28.12.2020 Views

Panorama Gazetesi Sayı 7

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

04 gündem

Açık Büfe

Hayatı açık büfeye benzetirim;

İnsanları da ellerinde geniş

geniş tabakları ile bu açık büfenin

etrafında dolanan her şey dahil

otellerin konaklama zamanı sınırlı

müşterilerine…

Açık büfe çok zengin; tatlısı, tuzlusu,

ekşisi, acısı pek bir bol. Her damağa

göre lezzet gani.

Örneğin bir tepside hurafe soslu

cahillik ve aymazlık ile birlikte sunulan

riyakarlık sote varken, bir diğerinde

beşamel soslu iyilik ve kadirşinaslık

haşlamayı bulabilirsiniz. Yanık yağda

kızartılmış hainlikle birlikte servis edilen

gıybet çorbasını bulduğunuz gibi.

Üzerine sazan yumurtası yağı

serpilmiş kibir salatası da mevcuttur bu

açık büfede zarafet otu ile tatlandırılmış

naiflik püresi de…

Canınız çiğlik çekerse çiğ köfte

kıvamında ekşili acılı yoğrulmuş had bilmezlik

köftesini tercih edebilirsiniz; yok

ben erdem, illa erdem isterim derseniz

insanlıkla marine edilmiş haysiyet pilavı

tam damağınıza göredir. Ancak dikkat

edeceğiniz bir husus var, bu yemek

hemen ilk sıralarda sunulur, tabağınıza

aldınız aldınız, alamadınız arkanız

çok kalabalık tekrar başa dönmeniz bir

ömür boyu süre alabilir.

Toprak kapta sunulan samimiyet ile

dürüstlük kavurmasından almak için

fazla acele etmeye, diğerleri ile itişip

kakışmaya gerek yok, aşçının en bol

yaptığı ama müşterinin pek azının rağbet

ettiği bir yemektir. Bu yemeği açık

büfede pas geçenlerin çoğu hazımsızlık

yaptığı söylerlerse de inanmayın.

Tembellik közünde parpurlanmış

çekemezlik beğendi de pek meşhurdur.

Talibi de çoktur. Çalışkanlık ve üretim

böreği de vardır elbet ancak acıdır.

Acıya katlanamayanlar pek almazlar ta

baklarına.

Buldumcuk pilavı da ünlüdür açık

büfenin kerameti kendinden menkul

şehriyesi ile yapılanı pek bir kapışılır.

Yiyeni buldumcuk yapar ki, üzerine kırk

kova görgü yoğurdundan mamül yayık

ayranı içse bile iflah olmaz.

Yalan dolan dolması için ayrı bir

kuyruğa girmek gerekir; Öyle önceden

yapılmaz çünkü anında namussuzluk

sosuna bulanmazsa tadı biraz buruk

olur. Hele bir de hurma ile yapılanı

vardır ki, er geç tırmalar.

Edeple karılmış haya kebabı en

lezzetli menülerdendir. Ama mutlaka

erdem ateşinde pişirildiğinden yemesi

bile maharet ister. Her türlü melanete

iyi gelir yeter ki haya kaşığı ile yensin.

Omurgasızların tercihi omurga kalburabastısıdır.

Kişilik isteyenler kişnişli

kişilik kapamayı alırlar tabaklarına.

Hercai menekşe ve kuşkonmazlı

risotto en popüler yemeklerdendir. Tabii

hercailer için.

Ciğerli olmak isteyen canciğer

sarmaya itina gösterirken, ciğersizler

Olcay Erözden

için kelle haşlama da mevcuttur büfede.

Hemen beyin salatasının yanında sunulur.

Artık kim hangi eksiği varsa onu alır

tabağına. Şef hiç karışmaz.

Her telden çalarım, yeter ki karnım

doysun diyenlere Taco Pizza Rulolar

önerilir. İçlerinde her şey vardır ama

tatları aynıdır. Bir versiyonu da aşuredir.

Fasulyeden kayısıya kıyasıya rekabet

sevenlerin gözdesidir.

Pesto soslu kanepeleri de rağbet

görür açık büfenin sosun adını bilmese

de meraklılar için iyi menüdür. Her

konuda kalabalık laflarla fikir beyan

eden, ama fikrine dolananlar için enfes

bir seçenektir.

İlk bakışta salçalı makarna sanılsa

da görünümüne kanıp tabağına alanlar

salçanın kendileri olduğunu daha ilk

lokmada anlarlar. Ömür boyu ona

buna sıvaşmaları da bundandır.

Bir de halt haşlaması vardır. Çiğnemeden

yutulur, yemesi tatlı çıkarması

pek eziyetlidir. Tabakların tamamına

yakında görürsünüz. Kimi bir kaşık

alır kimi beş kaşık. Üzerine zannetme

baharatı olamazsa olmazıdır. Kendini

bir halt sananların rağbetinden dolayı

bunun önünde de kuyruk çoktur.

Yalakalıklı Marshmallow; Tadı bir

şeye benzemese de bir halt haşlaması

ile yarışır. En çok sıra ve sırada kaynak

bu yemeğin önünde olur. Dolayısı ile

en çok maraza da bu yemekten çıkar.

