17.01.2017 Views

EKOIQ

ekoiqsayi67

ekoiqsayi67

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ir pazar hedefi olarak gören bir<br />

firma ise, mevzuat ve standart gereklerinin<br />

yanı sıra pazardan gelen<br />

bu sinyalleri de dinlemeye başlar. Bu<br />

durumda bazı firmalar sosyal sorumluluk<br />

politikaları geliştirmeye ve uygulamaya<br />

girişirler. Bazı firmalar ise<br />

meseleyi bir iletişim ve reklam sorununa<br />

indirger ve ürün, hizmet ya da<br />

icraatları ile ilgili yanlış ya da yanıltıcı<br />

bilgiler vererek, “yeşil badana”<br />

(greenwashing) diye bilinen hataya<br />

düşerler. Eğer verilen yanlış bilgiler<br />

firmanın sosyal sorumluluk icraatları<br />

ile ilgili ise buna da “beyaz badana”<br />

(whitewashing) diyoruz. Firmalar<br />

bu ikinci aşamada mevzuata uymadıkları<br />

halde yanlış veya yanıltıcı beyanlarda<br />

bulundukları takdirde, çok<br />

kısa bir süre önce Volkswagen örneğinde<br />

gördüğümüz gibi ciddi hukuki<br />

problemlerle karşılaşabilir, dahası<br />

firma itibarlarını geçici ya da kalıcı<br />

olarak kaybedebilirler. Kısacası bu<br />

aşama, firmaların konunun stratejik<br />

önemini kavramaya başladıkları ancak<br />

riskleri ve fırsatları henüz tam<br />

olarak değerlendiremedikleri bir<br />

aşamadır.<br />

Teknolojik ve Sosyal İnovasyon<br />

Üçüncü aşamaya “stratejik yönelim<br />

aşaması” diyebiliriz, zira bu aşamadaki<br />

firmalar sürdürülebilirlik<br />

problemlerinin çevresel, sosyal, ekonomik<br />

ve politik boyutları olduğunu<br />

anlamaya ve sürdürülebilirliği hem<br />

örgütsel, hem süreç, hem de ürün<br />

ve hizmet alanlarında bir inovasyon<br />

önceliği ve fırsatı olarak görmeye<br />

başladı. Mesela Unilever, IKEA gibi<br />

bazı firmalar günümüzde döngüsel<br />

ekonomi olarak popülerleşmiş ancak<br />

aslında temelinde endüstriyel<br />

ekoloji dalının 1970’lerde ortaya<br />

attığı “atık=yiyecek” prensibine<br />

dayanan uygulamaları tasarım ve<br />

ürün geliştirme süreçlerine ve iş<br />

modellerine dahil etmeye çalışarak<br />

stratejik bir yaklaşım sergiliyorlar.<br />

Halihazırda mevcut firmaların yanı<br />

sıra, iş modelleri çevresel ve sosyal<br />

Sürdürülebilirlik yolculuğu<br />

firmalar ve iş dünyası için<br />

çetrefilli bir yolculuk. Bu<br />

evrimsel süreçte firmaların<br />

geçirdikleri değişimler,<br />

haritası olmayan ancak yolda<br />

ilerlendikçe yön göstericilerin<br />

yavaş yavaş bulunacağı<br />

maceralı bir yolculuk olarak da<br />

görülebilir aslında.<br />

problemleri çözecek inovasyonlar<br />

geliştirmeye dayalı yeni firmaları<br />

da bu aşamaya yerleştirebiliriz. Bu<br />

firmaların bazıları Tesla örneğinde<br />

olduğu gibi teknolojik inovasyona<br />

odaklanırken bazıları ise yeni teknoloji<br />

geliştirmek yerine mevcut teknolojileri<br />

ve kaynakları kullanarak<br />

sosyal inovasyonlar geliştiriyorlar.<br />

Firmaları bu çerçevede değerlendirirken<br />

teknolojik yenilik kriteri yerine<br />

inovasyonun içinde kullanılacağı<br />

bağlama uygunluğu ve çözülmek<br />

istenilen problemin semptomatik<br />

olarak mı, yoksa başka problemlere<br />

