Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ikindisi gibiydi sonsuzlukta. Yüzüm,
ilk acıda kırılıp uzak sulara
açılan rüzgâr gibiydi. Deli otu
sarmıştı her yanı ve ben dağılmış
hayallerimle boynu bükük kalmıştım.
Öfkelenmiştim. Kırılan
boşlukta geri geri gitmiş, yanlış
masalları dinlerken okyanusun kıyısında
fesleğen kokusunu içime
çekmiştim, güncelerimde öcü diyetine
girmiştim.
gelip defterime şiirler yazdı.
Hisler bütünleşti. Yürüyüp giderken
işe, eve, Güneş hep yüzümüze
güldü.
Sonra yağmur yağdı.
Yağmur hem beni ıslattı
hem de sizi, yerdeki kanları temizledi
mi bilmiyorum.
Sonsuz bir deniz vardı
önümde.
Elbette yazdıklarım suya yazılı şiirlere
benzese de düşlere eklenen
bir umudu kıyılara göndereceğim
kesindi.
Mücadele etmemek çaresizlik
kadar ağırdı, her şeyden çok
daha ağır, gözyaşından bile...
Eriyip giden saatler geçmişti
önümden. Sanki istemeden
boş kâğıtlara imza atılmıştı ve yalanlar
top yekûn saldırıya geçmişti.
Kendimi buz mavisi suların içinde
buldum.
“Mücadele etmemek çaresizlik kadar
ağırdı, her şeyden çok daha ağır,
gözyaşından bile...”
Kuşkusuz mavi suların dışına
çıkmayı bilmeli ve haykırmalıydım.
Sonra acılar bir
nar gibi çatlayıp tuzlu sudan
ibar et gözyaş larım dindi.
Güneş batarken bir bulut