22.02.2022 Views

Çarçuba 3.Sayı

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ÇARÇUBA ‘‘SALDIRGANLIK’’

En nihayetinde insanın en temel

haklarından biri olan yaşama hakkının ihlal

edilmesine kadar büyük ve acı sonuçlara yol

açmaktadır. Bu sonuçların ortaya çıkmasında

toplumun erkek-kadın bireye yüklediği

gereğinden büyük sorumluluğun etkisi

yadsınamayacak kadar fazladır.

Aile, en küçük ve temel toplumsal birimdir.

İlk öğrenme burada başlar, ilk ahlaki yapı

burada şekillenir. Çocuk, belli bir yaşa kadar

doğru- yanlış ayrımı yapmadan anne

babasının gösterdiği tüm davranışlara maruz

kalır. Belli bir yaştan sonra çocuğun,

öğrendiği veya maruz kaldığı davranışların

nedenini sorgulama mekanizması, çevresi

tarafından pekiştirilmezse ileride büyüdüğü

ortamda yeni bir baba veya anne olacak olan

o çocuk, doğru-yanlış muhakemesini kendi

içinde yapmak zorunda kalacaktır. Doğru

bildiği bu yanlışlar içerisinde erkeğin

kadından daha üstün olduğuna yönelik veya

kadının erkeğe muhtaç ve erkeğe göre daha

aciz olduğuna dair yargılar yer alabilir. Böyle

bir kalıp yargı – elbette bu kalıp yargıyı

pekiştirecek toplumsal destek- erkek bireye,

kadına şiddet uygulayabileceğine dair ya da

ailesinde sadece kendisinin sözü

dinleneceğine yönelik “ayrıcalığa” ve

“üstünlüğe” sahip olabileceğini zannetme

yönünde varsanıya neden olmaktadır.

Toplumsal cinsiyetin egemen olduğu

toplumlarda yetişen yen bireyler adeta

beyinleri yıkanırcasına bu yönde birçok

tehlikeli olumsuz uyaranlara maruz

kalmaktadır. İkili ilişkilerin evlilik şeklinde

ilerlemesinin ardından başta kadına ve

çocuğa yönelik şiddet olmak üzere aile içi

huzursuzluk olarak başlayan bu süreç,

bireysel ve toplumsal ruh sağlığının

bozulmasına kadar birçok olumsuz sonuçlar

doğurmaktadır.

Ancak böyle bir zorunluluk tehdit gibi

algılanmamalıdır. Toplumsal ruh sağlığı için

yapılan her iş aslında toplumsal bir

sorumluluktur. Toplumsal cinsiyet, toplumun

kendisinin yarattığı içi boş ve derhal

söndürülmesi gereken kocaman bir balon

gibidir. Kadının kadın; erkeğin erkek

olduğunun ve toplumun her kesiminde, tüm

statülerde eşit hak ve özgürlüklere sahip

olduklarının bilincinde olmak, bu bilinçle yeni

nesiller yetiştirmenin, toplumun kanayan

yarası olan bu problemi bir daha gündeme

getirmeyecek şekilde ortadan kaldıracağına

inanıyorum.

Fatih Atik

T.C. İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi

Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü

Referanslar:

Tunç, Ö. V. (2021). Çevrimiçi Oyun Bağımlılığı ile Saldırganlık ve Yalnızlık Arasındaki

İlişkinin İncelenmesi. (Yüksek Lisans Tezi). Ulusal Tez Merkezi. (669933)

Bu olumsuz sonuçları engellemek her bireyin

toplumsal sorumluluğudur. Hatta toplumsal

“zorunluluk” demek daha doğru olacaktır.

07

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!