıtım
faaliyetlerimizde vurguluyoruz.
Türkiye’de eczacılarımıza
inanılmaz bir güven var. Bizler
de eczacılarımızın danışman
kimliği ile ihtiyacın belirlenerek
doğru ürünün doğru tüketici ile
buluşmasını istiyoruz. Türkiye
genelinde eğitim kadromuz ile her
ay düzenli bireysel ve toplu eczane
eğitimleri gerçekleştiriyoruz. Ürün
bilgilerimizi son çıkan araştırmalar
ile eczacılarımıza aktarıyor ve
eczane çalışanları ile de özel eğitim
programları planlıyoruz. Eczane
çalışanlarına özel hazırladığımız
eğitim materyallerimizi,
danışanlardan gelecek sorular
ışığında yardımcı olmak üzere
kendilerine iletiyoruz. Medikal
kadromuzda da eczacılar ile birlikte
çalışıyoruz. Faydayı sunmaya yönelik
en doğru bilgiyi ve çözüm önerilerini
birlikte bulmaya çalışıyoruz. Yeni
geliştireceğimiz ürünlerde de
Türkiye’nin önde gelen eczacılık
fakülteleri ile iş birliği içerisindeyiz.
Özetle, eczacılara ve eczane
çalışanlarına yönelik eğitimlere
ve bilgilendirme ağına çok önem
veriyoruz.”
Son olarak eklemek istediklerinizi
öğrenebilir miyiz?
“Nutraxin ürünleriyle hedefimiz
ülkemizde olduğu kadar dış
pazarlarda da global marka olma
yolunda hızla ilerlemek. Bunun için
ürün gamımızı Türkiye’nin beslenme
alışkanlıkları raporlarını inceleyerek,
son çıkan çalışmaları baz alarak, Ar-
Ge merkezimizdeki titizlikle yürütülen
çalışmalarla artırmayı hedefleyerek,
tüketici sağlığına değer katmaya
devam edeceğiz.”
Pharma
July- August ‘17 25
Nutraxin Artroflex power in eliminating joint aches
Nutraxin Brand Manager Goksen Tasci Tabakoglu, “We attach great
importance to the training and information network for pharmacists and
pharmacy employees”
26 Pharma
July- August ‘17
Turkey’s leading brand of vitamin
and mineral nutrition, Nutraxin
developed Artroflex especially
for joints of pain in osteoarthritis
when seen in intense tempo sports
and reduction and elimination of
articular pain, slows down the
progression of joint damage and is
a proven product with its special
formulation and action mechanism
in its content. Let’s see more about
this product, which was developed
by Biota Laboratories, from Brand
Manager Goksen Tasci Tabakoglu.
First of all, can we recognize you
briefly?
I was born in Istanbul. I graduated
from Biology Department, Uludag
University. I started work life in sales
department of GNC company in
2006. After my 8 year career in GNC,
I started as a Medical Education
Director at Biota Laboratories as of
April 2014. As of the end of 2016, I
am Brand Manager for directing the
marketing strategies of the Biota
Laboratories Food Substance Group.
You have many products under the
name of Nutraxin brand. Can you
briefly tell us about the contents of
the products?
Nutraxin products are supported
by 26 different varieties with
confidence in their health needs. We
are aiming to complete 45 different
types by ending the studies we have
been developing in our R & Our
product range includes mainly
glucosamines, fish oils, vitaminminerals,
dietary supplements and
special supplements. In the products
I mentioned, we aim to be compatible
with the formulas that are designed
for strong effect by adapting to the
recommended doses of the relevant
committees. For example, Artroflex
Hya C II, which we have recently
developed as a product of the joint
series, has been proven clinically for
joint articulation with “difference in
Arturoflex Hya C II in movement’’ we
offer Glucosamine, Chondroitin and
MSM Type 2 Collagen, Hyaluronic
Acid and together with Vitamin C. This
product has great interest both in the
recommendations of our physicians
and pharmacists. In addition to
this, Big Energy is also very good
as an adaptogen with its Ginseng,
Caffeine, Carob and Ginger contents
to increase the daily capacity to work,
to raise our energy level. Quickslim
is a series of diet products that we
have recently developed and will be
launched in a short period of time.
We provide the support we need
in the weight control programs
together. Our multi vitamins also
include vitamins, minerals, herbs
and antioxidants which are special
for women and men’s health. We
create special formulations by saying
that the needs of women and men
are different. Finally, we combine
Omega-3 and Coenzyme Q10 in a
single capsule to say, “Ask for more
of the fish oil” and we are the most
important supporter of anti-aging
programs.
Can we find out where your new
Artfoflex product is being used?
Nutraxin has been shown to
cause pain in joints, especially
osteoarthritis, or in intense tempura
sports; Artroflex, which has been
developed for the reduction and
elimination of articular pain, slows
down the progression of joint
damage and is characterized by
a special formulation and action
mechanism that is active in its
content. We have an empirical study
of the chondroprotective effect of
Artroflex published in Life Science
magazine in January 2015. In
the experimental study carried
out (studies using experimental
animals), cartilage tissue damage in
the knee joint of rats, Artroflex has
been proven by molecular biological
and histopathologic analyzes
of the application. Thus, in the
experimental group in which Artroflex
administration was performed,
there was a serious decrease in the
synthesis of TNF-alpha with IL-1a,
which causes damage and payment
of cartilage tissue in animals.
These molecules cause redness,
burning, edema and pain when
they accumulate in tissues, causing
inflammation (inflammation).
Are there any groups of patients
who are not eligible to use
Artfoflex?
We recommend that our product be
used in consultation with a doctor
in special circumstances, such as
Type 1 diabetes and cancer. Apart
from that, we do not give any drug
interaction or warning. According
to the study published in Diabetes
Care, it is known that the use of 500
mg Glucosamine 3 times daily does
not show any significant effect on
glycemic control, lipid profile or apo
AI levels. Since our product is in the
form of HCl instead of Glucosamine
NaCl salt, it also offers safe use in
hypertensive patients. Osteoarthritis
was seen in 0.1% of patients aged
25-35 years; after 65 years of age, this
ratio exceeds 80%. It emphasizes that
this feature is even more important,
especially when the older age group is
a common illness in patients, and the
vast majority of these patients have
hypertension history.
People still have questions
about vitamin and nutritional
supplements, what would you like to
say in this regard?
The rapid change in the way of life
and nutrition brings out the need
for food supplementation. Turkey’s
eating habits have also undergone
major changes over the last 20 years.
The use of additives, hormones,
pesticides in food causes decrease
in nutritional value. In addition, we
can not get enough of the vitamins
and minerals we need daily, but
we lack the nutrient deficiencies
caused by food storage, preparation
and baking mistakes. Vitamin and
food supplement help us to get rid
of these shortcomings, and life
stands out with a mission that is not
energetic and efficient at our pace,
and can not protect ourselves against
diseases. It is also worth mentioning
that physicians are also increasing
the importance of supplemental food
use in orthomolecular treatment of
treatment protocols.
Do you have work with pharmacists
on the use and advice on the
pharmacy side?
We emphasize in all our promotional
activities that the sale of our products
is only in the pharmacies. Our
pharmacists in Turkey have an
incredible confidence. We also
want our pharmacists to meet the
right consumer with the correct
product by determining the need
Brand Manager Goksen Tasci Tabakoglu
for consultant identity. We regularly
conduct individual and collective
pharmacy trainings every month
with our training card in Turkey. We
transfer our product information to
our pharmacists through the latest
research and plan special education
programs with pharmacy staff. We
communicate the training materials
we have specially prepared to help
them to our pharmacy staff with
questions from our clients. We work
with pharmacists in our medical
staff. We are trying to find the right
information and solutions to offer the
benefit together. We are in a business
alliance with the leading pharmacy
faculties of Turkey in the products we
will develop new. To sum up, we attach
great importance to the training and
information network for pharmacists
and pharmacy workers.
Finally, can we learn what you want
to add?
Nutraxin products with our target
in our country as well as foreign
markets is become a global brand
in rapidly progress. We will continue
to add value to consumer health
by targeting our product range to
increase with the rigorous studies
carried out in our R & D center based
on recent studies and by reviewing
Turkey’s nutritional habits reports.
Pharma
July- August ‘17 27
Kanserde yerli ilaç için ACT’dan Boğaziçi’ne
1.1 milyon euro destek
ACT VC Fonu, Boğaziçi
Üniversitesi Kimya Bölümü
Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rana
Sanyal’ın liderliğinde sağlık alanında
yerli ilaç için çalışma yapan ve
kanser tedavisinde yan etki profili
iyileştirilmiş, hedefe yönelik ilaç adayı
moleküller geliştirmeye başlayan
sağlık girişimi RS Research’e 1,1
milyon Euro yatırım yaptı. Avrupa
Yatırım Fonu (EIF) olan teknoloji
temelli risk sermayesi fonu ACT’ın,
RS Research’e 1,1 Milyon Euro’luk
yatırım yapmasına ilişkin protokol
Sağlık Bakanlığı’na bağlı Türkiye
İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Klinik
Araştırmalar Daire Başkanı Dr. Ecz.
Nihan Burul Bozkurt ve Boğaziçi
Üniversitesi Rektörü Mehmed
Özkan’ın katılımıyla gerçekleştirilen
tören ile imzalandı.
28 Pharma
July- August ‘17
“Tamamen milli imkânlarla
kanser tedavisinde yan etki profili
iyileştirilmiş, hedefe yönelik ilaç
için önemli adım”
RS Research, Türkiye’de sağlık
alanında Ar-Ge odaklı faaliyetler
yürüten kuruluşlara destek vermek
ve kamu – özel sektör – üniversite
işbirliği projeleri geliştirmek amacıyla
2015 yılının Mart ayında Doç. Dr
Rana Sanyal ve Sena Nomak
tarafından kuruldu. Tamamen milli
imkânlarla sağlık sektörüne katkıda
bulunmayı hedefleyen şirket,
kanser tedavisinde yan etki profili
iyileştirilmiş, hedefe yönelik ilaç adayı
moleküller geliştirmeye başladı.
