Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>52</strong><br />
ANTEP FISTIĞININ KABUĞU İÇİN<br />
İLAÇ ÇALIŞMASI<br />
Harran Üniversitesi, Antep fıstığının kırmızı yumuşak<br />
kabuğu ilaç sanayisinde kullanılması için proje<br />
hazırladı.<br />
Harran Üniversitesi (HRÜ) Mühendislik Fakültesi<br />
Gıda Mühendisliği Bölümünce, taze Antep fıstığının<br />
kırmızı yumuşak kabuğu ile menengiç ağacından<br />
elde edilen reçinenin, ilaçsanayisinde kullanılması için<br />
proje hazırlandı.<br />
Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü<br />
Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Eyyüp Karaoğul,<br />
AA muhabirine yaptığı açıklamada, yürüttükleri<br />
çalışmalarda, Antep fıstığının kırmızı yumuşak<br />
kabuğunun antikanserojen etkisinin bulunduğunu<br />
tespit ettiklerini söyledi.<br />
“Bölgemiz Antep fıstığı ile menengiç için çok uygun<br />
koşullara sahip. Bazı bölgelerde menengiç ağacına<br />
Antep fıstığı aşısı yapılarak değerlendirilmeye<br />
çalışılıyor. Biz de bir süre önce GAP Bölge Kalkınma<br />
İdaresi Başkanlığına ‘Menengiç ağacında bulunan<br />
hem sakızın hem de uçucu yağın ekonomiye<br />
kazandırılması ve pazar potansiyelinin geliştirilmesi’<br />
projesini sunduk. Amacımız, menengiç ağaçlarının<br />
gövde kısmından reçine elde etmek. Elde edilen<br />
reçine içinde var olan damla sakızı ve uçucu yağı<br />
birbirinden izole edeceğiz. Hem damla sakızı hem<br />
de uçucu yağ, kozmetik ve ilaç sektöründe ve<br />
antioksidan özelliğinden dolayı kanser ilaçlarında<br />
kullanılacak. Özellikle gıda katkı maddesi olarak raf<br />
ömrünü uzatması için kullanılacak.”<br />
Fıstığın yumuşak kabuğunun değerlendirilmediğini<br />
belirten Karaoğul, çöpe atılan kırmızı kabukların<br />
antioksidan madde içermesi ve kanser önleyici<br />
özelliğe sahip olması nedeniyle ilaç sanayisinde<br />
kullanılmasının uygun olduğunu anlattı.<br />
Antep fıstığı üretiminde Şanlıurfa’nın önemli bir yere<br />
sahip olduğunu dile getiren Karaoğul, şöyle devam<br />
etti: