You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>ELLE</strong><strong>POP</strong><strong>UP</strong>YAŞAM<br />
GAD Architecture Cappadocia Spa Hotel projesinin kurgusunda coğrafyanın tüm fiziksel ve<br />
kültürel verilerini kullanarak “yerin” bir parçası olması hem de kendi içinde yarattığı özel doku<br />
ve kurgusuyla da “kendi bağlamını” yaratması hedeflenmiş. Amaç, mimari kurguda doğal<br />
olanla yeni olanın arasındaki sınırları yok edip birbiri içine geçmesi.<br />
Kapadokya Karlık projesi<br />
mak üzerine de çalışıyoruz. Daha çok başındayız ama yeni<br />
nesile bunları öğretmeye çalışıyorum. Bu teknoloji şu anda<br />
emekleme döneminde; sadece bir – iki katlı evler yapabiliyorsunuz<br />
ve çatısını veya içindeki bazı detayları yapmak için<br />
henüz yeterli değil. Ama gelecekte çok iyi olacak. Bu teknoloji,<br />
örneğin Mars’ta koloniler üretmek için de kullanılacak;<br />
çünkü oraya bu yazıcıyı götürüp, oradaki toprağı, kili işleyip<br />
bir tüpten geçirerek, bilgisayar vasıtasıyla mekanları oluşturmak<br />
mümkün. Dünyadan oraya çimento, çelik götürmek<br />
mümkün olmayacağına göre, bu tür bir teknoloji kullanmak<br />
lazım orada.<br />
Bunun yanında, dünyada da daha organik, natürel malzemelerle,<br />
toprağı, taşı kullanarak veya ekolojik çimento ile<br />
bina yapmanın yöntemleri gelişiyor. Bunlar mimarlığı çok<br />
değiştirecek. Tabii bir de her şey mimarlar eliyle yapılacak<br />
diye bir şey yok. Mesela ev, mimarsız mimarlığın en uygulanabilir<br />
olduğu konu.<br />
Röportajımızın başında da bahsetmiştin, Kapadokya<br />
senin için önemli bir bölge sanırım. Neden? Ve orada<br />
neler yapıyorsun?<br />
Genel olarak her yerde ele aldığımız projelendirme<br />
biçimi, çevreye olan duyarlılığımız, yerel malzemelerin<br />
kullanılması, oraya damdan düşer gibi değil de, sanki oranın<br />
bir parçasıymış gibi lokalliğe değer veren bir felsefemiz var.<br />
Kapadokya’da hunharca bir şekilde terk edilmiş taş ocağını<br />
bir otel tesisine çevirerek; bulunduğu yerin atmosferine<br />
sahip termal konaklama, ağırlama oteli yapma düşüncesiyle<br />
bu tasarım sürecine girdik. Aslında bu bölgede yaptığımız ilk<br />
proje değil, fakat bu sefer tahrip edilmiş bir dağın yeniden<br />
kazanımını programlamak için çalışmak tasarımı çok daha<br />
anlamlı bir konuma getiriyor.<br />
Arazinin özgün fiziksel özellikleri ile ana tasarım faktörü<br />
haline gelen arkeolojik alanları ve arazinin mevcut<br />
parametrelerini ve yerel özelliklerini dikkate alarak<br />
oluşturuyoruz projeyi. Mesela tasarım sürecinde, Mimar<br />
Alpaslan Ataman’ın “Bir Göz Yapıdan Külliye’ye” kitabında<br />
da söz ettiği birimlerin belli oranlarda çoğalması ve<br />
yükselmesiyle oluşan bir sistemin sentezi yapıldı. Klasik<br />
yığma bir sistemde, iç mekan oluşturmak için dış mekana<br />
bir kabuk örüldü ve bu dış kabuk içeride negatif bir alan<br />
oluşturdu. Çevreyle iç mekan arasında yer alan bu kabuk<br />
bir zar oluşturma görevi görüyor aynı zamanda. Burada<br />
hedeflenen şey kabuk yapmaktan öte, büyük bir kalıbın<br />
içerisinden koparılmış parçalardan kalan negatif alanlarda<br />
iç mekan oluşturmak. Modern inşaat teknikleriyle<br />
oluşturulabilecek tüm formlarla deneyler yapıyoruz ve bu<br />
deneylerin sonucunda aslında negatif mekanların birer<br />
kalıbını oluşturarak, kalıpların içinde kalan boşlukların<br />
insanların deneyimleyeceği mekanlar haline getirilmesini<br />
hedefliyoruz. Yine aynı zamanda mekanların yatay ve düşey<br />
olarak üst üste eklenmesiyle yaşam alanlarının değişmesini<br />
sağladık. Bir kuantum mekanizması olan Wave function<br />
collapse yaklaşımıyla organik bir şehir meydana getirmek<br />
amacımız. Yapıların şehirlerdeki yerleşimleri, mimari<br />
planlarının oluşturulması gibi teknik konularda, girilen<br />
veriler doğrultusunda oluşturulan görsel ve grid sistemlerin<br />
tasarım sürecine olan etkisini önemsiyoruz. Farklı ölçek ve<br />
mekansal özelliklere sahip tüm bu birimlerin tasarımında<br />
76 <strong>ELLE</strong>