Portföyünde bulunan ilaç adaylarının
devam eden preklinik çalışmalarında
aldığı etkileyici sonuçlar ile
yatırımcıların yoğun ilgisiyle
karşılaşan RS Research, ilk yatırım
için ACT VC Fonu ile anlaşmaya vardı.
Türkiye’nin bilimsel çalışmalar ve
kalifiye iş gücü potansiyeli ile sağlık
sektöründe takipçi değil inovasyon
lideri olarak konumlanmasına katkıda
bulunmayı hedeflediklerini belirten
Doç. Dr. Rana Sanyal şöyle konuştu;
“90’lı yıllarda sıralarında oturduğum
ve gelecek hayalleri kurduğum
Boğaziçi Üniversitesi’nde bugün hem
bir öğretim üyesi hem de bir girişimci
olarak yeni ortaklarımızla bir araya
gelmek gurur verici. RS Research,
Türkiye’nin her alanda girişim
potansiyeliyle yatırımcılar için bir
hedef olma yolunda hızla ilerlediğinin
somut bir kanıtı oldu. Önümüzdeki
3 yıl içinde farklı işbirlikleri
ve yatırımlar ile portföyümüzü
genişleterek, global anlamda yenilikçi
tedavileri insanlık ile buluşturmayı
hedefleyecek; bu sayede Türkiye’de
milli ilaç endüstrisinin gelişimine de
katkıda bulunmaya devam edeceğiz.”
1.1 million euro support for Bogazici University from
ACT for domestic drug in cancer
ACT VC Fund has invested
1.1 million-euro support to
RS Research, a healthcare
initiative which works on indigenous
drugs in the health field and is
developing targeted, targeted
drug candidates with a side effect
profile in cancer treatment under
the leadership of Assoc. Dr. Rana
Sanyal, Bogazici University Chemistry
Department Instructor. The protocol
on technology-based venture capital
fund ACT, which is the European
Investment Fund (EIF), invests 1.1
million euros in RS Research is
headed by the Ministry of Health,
the Turkish Medicines and Medical
Devices Agency under the Ministry of
Health. Pharm. Nihan Burul Bozkurt
and Boğaziçi University Rector
Mehmed Ozkan with the participation
of the ceremony was signed.
“An important step for improved
side effect profile, targeted drug
in cancer treatment with national
possibilities”
RS Research was founded in March
2015 by Assoc. Dr. Rana Sanyal and
Sena Nomak for supporting R &
D-focused organizations in healthcare
in Turkey and Public - private sector
- university cooperation projects
in order to develop the project.
Completely aiming to contribute
to the health sector with national
opportunities, the company started
to improve side effects profile in
cancer treatment, targeted drug
candidate molecules. Faced with
intense interest of investors due to
the impressive results of the ongoing
preclinical studies of drug candidates
in the portfolio and the, RS Research
has agreed with the ACT VC
Fund for initial investment.
Stating that Turkey aims to
contribute to the positioning
of scientific research and
quality of work potential as an
innovation leader in the health sector
and not as a follower. Dr. Rana Sanyal
said, “I am proud to be together
with our new partners as a faculty
member and an entrepreneur today
at Bogazici University, where I lived
and dreamed of my dreams in the
90s. RS Research is a concrete proof
that Turkey is rapidly moving towards
becoming a target for investors
with the potential of every field
enterprise. Within the next 3 years, we
will aim to meet innovative treatments
for people by expanding our
portfolio with different collaborations
and investments; we will continue to
contribute to the development of the
national pharmaceutical industry in
Turkey.”
30 Pharma
July- August ‘17
Daiichi Sankyo Türkiye, “Türkiye’nin en iyi işverenleri”
araştırmasında ödüle layık görüldü
Great Place to Work ® Enstitüsü tarafından düzenlenen,
“Türkiye’nin En İyi İşverenleri” araştırmasının
sonuçlarına göre 2017 yılının “50-250 çalışan”
kategorisinde Daiichi Sankyo Türkiye ödüle layık
görülerek 5. sırada yer aldı. 2008 yılında Türkiye’de
faaliyetlerine başlamış olan Daiichi Sankyo Türkiye,
daha 2. yılı olan 2010’da AON Hewitt tarafından
“Türkiye’nin En İyi İşyeri” seçilmişti. Firma, 2009
yılından günümüze her yıl Kariyer.net’in “İnsana
Saygı Ödülü” ’nü alarak toplamda 7 kez başarısını
taçlandırdı. 2015 yılında Great PlacetoWork Türkiye’nin
en iyi işverenleri ödülüne layık görülmüştü. Great
Place to Work ® sonuçları Daiichi Sankyo’nun
yüksek insan odağının ve çalışan memnuniyetini
önceliklendiren kültürünün bir göstergesi olarak
bu alanda kaydettiği ilerlemeye ilişkin açık bir geri
bildirim sağlıyor. Daiichi Sankyo Türkiye, elde ettiği
bu ödüllerle; çalışarak, çabalayarak, çalışanlarını
merkezine alarak her zaman en iyisi olmak için hep
birlikte neler yapılabileceğini bir kez daha kanıtlamış
oldu.
Daiichi Sankyo Turkey received
“Best Employers of Turkey” award
32 Pharma
July- August ‘17
According to the results of the “Best
Employers of Turkey” research organized by
the Great Place to Work ® Institute, Daiichi
Sankyo Turkey ranked fifth in the “50-250
employees” category of the year 2017. Started
its operations in Turkey in 2008, Daiichi
Sankyo Turkey was named “Turkey’s Best
Workplace” by AON Hewitt in its second year,
2010. The company culminated in a total of
7 successes in 2009, taking daily “Kariyer.
net” Human Respect Award. In 2015, Great
PlacetoWork Turkey’s best employers were
awarded the prize. Great Place to Work ®
results show that Daiichi Sankyo’s high
human focus and employee It provides clear
feedback on the progress that has been
made in this area as a demonstration of
the culture that prioritizes satisfaction. With
these awards, Daiichi Sankyo Turkey once
again proved what can be done together to be
always the best by working, struggling and
attaching importance to its employees.
middle east & africa
NEW
for 2018
September 2018
Abu Dhabi, United Arab Emirates
Santa Farma Japon ilaç devi Astellas’ile
fason üretim anlaşması imzaladı
İş birliği kapsamında Santa
Farma, Astellas’ın üriner
sistem hastalıklarına yönelik
ürününü Dilovası’nda
bulunan yeni üretim
tesisinde üretecek
Türkiye’nin en köklü ve güçlü yerli ilaç
firmaları arasında yer alan Santa Farma,
Japonya’nın önde gelen ilaç firmalarından
Astellas ile iş birliğine gitti. İş birliği
kapsamında, 2015 yılında 150 milyon avroluk
yatırımla GEBKİM OSB’de faaliyete geçirdiği
Santa Farma Üretim Merkezi’nde Astellas’ın
üriner sistem hastalıklarına yönelik ürününün
yerli üretimini üstlenecek.
1923 yılında kurulan Astellas, onkoloji, üroloji
ve nöroloji gibi terapötik alanlarda sunduğu
ürünlerle dünyanın 50 farklı ülkesinde faaliyet
gösteriyor. Dilovası GEBKİM OSB’de 80 bin
metrekare alana yayılan Santa Farma üretim
tesisi ve Ar-Ge merkezinin faaliyete girmesinin
ardından fason üretimi ana faaliyet alanlarından
biri olarak benimseyen Santa Farma, Avrupa
Birliği’nin İyi Üretim Koşullarına Uygunluk
(GMP) sertifikasına sahip üretim tesisinde
Astellas’ın yenilikçi ürünlerini üretmeye
başlayacak. Santa Farma, iş birliği kapsamında
uzun vadede Astellas’ın ürününün Avrupa
üretim merkezi olmayı planlıyor.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Santa
Farma Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Erol
Kiresepi, şunları söyledi; “Yaptığımız yatırımlar
sonucunda yerli fason üretim vizyonumuzu
hayata geçirmeye başladığımız bir dönemdeyiz.
Son teknoloji ürünü araçlarla donatılan
üretim tesisimiz ve titiz yaklaşım sergileyen
ekibimizle dünya çapında önemli bir müşteriyi
daha portföyümüze katmanın gururunu ve
mutluluğunu yaşıyoruz. Hedefimiz, yeni ve
modern tesisimiz aracılığıyla dünyanın önde
gelen ilaç firmalarının ürünlerinin Türkiye’de
üretilmesini sağlamak.”
34 Pharma
July- August ‘17
Mark Dekker, Director General of Astellas for Turkey;
Erol Kiresepi, Chairman of the Board and CEO of Santa Farma
Santa Farma signs agreement with
Astellas, a Japanese drug giant, for
subcontracting production
Taking place in the most rooted and strongest medicine firms
of Turkey, Santa Farma has cooperated with Astella, one of the
foremost firms in Japan. In the scope of business cooperation,
Santa Farma will assume the domestic production of the urinary
system diseases of Astella firm at its Santa Farma Production Center
which has been operated at GEBKİM OSB with the investment of 150
million euro in 2015.
Having established in 1923, Astellas operates in 50 various countries of
the world along with the products in the areas of therapeutic such as
oncology, urology and neurology. Following the production facility and
R & D center entering into force spreading on an area of 80 thousand
sqm at GEBKİM OSB in Dilovası, and adopting subcontracting
production as one of its main operation areas, Santa Farma will start
operation of the innovative products of Astellas at its facility complying
with the certification of the European Union’s Good Manufacturing
Practices (GMP). Santa Farma is planning to be the European
production center of Astellas in long-term in the scope of the business
cooperation.
