11.12.2016 Views

Türkiye’de Alevilere Yönelik Hak İhlalleri

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Türkiye’de <strong>Alevilere</strong> Yönelik <strong>Hak</strong> İhlalleri<br />

“Anayasanın 10. maddesinde kanun önünde eşitlik ilkesi vurgulanmıştır. Ancak yasa önünde eşitlik, herkesin<br />

her yönden aynı kurallara bağlı olacağı anlamına gelmez.” Yani Alevilerin devlet tarafından eşit vatandaş olarak<br />

görülmesi ile eşitlik ilkesi yerine getirilmiş olacaktır. Aleviler eşit vatandaş olarak görüldüğü andan itibaren diğer<br />

vatandaşlar ile aynı hukuksal durumda değerlendirileceklerdir. Dolayısıyla Alevilerin talepleri kanun önünde<br />

eşitlik ilkesi ışığında değerlendirildiğinde devletin bu talepleri yerine getirmeme durumu bulunmamaktadır.<br />

Yani bugüne kadar Alevi vatandaşların DİB, zorunlu DKAB dersleri ve cemevlerinin statüsüyle ilgili yaşadıkları<br />

sıkıntılar, en basit ifadeyle, Alevilerin devlet tarafından eşit vatandaş olarak görülmemesinden kaynaklı bir<br />

konudur.<br />

Devletin ayrımcılık yapması taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler ve TC anayasası tarafından yasaklandığı<br />

gibi ayrımcılık yapan kişiler de TCK 122. maddesince ayrımcılık suçunu işlemiş sayılacaklardır. Madde 122’nin<br />

gerekçesine bakıldığında; “Madde, insanlar arasında, yürürlükteki kanun ve nizamların izin vermediği ayırımlar<br />

yapılarak, bazı kişilerin hukukun sağladığı olanaklardan yoksun hale getirilmelerini cezalandırmaktadır.<br />

Amaç, vatandaşlar arasında çeşitli etmenlere dayanan<br />

grup mensubiyeti nedeniyle ayrım yaptırmamaktır... Madde<br />

böylece aslında millet bireyleri arasında bölücülük yapılmasını<br />

önlemek amacını gütmektedir.” (TC Adalet Bakanlığı)<br />

Buradan bir çıkarım yapılacak olursa, ayrımcılığın toplumun<br />

fertleri arasında dahi yasaklanmış olduğu, dolayısıyla devletin<br />

bizatihi ayrımcılık yapmasının hukuk sistemi içerisinde ne<br />

kadar imkânsız olduğu bir kez daha karşımıza çıkmaktadır.<br />

Ancak ne yazık ki maddenin uygulanması noktasında<br />

eksiklikler göze çarpmaktadır. Nasıl uygulanacağı noktasında<br />

belirsizlikler hâkimdir. Bu noktada yargının içtihatları ve<br />

içtihatlar sonunda Yargıtay’ın vereceği içtihadı birleştirme<br />

kararları önemlidir.<br />

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu Madde 122<br />

Nefret ve Ayrımcılık 11<br />

(Değişik madde ve başlığı: 6529 - 2.3.2014 /<br />

m.15) (1) Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik,<br />

siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep<br />

farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle;<br />

a) Bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya<br />

taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya<br />

verilmesini,<br />

b) Bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten<br />

yararlanmasını,<br />

c) Bir kişinin işe alınmasını,<br />

d) Bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte<br />

bulunmasını<br />

engelleyen kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis<br />

cezası ile cezalandırılır.<br />

Mevzuatımızdaki ayrımcılık ile ilgili düzenlemeler bunlarla sınırlıdır. Dolayısıyla Alevilerin maruz bırakıldığı<br />

haksızlıkları doğru tanımlayabilmek için henüz Türkiye hukukunda kendisine yer edinmemiş olan doğrudan/<br />

dolaylı ayrımcılık kavramlarına yer verilmesi gerekecektir.<br />

11<br />

Bu madde başlığı “Ayırımcılık” iken, 2/3/2014 tarihli ve 6529 sayılı Kanunun 15’inci maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.<br />

• 10

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!