Journo Almanak 2020
Unutulmaz yıl 2020'nin unutulmaz Journo içeriklerinden bir seçki...
Unutulmaz yıl 2020'nin unutulmaz Journo içeriklerinden bir seçki...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
28
Babacan rasyonel birisi.
O “kader” anlatısının içine
kendisini çok sokmayan birisi.
Ekonomik realiteler üzerinden,
iktisat üzerinden toplumu o-
kuyan; hakları ve özgürlükleri,
hepsini bunun üzerinden okuyan
bir insan. İsim ve konsept genel
olarak uydu.
EN UZUN SÜRE ÇEKIM
YAPTIĞIMIZ, EN
KAPSAMLI ANLAMA
SÜRECI
Elimizde hiçbir şey yoktu.
Önce tanıyoruz. Zaman geçiriyoruz.
Röportajlarımızı genelde
öyle yaparız. Çok uzun vakit
geçiririz. 72 saat burada kayıt
yapılmış. Bakın, kameranın açık
olduğu, bilinçli kayıt 72 saat.
Ama video 31 dakika 15 saniye.
O kadar çok görüntü vardı ki
hayatının birçok alanına dair.
Bizim için çok büyük bir görev
oldu. Kayıtları sadece izlemek
bile… Sonra not alıyorsun.
Bizim de boyumuzu aşan bir
projeye dönüştü. En uzun süre
çekim yaptığımız, en kapsamlı
anlama süreciydi.
SALGINDA ILK
VAKANIN ÇIKTIĞI GÜN
ÇEKIM BITTI, PARTI
KURULDU
Salgında ilk vakanın çıktığı
gün çekim bitti ve parti de o
gün kuruldu. Çekim için ilk kez
Ankara’ya şubatın ortasında
gitmiştik. ODTÜ Eymir Gölü’nde
çocuğuyla bisiklet sürme,
rutiniymiş, onları çektik. Aileyi
biraz tanımaya çalıştık. Babacan
profilini anlamaya çalıştık.
Bu üç dört gün sürdü. Sonra
[İstanbul’a] gelindi. Sonra beş
kişi tekrar Ankara’ya gidildi ve
bu gidiş on bir gün sürdü. Hepimiz
İstanbulluyuz, yaklaşık iki
hafta Ankara’da bulunduk. İki
kamera, iki editör ve bir de “line
producer” olarak gittik. Beş kişi
bile fazla aslında. Bir odaya giriyoruz,
toplantısı oluyor, odada
zaten 15 kişi var, beş kişi de biz
giriyoruz.
SINEMA KAMERASI
IŞIN RENGINI BIRAZ
DEĞIŞTIRIYOR
Kurgunun bir kısmı da sahada
yapılıyor. Bizim de görsel ile
olan ilişkimiz izledikçe, yaptıkça,
yanıldıkça gelişiyor. Yeni şeyler
deneniyor yani. Estetik anlamda
keyif aldık. Sinema kamerası işin
rengini biraz değiştiriyor. Ali Babacan’ın
internette görüntüsünü
bulamadığımız bir yerde gidip
sinema kamerasıyla çocuğuyla
bisiklet binmesini çekince “Hayırdır
abi” deniliyor. Estetik bir
görüntü. Biraz çatışma yaratan
bir şey. Üzerine de konuşulası
bir şey. Bu başlayan tartışmayı
sevdiğimi itiraf etmem lazım.
Çünkü bir şeyi estetize etmekle
ilgili bizim ister istemez yönelimimiz
oluyor.
[Arşiv görüntüleri konusunda]
Babacan ekibinden
hiç görüntü alamadık. Ama
Anadolu Ajansı’nın Babacan
ile çektiği tüm görüntülerin deşifresi
falan vardı, medya takip
merkezinin tutuyor ya hani…
Onlar bizim için bir dizin işlevi
gördü diyebiliriz. “Ermenistan
ile sınırlar ne zaman açılacaktı
da Babacan oraya gitmişti” sorusunu
yanıtlamak için oradaki
tarihleri kullandık. Çünkü tam
o günün ana haber bültenlerini
bulmamız, TV akışını bulmamız
gerekiyordu. İpuçlarından diğer
ipuçlarına sıçrayarak bilgileri
toplama çalıştık.
CANON C200,
KIRALIK LENSLER,
YAKA VE SHOTGUN
MIKROFONLAR
Çekimlerde Canon C200
kullandık. Bir sürü lens kiraladık
bunun için. Özendik bu işe diyebiliriz.
Çünkü ilk kez bu kadar
magmaya yaklaştığımız bir şey
vardı. İyi görünmesini istedik.
Seste de Ali Babacan ile gezdiğimiz
mekânlarda çoğunlukla bir
yaka mikrofonu takılıydı. Ama
iki sinema kamerasının üzerinde
de shotgun mikrofonlar vardı.
En sonunda da ses mühendisine
gitti, ses miksajı profesyonel
yapıldı. Ama ses çok önemli,
empatiyi kurmanızı sağlayan bir
şey sonuçta.
BABACAN
BELGESELINDE
140JOURNOS’U EN ÇOK
NE ZORLADI?
Bir siyasi parti kuruluyor. Büyük
bir gizlilik var. Hiçbir şeyin
sızmaması gerekiyor. Orada bir
koşuşturmaca vardı. O biraz
gergin bir koşuşturmacaydı. O
denklemin içerisinde kalmaya
çalışmak… Özel bir belgesel
çekiyorduk. [DEVA Partisi]
Genel merkezini çektiğimiz daha
parti başvurusu yapılmamıştı.
Çalışma biçimimiz açısından bu
kısımlar yeniydi.
(Ankara çekimlerinden sonra
İstanbul’da kurgu nasıl yapıldı?)
Bu [izlediğiniz belgesel] dördüncü
versiyonun yedinci ara kopyası.
Her versiyonda iş kısaldı
kısaldı. Çünkü 45-50 dakikalarla
başladık. Çok uzundu ama bir
sürü şeye de cevap veriyor. İşte
bu da bizim çatışmamız: “Estetik
bir şey olsun ama seyir değeri
devam etsin” düşüncesiyle bir
kurgu yapıyoruz. Seyir değeri
bizim için çok önemli. Bu son
girdiğimiz yolda etkili kılan,
işlediğimiz içeriğin ne olduğunu
insanlara konuşturan şey
biraz o seyir değeri. Ona değer
veriyoruz, onun için 50’den 30
dakikaya inene kadar göbeğimiz
çatladı diyebilirim.
İLK KEZ ODAK GRUBU
KURUP BELGESELI ÖNCE
ONLARA IZLETTIK
Bir “focus group” (odak grubu)
kurduk. Bu da yeni bir şey.
Grupta birbirinden farklı bir
sürü karakter var. Yani videoyu
izlediğinde antropolojik okuma
yapabilecek insan da vardı, çok
farklı siyasi görüşlerden insanlar
da vardı, öğrenciler de vardı. Yorumlarını
aldık hepsinin. Onlar
videoyu izledikten sonra Zoom
görüşmeleri yaptık, notlar aldık.
İyi oldu. [Bu işte kullandığımız]
Sinema kamerası ve focus group
yeni kapılar açtı kafamızda.
Kullanacağız bundan sonra da.
(Babacan’ın geçmişte bazı
gelişmelere sadece parti içinde
itiraz edip dışarıya yansıtma-