Informing about the issue, Erol Kiresepi, Chairman of the Board and
CEO of Santa Farma, said; “We have been in a period letting our
domestic subcontracting production vision enter into force at the end
of our investments we made. We enjoy proud and happiness due to
adding a noteworthy customer potential to our portfolio via our new
facility equipped with the state-of-the-art technology and our squad
displaying a fastidious approach. Our aim is to provide to be produced
the foremost drug firms’ products in Turkey through our new and
modern production facilities.”
Takeda Türkiye’ye iki büyük ödül
Top Employer Enstitüsü
tarafından En İyi İşveren
Sertifikasını alan Takeda
Türkiye, aynı zamanda The
Peer Awards For Excellence
ödülünün de sahibi oldu
Takeda Türkiye, Top Employers Enstitüsü
tarafından yapılan değerlendirme sonucu,
işe alım süreçlerindeki başarılı performansı,
yetenek sürecinin yönetimi ve çalışan
gelişimini destekleme açısından en yüksek
standartlara sahip şirketlere verilen “En İyi
İşveren” ödülünü aldı. Aynı zamanda yenilikçi
kurumsal sorumluluk anlayışı, müşteri
iletişimi, performans ve çalışana dokunan
süreçlerin aday olan diğer firmalar tarafından
değerlendirilip takdir edildiği “The Peer Awards
For Excellence” ödülünün “Değişim Yönetimi”
kategorisinde de birinciliğe layık görüldü.
Londra ve Amsterdam’da gerçekleştirilen
törenlerde ödüllerini alan Takeda Türkiye’nin
başarısı böylece uluslararası alanda da
tescillenmiş oldu.
At the end of evaluation made by
Top Employer Institute, Takeda
Turkey obtained “The Best Employer
Award” which is offered to the
companies having the highest
standards regarding their successful
performance in employing processes,
talent process management and in
Two great awards to Takeda Turkey
Winning the Best Employer Certification by
Top Employer Institute, Takeda Turkey has
also become owner of The Peer Awards
For Excellence
terms of supporting staff progress.
The firm has also been deserved
winning of “Change Management”
category of “The Peer Awards
For Excellence” in terms of
innovative corporate responsibility
understanding, customer
communication, performance and
processes which is beneficial for
employees which are evaluated and
assessed by other nominated firms.
Taking its awards at the ceremonies
held in London and Amsterdam, so
success of Takeda Turkey has been
registered in international area.
36 Pharma
July- August ‘17
İlaç Sektörü - Üniversite işbirliğinde yeni adım
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Üniversitelerin
Teknoloji Transfer Ofisleri ile bir araya geldi
alanda geliştirmek için var güçleriyle
çalışıyorlar. Uzun vadeli bakış açısıyla,
yüksek maliyetli yatırımlar yapıyorlar.
Tüm dünyada üniversite-sanayi
işbirlikleri, Ar-Ge’nin tetikleyicisi
durumunda. Endüstrimizin
çalışmalarının başarısında da, bu
işbirliklerinin kritik önemde olduğunu
biliyoruz. Bu kapsamda, İEİS
olarak uzun zamandır bu alandaki
işbirliklerinin güçlendirilmesi için
yoğun çaba gösteriyoruz.” dedi.
38 Pharma
July- August ‘17
İEİS Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Biyoteknolojik
İlaç Platformu Başkanı Murat Barlas
Toplantının açılış konuşmasını
yapan İEİS Yönetim Kurulu Üyesi
ve Türkiye Biyoteknolojik İlaç
Platformu Başkanı Murat Barlas, Türk
ilaç endüstrisinin hedeflediği atılımı
yapabilmesi ve küresel çapta etkiye
sahip olabilmesi için Ar-Ge’nin ve bu
kapsamda özellikle biyoteknolojinin
kilit role sahip olduğunu vurguladı.
Barlas konuşmasına şöyle devam etti;
“İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası
olarak ilaçta Ar-Ge konusuna
büyük önem veriyoruz. Geçtiğimiz
yıl sonunda, Türkiye Biyoteknolojik
İlaç Platformunu kurduk. Amacımız,
biyoteknoloji alanında endüstrimizin
yetkinliğini ve rekabet gücünü
artırmak, ülkemizde bu alanın
gelişimine daha etkin katkı sağlamak.
Firmalarımız da, endüstrimizi bu
Üretilen bilgi ve teknolojinin ilaç
sanayisi için son derece değerli
olduğunu belirten Murat Barlas; “Bilgi
ve teknolojilerin aktarımı, uygulamaya
dönüştürülerek somut çıktılarının
alınması büyük önem taşıyor. Bu
çalışmaların hayata geçirilmesinde,
ticarileştirilebilir olanların
firmalarla buluşturulmasında
teknoloji transfer ofislerimiz
kilit rol üstleniyor. Bu işbirliğiyle,
endüstrimizin Ar-Ge alanında
güç ve deneyim kazanacağına
şüphemiz yok. Bu güç ve deneyimin,
endüstrimize yapacağı katkının
yanında, ekonomimize olumlu olarak
yansıyacağı ve ülkemizin hedeflediği
sanayi dönüşümüne önemli fayda
sağlayacağı açıktır” dedi.
Toplantıya Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK
yetkilileri, Boğaziçi Üniversitesi,
Düzce Üniversitesi, Gebze Teknik
Üniversitesi, İstanbul Teknik
Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi,
Kocaeli Üniversitesi, Koç Üniversitesi,
Marmara Üniversitesi, Okan
Üniversitesi, Özyeğin Üniversitesi,
Sabancı Üniversitesi, Trakya
Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi,
Üsküdar Üniversitesi ve Yıldız Teknik
Üniversitesi’nden teknoloji transfer
ofisleri katıldı.
A new step in Drug Sector – University Cooperation
The Pharmaceutical Manufacturers Association of Turkey (IEIS) came
together with the Technology Transfer Offices of Universities
Murat Barlas, the Member of the
Board of the IEIS and Chairman of
Biotechnological Pharmaceutical
Platform of Turkey
Delivering keynote speech of
the meeting, Murat Barlas,
the member of the Board
of the IEIS and Chairman of
Biotechnological Pharmaceutical
Platform of Turkey, highlighted the
key role of R & D and especially in
this scope biotechnology in order to
be able to make targeted progress of
the Turkish Pharmaceutical industry
and possessing an impact in the
global level. Barlas continued; “As
the Pharmaceutical Manufacturers
Association of Turkey, we give a great
importance to the R & D issue. Last
year, we have established Turkey’s
Biotechnological Pharmaceutical
Platform. Our aim is to boost our
industry’s capability and competitive
power, to provide a more effective
contribution to our country’s
development in this issue. Our firms
and industry are working with their
all power in order to improve our
industry in this field. The university
– industry cooperation has been
in triggering position of R & D in
the entire world. We know that
this cooperation has the critical
importance in the success of our
industry operations as well. In this
scope, as the IEIS, we have been
struggling intensively for a long
time so as to strengthening the
cooperation in this area.”
Indicating the information and
technology which are produced
for the Pharmaceutical industry
valued extremely, Murat Barlas said;
“Transferring of information and
technology, getting tangible outputs by
being transformed to implementation
carry a great importance. Our
technology transferring offices
assume a key role in letting these
works enter into force, letting
commercialize examples meet firms.
No doubt, with this cooperation
our industry will win power and
experience in R & D area. In addition
to these power and experience that
would contribute to our industry,
it will also reflect positively to our
economy and also remarkable benefit
to the industrial transformation which
has been aimed by our country.”
The officials of the Ministry of Science
Industry and Technology, officials of
TÜBİTAK, technology transferring
offices from Boğaziçi University,
Düzce University, Gebze Teknik
University, İstanbul Teknik University,
İstanbul University, Kocaeli University,
Koç University, Marmara University,
Okan University, Özyeğin University,
Sabancı University, Trakya University,
Uludağ University, Üsküdar University
and Yıldız Teknik Üniversity attended
the meeting.
Pharma
July- August ‘17 39
Cilt sağlığınıza Eczacıbaşı İlaç Pazarlama desteği
Türkiye’nin ilk ve tek likit kolajen ürünü
Voonka Liquid Collagen Beauty, eczanelerde…
Eczacıbaşı İlaç Pazarlama, yeni ve devrim
niteliğindeki ürünü Voonka Liquid Collagen
Beauty ile güzellik destek ürünleri alanına
giriş yaptı. 30-65 yaş arası kullanıcılar için
geliştirilen Voonka Liquid Collagen Beauty,
cildinin sağlıklı bir görünüme sahip olması
için doğal bir çözüm arayanlara hitap ediyor.
Türkiye’de ilk ve tek likit kolajen olan Voonka
Liquid Collagen Beauty; içeriğindeki 10
gr. hidrolize sıvı kolajen ile mevcut kolajen
yapısına ve sentezine destek verirken,
100 mg Hiyalüronik asit, C vitamini, B5 ve
B6 vitaminlerinin sinerjik etkisi ile cildin
korunmasına yardımcı oluyor. Voonka
Liquid Collagen Beauty’nin, cildinin nem
dengesini korumak için doğal bir çözüm
arayan tüketiciler için geliştirilen benzersiz
formülasyonu, artık çilek ve mango aromalı iki
farklı çeşidiyle tüm seçkin eczanelerde satışa
sunuluyor.
Eczacıbaşı Pharmaceuticals
Marketing support for your skin health
Voonka Liquid Collagen Beauty, Turkey’s first and only liquid
collagen product, in pharmacies ...
Eczacıbaşı Pharmaceuticals Marketing has entered
the field of beauty support products with its new and
revolutionary product Voonka Liquid Collagen Beauty.
Developed for users ages 30-65, Voonka Liquid Collagen
Beauty appeals to those looking for a natural solution
for a healthy look.
Voonka Liquid Collagen Beauty, the first and only liquid
collagen in Turkey; supports the collagen structure and
synthesis with content of 10 gr hydrolized liquid collagen
in its content and also 100 mg Hyaluronic acid helps
protect skin by synergistic effect of vitamin C, B5 and B6
vitamins. Developed for consumers looking for a natural
solution in order to keep skin moisture balance well, the
unique formulation of Voonka Liquid Collagen Beauty
is now available in all the elite pharmacies with two
different types of strawberry and mango flavors.
40 Pharma
July- August ‘17
‘Epilepsiye Objektif Ol’ fotoğraf yarışmasında
ödüller sahiplerini buldu
Şadiye Yaralı ikinci ve İsmet Danyeli üçüncülüğe hak
kazandı. Yarışmada kamuoyu desteğini artırmak amacıyla
jüride yer alan ünlü fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut’un
yanı sıra Türk Epilepsi ile Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr.
Naz Yeni ve dernek üyelerinden Prof. Dr. Candan Gürses,
Prof. Dr. Barış Baklan, Prof. Dr. Bülent Oğuz Genç, Prof. Dr.
Taşkın Duman ve Yrd. Doç. Dr. Semih Ayta gibi isimler de
yer aldı.
C
M
Y
CM
MY
CY
İnsanların yaşamlarını iyileştirmek için tedavi çözümleri
keşfeden, bunları geliştiren ve hizmete sunan dünyanın
önde gelen ilaç şirketlerinden Sanofi, epilepsi hastalığına
dikkat çekmek amacıyla üç yıldır “Epilepsiye Objektif Ol”
konulu fotoğraf yarışması düzenliyor. Tedavi yöntemleri
geliştirmenin yanı sıra kurumsal sosyal sorumluluk
projeleriyle de hastalıklara karşı farkındalık yaratan önemli
çalışmalar yürüten Sanofi, “Epilepsiye Objektif Ol” fotoğraf
yarışmasını epilepsi hastalarının toplumdan dışlanma
riskini gündeme getirmek ve sosyal yaşama katılımlarını
desteklemek amacıyla gerçekleştiriyor. Türk Epilepsi ile
Savaş Derneği iş birliğinde düzenlenen yarışmada jüri
üyeleri arasında ünlü fotoğrafçı Mehmet Turgut da yer
alırken yarışmaya bu sene 228 fotoğraf başvurusu oldu.
CMY
K
Ödüller iki farklı kategoride sahiplerini buldu
Epilepsi hastası olan veya olmayan 6 yaşından büyük
herkesin katılabildiği “Epilepsiye Objektif Ol” fotoğraf
yarışmasına bu yıl da 6-16 ve 17 yaş üstü olmak üzere 2
farklı yaş kategorisinde ödüller verildi. Her kategorinin
birincisine 2.500 TL, ikincisine 2.000 TL, üçüncüsüne
1.500TL, dördüncüye ve beşinciye ise mansiyon ödülü
olarak 1000 TL ödül takdim edildi. İki ayrı yaş kategorisinde
verilen ödüllerde 6-16 yaş kategorisinde Ekin Ela Şafak
birinci, Ceren Dilber ikinci ve Bengisu Köksal üçüncü oldu.
17 yaş ve üzeri kategorisinde ise Ali Mermertaş birinci,
42 Pharma
July- August ‘17
29. İstanbul Uluslararası Güzellik & Bakım, Profesyonel Kozmetik ve
Saç, Spa & Wellness Ürün ve Ekipmanları Fuarı
Lutfi Kırdar, Rumeli Salonu
İstanbul Kongre Merkezi, Fuar Salonu
22-25 MART
www.guzellikvebakim.com
TG Expo Uluslararası Fuarcılık A.Ş.
Eğitim Mahallesi Poyraz Sokak Ertogay İş Merkezi Kat : 9 Daire : 27
Kadıköy İstanbul / Türkiye Tel: +90 216 338 45 25 www.tgexpo.com.tr - info@tgexpo.com
6– 16 Yaş Kategorisi
Birinci: Ekin Ela Şafak (Mor Çiçek)
İkinci: Ceren Dilber (Kucak Dolusu Sevgi)
Üçüncü: Bengisu Köksal (Neşeli Çocuklar)
Mansiyon 1: Arda Taş (Bebekli)
Mansiyon 2: Doruk Ege Uyar (Eğitim Hastalığı Yener)
17 Yaş Üzeri Kategorisi
Birinci: Ali Mermertaş (Bulutların Üstü)
İkinci: Şadiye Yaralı (Gözler ve Eller)
Üçüncü: İsmet Danyeli (Sepet)
Mansiyon 1: Fahri Yılmaz (Yalnızlık)
Mansiyon 2: Fırat Ürün (Zorlu Yaşamlar)
44 Pharma
July- August ‘17
Novo Nordisk, İstanbul’dan yönettiği ülke sayısını
iki katına çıkarttı
Diyabet, obezite, hemofili ve hormon tedavilerinde öncü çalışmalara imza
atan Danimarkalı küresel sağlık şirketi Novo Nordisk’in İstanbul’dan
yönettiği ülke sayısı 11’den 22’ye çıktı
Novo Nordisk BANEC Bölgesi Kurumsal Başkan Yardımcısı Peter Soelberg
46 Pharma
July- August ‘17
Bilimsel araştırma ve yenilikçilik
odaklı küresel bir sağlık şirketi
olan Danimarka merkezli Novo
Nordisk, Türkiye’den yönettiği ülke
sayısını 11’den 22’ye yükseltti. 94 yıllık
geçmişe sahip Novo Nordisk, Yakın
Doğu, Rusya ve Bağımsız Devletler
Topluluğu’ndan oluşan yaklaşık 670
milyonluk bir nüfusa sahip 22 ülkeyi
Türkiye’den yönetmeye başladı.
Diyabet, obezite, hemofili, büyüme
hormonu eksikliği ve hormon
replasman tedavilerinde öncü
çalışmaları olan Novo Nordisk’in
BANEC Bölgesi (Yakın Doğu, Rusya
ve Bağımsız Devletler Topluluğu)
Kurumsal Başkan Yardımcısı
Peter Soelberg, “Türkiye, Novo
Nordisk için küresel ölçekteki en
stratejik ve en önemli 10 ülkeden
biri oldu” dedi. Türkiye’nin coğrafi
konumunun öncelikli pazar olma
nedenlerinden biri olduğunu belirten
Soelberg, şu açıklamayı yaptı;
“Yakın Doğu bölgesindeki 11 ülkenin
operasyonlarını uzun bir süredir
İstanbul’dan yönetiyorduk. 2017 Nisan
ayında İstanbul’da bulunan yönetim
ofisini genişletme kararı aldık ve
Türkiye’den yönettiğimiz ülke sayısını
22’ye çıkardık. Yakın Doğu, Rusya ve
Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan
oluşan bu 22 ülke toplamda 670
milyonluk bir nüfus yoğunluğunu
temsil ediyor. Türkiye pazarına bu
derece önem verilmesinin birçok
nedeni var. Bunlardan birincisi
Türkiye’nin sağlık sektöründe
gerçekleştirmiş olduğu reformlar
ve bu reformlar sayesinde sağlık
hizmetlerinin toplum tarafından
daha ulaşılabilir hale gelmesi. Bir
diğer önemli neden de Türkiye’nin
Avrupa’da en yüksek diyabet görülme
sıklığına sahip ülke olması. Erişkin
her 100 kişiden 14’ünün diyabet
hastası olduğu Türkiye, Avrupa’da
en yüksek diyabet görülme sıklığına
sahip ülke. Son 10 yılda diyabet
hastalığı görülme sıklığı 2 kat
arttı. Sağlık Bakanlığı tarafından
yapılan Türkiye Beslenme ve Sağlık
Araştırması ise Türkiye’de obezite
hastalığı görülme sıklığının yüzde 30
seviyelerinde olduğunu ortaya koyuyor.
Yani bugün Türkiye’de her üç kişiden
biri obezite hastası.”
Novo Nordisk doubles the number of countries
managed by Istanbul
Leading work in the treatment of diabetes, obesity, hemophilia and
hormone, Danish global health company Novo Nordisk has increased the
number of countries managed from Turkey from 11 to 22
48 Pharma
July- August ‘17
Denmark-based Novo Nordisk,
a global healthcare company
focused on scientific research
and innovation, has increased the
number of countries managed in
Turkey from 11 to 22. With a history
of 94 years, Novo Nordisk began
managing from Turkey 22 countries
with a population of about 670
million, consisting of the Near East,
Russia and the Commonwealth of
Independent States.
Peter Soelberg, Corporate Vice
President International Operations
- Business Area Near East at Novo
Nordisk which has leading work in
diabetes, obesity, hemophilia, growth
hormone deficiency and hormone
replacement therapies, said, “Turkey
is the most strategic and one of the
top 10 countries for Novo Nordisk.”
Stating that Turkey’s geographical
position is one of the reasons why it
is a priority market, Soelberg said,
“We were running the operations of
11 countries in the Near East region
from İstanbul for a long time. In
April 2017 we decided to expand
the management office in Istanbul
and we increased the number of
countries we managed from Turkey
to 22. These 22 countries, which
are the Near East, Russia and the
Commonwealth of Independent
States, represent a population density
of 670 million in total. There are many
reasons for giving importance to the
Turkish market. The first of these is
the reforms Turkey has undertaken
in the health sector and the health
services become more accessible
to the community through these
reforms. Another important reason is
Peter Soelberg,
Corporate
Vice President
- Novo Nordisk
- International
Operations
- Business Area
Near East
that Turkey has the highest incidence
of diabetes in Europe. 14 out of every
100 adults in Turkey with diabetes,
Turkey has the highest incidence of
diabetes in Europe. The incidence of
diabetes mellitus has doubled in the
past 10 years. The Turkish Nutrition
and Health Research conducted by
the Ministry of Health reveals that the
incidence of obesity in Turkey is about
30 percent. So in Turkey today, three
people are obese. “
Güldem Berkman,
Amgen Türkiye Genel Müdürü oldu
AstraZeneca Türkiye’de Ürün
Yöneticiliği, Grup Ürün Yöneticiliği,
Pazarlama Müdürlüğü,
Pazarlama Direktörlüğü, Ticari
Satış Kanalları Direktörlüğü ve İş
Birimi Direktörlüğü yapan Serkan
Barış’ın vekaleten aldığı yeni
görevi AstraZeneca Türkiye Ülke
Başkanlığı oldu. Serkan Barış
bu görevinde AstraZeneca’nın
hasta odaklı yaklaşımına
uygun şekilde karşılanmamış
tedavi ihtiyaçlarına çözümler
getirecek yenilikçi projeler için
çalışacak, tüm resmi konularda
ve yetki limitlerinde Ülke Başkanı
görevlerine sahip olacak.