yol açmadan ve sahici bir şekilde mi<br />

çözüldüğü göz önüne alınmalıdır.<br />

Hakça Paylaşım ve Açık<br />

İnovasyon<br />

Dördüncü aşamada ise firmalar,<br />

sürdürülebilirliği stratejik düzeyde<br />

önemsemenin ötesinde içselleştirmiş,<br />

sistemsel bir bakış açısıyla kendini<br />

toplumun ve çevrenin ayrılmaz<br />

bir parçası olarak görecek şekilde<br />

dönüşmüş ve toplumun da firmaların<br />

toplumdaki rolü konusunda Endüstri<br />

Devrimi’nden bu yana gelişmiş<br />

olan görüşü dönüştürmeye katkıda<br />

bulunmakta olan firmalardır.<br />

“Dönüşüm aşaması” diyebileceğimiz<br />

bu son aşama firmaların tek<br />

başlarına ulaşabilecekleri bir aşama<br />

olmadığı ve toplumsal boyutta yapısal,<br />

teknolojik ve sosyo-kültürel<br />

dönüşümler gerektirdiği için henüz<br />

teorik bir kategoriyi temsil etmekle<br />

birlikte, bu yeni dünyasal bakış açısından<br />

türemiş iş modellerine sahip<br />

deneysel ve niş örneklere az da olsa<br />

rastlıyoruz. Bazı araştırmacılar ve<br />

düşünce liderleri tarafından postkapitalist<br />

bir dünyanın önceleyenleri<br />

olarak görülen bu firmalar -hatta<br />

bunlar klasik anlamda “firma” olmadıkları<br />

için örgütsel biçimler diyelim-<br />

kâr amaçlı değil fayda amaçlı iş<br />

modelleri geliştirmeye, hem dijital<br />

hem fiziksel müşterek kaynakların<br />

korunmasına, hakça paylaşılmasına<br />

ve işbirliği içinde geliştirilmesine ve<br />

açık inovasyona önem veriyorlar.<br />

Bu örgütsel biçimlere örnek olarak<br />

Avustralya’da kurulmuş ancak<br />

başka ülkelere de yayılan, yerel<br />

gıda üreticilerini ve tüketicilerini<br />

doğrudan temasa geçirerek gıda<br />

sistemini son derece verimsiz olan<br />

süpermarket rejiminin hakimiyetinden<br />

kurtarmak ve gıda güvenliğini<br />

sağlamak olan Open Food Network<br />

(openfoodnetwork.org) verilebilir.<br />

Sürdürülebilirlik yolculuğu firmalar<br />

ve iş dünyası için çetrefilli bir yolculuk.<br />

Bu evrimsel süreçte firmaların<br />

geçirdikleri değişimler, haritası<br />

olmayan ancak yolda ilerlendikçe<br />

yön göstericilerin yavaş yavaş bulunacağı<br />

maceralı bir yolculuk olarak<br />

da görülebilir aslında. Ancak sürdürülebilirlik<br />

problemlerinin etkin ve<br />

ekonomik bir şekilde çözülebilmesi<br />

için mevcut olan fırsat penceresi kapanmadan<br />

cesur adımlar atmanın,<br />

sistemsel çözümler geliştirmenin ve<br />

iş dünyasının toplumdaki rolünün<br />

ve sorumluluğunun yeniden kurgulanmasının<br />

zamanı geldi. Geleceği<br />

yaratacak olan firmalar, toplumsal<br />

ihtiyaçları karşılayan gıda, eğitim,<br />

barınma, ulaşım ve benzeri sistemleri<br />

sürdürülebilirlik çerçevesinde<br />

radikal bir şekilde dönüştürecek<br />

teknolojik, sosyal ve örgütsel inovasyonları,<br />

diğer çıkar sahipleri ile<br />

işbirliği içinde geliştiren, “değer<br />

yaratma”yı kâr maksimize etmek<br />

olarak değil, toplumsal fayda geliştirmek<br />

olarak formüle edebilecek<br />

firmalar olacak. m<br />

KASIM - ARALIK 2016 / <strong>EKOIQ</strong> 111

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!