22.11.2019 Views

HURSAD-3.SAYI

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bu nedenle sömürgeci güçlerin

hedefi fiili işgaldir. Sıcak bir çatışmayı

göze alamadıkları için

terör örgütleri üzerinden vekalet

savaşları yürütmektedirler.

38

Bereketli Hilal’in en önemli üç

ülkesinden ikisi Suriye ve Irak

fiilen Mısır ise siyaseten işgal

altındadır. Türkiye ise 15 Temmuz’da

fiilen işgal edilmek

istenmiş fakat bu girişim milletimizin

feraset ve fedakarlığı

ile geri püskürtülmüştür. Yeniden

gelecekleri güne kadar

“milli güç unsurları” için her

türlü hazırlığı yapmamız gerekmektedir.

Evet, Türkiye’ye karşı sıcak bir

çatışmayı göze alamıyorlar.

Çünkü; Türkiye coğrafyası doğudan

batıya 1.650 km, kuzeyden

güneye 650 km, kıyı uzunluğu

ise 7.200 km’dir. Türkiye’ye

savaş açan devletler, ne kadar

büyük olurlarsa olsunlar, ancak

ve ancak Pirus Zaferi (Nihai getirisi,

kazanma yolunda ödenen

bedeli karşılamayan zaferlere

siyasi tarih literatüründe Pirus

Zaferi denir) kazanabilirler. Dahası

Türkiye’ye savaş açanlar,

Kuzey Afrika, Bereketli Hilal (Ortadoğu),

Balkanlar, Kafkaslar ve

Orta Asya Türk Cumhuriyetleri

kısaca gönül ve nüfus coğrafyamızı

da karşısına alacak içlerinde

barındırdıkları Müslüman

ve Türk nüfusun direnişi ile karşı

karşıya kalabilme riskine sahiptir.

Birinci Dünya savaşında

bunun sayısız örnekleri mevcuttur.

Bu nedenlerden dolayı, Türkiye’ye

karşı bölücü, yıkıcı ve

hain terör örgütleri eliyle kirli

bir savaş sürdürülüyor. Siyaseti

dizayn edilip espiyonaj ve algı

operasyonları ile sosyolojisi darma

duman edilmek isteniyor.

Anadolu toprakları Hıristiyanlık

için “Tanrı’nın üzerinde

yürüdüğü topraklardır” Siyonistler

için ise Arz-ı Mevud’tur.

Hristiyanlar ve Siyonist Yahudileri

aynı inançta birleştiren

ve ortak bir hedefe sevk eden

Evanjelik mezhebi “Tanrı İmparatorluğu”

kurulmadan önce,

o toprakların mutlaka işgal

edilmesini vaz etmektedir. Bu

inancın ve hedefin en önemli

aşaması, Anadolu ve Bereketli

Hilal’in lime lime edilerek parçalanıp

işgal edilmesidir.

Türkiye, kendisine yönelik ister

yerli isterse yabancı bütün terör

örgütlerinin arkasında Tanrı İmparatorluğu’nu

hedefleyen bu

evanjelik Hristiyanlar ile Arz-ı

Mevud’u hedefleyen Siyonistlerin

olduğunu görmezse, olaya

sadece yüzeysel bakmış olur.

Daha açık ifade ile ana hedef

Türkiye olmak üzere Bereketli

Hilal ülkeleri ve geniş dairede

bütün Müslümanlara yönelik

Evanjelik Hristiyan, Siyonistler

tarafından acımasız bir “kutsal

savaş” açılmıştır. Öyle ki, Körfez

Savaşı’na “Çöl Fırtınası” ve Irak’ın

işgaline “Irak’ı özgürleştirme”,

“Şok ve Dehşet” vermişlerdir.

”Şok ve Dehşet” eski Ahid’den

alıntılanmıştır. 15 Temmuz’da

ise çok ilginçtir Cumhuriyetin

batıya karşı güçsüz ve mahkûm

dönemlerine ait politik parolası

olan “Yurtta Sulh Cihanda

Sulh” kullanılmıştır.

Batılılar, “dış politika çıkarlar

üzerinden yürütülür” derler.

Bu bir aldatmacadır. Tarihte

hiçbir zaman bu böyle olmamıştır.

Batı tarih boyunca dış

politikada dini esas almıştır. Bu

uygulama, günümüzde ziyadesiyle

belirginleşmiş ve yaygınlaşmıştır.

ABD eski Başkanı

George W.BUSH Körfez savaşında

“Haçlı savaşını başlattık”

demiştir.

Siyonistlerin ve tabi ki kuklaları

evanjelik Hristiyanların

Alem-i İslam’a yönelik

yürüttükleri bu savaşın sıklet

merkezi Türkiye’dir. Dolayısıyla

Türkiye, Milli Güç

ve Milli Güç unsurlarını buna

göre inşa ve ihya etmek

mecburiyetindedir.

Nejat ÖZDEN

Güvenlik Uzmanı

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!