2010’da İstanbul merkez ofisini
açan, 2012 yılında ise 700 milyon
Dolar doğrudan yatırım ile
Mustafa Nevzat İlaç’ı satın alarak
sektördeki yerini sağlamlaştıran
Amgen Türkiye’nin Genel Müdürlük
pozisyonuna, Türkiye’nin en etkili
kadın liderlerinden biri olan Güldem
Berkman atandı. Güldem Berkman
aynı zamanda Mustafa Nevzat
İlaç’in yurt içi ticari faaliyetlerinden
sorumlu Genel Müdür görevini de
yürütecek.
AstraZeneca Türkiye’nin Ülke
Başkanlığı görevi
Serkan Barış’ın
Ayla Kurtuluş, Mustafa Nevzat
Teknik Operasyonlar ve Dış
Pazarlar Genel Müdürü
olarak atandı
Amgen bünyesinde bir diğer önemli görev değişikliği
ise Mustafa Nevzat İlaç Teknik Operasyonları yönetimi
alanında gerçekleşti. Uzun süredir Mustafa Nevzat
İlaç’ın Teknik Operasyonlarını yöneten Ayla Kurtuluş,
1 Temmuz tarihi itibariyle görev alanı genişletilerek
Mustafa Nevzat İlaç Teknik Operasyonlar ve Dış
Pazarlar Genel Müdürü olarak atandı. 2014 yılından
bu yana MN bünyesinde görev yapan Ayla Kurtuluş’un
yeni sorumlulukları arasında dış pazarlar, ARGE ve iş
geliştirme de bulunuyor.
Dr. Pelin Eriştiren İncesu,
AstraZeneca Uluslararası Pazarlar
Ticari Strateji Başkan Yardımcısı oldu
Dr. Pelin Eriştiren İncesu, AstraZeneca Uluslararası
Pazarlar, Ticari Strateji Başkan Yardımcısı olarak geniş
çaplı bir bölgenin gelişim ve operasyonunun planlanması
ve yönetiminde söz sahibi olacak. Aynı zamanda satış,
pazarlama ve insan kaynakları gibi destek fonksiyonları
da sorumluluk alanında yer alacak. Ayrıca kendisine bağlı
olan bölgeye yönelik hedef ve stratejilerin oluşturulması,
50 Pharma
July- August ‘17
denetlenmesi ve takibinde birincil sorumluluğa sahip
olacak. Yeni görevi gereği İngiltere’nin Londra şehrinde
ikamet edecek olan Dr. Pelin Eriştiren İncesu, yıllık
yaklaşık 6 milyar dolar ciro üreten Afrika, Asya-Pasifik,
Latin Amerika ve Orta Doğu bölgeleri ile Hindistan,
Rusya, Türkiye gibi ülkelerin dahil olduğu 77 ülkenin ticari
stratejilerinden sorumlu olacak.
İbrahim Etem - Menarini’ye yeni İK lideri
Arçelik, DHL ve Avea’nın insan
kaynakları yönetiminde sorumluluklar
alan Aslanağı, Abbott’ta İnsan
Kaynakları Müdürü olarak görev
yaptı. 2008’de Sabancı Topluluğu’na
katılarak AvivaSA Emeklilik ve Hayat
İnsan Kaynakları Bölüm Müdürü
olarak sigorta sektörüne giriş yapan
Melis Aslanağı, 2011-2015 yılları
arasında Aksigorta İnsan Kaynakları
Genel Müdür Yardımcılığı görevini
yürüttü. Aslanağı son olarak 2015-
2016 yılları arasında Kolektifworks’te,
kurumsal gelişim ve kültür dönüşüm
projelerinde kurucu ortak-yönetim
danışmanı olarak görev aldı.
Türkiye’nin ilk ve en köklü ilaç firması
İbrahim Etem - Menarini’nin insan
kaynakları yönetimi, alanında 20
yıllık tecrübeye sahip olan Melis
Aslanağı’na emanet.
Dr. Anıl Akşit Nutricia Medikal
Beslenme Medikal Direktörlüğü
bünyesinde, Pediatri
kategorisinden sorumlu Medikal
Müdür olarak atandı
Lilly Kuzey Asya Pasifik’in
CFO’su Türkiye’den
Eylül 2014’ten bu yana Lilly Latin Amerika Finans
Direktörü olarak görev yapan Okan Çömelek,
yeni görevinde Avustralya, Kore, Hong Kong, Yeni
Zelanda ve Tayvan’ın finans yönetiminden sorumlu
olacak. Lilly’ye 2002 yılında Finansal Analist olarak
katılan ve o tarihten bu yana finans organizasyonu
içerisinde farklı liderlik görevlerinde bulunan Okan
Çömelek, 2010 – 2011 yılları arasında Türkiye Etik
ve Uyum Direktörü görevini üstlendi. 2011’den
2014’e kadar Lilly Türkiye Finans ve İş Geliştirme
Direktörü olarak çalışan Okan Çömelek son
olarak Lilly Latin Amerika Finans Direktörü olarak
atanmıştı. Lilly Latin Amerika Finans Direktörü
olarak görev yapan Okan Çömelek şimdi de Lilly
Kuzey Asya Pasifik (NAPAC) CFO’su olarak görev
yapacak.
Ege Üniversitesi Tıp
Fakültesi’nden 1991 yılında
mezun olan Akşit, çalışma
hayatına Abdi İbrahim İlaç’ta
Ürün Uzmanı olarak başladı.
Ardından Akşit, sırasıyla
Bilim İlaç, Sanovel, Organon,
Schering-Plough, MSD’de
Ürün Müdürü, Abbott
Nutrisyon’da Medikal Müdür
ve Bristol-Myers Squibb’de
Kıdemli Medikal Müdür
olarak görev aldı. 6 Haziran
tarihi itibariyle Nutricia
Medikal Beslenme Medikal
Direktörlüğü bünyesinde
Pediatri kategorisinden
sorumlu Medikal Müdür
olarak Dr. Anıl Akşit atandı.
İlaç sektöründe hem satış hem pazarlama görevlerini içeren 15 yılı aşkın bir tecrübeye sahip olan;
Pfizer Türkiye bünyesinde satış ve pazarlama yönetimi konularında çeşitli projelere ve takımlara
liderlik eden Oğuzhan Bal, son olarak Satış ve Pazarlama Servisleri Takım Lideri olarak görev
yapıyordu. Oğuzhan Bal yeni görevinde Pfizer Türkiye Satış ve Pazarlama Servisleri (SMS), Kurumsal
Eğitim ve Gelişim (Lead), Çok Kanallı Pazarlama (MCM), Kurumsal ve Pazarlama Etkinlikleri (CE&E)
bölümlerinin yönetiminden sorumlu olacak.
Oğuzhan Bal,
Pfizer Türkiye Ticari
Operasyonlar Lideri oldu
Pharma
July- August ‘17 51
Volkan Girgin, Roche
Diagnostik Türkiye’nin yeni
Satış Direktörü olarak görevine
başladı
Volkan Girgin, Bilim İlaç’ta Satış & Tanıtım Müdürü olarak
ardından Daiichi Sankyo’da Ulusal Satış Müdürü olarak
başarılı çalışmalarını sürdürdü. Satış stratejisi, iş planlaması,
saha ve bayi yönetimi konularında uzman olan Girgin, son
olarak Medtronic firmasında Türkiye ve Azerbaycan’dan
sorumlu Kıdemli Satış Müdürü olarak görev yapıyordu. Roche
Diagnostik Türkiye, sağlık sektöründe uzun yıllara dayanan
satış ve saha yönetimi tecrübesine sahip Volkan Girgin’in,
yeni görevi ise Merkezi ve Hastabaşı Tanı Çözümleri Satış
Direktörlüğü oldu.
Ahu Yazıcı, BMS Global
Lösemi&Lenfoma Pazarlama
ve Satış Direktörü pozisyonuna
atandı
Temmuz 2014’ten itibaren
Bristol-Myers Squibb Türkiye
Genel Müdürü olarak görev
yapan Ahu Yazıcı, BMS
Global Lösemi&Lenfoma
Pazarlama ve Satış Direktörü
pozisyonuna atanarak çalışma
hayatına Princeton, ABD’de
devam edecek. Haziran
2013’ten beri EU Pazarları
İmmünoloji/Onkoloji Lideri
rolünü başarıyla yürüten Ahu
Yazıcı daha önce ise Türkiye
Viroloji&Onkoloji Bölüm
Direktörü ve bir dönem Avrupa
Pazarları Sprycel Lideri olarak
çalışmıştır.
Sanofi Türkiye’den
Japonya’ya üst düzey
yönetici transferi
Tüm dünyadaki
çalışanları arasında geçiş
olanağı sağlayan Sanofi,
geçtiğimiz günlerde
önemli bir transfer
gerçekleştirdi. Sanofi
Türkiye’de ‘Strateji ve
Ticari Operasyonlar
Direktörlüğü’nü yürüten
Eren Çaşkurlu, ülke
çapında gösterdiği üstün
performans ve başarılı
iş sonuçları nedeniyle
Sanofi Japonya’ya
transfer oldu. Eren
Caşkurlu yeni görevinde
Sanofi Japonya’nın
stratejik planlamasından,
portföy yönetiminden,
işbirliklerinden ve ticari
operasyonlarından
sorumlu olarak, 400
Milyon Euoroluk bir
Bristol-Myers Squibb
(BMS) Türkiye İş Stratejisi
ve Operasyon Direktörü
Tuğhan Demirbilek,
CEEME Bölgesi Strateji ve
Operasyon Lideri olarak
portföyü ve 60 kişilik bir
ekibi yönetecek.
