You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
ÇARÇUBA ‘‘SALDIRGANLIK’’
family structure, absence of parents, divorce with a child, divorce and crime olarak belirlenmiştir. Bu
çalışmada araştırmaya sınırlama getirilerek, 2011 ile 2021 yılları arasında yapılmış ve erişilen tüm
çalışmalardan yalnızca 5 tanesi araştırmaya dâhil edilmiştir.
Bulgular
Sogar (2017) çalışmasında, aileler ve çocukta suçluluk ilişkisini inceleyen üç farklı teori alanını
açıklamaktadır. İlk yaklaşım, çocuklar ve ebeveynleri arasındaki psikolojik süreçlere ve etkileşimlere
odaklanmaktadır. İkincisi, aile yapısının rolünü ele almaktadır. Son yaklaşım, aile işleyişi ve suçluluk ile
ilgili ekonomik faktörleri dikkate almaktadır.
Çocuklar ve ebeveynleri arasındaki iletişim süreçleri incelendiğinde genç suçluluğunu ebeveyn
disiplini, gözetim, şefkat ve aile uyumu seviyelerine bağlayan bir grup araştırmacı olduğu
görülmüştür. Buna göre saygılı, demokratik disiplinle uyumlu ve sevgi dolu aileler çok daha düşük
suçlu çocuklar üretme olasılığına sahiptir. Bir diğer araştırmacı grubu süreci değişkeni ve suçluluk
arasında önemli olan 3 değişken belirlemiştir. Bunlardan ilki disiplin hem annenin hem de babanın
disiplin ve cezalandırma yöntemlerini dikkate almaktadır. İkinci değişken olan süpervizyon,
ebeveynlerin oğullarının evden çıktıklarında nerede olduklarını ne kadar iyi denetlediklerine
dayanmaktadır. Son değişken ise bağlanmadır. Ebeveynlerine karşı sıcaklık ve hayranlık ifade eden
çocuklar bağlılık gösterdikleri şeklinde değerlendirilmektedir. Ebeveynler de aynı şekilde duygusal
olarak bağlılık göstermektedir. Bu değişkenlerin üçünün de resmi mahkeme kayıtlarında bildirildiği
üzere, erkek çocukların giriştiği suçlu davranış örneklerinin sayısı ile olumsuz bir ilişki içinde olduğu
bulunmuştur. Sert disiplin, zayıf denetim ve zayıf duygusal bağlılığın suçluluğu artırdığı sonucuna
ulaşılmıştır.
Aile yapısının rolü incelendiğinde sosyal kontrol teorisinin bir revizyonu olan ebeveyn yokluğu
modeli, evde ikinci bir ebeveynin yokluğunu çocuk suçluluğu ile yüksek oranda ilişkili olarak
görmektedir. Buradaki argüman, bir ebeveynin daha az sevecen veya sıcak olduğu değil, bağımsız
olarak tamamlamaları gereken çok sayıda yaşam talebi ve sorumluluğuyla karşı karşıya olduklarıdır.
Buna göre tek ebeveyn çocuklarına destek ve rehberlik sağlamak için daha az zamana sahiptir,
bunun da çocukların davranışlarının daha az izlenmesine ve dolayısıyla çocuğun suça karışması için
daha fazla fırsata neden olabileceği düşünülmektedir. Ailenin bileşimi, bir çocuğun suça yönelik
faaliyetlere katılımını öngörmede anahtar değişken olarak değerlendirilmektedir. Birçok araştırmanın
incelenmesi sonucunda yazarlar ebeveyn yokluğunun genç suçluluğu ile önemli ölçüde ilişkili
olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Bir ebeveynin yokluğunu deneyimleyen ergenler arasında
suçluluğun %10-15 daha yüksek olduğu sonucuna bildirilmiştir. Bu ilişki, daha az ciddi, şiddet
içermeyen suçluluk biçimleri için daha güçlü görünmektedir. Ebeveyn yokluğunun nedenleri önemli
olduğu da anlaşılmıştır. Boşanma veya ayrılık nedeniyle yokluğun, bir ebeveynin ölümü nedeniyle
yokluğa kıyasla çocuk suçlu davranışıyla ilgili olma olasılığının daha yüksek olduğu anlaşılmıştır.
Ebeveyn yokluğu teorisini test eden çalışmalara benzer şekilde, sadece bir ebeveynle yaşayan
gençler arasında suçluluğun daha yüksek olduğu da bildirilmiştir. Ek olarak aile birliği bozulmamış
ailelerde erkek çocukların %18'inin mahkûmiyet kaydına sahipken, aile birliği bozulmuş ailelerden
erkek çocukların oranı %29'unun mahkûmiyet kaydına sahip olduğu belirtilmiştir.
Son olarak, aile işleyişi, suçluluk ve ekonomi arasındaki ilişki incelendiğinde ekonomik zorlanma
modeli öne çıkmaktadır. Bu model, ekonomik faktörleri suçluluğun oluşmasında anahtar olarak
görmektedir. Diğer modeller, ailenin özelliklerinin aracılık ettiği yoksulluk ve suçluluk arasındaki
bağlantıyı görürken, ekonomik zorlanma modeli maddi zorluk ve suçluluk arasındaki ilişkiye
odaklanmaktadır. Dezavantajlı ailelerden gelen gençler için birçok pro-sosyal kanala kolayca
erişilememektedir. Bu teori, yoksulluk ve suçluluk arasındaki bağlantının çoğunu, yoksulluk içindeki
ebeveynlerin çocuklarını ders dışı etkinliklere kaydettirmeyi göze alamamalarından kaynaklandığı
29