Bir de sebze sufle vardır tercihler

arasında, suflenin temelini yine

beşamel sos ve yumurta oluşturur.

Bu yüzden tuzlu suflelerin yapımında

dikkat edilecek en önemli nokta

beşamel sosun çok iyi hazırlanması

ve pişirilmesidir. Sos gereğinden fazla

sulu ve yumuşak, gereğinden fazla katı

olmamalıdır. Olursa maazallah sebzeler

çiğ kalır ki bu açık büfede buna asla

izin verilmez.

Turşusuz yapamam arkadaş diyenler

içinde çeşit çeşit turşular bulunur

açık büfede. En çok rağbet göreni hıyar

turşusudur. Kim bilir belki cacığa da

olan ilgi hıyar bağlamında değerlendirilmelidir.

Sakatatlar da sıra sıradır tezgahta.

mercan köşk ile tatlandırılmış füme

dil vardır ki, ağız acılığını, dil yaresini

şıp diye keser. Ama nedense tabaklarda

füme dil değil, çatal dile rastlanır

sıklıkla. Hani çataldan kasıt yılan dili

olmasa es geçecek insan fakında bile

olmayacak tabağındakinin.

Dirayetle karılmış ahde vefa sahandayı

da atlamamak gerekir menüyü

sayarken. Gerçi onuda tabaklarda sıkça

görmek mümkün olmasa da, tadını bir

kere alan müptelası olur.

Had ile pişirilmiş, üzerine izan

ilave edilmiş Gönlübol fırındayı

unutursam, haddini bilenlere haksızlık

etmiş olurum. Bu yemekte kapışılanların

arasında sayılmaz ama tabağına

almak için ısrarcı olanların sayısı da az

değildir hani.

Menü bu kadar geniş olur da döner

kebap olmaz mı? Olur elbette ama bu

döner kullanılan malzeme açısından

alışık olduğumuz dönerden biraz farklı.

Her ne kadar ateşle harman olsa da bazen

bir tarafı çiğ kalır. Döne döne başı

dönenlerin tercihleri arasında yer alır.

Eee tatlısı yok mu bu açık büfenin?

Olma mı? tatlı deyince ilk akla gelen

isimler hanım göbeği,Dilber dudağı,-

vezir parmağı ,şıllık tatlısı vs olsa da bu

büfenin tatlılarının hepsine aynı adı vermiş

onları yapan; hayat demiş kısaca…

Menü sayısız, yer sınırlı; son olarak

bir de lokma tatlısından söz edeyim. Bu

büfede haramı da var lokmanın helali

de. Artık hangisini tercih ediyorsanız

koyuverirsiniz tabağınızın bir köşesine.

Menü saydığımın kırk katı; Herkes

hepsinden almakta özgür.

Ama ben size ŞEF’in tavsiyesi konusunda

küçücük bir tüyo vereyim mi?

Diyor ki; Siz siz olun tabağınıza

bolca Sade Ahlak Yahnisi alın. Tatlısını

bana bırakın.

Ne demişler ‘’İnsan ne yerse o dur’’

O mudur?

O dur, o dur…

D Vİtamİnİnİn Fazlası

Bİrçok Sağlık Sorununa

Davetİye Çıkarıyor

Yeni Tip Koronavirüse (Covid -19) karşı bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği yönünde olumlu

etkileri olduğu bilinen D vitamini, son ayların en çok konuşulan konuları arasında yer alıyor.

Uzmanlar sağlığımız için büyük önem taşıyan bu vitaminin fazlasının ise kandaki kalsiyum ve

fosfor miktarında artışa neden olabileceğini vurguluyor.

Yaşadığımız Yeni Tip

Koronavirüs (Covid

-19) salgını sürecinde

bağışıklık sistemimizi korumak

adına mutivitaminlere gösterilen

ilgi her geçen gün artıyor.

Bu kapsamda ise son aylarda

dünyanın farklı noktalarında

yapılan araştırmalar ve uzman

görüşleri ile beraber vücudunuzda

kritik rol oynayan, yağda

çözünen D vitamini öne çıkıyor.

Öyle ki yakın zamanda yapılan

bir çalışma, yeterli D vitamini

seviyesine sahip olan COVID-19

ile hastaneye yatırılan hastaların

olumsuz sonuçlar ve ölüm riskinin

azaldığını gösteriyor. Fakat

bu vitaminin bilinçsiz şekilde

kullanımı ise birçok sağlık sorununa

davetiye çıkarıyor.

Kas ve Kemikler için

D Vitamini Büyük Önem Taşıyor

Güneşten ve besinlerden alınan

D vitamini takviyelerine pandemi

döneminde ilginin arttığına

dikkat çeken Romatem Hastanesi

Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon

Uzmanı Dr. Esra Mustafa, “ Evet

vitaminler vücudumuzun genel

sağlığı ve zinde kalmamız açışından

önem arz ediyor. Özellikle

son zamanlarda D vitamine ilgi

artmış durumda. Fakat kullanımda

kontrollü olmak büyük

önem taşıyor. Sağlıklı bir kişinin

vücudundaki kalsiyum, vücudun

güçlü kemikleri ve kasların hareket

etmesine yardımcı olmak

ve sinirlerin vücut parçaları ile

beyin arasında bilgi taşımasını

sağlamak gibi diğer hayati işlevleri

sürdürmesi için emilir. Kalsiyumun

bağırsaktan emilmesi ve

düzgün çalışması için D vitamini

çok önemli bir rol oynar Yüksek

miktarlarda alınan D vitamini ise

kişide kas güçsüzlüğü, halsizlik,

iştahsızlık, kabızlık, bulantı, kusma,

yüksek tansiyon, depresyon,

böbrek taşı, çarpıntı gibi şikayetler

oluşturabilir” dedi.

Günlük D Vitamini

Takviyesi Ne Kadar Olmalıdır?

Dr. Mustafa, sözlerine şöyle

devam etti: “Eklem kıkırdağında

biriken kalsiyum kireçlenmeye

de neden olabiliyor. Ayrıca

vitamin eksikliği bebeklerde

ve çocuklarda ise büyümenin

gecikmesine, kas güçsüzlüğüne

ve iskelet sorularına neden

olan raşitizmlere yol açabilir.

O yüzden bu dengeyi uzman

kontrolünde ayarlamamız gerekiyor.

D vitamini alımı, 1-10

yaş arası çocuklar günde 50

mikrogramdan, yetişkinlerde ise

günde 100 mikrogramdan fazla

olmamalıdır”

Pandemi sürecinde

Artan ağrılar ilaçsız

tedavilere ilgiyi arttırdı

Çağın problemi olarak

adlandırılan ‘Hareketsizlik’

yaşanan salgın

sürecinde daha da arttı.

Bu da başta kas ve iskelet

sisteminde olmak üzere

vücudun farklı bölgelerinde

birçok sağlık sorununa neden

oluyor. Sorun yaşayan

kişiler de pandemiden dolayı

ilaçsız, iğnesiz tedavilere

her geçen gün daha çok ilgi

gösteriyor. Bu kapsamda ise

eski bir tedavi yöntemi olan

sadece etkilenen bölgeye

değil, tüm vücudun sağlığına

odaklanan ‘Osteopati’

vatandaşların tercihi oluyor.

Kas- İskelet Sistemindeki Sorun

Genel Sağlığımızı Etkiliyor

Vücudun kas-iskelet sistemi

uygun şekilde hizalanmadığında

dolaşım sistemi,

organlar ve sinir sisteminin

kendi içinde doğru ve

birbirleri arasında uyum

içinde çalışmasını engellediğini

ve bu nedenle vücudun

kendini iyileştirme yeteneğinin

azaldığına dikkat çeken

Fizyoterapist Ali Menoğlu,

“Kas ve iskelet sistemi biyomekanisinin

doğru olması

önem taşıyor. Osteopatik

tedavide kişiye klinik testler

yaparak problemin kaynağı

saptanır ve sonrasında

vücudun belirli noktalarına

dokunuşlar yapıp uyarılar

vererek tedavi edilir. Osteopati

hem soruna hem de alta

yatan nedene odaklanarak

bütüncül bir tedavi sağlar”

ifadelerini kullandı.

Sertifikalı Kişilerin Uygulaması

Büyük Önem Taşıyor

Menoğlu, sözlerini şöyle

sürdürdü, “Bel, boyun ve sırt

ağrısı, baş ağrısı, uyku problemleri

tenisçi-golfçü dirseği,

sporcu yaralanması, sindirim

sorunları ve duruş problemleri

gibi birçok rahatsızlığın

çözümünde faydalanılan

‘Osteopati’ ilaçsız olması

nedeniyle kişilere büyük

avantaj sağlıyor. Bu tedaviyi

osteopati eğitimi almış

doktor ve fizyoterapistlerin

uygulaması gerekiyor. Bu

konuda vatandaşlarımız

dikkatli olmalı, sağlık bulayım

derken sağlıklarından

olabilirler.”

Tarif:

Leyla Eyüboğlu

BAL KABAĞI TATLISI

Malzemeler

1 Kg Bal Kabağı

3 Su Bardağı Süt

1,5 Su Bardağı Toz Şeker

1 Yemek Kaşığı Gülsuyu

10 Adet Kakule

1 Tatlı Kaşığı Toz Tarçın

2 Yemek Kaşığı Bitkisel Margarin

Üzeri İçin:

50 – 100 Gr Çiğ Koju Fıstığı

Yapılışı:

Kabaklar rendelenir. Bir

tencereye alınır. Üzerine

süt, toz şeker ve tarçın

eklenir. Ardından kakuleler

temizlenerek havanda

döğülür. Karışımın üzerine

eklenerek pişmeye bırakılır.

Pişmek üzere iken yağ ve

gül suyu eklenir ve karıştırılır.

Helva kıvamına gelene

kadar pişirilir. Sıcak olan

tatlı servis kaplarına alınır.

Üzerine çiğ kaju fıstığı ile

süslenir. Soğuk servis edilir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!