Bristol-Myers Squibb (BMS)
Türkiye İş Stratejisi ve
Operasyon Direktörü Tuğhan
Demirbilek oldu
atanarak çalışma hayatına
Uxbridge, İngiltere’de
devam edecek. BMS
Türkiye’ye Ocak
2016’da katılan Tuğhan
Demirbilek, ilaç ve sağlık
alanında 17 yılı aşkın
tecrübesiyle özellikle
pazarlama, satış, strateji
ve çok kanallı pazarlama
konularında Pfizer, IMS ve
Herbalife’da çeşitli ulusal
ve uluslararası rollerde
çalışmıştır.
52 Pharma
July- August ‘17
Hazırlayanlar: Ebru PEKEL - Recep ARSLANTAŞ
ebru.pekel@img.com.tr - recep.arslantas@img.com.tr
ŠKODA SUPERB:
OTOMOBİLİNİZ
KARTVİZİTİNİZ!
Şık tasarımı ve konforuyla çok konuşulan ŠKODA Superb, işinde adından çok söz ettirenleri
güvenli ve prestijli bir yolculuğa çıkarıyor. Uygun filo yönetimi çözümleri, sınıfının en geniş iç ve
bagaj hacmiyle ŠKODA Superb, sizi işinizin yıldızı yapacak.
/SkodaTurkiye
www.skoda.com.tr
ŠKODA Superb için ortalama yakıt tüketimi 4.1-7.1 litre/100 km arasında olup CO 2 salımı 107-160 g/km arasındadır.
Audi Sport’dan performans parçaları
Spor otomobil üretimindeki
uzmanlığını, motorsporlarındaki
tecrübesiyle birleştiren Audi
Sport GmbH, sportif performans
parçaları üretimine başlıyor. İlk olarak
R8 ve TT model ailesi için hazırlanan
Retrofit serisi, spor süspansiyon, dış
ve iç mekan parçalarını içeriyor. Daha
çarpıcı bir görünüş sağlayan iki Aero
kit, sürüş sırasında aracın ağırlğının
100 kg artmasını sağlıyor.
Audi, yeni bir faaliyet alanına adım
atıyor; spor otomobil üretimindeki
uzmanlığını pazara sunduğu her
parçada uygulayan ve bunları
dahil olduğu tüm motorsporları
etkinliklerinde test etme imkanına
sahip olan Audi Sport GmbH, Audi
Sport Performans Parçaları’nı
üretmeye başladı.
Daha özgün, daha spor ve daha hızlı
Yeni Audi Sport performans parçaları,
Audi R8 spor serisi ve Audi TT için
dinamik yol tutuşunu tamamen yeni
bir boyuta taşıyor. Bu yeni Retrofit
seri, göze çarpan özelliğiyle 2017
yazının sonunda sadece Almanya’da
ve Audi R8, Audi TT (TT, TTS ve TT RS)
modellerinin mevcut pazarlarında
satışa sunulacak. Diğer model serileri
için üretilen parçaların pazara
sunumu önümüzdeki tarihlerde
devam edecek.
Dört alanda özel parçalar
Audi Sport Performans Parçaları dört
alanı kapsıyor: süspansiyon, egzos
sistemi, dış ve iç mekan parçaları.
Süspansiyon gereklilikleri açısından
bu seri, standart fren balatalarına
oranla daha güçlü ve fren gücü
azalmasına karşı daha dayanıklı
olan spor fren balatalarını içeriyor.
Çelik diskler ve tercihen eklenebilen
seramik frenler için balatalar da
mevcut. Audi R8’in florasan kırmızısı
renkte taşıma plakalarının ultra
hafif titanyumdan yapılması, bu
modelin toplam ağırlığını bir kilogram
azaltmış.
Audi TT RS için birkaç monte cıvatalı
çelik ön fren diskinin sunulduğu
seride Audi TT, TTS ve TT RS için
birçok fren soğutma kiti edinilebiliyor.
Bu kitler Audi’nin sportif modelinin
daha iyi bir fren performasına
ulaşmasını sağlıyor.
Seride ayrıca Audi TT modelleri ve
Audi R8 modelleri için 2 veya 3 yönlü
yükseklik ayarlı süspansiyon sistemi
(coilover) türü de bulunuyor.
Tamamen frezelenmiş siyah 20 inçlik
tekerlekler tüm R8 ve TT modelleri
için Audi’nin motor sporlarındaki
deneyimlerinden uyarlanmış. Bu
tekerlekler, Audi TT’de ağırlığı 7.2
kilograma, Audi R8’de ise 8 kilograma
kadar azaltıyor. İlgili spor lastikler
245/30 R20 (R8, ön) ve 305/30 R20
(R8, arka) boyutlarında; Audi TT’de ise
255/30 R20 boyutlarında sunuluyor.
quattro özelliğe sahip TT coupé
modelde Retrofit serisi arka aksta
bir travers takviye çubuğu içeriyor. Bu
parça, bükülmezliği artırıyor ve yol
tutuşunu daha da kusursuzlaştırıyor.
Ayrıca, Audi TT RS sahipleri
araçlarının son süratini saatte 280
km’ye yükseltebiliyorlar.
Seride sunulan egzos sistemlerinin
uzman tedarikçisi Akrapovic d.d.,
Audi TTS ve Audi TT RS’ye özel
döşemeleri de içeren, dolgun sesli
ve titanyumdan yapılmış çok hafif bir
susturucu tasarlamış.
Audi Sport performans parçalarının
sunduğu en görkemli özellik ise Audi
rüzgâr tünelinde geliştirilmiş olan
Aero kitler. Bu kitler, Audi R8 ve Audi
TT’ye ön hava girişleri, yan etekler
ve difüzörde belirgin vurgular ekliyor.
Ayrıca, yol tutuşunu artırıyorlar: Sürüş
sırasında aracın ağırlığını, Audi R8’de
100 kg üzerinde bir artış sağlıyor ve
330 km/s hız üzerinde bu ağırlık artışı
250 kg’a kadar ulaşıyor. Ön taraftaki
splitterve fliksler gibi tampon
aksesuarlarının yanısıra, büyük bir
sabit arka kanat da bulunuyor. Audi TT
için geniş hava menfezli motor kaputu
da mevcut. Tüm parçalar Audi R8 için
karbon fiber takviyeli polimer (CFRP)
ile, Audi TT içinse CFRP ve plastikten
yapılmıştır. Bu aksesuarların
tamamında efsane Audi Sport logosu
bulunuyor.
56 Pharma
July- August ‘17
Performance parts from Audi Sport
Uniting its expertise in sports
automobile manufacturing with
the experience in motorsports,
Audi Sport GmbH is beginning
production of sportive performance
parts. Firstly prepared for R8 and TT
model family, Retrofit series includes
sports suspension, exterior and
interior parts.
Even more distinctive,
sportier and faster
The new Audi Sport Performance
Parts take dynamic handling to a
wholly new level for the Audi R8
sports car and the Audi TT. The
retrofit range will be available in
dealers in late summer 2017 and
features numerous components.
“With the Audi Sport Performance
Parts we are tapping into a new
business segment,” says Stephan
Winkelmann, Managing Director of
Audi Sport GmbH. “Our wealth of
experience garnered over many years
of building sports cars is incorporated
into every component we offer. Along
with our expertise from motor racing,
which is still the best test bed for
volume production.”
As part of the sales launch of the
retrofit range in late summer 2017,
the product lineup will initially be
available in Germany and other
markets for the current Audi R8 and
Audi TT models only. Additional model
series will follow gradually. The Audi
Sport Performance Parts cover four
areas to date: suspension, exhaust
system, exterior and interior.
Special parts in four areas
For suspension requirements, the
range covers sport brake linings,
which are more powerful and less
prone to fading than standard brake
linings. Linings are available for steel
discs and for the optional ceramic
brakes. Their carrying plates are
painted in fluorescent red and are
made out of ultralight titanium on
the Audi R8, making this model a
kilogram (2.2 lb) lighter overall.
Steel front brake discs with multiple
bolt mountings are available for the
Audi TT RS. Various brake cooling kits
can be obtained for the Audi TT, TTS
and TT RS. They help the compact
athlete achieve even better braking
performance.
A two- or three-way coilover
suspension is available for the Audi TT
models and both Audi R8 variants.
The fully milled, black 20-inch wheels
– for all R8 and TT models too – are
also taken straight from motor racing.
They reduce weight by up to 7.2
kilograms (15.9 lb) on the Audi TT and
up to 8 kilograms (17.6 lb) on the Audi
R8. The associated sport tires come
in the sizes 245/30 R20 (R8, front) and
305/30 R20 (R8, rear); 255/30 R20
tires are fitted all round on the Audi
TT. For the TT coupés with quattro
drive, the retrofit range includes a
cross-member reinforcement bar
on the rear axle. It improves rigidity
and makes handling even more
precise. Audi TT RS owners can also
subsequently increase their car’s top
speed to 280 km/h (174.0 mph).
The specialist supplier of exhaust
systems, Akrapovic d.d., has designed
a sonorous, ultralight muffler made of
titanium including trims specifically
for the Audi TTS and the Audi TT RS.
