Journo Almanak 2020
Unutulmaz yıl 2020'nin unutulmaz Journo içeriklerinden bir seçki...
Unutulmaz yıl 2020'nin unutulmaz Journo içeriklerinden bir seçki...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
10
ya da halkı yeterince bilgilendirmiyorlar”
deyince annesi ve
Kerem arasında “Ben devletime
güveniyorum” tartışması çıkıyor.
Bu sırada anne Melahat Hanım
kapı kollarını ve sık dokunulan
yerleri silmeye devam ediyor.
Televizyonda gördüğü bir haber
üzerine sık temasta bulunulan
yüzeylerin silinmesi gerektiğini
duymuş. “Tedbir almak önemli
elbette” diyorum, Kerem ise
ailesinin salgından korkmadığı
fikrinde.
‘İnternetteki haberde
okudum, maske gereksiz’
Buna rağmen Mustafa Bey
dezenfektan almaya gitmiş, fiyatları
pahalı bulunca almaktan
vazgeçmiş. Mustafa Bey bu kez
maske alacağını söyleyince kamuoyunda
kafa karıştıran bir konu
daha açılmış oluyor: “Maske
takılmalı mı, takılmamalı mı?”
Melahat Hanım maskenin korumadığını,
bu nedenle gereksiz
olduğunu düşünüyor. İnternette
gördüğü bir haber neticesinde
böyle düşünmeye başlamış, ona
göre maske kullanımı gereksiz.
Bu arada tuzlu su gargarasına
devam ediyorlar.
İKINCI GÜN
Mustafa Bey televizyondaki
haberlerin hepsinin aynı olduğunu
söylüyor. Önemli açıklamalar
ya da son dakika haberleri
gelmediği sürece “Nasıl beslenmeli”,
“Neler yapmalı” temalı
haberleri takip ediyor. Ama
“nasıl beslenmeliyiz” konusunda
tek söz Melahat Hanım’ın.
Sokağa çıkma yasağına ilişkin
haberleri ve yorumları görüyorlar,
ancak yasağı desteklemiyorlar.
Gün içinde Kerem sosyal
medyada karşılaştığı haberleri
ailesiyle de paylaşıyor. Bu durum
zaman zaman tartışmaları da
beraberinde getiriyor, zira aile
sosyal medyadaki haberlere asla
inanmıyor.
Kerem, “Haber kanallarından
onların istedikleri haberleri
alıyorsunuz” derken aile, oğullarını
uyarıyor: “Seni hep sosyal
medya böyle yaptı. Oradan
uzaklaş.”
Bakan çağrı yapana kadar
baba alkışa çıkmıyor
“Haberle yatıp kalkmıyoruz
ancak gündemi takip ediyoruz”
diyor Melahat Hanım. Mustafa
Bey açıklanan ekonomi paketine
ilişkin bir haber izliyor
televizyonda. Paketin “piyasaya
güven verme” amacında olduğu
fikrinde. “Ben işveren değilim.
Emekli adamım ama piyasaların
kapanmaması iyi” diyor.
Dün başlayan alkış etkinliğine
katılmayan Mustafa Bey, Sağlık
Bakanı Fahrettin Koca’nın çağrısını
izledikten sonra, bugün
saatler 21.00’i gösterdiğinde balkonda
buluyor kendini. Kerem
ise uzaktan izlemekle yetiniyor
ve ekliyor: “Normalden daha
fazla girer oldum Twitter’a.”
ÜÇÜNCÜ GÜN
Mustafa Bey televizyondan
takip ettiği sabah haberlerini
izlemeye devam ediyor. Hafta
sonu ve güneşli havayı fırsat bilip
sokağa çıkanlara kızgın, “İnsanlar
ne kadar keyfine düşkün! Hala
sıkış tepiş yerlere gidiyorlar”
serzenişinde bulunuyor.
Gün içinde karşılaştıkları
ikinci haber ise Can Dündar’ın
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan
ve Almanya Angela Başbakanı
Merkel’in koronavirüs
gündemine dair açıklamalarını
karşılaştırdığı bir video. Mustafa
Bey bu videoya sinirli, “Çok
seviyorlar başka ülkeleri övmeyi”
diyerek bir kere daha söyleniyor.
Melahat Hanım’ın Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın ekranlara
daha az çıkmasına yorumunu
merak ediyorum, yanıtı “Sağlık
bakanı açıklama yapıyor ya işte”
oluyor.
Bu konuşmayı aktaran
Kerem, annesinin Erdoğan’ı
sevdiğini, ne dediyse kabulü
olduğunu da sözlerine ekiyor.
“Devletine güveniyor annem.
Karşı fikir beyan etmez, sorgulamaz.
Babam biraz daha
sessizdir. Onu ilgilendirmiyorsa
yorum yapmaz.”
Ailenin hemfikir olduğu
tek konu sokağa çıkma
yasağı
Televizyonda sıkça tartışılan
bir konu da sokağa çıkma yasağı.
Birçok konuda farklı fikirlere sahip
Kerem ve ailesinin hemfikir
olduğu tek konu da bu:
“Ben sokağa çıkma yasağı
gelmesini istemem, açıkçası
mantıksız da buluyorum. Şimdi
açıkladıkları pakette işçi desteklenmiyor
zaten. Sokağa çıkma
yasağı gelirse sokağa çıkamayan
herkes için devletin bir maddi
yardım yapması gerekecek.
Mevcut hükûmet böyle bir şey
yapar mı, tabii ki de yapmaz.
Ama ‘Herkes evinde kalsın,
biz size bir hafta içinde test
yapıp ona göre önlem alacağız’
diyeceklerse tamam, o zaman
gelsin yasak. Babam da sokağa
çıkma yasağını desteklemiyor,
karışıklığa neden olacağını düşünüyor.
‘Millete nasıl bakacaklar
o zaman’ diye soruyor. İşte eğer
Almanya’da yaşasaydı babam da
desteklerdi. Ama Türkiye’de sokağa
çıkma yasağının devlet tarafından
iyi yönetilemeyeceğini
o da içten içten biliyor bence.”
Gün içinde açıklanan 65 yaş
üstüne yönelik sokağa çıkma
kısıtlanmasına ilişkin haberlere
ise sevinmişler, doğru bir karar
olduğunu düşünüyorlar.