Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
MAKALE<br />
HÜSNÜ KANBER<br />
GEÇMIŞTEN BİR MİRAS:<br />
GÖNÜL<br />
COĞRAFYAMIZ<br />
Geçtiğimiz sene, Birleşik Krallıklar’a bağlı<br />
özerk bir ülke olan Kuzey İrlanda’nın başkenti<br />
Belfast’ta,İslamiyet ile tanışıp Müslüman<br />
olmuşgençbir arkadaş ile tanışıp muhabbet<br />
ederken Yasser Bey adında Müslüman bir<br />
beyefendi de bizim muhabbetimize dahil<br />
olmuştu. Yeni tanışmamıza rağmen gönülden<br />
gelen muhabbet ile sohbet ederken<br />
Yasser Bey hiç beklemediğim bir anda bana<br />
Osmanlı’nın geri gelmesi için dua ettiğini<br />
söyledi.Birkaç kelimeden ibaret olan bu<br />
cümle beni hala derinden etkiliyor.Yasser<br />
Bey’in bu ifadesi aslında gönül coğrafyamızın<br />
enginliğini ve gönül coğrafyamızda<br />
yaşayan bireylerinde geçmişe olan özlemini<br />
bizlere gösteriyor. Müslüman ülkelerde<br />
birçok sorunun yaşandığı şu zaman<br />
diliminde Yasser Bey sözlerinin devamında<br />
ise Osmanlı’nın geri gelmesi durumunda<br />
sorunların biteceğini söyledi. Aslında o gün<br />
o mecliste yaptığımızmuhabbet, bize engin<br />
bir gönül coğrafyasından kalan manevi<br />
mirası gösteriyordu. Bir başka ifadeyle, gönül<br />
coğrafyamızın engin sınırları içerisinde yer<br />
alan bir mecliste, safi düşüncelerle gönülden<br />
gelen özlem ve muhabbetin o cihan<br />
imparatorluğunun varisi olan ülkeden gelen<br />
bir misafire sohbet esnasında aktarılmasıydı.<br />
Osmanlı’nın manevi mirasçısı olan Türkiye,<br />
tarihte olduğu gibi bugün de birçok coğrafyada<br />
bir umut ve geçmişin mirasını üzerine<br />
almış bir ülke olarak görülüyor.<br />
Gönül coğrafyamız dediğimizde hiç<br />
kuşkusuz akla gelen ilk ülkelerden birisi de<br />
Bosna Hersek oluyor.1 Mart 1992 yılında<br />
bağımsızlığını ilan eden Bosna’mızın bağımsızlığının<br />
25.yıl dönümündeyiz. İçerisinde<br />
bulunduğumuz mart ayındabağımsızlığının<br />
yıldönümünde Bosna’mızı hatırlatmaya<br />
çalışacağım.<br />
1992 yılında başlayıp üç yıldan fazla<br />
süren ve içerisinde hepimizi derinden sarsan<br />
birçok hadiseyi barındıran Bosna Savaşı<br />
esnasında Türkiye’nin Bosna konusunda<br />
tutumu, iki ülkenin geçmişten gelen ortak<br />
mirasına bir örnektir. 1463 yılında Osmanlı<br />
İmparatorluğu’nun kontrolü altına giren Boşnaklar,<br />
Osmanlı döneminde hızlı bir şekilde<br />
Müslümanlaştılar. Bosna’nın fethinden sonra<br />
Fatih Sultan Mehmed’in yayımladığı İnsan<br />
Hakları odaklı fermanileBogomil mezhebine<br />
bağlı Boşnaklar’a hoşgörülü davranıp onlara<br />
devlet hizmetinde yer vermesi Bosnalıların<br />
Müslüman olmasını hızlandıran önemli bir<br />
etken oldu. Bosna’nın fetih tarihiolan 1463<br />
yılından 1878 Berlin Antlaşması sonucu bu<br />
toprakların Avusturya-Macaristan yönetimine<br />
bırakıldığı süre zarfına kadar Osmanlılar,<br />
Bosna’nın kültürü ve gelenekleri üzerinde de<br />
etkili olmuştur. Türkiye ve Bosna-Hersek arasında<br />
geçmişten bir miras olarak gelen ortak<br />
kültür, gelenek ve tarih Bosna Savaşı esnasında<br />
da etkisini açık bir şekilde Türkiye’nin<br />
safını ve dış politikadaki etkisini göstermiştir.<br />
6 Federe Cumhuriyetten oluşan Yugoslavya’da(Bosna-Hersek,<br />
Hırvatistan, Makedonya,<br />
Karadağ, Sırbistan, Slovenya) 1989’da görülen<br />
ekonomik ve siyasi bunalım, Hırvatistan ve<br />
Slovenya Cumhuriyetleri arasındaki ilişkilerin<br />
bozulmasına sebep oldu. Aynı yıl Doğu<br />
Bloku’nda görülen yenileşme hareketleri<br />
Yugoslavya’ya da yansıdı ve 1990’da çok<br />
partili düzene geçildi. Tito’nun ölümünden<br />
sonra bir türlü toparlanamayan ülke, 1991’de<br />
9<br />
mart ‘17