The most spectacular offers in the
Audi Sport Performance Parts are
the Aero kits, which were developed
in the Audi wind tunnel. For the Audi
R8 and the Audi TT they add clear-cut
highlights on the front air inlets, the
side sills and the diffuser. They also
substantially improve downforce:
On the Audi R8 the downforce is 250
kg (551.2 lb) at 330 km/h (205.1 mph),
an increase of over 100 kg (220.5
lb). The effect at 150 km/h (93.2
mph) is even more pronounced – the
downforce is doubled at this speed
to 52 kg (114.6 lb) thanks to the Aero
kit. There is also a splitter and flics
at the front as well as a large fixed
rear wing. An engine hood with large
air vent is also available for the Audi
TT. All parts are made out of carbon
fiber-reinforced polymer (CFRP) for
the Audi R8 and for the Audi TT out of
CFRP and plastic; all of them feature
the Audi Sport logo.
Pharma
July- August ‘17 57
Doğuş Otomotiv, Değer ve İlgi Merkezi için
Call Center Hotel’i seçti!
Doğuş Otomotiv’in çağrı merkezi operasyonlarını
üstlenen Call Center Hotel, dijital deneyim
hizmetleri ile firma bünyesindeki 12 markanın
müşterilerinin yaşamlarını kolaylaştırıyor. Doğuş
Otomotiv’in iş süreçlerinin hızlandırılmasına da
destek olan CCH, mutlu müşteri deneyimini en üst
noktaya taşıyor.
Call Center Hotel CEO’su Tarkan Ersubaşı
58 Pharma
July- August ‘17
Müşteri beklentilerinin
farklılaşması, dijitalleşmenin
artması ve teknolojik yenilikler
ile birlikte artık hayatımızın yeni
standartları bulunmakta. Kurumlar ise
artık müşterilerinin ihtiyaç duydukları
anlarda alabileceği her türlü hizmeti,
tek noktadan vermeyi amaçlıyor.
Müşterilerine beklentinin üzerinde
yaratıcı hizmetler sunmayı kendine
misyon edinen Doğuş Otomotiv, çağın
getirdiği en yeni teknolojik çözümleri
bünyesine entegre ederek müşteri
hizmetleri kalitesini arttırmaya devam
ediyor.
Bu doğrultuda, müşteri hizmetleri
yönetimi, çağrı merkezi yönetimi, kalite
standartları yönetimi gibi konularda
yatırımlarını hızlandıran firma,
dijital hizmetler ile müşterilerinin
yaşamlarını kolaylaştırmayı hedefliyor.
Hizmet sunduğu müşterileri daha iyi
tanımak, bunun sonucunda onlara iyi
hizmet verebilmek için iş süreçleri
dış kaynak yönetimi hizmetleri
kapsamında CCH ile gerçekleştirdiği
iş birliğiyle Doğuş Otomotiv, dijital
dönüşüme katkı sağlayacak yeni
yaklaşımlar geliştirerek müşteri
deneyimini en üst noktaya taşıyor.
Doğuş Otomotiv bünyesinde
müşterilerin deneyimlerini
zenginleştirmek amacıyla 2014 yılında
kurulan Değer ve İlgi Merkezi (DİM)
bünyesindeki yaklaşık 100 kişilik ekip,
markanın ilgi yönetimi, yol yardımı,
anket uygulamaları, randevu, ikinci el
hattı ve proje bazlı çeşitli çalışmalarını
gerçekleştiriyor.
“Dijital müşteri deneyiminde iş
ortağımız olarak seçtik”
Tüm alanlarda verimlilik hedefiyle
çalıştıklarını belirten Doğuş Otomotiv
Dijital Dönüşüm ve Kurumsal İletişim
Direktörü Koray Bebekoğlu; “Çağrı
merkezi operasyonumuzu kendi kurum
bünyemize almaya karar verdikten
sonra hem teknik altyapı, hem de
uygun lokasyon için araştırmalara
başladık. Call Center Hotel’i de bu
araştırmalar sırasında öğrendik.
Referans çalışmalarımız da olumlu
sonuçlanınca kendileri ile irtibata
geçtik. Ardından şimdi bulunduğumuz
mekanda yeni çağrı merkezimizin
kurulum çalışmalarına başladık.
Özellikle çağrı merkezi çözümleri ile
birlikte butik projelerimizde ürettikleri
yazılım çalışmaları bizim ihtiyaçlarımızı
karşılıyor. Lokasyonun çok merkezi bir
yerde olması da 7/24 çalışan bir yapı
için özellikle İstanbul şartlarında CCH’ı
cazip bir hale getiriyor.
Call Center Hotel’in çağrı merkezi
sektöründe verdiği hizmetler ve
sağladığı altyapı ile başarılı sonuçlar
ürettiğine dikkat çeken Koray
Bebekoğlu, sözlerini şu şekilde devam
etti:
“Doğuş Otomotiv olarak DİM’i hayata
geçirdiğimiz ilk günden bu yana, her
sektörde olduğu gibi müşteri ilişkileri
ve çağrı merkezinde de her geçen gün
artan dijital dönüşümü iş süreçlerimize
entegre etmeyi amaçladık. Bu konuda
hem teknolojik yenilikleri takip
ediyoruz, hem de bizzat bu sektördeki
dijital dönüşüme katkı sağlayacak yeni
teknolojiler, yaklaşımlar geliştiriyoruz.
Gerek santral sistemi (Interaction
Client), gerek bina alt yapısı (güvenlik,
temizlik, otopark, sağlık, kafeterya),
tekniği ve gerekse bazı butik projeler ve
işlemlerde Call Center Hotel aracılığı
ile şu ana kadar olukça başarılı işler
çıkardık. Tüm bu işlemlerde bizim
gibi dinamik bir yapı için, eksiksiz
ve sorunsuz ilerleyebilmek oldukça
önemli bir unsur. Ortaya çıkarılan iş
sonuçlarından da oldukça memnunuz.
Karşılıklı fayda sağladığımız bir
birliktelik kurmuş bulunuyoruz.”
Müşteri portföyümüz hızla genişliyor
Procat grup şirketleri olarak, sektör
fark etmeksizin birçok büyük şirketle
çalışmaya başladıklarını belirten Call
Center Hotel CEO’su Tarkan Ersubaşı;
“Grup şirketimiz Call Center Hotel’i
kurarken koyduğumuz vizyonu hayata
geçirmenin mutluluğu içindeyiz.
CCH olarak kesintisiz iletişimi ve
verimliliği arttırmakla kalmayıp, yakın
çalıştığımız tüm müşterilerimizin
satış ve tahsilat oranlarını artıran
çok değerli çalışmalara imza atma
hedefiyle çalışmalarımıza devam
ediyoruz. Ülkemizin en büyük otomotiv
şirketlerinden biri olan Doğuş
Otomotiv ile iş birliğine gitmekten
son derece mutluyuz. Bundan sonra
da müşterilerimizi artırmaya devam
ederek ülke ekonomimize olan
desteğimizi sürdüreceğiz.” dedi.
Doğuş Automotive Chooses Call Center Hotel for
Value and Interest!
Assuming call center operations of Doğuş Automotive,
Call Center Hotel facilitates lives of customers of 12
brands which take place in the structure of Doğuş
Automotive via digital experience services. Also supporting
to speed up of business processes of Doğuş Automotive,
CCH carries happy customer experience to upper level.
In line with diversification of
customers’ expectations, increasing
of digitalization and together with
technological innovations, now
our life has new standards. As for
establishments that aim to give
their every kind of services for their
customers whenever they need from
a single point. Making a mission itself
to offer service over its customers’
expectations, Dogus Automotive
continues to increase the customer
services’ quality by engaging in the
new technological solutions which are
brought through this era.
In this direction, accelerating its
investments in these issues such as
customer services’ management, call
center management, quality standards
management, the firm aims to ease
lives of its customers through digital
services. Doğuş Automotive - which
has made cooperation with CCH in the
scope of outsourcing management of
business processes to recognize its
customers better, so being able to offer
better service – carries its customer
experience to an upper level by
contribution of digital transformation.
In order to enriching the customer
experience in its structure, a 100-
team realizes interest management,
road assistance, survey applications,
rendezvous, secondhand line and
project-based various works of the
brand in the structure of Value and
Interest Center (DIM), which was set
up in 2014.
“We have chosen our business partner
in digital customer experience”
Indicating they were working to
aim efficiency in all areas, Koray
Bebekoğlu, Director of Corporate
Communication of Doğuş Automotive
for Digital Transformation, said; “Soon
after we made decision to move our
call center operation to our own
structure, we have begun researches
for both a technical infrastructure and
a suitable location. We also learned
Call Center Hotel during these
researches.
When our reference works resulted in
positive we connected with them. Then
we have started installing works at this
place. Especially together with the call
center solutions the software works in
our boutique projects meet our needs.
Regarding location existing in a very
central place allows CCH reach an
attractive position for 24/7 particularly
for Istanbul conditions.
Pointing out Call Center Hotel has
produced successful results in call
center sector via its services and
infrastructure, Koray Bebekoğlu
continued; “As Doğuş Automotive, we
have aimed to integrate the increased
digital transformation to our business
processes in both customer relations
and call center as in every sector with
every passing day since the first day to
date. In this issue, we follow up both
the technological innovations and to
develop new technologies, approaches
to contribute the digital transformation
in the sector. Either Interaction Client,
or infrastructure of the building
(security, cleaning, auto park, health,
cafeteria) technique and also some
Doğuş Otomotiv Dijital Dönüşüm ve Kurumsal
İletişim Direktörü Koray Bebekoğlu
boutique projects and procedures, we
have achieved successful works until
now. In all these procedures, for a
dynamic structure like us, advancing
perfect and without any problem is
a crucial factor; we are also pleased
from the business results which
have been revealed. We have set up
togetherness by providing mutual
benefit.”
Our customer portfolio develop quickly
As Procat Group Company, indicating
they had begun to work with several
big companies without making
difference in terms of sector, Tarkan
Ersubaşı, CEO of Call Center Hotel,
said; “We have been in happiness due
to accomplishing the vision that we
have determined while establishing
our group company Call Center Hotel.
As CCH, not only offering nonstop
communication and increased
efficiency, we also maintain our works
with purpose of making breakthroughs
for very valuable works to boost sales
and collection rates of our customers.
We have utmost happiness regarding
making business cooperation with
Doğoş Automotive which is one of the
biggest automotive companies of our
country. After this, we will also sustain
our support to the country economy to
increase our customers.”
Pharma
July- August ‘17 59
Renault’dan yeni bir özel seri:Clio Touch Chrome
A new special series from Renault: Clio Touch Chrome
Renault Clio is offered to the
admiration of its customers
along with design details and
with equipment belonging to an upper
version.
Clio Touch Chrome has a stylish
view thanks to its chrome details.
Possessing an upper level of Touch
version, the special series Clio Touch
Chrome offers chrome door-handle,
chrome bar for window glass, chrome
bar for stop lamp, chrome exhaust
pipe and Touch Chrome Accessory Kit
including touchchrome label as well
as 16” aluminum alloyed wheel as
standard.
Offering driving pleasure and fuel
saving together, with the two various
engine options as 1.2 75hp gasoline
manual and 1.2 EDC 120hp (automatic
transmission) gasoline, Clio Touch
Chrome is offered for sales with price
beginning TL61,400.
Along with wide engine options and
rich equipment, Clio HB takes place
in the first three preferred model in
Turkey.
60 Pharma
July- August ‘17
Renault Clio, tasarım detayları ve
bir üst versiyona ait donanım
seviyesine sahip yeni bir özel
seri ile müşterilerin beğenisine
sunuluyor: Clio Touch Chrome
Clio Touch Chrome, krom detayları
sayesinde daha şık bir görünüme
sahip. Touch versiyonun bir üst
ekipman seviyesine sahip özel seri
Clio Touch Chrome, Touch versiyonuna
ek olarak 16” alüminyum alaşım
jantların yanı sıra krom kapı kolu,
krom kapı cam çıtası, krom stop
lambası çıtası, krom egzoz borusu
ve touchrome etkiketini içeren Touch
Chrome Aksesuar Kiti’ni standart
olarak sunuyor.
Sürüş keyfi ve yakıt tasarrufunu bir
arada sunan 1.2 75bg benzinli manuel
ve 1.2 EDC 120bg (otomatik) benzinli
olmak üzere iki farklı motor seçeneği
bulunan Clio Touch Chrome, 61.400
TL’den başlayan fiyatlarla satışa
sunuluyor.
Sunduğu geniş motor seçeneği ve
zengin donanım seviyesi ile Clio HB
Türkiye’nin en çok tercih edilen ilk üç
modeli arasında yer alıyor.
NISSAN-RENAULT İTTİFAKI, 2017 YILININ İLK
YARISINDA SATIŞLARINI REKOR SEVİYEDE ARTIRDI
Renault-Nissan alliance reports record sales
Nissan, Renault ve Mitsubishi Motors’un toplam
satışları 1 Ocak-30 Haziran tarihlerini kapsayan 2017
yılının ilk altı aylık bölümünde 5,27 milyon adedin
üzerine çıkarak yüzde 7 artış gösterdi. Elektrikli araç
satışları toplamda 480.000 adedin üzerine çıkarken,
kapsamı genişleyen ittifak 2017 yılında en çok satış
adedine ulaşan otomotiv grubu oldu.
Unit sales at the Alliance rose seven percent
to 5,268,079 vehicles in the first half of the
calendar year resulting from an increased
demand for models from the French and
Japanese brands, and the first semester
sales contribution from new Alliance member
Mitsubishi Motors.
İttifakın 2017’nin ilk altı ayında toplam
satışları yüzde 7 artarak 5.268.079
adede ulaşırken, Nissan’ın özellikle
X-Trail/Rogue, Sentra/Sylphy, Qashqai
ve Altima/Teana gibi modellerinin
satışlarında ciddi bir artış gerçekleşti.
Şirketlerin toplam elektrikli araç
satışları da önemli oranda artarak
481.151 adede ulaştı ve ittifakın
kitlesel pazarların önde gelen
elektrikli otomobil üreticisi olarak
konumlanmasını sağladı. Nissan LEAF,
Avrupa’nın en çok satan elektrikli aracı
olmaya devam ederken, bu araca olan
talep, satış adetlerinin artmasında
ciddi oranda etkili oldu.
Nissan-Renault İttifakı Başkanı ve
CEO’su Carlos Ghosn yapmış olduğu
değerlendirmede, “İttifak 2017 yılının
ilk yarısında 5.268.079 adetlik bir
satış hacmine ulaşarak rekora imza
attı. Üye şirketlerimiz için sinerji
oluşturmaya, küresel pazardaki
varlıklarımızdan yararlanmaya ve
bunun sonucunda da son derece
kapsamlı ve teknolojik bir ürün
gamı ve devrim oluşturan elektrikli
araç modelleri sunmaya devam
edeceğiz” dedi ve ekledi: “Genişleyen
ittifakımız sadece etkileyici bir satış
performansı sunmakla kalmıyor,
aynı zamanda dünyanın dört bir
yanındaki müşterilerimize yeni nesil
mobilite çözümleri de sunarak
gücümüzü ve farkımızı ortaya
koyuyor.” açıklamasında bulundu.
Nissan Motor Co, 30 Haziran’a kadar
ki altı aylık süreçte yüzde 5,6 artışla
2.894.488 araç ve kamyon sattı. Şirket
Japonya’da yüzde 22,9 ve Avrupa’da
da yüzde 5,7 büyüme kaydetti. Infiniti,
2017 yılının ilk yarısında, 2016 yılının
aynı dönemine kıyasla yaklaşık yüzde
13’lük bir artışla 125.000 adedin
üzerinde araç sattı.
The Alliance saw increased sales
of Renault models including Clio,
Sandero, Megane, Captur and Duster,
while Nissan reported strong orders
for models such as the X-Trail/Rogue,
Sentra/Sylphy, Qashqai and Altima/
Teana. Unit sales at Mitsubishi Motors,
which became part of Alliance in
late 2016, reached close to 495,000
vehicles amid solid demand for its
Outlander SUV globally and the Pajero
Sport in the ASEAN region.
Cumulative sales of electric vehicles by
the companies also rose significantly
to 481,151 units, reaffirming the
Alliance’s role as the leading electric
car manufacturer for the mass-market
segment. The increase was driven
primarily by demand for the Nissan
LEAF and the Renault ZOE, which
remains the #1 EV sold in Europe, and
Mitsubishi’s i-Miev. On the hybrid side,
the plug-in hybrid electric versions of
the Mitsubishi Outlander reached over
13,000 units.
Carlos Ghosn, chairman and chief
executive of the Renault-Nissan
Alliance, said: “The Alliance has
delivered record sales during the first
semester of 2017 reaching 5,268,079
vehicles sold. We will continue to
leverage our significant economies
of scale and global market presence
to deliver valuable synergies for our
member companies this year, while
maintaining a strong technology lineup
and offering customers breakthrough
electric models.”
Pharma
July- August ‘17 61
MERCEDES-BENZ FASHION WEEK ISTANBUL,
İLKBAHAR/YAZ 2018 KOLEKSİYONLARI İÇİN
TARİH VE MEKAN BİLGİLERİNİ AÇIKLADI
İlkbahar/Yaz 2018
koleksiyonlarının sergileneceği
Mercedes-Benz Fashion Week
Istanbul’un yeni tarihleri resmi
olarak açıklandı. Mercedes-Benz
Fashion Week Istanbul 12-15
Eylül 2017 tarihleri arasında,
Zincirlikuyu’da bulunan geniş
teknik altyapıya sahip, Türkiye’nin
en büyük sahne ve performans
sanatları merkezlerinden
Zorlu Performans Sanatları
Merkezi(PSM)’nde gerçekleşecek.
Mercedes-Benz Fashion Week
Istanbul, onuncu sezonunda
sadece Türkiye’nin değil, bölgenin
de en büyük uluslararası
moda platformu olma özelliğini
sürdürecek. Uluslararası
moda takvimi doğrultusunda
her sene iki kere düzenlenen
etkinlik, sektör profesyonellerini
İstanbul’da buluşturarak,
Türkiye’de tasarımın ve hazır
giyimin global ölçekteki başarısına
katkı sağlıyor.
Mercedes-Benz Fashion Week
Istanbul İstanbul Hazır Giyim ve
Konfeksiyon İhracatçıları Birliği
(İHKİB), Moda Tasarımcıları
Derneği (MTD), Birleşmiş
Markalar Derneği (BMD) ve
İstanbul Moda Akademisi (İMA)
tarafından desteklenmektedir.
Mercedes Benz Fashion Week Istanbul has
announced information about venue and date
for the collections of Spring/Summer 2018
The new dates of Mercedes
Benz Fashion Week Istanbul
where the collections of
Spring/Summer 2018 will be
displayed have been officially
announced.
Mercedes Benz Fashion Week
Istanbul will be held at Zorlu
Peformans Sanatları Merkezi
(PSM) featuring with a wide
infrastructure in the district of
Zincirlikuyu on 12 -15 September
2017.
Mercedes Benz Fashion Week
Istanbul will maintain its feature
as the biggest international
fashion platform not only for
Turkey, but also for the region. In
line with the international fashion
timetable held twice every year,
the event will allow the sector
professionals meet in Istanbul. It
contributes the success of design
and readymade garment globally
in Turkey.
Mercedes Benz Fashion Week
Istanbul is supported by Istanbul
Apparel Exporters’ Association
(IHKIB), United Brands
Association Board of Directors
(BMD) and Istanbul Moda
Academy (IMA).
62 Pharma
July- August ‘17
64 Pharma
July- August ‘17
PHARMACEUTICALS
WHATEVER THE PROBLEM
BE PART OF THE SOLUTION
Throat Ache
Baby Comfort
ound Care
Child Health
Reflux Therapy
Muscle and Joint Health
Health Products